Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET/16 SPOR 2 OCAK 1991
Dünya Kupası sahibini buldu, Italya takımlar^ kupalara ağırlığını koydu
90 futbolla doluyduİmparator" Beckenbauer'in yönetimindeki Federal
Almanya Dünya Kupası'mn sahibi olurken
ev sahibi îtalya 3.'lükle yetindi.
1990 Afrika futbolunun uyandığı yıldı. Kupada kara
kıtayı temsil eden Kamerun çeyrek finale kadar çıkarken
8'lik golcü Milla attığı gollerle dikkat çekti.
Spor Servisi — 4 temmuz günü ttalya'da san-
ki yas yaşanıyordu. Dünya Kupası'ndan penal-
tı atışlan sonrasında elenen evsahibi ttalya, bir
gece önce 'Toto Schillaci' sesleriyle çınlarken,
Arjantin mağlubiyeti sonrasında sessizüğe bü-
ründü. Ashnda evsahibi takınun şampiyon ol-
mak için her şeyi vardı. Bir kere kendi sahasın-
da oynuyordu ve seyirci desteğinin yanı sıra ha-
kemlerden de gözle görülür bür yardıtn ahyor-
du. Maç programlannı da ayarlamışlı, organi-
zatör ülke tüm maçlannı Roma Olimpiyat Sta-
dı'nda, güneş battıktan sonra oynuyordu.
Yedekleri en az ilk ll'i kadar güçlüydü, hatta,
yedekleri arasında bulunan Schillaci 6 golle ku-
panın gol krah oldu, ofsayt goller attı, Baggio
ise kupanın yıldızları arasına girdi. Yine de ol-
madı, Italya'da yılın "en nefret edilen adamı"
seçilen Maradonab Arjantin'e elendi Italya.
Kupayı F.AImanya kazandı. Gecen kupanın
galibi Arjantin'i Brehme'nin bitiş düdüğüne 6
dakika kala kazandırdığı penaltı golüyle 1 -0 ye-
nen Beckenbauer'in teknik direktörlüğündeki
Almanya, kupada oynadığı ilk maçtan itibaren
pek çok kişinin favorisiydi zaten. Matthaus da-
ha sonra 1990'ın en başanlı futbolcusu seçildi,
Klinsmann, Brehme, Voeller de kupanın en ba-
şanlı futbolculan arasına girdiler. Otoritelere gö-
re Almanya gerçekten de şampiyonluğu hak et-
mişti, çok gol attı, çok iyi defans yaptı, kısaca
çok iyi futbol oynadı. Ancak, 3. kez Dünya Ku-
pası'ru kazanan F.AImanya kimine göre de fi-
nalde verilen tartışmalı penaltı olmasa maçın 26
dakikasını 10, 4 dakikasını 9 kişi oynayan Ar-
jantin'i zor yenerdi.
Arjantin kupanın en az beğenilen takımıydı.
Sürekli defans oynamayı tercih etti, 10 numa-
ralı formayı giyen Maradona'nın becerisine da-
yanan goller aradı, sert oyunu tercih ettiği için
de büyük eleştirilere hedef oldu. Yine de Brezil-
ya'yı, Yugoslavya'yı, îtalya'yı eleyerek finale
çıktı ve dünya ikincisi oldu. Maradona 1986'daki
formundan çok uzaktı. Gerçi sürekli iki kişi ta-
rafından tutuldu ve verdiği gol paslanyla takı-
mına fınal yolunu acan kişi oldu ama Italya'da
en nefret edilen adam olmaktan da kurtulama-
dı.
Kupada iyi futbol oynayan, iyi mücadele eden
çok takım vardı, amabunlardan biri, Afrika'yı
temsil eden Kamerun'du. KamerunJulann fut-
bolu beklenmedik ölçüde sempatik geldi seyir-
cilere. Kupanın ilk maçında Arjantin'i 1-0 ye-
nerek tüm dünyayı şaşırtan Kamerun, daha son-
ra yoluna Afhka aslanlan lakabı ve yine başa-
nlı futboluyla devam etti. Kamerun çeyrek fi-
nalde İngiltere'ye, biraz daşanssızlıksonucuelen-
di ama ttalya 90'ın unutulmaz takımlan arasına
girdi. Roger Milla kupa öncesi 38 yaşındaki ye-
dek olarak tanınıyordu ülkesinde. Dünya Kupa-
sı*ndan sonra ise Kamerun'a heykeli dikildi ve
dünyanın tanıdığı bir yıldız haline geldi. Milla
gerçekten de hemen hemen tüm yıldızlardan da-
ha az sahada kaldığı halde, kupanın en başanlı
ve en sempatik futbolculan arasma girdi.
Îtalya 90'ın unutulmayacak bir kupa olduğu-
1990da içte ve dışta ne yaptık?
Spor Servisi — Türkiye'de, şampiyonluğu
Beşiktaş kazandı. Üçuncülüğü
Trabzonspor aldı. Cumhurbaşkanlığı
Kupasfnda Fenerbahçe ustünluğu vardı.
Lig ikincisi Sarı-Lacivertli takım şampiyon
Beşiktaş'ı 3-2 yenerek kupayı müzesine
götürdü. Federasyon Kupası'nda Beşiktaş,
Başbakanlık Kupası'nda Galatasaray,
Trabzonspor'a üstünlük sağladı.
Avrupa Kupalan'nda 'Şampiyon Kulflpler'de
Beşiktaş, Kupa Galipleri'nde Trabzonspor,
UEFA Kupası'nda Fenerbahçe
temsilcimizdi. Beşiktaş İsveç'in Malmö
takımına, Trabzonspor tspanya'nın
Barcelona takımına ilk turda elendi.
Fenerbahçe ise ilk turda Portekiz'in
Guimaraes takımını geçmesine rağmen,
ikinci turda İtalya'nın Atalanta takımına
boyun eğdı.
Almanya'yı sırtladı
ülın
futbolcusu
Mattheaus
Orta sahada görev almasına
karşın gole çok yakırı bir
oyuncu olan Mattheaus
France Football dergisinin
düzenlediği Ballon d'Or
(Altın Top) ödülünü kazandı.
Spor Servisi — Fransız France Football
Dergisi'nin düzenlediği Ballon D'or (Alün
Top) ödülünün bu yılki sahibi F.Alman-
ya'nın ve Inter Milan takımının kaptanı
Lothar Matthaus oldu. 1988 yılında altın-
cı, 1989 yıhnda dördüncu sırada yer alan
F.Alman futbolcu, bu birincilikle 3 yıldır
süren Hoüandalı futbolcuların üstünlüğü-
ne de son verdi. Bu yılki Altın Top yanş-
masında oidukça iiginç sonuçlar alındı.
1988 ve 1989 yılında ilk 3 sırayı alan 3 AC
Milanlı Van Basten, Rijkaard veGullit'in sı
ralamada bulunmadığı 1990 Alun Top ödü-
lünde, ilk 3'te 3 tane Inter Milanh Matt-
haus (1), Brehme (3), Küasnunn (6) )yer
aldı. Bu yıl sıralamada sadece 1 kaleci var-
dı, 12 numarayı kapan Îtalya Milli Takı-
mı'nın kalecisiZenga (Inter Milan). Geçen
yıl listede bulunan 21 oyuncu ise bu yılki
listede yer alamadı. En büyük çıkışı 1989'da
sıralamada olmayan, fakat bu yıl 2. sırayı
alan Salvatore Schillaci yaptı.
Altın Top ödülünü kazanan Matthaus
dünyadaki spor yazarlan tarafından da en
başarılı futbolcu olarak değerlendirildi.
Altın Top ödülü verilirken 29 ülkeden 25
spor yazan Matthaus'u birinciliğe layık
gördüler. Finlandiya ve İsveç Brehme'yi bi-
rinci seçerken, Yugoslavya ve Hollanda
Schillaci'yi 1 numaraya yerleştirdi. Hollan-
da'mn 5 kişilik listesinde Matthaus yoktu.
Matthaus kimdir?
21 Mart 1961 tarihinde doğan Lothar
Matthaus Almanya'nın Herzogenaurach
takımında fütbola başladı. 1979-80 sezo-
nunda M.Gladbach takımına transfer olan
Matthaus 1984-85 sezonunda Bayern Mü-
nih'e geçti. Son 3 yıldır ttalya'nın Inter Mi-,
lan takımının formasını taşıyor.
Matthaus orta sahada görev yapmasına
rağmen gole yakm bir oyuncu. Tekniği ve
uzaktan şutlanyla tanınan Matthaus 85 mil-
li maçta 16 gol atmış. Almanya liginde oy-
nadığı 275 maçta 93 gol atan Matthaus,
ttalya'da oynadığı 70 maçta da 28 gol attı.
Alman futbolcu Avrupa kupalannda oyna-
dığı 47 maçta da rakip kalelere 8 gol at-
mayı başardı.
nu söylemek zor olacak. Kamerun'un büyük çı-
kışı, F.Almanya'nın 3. kez kupayı kazandığı,
Brezilya'nın beklenmedik başansızlığı, İtalya'-
nın yediği ilk golle elenmesi,Arjantin'in futbol-
suzluğuyla hatırlanacak belki. Bir de F.Alman-
ya'nın 3. kez kupayı kazanmasıyla. Yine de özet-
lemek gerekirse, hakenı hatalan bol, golü az, de-
fans futbolunun benimsendiği ve fınalistlerin 6
kez penaltı atışlan sonrasında belırlendiği bir ku-
paydı.
Şampiyon F.Almanya'da tüm sporcular ba-
şanlıydı ama 1990'ın en başarılı futbolcusu ola-
rak takım kaptanı Lothar Matthaus seçildi.
Matthaus takımı adına 4 gol attı, orta saha or-
ganizasyonunu çok başanlı bir şekilde Ustlendi
ve 3 yıldır süren Hollandalı futbolculann kral-
lıklanna son verdi. tkinciliği ttalyanlann kurta-
ncı olarak nitelendirdikleri ve Dünya Kupası'n-
da İtalya'nın her maçında gol atan Toto Schil-
laci kazandı.
Avrupa Kupalan'nda Italyan takunlannın üs-
tünlüğü gözlendi. Şampiyon Kulüplerde AC Mi-
lan, Benfica'yı (Portekiz), Kupa Galipleri'nde
Sampdoria Genes, Anderlecht'i (Hollanda), UE-
FA Kupası'nda ise Juventus, bir başka ttalyan
Fiorentina'yı yenerek şampiyon oldular. ttalyan
AC Milan Şampiyon Kulüpler Kupası'run yanı
sıra Sampdoria'yı geçerek Süperkupayı, Olimpi-
a'yı yenerek de kıtalararası kupayı müzesine gö-
türdü.
Futbolu vasat
birDünyaKupası
1990'ın en büyük futbol olayında hakem
hatalan tepkilere neden oldu. Futbol ise
beklenen kaliteye bir türlü ulaşamadı.
METÎN TÜKENMEZ
ALMAN PANZERİ — Dünya Kupasfnı müzesine taşıyan F. Alman\a'nın haşarı-
suda kaptan Mattheaus'un payı büyüktü. Mattheaus attığı gollerle de dikkati çekti.
Mexico 86'da futbol kalitesinin beklenilen kaliteyi bulmama-
sından sonra güzel futbol için gözler ttalya 90'a çevrihnişti. Ne
var ki FIFA'mn dünya şampiyonası öncesinde hakemlerle ilgili
aldığı yeni kararlar "1990 yılının eh büyük futbol olayım",
"yeniUkler" ve "oynanan futbol!' açısından zengin hale getire-
medi. Futbol oyununun güzelleşmesinde hakemlerin rolü yadsı-
namaz. FIFA da bunun bilinciydeydi. Bu nedenle takımlar Îtal-
ya 90 için son hazırlıklarını yaparİcen FIFA da hakemlerle ilgili
yenilikleri açıkladı.
FlFA'run yeni kurallarındaki amacı tempolu, akıcı ve seyri hoş
maçlara olanak tanımaktı. Böyle bir maçta da hakemlerin rolü
önemliydi. Bunun için de hakemlerin zaman çalmaya, sertlikle-
re, itmelere ve çekmelere karşı kartlannı kullanmalannı istedi.
Futbolun daha da süratlenmesi için hakemlik tavan yaşını 50'den
40'a indirdi. Gole giden futbolcunun kasti durdunılmasının ise
kesinlikle kırmızı kartla cezalandınlmasını kararlaştırdı. Ne var
ki FIFA'mn yeni kararlan hakemlerce doğnı yorumlanamadı ve
Îtalya 90 hakem hatalannın bolca yapıldığı bir şampiyona oldu.
Yorum bunalımına düşen hakemler ceza alanı dışında yapılan
harekete penaltı vererek, Maradona'nın kendi cezaalanı içerisinde
elle kestiği topu görmeyerek, sertliklere izin vererek ve oyunu ge-
reginden fazla uzatarak bir dizi hatalar yaptılar. Bu hatalardan
en çok pay alan da Fransız Hakem Vautrot oldu. Vautrot, açıhş
maçında Kamerunlu futbolculann Maradona'ya 19 kez faul yap-
malanna karşın kırmızı kartını ancak maçın sonlannda çıkardı.
Arjantin-ltalya çeyrek finalinde ise 15 dakikalık uzatma devre-
sine 8 dakika inkıta ekleyerek tarihe geçti.
Îtalya 90'da futbol olarak en önemli yenilik bütün takımların
3-5-2 sistemini uygulamasıydı. Takımlann bütün dikkatleri orta
alanda yoğunlaştığı ve teknik, kuvvetli, çabuk ve kolay "alter-
natif üreten" futbolculann az olmasından ötürü orta alandaki
kavga çözülemedi ve zevkli maçlar izlenemedi. Sovyetler Birliği
ve Arjantin ise 3-5-2'nin daha değişik bir tandansım uyguladı-
lar. Sovyetler Birliği forvette sadece Protassov'u, Arjantin ise
Canniggia'yı bırakarak 6 orta alan futbolcusuyla oynadılar.
Kolombiya kalecisi Higuita ise "kalecinin ileriye kayma" ha-
-eketini daha da ileri götürerek savunmasının arkasmda bıraktı-
-:ı geniş alanı bir libero gibi kontrol etti. Higuita bu tutumunu
^enellikle başanvla sürdürdü. Ancak hakemlerin düştüğü yorum
bunalımına Higuita da duştü. Kolombiya'nın Kamerun ile yap-
tığı çeyrek finale geçme mücadelesinde orta alana yakın bir yer-
de topla buluştuğu pozisyonda, çalun sevdasına kapılınca, Ka-
merun'un 38'lik delikanlısı Milla'yatopu kaptırdı ve bu hareket
takımının elenmesine neden oldu.
Îtalya 90'da bir küçük değişiklik de gene FIFA'dan geldi. FI-
FA daha önce 16 futbolcuyu futbol alanına alırken son şampi-
onada takımlann bütün futbolculannı yani 22 futbolcuyu da
hulübeye almayı kararlaştırdı. özet olarak Îtalya 90 az yenilik-
li, hakemler açısından çok hatalı ve futbol düzeyi düşük bir şam-
piyona olarak anılardaki yerini aldı.
GÜNÜNİÇtNDEN
• F.Bahçe'de tatil bitti Fenerbahçe'de tatil bugün sona
erecek ve futbolcular ikinci yarı hazırlıklarına
başlayacaklar. Teknik direktör Hiddink'in Hollanda
yolculuğu örtcesi "7 ocak" olarak açıkladığı, ancak
yönetim kurulunun erken tarihe aldığı ikinci yarı
hazırlıklan için futbolcular bugun Dereağzı tesislerinde
meşin yuvarlakla buluşurlarken, çalışmaları antrenör Erol
Togay yönetecek. Kulüp yetkilileri, teknik direktör
Hiddink'in lstanbul'a döneceği tarihi henüz
bildirmediğini, bu nedenle Hiddink gelene kadar
futbolculan Erol Togay'm çahştıracağını kaydettiler.
• Beyhan Demirspor'da Sezon başından bu yana bir
türlü durulmayan Bursaspor'da, teknik direktör Ion
Nunweüler'in görevine son verilerek yerine Yugoslav
Miliç'in getirilmesi için çalışmalar yapılıyor. Ion
Nunweiller'in isteği üzerine suresiz olarak kadro dışı
bırakılan Bursaspor'un emektan kaptan Beyhan, Adana
Demirspor'a kiraiandı. Beyhan bu transferden 200,
Bursaspor ise 150 milyon lira aldı.
• Dağcılara çığ engeli Erciyes Dağı'nın Şeytanderesi
bölgesine çığ duştü. Yeni yıh zirvede karşılamak isteyen
22 dağcı geri dönmek zorunda kaldı. Kayseri bölgesinden
17, Izmir bölgesinden 5 dağcı bu sabah Erciyes Dağı'nın
Şeytanderesi kulvanndan tırmamşa başladılar. Dağcılar
Şeytanderesi'ni tırmanıp 3 bin 800 metre yükseklikteki
Hörgüçkaya'ya geldiklerinde, Şeytanderesi'nin orta
kısmında iki ayn yere çığ düştü.
• Trabzon topbâşı yapryor Türkiye Birinci Ligi'nde
şampiyonluğa oynayan Trabzonspor'da futbolculara
verilen izin bugün sona eriyor. Trabzonspor Asbaşkanı
Iskender önal yaptığı açıklamada, ilk yanmn sona
ermesinden sonra futbolculara 10 gün izin verildiğini
hatırlatarak şunlan söyledi: "25 ocakta başlayacak ikinci
yarıya Antalya'ya kamp yaparak hazırlanacağız.
Buradaki kamp süremiz 20 gün olacak. Kamp kafilemiz
24 kişiden oluşuyor. Bu kampın bize ikinci yan için
oidukça yararlı geçeceğine inanıyorum. Trabzonspor
ikinci yanya bazı eksiklerini gidermiş, sakat oyunculannı
kazanmış olarak girecektir. Bu da Trabzonspor'un gerçek
gücünü göstermesinde büyük katkı sağlayacaktır."
Kadrosunda 6 millifutbolcu bulunan Hollanda takımı ile oynayacaklar
Bayan futbolcular sınav veriyor
BayrampaşaStadı'nda saat 14.00'te başlayacakkarşılaşma ücretsiz
izlenebilecek. Dostlukspor Teknik Direktörü Erdoğan Şahin, güçlü
rakiplerini yenmek için sahaya çıkacaklarını söyledi.
Spor Servisi — Dostlukspor
bayan futbol takımı bugün,
Hollanda bayan milli takımına
6 oyuncu veren Braakluizen ta-
kımı ile karşüaşıyor. Bayrampa-
şa Stadı'nda saat 14.00'te başla-
yacak olan karşılaşma ücretsiz
izlenebilecek.
Türkiye"de bayanlar futbol li-
ginin kurulması amaa ile çalış-
malarmı surdüren Dostlukspor
bu konuda ilk ciddi sınavını bu-
gün veriyor. Türkiye'ye iddialı
gelen Hollanda takımı Braaklu-
izen, Hollanda bayanlar futbol
liginde farkh skorlan ile dikka-
ti çeken bir takım. Buna karşın
Türkiye"de kendilerine özgü lig
Yönetmelik saçmalığı küme düşürüyor
AJttaki kaldı, üstteki gitti
ÖNDER BALOĞLU
ESKİŞEHtR — Gençlik ve
Spor Genel Müdürlüğü Amatör
Futbol Kurulu Başkanlığı'nın
gol averajını kaldırmak için yü-
rürlüğe koyduğu yeni yönetme-
liğin ilk tartışmalı örneği Eski-
şehir'de görüldü. Eskişehir Bi-
rinci Amatör Futbol Ligi'nin A
Grubu takımlanndan Kırmızı-
toprakspor, ligi sondan üçüncü
bitirmesine karşın, alttaki raki-
leri kümede kahrken ligden dü-
şerek yönetmeliğin ilk kurbaru
oldu.
Gençlik ve Spor Genel Mü-
dürlüğü Amatör Futbol Kurulu
Başkanlığı 31 Temmuz 1990 ta-
rihinde 71 ilin gençlik ve spor il
müdürlüklerine yönetmelikte
yapılan değişikliği bildirmişti.
Genel Müdür adına Tevfik
Sarpkaya ve Genel Müdür Yar-
dıması Rona özener'in imzala-
nnı taşıyan yeni yönetmelikte
gol averajının ve baraj maçlan-
nın kaldırıldığı belirtilerek şu
maddeye yer verilmişti:
"Terfi veya tenzil edilecek U-
kım adedinden fazla takımın
puanlannın eşitliği halinde, ön-
celikle takımlann kendi anda-
ruıda yapmış oldokları müsaba-
kalann sonuçlan dikkate alına-
cak, bu sonnçiarda da eşitlik ha-
linde goi iıstuniükleri esas ahna-
cak, eşitligin devam etmesi ha-
Hnde ise kura atışlan sonucu bir
üst kümeye terfi veya bir alt kü-
meye tenzfl edilecektir."
Genel Müdürlüğün özelh'kle
danışıklı maçları engellemek
amaayla alındığı belirtilen bu
yeni yönetmeliği sorun yarattı ve
Türkiye'deki ilk kurbanı Eskişe-
hir Kıimızıtoprakspor oldu. Alt-
taki rakipleri Sümerspor ve Işık-
spor ile puanian aynı, averajı üs-
tün olan Kırmıatoprakspor, ra-
kipleri ile oynadığı maçlardaki
sonuçlann puanlanna bakılarak
küme düştü. Kahverengi-Beyazlı
takımın kulüp başkanı Nevzat
Yıldız, büyük haksızlığa uğra-
dıklarını belirterek "Dünyanın
hangi yerinde böyle bir uygula-
ma vardır? Averajıraız rakipie-
rimizden üstün olmasına karşın
küme düşürülüyoruz" dedi.
olmadığı için çoğu kez erkekler-
le oynamak zorunda olan Dost-
lukspor, yetenekli futbolculan
ile güçlü rakibi önünde galip
geuneyi amaçhyor. Maç öncesi
görüşlerini açıklayan Dostluk-
spor Teknik Direktörü Erdoğan
Şahin, rakiplerinin gücünü bil-
diklerini, ancak elindeki yete-
nekli sporcular ile galibiyete oy-
nayacaklarını vurgularken şun-
lan söyledi:
"Bize özgü bir ligimiz olma-
dıfı için zorlanıyoruz. Rakibi-
miz, Hollanda liglerinde aduu
duyurmoş, milli taluma 6 oyun-
cu veren bir ekip. Ancak Tnrki-
ye'de de futbolun var olduğunn
kanıtlayacagız. tnsallah bu ma-
çı izleyen yetkiliier sorunumuza
efilir ve ügimizuı komlması için
yardımcı olurlar."
Öte yandan Hollanda takımı-
nın golcü futbolcusu Sandra,
Türkiye'de bayanlar futbol ligi-
nin ohnayışına şaşırdığını belir-
tirken, Chris ve Carin Van Bre-
ek kardeşler, bayanlar futbolu-
nun dünyanın her yerinde resmi
liglere dönüştüğünü vurguladı-
lar.
Dostlukspor, Braakluizen ile
ikinci maçını 4 ocakta Gazios-
manpaşa Stadı'nda oynayacak.
HAFIALIK ABDÜLKADÎR YÜCELMAN
Kulüpler çıkmazda
Ödenmemiş senetler, kar-
şılığı olmayan çekler ve para
babalarının gişe gelirlerine
koydukları ipoteklerle karşı
karşıya kalan kulüplerimiz
tam bir çıkmazın içindeler.
"Perşembenin gellşi çar-
sambadan belli olur" derier,
oysa kulüplerin geleceği da-
ha bilmem kaç yıl öncesin-
den belliydi. Bu değirmen, ta-
şıma suyla dönmezdi, ama
kimseye dinletemedik. Şir-
ketleşmeden söz ettığimizde
öcüye bakar gibi bize bakan-
ları anımsıyoruz şimdi. Çün-
kü düzenin değişmesini iste-
meyenlerın dümen suyunda
giden futbol gemisinin bir
gün karaya oturacağını her-
kes biliyordu ama kimsenin
işine gelmiyordu bu bozuk
düzeni değiştirmek. Belki
Türk futbolundaki gıcırtılı çark
bir süre daha dönebilirdi,
ama evdeki hesap çarşıya
uymadı. Enflasyon canavarı,
Türk futbolunu, transfer üc-
retleri ve kulüplerin giderek
artan maraflan ile öylesine bir
cendereye aldı ki, artık mil-
yon değil, milyariar bile futbol
düzeni içinde hafrf kalmaya
başladı. Türk futbolunda de-
niz brtmiş ve gemi karaya
oturmuştu.
Katlana katlana giden
borçlar ile şimdi kulüpler öy-
lesine bir darboğaza girdiler
ki, işin içinden nasıl çıkacak-
lannı kimse bilemiyor. Çünkü
hâlâ amatör düşünce içinde-
ler
En büyük G.Saray
Gaiatasaray kulüplerimizin
içinde en zengın mal variığı-
na sahip olan köklü bir kulü-
bümüz. Rıva'da göz alabildi-
ğince arazisi, Florya'da sos-
yal tesisi ile sahaları ve kapalı
salonu, Kuruçeşme'de havu-
zu ve sosyal tesisi, Kalamış'ta
bir başka yüzme havuzu ve
sosyal tesisi, Hasnun Galip'-
te bilmem kaç milyariık kulüp
binası ile Galatasaray belki
500 milyarlık, belki de deger
biçilmez gayrimenkul ve tesi-
sin sahibi. Galatasaray büt-
çesine bakıyoruz, 1990 büt-
çesi 22 milyarlık bir gelir tah-
mini ile bağlanmış. Bunun 7
milyar 900 milyonu gişe ge-
lirleri. Geri kalanı ise transfer-
de satılacak futbolculardan
gelecek gelirier ve forma rek-
lamları gelirleri oluşturuyor.
TabH bu tahmini gelirier gel-
mediğinde pamuk eller cebe
gidiyor ve borç yekûnu katla-
nıyor.
Galatasaray, ülkemizde en
çok kulüp olmaya çalışan,
çağdaş düzen kurma girişim-
lerinde bulunan ve aklıbaşın-
da, yöneticilerie iyi bir yöne-
tim sistemi içinde uğraş ve-
ren kulübümüz. Işte onun du-
rumu da böyle. Yani 500 mij-
yara varan bir tesis zenginli-
ğine sahip otan
Galatasaray'ın somut geliri
gişelerden 8 milyar. Gerisi
hayal. Peki bu tesıslerden ne-
den para gelmez? Bu tesis-
ler neden kulübûn gelir kay-
nakJarı olarak çalıstınlmaz?
İşadamlan ile dolu Galatasa-
ray Yönetim Kurulu 500 mil-
yarlık bu tesisleri tarihi eser
gibi sadece korumak ye
onarmakla mı görevlklir? İş-
te bizce yanlışlıklar burada-
dır. Çünkü kulüplerimiz ama-
tör düşünce içinde yonetrlme-
ye çalışılmaktadır. Bir Ali Sa-
mi Yen Stadı'nda neden çe-
şitli organizasyonlar yapılma-
sın? Yazdan yaza açılan
yüzme okullan dışında neden
Kalamış ve Kuruçeşme tesis-
leri daha rantabl bir hale ge-
tirilip, gelir kaynağı olmasın?
Kulüpler ticari amaç güt-
mezlermiş? Hadi canım efen-
dim. Milyarlık bütçeleri ile her
yıl artan borç listesi ile zen-
gin cebine bakmak mı daha
iyi, yoksa kulüpleri gelir kay-
nagı arama konusunda özgür
bırakmak mı?
Bugün Galatasaray'ın, Fe-
nerbahçe, Beşiktaş, Trabzon
gibi köklü kulüplerin isim
hakları birkaç yüz milyarı bu-
lur. Ama hangisi ismini orta-
ya koyup gelir kaynağı oluş-
turabiliyor.
Galatasaray yılbaşı arife-
sinde takvim ve poster sat-
maya başladı. Geç bile kakjı.
Bugün artık poster ve takvim
bile sokağa düştü. Onun için
yeni gelir kaynakları aramak
durumunda olan kulüplerimt-
zi daha akılcı ve gelirleri da-
ha arttırıcı profesyonelce dü-
şünceye davet ediyoruz. Bel-
ki teker teker, belki birkaç ku-
lüp el ele vererek. Bugün el
ele verilmezse, yann btı eUer
kulüplerin kapılarına kilrt asan
eller olarak lanetlenebilir.
Futbolumuzda genç
ve gurbetçi kuşak
Türkiye'de futbolun altya-
pısından gelmiş yeni bir ku-
şak yavaş yavaş adını duyur-
maya başladı. Orneğin Gala-
tasaray'da bir K.Bülent, bir
Tugay, bir Tayfun A takımı-
na girerken Piontek Milli Ta-
kıma Trabzonspor'dan Ogün
diye bir gence fırsat tanıdı.
Yeni kuşak ve yeni isimler.
İşte şimdi Türkiye'de futbol
adamlarının, futbol seyircisi-
nin aradığı bu. Daha hırslı,
daha inançlı yeni bir kuşak.
Milli Takımın Teknik Direktö-
rü Sepp Piontek ve Antrenör
Fatih Terim, Türkiye'yi karış
karış gezip yeni yeni gençler
arıyortar. Fatih Terim, "Nere-
de adını duyduğumuz bir
genç varsa gidip yertnde
görüyoruz" diyerek gelecek
için planını açıklıyor. Şimdi
bu iki futbol adamının hedefi
Avrupa. Avrupa'daki genç
kuşak ne yapıyor?
Evet Avrupa'da futbolun
altyapısında yetişmiş yepye-
ni bir kuşak var. Acaba bun-
ların içinde Milli Takımın
genç kadrosuna girebılecek-
ler olabilir mi? "Neden ol-
masın" diyen Şepp Piontek
ile Fatih Terim şimdi Avrupa'-
ya gidiyorlar. Gezecekler, gö-
recekler ve deneyecekler,
Frankfurt'ta seçme yapacak-
lar. Piontek ve Terim acaba
bu konuda umduklannı bula-
bilecekler mi?
Galatasaray'ı Avrupa Ku-
pası'nda yan final oynatan
ekibin başında bulunan Der-
wall o yıllarda-Avrupa kökenli
genç gurbetçilere yer vermiş-
ti. Ve şunlan soylemişti bir
sohbetimiz sırasında, "Fut-
bol mantalitesi Avrupah
olan Avrupah gibi düşünen
futbolculana Türk futbolu
iyi bir yere gelecektir."
Şimdi Piontek ve Terim Av-
rupah futbolcu gibi düşünen
genç gurbetçilere bir fırsat ta-
nıyor. Bu fırsat Türk futbolu
için de geçerlidir.
Jokey Kulüp ulufetöreni
Türkiye Jokey Kulübü "Basın Yanşması" adı altında bir
yarış düzenlemiş. Dereceye girenlere ödûlleri dağıtılmış.
Ama yarışmada ödül alanların anlattıklanna göre bu bir ya-
rışma değil, bir ulufe dağıtma töreniymiş.
Türkiye Jokey Kulübü, yarışları ve atçılığı teşvik etmek
amacıyla diledigine dilediği kadar para dağıtabilir. Buna
kimse karışamaz ama bunu "Basın Yarışması" adı altın-
da yaparsa tfe bu yarışmanın ardından diledigine dilediği
kadar para dağıtırsa bu yanşma olmaktan çıkar ve yozla-
şır. Zaten anlatılanlara bakılırsa yozlaşmış gibi. İlgilHere du-
yururuz.