Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 AĞUSTOS 1990 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN
Meteoroloji Genel Müdûrtü-
ğü'nden alınan bilgiye göre, yur-
dun kuzey kesimien parçalı bulut-
lu, Marmara'nın kuzey ve doğu,'
Batı Karadeniz ite Iç Anadolu'nun
kuzeytatısı sağanak ve yer yer
gûk gûrüttûlü sağanak yağışlı. Ote
yerler az bulutlu ve açık geçecek.
HAVA SICAKUĞI: Yağış alan yer-
lerde bıraz azalacak. pıger yerler-
de değişmeye<»k. RÛZ6AR: Ku-
zey ve doğu yönlerden hafif ara
sıra orta kuvvette esecek. Deniz-
lerimizde rûzgâr: Karadeniz ve
Marmara'da yıldız ve poyraz ku-
zey Ege'de kıble ve lodos, diger
denızlerımızoe gûnbatısı ve karayelden 2-4 yer yer 5 KUV-
vetınde saat 4-16 yer yer 21 demz mili rıızla esecek. Van
Gölü'nde hava: Az bulutlu ve açık geçecek. Rûzgâr kuzey
ve doğu yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. göl
kûcûk dalgalı görûş uzaklığı 10 km. dolayında bulunacak.
p
Adıyamâi
Afyon
Ajn
Antara
Antanya
Anüiya
Artvin
Ajdıcı
Balıkesır
Bıleak
Bıngöl
BithS
Bolu
Borsa
ÇanjMöie
Çonım
Denöfi
A 3J° 21" Dtyarbak» A
A -31° 18" Edırne >
A 34° 19° Erancan A
A 30» 10° Eraınım A
A 30° 12° Esbşehır B
B 28° 17° Gaaantep A
A aPHPSrestjn B
A 32° 24° GûmüşfıaiK B
B 25° 16° Hakkan A
A 36° 20° Isparta B
A 30° 14° tstanbul A
A 27° 14° Izmır A
A 32°16°Kare A
A 31° 14° Kastamonu Y
Y 28° 12° Kaysen Y
A 32° 16° KırtJare» Y
A 28°20°Konya Y
A 29° 10° Kütalıya A
A 35° 22° Maiatya A
36° 19° Maresa
27° 18° K Maraş
30° 13° Mersm
26° 8°Muğıa
29°13°Muş
34°22°NıJ<J*
27° 17° Ordu
28° 12° Rm
30° 17° Samsun
31° 13° Sıirt
28°20°Sıl»p
34°19°Sıvas
25° yfelortaj
27°13°lahzon
29° 12° Imcelı
29° 14° Van
30°14°YBSat
31° 14° ZonjuMak
A 36" 20°
A 35° 20°
A 31° 24°
A 35° 21°
A 32° 16°
Y 28° M°
B 27° 18°
B 28° 19°
B 25° 20°
A 34° 23°
Y 2e°20°
Y 28° 10°
Y 26° 19°
B 28° 20°
A 30° 18°
A 31° 14°
A 28° 15°
Y 27° 13°
Y 26° 18°
açtk g§sıslı A-aç* B-0ulul)ij G-guneşlı K-Mrt S-sıs* Y-yaOmuıiu
BU1MACA
TAKSiTLE
JZENiTH
Gramofon/art •
B. TmpııliM h,
MEKİKÇI MUESSESESİ
SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4
1/ Bir bilirain, bir öğ-
retim konusunun bü-
tününe ilişkin kısa
açıklama. 2/ Gemide
yelkenlerin açılması...
Kabul etmeme. 3/
Engel... Alt alta yazıl-
mış şeylerin tümü. 4/
Diploma... Radon
elementinin simgesi.
5/ Bir soru sözü...
Toplum içindeki dav-
ranışlarda izlenecek
yol. 6/ Hayvanlara
vurulan damga... Mo-
libden elementinin
simgesi. 7/ Diyarbakır-Silvan yolu üze-
rindeki ünlü tarihi köprü. 8/ Klavse-
nin ilk şekli olan bir çalgı... Bir nota.
9/ Akarsu yatağı... Büyflk bez ya da
deri torba.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Arap, Fars ve Türk edebiyatların-
da gerçek ya da mecaz anlarruyla içki
ve içki âleminin övülerek anlatıldığı
manzum yapıtlann genel adı. 2/ Köy-
deki işlerin elbirlifiyle bitirilmesi...
Konya ilinde bir baraj. 3/ Bir devletin başka bir devlete yaptığı bil-
diri... Dağkeçisi. 4/ Müstahkem yer... Ev giysileri ve sabahlık yapı-
mında kullanılan, ipekli ya da pamuklu, dökümlü kumaş. 5/ Tan-
kın yol almasını sağlayan metal şerit... Futbolda bir mevki. 6/ Gü-
ven. 7/ Soyaçekim... Bir bilgiyi gösteren simgeler dizgesi. 8/ Düz
yakalı ve önü ilikli bir tür ceket... Üstii kapalı olarak anlatma. 9/
Genellikle güneşten korumak için bir seyin üzerine gerilen örtü...
Pamuk, yün gibi şeyleri eğirmekte kullarulan araç.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
Türkçe kongresi
03 AĞUSTOS 1930
Türkçe ve edebiyat
muallimleri kongresi bu gece
mesaisini ikmal etmiştir.
Kongre, lise dördüncü sınıf
programlarında eski edebiyata
ait nazım ve nesir şekillerile
lâfız ve mana san'atlanna ait
kısmın tamamen
tayyolunmasını
kararlaştırmıştır. Içtimaa
riyaset eden Maarif müsteşan
Mehmet Emin Bey kongre
mesaisini hulâsa eden bir
nutuk irat eylemiş, muailımlerimizin Türkçe ve edebiyat
tedrisatında bilhassa harf inkılâbından sonra takibi
lâzımgelen usul ve prensipler hakkında çok kıymetli
müzakerelerde bulunduğunu ve kararlar verdiğini, iıhar
edilen temayüllerin vekâletçe ehemmiyetle nazarı dikkate
alınması ve tahakkuk ettirilmesi için elinden gelen her şeyi
yapacağını beyan etmiştir. Mehmet Emin Bey, Türkçe ve
edebiyat muaÜimlerinin derslerine yalnız talebeyi güzel
yazmağa ve talebeyi zevk sahibi etmeğe yanyan bir vasıta
değil, intihap edeceği eserler ve talebeye göstereceği
nümunelerle onlara şuur, azim ve enerji aşılıyan bir ders
nazarile bakmalannı, gelecek sene edebiyat ve Türkçe
tedrisatınm bir sene evveline nazaran daha mükemrael
olması beklenildiğini söylemiş muvaffakiyetler teraennilerile
nutkunu bitirmiştir.
Çeşme anasonları
Müskirat tnhisan U.M. Asım B. Çeşme, Uşşak, Bonıova
havalisinde tetkikatta bulunmuştur.
Çeşme anasonlannın Avrupa'daki emsaline faik olduğu
anlasıldığından bu anasonlann teksir ve ıslahı maksadile,
zürraın istifadesi için Inhisar idaresi tarafından celbedilen
tohum temizleme makineleri Çeşme belediyesine
gönderilmiştir.
Anason almağa talip ve mutavassıt olanlann bunlan ucuzca
kapatmamalan için idare tarafından yetmiş kuruş fiat kabul
edilmiştir. Ayni zamanda zürra mallarını hariçten fazla fiat
verenlere satmakta muhtar bırakılmıştır.
Otuz beşten elli kurusa kadar satümakta olan anasonlar
derhal 6S-7S arasında satılmağa başlamıştır.
Şarapçılık noktasından şayanı ehemmiyet olan Bornova
bağlarımn yaş üzümleri somaya tahvil olunacaktır. İdare bu
sene tzmir'de şarap imal edecektir. Bundan maada
şarapçıhğı teşvik ve himaye için memleket haricine
sevkolunacak şaraplardan resim ahnmıyacağı gibi âmillerine
de prim verilecektir.
Bodrum'da elde kalmış olan iki yüz ton incir hakkında da
tedbirler alınmıştır. Bu incirler somaya tahvil için Istanbul'a
sevkedilecek ve böylelikle bunların da serveti rnilliye
arasından aynlmaması temin edilmiş olacaktır.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
MPF Teşkilatı
23 AĞUSTOS 1960
Milletlerarası Para Fonu Teşkilatı tarafından cumartesi
günü yapılan bir açıklamada, Türk hükümetinin aldığı yeni
mali tedbirlere muvafakat edildiği ve bu tedbirlerin
Türkiyenin iktisadi stabilizasyon programında yeni bir
merhale olduğu bildirilmiştir.
Mali çevreler, yeni rejimin stabilizasyon planları konusunda
doğru ve sağlam bir yol takip ettiğini ifade etmişlerdir.
Aynı mahfıller ilgili planın müteaddit döviz kurları ve baza
mahsuller için verilen hususi primleri tedrici surette
kaldırmaya ve netice olarak memleketin bütçe dururaunu
ıslâh etraeyi gaye bildiğine isaret etmişlerdir.
Sayıştay'm tetkiki
Sayışta/ın 1954 mali yüı başından 27 mayıs 1960 tarihine
kadar olan devre zarfında muamelât ve kararlarının mer'i
mevzuat karşısmdaki durutnu ile burada gerek kanunlann
ihlâli, gerek nüfuz suiistimali ve partizan göruş ve tesirlerle
yolsuzluklar yapılmış olduğuna dair birçok vesika ortaya
çıkmıştır.
Moskova
^
Tebrız
jAfeCezayır^.
«e-^.2
Kahıre ı
DUNYA'OA BUGUN
Amslenlam A 25°
Amran
Atma
Bağdat
Barcetoı»
Basei
Belgrad
Bertn
Bonn
BrOksel
Budapeşte
Cenevre
Cezayır
Cıdde
Dubat
Franktun
Gıme
Ht*an«
KaNıt
Kopentiag
Kötn
Leftosa
A 35°
A 33°
A 43°
A 31°
A 28°
Y 28°
A 27°
A 2S°
A 29°
Y 28°
A 27°
A 34°
A 44°
A 43°
A 28°
A 33°
A 28°
A 36°
A 27°
A 24°
A 34°
lenngrai
Londra
Madnd
Mılano
Monireal
Mostoa
Müniı
New ^ıbrlt
Osto
Parıs
Prag
%y3d
Roma
Sofya
Sam
I n s
Varsota
V^nedık
Vıyana
VfestangtD
Zûnh
6
Y
A
A
A
Y
A
Y
A
A
Y
A
A
>-
A
A
A
Y
A
Y
nA
A
22°
24°
29°
29°
22°
23°
28°
20°
24°
30°
45°
32°
30°
32°
38°
34°
23°
29°
24°
28°
28°
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet
Göçmen kapıda23 AĞUSTOS 1989
Bulgaristan'dan göç eden Türklere vize uygulanması
yolundaki kararın dün sabaha karşı saat 02.00'den itibaren
yürürlüğe konmasından sonra bu ülkeden pasaport alarak
Türkiye'ye gelmek isteyenyüz binlerce soydaşımızın endişeli
bir bekleyiş içine girdiği bildiriliyor. Edirne Kapıkule'ye
dün sabaha karşı 04.00'te Avrupa treniyle gelen 522 Türk,
geri şönderilmek istenmeleri üzerine çığlıklar arasında
kendilerini pencerelerden atmak istediler. Bunun üzerine
soydaşlanmızm girişi yapıldı.
TARTISMA
Akıleı ve Sogııkkaııh Yakiaşmı
Oğretmeni ona soğukkanlıhğını yitirmeden^leştirel düşünme
ve kendini dizginleyebilme yetisini az olsu'n vermiş olsaydı,
uyanışı ölümle noktalanmazdı.
Sayın Dr. Özer Tümer, Cumhuriyet G°«e-
tesi'nde yayımlanan "Ölü Ozanlar Derneği ve
Eğitim" başlıklı açık mektubunuzu ilgiyle
okudum. Hepimizi ilgilendiren bu fîlm üze-
rine bir tartışma olanağı açtığınız için size te-
şekkür ederim. Ne var ki onemli bir noktada
bir yanlış anlaşma olduğunu sanıyorum. So-
yut bir akılcılık ve soğukkanlılığı savunmuyo-
rum. Bir şe>r
lerin değişmesini, gerçekten de-
ğişmesini istiyorsak, duygularımızın sesine ku-
lak vermekten, sesimizi çıkarmaktan, tepki
göstermekten korkmamalıyız. Başımıza ne ge-
lirse suskunluktan, tepkisizlikten geliyor. Ve
filmde öğretmenin duyduğu ve ö|rencilerine
aşıladığı o derin coşkuyu iliklerimize değin
duymadıkça, bozuk bir eğitim çarkının vida-
lan olmaktan öteye geçemeyeceğimiz de bir
gerçek.
Ne var ki yasam gücünün ve coşkusunun dış
etkenler, sözgelimi baskıcı güçler sonucu bir-
den sonüvermesini istemiyorsak gucümüzü bir
solukta yitirmek istemiyorsak "akıleı ve
soğukkanh" yaklaşımı yine de elden bırakma-
mak zorundayız. Çunkü kuru bir akılcılıkla
hiçbir şey elde edilemeyeceği gibi duygusal dal-
galanmalarla da elde edilemez. Unutmama-
lıyız ki, duygulan besleyen ve yönlendiren akıl-
dır, yaşamı, sorunları eleştirel bir açıdan kav-
rayabilme yetisidir. Bu bakımdan filmde coş-
kuyu neredeyse bir sarhoşluk içinde en yoğun
biçimde yaşayan öğrencinin intihar etmesini
rastlantı olarak gönnüyorum. Oğretmeni ona
soğukkanlılığıru yitirmeden eleştirel düşünme
ve kendini dizginleyebilme yetisini az olsun
vermiş olsaydı, uyanışı ölümle noktalanmaz-
dı. Kendini dızginleme, içindeki gizil güçleri
yok etme, duygularını baştırma anlamına gel-
miyor kuşkusuz. Tersine baskıcı guçlere karşı
koyma, direnme, savaşma anlamına geliyor.
Onun bu savaşımı nasıl olacaktı? Bilemiyo-
rum, bildiğim baskıcı güçlere kaışın direnişin,
her şeye rağmen yaşamı savunmanın, ancak
ve ancak eleştirel yoldan geçtiğidir. Bu yolun
ise filmde gösterilen yoldan çok daha güç ve
karmaşık olduğunu yadsıyamayız. Film insa-
nı canevinden sarsıyor, silkiyor, uyarıyor ama
bir çözüm vermiyor. Çözümü biz kendimiz
bulmalıyız, kaynağını yaşarrhn derinlerinde
bulan bir akılcılık ve sağduyu ile.
ZEHRA tPŞİROĞLU
Taksim/lstanbul
Bö>le Başlar* Demiştik!
Küfrü yiyen milletvekili, partisi, TBMM Başkanı ve 450 adet
milletvekili küfrü sinelerine çektiler. Konu da unutuldu gitti.
Yerel seçimlerin yapıldığı gün, Bayrampa-
şa'da bir polis memuru, SHP Ü Başkanı'na ve
İstanbul Milletvekili Sangül'e "Lian" diye ba-
ğırmış. Ardından Çevik Kuvvet Miidiirii "ateş
ederim" diye silahına sanlmış. Gazetelerin ha-
berine göre il başkanı savcdığa suç duyurusun-
da bulunacaklarını söylemiş.
Daha önce de HEP (Halkın Emek Partisi)
milletvekiUerinin Güntydoğu Anadolu yürü-
yüşleri sırasında Batman'da bir polis, millet-
vekilini yumruklamıştı. HEP Genel Başkanı
"bunun hesabını TBMM'de soracağız"
demisti.
Bu sütunlarda, 1 Mayıs 1990 günü bir po-
lis memurunun İstanbul Milletvekili Musta-
fa Sangül'e "senin gibi milletvekilinin anası-
nı avradını..." demesi üzerine "Biitün Aşklar
Böyle Başlar" başlıkh bir yazı yazmıştım. Yurt-
taş olarak ilgililere olayın önemini anımsat-
mak istemiştim. Bir polis memurunun millet-
vekiline ana avrat küfretmesi karşılıksız ka-
hrsa TBMM nin egemenliğinden değil bürok-
rasinin egemenliğinden söz edileceğini, bu re-
jimin de demokrasiden başka bir şey olması
gerektiğini anlalmıştım.
Ne çaıe ilgililere sesim ulaşmadı.
Küfrü yiven milletvekili, partisi, TBMM
Başkanı ve 450 adet milletvekili küfrü sinele-
rine çektiler. Konu da unutuldu gitti. Yaşam
da "aynı minyal üzre" sürdü. Yani Batman'da
milletvekili poh'sten yumnık yedi; Istanbul-
da "ateş ederim" tehditiyle karşıla^tı.
Okullarda çocuklarımıza "Egemenlik
Ulnsundur" diye öğretiriz. Ulus da egemenli-
ğini TBMM eliyle kullanır deriz. Acaba, kü-
für ve yumruk yiyen, silah çekerim diye teh-
dit edilen miUetvekilleri mi ulus adına egemen-
lik edecekler; yoksa küfürlü-yumruklu dehje-
tengiz polisler mi egemen olacak? Türkiye po-
lis devleti mi, yoksa hukuk devleti mi?
Bu sorunun yanıtmı sayın mületvekiUerimiz
düşüne dursunlar.. Ben bu aşamalardan son-
ra TV haberlerinde "iki mülervekili ölü ola-
rak ele geçirilmiîtir" haberini beklemeye
başladırn...
UĞUR CANKOÇAK
MİMARUK & DEKORASYON
MİUARLIK İÇMİMARUK VE GÖRSEL SANATLAR DERGİSİ
PROFİL
PROF. UTARİT İZGİ
TÜM MİMARLIK VE
İÇMİMARUK ÇALIŞMALARI
İŞ MERKEZLERİ ^
APARTMANLAR
VİLLALAR
YALILAR
^
X
**&a&?
UYDU KENT
TEKEVLER
İKİZEVLER
VE SIRAEVLER
ÇAĞDAŞ
DÜNYA MİMARLIĞI
RICHARD ROGERS
LLOYD'S CENTER
NORMAN FOSTER
SHANGHAI BANK
DOSYA
ÇAĞDAŞ TÜRK MİMARLIĞI
"ŞAZİMENT AROLAT-NEŞET AROLAT
EMRE AROLAT
MURAT ARTU
SEZAR AYGEN-OKTAY VERAL
TAMER BAŞBUĞ-HASAN ÖZBAY-BARAN İDİL
CENGİZ BEKTAŞ
ERCAN ÇOBAN-MELİH BATURALP
JÜLİOE DİKMEN
YÜKSEL ERDEMİR-SİRAY ERDEMİR
HALDUN ERDOĞAN
FİLİZ ERKAL-COŞKUN ERKAL
NEŞE İTEZ-AYTEK İTEZ
NURAN KARAASLAN-MERİH KARAASLAN
FUAT KINIKOĞLU
YALÇIN OĞUZ-ŞÜKRÜ İNAL
FARUK EŞİM-BOZKURT CÜRSOYTRAK
ERKÜT ŞAHİNBAŞ-ALPAY GÜLEYEN
MAHMUT TUNA
ŞEVKİ VANU
AFFAN YATMAN-NESRİN YATMAN"
Dağrtım
HBMİm NOUMNS M -
İşlem Kayıt
Memurlan
Bankamıza, menkul değerler alım satım
işlemleri ile ilgili görev yapacak
• Muhasebe ve bilgisayar deneyimli,
• En az lise mezunu
(Tercihen Ticaret Lisesi mezunu)
• (Erkek adaylar için) Askerlikle ilişkisi olmayan,
İşlem Kayıt Memuru
alınacaktır.
İlgilenen adaylann aşağıdaki adrese
şahsen müracaatian rica olunur.
Uğur Semerci
Büyükdere Cad. 108/A Esentepe - istanbul
Tel: 175 29 30 - 174 36 28 .
TÜRK MİTSUİ BANK A.Ş.
Sermaye Piyasaları Birimi
BÜTÜN ÖĞRETMENLER
İngiliz, Profesyonel ve DeneyimH
Kursların başlama tarihleri:
Gündüz: 4 Eyiül Aksam: 3 Eytül
Hafta Sonu a Eytül
btanbul: Rumell Cad. 92/4. Osmanbey 147 09 83 152 62 71
Ankara: Selanik Cod. 8 Kat. 5, Kaâay 135 30 94 135 23 97
ANKARA NOTLARI
MUST4FA EKMEKÇt
Çanakkale'de Bir Başkan...
Bu "Ankara Notlan"nda, Basra Körfezi'ndeki olaylara, bir de
SHP'deki duruma eğilmek istiyordum. Çanakkale ağırlıklı ola-
caktı yazı yine. Çanakkale'nin Hacı TÖ'ye ayağa kalkmadı diye
bir gecede görevinden alınan Belediye Başkanı ismaıl Özay'ın
neler yaptığım anlatacaktım.
Bunlan kafamda çatarken Adalet Bakanı Oltan Sungurlu aradı:
—Cezaevlerıni geziyorsunuz ha diye başladı kouşmaya.
—Hoşumuza gitti! yanıtını verdim. Gezdik, şöyle...
—Yani, hoşuna gittiyse, seni misafir edelim!
—Yalnız bir de koğuşları görseydik; herhalde çekindiler, ba-
kanlığın izni olmadan gezilemiyor galiba, koğuşlar...
—Bakanlığın izni olmadan gezilemiyor tabii! Ne var ne yok,
başka? (Allah, Allah! Bakanın dilinin altında bir şey var, ama dur
bakalım!) •
—Valla iyidir. Yalnız Çanakkale Cezaevi'ndekiler Eskişehir'e,
oradaki hücrelere gitmek istemiyorlar...
—Nereye gitmek istemiyorlar?
—Eskişehir'e!
—Mustafa Bey, bizim öyle bir niyetimiz yok. Yani dilekçe ile
başvurup istemeyeni. davranışlarıyla Eskişehir Cezaevi'ni hak
etmeyeni hiç yollamaya niyetimiz yok!
—Anladım, iyi!
—30 Ağustos'ta açık görüşümüz var, ona ne diyorsun?
—Ha, iyi! Ben de yazımda istedim onu; bu çok iyi. Buna sevi-
necekler.
—Bu açık görüş var ya dünyanın hiçbir yerinde yok. Ters geli-
yor Avrupalılara, ama biz uygulamayı sürdürüyoruz...
(Oltan Sungurlu'nun, "Ankara Notlan"nı sıcağı sıcağınaoku-
masına, olayla ilgilenmesine doğrusu sevindim.)
* * •
Bayrampaşa'da, SHP'nin seçimleri, DSP'ye kaptırmasının so-
rumlusu Hinthorozu Erdal Bey değil; Baykal cuntası mıydı? Er-
dal Bey, Vahit Çalın'ın aday olmaması için çok ciddi uyarılarda
mı bulunmuştu? istanbul'da, Sarıköşk'te, Timisi'nin filan da bu-
lundukları Merkez Yürütme Kurulu üyelerine şöyle mi demisti?
—Bu adayla nasıl seçime gireriz? Nasıl halkın karşısına çıkıp
da "Bu aday güvenilir insandır" deriz. Diyemem ben bunu! Ben,
bunu söyleyemem. O zaman, seçime girmem!
Erdal Bey, böylesine ağır sözler söylemişti. Parti Meclisi'nde
aynı biçimde ağır konuşmuştu. Erdal Bey, Vahit Çalın'ın karşı-
sında göçmen Zahit Gürdal'ı savundu. Ancak Zahit'e 9 oy çıka-
bildi. Baykal ekibi, Hinthorozu'nun ta işin başında "grup
arkadaşlan" dediği "cunta", dediğini yaptı mı? Bunun elbette,
demokrasiyle bir ilgisi yoktu.
SHP'nin genel görüntüsünün bu yenilgide büyük payı da var
mıydı? Son birkaç yıldır SHP'nin Meclisteki çalışmaları, erken
seçimi sağlayamaması, Hacı TÖ'nün Çankaya'ya çıkışını engel-
leyememesi, çelişkili politikalar ızlemesi yenilgilerde büyük rol
oynadı. Buradaki yanlışlıklar, zikzaklar, halka güven vermeme,
birinci sırada gelmekte. İkınci sırada: SHP'nin üç bin üyesinin
bulunduğu Bayrampaşa'da, bin kadar üyenin üyeliğinin kabul
edilmemesi, silinmesi; buraya atanan yeni yönetim kurulunun
Baykal cuntasının dar grup anlayışıyla davranması, tümü kucak-
layan bir yönetim kurulu olamaması, usa gelen nedenler ara-
sında sayılıyordu. Vahit Çalın, Bayrampaşa belediye başkan
adayı olarak gösterilirken ne il yönetim kuruluna ne bölge mil-
letvekillerine, ne oradaki yerel temsilcilere, ne Eyüp Yönetim Ku-
rulu'na, ne belediye başkanına. belediye meclisi üyelerine
sorulup, danışılmadı. Yine, dar grupçu bir anlayışla, yukarıdan,
Vahit Çalın'ın yukarısı ile olan ilişkilerinden ötürü getirilip SHP'ye
oy verecek seçmenlere dayatıldı. Yerlerse elbette, onlar da ye-
mediler! İstanbul ili de genel merkezi çok uyardı; "Yapmaytn,
etmeyin! Çok kritik bir seçim; çok da canlı bir örgütümüz var,
ınsanların eğilimlerini, düşüncelerinı almadan, böyle yukarıdan
getirip, en tepki çekecek bir kişiyi aday gostermeniz. bizi güç
duruma düşürür" dedi. Burada, önseçim de yapılamadı. Önse-
çime bir gün kala, genel merkezden lısteler geldi. Bir bakıldı ki,
836 üyenin listelerde adı yok. Bunun üzerine Vahit Çalın'ın dı-
şındaki aday adayları seçime girmemeyi kararlaştırdılar ve gir-
mediler. Çünkü toplam 2941 üyeden 836 üye, listeden çıkınca,
zaten o önseçimin demokratikliği söz konusu olamazdı. Bir ba-
kıma, Vahit Çalın'ın önseçimde kazanmasının koşulları hazırlan-
mıştı genel merkezde, eksik listeyle. Vahit Çalın, 1987
seçimlerinde SHP'den ayrılıp DSP'ye gitmiş, SHP'den milletve-
kili listesine giremeyince, DSP'den aday olmayı ummuştu. Ece-
vit de listeye almadı, yüz vermedi. Yeniden SHP'ye başvurdu.
Genel merkez ekibince 10. maddeden partıye kaydı yapıldı. 10.
madde, partiye yararlı olan kişilerin doğrudan Merkez Yürütme
Kurulu kararıyla partiye alınmasını öngörüyordu. Böylece üç aylık
adaytık süresi filan işletilmiyordu. Girdiği andan başlayarak seç-
me, seçilme hakkını kazanıyordu. Vahit Çalın'ın olayları onca-
ğız değildi; ileri sürüldüğüne göre ANAP'lılarla belediye
seçimlerinde "flörtü" de mi vardı? ANAP'lıları desteklediği mi
söyleniyordu? 1983'lerden beri "git-gel"leri mi vardı? Tabana gü-
ven vermeyen bir kişi olarak mı biliniyordu?
SHP, adayını doğru dürüst, demokratça seçse, seçimleri ka-
zanması neden güç olsundu? DSP'nin adayı ise o da CHP'liy-
di. Daha önce Bayrampaşa'da belediye başkanlığı yapmıştı. (Bu
konuda, Hikmet Çetinkaya'nın 21 ağustos günlü yazısını okuyun,
ilginç dedikodular var.)
Çanakkale'deki Belediye Başkanı İsmail Özay'ın, yüzüstü bı-
rakılması da SHP'nin kararsız, çelişkili politikasından mı kaynak-
lanıyordu? Çankaya'ya ANAP oylarıyla tırmanan Hacı TO'yü,
yalnız bırakacaklar, soyutlayacaklar; sözde, Çankaya'da görevi-
ni yÜTütemez duruma sokacaklardı. Hesap buydu. Ancak buna
uyulmadı. Uyan, Çanakkale Belediye Başkanı İsmail Özay, bir
gecede, içişleri Bakanlığı'nca görevinden alınmıştı. işlemleri bir
gecede bıtirip bıldirimde bulunan Çanakkale Valisı Muzaffer Ece-
miş, Çanakkale'den alınacakken Çanakkale'de kaldı mı ödül ola-
rak?
İsmail Özay, Hacı TÖ'ye ayağa kalkmadı diye başkanhktan ol-
du, başka SHP'li belediye başkanları değil Hacı TO'yü karşıla-
yıp, ayağa kalkmamak, Hacı Semra Hanım'ı, örneğin Adana'da,
örneğin Diyarbakır'da havaalanlarında karşılayıp, beledıyeye gö-
türdüler. SHP'nin çelişkili polıtikası, İsmaii Özay'ı da bir kenara
itti. İsmail Özay, şimdi Danıştay yollarında hakkını arıyor. İsmail
Özay, bir de "Baykalcı" tanınırdı, iyi mi? Bu konu üzerinde du-
racağım.
* * *
Çanakkale'de, Saroz Körfezi'nde denize girerken savaş çiğ-
lıklarından neredeyse kendilerinden geçen gazete yazarlarını dü-
şünüyordum. "Ah, bir yerleri bir alıverseydik".diye kıvrananları,
yclerini ancak bir savaşla koruyabileceklerini düşünenleri...
Anam, "Dert bir olsa da adını sıraca koysak" derdi. Deli bir
olsa, kolaydı! Deli, birden çokolunca. hani bağlasan. zincirlere
vursan durmaz. Korfez bunalımı sürerken kadınlar, erkeklere göre
daha bir tutarlı, daha bir banştan yana mıydılar ne? ilk ölecek-
ler, hani ne de olsa erkekler topun ağzındalar; yine de savaşı
seviyorlar! Savaş çığlıkları atanlar, 1 eylülde ne yapacaklar? O
gün Dünya Barış Günü de. Şunun şurasında bir hafta var...
İLAN
KONKORDATO KOMİSERLİĞİ'NDEN
Şereflikoçhisar Kale Mahallesi Adalar Sokak No: 13 Esen Tica-
ret'te ticaretle iştigal eden Hacı Ahmet oflu, 1947 doğumlu Abdül-
kadir Esen, vekili Av. Mehmet Ali Kutlu'nun konkordato teklifi
Ş.Koçhisar tcra Tetkik Merci Hâkimliği'nin 15.8.1990 tarih, 1990/37
sayıh kararı ile 2 (iki) aylık mehil verilmiş ve konkordato koraiseri
olarak da hâkimlikçe tayin edilmiş bulunmaktayırn.
Borçlu Abdülkadir Esen'den alacaklı bulunanlann bu ilanın yayı-
nı tarihinden başlamak kaydıyla 20 günluk süre içinde alacaklanru
tevsik eder belgelerle birlikte aşağıdagösterilen adresime her gıin (me-
sai günleri) 14.00-17.00 arası miiracaatta kayıt etürmelerini,
Bu süre içinde gerekli kayıt işlemini yapıırraayanlann konkorda-
to muzakeresine kabul edilmeyeceklerini;
Konkordato muzakeresine 10.10.1990 günü saat 15.00'te Ş.Koç-
hisar Sulh Ceza Mahkemesi duruşma salonunda yapılacağından, ala-
caklıların hazır bulunmalan.
Alacaklılar toplantısından yedi gün öncesine kadar alacaklılar dos-
yadakibelgeleri incele>ebileceklerdir. l.t.Y'nin 292. maddesi uyannca
ilan olunur.
DUZELTME
Gazetemızde 17.81990 tarıhinde 31365 ilan numarası ile yayımlanan
Anadolu Üntversttesi'ne ait "Ön Kayıt Duyurusu" ılanında önkayıtların
sehven 21-23 Ağustos 1990tarihleri arasındayapılacağıduyurulmuş-
tur. Ön kayıtlar 21-31 Ağustos 1990 tarihleri arasında yapılacaktır
Duyurulur.