22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 AUUS'IUS 1990 * * * * HABERLERIN DEVAMI CUMHURÎYET/19 Savaş Felaket Olur! (Baştarafı 1. Sayfada) yanıtlanabilir bu soru. Durum, Türk ekonomisi açısından da her geçen gün olumsuza dönüyor. Yetkililerin serinkanlı ve yatıştırıcı açıklamaları, anlaşı- labilir bir tutumdur. Ancak gelişmelerin tü- mü, kırmızı ışığı gittikçe daha çok belirgin- leştiriyor. Ekonomik ambargonun Türkiye'ye ilk ba- kışta maliyeti, 3 milyar dolar olarak hesap- lanmıştır. Ham petrol fıyatlarının artmaya devam et- mesi, bu faturayı büyütecektir. Ayrıca petrol fiyatlarındaki artışın tamamı, henüz iç fiyat- lara yansıtılmış değildir. Krizin patlamasıyia birlikte, savunmaya 2 trilyon lıralık ek fonun ayrıldığı belirtiliyor. Ama bunun burada duracağını sanmak faz- la iyimserlik olur. O yüzden bütçedeki deli- ğin giderek büyüyebileceğini söylemek fal- cılık değildir. Krizin enflasyon üzerindeki etkisi, ilk elde 8 ile 10 puan arasında hesaplanmıştır. An- cak gelişmeler, bu tahminin hayli iyimser ka- labileceğine işaret ediyor. Yetkililer, Türkiye'nin döviz açısından çok sağlam bir noktada bulunduğunu sürekli vur- guluyorlar. Ama bu durum da şimdilik kay- dıyla öyledir. Derinleşmekte olan kriz, kısa vadeli döviz girdileri açısından riski büyütüyor. Türkiye'- ye rant elde etmek için akan sıcakpara, sa- vaş rüzgârlarının şiddetlenmesiyle birlikte dı- şarıya kaçışa da yönelebilir. Bu dövizleri bir yerde emanet saymamak için bir neden gö- remiyoruz. Merkez Bankası kaynaklarına göre, bugün için bu alanda olumsuz bir işaret yok. Ama bu durum, yakın geleceğin güvencesi ola- maz herhalde. Turizm cephesinden gelmeye başlayan haberler de iç açıcı değildir. Özellikle Alman- ya kaynaklı bazı gelişmeler, Türk turizmi açı- sından tedirginlik vericidir. Kriz sıcaklaştık- ça, öteki Batı ülkelerinden de bu konuda kö- tü haberler gelmesi sürpriz olmayacaktır. Şu söylenebilir: Savaş çıktı çıkacak hava- sının böylece sürüp gitmesi, Türk ekonomi- sini gün geçtikçe olumsuz etkileyecektir; et- kilemeye başlamıştır bile. Ya savaş patlarsa?.. Böyle bir olasılığı düşünmek bile istemi- yoruz. Bunun her açıdan tam bir felaket ola- cağı kanısındayız. O yüzden, ekonomik ambargo yoluyla, as- keri güce başvurulmaksızın Saddam Hüseyin1 in yola getirilmesini ve Irak'ın Kuveyt'ten sü- rülüp çıkarılmasını dileriz. Bunun için sabır şarttır. Türkiye, bir yan- dan krizin askeri boyutundan uzak dururken, öte yandan savaşa karşı ağırlığını kullan- malıdır. Savaş, felakettir. CUNEYT ARCAYUREK yazıyor Valilere6 seferberlîğe hazır olurf enm (Baştarafı 1. Sayfada) yararlanılabilecek. Öte yandan bir savaş halinde kullaıulmak üzere daha önceden yapılmış sığınakların hazır hale getirilmesi için valilikler ve diğer ilgili kuruluşlar tekrar uyarıldı. Bazı bölgelerde halkın, birçok res- mi ve özel kuruluşta da persone- lin Uullanması için yapılmış olan sığınakların temizlenerek gerekli malzemelerle donatılması istendi. Bunlar arasında giyecek, yiyecek, sağlık, ilkyardım ve olası yangın- lara karşı gerekli malzemeler de bulunuyor. Orduda hazırlıklar Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) daha önceden belirlenen "teyakkuz planlamalan" gereği olarak Türkiye çapında çeşitli ön- lemler aldığı bildirildi. Körfez ger- ginliğinin tırnıanması nedeniyle başvurulan önleraler, Türkiye ça- pındaki tüm birlikleri kapsıyor. Bu çerçevede Hava Kuvvetleri'nin bazı birimlerinde ileri hazırlık du- rumu sürerken gece uçu$lannın iki sortiye çıkarıldığı öğrenildi. Kara Kuvvetleri kapsamında ise sınır bölesindeki birliklerin sürekli ola- rak tatbikatta oldukları ve Tat- van'da bulunan zırhh birliğin de sınır bölgesine kaydırıldığı kayde- dildi. Deniz Kuvvetleri çapında da TCG Yavuz veTCG Fatih gemile- rinin Suudi Arabistan'a asker gön- derilmesi olasılığı nedeniyle demir almaya hazır olduğu bildirildi. Genelkurmay Başkanlığı ve kuvvet icormıtanlıklanndaki aske- ri çevrelerden edinilen bilgilere gö- re halihaarda sürdüriilen hazırlık- lar, "olağanüstii dönemler için da- ha önceden hazırlanan planlarna- lar çerçevesiııde" yürutülüyor. Bu çevreler, yeni kuvvet korautanla- rının da "olayın sıcaklıgıoı konıması" nedeniyle kısa sürede görevlerine intibak ettiklerini ve yoğun bir çalışma içine girdiğini de bildirdiler. Bu arada Genelkurmay Baş- kanlığı'nın tüm kuvvetlere bireı yazı göndererek bu tür dönemler- de olası olarak artabilecek eylem- lere karşı uyanda bulunduğu öğ- renildi. Genelkurmay Başkanlığı- nın söz konusu yaada, Irak'ın Ku- veyt'i işgali sonrasında bölgede ge- lişen olaylar nedeniyle, tüm dik- katlerin o bölgede yoğunlaştığına dikkat çektiği, bu nedenle de "yı- kıa ve boJücii bazı örgtiderin yur- tiçinde bazı eylemlere kalkışabileceğiııi" kaydettiği bil- dirildi. Yazıda ayrıca tüm askeri birliklerin bu tür olaylara karşı hazır bulunması da istenildi. Öte yandan Türkiye'dekj askeri birliklerde kan bağjşı kampanya- sı başlatıldığı da öğrenildi. Ancak yetkili çevreler, bu tür olaylann her dönemde yapıldığını, herhangi olağanüstü bir durumun söz ko- nusu olmadığını bildirdiler. Edinilen bilgilere göre Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komu- tanlıklannda halihazırda alınan önlemler şöyle: Kara Kuvvetleri Komutanlıgı: Bölgede bulunan askeri birliklerin çeşitli araç, gereç ve personel ek- siklikleri tamamlanıyor. Bu birlik- ler daimi olarak tatbikatta bulu- nuyor. Bölgeye yakın zırhlı ve me- kanize birliklerden de sınır bölge- sine kaydırmalar yapılıyor. Deniz Kuvvetleri Komutanlıgı: Kuzey ve Güney Deniz Saha ko- mutanlıklan çerçevesinde yürütü- len herhangi bir faaliyet bulunmu- yor. Ancak Donanma Komutan- hğı'ndaki gemilerin özellikle MEKO-200 tipifirkateynlerinde- mir almaya hazır durumda oldu- ğu bildirildi. Bölgeye Türkiye'nin asker gönderme olasılığı çerçeve- sinde TCG Fatih veTCGYavuz gemilerinin hazır olduğu da öğre- nildi. Hava Kuvvetleri Komutanlıgı: Komutanlık bünyesindeki bazı bi- rimlerde ileri hazırlık durumu sü- rüyor. Bu çerçevede sınır bölgesin- deki keşif uçuşları arttınldı. Ay- nca av-bombardıman uçaklannın eğititn uçuşlannın arttırüdığı ve gece eğitim uçuşlannın 1 sortiden 2 sortiye çıkanldığı da öğrenildi. Diyarbakır'da F-4 ve F-104 uçak- lannın, Merzifon'da ise F-5 uçak- lannın her an için havalanmaya hazır durumda oldukları da bil- dirildi. Batman'da da RF-4 keşif uçaklannın konuşlandınldığı kay- dedildi. Sorti nedir? , Sorti en genel anlamıyla bir uçağın herhangi bir görev için ha- valaıup daha sonra inmesi anlamı- na geliyor. Fransızcadan gelen sözcük, uçağın havalandıktan sonra yine aynı havaalanına inme- sini içeriyor. Uçak herhangi bir görev için havalandıktan sonra, kalkış yaptıgı havaalanına inmez- se bu sorti olarak kabul edilmiyor. Uçağın kalkügı bavalimanına in- mesi ise 1 sorti olarak kabul ediliyor. Gerçek GörünürANKARA — Yaklaşık on beş gündür ABD ön- derliğrnde oluşan çokuluslu güce katılmak için sa- bırsızlandığını, yolunu yordamını arayarak Kör- fez'e asker göndermeye kararlı olduğunu yazdı- ğımız TÖ, sonunda bu saptamalan doğrulayan ni- telikte açıklamalar yapmaya başladı. Türk basınından esirgedığini yabancı TV ve ga- zetelerle duyuruyor. TO'nün savaşa askerle "fii- len katılmak" tutkusuna iki haftadır iltifat etme- yen basın, bir iki gündür artık Çankaya'ya yakın bakanlann demeçleriyle vanlmak istenilen hedefi sergilemeye başlıyor. Oysa TO'nün daha 6 ağustosta kırk yıl önceki Kore savaşına katılmamızı örnek alarak ABD ile birlikte askerle Körfez'e girmeye özendiği sağlam kaynaklardan aldığımız bilgilerle doğrulanıyordu. Bu bilgilere dayanarak yazılanlar, TO'nün elini ayağını bağlayan TBMM'yi dışlayacak bir planın işlemesine kadar uzandı. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. ANAP gru- bu Meclis'in bir parçası olduğunu anımsadı. Mec- lis, durup durduk yerde hükümetin savaş açma, dışarıya asker gönderme girişimini engelledi. An- cak 'teçavüz halinde' izin verdı. Bildiğimiz kada- rıyla TÖ. o günden sonra planlarında ikinci sıra- da yer alan başka yöntemin sahneye çıkrnasını beklemeye başladı. BM Güvenlık Konseyi, üyelere Körfez'deki gü- ce katılmayı öngören bir tavsiye kararı çıkarırsa TÖ, Kore'den sonra sesimizi, vazgeçilmez varlı- ğımızı kanıtlayacağına inandığı Körfez savaşına asker göndermeyi planlamaya girişti. AA haber bültenlerinde dün TO'nün bir ABD TV'sine verdiği demeç yer aldı Günübirtik geliş- melerde bu demeç önemliydi. Yirmi gün önce ke- mikleşen düşüncelerini, neyi niçin yapmayı iste- diği açık seçik ortaya çıkıyordu. TÖ, asker göndermeyi TBMM'nin 'tecavûz haline' bağladığından söz ederek şu anda böy- lesi girişimin olanaksızlığına işaret ediyor, ancak Savunma Bakanı Giray'ın 'asker göndermenin mümkün' olacağını söytemesinden sonra tamam- layıcı yeni görûşler duyuruyordu. TÖ'ye göre "modern silahların kullanıldığı günümüzde eğer saldırıya uğramayı beklersek, başımız derde gi- rerdi". Bu yüzden hazırlıklı olmak gerekiyordu. TBMM kararını daha önceleri 'demokralik ve doğal' bularak asker gönderme düşlerinden arın- dığı izlenimi -kimi kesimlere veren- TÖ, bugün Meclis'in tutumuna karşı vaziyet alıyor. Açıkça söylemiyor, ama 'saldırıya' bağlanan asker gön- derme kararını eleştiriyor. Asıl önemli olan, TO'nün, asker göndermeye olan hevesini artık açıktan duyurmaya başlama- sı. "Önceden hazırlıklı olmamız" neden gereki- yormuş, onu da şöyle açıklıyor: "Aynı zamanda belki bir gücün ülke dışına yol- lanması, Türkiye'nin çıkarlan için iyi olacaktır" di- yor. Irak'tan bir saldırıya karşı önlemi içermıyor bu söz, tersine on beş gündür çevresine duyum- sattığı önyargıyı doğruluyor. "Türkiye'nin çıkar- lan için olası asker gönderme" gerekçesini kap- sıyor. Daha neler söylemiyor ki... Arap ülkeleriyle iyi ilişkiler sürdürme dileğine değinirken köprü du- rumundaki Türkiye'nin asker göndermesinin 'çı- karına uygun olacağına inandığını' vurguluyor. Önümüzdeki günlere bir işaret çakıyor; "Eğer Arap ülkeleri örneğin Suudi Arabistan veya baş- ka Körfez ülkeleri, Türkiye'nin asker yollamasını isterlerse, belki bu Türkiye'nin çıkannadır" dedik- ten sonra "Suudi Arabistan ya da bazı Arap ül- kelerinin Türkiye'den asker isteyeceği yolunda bazı işaretlerden" söz ediyor. Arap ülkelerinden, özellikle Suudilerden kimi işareöer?.. Bu demeç yayımlandığı sırada TO'nün özel temsilcisi sıfatıyla Devletlû Bakanımız Güneş Taner, Riyad'da bulunuyor. "Bir ihtimaldir padi- şahım", belki de Güneş Taner, Riyad'da TO'nün asker gönderme özterrvV. dile getiriyor. Ancak aşılması zorunlu kimi engeller yüzünden TO'nün hem isteğini hem de Suudi isteklerini "hemen karşılayamadığını" yetkililere anlatıyor. BM Güvenlik Konseyi'nden ABD'nin planladı- ğı askeri yaptırımla ilgili nasıl bir karar çıkacağı- nı şu günler Kösk, özenle ızliyor. Dışişleri kaynak- ları şimdilik kuliste tartışılan karar taslağının as- ker gönderme sorununda "yoruma açık olduğunu" söylüyor. Bu kaynaklara göre BM'den çıkması olası ka- rar, Körfez'deki asker gücüne vurma izni verecek, Türkiye'yi asker göndermeye sürükleyecek tav- siyeyi içermeyecek. Ne var ki ince üslupla "am- bargoya katılan bütün ülkeleri elden gelen yardı- ma çağıracak" dolaylı ifadeler kulianılsa bile as- ker gönderme kararı vermemize gerek kalmaya- cak. Dışişleri, hatta şimdilik "siyasal otoritenin ala- cağı kararı beklediği" öne sürülen askeri çevre- ler, Türkiye'nin ambargoyu katı biçimde uygula- masıyla zaten üzerine düşeni fazlasıyla yaptığı- na inanıyorlar. Bu nedenle ileride Ortadoğu'da çe- şitli yeni sakıncalar getireceğinden kaygılandık- ları askerle katılım direnmelerinden vazgeçilme- sini öngörüyortar. Taner, Riyad'da TO'nün "çok yakın dostu" Su- udilerin mukaddes toprakların savunulmasında Müslüman Türk askerini görme isteklerine 'ma- kûl cevaplar' verirken Dışişleri Bakanı Bozer'in Şam-Amman-Kahire'yi 'siyasal danışmalarda' bu- lunmak üzere ziyaret etmesi pianlanıyor. Bura- larda trafik de yüklü. Gezinin 'kabulleri saptayarak' planlanmasına uğraşılıyor. Madem ki böyle bir geziye çıkacaktı, Riyad'a Bozer yerine neden Taner gitti, ayrı bir soru. Asker göndermek ya da göndermemek, ANAP iktidarında önemli sorun olmaya aday görünüyor. Önceki gece toplanan Bakanlar Kurulu'nda yer yer sert rüzgârların estiği söyleniyor. Bir Başba- kan var, TÖ, onun yerine dış politikanın odak nok- tası olmuş, dışandân gözlemcı. Milli Savunma Ba- kanı asker göndermemiz olanağından söz ediyor, yine dışlanmış. Üstüne üstlük aynı Başbakan, GAP gezisinden "önemli gelişmelerin gözlendiği dönemde Anka- ra'dan aynlmaması için" yoksun bırakılıyor. Sanki dış konuları kotaran, yönlendiren bizzat başbakan- mış, bu arada başkenti bırakıp Urfa'lara, Adıya- man'lara gitmesi doğru olmazmış gibi, Akbulut gündem dışına itiliyor. Yutturmaca gerekçelerle doyurucu olmayan nedenler sıralanarak herkesi kor ve sağır sanan bir zihniyet Türkiye'de kol geziyor. Bakanlar Kurulu üyeleri arasında asker gönder- meyi isteyenler olduğu kadar, karşı çıkanların da bulunduğu, söyleşilerden anlaşılıyor. Ne var ki TÖ, asker göndermeyi kafaya koymuş bir kez. He- le BM tavsiyesi dilediğı yönde olursa yoruma fi- lan bakmaz, zorlamalarla hükümetten kararı ge- çirir Meclis'i sollayacağı bugünden ortada, Kore savaşına Meclis'ten geçirmeyerek asker gönde- rildiği günlerde eleştirileri karşılayan Menderes hükümeti üyelerinden biri, şöyle bir savunu öne sürmüştü: "Milleti ikinci Dünya Savaşı'na sokmamakla er- kekliğini öldürdüler." Erkekliğimizi yine kanıtlamanın günü geldiği- ne bir kez daha inanılıyorsa, Bağdat'a hodri mey- dan! O stralar Menderes, "Memleket şefsiz saltanat- sız, CHP'siz pekâlâ idare ediliyor" demişti. Çağ değişiyor. Bu söz bugüne şöyle uyarlana- bilir. "Memleket; hükümetsiz, parlamentosuz, muhalefetsiz pekâlâ idare edilebiliyor!" Uyârlama hem Menderes hayranlığına hem de kimilerinin kendi dünyalarındaki saklı gerçeğe tı- patıp uymuyor mu? G O Z L E M UĞUR MUMCU (Baftarafi 1. Sayfada) kiye NATO'ya bu "petrol bekçiliği" nedeniyle alınmıştır. Batı, Türkiye'yi NATO'ya kabul ederken Menderes hükümetinden "Gerekirse Ortadoğu petrollerini koruruz" güvencesi almıştır. NATO 1949 yılında kurulmuş, Türkiye NATO'ya 1952 yılında girebilmiştir. Bu üç yılda ne olmuştur da Türkiye'nin NATO'ya girişine ıs- rarla "hayır" diyen Amerikan ve İngiliz hükümetleri sonradan karşı oylannı geri çekmişlerdir. Bu arada Kore Savaşı olmuş, Menderes hükümeti Türk as- kerlerini Meclis'ten karar çıkartmadan Kore dağlanna sürmüştü. Türk askerleri Kore'de Amerikan askerleriyle birlikte savaştı- lar. Türkiye, Kore Savaşı'ndan sonra NATO'ya girebildi. Türki- ye gerçi Kore Savaşı'ndan sonra NATO'ya girmiştir, ama ilk baş- vurusu Amerika tarafından geri çevrilmiştir. Kore Savaşı'ndan sonra bile Amerikan Senatosu Türkiye'nin NATO'ya girmesini uygun bulmamıştı. Amerikan Senatosu Türkiye'nin NATO'ya gir- mesini kabul etmemişti, ama ABO Savunma Bakanlığı Türki- ye'nin iki nedenle NATO'ya girmesini uygun bulmaktaydı. "Ortadoğu'daki petrol bekçiliği" ve Sovyetler'e karşı kullanı- lacak "ûslerin" Türk toprakları üzerinde kurulması. Türkiye'nin NATO'ya alınmasının iki dayanağı belli olmuştur: Ortadoğu petrolleri ve Türkiye'deki üsler. ABD, oldum olası, bir sıcak savaşın kendi toprakları üzerin- de olmamasını ister. Amerika'nın 20. yüzyılda karıştığı savaş- lar ya Avrupa'dadır ya Uzakdoğu'da. Amerika kanştığı sıcak sa- vaşları hep kendi toprakları dışında kabul eder. Bunun için stra- tejiler ve teoriler oluşturur. Türkiye'nin NATO'ya kabul edilişinin nedenlerinden biri, topn raklarında Amerikalıların kolaylıkla kullanabileceği NATO üs- lerine yer vermesidir. Türkiye, 1962 Küba bunalımında büyük bir tehlike atlatmıştı. Amerika, Küba'daki Sovyet füzelerini yok etmeye yönelse Sovyetler de Türkiye'deki Amerikan üslerine saldıracaktı. Amerika açısından Türkiye'nin NATO'daki konumu ve öne- mi buydu. İngiltere de Türkiye'nin Ortadoğu'da bir "petrol bekçiliği" görevi üstlenmesini istiyordu. 1939 yılında Türkiye1 yle "ittifak anlaşması" imzalayan İngiltere, Türkiye'nin NATO: ya girişine başlangıçta karşı çıkmıştır İngiltere o günlerde Türk- iye'nin NATO yerine "Ortadoğu Kuvvetleri Komutanlığı"r\a ka- tılmasını yeterli görmüştü. Menderes hükümeti İngilizlere, Tür- kiye'nin Ortadoğu'da İngiliz çıkarlarını koruması için gerektiğinde ' bölgeye asker göndereceğı güvencesini de vermiş; bu güven- ceden sonra ingiltere de Türkiye'nin NATO'ya girmesine yeşil ışık yakmıştı. verilen bu "pefro/befcç;7/ğ/"güvencesinden sonra Türkiye 18 Şubat 1952 tarihinde NATO'ya girmişti. Anglo-Amerikan stratejisi, Türkiye'nin NATO'ya girişinde bir taşla iki kuş vurmuş, Türkiye'ye Ortadoğu petrollerinin bekçili- ği görevini verirken aynı zamanda da ülkemızi NATO üsleri ne- deniyle bir nükleer savaşın ilk hedeflerinden biri haline getir- 0 Bugün dünyada bir "Scvyet tehdidi" yoktur. Artık soğuk sa- vaş bitmiştir. NATO ve Varşova paktları soğuk savaşın askeri örgütleridir. NATO ve Varşova paktları arasında bir askeri ça- tışma tehlikesinden de artık söz edilmediğine göre NATO'nun yeni görev alanı Ortadoğu'dur. O zaman "petrol bekçiliği" gö- revi güncellik kazanmış oluyor. NATO'nun sorumluluk alanı 1979 yılında Sovyetler'in Afga- nistan'ı işgalinden sonra "Out Of Area" teorisiyle genışletilmiştir. Bu teoriyle NATO'nun sorumluluk alanları dışındaki bölgeler NATO'nun güvenlik bölgesi içinde görülüyor. Bu bölgelerden en önemlisi Ortadoğu'dur. 1949 yılında Sovyet saldınsı olasılığına karşı kurulan NATO, şimdi Ortadoğu'da bir kısım Müslüman ülkelere saldırı ama- cıyla kullanılacak. Amerika'nın ekonomik çıkarlarına ideolojik kılıf ve stratejik gerekçe bulan savaş teorisine "RBnfagonızm" adı veriliyor. Pentagonizm, şimdi Ortadoğu'yu "Amerikancı-İslamcı rBjimler" ve "Amerikancı olmayan rejimler" olmak üzere ikiye bölmüştür. Çağdışı Arap şeyhlikleri Amerika'nın Ortadoğu'da- ki yeni müttefiklerıdir. Türkiye de şimdi bu Amerıkan- cı-islamcı şeyhliklerin yanında Ortadoğu'nun despot rejimleri- ne karşı kullanılmak istenıyor. Pentagonizmin Ortadoğu'daki yeni stratejisi budur. Menderes hükümetinin 1950lerde Amerıkalılara ve İngiliz- lere verdiği güvenceler şimdi Özal yönetimince güncellik ka- zanıyor... DIŞBAMK TÛRK MERCHANT BANK B/ TEKFEN BMİK ' ETtBANK BÂNIUUR BİRİNCİ ORTAKMENKUL I I f M ORTAKFON HA«İLÎNE YA22LI /HA«İLÎNE YA22LI KATHMABELGES! BAWKASI EÜROTÖRK B A N K TÛRKİVE KAUCMMA BANKAS» ÜRKÎY SINAİ KALK1NMA BANKASI Bü Kattlma Belgesi, belge saf*Wr» Kunıcu Bankalara karşı sahip olduğu haktan taştmakta ve Fo*fakaç«ssetekaW(^mıp^sftTfneWed«-. Hae»»-v»C^ Ikmttmat&İ&nm I2.&7.I99O terih ve BAK-CM 5400-2(84*32460 « y * tznt i t kunitan aankalar 6*i«i OnaK M«*ul Ktymetter Yatwim Fonunun 19.87.1990 İarift»xle tesctt ve Türkiye Ttcaret SicO Oazstesinin 26.07.1990 tarih ve 2574 sayıif nûs^aşmda San edilen IçtûrOÖûnûn tam metni afka sayfada yer a?ma)ö3dır. Bu Katı&na Befeesfnin haka arzi, Sermaye Piyasası KuruKj*mm 13.08.1990 tarîı va KB 6Sf'593 ^ | N n d # k t d i r . Aftcak bu izin, Kaltlma Betgeterfnin ve Forfun, Kum* veya KamtKa Jgin lûm|û«lBö BvMtta mürad» «febairia. Kurucu Baokalan Toasilen Portfty Sfönedciti Türk Mercbant Bank A.Ş. BANKALAR BİRİNCİ ORTAK MENKUL KIYMETLER YATIRIM FONU (ORTAKFON) KATILMA BELGELERİNİN İHRACINA İLİŞKİN İZAHNAMEDİR. Arap Türk Bankası A.Ş., Avrupa - Türk Yatırım Bankası A.Ş. - Eurotürk Bonk, Dışbank-Türk Dış Ticaret Bankası A.Ş., Etibank, Osmanlı Bankası A.Ş., Tekfen Yatırım ve Finansman Bankası A.Ş., Tûrk Merchant Bank A.Ş., Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. tarafından, 2499 sayılı Sermaye Pivosası Kanunu'nun 35 ila 44'üncû maddelerine dayanılarak ve katılma belgelermde yazılı içtüzük hükûtnlerine göre yönetilmek üzere, holkton kaltlma belgeleri korşılığı roplanocak paraiarla, katılma belgesi sahipleri hesabına riskin daöıtılması ilkesi ve inandı mülkiyet esoslarına uygun olarak menkul kıymet portfoyü işletmek amacıyla T.C. Basbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşanığı'nın 12.7.1990 tarih ve BAK-lll-1 5400-2/34 32460 sayılı izni ile kurulmuş Bankalor Birinci Ortak Menkul Kıymetler Yatırım Fonu katılma belgelerinin halka arrına dair izahnamedir. Fona istinatd sağlayan katılma belgelerinin halka arz yoluyla satısı, Sermoye Piyasası Kurulu'nun 13.8.1990 tarih ve KB 68/593 sayılı iznine dayanmalctaaır. Ancak bu izin, Fon'un ve katılma belgelerinin, Kurul veya Kamuca tekeffülü anlamına gelmez. I- FON VE KATILMA BELGELERİ HAKKINDA BİLOİLER 1. Fonun Söresi : 5 YIL Tutan 60.000 000.000 (Akmıs milyar TL) Foy Saynı : 6 000 000 PAY KURUCU BANKALAR Vf FON «AŞUNGIÇ TUTARINA KATILMA RKTIARI Tkaret Ünvanı Katılma Payı "Arap Türk Bankası A.Ş." 5,000,000,000 TL "Avrupa - Türk Yatırım Bankası A.Ş. - Eurolürk Bonk" 5,000,000,000 TL "Dışbonk Türk Dıs Ticnret Bankosı A.Ş." 15,000 000,000 TL "Etibank" . 5,000,000,000 TL "Osmanlı Bankosı A.Ş." 10,000,000,000 Tl "Tekfen Yatınm ve Finansman Bankası A.Ş." 5,000,000,000 TL "Türk Merchant Bank A.Ş." t 5,000,000,000 TL "Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş." 5,000,000,000 TL "Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A Ş" 5,000,000,000 T l FONUN YÖNETİMİ HAKKINDA GENEl BİLGİLER: Ortakfon bûnyesinde; Danısma Kurulu, Fon Kurulu ve Denetim Kurulu olmak üzere 3 organ ve ayrıca bir Yönetici Banka ile bir Sakloyıcı Banka bulunmaktadır. Yönetid Banka fonun fiili olarak yönetimi ile temsil ve ilzamına yetkili olup ortak fonun Yönetici Bankası T. Merchant Bank A.Ş.'dir. Sakloyıcı Banka ise fonu oluşturan menkul kıymetlerin saldanması ve bu menkul kıymetlere ait hakların fiilen kullanılması işlemlerini yürütür. Ortokfon'un saklayıcı bankası T. Dıs Ticaret Bankası A.Ş.'dir. Danısma Kurulu kurucu bankalann birer temsilcisinden oluşur ve işlevi genel olarak danısma ve yönlendirmedir. Fon Kurulu; Ortakfon'a en fozla tutarda katılan iki üye banka ile portföy • yöneticisi bankanm birer temsıicisinden olusur Örtakfon; fon kurulu karan doğrultusunda, portföy yöneticisinin icraatı ile yönetilir. Denetim Kurulu ise; Danısma Kurulu'nun önereceği fon kurulu dışında kalan iki kurucu bankanm birer temsikisinden oluşur. Ortokfon'un; Fon Kurulu'nu T. Dış Ticaret Bankası A.Ş., Osmanlı Bankası A.Ş. ve T. Merchant Bank A.Ş.; Denetim Kurulu'nu ise T. Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. ve T. Kalknma Bankası A.Ş. oluşturmaktadır. Bankalar, içilişkilerini dûzenlemek için bir Bankalar Arası Yüklenim Sözlesmesi (protokol) imzalamışlardır. 2. FON İÇTÜZÜGÜNÜN TESCll TARİHİ VE NUMARASI: Katılma belge'?rinde tam metni bulunan Fon içtüzüğû, istanbul İli Ticaret Sicili Memuriuğu'na 16.7 1990 tarihinde 244378 - 191947 sayılı sicil numarası alttnda kaydedilmiştir. 3. FON TOPLAM DEGERİ: 257.1990 tarihi İHbori ile 59.680.585.415.- TL, 2.8.1990 tarih: itibori ile 62.024.003.927.- TL olup bu değerleri oluşturan kalemlerin dökümü aşağıda verilmistir. 25.7.1990 (TL) Tutan 2.8.1990 fTL) Tutan Fon Portföy Değeri (+) 57.469.418.405 59.925.346.122 Diğer Varfıklar (+) 3.487.215.690 2.489.411.565 Borclor {-) 1.276.048.680 390.753.760 Fon Toplam Değeri 59.680.585.415 62.024.003.927 4. FON PORTFÖY DEGERİ: 25.7.1990 tarihi rtibariyle 57.469.418.405.- TL, 2.8.1990 tarihi itibariyle 59.925.346.122.- TL olup, bileıimi aşağıda gösterilmiştir. 25.7.1990 2.8.1990 Menkul Kıymet TûriJ (TL) Tutan (%) (TL) Tuton (9fc) Devlet Tahvili Hazine Bonosu Finansman Bonosu Hisse Senedi 36.804.301.606 15.839.596.436 1.969.870 363 2.855.650.000 57.469.418.405 65,3 26,6 3,3 4.8 100,0 37.167.074.609 15.985.859.041 1.988.738.972 4.783.673.500 59.925.346.122 62,0 26,7 3,3 8.0 100,0 BöplTEFEKÖYLÜ Genel MMiir Yardtması Dr. VurtJ A. AK1ŞIK Fon Portfoyünde Hisse Senedi Olan OrtokMdcr • ÇeGk Halat ve Tel Sanayi A.Ş. - Eczaabaşı ibç Sanayi ve îıcaret A.Ş. - Ihpı ve Kredi Bankası A.Ş. Fon Portföyünde Finansman Bonosu Olan Ortoklık: • T. Şişe ve Cam Fab. A.Ş. 5. KATILMA BELGELERİNİN DEGERİNİN TESBİTİ: Katılma belgelerinin itibari değerleri söz konusu olmayıp, günlük fiyatlan; fon toplam de- ğerinin, dolaşffnndaki pay sayısma botünmes Üe bulunan bir pay değerinm, kahlnn belgesinin temsil ettiği pay soyıa ile çarpılması sonucu tespit edfe II. KATILMA BELGESİ SAHİPLERİNİN HAKLARI: Katılma belgesi sahiplerine karşı tüm kurucu bankalar müteselsilen sorumluduriar. U FON KÂRINA İŞTİRAK ŞEKIİ: Fon'da oluşan kâr, katılma belgelerinin, içtûzük'ün 7. bölümündeki esaslara göre tespit edilen günlük fiyarlanna yansıtıldığından, hesap dönemi sonunda ayrıca kâr doğıtılması söz konusu değildir. Katılma belgesi sahipleri, herhangi bir iş günü belgelerini Fon'a geri satmakla belgeyi ellerinde tuttukları sürece Fon'da oluşan kârdan paylannı almış olurlar. 2. FON'DAN ATRILMA: Katılma belgesi sahipleri, belgelerini ilan edilen günlük fiyatlan üzerinden Fon'a satmakla, her zaman Fon'dan ayrılabilirler. Aynı şekilde katılma belgeleri tekrar satın alınarak Fon'a yeniden katılmak mümkündür. Katılma belgeleri, kurucu bankalann içtüzük ve bu izahnamede ilan edilen şubelerinden herhangi birinde işgünlerinde 10.00 • 12.00 saatleri içinde o gün için ilan edilen fiyat üzerinden alım ve satıma konu olur. III. HALKA ARZ İLE İLGİLİ BİLGİLER 1. SATIŞIN BAŞLANGIÇ TARİHİ VE ÖDEML Katılma belgeleri 27 8.1990 tarihtnden ıtibaren bedelleri nakden ve peşinen tohsil edilmek suretiyle, sotış günundeki değerleri üzerinden yapılacakiır. 2. KA711MA BELGEURİ SAT1ŞININ, GERİ AUMININ rAPUACAGI VE GÜNLÜK OLARAK PK DEGERİNİN İLAN EDİ1ECEGİ ŞUIEUR: ARAP TÜRK BANKASI A.S.-Merkez Şube / Nişantaş AVRUPA - TÜRK YATIRIIM BANKASI A.Ş. - EUROTURK-GenelMüdürlük / Elmodağ, DIŞBANK TÜRK DIŞ TİCARET BANKASI A.Ş.-Menkul Kıymetler Müdürfüğü / Gayrettepe ve tüm şubeler, ETİBANK-Menkul Kıymetler Mudürlüğü / Çankaya ve tüm şubeler, OSMANLI BANKASI A.Ş.-Menkul Kıymetler ve Yatırım Merkezi / Karaköy ve Taksim, Şişli, Yenicami, Ankara, Izmir, Adana, Gaziantep, iskenderun, Bursa şubeleri, TEKFEN YATIRIM VE FİNANSMAN BANKASI A.Ş.-Genel Müdürlük / Elmadağ, TÜRK MERCHANT BANK A.Ş.-Genel Müdürlük / Bebek, TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş.-istanbul Menkul Kıymetler Merkezi / Mecidiyeköy, Ankara Sermaye Piyasası İslemleri Mudürlüğü / Kızılay, Izmir Şube / Alsancak, TÜRKİYE SINAİ KALKINMA BANKASI A.Ş.-istanbul Merkez / Fındıklı, Ege Bölgesi Şubesi / Alsancak
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle