03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 AĞUSTOS 1990 HABERLER CUMHURİYET/9 KÖRFEZ KR İZİ...KOR FKZ KR İZİ... KÖRFEZ KRİZÎ...KÖRFEZ KRtZl... KÖI BAŞKENTTEN Demeç Yasağı AHMETTAN ANKARA — Ankara'da siya- sal gündeıne Birleşmiş Milletler geldi oturdu. Kriz bölgesine sem- boük de olsa asker gönderme dü- şüncesi Çankaya'dan Bakanlar Kurulu'na, oradan Dışişleri ve Milli Savunma bürokrasisine yansıyor. ABD'li Senatör Byrd için Dı- şişleri Bakanı Ali Bozer dün bir öğle yemeği verdi. Yemekte biz de vardık. Bozer, yemekte yaptığı konuşmada, Byrd'e, "Birleşik Anerika Senatörü" diyeceği yer- de "Krleşmiş Milletler Senatörii" dedi. Bu elbette Başbakan'm da ba- şına gelebilecek olağan bir dil sürçmesi. Ama, yemekte bulunanlar Bo- zer'in bir gece önceki Bakanlar Kurulu tartışmalarının etkisinden kurtulamadığını düşündüler. Akbulut, Bakanlar Kurulu1 nda, Körfez krizi Ue ilgili olarak bakanlann olur olmaz her konu- da konuştuğundan yakınmış, bu- nun mutlaka önlenmesi gerekti- ğini dile getirmişti. Başbakan'a "en yürekten" ka- tılan bir numaralı Bakan Ali Bo- zer oldu. Çünkü bu demeçler en çok onun ve başında bulunduğu Dışişleri topluluğunun başını ağ- ntıyordu. Bakanlardan belirgin bir tep- ki gelmedi. Ancak bakanlann Körfez kri- zine kanşmalarını önlemek çok zordu. Çünkü kenarından köşe- sinden her bakanuun kriz Ue bir ilgisi vardı. Mehmet Keçedler petrolden sorumlu bakan sıfatı ile konuşu- yordu, Giineş Taner, Körfez'de "Cumhurbaşkanı özel temsücisi" olmuştu. Kaldı ki Kuveyt Emiri ile Suu- di Kralı Fahd'ın vereceği milyar- larca dolann hesabuu Hazine so- rumlusu olarak Taner tutuyordu. lşin içine Irak'tan göç de gir- diği için, Devlet Bakanı Konuk- man da kriz işinin içinde olmalı idi. Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, sa- vaş söz konusu olduğunda kamu sağlığı yönünden bir numaralı so- rumlu bakan sıfatı ile esasen dev- rede idi. Adalet Bakanı Sungurlu'ya ge- lince, uluslararası hukuk başta ol- mak üzere krizle ilgili tüm yasa- ma sürecinin işleyişini yorumla- ma hakkına sahipti. Savunma Bakanı Giray'ın kri- zin tarafı olduğu tartışılamazdı. Türizm Bakanı Aküzüm ise krizin zaten ortasında. Bunu, ön- ceki gün verdiğiTürk rurizmi Körfez'den etkilendi, Türkiye'ye yardım gerekir" şeklindeki deme- ci ile kanıtladı. Meteorolojiden sorumlu Dev- let Bakanı Dinçerler'in de krizin tarafı olduğuna kuşku yok. Çün- kü, kimyasal silahın etkilerini meteorolojik koşullar belir- leyecek. özetle, kabinedeki her bakan krizde taraf dunımunda ve bu nedenle hepsi de konuşma hak- kına sahip. Başbakan'm da, Dışişleri Ba- kanı'nın da Körfez krizi konu- sunda demeç tekeli yaratmaları haksızlık. Ankara'da dün de "savaş ne zaman başlayacak?" sorusunun üzerine başka soru çıkmadı. Dışişleri Bakanı Bozer Körfez turuna çıkarken, Özal'ın "Körfez özel temsilcisi" Güneş Taner de Körfez'den dönecek. Kral Fahd, Kuveyt Emiri ve Birleşik Arap Emirlikleri Başkanı ile Ankara- nın zararlarının karşılanmasını konuşan Taner'in yanında da Ha- zine Müşteşar Yardımcısı Mahfi Eğilmez var. Eğilmez'in bavulun- dan kaç milyar dolarlık ek yar- dım çıkacağı merakla bekleniyor. Bozer'in Körfez turu, Cumhur- başkanı Özal'ın yapmayı tasarla- dığı Körfez seyahatine diploma- tik ve siyasal hazırhk yapma amacına da dönük. Kriz patlak vermeden önce planlanmış olan özal'ın seyaha- ti, "sn" sorunu çerçevesinde ve ekonomik içerikli idi. Şimdı de- ğişen koşullara göre, özal'ın ge- zisinin de içeriği değiştirilecek. Bozer'in temaslan bu çerçevede gerçekleşecek. Japon Başbakanı yerine gön- derilen Japon Dışişleri Bakanı ise, Ankara'da küçiik de olsa bir hareket yarattı. Ama asıl hareketi, akşam sa- atlerınde Ankara'ya ulaşan "Ha- bur Sınır Kapısı'mn kapatıklığı" haberi yarattı. Habur Kapısı Iraklılar tarafından, artan göç akını yüzünden kapatılmıştı. Irak'ta yaşayan, özellikle Asya ül- keleri yurttaşlan akm akın Irak'ı terketmeye yöneldiler. Önceki gece toplanan Bakan- lar Kurulu'nda, Bozer bu konu- da "teiüike sinjsli" verdi. Sayılan yarım milyona yaklaşan yaban- cıların, Türkiye sınırına akın et- mesinin yaratacağı tehlikeler ele alınmadı. Çünkü işin boyutları- nı incelemek için, bölgeden bilgi gelene kadar beklenmesi uygun görtildü. Dün gece, Çankaya'da özal'ın Amerikalı Senatör Bryd'e verdi- ği yemekte bilgiler geldi. Sırur Asyalı yabancılarla tıkanmaya başlamıştı. Acil önlem gerekiyordu. Mu- habir arkadaşlanmız bakanlan aramaya koyuldular. Ama kim- se konuşmak istemiyordu. De- meç yasağı yürürlüğe mi girmiş- ti, yoksa bakanlar Asyalı göç- menlerin üzerlerine kalacağmdan mı korkuyorlardı? Bu göç işinin büyüyeceği ve Türkiye'ye çok baş ağnsı verece- ği anlaşıhyor... IZMİR'den HİKMET ÇITINKAYA Karargâhta Hareketlilik İZMİR — NATÖ'nun Şirinyer- deki 6. ATAF Karargâhı'nda sü- ren sessizlik son üç gündür ha- reketiiliğe dönüştü. 6. ATAF'a bağlı Eskişehir'de- ki Birinci Taktik ve Diyarbakır- daki İkinci Taktik Hava Kuvvet- teri'nde de ayr» hareketliliğin gö- rüldüğü bildiriliyor. Bu arada yıllar önce lağvedi- len avcı birliklerinin araç ve ge- reçteri jandarma birlikterirte dev- redilmişti. Depolarda bulunan avcı birliğinin araç ve gereçleri- nin sayımına başianıyor. Sokaktaki yurttaş, gazeteler- den ve TV'den izledıği kadarıy- la yeliniyor. Gazetelerin telefon- ları sûrekli çalışıyor. Yöneltilen soru şu oluyor: — Türkiye Körfez'e asker gönderecek mi, Türkiye savaşa girecek mi? Mersin'i, İskenderun'u arıyo- ruz telefonla. Her iki limanda Irak'a gönderilmek üzere gelen gemilerin durumunu öğrenmek istiyoruz. Yetkililer Mersin Lima- m'nda 5 bin ton donmuş et yük- lü üç geminin ambargo nede- niyle iki haftadır açıkta bekletil- diğini söylüyorlar. Mersin ve İskenderun liman- larında Irak dışındaki ülkelere gidecek mallar boşaltıldıktan sonra gemilerin çıkışına izin ve- riliyor. Irak'a ait konteyner ve di- ğer yükler ise depolara konulu- yor. Depolarda 10 bin tonun üze- rinde Irak'a gidecek mal bulunu- yor. Lûbnan bandıralı "Flexen" adlı gemi 2 bin ton malla isken- Rumen ve dün sabah da 28 İs- veçli Habur'dan giriş yapıyor Türkiye'ye. Öğle saatlerinde de bir haber ulaşıyor Habur'a: — Irak, Habur sınır kapısını kapatacak... • Cumhurbaşkanı Turgut Özal, yabancı gazetelere ve TV'lere verdiği demeçlerde, "Körfez'de savaş tehlikesinin arttığını" be- lirtiyor. özal, Türk halkınt yavaş yavaş savaşa alıştırıyor. Ne diyor Özal? — Suudi Arabistan ve bazı Körfez ülkelerinin Türkiye'den asker yollanmasını isteyecekle- ri yolunda işaretler var... Zaten Türk halkıyla birlikte ANAP grubu da Körfez'e asker gönderılmesi için alıştınlryor. Ak- lı başında kimi ANAP milletve- killen "banşçıl cözüm gerek" deseler bile, buyruk tepeden geldiğin^ göre ne yapacaklar? Dışarıya asker göndermek TBMM'nin iznine bağlı olması- na bağlı, amaçoğunluk ANAP- ın. Savaş yetki tezkeresi değiş- tirilip Meclis'ten geçmisti. Özal şimdi şöyle diyor: — Modern silahların kullanıl- dığı günümüzde saldınya uğra- mayı beklerseniz başınız derde girer. Hazırlıklı olmalısınız. Bel- ki bir gücün ülke dışına gönde- rilmesi Türkiye'nin çıkarları için iyi olacaktır. TBMM'de değişikliğe uğrayan savaş yetki tezkeresi "savaş iz- ni"ne dönüştürülürken Türkiye1 ye bir "saldırı halinde" madde- si eklenmiş ve onaylanmıştı. derun limanına geldi. Irak'a gı- Özal, şimdi bunun sakıncaları- da maddesi getiren gemi, yükü- na da değiniyor. nü boşaltmadan geri gönderil- di. Türkiye, BM kararı gereğince ekonomik ambargoyu uygulu- yor... Bu kez Silopi'yi arıyoruz tele- fonla. Habur sınır kapısından iki günde yaklaşık 700 kişinin geç- tiği bildiriliyor. 250 kişilik bir Yu- goslav grup Nusaybin yakınla- nnda bir motelde kalıyor. Pakis- tanlılar ise parasızlıktan özel eş- yalarım satıyorlar. Yetkılilerden Irak'tan gelen ya- bancıların izlenimlerini alıp al- madıklarını soruyoruz. Konuş- tuklannı, Irak'ta ambargodan ötürü bir sıkıntı çekmediklerini anlattıklarını bildiriyor. Şöyle diyor yetkili: — Irak'ın kuzeyinden geliyor- lar. O tarafta yiyecek ve içecek sıkıntısı yok... Yugoslav, Çinli, Pakistanlı. 6. ATAF'ın Şirinyer'deki karar- gâhı'ndaki hareketlilik, Eskişe- hir ve Diyarbakır Hava Taktik Ko- mutanlığı'ndaki canlılık acaba neyin habercisi? 6. ATAF'ın görev ve yükümlü- lüğünü bir kez daha anımsata- lım isterseniz: "Güneydoğu NATO bölgesin- de muhtemel bir savaş anında, 6. ATAF Komutanı, milli makam- ların onayı alındıktan sonra, iki Türk Taktik Hava Kuvveti'nin ha- rekât kontrolünü deruhte eder. Bu birlikler, karargâhı Eskişehir- de bulunan 1. Taktik Hava Kuv- veti ve Diyarbakır'da üslenmiş olan 2. Taktik Hava Kuvvetleri1 dir. Her iki kuyvet de taarruzi- hava harekâtı, yakın hava des- teği, hava önleme, keşif ve ha- va savunması yapabilecek filo- lar ile teşkil ve teçhiz edilmiş ve eğıtilmişlerdir.'' Onbinlerce Asyalı, Irak'ı terk etmek için Türkiye sınırına akın etti. Sınır kapısı dün gece kapatıldı Habur'da yığılma, Irak'tan kapatma Ürdün'ün ülkesine giriş izni vermemesinden sonra Irak ve Kuveyt'te çalışan yarım milyona yakın Asyalının Türkiye üzerinden ülkelerine dönme olasıhğı belirdi. Ancak Irak, dün gece saat 20.00'den sonra yığılma nedeniyle geçişi durdurdu. • Dışişleri Bakanlığı, "geçici sığınmacılar"m doğuracağı zorluklar nedeniyle ilgili ülkeler nezdinde girişimlere başladı. Haber Merkezi — îrak ve Ku- veyt'teki yabancılann "tek çıkış kapısı" haline gelen Habur, on- binlerce Hintli, Pakistanlı, Bang- ladeşli ve Filipinlinin göçü ile kar- şı karşıya. Irak, kapıdaki yığılma- yı önlemek amacıyla dün saat 20.00'de Habur'dan Türkiye'ye geçişi durdurdu. Ankara'nın da benzer bir kararla sımn kapatma- sının gundemde olduğu belirtili- yor. Habur'daki polis yetkilileri, dün gece saat 20.00'den sonra ge- çişlerin durdurulduğunu bildirdi- ler. Habur köprüsü üzerinde dün gece 3 bin kişinin beklediği öğre- nildi. Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili, on binlerce Asyalının Türkiye'ye giriş yapmak için bek- lediğini, bunun yaratacağı tıka- nıklıklan ve sakıncaları önlemek üzere ilgili ülkelerin büyükelçilik- leri Ue temas kurulduğunu bildır- di. Bu arada, kuruyan Habur de- resinden yüriiyerek geçiş yapmak isteyenlere karsı da, askeri önlem- lerin arttırıldığı belirtildi. Irajc ve Kuveyt'ten izin alarak çıkış yapılabilen "kurtuluş kapısı" durumundaki Habur'dan dün 114'ü Türk, 1820 yabana uy- ruklu Türkiye'ye giriş yaptı. Türkiye'ye giriş yapan yabancı UYnıklularuı çoğunluğunu Irak ve Kuveyt'te çalışan Pakistanlı işçi- ler oluşturuyor. Bunu Rumenler, Yugoslavlar, Hintliler ve tsviçre- liler izliyor. Habur'dan Acil Sanboğa'mn haberine göre Irak tarafından sı- nır dışı edilen bir grup Pakistanlı tSVİÇRELtLERÎN SEVİNCİ — Haburdan dün giriş yapan 4 ü ço- cnk 28 tsviçreli, götüriildükleri Divarbakır'dan dün akşam uçakla Istanbul'a getirildiler. tsviçre Havayollan'na ait DC-9 lipi bir uçakla tstanbul'a gelen yolcular, buradan ülkelerine gidecekler. Habur'dan giriş yapan Avusturya'nın Kuveyt Buviikelçisinin eşi ve üç cocuğu- nu götürmek üzere bir uçak daha Dharbakır'da bekliyor. Is\içreli yolcular, Diyarbakır Havaalanı'nda ülke bayraklarıjla, Irak'tan ay- nlmanın sevincini yaşadüar. (Fotoğraf: AA/Diyarbakır) işçi, Kuveyt'te Müslümanlann dı- şında tüm yabanalann tecrit edil- diğini, yabancı uynıklulann ise nerede toplandıklarının kimse ta- rafından bilinmediğini söylediler. Kuveyt'te petrol kuyulan başta olmaİc üzere her yerin ateş içinde olduğunu anlatan isçUer, açlık çe- kildiğini ve hiçbir temel gıda mad- desinin bulunmadığını bildirdUer. Habur'dan dun sabah 28 tsviç- reli Türkiye'ye geldi. Kapıda bu- lunan tsviçre Büyükelçiliği görev- lisi Erçin Luthi, ikinci bir tsviç- reli grubun daha giriş yapmasırun beklendiğini söyledi. Dün giriş ya- panlar arasında 70 kişilik bir Ru- men grubun yam sıra, Avustur- ya'nın Kuveyt Büyükelçisi'nin eşi ve 3 çocuğuyla, Türkiye'nin Bağ- dat BüyükelçUiği'nde görevh' 7 ki- şi de bulunuyor. Habur sınır kapısında ABD'nin Adana konsolosu, tsveç Büyükel- çüigı birinci kâtibi ve Finlandiya Büyükelçisi Mauno Castern, ge- lecek vatandaşlannı bekliyorlar. tki gün önce giriş yapması bekle- nen 90 kişilik tsveçli turist kafi- lesine Irak yetkililerince geçiş iz- ni verilmediği, kafıleyi götürecek iki uçağın Diyarbakır Havaalanı'nda beklediği bil- dirildi. öte yandan, Irak'tan sınır dışı edilen bir grup Pakistanlı Bat- man'a giderek Vali Tuncer Per- çinler'den yiyecek ve benân iste- di. Pakistanlılara, Sosyal Daya- nışma Fonu'ndan para yardımı yapıldığı ve araçlanna benzin ve- rildiğı bildirildi. Bu arada, Irak'ın kapıyı tama- men kapatacağı yolunda Habur'a ulaşan haberler doğnılanmadı. Habur sınır kapısında Türki- ye'ye girişleri izleyen 50'ye yakın yerli ve yabancı gazeteci, gümrük sahasmdan çıkarılmaları üzerine Başbakan Yıldınm Akbulut'a faks çekerek yasağın kaldırılma- sını istediler. Gazeteciler, habeT alma özgürlüklerinin kısıtlanma- sım, fotoğraf makinelerini güm- rük sahasımn girişine bir dakika bırakarak protesto ettiler. Ürdün'ün ülkesine giriş izni verrnemeye başlaması sonrasında Irak ve Kuveyt'te yaşayan 445 bin Asyalının Türkiye'ye üzerinden ülkelerine dönme olasılığının be- lirdiği kaydediliyor. Ankara bü- romuzun haberine göre Bakanlar Kurulu'nda önceki gece ele alınan konu dün Dışişleri Bakanlığı'nda aynntılı değerlendirmelere ve yo- ğun hazırlığa neden oldu. Bakanhk kaynaklan, halen 170 bin Hintli, 100 bin Bangladeşli, 100 bin Filipinli ve 75 bin Pakis- tanhnın ülkelerine Türkiye üzerin- den dönmek istediklerini belirtti- ler. Yarım milyona yakın bir göç- men grubu oluşturan bu toplulu- ğun Türkiye'ye girişine izin veril- mesi kararı alındığı da bildirildi. Bu karann ilk uygulaması çerçe- vesinde söz konusu dört ülkenin 2900'ü Pakistanü olmak üzere yaklaşık 5 bin yurttaşına Habur Kapısı'ndan giriş izni verildiği öğ- renildi. Bu kişilere Türkiye'ye gi- riş vizesinin kapıda verildiği ve vi- ze ücretinin "insannl nedenlerle" alınmadığı da kaydedildi. Türkiye'nin yarım milyona yaklaşan bir "geçici sığınmacı" topluluğunu ağırlama olanaklan- na sahip olmadığım belirten Dı- şişleri Bakanlığı yetkilileri bu ko- nudaki girişimlerin de başlatıldı- ğını açıkladılar. Edinilen bilgiye göre Türkiye, tslamabad, Mani- la, Yeni Delhi ve Dakka ile ilişki kurarak yurttaşlanmn en kısa sü- re içinde ülkelerine dönmeleri için gerekli girişimlerin yapümasım is- tedi. Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği'- nin ise henüz devreye girmediği öğrenildi. Çankaya Köşkü'nde, Cumhur- başkanı özal'ın Amerikalı sena- tör Byrd onuruna verdiği yemek sırasında, Irak'ın Habur sınınnı kapattığı haberi öğrenildi. Irak'- ın sınırdaki yığılmalar üzerine bu kararı aldığı beh'rtilirken, Türki- ye'nin de benzer bir kararla sını- n kapatabileceğinin gundemde ol- duğu bildirildi. Yemekten sonra Cumhurbaşkanı Özal başkanlı- ğında Başbakan Akbulut, Dışiş- leri Bakanı Bozer ve Dışişleri Müsteşan Büyükelçi Tugay Özçe- ri'nin katıldığı bir toplantı yapıl- dı. Toplantıda, Habur'daki yığıl- malar karşısında alınabilecek ön- lemler değerlendirildi. Ankara'da gösteri B^u arada yaklaşık 150 kadar Pakistanlı, Ankara'daki Pakistan Büyükelçiliği önünde önceki ge- ceden bu yana protesto gösterisin- de bulunuyor. Irak'tan giriş ya- ANKARA, GOZDEN ÇIKAR1LAMAYACAK MÜTTEFtK Türkiyeistihbaratta kilit ülke SEMtH tDtZ ANKARA — Ankara'yı Washington için "gözden cıkanlamayacak miittefik" konumuna getiren Körfez krizi sonrasın- da, Türkiye'nin, Ortadoğu'ya yönelik is- tihbarat açısından kilit ülke konumuna gel- mesi bekleniyor. Elinde CIA ve DİA gibi her turlü olanakla donatılmış sivil ve as- keri istihbarat örgütleri bulunmasına kar- şın 10 yıl içinde önce tran'da şimdi de Kör- fez bunalımma "hazırlıksız" yakalanan ABD'nin bu duruma yol açan nedenleri değerlendirmesi gerekeceği bildirüiyor. ABD'nin "arka babçesi" olarak sayılan Latin Amerika'daki durumun aksine, Or- tadoğu'ya yönelik olarak yapılan ciddi de- ğerlendirme hatalannm Amerikan istihba- rat örgütlerini, Türkiye ve bölgedeki diğer müttefiklerinin benzeri örgütleri ile daha yakın bir işbirliğine sevk edeceği tahmin ediliyor. Batılı diplomatik çevreler, Irak'ın Ku- veyt'i işgalinden bir hafta önce ABD'nin etkin gazetelerinde, "VVashington'daki is- tinbarat kaynaklan'na atfen. Saddam Hüseyin'in böyle bir operasyona girişme olasılığının az olduğuna yönelik haberler yayımlandığını anımsattılar. Aynı kaynak- lar, gelişmelerin Washington'un genel bek- lentisini yansıtan bu göruşün aksine oldu- ğunu bildirerek şöyle konuştular: "Kuveyt'i allı saat gibi kısa bir siirede işgal eden bir operasyonun hazırlıklan za- man alır. Öyle anlaşıhyor ki bu hazırlık- lar Saddam Hüseyin'in tetnmuz ortalann- da Kuveyt'i ilk suçladıgı sırada başlamış- tı. Irak-Kuveyt krizi brmamrken askeri ha- zıriıklann sürdüğü de edinilen bilgiler ara- sındaydı. Ancak Irak'ın çıkardığı tüm gü- riiltüye rağmen Kuveyt'i işgal edecegi Was- hington tarafından tahmin edilemedi. tran Şahı'nın Humeyni'ye karşı koyabileceği konusunda yapılan değerlendirme hatası- nın bir benzeri yaşandı." Batılı diplomatlar, "Aslında duvarda- ki yazının başından belli olduğunu" savu- narak "VVashington, dunyanın banş rota- sında olduğu bir sırada bunun birden sa- vaş rotasına dönüşebileceğini gormezlik- ten geldi. Eldeki verileri yanlış degerlendirdi" diye konuştular. Özellikle tngiliz ve tsrail istihbarat ör- gütlerinin mevcut verileri, gelişmeleri doğ- rulayacak şekilde değerlendirdiklerini bil- diren bu kaynaklar. "ABD bn değerien- dirmeleri 'akademik en kötü hal senaryolan' olarak kabul etti" dediler. Ya- pılan bu ciddi hatanm ise Başkan Bush'- un sonuçta takındığı sert tutumun teme- lindeki ana etken olduğunu kaydederek şunları söylediler: "Kuvyet'teki gelişmeler karşısında bek- lenmedik bir şekilde yakalanan ABD yö- netimi, Irak'ın bundan sonraki adımlan- nı bilemediği için balyoz >önetimini benim- sedi. İlk hatasını tekrarlamamak için giiç göslerisi yolunu secti. Saddam Hüseyin, gerçekten Kuveyt'in ötesine geçmeyi risk edebUir mi? Kuveyt'i hazır almışken yeni maceralar ister mi? Bu sonılan sormak is- temedi. Zaten soramazdı da çünkü Irak'- ın o aşamada gerçek niyetleri de saptana- mıyordu." Diplomatik kaynaklar, bu nedenlere dayanarak mevcut bunalımın çö- zümlenmesinden sonra ABD'nin Türkiye, Mısır, tsrail ve Suudi Arabistan gibi böl- gedeki müttefîkleri ile istihbarat işbirliği- ni geliştirmek isteyeceğini tahmin edi- y o r l a r . Akbulut Türkiye'nin politikası yönlendirici AML4RA (Cumhuriyet Büro- su)—Başbakan, Yüdırun Akbulut Türkiye'nin Körfez'de uyguladığı politiicalarla "yönlendirici ülke" konumuna geldiğini söyledi. Ak- bulut dün ANAP Genel Merkezi'nde partisine katıhmlar nedeniyle yaptığı konuşmada, Türkiye'ninen kritik dönernleri ya- şadığmı, budönemdemuhalefetin vatandaşın rihnini bulandırmak için çaba sarf ettiğini, vatandaşın bunu seçimlerde gösterdiği tavırla cezalandırdığını iddia etti. Türkiye'nin istikrarlı yönetimi sayesinde Irak-Kuveyt çatışması ve arkasından gelişen Körfez gergin- u'ğinden "etkilenmedigini" dile ge- tiren Akbulut şunları söyledi: "Türkiye istikran sayesinde sı- nırlardaki komşulannda olan olay- lardan etkilenmiyor. tran-Irak sa- vaşı 8 yıl snrdu. Irak şimdi haksu birşekildeKuvTet'iilhaketti. Istik- ranmız sayesinde bu olaylardan et- kileamiyonu. Hatta Ortadogu'da uygnladıgnmz politika yönlendiri- ci oluyor." Türkiye'nin hiç kimsenin bir ka- nş toprağmda gözü olmadığmı dile getiren ve Meclis'ten anayasanın 92. maddesine uygun olarak her- hangi bir olasıhğa karşı gerekli'iz- ni aldıklarını anlatan Akbulut, "Savaşı değil sulhu istiyoruz. Bu- nun için giderek tırmanan olaylar zincirinde biz elbetteId gereken öo- lemleri aimalıyız, gerekli tedbirle- ri aldık" diye konuştu. MYORUZKl: EYHLERİN f Sanatçılar müdahaleye karşıKültür Senisi — Ortadoğu'daki son ge- lişmelerle birlikte Türkiye'nin sıcak bir sa- vaşa sürüklendığini ileri süren bir grup sa- natçı, "Bölge halklannın kendi aralannda- ki sorunlannı kendilerinin çözmesi gerekir- ken başta ABD ve Batılı ülkelerin Ortado- ğu'ya müdahalesT'nı kabul etmediklerini söyledi. Rıfat Dgaz, Musa Anter, Bilgesu Erenus, Rahmi Saltuk, Ömer Özgeç, Unal Büyük- gonenç, Grup Ybnım, Ortaköy Halk Sahnesi ve Ortaköy Fotoğraf Sinema Grubu'nun ka- tılımıyla dun düzenlenen topıantıda sanat- çılar savaşa karşı olmalanrun nedenlerini açıkladılar. Grup Yorum'un şarkılarından sonra Ortaköy Fotoğraf-Sinema Grubu bir dia gösterisi sundu. Ortaköy Halk Sabnesi de küçük bir oyun sahneledi. "'Saldırganla- nn yanında savaşacak gücümüz yok" diyen Rıfat Ilgaz, Avrupa Topluluğu'na girmek için insan haklanna saygı yerine bu tip oyunla- ra başvurmanın yanlış olduğunu belirtti. Il- gaz, "Biz Ortadogu pelrolunün bekçisi de- giliz, jandarması hiç olamayız" dedi. Toplantıda konuşan Musa Anter de sava- şın çok anlanısız olduğunu belirtti. Bilgesu Erenus ise muhalefetin tutumuna dikkat çe- kerek, "Birlesmiş Milletler ve TBMM para- vanası arkasına sığınarak güvensizliklerini gösleriyorlar. tktidardan hiçbir farklan yok" dedi. Erenus, Saddam'ı "5 bin Kiirdii Batılı siiahlarla öldüren bir kasap" olarak tanım- ladı. Rahmi Saltuk, Türkiye'nin savaşa girme- sinin "çok açıkca haksızlık" olacağını belirtti ve "Irak'la böyle bir olaya girmemiz Türk halkı için bir yıkım, Kürtler için farklı bir felaket olur" dedi. Halepçe katliamından söz eden Ünol Büyükgönenç ise Türkiye'de ge- rekli ve yeterli tepkinin gösterilmediğini öne sürdu. "Türkiye savaşa giremez diye yaygın bir kanaat var halk arasında, ama Türkiye savaşa girmeye 1. Dunya Savaşı'nda olduğu kadar >akındır" dedi. pan Pakistanlılar, hükümetlerinin ülkelerine dönüş için kendilerine gereken ilgiyı göstermemesinden yakınarak bir an önce uçak sağ- lanmasını istiyorlar. Bu arada 2 ağustosta kapatılan Irak hava sahasımn dün açıldıği bildirildi. SSCB Dışişleri Bakan- lığı sözcüsü Yuri Gremitski tara- fından yapılan açıklamada dün bir gnıp Sovyet vatandaşının ül- keden aynlması için yolcu uçak- lanna iniş kalkıs izni verildiği ve bu iznin tüm uçaklar için geçerli olduğu kaydedildi. Ürdün'de 11 bin kişi öte yandan Ürdün'ün Irak sı- nınru kapatmasına karşın dün ço- ğunluğu Mısırlı 11 bin kişinin Ru- veyşe sımr kapısından Ürdün'e gectikleri bildirildi. Ajanslar, ga- zeteciler, sınır kapısından petrol tankerleri veya yük kamyonlan- tun sürekli olarak Irak veya Ür- dün tarafına geçtiğini kaydettiler. Sınırdaki gtivenlik yetkilileri, yalnızca perşembe günü (dün) için kapatılması emrini gözardı edebi- leceklerini ve Irak kesimindeki ka- labalığın Ürdün'e girmesine izin vereceklerini söylediler. Yetkililer, Rutbah sınır kapısı- run Irak kesiminde de çoğu Arap ve Asyalı 20 bin kişinin biriktiği- ni ve bunlann da en geç dün ak- şama kadar Ürdün'e girmelerine izin verileceğini belirttUer. tran resmi haber ajansı İRNA ise geçen pazar gününden beri Irak'tan Salamşeh sınır kapısın- dan 48 bin kişinin tran'a girdiği- ni duyurdu. Ajans 8 tranlırun cölü geçerken sıcak nedeniyle öldükle- rini de belirtti. AT'den yardım Avrupa Topluluğu Ürdün - Irak sımrında yığılan ve çoğunlu- ğu Mısırlı binlerce kişi için Ürdün ve Mısır arasında bir hava köprü- sü kurulması amacıyla Ürdün'e 1.3 milyon dolarlık acil yardım verilmesini kararlaştırdı. Bu arada Bağdat'tan bir grup Arap ve Avrupalı, aüeleriyle bir- likte dün Irak Havayollan'na ait bir uçakla Amman'a geldi. Yabancüar arasında bir tngiliz, iki Kanadalı ile 80 BM görevlisi ve ailelerinin bulunduğu bildiril- di. Ürdün'ün Rüveyşe sınır kapı- sını kapatmasından sonra Am- man'a gelen ilk uçakta bulunan 80 BM görevlisi ve ailelerinin, ül- kelerine gitmek için havaalanın- da bekledikleri haber veriliyor. AP'nin yorumu Türkiye'nin DO ında *Kürtfaktörü 9 Associated Press'in Ankara çıkışlı haber- yonımunda Türkiye'nin bölgede ortaya çıkacak yeni bir düzende Kürtler için bağımsız bir devlete yer olmayacağmdan emin olmak istediği kaydedildi. Dış Haberler Servisi — Türki- ye'nin Körfez krizi politikasında Kürt sonınunun da rol oynadığı öne sürüldü. Associated Press ajansının dün geçtiği Ankara cı- kışh haber-yorumunda "Türki- ye'nin Körfez kri/inde izlediği ak- tif rolıio sebebinin ileride sesinin daha çok dinlenmesi amacını güttogii " kaydedildi. AP'nin Ankara Muhabiri Emel Aml imzasıyla geçilen haber- yorumda, "Türkiye, bölgede or- taya çıkacak yeni bir düzende Kürtler için bağımsız bir devlete yer olmayacagından emin olmak istiyor" denildi. AP'nin yorumunda aynca şu görüşlere yer verildi: "ABD, Saddam Hüseyin'i di- ze getirip, bölgedeki petrol alan- lannı güvence altına almaya ka- rarlı göriinöyor. Bo da herhalde savaşa yol açacak. Savaşı da bir banş konferansı takip edecek. Bu da Irak'ın parçalanması ve bölge- de yeni bir düzen oluşmasını ge- tirecek. Türkiye, konferans ma- sasında bağımsız bir Kürdistan'- ın ortaya çıkmayacağı ve ulusal çıkarlannın zarar görmeyeceğin- den emin olmak isteyecektir." Ankara ABD elçisi hastaneye kaldırıldı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) Cumhurbaşkaru Turgut özal- ın, ABD'li Senatör Robert Byrd ve beraberindekiler onuruna verdiği yemekte, ABD'nin Ankara Büyü- kelçisi Morton Abramowitz fena- lık geçirerek Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'ne kaldırıl- dı. Kronik yoğun bakım servisin- de tahlilleri yapılan büyükelçinin durumunun iyi olduğu bildirildi. Başbakan Akbulut, ban ba- kanlar ve Genelkurmay Başkanı Orgenaral Torumtay'ın katıldığı yemekte konuşan Özal, "Türkiyeî nin stratejik öneminin azaldığı id- dialan Körfez krizi ile çüriidn" dedi. Byrd de Türkiye'nin Körfez krizi nedeniyle uygulanan ambar- godan doğacak ekonomik kayıp- larının göz ardı edilmesi gerekti- gini bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle