18 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Magrip ülkeleri toplandı • PARİS (AA) — Magrip ülkelerini oluşturan Cezayir, Fas, Tunus, Libya ve Moritanya dışişleri bakanları dün Cezayir'de bir araya geldiler. Dışisleri bakanlannm öncelikle, kriz konusunda önceki gün Libya lideri Muammer Kaddafı tarafından önerilen banş planını ele alacakları ve krize ilişkin olarak ortak bir tutum belirlemeye çalışacaklan büdirildi. Türk-Yunan diyaloğu • ATİNA (AA) — Başbakan Yıldınm Akbulut ile Yunanistan Başbakanı Konstantin Mitsotakis'in temmuz ayı başında Londra'da vardıklan, Türk- Yunan anlaşmazlıklannı diyalog yolu üe çözüme kavuşturmak mutabakatı çerçevesinde diplomatlar düzeyindeki ilk görüşmenin bu ay içinde yapılacağı büdirildi. Atina'da resmi olarak açıklanmamakla birlikte Yunan Dışişleri Bakanlığı'na yakın kaynaklar, büyükelçi düzeyindeki bir Yunan heyetinin 19 eylülde Ankara'ya giderek görüşmeler yapacağıtu belirttiler. Bııtto yargılanacak • tSLAMABAD (AA) — Pakistan'da kurulan geçici hükümetin Içişleri Bakanı Zahid Safraz, eski Başbakan Benazir Butto'nun iktidarı kötüye kullanmak ve yolsuzluk suçlanndan yargılanacağını bildirdi. Küba'da karne dönemi • HAVANA (AA) — Küba'da, bazı yiyecek ve tüketim maddeleri karneye bağlandı. Küba İç Ticaret . Bakanhğı'ndan dün yapılan açıklamada konserve et, bisküvi, sabun, deterjan gibi gıda ve tüketim maddelerinin karneye bağlandığı belirtildi. \feltsin-Rijkov çekişmesi • MOSKOYA (AA) — Sovyetler Birliği'ni oluşturan cumhuriyetlerin en büyüğü olan Rusya Federasyonu'nun Devlet Başkanı Boris Yeltsin, SSCB Başbakanı Nikolay Rijkov'un ekonomideki başarısızlığı nedeniyle istifa etmesini istedi. Kızılordu yenileniyor • MOSKOVA (AA) — SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov'un başkanlığında önceki gün toplanan SSCB Yükselc Savunma Konseyi'nin Silahlı Kuvvetler'in kapısmı büyük ölçüde değiştirecek bir plan üzerinde anlaşmaya vardığı büdirildi. SSCB Yüksek Savunma Konseyi'nde 21. yüzyılın başına kadar Sovyet ordusunda hızla asker indirimine gidüraesi, buna karşıhk nitelik ve silah modernizasyonu açısından bugünkü düzeyden çok daha ileri noktalara ulaşması gerektiği konusunda görüş birliğine vanldı. Ubya-Sudan birleşiyor • ROMA (AA) — Libya lideri Muammer Kaddafi ve Sudan Devlet Başkanı ömer Beşir, iki ülkenin birleşmesine yönelik olarak bazı kurumların birleştirilmesi gibi önlemleri öngören "tamamlayıcı nitelikte" bir anlaşma imzaladılar. İngiltere-Iraıı diyalogu • TAHRAN (AA) — tran'ın Avrupa ve Amerika ile ilişkilerden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Mahmud Vaezi, Ingiltere'ye bir çağnda bulunarak, Hint asıllı tngiliz yazar Salman Rüşdi olayından sonra bozulan iki ülke diplomatik ilişkilerinin yeniden başlaması için girişimlerde bulunmasını istedi. KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KRİ/İ...KÖRFEZ KR Amman'da düşkırüdığıBM Genel Sekreteri Cuellar, Irak Dışişleri Bakanı Aziz ile 31 ağustostan bu yana yaptığı görüşmelerden sonra "Güvenlik Konseyi üyelerine gerçek bir ilerleme kaydettiğimizi söylemek isterdim. Ancak şu anda bunu ifade edecek durumda değilim" dedi. Dış Haberler Servisi — Körfez krizine barışçı bir çözüm bulma çabaları arasında en dikkate de- ğer girişim olarak nitelenen Cuellar-Aziz göriişmeleri, önceki gün sonuç alınmadan sona erdi. Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz toplantı sonrasında yaptığı açık- lamalarda, "Çözüm, bir Arap çö- zümö olmalıdır" görüşünü yine- lerken, BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar, "Düş kırıklığına ugradım" dedi. Ürdün'ün başkenti Amman'da 2 gün süren görüşmelerden son- ra BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar, dün sabah bir basın top- lantısı düzenledi. Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz ile yaptığı gö- rüşmeleri değerlendirirken, 'düş- kınklıgına uğradığını' ifade eden Cuellar, Aziz ile görüşmelerinde hiçbir ilerleme sağlanamadığını belirtti. AA'nm bildirdiğine göre basın toplantısına, "Bildiginiz gibi 30 agustosU Amman'a geldim. Bu- nkltğına nğradığımı söylemeli- yim. Güvenlik Konseyi üyelerine gerçek bir Uerleme kaydettiğimi- zi söylemek isterdim. Ancak şu anda bunu ifade edecek durum- da degilim. Ama banşcı çözüm arayışlanmızı surdürecegiz" dedi. Genel Sekreter, Tank Aziz'- in, krizin çözümünde 'sessiz diplomasi' izlenmesi yolundaki sözlerini de şöyle değerlendirdi: "Durnm patlamaya hazır. Sessiz diplomasi diyerek aylar ve yıllar harcanamaz. Bölgede yabana as- kerlerin bulunması acilen bir sey- ler yapılmasını zonınlu kılıyor." GÖRÜŞMELER 'SONUÇSUZ' — Cuellar iie Aziz arasında geçmişe dayanan dostluk, eo/um ureteme- di. tki diplomat "tekrar göriişmek umndoyla" aynldılar. gün de Paris'e gidecegim" diye- rek başlayan Cuellar, sözlerine şöyle devam etti:"Son iki gündür, Irak Dışişleri Bakam Tank Aziz ile uzun görüşmeler yaptık. Gö- riişmeler için istek benden gelmiş- ti. Bunun nedeni de bolgedeki ger- ginliğin tırmanması ve durumun daha da kötıiye gitmesinden kay- naklanan kaygılanmdı. Goriişme- lerimizde Aziz'e BM Güvenlik Konseyi'nin durum hakkındaki görüşlerini anlattım. Bu çerçeve- de, kendisine, BM'nin tümünün Güvenlik Konseyi'nin yaklaşımı- na baglı olduğunu soyledim." Amman'a, barışçı bir çözüm için tüm yollara başvurulması dü- şüncesiyle geldiğini söyleyen de Cuellar, Tank Aziz'in, Irak'ın si- yasi ve insani konulardaki kaygı- ları hakkında aktardıklarım çok dikkatli bir şekilde dinlediğini söyledi. BM Genel Sekreteri, New York'a döndüğünde bunlan Gü- venlik Konseyi'ne ileteceğini söy- ledi. Genel Sekreter, Irak Dışişleri Bakanı Aziz'in görüşmede, hukü- metinin, askeri durumu gerginleş- tirecek bir adım atmayacağını vurguladığını kaydetti. Cuellar, Irak halkının gıda ve tıbbi malzeme gereksüımesi için- de olduğunu anımsatarak şöyle devam etti: "Kadın >e çocuklann Irak'tan aynlmalanna ilişkin ka- rardan duyduğum memnuniyeti dile getirdim. Ancak bu karan, kendilerine karşı kısıUama uygu- lanan diger yabancılar için de ge- cerli olmasını sağlayacak yeni bir karann izlemesini istediğimi vur- guladım. Goriişmeierimizde kri- zin tüm yönleriyle ilgili öneriler- de bulundum. Sayın Bakan, bir yandan kendi yönetiminin görüş- lerini iletti, diger yandan da sonı- na bir Arap çözümü bulunması gerektigini soyledi. Ben de ona ya- nıt olarak Araplann çok önemli bir rol oynayacağını, ancak kri- zin oluslararası boyutunun da dikkate alınması gerektigini söy- ledim." Amman'daki basın toplanüsın- da, Körfez sorunun çok boyutlu olduğunu belirten BM Genel Sek- reteri, çok ciddi çıkarların da söz konusu olduğunu kaydederek "Aziz'le göriişmelerimde düş kı- BM Genel Sekreteri dün gittiği Paris'te Fransa Dışişleri Bakam Roland Dnmas ile görüştü. 45 da- kika süren görüşraeden sonra ga- zetecilerin sorulanm yanıtlayan Perez De Cuellar "Irak'ın istedi- ği Kuveyfte kalmak. Ancak bu uluslararası toplum, BM Güven- lik Konseyi ve Genel Sekreteri ta- rafından kabul edflemez" dedi. Cuellar, Irak'ın Kuveyt'teki elçi- liklerin kapanlması yolundaki ka- rarlanm gözden geçirebüeceğini de kaydetti. Genel SekreteT "Irak Dışişleri Bakanı elçilikier konu- sunda elinden geleni yapabilece- gini, esneklik gösterebilecegini, diplomatlann sınırdışı edilraeye- bileceklerini soyledi" şeklinde ko- nuştu. Genel sekreterin bugün Fransa Cumhurbaşkaaı François Mitterrand ile birlikte Azgelişmiş Ülkeler Konferansı'na katılacağı büdirildi. De Cuellar'm bugün Urdün Kralı Hiiseyin'le Paris'te görüşme yapacağı da kaydedildi. ABD'nin süper zirveden beklentisv Saddaırfa daha fazla baskı9 eylülde Helsinki'de yapılacak Bush-Gorbaçov zirvesinde, Saddam Hüseyin'in yazgısı, gündemin en önemli maddesini oluşturacak. krizinin doruğun bir numaralı gündem maddesi oiduğu izlenimi vermekten kaçınmış olsa da 9 ey- lülde Helsinki'de yapılacak tek UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON — ABD Baş- kanı George Bush, önceki gün sü- per zirve konusundaki basın top- günlük zirvede Körfez krizi ve lanhsında her ne kadar Körfez Saddam Hüseyin'in kaderinin gö- rüşme gündeminın en tepesine oturacağı anlaşüıyor. Eğer zirve sonunda yayımlana- cak ortak bildiride BM kararlan- na bir kez daha açık bir destek ve- rilirse bunun Saddam Hüseyin'e çok güçlü bir mesaj göndermiş olacağı kaydediliyor. ABD Başkanı Bush, önceki gün gazetecilerin sorulanm yanıtlar- ken Helsinki doruğunun "Ortado- ğu konusunda bir muzakere ma- sasına döniişmeyecegJni" söyledi. Bush, SSCB lideri Gorbacov üe en son geçen haziranda bir araya gel- diklerinde, daha sık bir araya gel- meyi kararlaşurdıklannı hatırlata- rak Helsinki zirvesinin bu anlayış birliği sonucunda ortaya çıktığını kaydetti. Ancak ABD Sovyet iliş- MMARMARA HOLDİNG A.Ş.'NİN Türkiye İş Bankası garantisiyle '!} i 20.000.000.000.- TL * tutarında Yılhk brüt %60 faizli 2 yıl vadeli l.tertip, 2.seri, tahvilleri n$®&W®§X ^ Î ^ C y ç ; , , ^ | m*. .1 .". JlJ..T IJfi TnJı ,.Tf Jrl.Tl'fjfı n.lJrı T "Jr ı T ıJrı T ' Jı- f ı ı j j . r *L . Tı llflı. T c 3 Eylül 1990 günü (bugün) Türkiye İş Bankası Menkul Kıymetler Müdürlüğü'nde satışa sunuîacaktır. Satış süresi 10 iş günüdür. TÜRKİYE İŞ BANKASI Menkul Kıymetler Müdürlüğü Celal Bey Iş Hanı, Bahçekapı-İstanbul Tel:513 83 54 (4 hat) kilerini yakından izleyen gözlem- ciler, Bush'un Helsinki zirvesinin Körfez krizi ile fazla ilgisi yokmuş izlenimi vermeye çalışmasını çok inandıncı bulmuyor. Eski Başkan Ronald Reagan'ın ilk döneminde ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'n- de görev yapmış olan Geoffrey Kemp, "Gündemde elbette Al- manya'nın birleşmesi, silahsızlan- ma konulan olacakbr, ama bir numaralı madde Saddam Huse- yin'dir, iki numaralı madde Sad- dam Hiiseyin'dir, üç numarah madde de Saddam Hüseyin'dir" diyor. ABD yonetim çevrelerinden Amerikan basımnâ sızdlğı kada- nyla VVashington, Helsinki zirve- sinin Irak lideri Saddam Hüseyin'i daha fazla köşeye sıkıştıracağını umut ediyor. Buradaki yaygın ka- nı o ki zirve sadece Irak'a değil, henüz "ulnslararası topluluk" çiz- gisinde tavır almamış ya da tav- nnda soru işaretleri bulunan Ür- dün gibi ülkelere de güçlü bir me- saj verecek. Bazı bedeller Ancak SSCB'yi bu Körfez kri- zinin doğrudan ortağı haline ge- tirmenin Amerika için de bazı be- delleri olacağına dikkat çekiliyor. Örneğin bu bedellerden birismin ABD'nin bundan sonra Körfez krizinde tek yanlı hareket etmesi- nin güçleşmesi ile ödenebüeceği iddia ediüyor. Sovyetler, ABD'nin Köriez'de silaha başvurmasını "risk" olarak niteliyor. Bu yüzden Gorbaçov zirvede Bush'a Ameri- ka'nm "kovboyvari" bir davram- şa girmemesini telkin edebilir. ABD ise SSCB'nin Irak'a hiçbir şekilde yedek parça (Irak'ın silah- lannın önemli bir bölümü Sovyet yapısı) satışı yapmamasını istiyor. "Eğer ambargo çalışmayıp Irak'ı Kuveyt'ten silah zoruyla atmak zorunluluğu dogarsa Sovyetler bunu nasıl karşılar?" Beyaz Saray çevreleri bu sorunun da Helsinki zirvesinde gündeme gelmesini "kacınılmaz" olarak görüyor. Eski Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi Kemp, "tki Bderin bu kan- şıklık sırasında bir araya gelmesi- nin simgesel anlamı çok büyük. Saddam Hüseyin bu zirveyi kulak- lan krişte izleyecek" diyor. POLITİKADA SORUNLAR ERGUNBALQ Türkiye Savaşa Nasıl Sürüklenir? Türkiye, haftalardır Batı dünyasının "gûlü." Gün olmuyor ki Batı basınında Türkiye'yi ya da Sayın Cumhurbaşkanı Özal'ı öven bir yazı çıkmasın. Başkan Bush'tan Margaret Thatcher'a kadar Ba- tı'nın önde gelen liderleri, her fırsatta Türkiye'ye övgü yağdırt- yorlar. Türkiye'nin Irak'a karşı takındığı kararlı tavır, Batı ile yap- tığı îşbirliği, güvenilir müttefik olması, tüm Batılı liderlerin ağ- zında. Komşumuz Yunanistan kıskançlığından çatlıyor. Doğrusu kişiye gurur veren, gözlerini yaşartan bir tablo. İn- san "Meğer biz neymişiz. Kendi değerimızi anlayamamışız. Batı bizi, bizden iyi aniamış" diye düşûnüyor. Bazı yazarlar, "Aman bu tarihsel fırsatı kaçırmayalım. Batı bizi başının üzerinde taşt- yor. Sonuna kadar Batı'nın yanında yer alalım" diye yazıyorlar. Hükümette de bu "tarihsel fırsatı" kaçırmak istemeyenlerin bu- lunduğu gözleniyor. "Tarihsel fırsatı" daha iyi değerlendirebil- mek için Suudi Arabistan'a asker gönderme konusu tartışıhyor. Ancak Batı'ya yaranabilmek için tarihsel fırsatı içeren bu pes- pembe tabloda, kişının keyfini kaçırabilecek bazı yanlar var. Tür- kiye övgü yağmuruna tutulur, ülkemize nasıl yardım yapılabile- ceği tartışılırken başka şeylerin de tartışıldığını öğreniyoruz Ba- tılı çevrelerde. Tabii daha sessiz biçimde. 31 ağustos tarıhli Internatıonal Herald Tribune gazetesinin ha- berine göre Saddam Hüseyin'e karşı sınir savaşında düşünü- len senaryolardan birinde NATO birliklerinin Türk-lrak sınırında askeri tatbikat yapması öngörülüyor. Bunun bir saldırı hazırlığı olmasından kuşkulanan Irak, güneydeki birtiklerinı kuzeye, Tür- kiye sınınna kaydıracak. Bu sırada Suudi Arabistan'dakı ABD bir- likleri tatbikata başlayacak, bu kez Irak birlikleri yallah güneye. O zaman Türk-lrak sınırında yeni bir tatbikat. Irak birlikleri yine gerısin geriye kuzeye. Senaryo, doğrusu bizım de hosumuza gitti. Yalnız bazı olasılıklar geliyor aklımıza. Örneğin NATO ve ABD birlikleri Türk-lrak sınırında tatbikat yaparken bir Iraklı komutan sinirleri boşalıp da Güney Anadolu'ya füzeleri gönderse ne olur? Ne de olsa o da insan. Ulkenin kuzeyi ile güneyi arasında me- kik dokumaktan asabı bozulmuş olabilir. NATO'nun şaka yaptı- ğını anlamayabılir Evet ne olur, Iraklı komutan sinirleri boşalıp da Türkiye'ye bir füze sallasa? Ne olacak, bu fırsatı dört gözle bekleyen Amerikalı ve NATO 1 lu dostlanmız bir NATO ülkesine yapılan bu saldırıya hemen kar- şıhk vererek, Irak'a beş tane füze gönderirler. Ve Türkiye kendini Irak'la topyekün bir savaşın içinde bulur. Türk ordusu, karada Irak'la savaşırken Türkiye'deki üslerden kal- kan ABD uçakları Kuzey Irak'ı bombalar. Bu arada Guneydoğu ve Doğu Anadolu'ya Irak füzeleri yağar. Türk ordusu karada sa- vaşın yükünü omuzlarken ABD uçakları Irak'ı bombaladıktan son- ra Incirlik'e dönerler. Aslında bu olasılığı Batılı stratejistler de ka- bul ediyor. Herald Tribune'ûn haberine göre bazı Batılı komu- tanlar Türk-lrak sınırında yapılacak tatbikatların, fazla ciddi ola- bileceğini ve Irak'ta gerçek bir saldırı hazırlığı karşısında bulun- duğu inancını yaratabileceğini belirtmişler. Sözü uzatmayalım. Batılı müttefiklerimiz bir yandan sırtımızı sıvazlarken bir yandan da Türkiye'yi tam bir atlama tahtası ola- rak kullanma senaryoları hazırlıyorlar. Türkiye, çevresinde olayları son derece ciddi biçimde izlemesi gereken günler yaşamaktadır. Biz hükümette bu ciddiyeti göre- miyoruz. Sayın Bülent Ecevit, Milliyet'e verdiği demeçte Başba- kan Akbulut'un "Irak'tan bir saldırı geleceğine ilişkin istihbarat alırsam, kendi başıma sorumluluğu üstlenip savaş ilanına ka- râr verebilirim" yolundaki actklamasını eleştirirken şöyle diyor: "Eğer ABD ve İsrail, Türkiye'yi Irak'a karşı savaşa sürüklemek isterse, Irak'ın Türkiye'ye saldırmaya hazırlandığına ilişkin inan- dıncı görünen bılgtler verebilir ve Turk hükümeti de bu bilgilere dayanarak, Türkiye'yi bir maceraya sürükleyebilir." Sayın Ecevit'ın uyarısı çok yerındedir. Türkiye'nin Irak'la çatışmaya girmesi ABD ve İsrail için son derece önemli bir sorunu çözümler. Başkan Bush, Körfez'e 2. Dünya Savaşfndan bu yana en büyük askeri yığınağı yapıyor. Irak, Kuveyt'ten çekılmediği takdırde, çok güç durumda kalacaktır. Saldırsa,dünya kamuoyunun sert tepkilerı ile karşılaşacaktır. Çünkü Amerikan, askerlerini, Suudi Arabistan'ı savunmak amacı ile gönderdiğini öne sürüyor. Birlikleri ABD'ye geri çekse ada- ma sorarlar: A kardeşim madem Irak'ı Kuveyt'ten zorla çıkara- mayacaktın böylesine muazzam bir gücü neden yığdın? Bizi el âleme rezil ettin? Oysa Türkiye, Irak'la çatışmaya sürüklense Bağdat'a saldır- mak için gerekçe hazır: Bir NATO ülkesinin yardımına koşmak. Kimse ağzını açıp bir şey söyleyemez. ABD'yi saldırganlıkla suç- layamaz. İsrail'in ise derdi başka. Amerikan saldırısının gecikmesi Tel Aviv'i kaygılapdınyor. Saddam, pes edip Kuveyt'ten çekilmeyi ka- bul etse bile İsrail bu sonuctan memnun olmayacak. Çünkü kim- yasal silahları olan ve birkaç yıla kadar da nükleer silah yapa- cak olan Irak'la karşı karşıya kalacak. Yani iş başa düşecek. Bu bakımdan İsrail bunalıma diplomatik değil askeri çözüm istiyor. ABD'nin Irak'a bir an önce saldırıp askeri tesislerini yerle bir et- mesini diliyor. Türkiye'nin Irak'la bir çatışmaya sürüklenmesı, bu çatışmaya ABD de karışacağından, Tel Âviv'in çıkarlarına uygun- dur. Sovyetler Birliği ise bir koku almışa benziyor. Krizin başlangı- cından bu yana ABD'yi destekleyen Moskova, ilk kez VVashıng- ton'un bolgedeki muazzam yığınağını eleştirmeye başlamıştır. Sovyet Dışişleri Bakan Yardımcısı Alexander Bolonogov. perşem- be günü yaptığı açıklamada, "Amerikan birliklerinin krizden sonra Suudi Araistan'ı terk edeceğine ilişkin bir garanti yok" dedi. Var- şova Paktı Başkomutanı General Vladimir Lobov, TASS'a verdi- ği demeçte, Körfez'deki Amerikan askeri variığının, yörede stra- tejik dengeyi köklü biçimde bozduğunu söyledi. Bu ortamda ansızın Başkan Bushla, Başkan Gorbaçov'un Fırv landiya'da buluşacakları açıklandı. Batı'da, Türkiye'nin kilit rol oynayacağı tehlikeli senaryolar ha- zırlanır, Sovyetler Birliği bir savaş tehlikesine karşı uyarıda bu- lunup ortamı yumuşatmaya çalışırken Türkiye'de hükümetin için- de ve dışında bazı çevrelerin "Aman Batı'ya biraz daha yaranalım" havasına girmesi iç kapayıcı bir gelişmedir. Jackson rehineleri getirdi Amerikalı rehinelerin serbest bırakılması için Saddam Hüseyin ile görüşen eski başkan adayı Jesse Jackson, 47 Amerikalı ile birlikte dün ülkesine döndü. Özgürlüğüne kavuşan Batüılar, Irak'ta kalan yakınlarım tehlikeye atmamak için gazetecileri yanıtlamıyorlar. Dış Haberler Servisi — Irak'ın rehin tuttuğu Batüılardan kadın ve çocuklann aynlmasına izin ver- mesinden sonra ilk Amerikalı gnıp, rehinelerin serbest bırakıl- ması için Bağdat'ta Saddam Hü- seyin ile görüşen ABD eski baş- kan adayı Jesse Jackson ile birlik- te ülkelerine döndü. Irak'ın 130 Batılı rehineyi daha serbest bıra- kacağmı açıkladığı büdirildi. Fransa Dışişleri Bakanlığı, Bağdat'ın izni üzerine Fransız Ha- vayollan'na ait Airbus tipi bir uçağın yola çıkmak için Paris'te bekletildiğini açıkladı. Irak'tan ayrılmak üzere çıkış vizelerini alan Batılı kadın ve çocuklann sa- yısının yaklaşık 1300'e ulaştığı ha- ber verildi. özgürlüklerine kavu- şan Batılılann ise gazetecilerin so- rulanm cevaplamadıklan, hâlâ re- hin tutulan eş ve babalarını tehli- keye atmak istemedikleri belirtil- di. Reuter'in haberinde Irak Dev- let Başkanı Saddam Hüseyin'in al- dığı karar sonucu önceki gün ser- best bıraküan ve çoğunluğunu ço- cuk ve kadınlann oluşturduğu yaklaşık 700 kadar Batılı rehine- nin dün Roma, Paris, Londra, Frankfurt, Tokyo ve Brüksel'e var- dıklan bildirildi. Serbest bırakılan ikinci Japon kafîlesindeki 12 ki- şinin dün Bağdat'tan Amman'a doğru hareket ettiği kaydedildi. Bağdat'tan dün ayrılan iki uçakla sayıları 700"e varan Batılı kadın ve çocuk rehineden yansın- dan fazlası Irak Havayollan'na ait Boeing 747 tipi uçakla Paris ve Londra'ya götürüldü. 22 Fransız ile bir Amerikalıyı dün sabah sa- at 6.00'da Paris'te Orly Hava- alanı'na indiren ucak daha sonra Londra'ya hareket etti. Saat 7.00'de Heathrow Havaalanı'na gelerek 199 lngiliz'i bıraktı. Irak uçağı daha sonra aralarmda has- ta Amerikalıların ve ABD eski başkan adayı Jesse Jackson'un da bulunduğu 24'ü kadın, 1 l'i erkek ve 12'si çocuk toplam 47 Ameri- kalıyı Washington'a götürdü. AmerikaJılar Dulles Uluslararası Havaalanı'nda törenle karşılandı- lar. Irak'ın ABD Buyükelçisi Mu- hammed Sadık El-Mecid'in de karşılama törenine katıldığı bildi- rildi. Bağdat'tan önceki gün gecik- meyle kalkan diğer uçak, 61'i ço- cuk 311 kişiyi Frankfurt Havaala- nı'na getirdi. Dün sabaha karşı 02.20'de havaalanma inen Federal Almanya Havayollan Lufthansa- ya ait uçakta bulunan Belçikalı arasında 66 F. Alman, 3 D. Al- man, 25 Hollandalı, 60 Amerikalı, 20 tsviçreli, 14 Danimarkalı, 52 Ispanyol, 4 tngiliz, I Fransız, 19 tsveçli, 11 Kanadalı bulunuyordu. Rehineler konuşmuyor Batılı başkentlere gelen rehine- lerin gazetecilerin sorulannı yanıt- lamaktan ve isimlerini vermekten kaçındıklan bildirildi. Irak tara- fından Kuveyt'in işgalinden bir ay sonra serbest bırakılan kadın ve çocuklann Irak'ta rehin kalan ko- calan ile babalarını tehlikeye at- ' mamak amacıyla bu şekilde dav-. randıklan ileri sürüldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle