05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 AĞUSTOS 1990 DIŞHABERLER CUMHURİYET/3 Irak, Irarrdan çekildi • TAHRAN (AA) — Irak kuvvetlerinin, işgal aJtında bulundurduklan tran topraklanndan tamamen çekildiklerini açıklandı. ' Iran televizyonunun ana haber bülteninde, Irak kuvveüerinin 5 günden bu yana sürdürdükleri uluslararası sınırlara geri çekilme işlemini tamamladıklan ve Irak'ın çekildiği bölgelerin tran tarafından teslim alındığı bildirildi. Haberde, Irak'ın çekildiği bölgelerin Iran'ın batı sınırındaki tlam bölgesi ile güneybatı sınınndaki 2600 kilometre kare genişliğindeki alanlar olduğu belirtildi. Ermeniler eyleme hazar • MOSKOVA (AA) — SSCB'nm Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Başkanı Ayaz Mutalibov, Ermeni militanlann, Azeri sınır kasabalarına saldınlar düzenlemeleri üzerine kendüerini korumak için eyleme geçeceklerini söyledi. TASS, Mutalibov'un bugiln Azerbaycan televizyonunda yaptığı konuşmada, haücının tehdit altında bulunduğunu belirttigini ve kendüerini savunmada başansız kıian Kremlin ile ilişkilerin gözden geçirüeceğini ima ettiğini i/ade eeti. Romanya'da kolera • BÜKREŞ (AA) — Bulgaristan, Romanya'daki kolera salgını dolayısıyla Rumenlere seyahat sınırlaması getirdi. Bulgaristan Haber Ajansı BTA, yeni sınırlamalar çerçevesinde bugün 300 kadar Rumenin Bulgar vetkilileri tarafmdan Russe- Girgiu sınır geçiş kapısından trenden indirildiğini bildirdi. Prag bahannın yıldönıınııı • PRAG (AA) — Varşova Pakü birliklerinin 22 yıl önce Çekoslovakya'yı- işgalinin yıldönümünde 100 bin kişi Prag'daki Vanceslas Meydanı'nda toplandı. Meydandaki Çeklere ve Slovakyalılara hitaben bir konuşma yapan Devlet Başkanı Vaclav Havel, halkı, Ulke ekonomisini bloke eden eski totaliter sisteme karşı adli ve siyasi tüm araçlarla mücadeleye çağırdı. Gercekleştirdikleri devrimin başansız olduğu yolundaki iddialann gerçek olmadığını belirten Havel, şöyle konuştu: "Her şey tamamlandı. Daha yapüacak işler var. Totaliter rejimin baskısı ile 1989 kasım ayında yakaladığumz işbirliği ve enerjiyi yeniden bulmalıyız. Güney Kore'de darbe girişimi • SEUL (AA) — Güney Kore'de, hükümeti devirerek sosyaüst bir devlet kurmak istemekle suçlanan 48 kişi tutuklandı. Polis yetkilileri dün yaptıkları açıklamada, aralannda 10 da asker bulunan 48 kişinin "Devrimci Işçi Sınıfı Mücadelecileri Federasyonu" adlı bir örgüt kurduklarını ve üniversite oğrencilerini de kendilerine katılmaya ikna etmeye çalıştıklannı bildirdiler. Cezaevinde isyan • NEW YORK (AA) — ABD'de New York'taki bir cezaevinde çıkan bir isyanda 25'i gardiyan 75 kişinin yaralandığı bildirildi. Yetkililer, bu kişilerden çoğunun olay sırasında çıkan yangında duman soluduklan için fenalaştıklannı, bir mahkûmun da bıçakla yaralandığını açıkladılar. Taylor'dan öltim tehdidi • HARBEL (AA) — Liberya'daki isyancılann liderlerinden Charles Tkylor, Batı Afrika birliklerinin Olkedeki iç savaşa mfldahale etmeleri halinde Liberya'daki Batı Afrikaülan misilleme için bir koz olarak kullanacaklannı açıkladı. Taylor, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Askerlerin Liberya topraklanna Çikmalannın bedeli, harekât içerisinde yer alan tüm taraflara çok pahahya mal olacak. ölduriilen her Liberyahnın karşıhğı, temin ederim ki diğer ülke yurttaşlannın da ölümüne yol acacak" dedi. KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KR Körfezkrizinde barışçılçözüm umudu hızla tükeniyor Dünya liderleri karamsarÖzal, BBC'ye verdiği demeçte "Körfez'de çatışmayı önleme şansı çok sınırlıdır" derken, Ingiltere Başbakanı Thatcher, "Saddam'la rehineler konusunda kesinlikle görüşme yapmayacağız" dedi. Fransa Cumhürbaşkanı Mitterrand, önceki gün yaptığı konuşmada "savaş mantığı"na girdi. Saddam Hüseyin ise "Ya banşçı çözüm ya da tüm dünyayı kaplayacak bir felakete hazır olun" dedi. Dış Haberier Servisi — Körtez bunaumının her gün yeni boyut- lara ulaştığı şu sıralarda herkesin aklındaki soru savaşın çıkıp çık- mayacağı ya da ne zaman çıkaca- ğı. Olaylann gıderek tırmandığı ve bir noktada siyasal liderlerin iradesine rağmen kontrolden ka- çabilecek bir noktaya doğnı geliş- tiği gözleniyor. Ancak olaylann giderek tır- mandığı ve bir noktada siyasal li- derlerin iradesine rağmen İcontrol- dan kacabüeceğini de unutmamak gerek. Son 48 saal içinde liderlerin yaptıkları açıklamalar ise duru- mun ne denli kritik olduğunun göstergesi idi. • Cumhürbaşkanı Itaıgnt Özal, dün BBC Televizyonu'da verdiği demeçte, Körfez'de çatışmanın ön- lenme şansının ne olduğu yolun- daki soru üzerine, "Bana göre bn şans çok sınıriıdır. Çözüm bujnn- masını umarun. IrakbJann rehine- ler krizinin banştan çok savaşa yol açacağı konusnnn anlamalannı umanın" dedi. BBC rauhabirinin, "Saddam Höseyin'in devrilmesiyle bn krian çöznmknmesi halinde, Irak'ta Ba- blı iilkeierden nefrel eden nesiBer yetişmesine yol açarak yeni bir so- run yaratmış oimaz mıyız?" şek- lindeki sorusunu özal, "Bunu aa- al gördüğumn size anlatayım. BD krizden sonra bölgede daha fazia sorunlar patlak verecek. Beoce bn sadece Arap-lsrail çatışması de- gil" şeklinde cevaplandırdı. özal, Körfez krizinin, Arap dünyasmda yıllarca kapanmaya- cak yaralar açtığını da belirti. • ABD Başkanı Bush, salı günü yaptığı konuşmada, Irak'taki ya- bancılar için ilk kez "rehine" söz- cüğtinü kullanarak Saddam Hü- seyin'i sert biçimde uyardı. Bush, "Şn nokta açıkça anlaşılsın. Irak- taki Amerikalılann guvenligindefl Bagdat bükümetini sorumla tutu- yorum" dedi. Bush, "Yabsncılan renin oiarak Indanaıı Hderier, töm dünya tarafından lanetlenir" de- di. Saddam'la Hitler arasında da dolayh benzetme yaptığı konuş- masında Amerikahlardan "özveri" isteyerek "Araerika korkutulamaz" dedi. • tngiltere Başbakanı Margarel Thatcfaer ise salı günü düzenledi- ği basın toplantısında Batılı güç- lerin Körfez'de Irak'a karşı aldık- ları önlemler için "matlaka BM'den daha fazia yetki almak zornnda olmadıldannın savunu- yordu. Saddam Hüseyinie rehine- ler konusunda görüşme yapmaya- caklannı da belirten Thatcher, "Uygar danyanm Saddam'm Ba- blılan bir insan kalkanı olarak kullanması karşısında şoke oidogvau" söyledi. Thatcher, ko- nuşmasını şöyle sürdurdü: "Şwm açıldıga kavuşturayım ki rehioe- ler üzerinde pazartık yapüamaz; kendi insanianmBi knrtannak içto eMen gdea yapıhr. Çtaki bu devletler hakaknna girer ve bann yapmak için dayajujma içinde ha- reket edilir." • Bunalımın baslangıcında ABD ve tngiltere'ye oranla daha temkin- ABD'NİN KARA GÜCÜ — Askeri uzmanlar. ABD'nin Körfez'e çıkarttığı kara kuvveUerinin hiçbir gücü olmadıgıaj ve başaruının bava gücnnün kallanımına bağb oldoganda birieşrjorlar. (Fotoğraf: AP) KONUK YA7AR Kuveyt işgalinin somıçlan Bölge içi politik ilişkiler, Kuveyt'in işgali Ue tamamen karmaşık hale geldi. Irak, Kuveyt'i işgalini sürdürürse, Arap dünyası içindeki yakmlaşma hareketleri 10-15 yıl düzelmemek üzere ortadan kaJkacaktır. Prof. Dr. EROL MANİSALI Irak'ın Kuveyt'i işgali Körfez bölgesinde ve Arap dünyasmda yeni zincirleme hareketlen- melere yol acacak niteliktedir. Irak, Kuvoi'te kalsa da, geri cekilse de, bölge ülkelerinin iç politik yapıları ve aralarındaki politik ve as- keri ilişkiler bakımından önemli sonuçlar do- ğuracaktır. önce, Irak'ın Kuveyt'ten cekilmeyip kal- makta kararlı olduğunu ve büyük devletle- rin Irak'ı çekilmeye razı edemediklerini var- sayalım. Bu durumda ne olacak? ABD, AT ve Japonya, Irak ve Kuveyt pet- rolü almayacaklar mı? Eğer almazlarsa, di- ğer petrol üreticisi ülkelerin üretimlerini bü- yük ölçüde artürmalan gerekir. Bu arada Irak hem kendi çıkardığı hem de Kuveyt'ten çıkan petrolü başka kanallarla dünya pazarlarına surecektir. Irak ve Kuveyt dışındaki OPEC ül- keleri petrol üretimlerini arttırmazlarsa işte o zaman kızılca kıyamet kopacaktır. Böyle bir durumun ortaya çıkıp çıkmaması, Batı ile petrol ihraç eden Ülkelerin arasındaki çekis- me ve pazarlık güçlerine bağlı kalmaktadır. Her iki durumda da ham petrol fiyatların- da büyük dalgalanmalar ortaya çıkması ka- çımlmazdır. Petrol ithal eden ülkelerin stok- lannj arttırmak istemeleri normaldir. Bu ha- reket, fiyat dalgalanmalannın yukarı doğru hareketlenmesi anlamına gelir. Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği'ne uzun vadeh kredi vermeye haarlanan Batı, son ge- lişmeler tırmanma gösterirse tutumunu de- ğiştirmek zorunda kalabilir. Bu da Doğu Av- rupa ve Sovyetler BirliğTnin guç koşullar içine düşmesi anlamına gelir. Böyle bir durumda en büyük zaran Gorbaçov görecektir. Sorun- Iu bir dönem geçirmekte olan Sovyetler Bir- liği büyük bir ekonomik krizle karşı karşıya kalabilir. Bölge içi politik ilişkiler, Kuveyt'in işgali ile tamamen karmaşık hale gelmiştir. Irak, Kuveyt'i işgalini sürdürürse, Arap dünyası içinde zaten yüzeysel olan yakınlaşma hare- ketleri 10-15 yıl düzelmemek üzere ortadan kalkacaktır. Irak, Arap dünyası içinde belki tamamen yalnız kalmayacak, ancak Araplar arası ku- tuplaşma iyice keskinleşecektir. Irak'ın ekonomik ambargo ve güç kulla- nımı ile Kuveyt'ten geri itildiğini varsayalım. Bu durumda Saddam Hüseyin'in ıktidannı sürdürmesi olasılığı çok zayıftır. Irak'ta or- taya çıkacak iktidar değişikliği veya iç kar- gaşa bölgedeki dengeleri tamamen bozabilir ve yeni sürpriz gelişmelere yol açar. Suriye'nin Lübnan'da saplandığı batağa Irak Kuveyt'te saplanmış bulunuyor. Kuveyt- te kalsa da, zorla geri döndürülse de sorun- lan artacaktır. Üçüncü bir varsayım ise şudur: Irak'a karşı, işgala rağmen ağır bir ekonomik ve askeri ambargo uygulanmaz, etkili askeri ve poli- tik baskı yapılmazsa Irak bölgedeki durumu- nu kuvvetlendirebilir. Ancak bu olasılık çok zayıf görünüyor. Çünkü, — Kuveyt petrolü AT, Japonya ve ABD için çok önemlidir. — Irak'ın tutumuna göz yumulması, Kör- fez petrolünün geleceğinin Irak kontrolüne girmesine yol açar. — Aynca Arap dünyası içindeki dengeler, yeni maceraiara yol acacak biçimde bozulmuş olur. Türkiye'ye gelince.. Son olay Türkiye'yi doğrudan doğruya et- kiiemektedir. Türkiye, Irak ile uzun vadede, ekonomik ve politik yönden mutlaka iyi ih'ş- kiler kurmak zorundadır. GAP, ortak petrol boru hattı, Güneydoğu'da dış destekli sorun- lar, Turkiye ile Irak arasında iyi ekonomik ve politik ilişkilerin kurulmasını gerektirmek- tedir. Irak için kuzeyini güvence altında tut- mak önemlidir. Türkiye için de bölgedeki so- runları azaltmak ve Irak'taki ekonomik po- tansiyelden yararlanmak önem taşıyor. Türkiye, Kuveyt ile ilişkilerinde çok olumlu bir yolda ilerliyordu. Ticaret hacmi, ortak ya- tınmlar gelişiyordu. Her iki filkenin karşılıkh yaklaşımlan çok olumlu idi. Irak'ın Kuveyt'i işgali, eğer işgal devam ederse, Türkiye'nin, Kuveyt'i de içine alan Irak ile ilişkilerini sürdürmesi şeklinde ortaya çı- kabilir. Bu ise beraberinde önemli sorunlar da yaratır. Batı ve diğer Arap ülkeleri ile iliş- kilere zarar geiebilir. Ancak ne var ki Turkiye, güneydeki Irak1 ta hangi rejim olursa olsun ilişkileri iyileştir- raek durumundadır. Türkiye'nin bölgesel stratejik çıkarlan bunu gerektiriyor. Irak'ın Kuveyt'i işgali konusunda yukan- da sıralanan üç alternatiften hangisinin ga- lip geleceğini henüz kestirmek zor. Geçiş dö- nemi, birkaç ay veya birkaç yıl olabilir. Bu arada Türkiye bakınundan kısa vadeü önemli sıkıntılar ortaya çıkacaktır. Ihracat aksaya- cak, müteahhith'k hizmetleri zarar görecek, petrol boru hattı ile ilgüi uluslararası sorun- lar çıkacak. Ancak GAP konusunda Irak'ın Türkiye1 ye karşı eski sert tutumunu yumuşatması söz konusudur. Dünyamn en kanşık bölgesi olan Ortado- ğu'da Irak'ın Kuveyt'i işgali, sorunlarm da- ha da kanşık hale gelmesine ^ l açmıştır. Bu durum, büyük devletlerin bölgedeki askeri ağırlıklarıru arttırmaları sonucunu da doğu- rabilir. Bölge sorunlan ve Kuveyt'in işgali ko- nusunda ABD, AT ve Sovyetler, eskiden ol- duğu gibi, çok farklı tutum içinde değiller- dir. Bu durum, bölge dışı güçlerin bölgeye et- kilerini arttırmalarına yol açabilir. Birkaç ay öncesinde, "büyük güçlerin Ortadoğu'da çı- kar çatışmalan azaldı, askeri etkileri de azalacaktır" deniyordu. Son işgal olayı, Sov- yetler dahil büyük güçlerin bölgeye ortakla- şa kuvvet sevketmelerine yol açabilir. Hatta bazı bölge ülkeleri de bu gelişmeler için da- vetiye çıkarabilir. SADDAM VE FAHD — Arap Birliği'nin dengesi kaçmak üzere li davranan Fransa'nın da son günlerde tutumunu senleştirdiği gözleniyor. Cumhurbaşkam Fran- çois Mitternuıd, önceki gece yap- tığı konuşmada, Irak ve Kuveyt- te bulunan Fransızlan rehine ola- rak niteledi. Mitterrand, • önceki akşam düzenlediği basın toplan- tısında, "Körfez'de savaş manrj|»- na giriJdifini" söyledi. lngiltere Başbakanı, gözlemci- leree "sert ve kararlı" olarak ta- mmlanan konuşmasında, lngilte- re'nin hedefinin diğer Körfez ül- kelerini saldınlara karşı korumak ve Kuveyt'in meşru yönetimi al- tında yeniden bağunsız bir ülke olmasını sağlamak olduğunu söyledi. Körfez'de askeri güç bulundur- ma konusunda ABD Ue Fransa'- yı karşılaştıran Mitterrand, "Bil- digimiz kadanyta ABD'nin dnm- •a btdmkiııden farkbdır. Yani kara, deniz ve hava kuvvetleriM rerikn dbckttfler bizim verdikle- rimiziıı aymsı degikür. Aynca BM Gnveniik Koaseyi kararlanoın önttnden degil ardmdan fitmeyi daşaoüyomz. Çünkü tereddüt et- me donunnnda olan ya da ABD'- oinkİDden başka kaygılan oiao baa ülkelerin diğer uluslardan kopma olasılığı var" dedi. • Mısır Devlet Başkanı Husnü Mnbarek, önceki gün yayıraladı- ğı Saddam Hösejin'e son çagn ni- teliğındeki mesajında, "Kutsal yerier, tslam ve Arap mllliyetçili- ği adına insanlıgı bölgedeki her je- yi imba edebOecek bir savaştan kurtarmasını" istedi. Mübarek, "Çıkacak bir savaşın sonuçlannı ancak Allab bilir" de- di. • Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, önceki akşam televiz- yondan yayımlanan mesajında Bush'a yaptığı cağnda, "Ya banşçı çözüm arayın >-a da agır bir fela- kete hazır olua" dedi. Saddam, Irak'ta tutulan yabancılar için de "seyahat etmeJerine izin verilme- yen yabancılar" ifadesini kullan- dı. Irak lideri konuşmasında, 2. Dünya Savaşı sırasında Japon asü- h Amerikan vatandaşlannın, W»s- hingtoa tanfiBdaa earterne edfldi- ğiai de anımsatu. Irak Devlet Başkam, "Arap nlusuna bn saldırı gerçekleşmese idi, Amerikalıku- ve diger ülkele- rin vatandaşlan böyle bir dnnun- da kalmayaeaklardı" dedikten sonra şöyle devam etti: "Arap ulusaaan kutsal savaşında Allab inananlann yanındadır. Töm baniara karşın, oUnlana şartla- nn dayatmasından kaynaklaadı- ğım, kendi seçimimiz olmadığını acıkça beyan ediyoraz ve oUnlar- dan acı duyuyornz." ALBERT ÇERNİŞEV Kaıısız çözüm îstîyoruz tZMtR (Cnmhnriyet Ege Büro- SB) — Sovyetler Birliği Büyük- elçisi Albert Çernişev, Körfez kri- zinin kan dökülerek cözümünü is- temediklerini belirterek askeri bir müdahalenin ancak "kaçuulmaz" olursa ve BM Güvenlik Konseyi kararlan çerçevesinde yapılabile- ceğini söyledi. Askeri müdahale- den önce tüm yaptınmlann uygu- landığı kamsında olmadıklarını kaydeden Çernişev, Irak'ın tutu- munun doğru yönde geliştiğini be- lirterek "Bunun gelişmesini sağla- mak üzere belirli bir baskıdan yanayız" dedi. Irak'ın Kuveyt'i işgal ve ilhakı- na başından beri karşı çıktıklan- nı anlatan Sovyetler Birliği Büyü- kelçisi Albert Çernişev, "Biı Bir- leşmjş Milletler kararlanna aynl- masını, Irak'ın Kuvejt'ten çekfl- mesmi ve önceki statnye döniilme- sini istiyoruz" dedi. Körfez krizinin askeri olmayan, politik yöntemlerle çözümlenme- sinden yana olduklarını kaydeden Çernişev, "Biz kan dökülmesini is- temiyonız. Yaptınmlann normal olarak calışmaya başlamasını bek- lememiz gerekiyor" diye konuştu. Körfez krizinin politik yollar- dan çözümlenmesi konusunda Irak'ın önerisini desteklediklerini bildiren Büyükelçi Çernişev, "Irak'ın önerilerinin tümöyle ger- çekçi olmadığı veya yeterii olma- dığı kanaatini taşıyoruz" dedi. Irak'ın tutumunu doğru yönde ge- liştiıdiğini kaydeden Çernişev, bu tutumun daha da gelişmesi için belirli bir baskı yapüması görü- şünde olduklarını söyledi. Çerni- şev, daha sonra şu görüşleri dile getirdi: "Son zamanterda dünyada kök- lü ve olamln gdişmder yaşanıyor. Bn »artlar altında Irak-Kuveyt so- ranunun çözüraü konusunda biı- rün ülkeler ihdyatlı olmak zornn- dalar. Yaşanan krian çözümü, De- ride orla>n çıkabflecek krizterin çözümü için bir model olacakbr. Ulusiararası bukuk kurallan yeri- ne getirilerek BM kararianna uyu- larak söz konusu kriz çözüme ka- voştunılmalıdır. Soğukkaniı olun- rnabdır, askeri duj^usallık psiko- lojisine kapılınmamalıdır." POLtTIKADA SORUMAR ERGUNBALa Olaylar Kendi Ivmesini Kazanıyor... CHaylar kimi zaman kendi ivmesini kazanarak siyasi liderle- rin iradesinden bağımsız biçimde kendi mantığına göre geliş- meye başlar. Görebiidiğimiz kadarı ile Körfez krizi de bu noktaya doğru yol alıyor. Olaylar gerçi henüz kontrolden çıkmamıştır, ama her ge- çen gün bu yönde gelişmektedir. Sovyet lideri Mihaii Gorbaçov'un refbrmlan için "Pandora ku- tusunu açtı. Ancak bir süre sonra olaylar kendisini aştı" dendi, haklı olarak. Halen Körfez'de de benzer bir durum var Irak Devlet Başka- nı Saddam Hüseyin, Kuveyt'i isgaf ederek Pandora kutusunu aç- mıştır. işgaJin sonuçlan ise kendi hesaplannı çoktan aşmıştır. Kör- fez'de durum öyle bir noktaya gelmiştir ki atılan her adım, ger- ginliği bilinçli olarak tırmandırma amacı taşımasa bile bir çatış- ma olasılığını yaktastırmaktadır. Örneğ'm önceki gün Iraklıiarın Kuveyt'e Scud füzeleri yerleştirmiş olduğu açıklandı. Suudi Ara- bistan'daki ABD askeri üsleri bu füzelerin rnenzilleri içine giri- yordu. Biz Irak'ın bu füzeleri ABD bırliklerine saldırmak için yer- leştirdiklerini hiç sanmıyoruz. Bu takdirde ABD'ye Irak kentleri- ni yerie bir etmek fırsatını vermiş olurlar. Başkan Bush, Irak'taki rehineleri de gözden çıkartarak Bağdat'a topvekün savaş ilan eder. Irak bu füzeleri, bir Amerikan saldırısına karşı kendini sa- vunmak için yerleştirmiştir. Ama pazartesi günü CNN Televiz- yonu'nda, bütün gün ilk haber Scud füzeleri idi. Askeri uzman- lar konuştu, füzelerin özellikleri enine boyuna tartışıldı. Ameri- kan birliklerinin ne denli tehdit altında olduğuna ilişkin görüşler one sürüldü. Akşam ise Irak Dişişleri Bakanı Tarık Aziz'in ABD'ye görüşme önerdiği basın toplantısı yayımlandı. Tarık Aziz'in me- sajlannı yorumlayan CNN muhabiri, konuşmasının sonunda du- rumu çok iyi anlattı. Şöyle dedi: "Biz burada konuşmaian yo- rumlayıp ne gibi mesajlar içerdiğini bulmaya çalışırken, askeri alanda gerginlik hızla artıyor." Doğruydu. O sıralarda, Suudi Arabistan'daki Amerikalı komu- tanların kafalarını kurcalayan sorun, herhalde Tarık Aziz'in ko- nuşması degil, menzili içinde bulunduklan Scud füzelerini na- sıt etkisiz hale getirebi/ecekleri idi. 5-6 gün öncesine kadar çatışma çıktığı takdirde, bunun Irak- ın silah merkezlerinin ABD tarafından bombalanması şeklinde olacağı tahmin ediliyordu. Yani bir cephede çatışma çıkması bek- leniyordu. Günümüzde ise bir çatısmanın patlak verebileceği cepheler üçe çıkmış görünüyor. Amerikalılar Kuveyt'teki Scud füzelerinin bulunduklan mevzileri bombalayabılirler. Rehinele- re rağmen Irak'ın silah merkezlerine saldırabilirler ya da rehi- neleri kurtarmak için operasyon düzenlemeye kalkışabilirler. Ve son olarak, Urdün kaynıyor. Bir hafta öncesine kadar as- keri çatışma bağlamında adı geçmeyen Ürdün, bugün sıcak nok- talardan biri durumuna gelmiştir. Irak'ın tek çıkış yolu Akabe Li- manı'nı güvence altına almak için Ürdün'e askeri birlik yollaya- bileceğine ilişkin söylentiler yayılıyor. israıl ise böyle bir eylemi savaş nedeni sayacağını açıklamıştır Kral Hüseyin'in, Irak'ın ga- zabını üzerine çekmemek için Akabe'den ambargonun delinme- sine göz yumduğu bildiriliyor. Ama İsrail bu işe ne kadar göz yumar? O bilinmiyor. Ürdün ve İsrail orduları alarm durumunda bulunuyorlar. israil'i kaygılandıran başka bir nokta da bunalım uzadıkça gerek Ürdün'deki gerekse işgal altındaki topraklarda yaşayan Filistinliler arasında Saddam Hüseyin'in prestijinin art- mstsı. "International Herald Tribune" gazetesine göre fsrailli yet- kililer, Kral Hüseyin'in kontrolü yitirdiğine, Saddam'm bir kukla- sı durumuna düştüğüne inanıyoriar. Kral Hüseyin'nden memnun olan İsrail (Tel Aviv, Kral'ın Irak'ı çaresizlikten desteklediğini bilir) "küçük kraiın" giderek gûçle- nen radikal akım tarafından savrulmasını istemıyor. Tel Aviv bu nedenle ABD'nin zaman yitirmeden Irak'a saldırmasından ya- na. Zira Ürdün'de Saddam'm etkisinin güçlenmesi, İsrail'i de et- kileyecek. İşgal altında tuttuğu topraklarda huzursuzluk büsbü- tün artacak. Böylece Ürdün, son 5-6 gün içinde bölgenin en tehlikeli nok- talarından biri haline gelmiş durumda. Saddam, bunlan herhalde aklına bile getirmemişti; Gorbaççy- un reformlarına başladığı sırada meydana gelecek sonuçları ak- lına getirmediği gibi. Saddam'm bütün isteği Kuveyt'in 80 mil- yar varillik petrol rezervlerinin üzerine oturmak, böylece petrol gelirini ikiye katlamaktı. Adamın 80 milyar dolar oorcu var. 1 mil- yonluk ordusunu, işsizlik ve sosyal huzursuzluk korkusundan terhis edemiyor. Ekonomi, 8 yıllık Körfez savaşında yıkıma uğ- ramış. Irak lideri, "Biraz gürültü çıkar, sağdan soldan protesto ederler, kınariar. Sonra bu iş unutulur. Ben de petrollerin üzeri- ne otururum" diye düşünüyordu. Geleceğin tarihçileri Saddam'dan, herhalde cebini doldurmak amacı ile yola çıkıp Ortadoğu'nun siyasal konjonktürünü bir da- ha eski haline gelemeyecek biçimde değiştiren Itder olarak söz edeceklerdır. Bu tarihçilerin, Vietnam'dan Panama'ya, Lübnan'dan Libya^ ya, Grenada'ya kadar kaba kuvvet kullanmakta tereddüt etme- yen ABD'nin, ansızın uluslararası hukukun ve BM Anayasası 1 nm en ateşli savunucusu kesifdiğini de anımsayacaklannı umut ederiz. KralHüseyin, çözüm arıyor Ürdün yine devredeÜrdün Krah, Körfez krizine banşçı bir çözüm aramak amacıyla Bağdat dahil bir çok Arap başkentini ziyaret edecek. AMMAN (AP) — Ürdan Kra- h Hüseyin, Körfez sorununa ba- nşçıl bir çözüm bulunabibnesi amacıyla yeni diplomatik giri- şimlerde bulunacağım ve arala- nnda Bağdat'ın da bulunduğu "bircok" Arap ülkesinin başken- tine gidecegini açıkladı. Kral Hüseyin, Amman'da dün akşam düzenlediği basın toplan- tısında "Körfez'deki geriliml azahmak ve sorunu Araplar ara- sıııda çözmek gerekir" dedi. Kral Hüseyin, basın toplantı- sında BM'nin ambargo karanna uyup uymayacaklannın sorulma- sı üzerine "kararda bazı betirsiz- likler olduğunu" belirterek am- bargonun ne anlama geldiği, Irak'a neyin gidip neyin gideme- yeceği gibi belirsizlikleri giderme- ye çalıştıklannı, bu belirsizlikle- rin giderüeceğini umduklannı söyledi. Ülkesinin sınırdan kamyon trafiğini engellemek için elinden geleni yaptığını belirten Hüseyin, sınırı kapatmanm Irak'tan Ür- dün'e kaçan yabanaların da en- gellenmesi anlamına geleceğine dikkat çekti. Krizin başlangıandan beri Ür- dün'e 187 bin yabancının girdi- ğini ve bunlardan 61 bininin üJ- keyi terk ettiğini belirten Hüse- yin, bu kişilerin ihtiyaçlannı kar- şılama ve istedikleri yere gitme- leri için uygun araç temininde güçlüklerle karştlaştıklannı kay- detti. Ülkesinin bu "kitlesel göç" nedeniyle zor durumda kaldığı- nı belirten Hüseyin, "Baühlan kabal etme sarecini yavaşlatabileceklerini" belirtti. Krizin tınnanmasmın bölge ve dünya için yıkıcı etkileri olacağı- nj ve bunu önlemek için çabala- nna devam edeceğini belirten Hüseyin, tüm dünya liderleriyle temas halinde olduğunu ve elle- rinden geleni yapacaklarmı söy- ledi. Hüseyin, "komsvsa Irak'ın nn yoksa müttefiki ABD'nin mi ya- nında yer aldıgının" sorulması üzerine, "Ülkem, keadisinin, Arap hallanın ve umntlan Ue amaçlannın yanındadır, yoksa kimsenin yanında değil" yanıtı- nı verdi. Bush'la görüsmesinin oldukça yapıa olduğuna inandığını belir- ten Hüseyin, Bush'a kimseden mesaj götürmediğiııi tekrarladı. Hüseyin, bir gazetecinin "Du- rnm savaşa mı yakın" şeklinde- ki sorusuna, "Yakın olmadığımı- a omayonım, bunun için dua ediyornm" yanıtını verdi. Irak'ın düşmanlık başlatmak amacında olmadığını belirten Hüseyin, "Eğer digerleri de bo amaçta değülerse o zaman krizin hafiflemesi ve ümit ederim, bir çözüm şansunız var" şeklinde konuştu. Bu arada Ürdün'ün dün gece yansından itibaren sımrın Irak'- tan gelenlere kapattığı bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle