Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/16 27 AĞUSTOS 1990
KÖRFEZ KRİZÎ...KÖRFEZ KRİZt... KÖRFEZKRÎZÎ...KÖRFEZ KRÎZf... KÖI
-SAVAŞ YIKIMDIR' — Savası protesto eden TBKP'likrin taşıdıkları pankartlarda, "Savaş yıkım-
dır, yıkımı durduralım" yazısı dikkati çekti. (Foloğraf: Sııat Kozluklu)
Protestoya gözaltıIstanbul Haber Servisi — Savaşı protesto et-
mek amacıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda
"kefenli" gosteri yapan 2'si kadın 5 TBKP üye
si polis tarafmdan gözaltına alındı.
TBKP Bakırköy İlçe Başkanı Osman Aydın ve
uyeler dun saat 12.00 sularında Bakırköy özgür-
lük Meydanı'na geldiler. Burada, üzerlerine be-
yaz renkli kefen giyen TBKP üyeleri ellerinde ta-
şıdıklan, "Ölmek istemiyoruz", "Savaş yıkım-
dır, yıkımı durduralım", "t'lkemlz savaşa girme-
sin", "Yaşamak istiyoruz" yazılı dövizleri havaya
kaldırarak "savaşı protesto cttiklerini" belirtti-
Türkiye'nin ABD güdürnünde bir savaşa gir-
mesinin, Önemli kötü sonuçlar doğuracağını be-
lirten üyeler, birbildiriyi basına dağıttılar.
Bu sırada çevrede beklemekte olan güvenlik
güçleri, kefenli gosteri yapan TBKP Bakırköy İlçe
Başkanı Osman Aydın, sekreter Berrin Yesillepe,
ile üye Arif Akdemir, Sümer Aksoy ve Akif Du-
man'ı gözaltına aldılar. 2'si kadın 5 TBKP uye-
sinin önce Bakırköy Merkez Karakolu'na ardın-
dan Gayrettepe'deki Siyasi Şube Müdürlüğü'ne
götürüldükleri öğrenildj. Polis yetkilileri, gözal-
tının gerekçesi hakkında açıklama yapmaktan ka-
çındılar.
ELEMAN
BİLGİİŞLEM BİRİAAİ
YAZILIMBÖLÜMÜ İÇİN
üBİLGİSAYAR
PROGRAMCISI
SİSTEM ANALİSTİ
ALINACAKTIR.
• DOS/OUICK BASIC deneyimli,
(FABSbilgisitercihecHır)
• NOVEIİ afhnda çalışan yazılım konusunda
en az 1 yıl deneyimli adayiaın:
• Use mezunu olmosı,
(BJgisayar konusunda eğittm aörenler terdh edilir.)
• Konusunda ilgili yayınlan izleyebtlecek
yeterlikte Ingfooe bilmesi,
• Askerlikle tlîş-kisî olmaması veya
en az 2 yıllıkteciliolması gerekmektedir.
• Turizm konusunda deneyimli olanlartercihedilecekSf.
TÜM BAŞVURUlAfl GlZll TUTUACAICnil.
•
Mecidiyeköy 1$ Merkezi
Şehit Ahmet Sokak.4/3
Mecidiyeköy-80310
GENERALDIRECTOR
SECRETARY
A leading pharmaceutical company is seeking
female individual for a position of
General Director Secretary.
Ideal individual should posses the follovving:
• Fluent in English, both spoken and writen.
As a second German is preferable.
• Driving License and be available for
travelling.
• A very well type-writing.
For prompt consideration please send your C.V.
handvvritten and in English accompained by
recent photo Lo P.O. 1278 Sirkeci-ISTANBUL
• Not later than September 7 1990
• All applications will be treated with striet
confidentiality...
İINGİLTERE'DE
AU-PAIR
• 17-27 yaş aıası GENÇ
BAYANLAR
• Seçkın bır ailenın yanında,
anneyc yardımo olarak
• En az 6 ay yaşayıp
INGlLlZCEyı yerınde
ogrenmek ve getıştirnıek
ısnyorsami
• Rehbcrınız olabılırıı!
• Bızı hemen arayın'.
GB LBM Okullan 4cenlni
FEFA A.Ş.
Httsnv Gmdc Cut. 142/3
KH0O T»?»İİIİK-İSTANBI>L
Fax. I40J7 10
Tel.: 136 18 68- 136 13 80
TURSEM'İN REHBERÜ6İNDE
LONDRA, aXF0RD, CAMBRIDGE
BOURKEMOUTH »BMGHTOK.
DE 5EÇKİN DİLOKulXWW10fcYAZ-K&
» D A BuniN YIÜN&İÜZCE Ö6R.CNİU
12TAKSÎTTE OD
KOIAYUGI
DEVAM
EDİYOR/
•GENELVEHIZUINDIRILMIS KURSLAR
• TİCARİ İN&İÜZCE
• TUB.İZM İNGİLİZCESİ
•BANKACILIK İNûİLİZCESİ
•51NAV fcURSLARI: Cambridgc
•Fıt$t Ccrbf icate, Pnrf cıtncu,
•T0£FLARaS(5b\ü)
tursem
İMGİÜZÜSANOKULLARI
DANIŞMA MERKEZİ
Cumhurıyet Cad 173/4-B Elmadağ
80230 Istanbul Hılton Oteli Karşısı
Tel. 1483977-148 7943-1482849
Fax . 132 97 29. Tlx. 27498 tustn tr.
Çalışma saatleri içinde veya dışında
MUHASEBE veya İNGİLİZCE
öğretmenliği yapabilecek
ELEMANLAR ARANIYOR
Meslekî ve yasal niteliklere sahip isteklilerin
Merkez Müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur.
OZtL OAKTİIC StKRiTEB VE İİUÎİSATAH RUKSLAHI
Merkezi : Beyaat, Mithat Paşa Cad. 14/1 Tel
Kadıköy : Alüyol, Kuşdüi Caddesi, 6/8 Tel
Beşiktaş : Çırağan, Asariye Cad. 7/2-3 Tel
Şişli : Abidei Hürriyet C. Hasat Sok. 15 Tel
Baknköy : Hüsreviye S. 18/4 (Mıgros sırası) Tel
527 55 25 - 522 21 06
338 08 42 - 336 11 50
158 24 97 - 158 24 98
130 90 37 - 175 43 14
571 31 31 - 561 29 06
OtkkJt •• 5 «IrastM hafka $AMPİY0N adıyta çalifM MçUr Dakttto Mcrator M Mıisayar k a m futoaılı
KöNUK YAZAR
ABD, kısa süre içinde sıcak
çatışmaya girmeyecektirABD'nin, ablukanın etkisini görmeden bir taarruz
başlatması ihtimali çok zayıftır. •
Era. Org. NECDET ÖZTORUN
Eski Kara Kuvvetleri Komutam
Körfez krizinde dunım:
Bölgedeki krizi azami noktastna doğ-
nı tırmandıracak önemli geiişmeler şun-
lardır:
1- irak'ın lutumu ile ilgili olanlar:
— Irak. uzlaşmaz tutumuna devam et-
mekte,
— Zehirli gaz kullanma imkânını,
ABD'yi caydırrnak için kullanmakta,
— Kuveyt-Suudi Arabistan hududun-
da savunma tedbirleri alınmakta,
— Uzun menzilli silah sistemleri ile şe-
hirleri ve rafınerileri tehdit etmekte,
— Irak, bütün tedbirlerini ABD'yi ta-
arruzdan caydırmak için kullanmakta ve
son olarak rehineleri stratejik hedefler
bölgelerinde ikâmete zorlayarak ABD
kamuoyunu ve yönetimini, zayiatı dik-
kate alarak Irak'a karşı bir askeri hare-
kâttan caydırmaya çalışmaktadır.
Kazanıları zaman, anlaşma olmazsa
İrak'ın lehine değildir.
Irak'ın askeri hazıriıklan ve imkânlan:
Konvansiyonel silahlarla ve munzatam
birliklerle «pılacak bir savaşı, orta, hat-
ia kısa bir süre için bile devam ettirecek
durumda değildir. Ancak gayri nizami
harp imkân ve kabiliyetiru daima dikkate
almak gerekir.
ABD ile ilgili olanlar
ABD, bölgede Irak'ın işgalini sağla-
yacak bir askeri gucü geliştirecek ve idare
edecek tedbirleri almaktadır.
— Önemli miktarda zırhlı birlikleriyle
ihtiva eden kara birliklerini bölge>-e ge-
tirmiştir. Miktarın 100 bin kişiye ulaştı-
ğı haberleri vardır. 4-5 tümene yaklaşık
bir güce ulaşan kara birliklerinin 8-10 tü-
mene varacağı kıymetlendirilebilir. Bir
ABD tümeninin savaş gücü 4-5 Irak tü-
menine denk olacağı ve hava desteği ile
birlikte bu nispetin 2-3 misli artacağıru
söylemek mümkündür. Gelen birlikler,
ABD askeri doktrinine uygun taarruzi
olarak kullanılabilir. Bu miktara bölge-
de bulunan Suudi Arabistan birlikleri-
ni ve daha kolay konularda diğer Arap
ülkelerinin birliklerini katmak uygun
olur. Bölgede, henüz başka ülkelere ait
kara birliği olduğu basına ıntikal etme-
miştir.
—Bölgedeki ABD ve Suudi Arabistan
hava birlikleri çok kısa sürede hava hâ-
kimiyetini sağlayacak ve kara birlikleri-
ni destekleyecek bütün askeri hedefleri
ve gerektiğinde stratejik ve ekonomik he-
deflere karşı taarruzi olarak kullanıla-
cak ve Irak savaş gücüne önemli ölçüde
zayiat verdirecek güçtedir.
— ABD'nin daha önceki bir inceleme-
de belirttiğim milli hedefleri, politik he-
defleri dikkate alınarak politik hedefle-
re uygun askeri hedeflerin tespit edile-
ceği ve savaş sonunda hangi koşulların
sağlanması gerekli olduğu düşünüldü-
ğünde, Irak'ın büyük bir bölümünün iş-
ga] edilmesi, Saddam rejiminin tasfiye
edilmesi, tehdit olma niteliğinın ortadan
kaldırılması Irak'ta nizami sağlayacak
koşulların yaratılmasını gerektirecektir.
Böylece ABD, diğer ülkelerin desteğini
de alarak politik tedbirler yanında askeri
olarak da gerekli tedbirleri almak zorun-
da kalacaktır.
Vasat yoğunlukta bir savaşa hazırla-
nan ABD'nin, savaş sonunda Irak'ın iş-
galini göze almak gerektiğinden hazır-
lıklarını tamamlamadan kendi inisiyatifi
ile savaşı başlatmasını beklemek uygun
olmaz.
Bugünkü dünya koşullannda yalnız sı-
nırlı hedefleri olan bir savaş, ABD as-
keri doktrinine uymaz. Saddam Hüse-
yin'in bir darbe ile düşürülmemesi ha-
İinde savaş uzayabilir ve zayiat artar.
Tarihi ve geçmiş hareketleri kıymetlen-
dirilmesi doğal olan ABD'nin, ambar-
go, abluka uygulaması ve Saddam Hü-
seyin'in etkisiz hale getirilmesi uygula-
ması dışında sınırlı askeri güç kullanma-
sı beklenilmektedir.
Kimyasal savaş durumu: Kullanılmış
olmasından ötürü ileride de kullarulabi-
leceği ve yasaklara da uyrnayacağı kıy-
metlendirilebiür. Bu tehdit, Irak yetki-
lilerince alenen beyan edilmektedir.
ABD Silahlı Kuvvetleri: Kimyasal sa-
vaş yeteneklerine sahiptir ve bu yetenek-
lerini, kimyasal silah kullanma yetenek-
leri olan ülkelere karşı caydırma amacı
ile kullanmaktadır. Savunma yönünden
imkânlan ve eğitimi muhtemelen yeter-
lidir. Irak'ın gaz kullanma tehdidi ABD-
yi caydırmaz. Irak'ın sivillere karşı kim-
yasal silah kullanma imkânlannı da dik-
katten uzak tuttuğu düşünülmemelidir
ve etkili bir caydırma aracıdır.
ABD'nin kararlı bir bicimde hazırhk-
larını sürdürdüğü, sivil, ticari uçaklan
da kullanarak havadan ulaştırma kabi-
h'yetinin büyük bir kısmını kullanmasın-
dan ve ilk aşamada 40 bin kadar yede-
ğin hizmete çagnlmasından anlaşılmak-
tadır.
Askeri harekâtın başlama olasdıgı:
Saddam Hüseyin'in ciddi bir inisiyatifi,
savaşın başlamasına neden olabilir.
ABD'nin harekâta başlamasında ken-
di inisiyatifini kullanması, ablukamn iş-
lememesi, etkisiz olması, hiçbir müza-
kere ihtimalinin kalmarnası ve Irak'ın
Kuveyt'i işgale ve rehinelerle ABD'yi teh-
dit etmeye uz«n süre devam etmesine
bağlı olabilir.
Bazı uzmanlar, tsrailliler, askeri ha-
rekâtın sınırlı da olsa Saddam Hüseyin'e
zaman kazandırmamak için hemen baş-
lamasını önermektedirler.
Savaşın getireceği sorunları çok iyi
kıymetlendirmekte olan ABD'nin, ken-
di inisiyatifi ile kısa süre içinde bir sı-
cak çatışmaya hemen başlayacağı hemen
beklenmemelidir.
Eski ABD Savunma Bakanı Weinber-
ger'in CNN'de yaptığı bir konuşmada,
"Hemen askeri harekâtia bu krizi
çözelim" diye konuşan biri için, *aptal'
demesi ve savaşı en son çare olarak gör-
mesi, ABD'nin mevcut sorumlulan için
de geçerli olduğunu tahmin etmek ola-
ğan olur kanısındayım.
Politik ve diplomatik
gelişmeler
Irak'ın yabancıları, bilhassa ABD va-
tandaslarını, ABD'yi taarruzdan caydır-
mak için rehin olarak belirli bölgelerde,
tesislerde tutması, bütün dünyanın tep-
kisine yol açmıştır.
ABD'de Başkan Bush, bu dunım flze-
rine yalnız Saddam Hüseyin'i değil Irak
hükümetini, bu kişilerin güvenliğinden
ve rahatından sorumlu tutmuş, bu kriz-
de askeri güç kullanmadan eide edilme-
sini öngördüğü hedefleri tekrar şöyle
açıklamıştır:
1- Kuveyt'in tahliyesi,
2- Kuveyt'te meşru hükümetin kurul-
ması, diğer bir tanımlarna ile eski yöne-
ticilerin dönmesi,
3- Suudi Arabistan'a karşı muhtemel
bir taarruzun önlenmesi,
4- Rehin olarak tutulan yabancıların
güvenliği ve kendi isfklerine bağlı ola-
rak serbestçe Irak'ı terklerinin sağlanma-
sı.
Bu hedeflerden ve ABD yetkilileri ta-
rafından yapılan açıklamalardan anla-
şıldığma göre ABD, politik, diplomatik
girişimlerle ve bilhassa askeri müdaha-
le yetkisini de kapsayan bir abluka uy-
gulaması ile krizin atlatılmasını hızla
mümkün görmekte, en azından askeri
müdahale seçeneğini kullanmadan bü-
tün zorlama yöntemlerini makul bir sü-
re ile denemeyi uygun görmektedir.
Suudi Arabistan'a karşı yapılacak
muhtemel bir taarruz haJen önlenmiştir.
Ürdün Kralı Hüseyin'e göre "Irak, Suu-
di Arabistan'a karşı taarruz hazıriıgi yap-
mamıştır. Bu hususta Suudi Arabistan
Krah'na yanlış bilgi verilmiştir ve sonnç
olarak da Suudi Arabistan Kralı, ABD'yi
yardıma davet ederek, krizin savaşa dön-
mesioe yol açacak bir kapsama lüasma-
sına sebep olmuştur" görüşünü ima et-
miştir.
KONUK YAZAR
Başkan Bush, Kral Hüseyin'in Arap
ülkelerinin ve diğer ülkelerin desteğine
sahip olmadığını belirterek bu göruşle-
re karşı çıkmış, ancak krizin atlatılma-
sına müzakere yollarını tamamen kapa-
mamıştır. ABD'nin açıkladığı hedefier-
den "Kuveyt'in tahliyesi ve eski yöneti-
cilerin geri dönmesi", Irak'ın tutumun-
dan ötürü müzakere ile halledilemeyecek
niteliğini muhafaza etmektedir. Bu du-
rum, Kuveyt yöneticilerinin ve Saddam
Hüseyin'in kabul edeceği bir öneri ile dü-
zeltilebilir. Bu öneri, hudut düzeltmeıe-
ri olabilir. Kral Hüseyin'in başarı şansı,
Saddam Hüseyin'i Kuveyt'ten çekilme-
ye ikna etmesindedir.
ABD, Arap ve Arap olmayan 22 ül-
keyle birlikte omuz omuza hareket ettik-
lerini belirterek BM kararlanna ve ülke-
lerin yaptıklan ufak-büyük katkılara bü-
yük önem verdiklerini göstermektedir.
Sonuç olarak ABD, politik yönden he-
nüz müdahaleye hazır değildir veya po-
litik ve ekonomik açıdan Irak'a karşı ya-
pılacak bir taarruz tamamen haklı nite-
liklere kavuşmamıştır.
Büyük bir askeri tehdidin gölgesindeki
politik ve ekonomik tedbirlerle ve bilhas-
sa ambargo ve abluka ile Saddam Hü-
seyin'in, neleri kaybedeceğini anlaması,
Kuveyt sorununu çözecek. ABD'nin de
kabul edeceği bir anlaşmanın, Kuveyt ve
Irak arasında Araplann aracılığıyla ya-
pılması ihtimali az da olsa hâlâ vardır.
Rehinelerin durumu, Kuveyt'e ilişkin he-
deflerin elde edilmesine ve ABD'nin ta-
arruz ihtimaline bağlıdır. Bugün Kuveyt
sorununun çözülmesi, krizin atlatılma-
sına sebep olabilir. Bir süre sonra Sad-
dam Hüseyin'in ve rejiminin düşürülme-
si, öncelikli hedef haline gehrse savaş ka-
çınılmaz hale gelebilir. Savaş, birçok so-
nınu birlikte getirir ve Ortadoğu'da ni-
zam ve istikrann yabancı güçlerle sağ-
lanması zaruri olabilir. Saddam Hüse-
yin'in rehinelerle konuşmasımn müspet
bir yanı, Hüseyin'in dünya kamuoyuna
Önem verdiğjni göstermesindedir.
Muhtemel bir savaş sonunda veya bu-
günkü durumda kriz atlatılırsa ABD'-
nin bölgedeki Arap devletler sistemıni
idamesi, dengenin muhafazası ve Isra-
il'in başedemeyeceği bir tehdidin oluş-
maması için güçlü bir Mısır ve Suudi
Arabistan'ın varlığımn gerekli olduğunu
düşündüğü, Mısır ve Suudi Arabistan'a
sattığı, verdiği ve planladığı silah sistem-
lerinden anlaşıimaktadır.
Bütün Arap devletleri ve Israil ile si-
yasi, diplomatik, kultürel ve ekonomik
ilişkileri çoğalmış, karşılıklı bağımlıhk
kurallan gelişmiş, güçlü bir Türkiye'nin
mevcudiyeti, şüphesiz bölgede bir den-
ge ve istikrar unsuru olacaktır. Türkiye
1
nin amaçları, hedefleri, ABD'ninkiler-
den farklı olabilir, tamamen uymayabi-
hr. Bu farklılıkların, bir dünya süper gü-
cü olan, Türkiye'ye bugüne kadar önemli
askeri yardım yapan ABD ile karşılıklı
bağımlilık koşullannda bulunmasını ön-
lemez.
Türkiye'nin Atatürk'ün tam bagunsu-
lık koşullannı, daima dikkate alarak yü-
kümlülükleri ile bağımlı hale gelmeme-
si ve bağımsızlık koşulları ile karşılıklı
bağımlilık koşuUarıru dengeli bir bicim-
de yürütmesi esastır.
Bugünkü duruma göre Körfez krizi-
nin çok kısa bir süre içinde savaşa dö-
nöşmesi ihtimali zayıftır. Ancak Saddam
Hüseyin'in ciddi ve hatalı askeri bir gi-
rişimi veya rehinelerin yaşama koşulla-
rının çok ağırlaştırılması savaşı başlata-
bilir. Böyle bir emare de şimdilik yok-
tur.
Irak'ın bir askeri harekâta girişraesi
ihtimali çok azalmıştır. Hatta taarruz et-
meyeceğine dair emareler vardır.
ABD'nin Irak'ın büyük bir bölümü-
nü işgaline yetecek askeri gücü meyda-
na getirmeden ve ablukamn etkisini gör-
meden bir taarruzu başlatması ihtimali
çok zayıftır.
Normal olarak savaşın bugünlerde
başlayacağını söylemek uygun değildir.
ABD, Saddam Hüseyin'i uzaklaştıra-
cak, etkisiz hale getirecek bir fırsat ya-
kalarsa sınırlı harekete hemen başlaya-
bilir.
Aynca 24 ağustosta Irak'ın, nrhlı bir-
liklerinin bir bölümünü Kuveyt'ten çek-
tiği haberleri vardır. Bu haberler doğru
ise Irak, böyle bir tertiplenmeyi iki amaç-
la yapabilir:
1- Askeri olarak Irak'ın savunmasın-
da Kuveyt'in dikkate alınmaması,
2- Kuveyt'i boşaltarak anlaşarak veya
sınırlı bir savaşta, bir harekette Kuveyt'in
ilhakından fiilen vazgeçerek durumu
kurtarmak. Bunu zaman gösterecektir.
Savaş kapımızda mı?YAŞAR DEMİRBULAK
Em. Hava Tümgeneral
2 ağustos tarihinde Ortadoğu'da pat-
lak veren krizin başlangıcındaki karma-
şa, panik, korku ve kararsızlık gün geç-
tikçe azaJraakta ve yerini daha serinkanl;
düşünülebilen ve bilinçle hareket edilen
bir ortama bırakmaktadır. Bu arada ba-
sın yayın organlannda her gün "Geriye
doğru sayma başladı", "Sıcak harp gün
meselesi", "SUahlar patlamak üzere" gibi
atılan başlıklar tüm dünya kamuoyun-
da büyük bir heyecan ve merak yarat-
makta, olaylann dikkatlice izlenmesine
sebep olmaktadır. Uluslararası ve ikili
diplomatik ilişkiler her gün biraz daha
yoğunlaşmakta, ülkelerin tutumlan net-
leşmekte ve buna paralel olarak askeri
hazırlıklar tamamlanmaktadır.
Peki tüm bu gelişmelere rağmen sıcak
harp hakikaten kapılanmıza ulaştı mı?
Bu soruya kesin bir cevap vermek haki-
katen çok zordur. Hele hele kapalı ka-
pılar ardındaki bilgilere sahip olunma-
dıkça bir tahminde bulunmak kehanet-
ten öte bir şey olamaz. Ancak olaylan
çok yakından izleyenler biraz da kendi
düşüncelerinin ürünü olan bir sonuca
ulaşabilirler. Hiç şüphe yok ki bu kadar
hengâmeden sonra krizin silahlı bir ça-
tışmaya dönüşmesi her an mümkündür.
Ancak bunun ihtimaliyat yüzdesi önem-
lidir ve bu oranı belirleyecek yegâne un-
sur bölgedeki askeri güçten ziyade siya-
si iradededir. Taraflann siyasi iradeleri-
ni ABD ve Saddam belirlemektedir. Şu
ana kadar gelişen olaylar göstermiştir ki
Irak'ta tek otorite Saddam'dır. Diğer ta-
raftan Irak'a karşı olanların kaderi ise
ABD'nin iradesine baglanmış gibi gö-
rünmektedir. Gerek NATO gerek bölge-
deki Araplar ve hatta Sovyetler Birliği
dahil Doğu Avrupa ülkeleri dahi ABD-
nin izlediği yolu büyük ölçüde takip et-
mektedirler. O halde bu andan sonra atı-
lacak adımlan da bu iki gücün, yani
Saddam ve ABD'nin tutumlan saptaya-
caktır.
Politik yönden Saddam'ın fazla bir
manevra sahası kalmamıştır. En son ola-
rak rehineler kozunu da oynamıştır.
Bundan sonra ileri yapacağı bir hamle
KöNUK YAZAR
-ki çılgınlık otur-, ülkesini böyle bir ateş
çemberi içine sürükleyecektir. Yapacağı
yegâne manevra, ancak geriye doğru ola-
bilir.
ABD'ye gelince, hemen hemen tüm
dünyayı yanına, arkasına almasına ve
bölgede büyük bir askeri hazırlık yap-
masına rağmen politik arenada kullan-
madığı daha birçok imkânlara sahip ol-
duğundan Saddam bir hata yapmadık-
ça bir sıcak savaşı başlatması olasıhğı
çok fazla değildir. Zira böyle bir teşeb-
büs şu ana kadar kendi kamuoyu dahil
gördüğü uluslararası desteğin ve itibann
azalmasına sebep olabileceği gibi rehi-
neleri de büyük bir riskle karşı karşıya
bırakabilir.
O halde Ortadoğu'daki krizin silahlı
bir çatışmaya dönüşme ihtimaliyet ora-
nı çok yüksek görünmemektedir. Buna
rağmen siyasi iradeler en son çare olan
silahlı kuvvetleri aktif olarak kullanma-
ya başvurursalar sonuç ne olur?
Bu sorunun yanıtını bölgedeki askeri
güçlerin uzun boylu bir analizini yapma-
dan da hemen vermek mümkündür. Irak
kesin olarak kaybeder. Ancak kim ka-
zarur? Bu şimdilik belli değil.
Durum salt askeri açıdan değerlendi-
rildiği takdirde bir güç mukayesesi yap-
raak dahi gerekmemektedir. Zira Irak
halen kendinden kat be kat üstün bir ha-
va gücü ile karşı karşıyadır. Bu güç ica-
bında ABD'nin çok kısa bir süre yapa-
bileceği takviyeler ile daha da artabile-
cektir. Irak ise mevcut kuvvetleri ile şu
anda stratejik savunma durumundadır.
Taarruzi bir tutum içine girmesi müm-
kün değildir. Diğer taraftan olabilecek
bir çatışmanın tran-Irak harbinde oldu-
ğu gibi uzun süreli olması da düşünüle-
mez. Bu durumda silahlı bir çatışma için
kullanılacak ilk ve etkili güç hava kuv-
vetleri olacak ve belki önceleri sınırh ola-
rak başlatılacak bir hava harekâtı daha
sonra genişleyerek sonuca ulaşacaktır.
Saddam da bu gerçeği gördüğü için
Irak'ı böyle bir saldından korumak ama-
cı ile rehineleri ileri sünnektedir. Zira ha-
lihazır durumu ile Irak Hava Kuvvetle-
ri böyle bir darbeyi karşılayabilecek ve
mukabil saldınya girişebilecek güçte de-
ğildir.
Irak hava gücü hakkında basında bu-
güne kadar yeterli istatistiki bilgiler ve-
rilmiş ve değerlendirmeler yapümışür.
Genelde Saddam bölgeye göre güçlü bir
hava kuvvetine sahiptir. Batı'dan ve Do-
ğu'dan temin ettiği uçak, silah, araç ve
gereçlerle hem taarruzi hem de tedafüi
bir hava kuvveti yapısına sahiptir. Ayn-
ca FROG, SCUD, El Hüsseyin, El Ab-
bas gibi yerden yere taarruzi füzelerin ya-
nında, SA-2/3/6/7/8/9, Roland ve
Hawk tipi yerden havaya karşı kullanı-
lan yer savunma silahlarına da sahiptir.
Ancak 40 bin kişilik Irak Hava Kuvvet-
leri personeli özellikle pilotlar uzun sü-
ren Iran harbi nedeniyle moral yönün-
den zayıf durumdadırlar. 8^ yıllık harp-
ten önemli tecriibeler edinmelerine rağ-
men eğitim seviyeleri Batı standartlan-
na ulaşamamışur. Zafıyet, savaş esnasın-
da belirli bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Tüm bu müspet ve menfî etkenlere
rağmen Irak, bölgede diğer Arap ülke-
leri hava kuvvetlerine karşm müessir ola-
bilir. Fakat şu anda bölgede konuşlanan
ABD hava gücü unsurlan göz önüne
almdığı takdirde etkisiz kalmâya mah-
kûmdur.
O halde Saddam bir çılgınlık daha ya-
parak aralarında Türkiye'nin de bulun-
duğu komşu ülkelerdeki stratejik hedef-
lere (baraj, rafineri, şehirler, sanayi te-
sisleri gjbi) hava kuvvetleri ve yerden-yere
füzeleri ile taarruz edebilir ve kimyasal
silah kullanabilir. Ancak son çare ola-
rak başvurulan bu çırpınış hiçbir zaman
sonucu etkilemez.
Her ne kadar baza çevreler, özellikle
Saddam, bu imkâru abartarak deklare
etmeye çalışıyor ise de sonuç samldığı
düzeyde tahakkuk etmez. Zira öyle olsa
idi, şu anda fran'da birçok şehrin hari-
tadan silinmesi gerekirdi. Ancak böyle
bir hareket, hele hele kimyasal silahla-
nn kuuarulması insani açıdan bir yüz ka-
rası olur.
Olayın Türkiye yönünden değerlendi-
rilmesine gelince, Irak'ın bu durumda ne
sebeple olursa olsun, Türkiye'ye karşı si-
laha başvurmasının bir mantığı yoktur.
NATO ve ABD'yi bir tarafa bıraksak da-
hi, böyle bir çatışmadan Irak'ın çok da-
ha fazla zararlı çıkması kaçımlmazdır.
Krizin Kıbrıs'a etkisiProf. Pr. EROL MANİSALI
1- ABD, AT ve genelde dünya politik
çevrelerinin dikkati Körfez'de toplandı-
ğı için Kıbrıs, hem BM'de hem de AT1
de gündem dışına kaydı.
2- ABD, AT ve NATO çevrelerinde,
Türkiye'nin, Körfez konusundaki önemi
gündeme geldiğı için
a) ABD'nin
b) Ve AT'nin Ankara ve KKTC üze-
rindeki baskıları ertelenmiş oldu.
3- Adadaki mevcut statünün, adanın
politik ve askeri istikrarı bakımından
"olumlu" olduğu gerçeği, Orta-
Doğu'daki kriz ile daha iyi anlaşılmış ol-
du. Bu da, KKTC ve Ankara üzerinde,
gereksiz baskılarla, statü değişmesi yö-
nündeki baskıları n, Batı tarafından, bi-
raz daha farklı değerlendirilmesine yol
açabilecek niteliktedir.
4- Adadaki tngiliz üslerinin, Körfez
krizi ile öneminin artması, ada ile ilgili
"önceliklerin" ABD ve tngiltere bakı-
mından, askeri yönü ön plana çıktı.
5- Türkiye'nin politik ve askeri ilgisi-
nin, krizle birlikte Ortadoğu'ya kayma-
sı ve Güneydoğu Anadolu'ya asker kay-
dınlması, Yunanistan'ın ve Kıbrıs Rum
yönetiminin, ^azı sürpriz girişimlerde
bulunabilmelerini, en azından, Türkiye
1
nin tepkisi bakımından, kolaylastırdı. Bu
dunım yalnız Kıbrıs için değil Ege için
de söz konusudur.
6- ABD başta olmak üzere Batı'daki
büyük devletlerin Ortadoğu'da askeri
varlıklannın hızla büyümesi bölge so-
runlanna ilginin artmasına yol açmıştır.
Bu ilgi artışında esas olan petrol bölge-
leridir. Ancak, genelde, büyüklerin böl-
geye ilgilerinin, orta ve uzun vadede ar-
tacak yönde gelişmesi halinde, bu ülke-
lerin, Kıbns sorununa da ilgileri arta-
caktır.
Bölge dışı güçlerin Kıbns sorununa il-
gisinin artışı, Türkiye bakımından olum-
suz sonuçlar doğurur. Ancak, Türkiyeî-
nin bölgede nisbi önemi büyume göste-
rirse, olumsuz samlan etkiyi olumlu yön-
de değiştirme olasıhğı, zayıf da olsa
vardır.
7- Körfez krizi dolayısıyla kriz sonra-
sında, bazı Arap ülkelerinin Türkiye'ye
yaklaşımlarında olumlu gelişmeler sağ-
İanabilirse bu gelişmeleri, bir bölge ul-
kesi olan KKTC'nin tamnması yönünde
değerlendirmek gerekir.