Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HABERLER
ULAĞANÜSTÜKURULTAYA DOĞRUSHP
17 EYLÜL 1990
'Sorun bölünmeden çözülmeli'
İç Potttika Servisi — SHP'deki olumsuz gelişmeler parti
tabanındaki örgOt yOneticilerini endiselendiriyor. tl, ilçe ve
belediye başkanlan seçimli kurullayda kimden yana tavır
koyacaklanru artık açıkça belirtirlerken bu tavrm partide
bölünmelere yol açmayacak bir anlayış içinde olması için
çaba gösterilmesini istiyorlar. tlçe başkanlarından bir kısmı
tnönü ile Baykal'm sosyal demokrat anlayışa uygun şekilde
ve demokratça yaklaştmlarda bulunarak sorunun çOzümünû
kurultaya bırakmalanm isterken eski SHP'liler de
"aynlığın" kaçınılmaz olduğuna dikkat çekip partinin iki
başlılıktan kurtulması gerektiği görüsünü dile getiriyorlar.
ramını yeterlice aktif savunama-
maktan kaynaklanan tıkaruklığı
gözler önüne sermiştir.
Partmizi bir an önce iktidar al-
ternatifı yapacağını söyleyerek
yönetime gelen arkadaşlarımız
parti hukukunu, yeterince işlete-
memişler, zaman zaman ve deği-
şik mekânlarda tüzük dışı işlem-
leri yapmaktan geri de kalmamış-
lardır.
Paklze O«er (SHP PM üye-
si) Genel Sekreterimiz Sayın De-
niz Baykal ve MYK bir sorumlu-
luk örneği göstererek istifa etmiş-
lerdir. Doğaldır ki bu sorumlulu-
ğun büyük bölümü sayın genel
başkanımıza aittir. Aynı davranışı
sayın genel başkanımızdan da
beklemek hakkımızdır.
Parti meclisi ile çalışamamak-
tan söz ediliyor. Yedi ayı aşkın bir
Y I I M Z (SHP Ankara
Milletvekili): 19 ağustos seçimle-
rinden sonra ve tabü ki seçim ye-
nilgisinin de sonucuyla partimiz-
de uzun suredir yaşanan tıkanık-
lık, iyice su yüzüne çıkrnış bulu-
nuyor. Sayın genel başkanımızın
kuruitayı çağırması, sorunun çö-
zümü için alınması gerekli kara-
nn nihayet ortaya konulmuş ol-
masının sonucudur.
Partililerimiz, parti içi hizipteş-
meden, birbirini sevmezliklerden,
tüm sosyal demokratlarla bir tur-
lü kucaklaşamamaktan zaten son
derece rahatsızdırlar.
Son seçimlerde ytizde 28 civa-
rında oy almış olsaydık basarüı
sayılacak mıydık? Bence hayır,
alınan seçim yenilgisi, partimiz-
de için için yaşanan sıleınüyı po-
litika üretemeroekten, parti prog-
süre birlikte çalıştıktan ve
Bayrampaşa seçim yenilgisinden
sonra bu olayın deklare edilmesi
sayın genel başkanımızın siyasi te-
merriidüdür.
Kaldı ki, sadece MYK ve PM
yaptığı veya yapamadığı her fii-
lin sorumluluğunu taşımakla kal-
madı; genel başkanımızın, zirve-
ye gitmekle, Yargıtay'm yaptığı
adli açılış törenlerine çağrısız ka-
tılmakla ve bu gibi sayılabilecek
partimize puan yitirici hareketle-
rin de hesabını vermek durumun-
da bırakjldı.
Partimiz bugün tarihi dönem-
lerinden birini yaşamaktadır.
Halk desteğini sağlayacak yeni
politikalara ulaşmak yeni yapüan-
ma ile olacaktır. Sayın Deniz Bay-
kal bu yeni yapılanmamn mima-
n olma nıtelik ve vasıflannı yete-
rince taşımaktadır kanısındayun.
Kadir G*kçe (Kırklareli Be-
lediye Başkanı): Olağanüstü ku-
rultayın görevi ortaya çıkan yö-
netimsel krize 1991 yıhnda top-
lanacak normal kurultaya kadar
bir çözüm bulmaktır. Kurultayın
bu tarihi görevi başarıyla yerine
getireceğine inanıyonız. Buna
yardımcı olacağız. Ancak parti-
de ağırhklı iki liderin başkanlık
için karşı karşıya gelmelerinin
parti için bir talihsizlik olduğu-
nu soylemek isterim. Partinin
kendi iç sorunlanyla kamuoyu-
nu meşgul etmesinin yarar değil
zarar getirdiği unutulmamalıdır.
SHP'de tnönü'nün de Baykal'ın
da kendilerine özgü üsluplan, ge-
çerli yöntemleri vardır. İkisinden
birini reddetmek mümkün değil-
dir. Çözüm kurultayda buluna-
caktır.
NHUfı Kanlu (SHP Kay-
seri II Başkanı): "Partimizin bü-
yük bir hızla derlenip toparlan-
maya ihtiyacı var. tstifalann par-
timizi gücsuz kılacağını sanmıyo-
rum. Bir süreden beri partimiz-
de politika kilitlenmiş gibi, bunu
.aşmak için bir şeyler yapmak ge-
rekiyordu. Sayın Baykal ve arka-
daşları sanırun bu yolu aşma
amacıyla görevlerinden çekilmiş-
lerdir. Bir süre parti içinde sıkıntı
çekileceği muhakkak. Ama par-
timizin zamanla bu sıkıntılan
asacağına ınaruyorum. Kişi ter-
cihimiz yoktur. Tercihimiz parti
çıkarları doğrultusundadır.
KasiM A M e a l z (Ağrı tl Baş-
kanı): Kurultay karan yerindedir.
tnönü-Baykal çekişmesi partinin
iç sorunlanndan kaynaklanmak-
tadır. Her ikisi de büyükluk gös-
tererek bu durumu sosyal demok-
rasi kurallarma göre, aralarında
sorun çıkartmadan, bu sorunla-
n parti tabanında bölünmeler ya-
ratmayacak şekilde demokratça
çözmelidirler. Kısacası kurultay
tıkanıklığın aşılmasında, ivme
kazaıulmasında ne kadar olum-
lu ise iç somnlarda sorun çıkma-
dan, bölünme tehlikesi yaşanma-
dan çözülmelidir. Dönüşü olma-
yan aynlıklar ne partiye ne de
sosyal demokrat tabanla sosyal
demokrasiye yarar sağlamaz.
Yılnutz Balutkal (Kartal
ilçe başkanı) — Beşinci Olağa-
nüstü Kurultay'a giderken de
ümitliydik. Bu kurultay, partiyi
kendi içindeki didişmelerden
kurtanr diye düşünüyorduk.
Ama olmadı... Şimdi Altıncı
Olağanüstü Kurultay'a gidiyo-
ruz. Ülkenin içinde bulunduğu iç
ve dış sıkıntılarının yoğun oldu-
ğu günlerde buna gerek var mıy-
dı? Düşünmeye değer...
Daha düne kadar sosyal de-
mokrat partilerde güçlü genel
sekreterliği savunuyorduk, bu
gün genel sekreterliği genel mü-
dür gibi görmek istiyoruz. Olmaz
böyle şey.... Sayın genel başka-
mnuza yakıştırılan protokol ge-
nel başkan görüntüsünün
sorumlusu da herhalde sayın ge-
nel sekreter değildir.
On yılda bir kesintiye uğratıl-
mış sorunlu demokrasimizde si-
yaset insaru kolay yetişmiyor.
Hiç değilse korumasını bilmeli-
yiz. Kaldı ki son derece birikimi
olan, halkın ve partililerin pek
çoğunun beğenisini kazanmış
olan bir Deniz Baykal hiç de ko-
lay yetişmiyor ülkemizde. Onu
bitirmekle, yok eunekle bu par-
tinin büyüyeceğine kesınlikle
inanmıyonım. Bu partinin ken-
. dini kanıtlamış önder insanlann
tümüne özellikle ihtiyacı vardır.
Ama biz hâlâ sen-ben kavgası
içindeyiz. Partiyi bu noktaya ge-
tirmeye hiç kimsenin hakkı ve
yetkisi yok. Partiyi ve Türkiye'-
yi kurtaracak politikalann cep-
lerinde olduğunu iddia eden
arkadaşlarımızın bunları kendi-
lerine saklamayarak partiye ka-
zandırmış olmaları gerekirdi.
Şimdi bu noktada, Sayın Ge-
nel Başkanımızın istemleri doğ-
rultusunda Sayın Deniz Baykal
aday oimaya zorlanabilir. Son
değerlendirme kendisine ait ol-
makla beraber aday olmahdır di-
yorum. Böylece partide var
olduğu artık sıkça söylenen iki
başlüık sona erer. Ancak kurul-
taydan çıkacak sonuca da herke-
sin saygılı olması gerekir.
En büyük üzüntüm, "lşte ge-
nel başkan-işte genel sekreter"
sloganıyla kurultayda simgdeşen
iki değerli insanın arasımn yapay
çelişkilerle açılmış olmasıdır.
Neeatl Arıkaa (SHP Eskişe-
hir Merkez İlçe Şekreteri): Kay-
bedilen yerel seçimlerden sonra
böyle bir kurultay kaçınılmaz ol-
muştu. Genel merkezdeki son du-
ruma olağanüstü kurultayla ke-
sinlikle demokratik bir çözüm
bulunacaktır. Bana göre kurultay
olumlu geçecek, alınacak karar-
lardan SHP kazançh çıkacaktır".
SÜRECEK
Yeni slogan ve
projelerüretemedik
SHP'nin duraganhğına çözüm
ararken bir tarih kesitini doğru
tahlil etmek ve hangi yokuşta
patinaj yapmakta olduğumuzu
bilmek zorundayız. Bugün
Türkiye'de kiminle konuşsanız
parti ve yöneticiler aleyhinde
yoğun eleştirilere tanık olursunuz.
f1kre< tmlV (Eski SHP
Genel Saymanı) "Türkiye'de
1970'li yıllarda tüm partiler
CHP'nin büyüklüğünden, ikti-
dara yürüyüşünden ve Ecevit'-
in üstünlüklerinden konusurdu.
Nerede, hangd mekânda, kaç
kişi biraraya gelirlerse gelsin,
bu görüntü değişmezdi. Herkes
bildiğine, duyduğuna on kata-
rak bu gelişmeye katkı yapar-
dı. Sağcı yurttaşlar dahi pişmiş
aşa su katmamak için özen gös-
terirlerdi. CHP, 1973 ve 77 se-
çimlerini bu atmosferde yaşa-
dı. Sonuç yüzde kırkbirdir. Par-
tiyi sloganlarla ve lideriyle ta-
rif etmek yeterli olmuştu. 1979
seçimlerinde ise hem CHP'yi
hetn Ecevit'i savunur duruma
düştük. Bir zamanlar Türkiye'-
yi dalga dalga saran Ak Gün-
ler sloganlarının yerini bir an-
da (Kayrnklar ve yoldar) cığlık-
lan aldı.
CHP iktidannın başansızlık-
lan HP-SODEP tartışmalanna
ve ardından SHP'nin iç kavga-
larına hep kaynaklık etti. Ece-
vit bu gerçeği çok önceden gör-
düğü için DSP'yi CHP'nin dı-
şında tutmaya büyük özen gös-
terdi. Dikkat edilirse CHP'nin
kuruluş yıldönumünü bizier her
yerde kutlarken, Ecevit unut-
muş gözuktü.
SHP'nin duraganhğına çö-
züm ararken bir tarih kesitini
doğru tahlil etmek ve hangi yo-
kuşta patinaj yapmakta oldu-
ğumuzu bilmek zorundayız.
Biz CHP'nin mirasını dürüst-
çe üstlenirken bu eleştiri ağını
yırtıp su yüzüne çıkarabileceği-
miz yeni sloganlar ve projeler
üretemedik. tlk hata bana gö-
re bu noktada başlıyor. Ikinci-
si güven bunalımıdır. Bugün
Türkiye'de kiminle konuşsanız
parti ve yöneticiler aleyhinde
yoğun eleştirilere tanık olursu-
nuz. 1970'li yıllann tam tersi
bir kampanya almış yürümüş-
tür. Tabü kişisel zaaflanmız,
hatalanmız, eksiklenmiz yanın-
da asü sosyal demokratlığımız-
dan neyi kastettiğimızi net an-
latamayışımız, 26 Mart seçim
sonuçlannın gereğini yerine ge-
tiremeyişimiz hep birer gerek-
çedir, ama asıl sorun kaybolan
güven duygusudur. Her kade-
mede birbirimize olan güven-
sizligimiz, her yerde sezildi ve
bu noktaya gelindi.
Şimdi yapılması gereken tek
şey, halkımıza ve örgüte güven
verecek güçlü bir atılım için 29
eylülü sıçrama tahtası olarak
kullanmaktadır."
GEÇMİS KURUUAY OLUR Kİ
FOTOGRAFTA KALDI—Yukandaki fotograf ocak 1990'da yapılan
tüzük kurultayında çekildi. Kurultay sırasında van >-ana gülerek el sal-
layan iki yoneücinin, aslında daha o günlerde ayn ayn noktalara duş-
tüklerini lnönü onceki gun tstanbul'da yapılan bölge toplantısında
acıkladı. "Tüm iyiniyetimle düşündüm, yaklaşüm.belkidüzeltebili-
rizdiye bekledim" diyen tnonü, folografın çekildiği kunılta>ın perde
arkastıu şoyle anlattı: "Yapısal eksikligi ortadan bir an önce kaldırmak
aslıoda uzun zamandır kaf amızda vardı. Astandaocakaymdald tüzük
kurultayını yapalım diye MYK'yagittiğim zaman onlardakabdlettik-
lerinde düşuncemde bu vardı. O kurultaydan genel sekreterimizle »n-
laşarak bir grubun egemenligi altında göninmeyecek bir PM çıkarabi-
lirizsandım." tnonu, bu kurultay sırasında kadın kotası gibiönemlidii-
zenlemeler sagladıklannı, bu nedenle açık bir çaüşmaya girmek iste-
raediğini de belirterek "Bu kurultay benim için amacına varmıştı" dedi.
K U R U L T A Y O Y K U L E R I
'İsmet İnönü'ye haksız eleştiri'
TBMM. Bütçe-Plan Karma
Komisyonu eski Başkanı
Yılmaz Alpaslan anlatıyor:
CHP bunahmh günler
geçiriyor. Sayın Ecevit, genel
sekreterlikten istifa etmiş,
ardından genel sekreterliğe
getirilen Sayın Şeref Baksık da
rahmelli İsmet lnönü
karşısmda tutunamamış ve
kurtuluşu isıifada bulmuşlu.
Benim de içinde bulunduğum
MYK, istifasım vermis, iiçüncü
olarak genel sekreterliğe
getirilen Kâmil Kınkoğht 'na
yeni bir "ekip" kurma olanağı
sağlamıştı.
Rahmetli Kınkoğlu,'
Sayın İsmet tnönü ile uyumlu
çalışabilmek amacıyla Mustafa
Ok ve beni listesine almamış ve
MYK adaylannı genel başkana
sunmuştu. Çünkü o günlerde
İsmet tnönü 'ye en sert ve biraz
da haksız eleştiri Ok ve benden
geliyordu. MYK listesini
inceleyen büyük insan, seçkin
devlet adamı ve örnek
demokrat lider, Kınkoğlu'na
aynen şunları söylüyor:
"Bu listede neden Mustafa Ok
ile Yılmaz Alpaslan yok?
Sebebini bilmek istiyorum..."
Rahmetli Kınkoğlu, biraz
mahcup ve üzgün bir üslupla:
"Paşam, Ok ile Alpaslan size
sert muhalefet yapıyorlar ve
sizi üzüyorlar. O nedenle
listeden çtkardım" deyince
tnönü aynen şunları söylüyor:
"Kırıkoğlu Kınkoğlu, aile
meclisi kurmuyoruz, CHP
karar organında
elbette bana
muhalefet edilecek ve ben
onları sabırla dmleyip
değerlendireceğim. Derhal
Mustafa ile Yılmaz '• listene
yaz!... " diyor. Biz de böylece
İsmet tnönü'nün son MYK
üyesi olma şeref ve gururunu
taşıma olanağım elde etmiştik.
NOTLAR
BaykaPın
adaylık
senaryoları
CELAL BAŞLANGIÇ
tstanbul'da SHP'nin yaşadı-
ğı "en uzun gün"ün her asama-
sında değişmeyen soruydu:
—Baykal aday olacak mı?
Bölge toplantısının hernen
ardından Deniz Baykal ve ya-
mndakilerin Maçka Oteli'nde
yaptıkları değerlendirme top-
lantısında, Bakırköy Belediye
Başkam Yıldınm Akrnna'run
Yeşilköy'de verdiği yemekte,
Zeytinburnu tlçe Başkanı tbra-
him Yiğit'in oğlunun sünnetin-
de herkes birbirine aynı soruyu
soruyordu. Dün sabaha karşı
bile otelin lobisinden odalara
taşınan kuliste Baykal yanlıla-
n adaylık değerlendirmesini
sürdürüyorlardı.
"Baykal'ın kurmaylan" Ad-
nan Keskin, Fuat Atalay, Halil
Akyüz, belediye baskanları, il-
çe başkanlan ve ddegelerle yap-
tıklan görüşmelerde de hep ay-
nı soruyla karsılaştılar.
"Baykakn" gnıpta yapılan ilk
değerlendirme, "Baskı gelmez-
se Deniz Bey geael başkanbğa
aday olmaz" biçiminde Böyle
bir saptama arkasından doğal
olarak "Ba\kal'a genel başkan
adayı olmanın yoüannı acmak"
sonucu çıkıyor. Bunun için de
öngörülen yöntem, "Deklaras-
yonla parti kamuoyunu Deniz
Baykal'ıo genel başkan adaylı-
gına angaje etmek" oluyor. tlk
aşamada "milletvekillerinin
deklarasyonu" var. "Baykalcı"
grubun beklentisi deklarasyona
imza atacak milletvekili sayısı-
nı 45'e çıkartmak. Arkasından
il başkanlannm ve delegelerin
deklarasyonu gdecek, belki de
belediye başkanlannm... Ama
belediye başkanlan konusunda
farklı görüşler var "kurmaylar"
arasında. özellikle bazı beiedi-
ye başkanlannm oy kaybettire-
ceğinden çekiniliyor.
"Kötü konjonktörde yaka-
landıgımı doşünüyorum."
Baykal'ın çevresindekiler li-
derlerinin bu değerl»"ndirmesi-
ne katıhyorlar. O zaman başka
bir soru geliyor gündeme:
—Böyle kötü konjonktürde
Baykal'ın genel başkan olma
sansı nedir?
"Baykakılar"ın delegasyon
listesinde yaptığı değerlendir-
meye göre Erdal Inönö'nun ge-
nel başkanlığı için oy kullana-
cak delege ile Deniz Baykal'a oy
verecek delege sayısı birbirine
hemen hemen eşit. Ancak
"ortada" olan 250 delege var.
Kimin genel başkan olacağını
da bu "yüzer gezer oy" sahibi
delegeler bekleyecekler. Bu kez
"Baykalcılar" ortada görünen
oyların ne yana kayabileceğıni
değerlendiriyorlar. Baykal'ın
aday olması durumunda
"ortada" olan delegelerin önü-
ne iki seçenek çıkıyor. Biri
"mocut statükoyu korumak",
diğeri de "degişimden yana ol-
mak." "Statükoyu korumak"
Erdal Inönü'nıin genel başkan-
lığı anlamına geliyor.
"Değişim" ise Baykal'ın genel
başkanlığı.
"Baykakn" cephede "değişim
rüzgârlan" nasıl esiyor?
Baykal'ın adaylığını koyma-
sı durumunda öne çıkacak olan
"değişim unsuru"nun içinde
"yeni anlayış, yeni karar, yeni
vitrin" gibi alt başlıklar var. Şu
anda Baykal'ın çevresinde olan-
lann beklentisi, "Gend ba$kan-
lıga aday oldum. Artık bu Uste
genel sekreter degil genel baş-
kamn listesi" diyerek bugüne
kadar "Baykal'ın göıüarüsönii
bozan bazı lodemli Baykala-
l*r"dan "fedakâriık istemesi."
Ardından da tsmail Cem'den
Ertuğnd Günay'a kadar parti
içindeki değişik odaklann ön-
de gelen adlarına giderek Bay-
kal'ın "Birlikte barekct edcüm"
önerisi gündeme geliyor. Böy-
lece "bizip başı" bir görüntü ye-
rine "parti içinde degişik k^i,
grup ve çevreleri kacaklayan bir
genel başkan adayı" görüntüsfl
oluşturulacagını beküyor Bay-
kal yanlılan.
"Degişim"in çerçevesi bun-
Iarla sınırlı değil. Bir de uzun
süredir üzerinde çalışılan "top-
lumsal projeler" var. Bunlar
kentleşmeden sanayileşmeye,
hatta özelleştirmeden "SHP
programının gûnceUeştirflıııea-
'ne kadar birçok unsuru içeri-
yor. Baykal, tnönü'nün düzen-
İediği toplantıda konuşurken
çevresindekiler "toplumsal pro-
je"leri de anlatmasım bekliyor-
lardı. Ancak salonun gerilimli
havası konuşmanın yönünü de-
giştirdiği için Baykal "toplum-
sal projekr"e değinmedi. lstan-
bul'daki konuşmasını da
"Baykalcılar" özellikle bu yön-
leriyle "Olumsuz ortamda iyi
bir performans göstennedi" di-
ye değerlendirdiler.
Yapılan değerlendirmede,
"değişim"in iki tehlikesi öne çı-
kıyor. Birincisi, "ortada" görü-
nen delegelerin "değişim"den
çok "statüko"ya yatkın olmala-
rı. tkincisi zamamn yetersizligi.
Deklarasyonlarla Bajkal'a bas-
kı yapılıp adaylığı sağlanacak,
parti içinde değişik unsurlara
ulaşılarak "göriinrü degiştirile-
cek", "toplumsal projder" parti
kamuoyuna ulaştırılacak ve de-
legeler Baykal'ın genel başkan-
lıgına angaje edilecek... Bütün
bunlar da 29 ekime kadar ya-
pılacak.
"Baykalcılar" cephesinde
şimdilik görünenler, yapılan he-
saplar, değerlendirmeler bunlar.
"Baykal aday olacak mı" soru-
su henüz "ortada" duruyor.
Aday olması durumunda yeni
bir soru gelecek gündeme:
—29 ekimde SHP'nin Genel
Başkam Erdal lnönü mü ola-
cak, yoksa Deniz Baykal mı?
önce tnönü'yle Baykal ara-
sında ipler kopmuştu. tstanbul
toplantısının ardından dünkü
tzmir toplantısında da tabanın
büyük bir gürültüyle çatladığı
çıktı ortaya. Bu koşullarda da
merakın odak noktası 29 eylül-
den çok SHP Edirne Millet-
vekili Erdal KaJkan'ın dediği gi-
bi bir gtin sonraya kayıyor:
—Ben esas 30 eylülü merak
ediyorum...
ESKİ SHP'LILER İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA
NE DİYOR?
Kurultayda
saflar
belirginleşir
Ummm Ok«»
•gla (tstanbul
Milletvekili
SBP Girişim
Kurulu üyesi):
Bu SHP'nin bir
iç sorunudur.
Siyaseten bir
partinin iç sorunları ile ilgili ola-
rak fazla yorum yapmak istemı-
yorum. Ancak geçmişte içinde yer
alacağımız bu yapının böyle gide-
meyeceğine dair aynlma gerekçe-
lerimiz, büyük oranda kanıtlan-
mıştır. Sorun dünyadaki toplum-
sal gelişmelere ve buna paralel si-
yasat değişimler doğrultusunda
bir düşünce tarzım geliştirmektir.
Toplumsal muhalefeti oluşturabi-
lecek, demokrasi güçlerini birleş-
tirecek ve insammız üzerindeki
korku ve tabulan yıkarak sorun-
lann çözümü için yeni yeni pro-
jeler üretecek böyle bir yapüan-
maya Türkiye'nin büyük gereksi-
m'mi vardır. Maalesef SHP ken-
disinden beklenen böyle bir geliş-
meyi gerçekleştiremedi ve yönet-
sel sorunlarla karşı karşıya kaldı.
İktidar boşluğu kadar muhalefet
boşluğunu da dolduracak yeni ya-
pılanma ve yeni anlayışlara gerek-
sinim doğdu. SHP kuruitayı bel-
ki yönetsel sorunları biraz daha
netleştirebilir. Amatonun ötesin-
de topluma yeni bir anlayış ve so-
runlann çözümüne yönelik poli-
tikalar sunamaz. Bu nedenle ku-
rultaydan toplumun beklentileri-
ne yanıt verecek bir tablo çıkaca-
ğını sanmıyorum. Kurultay ile ol-
sa olsa SHP içindeki bireysel he-
saplaşmalarda saflar daha belir-
ginleşir.
Hesaplaşma SıkıntısıİZMİR — Menderes Havaalanı ana baba gü- dan ayrılmıyor, Baykal'ı bekliyor. Politik deyiş-
nü. Otobüsler, otomobiller ve kamyonlar. Dört le bir taşla iki kuş vuruyor
bir yanda SHP flamaları, İnönü'nün renkli pos- VİP salonunda Deniz Baykal, kendisini kar-
terieri. şılayanlann tek tek elini sıkıyor, öpüşüyor. Göz-
VİP salonunun önünde iki-üç bin kişilik bir lerinde bir telaş, hey->can dikkati çekiyor.
topluluk var. Davullar dövülûyor. zurnalar kıv- — Hepinizi tanıyorum, örgüte güveniyonjm...
rak havalar çalıyor. Kadınlar, bıyıklı, kasketli er-
kekler kol kola zeybek oynuyor. Acaba Deniz Baykal genel başkan adaylığı-
Blucinli bir delikanlı, yanımıza yaklasıyortam nı İzmir'de mi, yoksa Ankarada mı açıklayacak?
bu sırada. Gömleğinin sol cebinin üstünde kü- Yoksa bu konuda açıklama yapmayıp susmayı
çük İnönü resmi takılı. Usulca kulağımıza eği- mı yeğleyecek?
liyor: ' izmir ve Ege, Baykal'ın kalesi. Ancak kale
— Ağabey, ne kadar isterdim Beethoven'ın burçları eskısi kadar güvenlı değil. Aslında sı-
3. Senfonisi çalınarak karşılansın İnönü. İşte, kıntı da buradan kaynaklamyor.
o zaman biz sosyal demokratlar ikiye, üçe ay- İnönü ve Baykal'ı karşılayanlar arasında bir
rılmazdık. Kimımiz davul zurnadan hoşlanıyor, ayrım yapalım istersenız...
kimimiz klasik mûzikten, olacak iş mi bu? İnönü'ye 200-250 araçlık bir konvoy, Baykal'a
Karşılıklı gülüşûyoruz... 25-30 araçlık bir konvoy eşlık ediyordu. İnönü1
Menderes Havaalanı'nda 200-250 araç kon- yü 3-5 bin kişi, Baykal'ı 150-200 kişi karşılamıştı.
voyu. Kimi ararsanız orada. Salt toplantıya çağ-
rtlı il başkanlan yok. Onlar "ötekı yakadan" ol- SHP tabanı İnönü'nün yanında hiç kuşkusuz.
dukları için istanbul'dan biraz gecikmeyle kal- örgütlerde görev alan, sahte Oye yazımlanyla
kan 09.25 uçağının yotcularını beklemeye he- ayakta durabilenler ise Baykal cephesinde göz-
nüz gelmemişler. Yolculan Deniz Baykal ve ar- üküyordu.
kadaşları. Saat 11.00 uçağtyla gelecekler İz- Yenişehir Kültür Merkezi'nin çevresinde yo-
mir"e. Gecikmeli 09.25 uçağı Erdal İnönü ve ar-ğun bir kalabalık. Baykal ve İnönü ayn ayrı ge--
kadaşlarını getinyor. liyor. Salonda bir uğultu. İl, ilçe başkanlan, de-
Gecikmeli 09.25 ucağ. alana indiğinde yer l e
9 e l e r
' b e t e d i
» B b a s k a n l a n
™«M
* *eriye gi-
gök inlemeye başlıyor: "*° \ „ . „
. . Salondakı topluluk salona gıren Deniz Bay-
— Başbakan Inönu, Genel Başkan Inonu... ^ a b û y u k t e p k i gösteriyor. Yuhalamalar, kar-
Bu arada pankartlar dalgalanıyor. Bir tanesi ş(
ı,Klı küfürleşmeler başjıyor. Topluluk, "Baykal
oldukça ilginç: jgfjf^ Başkan inönü" biçimınde gösteri yaDiyor.
— Sermayenın değil, emegin umudu Inönû... Daha sonra Inönü giriyor salona. Konfetı yağ-
muru altında güçlükle yürüyor. Deniz Baykal ve
Bir başkas^ şöyle: arkadaşlarının, İnönü yanlanndan geçerken
ayağa kalkmadıklan gözleniyor. İstanbul'dan
İzmir'de de İnönü büyük ilgi görüyor.
Kültür Merkezi'ne toplantı başlamadan ön-
— İnönü'yü seç, demokrasiye geç.
SHP'de taraflar keskin çizgilerle birbirlerin-
den ayrılmış artık. Neresinden bakarsanız ba-
kın 29 eylülde yapılacak kurultay SHP'de bir iç
lenek ve göreneklere son derece saygılı dav-
ranıyor.
İnönü'den sonra Baykal'ı karşılaşmaya giden
sosyal demokratların "ötekı yakası"nın kurmay-
lan, delege ağırlığıyia işi bitirmeye çalışanlar,
biraz sıkıntılı görünüyor. Son bir hatta içinde de-
ğişen dengeler onları bir hayti rahatsız ediyor.
Deniz Baykal ın uçağı alana saat 1150 de mı-
yor. il ve ilçe başkanlan, betediye başkanlan ço-
ğunlukta. Ancak Anakent Belediye Başkanı
Yüksel Çakmur, Karşıyaka Belediye Başkanı Ci-
han Türsen yok. Konak Belediye Başkanı An-
met Sanşın, İnönü'yü karşıladıktan sonra alan-
mavan il başkanına ilk tepki İnönü'den geldi:
— Bir il başkanı düşünün ki salonda disipli-
ni sağlayamıyor...
İnönü şoyle devam etti:
— Bu toplantının düzenlenmesi ve önlemle-
rinin alınması il başkanının görevidir. Gel ba-
kalım görevini yapmış mısın?..
İl başkanı yanıt verdi:
— Gerekli önlemleri almıstık, ama delege-
lerin dışında başkaları da gelmiş salona...
Erdal lnönü, önceki gün Istanbul'da yaptığı
konuşmasının bir benzerini yaptı dün izmir'de.
Kütahya'dan Ispartaya, Uşak'tan Denızli'yedek
Ege ve Batı Ege'nin il, ilçe başkanlan, delege-
ler, belediye başkanlan salona nasıl girdikleri
belirlenemeyen dinleyicileri İnönü'nün etkile-
diği bir gerçek.
Deniz Baykal'a gelince...
Sanki, "İstanbul'dan sonra niye geldim
İzmir'e" der gibi bir havası vardı. Orgütü, de-
legeleh elinde tutan bir genel sekreter belki
"dar kadrocu" bir anlayışın getirdiği bir ezıKlik
içindeydi. Bugüne dek genel başkan adaylığı-
nı 40 il başkanının, milletvekillerinin baskısına
karşınaçıklamayan Baykal, eski formundade-
ğildi. Ürkek ve çekingendi. Bakışlarında "ne-
reden nereye geldik" çizgisi giderek belirgin-
leşiyordu.
Erdal İnönü konuşmasını brtırdi, Baykal'ı kür-
süye çağırdı. Yuhalamalar, "Baykal istifa" te-
mposu salonu çınlatmaya başladı.
Baykal çaresizdi. Birkaç dakika bekledi. Son-
ra şoyle dedi:
— Bu şartlar attında konuşmam Sayın Ge-
nel Başkanım!
İnönü, protestoları önlemek için büyük çaba
gösterirken saloodakilere şöyle divordu:
— Oturun, gitmeyin, provokasyona gelme-
yin...
Sonra Baykal'a döndü:
— Siz de tahrik etmeyin...
Baykal'ın konuşması için gerekli ortam sağ-
lanmıstı. Oysa Baykal konuşmamakta direniyor-
du. Baykal topluluğa şöyle seslendi:
— Olağanüstü kurultayın ne kadar yanlış ol-
duğu burada, salondaki manzaradan da anla-
şılıyor...
Deniz Baykal kürsüden indi. Salon boşalma-
ya başladı. Genel Sekreter Yardımcısı Adnan
Keskin, yerinden fırlayıp sahnenin önüne gel-
di. Buradan İnönü'ye bağırmaya başladı:
— Allah kahretsin. Böyle genel başkanlık olur
mu? Partiyi mahvettin.
İnönü sadece gülümsedi. Daha sonra Bay-
kal, il, ilçe başkanlarına, delegelere bir çağn
yaptı:
— Balçova tesislerinde sizleri bekliyorum...
Bir kacış mıydı bu davranış biçimi, yoksa tak-
tik miydi?
Sanırız birkaç gün içinde anlaşılacak.
Dün İzmir'de yaşanan olaylar, Genel Başkan
İnönü'nün kesin ve açık tavrı, Baykal ve arka-
daşlarına yönelik tepkilerin altında yatan ger-
çeği yakalamak o denli zor değil.
Tüm bunların attııtda "takım oyunu"nun "dar
kadroculuk" anlayışı yatıyor.
Tabü görebiliyorlarsaL.
Birgün tercih
yapmciruz gerekirse
en iyisini seçin.
Materyal kalitesi, rafine dizayn...
Gözlükte fonksiyon ve stilin mûkemmel tryuma
Tüıkfye'de tüm seçkin optik mağazaJannda
Ttrtiy* gcnd dBtribatOrfl: TEKA TEKNtK CtHAZLAR SAN. VE TtC. A4.
MLTday Şcfik Bey Sok. No. 5 Kal. 2 D. 7 Gamfl^uyu/tsunbul Td: 151 27 73 (2 ht)