Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GORUŞLKK 23 AUUS1VS
Politik Yetke ve Kttltttr
Tarihin içinde, çağımıza kadar dunyada var olan hıçbir yetke ve
burokrasi, kültur olgusunu egemenliği aJtına alamamıştır. Kultıir,
yaratıcı, bilimsel, bağımsız ve ozgur bir duşunce ortamı ve yontemi
içinde var olan bir olgudur. Yetke, resmi, bağımlı, gudumlu bir
duşunce ortamı ve yontemi içinde varlığını ve kalımını surdurur.
METİN ERKSAN
"Kent devletı" aniamına gelen "polıs" dejımın
den tureme Grekçe bir sozcük olan "polıteıa" (po-
lıtıka) sözcuğunun anlamın; Eflatun, "Polnıkos"
(Pobtıkacı) ısımlı kıtabında şovle tammlar* "Boy-
nuzsuz ve kuyruksuz ıkı ayaklılan yönetme bılımı"
"Tarım-ekm" anlamına geien, Latınce "cultura"
deyımınden tureme bır sozcuk olan "kültur" söz-
cuğu, genelde şo>le tanımlanır "Tarıbın surekljlı-
ğı içinde bır toplumun, ulusun ve ulkenın tınsel (ma-
nevı) ve ozdeksel (maddı) tum varatışlanru, duşunce
ve duyuşlarım ıçeren ortaklaşa bır olgu." FNıetz-
sche, kulturu "Bır ulusun, bılım, sanat, felsefe, dıl,
etık (ahlak), estetık, tekruk vs tum yaratışlarda bır-
lıklı bır uslup oluşturması" dıye tanımlar
Yetke-kültur
Pobtık vetke (otorıte) ve kültur olgulannı bır ara-
da ve ayrımlı (farklı) tarumlarını ıçeren, vetkın bır
örnek vardır
Amenkan bağımsıziık sa\aşına ve devrırnıne
(1774-J781) Ingıltere karşıtı oiarak vaptığı olumlu
katkılardan öturu, Amenkan devrım tarıhındekı adı
"Bağımsızlığın Anası" (Mother of Independent)
olan ve kendı ulkesı Rusya'yı buyuk bır despot ola-
rak yoneten II Katerına'nın (1729-1796) unlu Fran-
sız filozofu ve poJıtıka yazarı Dıderot (1713-1784)
ıle de yakın duşunce ve akıl ıJıskılerı vardı Hatta
bır ara (1773-1774) Dıderot'yu Rusya'da, sarayında
konuk etmıştı Rus Imparatorıçesı II Katerına'nın
Dıderot'ya vazdığı bır mektup, polıtık yetke ve kul-
tıir ılışkılerının \e avnlığjnın çok vetkın bır orne-
ğıdır II Katerına mektubunda şo>le yazar "Sev-
gılı Dıderot, parlak aklınızın sıze esınledığı tum o
guzel duşunceferı buyuk bır beğenı ıle dınledım
Ama çok i) ı anladım kı o bu\ uk ılkelerınız ıie yal-
nız guzel kıtaplar yazjlır Fakat ıyı ışler yapılamaz
Tum reform tasarılarınızda ıkımızın ne kadar ayrı
konumlarda olduğumuzu unutuyorsunuz Sız kâ-
ğıt ustunde çalışı>orsunuz Kâğıt dumduzdur, kıv-
raktır, her yone katlarur Aklınızın, kalemınızın hıç-
bır esmtısıne karşı koymaz Ovsa ben, zavallı ımpa-
ratorıçe, ben ınsan derısı ustunde çalışıyorum O
derı>se kâğıttan çok başka turlu sınırlenen, gıdık-
lanan ve ustune kâğıda vazıldığı gıbı yazjlar yazı-
lamayan bır nesnedır'
Polıtık vetke olgusunun, ılgı, etkı, ıletışım, var-
lık ve oluşum alanını 'ınsan derısı", kültur olgu-
sunun ılgı, etkı, ıletışım, varlık \e oluşum alanını
"kâğjt" oiarak saptamak, olağanustu yetkınhk bo-
yutları olan sıradışı bır tanımlamadır
Ustelık bu tanımlama>ı yapan, polıtık yetke \e
kültur olgusunun bır kışılıkte ozumledığı bılınen
despot bır yönetıcı ve kulturlu bır ınsandır
Polıtık yetke, oluşum baslangıcı bellı, duşunce ya-
pısı ve boyutları sımrlı ve gudumlu, sure olçusu do-
nemsel, özyapısı tutucu ve durağan, nedensellığı öz-
nel olan somut bır olgudur
Kültur, oluşum baslangıcı, doğruluğu kanıtian-
mış her yenı belge, bılgı ve bulgu ıle değışebılen,
duşunce yapısı ve boyutları sınırsız \e ozgur, sure
ölçusu sonsuz, ozyapısı devrımcı ve devıngen ne-
denselljğj nesnel olan soyut bır olgudur
Polıtık yetkenın ozunde, doğasında, varlığında,
kalım (beka) ısteminde, ıç ve dış dınamıgınde, dı-
yalektığınde, kültur oluşturma ve uretme duşunce-
sı ve ışlevı yoktur
Kültur olgusunun özünun, doğasmın, varlığının,
kalımımn, ıç ve dış dınamıgırun, dıvalektığmın, tum
ışlevı, doğal ve devıtken bır ışleyış ıle kültur oluş-
turmak ve uretmektır
Bu nedenlerden ötıiru ozyapıları ayrı ve değışık
olan bu ıkı olgunun bırbırlerını özumlemelerı ola-
naksızdır
Polıtık yetke ve kültur olgulannı doğru olarak
algılayan ve ırdeleyen II Katenna'nın tersıne, Hıt-
ler, Nazı panısınm ve Alman kulturunun tüm ola-
nak ve geleneklen ıle Almanya'da, Mussolını faşıst
partısının ve ttalyan kulturunun tum olanak ve ge-
leneklen ıle Italya'da, Lenın, Stalın ve arkadaşları
komunıst partısının, Rus ve çok değışık kulturle-
rın tum olanak ve geleneklen ıle Sovyetler Bırlığı'n-
de, Mao komunıst partısının ve Çın kulturtınun tûm
olanak ve geleneklen ıle Çın'de, kultur olgusunu po-
lıtık yetkenın egemenlığı altına alarak, polıtık yet-
ke ve kultur olgusunu bır arada yonetme, tutma ve
oluşturma ışlevını yapabıleceklerını sanmışlar, fa-
kat sonunda yalnız kendı toplumlarının kulturune
ve dunya kulturune buyuk bır zarar vermekle kal-
mamışlar, bu olmaz ışı yuzlenne gozlerıne bulaş-
tırmışlardır
Egemenlik-bağımsızlık
Polıtık yetkenın doğasında egemenlık, kulturün
doğasında bağımsıziık vardır Polıtık yetke vasalar
ıle varlığını sıirdurıir Yasalar, kulturün varlığına za-
rar verır Polıtık yetke buyruk verır Kultur, öğre-
terek oluşturur
Çağımu içinde polıtık yetke olgusunu, burokra-
3i va da burokratlar demlen, ara sıra polıtık yetke-
nın buvruğunda olan, ara sıra polıtık yetkerun buy-
ruğunda olmayan, arada bır polıtık yetkeye bağımlı,
arada bır polıtık yetkeye bağımlı olmayan uçuncu
bır olgudan da ayrı duşunmeye olanak yoktur
Doğası geregj koşullan ve kurallan yönetım ve de-
netım olan polıtık yetke olgusu, kendı çağdaş var-
lığının ve anlamıntn nedensellığıne uygun olarak
bağımsız ve özgur kultur olgusunu, ara sıra buy-
ruğunda olan, ara sıra buynığunda olmayan burok-
rasi ya da burokratlar ıle ozdeşleşerek ırdelemekte
ve algılamaktadır
Polıtık yetke olgusu ve kultur olgusu arasındakı
ayrımın, kultur olgusu karşıtı en tehlıkeh yönu de
budur
Unlu toplumbılımcı R^ılhams, Cultureand So
cıety (Kultur ve Toplum) adlı kıtabında, kultur kav-
ramının çağdaş anlamını tanımlarken, polıtık yet-
ke olgusu ve kultur olgusu arasındakı aynmı ve kul-
tur olgusu karşıtı burokrasıyı de yetkın btr bıçım-
de açıklar R.Wıllıams şöyle yazar "Kültur, makı-
ne \e ekonomıye karşı ınsanın bırey olarak toplum
içinde kokleşmesı, ınsanın onemsız bır aygıt, ma-
kınenın bır parçası durumuna ındırgenmesıne kar-
şı yaşamsal bır dırenışı, bır başkaldırmasıdır Bır
anlama göre kultur, robotlar uygarlığında çağdaş
ınsanın bır ınanç evlemı, yabancılaşmaya karşı bır
kurtuluş yolu, eskı doğal dengelenn (msan-doğa,
ınsan-toplum) yenıden kurulması, nesnelleşen ın-
san karşısında oz anlatımdır Teknokrat ve burok-
ratların tehlıkesıne karşı ınsan kalmanın yoludur
Llusal bırlık, ınsanlığın saygınhğı ve ozgurluk ıçın
araçtır"
Başka unlu bır toplumbılımcı olan Max Weber
de özdeş konuda şunlan yazar "Oğretım sıstemı-
run temellerı konusundakı tum çağdaş tartışmala-
nn ardında yatan duyarlı nokta, (uzman kışı) ıle eskı
(kulturlu ınsan) arasındakı savaştır Hem kamu ke-
sımınde, hem özel kesımde tum yetke ılışkılerının
karşı konulmaz burokratıkleşmesı ve uzmanlasmış
bılgının her an artan onemı tarafından belırlenen
bu savaş, tum duyarlı kultur sorunlarını da ılgılen-
dırmektedır"
Ayrıca yetke dönemsel ve sureü, bürokrası temellı
ve suresız olduğu ıçın bu konum burokrasının gu-
vencesı olmakta ve bu nedenden oturu burokrası
kulture karşı yetkeden daha sert ve duyarsız dav-
ranmaktadır Yetkeyı seçımın, burokrasıyı atama-
nın belırlemesı, yetkenın kulture karşı esnek, bu-
rokrasırun katı davranmasırun baş nedenıdır Bu ko-
num, vetke ve burokrası arasında bırtakım surtıiş-
melere ve burokrasmın yetkeyı kulture karşı yanlış
davranışlara ıtmesıne neden olmaktadır
Yetke ve kultur arasındakı ılışkılerı ve uyuşmaz-
lığı ve bu uyuşmazlıkta yetkenın buynığundakı bu-
rokrasının kulture karşı kırıcı, yetkemn duyarlı dav-
ranışını, gene tanhsel bır örnek, vetkın bır bıçım-
de açıklar Napoleon Bonaparte hazıran 1810 tarı-
hınde lçışlerı Bakanı Savary'ye bır mektup yazmış-
tır Napoleon bu mektubunun bır yerınde şöyle der
"Yazarlara ve edebıyatçılara karşı ı>ı davranın. Ya-
zarlardan hoşlanmadığımı söyleyerek onları benden
uzaklastırdılar Bu sozler amaçlıdır Işım çok olma-
saydı, edebıyatçılar ıle daha yakından ılgılenırdım
Yazarlar yararü tnsanlardır Fransa'run onurunu yu-
celttıklen ıçın, onlara ayrımlı davranmak gerek
Bu zamana kadar tanımadığım bırçok ınsan bana
zararlı dıye anlatıldı Sonuçta bır bölumu yurtdışı-
na uzaklaştınldı, bır bolumu goz hapsıne alındı Bu
olaylar hakkında bana bır araştırma belgesı venl-
sın Anlatılan kotuluklenn tumune ınanmıyorum
O ınsanlardan bır daha soz edılmez oldu Şıradı bel-
kı de acı ıçındedırler'"
Kultur, yetke ve burokrası dışı bır olgudur Yet-
ke ve burokrası ıçı kultur oimaz Kultur kalıcı, yet-
ke ve burokrası geçıcıdır Kulturun gensınde ve ıle-
rısınde btnlerce yıllık bır bırıkım ve kalıtım, yetke
ve burokrasının arkasında ve onunde kaos (boşluk)
vardır Tarıhın içinde, çağımıza kadar dunyada var
olan hıçbir yetke ve burokrası, kultur olgusunu ege-
menlığı altına alamamıştır KüJtur, yaratıcı, bılım-
sel, bağımsız ve ozgur bır duşunce ortamı ve yön-
tenu içinde var olan bır olgudur Yetke, resmı, ba-
ğımlı, gudumlu bır duşunce ortamı ve yöntemı ıçm-
de varlığını ve kalımını surdurur Resmı ılkeler ve
ulkuler, bağımsız ve ozgur duşunce ve yaratma ıle
var olan kultur ıle bağdaşmaz Bır toplumun tarı-
hı ve çağdaş kultur bırıkımı, kahtımı ve duzeyı o
toplumun yaşama hakkı ve gucunu belırledığı gı-
bı, o toplumun uluslararası konumunu da saptar
Çağdaş polıtık yetke, tum dunyada "her alanda
egemenlık" ılkesını değıştırrmştır Çağdaş yetke tum
dunyada ödevlenru yetke dışı özel gınşım ve kurum-
lar ıle paylasmaktadır Turkıye'de egemen olan çağ-
daş polıtık yetke, Turk toplumunun temel sorunu-
nu, köklu ve hızlı bır ekonomık değışme ve gelış-
me ıle bırlıkte yurutulecek gene köklu ve hızlı bır
kulturel değışme ve gelışme olarak saptanmıştır
Ekonomık, toplumsal, teknolojık konularda, özel-
lıkle ekonomık konularda ödevlerım kendı yapısı
dışında oluşan özel gırışım ve kurumlar ıle payîaş-
maktadır Bu konumda çağdaş yetke hıçbir zaman
egemenlığı altına alamayacağı Turk kulturunun yet-
ke dışı buyuk varlığını ve erkını onamak zorunda-
dır Böyle bır onama, yetkenın zorunlu bır davra-
nışı ofmakla bırlıkte, bu davTanış kültur ve yetke
ılıskılennde, yetkenın sorumluluklarını da ortadan
kaldırmış olacaktır
Kültürun nıteliğı
Yetke ve kültur ılışkılen bundan vıllarca önce to-
talıter vonetımlerde uygulanan ve sonunda tum ça-
balara karşın başarılı sonuçlar vermeyen "meslek
bırlıklen" ıle yurutülemez Yetke, burokrası ve yetke
yakını çe\ reler ıle ışbırlığı vapılarak uygulanan bu
kültur polıtıkası, şımdı yok olmuş o yönetımlenn
var olduğu toplumların ulusal ve evrensel kulturu-
ne buyuk zararlar vermıjtır
Kulturün bağımsız ve özgür mtelığı hakkında çok
yetkın bır açıklamayı Saıt Faık yapmıştır Saıt Fa-
ık şövle dıyor "Bana kalırsa yazıcüık ışmde ınsa-
nın yazıları pek ahjm şahım olmasa da zaran yok
pek Elverır kı namuslu olalım Kalemımızı ne dev-
lete ne patrona ne de hatta mıllete (demagojı yap-
mayı, efkârı umumıye demlen mıkrobu kastederek
söyluyorum) satalım" (Yedıtepe 1/6/1954)
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Örsan Öymen İçin
"Insanoğlu lıder olup da 'tek adam'laşmaya başladı mı 'ekran'
demlen dev aynasındakı goruntusunu gerçek 'dev' olarak ka-
bullenmeye alıştı mı -hele hele bır de kulakları uyarılara, gözlerı
halkına kapalı bır tavır takındı mı- ışte o zaman 'fılm' umutsuz
bır sona yaklaşıyor demektır Ulkeler tarıhınde böylesı başrol oy-
nayanlann happy end'e rast/andığı pek görulmemıştır"
Örsan Oymen bu satırları 29 Ekım 1983 günü yazmış
Bazı gıdışlerı bazı tutumları bazı eylemlerı önceden görmek
o kadar zor olmuyor Bu tutumlar bu gıdışler, bu eylemler nere-
ye vanr, bunu yazanfarın soyleyenlerın sözlerıne kulak verılme-
dı mı kaçınılmaz sonuçla karşılaşılıyor
Bu satırlar Bay Turgut Ozal'ın 1983'tekı seçım kampanyasın-
dakı sözlerıne, tutumuna bakılarak yazılmış Genç gazetecı ar-
kadaşımız, özal'ın 'tek adam' olmak hırsını daha ıktıdar koltu-
ğuna oturmadan sezmış Belgesel bır değer taşıyan bu yazısın-
da bakın ne dıyor
"Şımdı Ozal ı secım kampanyasında ızlerken bu 'tek adam,
tek kaptan, tek şef özlemını partı içinde de uyguladığı kuşkula-
n belırgınleşıyor Ozal'ın yedegı yoktur, ıkıncı, üçuncu adamı da
Ana P" yerıne 'Ozal P esprısı boşuna yerleşmemış bellekler-
de Petek adlı otobusun kompüterlı televızyon ekranında ken-
dını seyrederken bır garıp oluyormuş lıder
1
51 santımetre kare-
lık ekran -daha doğrusu ekrandakı Ozal- buyuyor, büyüyormuş
âdeta '
Uç yıl oldu aramızdan ayrılalı 1987 temmuzunun sıcak bır gu-
nü yureğınde bır sancı, bır ağrı, bır tükenış Her kışının yaşamı
bır yerde noktalanır Onemlı olan bu noktanın zamanından ön-
ce konulmamasıdır Zamani Nedır bu zaman hangı gundür, han-
gı yıldır bılınmez' Orsan Oymen ın yaşamı 49 yıl surdu Haylı
dolu, haylı zengın, coskulu yararlı bır zaman parçası Mıllıyet
Yayınları'nda cıkan Orsan Öymen ve Polıtıka Kazanı'nda yer alan
yazıları okurken resım\ere bakarken yıtırdığımız ınsanın gerçek
onemı daha ıyı belınyor Gazetecı, yazar, TV'cı Örsan Koşe ya-
zarı, muhabır Orsan Dost arkadaş Orsan Kuçücuk yaşta be-
lırır kımı yetenekier Ortaokul lıse sıralarında başlar yazma coş-
kusu Kız kardesı Gulmen şöyle anlatıyor o ılk çıraklık yıllarını
"O yıllarda üçumuz bır dergı çıkarırdık Adı 'Öymen Kardeş-
ler'dı Lıse sonlarda olan ağabeyımızın onayak olması Sevım-
lı kuçuk bır dergıydı Ikı dosya kâğıdının üst üste konup ıkıye kat-
lanmasıyla oluşan sekız küçük sayfalık bır dergı Kapağının sol
koşesınde o zamanların gumuş bır lıraların koyup çızdığımız yu-
varl/ğın ıçınde, 'Okuması 5 kuruştur' yazardı İçinde her şey vardı
Başyazı Bunu ağabeyım yazardı Haberler Dunyadan, ulkeden,
mahalleden Kısa kısa
Ağabey Altan Oymen ıse kardesı ıçın şunlan söylüyor
' Orsan'ın başarılarından soz etmek sağlığındayken bana
ayıp gıbı ge/ırdı (nsan kardesı ıçın ovücü sozler soyler mı? Baş-
kaları soyler, ben de gızlı bır mutlulukla çok çok 'EVet, oyle' fa-
landerdım Şımdı tabıı soyleyebılıyorum Keşke hıç söylemesey-
dım '
Örsan Öymen'le on beş gun suren bır dış gezımız var 1961
temmuzurtda bes gazetecı Yugoslavya'ya gıttık Örsan, yırmı üç
yaşındaymış o zaman Ilk dış gezısı ımış Yaşının çok ustunde
bır olgunluğa sahıptı Dönuşte ızlenımlerını deneyımlı bır yaza-
rın ağırbaşlılığıyla yazdı Güzel anılar var o yolculukla ılgılı Dub-
rovnık'te, Zagrep'te Tıtovo Ujıtse'de Sonrakı yıllarda her kar-
şılaşmamızda o guzel gençlık gunlerını anımsardık Hıc akla gelır
mıydı daha ellısırte varmadan çekıp gıdeceğı
Oğlu da örsan öymen adını taşıyor Ikınct Orsan babasını ne
güzel tanımlamış
"Son derece ınsancıldı Dıyebılınm kı duşüncelerının dayanak-
landırılışları hep bu ınsancıllığı tarafından belırlenır, şekıllendı-
rılır, ınsancıllığından kaynaklanırdı O sağduyu dedığım şeyın al-
tında hep ınsancıllık yatardı Bu anlamda yazıları duygu ve coş-
ku doludur Kazancakıs'ın Zorbası gıbı sade bır ınsandı o"
Daha 1983'te, daha Ozal ıktıdara geçmeden nasıl da anlamıs
ANAP lıderının gerçek kışılığını' Kendını 'dev' aynasında go-
ren bır lıdenn sonunun da happy end'le bıtmeyecegınıi Ger-
çek yazar gerçek gazetecı olayların nereye varacağını çok çok
onceden gorebılendır Orsan Öymen gerçek bır gazetecıydı Sa-
yısı pek de çok olmayan gerçek bır gazetecı
Öğretmeııler
Turk öğretmeni, ulusal ve uluslararası haklannı arayarak
Eğitim-Iş Sendikası'nı kurmuştur inancındayım; başarıyla
çalışacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
TURAN ALTUNTAŞ Emekli Oğretmen
TÖS 27 Mayısçıların yaptığı 1961 Anayasa-
sı, sosyal hukuk devletınden yanaydı Tum ça-
iışanlara sendıka kurma hakkını tarıyordu
Memurlar, 624 sayılı vasaya davanarak sen
dıkalaşmaya başladıJar Öğretmenler de Turk-
ıye Öğretmenler Sendıkası'nı (TÖS)'u kurdu-
lar TÖS kurulduğunda, ağalarımızın kurulu
düzernnın ışledığı bır keyde öğretmenlık ya-
pıyordum Kente geüp TOS'e kaydoldum Pe-
kı. TÖS'le köylunun ne ılışkısı vardı Olmaz
olur mu
1
Eğıtım-öğretım TOS'un denetımıtıe
geçmış, köy çocuklan, kent okullarında oku-
maya baslamışlardı TÖS'lu koy öğretmenı
olarak çocuğunu kent okullanna yazdırmak
ısteyen köylu arkadaşlara yardıma oluyordum.
Köy çocuklan ortaokullara, sanat okullarına,
tıcaret lıselerıne kaydolup okuyorlardı Köy
çocuklarına TÖS'lu öğretmenier özel ders ve-
rıyorlar Sınıfta kalıp, vıl kaybetmemelennı
sağlıyorlardı Varsıl aıle çocuklarına paralı
ozel ders vermek, TÖS'lu oğretmen ıçın bır sı-
nıfın başka sosyal sınıflar uzennde, eğıtım yo-
lu ıle egemenlığını tesıs etmektı Ve sosyal suç
sayılırdı
624 sayılı memur sendıkacılığında, grev ve
toplu sözleşme hakkı yoktu Turkıye Öğret-
menler Sendıkası, yanı TOS "1969 genel uva-
rı boykotu" jle bu yasakçı durumu aşarak oğ-
retmenlerın ekonomık-sosyal ve ozlük sorun
larını dört gunluk boykot ıle dıle getırdıler
Öğretmenler, yurt çapında dort gun okulları-
na gıtmedıler Boykot, halk tarafından destek-
lendı Bır fınn ışçısı "Bundan sonra oyumu
TOS partısıne vereceğım" dıyordu.
TÖB-DER
12 Mart 1970 darbesı, duşunce ve örgutlen-
me ozgurluğunun uzerıne şal çektı 19^1 Ana
vasa'sıvla 1961 Anayasasfndakı "çalışanlar'
sozcuğunu çıkardılar, yenne "ışç 'er ve ışve-
renler sendıka kurma hakkına sahıptır' de-
dıler 12 Mart darbecılen, memurlara sendı-
ler Bınlerce TÖS'lu öğretmenı tutuklayıp ce-
zaevlenne koydular Suçları nevdı'' Koyluden,
fırın ışçısınden yana olmaktı Zengın çocuk-
larına paralı ders vermemektı Eğıtımde fır-
sat eşıtüğını savunmaktı
însanlann mutlu olmaian ıçın mücadele
vermek suç olamazdı Bu mücadele öğretmen-
lerın uzerıne mı düşmuştü
9
Hem de boynu-
muzun borcuydu 1971 Anayasası, demek kur-
maya mı ızın vermıştı TÖS'lu öğretmenler he-
men hafekete geçtı Turkıye Öğretmenler Der-
neğı'nı (TÖB-DER)'ı kurdular En yaygın bı-
çımde orgutlendıler "24 aralık Maraş katlıa-
mı"nı TOB-DER'lı öğretmenler protesto ettı-
ler Derslere gırmeyerek verılecek cezaya gö-
ğus gerdıler TÖB-DER'lı öğretmenlerı,
TCY'nın 236 maddesıne dayanarak cezalan-
dırdılar 657 sayılı Devlet Personel Yasası'nın
125 maddesıne göre ıdan cezalar verdıler Fa-
kat, Turk öğretmenı hak bıldığı yoldan
dönmedı
EĞİT-DER 12Eylulgeldı TOB-DER'lı öğ-
retmenler yıne cezalandınldı Mahkûm edılıp
meslekten atıldı Yaptıkları 1982 Anayasası ıle
öğretmenlerı orgutsüz bıraktılar Dernek kur-
malan bıle yasaklandı
1964'un TÖS'lu, 1971'm TOB-DER'lı öğret-
menlerı, 12 Eylul ve sonrasında emekli olmuş-
lardı Örgut deneyımı bulunan yorgun savaş-
çılar, yanı, emekli öğretmenler, oğretmen olup
da öğretmenlık yapmayanlar Eğıtımcıler Der-
neğı'nı (EĞlT-DER'ı) kurdular
EĞİTIM-IŞ SENDIKASI
Eğıt-Der çalışan genç meslektaşlannın eko-
nomık ve meslekı sorunlarını dıle getırerek on-
ları yalnız bırakmayıp arka çıktı Açık otu-
rumlar, semınerler, paneller duzenledıler Hu-
kuk burolan kurup oğretmenlerın sendıka
kurup-kuramayacağını araştırdılar lnceleme
sonucunda göruldu kı oğretmen sendıkacılı-
ka\ı çok gorduler "DernekJe yetının" dedı- |mı vasaklavan ıç hukukta tek bır madde yok
Ne 1982 Anayasası'nda, ne de 657 Devlet Per-
sonel Yasasında, memurların sendıka kurma-
sını, kurulan sendıkaya uye olmasını yasak-
layan madde var' Okuyup öğrendığımıze gö-
re, 1982 Anayasası'nın taslağında, memurla-
rın sendıkalara uye olmaian yasaklanmışken
Mıllı Guvenlık Konseyı dunya kamuoyunu du-
şunerek tasandan bu yasağı çıkarmış 1982
Anayasası'mn 51 maddesı "Işçıler ve ışveren-
ler önceden ızın almaksızın sendıka kurma
hakkına sahıptırler" bıçımdınde düzenlenmış
Yalnız, memurlar sendıka kuramazlar denme-
mıştır Bu, "hukuksal boşluk"tur Belkı de ele-
gune karşı, boyle bır yasaklayıcı madde ko-
nulamamıştır Özet olarak ulusal hukukumuz-
da, memurlara sendıka kurma, uye olma hak-
kını tanıyan, yasaklayan hıçbir yasal kural
yoktur Bır behrsızlık, bır hukuksal boşluk
vardır Böyle durumlarda, yasa bıreyın yara-
rına yorumlanır.
Sonra ulusal hukuku bağlayan uluslarara-
sı hukuk var 1954 yılında ımza koyduğumuz
"Insan Haklan Avrupa Sözleşmesı"nı Turkı-
ye Cumhurıyetı De\letı olarak yok sayama-
yız. Avrupa Sözleşmesı'run 11 maddesı, çalı-
şan herkese sendıka kurma, uye olma hakkı-
nı tammaktadır Imza edıp onayladığımız
Uluslararası Sözleşmenın bır dığen de "Ulus-
lararası Çalışma örgutu" yanı, ILO'dur Tur-
kıye ILO uyesı bır devlettır ILO SözJesmesıne
göre kamu görevlılerı ve de öğretmenler sen-
dıka uyesı olmak zorundadır
Tum bu uluslararası sözleşmeler, Mıllı Eğı-
tım Bakanı Sayın Avnı Akyol'a hatırlatılmış,
verdığı yanıt "Turkıye sömürge değıl, ILO ka-
nunu burada uygulanmaz. " demış. Altına ım-
za kovduğun kanuna, sozleşmeye uymak zo-
rundasın Turkıve sömurge ulkesı olmadığı ka-
dar aşıret devletı de değıldır Mustafa KemaTın.
devletı, ınsan haklarına onu düzenleyen yasa-
lara saygılı ınsanlar topluluğudur Yasalara uy-
mayanlar, Turk yargıçları önunde hesap ver-
meye çağnlır Ulusal ıç hukuk yollan tukenırse
"Insan Haklan Komısyonu"na başvunılur.
Bır hakkın ucunun bırakılacağı samlmasın
Türk öğretmenı, ulusal ve uluslararası hakla-
nnı arayarak EĞÎTİM-JŞ SENDfKASI'nı kur-
muştur inancındayım, başarıyla çalışacaktır.
Bundan kimsenin kuşkusu olmasın
GALERİ^ATÖLYE PERA 146 97 38-132 64 26
^ ^ ^ g ü l ç i n a k s o y
— s c d a t b a l k ı r
T^J h a l i m ç c l i k e r
\ i ^ t a n j u d e m i r c i
h a l u k g e d i k
J ^ ^ b a h a r k o c a m a n
p M j s e n a y o n a l
n u r c a n p c r d a h ç ı
Y ^ k a d i r r e i s l i
LgU i 1 h a n ş e n
^ ^ 20.8 - 10.9. 1 9 9 0
DERIMOD KULTUR MERKEZI
Sah jO a Bevk,, des er Du at Kozl tesme
f $ T
A \ 3 u 582 84 30
•& NICKY BOULLIER "
O£ Sızı sevımh dostlarıyla
^ l , / tanışmaya çagınyor
—i 23 Ağustos-22 Eylul
^ C AçılışMjtg Ke ^ Fe sar Aç lıs 18 30
V _ / Kalsmıç Fener CaO 43 3 346 29 91 •
A
H İ I ! ' * ° T c y Q ü M A T R A I F R I Q I «•'"ioto>°^""
j,faG«ı.-v.ı ı en uflnAi uALcnıoı 5»,..«jzdog
an
tuMu Mundog u Musfafo A o
**??£,?<£ Resim ve H e y k e l ?e"°f *;SS7
r
C ho 5 r k Avto; Ka
Tur|Jt A oV" 17AÖUStos 7EyK)l1990 f^ı*Kmakoz
Sui yeCtmen SohCojU"
AdnonVcrnca Po*a hor ç II 19 F
uöt Aca'ogJu
Neef Mel - Ds^m Rahm Alıs^'-gur
r
r o j e D . ^ m Koyuluboston Sok 44 2 Nısontas ' kiel Ozen
0^r"oeU< T e l U 7 0 8
" 14^97 56 siı'îc'lr'b 2
EXCLUSIVE
S A N A T M E R K E Z I
SEÇKIN SANAT
YAPITLARI
SUREKLI SERGİSİ
Bıgıljı cat) 389 1
Susdıye ISujdıye 1$ Bınkası uslul
Tel 363 75 94
, m m
Sergı
Duyurulannız Içm
146 97 38
132 64 26
Korfez Sorunu Asken Yoldan Çözulemez
SAVAŞ ISTEMIYORUZ
* TDKP Genel Sdcıctm Haydar Kutlu ıie soylep
Partı şu sıra toparianma donam yaşıyor "
* Sos> ahstlenn bırlığı ve paıtıUlcşmesı zorunluluk olmu^tur
/ Afcın Dırdal
* Program ur.ışması b«;Udcen ' Zulfu Dicleli
* Kunüuj donemuun otcllılclen / Abdurrahman AUIa)
* Ban; (evrc dayar.Lşnn / OkL«v Ekıncl
* Çahşmak ıçın koca ıznı ulemıyoruz / Sevgf Y«ZKI
* Borsada nelcr oluyor 1 Teki Gczgln
]*ıcme Adrcs:: l*cykhdnc Stdt. -İ4/1 Suiunahmcı /f-S t"
Tel: 516 97 6S.W> / 516 04 34
Abone K'işulUn: 6 Aylık: Yun ı<;ı 25 Vuıtdısı 3(1 DM
1 Yıllık: Yun içı 50 Yundışı «)JJ.\I
Ranka hcsap Su Hj^:n Ydym SJH Tıc A Ş
1 ürid.vc !j Bdilij*: I jrV Ş* itnA'.nr,
28 27 AĞUSTOS21 00 de HAfiBiy EMUHSIN ERTUĞRUL TIMTROSUNDA
CEM KARACA
UĞUR DİKMEN
CAHİT BERKAY
YIYİN EFENDILER KAHYA YAHYA
26 AĞUSTOS PAZAR SAAT:20.00
HARBİYE AÇIKHAVA TİYATROSU
Biletler
Vakkorama Taksım 151 15 71 VakKorama Suad ye 360 90 90
Dunya Sıneması 149 93 61 Bakırkoy Karya 542 11 ^2
Kadıkoy Moda 337 01 28-Kartal Beledıye S n
Tel: 354 73 63
PENCERE
'Yüzyıl' Dergisi
Masamın ustunde bır dergının ıkı sayısı duruyor Dergı hafta
lık Adı "Yuzyır Fryatı 3 bın lıra Bırınct sayısının kapağında Doğu
Pennçek'ın resmı var, bır de kocaman mavı harflerle bır yazı
"Zıncıriı Humyetı "
ikıncı sayının kapağı da ılgınç ABD Cumhurbaşkanı Bush'un
resmı önunde daha küçük boyutta Turgut Özal görünuyor, sarı
harflerle şu yazı goze çarpıyor
"Ozal Go Homei "
Dergının sayfaları esmer gazete kâğıdından, baskısı ahım şa-
hım değıl, ıçındekı yazıların kımını beğendım, kımını beğenme-
dım, ama dıyorum kı
Bu dergıyı atınız*
Çunkü bu dergının yaşaması ıçın katkıda bulunmak, bır de-
mokratık goreve dönuştû.
Nıçın''
•
Türkıye'de demokrası değıl "kararname reıımı" yürürfüktedır
Basın özgurlûğu yok "SSkaramamelen"nın verdığı yetk/vfe lçış-
lerı Bafcam gazete, dergı, matbaa kapatıyor, geçenlerde "2000'e
Doğu" dergısı kapatıldı, başyazarı Doğu Perınçek de tutuklan-
dı
2000'e Doğru dergısının çalışanlan, bu kez bır araya gelerek
"Yüzyıl"\ çıkardılar
Ister aynı fıkırde olun, ıster olmayın, eğer demokratsanız bu
özgürlük savaşımına bır el vermenız gerekıyor Ne soylerlerse
söylesınler Yuzyıtcılar, ne yazarlarsa yazsınlar, beğenmesen de
beğensen de fark etmez, Türkıye'nın bugünkü ortamında "ka-
rarname rey/m/"ne karşıysan görevını yerıne getıreceksın Düşürv
celerınden öturu însanlann tutuklanmasına karşıysan, anlatım
özgürluğünu savunuyorsan, kendı kendınle tutarlı olmak ıçın ya-
pacağın ış bellıdır
*
Olayın bır başka yönü daha var
Babıâlı'de "koku dışanda sermaye tekelcıkğt" günden güne bas-
tırıyor Pıyasadakı dergılere bakıyorum çoğu bır holdıngın yan
ürünü, teknolojının son olanaklarından yararlanmış, kuşe kâğı-
da basılmış, sayfalarını açarken gıcırdıyor mıs gıbı kokuyor, yü-
zunüze güller dıyor her yaprak, ama ne yaz/yor, ne söylüyor, neyı
savunuyor, anlattığı ne? Pekı, holdıng basını dışında dergı yok
mu? Kıyıda koşede bırkaç tane bulabılırsınız, ama dağıtımı oy-
lesıne kısıtlıdır kı nereden elınıze geçecek?
2000'e Doğru dergısı, holdıng basını dışındakı sayılı bırkaç der-
gıden bınydı
Onu da lçışlerı Bakanı kapattı
Sıyasal özgürluğun bütunleyıcısı ve temelı olan ekonomık öz-
gurluk, Turkıye'de gün geçtıkçe sıfıra ındırgenıyor Eğer bır ül-
kede basın hofdıngleşmışse, yabancı sermayenın tekelcılığı ga-
zetelerın başında Demokles'ın kılıcı gıbı sallanıyorsa, yazık o ül-
kenın yurttaşına'
Basında yerlı-yabancı tekelcılığe karşı savaşım da her demok-
ratın görevıdır
*
Insan gıbı nasıl yaşanır?
Luks arabalarda dolaşmak, pahalı lokantalarda yemek, Ame-
nkan Doları üzerınden sınıflanmış otellerde yan gelmek, son mo-
dayı ızlemek lyıdır güzeldır de adam olmaya yetmez Uygar kışı
numarasına yatmakla uygar olunmaz Dunyanın her köşesıne
serpılmış büyük kentlerde zengınler ıçın bu ortam yaratılmıştır.
Hotantolu, Patagonyalı, sıyah, beyaz, sarı, herkes cebınde pa-
rası varsa Batı'nın cıcı yaşamını surdürebılıyor, ama Batılı ola-
mıyor, adam olamıyor, "cüdam" oluyor
Yaşadığın ülkede özgurlükler çığnenıyorsa, adaletsızlık gırt-
lağa tırmanmıssa. çırkef dızboyuysa, ınsanlaşmak çokgüçtur
Çünkü ınsan gıbı yaşamanın bır bedelı var kı ödemek güçtur
Ozgurluğün faturas.nı onüne koyduklarında yan çızersen ayna-
ya baktığında görduğûn suretın ınsanlığı kuşkuludur
Bır yazar ıçın kendı yazdıklan önemlı değıldır, başkasının ya-
^amadıklan onemlıdır, hapıshanesınde bır tek fıkır suçlusunun
bulunduğu ülkede yaşayan yazar kendısını özgür sanıyorsa vah
halıne
1
.
KENAN
ESKİ
Seni
unutmayacağız.
BEŞtKTAŞT^IV
ARKADAŞLARIADEVA
ALİDOCAN
RECEPTIONISTS
Receptonısts wıll be employed at
VIP floors of Yapı Kredı Piaza
Candıdates must have a unıversıty degree
and fluent Englısh Expenence ıs an asset.
Pleasecall 180 11 111111
YAP/^CKREDi
ACI KAYIP
Hatıce Tolgay ve merhum Bajöğretmen Yumnü
Tolgay'ın sevgılı evladı, Salıh ve Şukran Türkmen'ın
sevgılı damadı, Mnhat, Fuat ve Sedat Tolgay'ın bıncık
kardesı, Perıhan, Nenman ve Ender Tolgay'ın kıymetlı
ka>ınbıraden, Ayşen, Ayten ve T\ırgut'un değerlı
enıştelerı, Tımur, Murat, Hakan, Aü ve Levent Tolgay,
Ayşe, Bahrı Sancar'ın de|erlı amcası, Denız ve
Emre'nın buyukamcası, Gülşen ıle Tayfur, Sıbel ıle
Engin'ın bıricık babası, Guner Tolgay'ın hayat
arkadaşı, can yoldaşı, kalplerde yerı doldurulmaz
U Hastalıkları Uzmani
Dn V. KERİM Y TOLGAFı
kaybettık
Acımız sonsuzdur AZJZ Naaşı, 23 Ağustos perşembe
günu Maltepe Camu'nde kılmacak Öğle namazından
sonra Cebecı Asrı Mezarlığı'nda toprafa verılecektir.
Akraba ve Dostlara duyurulur.
AİLESÎ
GORULMUŞTUR
tlhan Selçuk
6 bası 5000 lıra (KDV ıçınde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı
Cad 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
Say kıtap Pazarlama (Gurel
Uğurlu)'ya an 47- 532918
No lu ıhrataı belgemı
yıtırdım Hukumsuzdur
GÜREL UĞURLU
Kımlığımı ve pasaportumu
kaybetüm Hukumsüzdür
ChMÎLETEPE
OZEL BORA
SURÜCÜ KURSU
LÜTFEN, bana uzak-
pahalı demeyın.
DERSANEMtZl ve
pıstlerımızı görün.
KARARIN1Z1 ona göre
venn.
343 67 82
361 81 63
Tarafeya: 162 08 18