Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 AĞUSTOS 1990 HABERLER CUMHURİYET/9
KÖRFEZ KR İZİ...KOR FKZ KR İZİ... KÖRFEZ KRİZÎ...KÖRFEZ KRtZl... KÖI
BAŞKENTTEN
Demeç Yasağı
AHMETTAN
ANKARA — Ankara'da siya-
sal gündeıne Birleşmiş Milletler
geldi oturdu. Kriz bölgesine sem-
boük de olsa asker gönderme dü-
şüncesi Çankaya'dan Bakanlar
Kurulu'na, oradan Dışişleri ve
Milli Savunma bürokrasisine
yansıyor.
ABD'li Senatör Byrd için Dı-
şişleri Bakanı Ali Bozer dün bir
öğle yemeği verdi. Yemekte biz de
vardık. Bozer, yemekte yaptığı
konuşmada, Byrd'e, "Birleşik
Anerika Senatörü" diyeceği yer-
de "Krleşmiş Milletler Senatörii"
dedi.
Bu elbette Başbakan'm da ba-
şına gelebilecek olağan bir dil
sürçmesi.
Ama, yemekte bulunanlar Bo-
zer'in bir gece önceki Bakanlar
Kurulu tartışmalarının etkisinden
kurtulamadığını düşündüler.
Akbulut, Bakanlar Kurulu1
nda, Körfez krizi Ue ilgili olarak
bakanlann olur olmaz her konu-
da konuştuğundan yakınmış, bu-
nun mutlaka önlenmesi gerekti-
ğini dile getirmişti.
Başbakan'a "en yürekten" ka-
tılan bir numaralı Bakan Ali Bo-
zer oldu. Çünkü bu demeçler en
çok onun ve başında bulunduğu
Dışişleri topluluğunun başını ağ-
ntıyordu.
Bakanlardan belirgin bir tep-
ki gelmedi.
Ancak bakanlann Körfez kri-
zine kanşmalarını önlemek çok
zordu. Çünkü kenarından köşe-
sinden her bakanuun kriz Ue bir
ilgisi vardı.
Mehmet Keçedler petrolden
sorumlu bakan sıfatı ile konuşu-
yordu, Giineş Taner, Körfez'de
"Cumhurbaşkanı özel temsücisi"
olmuştu.
Kaldı ki Kuveyt Emiri ile Suu-
di Kralı Fahd'ın vereceği milyar-
larca dolann hesabuu Hazine so-
rumlusu olarak Taner tutuyordu.
lşin içine Irak'tan göç de gir-
diği için, Devlet Bakanı Konuk-
man da kriz işinin içinde olmalı
idi.
Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, sa-
vaş söz konusu olduğunda kamu
sağlığı yönünden bir numaralı so-
rumlu bakan sıfatı ile esasen dev-
rede idi.
Adalet Bakanı Sungurlu'ya ge-
lince, uluslararası hukuk başta ol-
mak üzere krizle ilgili tüm yasa-
ma sürecinin işleyişini yorumla-
ma hakkına sahipti.
Savunma Bakanı Giray'ın kri-
zin tarafı olduğu tartışılamazdı.
Türizm Bakanı Aküzüm ise
krizin zaten ortasında. Bunu, ön-
ceki gün verdiğiTürk rurizmi
Körfez'den etkilendi, Türkiye'ye
yardım gerekir" şeklindeki deme-
ci ile kanıtladı.
Meteorolojiden sorumlu Dev-
let Bakanı Dinçerler'in de krizin
tarafı olduğuna kuşku yok. Çün-
kü, kimyasal silahın etkilerini
meteorolojik koşullar belir-
leyecek.
özetle, kabinedeki her bakan
krizde taraf dunımunda ve bu
nedenle hepsi de konuşma hak-
kına sahip.
Başbakan'm da, Dışişleri Ba-
kanı'nın da Körfez krizi konu-
sunda demeç tekeli yaratmaları
haksızlık.
Ankara'da dün de "savaş ne
zaman başlayacak?" sorusunun
üzerine başka soru çıkmadı.
Dışişleri Bakanı Bozer Körfez
turuna çıkarken, Özal'ın "Körfez
özel temsilcisi" Güneş Taner de
Körfez'den dönecek. Kral Fahd,
Kuveyt Emiri ve Birleşik Arap
Emirlikleri Başkanı ile Ankara-
nın zararlarının karşılanmasını
konuşan Taner'in yanında da Ha-
zine Müşteşar Yardımcısı Mahfi
Eğilmez var. Eğilmez'in bavulun-
dan kaç milyar dolarlık ek yar-
dım çıkacağı merakla bekleniyor.
Bozer'in Körfez turu, Cumhur-
başkanı Özal'ın yapmayı tasarla-
dığı Körfez seyahatine diploma-
tik ve siyasal hazırhk yapma
amacına da dönük.
Kriz patlak vermeden önce
planlanmış olan özal'ın seyaha-
ti, "sn" sorunu çerçevesinde ve
ekonomik içerikli idi. Şimdı de-
ğişen koşullara göre, özal'ın ge-
zisinin de içeriği değiştirilecek.
Bozer'in temaslan bu çerçevede
gerçekleşecek.
Japon Başbakanı yerine gön-
derilen Japon Dışişleri Bakanı
ise, Ankara'da küçiik de olsa bir
hareket yarattı.
Ama asıl hareketi, akşam sa-
atlerınde Ankara'ya ulaşan "Ha-
bur Sınır Kapısı'mn kapatıklığı"
haberi yarattı. Habur Kapısı
Iraklılar tarafından, artan göç
akını yüzünden kapatılmıştı.
Irak'ta yaşayan, özellikle Asya ül-
keleri yurttaşlan akm akın Irak'ı
terketmeye yöneldiler.
Önceki gece toplanan Bakan-
lar Kurulu'nda, Bozer bu konu-
da "teiüike sinjsli" verdi. Sayılan
yarım milyona yaklaşan yaban-
cıların, Türkiye sınırına akın et-
mesinin yaratacağı tehlikeler ele
alınmadı. Çünkü işin boyutları-
nı incelemek için, bölgeden bilgi
gelene kadar beklenmesi uygun
görtildü.
Dün gece, Çankaya'da özal'ın
Amerikalı Senatör Bryd'e verdi-
ği yemekte bilgiler geldi. Sırur
Asyalı yabancılarla tıkanmaya
başlamıştı.
Acil önlem gerekiyordu. Mu-
habir arkadaşlanmız bakanlan
aramaya koyuldular. Ama kim-
se konuşmak istemiyordu. De-
meç yasağı yürürlüğe mi girmiş-
ti, yoksa bakanlar Asyalı göç-
menlerin üzerlerine kalacağmdan
mı korkuyorlardı?
Bu göç işinin büyüyeceği ve
Türkiye'ye çok baş ağnsı verece-
ği anlaşıhyor...
IZMİR'den HİKMET ÇITINKAYA
Karargâhta Hareketlilik
İZMİR — NATÖ'nun Şirinyer-
deki 6. ATAF Karargâhı'nda sü-
ren sessizlik son üç gündür ha-
reketiiliğe dönüştü.
6. ATAF'a bağlı Eskişehir'de-
ki Birinci Taktik ve Diyarbakır-
daki İkinci Taktik Hava Kuvvet-
teri'nde de ayr» hareketliliğin gö-
rüldüğü bildiriliyor.
Bu arada yıllar önce lağvedi-
len avcı birliklerinin araç ve ge-
reçteri jandarma birlikterirte dev-
redilmişti. Depolarda bulunan
avcı birliğinin araç ve gereçleri-
nin sayımına başianıyor.
Sokaktaki yurttaş, gazeteler-
den ve TV'den izledıği kadarıy-
la yeliniyor. Gazetelerin telefon-
ları sûrekli çalışıyor. Yöneltilen
soru şu oluyor:
— Türkiye Körfez'e asker
gönderecek mi, Türkiye savaşa
girecek mi?
Mersin'i, İskenderun'u arıyo-
ruz telefonla. Her iki limanda
Irak'a gönderilmek üzere gelen
gemilerin durumunu öğrenmek
istiyoruz. Yetkililer Mersin Lima-
m'nda 5 bin ton donmuş et yük-
lü üç geminin ambargo nede-
niyle iki haftadır açıkta bekletil-
diğini söylüyorlar.
Mersin ve İskenderun liman-
larında Irak dışındaki ülkelere
gidecek mallar boşaltıldıktan
sonra gemilerin çıkışına izin ve-
riliyor. Irak'a ait konteyner ve di-
ğer yükler ise depolara konulu-
yor. Depolarda 10 bin tonun üze-
rinde Irak'a gidecek mal bulunu-
yor.
Lûbnan bandıralı "Flexen"
adlı gemi 2 bin ton malla isken-
Rumen ve dün sabah da 28 İs-
veçli Habur'dan giriş yapıyor
Türkiye'ye. Öğle saatlerinde de
bir haber ulaşıyor Habur'a:
— Irak, Habur sınır kapısını
kapatacak...
•
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
yabancı gazetelere ve TV'lere
verdiği demeçlerde, "Körfez'de
savaş tehlikesinin arttığını" be-
lirtiyor. özal, Türk halkınt yavaş
yavaş savaşa alıştırıyor.
Ne diyor Özal?
— Suudi Arabistan ve bazı
Körfez ülkelerinin Türkiye'den
asker yollanmasını isteyecekle-
ri yolunda işaretler var...
Zaten Türk halkıyla birlikte
ANAP grubu da Körfez'e asker
gönderılmesi için alıştınlryor. Ak-
lı başında kimi ANAP milletve-
killen "banşçıl cözüm gerek"
deseler bile, buyruk tepeden
geldiğin^ göre ne yapacaklar?
Dışarıya asker göndermek
TBMM'nin iznine bağlı olması-
na bağlı, amaçoğunluk ANAP-
ın. Savaş yetki tezkeresi değiş-
tirilip Meclis'ten geçmisti.
Özal şimdi şöyle diyor:
— Modern silahların kullanıl-
dığı günümüzde saldınya uğra-
mayı beklerseniz başınız derde
girer. Hazırlıklı olmalısınız. Bel-
ki bir gücün ülke dışına gönde-
rilmesi Türkiye'nin çıkarları için
iyi olacaktır.
TBMM'de değişikliğe uğrayan
savaş yetki tezkeresi "savaş iz-
ni"ne dönüştürülürken Türkiye1
ye bir "saldırı halinde" madde-
si eklenmiş ve onaylanmıştı.
derun limanına geldi. Irak'a gı- Özal, şimdi bunun sakıncaları-
da maddesi getiren gemi, yükü- na da değiniyor.
nü boşaltmadan geri gönderil-
di.
Türkiye, BM kararı gereğince
ekonomik ambargoyu uygulu-
yor...
Bu kez Silopi'yi arıyoruz tele-
fonla. Habur sınır kapısından iki
günde yaklaşık 700 kişinin geç-
tiği bildiriliyor. 250 kişilik bir Yu-
goslav grup Nusaybin yakınla-
nnda bir motelde kalıyor. Pakis-
tanlılar ise parasızlıktan özel eş-
yalarım satıyorlar.
Yetkılilerden Irak'tan gelen ya-
bancıların izlenimlerini alıp al-
madıklarını soruyoruz. Konuş-
tuklannı, Irak'ta ambargodan
ötürü bir sıkıntı çekmediklerini
anlattıklarını bildiriyor.
Şöyle diyor yetkili:
— Irak'ın kuzeyinden geliyor-
lar. O tarafta yiyecek ve içecek
sıkıntısı yok...
Yugoslav, Çinli, Pakistanlı.
6. ATAF'ın Şirinyer'deki karar-
gâhı'ndaki hareketlilik, Eskişe-
hir ve Diyarbakır Hava Taktik Ko-
mutanlığı'ndaki canlılık acaba
neyin habercisi?
6. ATAF'ın görev ve yükümlü-
lüğünü bir kez daha anımsata-
lım isterseniz:
"Güneydoğu NATO bölgesin-
de muhtemel bir savaş anında,
6. ATAF Komutanı, milli makam-
ların onayı alındıktan sonra, iki
Türk Taktik Hava Kuvveti'nin ha-
rekât kontrolünü deruhte eder.
Bu birlikler, karargâhı Eskişehir-
de bulunan 1. Taktik Hava Kuv-
veti ve Diyarbakır'da üslenmiş
olan 2. Taktik Hava Kuvvetleri1
dir. Her iki kuyvet de taarruzi-
hava harekâtı, yakın hava des-
teği, hava önleme, keşif ve ha-
va savunması yapabilecek filo-
lar ile teşkil ve teçhiz edilmiş ve
eğıtilmişlerdir.''
Onbinlerce Asyalı, Irak'ı terk etmek için Türkiye sınırına akın etti. Sınır kapısı dün gece kapatıldı
Habur'da yığılma, Irak'tan kapatma
Ürdün'ün ülkesine
giriş izni
vermemesinden sonra
Irak ve Kuveyt'te
çalışan yarım milyona
yakın Asyalının
Türkiye üzerinden
ülkelerine dönme
olasıhğı belirdi.
Ancak Irak, dün gece
saat 20.00'den sonra
yığılma nedeniyle
geçişi durdurdu. •
Dışişleri Bakanlığı,
"geçici
sığınmacılar"m
doğuracağı zorluklar
nedeniyle ilgili ülkeler
nezdinde girişimlere
başladı.
Haber Merkezi — îrak ve Ku-
veyt'teki yabancılann "tek çıkış
kapısı" haline gelen Habur, on-
binlerce Hintli, Pakistanlı, Bang-
ladeşli ve Filipinlinin göçü ile kar-
şı karşıya. Irak, kapıdaki yığılma-
yı önlemek amacıyla dün saat
20.00'de Habur'dan Türkiye'ye
geçişi durdurdu. Ankara'nın da
benzer bir kararla sımn kapatma-
sının gundemde olduğu belirtili-
yor.
Habur'daki polis yetkilileri,
dün gece saat 20.00'den sonra ge-
çişlerin durdurulduğunu bildirdi-
ler. Habur köprüsü üzerinde dün
gece 3 bin kişinin beklediği öğre-
nildi. Dışişleri Bakanlığı'ndan bir
yetkili, on binlerce Asyalının
Türkiye'ye giriş yapmak için bek-
lediğini, bunun yaratacağı tıka-
nıklıklan ve sakıncaları önlemek
üzere ilgili ülkelerin büyükelçilik-
leri Ue temas kurulduğunu bildır-
di. Bu arada, kuruyan Habur de-
resinden yüriiyerek geçiş yapmak
isteyenlere karsı da, askeri önlem-
lerin arttırıldığı belirtildi.
Irajc ve Kuveyt'ten izin alarak
çıkış yapılabilen "kurtuluş
kapısı" durumundaki Habur'dan
dün 114'ü Türk, 1820 yabana uy-
ruklu Türkiye'ye giriş yaptı.
Türkiye'ye giriş yapan yabancı
UYnıklularuı çoğunluğunu Irak ve
Kuveyt'te çalışan Pakistanlı işçi-
ler oluşturuyor. Bunu Rumenler,
Yugoslavlar, Hintliler ve tsviçre-
liler izliyor.
Habur'dan Acil Sanboğa'mn
haberine göre Irak tarafından sı-
nır dışı edilen bir grup Pakistanlı
tSVİÇRELtLERÎN SEVİNCİ — Haburdan dün giriş yapan 4 ü ço-
cnk 28 tsviçreli, götüriildükleri Divarbakır'dan dün akşam uçakla
Istanbul'a getirildiler. tsviçre Havayollan'na ait DC-9 lipi bir uçakla
tstanbul'a gelen yolcular, buradan ülkelerine gidecekler. Habur'dan
giriş yapan Avusturya'nın Kuveyt Buviikelçisinin eşi ve üç cocuğu-
nu götürmek üzere bir uçak daha Dharbakır'da bekliyor. Is\içreli
yolcular, Diyarbakır Havaalanı'nda ülke bayraklarıjla, Irak'tan ay-
nlmanın sevincini yaşadüar. (Fotoğraf: AA/Diyarbakır)
işçi, Kuveyt'te Müslümanlann dı-
şında tüm yabanalann tecrit edil-
diğini, yabancı uynıklulann ise
nerede toplandıklarının kimse ta-
rafından bilinmediğini söylediler.
Kuveyt'te petrol kuyulan başta
olmaİc üzere her yerin ateş içinde
olduğunu anlatan isçUer, açlık çe-
kildiğini ve hiçbir temel gıda mad-
desinin bulunmadığını bildirdUer.
Habur'dan dun sabah 28 tsviç-
reli Türkiye'ye geldi. Kapıda bu-
lunan tsviçre Büyükelçiliği görev-
lisi Erçin Luthi, ikinci bir tsviç-
reli grubun daha giriş yapmasırun
beklendiğini söyledi. Dün giriş ya-
panlar arasında 70 kişilik bir Ru-
men grubun yam sıra, Avustur-
ya'nın Kuveyt Büyükelçisi'nin eşi
ve 3 çocuğuyla, Türkiye'nin Bağ-
dat BüyükelçUiği'nde görevh' 7 ki-
şi de bulunuyor.
Habur sınır kapısında ABD'nin
Adana konsolosu, tsveç Büyükel-
çüigı birinci kâtibi ve Finlandiya
Büyükelçisi Mauno Castern, ge-
lecek vatandaşlannı bekliyorlar.
tki gün önce giriş yapması bekle-
nen 90 kişilik tsveçli turist kafi-
lesine Irak yetkililerince geçiş iz-
ni verilmediği, kafıleyi götürecek
iki uçağın Diyarbakır
Havaalanı'nda beklediği bil-
dirildi.
öte yandan, Irak'tan sınır dışı
edilen bir grup Pakistanlı Bat-
man'a giderek Vali Tuncer Per-
çinler'den yiyecek ve benân iste-
di. Pakistanlılara, Sosyal Daya-
nışma Fonu'ndan para yardımı
yapıldığı ve araçlanna benzin ve-
rildiğı bildirildi.
Bu arada, Irak'ın kapıyı tama-
men kapatacağı yolunda Habur'a
ulaşan haberler doğnılanmadı.
Habur sınır kapısında Türki-
ye'ye girişleri izleyen 50'ye yakın
yerli ve yabancı gazeteci, gümrük
sahasmdan çıkarılmaları üzerine
Başbakan Yıldınm Akbulut'a
faks çekerek yasağın kaldırılma-
sını istediler. Gazeteciler, habeT
alma özgürlüklerinin kısıtlanma-
sım, fotoğraf makinelerini güm-
rük sahasımn girişine bir dakika
bırakarak protesto ettiler.
Ürdün'ün ülkesine giriş izni
verrnemeye başlaması sonrasında
Irak ve Kuveyt'te yaşayan 445 bin
Asyalının Türkiye'ye üzerinden
ülkelerine dönme olasılığının be-
lirdiği kaydediliyor. Ankara bü-
romuzun haberine göre Bakanlar
Kurulu'nda önceki gece ele alınan
konu dün Dışişleri Bakanlığı'nda
aynntılı değerlendirmelere ve yo-
ğun hazırlığa neden oldu.
Bakanhk kaynaklan, halen 170
bin Hintli, 100 bin Bangladeşli,
100 bin Filipinli ve 75 bin Pakis-
tanhnın ülkelerine Türkiye üzerin-
den dönmek istediklerini belirtti-
ler. Yarım milyona yakın bir göç-
men grubu oluşturan bu toplulu-
ğun Türkiye'ye girişine izin veril-
mesi kararı alındığı da bildirildi.
Bu karann ilk uygulaması çerçe-
vesinde söz konusu dört ülkenin
2900'ü Pakistanü olmak üzere
yaklaşık 5 bin yurttaşına Habur
Kapısı'ndan giriş izni verildiği öğ-
renildi. Bu kişilere Türkiye'ye gi-
riş vizesinin kapıda verildiği ve vi-
ze ücretinin "insannl nedenlerle"
alınmadığı da kaydedildi.
Türkiye'nin yarım milyona
yaklaşan bir "geçici sığınmacı"
topluluğunu ağırlama olanaklan-
na sahip olmadığım belirten Dı-
şişleri Bakanlığı yetkilileri bu ko-
nudaki girişimlerin de başlatıldı-
ğını açıkladılar. Edinilen bilgiye
göre Türkiye, tslamabad, Mani-
la, Yeni Delhi ve Dakka ile ilişki
kurarak yurttaşlanmn en kısa sü-
re içinde ülkelerine dönmeleri için
gerekli girişimlerin yapümasım is-
tedi. Birleşmiş Milletler (BM)
Mülteciler Yüksek Komiserliği'-
nin ise henüz devreye girmediği
öğrenildi.
Çankaya Köşkü'nde, Cumhur-
başkanı özal'ın Amerikalı sena-
tör Byrd onuruna verdiği yemek
sırasında, Irak'ın Habur sınınnı
kapattığı haberi öğrenildi. Irak'-
ın sınırdaki yığılmalar üzerine bu
kararı aldığı beh'rtilirken, Türki-
ye'nin de benzer bir kararla sını-
n kapatabileceğinin gundemde ol-
duğu bildirildi. Yemekten sonra
Cumhurbaşkanı Özal başkanlı-
ğında Başbakan Akbulut, Dışiş-
leri Bakanı Bozer ve Dışişleri
Müsteşan Büyükelçi Tugay Özçe-
ri'nin katıldığı bir toplantı yapıl-
dı. Toplantıda, Habur'daki yığıl-
malar karşısında alınabilecek ön-
lemler değerlendirildi.
Ankara'da gösteri
B^u arada yaklaşık 150 kadar
Pakistanlı, Ankara'daki Pakistan
Büyükelçiliği önünde önceki ge-
ceden bu yana protesto gösterisin-
de bulunuyor. Irak'tan giriş ya-
ANKARA, GOZDEN ÇIKAR1LAMAYACAK MÜTTEFtK
Türkiyeistihbaratta kilit ülke
SEMtH tDtZ
ANKARA — Ankara'yı Washington
için "gözden cıkanlamayacak miittefik"
konumuna getiren Körfez krizi sonrasın-
da, Türkiye'nin, Ortadoğu'ya yönelik is-
tihbarat açısından kilit ülke konumuna gel-
mesi bekleniyor. Elinde CIA ve DİA gibi
her turlü olanakla donatılmış sivil ve as-
keri istihbarat örgütleri bulunmasına kar-
şın 10 yıl içinde önce tran'da şimdi de Kör-
fez bunalımma "hazırlıksız" yakalanan
ABD'nin bu duruma yol açan nedenleri
değerlendirmesi gerekeceği bildirüiyor.
ABD'nin "arka babçesi" olarak sayılan
Latin Amerika'daki durumun aksine, Or-
tadoğu'ya yönelik olarak yapılan ciddi de-
ğerlendirme hatalannm Amerikan istihba-
rat örgütlerini, Türkiye ve bölgedeki diğer
müttefiklerinin benzeri örgütleri ile daha
yakın bir işbirliğine sevk edeceği tahmin
ediliyor.
Batılı diplomatik çevreler, Irak'ın Ku-
veyt'i işgalinden bir hafta önce ABD'nin
etkin gazetelerinde, "VVashington'daki is-
tinbarat kaynaklan'na atfen. Saddam
Hüseyin'in böyle bir operasyona girişme
olasılığının az olduğuna yönelik haberler
yayımlandığını anımsattılar. Aynı kaynak-
lar, gelişmelerin Washington'un genel bek-
lentisini yansıtan bu göruşün aksine oldu-
ğunu bildirerek şöyle konuştular:
"Kuveyt'i allı saat gibi kısa bir siirede
işgal eden bir operasyonun hazırlıklan za-
man alır. Öyle anlaşıhyor ki bu hazırlık-
lar Saddam Hüseyin'in tetnmuz ortalann-
da Kuveyt'i ilk suçladıgı sırada başlamış-
tı. Irak-Kuveyt krizi brmamrken askeri ha-
zıriıklann sürdüğü de edinilen bilgiler ara-
sındaydı. Ancak Irak'ın çıkardığı tüm gü-
riiltüye rağmen Kuveyt'i işgal edecegi Was-
hington tarafından tahmin edilemedi. tran
Şahı'nın Humeyni'ye karşı koyabileceği
konusunda yapılan değerlendirme hatası-
nın bir benzeri yaşandı."
Batılı diplomatlar, "Aslında duvarda-
ki yazının başından belli olduğunu" savu-
narak "VVashington, dunyanın banş rota-
sında olduğu bir sırada bunun birden sa-
vaş rotasına dönüşebileceğini gormezlik-
ten geldi. Eldeki verileri yanlış
degerlendirdi" diye konuştular.
Özellikle tngiliz ve tsrail istihbarat ör-
gütlerinin mevcut verileri, gelişmeleri doğ-
rulayacak şekilde değerlendirdiklerini bil-
diren bu kaynaklar. "ABD bn değerien-
dirmeleri 'akademik en kötü hal
senaryolan' olarak kabul etti" dediler. Ya-
pılan bu ciddi hatanm ise Başkan Bush'-
un sonuçta takındığı sert tutumun teme-
lindeki ana etken olduğunu kaydederek
şunları söylediler:
"Kuvyet'teki gelişmeler karşısında bek-
lenmedik bir şekilde yakalanan ABD yö-
netimi, Irak'ın bundan sonraki adımlan-
nı bilemediği için balyoz >önetimini benim-
sedi. İlk hatasını tekrarlamamak için giiç
göslerisi yolunu secti. Saddam Hüseyin,
gerçekten Kuveyt'in ötesine geçmeyi risk
edebUir mi? Kuveyt'i hazır almışken yeni
maceralar ister mi? Bu sonılan sormak is-
temedi. Zaten soramazdı da çünkü Irak'-
ın o aşamada gerçek niyetleri de saptana-
mıyordu." Diplomatik kaynaklar, bu
nedenlere dayanarak mevcut bunalımın çö-
zümlenmesinden sonra ABD'nin Türkiye,
Mısır, tsrail ve Suudi Arabistan gibi böl-
gedeki müttefîkleri ile istihbarat işbirliği-
ni geliştirmek isteyeceğini tahmin edi-
y o r l a r .
Akbulut
Türkiye'nin
politikası
yönlendirici
AML4RA (Cumhuriyet Büro-
su)—Başbakan, Yüdırun Akbulut
Türkiye'nin Körfez'de uyguladığı
politiicalarla "yönlendirici ülke"
konumuna geldiğini söyledi. Ak-
bulut dün ANAP Genel
Merkezi'nde partisine katıhmlar
nedeniyle yaptığı konuşmada,
Türkiye'ninen kritik dönernleri ya-
şadığmı, budönemdemuhalefetin
vatandaşın rihnini bulandırmak
için çaba sarf ettiğini, vatandaşın
bunu seçimlerde gösterdiği tavırla
cezalandırdığını iddia etti.
Türkiye'nin istikrarlı yönetimi
sayesinde Irak-Kuveyt çatışması ve
arkasından gelişen Körfez gergin-
u'ğinden "etkilenmedigini" dile ge-
tiren Akbulut şunları söyledi:
"Türkiye istikran sayesinde sı-
nırlardaki komşulannda olan olay-
lardan etkilenmiyor. tran-Irak sa-
vaşı 8 yıl snrdu. Irak şimdi haksu
birşekildeKuvTet'iilhaketti. Istik-
ranmız sayesinde bu olaylardan et-
kileamiyonu. Hatta Ortadogu'da
uygnladıgnmz politika yönlendiri-
ci oluyor."
Türkiye'nin hiç kimsenin bir ka-
nş toprağmda gözü olmadığmı dile
getiren ve Meclis'ten anayasanın
92. maddesine uygun olarak her-
hangi bir olasıhğa karşı gerekli'iz-
ni aldıklarını anlatan Akbulut,
"Savaşı değil sulhu istiyoruz. Bu-
nun için giderek tırmanan olaylar
zincirinde biz elbetteId gereken öo-
lemleri aimalıyız, gerekli tedbirle-
ri aldık" diye konuştu.
MYORUZKl:
EYHLERİN
f
Sanatçılar müdahaleye karşıKültür Senisi — Ortadoğu'daki son ge-
lişmelerle birlikte Türkiye'nin sıcak bir sa-
vaşa sürüklendığini ileri süren bir grup sa-
natçı, "Bölge halklannın kendi aralannda-
ki sorunlannı kendilerinin çözmesi gerekir-
ken başta ABD ve Batılı ülkelerin Ortado-
ğu'ya müdahalesT'nı kabul etmediklerini
söyledi.
Rıfat Dgaz, Musa Anter, Bilgesu Erenus,
Rahmi Saltuk, Ömer Özgeç, Unal Büyük-
gonenç, Grup Ybnım, Ortaköy Halk Sahnesi
ve Ortaköy Fotoğraf Sinema Grubu'nun ka-
tılımıyla dun düzenlenen topıantıda sanat-
çılar savaşa karşı olmalanrun nedenlerini
açıkladılar. Grup Yorum'un şarkılarından
sonra Ortaköy Fotoğraf-Sinema Grubu bir
dia gösterisi sundu. Ortaköy Halk Sabnesi
de küçük bir oyun sahneledi. "'Saldırganla-
nn yanında savaşacak gücümüz yok" diyen
Rıfat Ilgaz, Avrupa Topluluğu'na girmek için
insan haklanna saygı yerine bu tip oyunla-
ra başvurmanın yanlış olduğunu belirtti. Il-
gaz, "Biz Ortadogu pelrolunün bekçisi de-
giliz, jandarması hiç olamayız" dedi.
Toplantıda konuşan Musa Anter de sava-
şın çok anlanısız olduğunu belirtti. Bilgesu
Erenus ise muhalefetin tutumuna dikkat çe-
kerek, "Birlesmiş Milletler ve TBMM para-
vanası arkasına sığınarak güvensizliklerini
gösleriyorlar. tktidardan hiçbir farklan yok"
dedi. Erenus, Saddam'ı "5 bin Kiirdii Batılı
siiahlarla öldüren bir kasap" olarak tanım-
ladı.
Rahmi Saltuk, Türkiye'nin savaşa girme-
sinin "çok açıkca haksızlık" olacağını belirtti
ve "Irak'la böyle bir olaya girmemiz Türk
halkı için bir yıkım, Kürtler için farklı bir
felaket olur" dedi. Halepçe katliamından söz
eden Ünol Büyükgönenç ise Türkiye'de ge-
rekli ve yeterli tepkinin gösterilmediğini öne
sürdu.
"Türkiye savaşa giremez diye yaygın
bir kanaat var halk arasında, ama Türkiye
savaşa girmeye 1. Dunya Savaşı'nda olduğu
kadar >akındır" dedi.
pan Pakistanlılar, hükümetlerinin
ülkelerine dönüş için kendilerine
gereken ilgiyı göstermemesinden
yakınarak bir an önce uçak sağ-
lanmasını istiyorlar.
Bu arada 2 ağustosta kapatılan
Irak hava sahasımn dün açıldıği
bildirildi. SSCB Dışişleri Bakan-
lığı sözcüsü Yuri Gremitski tara-
fından yapılan açıklamada dün
bir gnıp Sovyet vatandaşının ül-
keden aynlması için yolcu uçak-
lanna iniş kalkıs izni verildiği ve
bu iznin tüm uçaklar için geçerli
olduğu kaydedildi.
Ürdün'de 11 bin kişi
öte yandan Ürdün'ün Irak sı-
nınru kapatmasına karşın dün ço-
ğunluğu Mısırlı 11 bin kişinin Ru-
veyşe sımr kapısından Ürdün'e
gectikleri bildirildi. Ajanslar, ga-
zeteciler, sınır kapısından petrol
tankerleri veya yük kamyonlan-
tun sürekli olarak Irak veya Ür-
dün tarafına geçtiğini kaydettiler.
Sınırdaki gtivenlik yetkilileri,
yalnızca perşembe günü (dün) için
kapatılması emrini gözardı edebi-
leceklerini ve Irak kesimindeki ka-
labalığın Ürdün'e girmesine izin
vereceklerini söylediler.
Yetkililer, Rutbah sınır kapısı-
run Irak kesiminde de çoğu Arap
ve Asyalı 20 bin kişinin biriktiği-
ni ve bunlann da en geç dün ak-
şama kadar Ürdün'e girmelerine
izin verileceğini belirttUer.
tran resmi haber ajansı İRNA
ise geçen pazar gününden beri
Irak'tan Salamşeh sınır kapısın-
dan 48 bin kişinin tran'a girdiği-
ni duyurdu. Ajans 8 tranlırun cölü
geçerken sıcak nedeniyle öldükle-
rini de belirtti.
AT'den yardım
Avrupa Topluluğu Ürdün -
Irak sımrında yığılan ve çoğunlu-
ğu Mısırlı binlerce kişi için Ürdün
ve Mısır arasında bir hava köprü-
sü kurulması amacıyla Ürdün'e
1.3 milyon dolarlık acil yardım
verilmesini kararlaştırdı.
Bu arada Bağdat'tan bir grup
Arap ve Avrupalı, aüeleriyle bir-
likte dün Irak Havayollan'na ait
bir uçakla Amman'a geldi.
Yabancüar arasında bir tngiliz,
iki Kanadalı ile 80 BM görevlisi
ve ailelerinin bulunduğu bildiril-
di.
Ürdün'ün Rüveyşe sınır kapı-
sını kapatmasından sonra Am-
man'a gelen ilk uçakta bulunan
80 BM görevlisi ve ailelerinin, ül-
kelerine gitmek için havaalanın-
da bekledikleri haber veriliyor.
AP'nin yorumu
Türkiye'nin
DO ında
*Kürtfaktörü
9
Associated Press'in
Ankara çıkışlı haber-
yonımunda Türkiye'nin
bölgede ortaya çıkacak
yeni bir düzende Kürtler
için bağımsız bir devlete
yer olmayacağmdan emin
olmak istediği kaydedildi.
Dış Haberler Servisi — Türki-
ye'nin Körfez krizi politikasında
Kürt sonınunun da rol oynadığı
öne sürüldü. Associated Press
ajansının dün geçtiği Ankara cı-
kışh haber-yorumunda "Türki-
ye'nin Körfez kri/inde izlediği ak-
tif rolıio sebebinin ileride sesinin
daha çok dinlenmesi amacını
güttogii " kaydedildi.
AP'nin Ankara Muhabiri Emel
Aml imzasıyla geçilen haber-
yorumda, "Türkiye, bölgede or-
taya çıkacak yeni bir düzende
Kürtler için bağımsız bir devlete
yer olmayacagından emin olmak
istiyor" denildi.
AP'nin yorumunda aynca şu
görüşlere yer verildi:
"ABD, Saddam Hüseyin'i di-
ze getirip, bölgedeki petrol alan-
lannı güvence altına almaya ka-
rarlı göriinöyor. Bo da herhalde
savaşa yol açacak. Savaşı da bir
banş konferansı takip edecek. Bu
da Irak'ın parçalanması ve bölge-
de yeni bir düzen oluşmasını ge-
tirecek. Türkiye, konferans ma-
sasında bağımsız bir Kürdistan'-
ın ortaya çıkmayacağı ve ulusal
çıkarlannın zarar görmeyeceğin-
den emin olmak isteyecektir."
Ankara
ABD elçisi
hastaneye
kaldırıldı
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) Cumhurbaşkaru Turgut özal-
ın, ABD'li Senatör Robert Byrd ve
beraberindekiler onuruna verdiği
yemekte, ABD'nin Ankara Büyü-
kelçisi Morton Abramowitz fena-
lık geçirerek Gülhane Askeri Tıp
Akademisi Hastanesi'ne kaldırıl-
dı. Kronik yoğun bakım servisin-
de tahlilleri yapılan büyükelçinin
durumunun iyi olduğu bildirildi.
Başbakan Akbulut, ban ba-
kanlar ve Genelkurmay Başkanı
Orgenaral Torumtay'ın katıldığı
yemekte konuşan Özal, "Türkiyeî
nin stratejik öneminin azaldığı id-
dialan Körfez krizi ile çüriidn"
dedi. Byrd de Türkiye'nin Körfez
krizi nedeniyle uygulanan ambar-
godan doğacak ekonomik kayıp-
larının göz ardı edilmesi gerekti-
gini bildirdi.