03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 9 AĞUSTOS 1990 Taşkışla'ya Şimdide Borsa Saldınsı! Taşkışla'nın bu kez borsa yapılmak istenebildiği görülüyor. Bu girişimin ardından da aynı sakıncaların, tarihsel eserin gene tahribi olasılığının doğacağı, ÎTÜ'nün haklarının çiğnenmesine devam edilmiş olacağı düşünülmüyor. Demek ki Taşkışla gibi tarihsel bir eserin korunabilmesi ile ilgili tüm çabalar ve yargı kararlarının özü bazı kişilerce hâlâ yeterince anlaşılmış değildir ya da anlaşılmak istenmemektedir. Prof .Dr. EROL KULAKSIZOĞLU Son gttnlerde basında çıkan haberlere göre Taş- kışla'yı 1985'te 49 yılhğına kiralayan Eska, binanın kullanım hakkını Maliye Bakanlığı kanalıyla bor- saya devretmeye çalışıyormuş. Eska'nın Taşkışla gi- rişimindeki sözde 25 milyar zararırun böyleükle bor- saya ödetilmesi gibi bir yola gıdilecekmiş. Borsa yö- netirai, Beşiktaş'taki tütun deposunun yanısıra şim- di de bu nedenle Taşkışla üzerinde dunnaya başla- mış ve şu günlerde ivedi bir karara varılacaknuş. Devletin 1 milyar liraya kiraya verdiği bir binayı 5 yıl sonra 25 milyara geri alması gibi bir şey (*). İptal karanna karşm... Taşkışla'nın otele dönüştürülmesi ile ilgili sözleş- me, bu konuda îdare Mahkemesi'nin iptal karan, iptal karan üzerine Eska'nın ileri sürdüğü tazmi- nat, bu girişimde Eska'nın iş riski konuları biribir- leriyle iç içe bir bütttn oluşturmaktadır. Taşkışla bi- nasının değınilen gerekçelerle borsa yapılması ha- beri de bu bütunun bir parçası haline gelmekte, tüm bu konularda bazı gerçeklerin dile getirilmesi ve ko- muoyu önünde bazı uyarmaJarın yapılması gerek- mektedir: • Hazine ile Eska arasındaki sözleşmenin özel ko- şullar bölümünde "turizm teşvik belgesi sağlana- mazsa bu sözleşme hükümsüzdür' şeklinde gayet açık seçim bir madde vardır. Bu madde sözleşme- nin çok önemli ve ilginç bir yanını oluştunnaktadır. Bilindiği gibi Îdare Mahkemesi, Taşkışla'nın otele dönuşturülmesiyle ilgili tüm işlemleri iptal etmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Ayrıca lstanbul Anakent Belediye Meclisi de Dalan zamanında sağlanan ve Taşkışla'yı otel olarak gösteren 1/5000'lik plan de- ğişikliğini iptal ederek Taşkışla'nın "İTÜ merkez bi- nası ve üniversite eğitirn tesisi, aynı zamanda kent bütününe hizmet edecek sanat ve kültür merkezi" olmasını karar altına almıştır. Bu koşullar altında Taşkışla, Îdare Mahkemesi karan ile kanıtlandığı gibi birinci sınıf tarihi eser olu$u nedeniyle otel işievi için tadil edilemeyecek, dolayısıyia otele dönüştürülemeyecektir. Nazım plan karan nedeniyle de otel ruhsatı verüemeyecek, bun- lann paralelinde 'turizm teşvik belgesi' alınamaya- cak, daha önce böyle bir belge sağlanmışsa geçer- siz sayılacaktır. Bu olayın başında, sözleşme yapılırken, Hazine ve Eska yetkililerinin birinci sınıf tarihi bir eserin otele dönüştürülemeyeceğini bilmemiş olduklan da herhalde düşünülmemelidir. Bu konularda yeterince deneyime sahip Hazine bürokratlan, sözleşme dü- zenleme buynığu ve zonınluluğu altında turizm teş- vik belgesi alınabilmesi, yani eşdeğer anlamda otele dönüştürme projesinin gerçekleşebilmesi koşuluna bağlı böyle bir maddeyi sözleşmeye dahil ederek ge- lecekte Hazine'nin olası zararlanm ya da bazı mev- zuat ve usulsuzlük hatalarını bir ölçüde giderebil- meyi öngörmüş olabilirler. Eska ise kendi yönün- den, böyle bir madde ile turizm teşvik belgesine bağ- lı ithalat ve büyük döviz, vergi iadesi avantajların- dan yararlanabilmeyi garantilemek istemiş olabılir. Öngörülmtiş sey ne olursa olsun, sonuç olarak alı- nan yargı ve plan kararları karşısında 'turizm teş- vik belgesi'nin varlığı artık savunulamamakta, Es- ka sözleşmesi 'hükümsüz' hale düşmektedir. Eska- nın borsa gibi bir kuruma kullanma hakkını devir durumu da artık söz konusu değildir. • Eska sözieşmesinin burada değinilen nedenlerle 'hükümsüz' hale düşmesi, otel girişiminin son bul- ması demektir. Buna karşın, Hazine ile Eska ara- sında sözleşmenin yünırlükte kaldığı sıradaki bir- takım ilişki ve yaptırımlar nedeniyle Eska'nın taz- minat talebi gibi bazı hesapların gündeme gelmesi ise çok doğaldır. Ancak tazminat konusunun çok- yönlü bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerekir. • Eska girişimi sırasında İTÜ zorlanmış, Taşkışla- nın boşaltılarak içindeki öğrencilerin yerleştirilmesi için Eska tarafından Ayazağa Kampusu'nda bina inşa edilmesi yoluna gidilmiştir. Ancak, İTÜ'nün mimarlık ve işletme fakülteleri gene de kent içinde kalacaktır. Aynca 2 fakülte, 2 enstitü, yabancı dil- ler okulu ve guzel sanatlar bölümü üniversitenin kentiçi binalarını kullanmaktadır. Bu şekilde, Taşkışla'daki öğrencilerin bir kısmı- nın nakledilmesi için kampusta inşa edilen binanın inşaat bedeli yalnızca 3.5 (üç buçuk) milyardır.. Iha- le yoluyla yapılan bu inşaat bedelini Bayındırhk Ba- kanlığı mı yoksa Eska mı ödemiştir, belirsizdir. Bu husus iyice incelenmelidir. • Eska'run bu inşaat dışındaki masraflan ve tazmi- nat hakkı daha tartışraa götürür niteliktedir. Eska proje ve rölöve masraflan yapmıştır. Ancak ldare Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma karanndan sonra proje faaliyetine hemen son verilmemiştir. Bu aşamadaki masraflardan tamamen Eska so- rumludur. • Tartışılması gereken bir başka konu da bu giri- şimde Eska'nın iş riski konusudur. Her ticari işte 'risk' unsuru vardır. Paha bicilmez tarihi değeri bir- yana, dünyanın en güzel bir noktasmda 52 dönüm arazi ve 25.000 m2 bina değeri olarak en azından toplam yaklaşık 500 milyarhk bir değere karşılık, yalnız birkaç milyarlık küçük bir gider riski çok do- ğaldır. Özellikle Taşkışla gibi bir tarihi eserin otele dönüştürülmesi konusunda daha başlangıçta büyük riskler vardı ve bu riskler bilinmekteydi. Nitekiıft, bu risklerin bilinci ile turizm teşvik belgesinin alı- namaması halinde sözleşmenin geçersiz kalacağı- nın öngörülmüş oluşu bu gerçeği açıkça kanıtla- maktadır. Mahkeme sonucunda bu olasılık gerçek- leşmiş, tarihi eserin otele dönüştürülemeyeceği ke- sinleşmiş, sözleşme düşmuştür. Bu durum, işin ba- şından beri bilinen ve sineye çekilmesi gereken nor- mal bir ticari olgu ve iş riski konusudur. 25 milyar gibi hayli abartılı görünen tazminat talebi, bu açı- dan da ele alınmalıdır. Bu cesaret kimden?! öte yandan Taşkışla'nın otele dönüştürülmesi gi- rişiminin iptali üzerine doğan tazminat hakları yal- nız Eska için söz konusu edilemez. Madalyonun öbür yüzü de vardır.. Eska'nın otelcilik girişiminin ne olursa olsun, gerçekleştirilebilmesi için İTÜ gi- bi bir üniversitenin elinden kırk yıllık merkez bi- nası alınmak istenmiş, üniversite, istemeye isteme- ye binayı terke zorlanmıştır. Dolayısıyia İTÜ'nün de bu girişim nedeniyle çok büyük zararları ve taz- minat haklan söz konusudur. Eska, daha proje ruh- satı bile almadan Taşkışla'nın boşaltılmasını iste- miş, bunun üzerine İTÜ yönetimi YÖK dahil türlü merciler tarafından baskı altına alınmış, Taşkışla içinde eğitim tüm yoğunluğu ile sürerken, binaya çepeçevre iskeleler kuruünuş, öğretim üyeleri ve per- sonelin çalışmakta olduklan odalara işçiler sokul- muş, camlar kınlarak pencerelere iskele payanda- lan çakılmış, doğramalar hırpalanmış, yaklaşık 700 m'*lik öğrenci yemekhanesi ve kürsü gmbu hoyratça yıkılıp yerle bir edilmiştir. Bodrum katta da yıkım- İara girişilmiş, taşıyıcı duvarlar oyularak zedelen- miştir. Bütün bunların yanı sıra Eska sözleşmesi nede- niyle yaklaşık 5 yıl süreyle Taşkışla için hiçbir ona- nm ödeneği verilmemiş, öncelikli onanm masraf- lan askıya alınmış, bina kendi haline terk edilmiş, binanın hızla yıpranmasına neden olunmuştur. Di- ğer yandan bina içten ve dıştan hırsızlık ve yağma- ya uğramış, som prinçten değerli duvar globu ar- matürleri boydan boya sökülüp yok edilmiş, tuva- letlerin tesisat donatımı ile lavabo ve aynaları ça- hnmıştır. Bu 5 yıl süresince Taşkışla içinde görev yapan öğretim üyeleri ve öğrenciler, binayı terke zor- lanırcasına yokluklar içinde bırakılmışlar, bir an- lamda kendilerine işkence uygulanmıştır. Bununla da yetinilmemiş, adalet kanalıyla haklanm arayan öğretim üyeleri vatan hainliği ile suçlanmış, kendi- lerine alenen hakaret edilmiştir. Sırf Eska'nın çıkan için İTÜ'nün uğratıldığı tüm bu maddi ve manevi zararlan karşısında oluşan İTÜ'nün tazminat hakları, Eska'nın ileri sürdüğü tazminat miktanmn kuşkusuz çok çok üstündedir. • Bu olayda tüm çözüm arayışlan, tüm arka çıkış- lann ne yazık ki yalnız Eska için oluşu üzüntü ve- riyor, hayret uyandınyor. Eska'nın tazminat tale- binin karşısında terazinin öbür kefesine İTÜ'nün haklan konmuyor. tTÜ'nün burada değinilen mad- di manevi zararlannın dışında, yanm yüzyıldan beri üniversite bütçesinden ayırdığı ödeneklerle Taşkış- la'yı ayakta tuttuğu, bakıp onardığı, böyleükle hu- kuken mulkiyetine dahi sahip olabilme hakkı ka- zandığı unutuluyor. • Taşkışla'yı otele dönüştürme girişiminde Eska- nın doğal iş riski kapsamındaki masraflannın borsa yönetimine ÖÜetilmek isterunesi şeklinde Eska le- hine çözüm arayışlan da ayn bir hayret ve ibret ko- nusu oluşturmaktadır. Borsa yönetiminin gerek Be- şiktaş'taki tütün deposu ve gerekse Taşkışla'yı ge- çici borsa yeri olarak kullanacağı, esas borsa mer- kezinin Maslak iş çevresinde düşünüldüğü, Taşkış- la'nın plan düzeninin ise borsa işlevi için elverişli olmadığı bUinmektedir. Bu nedenle bugün borsa yö- netiminin birden Taşkışla'ya yönelişi kuşka ile iz- lenmektedir. Bunun dışında, aynen korunacak birinci sınıf ta- rihi eser Taşkışla'nın borsaya dönüştürülmesi kök- lü iç değişiklikler gerektireceğinden, Taşkışla'nın bu kez borsa yapılması da tarihi eserin tahrip edilme- si anlamı taşıyacak, tekrar dava gereği doğacaktır. Ustelik tüm bunlara geçici borsa kullanımı için, da- ha doğrusu Eska'ya çözüm yaratmak için katlanıl- mış olacaktır. Borsa yönetiminin tüm bunlan enine boyuna iyi- ce düşünmesi gereklidir. Şayet Hazine'nin, bu otel girişiminde Eska'ya be- lirli bir tazminat borcu var ise bu küçük borç Tas- kışla üzerindeki büyük İTÜ haklan çiğnenerek ve İTÜ harcanarak ödenmemeli, İTÜ kurumu ve İTÜ'iüler Türk kamuoyu önünde daha fazla üzül- memelidirler. Sonuç Taşkışla gibi tarihsel bir yapının otele dönüştü- rülmesi ya da binada değişiklikler gerektirecek her- hangi bir başka işleve girişmenin, tarihsel eserin tah- rip edilmesi sonucunu doğuracağı artık kanıtlan- mıştır. Kültür, sanat, teknik, hukuk bu yargıda bir- leşmektedir. Hal böyle iken, tüm bunların gözardı edilerek Taşkışla'nın bu kez borsa yapılmak istene- bildiği görülüyor. Bu girişimin ardından da aynı sa- kıncaların, tarihsel eserin gene tahribi olasılığının doğacağı, İTÜ'nün haklarının çiğnenmesine devam edilmiş olacağı düşünülmüyor. Demek ki Taşkışla gibi tarihsel bir eserin korunabilmesi ile ilgili tüm çabalar ve yargı kararlarının özü bazı kişilerce hâ- lâ yeterince anlaşılmış değildir ya da anlaşılmak is- tenmemektedir. Ne yazık ki bu insanlar tarihsel eser korumayı, kültür mirasımıza sahip çıkmayı sanki bir yük, bir lüks olarak görmekte, öz evladını baş- ka birinin bakımına terk edercesine nasıl olursa ol- sun bu yükten kurtulmak istemektedirler. Bu tutum içinde olanlann Taşkışla gibi tarihsel bir eseri baslanndan atmaya çabalamalarına artık hiç gerek yok diyoruz. Çünkü biz İTÜ'iüler, zaten yanm asırdan beri bakıp yaşattığımız üniversitemi- zin simgesi merkez binamızı bundan böyle de terk etmemeye, onu kendi gücümüzle onarıp yaralannı sarmaya kararlıyız. Bu amaçla tüm İTÜ'lüler bir- leşiyoruz. Bu artık iyice bilinsin. Sayın Doktor ve Eczacılara Uçuk ve Genital Herpes tedavısmde S P E S I F I K A N T I V I R A L Asıvıral tablet ve pıyasaya sunulmuştur. krem 10 g <»5 Yurtoglu F A K S İ M İ LE Servis Güvencemizle Bilar Bilgi Araçlan Ticaret A.Ş. 9(1) 175 38 00 (4 Hal) T«< :9{4| 117 85 60 (* Htt) KUŞADASI HOTEL PALME Restaurant Cafe Bar turistik tesislerinde taksitle tatil olanağı 1 KİŞİ TAM PANSİYON 30.000.-TL. Not: 0-6 yaş grubu ucretsizdir Rezervasyon Tel: 9 (6366) 1246 KUŞADASI/GUZELÇAMLI (•) Ekonomik BOlten, 18-24 Hazıran 1990, Sayı 202, Hürri- yet, 29 Haziran 1990. û Örgüt-Devrlmcl Yoi ve örgûtsûzlûk •ü Ramlz Alla 11. Plenum konuşması özeti Klmln Içln Insan haklan •it Blreyselleşme sloganı 22. SAYI BAYİLERDE 18.4.1990-015491 ve 20.4.1990-35851 tarih sayüı G.Ç.B'lerin DFÎ fonu nüshalan kaybolmuştur. Geçersİ2dir. BALIKÇ1 AYAKKABICILIK TtC. VE SAN. A.Ş. YUZYUZE AtiDâ Dorsay 4000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğtu-lstanbul EVET/HMm OKtPS AKBAL ZorbalarOrtadanKalkmalı ' Hiç düşûnebilir miydiniz Atatûrk'ün ya da İnönü'oûn yanına bir yabancı devlet adamının belinde tabancasıyla girmesini? Protokol diye bir gerçek vardır Bir devlet başkanının odasına silahla girilmez! Böyle bir durum hiçbir ülkede görülmez. An- cak geri kalmış, ama çok geri kalmış toplumlarda yaşanır böyle bir durum. Kişiler güvenliğini sağlama almak için belinden sila- hını eksik etmez. Kovboy filmlerinde görürüz böyte şeyleri. Ama bir başbakanla, bir devlet başkanıyla görüşmeye gelen kişi — her kim olursa olsun!— silahını kapıdaki görevliye teslim etmek- zorundadır. O teslim etmezse elinden zorla alınır. Ciddiyetsizlik burada başlıyor Sonra başka ciddiyetsizlikler- le, tutarsızlıklarla sürüp gidiyor. Ülkemiz, güneydoğusunda pat- lak veren çok önemli bir olayta, bir savaş durumuyla karşı karşı- yadtr. Irak'ın zorbası Saddam Kuveyt'e saldırıp bu küçük ülkeyi bir günde ele geçirmiştir. Kuveyt bir iki günde yağmalanmıştır. Dünya bu olup bitti karşısında sesstz kalamazdı. Kalmadı da... Bu yazı çıkana kadar neler olur bilmiyorum. Belki Kuveyt'ın yar- dımına gelen ülkelerin silahlı güçleri, donanmaları sıcak sava- şa başlamışlardır bile! Ciddiyetsizlik, Bay Turgut Özal'ın tutumunda bütün önemiyle görülüyor. Sanki Türkiye bir başkanlık yönetimindeymiş gibi! Bay Ozal altmış milyona yaklaşan ülkemizin tek egemeni, tek sorum- lusu kesilmiştir. Devrede ne hükümet var, ne Başbakan var, ne TBMM var ne de gorüşü alınan bir muhalefet var! Bay özal ona buna telefon ederek, onu bunu kabul ederek belindeki silahıyla yanına gelen Iraklı devlet adamının tehdit edici sözlerini dinle- yerek Türk ulusunun yazgısını yönlendirmektedir. Anımsamak gerekir. 1974'teki Kıbrıs Barış Harekâtı'na girişil- meden önce dönemin Başbakanı bütün muhalefet partilerinin liderlerini kabul etmiş, kendileriyle durumu tartışmış, görüşleri- ni almıştı. Kıbrıs Barış Harekatı tüm halkımızın desteğini kazan- mış ise, bu harekât başarılı olmuş ise, bunda ülkemiz halkının iktidarıyla muhalefetiyle tam bir birtik içinde olmasının etkisi bü- yüktür. Oysa Bay Özal kendi seçtiği başbakanı, Bakanlar Kurulu'nu dışlayarak, muhalefeti görüşme dışı tutarak tek başına karar ver- mekte, görüşmeler yapmakta, ülkemizi bir serüvenin eşiğine ge- tirme tehlikesiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Olaylar hızla gelişiyor. Önceden olup bitecekleri görmek ola- nakstz. Körfez ülkeleri, Saddam'ın savaş deneyiminden geçmiş, en etkili silahlarla donatılmış ordusunun gözü dönmüş çılgınlı- ğının tutsağıdır. İran'la sekiz yıl savaşan, yine de hiçbir yararlı sonuç elde edemeyen, ama bir milyona yakın ölü veren Irak, da- ha doğrusu eli silahlı Saddam bir uçurumun önündedir Zorba- lıkla hiçbir çözüme varılmayacağını bilmek istemiyor. İran karşı- sında büyük zafer kazandığı hayaliyle —ki böyle bir durum yok— kendini Ortadoğu'nun sahibi saymaktadır! Denecek ki Kuveyt gibi ülkeler de zorbalık yönetimi altında de- ğiller mi? Kuveyt emirinin ülkesinde ne insan haklan var; ne de- mokrasi, ne eşitlik! Çağdışı bir ülkedir Kuveyt... Bütün görkemli görûnüşüne bakmayın; Şeyh El Sabah dünyanın en büyük zen- ginlerden biri olmuşsa bunu halkının yoksulluğuna borçludur. Böyle şeyhlerin ortadan kalkması elbette ki halkların yaranna olacaktır. Ama Saddam gibi zorbalann eliyle olmamalı Arap ül- keleri haiklarının gerçek kurtuluşa kavuşmaları... Şimdi, El Sa- bah'tan Saddam'ın zorba yönetimine geçmişse, bundan Kuveyt halkı ne kazanır! Olsa olsa binlerce ölü, on binlerce yaralı, Irak güçlerine tutsaklık, kölelik... Ozalia görüşmeye gelen Taha Bey'in cakalı tavırları; her an elini silaha atabilecek kovboy davranışları kimseyi korkutamaz. Hele Türkiye'yi hiç!... Biz barıştan yanayız. Halkların şunun bu- nun elinde harcanmamasını isteriz. Atatûrk'ün 'Dünvada barıs ülkede barış' ilkesinin savunucusuyuz. Saddam gibi çılgmların, El Sabah gibi çağdışı şeyhlerin ortadan kalktığı, kaldırıldığı bir banş ve demokrasi dünyasının kurulmastndan yanayız. KİTAP SEVENLERE "BABIÂÜ'de Gazetecileri 'Saygın İnsan' Kimin Nesi Yaptı?" Eserimden edinmek isteyenlere posta masrafı da bana ait olmak üzere parasız armağan etmek istiyorum. Elimde 4.000 kadar mevcudu var. İstemekte acele ediniz. Adres: Şinasi Nahit Berker Emek 4. Cad. 148/10 Ankara 1 Akbank'tan-Akbilanço Akbank'ın 6 ncı ay sonu itibariyle mukayeseli bilanço ve kâr-zarar rakamlan aşağıda açıklanmıştır. Bilançodaki kâr rakamlan tamamen bankacılıkfaaliyetlerinden sağlanmış olup, içindeportföy ve gayrimenkul satışından kaynaklanan herhangi bir gelir bulunmamaktadır. Karşılaştırmalı Bilanço AKTTF 30.6.1989 30.6.1990 Kâr / Zarar Tablosu GEÜRLER 30.6.1989 30.6.1990 Nakit Değerler Kanuni Karşıhklar Hazine Bonolan Krediler İştirakler Sabit Kıymetler Diğer Aktifler 1.616.213.529.583. 1.527.282.719.187. 755.709.245.642. 994.647.950.696. Faiz Gelirleri Faiz Dışı Gelirler 732.410.816.135. 1.026.293-28.672. 432.232.163.174. 928 564.02^^24 ; 698.200.530.005. 858.579213300. TOPLAM 1.164.642.979.309. 1.954.857.756.396. 1.423.731.574.029. 2.999.007.418.648. GIDERLER 171.223.094.682. 325.497.245.692. 190.989.372.655. 325.512.548.152. Faiz Giderieri Faiz DÎŞI Giderier 559.266.271 332. 6l6.702.022.408 491.115.832.016. 1.046.692 ^43.659. 1.141.092.645.698. 1.489H 7 .214.518. TOPLAM 1.050.382.103.348. 1.663.454.766.067. TOPLAM 5.997.I59.992.294. 8.519.644.310.193. PASİF Vergi Öncesi Kâr Vergi Karşıhğı 114.260.875.961. 291.402 990.329.* 19279.718.532. 21.892 500.000;. Mevduat Alınan Krediler Vergi Karşılığı Diğer Pasifler Özkaynaklar NetKâr CVergiden sonra) 3.580.563.158 20.945.745. 19.279.718. .391. .525. 532. 1.509242.740.802. 5 1. .134.197 114.905. 21.892. 725.421. .646 575. .395 167. 500.000. 228. 559 NETKÂR 94-981.157.429. 269.510.^90.329. 772.147.471.615. r.253.~l6 869743. 94.981.157.429. 269.510.490.329. AKBAIMK "Güveninizin Eseri" TOPLAM 5.997.159.992.294. 8.519.644.310.193
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle