Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 OCAK 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13
Emeklilerin
maaşfarkı
• ANKARA (ANKA) —
Emekli memurlar, 1991
btttçesinde belirlenen yeni
katsayı ve ek gösterge
rakanuna göre
hesaplanacak farklannı
ocak ayı içinde
alabilecekler. Emekli
Sandığı genel Müdürü
özcal Korkmaz, fark
hesaplama çahşmalarının
sürdüğünü belirterek, "fark
ödemelerini bu ay içinde
yapacağız" dedi. Emekli
Sandığı Genel Müdürü
Ozcal Korkmaz, şubat ve
mart başmda maaşlannı
alacak emeklilerin zamlı
maaş alacağını söyledi.
Zeytine yeni yıl
zanum
• BURSA (AA) —
Marmarabirlik, perakende
zeytin fiyatlanna yüzde 10
oranında zam yaptı.
Marmarabirlik Genel
Müdür Yardıması Osman
Biler, birliğin yeni satın
aldığı ürün maliyetlerinin
satış fîyatlanmn üstünde
olması nedeniyle fıyat
arttırma zorunluluğu
doğduğunu bildirdi.
Piyasada 1989 yıb
ürününün satıldığını
kaydeden Genel Müdür
Yardıması Biler, bu yıl
üreticiden alınan duble
zeytine 4 bin 100 lira, süper
zeytine ise 7 bin 700 lira
ödeme yaptıklanm keydetti.
Marmarabirlik'in önceki
gün uygulamaya konulan
yeni tarifesine göre yeni
fiyatlar şöyle:
Siyah zeytin (sûper)
Mususi
Ekstra-Ekstra
Ltts
Duble
İzmit'te
enflasyon
12.250
10900
9.700
&2S0
7300
TL.
TL.
TL.
TL.
TL.
• KOCAELİ (Comhnriyet)
— tzmit Ticaret Odası'nca
her ay gerçekleştirilen
araştırmaya göre aralık
ayındaki fiyat artış oranımn
yüzde 4.13, 1990 yılında
dört kişilik bir ailenin
mutfak giderlerindeki
artışın da yüzde 63 olduğu
belirlendi. tzmit Ticaret
Odası tarafından 1989
yılının ekim ayından bu
yana her ay düzenli olarak
fiyat artışlan izleniyor ve
rapor haline getiriliyor.
Petrol Ofisfnin
kârı
• ANKARA (AA) —
Petrol Ofisi A.Ş. (POAŞ)
Genel Müdürü Uğur
Doğan, Petrol Ofîsi'nin,
1990 yıhnı yaklaşık 12
trilyonluk ciro ve 361
milyar lira kârla
kapatacağını bildirdi.
Doğan, petrol sektöründe
en büyük ve yaygın
teşkilata sahip olan Petrol
Ofisi'nin, 1990 yılı
faaliyetlerini olumlu
sonuçlarla tamamladığını
söyledi.
Taşıt vergisi
için uyarı
• ANKARA (AA) — 1990
temmuz ayına ait taşıt pulu
bulunmayan araclar
bugünden itibaren trafıkten
alıkonulacak. Maliye ve
Gümrük Bakanhğı Gelirler
Genel MUdürlüğü
tarafından yapılan
açıklamaya göre, temmuz
1990 ayına ait ödenmesi
gereken Motoriu Tasıtlar
Vergisi ikinci taksiti
ödenmeyen ve ön camında
"temmuz 1990" ibaresi
taşıyan taşıt pulu
bulunmayan tasıtlar
haczedilmiş sayılacak ve
bugünden itibaren verginin
ödendiğini gösteren taşıt
pulunu ibraz edinceye
kadar trafiğe
çıkarılmayacak. Af kanunu
hükümlerinden
yararlanarak temmuz 1990
ayına ait vergi ve gecikme
zammımn yarısını 31 Aralık
1990 tarihine kadar
ödendiğini gösteren
makbuzu ibraz eden araç
sahipleri, temmuz 1990
taksidine ait taşıt pulu
bulunmamasına rağmen
trafiğe çıkabilecekler.
20 milyarlık
kaçak eşya
• ANKARA (AA) —
Maliye ve Gümrük
Bakanhğı Gümrükler
Muhafaza
Başmüdürlüklerince kasım
ayı içinde 20 milyar liralık
kaçak eşya ele geçirilirken
172 kişi kaçakçılık
sucundan yakalandı. Maliye
ve Gümrük Bakanlığı
tarafından yapılan
açıklamaya göre, bakanhğa
bağlı 14 Gümrük Muhafaza
Başmüdürlüğü'nce 1990 yılı
kasım ayı içinde toplam 20
milyar liralık kaçak eşya ele
geçirildi. Kaçak eşyalar
arasında otomobil
aksesuarı, tütün, çay,
kahve, sigara bulunuyor.
Dev 'silah'projeleri/ Savunma Sanayii Müsteşarlığı 1990
/fiyatlarıyla 10 milyar dolarlık büyüklüğe
%/sahip 15projeyi hızlandırmaya çalışıyor.
T Müsteşar Vahit Erdem, bu projeler sayesinde
Türkiye'nin 1994 yılından itibaren silah
ihracatçısı ülke konumuna gelmesinin
amaçlandığını belirtti.
Savunma Fonu Harcamaları
ANKARA (ANKA) - Savun-
ma Sanayii MüsteşarlığYnca yü-
rUtülen 15 temel proje, hızlı bir
tempo içinde gelişiyor. Hava,
kara ve deniz harp silah, araç-
gereç ve donanımlannın üreti-
mini amaçlayan söz konusu pro-
jelerin 1990 fiyatlarıyla 10 mil-
yar dolarhk (yaklaşık 30 trilyon
lira) bir büyüklüğe sahip oldu-
ğu ve Türkiye'nin 1994 yılından
itibaren silah ihracatçısı ülke ko-
numuna gelmesini sağlayacağı
bildiriJdi.
Savunma Sanayii Müsteşan
Vahit Erdem'in verdiği bilgiye
göre kontrat aşamasına gelen ya
da gelecek yıl içinde kontratı im-
zalanacak olan 3 milyar doları
ihracata dönük, toplam 10 mil-
yon dolarhk yatırım hacmine sa-
hip projelerin başlıcalan şunlan
Zvkfa mmâmrette anm:
Uretim başladı. Ilk aşamada 4
adet zırhlı muharebe aracı üre-
tilecek. 7 yıllık süre içinde de
1700 araç Uretimi gerçekleştiri-
lecek. 1.6 milyar dolarhk bu
Savunma Fonu Kaynakları
Fon Itefcortıaı Getrteri
Ge&r. Kurumör Vergis
«urptot Tâtefim Vergisa
Afcoi, SHûn mumm
-Mu&& asteftt
6tne) bûtçeom a«ar.ian
Imm Oyanuri QBmwl
MS8 tûlçMndeR
Oifcfgtfrter
«tlL
1.243
1.133
m475
231
136
51
22
17
\i
15
4
taNfcr
2ynk muhjfîî» arao
f-t6 etaMronk harp
Mobi! radar jC3)
hri Maniop endûstri
Sial* heifcopsef
M.RS (Çok nsfflusu
topçu rokeü)
35 rnm'» uçaksavv
topçj rokeî
T * f t tgteffe» ârae
HF-Sffiteisiz
HokeSan A S (Ya&rım
S6no«f (Aseisan)
Hefflıoptef (îmn^e! Gn
Md.)
Heâopter (Yedek parça
3 8 9 3 »
187.0»
153 « 6
142.143
131.163
106,886
101.111
58 400
65 345
57.857
46.708
40 504
20 388
Veri lamsnaiı (Aafcun)
Mgbil radv (Rate) s
* .
9.383 i
8 606
3.574 i
1.300 )
projenin, 700 milyon dolarhk
bölümü, ihracata dönük bulu-
nuyor.
Yıifcsek freluuHta tehfa:
(Türk kulağı projesi) telsizlerin
özel kripto cihazlarıyla donatıl-
masını ve devamlı değişik fre-
kanslardan yayın yapılmasını
sağlayacak olan bu proje 160
milyon dolarhk.
MafcU raâmr ve Ummmta
luMtral: 320 milyon dolarhk
bu proje sayesinde, 14 mobil ra-
darın üretimi amaçlanıyor.
Türkiye'nin tüm hava sahası,
üretilen bu radarlarla kontrol
edilebilecek. Üretimin yüzde
30'u ihraç edilecek.
Roketean projrsfc Omuz-
dan atılan Stinger roketlerinin
gövde, motor ve yakıtının Türki-
ye"de gerçekleştirilmesini öngö-
ren bu proje 200 milyon mark
büyüklüğe sahip. Roketlerin
üretimi 1991 yılı şubat ayında
başlayacak.
HMZMT heHk«pter ahav:
Cobra marka, yüksek manevra
kabiliyetine sahip olan ve ıslah
gücü yüksek bu helikopterler,
ileriki yıllarda yerli üretimin
kaynağını oluşturacak.
Hafif aakffye açagı (Ca-
sa): 450 milyon dolarhk bu pro-
je, montajın TAİ'de yapıhnası-
nı esas alıyor. 7 yüda, 52 uçağın
üretimini amaçlıyor. Üretimin
yüzde 2«'i ihraç edilecek.
şif, bilgi toplama, hedef tespiti
ve gözetleme amaçlı, havada 7
saat kalabilen bulunduğu yerden
300-400 kilometre uzaklığa ka-
dar kendiliğinden yer değiştire-
bilen bu araçlann Ûki, gecek yı-
lın sonunda uzaya gönderilecek.
Seri üretimi 1994 yılında başla-
yacak. Geliştirilen model, Tür-
kiye'ye özgü ve tamamem Türk
yapımı olacak.
Çok ıınihihı nluets 30 ki-
lometre menzilü, her birinde
30-40 bomba bulunan roketlerin
üretimine ilişkin bu proje, biı
milyar dolarlık büyüklüğe sahip.
Heiikopter: Sivil ve askeri
amaçlı kullanıma elverişli 20C
adet yüksek manevra kabiliyeti-
ne sahip helikopter, TAİ'de üre-
tilecek.
35 •M'Hk tm* rmUetk Al-
çak irtifa savunma sistemli bu
roketlerin üretimi, MKE tarafın-
dan yapılacak.
1991 'E GlRERKENDEMİR ÇELİK
raayuı avıa^^ gesns
Deniz Kuvvetleri'nin ihtıyacı
olan mayın avlama gemilerini
üretmeye dönük olan bu proje
300 milyon dolarlık.
Grev ve ithalat yarasıÖzel sektörde demir
çelik işletmelerinin bir
bölümü yeni yıla grev
pankartıyla girdi. Uzun
ve yassı mamullerdeki
üretim dengesizliği ye
ithalat korkusu gibi
sorunlar sektörü
düşündürüyor.
ESİN SUNGUR
Demir-çelik sanayii 1991'e so-
runlu girdi. Bir kısım özel
demir-çelik firması yeni yıla, ka-
pılannda asılı grev pankartlany-
la merhaba derken, sektörün iki
yıldır kanayan ithalat yarası da
1991'e aynen taşındı.
Sektörün uzun ve yassı ma-
mul üretim dengesizliği 1990'da
kendini önemli ölcüde hissettir-
di. 1989 yılında 4 milyon 671 bin
ton olan. uzun mamül üretimi
1990'da yûzde 31.1 artarak 6 mil-
yon 125 bin tona çıkarken, yas-
sı mamül üretimi yalnızca yüz-
de 1.7'lik artışla 2 milyon 860
bin tondan 2 milyon 880 bin to-
na çıktı. Bu üretim rakamları
yurtiçi demir çelik talebine gö-
re uzun ürünlerde 2 milyon ton-
luk fazlalığı, yassı ürünlerde ise
300 bin tonluk eksikliği ifade
ediyor.
Demir Çelik Üreticileri Der-
neği Genel Sekreteri Hami Kar-
tay, 1991 yılının en önemli soru-
nunun söz konusu üretim den-
gesizliği olduğunu belirterek,
uzun Urünü ihraç etmek zorun-
Demir-çelik sanayii
Kofc
HamöenHr
m
Stvt çelik
Hurda
Kfitûk blum
Slab
Demir çefik ürûnleri
— Uzun ürünler toptamı
— Yassı ûrûnler toplamı
— Wğer ürimler toptamı
Ferro-alaşımlar
(bin ton)
flnlta
ino
3500
4900
600
9500
880
-
-
9843
6125
2880
838
75
1M1
3600
5300
650
10200
1000
-
-
10408
6550
2995
863
100
(an*
MM
110
-
140
—
4500
200
300
1541
365
965
211
120
1M1
50
-
160
-
4800
100
350
1869
440
1167
262
130
İhracat
1M0
. ı
—
160
—
•7
1300
-
2947
2220
670
57
60
tMI
1
. -. —
100
—
0
1400
-
3359
2530
740
89
90
da olan sektörün hem iç hem de
dış pazarlama zararına satmak
zorunda kaldığını söyledi. Kar-
tay, 1990'da enflasyonun yüzde
60'larda olmastna karşılık uzun
ürün fıyatlannd«i artışın yüz-
de 15'te kalmasının üretim den-
gesizliğinin sonucu olduğunu da
anlatarak demir çelik sektörü-
nün artjk sermayesini yemeye
başladığını savundu.
1989 yılında Türkiye Demir
Çelik işietmelerindeki grev nede-
niyle ithalata getirilen gümrük
muafiyetlerinin 1990'da da de-
vam etrnesi sac, sıcak yassı ürün-
ler, dikişsiz borular ve vasıflı çe-
lik ithalatını önemli ölçüde art-
tırdı. 1990 yılının uzun ürün it-
halatı ise 1989'a göre gerilemek-
le birlikte 365 bin ton olarak
gerçekleşli. Yerh demir-çelik fir-
malarınca haksız rekabet yarat-
tığı gerekçesiyle eleştirilen güm-
rük muafiyetli ithalatın 1991'de
kaldınhnası için hükümetle baş-
latılan diyalog henüz olumlu so-
mıç vermedi. Ancak 1991 ylh
programında, "giimriik vergi ve
resimlerinden muaf çelik yarı
mamul ve mamüllerinin ithala-
tında kalite ve fiyat yonlerinden
yurtiçi üreticilerin haksız dış re-
kabetle karşdaşmalannı önle-
mek amacıyla gerekli düzenle-
meler yapılacaktır" ifadesi yer
aldı.
Demir Çelik sektöründe uzun
ve yassı rnamüller arasındaki
üretim dengesizliğinin dışında
diğer bir sorun da çelik uretimi
içinde vasıflı çeliğin payının çok
düşük kalması oldu. 1990 yılın-
da 190 bin ton olan vasıflı çelik
üretimi toplam çelik üretimi
içinde aldığı yüzde 2'lik pay ile
gelişmiş Batı ülkeleri seviyesinin
çok altında kaldı. Ferro alaşım-
ların üretimi ise ihraç fiyatları-
nın düşuklüfU nedeniyle önemli
bir artış gösteremedi.
1991 yılında demir çelik sana-
yinde Erdemir'de toplam hadde-
leme kapasitesini 3 milyon tona
çıkaracak tevsii ve modernizas-
yon yatınmları ile yeni kurula-
cak soğuk saç haddehanesinin
tamamlanması, İsdemir'de tel
çubuk haddehanesinin ve Asil
Çelik'te tamamlama hatlarının
modernizasyonunun bitmesi
bekleniyor. özel sektörde kuru-
lan yeni kontinü haddehanelerin
de devreye girmesiyle uzun çelik
mamülleri ürün kalitesinin art-
tırılacağı belirtiliyor.
Büyüme hızı dışında ekonomik göstergelerparlak değil
1990'ın rakamlarıürküttictiANKARA (ANKA) — 1990 yılının eko-
nomik alanda en çok dikkati çeken geliş-
melerinin başında yüksek büyüme hızı, it-
halatın tırmanması, ödemeler dengesinin
yeniden açık vermesi ve Türk Lirası'nın reel
olarak değer kazanması geliyor.
Türkiye ekonomisinin 1990 yılı perfor-
mansı, ana başlıklar itibanyla şöyle oldu:
GSIHH: Yüzde 5.7 büyümesi öngörülen
GSMH'nin, bizim dokuz ayhk veriler ışı-
ğında yapılan ikinci tahmine göre yüzde 9.1
olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Ta-
nmdaki büyüme, büyük ölçüde 1989 yıhn-
daki gerilemeden kaynaklandı. İç talepte-
ki canhhğın büyük etkisiyle sanayide ve
özellikle imalat sanayiinde büyük bir hıza
ulaşıldi.
Bütçe: Her yıl olduğu gibi bütçe açığın-
da yılbaşında öngörülen düzeyde kalınama-
dı. 1990 yıh konsolide bütçesinin 10.5 tril-
yon lira açıkla kapanacağı öngörülmüştü.
1991 programı hazırlanırken yapılan tah-
minde de 1990 yılı açığının 14 trilyon lira
düzeyinde beklendiği açıklanmıştı. Ancak
Körfez krizi dolayısıyla sağlanan hibelerin
bütçeye gelir kaydedibnesi sayesinde apğın
13 trilyon lirada tutulabileceği bildiriliyor.
Bütçede 1991 yıh açık hedefi ise 20.6 tril-
yon lira.
min ettiğini söyledi. İthalatta tüketim mal-
ları lehine hızlı bir değişim de yaşandı.
Ocak-ekim dönemi itibanyla tüketim malı
ithalatı yüzde 121 oranında arttı. Tüketim
mallarının toplam ithalat içinde 1989 yılın-
da yüzde 8.3 olan payı 1990'da yüzde 13.3'e
yükseldi.
Ihracat ise tahmin edilen düzeyde geliş-
ti. 1990 yılı için 12.9 milyar dolar olarak
hedeflenen ihracatın 12.5 milyar dolar ci-
vannda gerçekleşmesi bekleniyor. İhracatta
fazla bir gelişme sağlanamamasında Türk
Lirası'nın reel olarak değer kazanımı bü-
yük rol oynadı. İhracatın tarım, sanayi ve
madencilik ürûnleri itibanyla kompozisyo-
nunda fazla değişiklik ohnadı. Ocak-ekim
dengesl: Cari işlemler
dengesinin, 1988 yıhndaki 1.6 milyar ve
1989'daki yaklaşık bir milyarlık fazladan
sonra 1990 yılında da 874 milyon dolar faz-
la vermesi öngörülmüştü. Ancak ithalatta
tahminlerin çok üzerine çıkan artışın etki-
siyle cari işlemler dengesinde yeniden açık
dönemine dönüldü. 1991 programı hazır-
lıkları sırasında, 1990 yılı cari açığının 1.9
milyar dolar olmasının beklendiği belirtil-
mişti. Yapılan son tahminlerde ise açığın 2
milyar dolann üzerine çıkacağma dikkat çe-
kiliyor.
Dış ticaret: 1990 yılında cif ithalatın
17.8 milyar dolar, fob ihracatın ise 12.9
milyar dolar olması hedeflenmişti. Ancak
Türk Lirası'nın reel olarak değer kazanması
ve iç piyasadaki canlılık ithalatın tahmin-
lerin çok üzerine çıkmasına yol açtı. 1990
yılı ihtalat tahmini önce 20.1 milyar dolar
olarak değiştirildi. Son olarak da DPT
müsteşan Ali Tigrel, yaklaşık 1.5 milyar
dolarlık altın ithalatıyla birlikte 1990 yılı it-
halatının 23 milyar dolara ulaşacağını tah-
B n y n m e Yüzde 9.1 ile
rekor kırdı. ft
Bütçe açığı Hibe i
sayesinde 13 trilyon. |
tthalat Tiğrel'e göre 23
milyar dolar.
Ihracat 12.5 milyar
dolarda kaldı.
Enfla.syon Yüzde
54'lük hedefaşılmadı.
tç borçlar Eyiül
sonunda 50 trilyon.
dönemi ihracatında sanayi yüzde 80f tarım
yüzde 17, madencilik yüzde 3 düzeyinde
pay aldı.
Fiyatlar: Fiyat artışmda 1990 yıh he-
defi olan yüzde 54'te kalınacağı ortaya çık-
tı. Kasım ayı itibanyla son bir yıldaki or-
talama fiyat artış hızı toptan eşya fiyatla-
nna göre yüzde 54.3 düzeyinde gerçekleş-
ti. Genel oran yüzde 54.3 olurken kamu
sektöründen kaynaklanan artışın yüzde
60.7, özel kesimden kaynaklanan artışın
yüzde 51.9 olduğu görüldü.
Körfez krizinin akaryakıt fiyatlarına yan-
sıması yüzünden, diğer malların fiyatları
Uzerinde de büyük bir baskı oluştu. Ancak
hükümet kamu zamlannı "ertelroıe" ka-
ran aldı. Akaryakıt fiyatlarının daha faz-
la artmasını önleyebilmek amacıyla akar-
yakıt tüketim vergisinin bir süre düşük
oranda uygulanması kararlaştırıldı. Daha
sonra da kamu kuruluşlannın kasım ve ara-
lık aylarında zam yapmamalan, böylece
1990 için öngörülen yüzde 54'ün aşılması-
nın önlenmesi karanna vanldı.
Tüketici fiyatlanndaki artış ise toplam
eşyanın üzerine çıktı. Kasım ayı itibanyla
toplan eşyada yüzde 54.3 olan yıllık orta-
lama fiyat artışının, tüketici fiyatlarında
yüzde 61.3 düzeyine yükseldiği görüldü.
Hükümet, 1991 yılında GSMH deflatörü-
ne göre fiyatlann yüzde 45 artmasını hedef-
ledi.
Borçlar: Eylül sonunda 50 trilyon 158
milyar lira düzeyinde bulunan iç borçlar,
1989 sonundaki 35 trilyon 226 milyar lira-
ya göre yüzde 42.4 arttı. 50 trilyon liralık
iç borcun 18 trilyon 57 milyar lirahk kıs-
mını tahvil, 3 trilyon 968 milyar liralık kıs-
mını Hazine bonosu, 2 trilyon 911 milyar
lirahk kısmını Merkez Bankası avansı, 25
trilyon 222 milyar liralık kısmını da kon-
solide borçlar oluşturuyor.
Dış borçlar ise haziran ayı sonunda 42.8
milyar dolara ulaştı. 1989 yılı sonundaki 41
milyar dolarlık düzeye göre yüzde 41.4 ar-
tan dış borçların 7 milyar 245 milyon do-
larhk kısmını kısa, 35 milyar 556 milyon
dolarlık kısmını da orta ve uzun vadeli
borçlar oluşturuyor. Dış borçların 34 mil-
yar 843 milyon doları kamu, 7 milyar 958
milyon doları da özel sektöre ait borçlar-
dan oluşuyor.
Tasarmflar: Yılbaşı - yıl sonu dikka-
te alınarak yapılan hesaplamalar, 1990 yı-
lında en verimli tasarruf alanının banka
mevduatı olduğunu gösterdi. Bir yıl vadeli
mevduatın 1990 yılı net getirisi yüzde 52.6
düzeyinde gerçekleşti. Mevduatı yüzde
46.8'lık getiriyle Istanbul Menkul Kıymet-
ler Borsası izledi. Ancak Borsa endeksinin
tüm şirketleri kapsamaması ve yıl içinde
çok inişli-çıkışh bir seyir izlemesi, yüzde
46.8'lik oranı somut bir kazanç yüzdesi ol-
maktan çıkanyor. Borsada bazı hisse senet-
lerinin getirisi yüzde 800 düzeyine çıkarken
fiyatı azalan senetler de oldu. Aynca Kör-
fez krizi öncesinde temmuz ayında hisse se-
nedine yapılan yatırımlar da zarara uğradı.
T Ü K E T İ C İ G O Z U Y L E
MERAL TAMER
VARANdeğilsekimsorumlu?Diyelim ki sevdiğiniz bir arkadaşınızla ve
3 bavulla Güney kıyılarına tatile gittiniz. Ama-
cınız, kışın yorgunluğunu giderip stres at-
mak, yeni çalışma dönemine hazırlanmak,
ama dönüçle 3 bavulunuzun tümiinü vıcık-
vıcık zeylinyağı olmuş görürseniz, üstelik ba-
vulların içindeki tüm giysileriniz de yağlan-
mış lekelenmişse yaptığınız onca tatil boşa
gitmez mi?
Bu soruyu aslında Varan Turizm'in sahip
ve yoneticilerine, özellikle de önce bizimle
görüşüp sonra telefonlarımıza çıkmayan Ge-
nel Müdürü Pulat Verbas ve yönetim kurulu
üyesi Nevzat Pekuysal'a sormak istiyo-
ruz.Çünkü Almanya'dan yaz tatili için Türki-
ye'ye gelen okurumuz Mete Algül'ün bavul-
larındakı eşyalar kullanılamaz hale geldiğin-
de, değil zararının tazmin edilmesi, kendisin-
den özür bile dilenmemiş.
Dilerseniz Mete Algül'ün mektubundan
bazı pasajlan birlikte okuyalım:
"Yanımda Alman
uyruklu hanım arka-
daştmla birlikte Varan
Turizm'in Mersin Bü-
rosu'ndan 411240 ve
411241 numaralı bilet-
lerle 1.10.1990 günü
saat 18.00'de İstan-
bul'ahareketettik. 34
AAP 02 plakalı otobüs
Haydarpaşa Bürosu1
na gelinceye kadar
her şey normaldi. Oto-
büs, Kadıköy yolcula-
rını indirmek üzere
orada durduğunda,
hava almak için dışa-
rı çtktık. O sırada indi-
rilen bagajlara bakar-
ken bize ait yeni alınmış 3 bavulun ıs-
lak olduğunu gördük. Yanına yaklaşıp iyice
bakınca bu ıslaklığın suöeğil bavullarımızırt
üzerine konan takriben 40x40x40 cm. boyut-
larında bir mukavva kutudan akmış zeytin-
yağı olduğunu gördük.
Durumu kaptan şoföre bildirmemiz üzeri-
ne o da büro amiri Sayın Kemal Gürgeli'ye
aktardı. Gürgeli ise kırılan şişenin sahibinı
buldu ve bir-iki çıkıştıktan sonra, "Nasıl ol-
sa ikiniz de Topkapı'ya gidiyorsunuz. Ben
otobüsü burada bekletemem" diyerek bi-
zi gönderdi. Bu sırada benim bir zabıt tutul-
ması ya da hasar tespit tutanağı düzenlen-
mesi yolundaki ısrarlarım yanılsız kaldı.
Topkapı Bürosu'nda ise yetkili Mehmet
Doğan Bey'e durumu ilettiğimizde, "İkiniz
kendi arantzda anlaşın" dedi. Yine Mehmet
Doğan Bey'e tutanak tutulması yönünde yap-
tığım ricalar sonuç vermedi. Bu işe sebep
olan yolcu ise "Ben kutumun içinde ne ol-
duğunu Meısin'deld görevlilere söylemlç-
tim. Neden bavullann üzertne koymuşlar?
İkl yıldır bu şirkette gidip gellyorum, her
sefer ne getirip ne götürduğümü gayet iyi
bilirter" diyerek Varan Turizm'in Mersin Bü-
rosu'ndaki yetkilileri sorumlu tuttu ve çekip
gitti.
Ben ise polisin yüzünû sadece pasaport
alırken görmüş bir kişi olarak ne yapacağı-
mı bilemedim. 4 ayrı taksi bizi bavullarımız
yağlı diye kabul etmedi. Varan Turizm gibi
sektörün önde gelen bir firması, bizi 3 yağlı
bavulla Topkapı Garajı'nın orta yerinde bırak-
mamalıydı. O anda beklediğimiz şirket adı-
na birisinin özür dilemesi, bavullanmızın hiç
değilse bir taksinin bizi kabul edeceğı şekil-
de silinip temizlenmesi ve en azından bizi
evimize ya da otelimize götürecek bir araç
sağlanmasıydı. Yani güleryüzlülük ve içten-
likti..."
Ama okurumuz
Mete Algül tam ter-
siyle karşılaşınca bize
başvurdu ve giysileri
olmasa bile hiç değil-
se 3 bavul bedelinin
tazmin edilmesini is-
tedi. Biz, Varan gibi
bir firmanın bunu sağ-
layacağınt düşündük,
ama yanılmışız. Önce
kendisini yönetim ku-
rulu üyesi olarak tanı-
tan Nevzat Pekuysal
Bey'le görüştük. Baş-
langıcta itiraz ettiyse
de sonunda konunun
yazılı olarak bikjirilme-
sini ve yönetim ku-
rulu toplandtğmda karar verileceğini söy-
ledi. Bizimle konuşurken okuyucunun zara-
rının bir bölümünün telafi edileceği garanti-
sini de verdi, ama daha sonra Nevzat Pekuy-
sal'dan ses çıkmadı.
Kendisine ulaşmaya çalışırken bu kez
"Ben genel müdürüm. Asıl yetkili bizlz"
diyerek kendini Pulat Verbas olarak tanıtan
beyle görüştük. O da konuyla ilgiteneceğini
söyledi, ama daha sonradan telefontarımıza
çıkmadı.
Oysa içinde giysi duran bavullaıia zeylin-
yağı tenekelerini üst üste koyan Mersin ofisi
bu konuda uyartlabilir, "Bir musibet, bin na-
sihattan evladır" atasözünden yola çıkıla-
rak bu olayda meydana gelen zararı tazmin
etmesi sağlanabilirdi. Hatta Mersin Bürosu
1
nun ödemesi gereken bu tazminat, diğer bü-
rolara da duyurulabilir ve gelecekte başka bir
büronun benzeri bir olaya sebep olması ön-
lenebilirdi.
T U K E T I C I N I N S E S I
Kunı temizlemede tazmin
Eşimin İngiltere'de çok pa-
halıya almış olduğu McGre-
gor markapardesüyü 2 hafta
kadar önce yafcınımdaki ..„..
temizleyicisine verdim.3 gün
sonra geri almak üzere gitti-
ğimde bana kemik rengi par-
desünün yerine maviye bo-
yanmış bir pardesü iade et-
mek istediler. Ben 'bunu boy-
le alamam" deyince "yeni-
den temizleyelim, belki ren-
gi düzelir" dediler. Bir hafta
bekledıkten sonra yeniden git-
tiğimde pardesü aynı durum-
daydı. Son derecede kaliteli
malzemeden üretilmiş marka
pardesünün belki bir teknik
hata veya yıkanma sonucun-
da bu hale getirildiğini ve taz-
min edilmesi gerektiğini söy-
ledim. Ancak dükkânın sahibi
müşteriyi yakın mesafeden
dinleme zahmetine bile kat-
lanmadan 5 metre mesafede-
ki bir bankoya oturmuş du-
rumda şunları söyledi:
"Biz her bozulan malı taz-
min edecek olsaydık..."
"Yani ben şimdi sizden
alacağım 20 bin lira için si-
ze koca pardesüyü mü öde-
yeceğim?"
"Belki de verdiğinizde
maviydi de kirden gözükmü-
yordu..."
"Bazen çok pahalı malda
2 bin liralık astar olur..."
Tüm dükkân calışanlarının
uyanık kasaba tüccarı tavırla-
rı karşısında yapacak başka
şey bulamayarak dükkândan
çıktım. Oysa "üzgünüz, sizin
için ne yapabiliriz' cümleci-
ği insanlan dost kılabilirdi.
A.Onat-İstanbul
u temizleyicilerle ilgili çok sayıdaki şikâyetin bir
yenisi daha. Bu konuda mutlaka yasal bazı
yaptırımlara gerek var. Aksi halde yukarıdaki örnekte
olduğu gibi 1-1.5 milyon liralık pardesüler ilk
temizlenişlerinde kullanılamaz hale gelebiliyorlar. Kuru
temizleyicilerle ilgili olumsuz örneklerin çokluğundan
yola çıkarak okurlanmıza mümkün olabilecek hallerde
giysilerini evde yıkamalannı, ancak son çare olarak
kuru temizleyicinin kapısını çalmalarını tekrar
hatırlatmak istiyoruz. Bu çerçevede çok açık renk
giysiler satın almamak ve giysileri ilk kirfeninceye
kadar çok dikkatli ve seyrek giymek de "kuru
temizleme" yerine zaman zaman "kuru kirletme"
yapan bazı temizleyiciier yüzünden sinirlenilmesini
önleyebilir.
TV'de ekran boyırtu
22.9.1990 tarihinde Vestel
marka 55 ekran bir renkli TV
satın aldım. Ne var ki dostla-
rın da önerisiyle televizyon ek-
ranını ölçtügümde 51 cm.
olduğunu hayretle gördüm.
Televizyonun teknik özellikle-
rini kullanma kılavuzundan in-
celediğimde "diyagonal
ölçülmüş resim alanı 508
rnm»" bilgisiyle karşılaştım.
Kısaca 55 ekran diye 51 ekran
bir televizyona sahip oldum.
Vestel 55 ekran diye 51 ekran
TV'yi piyasaya sürüyor.
Halil Şen-Malatya
Okurumuzun bu sorusunu gerek Vestel gerekse
Bekoteknik firmast yetkililerine ilettik. İki firma
da renkli TVIerde ekran boyu olarak belirtiten 55 ya
da 37 rakamının diyagonal ölçümler olduğunu,
elimize metreyi alıp da ölçtüğûmüzde bu boyutlan
bulmamızın mümkün olmadığını bildirdi. Aldığımız
bilgiye göre bir yıl kadar önce TV üreticileri ve Türk
Standartlar Enstitüsü'nün yaptığı ortak toplantılar
sonucunda diyagonal ölçünün yani sıra gerçek ekran
boyutunun da TV'nin kullanma kılavuzuna yazılması
karara bağlanmış. Nitekim bu çerçevede TV üreticisi
firmalar, kulianma kılavuzunun bir yerinde gerçek
boyuta da yer veriyorlar.
ÛRETICıYE
TEŞEKKOB
SANKO'ya
teşekkur
Mevsim sonu indirimli
satışlarda Beşiktaş'taki
ÖMER LÜTFİLER mağa-
zasından 29.900 lira ödeye-
rek satın aldığım SANKO
marka yazlık gabardin pan-
tolon, ilk yıkamada üzerine
çamaşır suyu dökülmüş gi-
bi renk değiştirdi. Pantolo-
nu mağazaya geri götürdü-
ğümde bana 29.900 lira
karşılığında çorap, kravat
falan almamı önerdiler. Ta-
bii ki kabul etmedim, çün-
kü ben o parayı pantolon
için vermiştim. Bunun üze-
rine bana SANKO'nun tele-
fonunu verdiler. SANKO
yetkilileri ise sorunuma an-
layışla yaklaştılar ve renk
değişiminin kumaştaki ha-
tadan kaynaklandığını ka-
bul ederek fıyat farkı al-
maksızın bana 80 bin lira-
lık başka bir mevsimlik
pantolon verdiler.
Mustafa Anık-Jstanbul
ıf
AEG'ninjesti
AEG'nin beyaz eşya
kampanyasından bir buz-
dolabı satın almak istedim.
Ben taksitlerimi düzenli ya-
tırdığım halde AEG malı
teslimde çok gecikti. Bun-
dan şikâyetçi olmam üzeri-
ne uygarca özür dileyerek
buzdolabı ile birlikte bana
bir de ütü hediye ettiler.
Maruzatımın firmalara iyi
örnek olacağı kanısında-
yım. İlhan Akman-İzmir
FATÖŞ^a
teşekkur
Kızıma geçenlerde Lady
bebek aldım. Kısa bir süre
sonra boynu koptu, kullanı-
lamaz hale geldi. Hiç ümi-
dim olmamasına rağmen
FATOŞ oyuncakları Satış
Müdürü Metin Gökçay'a
kızımın ne kadar üzüldüğü-
nü belirten bir mektup yaz-
dım. Derhai cevap geldi.
Gövdeyi görüp arızayı ince-
lemek istryorlardı. Ne yazık
ki gövdeyi atmıştım. Bunu
belirten yeni bir mektup
yazdım. İki gün sonra kızı-
ma yepyeni bir Lady bebek
postayla gönderildi.
Semra Tansuker-İstanbul