Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 AĞUSTOS 1990 CUMHURİYET/19
HAVA DURUMU TURKIYETJE BUGÛN
Meteorok>|i Genel Mûdürtü-
ğünûen alınan bılgıyegöre, yur-
dun kuzey kesımien parçalı bulut-
lu. ötekj yerter az bulurju ve açık
geçecek HAVA SICAKLIĞI. Arta-
cak RUZGÂR. Kuzey ve <to$u,
yurdun güney kesmiennde gûney
ve batı yörtlerden bafif ara sıra or-
ta kuvvette esecek Denızlenma-
de, Ooğu Karadenız ve Gûney
Ege'de yıldız ve karayel, Akdenıf-
de gûnbabsı ve todos. dığer yer-
lerde yıldız ve poyrazban 2-4 yer
yer 5 Ege ve Baü Karadenız'de 6
kuvvetırtde saatte 4-16 yer yer 21
Ege ve Bat Karadenız'de 27 de-
nız mriı hızla esecek. Dalga yük-
seklıg'ı 03-05 yer yer 1 Ege ve Baö Karadenız'de 15 m
dolayında bulunacak. van Gölû'nde Hava. Az bukırJu ve
açık geçecek RCızgâr kuzey ve balı yönlerden hafif ara
sıra orta kuvvette esecek Göl kûçük dalgalı olacak Gö-
ruş uzakfığı 10 km dolayında bulunacak
g
Bıths
Bolu
Burea
CanakMe
Çonım
Oenud
A 3*= 22° Oryartator A 36°19°Ma»sa
A 31° 16° Edme A 31° 16° K Maraş
A 34°20°Erancaı A 31° 16°Mersn
A 28° 10° Eraunm A 28° 10° Mugla
A 28° 12° Esktş»»ı» A30°13°Mu?
A 30° 15° Gaaaraep A 35° 2f> Nfyfc
A 31° 2«° Sresun A 25° 19° Ordu
A 34°23°QünC«taı«A 26°13°fta
A25°13°H*ttn A32°17"Samsun
A 35°20°ls|Wta A 30°ie°S«1
A 33° 15° Istnbul A 29°20"S«ıop
A30°15°lanr A 3<°20°Sf»JS
A 35° 18° Kars A 27" 10° TetathJ
A 28° 15° KKbmonu A 28° 10° TratoKi
A 28° 15° K«sen A 31° 15° Tuncet
A 32°16°Uş*
A 31°15°Van
A 32°16°K«tdnt
A 32°20°Konya
A 28° 15° KÛMıya
A 33° 18° Matalya
A 29° 12° Ymgat
A 35°2O°Zanguk)ak
A 34°20°
A 34°20°
A 30° 23°
A 32° 20°
A 34° 17°
A 32° 16°
A 2S°19°
A 25° 19°
A 25° 20°
A 36° 22°
A 26° 19°
A28°13»
A 28° 18°
A 25° 19°
A 32° 17°
A 30° 14°
A 28° 15°
A 27° 12°
A 25° 16°
İÇX- bublhj pgımıılu *-«P* B-buluDu G-guneş» K karlı S-sslı Y-yajmurlu
-' M a d r ı d ' ' - \ ~ - ^ 1 \ \ »Belgrad
Tebrız
Cezâyu ^ ' r >
J A t ı n a
"
Tunus
Kahıre •
OÛNYA'OA BUGUN
Amsteraam A 22°
A 35°
A 32°
A 42°
Banatona A 28*
Bastf V 22°
A 28*
A 26»
A 28°
A 22°
A 25°
Y 21°
A 32°
A 4T°
A «3°
A 28°
A 32°
A 17»
A 39»
A 21°
A 28"
A 32°
Lemngrad
Londra
Budapeşte
Ceıwre
Caoyr
CMfe
Dubai
FnrtUut
Gkm
NwVbrk
Oslo
Pare
Png
Rcna
**»
San
Kadn
Kopvhag
KMn
MnMft
Mym
Zû*
Y 20»
A 29»
A 32»
A V
A V
1 V
Y2T»
Y 20°
Y 2S°
A 28°
A 43"
A 29°
A 27°
A 38°
A 36°
A 37"
A 22°
A 2t°
A 2 *
2»°
r 24°
BULMACA
SOLDANSACA: 1 2 3 4 5 6 7 8
1/ Vadesi belii olma-
yan ve yalnızca faizi
ödenen devlet tahvıli.
2/ Kırsal kesimde bu-
yuk topraklan olan
guçlu ve varliklı kım-
se... Elektrik motor ya
da dinamolannda de-
vinimlı bölüme veri-
len ad. 3/ Dört köşe
kesilraiş küçük ha-
mur parçalarından
yapılan yoğurtlu çor-
ba... Italya'da bir ır-
mak. 4/ Ağzımızdaki
dişlerın bır bölumüne
verilen ad... Kısa saph odun baltası. 5/
Habeş soylusu... Yunan abecesinde bir
harf. 6/ Osmiyum elementinın simge-
si... Nıjerya'run para birimi. 7/ Cennet-
te bulunduğuna inanılan, köku yuka-
rıda, dalları aşağıda büyük ağaç... Şa-
yak, aba gibi şeyleri dövmek için kul-
lanılan araç. 8/ Kuzu sesi... Yabancı.
9/ Turk muziğinde Yörük özellik ta-
şı>an oyun havası... Guç, kudret.
\LKARIDAN AŞAĞIYA:
1' Dışarıdan gelen bir ışığın etkisiyle geceleyin ışıklı gorunen yan-
sıtaç. 2/ lyı huylu kımse... Japonlara özgü bir tur güres. 3/ Kadın-
lar hamamında hızmet eden kadın... Olta ya da tuzaga konularTvem.
4/ Mak$im Gorki'nin tarunmış bir romanı. 5/ Tuna IrmagVnda kul-
lanılan bir çejit yolcu kayığı... Şaşma belirten bır ünlem. 6/ Gerai-
lerde demir zincirin geçtıği delik... BaJıkesir ilındeki Kaz Dağı'nın
mıtolojik dönemlerdeki adı. 7/ Terbiyesiz kımse... Gazete. 8/ Gü-
zel kokulu bir kavun turü. 9/ Yaprakları salata gibi yenen kokulu
bır bitki... Dar, uzun ve hafif bir kayık.
60 YIL ONCE Cumhuriyel
MUJOEI MUjDB
TÎMSAH.*—-
T1RAŞ »IÇAKLAJU
Dedikodu
27 ACUSTOS 1930
Ankara'da traktör tecrubeleri
devam ediyor. tkusat
Vekâletinin buna ihtiyaç
göstermesi şundandır:
Traktörlerde kullanılan müşteil
mevat resimden muaftır.
Halbuki bu muafıyet sui
istimale müsaittir ve vaki de
olmustur.
Mazot petroldan daha ucuz,
binaenaleyh mazotla işhyen
traktörler daha az masraflıdır
ve memleket hesabına daha
nafi olacâkur. Vekâlet mazot yakan traktörlerin en elvenşli
olanını seçerek bundan sonra butün Türkiye'de yalnız o
markanın kullanılmasını temin etmek nıyetindedir.
Halbuki mazot ve emsali gibi ağır mahrukatla işliyen
makineler buyuk ve o nisbette de pahalıdır. Küçuk ve
peırolla işler traktörlerin 1200-1500 lira kıymetinde olmasına
mukabıl mazot yakan traktörler 3000-5000 lira arasındadır.
Ve daha yuksek fiatlılar da yok değildir. Bundan başka
büyük makineler dıiz, geniş arazi içindır. Bızım memleketin
bir kaç muayyen ovasını istisna edince her tarafın aıızalı ve
parça tarlalardan mürekkep olduğu ise malûm ve
muhakkaktır.
Daha muhım bir cihet te bizde geniş araziye sahip olan ve
buyuk ziraat tatbik eden çiftçinın pek mahdut olmamasıdır
.Bu işle meşgul alâkadarlar mazotla petrol arasında maliyet
fiatının da çok az olduğunu söylemektedırler.
Mes'ele etarfında cereyan eden dedıdokular efkârı
umumiyede şupheli mecralara varan bir şekil aldı. Deniliyor
kı Ankara tecrübelerine 3 traktör nümunesi arzedilmiştır ve
bunların birisı Şakir Bey Iktisat Vekili oluncaya kadar ortağı
olduğu Hayri Beyin, diğeri de Şakir Beyin hernşirezadesinin
vekâlet ettıkleri fakrikalara aittir.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Çarşafla mücadele
27 AGUSTOS 1960
Valı Tuğgeneral Refık Tulga dun saat
16 da tertiplediğı basın toplantısında
çarşafla mücadele konusunda temas
ederek şoyle demiştir:
"—Cumhuriyetin ilânından bu yana
37 yıl geçmış olmasına rağmen
kadınlanmızın bir kısmı henüz
çarşafı terketmemişlerdir. Oysa,
Endonezya, Pakistan, Hindistan gibi R e
» k
Tulg»
memleketlerin kadınlan yuzlerce yıldanberi yüzleri açık
gezmektedirler. Zannediyorum ki, çarşaf kiliseden kalma bir
itiyattır ve Müslurnanlıkla bir ilgisi yoktur. Zira, ben
Italya'daki Papaz kadınlarda da aynı tip çarşaflar gördum.
Bunun ancak gerilıkle ılgısı olabilır. Bunda aile reisi
erkeklerın de buyuk rolu olmaktadır. Teşekkurle ifade etmek
gerekir kı Türk basını yülardan beri çarşafla mücadeleye
devam etmektedir. Bu konuda mücadeleye azimliyiz. Aııcak,
zecri tedbırlere basvurmadan once, işe ikna ve propaganda
ile başlıyacağız. Zannedıyoruz kı doğru yola geleceklerdır.
Dikkat edılirse, 27 Mayısı tâkip eden ilk gunlerde
İstanbul'da çarşaf ortadan kalkmış, fakat daha sonra
ıdarenın yumuşak hareketi tercih etmesi yuzunden yeniden
ortaya çıkmıştır. Bır fırma Vilâyetimize bu konuda
kullanılmak uzere 120 dikiş makinesi hediye etmiştir. Bu
makinelerle, kadın teşekkulkri ile işbirliğı yapılmak suretiyle
çarşafla gezen kadınlara raantolar diktırilecektir. Turkçe
konuşma kampanyasına gelince, şunu behrtmek yerinde olur
kı, bır memlekette kulakları ve hisleri tırmalıyan bir lisanla
bağırmak, yuksek sesle konuşmak terbiye dışı bir harekettir.
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
Kitaba saldırı
27 AGUSTOS 1989
Cumhuriyet Kitap Kulubu'nün Beyoğlu Mıs Sokak'taki kitap
sergisı kundaklandı. Yangında, sergide bulunan kıtaplann
buyük bir bölümu yandı.
Polis, Beyoğlu Belediyesi, itfaiye ve tanıklardan elde edılen
bilgilere göre dun sabah 07.18'de kımliği belirlenemeyen uç
kişı Beyoğlu Mis Sokak'a lstiklal Caddesi yönunden girdiler.
Üç kişiden biri, o anda tstiklal Caddesi'den geçmekte olan
34 TFF 92 plakalı taksiyi durdururken, takım elbıselı diğer
ikı kişi kitap sergısine yöneldiler. Saldırganların birının
elındeki benzin bıdonuyla serginın naylon brandasının
uzerine benzin döktuğü, dığerınin ise sergıyi ateşe verdıği
belırlendı. Oaha sonra iki saldırgan, taksıde kendilerini
bekleyen arkadaşlarıyla bırlikte Sıraselviler'deki Taksim
Hastanesı'nin onune gittiler. Burada taksınin 1250 lira tutan
ucretini odeyen saldırganların yüruyerek uzaklaştıkları
oğrenıldi.
TARTKMA
Lstiklal Marşı l\eden Değişiyor?
Ulkemizde kültür düzeyinin giderek düştüğü, daha doğrusu bir
kültür çöküntüsü yaşandığı günümüzde, kültür adına yapılacak
hiçbir şey kalmamış gibi, bu işe milyonlar dökülmesi yeterince
düşündürücü değil mi?
CumhurryHgazetesirun, Tardşma" köşesı her
zaman Ugimı çeker. Konu ne olursa olsun orada
çıkan yazılara bir göz atmadan gazeteyi elımden
bırakmam. Burada benı ılgılendiren, konudan
çok yazıyı yazanın yaklaşımı oluyor. Çoğu kez
tartışma öznel bir duzlerae kaydınlıyor, kişisel-
liğedökulüyor, dahası saldırganhğa bıle varıyor.
Bu açıdan bakınca bır konuya eleştirel yaklaşma-
da, her yanından bakarak konuyu udelemede,
göriınenle yetinmeyıp onun ardındakı gerçegi or-
taya çıkarmada aydınlanmızın bile guçluk çek-
tiklen söylenebilir.
Son günlenn tartışma konulanndan biri, Kiil-
tur Bakanbgı'run tstiklal Marşı'nın bestesiru de-
ğıştırme girisimi. Gerekçe, geniş ses aralıkları ve
prozodı bozukluklan nedeniyleıyı söylenememe-
sı Doğru, ariıa mılletçe ıçımize sındırmış oldu-
ğumuz vebutun dunyada da TııA milli marsı ola-
rak tamnmış olan bu marşı değıştirmek içın ye-
terli bırgerekçe mı? Bunagelen tepkıler dedege-
nellikle ikı uç yaklaşım göze carpıyor: Ya aşırı
duygusal yada eleştirel olmaçabasıyla olayınar-
dırîdakı gerçegi gormeme (belki de görmezlikten
gelme).
Ulkemizde kültür duzeyınin giderek duştüğu,
daha doğrusu bır kultur çökuntusu yaşandığı gü-
numuzde, kültür adına yapılacak hiçbir şey kal-
mamış gibi bu ise milyonlar dokulmesi yeterin-
ce duşündürücu değıl mı? Salgın hastabk gıbı ul-
kenin her yenni saran, devlet kurumlanncades-
teklenen yoz muzdk; hoparlörlerlebas bas bağır-
tılan —ustelık de kotü okunan— ezan kımsenın
kulağını tırmalamıyor da tstiklal Marşı'na gelin-
ce mı bırdenbire duyarlıhk uyanıyor ve değıştıril-
meye kalkışılıyor? Altnuş yıldır doğru söylüyor-
duk da şımdi mi söyleyemez olduk? Sözu uzat-
maya gerek yok, bu kadarı bile işin politik yaru-
na yeterinceışık tutuyor. Olay herhangı bir mu-
zik tartışması sırurıru aşıyor. Cumhunyetimizin
sımgesi haline gelmiş olan nulli marşuruz uzerin-
de açılan bu tartışma ve özellıkle bunun bır ka-
muoyu arastırma konusu yapılması, açıkça Ala-
turV devTİnüeriıüniemel ilkderineyonelenpolitik
bır boyut taşıyor Tarıh sayfalarında çok rastla-
dığımız bir olaydır, bır toplumageçmışı unuttu-
rulmak istenirse o döneme ilişkın her şey bır bir
yok edilir, en önemlı belgeler bile.
Sayın Saim Akçü bu sutunlarda çıkan yazısın-
da; "tstiklal MarşTmızı eğer doğru sojleyemiyor-
sak bunun nedeni sadeceraarşıazor olusu değil-
dir. Esas sonın, kuçuk yaşlardan itibaren çagdas
muzik egiıiınıne gerekli onemın >erilmemesidir"
diyor. Buna katılmamak mümkün mü?
Bu guçlükler, ustesınden gelinemeyecek şeyler
değil. Yeter kı iyı nıyetle muzik eğitımcilerimizin
sözlenne kulak verilsin. Daha kaç yıl önce Ata-
türk'un 100. Doğum Yılı dolayısıyla Prof. Fethi
Kopuz, tstıkal Marşrmn doğru söylenebılmesi
için yol gosterıci bir broşür yayımlamış. Geçen-
lerde Cumhunyet'te çıkan bır yazısında da
(16.8.1990) bu konudakı kaygüanru dile getinyor
ve marşı doğru söyleme yöntemlerinı TRT'de
açıklamaya hazır olduğunu bildiriyor. Bir süre
önce yine Cumhunyet'te müzik eğitimdsi Hik-
met Günsel'le bır söyleşi yayunlandı. Her iki eği-
tımcı de özellıkle tonalitenin değiştirilmesine ve
tempoya dikkati çekıyorlar. H.Gungor'ün tem-
poya ilişkin sozlerı çok ilginç. 1930'da mars pla-
ğa alınırken plağın dolması içinduşük devirde ka-
yıt yapıldığını söyluyor. Demek kı o zamandan
beri tempoyu şaşınruş ve doğru tempoyu bir turlü
bulamamışız. Ben öğrencılığımde ılk kez bir ya-
bancı orkestradan dınlediğımde bu marşm can-
lı, dınamik veetkili olduğunun bilincine varmıs-
tım.
Olay bu kadar basıtken kamuoyu araştırma-
sına kadar gidilmesı, kimi araşürmacılann da bu
ginşimin ardındakı dıişunceyi fark etmeden,
arastırma sonuçlarının doğurabıleceğı sakınca-
lan düşünmeden bu oyuna gelmelen çok üzucu.
Bugun buna boyun eğersek gelecekte kırmızı ren-
gın uyandırabüeceğı çagrışımlar gerekçesiyle bay-
rağjmıan renginın yeşile dönuşturülmesi ıçın bır
kamuoyu araştırması yoluna gidilebıleceğindeTi
kimsenın kuşkusu olmasın.
NAZAN tPŞtROGLU
tstanbul
3194 Saydı İıııar Yasa Tasarısı
Hazırlanan tasarıyla, daha önce yerel yönetimlere verilen imarla
ilgili tüm haklar geri alınıyor. Kent adına karar verme yetkisi,
seçilmişlerden atanmışlara kaydınlıyor.
ANAP iktıdarının, çoğunluk kendılerinde
iken yerel yönenmlere tanıdığı (buna tanır görun-
düğu demek daha doğru olacak) olanaklar, 26
Mart yerel seçımlerinden sonra bır bır gen almı-
yor 3194 sayıhtnuu-Yasası'nda yapılmak istenen
değışıklık bunun son örneğini oluşturuyor.
Kamuoyunda hıç tartışılmadan, Medis Ko-
misyonu'ndan aldacelegeçinlen bu tasan, Mec-
lisin taöle gınnesı üzenne "şimdilik" yasalaşma-
mıştır. Ancak TBMM'nm gündemındedir.
Getırilmek istenen sistemle, yerel yonetimlerın
kentleriyle ılgıli planlamalan yapabılmesı ve
kentleriyle ilgıh karar verebılme hakları tumuy-
le geri alınmak isteniyor. Imar planları bugune
dek yerel yönetimlerce yapıldığı halde, yeru tasa-
rıyla bu planlar, ıktidar öncesi en önemlı sloga-
nı, "brirokrasiyi kaldıracağız" diyenlerın ehyle
atanmışlara, burokratlara sunuluyor Ancak ba-
kanlık onayından sonra belediye meclislerinin
onayı gundeme gelebilecek.
Imar düzenlemesıyle ilgili önemlı bır nokta
olan yapı ruhsailannda da yetkıler atanmışlara
devredilmektedır. Bugunku duzenlemede, belirlı
bir surede yapı ruhsatı verilmediği takdırde, bu
yetkı valılıkiere bırakılmaktadır. Vanı kent plan-
lama tercihleriyle >anhş olduğuna inandığımız
tercihlerleyapı ruhsatı vermemızdurumunda va-
ulikler, kendı sıyasal tercihleriyle, yönetsel tercih-
leriyle bu ruhsatları verebdeceklerdir. Buradakı
çok onemli bir nokta da ilk kez halk tarafından
seçilmış insanların genel yasal ve sorumluluk il-
keleri dışında salt imar olaylan nedeniyle cezaı
hükümlerle karşı karşıya bırakılmasıdır. İmar Ya-
sası kurallanna aykın davranan, öngörulen ışlen
değişık gerekçelerle zamanında yenne getirme-
yen beiedhe başkanlan, encümen \e Medisuye-
leri hakkında cezaı yaptırımlar getırılmektedir.
En çok vasilerden yakınıyoruz. Kaymakamlar-
dan geçmek, valılerden geçmek, sonra tçişleri Ba-
kanlığı'ndan geçmek... Butun bu vasıler yetmi-
yormuş gıbı fen ışlerinde ve ımar işlerinde dene-
tim. tahkik ve turlu ıncelemeye, her turlu işte, her
turlu ıncelemeye Bayındtriık ve tskân Bakanltğı
bu değişiklıkle yetkilı kıhnmak ıstenmektedir. En
ciddı nokta daek geçıcı 2. maddede öngörulen bu
noktadır. Yani, -kelımenin tam anlamıyla- bir ve-
sayet sistemi getırilmektedir. Yolundan tutun,
köprüsünden, parkından, yeşil alanından kent
ınsanlannın temel gereksınmelenyle ilgili tüm ış-
lemleri burokratlar yurutecektir.
Kısacası, tum ana noktaian dikkate aldığımız-
da, temel ana noktaolannazım imar planlanrun,
dığer imar planlannın da bakanlıkça hazırlarup
bızim onayımıza sunulmasından, kendilennin
onayı ardından bızım onayımıza sunulması bir
arada değerlendirildığinde, yasanın özunün de-
mokrasıyle bağdaşmadığını, totaliter özlemler ta-
şıdığını görmek ve soylemek mumkundür.
Kentlenmiz ve kent yaşayanlanmız için bu
denlı önemi olan yaşamsal bir konuda duyarsız
kalmaya kimsenın hakkı yoktur.
Unutulmamalıdır ki her ne şekilde susturul-
muşolurlarsaolsunlar, uzerlerindekiölutopra-
ğını atamayan, suskunluklanndan sıynlamayan-
lar iyi yönetimlere layık değildir.
AZtZGÜRSOY
Sincan Belediye Başkanı
OKURLARDAN
Bir Cumhuriyet okurundan eleştiri
20 yıllık bir okurunuz olarak,
Cumhuriyet gazetesıni
ulkemizde yayımlanan en
doyurucu, cıddi ve titiz gazete
olarak kabul etmekteyim.
Ancak son zamanlarda
gazetede yer alan hatalar,
ozellikle de çeviri
yantışlan/eksikliklerı dikkatımi
çekmeye başladı. Elbettekı
herkes mukemmel yabancı dil
bilmek zorunda değil, ama
Cumhuriyet gibi bır gazete için
çevırı yapanların, çeviri
yaptıkları dıllerı, incelıklerıyle
bilmek zorunda olduklarına
ınanıyorum. Eğer çevırmen;
Naples = Napoli (Naples
olarak yazılmıştı) / Rhinoceros
= Gergedan (Rhıneceros
yazılmıştı) / Mercury = Cıva
(Merkur olarak çevrilmiştı)
olduğunu bılmiyorsa fngilizcesı
bu ış ıçın yeterlı değil demektır.
Bardağı taşıran son damla ise 4
Ağustos 1990 tarıhli "Bılım
Teknik" ekınızde Ismaıl Murat
ımzasıyla çevnlmış olan
"Uyku" konulu yazıda yer alan
bır sozcuk oldu Benı çok
gulduren "Guınea
domuzlan"(') nedeniyle bu
mektubu kaleme almaya karar
verdim Boyle bır ek içın çevırı
yapan kışı hem bılımsel
konuIara yakın, hem de çevirı
yaptığı yabancı dile vakıf
olmak durumundadır. O zaman
da en çok kullanılan deney
hayvanı olan "kobay'in
Ingılızeesinin 'guınea pıg'
olduğunu bılmesı gerekir diye
duşunuyorum
Bu tur hatalardan
kurtulabılmenız ıçın
düşünebıldiğim çözum ise
tngılızce (veya dığer dıller için
başka bır yabancı dıl) ve
Turkçeyı çok iyi bilen
(mumkunse yabancı dil eğitim
yapan bır liseden mezun) bır
çevırmen •düzeltmen ıstihdam
etmenız.
Cumhuriyet okurlannın
(ıtızlığinı bıldığinıze inandığım
ıçın bu uyarımı olumlu
karşılayacağımzı duşunuyorum.
NESLİGLL DOGANÇAY
Atako\/İstanbul
GALERI#ATOLYE PERA 146 97 38-132 64 26
l EKIM 1990 A KAÜAR
• KARMA SERGI •
SEREF AKOIK
AVNI »R8AS
SALIH ACAR
GULER »RAS
GURAY AKKAN
TUNCA BEKESOY
NECOET KALAY
8EHRUZ KIYAN
MARIA KIUCLIOGlU
SEUIM KlZtLCAN
BAHATTIN OOABAŞl
NURAN MANAS
ATILU TOS
UNSAL TOKER
«ELI SAPAS
NURAY UYANIK
ASIM VUCESOY
Rumel Cad Bılge Han 81 5 Osmanbey 14b 70
TÜRK KÜLTÜRÜNE H İ Z M E T VAKH
C A F E R A G A M E D R E S E S I
S U L T A N A H M E T 5 1 3 1 8 4 3
Sonbahor Kurslarımız
1 EYLUL 19Wda başlıyor
Hat - Teznıp -Mmyatur-Ebru -Porselen Susleme
Vıtray-Seramık-Den-Resım - Kumaş Desenleme
Folklonk Bebek Yapımı - Osmanlıca
Sergı
Dııyurulannız Içın
146 97 38
132 64 26
JSTANBUL ÜNÎVERSİTESİ BİLGİSAYAR BİLİMLERİ UYGULAMA
VE ARASTIRMA MERKEZİ BİLGİSAYAR PROGRAMCILIĞI KURSLARI
En az lıse mezunlan tçin açılan tstanbul Uıuversııesı Bılgısayar Bı-
limleri Uygulama ve Arastırma Merkezi'nin düzenlediğı uzun devre
*7' aylık ve kısa devre '3' aylık Bılgısayar Programlama kurslan ünı-
versitemiz öğretim üyelennce verılecekür.
Uzun devre kurslarımız haftanın 4 günu 16.00-19.00 saatleri ara-
sında yapılacaktır.
Kısa devre hafta sonu kurslarımız cumartesı ve pazar gunlerı ikı
ayn grup halmde sabah 9.30-13.30 saatleri arasında düzenlenecek-
tir.
Açıbcak Knrslar:
I—Uzun devre '7 aylık'
Temel Basıc-tlcri Basıc, Cobol, DBase, Işletım Sistemleri ve Ku-
tük Yönetim Tekniklen.
Ayrıca proje çalışması ile kursumuz son bulacaktır.
, II—Üç ay süreli hafta sonu kurslarımız Temel Basıc-tleri Basic
Cobol
Bu kurslanmız ikı ayn grup halınde yapılacaktır.
Kurslarımız uzun devre 8 Ekım 1990 Pazartesi, kısa devre hafta
sonu kurslarımız 13 Ekım 1990 Cumartesı gunü başlayacaktır.
Uzun devre kurslanna katılanlar haftanın beşinci günü Bılgısayar
İngılızcesı kursu ile desteklenecektır
Kurslanmızı başarı ile tamamlayanlara sertifika venlecektir. Ge-
niş bılgı ıçm merkenmiz sekreterlığine muracaat yapılabilir.
Adres:
tstanbul Üniversıtesi
Bılgısayar Bılımlerı Uygi'Iama ve Arastırma Merkezi
Umıt Doğanay Cad No- 6 Kat 1-2
Beyazıt llkokulu Karşısı
Tel: 527 58 15-512 94 06
522 42 00/816
Basın • 30789
GAZETECİ EV AR1YOR
Besikıaş ya da Sultanahmet cevresinde, uygun ko^ullarda
cv arıvorıım
llgilenenler i«,iıı İ K I : 512 ÜS 05'len 408
B \R1ŞA Ö
Prof. I)r. Husnu Cîokscl
2(KK» lır.ı (KUV ıvıı det
(,jvttoi )unnlart Ijiıkoıueı
l ud .?V 41 Cıığuloilıı hıunbul
Odeıneli gunderilmr/.
SICAĞI
Krdal Alabek
l IV -II ( ,ıûıih<vi < •' •ıbul
Odemelı K»ııdtTilınr/.
POUTIKA VE OTESI
3\1EHMED KEMAL
Sigaranın Dumanı...
Sıgara kımı ıçın keyıfli bıı dost, kimi için de bır baş belasıdır.
Şöyte böyle benim sıgarayla elli yıllık bir dostluğum vardı. Do-
kunmaya başladığında bıraktım. Bırakma zor mu oldu, kolay mı
oldu uzun bir hıkâyedir, bır gün gelır anlatırım. Bırakalı aşağı yu-
karı on yıl oldu.
On yıldır bir nefeslik bile duman cekmedim Yanımda içen olur,
hiç aldırmam gönlüm de çekmez, dahası rahatsız bile eder Ya-
nımda biri sigara içerse dumanı genzıme kaçar öksürürüm. An-
layışlı kişıler, "Affedersiniz. " derler ya sigarayı söndürürler, ya
da yer değıştırırler Ellı yıllık dostum sigarayı hıç özlemem mi,
özlerım. Kımı geceler rüyama girer. Bu rüyaya gırmelerde ilk yıl-
lar korkarak uykudan uyanırdım. "Gene mı ıçmeye başladım?"
diye ıçime bır korku duşerdi Şımdi alıştım, rüyada içiyorum ama
korkuyla uyanmıyorum
"Nasıl bıraktın7
" diye soranlar olur" "Kolay" derim. "Bırak-
tım, dedım bıraktım" Inanmazlar, haklan var. Öyle bıraktım di-
yince bırakılan bır nesne değildir Çabuk bırakılır, çabuk da baş-
lanır. Kimi de sigarayı bırakmak ıçın saatle ıçer Her saat başı
bır sigara, günde bılmem kaç sıgara.. Sonunda usanır, başlar,
ezıyetten de kurtulur
Sıgara, yanı tutünün ılk içıldıği yer Amerika'dır. Krıstof Kolomb
ve tayfaları Guanhanana Adası'na çıktıklarında yerlilerin ellerinoe
ucu yanan çubuklar görürler. Kızılderıliler dumanı içlerıne çeki-
yor sonra da keyıfle savuruyorlarmış. Tayfaların dikkalıni çeker,
içlerinde hemen tütürte başlayanlar olur Kolomb, 15 Mart 1492'de
karaya çıktığına göre, tütünûn Avrupa'ya gelişı 500 yılıık bir
öyküdur
Ilk yıllarda birçok derde deva, birçok vücuda şifa diye içilir.
Ondan sonra da tıryakısı olunur, bırakılmaz. Amerika'dan gelen
tütün Avrupa'dan sonra Asya'ya ve daha ötelere yayılır.
Asıl uğraşı gıyim sanayıı olan Cahıt Uluer, "İşte Sigara" adlı
bır kitap yazmış Bunda tûtunün zarar ve yararlarını anlatıyor.
"Tutun bıtkısı de domates. patlıcan gibi patlıcan aılesınden
bır bitkıdır. Yaprakları çığnenen, enfıye gıbı burna çekılen, nar-
gile, sıgara, püro gıbı yakılarak ıçılen keyıf verici bır maddedir.
Tütün bıtkisının tohumlarında yüzde 36-41 oranında yağ bulu-
nur Tütün tohumu yağında hiçbir toksıt madde bulunmadığı gi-
bi nıkotın de yoktur Tütün tohumu yağı ayçıçeğı yağı değerınde
olup, bu yağdan boya ve sabun sanayıınde yararlanılır."
Yazar, tutun yağında nıkottn yoktur dıyor, oysa biz bıldık bılelı
nikotın bulunduğunu sanırdık Bir de tutun esrar çekilirken 'çıft
kâğıda' sarılır Bunu da söylemıyor.
Askeriığımız ve hapıslığimız yıllarında esrarı 'çift kâğıda' sa-
rarak içenlen çok gördük Asker ocağında ve hapıs damında 'san
kız' da denılen esrarı bulup, çıft kâğıda sarıp içenler ve kendın-
den geçenler çoktu Nereden bulurlar, nasıl bulurlar bilemez-
dim. Ancak bıldığim, bir şeyın alıcısı varsa elbette satıcısı da
oluyordu.
Bizim kuşak şair ve yazarlarına içki girdi de esrar hiçbir za-
man girmedi. Tanıdıklarım arasında bırkaç ıçen vardı ama bun-
lar sanatçı değil, sanatçı dostlan sayılırdı.
Bır ara ne oldu bılmıyorum, esrar alıp satan ve içenlere ida-
ma varan cezalar getınldı. Esrar ortadan yittı ise de büsbütün
değil, gizlendı. Alan da, satan da gizlı bır serüven içinde yaşa-
mını sürdürdü.
Sıgara yarartı mı, zararlı mı? Çok tartışması olmustur. Bugün
içın artık zararı yararından çoktur Sigarayı bırakan hemen şış-
manlar, iştahı açılır, çok yer Sigarayı bırakıp da sonra yeniden
başlayanlar birkaç hafta ıçınde bırkaç kıloyu hemen verirler.
Bızde de padışahlık dönemlennde tutün zaman zaman yasak-
lanmış, fakat başedılememiştır Bugün tütünü devlet kendi de-
netımınde satmıyor mu? Dışarıdan tutün tröstleri ıç pıyasaya sal-
dırmıyorlar mı? Şö> le de olsa, boyle de olsa, her kasvet bastı-
ğında yak bir tane diye tabakaya sarılmıyor muyuz?
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLAR1
\TLMAZ ŞtPAL
"5.100 gösterge sayısı"
SORU: Tavandan prim odejen bir sigortalıyım. Bazı )izıla-
nnızda, 1991 yılında tavandan prim öde>ip emekli ol-
mak isteyenler için 5.100 gösterge rakamı belirtiyorsu-
nuz. Bu gösterge rakamları nasıl hesaplanıyor?
FXİ.
YANIT: 1991 yılında emekli olacaklar ıçın:
Prtme esas 1.400 gösterge Fiili ta*M L400 gistergeye
5 yıl tannct kaa»ç g6fe kazanç
1986
1987
1988
1989
1990
Toplam
Ortaiama
1023300
1.295.524
1545660
2 797.200
4830.000
11491684
11 491684/5=
2 298337
1023300
3302 248
7 065720
12 787380
22 080060
46 258708
46258 708/5=
9 251 742
5376 240(1 yıl)
7065 720 (2. yıl)
12 787380 (3 yıl)
22.080.060(4 yıl)
47309400
47309400/4 (dört)
11827.350
11.827.350 (6.400 gösterge kazanç ortalaması) - 2.298.337 (1.400
gösterge ortalaması) = 9.529.013 (fark)
9.529.013/95 (Üst gösterge kademe sayısı) = 100.306 (Her ka-
deme arası 50 puan göstergeve karşılık gelen sayı).
2.298.337 (1.400 gösterge kaTşılığı kazanç ortalaması) + 100.306
(Fark sayı) = 2.398.643 (1.700 gösterge karşılığı ortalama kazanç)
+ 100.306 .. ..
1991 YIU İÇİN 5 YR. 0RTUAMA PRİME ESAS KAZAKA GÖffi
ÜST GÖSTERGE TKBLOSU:
0RTAUMA ORTALAMA ORTAİAMA
KAZANÇ GÖSTER6E KAZANÇ fiÖSTEKGE KAZANÇ tâSTBtGE
2 398643
2 699561
3000479
3301397
3602 315
3903 233
4 204 151
4505069
4805987
5106905
5407823
5708741
6009659
6310577
6611495
6912 413
7213331
7514 249
7815167
8116085
8417003
8 717921
9018839
1700
1350
2000
2150
2300
2 450
2600
2 750
2900
3050
3200
3350
3500
3650
3800
3950
4100
4 250
4400
4550
4700
4.850
5000
2 498949
2 799867
1100.785
3401703
3702 621
4 003539
4 304 457
4605375
4 906 293
5 207211
5508129
5809047
6109965
6410883
6711801
7012 719
7313637
7614555
7915473
8 216391
8.517309
8818227
9119145
1750
1900
2 050
2 200
2 350
2 500
2 650
2 800
2950
3100
3 250
3400
3.550
3700
3850
4000
4150
4.300
4 450
4600
4 750
4 900
5050
2 599255
2 900173
3 201.091
3502 009
3802 927
4103845
4 404 763
4 705.681
5.006599
5307517
5608435
5509353
6 210 271
6511189
6812 107
7113025
7411943
7714861
8015779
83ia697
8617615
8918533
9.219.451
1800
1950
2100
2 250
2400
2550
2700
2 850
3000
3150
1300
3.450
3.600
3750
3900
4 050
4200
4350
4500
4650
4800
4.950
5100
1991 yılı fıılı tavan ortalaması olan 9 mılyon 251 bin 742 TL.
ıçın. 5.100 gösterge sayısı bovle hesaplanacaktır.
! i
EĞİRDİR SULH CEZA MAHKEMESİ
HÜKÜM ÖZETİ
Esas No: 1989/141
Karar No: 1989/201
Sanık: tsmail öztekin, Mehmet ve Saide'den dogma, 1929 D.lu,
Eğirdir Ağa Mah. nufusundan Demırkapı Mah. oturur, bakkal.
Suç: Gıda Maddeleri Tüzuğü'ne aykırılık
Suç tarıhı: 5.4.1989
Karar tanhr. 17.10.1989
Yukarıda açık kımliği yazılı bulunan sanık hakkında yapılan açık
yargılama sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: HukUmlu Ismaıl Öztekin'in olay tari-
hinde sahıbı bulunduğu bakkalında satışa sunduğu sucuklardan alı-
nan numune sonucunda sağlığa az ya da çok zarar verecek derecede
bozulmuş sucuk sattığı ve bu eyleminden TCY'nın 399. maddesi ge-
reğince 2 ay hapis cezası ve 647 sy. 3506 sy ile degişık 4/2-1 md.
gereğince sonuç olarak 320.000 TL ağır para cezasıyla cezalandınl-
dığı, hakkındakı hapıs suresıne koşuı olarak sanıgın suç ışleme\e araç
kıld.gı meslek ve sanaıın \e tıcaretın tatılıne ve 7 gün sure ile ışyeri-
ıiın kapatılmasına karar verıldığı ve 647 s>. ile cezasının ertelendiğı,
a>nca TCY'nın 402/2 maddesi gereğince karar ozetı Ankara, tstan-
bul ve Izmır'de >avımlanan ve tırajı yuz binın uzerinde bulunan bır
»c\a ikı ga/cıede \e ayrıca hğırdır'de yayımlanan yerel gazetelerden
bırındc dcrhal ilan edümesine karar verilmesı ılan olunur. 3.5.1990
Basın. 32350