Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 AĞUSTOS 1990 DIŞHABERLER
KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRtZt..;KÖRFEZiKRtZİ...
CUMHURtYET/3
'Bağımsız'
Ermenistan
• MOSKOVA (AA) —
Sovyet Ermenistan
Cumhuriyeti Parlamentosu,
cumhuriyetin SSCB'den
ayrılmasını amaçlayan bir
bağımsızlık bildirisini kabul
etti. Samuel Şahmuradyan
adlı bir Ermeni
parlamenterin başkent
Erivan'dan telefonla verdiği
bilgiye göre, "Bağımsızlık
bildirisi" başhğı taşıyan
karar SSCB Anayasası'nm
Ermenistan topraklannda
geçersiz olduğunu ilan
ediyor ve sınırlan korumak
için bağımsız bir askeri güç
kurulmasını hükme
bağlıyor. Sovyet resrni
haber ajansı TASS ise, bu
kararla cumhuriyetin
"Ermenistan Sovyet
Sosyalist Cumhuriyeti" olan
adının "Ermenistan
Cumhuriyeti" olarak
degiştirildigini bildirdi.
'Egemen'
Ttirkmenistan
• MOSKOVA (AA) —
Ermenistan Cumhuriyeti'nin
bağımsızlığını ilan etmesinin
hemen ardından dün
Ttirkmenistan Cumhuriyeti
de egemenliğini ilan etti.
Türkmenistan, böylece,
topraklarında Sovyet
yasalannın geçersiz
olduğunu ilan eden yedinci
sovyet cumhuriyeti oldu.
Daha önce de Rusya,
Ukrayna, Azerbaycan, Beyaz
Rusya, Moldavya ve
özbekistan egemenliğini ilan
etmişti. Ermenistan'ın
bağımsızhk,
Türkmenistan'ın egemenlik
Uanı ve Estonya'nın Kremlin
yetkilileri ile ayrılma
konusunu resmen görüşmeye
başlaması, Sovyetler
Birliği'ni parçaJanmaya daha
da yaklaştırdı.
Birleşme
3 ekimde
• DOCU BERLtN (AA)
— Demokratik Almanya
Parlamentosu
(Volkskammer), önceki gece
yaptığı olağanüstü
oturumunda, Federal
Almanya ile birleşme
tarihini 3 ekim olarak
kabul etti. Birleşme tarihi
konusunda alınan bu karar
kesin olup, Bonn'un
onayına gereksinim
bulunmuyor. Dört partinia
ortakhgı ile sunulan tasan
400 üyeli parlamentoda 294
oyla kabul edildi. 62
milletvekili tasanya karşı
çıkarken yedi üye de
çekimser kaldı.
Parlamentonun önceki
geceki oturumunda yapılan
bir başka oylamada da
secimlerin 2 aralıkta
yapılmasını öngören teklif
74'e karşı 295 oyla kabul
edildi.
Gorbi tatilini
yanda kesti
• MOSKOVA (AA) —
Sovyetler Birliği Devlet
Başkanı Mihail
Gorbaçov'un, tatilini
keserek Moskova'ya
döndüğü bildirildi. Sovyet
televizyonu, Karadeniz
kıyısında tatilde bulunan
Gorbaçov'un Moskova'ya
dönme nedeni hakkında
bilgi vermedi. Rusya
Federasyonu Devlet Başkanı
Boris Yeltsin, geçen hafta,
Gorbaçov'un, pazar
ekonomisine geçişle ilgili
ekonomik plan üzerindeki
son çalışmalan yerinde
incelemek için birkaç gün
içinde Moskova'ya
döneceğini söylemişti.
Mihail Gorbaçov ile Boris
Yeltsin tarafından atanan
bir grup akademisyen,
merkezi yönetim tarafından
pazar ekonomisine geciş
için hazırlanan 5 yıllık bir
plan ile Rus Federasyonu
tarafından hazırlanan kamu
kuruluşlannın
özelleşürilmesi ve fiyatlarda
ayarlamaya gidilmesini
amaçlayan daha radikal bir
planı birleştinneye çahşryor.
Bulgar
hüküıııeti
istifa etti
• SOFYA (AA) —
Bulgaristan hükümetinin
istifa ettiği bildirildi.
Bulgaristan Başbakanı
Andrei Lukanov, anayasa
uyannca, devlet başkanlığı
seçimlerinden sonra
yetkilerini parlamento
başkanına devretmişti.
Bulgaristan HabeT Ajansı
BTA'nın haberine göre
Lukanov önceki gün de
ülkenin içinde bulunduğu
ekonomik güçlükler
karşısinda yeni hükümetin
bir an önce kunılması
gerektiğine dikkat çekerek
kabine üyelerinin de istifa
ettiklerini bildirdi. Lukanov,
"Yeni hükümetin kurulması
için 10 gün bile beklemek
şu anda tehlikeli" şeklinde
konuştu.
KK
Siyasi liderlerden, Özal ve hükümete 'savaş* uyarısı
Muhalefet endişeliANKARA (Curahuriyet Bürosu) —
SHP ve DSP liderleri, Curahurbaşkanı
özal ve hükümete "savaş uyansında" bu-
lundular. SHP Genel Başkanı Erdal tnö-
nö, "savaş çıgırtkanlığının bırakılmasını"
isterken DSP lideri Bülent Ecevit de ülke-
yi savaşa sokma yetkisinin 1 eylüle kadar
Curahurbaşkanı özal'ın elinde olduğunu
hatırlatarak "Bu tehlikeyi önlemek için
TBMM'nin derhal toplanması gerektigini"
soyledi. SHP Genel Sekreteri Deniz Bay-
kal da Körfez krizini çözmeye yönelik üye
ulkelere "ordu oluşturmt" cağnsı yapılma-
sı halinde "karmr vermek iizere"
TBMM'nin toplanmasını istedi.
5HP~Genel Baş-
kam Erdal tnöna,
Cumhurbaşkanı
Tnrgut Özal ve hü-
kümeti sert bir bi-
çimde uyararak,
"savaş tahrikçiligi
yapmamaya" çağır-
dı.
tnönü, dün parti-
sinin genel merkezinde düzenlediği basın
toplantısında, bazı yetkili ağızlardan, Or-
tadoğu'daki bunalımm artık savaş çıkma-
dan çözülemeyeceği yolunda görüşlerin or-
taya konduğuna ve kendilerini "bu hava-
ya kaptırdıklanna" değinerek, savaşın in-
sanların zihninde başladığını, belirli bir
bölgeye silah yığmakla kendi kendine sa-
vaş çıkmayacagıru" söyledi. tnönü, Irak'ın
Kuveyt'i işgalinin bir hukuk ihlali olduğu-
nu, bunu düzeltmek için ise mutlaka sa-
vaş gerekmediğini ifade ederek, Irak'ın
tehlike oluşturan silahlannı Batıiı ülkele-
rin verdiğini, bu durumda Irak'ın bu ül-
kelere karşı savaş kazanmasınm mümkün
olmadığını anlattı.
Böyle bir savaşın gerek Batıh ülkeler, ge-
rek Türkiye için "insan kaybı ve ekono-
mik bnnahm" olduğunu dile getiren Inö-
nü, Cumhurbaşkanı Özal'ın "Savaş
kaçınılmazdır" görüşüne karşı çıktı. tnö-
nü, BM'den "ordu oluştunna" kararı çık-
sa dahi, buna katılmanın TBMM yetkisin-
de olduğuna ve ulusal çıkar gözeten bir po-
litika gerekliliğine dikkat çektikten sonra,
bazı muhalefet partilerinin TBMM'yi top-
lantıya çağırdıkları yolundaki haberlere
işaret eden bir soru üzerine özetle şu gö-
rüşleri ortaya koydu:
"Bû MecUs'i huhalefet olarak toplan-
tıya çağırdık. Muhalefet olarak butün gu-
ciimüzle ülkeyi maceralardan kurtarmak
için çaba gösterdik. Ama bizün TBMM'yi
loplantıya çagırtnamızdan yararlanarak
Meclis'len yetki almaya çalıştılar. En teh-
likeli durumda Meclis'i toplamıyorlar, biz
'Meclis'i toplayalım, bize bilgi verin' de-
diğimiz zaman, bizim karşımıza hiçbir şe-
kilde istenmevecek bir yetkiyi isteyerek ge-
liyorlar. Şimdi böyle bir durumda Meclis'i
toplamak yanlış olnr. Sorumlnlugıuı ikti-
darda olduğunu herkes görmelidir. Bugün
Türkiye bir tehlike karşı'sındaysa eğer, -ki
öyle göruyonım ben- bunu önleyecek olan
iktidardır. Çünkii bulün sorumluluk >e bu-
tün güç iktidarda. tktidar bütun konuşma-
lan yurütüyor. Yann ne olacağı hakkın-
da en iyi bilgi onda var. Böyle bir durum-
da iktidar Meclis'i toplamayi düşiınmüyor-
sa, bunun sorumlnluğu altında iktidar kal-
malıdır."
tktidann amacı Türkiye'yi savaşa sok-
maksa bunu Meclis'e söylemesi gerektigi-
ni vurgulayan tnonü, şöyle devam etti:
"Bugün Türkiye teblikedeyse iktidar bu-
nu karşılamak zonındadır. Bir savaş ola-
sdığı, bir asker gönderme olasıhğmda Mec-
iis'i toplamadan bunlar yapılamaz. Bunu
yaparsa ağır anayasa suçu işlemiş olur. Sa-
vaş tahrikçiligi yapmayaiım. Meclis'te ko-
nnşulmadan da herhangi bir yere asker
gönderilemez. Bunu açıkça söylüyorum,
söytemeye devam edecegiz. Şimdi biz Mec-
Us'i toplasak, yeni karar getirecekJer. 'Her
ihtimale karşı asker gönderelim, geçen de-
fa olmalı, şimdi daha iyisini yapalım' di-
ye. Türkiye tehlikede ise onu koruyacak
olan iktidardır. muhalefet değil. Muhale-
fet uyan görtvini yapıyor. Savaş çığırtkan-
lıgını bırakın. Savaş sizin kafanızda çık-
mazsa, zaten çıkmaz. Bırakınız bu savaş
meseleferini, Medisin yetidsine de tecavüz
etmeyin. Herbaagi bir olasılık varsa aklı-
nızdan geçen, Meclis'i loplayın. konuşa-
lım. Ama sorumluluk sizindir, buna göre
de icabııu yapın. Benira sözüm b«."
tur. Yani BM karan otomatik olarak iç hu-
kuku bağlamaz. BM şartındaki 25. mad-
de, 'BM kararlan bağlayıadır' der. Akbu-
lut buradan çıkararak söylüyor. Halbuki
BM asker gönderme bakımından ayrı bir
düzenleme getirmiştir. 42 ve 43. maddeler
bunu düzenlemiştir. Yani BM kararlannın
yerine getirilmesi açısından otomatik bağ-
layıcılığı yoktur. Bizim iç hukukumuza
bağlıdır.
— Size göre iç hukukumuzdaki durum
nedir?
BAYKAL — Bizim iç hukukumuzda;
BM kararlan olsa da olmasa da Türkiye1
nin dışanya asker göndermesi için Meclis1
in tatilde olsa da olmasa da Cumhurbaş-
kanı anayasadaki yetkiyi kullansa da hü-
kümet son Meclis'in olağanüstü toplantı-
sında elde ettiğini iddia ettiği yetkiyi de kul-
lansa mutlaka TBMM'nin toplartmasına
ihtiyaç vardır. Bu, çok temel bir nokta.
— Yani, size göre TBMM, BM karan
çıksa da çıkmasa da böyle bir durum ha-
linde, Başhakan'ın söylcdigiıun aksine top-
lanmak zonında.
BAYKAL — Evet. O farkında değil.
Olay o, iç hukuka göre karar alınması la-
tnönü Savaş çığırtkanlığını bırakın. Böyle bir durumda
Meclisi muhalefetin toplantıya çağırması yanlış olur. Bir
asker gönderme olasılığında Meclisten karar gerekir.
Baykal Türkiye'niri dışanya asker göndermesi için
tatilde olsa da olmasa da Cumhurbaşkanı, anayasadaki
yetkiyi kullansa da Meclis'in toplanmasına mutlaka
ihtiyaç vardır.
Ecevit 1 eylüle kadar geçecek bir haftahk süre içinde
Cumhurbaşkanı, kendi başına veya ABD'nin isteği
doğrultusunda alacağı kararlarla ve atacağı adımlarla
Türkiye'yi savaşa sürükleyebilir.
SHP Genel Sek-
reteri Deniz Baykal-
da dün Cumhuri-
yet'in konuya Uişkin
sorularını şöyle ya-
nılladı:
"— Başbakan Ak-
bulut 'BM karan
olursa TBMM'yi
toplamaya gerek
yok' diyor.
BAYKAL — Yanhş. Olayı bümiyor. O
zannediyor ki Birleşmiş Milletler, Türkiye
1
nin iç hukukunu bağlayıcı bir karar alabi-
ü». öyle bir şey olmaz. 25. madde "BM ka-
rarlan ülkeler için. bağlayıadır' der. Ama
42 ve 43. maddeler asker gönderme bakı-
mından her ülkenin ayn ayn karar alma-
sını öngörür.
— Karana nygulanması balinde de ül-
keler farklı biçimlerde katdıyoriar.
BAYKAL — Evet karar, her ülkenin
mutlaka asker göndermesi şeklinde orta-
ya çıkmaz. Kimisi lojistik destek verir, ki-
misi sağlık desteği verir, mayın tarama ge-
misi verir, kimisi ilkyardım ekibi gönderir,
kimisi de asker. Daha önce de böyle olmuş-
zım. örnegin BM Panama kararım çıkar-
dı. Bu farkıydı. Asker göndermek bundan
farklıdır. Bunun ayn bir mekanizması var.
Bu mekanizmada BM çağnsında öngörü-
len birtakım koşullar yerine getirilememiş,
anlaşmalar yapılamamış, Erdal Bey'in bah-
settiği ordu kurma olayı, bunun gereği ye-
rine getirilmemiş. Ama BM cağrı yapar,
'Üyeleri bu konuda katkıya çagırıyorum'
der, ondan sonra her ülke kendi kararım
alır, niteliğini belirleyerek.
— Kore savaşına katıhna karanna ben-
zetiliyor.
BAYKAL — Evet. Herkes kendine göre
katıhr. O ayrı bir iş. BM kararım da des-
"tekleriz. Desteklemek önemlidir. Ama dı-'
şanya asker göndereceksek o zaman karan
içeride kendimiz alu-ız."
ANKA'mn haberine göre TBKP Genel
Başkanı Sargın da dün yapağı yanlı açık-
lamada, savaşın yalmz felaket getireceğini
belirterek "tnsanlanmızı ölüme yollaraa-
ya, komşu bir halkla savaşa itroeye hiçbir
makamın ve kunımun yetkisi yoktur" dedi.
Sargın, ABD yönetiminin Irak'ın yarat-
tığı durumu askeri güç kullanarak dünya
politikasında kendi rolünü artırmak için
bir fırsat saydığını belirtti.
DSP Genel Başkanı Ecevit
Ecevit, dün yaptı-
ğı yazılı açıldamada,
özal'ın Türkiye'yi
savaşa sürükleyebi-
lecek adımlan atma
yetkisine Meclis
toplanıncaya kadar
sahip olacağım be-
lirterek şunları
söyledi:
"Onun için 1 eylüle kadar geçecek bir
haftalık süre içinde Cumhurbaşkanı, ken-
di başına veya ABD'nin isteği doğrultusun-
da alacagı kararlarla ve atacağı adıralar-
la, Türkiye'yi bir savaşa sürükleyebilir.
Gerçi diinkü bir demecinde Sayın Ozal,
bu yetkinio Meclis'te olduğunu soylemiş-
tir, ama Meclis tatilde veya ara vermede
iken bu yetldnin kendinde olduguau söy-
lememiştir.
Böyle bir tehlikeyi önlemek üzcre
TBMM'deki mahalefet partfleri, bir gün bi-
le yiormeksizin Türkiye Büyuk Millet Mec-
lisi'ni toplamak ve 1 eylüle kadar kesinti-
siz çalıştırmak konusunda gerekli girişim-
de bulunmahdırlar."
Bu girişimi TBMM Başkanı'nm, hatta
bazı ANAP'lı milletvekillerinin de destek-
lcyeceklerini umduğunu belirten Ecevit şöy-
le devam etti:
"Kimyasal silahlann üzerimize yönelik
olduğu bir ortamda, doğru dürüst tek bir
sıgınağı bile bulunmayan, halka yetecek
gaz maskeleri olmayan, sivil savunmasa ih-
mal edflmiş bir Türkiye'nin hazırlıksız ya-
kalanacağı bir savaş, uzun vadede Türki-
ye'nin başına açacağı agır sornnlar bir ya-
na, fizik anlamda inlihar olur.
Kurtuluş Savaşı sırasında gece gündüz
toplantı balinde kalmış ve tüm yetkileri
kendi elinde toplamış olan TBMM'yi, bu
onuriu gelenege yaraşır biçûnde, görev ba-
şına ve yetkilerine sahip çıkmaya çağı-
nyorum.
Savaş ortasında Mustafa Kemal'e bile ta-
nınmamtş yetkiler, herhalde savaşın eşiğin-
deki bir Türkiye'de Turgut Özal'a veya her-
hangi bir başka kişiye bırakılamaz."
öte yandan Çağdaş Hukukçıılar Derneği
üyeleri, Körfez krizi ile ilgili olarak TBMM
önünde "Savaş Kışlurtıcılığına Hayır" top-
lantısı yaptılar.
Dernek üyeleri, TBMM Başkam'na ile-
tilrnek üzere verdikleri dilekçede de "Mec-
lis'in gelişen olaylara el koymasını ve bn
'savaşa hayır' demesini" istediler. Çağdaş
Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Veli
Devedoglu yaptığı açıklamada, Irak'ın Ku-
veyt'e saldırısıru şiddeüe kuıadıklanm bil-
.dirdi. Ortak askeri tesisler yüzünden Türk-
iye'nin de bir savaşın eşiğine geldiğini ifa-
de eden Devecioğlu, Meclis'in, hükümete
savaş ilanına karar verme yetkisi vermesi-
nin anayasaya aykın olduğunu iddia etti.
Türkiye*deki tesislerin kuHanılması ha-
lınde Irak'ın karşılık vereceğini savunan
Devecioğlu, "Oysa bizim bu savaşta hiçbir
ulusal çtkannuz bulunmamaktadir. O yüz-
den yabana üslere ve savaşa hayır diyoruz.
Yiice Meclis'in de ulusal iradenin tek lem-
silcisi olarak gelişen olaylara el koymasını
ve bu 'Onursuz savaşa hayır' demesini
istiyoruz" dedi.
Japon Dışişleri Bakam ve SenatörByrd Ankaru'da diplomatik temaslarda bulundular
Körfez için yoğıın trafikANKARA (Cumhnriyet Büro-
su) — Körfez krizi dördüncü haf-
tasına girerken, Ankara bu konu-
daki diplomatik temaslann yoğun
olduğu bir gün yaşadı. SSCB Bü-
yükelçiliği Basın Müsteşan Ana-
toü Georgiyev, ülkesinin krizin çö-
zümü için politik yollann tüketil-
mediği görüşünde olduğunu belir-
terek, "Askeri ablukanın henüz
zamanı değil. Çünkü abluka sa-
vaş yönünde bir adım olacaktır.
Biz savaş istemiyoruz" dedi. Ja-
ponya Dışişleri Bakam Tora Na-
kayama ve ABD'li Senatör Robert
Byrd, Ankara'daki temaslannda
Körfez krizi konusunda siyasi, as-
keri ve ekonomik unsurlan ele al-
düar. Senatör Byrd, Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal'a Başkan Bush-
un mektubunu iletirken, Japonya
Dışişleri Bakam Nakayama da,
Türkiye'nin Irak'a ekonomik yap-
tınm uygulanmasmdan doğan ka-
yıplannı karşılamak üzere bir kre-
di paketi önerdi.
SSCB'nin Ankara Büyükelçili-
ği Basın Müsteşan Anatoli Geor-
giyev, elçilik tarafından Körfez
krizinin başlangıcından bu yana
ilk kez düzenlenen basın toplan-
tısında, Sovyet resrni tezini anlat-
tı ve sorulan yamtladı. Georgiyev,
Körfez krizinde tek yanlı askeri
harekâtiara kesinlikle karşı okluk-
lanm vurguladığı konuşmasında,
Sovyetler'in son duruma ilişkin
değerlendirmelerini şu ana başlık-
larda özetledi:
1. Ambargo: Bu olanağı sonu-
na kadar kullanmamız gerekiyor.
Biraz beklenmeh'. Bizce ambargo-
nun tüm olanaklanndan henüz
yararlamlmadı.
2. Birleşmiş Mflietler. Körfez
krizine ilişkin bütün sorunların
sadece BM Güvenlik Konseyi ve
Askeri Karargâh Komitesi'nin ka-
rarlarıyla çözulmesi gerekir.
BM'nin karan olmadan tek taraflı
girişimlere karşıyız.
3. Abluka: Şu ana kadar poli-
tik araçlardan tümüyle yararlaml-
madı. Askeri ablukanın henüz za-
manı değil. Çünkü abluka savaş
yönünde bir adımdır. Biz savaş is-
temiyoruz.
4. Saddam: Şu ya da bu siyasi
liderin öldürUlmesinden yana de-
ğiliz. Siyasi terörün her türlüsüne
karşıyız. Irak'ın içerisinde neler
olacağım bilemeyiz. Irak'ın Ku-
veyt'i işgaline karşı çıkan general-
lerin idam edildiğine dair haber-
ler var. Birçok faktör var, durum
günden güne değişiyor.
5. Türkiye: Türkiye ile SSCB,
Körfez konusunda karşılıklı büyü-
kelçilikler ve dışişleri bakanlıkla-
n aracılığjyla surekli temas halin-
dedir. Bu krizle ilgili olarak üst
düzey temasa gereksinme duymu-
yoruz, ancak gereksinme ortaya
çıkarsa buna engel yoktur.
6. Üsler: Üsler konusunda
Türkiye hükümeti doğru ve tutar-
lı, dengeli bir tutum içerisindedir.
Biz bunu tamamen destekliyoruz.
Türkiye hükümeti üslerin ne za-
man kullamlabileceğini açıkla-
mıştır.
Beş ülkeyi kapsayan Ortadoğu
gezisinin son durağı olan Anka-
ra'da dün Cumhurbaşkanı özal,
Başbakan Yıkknm Akbulnt ve Dı-
şişleri Bakam Ali Bozer ile görü-
şen Japonya Dışişleri Bakam To-
ra Nakayama, Turkiye'nin Irak'a
ekonomik yaptunm uygulamaktan
doğan ekonomik kayıplannın kar-
şılanması için bir kredi paketi
önerdi.
Tora Nakayama'mn Sözcüsü
MakaU Yamanaka, gazetecilere
Ankara'daki görüşmeler hakkın-
da bilgi verirken, kendilerine Türk
yetkililer tarafından Irak ambar-
gosundan doğan ekonomik kayıp-
lann ayrıntılı olarak aktanldığını
söyledi.
DUNYADA BUGUN
ALtStRMEN
Ne Oldu?Son günlerde, Türkiye'nin yeni Ortadoğu bunalımında
ABD'nin yanında yer almasının erdeminden ve yararlanndan
çokça söz edilir oldu.
Hiç vakrt yttirmeden harekete geçmezsek kaçacak fırsat-
lar, yeni dünya kurulurken Batı yanında yer almanın zorun-
luğu hep anlatılıyor.
Korkarız, yakında bu görüşe karşı çıkmak neredeyse va-
tan hainliği sayılacak.
Türkiye bu histeriyi ilk kez yaşamıyor. Ikinci Dünya Savaşı
sonrasında, soğuk savaş yıllannda yeni bir dünya kuruluyordu
ve o zamanlar da yine aynı nedenler, aynı gerekçelerte Türki-
ye ABD ve Batı yanında yer alıyor, NATO'ya katılıyordu.
O yıllar öylesine Batı yandaşı idik ki Kore'ye asker gönder-
dik, Süveyş bunalımında bu kanalın uluslararası denetime
sokulmasını öneren İngilız-Fransız görüşüne, Boğazlar için
emsai oluşturulacağını düşünmeden, kendi su yollarımızı da-
ha 20 yıl önce öyle bir denetimden kurtardığımızı anımsa-
madan "evet" dedik. Cezayir konusunda Fransa'yı gücen-
dirmemek için güya çekimser kaldık.
ve Bağlantısızların Bandung'daki toplantısında o zaman-
ki Amerikancı politikanın üç büyük yıldızından biri olan Fa-
tin Rüştü Zorlu, yeryüzünün üç prestij sahibi devlet adamı
Nasır, Nehru ve tito'ya ders vermeye bile kalkmıştı. Üstelik
daha da acısı, Zoriu'nun yurda dönüşünden sonra yaptığı bir
basın toplantısında zamanın Başbakanı Menderes konferan-
sa aslında katılmaya niyetli olmadığımızı, ama büyük mütte-
fikimizin isteği üzerine, meydanı boş bırakmamak için gitti-
ğimizi açıklamıştı.
Mazlum milletlerden söz eden Mustafa Kemal'in ülkesinin
temsilcisi, onun ölümünün üzerinden yirmi yıl geçmeden
mazlum ulusların tpplantısına, büyük bir gücün Truva atı ola-
rak katılmıştı.
Öylesine ileri gitmiştik ki Amerikan jandarma yamaklığın-
da o zaman, Irak'taki rejim değişikliğine bile, hemen, kim-
seye sormadan, karışmaya kalktık.
Şimdi isterseniz biraz gerilere, Türk-Amerikan ilişkilerinin
balayı dönemlerine dönelim.
Yer Türkiye Büyük Millet Mecfısi'dir. Kürsüdeki Dışişleri ba-
kanı Fatin Rüştü Zorlu ise şunlan söyiemektedir:
"... Bu davranış karşısında Türkiye'ye düşen ödev ne idi?
Elbette ki bu civanmerdane hareketi ve belki de bizim teşvik
ettiğimiz bu civanmerdane hareketi (Irak'a olası bir müda-
haleyi kastediyor) desteklemekti."
ABD'nin çıkarları adına, ama daha onun da onayını alma-
dan, Nuri El Said'in devrilmesi üzerine, Irak'a müdahaleye
kalkan Bayar-Menderes iktıdarının Dışişleri Bakam Zorlu'yu
bu sert konuşmaya zoriayan ise, dış politikadaki tutumu eleş-
tiren İnönü idi.
Bundan 32 yıl önce, 21 ağustos 1958 günü TBMM'deki o
oturumda garip olaylar oluyordu. Dışişleri Bakanı Zorlu, Cum-
huriyet Halk Partisi milletvekili Kâmil Tabak'ın, sözlerine gül-
mesi üzerine muhalefet sıralanna dönüyor ve şöyle haykı-
rıyordu:
'— Gülme. Bizim ödevimizdir Amerika'yı küçük devletle-
rin yardımına gitmeye (o zaman Irak'a idi, şimdi de Kuveyt'e)
teşvik etmek...
Zorlu öfkelenmişti, kendini alamıyor ve Kâmil Tabak'a hay-
kınyordu:
— Sen gülüyorsun. Bu hareketinle vatana ihanet ediyor-
sun."
Bir zamanlar ABD'ye böylesine bağlıydık, böylesine jan-
darma yamakhğı, ileri karakol tutkusu içindeydik.
Peki sonra söyler misiniz ne oldu?
1958'de bunca Amerikancı olarr ve Irak'a patronun "hadi"-
sini bile beklemeden saldırmaya kalkan Türkiye, 1990 ba-
şında ne durumdaydı? . , ••
ABD, Yunanistan'a Türkiye karşısında güvence vermiyor
muydu?
:
"'°
Bush, Ermeni taleplerini 1923-25'lere kadar uzatarak, iler-
de toprak bütünlüğümüzle ilgili isteklerine yolaçabilecek bir
tutumu benimsemiyor muydu?
AT kapısını aşındırıp kendisini acındırmaya çalışanlara, ki-
barca bile olmayan bir biçemle "hadi başka kapıya" demi-
yor muydu?
Bugün Ortadoğu'da ABD yanında yer almanın erdemin-
den ve yararlanndan çokça söz edenler, Türkiye'nin strate-
jik önemi üzerine politika oturtanlar, yakın geçmişe biraz daha
dikkatle bakmalılar ve o politikaların, histeri anları geçtikten
sonra, Türkiye'yi nasıl yalmz bıraktığını bir kez daha gör-
meliler.
Kore'ye asker gönderdik. Cezayir'de Fransa'yı kollayıp BM
oylamasında güya çekimser kaldık. Süveyş konusunda İrv
giliz - Fransız görüşüne yattık. Irak'a az daha asker gönde-
reyazdık.
Peki söyler misiniz sonunda ne oldu?
tLAN
AFYON C SAVCILIĞI
1990/2004 ilam
Afyon Gökçe Mahallesi nüfusuna kayıtlı olup aynı yerde sucuk
imaJatçılığı ve satıcıhğı yapan Mehmet ve Havva oğlu, 1947 D.lu Halil
Ibrahim Tabur'un 7.11.1989 suç tarihinde sağlığa az veya çok zarar
verecek derecede bozuk sucuk imal edip satmak suçundan dolayı hak-
kında kamu davası açılmış olup, yapılan yargılaması sonucunda:
Afyon Sulh Ceza Mahkemesi'nin 14.2.1990 gün ve 1532-83 sayüı
karan ileTCK'mn3%. 647/4, CK: 72,402/1-2, maddeleri gereğince
470.000 TL. ağır para cezası, 7 gün işyerinin kapatılması, 3 ay mes-
lekten men cezaları ile tecziyesine karar verilmiştir.
TCK'mn 396. ma,ddesi gereğince ilan olunur. 9.8.1990
KRİZ DtPLOMASİSİ — Japonya Dışişleri Bakam Nakayama Körfez krizine çözüm bulmak için An-
kara'da Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile göriiştü. (Fotograf: Rıza Ezer)
Bodrum-İstanbul
otobüsle 14 saat,
otomobille 9 saat,
uçakla 2 saat,
Telecard'la 3 saniye!
r
her yennde
s a a t24
J plrayat\nlır.
«•^İ havale yapmr.
i M Î S
- alışverişyapüır.
M
YAPI^CKREDi
"hizmette sınır yoktur"
• •
Üniversite
Adayları!..
SEÇKİN İNSAN OLMAK KOLAY DEĞİL...
3 8 . 0 0 0 Üniversite adaytnı kazandırdık.
38.Q00 seçkin kişi bugün toplumun
saygm kişilerini oluşturuyor. .
Siz de başarılı olmak,
töplumdaki saygın yerinizi almak istiyorsanız: yeriniz,
UNKAPANI
DERSANELEFH dir
LİSE SON SINIFLARA (Hafta Sonu) ÖSS + ÖYS
KURSLARIMIZ1 EYLÜL'de
BEKLEMELİLERE (Hafta İçi) DOĞRUDAN ÖYS
KURSLARIMIZ 17 EYLÜL'de AÇILACAKTIR.
UNKAPANI DERSANELERİ
MERKEZŞUBE
İMÇ 5.B)ok No:5663
Unkapanı-İSTANBUL
Trt: 526 79 80 -522 87 48
51218 33-512 43 83
KAOIKÖY ŞUBESİ
Altıyot Halrtaja Cad. No:23
Kadıkoy-İSTANBUL
Tel: 347 73 32-347 00 96
BAKIRKÖY ŞUBESİ
İstanbul Cad. No:30 Kat:1
Bakırköy-İSTANBUL
Tel: 583 40 85 -583 06 06
İZMİT ŞUBESİ
Fetfıiye Cad. No:42
öztalay Çarşısı İZMİT
Tsl: 15 75 20- 15 75 21
SAMSUN ŞUBESİ
btiklal Cad. No:14
SAMSUN
Tel: 15 37 44- 15 39 88