28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 OCAK 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Emeklilerin maaşfarkı • ANKARA (ANKA) — Emekli memurlar, 1991 btttçesinde belirlenen yeni katsayı ve ek gösterge rakanuna göre hesaplanacak farklannı ocak ayı içinde alabilecekler. Emekli Sandığı genel Müdürü özcal Korkmaz, fark hesaplama çahşmalarının sürdüğünü belirterek, "fark ödemelerini bu ay içinde yapacağız" dedi. Emekli Sandığı Genel Müdürü Ozcal Korkmaz, şubat ve mart başmda maaşlannı alacak emeklilerin zamlı maaş alacağını söyledi. Zeytine yeni yıl zanum • BURSA (AA) — Marmarabirlik, perakende zeytin fiyatlanna yüzde 10 oranında zam yaptı. Marmarabirlik Genel Müdür Yardıması Osman Biler, birliğin yeni satın aldığı ürün maliyetlerinin satış fîyatlanmn üstünde olması nedeniyle fıyat arttırma zorunluluğu doğduğunu bildirdi. Piyasada 1989 yıb ürününün satıldığını kaydeden Genel Müdür Yardıması Biler, bu yıl üreticiden alınan duble zeytine 4 bin 100 lira, süper zeytine ise 7 bin 700 lira ödeme yaptıklanm keydetti. Marmarabirlik'in önceki gün uygulamaya konulan yeni tarifesine göre yeni fiyatlar şöyle: Siyah zeytin (sûper) Mususi Ekstra-Ekstra Ltts Duble İzmit'te enflasyon 12.250 10900 9.700 &2S0 7300 TL. TL. TL. TL. TL. • KOCAELİ (Comhnriyet) — tzmit Ticaret Odası'nca her ay gerçekleştirilen araştırmaya göre aralık ayındaki fiyat artış oranımn yüzde 4.13, 1990 yılında dört kişilik bir ailenin mutfak giderlerindeki artışın da yüzde 63 olduğu belirlendi. tzmit Ticaret Odası tarafından 1989 yılının ekim ayından bu yana her ay düzenli olarak fiyat artışlan izleniyor ve rapor haline getiriliyor. Petrol Ofisfnin kârı • ANKARA (AA) — Petrol Ofisi A.Ş. (POAŞ) Genel Müdürü Uğur Doğan, Petrol Ofîsi'nin, 1990 yıhnı yaklaşık 12 trilyonluk ciro ve 361 milyar lira kârla kapatacağını bildirdi. Doğan, petrol sektöründe en büyük ve yaygın teşkilata sahip olan Petrol Ofisi'nin, 1990 yılı faaliyetlerini olumlu sonuçlarla tamamladığını söyledi. Taşıt vergisi için uyarı • ANKARA (AA) — 1990 temmuz ayına ait taşıt pulu bulunmayan araclar bugünden itibaren trafıkten alıkonulacak. Maliye ve Gümrük Bakanhğı Gelirler Genel MUdürlüğü tarafından yapılan açıklamaya göre, temmuz 1990 ayına ait ödenmesi gereken Motoriu Tasıtlar Vergisi ikinci taksiti ödenmeyen ve ön camında "temmuz 1990" ibaresi taşıyan taşıt pulu bulunmayan tasıtlar haczedilmiş sayılacak ve bugünden itibaren verginin ödendiğini gösteren taşıt pulunu ibraz edinceye kadar trafiğe çıkarılmayacak. Af kanunu hükümlerinden yararlanarak temmuz 1990 ayına ait vergi ve gecikme zammımn yarısını 31 Aralık 1990 tarihine kadar ödendiğini gösteren makbuzu ibraz eden araç sahipleri, temmuz 1990 taksidine ait taşıt pulu bulunmamasına rağmen trafiğe çıkabilecekler. 20 milyarlık kaçak eşya • ANKARA (AA) — Maliye ve Gümrük Bakanhğı Gümrükler Muhafaza Başmüdürlüklerince kasım ayı içinde 20 milyar liralık kaçak eşya ele geçirilirken 172 kişi kaçakçılık sucundan yakalandı. Maliye ve Gümrük Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre, bakanhğa bağlı 14 Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğü'nce 1990 yılı kasım ayı içinde toplam 20 milyar liralık kaçak eşya ele geçirildi. Kaçak eşyalar arasında otomobil aksesuarı, tütün, çay, kahve, sigara bulunuyor. Dev 'silah'projeleri/ Savunma Sanayii Müsteşarlığı 1990 /fiyatlarıyla 10 milyar dolarlık büyüklüğe %/sahip 15projeyi hızlandırmaya çalışıyor. T Müsteşar Vahit Erdem, bu projeler sayesinde Türkiye'nin 1994 yılından itibaren silah ihracatçısı ülke konumuna gelmesinin amaçlandığını belirtti. Savunma Fonu Harcamaları ANKARA (ANKA) - Savun- ma Sanayii MüsteşarlığYnca yü- rUtülen 15 temel proje, hızlı bir tempo içinde gelişiyor. Hava, kara ve deniz harp silah, araç- gereç ve donanımlannın üreti- mini amaçlayan söz konusu pro- jelerin 1990 fiyatlarıyla 10 mil- yar dolarhk (yaklaşık 30 trilyon lira) bir büyüklüğe sahip oldu- ğu ve Türkiye'nin 1994 yılından itibaren silah ihracatçısı ülke ko- numuna gelmesini sağlayacağı bildiriJdi. Savunma Sanayii Müsteşan Vahit Erdem'in verdiği bilgiye göre kontrat aşamasına gelen ya da gelecek yıl içinde kontratı im- zalanacak olan 3 milyar doları ihracata dönük, toplam 10 mil- yon dolarhk yatırım hacmine sa- hip projelerin başlıcalan şunlan Zvkfa mmâmrette anm: Uretim başladı. Ilk aşamada 4 adet zırhlı muharebe aracı üre- tilecek. 7 yıllık süre içinde de 1700 araç Uretimi gerçekleştiri- lecek. 1.6 milyar dolarhk bu Savunma Fonu Kaynakları Fon Itefcortıaı Getrteri Ge&r. Kurumör Vergis «urptot Tâtefim Vergisa Afcoi, SHûn mumm -Mu&& asteftt 6tne) bûtçeom a«ar.ian Imm Oyanuri QBmwl MS8 tûlçMndeR Oifcfgtfrter «tlL 1.243 1.133 m475 231 136 51 22 17 \i 15 4 taNfcr 2ynk muhjfîî» arao f-t6 etaMronk harp Mobi! radar jC3) hri Maniop endûstri Sial* heifcopsef M.RS (Çok nsfflusu topçu rokeü) 35 rnm'» uçaksavv topçj rokeî T * f t tgteffe» ârae HF-Sffiteisiz HokeSan A S (Ya&rım S6no«f (Aseisan) Hefflıoptef (îmn^e! Gn Md.) Heâopter (Yedek parça 3 8 9 3 » 187.0» 153 « 6 142.143 131.163 106,886 101.111 58 400 65 345 57.857 46.708 40 504 20 388 Veri lamsnaiı (Aafcun) Mgbil radv (Rate) s * . 9.383 i 8 606 3.574 i 1.300 ) projenin, 700 milyon dolarhk bölümü, ihracata dönük bulu- nuyor. Yıifcsek freluuHta tehfa: (Türk kulağı projesi) telsizlerin özel kripto cihazlarıyla donatıl- masını ve devamlı değişik fre- kanslardan yayın yapılmasını sağlayacak olan bu proje 160 milyon dolarhk. MafcU raâmr ve Ummmta luMtral: 320 milyon dolarhk bu proje sayesinde, 14 mobil ra- darın üretimi amaçlanıyor. Türkiye'nin tüm hava sahası, üretilen bu radarlarla kontrol edilebilecek. Üretimin yüzde 30'u ihraç edilecek. Roketean projrsfc Omuz- dan atılan Stinger roketlerinin gövde, motor ve yakıtının Türki- ye"de gerçekleştirilmesini öngö- ren bu proje 200 milyon mark büyüklüğe sahip. Roketlerin üretimi 1991 yılı şubat ayında başlayacak. HMZMT heHk«pter ahav: Cobra marka, yüksek manevra kabiliyetine sahip olan ve ıslah gücü yüksek bu helikopterler, ileriki yıllarda yerli üretimin kaynağını oluşturacak. Hafif aakffye açagı (Ca- sa): 450 milyon dolarhk bu pro- je, montajın TAİ'de yapıhnası- nı esas alıyor. 7 yüda, 52 uçağın üretimini amaçlıyor. Üretimin yüzde 2«'i ihraç edilecek. şif, bilgi toplama, hedef tespiti ve gözetleme amaçlı, havada 7 saat kalabilen bulunduğu yerden 300-400 kilometre uzaklığa ka- dar kendiliğinden yer değiştire- bilen bu araçlann Ûki, gecek yı- lın sonunda uzaya gönderilecek. Seri üretimi 1994 yılında başla- yacak. Geliştirilen model, Tür- kiye'ye özgü ve tamamem Türk yapımı olacak. Çok ıınihihı nluets 30 ki- lometre menzilü, her birinde 30-40 bomba bulunan roketlerin üretimine ilişkin bu proje, biı milyar dolarlık büyüklüğe sahip. Heiikopter: Sivil ve askeri amaçlı kullanıma elverişli 20C adet yüksek manevra kabiliyeti- ne sahip helikopter, TAİ'de üre- tilecek. 35 •M'Hk tm* rmUetk Al- çak irtifa savunma sistemli bu roketlerin üretimi, MKE tarafın- dan yapılacak. 1991 'E GlRERKENDEMİR ÇELİK raayuı avıa^^ gesns Deniz Kuvvetleri'nin ihtıyacı olan mayın avlama gemilerini üretmeye dönük olan bu proje 300 milyon dolarlık. Grev ve ithalat yarasıÖzel sektörde demir çelik işletmelerinin bir bölümü yeni yıla grev pankartıyla girdi. Uzun ve yassı mamullerdeki üretim dengesizliği ye ithalat korkusu gibi sorunlar sektörü düşündürüyor. ESİN SUNGUR Demir-çelik sanayii 1991'e so- runlu girdi. Bir kısım özel demir-çelik firması yeni yıla, ka- pılannda asılı grev pankartlany- la merhaba derken, sektörün iki yıldır kanayan ithalat yarası da 1991'e aynen taşındı. Sektörün uzun ve yassı ma- mul üretim dengesizliği 1990'da kendini önemli ölcüde hissettir- di. 1989 yılında 4 milyon 671 bin ton olan. uzun mamül üretimi 1990'da yûzde 31.1 artarak 6 mil- yon 125 bin tona çıkarken, yas- sı mamül üretimi yalnızca yüz- de 1.7'lik artışla 2 milyon 860 bin tondan 2 milyon 880 bin to- na çıktı. Bu üretim rakamları yurtiçi demir çelik talebine gö- re uzun ürünlerde 2 milyon ton- luk fazlalığı, yassı ürünlerde ise 300 bin tonluk eksikliği ifade ediyor. Demir Çelik Üreticileri Der- neği Genel Sekreteri Hami Kar- tay, 1991 yılının en önemli soru- nunun söz konusu üretim den- gesizliği olduğunu belirterek, uzun Urünü ihraç etmek zorun- Demir-çelik sanayii Kofc HamöenHr m Stvt çelik Hurda Kfitûk blum Slab Demir çefik ürûnleri — Uzun ürünler toptamı — Yassı ûrûnler toplamı — Wğer ürimler toptamı Ferro-alaşımlar (bin ton) flnlta ino 3500 4900 600 9500 880 - - 9843 6125 2880 838 75 1M1 3600 5300 650 10200 1000 - - 10408 6550 2995 863 100 (an* MM 110 - 140 — 4500 200 300 1541 365 965 211 120 1M1 50 - 160 - 4800 100 350 1869 440 1167 262 130 İhracat 1M0 . ı — 160 — •7 1300 - 2947 2220 670 57 60 tMI 1 . -. — 100 — 0 1400 - 3359 2530 740 89 90 da olan sektörün hem iç hem de dış pazarlama zararına satmak zorunda kaldığını söyledi. Kar- tay, 1990'da enflasyonun yüzde 60'larda olmastna karşılık uzun ürün fıyatlannd«i artışın yüz- de 15'te kalmasının üretim den- gesizliğinin sonucu olduğunu da anlatarak demir çelik sektörü- nün artjk sermayesini yemeye başladığını savundu. 1989 yılında Türkiye Demir Çelik işietmelerindeki grev nede- niyle ithalata getirilen gümrük muafiyetlerinin 1990'da da de- vam etrnesi sac, sıcak yassı ürün- ler, dikişsiz borular ve vasıflı çe- lik ithalatını önemli ölçüde art- tırdı. 1990 yılının uzun ürün it- halatı ise 1989'a göre gerilemek- le birlikte 365 bin ton olarak gerçekleşli. Yerh demir-çelik fir- malarınca haksız rekabet yarat- tığı gerekçesiyle eleştirilen güm- rük muafiyetli ithalatın 1991'de kaldınhnası için hükümetle baş- latılan diyalog henüz olumlu so- mıç vermedi. Ancak 1991 ylh programında, "giimriik vergi ve resimlerinden muaf çelik yarı mamul ve mamüllerinin ithala- tında kalite ve fiyat yonlerinden yurtiçi üreticilerin haksız dış re- kabetle karşdaşmalannı önle- mek amacıyla gerekli düzenle- meler yapılacaktır" ifadesi yer aldı. Demir Çelik sektöründe uzun ve yassı rnamüller arasındaki üretim dengesizliğinin dışında diğer bir sorun da çelik uretimi içinde vasıflı çeliğin payının çok düşük kalması oldu. 1990 yılın- da 190 bin ton olan vasıflı çelik üretimi toplam çelik üretimi içinde aldığı yüzde 2'lik pay ile gelişmiş Batı ülkeleri seviyesinin çok altında kaldı. Ferro alaşım- ların üretimi ise ihraç fiyatları- nın düşuklüfU nedeniyle önemli bir artış gösteremedi. 1991 yılında demir çelik sana- yinde Erdemir'de toplam hadde- leme kapasitesini 3 milyon tona çıkaracak tevsii ve modernizas- yon yatınmları ile yeni kurula- cak soğuk saç haddehanesinin tamamlanması, İsdemir'de tel çubuk haddehanesinin ve Asil Çelik'te tamamlama hatlarının modernizasyonunun bitmesi bekleniyor. özel sektörde kuru- lan yeni kontinü haddehanelerin de devreye girmesiyle uzun çelik mamülleri ürün kalitesinin art- tırılacağı belirtiliyor. Büyüme hızı dışında ekonomik göstergelerparlak değil 1990'ın rakamlarıürküttictiANKARA (ANKA) — 1990 yılının eko- nomik alanda en çok dikkati çeken geliş- melerinin başında yüksek büyüme hızı, it- halatın tırmanması, ödemeler dengesinin yeniden açık vermesi ve Türk Lirası'nın reel olarak değer kazanması geliyor. Türkiye ekonomisinin 1990 yılı perfor- mansı, ana başlıklar itibanyla şöyle oldu: GSIHH: Yüzde 5.7 büyümesi öngörülen GSMH'nin, bizim dokuz ayhk veriler ışı- ğında yapılan ikinci tahmine göre yüzde 9.1 olarak gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Ta- nmdaki büyüme, büyük ölçüde 1989 yıhn- daki gerilemeden kaynaklandı. İç talepte- ki canhhğın büyük etkisiyle sanayide ve özellikle imalat sanayiinde büyük bir hıza ulaşıldi. Bütçe: Her yıl olduğu gibi bütçe açığın- da yılbaşında öngörülen düzeyde kalınama- dı. 1990 yıh konsolide bütçesinin 10.5 tril- yon lira açıkla kapanacağı öngörülmüştü. 1991 programı hazırlanırken yapılan tah- minde de 1990 yılı açığının 14 trilyon lira düzeyinde beklendiği açıklanmıştı. Ancak Körfez krizi dolayısıyla sağlanan hibelerin bütçeye gelir kaydedibnesi sayesinde apğın 13 trilyon lirada tutulabileceği bildiriliyor. Bütçede 1991 yıh açık hedefi ise 20.6 tril- yon lira. min ettiğini söyledi. İthalatta tüketim mal- ları lehine hızlı bir değişim de yaşandı. Ocak-ekim dönemi itibanyla tüketim malı ithalatı yüzde 121 oranında arttı. Tüketim mallarının toplam ithalat içinde 1989 yılın- da yüzde 8.3 olan payı 1990'da yüzde 13.3'e yükseldi. Ihracat ise tahmin edilen düzeyde geliş- ti. 1990 yılı için 12.9 milyar dolar olarak hedeflenen ihracatın 12.5 milyar dolar ci- vannda gerçekleşmesi bekleniyor. İhracatta fazla bir gelişme sağlanamamasında Türk Lirası'nın reel olarak değer kazanımı bü- yük rol oynadı. İhracatın tarım, sanayi ve madencilik ürûnleri itibanyla kompozisyo- nunda fazla değişiklik ohnadı. Ocak-ekim dengesl: Cari işlemler dengesinin, 1988 yıhndaki 1.6 milyar ve 1989'daki yaklaşık bir milyarlık fazladan sonra 1990 yılında da 874 milyon dolar faz- la vermesi öngörülmüştü. Ancak ithalatta tahminlerin çok üzerine çıkan artışın etki- siyle cari işlemler dengesinde yeniden açık dönemine dönüldü. 1991 programı hazır- lıkları sırasında, 1990 yılı cari açığının 1.9 milyar dolar olmasının beklendiği belirtil- mişti. Yapılan son tahminlerde ise açığın 2 milyar dolann üzerine çıkacağma dikkat çe- kiliyor. Dış ticaret: 1990 yılında cif ithalatın 17.8 milyar dolar, fob ihracatın ise 12.9 milyar dolar olması hedeflenmişti. Ancak Türk Lirası'nın reel olarak değer kazanması ve iç piyasadaki canlılık ithalatın tahmin- lerin çok üzerine çıkmasına yol açtı. 1990 yılı ihtalat tahmini önce 20.1 milyar dolar olarak değiştirildi. Son olarak da DPT müsteşan Ali Tigrel, yaklaşık 1.5 milyar dolarlık altın ithalatıyla birlikte 1990 yılı it- halatının 23 milyar dolara ulaşacağını tah- B n y n m e Yüzde 9.1 ile rekor kırdı. ft Bütçe açığı Hibe i sayesinde 13 trilyon. | tthalat Tiğrel'e göre 23 milyar dolar. Ihracat 12.5 milyar dolarda kaldı. Enfla.syon Yüzde 54'lük hedefaşılmadı. tç borçlar Eyiül sonunda 50 trilyon. dönemi ihracatında sanayi yüzde 80f tarım yüzde 17, madencilik yüzde 3 düzeyinde pay aldı. Fiyatlar: Fiyat artışmda 1990 yıh he- defi olan yüzde 54'te kalınacağı ortaya çık- tı. Kasım ayı itibanyla son bir yıldaki or- talama fiyat artış hızı toptan eşya fiyatla- nna göre yüzde 54.3 düzeyinde gerçekleş- ti. Genel oran yüzde 54.3 olurken kamu sektöründen kaynaklanan artışın yüzde 60.7, özel kesimden kaynaklanan artışın yüzde 51.9 olduğu görüldü. Körfez krizinin akaryakıt fiyatlarına yan- sıması yüzünden, diğer malların fiyatları Uzerinde de büyük bir baskı oluştu. Ancak hükümet kamu zamlannı "ertelroıe" ka- ran aldı. Akaryakıt fiyatlarının daha faz- la artmasını önleyebilmek amacıyla akar- yakıt tüketim vergisinin bir süre düşük oranda uygulanması kararlaştırıldı. Daha sonra da kamu kuruluşlannın kasım ve ara- lık aylarında zam yapmamalan, böylece 1990 için öngörülen yüzde 54'ün aşılması- nın önlenmesi karanna vanldı. Tüketici fiyatlanndaki artış ise toplam eşyanın üzerine çıktı. Kasım ayı itibanyla toplan eşyada yüzde 54.3 olan yıllık orta- lama fiyat artışının, tüketici fiyatlarında yüzde 61.3 düzeyine yükseldiği görüldü. Hükümet, 1991 yılında GSMH deflatörü- ne göre fiyatlann yüzde 45 artmasını hedef- ledi. Borçlar: Eylül sonunda 50 trilyon 158 milyar lira düzeyinde bulunan iç borçlar, 1989 sonundaki 35 trilyon 226 milyar lira- ya göre yüzde 42.4 arttı. 50 trilyon liralık iç borcun 18 trilyon 57 milyar lirahk kıs- mını tahvil, 3 trilyon 968 milyar liralık kıs- mını Hazine bonosu, 2 trilyon 911 milyar lirahk kısmını Merkez Bankası avansı, 25 trilyon 222 milyar liralık kısmını da kon- solide borçlar oluşturuyor. Dış borçlar ise haziran ayı sonunda 42.8 milyar dolara ulaştı. 1989 yılı sonundaki 41 milyar dolarlık düzeye göre yüzde 41.4 ar- tan dış borçların 7 milyar 245 milyon do- larhk kısmını kısa, 35 milyar 556 milyon dolarlık kısmını da orta ve uzun vadeli borçlar oluşturuyor. Dış borçların 34 mil- yar 843 milyon doları kamu, 7 milyar 958 milyon doları da özel sektöre ait borçlar- dan oluşuyor. Tasarmflar: Yılbaşı - yıl sonu dikka- te alınarak yapılan hesaplamalar, 1990 yı- lında en verimli tasarruf alanının banka mevduatı olduğunu gösterdi. Bir yıl vadeli mevduatın 1990 yılı net getirisi yüzde 52.6 düzeyinde gerçekleşti. Mevduatı yüzde 46.8'lık getiriyle Istanbul Menkul Kıymet- ler Borsası izledi. Ancak Borsa endeksinin tüm şirketleri kapsamaması ve yıl içinde çok inişli-çıkışh bir seyir izlemesi, yüzde 46.8'lik oranı somut bir kazanç yüzdesi ol- maktan çıkanyor. Borsada bazı hisse senet- lerinin getirisi yüzde 800 düzeyine çıkarken fiyatı azalan senetler de oldu. Aynca Kör- fez krizi öncesinde temmuz ayında hisse se- nedine yapılan yatırımlar da zarara uğradı. T Ü K E T İ C İ G O Z U Y L E MERAL TAMER VARANdeğilsekimsorumlu?Diyelim ki sevdiğiniz bir arkadaşınızla ve 3 bavulla Güney kıyılarına tatile gittiniz. Ama- cınız, kışın yorgunluğunu giderip stres at- mak, yeni çalışma dönemine hazırlanmak, ama dönüçle 3 bavulunuzun tümiinü vıcık- vıcık zeylinyağı olmuş görürseniz, üstelik ba- vulların içindeki tüm giysileriniz de yağlan- mış lekelenmişse yaptığınız onca tatil boşa gitmez mi? Bu soruyu aslında Varan Turizm'in sahip ve yoneticilerine, özellikle de önce bizimle görüşüp sonra telefonlarımıza çıkmayan Ge- nel Müdürü Pulat Verbas ve yönetim kurulu üyesi Nevzat Pekuysal'a sormak istiyo- ruz.Çünkü Almanya'dan yaz tatili için Türki- ye'ye gelen okurumuz Mete Algül'ün bavul- larındakı eşyalar kullanılamaz hale geldiğin- de, değil zararının tazmin edilmesi, kendisin- den özür bile dilenmemiş. Dilerseniz Mete Algül'ün mektubundan bazı pasajlan birlikte okuyalım: "Yanımda Alman uyruklu hanım arka- daştmla birlikte Varan Turizm'in Mersin Bü- rosu'ndan 411240 ve 411241 numaralı bilet- lerle 1.10.1990 günü saat 18.00'de İstan- bul'ahareketettik. 34 AAP 02 plakalı otobüs Haydarpaşa Bürosu1 na gelinceye kadar her şey normaldi. Oto- büs, Kadıköy yolcula- rını indirmek üzere orada durduğunda, hava almak için dışa- rı çtktık. O sırada indi- rilen bagajlara bakar- ken bize ait yeni alınmış 3 bavulun ıs- lak olduğunu gördük. Yanına yaklaşıp iyice bakınca bu ıslaklığın suöeğil bavullarımızırt üzerine konan takriben 40x40x40 cm. boyut- larında bir mukavva kutudan akmış zeytin- yağı olduğunu gördük. Durumu kaptan şoföre bildirmemiz üzeri- ne o da büro amiri Sayın Kemal Gürgeli'ye aktardı. Gürgeli ise kırılan şişenin sahibinı buldu ve bir-iki çıkıştıktan sonra, "Nasıl ol- sa ikiniz de Topkapı'ya gidiyorsunuz. Ben otobüsü burada bekletemem" diyerek bi- zi gönderdi. Bu sırada benim bir zabıt tutul- ması ya da hasar tespit tutanağı düzenlen- mesi yolundaki ısrarlarım yanılsız kaldı. Topkapı Bürosu'nda ise yetkili Mehmet Doğan Bey'e durumu ilettiğimizde, "İkiniz kendi arantzda anlaşın" dedi. Yine Mehmet Doğan Bey'e tutanak tutulması yönünde yap- tığım ricalar sonuç vermedi. Bu işe sebep olan yolcu ise "Ben kutumun içinde ne ol- duğunu Meısin'deld görevlilere söylemlç- tim. Neden bavullann üzertne koymuşlar? İkl yıldır bu şirkette gidip gellyorum, her sefer ne getirip ne götürduğümü gayet iyi bilirter" diyerek Varan Turizm'in Mersin Bü- rosu'ndaki yetkilileri sorumlu tuttu ve çekip gitti. Ben ise polisin yüzünû sadece pasaport alırken görmüş bir kişi olarak ne yapacağı- mı bilemedim. 4 ayrı taksi bizi bavullarımız yağlı diye kabul etmedi. Varan Turizm gibi sektörün önde gelen bir firması, bizi 3 yağlı bavulla Topkapı Garajı'nın orta yerinde bırak- mamalıydı. O anda beklediğimiz şirket adı- na birisinin özür dilemesi, bavullanmızın hiç değilse bir taksinin bizi kabul edeceğı şekil- de silinip temizlenmesi ve en azından bizi evimize ya da otelimize götürecek bir araç sağlanmasıydı. Yani güleryüzlülük ve içten- likti..." Ama okurumuz Mete Algül tam ter- siyle karşılaşınca bize başvurdu ve giysileri olmasa bile hiç değil- se 3 bavul bedelinin tazmin edilmesini is- tedi. Biz, Varan gibi bir firmanın bunu sağ- layacağınt düşündük, ama yanılmışız. Önce kendisini yönetim ku- rulu üyesi olarak tanı- tan Nevzat Pekuysal Bey'le görüştük. Baş- langıcta itiraz ettiyse de sonunda konunun yazılı olarak bikjirilme- sini ve yönetim ku- rulu toplandtğmda karar verileceğini söy- ledi. Bizimle konuşurken okuyucunun zara- rının bir bölümünün telafi edileceği garanti- sini de verdi, ama daha sonra Nevzat Pekuy- sal'dan ses çıkmadı. Kendisine ulaşmaya çalışırken bu kez "Ben genel müdürüm. Asıl yetkili bizlz" diyerek kendini Pulat Verbas olarak tanıtan beyle görüştük. O da konuyla ilgiteneceğini söyledi, ama daha sonradan telefontarımıza çıkmadı. Oysa içinde giysi duran bavullaıia zeylin- yağı tenekelerini üst üste koyan Mersin ofisi bu konuda uyartlabilir, "Bir musibet, bin na- sihattan evladır" atasözünden yola çıkıla- rak bu olayda meydana gelen zararı tazmin etmesi sağlanabilirdi. Hatta Mersin Bürosu 1 nun ödemesi gereken bu tazminat, diğer bü- rolara da duyurulabilir ve gelecekte başka bir büronun benzeri bir olaya sebep olması ön- lenebilirdi. T U K E T I C I N I N S E S I Kunı temizlemede tazmin Eşimin İngiltere'de çok pa- halıya almış olduğu McGre- gor markapardesüyü 2 hafta kadar önce yafcınımdaki ..„.. temizleyicisine verdim.3 gün sonra geri almak üzere gitti- ğimde bana kemik rengi par- desünün yerine maviye bo- yanmış bir pardesü iade et- mek istediler. Ben 'bunu boy- le alamam" deyince "yeni- den temizleyelim, belki ren- gi düzelir" dediler. Bir hafta bekledıkten sonra yeniden git- tiğimde pardesü aynı durum- daydı. Son derecede kaliteli malzemeden üretilmiş marka pardesünün belki bir teknik hata veya yıkanma sonucun- da bu hale getirildiğini ve taz- min edilmesi gerektiğini söy- ledim. Ancak dükkânın sahibi müşteriyi yakın mesafeden dinleme zahmetine bile kat- lanmadan 5 metre mesafede- ki bir bankoya oturmuş du- rumda şunları söyledi: "Biz her bozulan malı taz- min edecek olsaydık..." "Yani ben şimdi sizden alacağım 20 bin lira için si- ze koca pardesüyü mü öde- yeceğim?" "Belki de verdiğinizde maviydi de kirden gözükmü- yordu..." "Bazen çok pahalı malda 2 bin liralık astar olur..." Tüm dükkân calışanlarının uyanık kasaba tüccarı tavırla- rı karşısında yapacak başka şey bulamayarak dükkândan çıktım. Oysa "üzgünüz, sizin için ne yapabiliriz' cümleci- ği insanlan dost kılabilirdi. A.Onat-İstanbul u temizleyicilerle ilgili çok sayıdaki şikâyetin bir yenisi daha. Bu konuda mutlaka yasal bazı yaptırımlara gerek var. Aksi halde yukarıdaki örnekte olduğu gibi 1-1.5 milyon liralık pardesüler ilk temizlenişlerinde kullanılamaz hale gelebiliyorlar. Kuru temizleyicilerle ilgili olumsuz örneklerin çokluğundan yola çıkarak okurlanmıza mümkün olabilecek hallerde giysilerini evde yıkamalannı, ancak son çare olarak kuru temizleyicinin kapısını çalmalarını tekrar hatırlatmak istiyoruz. Bu çerçevede çok açık renk giysiler satın almamak ve giysileri ilk kirfeninceye kadar çok dikkatli ve seyrek giymek de "kuru temizleme" yerine zaman zaman "kuru kirletme" yapan bazı temizleyiciier yüzünden sinirlenilmesini önleyebilir. TV'de ekran boyırtu 22.9.1990 tarihinde Vestel marka 55 ekran bir renkli TV satın aldım. Ne var ki dostla- rın da önerisiyle televizyon ek- ranını ölçtügümde 51 cm. olduğunu hayretle gördüm. Televizyonun teknik özellikle- rini kullanma kılavuzundan in- celediğimde "diyagonal ölçülmüş resim alanı 508 rnm»" bilgisiyle karşılaştım. Kısaca 55 ekran diye 51 ekran bir televizyona sahip oldum. Vestel 55 ekran diye 51 ekran TV'yi piyasaya sürüyor. Halil Şen-Malatya Okurumuzun bu sorusunu gerek Vestel gerekse Bekoteknik firmast yetkililerine ilettik. İki firma da renkli TVIerde ekran boyu olarak belirtiten 55 ya da 37 rakamının diyagonal ölçümler olduğunu, elimize metreyi alıp da ölçtüğûmüzde bu boyutlan bulmamızın mümkün olmadığını bildirdi. Aldığımız bilgiye göre bir yıl kadar önce TV üreticileri ve Türk Standartlar Enstitüsü'nün yaptığı ortak toplantılar sonucunda diyagonal ölçünün yani sıra gerçek ekran boyutunun da TV'nin kullanma kılavuzuna yazılması karara bağlanmış. Nitekim bu çerçevede TV üreticisi firmalar, kulianma kılavuzunun bir yerinde gerçek boyuta da yer veriyorlar. ÛRETICıYE TEŞEKKOB SANKO'ya teşekkur Mevsim sonu indirimli satışlarda Beşiktaş'taki ÖMER LÜTFİLER mağa- zasından 29.900 lira ödeye- rek satın aldığım SANKO marka yazlık gabardin pan- tolon, ilk yıkamada üzerine çamaşır suyu dökülmüş gi- bi renk değiştirdi. Pantolo- nu mağazaya geri götürdü- ğümde bana 29.900 lira karşılığında çorap, kravat falan almamı önerdiler. Ta- bii ki kabul etmedim, çün- kü ben o parayı pantolon için vermiştim. Bunun üze- rine bana SANKO'nun tele- fonunu verdiler. SANKO yetkilileri ise sorunuma an- layışla yaklaştılar ve renk değişiminin kumaştaki ha- tadan kaynaklandığını ka- bul ederek fıyat farkı al- maksızın bana 80 bin lira- lık başka bir mevsimlik pantolon verdiler. Mustafa Anık-Jstanbul ıf AEG'ninjesti AEG'nin beyaz eşya kampanyasından bir buz- dolabı satın almak istedim. Ben taksitlerimi düzenli ya- tırdığım halde AEG malı teslimde çok gecikti. Bun- dan şikâyetçi olmam üzeri- ne uygarca özür dileyerek buzdolabı ile birlikte bana bir de ütü hediye ettiler. Maruzatımın firmalara iyi örnek olacağı kanısında- yım. İlhan Akman-İzmir FATÖŞ^a teşekkur Kızıma geçenlerde Lady bebek aldım. Kısa bir süre sonra boynu koptu, kullanı- lamaz hale geldi. Hiç ümi- dim olmamasına rağmen FATOŞ oyuncakları Satış Müdürü Metin Gökçay'a kızımın ne kadar üzüldüğü- nü belirten bir mektup yaz- dım. Derhai cevap geldi. Gövdeyi görüp arızayı ince- lemek istryorlardı. Ne yazık ki gövdeyi atmıştım. Bunu belirten yeni bir mektup yazdım. İki gün sonra kızı- ma yepyeni bir Lady bebek postayla gönderildi. Semra Tansuker-İstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle