Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 AUUS'IUS 1990 * * * * HABERLERIN DEVAMI CUMHURÎYET/19
Savaş Felaket Olur!
(Baştarafı 1. Sayfada)
yanıtlanabilir bu soru.
Durum, Türk ekonomisi açısından da her
geçen gün olumsuza dönüyor. Yetkililerin
serinkanlı ve yatıştırıcı açıklamaları, anlaşı-
labilir bir tutumdur. Ancak gelişmelerin tü-
mü, kırmızı ışığı gittikçe daha çok belirgin-
leştiriyor.
Ekonomik ambargonun Türkiye'ye ilk ba-
kışta maliyeti, 3 milyar dolar olarak hesap-
lanmıştır.
Ham petrol fıyatlarının artmaya devam et-
mesi, bu faturayı büyütecektir. Ayrıca petrol
fiyatlarındaki artışın tamamı, henüz iç fiyat-
lara yansıtılmış değildir.
Krizin patlamasıyia birlikte, savunmaya 2
trilyon lıralık ek fonun ayrıldığı belirtiliyor.
Ama bunun burada duracağını sanmak faz-
la iyimserlik olur. O yüzden bütçedeki deli-
ğin giderek büyüyebileceğini söylemek fal-
cılık değildir.
Krizin enflasyon üzerindeki etkisi, ilk elde
8 ile 10 puan arasında hesaplanmıştır. An-
cak gelişmeler, bu tahminin hayli iyimser ka-
labileceğine işaret ediyor.
Yetkililer, Türkiye'nin döviz açısından çok
sağlam bir noktada bulunduğunu sürekli vur-
guluyorlar. Ama bu durum da şimdilik kay-
dıyla öyledir.
Derinleşmekte olan kriz, kısa vadeli döviz
girdileri açısından riski büyütüyor. Türkiye'-
ye rant elde etmek için akan sıcakpara, sa-
vaş rüzgârlarının şiddetlenmesiyle birlikte dı-
şarıya kaçışa da yönelebilir. Bu dövizleri bir
yerde emanet saymamak için bir neden gö-
remiyoruz.
Merkez Bankası kaynaklarına göre, bugün
için bu alanda olumsuz bir işaret yok. Ama
bu durum, yakın geleceğin güvencesi ola-
maz herhalde.
Turizm cephesinden gelmeye başlayan
haberler de iç açıcı değildir. Özellikle Alman-
ya kaynaklı bazı gelişmeler, Türk turizmi açı-
sından tedirginlik vericidir. Kriz sıcaklaştık-
ça, öteki Batı ülkelerinden de bu konuda kö-
tü haberler gelmesi sürpriz olmayacaktır.
Şu söylenebilir: Savaş çıktı çıkacak hava-
sının böylece sürüp gitmesi, Türk ekonomi-
sini gün geçtikçe olumsuz etkileyecektir; et-
kilemeye başlamıştır bile.
Ya savaş patlarsa?..
Böyle bir olasılığı düşünmek bile istemi-
yoruz. Bunun her açıdan tam bir felaket ola-
cağı kanısındayız.
O yüzden, ekonomik ambargo yoluyla, as-
keri güce başvurulmaksızın Saddam Hüseyin1
in yola getirilmesini ve Irak'ın Kuveyt'ten sü-
rülüp çıkarılmasını dileriz.
Bunun için sabır şarttır. Türkiye, bir yan-
dan krizin askeri boyutundan uzak dururken,
öte yandan savaşa karşı ağırlığını kullan-
malıdır.
Savaş, felakettir.
CUNEYT ARCAYUREK yazıyor
Valilere6
seferberlîğe hazır olurf enm
(Baştarafı 1. Sayfada)
yararlanılabilecek.
Öte yandan bir savaş halinde
kullaıulmak üzere daha önceden
yapılmış sığınakların hazır hale
getirilmesi için valilikler ve diğer
ilgili kuruluşlar tekrar uyarıldı.
Bazı bölgelerde halkın, birçok res-
mi ve özel kuruluşta da persone-
lin Uullanması için yapılmış olan
sığınakların temizlenerek gerekli
malzemelerle donatılması istendi.
Bunlar arasında giyecek, yiyecek,
sağlık, ilkyardım ve olası yangın-
lara karşı gerekli malzemeler de
bulunuyor.
Orduda hazırlıklar
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
(TSK) daha önceden belirlenen
"teyakkuz planlamalan" gereği
olarak Türkiye çapında çeşitli ön-
lemler aldığı bildirildi. Körfez ger-
ginliğinin tırnıanması nedeniyle
başvurulan önleraler, Türkiye ça-
pındaki tüm birlikleri kapsıyor.
Bu çerçevede Hava Kuvvetleri'nin
bazı birimlerinde ileri hazırlık du-
rumu sürerken gece uçu$lannın iki
sortiye çıkarıldığı öğrenildi. Kara
Kuvvetleri kapsamında ise sınır
bölesindeki birliklerin sürekli ola-
rak tatbikatta oldukları ve Tat-
van'da bulunan zırhh birliğin de
sınır bölgesine kaydırıldığı kayde-
dildi. Deniz Kuvvetleri çapında da
TCG Yavuz veTCG Fatih gemile-
rinin Suudi Arabistan'a asker gön-
derilmesi olasılığı nedeniyle demir
almaya hazır olduğu bildirildi.
Genelkurmay Başkanlığı ve
kuvvet icormıtanlıklanndaki aske-
ri çevrelerden edinilen bilgilere gö-
re halihaarda sürdüriilen hazırlık-
lar, "olağanüstii dönemler için da-
ha önceden hazırlanan planlarna-
lar çerçevesiııde" yürutülüyor. Bu
çevreler, yeni kuvvet korautanla-
rının da "olayın sıcaklıgıoı
konıması" nedeniyle kısa sürede
görevlerine intibak ettiklerini ve
yoğun bir çalışma içine girdiğini
de bildirdiler.
Bu arada Genelkurmay Baş-
kanlığı'nın tüm kuvvetlere bireı
yazı göndererek bu tür dönemler-
de olası olarak artabilecek eylem-
lere karşı uyanda bulunduğu öğ-
renildi. Genelkurmay Başkanlığı-
nın söz konusu yaada, Irak'ın Ku-
veyt'i işgali sonrasında bölgede ge-
lişen olaylar nedeniyle, tüm dik-
katlerin o bölgede yoğunlaştığına
dikkat çektiği, bu nedenle de "yı-
kıa ve boJücii bazı örgtiderin yur-
tiçinde bazı eylemlere
kalkışabileceğiııi" kaydettiği bil-
dirildi. Yazıda ayrıca tüm askeri
birliklerin bu tür olaylara karşı
hazır bulunması da istenildi.
Öte yandan Türkiye'dekj askeri
birliklerde kan bağjşı kampanya-
sı başlatıldığı da öğrenildi. Ancak
yetkili çevreler, bu tür olaylann
her dönemde yapıldığını, herhangi
olağanüstü bir durumun söz ko-
nusu olmadığını bildirdiler.
Edinilen bilgilere göre Kara,
Deniz ve Hava Kuvvetleri komu-
tanlıklannda halihazırda alınan
önlemler şöyle:
Kara Kuvvetleri Komutanlıgı:
Bölgede bulunan askeri birliklerin
çeşitli araç, gereç ve personel ek-
siklikleri tamamlanıyor. Bu birlik-
ler daimi olarak tatbikatta bulu-
nuyor. Bölgeye yakın zırhlı ve me-
kanize birliklerden de sınır bölge-
sine kaydırmalar yapılıyor.
Deniz Kuvvetleri Komutanlıgı:
Kuzey ve Güney Deniz Saha ko-
mutanlıklan çerçevesinde yürütü-
len herhangi bir faaliyet bulunmu-
yor. Ancak Donanma Komutan-
hğı'ndaki gemilerin özellikle
MEKO-200 tipifirkateynlerinde-
mir almaya hazır durumda oldu-
ğu bildirildi. Bölgeye Türkiye'nin
asker gönderme olasılığı çerçeve-
sinde TCG Fatih veTCGYavuz
gemilerinin hazır olduğu da öğre-
nildi.
Hava Kuvvetleri Komutanlıgı:
Komutanlık bünyesindeki bazı bi-
rimlerde ileri hazırlık durumu sü-
rüyor. Bu çerçevede sınır bölgesin-
deki keşif uçuşları arttınldı. Ay-
nca av-bombardıman uçaklannın
eğititn uçuşlannın arttırüdığı ve
gece eğitim uçuşlannın 1 sortiden
2 sortiye çıkanldığı da öğrenildi.
Diyarbakır'da F-4 ve F-104 uçak-
lannın, Merzifon'da ise F-5 uçak-
lannın her an için havalanmaya
hazır durumda oldukları da bil-
dirildi. Batman'da da RF-4 keşif
uçaklannın konuşlandınldığı kay-
dedildi.
Sorti nedir? ,
Sorti en genel anlamıyla bir
uçağın herhangi bir görev için ha-
valaıup daha sonra inmesi anlamı-
na geliyor. Fransızcadan gelen
sözcük, uçağın havalandıktan
sonra yine aynı havaalanına inme-
sini içeriyor. Uçak herhangi bir
görev için havalandıktan sonra,
kalkış yaptıgı havaalanına inmez-
se bu sorti olarak kabul edilmiyor.
Uçağın kalkügı bavalimanına in-
mesi ise 1 sorti olarak kabul
ediliyor.
Gerçek GörünürANKARA — Yaklaşık on beş gündür ABD ön-
derliğrnde oluşan çokuluslu güce katılmak için sa-
bırsızlandığını, yolunu yordamını arayarak Kör-
fez'e asker göndermeye kararlı olduğunu yazdı-
ğımız TÖ, sonunda bu saptamalan doğrulayan ni-
telikte açıklamalar yapmaya başladı.
Türk basınından esirgedığini yabancı TV ve ga-
zetelerle duyuruyor. TO'nün savaşa askerle "fii-
len katılmak" tutkusuna iki haftadır iltifat etme-
yen basın, bir iki gündür artık Çankaya'ya yakın
bakanlann demeçleriyle vanlmak istenilen hedefi
sergilemeye başlıyor.
Oysa TO'nün daha 6 ağustosta kırk yıl önceki
Kore savaşına katılmamızı örnek alarak ABD ile
birlikte askerle Körfez'e girmeye özendiği sağlam
kaynaklardan aldığımız bilgilerle doğrulanıyordu.
Bu bilgilere dayanarak yazılanlar, TO'nün elini
ayağını bağlayan TBMM'yi dışlayacak bir planın
işlemesine kadar uzandı.
Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. ANAP gru-
bu Meclis'in bir parçası olduğunu anımsadı. Mec-
lis, durup durduk yerde hükümetin savaş açma,
dışarıya asker gönderme girişimini engelledi. An-
cak 'teçavüz halinde' izin verdı. Bildiğimiz kada-
rıyla TÖ. o günden sonra planlarında ikinci sıra-
da yer alan başka yöntemin sahneye çıkrnasını
beklemeye başladı.
BM Güvenlık Konseyi, üyelere Körfez'deki gü-
ce katılmayı öngören bir tavsiye kararı çıkarırsa
TÖ, Kore'den sonra sesimizi, vazgeçilmez varlı-
ğımızı kanıtlayacağına inandığı Körfez savaşına
asker göndermeyi planlamaya girişti.
AA haber bültenlerinde dün TO'nün bir ABD
TV'sine verdiği demeç yer aldı Günübirtik geliş-
melerde bu demeç önemliydi. Yirmi gün önce ke-
mikleşen düşüncelerini, neyi niçin yapmayı iste-
diği açık seçik ortaya çıkıyordu.
TÖ, asker göndermeyi TBMM'nin 'tecavûz
haline' bağladığından söz ederek şu anda böy-
lesi girişimin olanaksızlığına işaret ediyor, ancak
Savunma Bakanı Giray'ın 'asker göndermenin
mümkün' olacağını söytemesinden sonra tamam-
layıcı yeni görûşler duyuruyordu. TÖ'ye göre
"modern silahların kullanıldığı günümüzde eğer
saldırıya uğramayı beklersek, başımız derde gi-
rerdi". Bu yüzden hazırlıklı olmak gerekiyordu.
TBMM kararını daha önceleri 'demokralik ve
doğal' bularak asker gönderme düşlerinden arın-
dığı izlenimi -kimi kesimlere veren- TÖ, bugün
Meclis'in tutumuna karşı vaziyet alıyor. Açıkça
söylemiyor, ama 'saldırıya' bağlanan asker gön-
derme kararını eleştiriyor.
Asıl önemli olan, TO'nün, asker göndermeye
olan hevesini artık açıktan duyurmaya başlama-
sı. "Önceden hazırlıklı olmamız" neden gereki-
yormuş, onu da şöyle açıklıyor:
"Aynı zamanda belki bir gücün ülke dışına yol-
lanması, Türkiye'nin çıkarlan için iyi olacaktır" di-
yor. Irak'tan bir saldırıya karşı önlemi içermıyor
bu söz, tersine on beş gündür çevresine duyum-
sattığı önyargıyı doğruluyor. "Türkiye'nin çıkar-
lan için olası asker gönderme" gerekçesini kap-
sıyor.
Daha neler söylemiyor ki... Arap ülkeleriyle iyi
ilişkiler sürdürme dileğine değinirken köprü du-
rumundaki Türkiye'nin asker göndermesinin 'çı-
karına uygun olacağına inandığını' vurguluyor.
Önümüzdeki günlere bir işaret çakıyor; "Eğer
Arap ülkeleri örneğin Suudi Arabistan veya baş-
ka Körfez ülkeleri, Türkiye'nin asker yollamasını
isterlerse, belki bu Türkiye'nin çıkannadır" dedik-
ten sonra "Suudi Arabistan ya da bazı Arap ül-
kelerinin Türkiye'den asker isteyeceği yolunda
bazı işaretlerden" söz ediyor.
Arap ülkelerinden, özellikle Suudilerden kimi
işareöer?.. Bu demeç yayımlandığı sırada TO'nün
özel temsilcisi sıfatıyla Devletlû Bakanımız Güneş
Taner, Riyad'da bulunuyor. "Bir ihtimaldir padi-
şahım", belki de Güneş Taner, Riyad'da TO'nün
asker gönderme özterrvV. dile getiriyor. Ancak
aşılması zorunlu kimi engeller yüzünden TO'nün
hem isteğini hem de Suudi isteklerini "hemen
karşılayamadığını" yetkililere anlatıyor.
BM Güvenlik Konseyi'nden ABD'nin planladı-
ğı askeri yaptırımla ilgili nasıl bir karar çıkacağı-
nı şu günler Kösk, özenle ızliyor. Dışişleri kaynak-
ları şimdilik kuliste tartışılan karar taslağının as-
ker gönderme sorununda "yoruma açık
olduğunu" söylüyor.
Bu kaynaklara göre BM'den çıkması olası ka-
rar, Körfez'deki asker gücüne vurma izni verecek,
Türkiye'yi asker göndermeye sürükleyecek tav-
siyeyi içermeyecek. Ne var ki ince üslupla "am-
bargoya katılan bütün ülkeleri elden gelen yardı-
ma çağıracak" dolaylı ifadeler kulianılsa bile as-
ker gönderme kararı vermemize gerek kalmaya-
cak.
Dışişleri, hatta şimdilik "siyasal otoritenin ala-
cağı kararı beklediği" öne sürülen askeri çevre-
ler, Türkiye'nin ambargoyu katı biçimde uygula-
masıyla zaten üzerine düşeni fazlasıyla yaptığı-
na inanıyorlar. Bu nedenle ileride Ortadoğu'da çe-
şitli yeni sakıncalar getireceğinden kaygılandık-
ları askerle katılım direnmelerinden vazgeçilme-
sini öngörüyortar.
Taner, Riyad'da TO'nün "çok yakın dostu" Su-
udilerin mukaddes toprakların savunulmasında
Müslüman Türk askerini görme isteklerine 'ma-
kûl cevaplar' verirken Dışişleri Bakanı Bozer'in
Şam-Amman-Kahire'yi 'siyasal danışmalarda' bu-
lunmak üzere ziyaret etmesi pianlanıyor. Bura-
larda trafik de yüklü. Gezinin 'kabulleri
saptayarak' planlanmasına uğraşılıyor. Madem ki
böyle bir geziye çıkacaktı, Riyad'a Bozer yerine
neden Taner gitti, ayrı bir soru.
Asker göndermek ya da göndermemek, ANAP
iktidarında önemli sorun olmaya aday görünüyor.
Önceki gece toplanan Bakanlar Kurulu'nda yer
yer sert rüzgârların estiği söyleniyor. Bir Başba-
kan var, TÖ, onun yerine dış politikanın odak nok-
tası olmuş, dışandân gözlemcı. Milli Savunma Ba-
kanı asker göndermemiz olanağından söz ediyor,
yine dışlanmış.
Üstüne üstlük aynı Başbakan, GAP gezisinden
"önemli gelişmelerin gözlendiği dönemde Anka-
ra'dan aynlmaması için" yoksun bırakılıyor. Sanki
dış konuları kotaran, yönlendiren bizzat başbakan-
mış, bu arada başkenti bırakıp Urfa'lara, Adıya-
man'lara gitmesi doğru olmazmış gibi, Akbulut
gündem dışına itiliyor. Yutturmaca gerekçelerle
doyurucu olmayan nedenler sıralanarak herkesi
kor ve sağır sanan bir zihniyet Türkiye'de kol
geziyor.
Bakanlar Kurulu üyeleri arasında asker gönder-
meyi isteyenler olduğu kadar, karşı çıkanların da
bulunduğu, söyleşilerden anlaşılıyor. Ne var ki
TÖ, asker göndermeyi kafaya koymuş bir kez. He-
le BM tavsiyesi dilediğı yönde olursa yoruma fi-
lan bakmaz, zorlamalarla hükümetten kararı ge-
çirir Meclis'i sollayacağı bugünden ortada, Kore
savaşına Meclis'ten geçirmeyerek asker gönde-
rildiği günlerde eleştirileri karşılayan Menderes
hükümeti üyelerinden biri, şöyle bir savunu öne
sürmüştü:
"Milleti ikinci Dünya Savaşı'na sokmamakla er-
kekliğini öldürdüler."
Erkekliğimizi yine kanıtlamanın günü geldiği-
ne bir kez daha inanılıyorsa, Bağdat'a hodri mey-
dan!
O stralar Menderes, "Memleket şefsiz saltanat-
sız, CHP'siz pekâlâ idare ediliyor" demişti.
Çağ değişiyor. Bu söz bugüne şöyle uyarlana-
bilir. "Memleket; hükümetsiz, parlamentosuz,
muhalefetsiz pekâlâ idare edilebiliyor!"
Uyârlama hem Menderes hayranlığına hem de
kimilerinin kendi dünyalarındaki saklı gerçeğe tı-
patıp uymuyor mu?
G O Z L E M UĞUR MUMCU
(Baftarafi 1. Sayfada)
kiye NATO'ya bu "petrol bekçiliği" nedeniyle alınmıştır. Batı,
Türkiye'yi NATO'ya kabul ederken Menderes hükümetinden
"Gerekirse Ortadoğu petrollerini koruruz" güvencesi almıştır.
NATO 1949 yılında kurulmuş, Türkiye NATO'ya 1952 yılında
girebilmiştir.
Bu üç yılda ne olmuştur da Türkiye'nin NATO'ya girişine ıs-
rarla "hayır" diyen Amerikan ve İngiliz hükümetleri sonradan
karşı oylannı geri çekmişlerdir.
Bu arada Kore Savaşı olmuş, Menderes hükümeti Türk as-
kerlerini Meclis'ten karar çıkartmadan Kore dağlanna sürmüştü.
Türk askerleri Kore'de Amerikan askerleriyle birlikte savaştı-
lar. Türkiye, Kore Savaşı'ndan sonra NATO'ya girebildi. Türki-
ye gerçi Kore Savaşı'ndan sonra NATO'ya girmiştir, ama ilk baş-
vurusu Amerika tarafından geri çevrilmiştir. Kore Savaşı'ndan
sonra bile Amerikan Senatosu Türkiye'nin NATO'ya girmesini
uygun bulmamıştı. Amerikan Senatosu Türkiye'nin NATO'ya gir-
mesini kabul etmemişti, ama ABO Savunma Bakanlığı Türki-
ye'nin iki nedenle NATO'ya girmesini uygun bulmaktaydı.
"Ortadoğu'daki petrol bekçiliği" ve Sovyetler'e karşı kullanı-
lacak "ûslerin" Türk toprakları üzerinde kurulması.
Türkiye'nin NATO'ya alınmasının iki dayanağı belli olmuştur:
Ortadoğu petrolleri ve Türkiye'deki üsler.
ABD, oldum olası, bir sıcak savaşın kendi toprakları üzerin-
de olmamasını ister. Amerika'nın 20. yüzyılda karıştığı savaş-
lar ya Avrupa'dadır ya Uzakdoğu'da. Amerika kanştığı sıcak sa-
vaşları hep kendi toprakları dışında kabul eder. Bunun için stra-
tejiler ve teoriler oluşturur.
Türkiye'nin NATO'ya kabul edilişinin nedenlerinden biri, topn
raklarında Amerikalıların kolaylıkla kullanabileceği NATO üs-
lerine yer vermesidir. Türkiye, 1962 Küba bunalımında büyük
bir tehlike atlatmıştı. Amerika, Küba'daki Sovyet füzelerini yok
etmeye yönelse Sovyetler de Türkiye'deki Amerikan üslerine
saldıracaktı.
Amerika açısından Türkiye'nin NATO'daki konumu ve öne-
mi buydu. İngiltere de Türkiye'nin Ortadoğu'da bir "petrol
bekçiliği" görevi üstlenmesini istiyordu. 1939 yılında Türkiye1
yle "ittifak anlaşması" imzalayan İngiltere, Türkiye'nin NATO:
ya girişine başlangıçta karşı çıkmıştır İngiltere o günlerde Türk-
iye'nin NATO yerine "Ortadoğu Kuvvetleri Komutanlığı"r\a ka-
tılmasını yeterli görmüştü. Menderes hükümeti İngilizlere, Tür-
kiye'nin Ortadoğu'da İngiliz çıkarlarını koruması için gerektiğinde
' bölgeye asker göndereceğı güvencesini de vermiş; bu güven-
ceden sonra ingiltere de Türkiye'nin NATO'ya girmesine yeşil
ışık yakmıştı.
verilen bu "pefro/befcç;7/ğ/"güvencesinden sonra Türkiye 18
Şubat 1952 tarihinde NATO'ya girmişti.
Anglo-Amerikan stratejisi, Türkiye'nin NATO'ya girişinde bir
taşla iki kuş vurmuş, Türkiye'ye Ortadoğu petrollerinin bekçili-
ği görevini verirken aynı zamanda da ülkemızi NATO üsleri ne-
deniyle bir nükleer savaşın ilk hedeflerinden biri haline getir-
0
Bugün dünyada bir "Scvyet tehdidi" yoktur. Artık soğuk sa-
vaş bitmiştir. NATO ve Varşova paktları soğuk savaşın askeri
örgütleridir. NATO ve Varşova paktları arasında bir askeri ça-
tışma tehlikesinden de artık söz edilmediğine göre NATO'nun
yeni görev alanı Ortadoğu'dur. O zaman "petrol bekçiliği" gö-
revi güncellik kazanmış oluyor.
NATO'nun sorumluluk alanı 1979 yılında Sovyetler'in Afga-
nistan'ı işgalinden sonra "Out Of Area" teorisiyle genışletilmiştir.
Bu teoriyle NATO'nun sorumluluk alanları dışındaki bölgeler
NATO'nun güvenlik bölgesi içinde görülüyor.
Bu bölgelerden en önemlisi Ortadoğu'dur.
1949 yılında Sovyet saldınsı olasılığına karşı kurulan NATO,
şimdi Ortadoğu'da bir kısım Müslüman ülkelere saldırı ama-
cıyla kullanılacak.
Amerika'nın ekonomik çıkarlarına ideolojik kılıf ve stratejik
gerekçe bulan savaş teorisine "RBnfagonızm" adı veriliyor.
Pentagonizm, şimdi Ortadoğu'yu "Amerikancı-İslamcı
rBjimler" ve "Amerikancı olmayan rejimler" olmak üzere ikiye
bölmüştür. Çağdışı Arap şeyhlikleri Amerika'nın Ortadoğu'da-
ki yeni müttefiklerıdir. Türkiye de şimdi bu Amerıkan-
cı-islamcı şeyhliklerin yanında Ortadoğu'nun despot rejimleri-
ne karşı kullanılmak istenıyor.
Pentagonizmin Ortadoğu'daki yeni stratejisi budur.
Menderes hükümetinin 1950lerde Amerıkalılara ve İngiliz-
lere verdiği güvenceler şimdi Özal yönetimince güncellik ka-
zanıyor...
DIŞBAMK
TÛRK
MERCHANT
BANK
B/
TEKFEN
BMİK ' ETtBANK
BÂNIUUR BİRİNCİ ORTAKMENKUL
I I f M
ORTAKFON
HA«İLÎNE YA22LI /HA«İLÎNE YA22LI
KATHMABELGES!
BAWKASI
EÜROTÖRK
B A N K
TÛRKİVE
KAUCMMA
BANKAS»
ÜRKÎY
SINAİ
KALK1NMA
BANKASI
Bü Kattlma Belgesi, belge saf*Wr» Kunıcu Bankalara karşı sahip olduğu haktan taştmakta ve
Fo*fakaç«ssetekaW(^mıp^sftTfneWed«-.
Hae»»-v»C^ Ikmttmat&İ&nm I2.&7.I99O terih ve BAK-CM 5400-2(84*32460 « y * tznt
i t kunitan aankalar 6*i«i OnaK M«*ul Ktymetter Yatwim Fonunun 19.87.1990 İarift»xle tesctt
ve Türkiye Ttcaret SicO Oazstesinin 26.07.1990 tarih ve 2574 sayıif nûs^aşmda San edilen
IçtûrOÖûnûn tam metni afka sayfada yer a?ma)ö3dır.
Bu Katı&na Befeesfnin haka arzi, Sermaye Piyasası KuruKj*mm 13.08.1990 tarîı va KB 6Sf'593
^ | N n d # k t d i r . Aftcak bu izin, Kaltlma Betgeterfnin ve Forfun, Kum* veya KamtKa
Jgin lûm|û«lBö BvMtta mürad» «febairia.
Kurucu Baokalan Toasilen Portfty Sfönedciti
Türk Mercbant Bank A.Ş.
BANKALAR BİRİNCİ ORTAK MENKUL KIYMETLER YATIRIM FONU (ORTAKFON)
KATILMA BELGELERİNİN İHRACINA İLİŞKİN İZAHNAMEDİR.
Arap Türk Bankası A.Ş., Avrupa - Türk Yatırım Bankası A.Ş. - Eurotürk Bonk, Dışbank-Türk Dış Ticaret Bankası A.Ş., Etibank, Osmanlı Bankası A.Ş.,
Tekfen Yatırım ve Finansman Bankası A.Ş., Tûrk Merchant Bank A.Ş., Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş.
tarafından, 2499 sayılı Sermaye Pivosası Kanunu'nun 35 ila 44'üncû maddelerine dayanılarak ve katılma belgelermde yazılı içtüzük hükûtnlerine
göre yönetilmek üzere, holkton kaltlma belgeleri korşılığı roplanocak paraiarla, katılma belgesi sahipleri hesabına riskin daöıtılması ilkesi ve inandı
mülkiyet esoslarına uygun olarak menkul kıymet portfoyü işletmek amacıyla T.C. Basbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Müsteşanığı'nın 12.7.1990 tarih
ve BAK-lll-1 5400-2/34 32460 sayılı izni ile kurulmuş Bankalor Birinci Ortak Menkul Kıymetler Yatırım Fonu katılma belgelerinin halka arrına dair
izahnamedir. Fona istinatd sağlayan katılma belgelerinin halka arz yoluyla satısı, Sermoye Piyasası Kurulu'nun 13.8.1990 tarih ve KB 68/593 sayılı
iznine dayanmalctaaır. Ancak bu izin, Fon'un ve katılma belgelerinin, Kurul veya Kamuca tekeffülü anlamına gelmez.
I- FON VE KATILMA BELGELERİ HAKKINDA BİLOİLER
1. Fonun Söresi : 5 YIL Tutan 60.000 000.000 (Akmıs milyar TL) Foy Saynı : 6 000 000 PAY
KURUCU BANKALAR Vf FON «AŞUNGIÇ TUTARINA KATILMA RKTIARI
Tkaret Ünvanı Katılma Payı
"Arap Türk Bankası A.Ş." 5,000,000,000 TL
"Avrupa - Türk Yatırım Bankası A.Ş. - Eurolürk Bonk" 5,000,000,000 TL
"Dışbonk Türk Dıs Ticnret Bankosı A.Ş." 15,000 000,000 TL
"Etibank" . 5,000,000,000 TL
"Osmanlı Bankosı A.Ş." 10,000,000,000 Tl
"Tekfen Yatınm ve Finansman Bankası A.Ş." 5,000,000,000 TL
"Türk Merchant Bank A.Ş." t 5,000,000,000 TL
"Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş." 5,000,000,000 TL
"Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A Ş" 5,000,000,000
T l
FONUN YÖNETİMİ HAKKINDA GENEl BİLGİLER: Ortakfon bûnyesinde; Danısma Kurulu, Fon Kurulu ve Denetim Kurulu olmak üzere 3 organ ve
ayrıca bir Yönetici Banka ile bir Sakloyıcı Banka bulunmaktadır. Yönetid Banka fonun fiili olarak yönetimi ile temsil ve ilzamına yetkili olup ortak
fonun Yönetici Bankası T. Merchant Bank A.Ş.'dir. Sakloyıcı Banka ise fonu oluşturan menkul kıymetlerin saldanması ve bu menkul kıymetlere ait
hakların fiilen kullanılması işlemlerini yürütür. Ortokfon'un saklayıcı bankası T. Dıs Ticaret Bankası A.Ş.'dir. Danısma Kurulu kurucu bankalann birer
temsilcisinden oluşur ve işlevi genel olarak danısma ve yönlendirmedir. Fon Kurulu; Ortakfon'a en fozla tutarda katılan iki üye banka ile portföy •
yöneticisi bankanm birer temsıicisinden olusur Örtakfon; fon kurulu karan doğrultusunda, portföy yöneticisinin icraatı ile yönetilir. Denetim Kurulu ise;
Danısma Kurulu'nun önereceği fon kurulu dışında kalan iki kurucu bankanm birer temsikisinden oluşur. Ortokfon'un; Fon Kurulu'nu T. Dış Ticaret
Bankası A.Ş., Osmanlı Bankası A.Ş. ve T. Merchant Bank A.Ş.; Denetim Kurulu'nu ise T. Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. ve T. Kalknma Bankası A.Ş.
oluşturmaktadır. Bankalar, içilişkilerini dûzenlemek için bir Bankalar Arası Yüklenim Sözlesmesi (protokol) imzalamışlardır.
2. FON İÇTÜZÜGÜNÜN TESCll TARİHİ VE NUMARASI: Katılma belge'?rinde tam metni bulunan Fon içtüzüğû, istanbul İli Ticaret Sicili Memuriuğu'na
16.7 1990 tarihinde 244378 - 191947 sayılı sicil numarası alttnda kaydedilmiştir.
3. FON TOPLAM DEGERİ: 257.1990 tarihi İHbori ile 59.680.585.415.- TL, 2.8.1990 tarih: itibori ile 62.024.003.927.- TL olup bu değerleri
oluşturan kalemlerin dökümü aşağıda verilmistir.
25.7.1990 (TL) Tutan 2.8.1990 fTL) Tutan
Fon Portföy Değeri (+) 57.469.418.405 59.925.346.122
Diğer Varfıklar (+) 3.487.215.690 2.489.411.565
Borclor {-) 1.276.048.680 390.753.760
Fon Toplam Değeri 59.680.585.415 62.024.003.927
4. FON PORTFÖY DEGERİ: 25.7.1990 tarihi rtibariyle 57.469.418.405.- TL, 2.8.1990 tarihi itibariyle 59.925.346.122.- TL olup, bileıimi aşağıda
gösterilmiştir.
25.7.1990 2.8.1990
Menkul Kıymet TûriJ (TL) Tutan (%) (TL) Tuton (9fc)
Devlet Tahvili
Hazine Bonosu
Finansman Bonosu
Hisse Senedi
36.804.301.606
15.839.596.436
1.969.870 363
2.855.650.000
57.469.418.405
65,3
26,6
3,3
4.8
100,0
37.167.074.609
15.985.859.041
1.988.738.972
4.783.673.500
59.925.346.122
62,0
26,7
3,3
8.0
100,0
BöplTEFEKÖYLÜ
Genel MMiir Yardtması
Dr. VurtJ A. AK1ŞIK
Fon Portfoyünde Hisse Senedi Olan OrtokMdcr • ÇeGk Halat ve Tel Sanayi A.Ş. - Eczaabaşı ibç Sanayi ve îıcaret A.Ş. - Ihpı ve Kredi Bankası A.Ş.
Fon Portföyünde Finansman Bonosu Olan Ortoklık: • T. Şişe ve Cam Fab. A.Ş.
5. KATILMA BELGELERİNİN DEGERİNİN TESBİTİ: Katılma belgelerinin itibari değerleri söz konusu olmayıp, günlük fiyatlan; fon toplam de-
ğerinin, dolaşffnndaki pay sayısma botünmes Üe bulunan bir pay değerinm, kahlnn belgesinin temsil ettiği pay soyıa ile çarpılması sonucu tespit edfe
II. KATILMA BELGESİ SAHİPLERİNİN HAKLARI: Katılma belgesi sahiplerine karşı tüm kurucu bankalar müteselsilen sorumluduriar.
U FON KÂRINA İŞTİRAK ŞEKIİ: Fon'da oluşan kâr, katılma belgelerinin, içtûzük'ün 7. bölümündeki esaslara göre tespit edilen günlük fiyarlanna
yansıtıldığından, hesap dönemi sonunda ayrıca kâr doğıtılması söz konusu değildir. Katılma belgesi sahipleri, herhangi bir iş günü belgelerini Fon'a
geri satmakla belgeyi ellerinde tuttukları sürece Fon'da oluşan kârdan paylannı almış olurlar.
2. FON'DAN ATRILMA: Katılma belgesi sahipleri, belgelerini ilan edilen günlük fiyatlan üzerinden Fon'a satmakla, her zaman Fon'dan ayrılabilirler.
Aynı şekilde katılma belgeleri tekrar satın alınarak Fon'a yeniden katılmak mümkündür. Katılma belgeleri, kurucu bankalann içtüzük ve bu
izahnamede ilan edilen şubelerinden herhangi birinde işgünlerinde 10.00 • 12.00 saatleri içinde o gün için ilan edilen fiyat üzerinden alım ve satıma
konu olur.
III. HALKA ARZ İLE İLGİLİ BİLGİLER
1. SATIŞIN BAŞLANGIÇ TARİHİ VE ÖDEML Katılma belgeleri 27 8.1990 tarihtnden ıtibaren bedelleri nakden ve peşinen tohsil edilmek suretiyle, sotış
günundeki değerleri üzerinden yapılacakiır.
2. KA711MA BELGEURİ SAT1ŞININ, GERİ AUMININ rAPUACAGI VE GÜNLÜK OLARAK PK DEGERİNİN İLAN EDİ1ECEGİ ŞUIEUR:
ARAP TÜRK BANKASI A.S.-Merkez Şube / Nişantaş AVRUPA - TÜRK YATIRIIM BANKASI A.Ş. - EUROTURK-GenelMüdürlük / Elmodağ,
DIŞBANK TÜRK DIŞ TİCARET BANKASI A.Ş.-Menkul Kıymetler Müdürfüğü / Gayrettepe ve tüm şubeler, ETİBANK-Menkul Kıymetler
Mudürlüğü / Çankaya ve tüm şubeler, OSMANLI BANKASI A.Ş.-Menkul Kıymetler ve Yatırım Merkezi / Karaköy ve Taksim, Şişli, Yenicami,
Ankara, Izmir, Adana, Gaziantep, iskenderun, Bursa şubeleri, TEKFEN YATIRIM VE FİNANSMAN BANKASI A.Ş.-Genel Müdürlük / Elmadağ,
TÜRK MERCHANT BANK A.Ş.-Genel Müdürlük / Bebek, TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş.-istanbul Menkul Kıymetler Merkezi / Mecidiyeköy,
Ankara Sermaye Piyasası İslemleri Mudürlüğü / Kızılay, Izmir Şube / Alsancak, TÜRKİYE SINAİ KALKINMA BANKASI A.Ş.-istanbul
Merkez / Fındıklı, Ege Bölgesi Şubesi / Alsancak