22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLER 23 AĞUSTOS 1990 Celal Bayar anıldı • BURSA (Cumhuriyet Birosu) — Türkiye'nin 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, | ölümünün 4. yıldönümünde doğum yeri olan Gemlik'in Umurbey kasabasında mezan başında devlet töreni ile anıldı. Anma töreni sonrasında konuşan BayaıJ ın| kıa Nilüfer Gürsoy, idam edilen eski başbakanlardan Adnan Menderes ile birlikte Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın Imralı Adası'nda bulunan mezarlannın eylül ayında "ziyaret edilebilir bir yere" taşınacağını söyledi. Akbulut GAP gezisine katılmıyor • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Atatürk Barajı'nın gövde inşaatının bitirilmesi dolayısıyla GAP'a yapacağı geziye Başbakan Yıldınm Akbulut katümayacak. ANAP genel merkez yetkilileri, daha önce Akbulut'un Cumhurbaşkanı ile birlikte GAP gezisine çıkacağını bildirmişlerdi. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın 27-28 ağustos tarihlerindeki GAP gezisi sırasında Atatürk Barajı'nın gövde inşaatının bitirilmesi dolayısıyla tören . dOzenlenecek. Stockholm'deki Kululular • KULU (Cumhuriyet) — Stockholm'de yaşayan 6 bin Kululu göçmenin sorunlarının çözümü için Isveç'in başkenti Stockholm ile Konya'nın Kulu ilçesi belediyesi işbirliği yapacaklar. Bu amaçla 6 kişilik bir heyetle Kulu'ya gelen Stockholm Belediye Başkanı Mats Hult, burada iki gün kalarak çeşitli temaslarda bulundu. DUn aynca Kulu Belediyesi'nde konunun ele alındığı "Göçün Sosyal Siyasal ve Ekonomik Boyütlan" konulu bir panel duzenlendi. Açış konuşmalarım Stockholm Belediye Başkanı Mats Hult ile Kulu Belediye Başkanı Tayyar Budak'ın yaptığı panelde, tsveç'e göç üzerine araştırmalan bulunan gazetemizden Dr. Şahin Alpay ile A.Ü. SBF öğretim üyelerinden Halil Sanaslan ile lsveç Türk Dernekleri Federasyonu Başkanı Osman özkanat konuşmacı olarak katıldılar. Bir PKKTı öldtirüldti • SÖRT (Cumhuriyet) — Eruh'un Gülburnu köyüne girmek isteyen PKK'lılarla güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada bir terörist öldürüldü. Yetkililerden alınan bilgiye göre sayıları belirlenemeyen bir grup terörist önceki gece 22.00 sıralannda Gülburnu köyüne girmek istedi. Köydeki jandarma timi ve korucuların PKK'iılara karşı koyması üzerine catışma çıktı. RÖRFEZ KRİZİ...KÖKFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖ 'Türkiye'nin milyonlarca sivilin öldürüldüğü bir savaşınfaturasına ortak olmamasını' isteyen Demirel: İsraiPindurumuııa düşmeyeliırfANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel, Irak'ın Kuveyt'i iş- galiyle başlayan gerginliğin gide- rek bölgede kanlı bir silahlı catış- maya doğru tırmandığını belirtti ve "Türidye böyfc bir savaşta mil- yonlarca sivilin öldürüldüğü bir olayın içerisinde ve öldürme ola- yının yanında olursa Ortadogu'- da ikinci bir tsrail durumuna dii- şer. Tiirkiye böyle bir savaşın fa- tarasına ortak olmamalıdır" de- di. DYP Genel Başkanı Suleyman Demirel konuyla ilgili olarak dün parti genel merkezinde düzenledi- ği basın toplantısında şunları söyledi: "Bölgemizde neredeyM sOah patlamak üzere. Körfez'de nere- deysc diinya savaşa susamış du- rumda. Böyle zamanda TBMM tatildedir. Böyle şey olmaz. Mec- lis hangi giine lanmdır? Biz bu Medtsin açık kalmasuu isteriz, fa- kat yüzde 24lük iktidar partisi geMi, bonu kapattı. tşgal hiçbir şekilde kabol edi- lemez. Bu bir biiyiik olaydı, bu olayı çözelim derken daha büyük bir olay meydana geürmenin de anlamını sanıyorum ki sağduyu kabul etmeyecektir. Daha büyük bir olay meydana getinnek bura- da savaş çıkarmaktır. Körfez'de neredeyse diinya savaşa susamış göriinüyor. Ama dünyada pek çok akhselim sabibi insan var. Ne yapıyorsunuz diye elini şakağına koymuş düşünüyor. Iş işten gec- meden Körfez'de karşı karşıya gelmiş askeri güçlerin birbirine sakhrmasuu önleyecek banşçı ted- birlere motlaka ibbyac vardır. Ve BM Genel Sekreteri ABD'nin ar- kasında olamaz. Öniinde olur. Ve dünyada ber iki tarafın da soyle- digi sözü işittirebilecek hâla kim- seler vardır. Bunlar ne zaman la- zım? Savaş yapünız, savaş neyi halledecek? Açıkça söyleyelim, ABD'nin senaryosu nedir, ne yapmak isti- yor bilinmiyor. Getirdi oraya uçaklanm, gemilerini, askerlerini koydu, müttefiklerin kuvvetleri- Bİ koydu. Sonra Irak'ı haritadan mı siİmek istiyor? Haritadan si- linmiş ülke yok. Biz pekâli bu arabuluculak görevini yapabilir- dik. Sayın Özal neredeyse Bash'- un Türkiye'deki şubesi hahne gel- miş. Hani bölgede çok öoemli devlettik. ÖnemU oimamız bölge- de meydana gelebflecek bir ateşi önlemekle olurdu, önemimiz öy- le ortaya çıkardı. Yoksa burada olup bitenleri eksik, noksan Bush'a iletmekle ve Bush'tan il- tifatlar almakia önemli olunmaz. Oraya gönderilen ABD asker- leri hırslıdır. tldnci bir Vietnam'a kesinlikle ABD ran degildir. Vi- etnam'dan ABD maglup olarak çtknuşbr. Oradan maglnp olarak çıkmamak için her tiirtü savaş yÖDtemi denenecektir." Saddam'ın yapüklannı fevka- lade ayıp ve yanlış olarak nitele- yen Demirel, "tngfliaüeri, Ameri- kahlan orada rehin tntması gayri insanidir" dedi. Sivillere "doku- nutmasına" razı olunamayacağı- m bildiren Demirel, bunun oyu- nun kaidelerine de uymadığmı vurguladı. Demirel sözlerini söy- le sürdürdü: "Cereyan edecek bir savaşta Irak'ın sivil halkı ne şekilde rau- ameieye maruz kalacaknr? Bura- da Irak balkının maruz kalacagı muameleden fevkalade korkmak lazımdır. Bu, uzun seneler sure- Marmara Holding Anonim Şirketinden Tasarruf Sahiplerine Duyurudur Şirketimizin yıllık faiz ödemeli. % 60 briit sabit faizli I. lertip 2. seri tahvilleri 3.9.1990 tarihindcn iübarcn 10 iş günü süre ile satışa aracılık edecek Türkiye tş, Bankası A.Ş.'nin Celalbcy tşhanı No: 23/7 Bahçekapı/ISTANBUL adresindeki Menkul Kıymeüer Müdürlüğu'nde satışa sunulacakiır. Işbu tahvillerin halka arzı, Sermaye Piyasası Kurulu'nun 29.6.1990 tarih ve 55/M-3 sayılı iznine dayanmaktadır. Ancak bu izin tahvillerimizin veya ortaklığımızın Kuru) ya da kamuca (ckkcffülü anlamına gelmez. l.Ortaklığm, a) Ticaret Unvanı b) Merkez Adresi c) Esas Sermayesi Ödenmiş Sermayesi d) Faaliyet Konusu : Marmara Holding A.Ş. : Yıldız Posta Caddesi Yener Sokak No: 3/7 Beşiktaş/lstanbul :11.250.000.000.-TL :11.250.000.000.-TL : Sermaye şirketlerine işritak etmek, bu iştiraklcrin finansman yönetim ve yatınm faaliyetlerine yardımcı olmak c) Siircsi : Süresizdir. f) Tahvil ihracı dolayısı ile sağlanacak fon işüraklerimizin yatınm ve işlelme sermayesini karşılamak üzere kcndilcrine kredi olarak tahsis edilecekür. 2. Çıkarılacak tahvillerin; a) llibari kıymetleri tutan b) Tertibi ve Serisi c) Kupürler itiibariyle dağılımı KUPÜRfTL) 100.000 500.000 500.000.000 1.000.000.000 : 20.000.000.000.- TL :I. tertip2. • ADET 20.000 4.000 12 10 d) Satış süresi : 10 işgünüdür Başlangıç tarihi : 3.9.1990 Biüştarihi : 14.9.1990 seri TUTAR(TL) 2.000.000.000 2.000.000.000 6.000.000.000 10.000.000.000 e) Satış Fıyau : Çıkarılacak tahviller satış süresi içinde net kupon faiz oranı üzerinden iskonto edilcr günlük indirimlcrle satılacaktır. Tahvillerin kupürler iübariyle satış süresi içinde günlük Kupür Değeri 100.000 Satış Tarihi 1. Gün 98.946 2. Gün 99.062 3. Gün 99.179 4. Gün 99.296 5. Gün 99.413 6. Gün 99.530 7. Gün 99.647 8. Gün 99.765 9. Gün 99.882 10. Gün 100.000 TL 500.000 494.729 495.312 495.895 496.480 497.065 497.650 498.237 498.824 499.412 500.000 ; satış fıyatlan aşağıda verilmişür. 500.000.000 494.728.679 495.311.626 495.895.261 496.479.582 497.064.593 497.650.292 498.236.682 498.823.763 499.411.535 500.000.000 1.000.000.000 989.457.359 990.623.253 991.790.521 992.959.165 994.129.185 995.300.584 996.473.363 997.647.525 998.823.070 1.000.000.000 f) Tahvillerin satış yeri: Türkiye İş Bankası A.Ş. Menkul Kıymeüer Müdürlüğu BAHÇEKAPI/ISTANBUL g) Vadesi 2 yıldır. h) Tahvillerin tamamı hamiline yazılıdır. ı) Erken paraya çevirme taahhüdü yoktur. i) Tahvillerin anapara ve faizlerinin vadelerinde ödenmesi Türkiye tş Bankası A.Ş. tarafından "müştcrck borçlu ve müteselşil kefıl" sıfaiıyla garanti edilmistir. j) Tahvillerin ödeme planı Ödeme Tarihi Faiz 12.000.000.000 12.000.000.000 14.9.1991 14.9.1992 TOPLAM 24.000.000.000 k) Anapara ve faiz ödeme yeri : " . Anapara 20.000.000.000 Toplam (TL) 12.000.000.000 32.000.000.000 20.000.000.000 44.000.000.000 Türkiye tş Bankası A.Ş. Menkul Kıymeüer Müdürlüğu Bahçekapı/lstanbul 3. Diğcr Hususlar: a) Şirket'in 1989 hesap dönemine ilişkin mali tablo ve raporlan, deneüeme kuruluşu Arihur Anderscn Dcnctim A.Ş. tarafından dcncllenmiştir. b) Şartlı göriiş içcrcn deneüeme rapor özeti, izahnamcde yer almakladır. c) lzahname 3.8.1990 tarih ve 2580 sayılı T. Ticaret Sicili Gazetesı'nde yayımlanmıştır. d) lzahname Şirket merkezinde (Yıldız Posta Cad. Yencr Sok. No: 3/7 Beşikıaş Istanbul) vc Türkiye İş Bankası A.Ş. Menkul Kıymctlcr Müdürlüğu'nde halkın incclcmcsine açık tululmaktadır. cek bir yarayı burada açacaktır. Çiinkü savaş bâşladıktan sonra bu öylesine bir savaş olacaktır ki yeni çıkmış silahlan da denemek suretiyk ne sivil ne asker tanıya- caknr. Irak'ı haritadan siliyoruz diye bir durum meydana gelecek. Türkiye, böyle bir savaşta, mil- yonlarca sivilin öldürüldüğü bir olayın içerisinde ve bu öldürme olayının yanında olursa Ortado- ğo'da ikinci bir tsrail durnmuna düşer. Yani Türkiye'nin böyle hızlı koşması 'aferin, bravo' fa- dönmelidir. Kerdisinin ustüne dünyamn gehnesinin sebebini or- tadan kaldmnahdır. Bu sebep Ku- veyt işgalidir. İşgaii kaidırdığı yer- de mesele biter. Şartsız şurtsuz bunu yapmalıdır. Bunu yapma- masını bem kendisi hem ülkesi çok ağır bir şekilde ödeyecektir. Bununla da kalmayacak etrafı da agır ödeyecektir, yani bize kadar sıçrayacak fevkalade agır fatura- lar olacaktır. tkincisi, ABD banşçı yoDan mutlaka aramalıdır. Bugön temin Demirel "Bizim Körfez'de bir petrol çıkanmız yoktur. Biz sadece BM'nin nizam; uyarak birtakım yükümlülükler üstlenebiliriz" diye konuştu. DYP lideri ABD'nin çıkaracağı savaşın hakkmdan bugünkü gücüyle gelemeyeceğini, hiç denenmemiş silahlan deneyeceğini söyledi. lan demesi Türkiye'nin menfaat- lerini korumak anlamına gelmez. Türkiye böyle bir savaşın içinde olmamalı, ikincisi milyonlann öramü ile nHelenecek böyle bir sa- vaşın faturasına da ortak olma- malıdır. Bundan dogacak nefreti de Türkiye asıriarca silemez." Demirel, üç yen uyardığıru be- lirterek bunlan şöyle sıraladı: "Birincisi Saddam. Hem ken- disini, hem ülkesini, hem kendi milletini iahrip ertirmeye gidiyor. Kendi aklı yok mu, var, ama ba- sireti baglnnmış. Yol yakınken ettiği dünya birliğini yann temin etmekte müşkülat çekecektir. Ve aynca 1 railyon askeri bulunan çölde 10 sene savaşmış Irak'ı da karadan diz çökertebilroesi kolay bir iş degildir. Bu, 50 bin kişi ile olacak iş degildir. Haydi hedefleri ortadan kakhrdınız, bir milleti or- tadan kaldıramazsınız. Eger bir korkunç harp mekanizması ile ben bunu süerim diyorsanız siler- siniz, ama nen'cede elde edecegi- niz faydayla kaybedeceginiz zarar prestij dengelemesini iyi düşün- mek lazım. Öfke ile kalkan zarar- la otunır. Üçüncüsü Türkiye'yi yöneten- lere sesleniyorum. Açın bu Mee- lisi bir an evvel. Türkiye'nin lü- znmsuz faturalar ödemesine de sebep olmayın. Meciis karan olmadan Idmse yurtdışına asker gönderemez. Biz bu işe bulaşılmasıru istemiyoruz. Uzun seneler sürecek bir husume- te Türk ve Türk balkı maruz kal- mamabdır. Türkiye'yi idare eden- lerin Bau'da popoburite IHMIMIH. sı ugruna bu olmamalıdır. BM, Türkiye'yi asker göndermeye mecbur etmez. Türkiye'nin Irak'- la birinci derecede husumet duru- muna sokulmasının da kimseye yaran yoktur. Türkiye'nin savun- ma bakanı veya sorumsuz Çanka- ya'sı dışanya asker gönderemez. Meclistir onun kaynağı." Demirel, başka bir soru üzeri- ne SSCB'nin Irak'ın arkasında yer almamasım sevindirici buldu- ğunu ifade ederek, "Eğer Irak'ın arkasında yer alırsa o zaman bü- yük güçler bizim bölgemizde kar- şılaşmış olurdu. Benim sevincim budur" dedi. Demirel, ABD'nin hedefınin belli olmadığını kaydederek, "ABD pkaracağı savaşın hakkın- dan bugünkü gücü ile gelemez. O zaman ne olacak, hiç denenmemiş silahiar, hiç denenmemiş usuller denenecekür" diye konuştu. Bir halkın topyekûn savaşın hedefi ol- masından duydugu endişeleri di- le getiren DYP lideri bir gazete- cinin "Türkiye'nin şimdi aktif rol oynamasım savaş sonrasında ma- sa başında söz sahibi olabilmek için yapügi yolunda yorumlar var" anımsatması üzerine şunla- n söyledi: "Masa başında ne yapacak Tiirkiye? Söz sahibi olup ae ya- pacak? Nasıl söz sahibi olacak? Yani Bush'u günaşın tetefonla arayarak söz sahibi ohuıabffir mi? Farz ediniz ki söz sahibi oldnnuz. Savaş bitti, ondan sonra Irak'la ve Arap fllemi ile beraber olma- ya devam mı edeceksiniz? Bu be- raberMti zeddeyecck birtalam na- reketlere girerseniz, Mldyat'a pi- rince giderken evdeki bnlgurdaa olnrsunuz. Türkiye'yi yöaeteale- ria bu hesabı yapmalan lazımdır. Bizim mesdemiz başkalanmn me- selelerind«n farkhdır. Bizim Kör- fez'de bir petrol yrf«rımı» yoktur. Biz sadece Birteşmiş MJUeder'hı nizanuna uyarak birtakım yi- kümlülükler üstlenebiliriz. Efea- dim. zaran Kuveyt Emiri ödeye- cektir. Bakahm yerine gelebflecek mi adam? Bunlar hep deiteti kü- çültenşeylerdir." Demirel, "Acaba yönetkflerin Türkrye'yi taahhüde soktnğu yo- lunda bir bflgi mi aldımz?" sonı- suna, "Endişcm ve kaygımdır. Böyle bir şey olmamaa gerefiai söylüyorum. Türidye Ueride öde- yeceti bir ağır faturayi şindiden yüklenmemelMir" karşılığıru ver- di. DYP lideri, "Özal-Bush tetefoa görüşmelerinin açıklanmasım fa- teyecek misiniz" sorusuna da şu yanıtı verdi: "Hayır, gerek görmüyorum. Çünku Sayın Özal'ın görevi değfl- dir, yetkisi de degildir herhaagi bir taahhütte bulunmak. Sayıa özal, kanun dışıdır, hukok dışj- dır. yetki dışıdır. O yetkileri ha Sayın Özal kullanmış, ha başka birisi kullannuş. Esas sonunhı b«- rada o yetkilerin Sayın özal tara- fından knHanılmasına raa olaa hükümettir. O da ha var ha yok." CUMEYT ABCAYUBEK »anyor Ha 1951 Ha 1990! ANKARA — Körfez bunalımı- nın parlamenter rejimi başkanlı- ğa dönüştürme heveslerıne hız verdiği yargısı, kulislerde gide- rek canlılık kazanıyor. Çankaya, önceleri iplerı elinde tutabilmek için "gölgedeki başbakana" oy- nuyordu. Kdrfez bunalımının başkanlık sisteminin ne denli ya- rariar sağladığı ya da sağlayaca- ğına olan inancını artık pekiştir- diği öne sürülüyor. Körfezdeki askeri hareketlere, diplomaside saatbaşı kişisel davranışlarına bakarak TÖ'nün —son basın soyleşisinde du- yumsattığı— "hızlı karar alıp uy- gulayacak bir mekanizmaya ge- reksinikjiği" yotundaki sözleri bu yargıları doğruluyor Kuşkusuz "hızlı karar alacak mekanizma" irdelemesi TBMM'- de ve hükümette bulunan ana- yasa) yetkilerin bir punduna ge- tirilip tek adama —tabii TÖ'ye— devredilmesi anlamına geliyor. 1987'den başlayarak Çanka- ya'ya çıkabilmek için iki buçuk yıl uyguladıgı aşamalı sindirme pla- nını, şimdi başkanlık sistemini yerleştirme amacıyla aynen kul- lanıyor. Sonuçta bunalımlı dö- nemlerin diktatörter çıkardığı yar- gısı doğrulanıyor. TÛ, uzun va- deli yarartanmızı güvenceye al- mayı öngören, "atak, ama riskli" politikayı bugünlerde uygulama- ya hazırlanıyor. BM şemsiyesi al- tında toplanacak Körfez'deki güçlere Güvenlik Konseyi'nden "tavsiye nitelığinde" bir karar çıksa bile Türkiye'nin katılımının söz konusu olduğu kamuoyuna yavaş yavaş sindiriliyor. Miili Sa- vunma Bakanı Giray dünkü de- mecinde, BM karanyla "ABD'nin öncülüğündeoluşturulan silahlı güce katılmamızı mümkün" gö- rüyor. Şu andaki durum, "kendi he- saplarımıza bağhymış." Bakanın dediği hesaplar zaten biliniyor. TÖ, çokuluslu güce katılmakta "geciktiğimizi" düşünüyor. BM kararını bekler bir davranış ser- giliyor. Körfeze silahlı kuvvetle- ri gondermeyi o kadar istiyor ki "gecikmeden doğan hareketsiz- likten" adeta hayıflanıyor. BM Yasası'na uymayı 92. maddenin engellemediğine ina- nıyor. Aklından fikrinden Kore savaşına katılarak edindiğimiz "büyük" yarsırlar çıkmadığı için 1951'deki siyasal yöntemle/i bu- gün örnek göstermeye hazirianı- yor. 1924 Anayasası'ndaki sava- şa girme, asker gönderme gibi yetkilerin ancak Medis'ten çıka- bileceği hükmüne karşın otarih- te Menderes'in hükümet karany- la 4.500 kişilik kuvveti Kore'ye gönderdiğini TBMM'ye örnek gösterme aşamasında bulunu- yor. BBC'ye, asker gönderebilmek için f^eciis karanna gerekstnildi- ğini dün söyierken, sorumluluğu şimdilik paylaşmayı, bir yerde kp politikada bugün ve ileride mal- zeme olarak kullanmayı düşlü- yor. Yoksa hükümet karanyla — BM'den istek gelince— gerekti- ği kadar asker veya deniz gücü gönderebileceginden kaygılan- mıyor. Sabahki bu saptamalardan sonra Akbulut, TÖ'nün kurduğu tatbik planı dogruladı. "BM'den asker gönderme karan çıkarsa hükümet Meclisi toplamadan ge- reken karan'' verecekti. İlk ba- kışta yasal yöntemlerde Çanka- ya ile başbakanlık arasında an- laşmazlık çıkmış gibi izlenimler alındı. Oysa TÖ ile Akbulut'un sözleri çelişmiyor, tersine birbirini ta- mamlıyordu. TÖ, BM karan ol- Tîirkiye için yeni. Japonya 5 dan~ gsneloksan güvencesiyie. Doğa dostu bir motorla. * Şımcüden 19 sauş bayii, 22 yetkili servısıen oluşan servis agı ve 5 yülık yedek parça stoğu madan asker gönderebilmek için Meciis kararının gereğine işaret ediyordu. Akbulut ise anayasa- nın 92. maddesinin BM karar alırsa asker gönderme yetkisini hükümete verdiğini, ona göre davranılacağını açıklıyordu. Tıpkı 1951'de Kore'ye asker sevkinde Menderes'in Meclisi dışlayarak hükümet karanyta ye- tinmesi gibi. 1951 belki de 1990'da yinelenecekti. TÖ zaten kendisini Menderes'e benzet- mekten ve ona hayranlığını yine- lemekten hiçbir zaman kaçtnma- mıştı. Bakan Giray, sözüm ona ka- pıyı açık bırakıyor. Kararın belki "bağlayıcı" olacağından söz ederken, "tavsiye niteliğine" uyacağımızı daha sonraki sozle- riyie doğruluyor. Geçen hafta as- ker gondermeyi "yüzde e)li, yüz- de elli" diye sınıflandıran TÖ, Körfez'de Hafız Esat'tan aşağı kalacak değil ya! Bir iki firkateyn gönderebilirmişiz, dünkü haber- ler böyle. Herhalde Suriye'nin dört bin askerinden daha asağı- sı Türkiye'nin büyükiüğüyle bağ- daşmaz. Üstelik "mukaddes topraklan Türk askerinin savun- duğu" propagandası yapılabiiir ki, kaymaklı kadayıf. Bu arada Batılıların kimi he- sapları biraz düşündürüyor insa- nı. Batılı kaynaklar ABD ordusu- nun çölde adam başına günde 23 litre suya gereksindiğini ya- zıyorlar. Zırhlı bir tugay giderse Almanya'dan alınan Leopariar mı yoksa İkinci Savaş'tan kalan hababam tankları mı kullanıla- cak? Türlü çeşit yeni sorular.... Körfez bunalımıyla kanşık son seçim, ANAP içinde başka tür- den göröşlerin üretilmesine yoJ açiyor. Başkanlık sistemine ka- dar uzanıyor. Akiı başında olan- lar "son seçimlerde ANAP oyla- rının donduğunu" soyieyerek tehlikeye işaret ediyortar. Doğru- dan söylenmiyor, ama savaş kri- zi ve seçimin TÖ'nün tek adam- lık yolunda ilerleyişine yeni ra- mpalar hazırladığını öne sürü- yorlar. TÖ, şayet Akbulut'un büyük kongreden sonra devamını isti- yorsa Başbakan'ın istekli olduğu kabine değişikliğine rıza göster- meli, diyoıiar. Yeni hükümete yol vermeyecek olursa TÖ, Akbu- lut'un kongreden önce "yıpran- masını istiyor" anlamı çıkacak. Mesut Yılmaz'ı ya da Akbulut'u yeğlemesi kendi çıkarına varaca- ğı karara bağlı. Dediklerine gö- re "Başkanlık sistemine adaylaf- dan hangisi baştan sahip çıkar- sa" TÖ, onun yanında ağıriığını koyacak. Belki de zamansız bir irdele- me; hatta yakın gûnlerde ANAP grubu da başkanlık sistemini is- teyenlerle istemeyenler diye iki- ye ayrılabilirmiş. Akbulut'un şu anda zaten işleyen başkanlık sistemine karşı çıkmayacagı var- sayılıyor. Ama "yeterli" oimama- sı aleyhine çalışıyor. Mesut Yıl- maz kalıyor geriye. Ondan baş- kan babalığa yeşil ışık yanarsa, büyük kongre öncesi TÖ hesap- larında yeni dalgalanmalar izle- nebilir. Böylece Körfez bunalımı gide- rek sistem degişikliği arayışlann- da önemli bir araca dönüşüyor. Uluslararası bunalımı kendi he- saplarına yontarak TÖ, parti için- de, kamuoyunda, uluslararası ilişkilerde tek adamhğın yeni yo(- lannı açıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle