22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 İran'a Sovyet MIG-29 jetleri • TAHRAN (AA) — tran'ın SSCB'den satın aldığı Sovyet yapımı MIG-29 tipi geüşmiş savaş uçaklannın Iran Hava Kııvvetleri'ne katılmaya başladıklan büdirildi. lran telcvizyonunun kutsal savunma haftası nedeniyle gösteri yapan tran savaş uçaklan arasında görüntüJcrine yer verdiği MIG-29'lann lran Hava Kuvvetleri amblemi tasıdıklan gözlendi. De Klerk ABD'de • VVASHINGTON (AA) — Güney Afrika Devlet Başkanı EW.De Klerk, Başkan George Bush'la görüşmek için dün ABD'ye gitti. De Klerk ABD'nin Axıdrews Hava Üssü'ne inişinden sonra yaptığı açıklamada, yann Bush'la yapacağı görüşmede, CAfrika'daki gelişmeleri ve ikili ilişkileri ele alacaklannı belirtti. De Klerk, "Ülkesinin her gün büyüyen tam demokrasiye bağlı olduğunu" kaydetti. Klerides:• • Uniter çözüm imkânsız • LEFKOŞA (AA) — Rum Demokratik Birlik Partisi (DİSİ) lideri Glafkos Klerides, Kıbns'ta artık üniter devlet çözümünün mttmkün olmadığını söyledi. Klerides, Fileleftheros gazetesinde dün yayudanan demecinde, Rumlann geçmişte düştükleri önemli hatalan dile getirdL Glafkos Klerides, Rumlann en büyük hatasının, Zürih ve Londra anlaşmalarını, tam uygulama fırsatı vermeden ve iki toplum arasında güven havası yaratılmasını beklemeden değiştirmeye kalkması olduğunu bildirdi. Klerides, "O zaman bizi Yunan hükümeti de uyarmış ve böyle bir hareketin, hem siyasi hem de askeri açıdan hatalı olacağını bildirmişti. öyle olduğu halde biz yine anlaşmalan değiştirmeye kalktık" dedi. Kennedy ve Kıbns • LEFKOŞA (AA) — ABD Senatörü Edvvard Kennedy, Amerikan dış politikasının Kıbns sorununa daha büyük önem vermesi gerektiğini öne sürdü. Rum kaynaklara göre, Kennedy BM Genel Kurulu'na katılmak amacıyla ABD'de bulunan Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiliu'nun onuruna verdiği yemekte yaptığı konuşmada, Almanya'nın birleşerek Berlin duvannı yok ettikleri bu zamanda, Kıbns'ta da kuzey ve güneyin buluşması için yeşil hattın kalkması gerektiğini iddia etti. KKTC Cumhurbaşkaru Rauf Denktaş, dün Lefkoşa'da yaptığı açıklamada, Kennedy'nin Kıbns meselesinden tamamen habersiz olduğunu, bugüne kadar tek bir Kıbnsh Türk ile görüşmeyen ve sorunu sadece Rum ve Yunan lobisinden öğrenen Kennedy'nin bu sözlerinin doğal karşılanması gerektiğini söyledi. Aydınhk Yol vûrdu • LtMA (AA) — Peru'da yönetime karşı mücadele eden Maocu Aydınlık Yol gerillalan, eski çalışma bakanı Orestes Rodriguez ve oğlu Oscar'ı, başkent . Lima'nın kenar mahallelerinden birinde otomobilleriyle giderken vurarak öldürdüler. Rodriguez, eski başkan Alan Garcia yönetiminde, ciddi işçi ayaldamalanmn olduğu 1987 yılında çalışma bakanı olarak görev yapmışü. STASİ doeyalan • BONN (AA) — Demokratik Almanya lçişleri Bakanı Peter- Michael Diestel. D.Alman Gizli Servisi STASl'nin dosyalannın açılması durumunda ülkede 'bir çeşit iç savaş cıkabileceğini' belirterek. STASÎ'nin casuslannın büyük çoğunhığu için af çıkanlmasını istedi. Diestel, Federal Alman Bild Am Sonntag gazetesi ne verdiği demeçte, STASl dosyalannın kamuya açümasma karşı olduğunu söyledi ve "bu bir kasırgava yol açmakla kalmaz, bir çeşit iç savaş çıkar. Israilli askerin öldürülmesinden sonra Filistinlilere saldırılar arttı Gazze'de IsraiJ baskısıFilistin WAFA Ajansı, İsrail askerleri ile Filistinliler arasmdaki çatışmalarda 180 Filistinlinin yaralandığını duyurdu. İsrail askerleri, Gazze'deki mülteci kamplarını basarak tutuklamalar yapıyor. Dış Habericr Servisi — Orta- doğu'da tüm dikkatlerin Körfez krizine yöneldiği bir dönemde, bölgenin eski yarası da kanama- ya devam ediyor. Geçen perşem- be günü bir tsrail askerinin Gaz- ze'deki bir Filistin mülteci kam- pında öldürülmesinden sonra, İsrail askerleri ile Filistinliler arasmdaki çatısmalar alevlendi. İsrail birliklerinin 200 kadar Fi- listinliyi yaraladıklan bildirili- yor. Doğu Kudüs'teki bir içişle- ri bakanlığı bürosu yakıldı. İsrail askerlerinin, Gazze'de- ki Bureij mülteci kampına yan- lışlıkla giren bir İsrail askerinin, kampta bulunan Filistinlilerce taşlanarak öldürülüp yakılma- sından sonra önceki gün olay- larda 180 Filistinliyi yaraladık- lan, 800 Filistinliyi de gözaltına aldıklan bildirildi. AA'nın, Filistin Haber Ajan- sı WAFA'ya dayanarak verdiği habere göre, FKÖ lideri Yaser Arafat'uı üst düzey danışmanla- nndan Bassam Ebu Şerif önce- ki gün yaptığı açıklamada, tsrail askerlerinin Gazze'deki Bureij mülteci kampında 180, Filistin- liyi yaraladıklan nı, 800 Filistin- liyi gözaltına aldıklannı, arama- lann da devam ettiğini belirtti. Ebu Şerif, "tsrail hükümetinin, dünyaniD tamamen Körfez kri- zi ile meşgul olmasının saglad- ğı avantajdan, Filistin halkına karşı terörist ptanlaruu uygula- maya koymak için yarariandıgı- nı" söyledi. Ebu Şerif, nün, BM'deki temsilcisine, BM Genel Sekreteri ile Gazze'deki dunım konusunda temasa geç- mesini bildirdiğini kaydetti. Ebu Şerif, ayrıca Reuter Ajansı'na yaptığı açıklamada, "Önümüzdeki giınlerde İsrail işgaline karşı direnişte gözle gö- riiliir artış olacaktır" dedi. An- cak Şerif, "Gözle görülür artış" sözleriyle neyi kastettiği konu- sunda aynntılı bilgi vermedi. Filistinlilerce öldürülen Isra- illi asker Amnon Pomerantz'ın intikamı peşinde olan Israilü as- kerlerin, Araplara ait araçlara da saldırdıkları belirtiliyor. Re- uter'in verdiği habere göre, işgal altındaki topraklardan Israil'e çalışmak için giden Araplann arabalan Israilli askerlerin sal- dınsına uğradı. Pek çok aracm hasar gördüğü saldınlar üzerine Araplann geri döndükleri kay- dedildi. Reuter, Bureij kampındaki olaylann diğer bazı Filistinli mülteci kamplanna da sıçradı- ğını duyurdu. Verilen bilgiye gö- re Mngnazi, Şati ve Hao Yunus mülteci kamplarmda da Israilli askerler ile Filistinliler arasında zaman zaman çatışmalar yasa- nıyor. Han Yunus kampında 20 yaşında bir Filistinlinin askerler tarafından vurularak yaralandı- ğı büdirildi. Cabalya kampında da Israilli askerler, kendilerini taş fırlatan Filistinlileri dağıt- mak için göz yaşarücı bomba attılar. Kudüs'ün doğusunda bulu- nan tsrail lçisleri BakanlığYna bağlı bir büronun da yakıldığı bildirildi. Reuter'in haberine gö- re tahrip edilen büroda özellik- Ie Filistinliler hakkında tutulan kişisel dosyalar bulunuyordu. Israilli Savunma Bakanı Mo- şe Anıs, dün İsrail hükümeti- ne, tsraiUi askerin öldürülmesi ve bu olay üzerine gelişen catış- malarla ilgili bilgi verdi. Reuter'- in büdirdiğine göre Israil'deki si- yasi gözlemciler haziran ayında göreve geldiğinde orduya, Filis- tinli direniscilere karşı yumuşak davranmasını emreden Savun- ma Bakanı Arens'in, sertlik van- lısı sağ kanadın, tsraiUi askerin öldürüldüğü Bureij kampındaki tüm halkın cezalandınlması yo- lundaki baskılanna boyun eğ- meyeceğini belirtiyorlar. öte yandan, yönetimdeki Likud Partisi'nin, Musevilerin yeni yı- h dolayısıyla tatilde olan parla- mentoyu konuyu görüşmek üze- re olağanüstü toplamaya çalış- tığı kaydedildi. İsrail Sağhk Bakanı Ehnd Ot- mert de, bir Israilli askerin vah- şice yakılarak öldürülmesi ola- yının, "Yahudilerin soruştunna açüacagı ya da yargılanacağı korkusu olrnadan Filistinlilere ateş ederek öldürmeieriııi hakh luMıgım" söyledi. 'ABD BASKISINA SON' — Guney Kore'nin başkenti Seul'de, ABD karşıtı gösteri yapan öğrencilerle polis.önceki gün çatıştı. Seul'ün merkezinde Amerikan baskısını kınayan oğrencilere polisin müdahale elmesi sonucunda çıkan çatışmada, öğrenciler polislere gözyaşartıcı bombalarla karşılık verdiler. Polisle çatışan öğrenciler, VVoo'nun istifa etmesi yolunda sloganlar da attılar. YUNANİSTAN PAKISTAN Bııtto hakkında yenî suçlamaLAHOR (AA) — Pakistan^ da, Devlet Başkanı Gulam Is- hak Han tarafından başbakan- uktan azledilen Benazir Butto hakkında suçlamalara bir yenisi daha eklendi. önceki gün politikacılann telefonlannı dinletmekle suçla- nan Bayan Butto, dün de La- hor'daki bir özel mahkeme ta- rafından yakınlanna haksız ka- zanç sağlamakla suçlandı. Pakistan Haber' Ajansı APP'nin büdirdiğine göre mah- keme yargıcı Raşit Aziz, Bayan Butto hakkında aynı suçlama ile düzenlenen iki dosyayı ince- ledikten sonra kendisini 2 ekimde ifade vermeye çağırdı. Devlet Başkanı Gulam Ishak Han adına mahkemeye sunulan dosyalardan birinde, Butto, Is- lamabad'daki değerb bir arsa- nın aile üyelerinden birine otel yaptınnası için düşük fiyatla verilmesini sağlamakla suçlanı- yor. Papandreu yeniden seçildidört yıllık iktidan döneminde "çalışkanlığı" ikinci dört yıllık ıktidannda ise "boşvermişliği" ile tüm dikkatleri üzerine çek- mişti. PASOK 1989 ve 1990 yıl- lannda üst üste yapılan üç genel seçimi de sağ eğilimli Yeni De- mokrasi Partisi'ne (YDP) kap- tırdı ve şündi ana muhalefet par- tisi durumuna geçti. PASOK'un kurultay çahşmalannda işte bu "yenilgi" konusu derinlemesine işleniyor. Çalışmalara katılan PASOK'un 4 bin delegesi, bu tasındaa alttaki en genis Ubanı- na kadar herkesin sonnnlu oMuguno" söylemışti... Papand- reu'nun bu yorumu diğer dele- geler tarafından kabul edilmedi. Delegeler kendi yaptıkları "özeleştirfleriııde" yenilgiden pi- ramidin en üst noktasıyla bunu çevreleyenlerin sorumlu olduk- lan görüşünU savundular. Skan- dal olaylan patlak verirken PA- SOK hükümetinin büyük bir so- rumsuzluk gösterdiğini ve skan- dallara adı kansanlara PASOK kişi olarak göriilen Kostas Sbni- tis ise daha da ağır eleştirilerde bulunarak skandal olaylanna değindi ve PASOK hükümetinin bundaki rolünü açıkça dile ge- tirdi. Papandreu'nun bir zaman- lar soylediği TASOK'nn siyase- Üni betenmeyeııler PASOK'un trenini terk etsin" yolundaki sözlerini de eleştiren Simitis, "^Ancak ba tremle koltok pe- şinde koşufann yanı sıra soy- guncalar, dalkavuklar da varth, anu Iktklar sevdaa kimsenin bu STELYO BERBERAKİS ATtNA — Yunanistan'da 1981-1989 yıllan arasında baş- bakanlık yapan Andreas Pa- pandreu, partisi PASOK'un ge- nel başkanlığma yeniden seçil- di. PASOK'un kongresinin ikinci ve son gününde, Papand- reu, genel başkanlık seçimine tek aday olarak katıldı ve alkış- lar arasında genel başkanlığa yeniden seçildi. Sosyalist lider, kongrenin ka- panış oturumunda yaptığı ko- . — nuşmada, Konstantin Mitsota- Andreas Papandreu, Yunan ana muhalefet partisi PASOK'un genel ? s ^ J S 1 İZÎl n !Sî™ başkanhğına yeniden seçüdi. PASOK'un 2. kurultaymda son seçimlerde iktidara geiecekierine inandığı- ahnan yenilgmuı nedenlerı araştınldı. Sert tartışmaların yaşandığı m beUnen Papandreu, merkez toplantdarda parti tabanı yönetimi suçladı. sağ ile ittifak seçeneğinin ihti- _ , m m m m m t m m m m m m m m ı m m m m m m m m ^ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ , _ _ — „ „ _ _ _ m ^ m m m _ m m m m _ _ _ _ m m m ^ m m . m m mal dışı bırakıldığını kaydetti. 1974 yılında Andreas Papad- reu tarafından kurulan PASOK, ilk kurultay çalışmalannı 1984 yüında yapabilmişti. PASOK, aradan geçen 6 yıldan sonra ikinci kurultay çalışmalanna ge- çen perşembe günü başladı. 1981 yılında Yunan halkının yüzde 48'inin desteğiyle iktidara gelen sosyalist PASOK, 1985 seçimle- rinde de yüzde 46 alarak iktidar- daki yerini korumuştu. PASOK tam 8 yıl iktidarda kaldı. tlk konudaki düşuncelerini sıralıyor ve tümü "özeleştiride" bulunu- yor. Bu Özeleştiriler PASOK'un son dört yıl içinde işlediği siya- si hatalarda toplanırken Iiderli- ğe, yürütme kurulunun 11 üye- sine ve 110 üyelik merkez komi- tesine açık suçlamalar yöneltili- yor... PASOK lideri Andreas Pa- pandreu, kurultay çalışmalannı açan konuşmasında işlenen ha- talar için "Piramidin en üst nok- SöVYETLER BİRLİĞI Yürütme Kurulu'nun en "popatcr" üyelerinden Paraske- vms Avgcrinos, "Bazıiannuz ik- tidan kendi malımız gibi gör- dük. PASOK'un son seçimlerde yüzde 40't yakın oy almış ohnası biitünüyle kendi hatamızdan dogmuştnr. PASOK yüzde 60 kadar bir anti PASOK akım ya- ratarak YDP'yi iktidara gettrmiştir" dedi. Keza popüler ve PASOK için- de "lidertik vasıflanna sahip" trendcn inmesine izin rermedi" dedi. PASOK şündi kendisine yeni bir çehre anyor. Dünyadaki ge- lişmelere paralel olarak değişme- ye kararh olan PASOK, kendi- sini ülke yönetimi için yeniden "alternatifsiz" hale getirmeyi amaçlıyor. Bu arada skandal olaylan ile ilgili soruşturmalar sürerken mısır-buğday skandalmdan ötü- rü 3 yıl 6 ay hapis cezasına çarp- tırüan PASOK eski Maliye Ba- kan Yardımcısı Nikos Athanaso- pıüos da bulunduğu Koridallos Cezaevi'nden PASOK'un kong- resine bir mesaj ikterek "Kong- reyi yoldaş dnygnlanyla sdamladı" ve PASOK'un verdiği "değişim mncadelesine katddığını" dile getirdi. PASOK kurultay çalışmalan- nı 20 kadar yabancı partinin temsilcileri de izledi. Ancak bunlann arasında SHP temsil- cisi yoktu. Bu konuda PASOK yetkililerine yönelttiğimiz soru- ya aldığımız yanıt, yine Kıbns sorunu ile bağlantılıydı. Buna göre SHP lideri Erdal Inönü- nün Atina'ya davet edilmesine oybirliğiyle karar verümişti. An- cak tam o günlerde Kıbns'm AT bâşvurusundan sonra Erdal lnö- nü'nün Yunanistan'ın tepkisine yol açan bir açıklaması, bu da- vetin kendisine iletilmesini ön- ledi. PASOK'un biı üst yetküi- si, "SHFyc karşı herkangi bir art nryetimiz yoktar. Ancak iç siyaset nedenieriyle Sn. İnönü'- ytt bn acıkhınnıw<aB sonra da- vet edemezdik. Nc de Sn. Inö- ni'den başka bir SHP iyndni davet etmcniz doğrn otnrdn" dedi. Ifeltşinlden Gorbaçov'a sert tepkiSovyetler Birliği Başkanı Mihail Gorbaçov'un, parlamentodan ek yetki istemesi, Rusya Federasyonu'nun sert tepkisine neden oldu. Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, bir bildiri yayımlayarak Rusya'nın egemenliğini korumak için her türlü önlemin alınacağını duyurdu. Dış Haberler Servisi — Sov- yetler Birliği parlamentosu Yük- sek Sovyet'te bugün oylanması beklenen piyasa ekonomisine geçiş programı üzerindeki tartış- malar sürüyor. Sovyetler Birliği Başbakan Yardımcısı Leonid Aballdn, Yüksek Soyyet'in, ra- dikal bir ekonomik reform programını kabul etmesi dunı- munda, hükümetin bunun so- rumluluğunu Ustlenmeyeceğini söyledi. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin ise, Sovyetler Birliği Başkanı Miha- il S. Gorbaçov'un ekonomik ka- rar alma konusunda parlamen- todan ek yetki istemesini şiddet- le eleştirerek Gorbaçov'un tale- bini 'kabul edilemez' olarak ni- telendirdi. Sovyetler Birliği Başbakan Yardımcısı Leonid Abalkin, Gorbaçov'un ekonomik danış- manı Abel Aganbegyan tarafın- dan hazırlanart ve Gorbaçov'un da desteklediğini açıkladığı pi- yasa ekonomisine geçiş progra- mını Rijkov hükümetinin kabul etmediğini söyledi. AA'nın ha- berine göre, Sovietskaya Rossia gazetesine bir demeç veren Abalkin, Aganbegyan'ın planı- nın ülkeye zarar vereceğine inan- dığım belirterek, Yüksek Sov- yet'in bu programı benimseme- si durumumunda, Rijkov hükü- metinin bu programın uygulan- masun ustlenmeyeceğini söyledi. SSCB başbakan yardımcısı, Yülcsek Sovyet'in, Aganbegyan programım benimsemesi halin- de, bu programın yürütülmesi sorumluluğunu da belirli bir odağa vermesi gerektiğini kaydetti. Leonid Abalkin, Sovietskaya Rossia gazetesine verdiği demeç- te, ülkede yıllardır oluşmuş bu- lunan üretim ve dağıtım tekelle- rinin kısa bir sürede dağıtılarak ülkede piyasa ekonomisinin tüm mekanizmalarıyla işlemesini sağlamaya çalışmanın yarar de- ğil zarar getireceğini kaydederek "Bunun için gunler ve aylar de- ğil, yıllar bile az gelebilir" diye konuştu. SSCB Başkanı Mihail Gorba- çov'un desteklediği Aganbegyan planı, Sovyet ekonomist Stanis- lav Şatalin'in, Rusya Federasyo- nu tarafından benimsenmiş bu- lunan '500 gün' planına davanı- yor. Bu planda, ülkede piyasa me- kanizmalanmn en geç 1,5 yü içinde işler hale getirilmesi ön- görülürken, hükümetin hazırla- dığı ekonomik reform planı bu geçiş sürecinin 5 yıla yayılması- nı öngörüyor. SSCB Başkanı Mihail Gorba- çov, Şatalin planmm, özellikle vergilendirme ve yasama önce- liğine ilişkin bölumlerini sakın- calı bularak Aganbegyan pla- nında bu bölümlerin yeniden ya- zümasım sağlamıştı. Yeltsın'den eleştiri Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin, Sovyetler Birliği Başkanı Mihail S Gorba- çov'un, ekonomik karar alma konusunda ek yetki istemesini şiddetle eleştirerek, bu isteği 'ka- bul edilemez' olarak nitelendir- di. Gorbaçov'un, cuma akşamı parlamentodan ek yetki isteme- sinin üzerine Rusya Parlamen- tosu'nun yayımladığı açıklama, önceki akşam Sovyet televizyo- nunda okundu. Rusya Federas- yonu Devlet Başkanı Boris Yelt- sin ve diğer parlamento üyeleri- nin imzasını taşıyan açıklama- da, Gorbaçov'un böylesine ge- niş yetkilerle donatılmasının ka- bul edilemez olduğu savunuldu. Açıklamada, "Rnsya'nın ege- menliginin ve anayasal düzeni- nin savnnalmasi için her türlü önlemin alınacağı" vurgulandı. Gorbaçov'a ek yetkiler verilme- sine ilişkin olarak Yüksek Sov- yet'e sunulan karar tasansı, baş- kana, serbest piyasa ekonomisi- ne geçiş dönemi boyunca ülke- deki mulkiyet düzenini ve ilişki- lerini değiştirme yetkisini tanı- yor. Gorbaçov'a ek yetkiler ta- nınmasına ilişkin tasarı da eko- nomik reform programıyla bir- likte bugün Yüksek Sovyet'te görüşülecek. POUI SORUNLAR ERGUNBALa Körfez'den Görüntüler... Önce herkesin en çok sorduğu, merak ettiği bir soru: Kör- fez'de savaş çıkacak mı? Bu sorunun yanıtı genelde karam- sar. Saddam Hüseyin, Kuveyt'ten çekilmemekte direnırse sa- vaşın çıkmasının kaçmılmaz olduğu görüşü egemen. Baş- kan Bush, Körfez'e halen 150 bin asker yığmış durumda. Yığınak devam ediyor. ABD Başkanı 'Eh ne yapayım. Sad- dam çıkmıyor. Efenditik bende kalsın" deyip 200 bin kişilik bir orduyu geri çekemez. Bu, siyasal yaşammtn sonu anlamına geleceği gıbı ABD için de büyük bir ftyasko olur. Öyle ise ABD, yığınağını tamamtar tamamlamaz Irak'a sal- dıracak mı? Bu görüşün giderek ağır bastığı gözleniyor. Ancak bura- da bir noktayı gözden kaçırmamak gerekiyor. Körfez'de kar- şılıklj yığınak devam ettikçe savaş tehlikesi de kuşkusuz ar- tıyor. Klasik deyişle barut fıçısına dönüşen bölgede büyük bir patlama için bir kıvılcım yeterli. Ama siyasal gelişmeler, ABD'nin askeri harekâtı başlatmasını zortaştıran ya da ge- ciktiren yolda ilerliyor. VVashington, olası bir savaşın ABD-lrak, başka bir deyişle ABD-Arap savaşı olmaması için askeri yı- ğınağını entemasyonalize etmeye çalışıyor. NATO müttefık- lerinden Mısır, Suriye gıbi Arap ülkelerinden Körfez'e müm- kün olduğu kadar çok asker göndermelerini istiyor. Bunu ya- parken de karar mekanizmasını dağıtmış oluyor. Başkan Bush, artık uygun bulduğu zaman Irak'a karşı bir askeri ha- rekâtı tek başına başlatamaz. Böyle bir kararı vermeden ön- ce Körfez'de askerleri bulunan İngiltere, Fransa, Mısır ve Su- riye'ye danışmak, onların onaylarını almak zorundadır. Böy- lece ilginç bir çelişki olarak Körfez'de çokuluslu askeri yığı- nak, bir yandan bir kaza savaşı olasıhğını arttınrken, öte yan- dan siyasal platformda tek yanlı savaş kararı alınmasını güç- leştirmekte, Beyaz Saray'ı frenlemektedir. • • • Diğer bir görüntü Arap dünyası ile ilgili. Suudi Arabistan1 ın Ürdün'e petrol sevkıyatını kesmesi ile Araplar arası kavga yeni boyutlara ulaştı. Urdün günlük petrol tüketimini oluştu- ran 70 bin varilin 30 binıni Suudi Arabistan'dan alıyordu. Kral Fahd, böylece, Irak'ı destekleyen Ürdün Kralı Hüseyin'den intikamını almış oldu. Irak'ı desteklemenin ekonomik fatura- sırlı ağır biçimde ödeyen diğer bir Arap lideri de Filistin Dev- let Başkanı Yaser Arafat. Körfez ülkeleri, FKÖ'ye artık hiçbir ekonomik yardım yapmama kararı almış durumdalar. Batıyı öfkelendiren, Körfez ülkelerinin de mali desteğıni yitiren Kral Hüseyin'le Yaser Arafat, giderek Irak liden Saddam Hüse- yin'e bağımlı hale geliyorlar. Bu arada Araplar arası örgütter de siyasal açıdan iflas et- miş durumdalar. Irak'ın Kuveyt'e saldırısı karşısında sessiz kalan "Körfez işbiriiği Konseyi" (Suudi Arabistan, Kuveyt, Ka- tar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman) tüm inan- dırıcılığını yitirdi. Mısır, Ürdün, Irak ve Yemen arasında bir ortak pazar ya- ratması öngörülen "Arap İşbiriiği Konseyi" de tarihe karıştı. • • • İran ise Körfez'de ansızın en "makbul" ülke durumuna gel- di. Herkes onun peşinde. ABD ve Batı, Irak'a karşı ambar- gcyu delmekten kaçınması için Tahran'a şirin görünmeye ça- balarken Irak ambargoyu delmesi için İran'a taviz üzerine ta- viz veriyor. Suudi Arabistan, Katar, Bahreyn ve BAE ise İran'ı artık düşmandan yOk, Irak'a karşı bir denge unsuru olarak görüyorlar. Tahran'ın çıkarı, Körfez krizinin uzaması ve ABD ile Irak'ın mümkûn olduğunca yıpranması doğrultusundadır. ^ani Körfez savaşı sırasında ABD ile Batı Avrupa'nın oynadı- ğı oyunu (hem Irak'ın hem de İran'ın yıpranması), bugün İran, ABD ile Irak'a karşı oynamaktadır. Bu nedenle bız, İran'ın ara sıra ABD'ye karşı cihat çağrısı yapmaşına karşın, krizde Irak- ın safına geçeceğini sanmıyoruz. İlginçtir, dini lider Ali Hamaney r m cihat çağrısı da ABD'nin Körfez'deki şimdiki yı- ğınağına karşı değil, gelecekte Körfez'de yerleşme tasarıla- rına karşı yapılmıştır. lran için önemli olan Körfez'de kendi ûstünlüğünün kurulmasıdır. Bu üstünlüğü tehdit eden ABD ile Irak karşılıklı birbirlerini ne kadar yıpratıriarsa, Tahran o denli memnun olur. • * • Ya Batı cephesinde ne var ne yok? Araplar kadar karışık olmamakla birlikte, onların da durumunun pek iç açıcı oldu- ğu söylenemez. Çok değil iki ay önce "Birleşik Avrupa", "dûn- yanın yeni güç merkezi" gibı deyişler Batı basınında sık sık yer alır, artık karar merkezlerinin VVashington ve Moskova 1 dan Brüksel'le Berlin'e kayacağı, ABD'nin geri plana düşe- ceği söylenirdi. Körfez krizi, bu övünmelerin biraz aceleci ve abartılmış olduğunu ortaya koydu. Körfez krizinde ortak bir polıtıka saptayamayan Batı Avrupa ülkeleri ABD'yi sözle des- teklemek ve VVashington'u seyretmekten ötede bir şey ya- pamadılar. Her kafadan bir ses çıktı. ABD, "Öyle ne duruyor- sunuz, biraz canlanın" deyince de toparlanmaya çabaladı- lar. Körfez krizinde, Avrupa birliğinin henüz uzaklarda oldu- ğu, güvenlik ve askeri konularda kararların, Brüksel ya da Bertin'de değil daha uzun bir süre Washington'da alınacağı ortaya çıktı. Özetle. Körfez bunalımı Arap birliği düşünü yıktığı gibi Av- rupa birliği hayaline de ağır bir darbe vurdu. BULGARİSTAN Sosyalist Partfde iktidar mücadelesir Iktidardaki Sosyalist Parti'nin kongresinde partinin yönetimini ele geçirmek için reformcularla muhafazakârlar arasında mücadele sürüyor. İki kanat da parti bölünürse iktidarın kaybedileceğini belirtiyor. SOYFA (AA) — Bulgaristan- da geçen haziran ayında yapılan secimlerden sonra iktidara gelen eski adıyla Komünist yeni adıy- la Sosyalist Parti'nin yönetimi- ni ele geçirmek için reformcular- la muhafazakârlar arasmdaki mücadele sürüyor. Sosyalist Parti Kongresi'nin ikinci gününde, partinin her iki kanadmın, sadece partinin bö- lünmemesi gerektiği, aksi tak- dirde iktidarın kaybedileceği ve Çekoslovakya örneğinde olduğu gibi "kadife bir devrimin" Bul- garistan için "faydasız ve tehükeU" olacağı konusunda an- laştıklan ifade ediliyor. Sosyalist Parti'den devlet baş- kam seçüen Aksomdre Iilov ön- ceki gün delegeleri uyararak "kadife devrimin" Bulgaristan- da kaosa ve kan dökülmesine neden olacağını söylemişti. Reformcu kanadın üyelerin- den Peter Emile Mitev, Sosyalist Parti'nin yaklaşık 1300 delege- sinin temelde merkezci bir görü- nüm sergilediğini, ancak yapısal reformlan kabul etmeye hazır olduğunu belirtti. Mitev, "Par- tinin bölünmesi paydasız ve teh- likeli olacaktır. OzeUikle ekono- mik ve sosyal krizde bulunan ül- ke üzMinde isdkrarsızuk yaratan bir nnsnr olacaktır" dedi. Muhafazakâr kanat delegele- ri ise, reform uygulanan partinin iktidan koruması ve muhalefe- tin büyük partisi Demokratik Güçler Birliği'ne (UDF) iktida- n terk etmemesi görüşünde bir- leşiyorlar. Bu arada, muhalefetteki De- mokratik Güçler Birliği'nin (UDF), eski Komünist Parti'de reforma gidilmesi konusunda kuşkulu olduğu belirtiliyor. UDFnin bir yetkilisi, Sosya- list Parti'nin reformlara gittnek yerine, sadece iktidan korumak istediğini söyledi. Yetkili, parti- nin temelinin muhafazakârlara dayanmasına rağmen, yönetim- de reformcuların bulunduğunu belirtti. öte yandan, kongre binasımn birkaç metre uzağında, yaklaşık 20 bin kişinin bir gösteri düzen- lediği bildirildi. 1947 yüında, Bulgaristan'da parlamenter rejimin sona erme- sine neden olan, Köylü Partisi Başkanı Nicolas Petkov'un ası- larak idam edilmesinin yüdönü- mü dolayısıyla düzenlenen gös- teride, "Kahrolsun komünizm" ve "Kahrolsun Sosyalist Parti" şeklinde sloganlar atıldığı be- lirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle