Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 OCAK 1991**** CUMHURİYET/17
m
DALGALARLA BOĞUŞMAK— Rüzgfir sörfü, bir anlam-
da insanın denizie savaşunıdır. Hawai'de düzenlenen sörf ya-
nşlannda, Hans Hedemann adlı bir yanşçı, "düşmek" ile
"kalmak" anısında gidip geldikten sonra, dengesini buluyor
ve kazanan taraf oluyor. (Fotograf: AP)
Trafik:
Uölti,
26yaralı
Haber Merkezi — Yurdun çe-
şitli yerlerinde yılın ilk günün-
de meydana gelen trafik kaza-
larında 11 kişi öldii, 26 kişi ya-
ralandı. Aşın hız, yanlış soÜa-
ma ve alkoUü araç kullanma yü-
zünden meydana gelen kazalar-
da yaşamını yitiren yurttaşlar
şunlar: Azime önel, Hüseyin
Göksüz, Adem Kıüçaslan (Gire-
sun), Sinan Acar, lbrahim Bi-
lir (Lüleburgaz), Abdullah Kar-
tal, Mehmet Kartal (Malatya),
Fulya Ersanlı (Izmir), Ekrem
Ünsal, Hüseyin Aslan (Ankara)
ve Resul Çetin (Mersin). Yara-
Ianan 26 kişi de çeşitli hastane-
lerde tedavi altına alındılar. İz-
mir'deki kazada yaralananlar-
dan birinin durumunun ağır ol-
duğu bildirildi.
OLİMPİYATLARA
HAZIRLIK-
İsviçreli
kanocular
Thomas
Fray
ve Bruno
Stadelmao,
var
güçleriyk
1992
yılında
lspanya'da
yapılacak
olan yaz
olimpiyatlanna
hazırlanıyorlar.
tsviçreii
ekip,
çalışmalarnu
Atlanta
Ulusal
Parkı'ndakj
'Yıldınm
Nehri'nde
sürdiirttyor.
(Fotograf: AP)
ABD'de
sigara
yasa
İSTANBUL (İ.Ü.H.A) —
ABD'de 1990 yılında sigara
içenleriri oranının yüzde 25
arttığı, bıu artış üzerine
işyerlerinin yüzde 40'ında
belirli bölümlerde sigara içme
yasağı getirildiği öğrenildi.
US Today gazetesinde yer
alan bir araştırmaya göre
şirketlerin yüzde 30'unda,
toplantı salonlannda,
koridorlarda ve resepsiyon
alanlannda sigara içmek
yasaklandı. Şirketlerin yüzde
27'sinde ise özellikle
depolarda sigara içimine
yasak getirildi.
ÜÇ KUŞAK BtR ARADA— ABDnin eski başkanlanndan
Dwight FJsenhower'ın kızı, torunu ve torunnnun çocuğu, New
York'taki bir açılış sırasında bir araya geldiler. (Fotograf: AP)
HABERLERİN DEVAMI
OLAYLARIN Banş için yeni atak ABANT NOTLARI
ARDINDAKI
GERCEK(Baftarafi 1. Say/ada)
cak bakmayı ve sesine kulak
vermeyi denemesini" isteyerek
bir soruya verdiği yanıtta şöyle
dedi: "Ülkemizin geleceğine,
ekonomik ve sosyal yapısına
olumlu katkıda bulunacak, in-
san hak ve ötgürlüklerinin ta-
mnmasma, kısaca mutluluğuna
yol açacaksa, bu eylemin so-
rumluluğunu üstlenniekten
onur duyacağımızın bilinmesini
istiyorum."
Gerçekten de 199l'e girerken
Turkiye'deki işçi eylemlerinin
yükselmesine dar açıdan bak-
mamn bir anlamı kalmamıştır.
Çözüm yalmz iş mahkemesinin
bir karannda bulunamaz ve ara-
namaz. Yargıçlar ellerindekiya-
salara göre "ihtiyaü tedbir" ka-
rarı alabilirler. Adı üstünde, bu
ancak ihtiyati bir tedbir olabi-
lir. Sorun çok daha büyük ve
kapsamlıdır. Akbulut hüküme-
tinin, bu bakımdan, Türk-lş Ge-
nel Başkam Yılmaz'ın uyansına
kulak vermesinde sayısız yarar-
lar vardır.
Bir yandan işçinin yaşamını
cehenneme çevirmek, hayat da-
marlarım koparmak, öte yan-
dan 12 Eyltil yasalannı aba ai-
tından sopa gibi göstererek
emekçi kitîelerini köşeye sıkıştır-
makla ANAP iktidannın birye-
re ulaşabileceğini söylemek ola-
naksızdır.
Demokrasi bir uzlaşma reji-
midir. Nitekim Batı'da, sosyal
demokrasinin en yoğun biçim-
de^Hftlik kazandığı atketerde,
grevlerin en az sayıda yapılma-
su çağdaş demokrasiyi benimse-
miş toplumlarda sorunların çö-
zümünün kolaylastığını vur-
guluyor.
ANAP iktidannın işçiyi
"düşman" ya da "tehltke" gibi
görmesi, çağdışı anlayışın siya-
sete yansımasmdan başka şey
değildir. Uygar dünyada artık
bu tür bakış açıları çoktan
asıldı. * • •
ANAFın
(Baftarafi 1. Say/ada)
mesajıru "Ayaküstü gecistirikbi-
lecek bir konu değil. Duşündü-
rücii buldum. Okuyup üzerinde
dttşünmek ve nereiere ne söyle-
mek istedigine bakmak istiyo-
rum" biçiminde değerlendirdi.
Demirtaş, lstanbul'dan bugün
Ankara'ya döndükten sonra me-
saj üzerinde incelemelerde bulu-
nacağını kaydederek, "Daha ön-
ceki Meclis başkanlannın me-
sajlan nedir? Kaya Bey'in bun-
dan önceki raesajlan nasıldı?
Bütfin bunları tek tek tespit et-
mek istiyorum. ANAP Başkan-
hk Divanı'nda da konuşabiliriz"
dedi.
ANAP Gnıp Başkanvekille-
rinden Yasin Bozkurt ise Er-
dem'in yeni yıl mesajının genel
prensipleri içerdiğini söyledi.
Bozkurt, mesajın, demokratik
sistem ve kuruluşlara ilişkin ge-
nel görüşleri içerdiğini, parla-
menter demokratik sistemin üs-
tünlüğüne dikkatin çekildiğini
belirterek, "Mesajın Cumhur-
başkanı'nı hedefleyip bedefle-
mediğini kestinnek çok zor.
Cumhurbaşkanı ile Kaya Erdem
arasında göriiş aynlığı olup ol-
madıguu mesajdan anlamak da
zor. Banlan incelememiz gere-
kir" dedi.
Bo'zkurt, Kaya Erdem'in, Tür-
kiye'nin iki numaralı adamı ol-
duğunu da vurgulayarak "Hepi-
miz, Meclis'teki bütiin partiler-
den Erdem'e oy verenler oldu.
Kendisinin iıç yıltık görev siire-
si vardır. Bizlerin kaygı duyma
ya da üzülmenin dışında yapa-
cağımız bir şey yok" biçiminde
konuştu.
Grup Yönetim Kurulu'nun
önümüzdeki hafta salı günü ya-
pacağı toplantıda Erdem'in me-
sajını da değerlendireceklerini
belirten Bozkurt, TBMM Baş-
kanı Kaya Erdem'in mesajında
yer verdiği kaygılanrun kaynağı-
m, Meclis'te grubu bulunan par-
tilerin grup başkanvekilleri ile
yapacağı toplantıda açıklaıtıasi-
nı istedi. Bozkurt, bu öneriyi
"nezaket" çerçevesinde Erdem'e
iletebileceklerini de sozlerine
ekledi. __
ANAP Grup Başkanvekili
Yasin Bozkurt, genel görüşme-
nin yapılması görüşünde oldu-
ğunu, ancak imzalarda bazı ek-
siklikler bulunduğunu belirtiı •
(Baftarafi 1. Say/ada)
Körfez'de tarafların savaşa dö-
nük hazırlıkiarı bitirme aşama-
sına gelmelerine karşın, Körfez
krizinin barışçı yollardan çözü-
müne ilişkin çabalann da hız
kazandığı gözleniyor. ATnin
Irak'la diyalog kurulmasıru ve
krizin tüm Ortadoğu sorunları
kapsamında ele alınmasım ön-
gören çıkışı, Körfez'de barış
umutlarını yeniden filizlen-
dirmişti.
CNN Televizyonu dün verdi-
ği haberinde, ABD Dışişleri Ba-
kanı James Baker'ın, 15 ocak ta-
rihinden önce Körfez ülkelerine
yeni bir geziye başlayacağmı du-
yurdu. CNN, ABD yönetimine
yakm kaynaklara dayanarak
verdiği haberinde, Baker'ın Kör-
fez gezisi sırasında Irak'a da uğ-
rayabileceğini öne sürdü. Was-
hington Post gazetesi de dün ay-
nı doğrultuda bir haber vererek
Baker'ın Körfez gezisinin, ABD-
Irak diyaloğunu sağlayabileceği-
ni iddia etti.
AT-tsraU
tsrail Başbakanı tzak Şamir
1
-
in, Avrupa Topluluğu dışişleri
bakanlarının Körfez kriziyle il-
gili olarak cuma günü yapacak-
ları görüşmelerde Arap-tsrail so-
nınunun ele alınması önerisine
soğuk baktığı bildirildi.
Tzak Şamir, gazetecilere yap-
tığı açıklamada, Lüksemburg
Dışişleri Bakanı Jacques Poor-
un Irak Dışişleri Bakaru Tank
Aziz ile görüşme yapması ile il-
gili kendilerine danışılmadığını
ve bir tepkisinin de olmadığını
belirtti.
Jacque& Poor, toplulugun cu-
ma günü kendisini Tank Aziz ile
görüşmekle görev lendirmesini
beklediğini söylemişti. Görüş-
menin Arap-tsrail anlaşmazlığı
da dahil olmak üzere bütün Or-
tadoğu sorulannı kapsayabilece-
ğini belirtmişti.
Şamir, bir gazetecinin, Avru-
pa'nın Irak lideri Saddam Hü-
seyin ile tsrail pahasına anlaş-
maya hazırlandığı duşüncesinde
olup olmadığını sorması üzeri-
ne "Belki birisi boyle bir şey dii-
şiinüyordur. Ancak biz asla bu-
na izin vermeyiz" diye konuştu.
Şamir, yeni yılda ABD Başka-
m George Bush'a ne dilediği şek-
lindeki soruyu, "Başan ve
zafer" diye yanıtladı.
Fransa Cumhurbaşkanı Fran-
çois Mitterrand da yeni yıl me-
sajında AT ile aynı doğrultuda
bir öneride bulundu. AFP'nin
haberine göre Mitterrand, Irak-
ın Kuveyt'ten çekilmesi duru-
munda Filistin sorunu da dahil
tüm Ortadoğu sorunlannın gö-
rüşüleceği bir toplantı yapılma-
sını önerdi. Mitterrand, iki ay
önce BM Genel Kunılu'nda yap-
tığı 4 maddelik barış planını ye-
ni yılda yinelemiş oldu.
Filistin lideri Yaser Arafat da!
"Körfez konasunda oluslarara-
sı konferans" önerdi.
Arafat, BBC'ye verdiği de-
meçte, böyle bir konferansta,
Ortadoğu'nun bütün sorunlan-
nın ele alınabileceğini belirtti.
ABD'nin Bağdat ile görüşme
masasına oturmaması halinde
Iraklılann Kuveyt'ten çekilmeye-
ceklerini söyleyen Arafat, görüş-
melerin hâlâ mümkün olduğu-
nu kaydetti. Arafat, "Kim ki sa-
vaştan yanadır, çdgının tekidir"
dedi.
Arafat, BM'nın Irak'a tanıdı-
ğı sürenin 15 ocakta dolacağınm
ammsatılması üzerine "Kuveyt-
in tahliyesi için başka bir tarih
olabilir, bu ertelenebilir" diye
konuştu.
ÂBD Başkam George Bush
da Japonya Başbakanı Toshiki
Kaifu ile yaptığı telefon konuş-
masmda krizin 15 ocaktan ön-
ce banşçı yollardan çözümü için
elinden geleni yaptığını söyledi.
Kaifu da Irak'ın banşçı bir çö-
züme yanaşması durumunda bu
ülkenin ekonomik olarak yeni-
den inşaası için yardım edecek-
lerini bildirdi.
Quayle'tıin destek türu
Bu arada Körfez gündeminde
fazla dikkat çekmeyen, ancak
VVashington'da geniş yankılar
• bulan "Çöl Kalkanı" operasyo-
nunun maliyeti konusunda
ABD, Suudi Arabistan ve dev-
rik Kuveyt yönetımindeıı daha
fazla destek istiyor. Yeni yıla Su-
udi Arabistan'daki Amerikan
askerleriyle birlikte giren ABD
Başkan Yardıması Dan Quayle,
operasyona mali destek için dün
de Kuveyt'in devrik emiri Şeyh
Cabir el Ahmed el Sabah'la
görüştü.
Quayle, önceki gün Suudi
Arabistan Kralı Fahd'dan, ope-
rasyon için mali katkı sağlamış,
ancak Riyad'ın Çöl Kalkanı için
ne kadar yardım yapacağı açık-
lanmamıştı. ABD Kongresi'nde
Körfez'deki ABD askerlerinin
maliyeti konusunda yoğun tar-
tışmalar yapılıyor ve Suudi Ara-
bistan ile Kuveyt'in daha fazla
katkıda bulunmalan isteniyor-
du.
Sınırda 60 tümen
Yeni yılı Kuveyt'teki Irak as-
kerleriyle kutlayan Devlet Baş-
kanı Saddam Hüseyin, Kral
Fahd'ı Suudi Arabistan toprak-
lanndan ülkesine yönelik bir
saldınya izin vermemesi için bir
kez daha uyardı. Saddam,
Irak'ın Suudi Arabistan sının-
na yerleştirdiği tümen sayısının
60 olduğunu açıkladı. Irak or-
dusunda bir tümen 10 büı asker-
den oluşuyor. Bu hesaba göre
Suudi sınınndaki Irak askerle-
rinin sayısı 600 bine ulaşnuş du-
rumda.
Irak, Cumhuriyetçi Muhafız
Birlikleri'nden oluşan beş tüme-
ni daha Kuveyt'e gönderdi.
Bağdat'ta düzenlenen törende
bizzat Saddam Hüseyin tarafm-
dan uğurlanan birlikler Irak or-
dusunun en iyi eğitilmiş asker-
lerinden oluşuyor. Irak-tran sa-
vaşı boyunca önemli görevler
üstlenen Cumhuriyetçi Muhafız
Birlikleri büyük bir savaş dene-
yimine sahip. Bu birlikler üstün
savaş teknolojisiyle donatılmış
bulunuyor.
Öte yandan Tahran yönetimi
yaptığı açıklamada, Körfez'de
15 ocaktan sonra bir savaş çık-
tığı takdirde, lran'ın tarafsız ka-
lacağını ve İran topraklanmn
herhangi bir savaş eylemi için
kullanılmasına izin vermeyeceği-
ni açıkladı.
Tahran radyosunun dunkü
haberinde lran'ın Irak sınınnda
10-20 ocak tarihleri arasında as-
keri manevra yapacağı bildiril-
di. Radyo askeri manevralann
herhangi bir tehdit karşısında
hazırlıklı olmak ve askeri eğitim
düzeyini arttırmak amacıyla ya-
püdığını belirtti.
Akbulufu kiııı aldatb?
Çevîk'e
SOYLEV
(Belgeler Bölümü: Cilt 3)
Hıfzı V. Velidedeoğlu
3. bası 5.000 lira (KDV içinde)
(Baftarafi 1. Say/ada)
por verdiklerini duyurdu. Tele-
vizyona göre uzmanlar, Türki-
ye"nin bu uçaklara ihtiyacı oldu-
ğu ve gönderilmeleri gerektiği
yolunda görüş bildirdiler.
Belçika hükümetinin bu ra-
por ışığında bu sabah bir top-
lantı yapacağı ve Türkiye'nin is-
tediği uçaklann gönderilmesi
kararını kesinleştireceği belirti-
liyor. Belçika televizyonu, Al-
man hükümetinin karannın da
aynı doğrultuda olacağıru bildir-
di.
Büyükelçiler düzeyindeki
NATO Savunma Planlama Ko-
mitesi'nin de bugün öğleden
sonra Brüksel'deki NATO karar-
gâhında bir araya gelerek ayru
yönde karar almay bekleniyor.
Türkiye'nin uçak gönderilme-
si yolundaki isteği üzerine, Bel-
çika ve Almanya, durumu yerin-
de incelemek amacıyla Doğu
Anadolu'ya birer heyet gönder-
me kararı almışlar ve bu konu-
da birlikte hareket 'edeceklerini
duyurmuşlardı.
Bu açıklama üzerine Türki-
ye'de, NATO'nun Çevik Kuvvet
yollama isteğine soğuk baktığı
veya mütereddit davrandığı tar-
zında yorumlar yapılmıştı. NA-
TO kaynakları bu tür söylenti-
lerin doğru olmadığını, genel
eğilimin Türkiye'ye uçak gönde-
rilmesi yolunda olduğunu belirt-
tiler.
Karar kesinleştikten sonra
Türkiye'ye Çevik Kuvvet çerçe-
vesinde Belçika ve Almanya
18'er, Italya ise 6 uçak olmak
üzere toplam 42 uçak yollaya-
cak. Bu uçaklann pilot ve yer-
bakım personeu' ise 576 kişiden
oluşuyor.
Uçakların, Malatya Erhaç
Hava Üssü'nde konuşlandırıla-
cakları ve sadece Türkiye'nin sa-
vunması amacıyla kullanılabile-
cekleri de NATO kaynaklarınca
ifade edildi.
ŞÜKRAN KETENCİ
ABANT — Başbakan-Genel
Maden-îş yöneticilerinin toplu
pazarlık görüşmesi, mantığın,
aklın, düz gücünün akla getire-
meyeceği, çok renkli perde ar-
kası gelişmelere sahne oldu.
Haftalardır, insanlann kafa-
larını karıştıran, 'Hangisi
doğru' sorusuna kolay kolay ya-
nıt bulunamayan birtakım ra-
kamlar ortalıkta dolaşıyordu.
Bakanlar Cemil Çiçek, lbrahim
Özdemir ve arasıra Başbakan
ile Cumhurbaşkanı televizyon
haberlerinde sendikayı uzlaş-
mazlıkla suçlayan demeç yağ-
muru ile bombardımana geçi-
yorlardı. Yer üstü işçisine 1.5
milyonun üstünde, yer altı işçi-
sine de 2 milyonu aşan çıplak
aylık ücret verildiği, sendikanın
görüşme masasına oturmamak-
ta direttiği söyleniyordu. Genel
Maden-İş Başkam Şemsi Deni-
zer hükümeti işçi ve kamuoyu-
nu yanıltmakla suçluyor, grev-
lerden aylar öncesi verilmiş ra-
kamlar dışında hiçbir teklif al-
madıklarını açıklıyordu. Deni-
zer, 'Yalan söylüyorlar, kamu-
oyunu aidatıyorlar. Ancak işçiyi
kandıramazlar. Çıplak yevmiye-
lere ne veriyoriar, cebimize ne
giriyor. onu açıklasınlar' diyor-
du. Hiç değişmeyen bir içerik-
te, iktidar cephesinin televizyon
aracılığı ile Türk kamuoyunu,
Genel Maden-İş'in Zonguldak'-
tan ağırlıklı maden işçilerini et-
kileyen seslenişleri haftalarla sü-
rüp gitti.
'Göriişmüyorlar' suçlamasını
ortadan kaldırmak üzere en son
Cemil Çiçek'in çağrısına Genel
Maden-Iş'in yetkili temsilciler
göndermesi, ancak hükümet
adına hiçbir teklif verilmeyip
"Siz ne kadar inersiniz' sorusu-
na muhatap olmaları ile de iliş-
kiler yeniden kopmuştu. Maden
işçileri yağmur, soğuk, dolu de-
meden her gün on binlerle Zon-
guldak sokaklarına dökülüyor,
geçen her gün, hükümetten ses
çıkmaması, kamuoyunun du-
yarsızlığı, direnen kitlede gide-
rek 'Zonguldak'a hapsedilme'
duygusunu geliştiriyordu. Hü-
kümet üyelerinin yeni yıl için
dağıldıkları, Başbakan'ın
Abant'a tatile gittiği haberi, iş-
te bu havada ve gerilimde her
gün yinelenen onbinlerin mitin-
ginde Genel Başkan Denizer ile
işçileri, bakanları tatilde rahat
bırakmama kararına itti.
Abant'ta olacağı öğrenilen Baş-
bakan'ın kalabalık bir grup iş-
çi ile ziyaret edilmesi karan
verildi.
29 aralık günlü bu karara
Başbakan'dan beklenenin dışın-
da yumuşak bir yarut geldi. Baş-
bakan, İstanbul basınını ziyare-
tinde Zonguldak uyuşmazlığı
için görüşmeye açık olduklan-
nı, sendika başkanının ifadesi-
ni aynen kullanarak işçinin ce-
bine girecek, eline gececek net
ücret olarak yer üstünde çalı-
şanlara 1 milyon 650 bin ve yer
altında çalışanlara da 2 milyon
140 bin lira vermeye hazır ol-
duklarını ilan ediyordu. Bu ra-
kamlar sendikanın sözleşrae
önerisinin karşılığı olmasa da
anlaşmaya yaklaşım niteliğini
taşıyordu. Bu arada Zonguldak
Valisi'nin Başbakan'ı Abant'ta
ziyaret edip işçinin tepkisi, pro-
testosu niteliğinde olan Abant.
çıkışını, ciddi bir toplusözleşme
görüşmesine dönüştürme çaba-
sı öğreniliyordu. Sendika ve is-
çiler bu olumlu çabaya hemen
olumlu yanıt verdiler. 30 aralık
günlü foruma dönüşen miting
kararlannda, Abant'a gidişi he-
men başkan ve yönetim kurulu
üyeleri ile şube başkanlan ve
yetkili komitelerin, Başbakan'-
dan gelen 'sözleşme çağrısına
uymalan' gidişine dönüştürdü-
ler.
"tşçiler açken, hükümet üye-
leri tatil yapamaz" protesto ey-
lemi olarak alınan kararla yola
çıkan 3 otobüs ve 5 özel araçla
konvoy halinde Zonguldak'tan
Abant'a kadar görevli trafik
ekiplerince "Başbakan'ın özel
konuğu" olarak karşılandılar.
Otobüslerdeki şube başkanLan
ve grev komiteleri üyeleri hemen
Başbakan konuğu olarak Abant
kıyısındaki lüks bir restoranda
yemeğe, yönetim kurulu üyele-
ri ise görüşme masasına otur-
mak üzere Başbakan'ın kaldığı,
"içine kuş uçurulmayan" bina-
ya alındılar.
Şube başkanlan ve grev ko-
miteleri üyeleri, sendika başkan-
lanndan anlaşmaya ilişkin
olumlu bir haber ulaşıncaya ka-
dar, Başbakanlık adına sunulan
özel yemeği yemeyi reddettiler.
Sabahtan yola çıktıklan ve ci-'
varda yiyecek hiçbir şey bula-
madıklan için de sadece öğlen
değil, akşam yemeği de yeme-
den yılbaşı akşamının saat
ll'ine kadar aç kalıp sonunda
olumsuz haberle aç açına Zon-
guldak yolunu tuttular. Kendi
deyişleri ile hükümete sendika
yönetimine olan güvenleri ile
kararlılıklannı kanıtladüar. Ta-
ban yöneticilerini bir ara
Abant'ta bulunan SHP Genel
Sekreteri Hikmet Çeün, Grup
Başkanvekili Onur Kumbaracı-
başı, Büyükşehir Belediye Baş-
kam Murat Karayalçın ve Çan-
kaya Belediye Başkam Dogan
Taşdelen ziyaret ettiler. Zongul-
dak grevi, 3 ocak ve 4 ocak üze-
rinde bol bol sohbet ettiler. Ta-
ban yöneticilerinin varlığı
Abant'ta yüzler zoraki ne kadar
gülümserse gülümsesin ve ko-
nuk sıcaklığı gösterilmeye çalı-
şılsın çok büyük bir hoşnutsuz-
luğu getirmişti. Otellerin giriş-
lerine önlem olarak zincirler ta-
kılrruş, işçiler çepeçevre polis
gözetimine alınmıştı. Saatlerle
aç ve epeyce üşüyerek hareket-
siz beklemekten bozulan sinir-
lerinin patlamaya dönüşmeme-
si için birbirlerini frenliyorlardı.
Ancak Cumhurbaşkanı özal'ı
20.00 haberlerinde, uzun bir ye-
ni yıl mesajı ile karşüannda gö-
rünce sessiz kalamadılar. Sorun
yaratmamak için kendi kendile-
rine verilmiş sözleri vardı. Üs-
telik içeride saatler süren görüş-
me olduğuna göre sonuçta iyi
bir haber de gelebilirdi. Birden
günlerdir özal aleyhine espriler
yaratarak slogana dönüştürdük-
leri türküleri okumaya, alkış
tutmaya ve oynamaya başladı-
lar. Polisin diyebileceği bir şey
yoktu. Can sıkıntısından türkü
söyleyip oyun oynuyorlardı.
özal'ın mesajı bitene kadar kal-
dıkları lokalden müthiş bir al-
kış, türkü, kahkaha ve oyunun
gürültüsü yayıldı. Meclis Baş-
kam konuşmaya başladığı anda
ise odada çıt çıkmıyor, maden
işçilerinin yöneticileri büyük bir
ciddiyetle haberleri izliyorlardı.
6.5 saatlik görüşmenin so-
nunda Başbakan ve Şemsi Deni-
zer'in işçi temsilcilerinin yamna
gelerek yaptıklan sonuç açıkla-
ma, soğuk duş etkisi yaptı.
Acıklamadan çıkan sonuç, ra-
kamların birbirini tutmadığı ve
hükümetin uzmanlanmn katıl-
dığı bir ikinci görüşmeye gerek-
sinme duyulduğu idi.
Otobüslere birrerken maden-
ci taban yöneticilerin kulağımı-
za fısıldadıklan.kendilerinin bu
acıklamadan anladıklan ise çok
basitti. "Hükümet, birilerini al-
datmaya çalışmış, başarama-
mıştı. Başbakanın matematik
bilenlere damşmaya ihtiyacı var-
dı."
Gerçekten de Başbakan'ın
basına açıkladığı yine Abant gö-
rüşmesi sonrası Başbakanhğa
yakm kaynaklann sızdırdıklari
'yer altı işçisine 2.5 milyon net
maaş ve 5 ikramiye verildi' yo-
lundaki rakamlar Genel Maden-
İş Sendikası'na anlaşmaya ya-
km, sıcak rakamlar olarak gö-
rünüyordu. Sorun yevmiye he-
sabından çıkıyordu. Yevmiye ile
maaş birbirini tutmuyordu. 6.5
saat süren pazarlıkta hükümet
'verdim' dediği rakamlann yöv-
miyelere dönüştürülmesinde
yanlış hesap yapmıştı. Birileri,
Başbakan dahil, hükümet söz-
cülerini bu hesaplarda yanılt-
mıştı. Hesaplann yanhşhğı apa-
çık ortaya çıkınca, Başbakan ta-
ban yöneticilere açıklamasında
da kapalı bir biçimde itiraf et-
tiği üzere uzmanlara yeni baştan
hesap yaptırma gereğini duy-
muştu. Haftalardır, hükümetin
kamuoyuna 'verdim' diye ilan
ettiği rakamlar sözleşme masa-
sında verilınemiş, yanlış hesap
yapıldığı gibi çok garip bir so-
nuç ortaya çıkmıştı. Hükümet
aldatılmış mıydı? Ya da hükü-
met kimi aldatıyordu?
Öğlen ve akşam yemeği ye-
memiş Genel Maden-İş yöneti-
cilerini sohbete ve yola çıkma-
dan bir şeyler yemeye davet
eden SHP'den Hikmet Çetin,
Onur Kumbaracıbaşı, DYP'nin
Zonguldak milletvekilleri Kök-
sal Toptan, Şinasi Altınel, Gü-
neş Müftüoğlu olaya çok iyim-
ser bakıyorlardı. Onlara göre
Başbakan'ın eline yanlış rakam-
lar verilmişti. Ancak bu nokta-
dan sonra hükümetin 'verdim'
dediği rakamlardan geri dönüş
olamazdı.
MİLLİ PİYANGO
Bankalar milyarın
sahiplerîni arıyor
Yılbaşı özel çekilişinde büyuk ikramiye kazananlar
henüz ortaya çıkmadı. Bankalar milyar kazananların
peşine düştü. 22 milyarlık ikramiye çıkan çeyrek
biletlerden birinin Tarsus'ta değil Diyarbakır'da
satıldığı anlaşıldı.
Haber Merkezi — Milli Pı-
yango'nun yılbaşı özel çekilişin-
de büyük ikramiyeleri kazanan-
lar henüz ortaya çıkmadı. Dör-
de bölunen 22 milyarlık ikrami-
nin ikisinin Diyarbakır ve An-
kara'da satıldığı anlaşıldı. Ban-
kacılar, milyarderlerin peşine
düştü.
22 milyarın çıktığı 7053754
numaralı çeyrek bileti Ankara'-
da satan seyyar piyango bayii
Erdoğan Dogan'ın babası Ce- lihliyi Tarsus'ta değil, Diyarba-
mal Doğan, "Üç oglumla bera- kır'da bulmak mümkün. Ayn-
ber çalışryonım. Bileti dördü- caçok mutlu oldugumu dasöy-
merak ediyorum" dedi.
Tarsus'ta 15 yıllık gezici ba-
yilik yapan Celal Kızmaz, 22
milyarlık çeyrek bileti Diyarba-
kır'da sattığını belirtti. Kızmaz,
AA muhabirine şunları söyledi:
"Sümerbank Tarsus
Şubesinden 7053700den
7053799'a kadar olan numaralı
biktleri alarak Diyarbakır'a git-
tim. 22 milyar isabet eden bile-
ti de Diyarbakırda sattım. Ta-
müzden biri satmç olabilir" de
di. Ulus'ta bayilik yaptıklarını
belirten Doğan, "22 milyar isa-
bet eden bileti iki gün evvel sat-
mış olabiliriz, büyük ikramiye-
nin sattıgımız bilete çıkması be-
ni sevindirdi. Milyarderi ben de
lemek isterim. Evleıtemedim.
Talihlinin bir an önce ortaya
çıkmasını istiyorum. Belki ev-
lenmeme yardımcı olacaktır."
Celal Kızmaz, 4 kardeşi ile
birlikte 50 milyon liralık bilet
satışı yaptığını kaydetti.
GOZLEM
UGUR MUMCU
(Baftarafi 1. Say/ada)
O zaman düşünelim:
Devleti kim kurar? İnsanlar...
İnsanoğlu kendi yaptığı puta kendisi tapar. İnsan, kendi
emeğine yabancılaşır; kendi yarattığı kurumlara tapacak dü-
zeye iner. insan olmaktan çıkar, kendisıne yabancılaşır ve
kul olur.
Faşizm, devleti yüceleştirerek yönetenlerin bu güce tap-
malannı sağlar Leninizm ise Marksıst ideolojiyi, tapınacak
bir nesneye dönüştürerek özüne yabancılaştırır.
Oysa, devleti yönetenler, etten kemikten insanlardır.
Devlet fetişizmi, sağJı sollu bütün totaliter rejimlerin or-
tak özelliğidir. Bu rejımlerde resmı ideolojıler, bu ideoloji-
lerle birlikte bu ideolojilerte bütünleşen liderier ve lider kad-
rolar önem kazanırlar.
"Devlet fetişizmi" resmi ideolojilerle yaşatılır. Resmi ide-
oloji, kitle iietişim araçlarındaki propagandacılar tarafından
savunulur.
"Bugünün resmi ideolojisi, basındaki "mabeyn katipte-
/Tnin ileri sürdükleri gibi "Kemaiiznf değildir; bugün bu ide-
oloji, kültürde, "Türk-İslam sentezı", devlet müdahaleciliği-
nin en yoz biçimi olan "ekonomilerin militarizasyonu", dış
siyasette ABD-Suudi yörüngesındeki "Beyazsaray diploma-
sisi", çalışma yaşamında da "emir-kumanda ekonomisi"d'\r.
ANAP, çalışma yaşamında uzlaşma yerıne mahkemeleri
devreye sokuyor. Bunu yaparken de "devlet fetişizmi"ne baş-
vuruyor.
Siyasal yaşama, 12 Eylül'deki kışla rejiminden çıkan
ANAP, isçi-işveren ilişkilerinde kışla yöntemlerine sarılıyor.
Kamu işverenler sendıkaları, görüşme ve uzlaşma yeri-
ne iş mahkemelerine başvurarak 3 ocak eylemini "yasadı-
şı grev" saydırma yolunu seçiyor.
Başvurulan Toplu iş Sözleşmesi Yasası maddesi de çok
ilginç:
46. maddede, "karar verilen" veya "uygulanmakta olan"
bir grevin yasadışı olup olmadığına mahkeme karar veri-
yor. Bunun adı "tespit davas/"dır. Mahkeme, bu konudaki
kararını bir ay içinde veriyor. Bu karar da ceza davalan için
"kesin delil" oluyor.
İş mahkemesi, bir greve "yasadışı" dedi mi, tamam. Ce-
za mahkemesı bu kararı, ceza yargılaması için kesin kanıt
sayacak ve sendika yöneticilerini bu karara dayanarak ce-
zalandıracaktır!
Zonguldak madenlerıyle MESS tşyerlerındeki grevter, "ya~
sal grevler"<Hr. Bu grevlerden doğan uyuşmazlıklar söz ko-
nusu olsaydı, iş mahkemelen elbette bu uyuşmazlıklardan
doğan konularda karar verebilirlerdi. Bu, hem 5521 sayılı
İş Mahkemeleri Yasası'nın 1., hem Toplu İş Sözleşmesi Ya-
sası'nın 66. maddesine uygun olurdu.
Oysa durum değişik:
3 ocak eylemi, teknik anlamda, Toplu İş Sözleşmesi Ya-
sası'ndan doğan bir "uyuşmazlık" değildir. Çünkü, sendi-
kalar, Türk-İş ve Hak-İş Konfederasyonlan, "yasadışı grev
kararı" olarak adlandınlacak kararı da almış değillerdir.
Hukukta biçimsel kurallar önemlidir. Bu biçımsel kural-
lar ve yöntemler. yasallığın da dayanaklarmı oluştururlar
Alınmayan bir "karar" için sendikacılan ve işçileri cezalan-
dırmaya da olanak yoktur.
46. madde "karar verilen" veya "uygulanmakta olan bir
grev"den söz ediyor.
Ne böyle bir "karar" var, ne de böyle bir "uygulama".
Hükümet ve mahkemeler, Türk-İş Başkanlar Kurulu açık-
lamasını "karar" olarak adlandırıyorlar.
Hükümet, kamu işverenleri sendikası aracılığı ile önce 3
ocak eylemini mahkemelerden "ihtiyati tedbir karan" alıp
durdurdu. Bundan sonraki adım da mahkemelerden, 3 ocak
eylemini "yasadışı grev" sayan kararlar çıkartmak olacak.
ilk adım atıldı, ikinci adımdan sonra sıra üçüncü adıma'
gelecek. Üçüncü adımla DGM kapısı açılacak.
İş mahkemelerinden "bu yasadışı grevdir" kararı alınca
da DGM, bu karara dayanarak sendikacılara ve işçilere ceza
verecek.
Uzlaşma yollarını. DGM savcılıkları ve iş mahkemesi ka-
rarları ile tıkayıp gerilimleri tırmandırmak "devlet fetişizmT'n-
den kaynaklanan çok tehlikeli bir siyasettir.
Savaş çığlıkları ile birlikte Türkiye böyle bir siyasetin içi-
ne sürükleniyor...
Görünen köy klavuz istemez: ANAP liberalizmi, bir "devlet
fetişizmi" türüdür. Bu arabesk liberalizm, hayali ihracat ka-
rarnameleriyle başlar, Zonguldak madenlerinde ve MESS
işyerlerinde biter!
ŞİRİNYER HİPODROMLPNDAN MRETIMGUOĞUJ
SagıpTankut mücadelesi
1. KOŞU: tdmanlarında sü-
per dereceler yapan Arım Ba-
hm, yanşı kazanacak güce sa-
hiptir. Formunu muhafaza
eden Serap 25, yakın rakibidir.
Düzelme yolunda olan Mert-
kan ve Çelikoğlu'nu sürprizde
tutuyoruz.
2. KOŞU: Sprintinde göz
dolduran Tatlıkız'ı başta tutu-
yoruz. Bu yanşa itüıa ile hazır-
lanan Leyla 456 ve Kaynarba-
tur da söz sahibidir. Tedavi gö-
ren Nilüfer sürpriz yapabilir.
3. KOŞU: Salı sabah sprin-
tinde 38.5 yapan Babakemal'e
ilk şansı veriyoruz. Ciddi ga-
loplarla hazırlanan Karaduman
sert rakibidir. İdmanlarını ak-
satmayan Tycoon 1 vehafif kn
lolu Yetti yarışın sürpriz atları-
dır.
4. KOŞU: İyi durumunu mu-
hafaza eden Hasbey ve idman-
larında göz dolduran Sedam
arasmdaki mücadele yanşın bi-
rincisini belirleyecektir. Akan-
sel ve Buse'yi sürprizde öneri-
riz.
5. KOŞU: rekor galoplarla
bu yanşa hazırianan Sagıp ve
Tankut arasmdaki mücadele bi-
rinciyi belirleyecektir. Düzelen
Commodere ile Sa-Sa, tabela-
nın diğer sıraları için mücade-
le vereceklerdir.
6. KOŞU: İyi durumunu ko-
ruyan Karagümrüklü, bu kez
kazanacaktır. Kıpırdanmalar
OTORİTELERİN GÖRÜŞLERİ
F. Dağhoğlu
N. Yılmaz
H. Aksoy
A. Güven
1-3-8
1-B-2
8-3-9
8-9
1-6-8
1-3-6
9-1-3
3-6-8
3-7-12
7-5
7-3
7-5
L
9
9-1
1-9-5
9
6-10-3
6
6-8
6-6-13
9-5-4
10-4-3
10-4
5-9-10
gördüğümuz Selin 1 ve Seyhan
III de yarışta söz sahibidir. Er-
dal \e Ayşem'i dörtlü bahis için
öneririz.
7. KOŞU: tyi durumuyla
Gürbatur yanşın en şanslı atı-
dır. Koşanyel ile Şenbatur'u ra-
kip olarak görüyoruz. Düzelen
Varol tzzet sürpriz yapabilir.
TAHMCVLER
1. KOŞU: F: Arım Balım (1),
P: Serap 25 (5), PP: Mertkan
(7), S.Çelikoğlu (6).
2. KOŞU: F: Tatlıkız (8), P:
Leyla 456 (9), PP: Kayhanba-
tur (1), S: Nilüfer (5).
3. KOŞU: F; Babakemal (3),
P: Karaduman (1), PP: Tycoon
1 (6), S: Yetti (8).
4. KOŞU: F: Hasbey (7), P:
Sedam (12), PP; Akansel (5), S:
Buse (10),
5. KOŞU; F: Sagıp (9), P:
Tankut (1), PP: Commodort
(8), S: Sa-Sa (2).
6. KOŞU: F: Karagümrüklü
(6), P: Selin (13), PP: Seyhan
(8), S: Erdal (4), S: Aysem (10).
7. KOŞU: F: Koşanyel (5), P:
Gürbatur (10), PP: Sonbatur
(4), S: varol İzzet (9).