25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 24 AĞUSTOS 1990 KÖRFEZ KRtZt...KÖRFEZKRİZİ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖI 1973 ambargosu, ABD'nin Ortadoğu'ya bağımlılığını ve bölge ülkelerinin gücünü iyice açığa çıkarmıştı Petrol:Batı'ya karşı Arap silahıAmerikan ekonomisinin petrole bağımlıhğı 1973 petrol ambargosuyla açığa çıktı. Arap petrol bakanlanmn 17 ekimde Kuveyt'te yaptıİcları toplantıda, Arap- İsrail barışı için Birleşmiş Milletler'in 242 No'lu kararı uygulanana kadar her ay yüzde 5'lik kısmtıya gitme kararı almalarıyla ambargo başlamıştı. —5— YASEMİN ÇONGAR ANKARA — ABD Dışişleri Bakanı Henn Kissioger'ın "me- kik diplomassi" VVashington'un Ortadoğu'daki etkisini yayması sonucunu verdi. Kissinger, 'Wa- tergate' skandalı nedeniyle yıpra- nan inıajını duzeltmekten başka çabası kalmayan Richard Nuton'ı geri planda bırakan bir etkinlikle 18 Ocak 1974'te Israil ile Mısır'ı, aynı yılın 31 mayısında da Israil ile Suriye'yi masaya oturtmayı başardı. Bu iki anJaşma, ABD'- nin bölgedeki nüfuzunu öylesine arttırdı ki Başkan Nixon haziran ayında birbiri ardından ziyaret et- tiği Kahire, Şam, Riyad, Tel Aviv ve Amman'da "dosl bir ölke lideri" olarak "coşknyla" karşı- landı. Bu gezi sırasında 1967'den beri kesik olan ABD - Suriye dip- lomatik ilişkilerinin de yeniden kurulması kararlaştınidı. Nixon'ın ABD ile Mısır arasın- da kapsamh bir işbirliği anlaşma- sına olanak hazırlayan Kahire n- yareti, ABD-Ortadoğu ilişkilerin- de önemli bir adımdı, ancak Ni- xon'ın 'Watergate'le başlayan so- nunu engellemedi. VVashington'- un kendi iç siyasal sorunlarını çözrnekle uğraştığı aylar, Ortado- ğu banş müzakerelerinde de dur- gunluk getirdi. Jimmy Carter'ın Beyaz Saray'a gelişine Kadar ge- çen bu sürede iki önemli olay, Lübnan iç savaşı ve petrol krizi- dir. tkinci Dünya Savaşı sonrasın- da Lübnan'da yaşanan beşinci iç çatışma, 1975 bahannda Hıristi- yan - Müslürnan çekişmesi olarak başladı. Ateş kısa stire sonra baş- kent Beynıt'a sıçradı ve Filistin- liler ile Falanjistler arasında bin- lerce kişinin ölümüne yol acan ça- tışmalar meydana geldi. Ateşkes ve anlaşmalar sonuç vermedi. İç savaşa dış mudahaleler de bitmi- yordu. Suriye, Filistin Kurtuluş örgütü (FKO) uzerindeki deneti- rnini sürdürme amacıyla bu ulke- ye asker gönderdi. Ancak Kahire ve Bağdat'ın mudahalesi sonucu, bu askerler Arap Banş Gücü'ne dönüştürüldu ve savaş, Arap âle- minde yayılmadan 1976 sonunda bitti. Geriye 40 bin yaralı, 85 bin evsiz ve 10 milyar dolar maddi za- rar kaldı. Bu donemde ABD-Ortadoğu ilişkilerinin daha sonraki seyrini yakından ilgilendirecek iki oigu ön plana çıktı: "Petrol bağımlı- ) f L I V f r v " 1973'te Uk kez nygulanan petrol ambargosu, Ortadogu ülkelerinin daha sonra da kuliandıtJarı bir sılah oldu. 1979'daki kriz sırasında San Francisco'da arabalara en fazla 10 dolariık benzin verfliyordu. Ambargo ve Amerikan politikası1973 petrol ambargosundan sonra ABD, Ortadoğu politikasını iki unsura dayadı: Arapların ortak hareketini engellemek için ikili yakınlaşmalar kurmak ve petrol bağımlılığını azaltmak için başka kaynaklara yönelmek. Ortadoğu petrolü etkin bir silahtı, ancak hiçbir zaman etkin biçimde kullanılamadı. Bunda Arap ülkelerinin kendi aralarındaki sorunların payı büyük... ABD de bunu gördil. 1973 petrol ambargosundan sonra izlediği Ortadoğu politikasını iki unsura dayadı: tlk olarak, Araplann ortak hareketini engelleyecek girişimlerde bulundu; ikili yakınlaşmalan öne çıkardı. tkincisi, Ortadoğu petrolüne olan bağımlılığını başka kaynaklara yönelerek azaltmaya çalıştı. Petrol ambargosunun Batı ekonomilerinde yarattığı "şok" VVashington için olduğu kadar, diğer başkentler için de bir dersti. Birçok Batı ülkesi, ABD'nin "Ortadogu'nun jandarmalıgı" rolüne getirecekleri her eleştiride, durup "petrol" unsurunu düşünmeye başladılar. Düşununce de genellikle sesleri kısıldı. Rakamlar, Batı'nın ambargodan çıkardığı dersin dayanaklannı ortaya koyuyor: * Ambargo başladığında Japonya günluk tüketimi olan 6.2 milyon varilin tümünü petrol ithalatından karşılıyordu. Bu tutarın yüzde 4O'ı Arap petrolüydü. Japonya'nın toplam enerji tüketiminin yüzde 70'i ise petrol kaynaklıydı. * lngiltere ve Fransa'nın dışarıdan aldıkları petrolün yüzde 80'i Arap ülkelerinden geliyordu. Ambargo, her iki ülkenin smai üretiminde yüzde lffa varan gerilemelere yol açtı. * Federal Almanya, ki Avrupa'nın en büyük petrol tüketicisiydi, günde 32 milyon varil ithalat yapıyor, bur n da yüzde 70*ini Araplardan alıyordu. Federal Aımanya kalan yüzde 20'lik gereksinimini de Hollanda üzerinden karşılıyordu. Ancak Arap Ülkelerinin diğer ulkelere kısıtlamayı kaldırdıktan sonra ABD ve Hollanda'ya ambargo uygulamaya devam etmesi, bu kaynağı da uzun süre kurutacaktı. hgı ve Kahire'Bin Moskova'yla sogudnkça VVashington'la ısınan ilifkileri." ABD'deki teknolojık ılerleme buyük ölçude "ucuz enerji"ye da- yanıyordu. Ortadoğu'da savaş ol- raasa ve Araplar ambargo uygu- lamasalar büe ABD'nin giderek artan kullanımı nedeniyle petrol sıkıntısımn başgöstermesi bekle- nebilirdi. 1973 Arap-İsrail savaşı patlak vermeden önce ABD'nin doğrudan ya da uçürfcu ülkeler aracılığıyla Ortadoğu'dan ithal et- tiği petrol, gunde 1 milyon 600 bin varile ulaşmıştı. Bu, ABD'nin toplam ithalatımn yuzde25'i, top- lam tüketiminin ise yüzde 10'una karşılık geliyordu. Dahası günde 300 bin varil Ortadoğu petrolu ABD'ye getirilmeden, doğrudan doğruya açık denizlerdeki Ame- rikan gemilerine iletiliyordu. Am- bargonun, ABD'nin diğer ülkeler- den sağladığı petrolde de kısıntı- ya gidilmesi sonucu, Amerikan ekonomisine yüklediği toplam ka- yıp günde 3 milyon varil düzeyin- deydi. Bu da 18.5 milyon varillik toplam talebin yuzde 17.5'ine eşit- ti. Rakamların açığa vurduğu "bagımlıuk", ABD'nin Ortado- ğu politikalannın belirlenmesni olduğu kadar, petrol ureticisi ül- keltrin ABD ve Batı ülkelerine karşı yaptırım güçlerini de orta- ya koyuyordu. Petrolün bir silah olarak kullanılmaya başlaması 1973 ambargosu ile gerçekleşti. Arap petrol bakanlanmn 17 ekimde Kuveyt'te yaptıkları top- lantıda, Arap-tsrail barışı için Bir- leşmiş Milletler'in 242 no'lu ka- rarı uygulanana dek her ay yüz- de 5'lik kısıntıya gitme kararı al- malanyla ambargo başladı. Bir ay sonra OAPEC ambargo kotasını yuzde 25'e çıkaracaktı. ABD Ortadoğu petrolüne ba- ğımlılığının bedelini ödemeye baş- lamıştı. Bu bedel, siyasi açıklama- lara yansımakta gecikmedi. Kis- singer, 3 Ocak 1974'te ülkesinin bütün petrol üreticileri ile ortak bir cephe oluşturmak istedığini duyurdu. Bu, 1956'da Dışişleri Bakanı Dulks'ın Süveyş Kanah'nı Kullananlar Birliği kurulması yo- lundaki önerisinden sonra ABD ile Ortadoğu ülketerini aynı çatı altında birleştirmeye yönelik ikin- cı adımdı. 6 Ocak'ta bu kez ABD Savunma Bakanı James Schlesin- ger Arap ülkelerini uyardı: "Eger sanayileşmiş dünyanın bıiyuk bö- liımünü felce nğratmaya kalkar- sanız, şiddet riskini göze almış olursunuz." Schlesinger'e göste- rilen tepki sertti. Kuveyt Dışişle- ri Bakanı Şeyh FJ Sabah bir sal- dın durumunda ulkesindeki tüm petrol kuyulannı havaya uçurabi- leceklerini duyurdu. Bu sözler, petrolün nasıl bir silah olduğunu gösteriyordu. Ortadoğu ülkeleri kendi zenginlik kaynaklanndan vazgeçecek olsalar, Amerikan ekonomisi büyük darbe alabilir- di. Atıian adım hiçbir zaman bu denli radikal olmadı, ama Suudi Arabistan Petrol Bakanı Şeyh Ze- ki Vamani'nin açıkça belirttiği gi- bi, "Arap iUkeleri iretimlerini kısmalanna karşın ihtiyaçlan olandan daha çok para kazanabi- Hyoriardj." Bu da petrol silahının etkinliği için yeterli kanıttı. Washington - Kahire yakınlaşması Camp David anlaşması 17 Ey- lül 1978'de Mısu- ve Israil arasın- da imzalandı. Belgelerdeki üçün- cO imza, anlaşma tanığına aitti. Tanık ABD'ydi. VVashington'un Ortadoğu'daki politikalannda, petrolden sonra en büyük daya- nağı olan Israil ile "inişli çıkışlı" bir ilişki gecmişine sahip olduğu Mısır'ı buluşturmasında, ABD yönetimine son aylarda "serin" bakmaya başlayan tsrail lideri Menabem Begin'den ve Başkan Jimmy Carter'dan çok, Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat'ın rolü vardı. Sedat yönetiminde, Kahire giderek daha çok VVas- hington eksenine oturan bir poli- tika izlemiş ve bu politika Camp David'i hazırlamıştı. Enver Sedat'ın ABD'de büytik alkış toplayan tutumunun temel unsuru, Sovyetler Birliği ile Mı- sır arasında "mesafe" konulma- sıydı. Nixon'ın başkanhktan ay- nlmasından az önce Kahire'de imzalanan "isbiriiği anlaşması" Mısır'ın toprak kazanmasına ne- den olan 1975 Sina Anlaşması'm getirdi. Buna göre Mısır askeri ol- mayan Israil gemilerine Süveyş Kanalı'ndan «eçiş izni verecekti. ABD bunun karşılığmı Mısır'a 1974'te verdiği 8.5 milyon dolar- hk yardımı, ertesi yıl 250 milyon dolara, 1976'da ise 750 milyon dolara çıkararak ödedi. Aynı dö- nemde Israil'in aldığı Amerikan yardımı 2.3 milyar dolar duzeyin- deydi. Washington'la yakınlaşan Kahire, Moskova'ya "sert" me- sajlarına çok geçmeden başladı. 8-9 Mart 1976'da Mısır'da ust dü- zey görevlileri öldürmekle görev- lı oldukları öne sürülen 30 kadar Libyalının yakalanmasından bir- kaç gün sonra, Enver Sedat SSCB ile bağlarım kopardığmı açıkladı. Mecliste yaptığı konuşmada 1971 'den beri geçerh' olan Mısır - SSCB dostluk ve işbiriiği anlaş- masının feshini istedi. Sedat'ın "Arap dünyasını böl- mek de dahil" birçok suçlamay- la saldırdığı Moskova karşılık ola- - rak diplomatik kanallardan uya- rılar göndermekle yetindi. Mısır Halk Meclisi anlaşmayı feshetti, ama Sovyetler'in bu ülkeyle geniş kapsamlı bir ticaret anlaşması ün- zalama önerileri reddedilemedi. Kahire, NVashington'u memnun etmeyi başarmış, Moskova'yla ise ilişkilerini "dokunulsa boznlacak denli hassas bir dengeye" oturt- muştu. Yarm: I r u şoku ve tHTIerde ABD'nia Ortadoga politikANi Irak'ın Kuveyt'i işgaliAvrupalı şirketleri zor durumda bıraktı Körfez krizi, ticareti de krize soktuKörfez kriziyle birlikte, bölgede iş yapan Avrupalı şirketler de krize girdi. Uzmanlar, Irak ve Kuveyt'Ie ticari ilişkisi bulunan şirketlerin önceki bağlantılan için belki de hiç para alamayacağını, birçok alanda dev kontratların sallantıda olduğunu belirtiyorlar. Dış Haberler Servisi — Körfez krizi tırmanırken bölgede iş yapan Avrupa şirketleri buyuk ekono- mik tehdit altında bulunuyorlar. tspanyol kimya grubu Ercros, Batı Alman inşaat grubu Strabag ve ttalyan Banca Nazionale del La- voro buyuk kayıp beklerken Ingi- liz British Aeorospace'in tatlı kâr- lar elde edebilecekleri belirtiliyor. Uzmanlar, Körfez'de borçlann hiçbir zaman ödenmeyebileceğini ve birçok alanda dev kontratların sallantıda olduğunu bildiriyorlar. Batı Almanya • Irak ve Kuveyt'e ihracat yapan ülkeierin başında Batı Almanya geliyor, bu ulkeyi lngiltere ve Fransa lakip ediyor. tthalatçıların başını ise Fransa çekiyor. Hollan- Avrupa'nın Irak-Kuveyt ve Suudi Arabistan'la ticareti (Milyon/Dolar) 1989 BEÜÇİKA DANIMARKA FRANSA B. ALMANYA YUNANİSTAN İRLANDA ITALYA LÛKSEM6URG HOLLANOA PORTEKIZ ISPANYA INGILTERE TOPLAM m hnuciiT 1316 374 6467 1.352 5 56 787 660 1376 162 3 12 6 70.6 8194 4.165.4 M İTHAUT 347.1 1.1 992.2 1780 510 95 — 3291 7564 1621 3596 169.3 3.355.4 KUVEYT İHRAUT 101.7 1368 246.2 530.0 13.5 186 — — 144 3 68 350 4170 1.649.9 İTHAUT 28.4 511.5 3491 183.5 66.0 0002 — — 13200 245 42.8 273.1 2.798.92 suu ARA M Btenn İHRACJTT İTHAUT " 505.6 202.3 — 1.730.0 67.0 100.8 — 505.7 503.4 146 195.6 4.4300 8.255.0 500.9 178 — 930.9 30.0 1.3 — 5000 1.345.1 189.2 2673 275.7 4.058.2 îtalya'mn Irak'la uzun süreli iş ilişkileri Iran savaşımn maliyeti arttıkça bozulmaya başlamıştı. Irak a ihracat yapan ttalyan fir-' malarından Danielı, geçen yıl 80 milyon dolariık bir fabrika kur- mak için anlaşma yapmıştı. Irak gemilerinin çoğu ise ttalyan gemi yapımcılarının eseri. İspanya Irak, Fransa için önemli miişlerilerden biriydi. Fransız şirketi Dassault Havacılık bu ülkeyle Mirage F-l'ler için anlaşma imzalamışti. da, Belçika ve Lüksemburg ise it- halatta onu yakından takip edı- yorlar. ATnin geçen yıl Irak'a yaptığı 6 milyar dolariık ihracatın üçte bi- ri Almanya kökenli. Bu ülke Su- udi Arabistan'a yapılan ihracatta da başı çekiyor. Almanya'nın Kör- fez'le olan işlerinin buyuk yüzde- sini ağır sanayi ve makineler oluş- tunıyor. Alman sanayiinin krema- sı Irak'ın silah ticaretine bağlı bu- lunuyor. Bu konuda Carl Zeis, MBB ve MAN firmalarından söz ediliyor. Almanya'nm Irak'la uzun süre- dir iş yapan bir diğer firması ise inşaat şirketi Strabag Bau. Bu şir- ket 80'li yıllar boyunca Irak'ta 615 milyon dolariık otoyol ve 800 mil- yon dolariık Basra Havaalam'nı ınşa etmiş bulunuyor. Daimler Benz ise Irak'a kamyon ihraç edi- yor. Enerji şirketi Veba, eğer Ku- veyt ve Suudi Arabistan'da sahibi bulunduğu petrol rezervlerini kul- ianabılirse bu işten kârlı çıkacağa benziyor. Sanayi gazları ureten Linde ve kamyon ureticisi MAN- ın Irak'ta bağlantılan bulunuyor. garantisi ajansı Cotace gelıyor. Fransa Iran-Irak savaşımn sonunda Fransa 856 milyon dolariık petrol ithalatıyla Irak'ın altıncı büyük müşterisi idi. A>TU zamanda be- şinci büyük ihracatçı konumun- daydı. O zamandan bu yana Fran- sa 6 milyar doları bulan borç yü- zunden işleri azalttı. Fransa'da özellikle devlet şirketleri Körfez krizinden kötü etkileniyorlar. Bunların başında ihracat kredisi Dassault Havacılık ise Irak'la Mirage M-l'ler için anlaşma imza- lamış bulunuyor. Aynı anlaşma- nın yapıldığı Kuveyt'e teslimal yapılmasına karşılık Irak'a he- nüz uçak yollanmamış durumda. Thomson CSF de Mirage parçası uretmesi dolayısıyla Körfez krizin- den olumsuz etküeniyor. Aerospa- tiale Irak'la doğrudan yaptığı an- laşmalar ve Airbus ureten konsor- siyumla olan bağlantısı yuzunden krizin içinde bulunuyor. Irak, Fransa'ya 5 Airbus ısmar- lamış bulunuyor, bir diğer 5 uçak için opsiyonu var. Bu arada Irak'- ta Fransız mühendislik, inşaat ve danışma şirketleri görev yapıyor. Eire bağh Technip Irak'ta bir petro-kimya fabrikası kurulmasın- da danışma gore\i yaparken So- gea, tran savaşı sırasında yıkılan Basra kentinde su dağıtım sistemi- ni kurmak için anlaşma peşinde koşujor. Schneider grubu ıse 1992'de teslim edilmek üzere bir deterjan fabrikası kurulması an- laşması yapmış bulunuyor. lngiltere Midland Bank nisan ayında Irak'a 470 milyon dolar kredi ve- rirken Vickers, Kuveyt'e Valkyr zırhlı araçları gönderiyor. British Aerospace"in ise Suudi Arabistan- la yılhk 3.7 milyar dolariık savun- ma kontratı bulunuyor. Bu arada tran savaşımn bitiminden sonra birçok mühendislik ve inşaat gru- bunun Irak'ta pazar bulduğu bil- diriliyor. Ispanya'da da Körfez krizinden en fazla etkilenen firmalar petrol, kimyasal madde üreticileri ve in- şaat şirketleri oldu. Bu firmalar- dan özellikle Ercros ve petrol ra- fınecisi Repsol zor durumdalar. Bu arada Irak'la mühendislik, inşaat, kimya, petro-kimya ve gı- da alanlannda ticaret yapan Bel- çika, gemicilik alanında çalışan Danimarka, Irak'a inşaat amaçlı 215 milyon dolar kredi veren Yu- nanistan, et ticareti yapan Irlan- da krizden etkileniyorlar. Optik aletlerde uzman Hollanda şirketi Delft'in ise Birleşmiş Milletler ya- sağına karşın Irak'a askeri peris- koplar göndermeye devam ettiği bildiriliyor. Iran-Irak savaşı sırasında her iki ülkeye de silah satan Portekiz i*e Kuveyt istilasına kadar Irak'a sa- tış yapmaya devam ediyordu. Por- tekiz silah fabrikası Cometra'nın geçen yıl satılan sılahlardan dolayı Irak'tan 29 milyon dolar alacağı bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle