Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3
İran'a Sovyet
MIG-29 jetleri
• TAHRAN (AA) —
tran'ın SSCB'den satın
aldığı Sovyet yapımı
MIG-29 tipi geüşmiş savaş
uçaklannın Iran Hava
Kııvvetleri'ne katılmaya
başladıklan büdirildi. lran
telcvizyonunun kutsal
savunma haftası nedeniyle
gösteri yapan tran savaş
uçaklan arasında
görüntüJcrine yer verdiği
MIG-29'lann lran Hava
Kuvvetleri amblemi
tasıdıklan gözlendi.
De Klerk
ABD'de
• VVASHINGTON (AA)
— Güney Afrika Devlet
Başkanı EW.De Klerk,
Başkan George Bush'la
görüşmek için dün ABD'ye
gitti. De Klerk ABD'nin
Axıdrews Hava Üssü'ne
inişinden sonra yaptığı
açıklamada, yann Bush'la
yapacağı görüşmede,
CAfrika'daki gelişmeleri ve
ikili ilişkileri ele
alacaklannı belirtti. De
Klerk, "Ülkesinin her gün
büyüyen tam demokrasiye
bağlı olduğunu" kaydetti.
Klerides:• •
Uniter çözüm
imkânsız
• LEFKOŞA (AA) —
Rum Demokratik Birlik
Partisi (DİSİ) lideri Glafkos
Klerides, Kıbns'ta artık
üniter devlet çözümünün
mttmkün olmadığını
söyledi. Klerides,
Fileleftheros gazetesinde
dün yayudanan demecinde,
Rumlann geçmişte
düştükleri önemli hatalan
dile getirdL Glafkos
Klerides, Rumlann en
büyük hatasının, Zürih ve
Londra anlaşmalarını, tam
uygulama fırsatı vermeden
ve iki toplum arasında
güven havası yaratılmasını
beklemeden değiştirmeye
kalkması olduğunu bildirdi.
Klerides, "O zaman bizi
Yunan hükümeti de
uyarmış ve böyle bir
hareketin, hem siyasi hem
de askeri açıdan hatalı
olacağını bildirmişti. öyle
olduğu halde biz yine
anlaşmalan değiştirmeye
kalktık" dedi.
Kennedy ve
Kıbns
• LEFKOŞA (AA) —
ABD Senatörü Edvvard
Kennedy, Amerikan dış
politikasının Kıbns
sorununa daha büyük
önem vermesi gerektiğini
öne sürdü. Rum kaynaklara
göre, Kennedy BM Genel
Kurulu'na katılmak
amacıyla ABD'de bulunan
Rum yönetimi lideri Yorgo
Vasiliu'nun onuruna verdiği
yemekte yaptığı
konuşmada, Almanya'nın
birleşerek Berlin duvannı
yok ettikleri bu zamanda,
Kıbns'ta da kuzey ve
güneyin buluşması için yeşil
hattın kalkması gerektiğini
iddia etti. KKTC
Cumhurbaşkaru Rauf
Denktaş, dün Lefkoşa'da
yaptığı açıklamada,
Kennedy'nin Kıbns
meselesinden tamamen
habersiz olduğunu, bugüne
kadar tek bir Kıbnsh Türk
ile görüşmeyen ve sorunu
sadece Rum ve Yunan
lobisinden öğrenen
Kennedy'nin bu sözlerinin
doğal karşılanması
gerektiğini söyledi.
Aydınhk Yol
vûrdu
• LtMA (AA) — Peru'da
yönetime karşı mücadele
eden Maocu Aydınlık Yol
gerillalan, eski çalışma
bakanı Orestes Rodriguez
ve oğlu Oscar'ı, başkent .
Lima'nın kenar
mahallelerinden birinde
otomobilleriyle giderken
vurarak öldürdüler.
Rodriguez, eski başkan
Alan Garcia yönetiminde,
ciddi işçi ayaldamalanmn
olduğu 1987 yılında çalışma
bakanı olarak görev
yapmışü.
STASİ
doeyalan
• BONN (AA) —
Demokratik Almanya
lçişleri Bakanı Peter-
Michael Diestel. D.Alman
Gizli Servisi STASl'nin
dosyalannın açılması
durumunda ülkede 'bir
çeşit iç savaş cıkabileceğini'
belirterek. STASÎ'nin
casuslannın büyük
çoğunhığu için af
çıkanlmasını istedi. Diestel,
Federal Alman Bild Am
Sonntag gazetesi ne verdiği
demeçte, STASl
dosyalannın kamuya
açümasma karşı olduğunu
söyledi ve "bu bir kasırgava
yol açmakla kalmaz, bir
çeşit iç savaş çıkar.
Israilli askerin öldürülmesinden sonra Filistinlilere saldırılar arttı
Gazze'de IsraiJ baskısıFilistin WAFA Ajansı, İsrail askerleri ile
Filistinliler arasmdaki çatışmalarda 180
Filistinlinin yaralandığını duyurdu. İsrail
askerleri, Gazze'deki mülteci kamplarını
basarak tutuklamalar yapıyor.
Dış Habericr Servisi — Orta-
doğu'da tüm dikkatlerin Körfez
krizine yöneldiği bir dönemde,
bölgenin eski yarası da kanama-
ya devam ediyor. Geçen perşem-
be günü bir tsrail askerinin Gaz-
ze'deki bir Filistin mülteci kam-
pında öldürülmesinden sonra,
İsrail askerleri ile Filistinliler
arasmdaki çatısmalar alevlendi.
İsrail birliklerinin 200 kadar Fi-
listinliyi yaraladıklan bildirili-
yor. Doğu Kudüs'teki bir içişle-
ri bakanlığı bürosu yakıldı.
İsrail askerlerinin, Gazze'de-
ki Bureij mülteci kampına yan-
lışlıkla giren bir İsrail askerinin,
kampta bulunan Filistinlilerce
taşlanarak öldürülüp yakılma-
sından sonra önceki gün olay-
larda 180 Filistinliyi yaraladık-
lan, 800 Filistinliyi de gözaltına
aldıklan bildirildi.
AA'nın, Filistin Haber Ajan-
sı WAFA'ya dayanarak verdiği
habere göre, FKÖ lideri Yaser
Arafat'uı üst düzey danışmanla-
nndan Bassam Ebu Şerif önce-
ki gün yaptığı açıklamada, tsrail
askerlerinin Gazze'deki Bureij
mülteci kampında 180, Filistin-
liyi yaraladıklan nı, 800 Filistin-
liyi gözaltına aldıklannı, arama-
lann da devam ettiğini belirtti.
Ebu Şerif, "tsrail hükümetinin,
dünyaniD tamamen Körfez kri-
zi ile meşgul olmasının saglad-
ğı avantajdan, Filistin halkına
karşı terörist ptanlaruu uygula-
maya koymak için yarariandıgı-
nı" söyledi. Ebu Şerif,
nün, BM'deki temsilcisine, BM
Genel Sekreteri ile Gazze'deki
dunım konusunda temasa geç-
mesini bildirdiğini kaydetti.
Ebu Şerif, ayrıca Reuter
Ajansı'na yaptığı açıklamada,
"Önümüzdeki giınlerde İsrail
işgaline karşı direnişte gözle gö-
riiliir artış olacaktır" dedi. An-
cak Şerif, "Gözle görülür artış"
sözleriyle neyi kastettiği konu-
sunda aynntılı bilgi vermedi.
Filistinlilerce öldürülen Isra-
illi asker Amnon Pomerantz'ın
intikamı peşinde olan Israilü as-
kerlerin, Araplara ait araçlara
da saldırdıkları belirtiliyor. Re-
uter'in verdiği habere göre, işgal
altındaki topraklardan Israil'e
çalışmak için giden Araplann
arabalan Israilli askerlerin sal-
dınsına uğradı. Pek çok aracm
hasar gördüğü saldınlar üzerine
Araplann geri döndükleri kay-
dedildi.
Reuter, Bureij kampındaki
olaylann diğer bazı Filistinli
mülteci kamplanna da sıçradı-
ğını duyurdu. Verilen bilgiye gö-
re Mngnazi, Şati ve Hao Yunus
mülteci kamplarmda da Israilli
askerler ile Filistinliler arasında
zaman zaman çatışmalar yasa-
nıyor. Han Yunus kampında 20
yaşında bir Filistinlinin askerler
tarafından vurularak yaralandı-
ğı büdirildi. Cabalya kampında
da Israilli askerler, kendilerini
taş fırlatan Filistinlileri dağıt-
mak için göz yaşarücı bomba
attılar.
Kudüs'ün doğusunda bulu-
nan tsrail lçisleri BakanlığYna
bağlı bir büronun da yakıldığı
bildirildi. Reuter'in haberine gö-
re tahrip edilen büroda özellik-
Ie Filistinliler hakkında tutulan
kişisel dosyalar bulunuyordu.
Israilli Savunma Bakanı Mo-
şe Anıs, dün İsrail hükümeti-
ne, tsraiUi askerin öldürülmesi
ve bu olay üzerine gelişen catış-
malarla ilgili bilgi verdi. Reuter'-
in büdirdiğine göre Israil'deki si-
yasi gözlemciler haziran ayında
göreve geldiğinde orduya, Filis-
tinli direniscilere karşı yumuşak
davranmasını emreden Savun-
ma Bakanı Arens'in, sertlik van-
lısı sağ kanadın, tsraiUi askerin
öldürüldüğü Bureij kampındaki
tüm halkın cezalandınlması yo-
lundaki baskılanna boyun eğ-
meyeceğini belirtiyorlar. öte
yandan, yönetimdeki Likud
Partisi'nin, Musevilerin yeni yı-
h dolayısıyla tatilde olan parla-
mentoyu konuyu görüşmek üze-
re olağanüstü toplamaya çalış-
tığı kaydedildi.
İsrail Sağhk Bakanı Ehnd Ot-
mert de, bir Israilli askerin vah-
şice yakılarak öldürülmesi ola-
yının, "Yahudilerin soruştunna
açüacagı ya da yargılanacağı
korkusu olrnadan Filistinlilere
ateş ederek öldürmeieriııi hakh
luMıgım" söyledi.
'ABD BASKISINA SON' — Guney Kore'nin başkenti Seul'de, ABD karşıtı gösteri yapan öğrencilerle polis.önceki gün çatıştı.
Seul'ün merkezinde Amerikan baskısını kınayan oğrencilere polisin müdahale elmesi sonucunda çıkan çatışmada, öğrenciler
polislere gözyaşartıcı bombalarla karşılık verdiler. Polisle çatışan öğrenciler, VVoo'nun istifa etmesi yolunda sloganlar da attılar.
YUNANİSTAN
PAKISTAN
Bııtto
hakkında
yenî
suçlamaLAHOR (AA) — Pakistan^
da, Devlet Başkanı Gulam Is-
hak Han tarafından başbakan-
uktan azledilen Benazir Butto
hakkında suçlamalara bir yenisi
daha eklendi.
önceki gün politikacılann
telefonlannı dinletmekle suçla-
nan Bayan Butto, dün de La-
hor'daki bir özel mahkeme ta-
rafından yakınlanna haksız ka-
zanç sağlamakla suçlandı.
Pakistan Haber' Ajansı
APP'nin büdirdiğine göre mah-
keme yargıcı Raşit Aziz, Bayan
Butto hakkında aynı suçlama
ile düzenlenen iki dosyayı ince-
ledikten sonra kendisini 2
ekimde ifade vermeye çağırdı.
Devlet Başkanı Gulam Ishak
Han adına mahkemeye sunulan
dosyalardan birinde, Butto, Is-
lamabad'daki değerb bir arsa-
nın aile üyelerinden birine otel
yaptınnası için düşük fiyatla
verilmesini sağlamakla suçlanı-
yor.
Papandreu yeniden seçildidört yıllık iktidan döneminde
"çalışkanlığı" ikinci dört yıllık
ıktidannda ise "boşvermişliği"
ile tüm dikkatleri üzerine çek-
mişti. PASOK 1989 ve 1990 yıl-
lannda üst üste yapılan üç genel
seçimi de sağ eğilimli Yeni De-
mokrasi Partisi'ne (YDP) kap-
tırdı ve şündi ana muhalefet par-
tisi durumuna geçti. PASOK'un
kurultay çahşmalannda işte bu
"yenilgi" konusu derinlemesine
işleniyor. Çalışmalara katılan
PASOK'un 4 bin delegesi, bu
tasındaa alttaki en genis Ubanı-
na kadar herkesin sonnnlu
oMuguno" söylemışti... Papand-
reu'nun bu yorumu diğer dele-
geler tarafından kabul edilmedi.
Delegeler kendi yaptıkları
"özeleştirfleriııde" yenilgiden pi-
ramidin en üst noktasıyla bunu
çevreleyenlerin sorumlu olduk-
lan görüşünU savundular. Skan-
dal olaylan patlak verirken PA-
SOK hükümetinin büyük bir so-
rumsuzluk gösterdiğini ve skan-
dallara adı kansanlara PASOK
kişi olarak göriilen Kostas Sbni-
tis ise daha da ağır eleştirilerde
bulunarak skandal olaylanna
değindi ve PASOK hükümetinin
bundaki rolünü açıkça dile ge-
tirdi. Papandreu'nun bir zaman-
lar soylediği TASOK'nn siyase-
Üni betenmeyeııler PASOK'un
trenini terk etsin" yolundaki
sözlerini de eleştiren Simitis,
"^Ancak ba tremle koltok pe-
şinde koşufann yanı sıra soy-
guncalar, dalkavuklar da varth,
anu Iktklar sevdaa kimsenin bu
STELYO BERBERAKİS
ATtNA — Yunanistan'da
1981-1989 yıllan arasında baş-
bakanlık yapan Andreas Pa-
pandreu, partisi PASOK'un ge-
nel başkanlığma yeniden seçil-
di. PASOK'un kongresinin
ikinci ve son gününde, Papand-
reu, genel başkanlık seçimine
tek aday olarak katıldı ve alkış-
lar arasında genel başkanlığa
yeniden seçildi.
Sosyalist lider, kongrenin ka-
panış oturumunda yaptığı ko- . —
nuşmada, Konstantin Mitsota- Andreas Papandreu, Yunan ana muhalefet partisi PASOK'un genel
?
s
^ J S
1
İZÎl
n
!Sî™ başkanhğına yeniden seçüdi. PASOK'un 2. kurultaymda son seçimlerde
iktidara geiecekierine inandığı- ahnan yenilgmuı nedenlerı araştınldı. Sert tartışmaların yaşandığı
m beUnen Papandreu, merkez toplantdarda parti tabanı yönetimi suçladı.
sağ ile ittifak seçeneğinin ihti- _ , m m m m m t m m m m m m m m ı m m m m m m m m ^ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ , _ _ — „ „ _ _ _ m ^ m m m _ m m m m _ _ _ _ m m m ^ m m . m m
mal dışı bırakıldığını kaydetti.
1974 yılında Andreas Papad-
reu tarafından kurulan PASOK,
ilk kurultay çalışmalannı 1984
yüında yapabilmişti. PASOK,
aradan geçen 6 yıldan sonra
ikinci kurultay çalışmalanna ge-
çen perşembe günü başladı. 1981
yılında Yunan halkının yüzde
48'inin desteğiyle iktidara gelen
sosyalist PASOK, 1985 seçimle-
rinde de yüzde 46 alarak iktidar-
daki yerini korumuştu. PASOK
tam 8 yıl iktidarda kaldı. tlk
konudaki düşuncelerini sıralıyor
ve tümü "özeleştiride" bulunu-
yor. Bu Özeleştiriler PASOK'un
son dört yıl içinde işlediği siya-
si hatalarda toplanırken Iiderli-
ğe, yürütme kurulunun 11 üye-
sine ve 110 üyelik merkez komi-
tesine açık suçlamalar yöneltili-
yor...
PASOK lideri Andreas Pa-
pandreu, kurultay çalışmalannı
açan konuşmasında işlenen ha-
talar için "Piramidin en üst nok-
SöVYETLER BİRLİĞI
Yürütme Kurulu'nun en
"popatcr" üyelerinden Paraske-
vms Avgcrinos, "Bazıiannuz ik-
tidan kendi malımız gibi gör-
dük. PASOK'un son seçimlerde
yüzde 40't yakın oy almış ohnası
biitünüyle kendi hatamızdan
dogmuştnr. PASOK yüzde 60
kadar bir anti PASOK akım ya-
ratarak YDP'yi iktidara
gettrmiştir" dedi.
Keza popüler ve PASOK için-
de "lidertik vasıflanna sahip"
trendcn inmesine izin rermedi"
dedi.
PASOK şündi kendisine yeni
bir çehre anyor. Dünyadaki ge-
lişmelere paralel olarak değişme-
ye kararh olan PASOK, kendi-
sini ülke yönetimi için yeniden
"alternatifsiz" hale getirmeyi
amaçlıyor.
Bu arada skandal olaylan ile
ilgili soruşturmalar sürerken
mısır-buğday skandalmdan ötü-
rü 3 yıl 6 ay hapis cezasına çarp-
tırüan PASOK eski Maliye Ba-
kan Yardımcısı Nikos Athanaso-
pıüos da bulunduğu Koridallos
Cezaevi'nden PASOK'un kong-
resine bir mesaj ikterek "Kong-
reyi yoldaş dnygnlanyla
sdamladı" ve PASOK'un verdiği
"değişim mncadelesine
katddığını" dile getirdi.
PASOK kurultay çalışmalan-
nı 20 kadar yabancı partinin
temsilcileri de izledi. Ancak
bunlann arasında SHP temsil-
cisi yoktu. Bu konuda PASOK
yetkililerine yönelttiğimiz soru-
ya aldığımız yanıt, yine Kıbns
sorunu ile bağlantılıydı. Buna
göre SHP lideri Erdal Inönü-
nün Atina'ya davet edilmesine
oybirliğiyle karar verümişti. An-
cak tam o günlerde Kıbns'm AT
bâşvurusundan sonra Erdal lnö-
nü'nün Yunanistan'ın tepkisine
yol açan bir açıklaması, bu da-
vetin kendisine iletilmesini ön-
ledi.
PASOK'un biı üst yetküi-
si, "SHFyc karşı herkangi bir
art nryetimiz yoktar. Ancak iç
siyaset nedenieriyle Sn. İnönü'-
ytt bn acıkhınnıw<aB sonra da-
vet edemezdik. Nc de Sn. Inö-
ni'den başka bir SHP iyndni
davet etmcniz doğrn otnrdn"
dedi.
Ifeltşinlden Gorbaçov'a sert tepkiSovyetler Birliği Başkanı Mihail
Gorbaçov'un, parlamentodan ek yetki
istemesi, Rusya Federasyonu'nun sert tepkisine
neden oldu. Rusya Devlet Başkanı Boris
Yeltsin, bir bildiri yayımlayarak Rusya'nın
egemenliğini korumak için her türlü önlemin
alınacağını duyurdu.
Dış Haberler Servisi — Sov-
yetler Birliği parlamentosu Yük-
sek Sovyet'te bugün oylanması
beklenen piyasa ekonomisine
geçiş programı üzerindeki tartış-
malar sürüyor. Sovyetler Birliği
Başbakan Yardımcısı Leonid
Aballdn, Yüksek Soyyet'in, ra-
dikal bir ekonomik reform
programını kabul etmesi dunı-
munda, hükümetin bunun so-
rumluluğunu Ustlenmeyeceğini
söyledi. Rusya Federasyonu
Devlet Başkanı Boris Yeltsin ise,
Sovyetler Birliği Başkanı Miha-
il S. Gorbaçov'un ekonomik ka-
rar alma konusunda parlamen-
todan ek yetki istemesini şiddet-
le eleştirerek Gorbaçov'un tale-
bini 'kabul edilemez' olarak ni-
telendirdi.
Sovyetler Birliği Başbakan
Yardımcısı Leonid Abalkin,
Gorbaçov'un ekonomik danış-
manı Abel Aganbegyan tarafın-
dan hazırlanart ve Gorbaçov'un
da desteklediğini açıkladığı pi-
yasa ekonomisine geçiş progra-
mını Rijkov hükümetinin kabul
etmediğini söyledi. AA'nın ha-
berine göre, Sovietskaya Rossia
gazetesine bir demeç veren
Abalkin, Aganbegyan'ın planı-
nın ülkeye zarar vereceğine inan-
dığım belirterek, Yüksek Sov-
yet'in bu programı benimseme-
si durumumunda, Rijkov hükü-
metinin bu programın uygulan-
masun ustlenmeyeceğini söyledi.
SSCB başbakan yardımcısı,
Yülcsek Sovyet'in, Aganbegyan
programım benimsemesi halin-
de, bu programın yürütülmesi
sorumluluğunu da belirli bir
odağa vermesi gerektiğini
kaydetti.
Leonid Abalkin, Sovietskaya
Rossia gazetesine verdiği demeç-
te, ülkede yıllardır oluşmuş bu-
lunan üretim ve dağıtım tekelle-
rinin kısa bir sürede dağıtılarak
ülkede piyasa ekonomisinin tüm
mekanizmalarıyla işlemesini
sağlamaya çalışmanın yarar de-
ğil zarar getireceğini kaydederek
"Bunun için gunler ve aylar de-
ğil, yıllar bile az gelebilir" diye
konuştu.
SSCB Başkanı Mihail Gorba-
çov'un desteklediği Aganbegyan
planı, Sovyet ekonomist Stanis-
lav Şatalin'in, Rusya Federasyo-
nu tarafından benimsenmiş bu-
lunan '500 gün' planına davanı-
yor.
Bu planda, ülkede piyasa me-
kanizmalanmn en geç 1,5 yü
içinde işler hale getirilmesi ön-
görülürken, hükümetin hazırla-
dığı ekonomik reform planı bu
geçiş sürecinin 5 yıla yayılması-
nı öngörüyor.
SSCB Başkanı Mihail Gorba-
çov, Şatalin planmm, özellikle
vergilendirme ve yasama önce-
liğine ilişkin bölumlerini sakın-
calı bularak Aganbegyan pla-
nında bu bölümlerin yeniden ya-
zümasım sağlamıştı.
Yeltsın'den eleştiri
Rusya Federasyonu Devlet
Başkanı Boris Yeltsin, Sovyetler
Birliği Başkanı Mihail S Gorba-
çov'un, ekonomik karar alma
konusunda ek yetki istemesini
şiddetle eleştirerek, bu isteği 'ka-
bul edilemez' olarak nitelendir-
di.
Gorbaçov'un, cuma akşamı
parlamentodan ek yetki isteme-
sinin üzerine Rusya Parlamen-
tosu'nun yayımladığı açıklama,
önceki akşam Sovyet televizyo-
nunda okundu. Rusya Federas-
yonu Devlet Başkanı Boris Yelt-
sin ve diğer parlamento üyeleri-
nin imzasını taşıyan açıklama-
da, Gorbaçov'un böylesine ge-
niş yetkilerle donatılmasının ka-
bul edilemez olduğu savunuldu.
Açıklamada, "Rnsya'nın ege-
menliginin ve anayasal düzeni-
nin savnnalmasi için her türlü
önlemin alınacağı" vurgulandı.
Gorbaçov'a ek yetkiler verilme-
sine ilişkin olarak Yüksek Sov-
yet'e sunulan karar tasansı, baş-
kana, serbest piyasa ekonomisi-
ne geçiş dönemi boyunca ülke-
deki mulkiyet düzenini ve ilişki-
lerini değiştirme yetkisini tanı-
yor. Gorbaçov'a ek yetkiler ta-
nınmasına ilişkin tasarı da eko-
nomik reform programıyla bir-
likte bugün Yüksek Sovyet'te
görüşülecek.
POUI
SORUNLAR
ERGUNBALa
Körfez'den Görüntüler...
Önce herkesin en çok sorduğu, merak ettiği bir soru: Kör-
fez'de savaş çıkacak mı? Bu sorunun yanıtı genelde karam-
sar. Saddam Hüseyin, Kuveyt'ten çekilmemekte direnırse sa-
vaşın çıkmasının kaçmılmaz olduğu görüşü egemen. Baş-
kan Bush, Körfez'e halen 150 bin asker yığmış durumda.
Yığınak devam ediyor. ABD Başkanı 'Eh ne yapayım. Sad-
dam çıkmıyor. Efenditik bende kalsın" deyip 200 bin kişilik bir
orduyu geri çekemez. Bu, siyasal yaşammtn sonu anlamına
geleceği gıbı ABD için de büyük bir ftyasko olur.
Öyle ise ABD, yığınağını tamamtar tamamlamaz Irak'a sal-
dıracak mı?
Bu görüşün giderek ağır bastığı gözleniyor. Ancak bura-
da bir noktayı gözden kaçırmamak gerekiyor. Körfez'de kar-
şılıklj yığınak devam ettikçe savaş tehlikesi de kuşkusuz ar-
tıyor. Klasik deyişle barut fıçısına dönüşen bölgede büyük
bir patlama için bir kıvılcım yeterli. Ama siyasal gelişmeler,
ABD'nin askeri harekâtı başlatmasını zortaştıran ya da ge-
ciktiren yolda ilerliyor. VVashington, olası bir savaşın ABD-lrak,
başka bir deyişle ABD-Arap savaşı olmaması için askeri yı-
ğınağını entemasyonalize etmeye çalışıyor. NATO müttefık-
lerinden Mısır, Suriye gıbi Arap ülkelerinden Körfez'e müm-
kün olduğu kadar çok asker göndermelerini istiyor. Bunu ya-
parken de karar mekanizmasını dağıtmış oluyor. Başkan
Bush, artık uygun bulduğu zaman Irak'a karşı bir askeri ha-
rekâtı tek başına başlatamaz. Böyle bir kararı vermeden ön-
ce Körfez'de askerleri bulunan İngiltere, Fransa, Mısır ve Su-
riye'ye danışmak, onların onaylarını almak zorundadır. Böy-
lece ilginç bir çelişki olarak Körfez'de çokuluslu askeri yığı-
nak, bir yandan bir kaza savaşı olasıhğını arttınrken, öte yan-
dan siyasal platformda tek yanlı savaş kararı alınmasını güç-
leştirmekte, Beyaz Saray'ı frenlemektedir.
• • •
Diğer bir görüntü Arap dünyası ile ilgili. Suudi Arabistan1
ın Ürdün'e petrol sevkıyatını kesmesi ile Araplar arası kavga
yeni boyutlara ulaştı. Urdün günlük petrol tüketimini oluştu-
ran 70 bin varilin 30 binıni Suudi Arabistan'dan alıyordu. Kral
Fahd, böylece, Irak'ı destekleyen Ürdün Kralı Hüseyin'den
intikamını almış oldu. Irak'ı desteklemenin ekonomik fatura-
sırlı ağır biçimde ödeyen diğer bir Arap lideri de Filistin Dev-
let Başkanı Yaser Arafat. Körfez ülkeleri, FKÖ'ye artık hiçbir
ekonomik yardım yapmama kararı almış durumdalar. Batıyı
öfkelendiren, Körfez ülkelerinin de mali desteğıni yitiren Kral
Hüseyin'le Yaser Arafat, giderek Irak liden Saddam Hüse-
yin'e bağımlı hale geliyorlar.
Bu arada Araplar arası örgütter de siyasal açıdan iflas et-
miş durumdalar. Irak'ın Kuveyt'e saldırısı karşısında sessiz
kalan "Körfez işbiriiği Konseyi" (Suudi Arabistan, Kuveyt, Ka-
tar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman) tüm inan-
dırıcılığını yitirdi.
Mısır, Ürdün, Irak ve Yemen arasında bir ortak pazar ya-
ratması öngörülen "Arap İşbiriiği Konseyi" de tarihe karıştı.
• • •
İran ise Körfez'de ansızın en "makbul" ülke durumuna gel-
di. Herkes onun peşinde. ABD ve Batı, Irak'a karşı ambar-
gcyu delmekten kaçınması için Tahran'a şirin görünmeye ça-
balarken Irak ambargoyu delmesi için İran'a taviz üzerine ta-
viz veriyor. Suudi Arabistan, Katar, Bahreyn ve BAE ise İran'ı
artık düşmandan yOk, Irak'a karşı bir denge unsuru olarak
görüyorlar. Tahran'ın çıkarı, Körfez krizinin uzaması ve ABD
ile Irak'ın mümkûn olduğunca yıpranması doğrultusundadır.
^ani Körfez savaşı sırasında ABD ile Batı Avrupa'nın oynadı-
ğı oyunu (hem Irak'ın hem de İran'ın yıpranması), bugün İran,
ABD ile Irak'a karşı oynamaktadır. Bu nedenle bız, İran'ın ara
sıra ABD'ye karşı cihat çağrısı yapmaşına karşın, krizde Irak-
ın safına geçeceğini sanmıyoruz. İlginçtir, dini lider Ali
Hamaney
r
m cihat çağrısı da ABD'nin Körfez'deki şimdiki yı-
ğınağına karşı değil, gelecekte Körfez'de yerleşme tasarıla-
rına karşı yapılmıştır. lran için önemli olan Körfez'de kendi
ûstünlüğünün kurulmasıdır. Bu üstünlüğü tehdit eden ABD
ile Irak karşılıklı birbirlerini ne kadar yıpratıriarsa, Tahran o
denli memnun olur.
• * •
Ya Batı cephesinde ne var ne yok? Araplar kadar karışık
olmamakla birlikte, onların da durumunun pek iç açıcı oldu-
ğu söylenemez. Çok değil iki ay önce "Birleşik Avrupa", "dûn-
yanın yeni güç merkezi" gibı deyişler Batı basınında sık sık
yer alır, artık karar merkezlerinin VVashington ve Moskova
1
dan Brüksel'le Berlin'e kayacağı, ABD'nin geri plana düşe-
ceği söylenirdi. Körfez krizi, bu övünmelerin biraz aceleci ve
abartılmış olduğunu ortaya koydu. Körfez krizinde ortak bir
polıtıka saptayamayan Batı Avrupa ülkeleri ABD'yi sözle des-
teklemek ve VVashington'u seyretmekten ötede bir şey ya-
pamadılar. Her kafadan bir ses çıktı. ABD, "Öyle ne duruyor-
sunuz, biraz canlanın" deyince de toparlanmaya çabaladı-
lar. Körfez krizinde, Avrupa birliğinin henüz uzaklarda oldu-
ğu, güvenlik ve askeri konularda kararların, Brüksel ya da
Bertin'de değil daha uzun bir süre Washington'da alınacağı
ortaya çıktı.
Özetle. Körfez bunalımı Arap birliği düşünü yıktığı gibi Av-
rupa birliği hayaline de ağır bir darbe vurdu.
BULGARİSTAN
Sosyalist Partfde
iktidar mücadelesir
Iktidardaki Sosyalist Parti'nin kongresinde
partinin yönetimini ele geçirmek için
reformcularla muhafazakârlar arasında
mücadele sürüyor. İki kanat da parti
bölünürse iktidarın kaybedileceğini belirtiyor.
SOYFA (AA) — Bulgaristan-
da geçen haziran ayında yapılan
secimlerden sonra iktidara gelen
eski adıyla Komünist yeni adıy-
la Sosyalist Parti'nin yönetimi-
ni ele geçirmek için reformcular-
la muhafazakârlar arasmdaki
mücadele sürüyor.
Sosyalist Parti Kongresi'nin
ikinci gününde, partinin her iki
kanadmın, sadece partinin bö-
lünmemesi gerektiği, aksi tak-
dirde iktidarın kaybedileceği ve
Çekoslovakya örneğinde olduğu
gibi "kadife bir devrimin" Bul-
garistan için "faydasız ve
tehükeU" olacağı konusunda an-
laştıklan ifade ediliyor.
Sosyalist Parti'den devlet baş-
kam seçüen Aksomdre Iilov ön-
ceki gün delegeleri uyararak
"kadife devrimin" Bulgaristan-
da kaosa ve kan dökülmesine
neden olacağını söylemişti.
Reformcu kanadın üyelerin-
den Peter Emile Mitev, Sosyalist
Parti'nin yaklaşık 1300 delege-
sinin temelde merkezci bir görü-
nüm sergilediğini, ancak yapısal
reformlan kabul etmeye hazır
olduğunu belirtti. Mitev, "Par-
tinin bölünmesi paydasız ve teh-
likeli olacaktır. OzeUikle ekono-
mik ve sosyal krizde bulunan ül-
ke üzMinde isdkrarsızuk yaratan
bir nnsnr olacaktır" dedi.
Muhafazakâr kanat delegele-
ri ise, reform uygulanan partinin
iktidan koruması ve muhalefe-
tin büyük partisi Demokratik
Güçler Birliği'ne (UDF) iktida-
n terk etmemesi görüşünde bir-
leşiyorlar.
Bu arada, muhalefetteki De-
mokratik Güçler Birliği'nin
(UDF), eski Komünist Parti'de
reforma gidilmesi konusunda
kuşkulu olduğu belirtiliyor.
UDFnin bir yetkilisi, Sosya-
list Parti'nin reformlara gittnek
yerine, sadece iktidan korumak
istediğini söyledi. Yetkili, parti-
nin temelinin muhafazakârlara
dayanmasına rağmen, yönetim-
de reformcuların bulunduğunu
belirtti.
öte yandan, kongre binasımn
birkaç metre uzağında, yaklaşık
20 bin kişinin bir gösteri düzen-
lediği bildirildi.
1947 yüında, Bulgaristan'da
parlamenter rejimin sona erme-
sine neden olan, Köylü Partisi
Başkanı Nicolas Petkov'un ası-
larak idam edilmesinin yüdönü-
mü dolayısıyla düzenlenen gös-
teride, "Kahrolsun komünizm"
ve "Kahrolsun Sosyalist Parti"
şeklinde sloganlar atıldığı be-
lirtildi.