Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 OCAK 1991 CUMHURÎYET/15
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
Meteorotojı Işlen Genel
Mûdûrtûûû'nden aJıntn bıigtye göre,
Marmara. Ege, Bab Akdeniz. iç Ana-
dolu ıle Batı ve Orta Karadenız ya-
gışlı geçecek Yağışiar geneHde
yagmur, Batı Karacenız'ın iç tesim-
lehnde kaf şeklinde oiacak. HAA
SICAKUĞIıBaöMlgeleriımaJeya-
>şla birlikte azalaca* Doguda ise
artacak RÜZGÂR. Gûney ve batı
yönlerben haftf ara sıra orta. yur-
dun batsında yer yer kuvvetı oia-
rak esecek Oenotenmızde Kıbleve
lodostan zamanla Batı Karadenız,
Marmara ve Ege'de günbaösı ve ka-
rayekJen 4-6, yer yer 7 Batı Kara-
denız'de 8 kuvvetnde saatte 15-27,
yer yer 33, Bab KantenizVfc 40 dsniz m» tnzte esecek. Dal-
ga yûkseMığî 1-2, yw yer 25, Bat Karadeniz'cle 3-4 metre
oiacak van Gölünde hava, bulutlu geçecek. Rûzgâr gûney
ve batı yönierden hafif olarak esecek Göl küçük dalgalı gc-
rûş uzaklığı 10 km dtfayın bulunacak.
a?
Mu
Çaraktaie
Çonım
Derwl
B 18° 6°ftyartHkırB
Y 9° 5 EAme Y
B 14° 2°Erafxan B
Y V 3°Eraırum B
12°-5°Mansa
10° 4°K.Mans
7» 5°Mersm
0°
Y «° t°Gaa**p B
B 17» 8°Gnsun V
Y « ° 6°Gün*qfianeB
> V 0°HaUdn B
1 M° 6°b«wta Y
Y 9" 5°lstantxıl Y
Y !• ?im Y
B 8°-6° Kars B
B 6°-8° Kasümonu Y
Y 4» 0°Kaysef! Y
Y 10° 6°KırWare* V
Y 10° 4°Konya Y
Y y - i " Kfflatıya Y
Y 13° 5°Mautya B
j
15° 8°0niu
8°-«°lte
5°-8° Samsuı
10° 3°S«rt
10° TSmoç
13° 5°Sıvas
d
4° 0°lrata>n
9°-2°iın«l
9° 5°U$*
8° 1°Van
«P 4°Yazgat
10° -4° Zonguktak
Y 13° 5°
B 16° f
B 18° 9°
Y 12° 4°
B 0»-W°
Y 7»-2°
Y W> 7°
B 15° 7°
Y 14° 6°
B 12° 3°
Y 7° 1°
Y 8°-5°
Y 9° 5°
B 15° 7°
B 10"-4°
Y 10° 4»
B 6°-e°
Y 7°î»
Y 1f 7°
ı briuttu 'yıflmufiu Istst
BUIMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Eskrimde kulla-
nılan meşin göğüs-
lük. 2/ En küçük
sosyolojik birim...
Doğanın neden ol-
duğu yıkım. 3/ Kas-
lann istemsiz kasıl-
ması. 4/ 'Hayır' an-
lamında kuİlanılan
söz... Japon kökenli
bir dovüş sporu. 5/
Roma mitolojisinde
aşk tannsı... Tutsak.
6/ Fransa'da bir
kent...7/ Alteroatif.
8/ Avrupa'nın ikin-
ci uzun ırmağı... Akıl. 9/ Dansta ka-
valyenin eşi... Asya ve Afrika'nın tro-
pikal bölgelerinde yaşayan kısa hor-
tumlu bir hayvan.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ tskambil falı. 2/ Yağ dokusunun
bulunduğu yerde buyümesiyle oluşan
iyicil ur... Derebeylik Japonyası'nda
en aşağı sınıfı oluşturan halk. 3/ Ka-
nşık renkli... Hekimlik taslayan kim-
se. 4/ Doğumun doğal olmadığı du-
nımlarda kann ve dölyatağının kesilerek bebeğin alınması. 5/
Bir nota... özenli, düzgün. 6/ Eski Mısır'da güneş-tannsı... tn-
san ve hayvanlarda asalak olarak yaşayan bir böcek. 7/ Salep-
gillerden otsu bir bitki... Giysi kesimi. 8/ Bir soru sözü... Fizik-
te bir güç birimi... Silisvumun simgesi. 9/ Lavta ailesinden bir
Çalgı.
60 YDL ÖNCE Cumhuriyet
Büyük Halkevleri
2 OCAK 1931
Gazi. Hz. seyahatlerinden
edindikleri intibalara göre
memleketin muhtelif
yerlerinde halkı toplamak ve
gençliği yükseltmek için bazı
teşkilâta lüzumu kat'i vardır.
Bunun için memlekette
büyük halk evleri tesis
edilecektir. Halkevleri en aşağı 1500 kişilik oiacak ve
içinde halkı işgal edecek her türlü teşkilât mevcut
bulunacaktır. Bu cümleden olan halk evlerinin bir
sinema ve kütflphanesi bulunacak ve salonda halka
konferanslar, dersler verilecektir. Hasılı halkı ve gençliği
)uraya toplamak için her teşebbüse girişilecektir.
Z.H.F. bu işe önayak olacaktır. Halk Fırkası Gazi Hz.
ıin emir ve işaretleri üzerine şimdiden tetkikata
jaşlamıştır. Fırkanın büyük kongresinde bu hususta
tekljfatta bulunulacak ve halkevleri tesisi için bir karar
alınacaktır.
Halk evlerinin bu seneden itibaren tesisine çalışılacaktır.
îstanbul'da Yılbaşı
Yılbaşı münasebetüe Beyoğlu gene sayılı bir eğlence '
gecesi geçirmiştir. Yeni seneyi eğlence ile karşılamak
isteyenler, Beyoğlu'nun zevk yerlerine dökülmüşler.
Sabaha kadar eğlenmişlerdir. Eğlence yerlerinde, en çok
gorülenler Turk'lerle Museviler idi. Gardenbar, Maksirn,
Tokatliyan ve Turkuvaz başta olmak üzere bütün barlar
ve gazinolar dolu idi. Bazıları, kalabalıktan daha saat on
birde kapılarını kapatmışlardı. lçeri girmek için
kapıcüarla mücadele edenler çoktu.
Muhtelif eğlence yerleri arasında yalnız Turkuvaz
haddinden fazla müşteri almadığı için oraya gidenler
izdihamdan rahatsız olmamışlar ve iyi eğlenmişlerdir. Bu
sene Tokatliyan binnisbe tenha olmuştur.
Bir çok aileler de evlerde toplanarak daha rahat, daha
ucuz ve daha samimi eğlenmek usulünü bulmuşlardır.
Gece yansı, eğlence yerlerinde lambalar söndürülmek
suretile yeni sene karanlıkta istikbal edilirken, limanda
da vapurlar düdük calarak 1931 senesi selamlanmıştır.
Bazı mahallelerde silah atmak gibi bedevî tezahüratta
bulunanlar da olmuştur.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Küba'da 'hazıroF emri
2 OCAK 1961
Küba Dışişleri Bakanı Raul Roa,
Güvenlik Konseyine başvurarak
Birleşik Amerikanın Küba'yı işgale
hazırlandığını iddia etmiş ve bu
meseleyi incelemek üzere Konseyin
derhal toplanmasını istemiştir.
Birleşmiş Milletlerdeki Küba heyeti
mensuplan, Dışişleri Bakanı
Raul Roa Roa'nın bu hususta Güvenlik
Konseyi Başkanına bir mektup gönderdiğini ve bu
mektubun bir kopyesini de Genel Sekretere verdiğini
bildirmektedirler. Konseyde ocak ayı içinde Başkanlık
mevkiinde Birleşik. Arap Cumhuriyeti temsilcisi
bulunacaktır. Güvenlik Konseyinin toplanması için
Konsey Başkanının üyeleri ile istişareJerde bulunması
lâzım gelmektedir.
Müşahitler Güvenlik Konseyinin pazartesi gününden
evvel toplanacağına pek ihtimal vermemektedirler.
Castrb rejiminin Milis kuvvetlerine mensup sağlık
birlikleri bugün "hazır ol" emri almıştır. Havana
Radyosu bu birliklere mensup olanlann bugün mahalli
saatle 10.00 da askeri akademide toplanmalannı
büdirmiştir. Hükümet basın organlarının "Küba'run pek
yakmda istilâ edileceğine" dair yayınları üzerine alınan
ilk tedbir bu olmuştur.
Beyaz Saray basın sözcüsü James Hagerty, Küba
basmının Küba'nın 18 ocak'tan önce Birleşik Amerika
tarafından istilâ edileceğine dair haberlerini "gülünc"
olarak vasıflandırmıştır.
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
Noriega'ya suçlama
2 OCAK 1990
Panama'da Vatikan Büyükelçiliği'ne sığınan, ülkenin eski
fiili lideri General Manuel Antonio Noriega'nm
yargılanmak üzere iade edilmesi konusundaki ABD -
Vatikan - Panama müzakereleri sürüyor. Panama'nın,
ABD desteğiyle göreve gelen Devlet Başkanı Guillermo
Endara, Panama'nın hukuk sisteminin Noriega'yı
yargdamaya uygun olmadığıru açıkladı.
Bu arada, Başsava Rogelio Cruz ise Vatikan'dan?
yargılanmak üzere Noriega'yı kendilerine teslim etmesini
isteyeceklerini söyledi. Cruz, düzenlediği basın
toplantısmda, "General Noriega'ya karşı suçlamalar var,
Panama'ya teslim edilmesini isteyeceğiz" dedi.
Clurt A-aç* B-6uludu G-gûıeşJ K-tort S-sst Y - ^ m r t ı
OÜNYA'DA BUGÛN
Amslertlam
Amman
ASıa
i
Batatofu
BaMl
Brillse!
Bodapeşte
Cenevre
Cezıyır
Ctdde
Ouia
Hetanlo
Kahre
Kojıenhac
Kötn
LeikDşa
Y 4°
B 15°
B 15°
A 18°
A 18°
B 10°
B T
B 5°
Y 16°
Y 5°
Y 6°
B 10°
A 2f
A 23°
A 23°
B 6°
B 20°
K -1"
A 22°
Y 5°
B 4°
B 20°
Lenmgnd
Londra
Madnd
Mılano
Montreal
Mûntı
K 0°
Y 8°
B 10°
B 8°
B 10°
K 0°
Y 7»
8 10°
K -3°
Y 10°
Y 6°
A 22°
A 17°
A 10°
A 18°
A 23°
A 22°
Y 6°
B 10°
y B 8°
Vlöslııngton B 11°
Zünlı B 9°
0*o
Pans
Prag
Sotya
Sam
Viyanı
Vlöl
T4KTISMA
Yeni Yıla Cnmhnriyet'le Girmek
Okurlarının bir gazeteye en güzel mesajı, onu alıp okuyarak
desteklemesi, yaşatmasıdır. Biz okurlara gazetemiz
Cumhuriyet'in en güzel yılbaşı mesajıysa yeni yılda da yayın
yaşamını sürdürmesi olacaktır.
Her gelen yeni yıl umutlan, beklentileri
de beraberinde getirir. Akrep ve yelkova-
nın tam on ikinin üzerine geldiği an yepye-
ni dileklerin, iyiye, güzele yönelik tasanm-
lann yüreldere su serptiği andu-. însanlar
hep yaşanuş olduğu kötü anları unutmak
ister. O tatsızhklan geçen yılda bırakmaya
çabalar. Çirkinlikleri girecekleri yeni bir yı-
la sarkıtmak istemez. Isterler ki yaşadıkla-
n tatsız olaylar geçen yılla birlikte mazinin
bilinmeyen bir yerine gömülüp gitsin.
Evet, kimi olaylar böyledir. Fakat öyle
gelişmeler de vardır ki bunlar da insanliğın
gönlünde köklü bir yer edinerek varlıkla-
nru dünden bugüne ve bugünden yanna ko-
rurlar. Çok değil, yüzyıl öncesinden bugü-
ne şöyle kısaca bir göz atahm. Kültür, sa-
nat, bilim, yazın alanında neler olmuş?
Yıl 1901, Isveçli kimyager Alfred NobH
adma bir ödül konuyor. Vasiyeti gereği in-
sanlığa hizmet etmiş kişilere verilen bu ödül
saygınlığını daha da arttırarak bugüne ka-
dar ulaşıyor ve daha uzun yıllar da bu say-
gırüığını koruyacağına yönelik işaretler ve-
riyor. Tarih 1910'u gösterirken sinemanın
en önemli merkezi olan Hollywood'da ilk
film çevriliyor. Davld Griffilh'in "In Old
Callfornia" (Eski Kaliforiya'da) adh fümi
aynı yüın 10 mart günü ilk kez gösterime
giriyor. Yıl 29 Ekim 1923. Yepyeni bir dev-
letin teraeli aülıyor ve cumhuriyetimiz ilan
edüiyor. 16 Mayıs 1929. Sinemayı daha ge-
niş halk topluluklanna sevdirmek için ilk
Akademi Odulleri veriü'yor. 12 Nisan
1961'de ise ilk kez bir insan uzaya gidiyor.
Dört buçuk ton ağırhğmdaki "Vostok" adlı
uzay gemisiyle uzaya gönderilen Binbaşı
Yuri AJekseyeviç Gagarin dünyarun yörün-
gesinde 108 dakikalık bir uçuştan sonra yer-
yüzüne geri dönüyor.
Kuşkusuz daha birçok olumlu gelişme-
nin yaşandığı yüzyılımızda ülkemiz okur-
lan için de büyük önem taşıyan bir girişim
var: Cumhuriyet gazetesinin yaym yaşamı-
na başlaması. Gazetemiz Cumhuriyet, bu-
gün okurlanna sunduğu hizmeti altmış altı
yılhk bir köklü basın yaşamının övüncüyle
sürdürmektedir.
Bugün, Almanya'da bulunan bizler için-
se bu yılbaşını kutlamanın çok daha farklı
bir anlamı var: Köklü ve saygın gazete
Cumhuriyet, 1990'da başlattığı Avrupa'ya
yönelik yayınını sürdürüyor. Almanya'da
bulunan okurlar ise ilk kez bir yılbaşma
Cumhuriyet'le giriyorlar. Basın dünyamız,
Cumhuriyet'in Avrupa'daki Türklere yöne-
lik yayınıyla birlikte önemli bir aşama da-
ha kaydetmiştir. Avrupa'da bulunan gazete
okuru içinse bu, gerçek anlamda bir kaza-
nnndır.
Okurlarının bir gazeteye en güzel mesajı
onu alıp okuyarak desteklemesi, yaşatma-
sıdır. Biz okurlara gazetemiz Cumhuriyet'in
en güzel yılbaşı mesajıysa yeni yılda da ya-
yın yaşamını sürdürmesi olacaktır. Sana bir
kez daha hoşgeldin diyonız Cumhuriyet.
Avrupa yaşamında daha nice yıllara.
ALt CEBELOĞLU
Üniversite öfrencisi
Giessen / Almanya
Kenteel Sorunlarla Avrupalılaşmak!
Avrupa'nın sorunlannı olabildiğince çözmüş bir Türkiye
hayal ettiğini bilirsek, ağırlaşan kentsel sorunlarını da
"Avrupa'dan beklentiler" torbasına atan bir ülke olursak,
entegrasyon şansımızın hiç olamayacağını da iyice anlarız.
Avrupa, 1992 entegrasyonu konusunda
hızlı ve düzenli adımlar atıyor, üstelik hiç
beklenmedik bir anda ortaya atılan iki Al-
manya'mn birleşmesi sorununu da çözerek.
Parasal sistemi, ekonomik kurallan ve as-
keri yapıyı ortak Avrupa'nın gereksinimle-
rine göre düzeltiyorlar. Son imzalanan Pa-
ris Şartı da bunun yeni bir halkası.
Türkiye, Avrupa Topluluğu'nun kapısın-
da, 60 milyona yaklaşan nüfusunun yansı-
nın 20 yaşın altında olduğu, genç ve dina-
mik bir ülke. Avrupa'nm hızlı değişim ve
dönüşüm sürecinde, genç ve dinamik Tür-
kiye bu özelliğinden nasıl yararlanıyor, ya-
rarlanabiliyor mu? Bir başka yönüyle,
Türkiye genç yaş ortalamasının değerlendir-
mesi konusunda neler yapıyor?
Avrupa Topluluğu açısından bu genç nü-
fus nasıl algılanıyor? Bu genç nüfus Avru-
pa'nın iç dengelerini değiştirecek dinamiğe
mi sahip? Bu nüfus, çağın girişimcilik an-
layışı ile pazardan alacağı pay nedeniyle, ba-
zı ekonomik çıkarlan mı bozacak, yoksa ta-
şıdığı kültörel, iletişim etldleşûn sorunlany-
la Avrupa'nın iç gelişim çizgisinde yavaşla-
tıa, geciktirici, carpıcı etken mi oiacak?
Başka bir deyişle, Avrupa Topluluğu üye-
leri parasal düzen nedeniyle mi, kültürel bo-
yutlar nedeniyle mi yoksa başka, bambaş-
ka sonuçlara neden olabilecek gelişmeler ve-
ya beklentiler nedeniyle mi Türkiye'nin bir-
leşme talebine hızlı ve olumlu yarut veremi-
yorlar?
Avrupa'nın entegrasyonunda Türkiye'nin
yeri açısından, bu sorulan arttırmak, kap-
samını genişletmek olası. Bu işin Avrupa
yönü.
Türkiye'ye dönersek, ilcriye dönük belir-
gin sorun şudur: Türkiye Cumhuriyeti nü-
fusunun yarısına, 1990 yılı itibarıyla 20 ya-
şın altındaki 30 milyon insana, nasıl bir ge-
İişme programı uygulamaktadır? Her bin
ilkokul öğrencisinden 20'sinin üniversiteye
gidebildiğı bir nüfusa, iki vatandaşından bi-
risine, yaşamını sürdürme ve geliştirme kav-
gasında devlet nasıl tavır almaktadır?
Soru devlete yöneltilince siyasal partiler
olaydan soyutlanmıyor. Devletin yasama or-
ganını oluşturan siyasal partilerin -halen ya-
sama yetkisine katılma imkânını bulama-
yanlar dahil olmak üzere- alternatif çözüm-
ler üretmeye çalıştıklarım varsayıyoruz. Bu
alternatif çözümlerle bu kesimden dolaylı
veya doğmdan destek ahna gayreti içinde
olduklan inancını taşıyoruz.
Biraz daha özetle, kentlere gelince: Kent-
sel nüfusun % 6O'ı altı büyükşehir beledi-
yesi sınırlan içinde yaşıyor. 30 milyonu aşan
kentsel nüfusun 'k 20'si tstanbul'da, *k
10*u tzmir'de.
2000'li yıllara girerken, Türkiye, yine Av-
rupa Topluluğu'nun kapısında bekliyor oia-
cak. Aym zamanda örneğin yüzde 6'lık goç
ve nüfus ortak buyümesiyle 6 milyona da-
Ayncalıklı Uygulanıalar
Demokrasiyi en iyi uygulayan ülkelerden biri olmanın
getireceği sonuç bu olmamalı ve cezaevinde bizlere yapılan
baskılarla yeniden suça itilmenin önüne geçilmelidir.
Dünyadaki gelişmeleri ve Türkiye'deki
güncel olaylan Almanya'Ja yayımlanma-
ya başlamasını sevinçle karşıladığımız
"CHmhnriyet Hafta"dan izlemeye başla-
dık. Gerçekçi yayınlannızın devamı için
Cumhuriyet Hafta'nın sürekli çıkması en
büyük dileğimiz.
Demokrasi sisteminin en iyi uygulandığı
Ülkelerden biri olduğu hep söylenen Birle-
şik Almanya'daki, Bayreuth Cezaevi'nde
bizlere uygulanmakta olan aynmcı politi-
kayı "Tarüşma" sayfalanndan kamuoyu-
na duyurmak istiyorum.
Bizler burada, her an yapılmakta olan;
psikolojik baskı, 89 fenik saat ücretine zo-
runlu çalışma, Infaz Yasası'nın biz Türk-
lere bilinçli olarak uygulanmaması, sigor-
ta için kesilen paramn (Ahnanlar tahliye ol-
duklannda aldıklan halde) bizlere ödenme-
mesi vb. gibi sorunlarla karşı karşıyayız.
Isteğimiz üzerine gelen konsolosluk yet-
kiu'lerimize verilen sözler de yerine geti-
rilmedi.
Evet, bizler mahkûmuz ama her şeyden
önce insanız. Uygulanan aynmcı politika-
yı kaldırabilmek için ülkemiz yöneticileri-
nin bizlere yardım etmesini bekliyoruz.
Ahnan hukukculanna sesleniyorum: Hü-
yanmış bir tzmir'de oiacak. lzmir'in sorun-
lannı Avrupa'nın çözeceği, -;özmesi konu-
sunda bir beklentimiz yok, zaten kentsel so-
runlann başkaian tarafından çözülmesi söz
konusu da değil.
Avrupa'run, sorunlannı olabildiğince çöz-
müş bir Türkiye hayal ettiğini bilirsek, ağır-
laşan kentsel sorunlarını da "Avnıpa'dan
beklentiler" torbasına atan bir Ulke olursak,
entegrasyon şansımızın hiç olamayacağını
da iyice anlarız.
Kentsel sorunlar deyişinin altyapı, eğitim,
kültür, vergi sistemleri, yerel yönetim biçim-
Ieri gibi konularla ilgili sorunlan kapsadı-
ğıru söylemek gerek.
Parasal sorunlar da kültürle bağlantılı-
dır. örneğin; kentteki trafik sorununun çö-
zümünde parasal boyutun önemi vardır.
Ancak, çevre bilinci, kişilerin yaşam düze-
yinin geüştirilmesi ve ona saygı gösterilme-
si gibi nedenlerle seçüecek çözum yöntemin-
de kültürel birikimin doğrudan etkisi var-
dır.
Kültürel boyut zaman içinde oluşur ve za-
manında yapüması gerekir. Bilimsel olarak,
yedisinde değil, ilk üç yaşında ve hatta ilk
üç ayında gerekli gıda, ilgi ve eğitimi almış
çocukların zihni gelişmede farklı olduklan
kanıtlanmışken, yirmisinden sonra eğitilen-
lerin topluma ne kadar katkıda bulunabi-
leceğini söyleyebiliriz? Ülkemizin geleceği-
ni ellerine aldıklan zaman bizi nereden ne-
reye götürebüirler?
2000'li yıllarda Avrupa'nın kapısındayken
durumumuz nasıl oiacak?
İSKENDER ODABAŞOĞLU
tnşaat Müh./lzınir
küm verih'rken, Alman Ceza Yasası hepi-
mize (Türklere ve Almanlara) eşit uygulan-
dığı halde, cezaevinde tnfaz Yasası neden
ayncahkh uygulanıyor? Ahnan yönetimi
neden kendi içindeki insan hakları ihlalle-
rini görmüyor ve üzerine gitmiyor? Demok-
rasiyi en iyi uygulayan ülkelerden biri ol-
manın getireceği sonuç bu olmamalı ve ce-
zaevinde bizlere yapılan baskılarla yeniden
suça itilmenin önüne geçilmelidir.
Sesimizi duymanızı ve bu konuda giri-
şimlere başlamanızı bekliyoruz.
Bütün Alman demokradanm da cezaev-
lerinde insanlann temel haklanna saygı gös-
terilmesine destek olmaya çağınyonız.
1991 tüm insanhğa mutluluk getirsin.
ALİ ÜSTEBAY
Bayreuth Cezaevi
Birleşik Almanya
Galerİ . Atelye
ik 146 97 38 • 132 64 26
RAFET
EKİZ ?
iTekstilbank Sanat
Galerisi
AYHAN
TÜRKER
Yağlıboya Resım Sergısı
19 Aralık - 7 Ocak
Husrev Gerecte Cad 1?6
Tejvık.ye Meydan, 136 '2 79
AKIN
YILDIRIM
Heyket Sergtsi
27 Ardık - 22 O
24/6 L*nnl 169 80 14
HOBİ
sanat falerisi
MUHSİN
KUT
Resım Sergisi
26 Arahk-12 Ocak
Vdlksnajt CM. PaM| 8S
Ni(anta«ı 146 72*1
ARALIK'90
ÇAĞDAŞ
SANAT SERGİSİ
24 Arahk'9O 19 Ocak'91
Özdemir Altan
Hale Arpacıoğlu
tpek Aksüğilr Duba
Mustafa Ata
Tomur Atagök
Bedri Bavkam
Adnan Çoker
Haluk Cedik
Bünyamin Özguhekin
Vttsuf Taktak
Hale Tenger
Ömer Lluç
8OYAK
SANAT GALER1S
BOyOluMn Cad. M
ARKEONSANAT GALERBI
SÜREKLİ
ÇAĞDAŞ ÖZGÜN BASKI
SESAMİK.HEYKa
YAÛJ BOYA TAdLOLAR
SATIŞ MERKEZİ
SKEU. CAO. B OKTIUUnr İ D . 1» K S
TEM SANAT 6ALERİSİ
YOKSELBZEN
Resim
TESVİKhE
SANAT <
GALERİSİ
AYTBMIIRIResim Sergisi
3 Ocak - 31 Ocak 91
Abdi Ipekçi Cad. 46/1
Teşvıkıye 141 04 58
galeri • affölye
146 97 38 • 132 64 26
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
Sözü Kaldı Yadigâr...
Akranları "Bahriyeli" derlerdi, biz yaştakilerin gözünde
ağabey idi, yetkin çağa gelince de amca olmuştu. Bahriyeli
Muhittin, Muhittin Ağabey, Muhittin Amca. Bahriyeli oluşu bir
süre deniz okulunda okumasından ötürüydû. Eski İstanbul-
luydu. Ölüm ilanında 'Merhume Gülnisar Hanım ile ulema-
dan merhum İsmail Hakkı Efendi'nin oğlu, merhum Tahir
Efendi'nin yeğeni' diye künye düşülmesinden belliydi.
Zekâsı nüktelerinde dışarı vururdu. Yoksul halkın yanın-
daydı. Bir şey mi söyieyecek, nüktenin kundağında sarar sar-
malardı. "Ne sağcıyız ne solcu, futbolcuyuz futbolcu" ilk
onun ağzmdan dökülmüştü. Karakolda, sorguda,
"Ne iş yaparsın?" diye soran komisere "Horoz döğüşün-
de yan hakemim" yanıtını vermişti. Eli her işe yatkın otöu-
ğundan bir adı da Marangoz Muhittin'e çıkmıştı. Sevdiği her
adamın işine koşardı, sevmediği oldu mu yan çizerdi.
Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra ilk verilen görev Taş-
köprü Savcılığı olmuştu. Ankara'dan Taşköprü'ye gidecek
Kastamonu otobüslerinde en külüstür yeri almıştı. Otobüs kal-
kacak, şoförün yanındaki Savcı Bey'e aynlmış koltuk boş du-
ruyor. Bir türlü Savcı Bey gelmez. Savcı Bey gelmeyince de
otobüs bir türlü kalkmaz. Sonunda Savcı Bey'i aramaya kal-
kariar. Savcı Bey otobüsün en külüstür yerinde oturan değil
mi?
"Aman Savcı Bey yerinize buyurun."
"Hayır, ben burada rahatım."
Zoria şoförün yanındaki kıyak yere oturturiar da otobüs ha-
O yıllarda köylülerden alman yol parası diye bir vergi var-
dır. Vergi yükümlüsü ya parayı verecek ya da para yerine gi-
dip yolda çalışacak... Parayı vermeyenier, yokja çalışmayanlar
da her lira için bir gün hapis yatacaktır. Bu nedenle hapis
yatılmasına yüreği bir türlü e\ vermeyen Taşköprü Savctsı, ma-
aşını köyiüler hapis yatmasın diye Hazine'ye bağışlayacak-
tır.
Cenazesi Karacaahmet Mezariığı içindeki camiden kalka-
cak, hemen oracığa gömütecektır. Cemaatin zahmet çekme-
sini istememiş... Hava raporu yağmur yok diyor. Oysa sabah-
tan başladı yağmur. cenaze kalkana dek sürdü. O yağmur
altında ne de çok seveni ve geleni varmış. Caminin stğına-
cak bir yeri, sundurması da yok. Gelenler yağmuru yediler.
Bir eski dostu anlatıyor. Mehmet Ali Aybar'ın "İnönü'ye açtk
mektup"unu gecekondu bölgelerinde ve yoksul mahalleler-
de dağıtmışlar. Yağmur altında iki gün durmadan... Bildiriler
bitmiş, bir dost evine sığınmışlar. Ne dese beğenirsiniz?
"İki gündür açım, yemek aklıma gelmedi."
Savcılıktan ayrıldıktan sonra uzun bir süre Ankara'daki Kır-
şehir Hanı'nda barındı. O dönemin solcu gençlerinden kim
sığınmadı kü... Cenazede Yaşar Kemal de vardı.
"Muhittin Ağabey'le Aşiret Hanı'nda az mı bulgur pilavı ye-
dik!.." dedi.
Dayanışmaya ve dostluğa dayanan bir dönemin solcu
gençleri hep ileride gelecek olan güzel günlere bakariardı.
Onların sayıları da durmadan tükenıyor. İşte birer birer gidi-
yoriar. Son günlerinde yanıbaşında hep Boksör Siyamı var-
mış. Çevresindekileri tanıyamıyormuş, ama Siyami'yı tanıyor-
muş. Tuhaf bir rastlantı, Siyami, Muhittin'den iki gün önce
gitti. Arkadaşları Siyami'yi Kınalıada'ya gömdüler, pırıl pırıl,
güneşli bir günde. Siyami'nin son günleri Kınalı'da geçmiş-
ti.
Kimi kişiler vardır "sozlü" (şifahi) yaşariar. Muhittin Ağa-
bey onlardan biriydi. Her sözü bir nükteye dayanır, unutul-
mazdı. Eskiden kahvelerde tavia oynayanların önüne her
oyunda kesme lokum koyariardı. Muhittin bakıyor ki çarşı-
daki lokumcuda kahvedeki kesmelerden var. Yanm kilo alı-
yor. Kahvede her çay içen bir lokum veriyor. Akşam kahveci
lokumları sayıyor, hesabın içinden çıkamıyor. Muhittin'te ya-
nrt hazır: "İşte buna enflasyon denir..."
Yağmur altında kaldırılan cenazede kalabalık arasında
gözûmüze çarpanlar. Yaşar Kemal, Enver Aytekin, Fethi Naci,j
Hilmi Artan, Muzaffer Kolçak, Arıf Damar ve eşi, Mengü Er-
tel, Patriyot Hayati ve eşi, llhan Berktay, Şaban Ormanlar, İs-
mail Ayyıldız, Türkân Ayyıkjız, Bedriye Atar, Fadıl Barkan, Zih-
ni Anadol, Nurer Uğurlu, Muzaffer Arabul, Nabi Dinçer, Ra-
ci Dinçer, Lsyla Yetkin, Selma Gökçek, Ferhat Gökçek..,. Daha
birçok adını bilmediğim dostlan...
Kendi gitti sözü kaldı yadigâr...
ÇAUSANLARIN
SORULARiySORUNLARI
YILMAZ ŞtPAL
"Emeldiye tazminat ödenmez mi?"
SORU: Bizler, Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emekhyiz.
Aldığunız emekli aylıklan gecimimizi saglayanuuh-
ğı için sosyal destek primi ödeyerek calışıyoruz.
Beri yaşlardaki arkadaşlanmızı işyeren çıkardıgııı-
da, "emeklijT: kıdem tazminatı ödenmez" diyerek la-
dem tazminatı ödemesi yapmıyor.
Sosyal güvenlik primi ödeyerek çalışan emekliye
tazminat ödenmez mi?
ELE.
YANIT: İş Yasası'nın 1. maddesinde işçinin, işverenin ve işye-
rinin tanımı yapıhruştır.
"Bir hizmet akdine dayanarak herhangd bir işte ücret karşı-
hğı çalışan kişiye işçi, çailıştıran tüzel veya gerçek kişiye işve-
ren, işin yapıldığı yere işyeri denir!'
Bu tanım uyannca bir hizmet akdine dayanarak herhangi bir
işte ücret karşıhğı çalışan emeklilere de tş Yasası hükümlerinin
uygulanması gerektiği tartışmasızdır.
Bu nedenle kıdem tazminatına Uişkin koşullan ve kurallan
belirleyen yasanın 14. maddesinin sosyal güvenlik destek pri-
mi ödeyerek çalışanlara daayınmsız uygulanması gerekir.
1475 sayılı tş Yasası kapsamında çalışan işçilere, "Bağlı bu-
lunduklan kanunla kurulu kunım veya sandıklardan yaşlılık,
emeklilik veya malullük ayhğı yahut toptan ödeme almak ama-
cıyla" iş akitlerini feshettiklerinde kendilerine kıdem tazmina-
tı ödenmektedir.
Yaşhlık ya da emekli ayhğı bağlanması nedeniyle kıdem taz-
minatını alan ve sonradan, aynı ya da bir başka işyerinde yeni-
den Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek ve yine tş Yasası
kapsamında çalışan emeklilerin kıdem tazminatı nasıl sapta-
nacaktır?
Emekli ayhğı almakta iken çahşmasını da sürdürenler, diğer
işçiler gibi iş akitlerini yasanın 16. maddesinde öngörülen;
1) Sağlık nedenlerine dayanarak,
2) İşverenin yanıltıcı, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan
davramşlan nedeniyle,
3) Çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durma-
sını gerektirecek zorlayıcı nedenler ortaya çıkması sonucu, fes-
hederse, kıdem tazminatı almaya hak kazanır.
Emekli çalışanlann iş akitleri bu kez işveren yönünden ve
işçinin ahlak ve iyi niyet kurallanna uymayan durumlan dı-
şında kalan diğer nedenlere dayarularak feshedüirse yine kıdem
tazminatı hakkı doğar.
Emekli çalışanlar da tş Yasası kapsamında çalışan işçilerdir.
Bu nedenle de "emekliye kıdem tazminatı ödenmez" savı ge-
çersizdir.
Günün 24 saati halkına hizmetten
başka bir şey düşünmeyen, dertlerine
çare bulan, sorunlarını gideren,
yüreği iyilikle dolu
Selimiye Mahallesi Muhtarı
ZİY\ AKSlTnun
vefatı dolayısıyla cenazesine katılan,
başsağlığı dileğinde bulunanlara
teşekküru bir borç biliriz.
Ailesi ve Yeğenleri adma
CEMtL CİĞERtM