28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 OCAK 1991 CUMHURÎYET/15 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN Meteorotojı Işlen Genel Mûdûrtûûû'nden aJıntn bıigtye göre, Marmara. Ege, Bab Akdeniz. iç Ana- dolu ıle Batı ve Orta Karadenız ya- gışlı geçecek Yağışiar geneHde yagmur, Batı Karacenız'ın iç tesim- lehnde kaf şeklinde oiacak. HAA SICAKUĞIıBaöMlgeleriımaJeya- >şla birlikte azalaca* Doguda ise artacak RÜZGÂR. Gûney ve batı yönlerben haftf ara sıra orta. yur- dun batsında yer yer kuvvetı oia- rak esecek Oenotenmızde Kıbleve lodostan zamanla Batı Karadenız, Marmara ve Ege'de günbaösı ve ka- rayekJen 4-6, yer yer 7 Batı Kara- denız'de 8 kuvvetnde saatte 15-27, yer yer 33, Bab KantenizVfc 40 dsniz m» tnzte esecek. Dal- ga yûkseMığî 1-2, yw yer 25, Bat Karadeniz'cle 3-4 metre oiacak van Gölünde hava, bulutlu geçecek. Rûzgâr gûney ve batı yönierden hafif olarak esecek Göl küçük dalgalı gc- rûş uzaklığı 10 km dtfayın bulunacak. a? Mu Çaraktaie Çonım Derwl B 18° 6°ftyartHkırB Y 9° 5 EAme Y B 14° 2°Erafxan B Y V 3°Eraırum B 12°-5°Mansa 10° 4°K.Mans 7» 5°Mersm 0° Y «° t°Gaa**p B B 17» 8°Gnsun V Y « ° 6°Gün*qfianeB > V 0°HaUdn B 1 M° 6°b«wta Y Y 9" 5°lstantxıl Y Y !• ?im Y B 8°-6° Kars B B 6°-8° Kasümonu Y Y 4» 0°Kaysef! Y Y 10° 6°KırWare* V Y 10° 4°Konya Y Y y - i " Kfflatıya Y Y 13° 5°Mautya B j 15° 8°0niu 8°-«°lte 5°-8° Samsuı 10° 3°S«rt 10° TSmoç 13° 5°Sıvas d 4° 0°lrata>n 9°-2°iın«l 9° 5°U$* 8° 1°Van «P 4°Yazgat 10° -4° Zonguktak Y 13° 5° B 16° f B 18° 9° Y 12° 4° B 0»-W° Y 7»-2° Y W> 7° B 15° 7° Y 14° 6° B 12° 3° Y 7° 1° Y 8°-5° Y 9° 5° B 15° 7° B 10"-4° Y 10° 4» B 6°-e° Y 7°î» Y 1f 7° ı briuttu 'yıflmufiu Istst BUIMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Eskrimde kulla- nılan meşin göğüs- lük. 2/ En küçük sosyolojik birim... Doğanın neden ol- duğu yıkım. 3/ Kas- lann istemsiz kasıl- ması. 4/ 'Hayır' an- lamında kuİlanılan söz... Japon kökenli bir dovüş sporu. 5/ Roma mitolojisinde aşk tannsı... Tutsak. 6/ Fransa'da bir kent...7/ Alteroatif. 8/ Avrupa'nın ikin- ci uzun ırmağı... Akıl. 9/ Dansta ka- valyenin eşi... Asya ve Afrika'nın tro- pikal bölgelerinde yaşayan kısa hor- tumlu bir hayvan. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ tskambil falı. 2/ Yağ dokusunun bulunduğu yerde buyümesiyle oluşan iyicil ur... Derebeylik Japonyası'nda en aşağı sınıfı oluşturan halk. 3/ Ka- nşık renkli... Hekimlik taslayan kim- se. 4/ Doğumun doğal olmadığı du- nımlarda kann ve dölyatağının kesilerek bebeğin alınması. 5/ Bir nota... özenli, düzgün. 6/ Eski Mısır'da güneş-tannsı... tn- san ve hayvanlarda asalak olarak yaşayan bir böcek. 7/ Salep- gillerden otsu bir bitki... Giysi kesimi. 8/ Bir soru sözü... Fizik- te bir güç birimi... Silisvumun simgesi. 9/ Lavta ailesinden bir Çalgı. 60 YDL ÖNCE Cumhuriyet Büyük Halkevleri 2 OCAK 1931 Gazi. Hz. seyahatlerinden edindikleri intibalara göre memleketin muhtelif yerlerinde halkı toplamak ve gençliği yükseltmek için bazı teşkilâta lüzumu kat'i vardır. Bunun için memlekette büyük halk evleri tesis edilecektir. Halkevleri en aşağı 1500 kişilik oiacak ve içinde halkı işgal edecek her türlü teşkilât mevcut bulunacaktır. Bu cümleden olan halk evlerinin bir sinema ve kütflphanesi bulunacak ve salonda halka konferanslar, dersler verilecektir. Hasılı halkı ve gençliği )uraya toplamak için her teşebbüse girişilecektir. Z.H.F. bu işe önayak olacaktır. Halk Fırkası Gazi Hz. ıin emir ve işaretleri üzerine şimdiden tetkikata jaşlamıştır. Fırkanın büyük kongresinde bu hususta tekljfatta bulunulacak ve halkevleri tesisi için bir karar alınacaktır. Halk evlerinin bu seneden itibaren tesisine çalışılacaktır. îstanbul'da Yılbaşı Yılbaşı münasebetüe Beyoğlu gene sayılı bir eğlence ' gecesi geçirmiştir. Yeni seneyi eğlence ile karşılamak isteyenler, Beyoğlu'nun zevk yerlerine dökülmüşler. Sabaha kadar eğlenmişlerdir. Eğlence yerlerinde, en çok gorülenler Turk'lerle Museviler idi. Gardenbar, Maksirn, Tokatliyan ve Turkuvaz başta olmak üzere bütün barlar ve gazinolar dolu idi. Bazıları, kalabalıktan daha saat on birde kapılarını kapatmışlardı. lçeri girmek için kapıcüarla mücadele edenler çoktu. Muhtelif eğlence yerleri arasında yalnız Turkuvaz haddinden fazla müşteri almadığı için oraya gidenler izdihamdan rahatsız olmamışlar ve iyi eğlenmişlerdir. Bu sene Tokatliyan binnisbe tenha olmuştur. Bir çok aileler de evlerde toplanarak daha rahat, daha ucuz ve daha samimi eğlenmek usulünü bulmuşlardır. Gece yansı, eğlence yerlerinde lambalar söndürülmek suretile yeni sene karanlıkta istikbal edilirken, limanda da vapurlar düdük calarak 1931 senesi selamlanmıştır. Bazı mahallelerde silah atmak gibi bedevî tezahüratta bulunanlar da olmuştur. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Küba'da 'hazıroF emri 2 OCAK 1961 Küba Dışişleri Bakanı Raul Roa, Güvenlik Konseyine başvurarak Birleşik Amerikanın Küba'yı işgale hazırlandığını iddia etmiş ve bu meseleyi incelemek üzere Konseyin derhal toplanmasını istemiştir. Birleşmiş Milletlerdeki Küba heyeti mensuplan, Dışişleri Bakanı Raul Roa Roa'nın bu hususta Güvenlik Konseyi Başkanına bir mektup gönderdiğini ve bu mektubun bir kopyesini de Genel Sekretere verdiğini bildirmektedirler. Konseyde ocak ayı içinde Başkanlık mevkiinde Birleşik. Arap Cumhuriyeti temsilcisi bulunacaktır. Güvenlik Konseyinin toplanması için Konsey Başkanının üyeleri ile istişareJerde bulunması lâzım gelmektedir. Müşahitler Güvenlik Konseyinin pazartesi gününden evvel toplanacağına pek ihtimal vermemektedirler. Castrb rejiminin Milis kuvvetlerine mensup sağlık birlikleri bugün "hazır ol" emri almıştır. Havana Radyosu bu birliklere mensup olanlann bugün mahalli saatle 10.00 da askeri akademide toplanmalannı büdirmiştir. Hükümet basın organlarının "Küba'run pek yakmda istilâ edileceğine" dair yayınları üzerine alınan ilk tedbir bu olmuştur. Beyaz Saray basın sözcüsü James Hagerty, Küba basmının Küba'nın 18 ocak'tan önce Birleşik Amerika tarafından istilâ edileceğine dair haberlerini "gülünc" olarak vasıflandırmıştır. GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet Noriega'ya suçlama 2 OCAK 1990 Panama'da Vatikan Büyükelçiliği'ne sığınan, ülkenin eski fiili lideri General Manuel Antonio Noriega'nm yargılanmak üzere iade edilmesi konusundaki ABD - Vatikan - Panama müzakereleri sürüyor. Panama'nın, ABD desteğiyle göreve gelen Devlet Başkanı Guillermo Endara, Panama'nın hukuk sisteminin Noriega'yı yargdamaya uygun olmadığıru açıkladı. Bu arada, Başsava Rogelio Cruz ise Vatikan'dan? yargılanmak üzere Noriega'yı kendilerine teslim etmesini isteyeceklerini söyledi. Cruz, düzenlediği basın toplantısmda, "General Noriega'ya karşı suçlamalar var, Panama'ya teslim edilmesini isteyeceğiz" dedi. Clurt A-aç* B-6uludu G-gûıeşJ K-tort S-sst Y - ^ m r t ı OÜNYA'DA BUGÛN Amslertlam Amman ASıa i Batatofu BaMl Brillse! Bodapeşte Cenevre Cezıyır Ctdde Ouia Hetanlo Kahre Kojıenhac Kötn LeikDşa Y 4° B 15° B 15° A 18° A 18° B 10° B T B 5° Y 16° Y 5° Y 6° B 10° A 2f A 23° A 23° B 6° B 20° K -1" A 22° Y 5° B 4° B 20° Lenmgnd Londra Madnd Mılano Montreal Mûntı K 0° Y 8° B 10° B 8° B 10° K 0° Y 7» 8 10° K -3° Y 10° Y 6° A 22° A 17° A 10° A 18° A 23° A 22° Y 6° B 10° y B 8° Vlöslııngton B 11° Zünlı B 9° 0*o Pans Prag Sotya Sam Viyanı Vlöl T4KTISMA Yeni Yıla Cnmhnriyet'le Girmek Okurlarının bir gazeteye en güzel mesajı, onu alıp okuyarak desteklemesi, yaşatmasıdır. Biz okurlara gazetemiz Cumhuriyet'in en güzel yılbaşı mesajıysa yeni yılda da yayın yaşamını sürdürmesi olacaktır. Her gelen yeni yıl umutlan, beklentileri de beraberinde getirir. Akrep ve yelkova- nın tam on ikinin üzerine geldiği an yepye- ni dileklerin, iyiye, güzele yönelik tasanm- lann yüreldere su serptiği andu-. însanlar hep yaşanuş olduğu kötü anları unutmak ister. O tatsızhklan geçen yılda bırakmaya çabalar. Çirkinlikleri girecekleri yeni bir yı- la sarkıtmak istemez. Isterler ki yaşadıkla- n tatsız olaylar geçen yılla birlikte mazinin bilinmeyen bir yerine gömülüp gitsin. Evet, kimi olaylar böyledir. Fakat öyle gelişmeler de vardır ki bunlar da insanliğın gönlünde köklü bir yer edinerek varlıkla- nru dünden bugüne ve bugünden yanna ko- rurlar. Çok değil, yüzyıl öncesinden bugü- ne şöyle kısaca bir göz atahm. Kültür, sa- nat, bilim, yazın alanında neler olmuş? Yıl 1901, Isveçli kimyager Alfred NobH adma bir ödül konuyor. Vasiyeti gereği in- sanlığa hizmet etmiş kişilere verilen bu ödül saygınlığını daha da arttırarak bugüne ka- dar ulaşıyor ve daha uzun yıllar da bu say- gırüığını koruyacağına yönelik işaretler ve- riyor. Tarih 1910'u gösterirken sinemanın en önemli merkezi olan Hollywood'da ilk film çevriliyor. Davld Griffilh'in "In Old Callfornia" (Eski Kaliforiya'da) adh fümi aynı yüın 10 mart günü ilk kez gösterime giriyor. Yıl 29 Ekim 1923. Yepyeni bir dev- letin teraeli aülıyor ve cumhuriyetimiz ilan edüiyor. 16 Mayıs 1929. Sinemayı daha ge- niş halk topluluklanna sevdirmek için ilk Akademi Odulleri veriü'yor. 12 Nisan 1961'de ise ilk kez bir insan uzaya gidiyor. Dört buçuk ton ağırhğmdaki "Vostok" adlı uzay gemisiyle uzaya gönderilen Binbaşı Yuri AJekseyeviç Gagarin dünyarun yörün- gesinde 108 dakikalık bir uçuştan sonra yer- yüzüne geri dönüyor. Kuşkusuz daha birçok olumlu gelişme- nin yaşandığı yüzyılımızda ülkemiz okur- lan için de büyük önem taşıyan bir girişim var: Cumhuriyet gazetesinin yaym yaşamı- na başlaması. Gazetemiz Cumhuriyet, bu- gün okurlanna sunduğu hizmeti altmış altı yılhk bir köklü basın yaşamının övüncüyle sürdürmektedir. Bugün, Almanya'da bulunan bizler için- se bu yılbaşını kutlamanın çok daha farklı bir anlamı var: Köklü ve saygın gazete Cumhuriyet, 1990'da başlattığı Avrupa'ya yönelik yayınını sürdürüyor. Almanya'da bulunan okurlar ise ilk kez bir yılbaşma Cumhuriyet'le giriyorlar. Basın dünyamız, Cumhuriyet'in Avrupa'daki Türklere yöne- lik yayınıyla birlikte önemli bir aşama da- ha kaydetmiştir. Avrupa'da bulunan gazete okuru içinse bu, gerçek anlamda bir kaza- nnndır. Okurlarının bir gazeteye en güzel mesajı onu alıp okuyarak desteklemesi, yaşatma- sıdır. Biz okurlara gazetemiz Cumhuriyet'in en güzel yılbaşı mesajıysa yeni yılda da ya- yın yaşamını sürdürmesi olacaktır. Sana bir kez daha hoşgeldin diyonız Cumhuriyet. Avrupa yaşamında daha nice yıllara. ALt CEBELOĞLU Üniversite öfrencisi Giessen / Almanya Kenteel Sorunlarla Avrupalılaşmak! Avrupa'nın sorunlannı olabildiğince çözmüş bir Türkiye hayal ettiğini bilirsek, ağırlaşan kentsel sorunlarını da "Avrupa'dan beklentiler" torbasına atan bir ülke olursak, entegrasyon şansımızın hiç olamayacağını da iyice anlarız. Avrupa, 1992 entegrasyonu konusunda hızlı ve düzenli adımlar atıyor, üstelik hiç beklenmedik bir anda ortaya atılan iki Al- manya'mn birleşmesi sorununu da çözerek. Parasal sistemi, ekonomik kurallan ve as- keri yapıyı ortak Avrupa'nın gereksinimle- rine göre düzeltiyorlar. Son imzalanan Pa- ris Şartı da bunun yeni bir halkası. Türkiye, Avrupa Topluluğu'nun kapısın- da, 60 milyona yaklaşan nüfusunun yansı- nın 20 yaşın altında olduğu, genç ve dina- mik bir ülke. Avrupa'nm hızlı değişim ve dönüşüm sürecinde, genç ve dinamik Tür- kiye bu özelliğinden nasıl yararlanıyor, ya- rarlanabiliyor mu? Bir başka yönüyle, Türkiye genç yaş ortalamasının değerlendir- mesi konusunda neler yapıyor? Avrupa Topluluğu açısından bu genç nü- fus nasıl algılanıyor? Bu genç nüfus Avru- pa'nın iç dengelerini değiştirecek dinamiğe mi sahip? Bu nüfus, çağın girişimcilik an- layışı ile pazardan alacağı pay nedeniyle, ba- zı ekonomik çıkarlan mı bozacak, yoksa ta- şıdığı kültörel, iletişim etldleşûn sorunlany- la Avrupa'nın iç gelişim çizgisinde yavaşla- tıa, geciktirici, carpıcı etken mi oiacak? Başka bir deyişle, Avrupa Topluluğu üye- leri parasal düzen nedeniyle mi, kültürel bo- yutlar nedeniyle mi yoksa başka, bambaş- ka sonuçlara neden olabilecek gelişmeler ve- ya beklentiler nedeniyle mi Türkiye'nin bir- leşme talebine hızlı ve olumlu yarut veremi- yorlar? Avrupa'nın entegrasyonunda Türkiye'nin yeri açısından, bu sorulan arttırmak, kap- samını genişletmek olası. Bu işin Avrupa yönü. Türkiye'ye dönersek, ilcriye dönük belir- gin sorun şudur: Türkiye Cumhuriyeti nü- fusunun yarısına, 1990 yılı itibarıyla 20 ya- şın altındaki 30 milyon insana, nasıl bir ge- İişme programı uygulamaktadır? Her bin ilkokul öğrencisinden 20'sinin üniversiteye gidebildiğı bir nüfusa, iki vatandaşından bi- risine, yaşamını sürdürme ve geliştirme kav- gasında devlet nasıl tavır almaktadır? Soru devlete yöneltilince siyasal partiler olaydan soyutlanmıyor. Devletin yasama or- ganını oluşturan siyasal partilerin -halen ya- sama yetkisine katılma imkânını bulama- yanlar dahil olmak üzere- alternatif çözüm- ler üretmeye çalıştıklarım varsayıyoruz. Bu alternatif çözümlerle bu kesimden dolaylı veya doğmdan destek ahna gayreti içinde olduklan inancını taşıyoruz. Biraz daha özetle, kentlere gelince: Kent- sel nüfusun % 6O'ı altı büyükşehir beledi- yesi sınırlan içinde yaşıyor. 30 milyonu aşan kentsel nüfusun 'k 20'si tstanbul'da, *k 10*u tzmir'de. 2000'li yıllara girerken, Türkiye, yine Av- rupa Topluluğu'nun kapısında bekliyor oia- cak. Aym zamanda örneğin yüzde 6'lık goç ve nüfus ortak buyümesiyle 6 milyona da- Ayncalıklı Uygulanıalar Demokrasiyi en iyi uygulayan ülkelerden biri olmanın getireceği sonuç bu olmamalı ve cezaevinde bizlere yapılan baskılarla yeniden suça itilmenin önüne geçilmelidir. Dünyadaki gelişmeleri ve Türkiye'deki güncel olaylan Almanya'Ja yayımlanma- ya başlamasını sevinçle karşıladığımız "CHmhnriyet Hafta"dan izlemeye başla- dık. Gerçekçi yayınlannızın devamı için Cumhuriyet Hafta'nın sürekli çıkması en büyük dileğimiz. Demokrasi sisteminin en iyi uygulandığı Ülkelerden biri olduğu hep söylenen Birle- şik Almanya'daki, Bayreuth Cezaevi'nde bizlere uygulanmakta olan aynmcı politi- kayı "Tarüşma" sayfalanndan kamuoyu- na duyurmak istiyorum. Bizler burada, her an yapılmakta olan; psikolojik baskı, 89 fenik saat ücretine zo- runlu çalışma, Infaz Yasası'nın biz Türk- lere bilinçli olarak uygulanmaması, sigor- ta için kesilen paramn (Ahnanlar tahliye ol- duklannda aldıklan halde) bizlere ödenme- mesi vb. gibi sorunlarla karşı karşıyayız. Isteğimiz üzerine gelen konsolosluk yet- kiu'lerimize verilen sözler de yerine geti- rilmedi. Evet, bizler mahkûmuz ama her şeyden önce insanız. Uygulanan aynmcı politika- yı kaldırabilmek için ülkemiz yöneticileri- nin bizlere yardım etmesini bekliyoruz. Ahnan hukukculanna sesleniyorum: Hü- yanmış bir tzmir'de oiacak. lzmir'in sorun- lannı Avrupa'nın çözeceği, -;özmesi konu- sunda bir beklentimiz yok, zaten kentsel so- runlann başkaian tarafından çözülmesi söz konusu da değil. Avrupa'run, sorunlannı olabildiğince çöz- müş bir Türkiye hayal ettiğini bilirsek, ağır- laşan kentsel sorunlarını da "Avnıpa'dan beklentiler" torbasına atan bir Ulke olursak, entegrasyon şansımızın hiç olamayacağını da iyice anlarız. Kentsel sorunlar deyişinin altyapı, eğitim, kültür, vergi sistemleri, yerel yönetim biçim- Ieri gibi konularla ilgili sorunlan kapsadı- ğıru söylemek gerek. Parasal sorunlar da kültürle bağlantılı- dır. örneğin; kentteki trafik sorununun çö- zümünde parasal boyutun önemi vardır. Ancak, çevre bilinci, kişilerin yaşam düze- yinin geüştirilmesi ve ona saygı gösterilme- si gibi nedenlerle seçüecek çözum yöntemin- de kültürel birikimin doğrudan etkisi var- dır. Kültürel boyut zaman içinde oluşur ve za- manında yapüması gerekir. Bilimsel olarak, yedisinde değil, ilk üç yaşında ve hatta ilk üç ayında gerekli gıda, ilgi ve eğitimi almış çocukların zihni gelişmede farklı olduklan kanıtlanmışken, yirmisinden sonra eğitilen- lerin topluma ne kadar katkıda bulunabi- leceğini söyleyebiliriz? Ülkemizin geleceği- ni ellerine aldıklan zaman bizi nereden ne- reye götürebüirler? 2000'li yıllarda Avrupa'nın kapısındayken durumumuz nasıl oiacak? İSKENDER ODABAŞOĞLU tnşaat Müh./lzınir küm verih'rken, Alman Ceza Yasası hepi- mize (Türklere ve Almanlara) eşit uygulan- dığı halde, cezaevinde tnfaz Yasası neden ayncahkh uygulanıyor? Ahnan yönetimi neden kendi içindeki insan hakları ihlalle- rini görmüyor ve üzerine gitmiyor? Demok- rasiyi en iyi uygulayan ülkelerden biri ol- manın getireceği sonuç bu olmamalı ve ce- zaevinde bizlere yapılan baskılarla yeniden suça itilmenin önüne geçilmelidir. Sesimizi duymanızı ve bu konuda giri- şimlere başlamanızı bekliyoruz. Bütün Alman demokradanm da cezaev- lerinde insanlann temel haklanna saygı gös- terilmesine destek olmaya çağınyonız. 1991 tüm insanhğa mutluluk getirsin. ALİ ÜSTEBAY Bayreuth Cezaevi Birleşik Almanya Galerİ . Atelye ik 146 97 38 • 132 64 26 RAFET EKİZ ? iTekstilbank Sanat Galerisi AYHAN TÜRKER Yağlıboya Resım Sergısı 19 Aralık - 7 Ocak Husrev Gerecte Cad 1?6 Tejvık.ye Meydan, 136 '2 79 AKIN YILDIRIM Heyket Sergtsi 27 Ardık - 22 O 24/6 L*nnl 169 80 14 HOBİ sanat falerisi MUHSİN KUT Resım Sergisi 26 Arahk-12 Ocak Vdlksnajt CM. PaM| 8S Ni(anta«ı 146 72*1 ARALIK'90 ÇAĞDAŞ SANAT SERGİSİ 24 Arahk'9O 19 Ocak'91 Özdemir Altan Hale Arpacıoğlu tpek Aksüğilr Duba Mustafa Ata Tomur Atagök Bedri Bavkam Adnan Çoker Haluk Cedik Bünyamin Özguhekin Vttsuf Taktak Hale Tenger Ömer Lluç 8OYAK SANAT GALER1S BOyOluMn Cad. M ARKEONSANAT GALERBI SÜREKLİ ÇAĞDAŞ ÖZGÜN BASKI SESAMİK.HEYKa YAÛJ BOYA TAdLOLAR SATIŞ MERKEZİ SKEU. CAO. B OKTIUUnr İ D . 1» K S TEM SANAT 6ALERİSİ YOKSELBZEN Resim TESVİKhE SANAT < GALERİSİ AYTBMIIRIResim Sergisi 3 Ocak - 31 Ocak 91 Abdi Ipekçi Cad. 46/1 Teşvıkıye 141 04 58 galeri • affölye 146 97 38 • 132 64 26 POLİTİKA VE ÖTESİ MEHMED KEMAL Sözü Kaldı Yadigâr... Akranları "Bahriyeli" derlerdi, biz yaştakilerin gözünde ağabey idi, yetkin çağa gelince de amca olmuştu. Bahriyeli Muhittin, Muhittin Ağabey, Muhittin Amca. Bahriyeli oluşu bir süre deniz okulunda okumasından ötürüydû. Eski İstanbul- luydu. Ölüm ilanında 'Merhume Gülnisar Hanım ile ulema- dan merhum İsmail Hakkı Efendi'nin oğlu, merhum Tahir Efendi'nin yeğeni' diye künye düşülmesinden belliydi. Zekâsı nüktelerinde dışarı vururdu. Yoksul halkın yanın- daydı. Bir şey mi söyieyecek, nüktenin kundağında sarar sar- malardı. "Ne sağcıyız ne solcu, futbolcuyuz futbolcu" ilk onun ağzmdan dökülmüştü. Karakolda, sorguda, "Ne iş yaparsın?" diye soran komisere "Horoz döğüşün- de yan hakemim" yanıtını vermişti. Eli her işe yatkın otöu- ğundan bir adı da Marangoz Muhittin'e çıkmıştı. Sevdiği her adamın işine koşardı, sevmediği oldu mu yan çizerdi. Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra ilk verilen görev Taş- köprü Savcılığı olmuştu. Ankara'dan Taşköprü'ye gidecek Kastamonu otobüslerinde en külüstür yeri almıştı. Otobüs kal- kacak, şoförün yanındaki Savcı Bey'e aynlmış koltuk boş du- ruyor. Bir türlü Savcı Bey gelmez. Savcı Bey gelmeyince de otobüs bir türlü kalkmaz. Sonunda Savcı Bey'i aramaya kal- kariar. Savcı Bey otobüsün en külüstür yerinde oturan değil mi? "Aman Savcı Bey yerinize buyurun." "Hayır, ben burada rahatım." Zoria şoförün yanındaki kıyak yere oturturiar da otobüs ha- O yıllarda köylülerden alman yol parası diye bir vergi var- dır. Vergi yükümlüsü ya parayı verecek ya da para yerine gi- dip yolda çalışacak... Parayı vermeyenier, yokja çalışmayanlar da her lira için bir gün hapis yatacaktır. Bu nedenle hapis yatılmasına yüreği bir türlü e\ vermeyen Taşköprü Savctsı, ma- aşını köyiüler hapis yatmasın diye Hazine'ye bağışlayacak- tır. Cenazesi Karacaahmet Mezariığı içindeki camiden kalka- cak, hemen oracığa gömütecektır. Cemaatin zahmet çekme- sini istememiş... Hava raporu yağmur yok diyor. Oysa sabah- tan başladı yağmur. cenaze kalkana dek sürdü. O yağmur altında ne de çok seveni ve geleni varmış. Caminin stğına- cak bir yeri, sundurması da yok. Gelenler yağmuru yediler. Bir eski dostu anlatıyor. Mehmet Ali Aybar'ın "İnönü'ye açtk mektup"unu gecekondu bölgelerinde ve yoksul mahalleler- de dağıtmışlar. Yağmur altında iki gün durmadan... Bildiriler bitmiş, bir dost evine sığınmışlar. Ne dese beğenirsiniz? "İki gündür açım, yemek aklıma gelmedi." Savcılıktan ayrıldıktan sonra uzun bir süre Ankara'daki Kır- şehir Hanı'nda barındı. O dönemin solcu gençlerinden kim sığınmadı kü... Cenazede Yaşar Kemal de vardı. "Muhittin Ağabey'le Aşiret Hanı'nda az mı bulgur pilavı ye- dik!.." dedi. Dayanışmaya ve dostluğa dayanan bir dönemin solcu gençleri hep ileride gelecek olan güzel günlere bakariardı. Onların sayıları da durmadan tükenıyor. İşte birer birer gidi- yoriar. Son günlerinde yanıbaşında hep Boksör Siyamı var- mış. Çevresindekileri tanıyamıyormuş, ama Siyami'yı tanıyor- muş. Tuhaf bir rastlantı, Siyami, Muhittin'den iki gün önce gitti. Arkadaşları Siyami'yi Kınalıada'ya gömdüler, pırıl pırıl, güneşli bir günde. Siyami'nin son günleri Kınalı'da geçmiş- ti. Kimi kişiler vardır "sozlü" (şifahi) yaşariar. Muhittin Ağa- bey onlardan biriydi. Her sözü bir nükteye dayanır, unutul- mazdı. Eskiden kahvelerde tavia oynayanların önüne her oyunda kesme lokum koyariardı. Muhittin bakıyor ki çarşı- daki lokumcuda kahvedeki kesmelerden var. Yanm kilo alı- yor. Kahvede her çay içen bir lokum veriyor. Akşam kahveci lokumları sayıyor, hesabın içinden çıkamıyor. Muhittin'te ya- nrt hazır: "İşte buna enflasyon denir..." Yağmur altında kaldırılan cenazede kalabalık arasında gözûmüze çarpanlar. Yaşar Kemal, Enver Aytekin, Fethi Naci,j Hilmi Artan, Muzaffer Kolçak, Arıf Damar ve eşi, Mengü Er- tel, Patriyot Hayati ve eşi, llhan Berktay, Şaban Ormanlar, İs- mail Ayyıldız, Türkân Ayyıkjız, Bedriye Atar, Fadıl Barkan, Zih- ni Anadol, Nurer Uğurlu, Muzaffer Arabul, Nabi Dinçer, Ra- ci Dinçer, Lsyla Yetkin, Selma Gökçek, Ferhat Gökçek..,. Daha birçok adını bilmediğim dostlan... Kendi gitti sözü kaldı yadigâr... ÇAUSANLARIN SORULARiySORUNLARI YILMAZ ŞtPAL "Emeldiye tazminat ödenmez mi?" SORU: Bizler, Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emekhyiz. Aldığunız emekli aylıklan gecimimizi saglayanuuh- ğı için sosyal destek primi ödeyerek calışıyoruz. Beri yaşlardaki arkadaşlanmızı işyeren çıkardıgııı- da, "emeklijT: kıdem tazminatı ödenmez" diyerek la- dem tazminatı ödemesi yapmıyor. Sosyal güvenlik primi ödeyerek çalışan emekliye tazminat ödenmez mi? ELE. YANIT: İş Yasası'nın 1. maddesinde işçinin, işverenin ve işye- rinin tanımı yapıhruştır. "Bir hizmet akdine dayanarak herhangd bir işte ücret karşı- hğı çalışan kişiye işçi, çailıştıran tüzel veya gerçek kişiye işve- ren, işin yapıldığı yere işyeri denir!' Bu tanım uyannca bir hizmet akdine dayanarak herhangi bir işte ücret karşıhğı çalışan emeklilere de tş Yasası hükümlerinin uygulanması gerektiği tartışmasızdır. Bu nedenle kıdem tazminatına Uişkin koşullan ve kurallan belirleyen yasanın 14. maddesinin sosyal güvenlik destek pri- mi ödeyerek çalışanlara daayınmsız uygulanması gerekir. 1475 sayılı tş Yasası kapsamında çalışan işçilere, "Bağlı bu- lunduklan kanunla kurulu kunım veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük ayhğı yahut toptan ödeme almak ama- cıyla" iş akitlerini feshettiklerinde kendilerine kıdem tazmina- tı ödenmektedir. Yaşhlık ya da emekli ayhğı bağlanması nedeniyle kıdem taz- minatını alan ve sonradan, aynı ya da bir başka işyerinde yeni- den Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek ve yine tş Yasası kapsamında çalışan emeklilerin kıdem tazminatı nasıl sapta- nacaktır? Emekli ayhğı almakta iken çahşmasını da sürdürenler, diğer işçiler gibi iş akitlerini yasanın 16. maddesinde öngörülen; 1) Sağlık nedenlerine dayanarak, 2) İşverenin yanıltıcı, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davramşlan nedeniyle, 3) Çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durma- sını gerektirecek zorlayıcı nedenler ortaya çıkması sonucu, fes- hederse, kıdem tazminatı almaya hak kazanır. Emekli çalışanlann iş akitleri bu kez işveren yönünden ve işçinin ahlak ve iyi niyet kurallanna uymayan durumlan dı- şında kalan diğer nedenlere dayarularak feshedüirse yine kıdem tazminatı hakkı doğar. Emekli çalışanlar da tş Yasası kapsamında çalışan işçilerdir. Bu nedenle de "emekliye kıdem tazminatı ödenmez" savı ge- çersizdir. Günün 24 saati halkına hizmetten başka bir şey düşünmeyen, dertlerine çare bulan, sorunlarını gideren, yüreği iyilikle dolu Selimiye Mahallesi Muhtarı ZİY\ AKSlTnun vefatı dolayısıyla cenazesine katılan, başsağlığı dileğinde bulunanlara teşekküru bir borç biliriz. Ailesi ve Yeğenleri adma CEMtL CİĞERtM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle