24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 EYLÜL 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÛRKİYE'DE BUGÜN Meteoroloji Genel Müdürtûğû'n- den alınan bilgiye göre yurdun ku- zeybatı kesımlen parçalı bukıtlu, Marmara'nın bahsı sağanak yağış- lı diğer yerier az bulutlu ve açık geçecek. HAVA SICAKLIGI: Onemlj bir değişiklik oimayacak. RÛZGÂR: Yurdun kuzeyinde ku- zey ve doğu, güneyinde güney ve batı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Denizterirnizde, Marmara ve Karpdeniz'de Gûndo- ğusu ve keşişleme, Ege ve Akde- nizde günbatısı ve karayeklen 3-5 kuvvetnde saatte 10-21 deniz rnilı hızla esecek. Tahmini dalga yûk- sekltgi 0.5-1 m. görüş uzaklığı Adapazarı 10 km. Marmara ve kuzeydoğu Ege'e yağış anında 5 km. olacak. Van Göiü'nde hava: Az bulutlu ve açık geçecek. Rüzgâr gûney ve batı yönlerden hafif ara sıra orta kuv- vette esecek. Göt küçük dalgaiı görüş uzaklığı 10 km olacak. Afyon AJn Ankara Anaisya Antalya Artvın Aydın Baııtesıt Bııecı» Bıngöl &tlB Bolu Bursa CanaMule Çorum Denızti A 34° 18° Dıyarbakır A 30° 14° Edime A 35" 20° Eroncan A 30°-.0° Emırum A 2° 8° Eskişatitr A 29° 13" Gaaamep A 31°z3°Gresun A 34°20°GümûşluneA A 24° 12° HaKkâri A 35° 18° Isparta Y 31° 11" isönbul A 29° 11» izmir A 33° 13° Kars A 30° 14° Kastamonu A A 28° 9°Kayseri A 32° 11° Kırtareli V 30° 16° Ko«a A 27° «PKüahya A 35° 20° Malatya 36°17°Manısa 31° 15° K Maraş 28°10°Merein 2S* 4°MuJla 29-KPMuş 35°18°NiO* 26° 17° Ortu 24° 8°Ria 29° 17° Saıreun 31° 12° Siirt 30°19°Sinop 33°16°Snos 24° 5°"felordaO 27° 8°lrata>n 25° 6°Tunceli 30° 15° Uşak 28° 13° Van 30° 12° Ybzgat 32° 12° Zonguklak A 34° 18° A 34° 18° A 3CP22° A 32°16° A 32° 15° A 27° 11° A 26° 17° A 27° 18° A 26° 17° A 34° 20° A 27° 19° A 25° 8° Y 28° 18° A 27° 18° A 33° 13» A 32" 14» A 26°1S° A 2 S ° 9° A 26° 16° buhıHu yağmunj /ff kartı A-aç* B-buluth! G-gûneşli K-karlı S-ss« Y^ajmurlu BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Kadın terzi. 2/ Bil- giçlik taslayan kim- se... Halk dilinde ba- banın kız kardeşine verilen ad. 3/ Kale Duvarı... Güneşte ya da hafif alevde kuru- tulmuş et. 4/ Içinde magnezyum, kalsi- yum, derair ve alü- minyura bulunan do- ğal silikat. 5/ Yapısı- na girdi sözcüğe olumsuz anlam katan bir önek... Akdeniz- de, hapishanesi ile ün- lü küçük bir Fransız adası. 6/ Terör... Tavlada bir sayı. 7/ Bir bağlac... Dişi geyik. 8/ Lityum elementinin simgesi... Zimbabwe'nin başkenti. 9/ Spor kar- şılaşmalanndaki kural dışı hareket... Dar, uzun ve hafif bir yarış kayığı. YLKARIDAN AŞAClYA: 1/ Eskiden dikdörtgene verilen ad. 2/ Kan... Arap abecesinde bir harf. 3/ Malatya'nın bir ilçesi. 4/ Vilayet... Ay... Derviş selamı. 5/ Paltoya benzer bir tür üstlük.. Yapım. 6/ Yozgat yakınlarında ortaya çıkanlan ve Anado- lu'nun tam bir kronolojisini göstermesi bakımından büyük önetn tasıyan höyük. 7/ Eskiden terhis edilerek yedeğe geçen kura erleri- ne verilen ad... Üzerine yazı yazılan tabaklanmış ceylan derisi. 8/ Ağn giderici, ateş düşürücü, uyutucu ve yatıştıncı nitelikte birçok ilacın yapımında kullarulan bileşiklerin genel adı... Hintli kadınla- nn ulusal giysisi. 9/ Bir gıda maddesi... Sırtta taşınan yük. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Gazi Hz. ve Irak Sefiri HSSATÎES- Vantilâtürleri 3 EYLÜL 1930 Bir iki gündenberi Ankara'da bulunan Irak Başvekili Nuri Paşa dün şehrimize gelmiştir. Nuri Pş. bu sabah Yalova'ya gidecek ve Reisicumhur Hz. tarafmdan kabul edüecektir. Nuri Paşa dün kendisile görüşen bir muharririmize şu beyanatta bulunmuştur: "— Kral Faysal Hz.'nin Avrupa seyahati esnasında bütün Irak'lıların çok sevdikleri Türkiye'yi ziyaret etmeleri kuvvetle muhtemeldir. Ben bundan dört sene evvel Ankara'yı görmüştüm. Fakat bu son seyahatimde Ankara'yı bana aalaltıklarından daha güzel buldum. Bilhassa Ankara Türk ocağı binası çok muhteşemdir. Ankara'da bulunduğum müddet zarfında tsmet Paşa Hz. ve Hariciye Vekili Tevfık Rüştü Beyle görüştüm. Hükümet ricalinizle vaki olan mülâkatlarımda Türkiye ile Irak hükûmeti arasında inkişaf eden samimi dostluğun daha ziyade kuvvetlenmesi ve huduttaki asilerin tedibi ile asayişin ternini mes'elelerini müzakere ettik ve mukabil tertibat almak üzere mutabık kaldık." Nuri Paşa bundan sonra yeni fırka hakkında şunları söyletniştir: "— İsmet Paşa ve Fethi Bey her ikisi de çok büyük, vatanperver ve bu memlekete çok hizmet etmiş şahsiyetlerdir. Fethi Beyin yeni bir fırka tesis etmesinin de gene memlekete iyilik etme'k hislerinden mûlhem olduğuna hiç şüphe yoktur. Yarın Yalovaya giderek Gazi Hazretlerine mülâki olacağım ve bazı arkadaşlarımı ziyaret edeceğim. Türkiye'de gördüğüm çok samimi ve candan hüsnü kabule sadece teşekkür etmeği pek az göriiyorum. Hissiyatımı zamanın yardımile fiilen göstermeğe çalışacağım. Perşembe günü Toros ekspresi ile Raka'ya ve oradan Xz.yya.Tt ile Bağdad'a gitmek üzere çok sevdiğim sizlerden müteessiren ayrılacağım." 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet DPT tasarısı 3 EYLÜL 1960 Başbakanhğa bağlı Devlet Planlama teşkilâtmın kurulması hakkındaki kanun tasarısı yakında M.B.K.nde görüşülecektir. Devlet Planlama Teşkilâumn görevleri, memleketin tabii, beşeri ve iktisadi her türlü kaynak ve imkânlarını tam bir şekilde <esbit ederek takip edilecek iktisadi ve sosyal politikayı ve hedefleri tâvinde hükümete yardımcı olmak, hükümetçe kabul edilen hedefieri gerçekleştirecek uzun ve kısa vadeli plânlan hazırlamak, plânların başarı ile uygulanabilmesi için ilgili daire ve müesseselerle mahalli idarelerin kuruluş ve işleyişlerinin ıslahı hususunda tavsiyelerde bulunmak, plânın uygulanmasını tâkip etmek ve değerlendirmek, özel sektörün faaliyetlerini plânın hedef ve gayelerine uygun bir şekilde teşvik ve tanzim edecek tedbirleri tavsiye etmektir. Tasannın "teşkilât" bölümünde, planlama teşkilâtmın Yüksek planlama Kunılu ve Merkez Teşkilâtmdan meydana geldiği belirtilmektedir. Yüksek Planlama Kurulu, Başbakan, üç bakan, bir tktisat Şûrası üyesi, Milli Planlama Müsteşarı, İktisadi Planlama Dairesi Başkanı ve Sosyal Planlama Dairesi Başkanından meydana gelmektedir. Kurul iktisadi ve sosyal politika hedeflerinin tâyininde Bakanlar Kuruluna faydalı olacaktır. Planlama Merkez Teşkilâtı plânı fiilen hazırlayacak olan İktisadi Planlama Dairesi Başkanhğı ile Sosyal Planlama ve Koordinasyon Dairesi Başkanhklanndan teşekkül edecektir. Bu daireler uzun vâdeli plânlar, yülık programlar hazırlayacak sosyal problemleri inceleyecek, mali ve hukuki tedbirleri tesbit ve tavsiye edecektir. Tasarının dördüncü bölümünde ise planlann haarlanması ele alınmıştır. Teşkilâtın vazifelerinden biri uzun vâdeli plân, diğeri yılhk programlar hazırlamaktır. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Avrupa treni 3 EYLÜL 1989 Dışişleri Bakanlığı, Avrupa treninin Türkiye'ye girmesine yeniden izin verildiğini açıkladı. Bu iznin, Bulgaristan'ın "trene binecek herkesin gerekli Türk vizelerini taşıyan geçerli pasaport hamili olmalarını sağlayacağı anlayışından bareketîe" verildiği belirtildi. Dışişleri Bakanlığı tarafmdan yapılan açıklamada, Bulgar iddialarmın aksine, 22 ağustostan beri 1462 soydaşımıza vize verildiği kaydedilerek, Türkiye'nin soydaşlarımızın hepsini kabul etmeye hazır olduğu bildirildi. Açıklamada ayrıca, Türk asıllı Bulgar vatandaşlarının Türkiye'ye girişinin 11 Temmuz 1979 tarihli Türk-Bulgar Vize Anlaşması çerçevesinde düzenli oVarak devam edeceği bildirildi. Helsınkı -Q." »Lenıngrad • J . Moskova Sam Kahıre» DUNYADA BUGUN Amsteniam Amman Atına Bağdat Barcalona Basd Betgtad Bertm Bonn Brûksel Budapeşte Cenevm Cezayir Cidde Dubai Frankfurt Gıcne Kahıre Kopentıag Köki Leftosa e A A A A 8 Y V B B y A A A A B A A A B B A 21° 35° 31° 35° 25° 19° 32° 26° 18° 18° 32° 21° 31° 41° 41° 20° J2° 19° 32° 21° 18° 36° Leningrad üondra Madhd Mtano Montreai Moskova Mufih Osk) Paris Prag Riyad Roma Sofya Sam W Aviv Tunus Varsov3 Vtned* Vıy3fU Zilrih B A A A A B A A B A Y A A Y A A A Y A A «lA 8 16° 23° 29° 27° 25° 14° 24° 29° 17° 24° 29° 42° 30° 28° 34° 30° 33° 29° 27° 24° 29° 18° TARTKMA JHaçka, Harp Akademileri ve Borsa Ozel girişimciliğin gelişmişliğini gösteren çok önemli bir uç noktadır borsa. Böyle bir örgütün illa kamuya ait binalar peşinde koşması anlaşıhr gibi değildir. 27 Mayıs 1960'ta İTÜ Maden Fakültesi oğ- rencisi idim. Fakültemiz, üniversitenin Taşkışla binasında lnşaat ve Mimariık Fakültesi ile bir- likte eğitimini sürdürmekte ve öğrenciden yö- netime kadar herkes, sıkışıklık nedeniyle Maç- ka'daki yeni fakülte binasının restorasyonunun bir an evvel bitişini beklemekteydi. Derken bir gün, bu binanın Milli Biriik Ko- mitesi tarafmdan "Harp Akademileri" olarak kullanılmasına karar verildiği öğrenildi. Bu- nun üzerine Fakülte Dekanı rahmetli Proi. Dr. Ekrem Göksu, yanına aldığı bir grup öğrenci ile o günlerde ıstanbul'da görevli yine rahmetli General Cemal Tural'ı ziyaret ederek, bu ta- sarrufun üniversitelere karsı vap'lm" hir hak- sızlık olduğunu vurgulamıştı. Generalin o son derece ciddi tavn ile; aske- ri akademilerin de bir eğitim yuvası olduğu- nu, ancak bunlara getirilecek bir hizmetin baş- ka bir eğitim yuvasının zararına olamayaca- gını belirterek müsterih olmanuzı ve bu kara- rın düzeltümesini sağlayacağını söylediğinde ilkokul çocuklan gibi sevincimize seslerimizi de kattığunızı hatırhyorum. Gerçekten karardan vazgeçildi ve belki de ilk ve son defa olmak üzere bir üniversite bi- nasının açılışı, bulunduğu görevle hiçbir iliş- kisi olmamasına rağmen bir general tarafm- dan yapıldı. Bu da Prof. Göksu ve öğrencile- rinin General Türal'a gösterdiği kadirşinaslıktı. Öte yandan, Harp Akademileri Ayazağt- da geniş bir alanda planlanarak bugünkü if- tihar edilecek ve her türlü gelişmeye açık te- sislerine kavuşturuldu. Bugünlerde borsaya verilmek istenen iTÜ Maçka binasının yakın geçmişinde böyle bir öykü vardır. Özel girişimciliğin gelişmişliğini gösteren çok önemli bir uç noktadır borsa. Böyle bir örgütün illa kamuya ait binalar peşinde koş- ması anlaşüır gibi değildir. Her türlü gelişmeye açık ve özelliklerine uygun bir proje ile ken- disine yepyeni bir tesis inşa edemez mi? Ne- den her tarafı eğitime hizmet veren birimlerle kuşatümış bir üniversite binasında ısrar edil- mektedir? Yoksa, biüm yuvalanru borsaya dö- nüştürmekle genç kuşaklara başka mesajlar mı verilmek istenmektedir. İSMET KASAPOGLU Yüksek Mühendis Kranikleşen Su thtîy aeı ve Türkîv e Ulkemizin yüksek su potansiyeline sahip önemli akarsulan, gölleri ve yeraltı sularının beslendiği açık havzalar, tıpkı Kıyı Koruma Kanunu benzeri yasal tedbirlerle korunmaya alınmalıdır. Gelişen teknoloji ve bu teknolojinin çevre ekolojisi üzerindeki etkileri, alışıldık bazı den- gelerin bozulması ya da değişmesi sonucunu doğurmuştur. Denizlerin ve akarsulann kir- lenmesi, ozon tabakasının delinmesi ile iyiden iyiye orijinalitesini yitiren atraosfer, bugüne kadar bilinen, alışıldık ekosistemlerin yavaş yavaş değiştiğini ya da bozulduğunu göster- mektedir. Atmosferdeki ısı artışına bağlı ola- rak oluşan sera etkisinden söz edilmesi, ülke- miz tarım alanlannı da kapsayan bir kuşağın çölleşme tehlikesi ile karşı karşıya olması, ge- lecek yüzyıldan itibaren bir dizi sorunların do- ğacağı mesajıru şimdiden vermektedir. Ulkemizin kan damarlarını oluşturan baş- lıca akarsu, göl vb su kaynaklanmızdaki kir- lenme ve azalmalar, buna karşın mevcut su re- zervlerinin yetersiz kalması, önümüzdeki yıl- larda ulkemizin de temiz içme ve kullanma su- yu bakımından büyük sorunlara gebe oldu- ğunu ortaya koymaktadır. Basta İstanbu), An- kara, İzmir gibi kentlerimizde yaşanan su sı- kıntıları, şimdiden bazı ciddi önlemlerin almmasını gerektirmektedir. Kısa •radede yapıbtıası gerekenler, bir an ön- ce alınması gereken yasal tedbirlerdir. Ulke- mizin yüksek su potansiyeline sahip önemli akarsulan, gölleri ve yeraltı sularının beslen- diği açık havzalar, tıpkı Kıyı Koruma Kanu- nu benzeri yasal tedbirlerle korunmaya alın- malıdır. Bu tip doğal su kaynaklannın yakm çevrelerine, atmosferi ve suyu kirletici atık maddeler üreten sanayi tesislerinin ve kentsel yerleşme merkezlerinin yapümasına izin veril- raemelidir. Hatta mevcut kirleten sanayi tesis- lerinin, yapılacak planlarla ve devlet tarafm- dan sağlanacak kredi, vergi indirimi gibi teş- viklerle taşınarak verimsiz sahalar üzerinde konuşlandınlmalan sağlanmabdır. Sanayi böl- gelerinin ve yerleşim merkezlerinin kanalizas- yon ve su dağıtım şebekelerinin 5-10 yıl gibi geçici kalkınma süreçleri için değil, 70-80 yıl sonraki koşullara göre planlaması yapıl- malıdır. Başta Ege, Marmara ve tç Anadolu gibi acil önlem bekleyen bölgelerimizin su gereksinim- lerinin karşılanabilmesi için bazı bölgesel pro- jeler geliştirilebilir. örneğin bünyesinde çok bol ve nitelikli sulan depolayan Toroslar ge- lecekte tç Ege ve Iç Anadolu bölgemizin su ihtiyacını karşılayabilir. Toroslar'daki bu bü- yük su potansiyeli bir anlamda çöl develeri- nin hörgüçlerinde depoladıklan su gibidir. To- rosların altındaki bu zengin su rezervi, boru hatları ile lç Ege ve lç Anadolu'daki kentsel ve tanmsal su ihtiyacınm karşüanmasmda kat- kıda bulunabilir. Bu konuda sevindirici olan bir diğer gelişme, ülkemizdeki onca bilimsel çahşma kısırlığı içinde hâlâ baza araştırma ve çalışmaların sürdürülüyor olmasıdır. Nitekim Hacettepe Üniversitesi Hidrojeoloji Mühen- disUgi bölümünce gösterilen ga<-<er sonucu Birçok bilimsel araştırma ve incelemeler de göstermiştir ki yeryüzünde ormanların geniş alanlar kapladığı bölgelerde orman ve yağış arasında doğru orantıh bir ilişki vardır. Or- neğin Amazon ormanlannın, dürryadaki bü- yük kitlesel yağışlan âdeta düzenleyici bir rol oynadıklan bilirunektedir. Nitekim yurdumuz- da da Karadentz ve Akdeniz bölgelerimiz zen- gin orman örtüsü ile ulkemizin en çok yağış alan ve dolayısıyla en çok ve en zengin su kay- naklanna sahip bölgelerini oluşturmaktadır- lar. Tüm bu örnekler de göstermektedir ki ab- nacak önlemler arasında, ülkemiz bozkırları- nın içlerine kadar uzanacak bir ormanlaştır- ma kampanyasına gerek vardır. Hatta TBMM'ce alınacak bir kararla yılıntfellibir günü milli agaç bayramı olarak belirlenmeli ve tüm kent ve kasabalarda belirlenen arazi- lere fidanlar dikilmelidir. Zamamnda böyle bir bir grup bilim adamımız Toroslar'daki bu zen- gin su potansiyelinin parametrelerini belirle- miş bulunmaktadır. Gene aynı su taşıma prensibi, önümüzdeki yüzyılm ortalarına doğru dünyanın en önem- ii metropollerinden biri olmaya aday tstanbul- un su ihtiyacınm karşılanması için de kulla- nılabilir. örneğin neden Kızılırmak ve Veşilır- mak gibi akarsularımızdan tstanbul ve Mar- mara içlerine kadar su getirilmesin? Tüm bu yasal ve teknolojik tedbirlerin ya- nı sıra bazı doğal tedbirlerle de yağış rejimle- rinin kalıcılığı ve zenginleşmesi sağlanabilir. uygulamayı başkent Ankara "Yeşil Kuşak" projesi adı altında başlatarak ve her yıl çeşitli kamu kuruluşlan ve üniversiteler ilefidandik- me kampanyalannı sürdürmekteydi. Dileriz bu ve benzeri çalışmalar eskiden olduğu gibi, fa- kat tüm yurt sathında yeniden gerçekleşir ve ülkemiz önümüzdeki yüzyüın ortalannda ter- temiz atmosferi, bol yağışlı günleri yakalaya- rak doğal güzellikleri bakımından dünyanın sayılı ülkeltri arasına girer. MERT TOPRAK Jeoloji (Hidrojeoloji) Yük. Müh. İzmir Uluslararası bir reklam ajansı. . Modern bir ortam... Çok iyi koşullar... Pars/McCann-Erickson, Yönetici Sekreteri Arıyor! • îyi derecede Ingilizce bılen, • En az 2 yıl deneyimli, • Daktilo, faks, teleks kullanan, • Tercihan steno bilen, • Dınamik, zeki, özenli adaylann, bir adet fotoğraf ve özgeçmişlerini aşağıdaki adrese "Sekreter" rumuzu ile göndenneleri rica olunur. ANN-I:RIC:KS()N Büyükdere Cad. Ecza Sok. No:6 80498 Gültepe-Istanbul HANIM BAKICI Yaşlı, yatalak bir bey için yatılı hanım bakıcı 16179.49-1600904 ÖZGÜRLEŞME EYLEMİ: KÖY ENSTÎTÜLERİ Mehmet Başaran 5000 lira(KDV içinde) Çağdaş Yayınhn Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-İslanbul Ödemeii gönderilnuz. MARMARA ÜNİVERSİTESİ YENİ TEKNOLOJİLER ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ BİLGİSAYARLI FİNANS VE MUHASEBE SİSTEMLERİ (COMPUTERIZED FINANCIAL AND ACCOUNTING SYSTEMS CFAS) Merkezimiz bünyesinde toplam 480 saatlik muhasebe ve finansal kontrol programı düzenlenmistir. Ingilizce ağırlıklı bu programda te- mel muhasebe, finansal analiz, finansal yönetim ve denetim vb. ko- nularda uluslararası kabul görmüş İngilizce terimler, standartlar, prensipler ve çağdaş bilgisayar paket sistemlerine vâkıf uzman yetis- tirilecektir. Program, öğrencinin amacına göre muhtelif düzeylerde binrilip ba- şarı belgesi verilecektir. Tüm programı tamamlayan öğrenci, "Yeminli Müşavir ve Serbest Muhasebeci, Mali Müşavir" smavlanmn gerektirdiği bilgileri edin- miş olacaktır. Program, 22 Ekim 1990 tarihinde üniversitemizin Ziverbey Kampu- su'nda başlayacaktır. Eğitim, iş saatleri dışında yapılacak vefinansman/muhasebeala- runda isim yapmış seçkin uzmanlar tarafından yürütülecektir. Prog- rama kabul, kayıt öncesi verilecek test ile saptanacaktır. MARMARA ÜNİVERSİTESİ YENİ TEKNOLOJİLER ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ ANADOLU KAMPUSU ZİVERBEY-KADIKÖY/İSTANBUL Tel: 338 02 27 - 347 76 81 SON MÜRACAAT TARİHİ: 12 EKİM 1990 Basın: 33117 SÖZLEŞMELİ ELEMAN ALINACAKTIR Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'na bağlı kunıluşlar- da çalıştınlmak üzere aşağıda beürtilen unvan ve sayılarda sözleşmeli eleman alınacaktır. TÜRK TARİH KURUMU İÇİN: (1) PROGRAMCI: Üniversitelerin Bilgisayar Mühendisliği Bölümü mezunu RPG dilini bilen, IBM S/38, S/36 veya S/34 sistemlerinde deneyimli. (1) SlSTEM OPERATÖRÜ: En az tise mezunu, bilgisayar deneyimli, TÜRK DİL KURUMU İÇİN: (1) SÎSTEM SORUMLUSU: Üniversitelerin BUgisayar Mühendisliği Bölümü mezunu, NETWORK sistemlerinde deneyimli (1) DlZGt OPERATÖRÜ: Enaz lise mezunu, bilgisayar deneyimli, Bütün elemanlaıda yabancı dil tercih sebebidir. Başvurular; bir dilekçe ile Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Ku- rumu, Atatürk Bulvan 217 Kavaklıdere/ANKARA adresine şahsen yapılacaktır. ARANACAK BELGELER: Nüfus cüzdanı aslı ve onaylı örneği, öğrenim durumunu gösterir onaylı belge. özgeçmiş, (4) vesikalık fo- toğraf. Göreve başlayacaklardan tam tesekküllü hastaneden alınacak sağlık raporu, savcılıktan alınacak iyi durum belgesi ile askerlikle ilişkileri- nin olmadığmı gösterir belge istenecektir. Başvuru dilekçelerinde tercih edilen bağlı kuruluş belirtilecektir. Son başvuru 14 Eylül 1990 Cuma saat: 18.00'e kadardır. Mülakat: 21 Eylül 1990 Cuma saat: 10.00'da ilgili bağlı kuruluş- larda yapılacaktır. TÜRK TARÎH KURUMU: Kızılay Sokak 1 Sıhhiye/ANKARA TÜRK DtL KURUMU: Atatürk Bulvan 217 Kavaklıdere/ANKARA Basın: 33025 POLJTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Yılların ÖtesindenAforizmadilimizeFransızcadangeçiyor;özlüsöz.özde- yiş anlamına geliyor. Bir de afaroz var. o da kovma oluyor. Papazlar birini afaroz ettiler mi, dinin dışınaatmış olurlar. Aforizma dendi mi, öncelikle, aklıma Günel Altıntaş ge- lır. Bir zamanlar bütün yaşamını şiire veren Günel Altıntaş, sonzamanlardadaaforizmalaryazmayabaşlamıştı.Sonza- rnanlardedimseyirmiyılıgeçer.Soyutdergisiniçıkardığıyıl- larda içtiğimiz su ayrı gitmezdi. Sonra bir yayınevi de kur- muş, benimbirkaçkitabımı basmıştı. EliminaltındaGünel'in Değinmeler'i var.Bu birtürafo- rizma; Günel böyle bir ad koymuş. Daha kitaba göz atarken pınl pınl zekâsı tşımaya başlıyor. Sunu da 'Bir mısra bile ola- mamış bir kitap' diyor. Bismillah çeker gibi şiirden açıyor: "Şiirin kuralı yoktur; yasak bölgeleri vardır." Oyle mi? Öyleise, "Birşairideli etmek için, bir şairyeter." Şairleresa- taştyoryaonunlayetinmez, bu kezdekendiyle dalga geçer: "Kimisi bana, 'Nesri bırak da otur şiir yaz' diyor. Kimisi de 'Şüri bırak da hikâye yaz sen', kimisi Bayılıyorum senin aforizmalarına, aman devam et'. kimisi de senin yalnız de- nemelerinde, eleştirilerinde iş var, başka işi bırak da otur eleştirme yaz, deneme yaz' diyor. Herkesi memnun etmek için hepsini yazıyorum bende." Yanıtgenekendinden:"Yazarlıkoynanmaz!' Çevrede yazardan geçilmediği bir dönemde de, Yazmayan entelektüel aranıyor' diye çığnşır. Çalıştığım ga- zetede küçük fıkralar yazabilecek bir yazar aranıyordu. Gü- nel aklıma geldi. Gazetenin sorumlusu ile tanıştırdım. Gü- nel'in dili akrep gibidir, tanıştığı her yeni kişiyi sokar. Azıcık sussa ne olur, susamaz, aklına geleni söyler. Gazete sorum- lusunun nükte alışkanlığı ve eğitimi yok denecek kadar azdı. Birkaç örnek yazıp vermesini istedik. Güç hal ile bu sınava dayandı.birkaçörnekyazıpgönderdi. Aradan birkaç hafta geçti. sorumluyasordum: "Nasılbuldun?" "Neyi?" "Bizimarkadaşınköşeyazılarım?" "Köşe yazılan mı? Bu adam yazar değil heccav. böylesi- ni basına soktun ınu sadece köşe yazısı yazmaz. başlar hepi- mizihicvetmeye.amanbizden ırakolsun!" Sorumlunun sözlerini Günel'e aktarmadım, ne yalan söy- leyeyim.dilinden bendekorkuyordum. Günel desormadı.. Yazı alanında her türü denedi Günel, şimdilik bir sonuca varamadı, ama durmadan kurdu, durmadan yazdı. Dilinin zehrikendini bile sokar oldu.Kızdımısözünüesirgemedi: "Orospunun bile namusu vardır; yazarınniyeolmasın?" Durmadan çatar: "Ağlasun Şafağı'nı okuyordum. içimden. Hasan Hüse- yin'in kurdu, Memet Fuat'ın kuzularını yer, dedim." Memet Fuat'm kuzulan; yeniciler. "NedemişYahyaKemal, —Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar Bennediyorum: —Ertesi gün uykusuzkalırlar " Evlılığın uzun, geniş bir yatak olduğunu, o yatakta kan kocanın birbirlerine az rastladığını yazar. Şükran Kurdakul'un Şairler ve Yazar Sözlüğüne' 'şair' Dİarak geçen Günel Altıntaş 1937 Urfa doğumludur Haydar- DaşaLisesi'ndeokumuş, bir süre Basın llan Kurumu'nun Er- zurum şubesinde çalışmış, sonra istanbul'a gelmiştir. Tanı- dığımda Basın ilan Kurumu'nun istanbul merkezinde ;alışıyordu. Çıkardığı Soyut dergisi ve yaptığı yayınlar göze oatmayabaşlayıncailanKurumu'ndanaynlmakzorundakal- mıştı Şairler ölmezveunutulmaz;unutulmadı. Çocuklar için yayıntar yapan Günel Altıntaş şiirleri ile bir yerden çıkıp gelece,< gibi geliyor bana. Eskiden de kimi za- man yiter gibi olur. sonra bir yerlerden çıkıp gelmez miydi? Değinmelerini aradan yıllar da geçmiş olsa elime geçince zfvkleokumuyormuyum? ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI T YILMAZ ŞİPAL "Hangi Tarihten Geçerli?" SORU: 25 Temmuz 1990 tarih ve 23678 sayılı gazetenizin 6. sayfasında "SSK süper emekli maaşlan" ile ilgili cet- vel'de tam açıklama olmadığı gibi hangi tarihten ge- çerli olduğu da belirtilmemişrir. Ayrıca kaynağın ne- reden oluştuğu da anlaşılamamaktadır. Sadece (320 katsayıya göre ve 225.000 TL. sosyal yardım zammı içinde) i'baresi belirtilmiş. Ricanı. tüm ayrıntıları ile birlikte tarafıma özel bilgi verilmesini önemle rica ederiro. Saygılanmla. G.T. YANIT: Öncelikle her okunın sorusuna ve sorununa özel yanıt verebilmeyi çok isterdik. Ancak okurlann hoşgörüsüne sığınarak bunu yapmaya zamanımızın yetmediğini ve bu ne- denle de yapamadığımızı belirtmek isteriz. Bunun için özel yanıt veremediğimiz okurlardan özür dili- yoruz. Okurumuz, yayımlanan cetvellerin kaynağını sormaktadır. Kaynaklanmızı; 1) 6 Mayıs 1968 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 3279 sayılı yasanın geçici 3. maddesi uyannca Bakanlar Kuru- lu'na verilen yetki ile 20 aralık 1986 günlü Resmi Gaze- te'de yayımlanan, '- 1 Ocak 1987 tarihinden itibaren uygula- nacak gösterge tablosu." 2) 3395 sayılı yasa ile yine Bakanlar Kurulu'nun yetkisi ile belirlenmiş ve 31.7.1987 günlü Resmi Gazete'de yayımla- nan "üst gösterge tablosu." 3) 12 Temmuz 1990 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 90647 sayılı Bakanlar Kurulu karan ile belirlenen 320 katsa- yı pluşturmaktadır. Her sigortalının. gösterge tablosu ya da üst gösterge tablo- sunda yer aldığı bir derece ve kademeye karşılık gelen bir gös- tergesi vardır. Normal emekliler için. aynı yasanın ek madde 35'e göre,, aylık bağlama oranı belirlenir. Bir sigortalının göstergesi ile aylık bağlama oranı biliniyor- sa. sonrası basit bir matematiksel işlemdir. Bu işlemde. gösterge ile geçerli katsayı çarpıhr. Çıkan sayı bu kez aylık bağlama oranı ile çarpılır. Çıkan sonuç sigortah- nın emekli. yasal deyimi ile yaşlılık aylığıdır. Yaşlılık ayhğına, yine Bakanlar Kurulu karan ile belirle-, nen sosyal yardım zammı da eklendiğinde, sigortalının alması gereken toplam yaşlılık aylığı bulunur. 1988 yılından önce emekli olanların tümü, 1 Temmuz 1990'dan sonra normal gösterge tablosundan aylık alan ve süper olmayan emekli durumuna gelmiştir. Katsayınm 320'ye çıkması ve sosyal yardım zammının da 25.000 TL. olarak belirlenmesi ile 3395 sayılı yasaya göre borçlanarak süper emekli olanlar. normal emeklilerin saflanna katılmışür. Ancak 30 Aralık 1987'den sonra emekli olanlara üst göster- ge tablosu uygulanmaktadır. Bir anlamda 30 Aralık 1987'den sonra emekli olanlardan, üst gösterge tablosun- dan aylık almaya hak kazanan her sigortalı, süper emekli sa- yılır. Yayımlanan SSK süper emekli maaşlan tablosu da 31 Aralık 1987 ve daha ileri tarihlerde süper emekli olanlann maaşlannı göstermekteydi. ELELE ÇOCUK KULUBU 6-12 yaş 1990-1991 kış dönemi kayıtlan başlamıştır. (1 eylül-7 eylül) * İlkokul çocuklanna yanm gün (sabah veya ö§leden sonra) etüd sınıflan •k Okula hazırlık ana sınıfı * Ingilizce dersleri * Haftada bir buz pateni ve satranç dersleri * Ayda bir kez gezi * Çeşitli sosyal etkinlikler Çohk lsmail Cd. Halirvağa Sk. Na 22/5 SUADİYE Tel3735330
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle