18 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 EKONOMİ 17 EYLÜL 1990 BORSA N O T L A R I ABDuRRAHMAN YILOIRIM Işte yeni bankerierimiz Yer Tbphane, Denizciler Sokağı. Bir ma- sa, bif sandalye, bir çanta. Masanın us- tunde hisse senetleri ve demet demet dli binlikbanknouar. Körfez knzinden sonra döviz ve altın da masalarm üstünde görül- raeye başlandı. Gayrimenkul ise az da olsa daha önceden beri alınıp satılıyor. "Hisse sa- tar, döviz alınm" sesleri "Her tıiıiü hisse se- neti satılır. Döviz alınır. Emlak, arsa sablır" ibareleri. Sandalyelerin yanında, arabalann içinde bu işi surdürenlerin sayısı hiç de az değıl. EUerinde telsizler, telefonlar. Sokağın içindeki iki ayn kahvede bu işi masalarda yu- rütenler de var. Bir de Tophane civarında borsaya yakın büro kiralayıp bu işi biraz da- ha ciddi yapanlar bulunuyor. tşte 8O'deki de- neyimdcn sonra 1990'daki yeni bankerlerimiz. Sokak borsası olarak bilinen bu piyasa- da, belediye zabıtasmda kayitlı 145 banker bulunuyor. Şimdi buna yenileri de ekleniyor. Tam 234 kişi daha. Böylece belediye zabıta- sına kayıth banker sayımız 400'e dayanacak. Geçen hafta içinde sokak borsasını tem- silen 10 kişi, Beyoğlu Belediyesi'ni ziyaret et- ti. Yeni başvuruları içeren 234 kişilik listeyi verdi. Belediye Başkan Yardımcısı yeni ban- kerlerin faaliyete geçmesine izin verdi. Ku- ralar çekildi ve her bankere bir numara verildi. Her ay 50 bin lira karşılığı, kendile- rine Denizciler Sokağı'na paralel Yuva So- kak tahsis edildi. Tek numaralar sağa, çift numaraların sola yerleştirilmesi uygun gö- ruldü. Yerleşme işi ise bu haftaya kaldı. Özellikle 1990 yılında sayıian çığ gibi bü- yüyen bu bankerlerimiz sadece kendilerinin belirttikleri isimle belediye zabıtasına kay- doluyorlar. Maliye ya da başka bir kamu ku- rumuyla herhangı bir ilişkileri bulunmuyor. 80 dönemi bankerleri gibi Maliye'ye başvur- mak zorunda değiller. Çok büyük çoğunlu- ğu serbest döviz piyasası Tahtakale'den gelme. Aynı yöntemlerle çalışıyorlar. Yeni bankerlerimizin faaliyette bulundu- ğu sokak borsasında hisselerle paralar arun- da takas ediliyor. Seyrek de olsa hisselerini tanıdık bankerlere satılması için bırakanlar da var, hisse senedi alması için para bırakan- lar da. Yeni bankerlerimizin kulağı çok de- lik. Körfez knzinden siyasi gelişmelere, ve ekonomiye şirketlere kadar her şeyi takip ediyorlar. Çunku en büyük sermayeleri bu. Bu bankerlerimizin kazancı hisse senedi alış ve satış fîyatj farkından oluşuyor. Genelde çok kazanıyorlar. Ama fıyatlann dUşüş dö- neminde elinde kâğıtla yakalananlardan za- rar eden de çıkıyor. Bir bankerin müşteri sayısı 15-2O"den baş- lıyor, 50-60'a kadar vanyor. Bu müşteriler arasmda Anadolu'dan gelenler de var. Ban- kerlerimizin hizmeti cumartesi-pazar resmi tatil günleri ve bayramlarda da devam ediyor. Borsa araa üyelerinin müşterilerine yeterli hizmet verememesinden doğan bu yeni ban- kerlerimiz şimdiye kadar önemli bir olum- suz icraat göstermediler. Arada bir, bir tanesinin piyasadan kaybolduğu oluyor. Bir- kaç yuz milyon lirayı takarak... Şimdilik iş- ler iyi gidiyor. Herkesin kazandığı bir piyasa, tıpkı 1980 bankerleri için başlangıçta işlerin iyi gittigi gibi. Ama bu piyasa her zaman böyle gider mi? Işler tersine döndüğü zaman ne olur? O zaman tarih tekerrür eder, bazı vatandaşlar paralannı kaybeder mi? Bu, geç- mişten alınacak derse ve alınacak önlemle- rin etkinliğine bağiı göruluyor. Karsh'dan 'İki ağustos^ yorumu Muharrem Karsh'nın borsa baskanüğı döneminde sık sık okuduğuniiz yorumlanna gö- revden aynlalı beri "ismen" rast- layamadık. 1987 ağustos krizinin içinde bulunan bir başkan olarak Karslı'dan bu ağustos krizuü yo- rumlamasını istedik. —Bagöıkü duınma 19S7 kri- dae beazetebiliyor mosMaz? —Bugünkü durum 1987'den o kadar farklı ki. Eğer 1987 ağus- tosunda bir Kuveyt krizi patla- saydı, borsa çok daha kötü du- rumda olurdu. 87'de fiyatlann 570 puana kadar düşüşü kasım ayı ortasını buldu. Eğer savaşla ilgüi bir kriz olsaydı bu düşüş çok daha kısa sttrede olurdu. Fiyat- lar tepetaklak giderdi. Bugün borsa üyeleri ve yatınmcılan Ku- veyt knzinden korkmuyor. Ama dünyanın her tarafinda fînans ka- pitali ûrkek ve korkaktır. Neden ttrkektir? Eğer ürkek olmasaydı gider fabrika kurardı. 3-5 milyar- hk portföy işletenleri bilirim, ama o bunu istemiyor. Param her zaman eiimde olsun diyor. Böy- le urkek bir kapitalin Kuveyt kri- 'Dealing Room' Sermaye pıyasasımn geüşmesiy- le borsa aracı uyeleri arasındaki rekabet şiddetleniyor. Muşteriye hızmetın ön plana gectiği bu or- tamda aracı kunımlar mekân, araç gereç ve sistem yönünden Batı'daki örnekleri gibi donan- maya başladılar. Bir araa kunım şirketinin kalbi diye tanımlana- bilecek dealingroomlar (işlem odaları) Turkiye'de de kuruluyor artık. Deha Menkul Değerler Merke- zi'nde aracı üyelerdeki ilk dea- lingroom olarak bilinen işlem odasını gördük. 8 kişinin çalıştı- ğı bu odada alım satım işlemleri gerçekleştiriliyor. Muşterilerden gelen emirler bıJgisayar süzgecin- den geçirilerek borsa brokerine iletiliyor. Borsadan da tahtalar- daki en iyi fiyatlar alınarak muş- terilere anında iletiliyor. Bu dea- lingroomdan muşteri olarak ya- rarlanabilmek için oncelikle bir hesap açtırılması ve şirketin "alım satım sisteminin" bilinmesi gerekiyor. zinden etkilenmea dogaldır, çok da etkilenmemiştir. Bu kadar etki de mutlaka ola- caktır. Kriz öncesi bin puanın üzerinde olan hisse senetleri fi- yatı şimdi 4 binin sonunda du- ruyor. —Borsanu izledigi sejrio bir düfif trcadi oM«|« Myteaebilir mi? —Hayır, düşüş trendi yok, ama bir dalgalanma trendi var. Tam kendisini toparlayacakken Meclis bir savaş yetkisi karan aiı- yor, haydi fiyatlar tepetaklak gi- diyor. Bush ile Gorbaçov anlaşın- ca yeniden yukan çıkıyor. Bir ta- rafta da borsada profıt taken ola- yını kazanç vasıtası yapan bir zümre var. 100 liralık artışta sa- tayım diye bekleyenler var. Çok kısa vadeli oyuncular var. Borsa- mn sürekli yukselmesini ve sttrek- li doşmesini bunlar engelliyor. Çok düştüğtt zaman alıyorlar, yükseldiğı zaman satıyorlar. Ne- den? Bunlar, sonunda fazia kor- kuiacak bir şey olmadığını bili- yorlar. Endeks düştü, düştü 4.200'lere kadar indi, millet alı- ma geçti. Neden? Çok düştü- ğünden krizden kimse korkmu- yor. Kuveyt'te savaş çıkar bilmem ne olur? Bundan etkilenmiyorlar. Onun için borsa ilk fırsatta ken- disini toparlıyor. Borsa 87 krizin- den çok şey öğrendi. Halk öğren- di, borsa personeli öğrendi, ara- cılar öğrendi, sokaktaki işporta- cılar da öğrendi. "Halkı ben koruyorum" I stanbul bugunlerde uluslar- arası bir finans merkezi ol- ) maya aday gosteriliyor. Bunun I için kıyı bankacılığına ılişkin ı çalışmalar yanında borsaya ; uluslararası nıtelik kazandıra- • cak duzenlemeler de gündem- de. Kamu kesiminin borsadan beklentisi yüksek. özelleştirme yapacak geniş kitleleri hisse se- \ nedi sahibi kılacak. Olası bir er- | ken seçimde vatandaşlar, kâğıt üzerinde de olsa bir gelir elde ettiklerinı duşunecekler. Bunun için bir zamanlar gazete ilanlan yoluyla vatandaşlar borsaya çağnldı. Televizyon programlan yapıldı. Bu dönerade borsa şir- j ketlerinın aracı uyelerin sayısm- da ve hisse senedi fiyatlannda "patlama yaşandı!' Hisselenen vatandaslann sayısımn 100 bin- UNUTULAN GREVLER lerden milyonlara ulaştığı tah- min ediliyor. Ama bir şey tam anlamıyla unutuldu "Yatınm- cının korunması." Bu konuyu Borsa Başkanı Yaman Törü- ner'e sorduğumuzda ilginç söz- ler duyduk. Bugunku durumun tespiti, geleceğe belge bırakması ve örgutlenmeye çalışan yatı- nmcılara ibret olması dileğiyle Törüner'in sözlerini aynen ak- tarıyoruz: "Borsanın yapısına bakınca aracı uyelerin genel kurulu oluşturduklan ve isteklerini bu- rada gerçekleştirdikleri görülür. Olaym bir başka tarafını oluş- turan şirketler ise kendilerini korumanın yolunu çok önceden bulmuşlar. Burada faaliyet gös- teren Kamu Ortakhğı tdaresi özel statUsıiyle kendisini sağla- ma aJmış. Ama yatınmcıları koruyucu bir şey düşünülnıemiş sistemde. Halkı koruyucu, ya- tırımcıyı koruyucu tek organ borsa başkanı. Onun için biz hep yatırımcının kornnmasına çalışıyoruz. Yatınmcınm söz sa- hibı olduğu, haklarıru aray'abU- digı, isteklerini kabul ettirebile- ceği hiçbir organ yok. Borsanın Disiplin Kurulu üyeleri aracılar arasından seçiliyor. Birbirleri- nin aleyhine karar çıkartma- mak ve ceza vermemek için uğ- raşıyorlar. Halkı ve yatırımcıyı koruyacak hiçbir kimse veya kurum yok. Sistemi böyle kur- muşlarî' Çifte denethn Hisse senedi piyasasına "çifte" denetim geliyor. Borsanın hızla gelişip yaygınlık kazanması sonucunda bir yan- dan SPK, öte yandan borsa, "işlemleri" ve "araa üyeleri" gözetim ve denetim altına alma- ya hazırlanıyorlar. Konuya Uişkin bilgi veren SPK Başkanı Mehmel Şükrii Tekbaş, sermaye piyasasına gü- ven yaratmak ve açıklık getir- mek istediklerini belirterek bu amaçla "gözetleme" faaliyetle- rini başlattıklannı bildırdi. Şim- dilik işlem defterlerinden bunu gerçekleştirdiklerini kaydeden Tekbaş, denetimin zamanla ar- tacağını ve oturacağını beh'rtti. Tekbaş "Burada amac mumkün oldnğu kadar manipulasyonu onlemektir. Aracı uyelerin ne alıp ne satüğını ve bnnu neden yaptığını izle>eceğiz. Gerekirse uyanda bnlunup sornştunna acacagız"dedi. Borsa da bir süre önce yönet- meliğinin 83. maddesinde yap- tıgı degişiklikle "Teftiş ve Kont- rol Kumlu Başkanlıgr'ru oluş- turdu. Başkan olarak atanan Emin Göndes, Ali Selek'i yar- dımcı alarak servisini kurmak uzere kollanru sıvadı. Borsanın Teftiş ve Kontrol Kurulu, hem borsa içi hem de borsa aracı uyelerini gözetleyip denetleye- cek. SPK tarafından izin alan araa uyelerin borsa üyesi olup olamayacaklan hakkında da görüş belirtecek. Biz gazeteci- lere iki kurumdan hangisinin daha etkin kontrol ve gözetim yaptığını izlemek ve sonra da yazmak düşecek. Çünkü piya- sanın denetime çok ihtiyacı var. 'Dört aydır dayanıyoruz' MERZÎFON — Kısa adı MERAY olan Merzifon Yağ Sanayi ve Ticaret A.Ş.'de 18 Mayıs 1990 tarihinde başlayan grev devam ediyor. Yüda 60 bin ton ayçiçeği işleme kapasiteli fabrikada 91'i kadrosuz olmak uzere 169 işçi çahşıyor. ö z Gıda lş Sendikası yapüan toplu iş sözleşmesi göriişmelerinde 550 bin lira ücret ve yüda 4 ikramiye istemiş, işveren ise 350 bin lira verince grev karan alınmıştı. ö z Gıda iş Sendikası Temsilcisi Scrdar Aslan, "İşveren bir hafta dayanamayacağımızı söylüyordu, dayanıyoruz işte" dedi. (Fotoğraf: Selahattin Başanr) Izmir'de'işten atıııa' furyası Son iki ay içinde İzmir'de Türk-Metal, Çimse-Iş ve Öz Gıda İş'in örgütlü olduğu 21 işyerinde, toplam 1124 işçinin işine son verildi. Özgıda-lş Ege bölge başkanı Özüdoğru, "Devlet özel sektöre kötü örnek oluyor" dedi. Iş-Seodika Servisi — İzmir'de son iki ay içinde Turk-lş'e bağlı Turk-Metal ve Çimse-lş ile Hak- lş'e bağlı özgıda-tş'in örgütlu bu- lunduğu 21 işyerinde, toplam bin 124 işçinin işine son verildi. AA'nın haberine göre Türk Me- tal Sendikası'nın örgutlu olduğu 16 işyerinde, toplu iş sözleşmesi goruşmelen öncesinde 932 işçi iş- ten çıkartıldı. Çimse-lş'in örgüt- lu olduğu Batı Anadolu'da 75, Çi- mentaş'ta 65, Çimtaş'ta 20, Çim- beton'da 14, Gramerit Mermer Fabrikası'nda 7 olmak üzere top- lam 181 işçi çıkartıhrken Özgıda- tş Uyesi 11 SEK işçisi toplu sözleş- me sonrası işten çıkartıldı. Özgıda-tş Ege Bölge Başkanı M. Ali Özüdognı "Devlel özel sektöre kötü örnek oluyor, otori- lesini calıştırdığı işçi lehine kullan- ması gerekiıken aksini yapnor. Turkive genelinde SEKten 203 iş- çi işten çıkartıldı"' dedi. • Edirne'de kurulu Murat Yapı Tekstıl AŞ'den toplusözleşme ön- cesi atılan işçilerden bir bölumü işe çağnldı. İşten çıkartılan 30 iş- çiden ll'i geri alınırken işçiler iş- verenin işçileri toplusözleşme zammından yararlandırmamak için işten attığını ve toplusözleş- menin başlamasından hemen son- ra asgari ucretle işe aldığmı savun- dular. Teksif Edırne Şubesi yetki- lileri "İşçi çıkarmaları için yasal olarak yapabileceğımiz bir şey yok" dediler. • Edremit Ortaş Orman Ürun- leri Sanayii'nde Petrol-lş'in 34 iş- çiyle başlattığı grev 15. ayını dol- dururken üretimin dışandan geti- rilen 25 işçiyle devam ettirildiği bildirildi. Bu konuda Petrol-lş Bandırma şubesinin açtığı dava- nın 28 eylülde yapılacak mahke- meyle sonuçlanması bekleniyor. • Çukobirlik Entegre tesisieri ve birliğe bağlı 13 kooperatifte çalı- şan bin 500 işçi adına Tezkoop-lş Sendikası'na yürütülen toplu iş sözleşmesi goruşmelen uyuşmaz- lıkla sonuçlandı. GÜZEL KONUŞMA (DİKSİYON) KURSU KAYITLARI BAŞLAMIŞTIR. BASIN MÜZESİ TEL:513 84 58 KEMAIJZMİN DRAMI VedaJ Nedim Tör 2. bası 2000 lıra (KDV içinde) Çağdaş Yaytnları Turkocaği Cad. 39-41 Ca^aloğtu-lstanbut Ödemeli gonderilmez. Hîsse senedi satışında patlama Bu yılın ilk 7 ayında hisse senedi satıslan geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4095 oranında arttı. Hisse senedinin toplam raenkul kıymet satışı içindeki payı ise yüzde 15'e yaklaştı. Geçen yıl ocak-temmuz. arasında bu oran yalnızca yüzde 1.7 olmuştu. ANKARA (AA) — Menkul kıymet alım satımında yetkili ku- mluslar tarafından 7 ayda pazar- lanan meokul kıymet tutan 49 trilyon 849 milyar 428.3 milyon li- raya ulaştı. Bu arada hisse senedi satışlannda büyuk patlama görul- dü. Hisse senedinin toplam men- kul kıymet satışı içindeki payı yüzde 14.9"a ulaştı. Geçen yılın ilk 7 ayında ise bu oran yalnızca yüz- de 1.7 olmuştu. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) verilerine göre geçen yıl ocak- temmuz döneminde 1J trilyon 801 milyar 735.5 milyon lira tutann- da olan menkul kıymet satışlann- da, bu yılın aynı döneminde yüz- de 261 oranında artış kaydedildi. 7 aylık dönem içinde bankacı- lar, araa kunımlar ve borsa ko- misyonculan tarafından en fazla satılan menkul kıymetler devlet tahvili, Hazine bonosu ve hisse se- nedi oldu. Bu dönemde, 24 trilyon 357 milyar 979.5 milyon liralık devlet tahvili, 14 trilyon 584 mil- yar 519.1 milyon liralık Hazine bo- nosu, 7 trilyon 445 milyar 116.8 milyon liralık da hisse senedi pa- zarlandı. ANKA'nın değerlendirmesine göre, toplam satışlar içinde devlet tahvilinin payı yüzde 26.6'dan yüzde 48.9'a yükseürken özd sek- tör tahvilinin payı yüzde 4.8'den yüzde 2.2'ye, Hazine bonosunun payı yüzde 54.5'ten yüzde 29.3'e, banka bonosu ve banka garantili bononun payı yüzde 0.8'den yüz- de 0.3'e, gelir ortakhğı senedinin payı yüzde 3'ten yüzde 1.6'ya, fi- nansman bonosunun payı yüzde 2.6'dan yüzde l'e ve dövize endeksli tahvilin payı yüzde 6'dan yüzde 1.8'e geriledi. Hisse senedi satışlannda bu yıl ocak-temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4095, devlet tahvili satışlannda yüzde 442.5, Hazine bonosu satış- lannda ise ytizde 116 oranında ar- tış gözlendi. Menkul kıymet satışlannın yüz- de 91.7'sini gerçekleştiren banka- lar, 7 ayda 45 trilyon 727 milyar 637.3 milyon liralık menkul kıy- met satışı yaptılar. Toplam salış- ların yüzde 27'si ise tş Bankası, Yapı ve Kredi Bankası ile Emlak Bankası tarafından gerçekleş- tirildi. Ocak-Temmuz döneminde 5 trilyon 45 milyar 814.2 milyon li- rahk menkul kıymet pazarlayan tş Bankası'm, 4 trilyon 782 milyar 744.6 milyon lira ile Yapı ve Kre- di Bankası, 3 trilyon 773 milyar 32.3 milyon lira ile Emlak Bankası izledi. Söz konusu dönemde aracı ku- rumlar tarafından 2 trilyon 513 milyar 284.3 milyon lira tutann- da, borsa komisyonculan tarafın- dan da 1 trilyon 608 milyar 506.7 milyon lira tutannda menkul kıy- met pazarlandı. Fonlar bütçeye girecek1991'de ilk aşamada Destekleme ve Fiyat Istikrar Fonu, Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu bütçeye alınacak. Fonların bütçe kesintileri en az yüzde 50 olacak. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Butçe acıklanrun olağanüs- tu boyutlara ulaşması, ardından bazı fonlann da acık vermeye baş- laması fon uygulamasının yeniden gozden geçirilmesı zonınluluğunu doğurdu. Fonlann 1991 yüı başın- dan itibaren kademeli olarak kon- solide bütçe içine alınarak yeniden "Hazine birliği" ilkesine dönul- mesi öngorulüyor. Üç önemli fon 1991 yılı başından itibaren bütçe kapsamına alınacak. Edinilen bilgiye göre bu yılki kaynak ve ödemeleri toplamı 4-4.5 trilyon lira olarak tahmin edilen Destekleme ve Fiyat Istik- rar Fonu (DEFlF, 2.5 trilyon li- ra), Kaynak Kullanımı Des- tekieme Fonu (Yaklaşık 1 tril- yon lira), Geliştirme ve Destekle- me Fonu (500-700 milyar lira) 1991 mali yılında konsolide büt- çe kapsamına girecek. Bütçeye bu fonlardan tahmin edilen gelirin yüzde 50'si oranında ödenek ko- nulacak ve yıl içindeki fon harca- malarında bu ödeneğin aşıl- marnası gözetilecek. Söz konu- su fonların kalan yüzde 50'lik ge- lirleri de bütçenin diğer har- camalannın finansmamna aktan- lacak. Ayrıca 1991 yılından itibaren Kamu Ortaklığı, Toplu Konut ve Savunma Sanayii Fonları dışında kalan tüm fonlar için de yeni bir inceleme yapılarak bunlann işlev- lerini yitirmiş olanlan tasfıye edi- lecek. Bir bölümü yıl içinde, bir bölumü de ilcriki. yıllarda kade- meli olarak konsolide butçe içine alınacak. R E K L A D U N Y A S I 1990: Reklamcılıkta kara yıl1990, reklam dünyası için kötü bir yıl olmaya aday. Brezüya ve Avustralya ekonomilerinin resesyona girmesi, Ortadoğu krizi ve Uzakdoğu ülkelerindeki bazı sorunlar dünya çapında reklam harcamalannı frenliyor. Merkezi tngiltere'de bulunan Saatchi&Saatchi reklam ajansı geçen yılın sonunda açıkladığı, 1990 yılında Avrupa ülkelerinin toplam reklam harcaması konusunda tahminini değiştirdi. 1990 yılında Avrupa'daki toplam reklam butçesinin 1989'a göre yüzde 11.5 oranında artacağinı tahmin eden şirket, geçenlerde yapüan bir açıklamasında artış oranımn yüzde 10.2 olacagını belirtti. Tahminlerde yapüan bu iskontoya gerekçe olarak da Ingiltere, Norveç, Hollanda ve Türkiye'nin çok kötü bir yıl geçirmeleri gösterildi. 1990 yılında reklam harcamalan açısından Avnıpa'nın en yüksek performans gösteren ülkesi İspanya olacağma benziyor. Ülkedeki sıkı para politikasına rağmen 2 yeni özel TV kanalımn devreye girmesi bu yılın ilk altı aylık bölümünde reklam harcamalannda yüzde 15.5'lik artış sağladı. Ispanya'mn dışındaki diğer Avrupa ülkelerinde ise toplam Uktslararası reklaın harcamalan 1990 için artş tahminleri İspanya 15 Tayvan 7 Japonya 65-75 Hong Kong 5 ingiltere 3 F.AImanya 3-4 Avustralya 1-2 Kanada 0 Breztlya (-20) harcamalar enflasyon oranlannın biraz üzerinde gerçekleşti. Son 10 yıhn en kötü günlermi yaşayan Avustralya'da ise toplam reklam harcamalan geçen yü yüzde 1-2 arasmda azaldı. Hong Kong'da ise altı ayda geçen yıla oranla değişiklik göstenneyen reklam harcamalanmn ikinci yarıda yüzde 5 civannda artacağı tahmin ediliyor. 1997'de Çin'e geri veriiecek olan Hong Kong'da reklam verenlerin 4 Temmuz 1989'daki Tienanmen Meydanı olaylanndan etkUendikleri belirtiliyor. Konut ve hisse senedi fiyatlanndaki düşüşlerden olumsuz etkilenen Tayvan'da ise geçen yü yüzde 23.6 oranında artan reklam harcamalanmn bu yü ancak yüzde 7 oranmda artması bekleniyor. Collor'un şok önlemlerinin etkisindeki Brezilya'da ise reklam harcamalannın geçen yıla oranla yüzde 20 dilşeceği sanılıyor. —Bu sabah Yaratıa Bölömün yeni fikirier üretmesini istemişti- niz... Şimdiyse onlann fikirierini reddediyorsunuz... . (Advertising Age/Bül Whitehead/27 Ağustos 1990) The European tyaşarısız' Ünlü tngiliz basın patronu Robert Maxwell'in büyük umutlarla yayımlamaya başladığı "Avrupa gazetesi" The European konusunda Ingiliz reklarnalan "olomsnz" değerlendirmeler yapıyor. lngiltere'nin büyük reklam ajanslarının medya müdürleri, gazetenin görsel niteliklermi beğenmekle birlikte, içeriğinden etkilenmediklerini belirtiyorlar. Advertising Age dergisinde yayımlanan bir habere göre J. Walter Thompson Co., McCann-Erickson, Backer Spielvogel Bates Worldwide ve TBWA ajanslannın genel müdürleri de reklamcüara The European gazetesini öğütlemediklerini söylüyorlar. JWT'nin medya mttdûrü Dominic Proctor, hedef kitlesi "tüm Baü Avrupaülar" olan gazete hakkında şu görüşleri savunuyor: "tngilterc'deki maştefileriniz, rcUam vennek istediklerinde tngiliz gazeteleri araanda istcdikleri gibi seçim yapabiliyorlar. Avrupa çapında bir muşterimiz oldugnnda ise The Earopean gazetesi isteklcri karşılamıyor." T E K N O L O J I V I T R I N I Yiyecekpaketlemede azot Paketlenmiş yiyeceklerin korunmasında, kimyasal maddelerin yerine sıvı azot kullanılabilecek. Bir Isveç firması olan Aga, paketleme işlemi sırasında sıvı azotu şınngalama için bir yöntem geliştirdi. Yöntem, hava aJmayan bir paket içinde korunan ve oksijenle bozulan tüm yiyeceklerde (örneğin fıstık, soslar, hatta kozmetikler) kullamlabilecek. Linject adlı bu yöntem başlangıçta içecekler için tasarımlanmıştı. Eksi 196°C sıcakhktaki bir miktar sıvı azot pakete eklendiğinde, sıvı azot buharlaşıyor ve hacmi 700 kere artıyor. Paket kapatılmadan önce buharlaşan sıvı azotun bir kısmı dışarı bırakılarak oksijenin dışarı atüması da sağlanıyor. Böylece yiyeceğin raf ömril uzuyor. Üstelik iç basıncın yüksek oluşu nedeniyle paketin dayanıkhlığı artıyor. içinkamera Sony'nin Steadicam JR adlı kamerası amatör sinemacılar için tasanmlanmış. Dengeyi sağlayıcı duzeni sayesinde amatörler de hareket halindeyken net çekim • yapabilecek. 579 dolar. 16 megabaytlık chip dönemi Siemens firması, 16 megabaytlık D-Ram bellek chiplerinin ilk örneklerini ürettiğini açıkladı. D-Ram (dinamik random) chipler, en önemli chip grubunu oluşturuyor ve bilgisayarlann açık olduklan zaman bilgiyi bellekte tutmalanru sağlıyor. 16 megabayt D- Ram, A4 boyutlannda 1000 sayfa daktilo yazısı kadar bilgiyi depolayabüiyor. Bu 142 milimetre kare büyüklüğundeki chipin üstünde 33 milyon komponent bulunuyor. Şu anda 1 megabaythk chipler yaygın olarak kullanılıyor. 4 megabaytlık chipler ise kısa bir süre sonra ticari kullamma girecek. Siemens, 16 megabayt chiplerin deneme üretimine başladıklanm açıkladı. Siemens firması ayrıca IBM Ue birlikte 64 megabaytlık chipin gelistirilmesi üstüne calışıyor. Fotokopi makinelerinde anzalara önlem Fotokopi makinesi üreticUerinden Rank Xerox firması, makinenin performansım değerlendirip potansiyel bozukluklan saptayabilen bir sistem geliştirdi. Bu hizmetten yararlanmak için fotokopi makinesini bilgisayara bağlamak gerekiyor. lelefon hattıyla yapüan bu bağlantıyla sistem bilgisayardan yararlanarak calışıyor. Fotokopi makinesinden toplanan veriler belli bir noktayı geçince, bilgisayar aygıtının bozulmaması için ne yapılması gerektiğini büdiriyor. Sistem, bugün için yalnızca Xerox 1090 ve 5065 modellerinde kullanüabiliyor. Fcpc-PC birlikteliği Bazı şeyler bir arada çok iyi giderler. örneğin hamburger ve patates kızartması. Şimdi bu listeye PC ve fax birlikteliğini de ekleyebüiriz. Ricoh firmasının geliştirdiği DX-1 donanım ve yazılım, bir bilgisayann faks ile birlikte çalışmasını sağlıyor. DX-1 faks uygulama programı sayesinde, kâğıt kullanmaksızın metin gönderip alabiliyorsunuz. îstediğinizde bu metinleri yazıcıyla kâğıt üstüne dokebiliyorsunuz. DX-1 donanımımn fiyatı 799 dolar; yazüımın fiyatı ise 275 dolar. Uçakyıkayan robot Arabanın elle yıkanması kabul edilebilir, fakat bir jumbo jetin elle yıkanmasında karşüaşılacak güçlükleri hayal etrnek büe oldukça sıkıntı verici olabüir. Havayollan firmalanmn, uçaklanm her ay bir kez yıkamalan gerekiyor, çünkü uçaklann üstünde biriken pislikler sürtünmeye yol açarak yakıt rüketimi verimini dttşurüyor. Japon Havayollan ve Kawasaki Heavy Industries firması 13 milyon dolar harcayarak bir uçak yıkama sistemi geliştirdiler. Beş bilgisayar operatörü, 16 robot yıkama ünitesini, 35 büyük fırçayı ve 17 televizyon kamerasımn sağladığı görüntülerden yararlanarak 80 dakikada bir jeti yıkayabiliyorlar. Bu temizliğin maliyeti ise 1300 dolar. Normal elle yıkama için ise 20 işçi gerekiyor, temizlik dört saat sürüyor ve maliyet iki misli oluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle