Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 HABERLER 23 AĞUSTOS 1990
Celal Bayar anıldı
• BURSA (Cumhuriyet
Birosu) — Türkiye'nin 3.
Cumhurbaşkanı Celal Bayar, |
ölümünün 4. yıldönümünde
doğum yeri olan Gemlik'in
Umurbey kasabasında
mezan başında devlet töreni
ile anıldı. Anma töreni
sonrasında konuşan BayaıJ
ın|
kıa Nilüfer Gürsoy, idam
edilen eski başbakanlardan
Adnan Menderes ile birlikte
Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın Imralı
Adası'nda bulunan mezarlannın eylül ayında "ziyaret
edilebilir bir yere" taşınacağını söyledi.
Akbulut GAP gezisine katılmıyor
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın Atatürk Barajı'nın gövde inşaatının
bitirilmesi dolayısıyla GAP'a yapacağı geziye Başbakan
Yıldınm Akbulut katümayacak. ANAP genel merkez
yetkilileri, daha önce Akbulut'un Cumhurbaşkanı ile
birlikte GAP gezisine çıkacağını bildirmişlerdi.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın 27-28 ağustos
tarihlerindeki GAP gezisi sırasında Atatürk Barajı'nın
gövde inşaatının bitirilmesi dolayısıyla tören .
dOzenlenecek.
Stockholm'deki Kululular
• KULU (Cumhuriyet) — Stockholm'de yaşayan 6 bin
Kululu göçmenin sorunlarının çözümü için Isveç'in
başkenti Stockholm ile Konya'nın Kulu ilçesi belediyesi
işbirliği yapacaklar. Bu amaçla 6 kişilik bir heyetle
Kulu'ya gelen Stockholm Belediye Başkanı Mats Hult,
burada iki gün kalarak çeşitli temaslarda bulundu. DUn
aynca Kulu Belediyesi'nde konunun ele alındığı "Göçün
Sosyal Siyasal ve Ekonomik Boyütlan" konulu bir panel
duzenlendi. Açış konuşmalarım Stockholm Belediye
Başkanı Mats Hult ile Kulu Belediye Başkanı Tayyar
Budak'ın yaptığı panelde, tsveç'e göç üzerine
araştırmalan bulunan gazetemizden Dr. Şahin Alpay ile
A.Ü. SBF öğretim üyelerinden Halil Sanaslan ile lsveç
Türk Dernekleri Federasyonu Başkanı Osman özkanat
konuşmacı olarak katıldılar.
Bir PKKTı öldtirüldti
• SÖRT (Cumhuriyet) — Eruh'un Gülburnu köyüne
girmek isteyen PKK'lılarla güvenlik güçleri arasında
çıkan çatışmada bir terörist öldürüldü. Yetkililerden
alınan bilgiye göre sayıları belirlenemeyen bir grup
terörist önceki gece 22.00 sıralannda Gülburnu köyüne
girmek istedi. Köydeki jandarma timi ve korucuların
PKK'iılara karşı koyması üzerine catışma çıktı.
RÖRFEZ KRİZİ...KÖKFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖ
'Türkiye'nin milyonlarca sivilin öldürüldüğü bir savaşınfaturasına ortak olmamasını' isteyen Demirel:
İsraiPindurumuııa düşmeyeliırfANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) — DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel, Irak'ın Kuveyt'i iş-
galiyle başlayan gerginliğin gide-
rek bölgede kanlı bir silahlı catış-
maya doğru tırmandığını belirtti
ve "Türidye böyfc bir savaşta mil-
yonlarca sivilin öldürüldüğü bir
olayın içerisinde ve öldürme ola-
yının yanında olursa Ortadogu'-
da ikinci bir tsrail durumuna dii-
şer. Tiirkiye böyle bir savaşın fa-
tarasına ortak olmamalıdır" de-
di.
DYP Genel Başkanı Suleyman
Demirel konuyla ilgili olarak dün
parti genel merkezinde düzenledi-
ği basın toplantısında şunları
söyledi:
"Bölgemizde neredeyM sOah
patlamak üzere. Körfez'de nere-
deysc diinya savaşa susamış du-
rumda. Böyle zamanda TBMM
tatildedir. Böyle şey olmaz. Mec-
lis hangi giine lanmdır? Biz bu
Medtsin açık kalmasuu isteriz, fa-
kat yüzde 24lük iktidar partisi
geMi, bonu kapattı.
tşgal hiçbir şekilde kabol edi-
lemez. Bu bir biiyiik olaydı, bu
olayı çözelim derken daha büyük
bir olay meydana geürmenin de
anlamını sanıyorum ki sağduyu
kabul etmeyecektir. Daha büyük
bir olay meydana getinnek bura-
da savaş çıkarmaktır. Körfez'de
neredeyse diinya savaşa susamış
göriinüyor. Ama dünyada pek
çok akhselim sabibi insan var. Ne
yapıyorsunuz diye elini şakağına
koymuş düşünüyor. Iş işten gec-
meden Körfez'de karşı karşıya
gelmiş askeri güçlerin birbirine
sakhrmasuu önleyecek banşçı ted-
birlere motlaka ibbyac vardır. Ve
BM Genel Sekreteri ABD'nin ar-
kasında olamaz. Öniinde olur. Ve
dünyada ber iki tarafın da soyle-
digi sözü işittirebilecek hâla kim-
seler vardır. Bunlar ne zaman la-
zım? Savaş yapünız, savaş neyi
halledecek?
Açıkça söyleyelim, ABD'nin
senaryosu nedir, ne yapmak isti-
yor bilinmiyor. Getirdi oraya
uçaklanm, gemilerini, askerlerini
koydu, müttefiklerin kuvvetleri-
Bİ koydu. Sonra Irak'ı haritadan
mı siİmek istiyor? Haritadan si-
linmiş ülke yok. Biz pekâli bu
arabuluculak görevini yapabilir-
dik. Sayın Özal neredeyse Bash'-
un Türkiye'deki şubesi hahne gel-
miş. Hani bölgede çok öoemli
devlettik. ÖnemU oimamız bölge-
de meydana gelebflecek bir ateşi
önlemekle olurdu, önemimiz öy-
le ortaya çıkardı. Yoksa burada
olup bitenleri eksik, noksan
Bush'a iletmekle ve Bush'tan il-
tifatlar almakia önemli olunmaz.
Oraya gönderilen ABD asker-
leri hırslıdır. tldnci bir Vietnam'a
kesinlikle ABD ran degildir. Vi-
etnam'dan ABD maglup olarak
çtknuşbr. Oradan maglnp olarak
çıkmamak için her tiirtü savaş
yÖDtemi denenecektir."
Saddam'ın yapüklannı fevka-
lade ayıp ve yanlış olarak nitele-
yen Demirel, "tngfliaüeri, Ameri-
kahlan orada rehin tntması gayri
insanidir" dedi. Sivillere "doku-
nutmasına" razı olunamayacağı-
m bildiren Demirel, bunun oyu-
nun kaidelerine de uymadığmı
vurguladı. Demirel sözlerini söy-
le sürdürdü:
"Cereyan edecek bir savaşta
Irak'ın sivil halkı ne şekilde rau-
ameieye maruz kalacaknr? Bura-
da Irak balkının maruz kalacagı
muameleden fevkalade korkmak
lazımdır. Bu, uzun seneler sure-
Marmara Holding Anonim Şirketinden
Tasarruf Sahiplerine Duyurudur
Şirketimizin yıllık faiz ödemeli. % 60 briit sabit faizli I. lertip 2. seri tahvilleri 3.9.1990 tarihindcn iübarcn 10
iş günü süre ile satışa aracılık edecek Türkiye tş, Bankası A.Ş.'nin Celalbcy tşhanı No: 23/7
Bahçekapı/ISTANBUL adresindeki Menkul Kıymeüer Müdürlüğu'nde satışa sunulacakiır.
Işbu tahvillerin halka arzı, Sermaye Piyasası Kurulu'nun 29.6.1990 tarih ve 55/M-3 sayılı iznine
dayanmaktadır. Ancak bu izin tahvillerimizin veya ortaklığımızın Kuru) ya da kamuca (ckkcffülü anlamına
gelmez.
l.Ortaklığm,
a) Ticaret Unvanı
b) Merkez Adresi
c) Esas Sermayesi
Ödenmiş Sermayesi
d) Faaliyet Konusu
: Marmara Holding A.Ş.
: Yıldız Posta Caddesi
Yener Sokak No: 3/7
Beşiktaş/lstanbul
:11.250.000.000.-TL
:11.250.000.000.-TL
: Sermaye şirketlerine işritak
etmek, bu iştiraklcrin finansman
yönetim ve yatınm faaliyetlerine
yardımcı olmak
c) Siircsi : Süresizdir.
f) Tahvil ihracı dolayısı ile sağlanacak fon işüraklerimizin yatınm ve işlelme sermayesini karşılamak üzere
kcndilcrine kredi olarak tahsis edilecekür.
2. Çıkarılacak tahvillerin;
a) llibari kıymetleri tutan
b) Tertibi ve Serisi
c) Kupürler itiibariyle dağılımı
KUPÜRfTL)
100.000
500.000
500.000.000
1.000.000.000
: 20.000.000.000.- TL
:I. tertip2.
•
ADET
20.000
4.000
12
10
d) Satış süresi : 10 işgünüdür
Başlangıç tarihi : 3.9.1990
Biüştarihi : 14.9.1990
seri
TUTAR(TL)
2.000.000.000
2.000.000.000
6.000.000.000
10.000.000.000
e) Satış Fıyau : Çıkarılacak tahviller satış süresi içinde net kupon faiz oranı üzerinden iskonto edilcr
günlük indirimlcrle satılacaktır.
Tahvillerin kupürler iübariyle satış süresi içinde günlük
Kupür Değeri 100.000
Satış Tarihi
1. Gün 98.946
2. Gün 99.062
3. Gün 99.179
4. Gün 99.296
5. Gün 99.413
6. Gün 99.530
7. Gün 99.647
8. Gün 99.765
9. Gün 99.882
10. Gün 100.000
TL
500.000
494.729
495.312
495.895
496.480
497.065
497.650
498.237
498.824
499.412
500.000
; satış fıyatlan aşağıda verilmişür.
500.000.000
494.728.679
495.311.626
495.895.261
496.479.582
497.064.593
497.650.292
498.236.682
498.823.763
499.411.535
500.000.000
1.000.000.000
989.457.359
990.623.253
991.790.521
992.959.165
994.129.185
995.300.584
996.473.363
997.647.525
998.823.070
1.000.000.000
f) Tahvillerin satış yeri: Türkiye İş Bankası A.Ş.
Menkul Kıymeüer Müdürlüğu
BAHÇEKAPI/ISTANBUL
g) Vadesi 2 yıldır.
h) Tahvillerin tamamı hamiline yazılıdır.
ı) Erken paraya çevirme taahhüdü yoktur.
i) Tahvillerin anapara ve faizlerinin vadelerinde ödenmesi Türkiye tş Bankası A.Ş. tarafından "müştcrck
borçlu ve müteselşil kefıl" sıfaiıyla garanti edilmistir.
j) Tahvillerin ödeme planı
Ödeme Tarihi Faiz
12.000.000.000
12.000.000.000
14.9.1991
14.9.1992
TOPLAM 24.000.000.000
k) Anapara ve faiz ödeme yeri : "
. Anapara
20.000.000.000
Toplam (TL)
12.000.000.000
32.000.000.000
20.000.000.000 44.000.000.000
Türkiye tş Bankası A.Ş.
Menkul Kıymeüer Müdürlüğu
Bahçekapı/lstanbul
3. Diğcr Hususlar:
a) Şirket'in 1989 hesap dönemine ilişkin mali tablo ve raporlan, deneüeme kuruluşu Arihur Anderscn
Dcnctim A.Ş. tarafından dcncllenmiştir.
b) Şartlı göriiş içcrcn deneüeme rapor özeti, izahnamcde yer almakladır.
c) lzahname 3.8.1990 tarih ve 2580 sayılı T. Ticaret Sicili Gazetesı'nde yayımlanmıştır.
d) lzahname Şirket merkezinde (Yıldız Posta Cad. Yencr Sok. No: 3/7 Beşikıaş Istanbul) vc
Türkiye İş Bankası A.Ş. Menkul Kıymctlcr Müdürlüğu'nde halkın incclcmcsine açık tululmaktadır.
cek bir yarayı burada açacaktır.
Çiinkü savaş bâşladıktan sonra
bu öylesine bir savaş olacaktır ki
yeni çıkmış silahlan da denemek
suretiyk ne sivil ne asker tanıya-
caknr. Irak'ı haritadan siliyoruz
diye bir durum meydana gelecek.
Türkiye, böyle bir savaşta, mil-
yonlarca sivilin öldürüldüğü bir
olayın içerisinde ve bu öldürme
olayının yanında olursa Ortado-
ğo'da ikinci bir tsrail durnmuna
düşer. Yani Türkiye'nin böyle
hızlı koşması 'aferin, bravo' fa-
dönmelidir. Kerdisinin ustüne
dünyamn gehnesinin sebebini or-
tadan kaldmnahdır. Bu sebep Ku-
veyt işgalidir. İşgaii kaidırdığı yer-
de mesele biter. Şartsız şurtsuz
bunu yapmalıdır. Bunu yapma-
masını bem kendisi hem ülkesi
çok ağır bir şekilde ödeyecektir.
Bununla da kalmayacak etrafı da
agır ödeyecektir, yani bize kadar
sıçrayacak fevkalade agır fatura-
lar olacaktır.
tkincisi, ABD banşçı yoDan
mutlaka aramalıdır. Bugön temin
Demirel "Bizim
Körfez'de bir petrol
çıkanmız yoktur. Biz
sadece BM'nin nizam;
uyarak birtakım
yükümlülükler
üstlenebiliriz" diye
konuştu. DYP lideri
ABD'nin çıkaracağı
savaşın hakkmdan
bugünkü gücüyle
gelemeyeceğini, hiç
denenmemiş silahlan
deneyeceğini söyledi.
lan demesi Türkiye'nin menfaat-
lerini korumak anlamına gelmez.
Türkiye böyle bir savaşın içinde
olmamalı, ikincisi milyonlann
öramü ile nHelenecek böyle bir sa-
vaşın faturasına da ortak olma-
malıdır. Bundan dogacak nefreti
de Türkiye asıriarca silemez."
Demirel, üç yen uyardığıru be-
lirterek bunlan şöyle sıraladı:
"Birincisi Saddam. Hem ken-
disini, hem ülkesini, hem kendi
milletini iahrip ertirmeye gidiyor.
Kendi aklı yok mu, var, ama ba-
sireti baglnnmış. Yol yakınken
ettiği dünya birliğini yann temin
etmekte müşkülat çekecektir. Ve
aynca 1 railyon askeri bulunan
çölde 10 sene savaşmış Irak'ı da
karadan diz çökertebilroesi kolay
bir iş degildir. Bu, 50 bin kişi ile
olacak iş degildir. Haydi hedefleri
ortadan kakhrdınız, bir milleti or-
tadan kaldıramazsınız. Eger bir
korkunç harp mekanizması ile
ben bunu süerim diyorsanız siler-
siniz, ama nen'cede elde edecegi-
niz faydayla kaybedeceginiz zarar
prestij dengelemesini iyi düşün-
mek lazım. Öfke ile kalkan zarar-
la otunır.
Üçüncüsü Türkiye'yi yöneten-
lere sesleniyorum. Açın bu Mee-
lisi bir an evvel. Türkiye'nin lü-
znmsuz faturalar ödemesine de
sebep olmayın.
Meciis karan olmadan Idmse
yurtdışına asker gönderemez. Biz
bu işe bulaşılmasıru istemiyoruz.
Uzun seneler sürecek bir husume-
te Türk ve Türk balkı maruz kal-
mamabdır. Türkiye'yi idare eden-
lerin Bau'da popoburite IHMIMIH.
sı ugruna bu olmamalıdır. BM,
Türkiye'yi asker göndermeye
mecbur etmez. Türkiye'nin Irak'-
la birinci derecede husumet duru-
muna sokulmasının da kimseye
yaran yoktur. Türkiye'nin savun-
ma bakanı veya sorumsuz Çanka-
ya'sı dışanya asker gönderemez.
Meclistir onun kaynağı."
Demirel, başka bir soru üzeri-
ne SSCB'nin Irak'ın arkasında
yer almamasım sevindirici buldu-
ğunu ifade ederek, "Eğer Irak'ın
arkasında yer alırsa o zaman bü-
yük güçler bizim bölgemizde kar-
şılaşmış olurdu. Benim sevincim
budur" dedi.
Demirel, ABD'nin hedefınin
belli olmadığını kaydederek,
"ABD pkaracağı savaşın hakkın-
dan bugünkü gücü ile gelemez. O
zaman ne olacak, hiç denenmemiş
silahiar, hiç denenmemiş usuller
denenecekür" diye konuştu. Bir
halkın topyekûn savaşın hedefi ol-
masından duydugu endişeleri di-
le getiren DYP lideri bir gazete-
cinin "Türkiye'nin şimdi aktif rol
oynamasım savaş sonrasında ma-
sa başında söz sahibi olabilmek
için yapügi yolunda yorumlar
var" anımsatması üzerine şunla-
n söyledi:
"Masa başında ne yapacak
Tiirkiye? Söz sahibi olup ae ya-
pacak? Nasıl söz sahibi olacak?
Yani Bush'u günaşın tetefonla
arayarak söz sahibi ohuıabffir mi?
Farz ediniz ki söz sahibi oldnnuz.
Savaş bitti, ondan sonra Irak'la
ve Arap fllemi ile beraber olma-
ya devam mı edeceksiniz? Bu be-
raberMti zeddeyecck birtalam na-
reketlere girerseniz, Mldyat'a pi-
rince giderken evdeki bnlgurdaa
olnrsunuz. Türkiye'yi yöaeteale-
ria bu hesabı yapmalan lazımdır.
Bizim mesdemiz başkalanmn me-
selelerind«n farkhdır. Bizim Kör-
fez'de bir petrol yrf«rımı» yoktur.
Biz sadece Birteşmiş MJUeder'hı
nizanuna uyarak birtakım yi-
kümlülükler üstlenebiliriz. Efea-
dim. zaran Kuveyt Emiri ödeye-
cektir. Bakahm yerine gelebflecek
mi adam? Bunlar hep deiteti kü-
çültenşeylerdir."
Demirel, "Acaba yönetkflerin
Türkrye'yi taahhüde soktnğu yo-
lunda bir bflgi mi aldımz?" sonı-
suna, "Endişcm ve kaygımdır.
Böyle bir şey olmamaa gerefiai
söylüyorum. Türidye Ueride öde-
yeceti bir ağır faturayi şindiden
yüklenmemelMir" karşılığıru ver-
di.
DYP lideri, "Özal-Bush tetefoa
görüşmelerinin açıklanmasım fa-
teyecek misiniz" sorusuna da şu
yanıtı verdi:
"Hayır, gerek görmüyorum.
Çünku Sayın Özal'ın görevi değfl-
dir, yetkisi de degildir herhaagi
bir taahhütte bulunmak. Sayıa
özal, kanun dışıdır, hukok dışj-
dır. yetki dışıdır. O yetkileri ha
Sayın Özal kullanmış, ha başka
birisi kullannuş. Esas sonunhı b«-
rada o yetkilerin Sayın özal tara-
fından knHanılmasına raa olaa
hükümettir. O da ha var ha yok."
CUMEYT ABCAYUBEK »anyor
Ha 1951 Ha 1990!
ANKARA — Körfez bunalımı-
nın parlamenter rejimi başkanlı-
ğa dönüştürme heveslerıne hız
verdiği yargısı, kulislerde gide-
rek canlılık kazanıyor. Çankaya,
önceleri iplerı elinde tutabilmek
için "gölgedeki başbakana" oy-
nuyordu. Kdrfez bunalımının
başkanlık sisteminin ne denli ya-
rariar sağladığı ya da sağlayaca-
ğına olan inancını artık pekiştir-
diği öne sürülüyor.
Körfezdeki askeri hareketlere,
diplomaside saatbaşı kişisel
davranışlarına bakarak TÖ'nün
—son basın soyleşisinde du-
yumsattığı— "hızlı karar alıp uy-
gulayacak bir mekanizmaya ge-
reksinikjiği" yotundaki sözleri bu
yargıları doğruluyor
Kuşkusuz "hızlı karar alacak
mekanizma" irdelemesi TBMM'-
de ve hükümette bulunan ana-
yasa) yetkilerin bir punduna ge-
tirilip tek adama —tabii TÖ'ye—
devredilmesi anlamına geliyor.
1987'den başlayarak Çanka-
ya'ya çıkabilmek için iki buçuk yıl
uyguladıgı aşamalı sindirme pla-
nını, şimdi başkanlık sistemini
yerleştirme amacıyla aynen kul-
lanıyor. Sonuçta bunalımlı dö-
nemlerin diktatörter çıkardığı yar-
gısı doğrulanıyor. TÛ, uzun va-
deli yarartanmızı güvenceye al-
mayı öngören, "atak, ama riskli"
politikayı bugünlerde uygulama-
ya hazırlanıyor. BM şemsiyesi al-
tında toplanacak Körfez'deki
güçlere Güvenlik Konseyi'nden
"tavsiye nitelığinde" bir karar
çıksa bile Türkiye'nin katılımının
söz konusu olduğu kamuoyuna
yavaş yavaş sindiriliyor. Miili Sa-
vunma Bakanı Giray dünkü de-
mecinde, BM karanyla "ABD'nin
öncülüğündeoluşturulan silahlı
güce katılmamızı mümkün" gö-
rüyor.
Şu andaki durum, "kendi he-
saplarımıza bağhymış." Bakanın
dediği hesaplar zaten biliniyor.
TÖ, çokuluslu güce katılmakta
"geciktiğimizi" düşünüyor. BM
kararını bekler bir davranış ser-
giliyor. Körfeze silahlı kuvvetle-
ri gondermeyi o kadar istiyor ki
"gecikmeden doğan hareketsiz-
likten" adeta hayıflanıyor.
BM Yasası'na uymayı 92.
maddenin engellemediğine ina-
nıyor. Aklından fikrinden Kore
savaşına katılarak edindiğimiz
"büyük" yarsırlar çıkmadığı için
1951'deki siyasal yöntemle/i bu-
gün örnek göstermeye hazirianı-
yor. 1924 Anayasası'ndaki sava-
şa girme, asker gönderme gibi
yetkilerin ancak Medis'ten çıka-
bileceği hükmüne karşın otarih-
te Menderes'in hükümet karany-
la 4.500 kişilik kuvveti Kore'ye
gönderdiğini TBMM'ye örnek
gösterme aşamasında bulunu-
yor.
BBC'ye, asker gönderebilmek
için f^eciis karanna gerekstnildi-
ğini dün söyierken, sorumluluğu
şimdilik paylaşmayı, bir yerde kp
politikada bugün ve ileride mal-
zeme olarak kullanmayı düşlü-
yor. Yoksa hükümet karanyla —
BM'den istek gelince— gerekti-
ği kadar asker veya deniz gücü
gönderebileceginden kaygılan-
mıyor.
Sabahki bu saptamalardan
sonra Akbulut, TÖ'nün kurduğu
tatbik planı dogruladı. "BM'den
asker gönderme karan çıkarsa
hükümet Meclisi toplamadan ge-
reken karan'' verecekti. İlk ba-
kışta yasal yöntemlerde Çanka-
ya ile başbakanlık arasında an-
laşmazlık çıkmış gibi izlenimler
alındı.
Oysa TÖ ile Akbulut'un sözleri
çelişmiyor, tersine birbirini ta-
mamlıyordu. TÖ, BM karan ol-
Tîirkiye için yeni. Japonya
5
dan~
gsneloksan güvencesiyie.
Doğa dostu
bir motorla.
* Şımcüden 19 sauş bayii,
22 yetkili servısıen oluşan servis agı
ve 5 yülık yedek parça stoğu
madan asker gönderebilmek için
Meciis kararının gereğine işaret
ediyordu. Akbulut ise anayasa-
nın 92. maddesinin BM karar
alırsa asker gönderme yetkisini
hükümete verdiğini, ona göre
davranılacağını açıklıyordu.
Tıpkı 1951'de Kore'ye asker
sevkinde Menderes'in Meclisi
dışlayarak hükümet karanyta ye-
tinmesi gibi. 1951 belki de
1990'da yinelenecekti. TÖ zaten
kendisini Menderes'e benzet-
mekten ve ona hayranlığını yine-
lemekten hiçbir zaman kaçtnma-
mıştı.
Bakan Giray, sözüm ona ka-
pıyı açık bırakıyor. Kararın belki
"bağlayıcı" olacağından söz
ederken, "tavsiye niteliğine"
uyacağımızı daha sonraki sozle-
riyie doğruluyor. Geçen hafta as-
ker gondermeyi "yüzde e)li, yüz-
de elli" diye sınıflandıran TÖ,
Körfez'de Hafız Esat'tan aşağı
kalacak değil ya! Bir iki firkateyn
gönderebilirmişiz, dünkü haber-
ler böyle. Herhalde Suriye'nin
dört bin askerinden daha asağı-
sı Türkiye'nin büyükiüğüyle bağ-
daşmaz. Üstelik "mukaddes
topraklan Türk askerinin savun-
duğu" propagandası yapılabiiir
ki, kaymaklı kadayıf.
Bu arada Batılıların kimi he-
sapları biraz düşündürüyor insa-
nı. Batılı kaynaklar ABD ordusu-
nun çölde adam başına günde
23 litre suya gereksindiğini ya-
zıyorlar. Zırhlı bir tugay giderse
Almanya'dan alınan Leopariar
mı yoksa İkinci Savaş'tan kalan
hababam tankları mı kullanıla-
cak? Türlü çeşit yeni sorular....
Körfez bunalımıyla kanşık son
seçim, ANAP içinde başka tür-
den göröşlerin üretilmesine yoJ
açiyor. Başkanlık sistemine ka-
dar uzanıyor. Akiı başında olan-
lar "son seçimlerde ANAP oyla-
rının donduğunu" soyieyerek
tehlikeye işaret ediyortar. Doğru-
dan söylenmiyor, ama savaş kri-
zi ve seçimin TÖ'nün tek adam-
lık yolunda ilerleyişine yeni ra-
mpalar hazırladığını öne sürü-
yorlar.
TÖ, şayet Akbulut'un büyük
kongreden sonra devamını isti-
yorsa Başbakan'ın istekli olduğu
kabine değişikliğine rıza göster-
meli, diyoıiar. Yeni hükümete yol
vermeyecek olursa TÖ, Akbu-
lut'un kongreden önce "yıpran-
masını istiyor" anlamı çıkacak.
Mesut Yılmaz'ı ya da Akbulut'u
yeğlemesi kendi çıkarına varaca-
ğı karara bağlı. Dediklerine gö-
re "Başkanlık sistemine adaylaf-
dan hangisi baştan sahip çıkar-
sa" TÖ, onun yanında ağıriığını
koyacak.
Belki de zamansız bir irdele-
me; hatta yakın gûnlerde ANAP
grubu da başkanlık sistemini is-
teyenlerle istemeyenler diye iki-
ye ayrılabilirmiş. Akbulut'un şu
anda zaten işleyen başkanlık
sistemine karşı çıkmayacagı var-
sayılıyor. Ama "yeterli" oimama-
sı aleyhine çalışıyor. Mesut Yıl-
maz kalıyor geriye. Ondan baş-
kan babalığa yeşil ışık yanarsa,
büyük kongre öncesi TÖ hesap-
larında yeni dalgalanmalar izle-
nebilir.
Böylece Körfez bunalımı gide-
rek sistem degişikliği arayışlann-
da önemli bir araca dönüşüyor.
Uluslararası bunalımı kendi he-
saplarına yontarak TÖ, parti için-
de, kamuoyunda, uluslararası
ilişkilerde tek adamhğın yeni yo(-
lannı açıyor.