Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 OCAK 1991
TİYATRO
KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/7
'Bir Oğlum Oldu' sahnede
• Kiiltür Servisi— Tevfık Gelenbe Tiyatrosu, ikinci tur
oyunu olarak M. Hennequin'in "Bir Oğlum Oldu" adlı
güldürüsünü seçti. Yeni güldürüyiı sahneye Tevfik
Gelenbe koydu. Dekor ise Yaşar Üzer-Mehmet Sallabaş
ikilisine ait. Bir Bulvar oyunu özelliklerini taşıyan bu
komedi pazartesi hariç haftanın her günu seyirci önüne
çıkacak. Tevfik Gelenbe, görüşlerini şöyle dile getiriyor:
"Son dokuz yıldır sürdüregeldiğimiz çocuk oyunlan
geleneğimize bu yıl da Hilal Çelenk'in 'Mutluluk Adası'
adlı müzikli çocuk oyunu ile devam ettik. Oyunu ben
yönettim, müziklerini Reyman Eray yaptı. Dekor Atilla
Mete'ye, kostümler Sema Gelenbe'ye ait.."
SERGİ
'Her yüzey bir \ aşantı*
• Küllür Servisi — Raziye Kubat'ın resim sergisi,
Gorbon Sanat Galerisi'nde 3 şubat tarihine dek
görülebilecek. 1985 yılında MSÜ Üniversitesi Resim
Bölümü'ne giren ve Neşe Erdok atölyesine devam eden
sanatçı, 1989 yılında Asım Işler atölyesinden mezun
oldu. Geçen yıl Ankara Mimarlar Derneği Kültür
Merkezi'nde ilk sergisini açan Raziye Kubat, görüşlerini
şöyle açıkhyor: "Göreceğiniz resimler evrendeki bir
noktanın algıladıklarıdır. Her yüzey bir günlük, bir
yaşantı. Her yüzey, durgun bir su gibi boş olmayan
duşünceler, gece ve gündüz yakamı bırakmayan
'sorulardır.!'
Meksika'dan sanat
• Költür Servisi — Türkpetrol Holdûıg ve Meksika
Büyükelçiliği'nin ortaklaşa düzenledikleri "Meksika
Huichol Sanatı" ve "Meksika'dan Yüzler" adlı fotoğraf
sergisi dün Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda açıldı.
Sergi kapsamında Huichol sanatı ustası Meksikah Jose
Benitez Sanchez'in Meksika Kızılderililerinin özelliklerini
yansıtan, renkli yün ipliklerin sıcak mumla kaplanarak
tahta bir plak üzerine yapıştırılmasıyla yarattığı
tablolanyla, Alberto Rios'un Meksika Kızılderililerinin
günlük yaşantılarından kesitler veren 33 fotoğrafına yer
veriliyor.
OLÖM
Heykeltıraş Giacomo Manzıı
• ROMA (AP) — îtalya'nın önde gelen sanatçılanndan
Giacomo Manzu, perşembe gecesi bir kalp krizi sonucu
öldü. St. Peter Kilisesi'ne ve başka kiliselere yaptığı
bronz kapılafla ünlenen Manzu, 82 yaşındaydı.
Akademik sanat eğitimi görmemiş olan ve sanatsal
içgüdusünün damarlarındaki kandan kaynaklandığını
ileri süren Manzu, dini konulardaki gerçekçi heykelleriyle
tanınmış ve kiliselere bronz kapı yapma gibi çok eski bir
geleneği canlandırmıştı. Sonradan Papa 23. John'la yakın
dostluk kuran Manzu'nun, 1930'larda ttalya 2. Dünya
Savaşı'na sürüklendiği dönemde yaptığı heykeller
Vatikan'ın ve faşist yöneticilerin tepkisini çekmişti.
1948'de Venedik Bienali'nde birincilik ödülunü alan ve
"solda bir adam" olmak dışında politikayla hiçbir ilgisi
bulunmadığını söyleyen Manzu, 1966'da da SSCB'nin
Lenin Barış Ödülü'ne değer görülmuştü.
SİNEMA
İspanyol filıııleri
• Kiiltür Servisi — Ispanyol Başkonsolosluğu'nun ocak
ve şubat ayı etkinlikleri belirlendi. 21 ocakta
yönetmenliğini Manuel Gutierrez Aragon'un üstlendiği
"Carazon Del Bosque", 11 şubatta Luis G. Berlanga'nın
yönettiği "La Escopeta Nacional" 25 şubatta da Jaime
Chavari'nin "Las Bicicletas Son Para El Verano" filmler
Fransız Kültür Merkezi'nde saat 19.00'da izlenebilecek.
Tüm lspanyol Fümlerine giriş serbest olacak. Ispanyol
Başkonsolosluğu'nun düzenlediği kültürel etkinlikler
çerçevesinde iki de konser yer alıyor. 23 ocakta Jose
Maria Gallardo del Rey, Sen Luis Kilisesi'nde saat
19.00'da bir gitar resitali sunacak. Resital için biletler
Fransız Kültür Merkezi'nden alınabilecek. Sanatçı
resitalini 24 ocakta da İTÜ Maçka Sosyal Tesisleri
Konferans Salonu'nda saat 17.30'da tekrarlayacak.
ESER NOYAN • ENGIN NOYAN
AJLAN BUYUK6URÇ • MELTEM PARLAK
NİSO KASTON • VE SÜRPRİZ SANATÇI
Salı
Caışamba
Perşembe
Cunu
Cumarteı
JAZZ'N BLUES
HAYKO » TAVERNA
COUNTRY MUSIC
UNFORGETTABLES
NOYAN & NOYAN
SİES RESTAURANTÜSTÜ,
Nispetiye Cad. 17 l.Le\ient
169 15 51 - 164 10 51
BAR
PRIVATE CMJB
e
INDIRIM
BAŞLADI
%30-50
Mııılıı Collection
Zafer Diper'in sahnelediği 'Suikast'adlı oyun bugün sergilenmeye başlıyor
Bizim Ti yatro9
dan 'Suikast'"Suikasf'ı, Italyan
gazeteci ve yazar
Oriana Fallaci'nin
"Bir tnsan" adlı
romanından
esinlenerek Halil
Beytaş yazdı. Bizim
Tiyatro'nun
sahnelediği "Suikast",
bugünden başlayarak
Dostlar Tiyatrosu
salonunda
görülebilecek.
Kültür Servisi — Bizim Tiyat-
ro, Italyan yazar ve gazeteci Ori-
ana Fallaci'nin "Bir Insaa" ad-
lı romanından esinlenerek Ha-
lil Beytaş'ın"Suikast"adlıoyunu
bugünden başlayarak Tünel'deki
Dostlar Tiyatrosu Salonu'nda
sahneleyecek. Zafer Diper'in yö-
nettiği "Suikast" cuma günleri
18.30'da, cumartesi günleri 15.30
ve 18.30'da, pazar günleri de
15.30'da görülebilecek.
Sahne dUzenlemesini Selahat-
tin Güney'in gerçekleştirdiği
oyunun giysilerini Ali Pamuk
hazırladı, yönetmen yardımcılı-
ğını Mörsel Yaylalı üstlendi.
Başrolü Zafer Diper'in üstlen-
diği "Suikasf'ta Mehmet Tek-
kanat, Kubilay Zerener, Togay
Kıiıçoglu, Tufan Karabulut,
Mürsel Yaylalı, Teoman Kumba-
racıbaşı, Sibel Dinçer, Fikret
Fırtına, Ergün Güntav. Ercü-
ment Balakoglu, Nazan Diper,
Ünal Gurel ve Verda Şişman oy-
nuyorlar.
Gerçek bir yaşamöyküsünden
esinlenen oyun, 1967 darbesiy-
le işbaşına geçen askeri cuntanın
başkanı Papadopulos'a yapılan
suikastla başlar... Panagulis,
cunta geldiğinde askerdir. "Dik-
tatörün ordusunda görev yap-
ZAFER DİPER, PANAGULIS ROLÜNDE — "Suikast" adlı oyunda, Albay Papadopulos'a sui-
kast girişiminde bulunan Panagulis'i Zafer Diper oynuyor. Zafer Diper aynı zamanda oyunun yö-
netmenliğini de üstleniyor. (Fotoğraf: Yaşar Saraçoğlu)
mak vatana ihanettir" diyerek
firac eder. Tek amacı, silahlı bir
direniş örgütü kurmaktır. Ge-
rekli bağlantılan kurabilmek
için birçok kez yurtdışına çıkar.
1%8 yılında Roma'da kurulan
Yunan Direniş Örgutü'nün ku-
ruculanndandır. Bu örgüte bağlı
olarak oluşturulan Ulusal Öz-
gürluk Ordusu, Ulusal Direniş
ve Eylem Gruplan (LAOS), Sa-
vaşçı Gençlik Örgütü ve Pan
Helenik Halk Direnme Örgütle-
ri'nin de kurucularındandır.
Cunta lideri Albay Papadopu-
los'un öldürülmesi kararını ye-
rine getirmeyi kendisi ustlenmiş-
tir. Başansızlıkla sonuçlanan su-
ikasttan sonra yakalanan Pana-
gulis, dört ay boyunca gördüğü
işkenceler sırasında; suikastı
kendisinin yaptığından, Papa-
dopulos'u ölduremediği için üz-
gün olduğundan başka bir ;ey
söylemez. Hakkında verilen
idam kararı, Papa'nın da arasın-
da bulunduğu yoğun bir tepkiy-
le karşılaşınca, karar muebbet
hapse dönüştürülür.
1973 genel af fıyla cezaevinden
çıktıktan sonra yeniden girişti-
ği silahlı direniş örgütü çabala-
rı bir sonuç vermez. Seçimlerde
Merkez Birliği Partisi'nden ba-
ğımsız olarak adaylığını koyar
ve milletvekili seçilir. Cunta do-
neminin ortük kalmış veya de-
vam ettirilen uygulamalanna
karşı sürekli kampanyalar açar.
Tek kişilik bir muhalefet yüru-
tur. Askeri Polis Örgutu'ne
(ESA) ait bazı belgeler elde eder
ve bunların bir bölumunü ya-
yımlatır. Bazı subayların Nazi-
lerle, sivil politikacıların da cun-
tacılarla ve CIA ile ilişkilerini
ortaya koyacak Merkezi lstihba-
rat Orgütü'nün (KYP) bazı bel-
gelenni bir görevliden alacağı sı-
rada öldürülur. Suikastı düzen-
leyen, Örümcek adlı faşist bir
orgütün üyesidir.
"Bir tnsan" adlı romanı, Ha-
lil Beytaş'ın yazdığı "Suikast"
adlı oyuna kaynaklık eden Ori-
ana Fallaci, Floransalı yoksul
bir marangozun 4 kızından bi-
ri.
Babası 2. Dünya Savaşı'nda
antifaşist yerel direniş hareketi-
nin başkanlığmı yapmış. Falla-
ci de yaşının küçuklüğüne kar-
şın, Özgürlük İçin Gönüllüler
Birüği'nin çalışmalarına katıl-
mış. Savaştan sonra tıp okuyan
Fallaci, amcasının yerel
"Epoca" dergisinde de muhabir-
lik yapmaya başlamış.
Bir sure sonra gazeteciliği tıp
eğitimine yeğleyen Fallaci, önce
Floransa'da bir gazetede polis
muhabirliği yapmış, ardından
aynı gazetede suca ilişkin düzen-
li bir sütunda yazmaya başlamış.
1950'de haftalık "Europeo" der-
gisinin özel muhabiri olan Fal-
laci, bu gorevi 20 yılı aşkın bir
süre sürdürmüş.
Vietnam, Onadoğu, Hint-
Pakistan savaşlannda, Güney
Amerika'daki ayaklanmalarda
savaş muhabiri olarak bulunan
Oriana Fallaci, Vietnam Savaşı-
nı anlatan yazı dizisiyle St. Vin-
cent ödülü'ne, yine Vietnam de-
neyimlerini anlattığı "Boşuna
Savas" ile 1971 Bancarella Odu-
lü'ne değer görülünce adını bü-
yük ölçüde duyurmuş oldu.
Jane Fonda, Michael Caine,
Ingrid Bergman gibi unlü sine-
ma oyuncularıyla Arap gerilla
onderi Abu Lotuf, Suudi Ara-
bistan Petrol Bakanı Zeki Ya-
mani, CIA Başkanı VVilliam
Colby, eski ABD Dışişleri Baka-
nı Henr> Kissinger gibi siyaset
adamlarıyla yankılar uyandıran
röportajlar yapan Fallaci, siya-
si önderlerle yaptığı söyleşilerin
en unlü 14 tanesini "Tarihle
Röportaj" adlı kitabında, soylu-
lar, yazarlar ve eğlence dünyası-
nın ünlüleriyle yaptığı röportaj-
lan da "Antipatikler" adlı kita-
bında topladı.
ÂzizNesin'in 'Bir ZamanlarMemleketin Birinde'sini Dilek Türker oynuyor
Taşlamalar dinamit lokumu gibiDilek Türker, Nesin'in politik kabaresini,
geçirdiği rahatsızlık yüzünden verdiği
aradan sonra yeniden sergilemeye başladı.
Türker, Nesin'in dinamit lokumlarını
coşkuyla patlatan bir serdengeçti.
LÜTFt AY
TEK OYUNCUİÇİN YAZELMIŞ— Aziz Nesin'in "Bir Zaman-
lar Memleketin Birinde" adlı oyunu aslında çeşitli kişiliklcri içe-
riyor, ama tek o>uncn için yazılnuş. Dilek Türker, ovundaki bütün
kişilikleri tek başına üstleniyor.
Küçük Sahne'de kısa bir ara-
dan sonra yeniden oynanmaya
başlayan Aziz Nesin'in "Bir Za-
manlar Memleketin Birinde"
adlı politik kabare oyunu, mev-
sim ortalarında geniş ilgi uyan-
dıran gösterilerden biri.
Yazar, iki bölümde, onu aşkın
tabloyu kapsayan bu çalgılı, şar-
kılı kabare oyununda, taşlama
sanatının bütün inceliklerini
kullanarak —olayların ne za-
man, nerede geçtiğini ve bilmez-
likten gelerek— toplumsal ve
politik yaşamımızuı çarpık yön-
lerini sivri oklarla irdeliyor. "Bi-
rim geleneksel meddah ovunla-
nmıza dayalı, ondan ka>nakla-
nan, ama içerigi, biçim ve biçe-
miyle çağcıllaştırılmış bir med-
dah oyunu" olarak nitelediği ya-
pıtı, çeşitli oyun kişilerinden
oluşmakla birlikte, tek oyuncu
için yazılmış. Sürekli kılık değiş-
tiren, "Bu oyuncu, kadın ya da
erkek olabilir" diyor. Ama ka-
dın olmasını yeğlemiş.
Bu yeğlemenin nedenini anla-
mak için Dilek Türker'i sahne-
de görmek ve tanımak gerek.
Evet, bir kadın oyuncu Dilek
Türker, ama Muhsin ErtuğruP-
dan "icazet" almış, sanat yaşa-
mına Istanbul Şehir Tiyatro-
su'nda (1964) başladıktan son-
ra Almanya'ya gitmiş, Goethe
Enstitüsü'nü bitirmiş, bilgi ve
deneyimlerini orada geliştirmiş,
1978'den bu yana oyunculuğu-
nu orada, Haldun Taner, GUn-
gör Dilmen, Dinçer Sümer, Ne-
zihe Meriç gibi Türk oyun ya-
zarlarınm yapıtlarını ana dilin-
de ve Almanca oynayarak sür-
dürmüş, haklı bir üne kavuş-
muş.
Evet, bir kadın oyuncu, ama
biradan bir oyuncu değil. Onu,
benim gibi ılk kez, "Bir Zaman-
lar Memleketin Birinde"de gö-
renler, Fransızların büyük ko-
medyenler için kullandıkları de-
yimle, "Monstre sacre", olağa-
nustü yaratıklar soyundan bir
oyuncu olduğunu anlamış olma-
lıdırlar. Aziz Nesin'in her tablo-
ya yerleştirdiği dinamit lokum-
İannı, kendisini de uçurmak pa-
hasına, coşkuyla patlayan bir
serdengeçti. Su serüvene atılmak
için edinebildiği tek evi satmak-
tan çekinmemiş bir tiyatro çılgı-
nı da... Devlet yardımının pek iş-
lemediği boşalım tiyatrosu için
tek desteği seyircisi.
Aziz Nesin, program broşü-
ründeki ilginç yazısında, Dilek
Türker'in cesaretine karşın, ki-
mi taşlamaların metinden çıka-
rıldığını belirtiyor ve acı gerçek-
lere parmak basıyor:
"Genel kadınların emekleri
karsılıgında kazandıkları para-
dan odedikleri vergi ile katkıda
bulunduklan bütçeden din
adamlartnın aylık aldıkları bö-
lüm çıkarılmıştı... Korkmuşlar!
Kimden korkuyorlar? Yasalar-
dan değil, baskıcı yönetimden
değil... Antidemokratik işlem-
lerden değil, polisten değil... Ya
kimden? Tiyatroyu basarlar,
oyuncuyu, tiyalronun sahibini
kurşunlayıp öldürürler diye
korkmuşlar... Bunca faili meç-
hul cinayet varken, bu insanlan
korkuyor diye kim kınayabilir?"
Bu yazıdan ancak kısa bir
parça alabildiğim için üzgünüm.
Ama, Yılmaz Önay'ın yöneti-
minde, Saim Bugay'ın çevre du-
zeni, masklan ve kuklalan, Nu-
rettin Özşıca'nın da canlı mu-
ziği ile modern bir biçemde su-
nulan gösteriyi zevkle izleyecek-
lerini umduğum kabare tiyatro-
su tiryakilerinin Aziz Nesin'in
broşürdeki yazısını tümüyle ve
ilgiyle okuyacaklarmdan emi-
nim.
'Çılgın Sonbahar'dayönetmenliği ilk kez deneyen Gencay Gürürv
Klasikler çağdaş yorumla oynanmah
Pierrette Bruno'nun sevimli bir bulvar
komedisi niteliğindeki oyunu Dormen
Tiyatrosu'nda sahneleniyor. Kostümleri
Güler Yiğit çizdi, Yıldırım Mayruk dikti.
DİKMEN GÜRÜN
UÇARER ^
'Çılgın Sonbahar' galiba ön-
celikle orta yaş sınınnı aşanla-
rın izlemesi gereken sevimli bir
bulvar komedisi. Oyunun yö-
netmeni Genca> Güriin, "Genç-
liği >akalamak, uçup giden
gençliğin peşinde koşmak... He-
men hemen orta >aşa gelmiş pek
çok insanın bunalımlannın kö-
künde yatan neden" di-
yor. "Dram olarak da işlenebi-
lecek bir konu, ama Pierrette
Bruno guleryüzle yaklaşmış ola-
ya."
Bruno'nun Fransızlara özgii
zerafeti aynı incelikle yansıyor
Dormen Sahnesi'ne, Gürün'ün
bu ilk reji denemesinde. 'Çılgın
Sonbahar', bir kaç yıl önce özel
bir tiyatro için çevrilmiş, ama
proje gerçekleşmemiş. Bir sure
beklemiş oyun: "Sonra Haldun
Dormen e verdim. O da rejiyi
benim vapmamı önerdi. İlk yo-
netmenlik deneyimimi davet
edildiğim bir tiyatroda yasamak
fikri hoşuma gitti. Ayrıca Hal-
dun'la aramızda güzel bir bağ
var. Bizim tiyatromuz son yıl-
lardaki ilk büyük süksesini
onun sahneye koyduğu Lüküs
Hayat'la yapmıştı."
. Gencay Gürün'ün sahnede
boşluk bırakmayan mizansenle-
ri, Nevra ve Metin Serezli'nin
usta oyunculukları, Arif
Akkaya-Hakan Ökten-Ceylan
Palay genç takımının bu iki us-
ta sanatçının yanında ezilmeden
rollerini gotürmeleri, 'Çılgın
Sonbahar'ı türünün zevkle izle-
nen örneklerinden biri yapıyor.
Oyun yönetmek konusunda
şunları soylüyor Gencay Günin:
"Çok yabancı bir konu değil
bana, çünkü altı yıldır burada
fiilen başrejisörlük yapıyorum.
Çok uzağında değildim yaptı-
ğım işin. Çok keyif verdi oyun
yönetmek. Sanki teneffüse çık-
mışım gibi. Okulda da imtihan-
lara çalışırken dinlenmek için
oyun çevirirdim. Bu da bir din-
lenme oldu."
Gürün, şanslı bir başlangıç
yaptığı kanısında. "Metin ve
Nevra Serezli gibi çok iyi iki
oyuncuyla çalıştım. Metin tam
benim istediğim gibi bir oyun çı-
karttı. Nevra da bir star. Genç
oyunculanmızla da güzel bir
ekip oluşturduk. Kostümleri
Güler Yiğit çizdi, Y ıldınm May-
ruk dikti, dekoru Nilgün Gür-
kan hazırladı. Hoş bir ekiple ça-
lıştım. Bu oyunun çok şık >e dü-
zeyli bir komedi olmasını iste-
dim ve hep ona uğraştıra. Deko-
ruyla. kostümuyle, oyunculu-
ğuyla... Sanıyorum o açıdan fe-
na olmadı. Tabii buna izleyici
karar verecek, ama ben sonuç-
tKİ USTA OYUNÇUf- Gencay Güriin'ün Dormen Tiyatrosu'nda sahneye koydugu "Çılgın
Sonbahar"da başrölleri iki usta ovuncu, Nevra Serezli'yle Metin Serezli paylaşıyorlar.
tan memnunum" diyor.
'Çılgın Sonbahar'ı noktalayıp
Gurun'ün tiyatro olayına nasıl
yaklaştığmı, genelde tiyatro üs-
tüne görüşlerini soruyoruz (bir
tiyatro yöneticisi olarak değil):
'Ben tiyatroda çağdaş akım-
ları seviyorum. Onlarla çok da-
ha çabuk ilişki kurabiliyorum.
Seyirci de sanki aynı paralelde
gibi geliyor bana. Ktasik yapıt-
ların da yine çağdaş yorumla
sahneye konmasından yanayım.
Üstü tozlu tiyatronun ne kadar
methiyesini yaparsanız yapın,
belli bir kesimin dışında sevir-
ciyi çekeceğine inanmıvorum.
Shakespeare, örneğin, 50'lerde
oynandığı gibi oynanmamalı
bugün. Çünkü hayatın ritmi o
günden bugüne çok değişti. ts-
tanbul'u ele alın. Yedi milyon-
luk bir şehir. Trafiğe bakın, ka-
labalığa bakın, televizyon ka-
nallarma bakın, kent yaşamımn
getirdiği strese bakın. Bu insan-
lann nabzuu tutacak oyunlar ol-
ması lazım. Bir de galiba coşku
çok önemli. Sanatla coşkuya
çok inanıyorum. Coşku olmadı-
ğı zaman hiçbir şeyin vasatın üs-
tüne çıkabileceğine inanmıyo-
rum. Yazarın, yönetmenin,
oyuncunun coşkusu bir arada
olmalı. O coşku ölürse en mtt-
kemmel tiyatro yapıtını sahne-
leyin, insanlar he>ecanlanma-
dan izleyeceklerdir. Tiyalronun
ancak seyirci-oyuncu arasında-
ki heyecan alışverişiyle başarılı
olacağına inanıyorum...'
Festivallerde
fibıı kjtlığı
• ANKARA (AA) —
Antalya Film Şenliği Seçici
Kurulu'nun 1991 yılında
yarışmalara katılacak ve
ödül kazanacak yapımları
izlemeyeceği yolundaki
kararı, Ankara ve tstanbul
Film festivallerinde uzun
metrajlı film yanşmalarını
tehlikeye soktu. Ankara
Film Şenliği Yürütme
Kurulu Başkanı Mahmut
Taü Öngören, Antalya Film
Şenliği Seçici Kurulu, 1991
yılında şenliklere katılan ve
ödül kazanan uzun metrajlı
yerli yapımları yarışmada
değerlendirmeye
almayacağını duyurdu.
Sinemacıların ödüle aday
fîlmlerini, Ankara, fstanbul
veya Antalya film
şenliklerinden birini tercihe
zorlandığını öne süren
Öngören, Ankara ve
Istanbul film şenliklerine
katılan filmlerin ödül
kazanması durumunda
filmlerin Antalya'da
yarışamayacak olmasının
eşitlikle bağdaşmayacağını
söyledi.
Bülent Arel'i
anma konseri
• Kültür Servisi — 24
kasımda New York'ta ölen
besteci Bülent Arel'i anma
konseri 20 ocak pazar günü
saat 19.00'da Cemal Reşit
Rey Konser Salonu'nda
gerçekleştirilecek. Prof.
Erdal Inönü, Dr. Nezih
Neyzi, Prof. Ilhan
Usmanbaş'ın konuşmacı
olarak katılacaklan anma
gününde Uğurtan Aksel
(arp), Gülay Uğurata
(piyano), Nuri lyicil
(viyola) ve Suna Kan
(keman) sanatçının
yapıtlarını seslendirecekler.
Boğaziçi Oda Solistleri'nin
de katılacağı anma
gününde Bülent Arel'in
elektronik müzik eserleri,
Teoman Madra'nın muhi-
media video >apımı ile
sunulacak.
Orhan Oğuz'la
söyleşi
• Kültür Servisi — Ajans
FTV'nin gençleri Türk
sinemasıyla kaynaştırma
amacıyla, Taksim Atatürk
Kitaplığı'nda düzenlediği
"Sinema Söyleşileri"nin bu
haftaki konugu, yönetmen
Orhan Oğuz. Bugün saat
15.00'te başlayacak olan
söyleşiden önce, saat
13.00'te yönetmenliğini
Orhan Oğuz'un yaptığı
"Herşeye Rağmen" adlı
film gösterilecek.
BUGÜN
• İnsan Hakları Şimdil
— 1988'de tüm dünyayı
kapsayan "tnsan Haklan
Şimdi!'' konserlerinin
sinevizyondan gösterimi
saat 13.00 ve 15.30'da
Pendik Belediyesi Atatürk
Kültürevi'nde
gerçekleşecek.
• Edebiyat 1990' —
Oğuzhan Akay, Bülent
Berkmen ve Öner Yağcı'nın
konuşmacı olarak, Mario
Levi'nin ise yönetici olarak
katılacaklan "Edebiyat
1990" paneli saat 15.00'te
Kadıköy Belediyesi Kültür
ve Sanat Merkezi'nde
(Caddebostan) yer alacak.
• Gülbeniz'in konseri —
Gülbeniz Şentay'ın konseri
saat 15.00'te Kadın Eserleri
Kütüphanesi'nde yer alıyor.
Adres: Abdulezel Paşa
Cad. Bulgar Kilisesi yanı
Fener - Haliç.
R E S İ T A L
•tstanbul MûlkiyetUer Vakfı
•MüDdyelilerBirliği İstanbul Şubesi
Gülşen TATU
Flüt
Judith ULUĞ
Piyano
BUGUN
19 Ocak 1991
Saat: 19.30
Cemal Reşit Rey
Konser Salonu
Harbiye - İstanbul
Tel:157 21 81 -157 54 70