23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 AĞUSTOS 1990 • • • • HABERLEREV DEVAMI CUMHURİYET/17 KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZt... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... RÖI Türkiye Askeri Önleme Taraf Olmasın! (Baştarafı 1. Sayfada) yol açacağı konusunu anlamalannı umanm." ABD'nin eski dışişleri bakanlarmdan Kis- singer, "Eğer ABD ekonomik önlemlerden kesin sonuç alınmayacağını görebiliyorsa, o zaman derhal Irak'ın tüm askeri yeteneğini or- tadan kaldırmayı amaçlayan cerrahi bır mü- dahaleyi göze almalıdır" diyor. Bu açıklamalar sıcak savaşın hızla yaklaş- tığına işaret ediyor; tümü de karamsarlık ve- rici. Bu arada ABD, bır yandan Körfez'dekı as- keri yığınağını guçlendirmeye devam eder- ken, öte yandan Bırleşmış Mılletler'i devre- ye sokma çabasında. Washıngton, Güven- lik Konseyi'nden çıkacak ek önlemlerle -ve sınırlı güç kullanım hakkıyla- ekonomik am- bargoyu daha etkili kılacağını düşünüyor. Bütün bunlara bakınca, tabıi akla hemen takılan soruların başında, "Türkiye ne yapa- cak?" sorusu geliyor. Türkiye bugün üzerine düşeni fazlasıyla yerine getırmektedir. Irak'a yönelık ekono- mik ambargonun kilit ülkesi olarak, bu nok- tada durmayı bilmelidir Türkiye. Saldırıya uğ- ramadıkça, Körfez'i ve Arap dünyasını he- def alan bır askeri güce veya harekete şu ya da bu biçımde katılmaktan kesinlikle uzak durmalıdır. Birleşmiş Milletler bu konuda bir karar al- sa bile bu böyle olmalıdır. BM Güvenlik Kon- seyı'nın askeri yaptırımlar öngören bir kararı benımsemesi durumunda bile, Türkiye'nin bu karara katılması gerekmez. Bunun, ulu- sal çıkarlara da dayalı birçok makul gerek- çesi vardır. Türkiye, kendi komşusu olan bır Arap ül- kesıne yönelik bir askeri hareketin içınde şu ya da bu biçımde yer alırsa, hem kendısını bir maceranın eşiğıne getirir hem de tüm Arap dünyasıyia ilişkilerıni çok uzun yıllar sü- rebilecek bir olumsuzluk ıçine atmış olur. Bır Amerika, bir İngiltere, büyük guç otmanın verdiği olanaklarla, ilişkilerıni bızden çok da- ha çabuk duzeltebılirler, ama aynı durum bi- zim ıçin kolay olmaz. Aynı zamanda büyük devletlerin belleği- nın hayli zayıf otduğu göz ardı edilmesın! Bu- gün sırtın sıvazlanır, yarın unutulursun! Türkiye, hep çantada keklik bir ülke görün- tüsü vermekten özenle kaçınmalıdır. Başkan Carter dönemınin Ulusal Güven- lik Danışmanı Brzezinski, geçen gün bir Amerikan televızyon ıstasyonuna verdığı de- meçte şöyle diyordu. "ABD'nin uluslararası camıanın önune fır- lamış olması dolayısıyla bıraz endişeliyim. Başkan 'ın kendı retonğının kurbanı olmasın- dan kaygı duyuyorum... Eğermızrakbaşıbız olursak, Ortadoğu'da doğacak sonuçlar, ya- şamsal çıkartanmızın aleyhine olur." Işte bu nedenledır kı VVashington, herke- sı bırlikte sürüklemek ıstıyor, mızrakbaşı olup Arap dünyasını karşısına almak istemıyor. Kendi açısmdan haklı. Ama bunun gıbi, Türkiye de komşusu dan bir Arap ülkesine karşı bır askeri harekete karışıp, Arap kamuoyunu kendı aleyhine çe- vırmekten kaçınmalıdır. Onun için Türkiye, sımgesel de olsa, BM karar da alsa, askeri önlemden uzak kal- malıdır. Çankaya Köşkü'yle ANAP iktidarında esen havanın bundan farklı olduğunu görü- yoruz. Simgesel de olsa böyle bır jest büyük hata olur. Sağduyunun ağır basmasını dilerız. Irctk'ın Ankara Büyükelçisi' ABD, Kürt kartmı oynuyor Fnönü, Körfez için oluşturulacak ordunun dışında kalınmasını istedi 'Savaşa gîrîyoruz havalarıyanlış' ANKARA (Cumhuriyet Buro- so) — SHP Genel Başkanı Erdal lnönü, "BM karar almadan ace- le edilmemesini" ısterken, Genel Sekreter Deniz Baykal Körfez için oluşturulacak orduya asker veril- mesı için mutlaka TBMM'nin ka- rarının gerektiğini söyledı. SHP Genel Başkanı Erdal lnö- nü, BM tarafından Körfez buna- lımı nedenıyle bir ordu oluşturul- ması halinde Tiırkiye'nin bunun dışında kalması yolundaki göruş- lerini yinelerken, "Aynca ac«le etmememiz gerek. BM daha ka- rar almadı" dedi. Inönu Cumhuri>et'in konuya ilişkin sorusunu şöyle yanıtladı: "Acele etmeye gerek yok. Za- ten BM bu konuda bir karar da almadı. Alsa bile bizim \ermemiz yanbş olur. Karar alınıvor, hemen savaşa giriyoruz havalan yannş. Savaş yapmadan çozmek gere- kir." SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal da Körfez bunalımı nede- niyle BM tarafından oluşturula- bilecek bir orduya Türkiye'nin katılmasıru doğru bulmadıklannı, ancak buraya asker venlmesi için de "mutlaka TBMM karan ge- rektigini" söyledi. Baykal, konuya ılışkın dun Cumhunyet'in sorulanru yanıtlar- ken, "Temd olan şudur; bertıaııgi bir saldın olmadao bir askeri ha- rekâta girişmek için TBMM'nin karar alraası gerekir" dedı. Bay- kal, TBMM tarafından huküme- te verilen yetkmin de "Ancak bir saldın halinde kuUanıiabilecegi- ne" dıkkat çekerken, "Cumhnr- baskanı ancak \e ancak bir leca- vuz halinde ve TBMM açık degil- se TBMM karanna gerek duyul- madan karşılık verilmesini emre- debüir" göruşunü ortaya koydu. Baykal, BM kararlarının da "zor- lavıcı ve bağlayıcı" olmadığına değinırken, "BM bir karar alabi- lir, ama bu kooudaki katkıda uye- leri zorlayıcı bir karar varsa bu kez iç hukuk işleyecektir. Bu ne- denle yetkili organlar ve TBMM mutlaka toplanmalıdır" dedi. VEFAT Merhum Erzurum Milletvekili Raif Dinç'in eşi ve İz ailelerinin değerli -^ '\&-. büyüğü BEHEV DİNÇ hanımefendi vefat etmiştir. Cenazesi 23 Ağustos Perşembe günü ikindi namazından sonra Kanlıca Camii'nden kaldırılacaktır. Evlatları Nebile, Halim, Ayşe, Iffet Dinç YASEMİN ÇONGAR ANKARA — Irak'ın Ankara Buyukelçısı Tank Abdttl Cabbar Cevat, ABD'nin bolgedeki Kurt- lerle yakından ılgılendığine dikkat çekerek "Ellerindeki tum kartla- rı oynuyorlar. Şimdi de Kürt kar- tmı oynamak istiyoriar. Irak için bir sorun yok. Çünku Kiırtler Araplarla omuz omuza savaşma- ya hazırlar. Ama bu Türkiye için elbette zarariı olabilir" dedı. Bu- yükelçı Cevat oncekı gun Cum- hurbaşkanı Özal tarafından ken- disine iletilen mesajın "tehdit" içermediğini ve yanıtının kısa za- man içinde verıleceğim belirterek "Irak yönetimi ve ozellikle Sad- dam Hüseyin'in Sayın Özal'a ve Turk halkına btıyuk saygısı var. Türkiye ile ilişkilere öncelikli önem atfediyonız" diye konuştu. Irak'ın Ankara Büyükelçisi Ce- vat, Cumhuriyet'in Körfez kriziyle ılgılı son gelişmeler konusundaki sorularını şöyle yanıtladı: — Bir dergide, ABD Büyükel- çisi Abramovtitz'in Kürt lideri Barzani ile gönistuğunu size açık- ladığını soylediğiniz yazıldı. Bu demeç doğru rau? CEVAT — Hayır. Barzani ile göruştuğunu söylemedim. ABD Büyükelçisi, Ankara'daki Israil maslahatgüzan ile birlikte Kurt kamplannı zıyaret etti. Mardin- deki Iraklı Kürt sığınmacılarla gö- ruştü. Bana bu konuda sorular sordu. Bir Amerikalı bu kampla- rı neden ziyaret etsın ki? Bunun arkasında bir şeyler var. Siz de an- lıyorsunuz. — Bu kamp ziyaretlerine sizin tepkiniz ne oldu? CEVAT — Biz, Abramovvitz'in neden kamplan ziyaret ettiğini an- lıyoruz. tnsanal ve insancü olma- yan nedenleri var. Göruşumü sor- du. Türkiye yönetimiyle bu konu- da ilişkide olduğumuzu söyledım. Abramowitz bu Kurt sığınmacılar arasında ABD'ye gıtmek ısteyen- ler olabileceği için incelemede bu- lunduğunu anlattı. Tabii bunlar- la ilgilenmek onun işi değil. Ama bız diplomatız, açıkça konuştuk. Durumu bana da sordu. Ben de bu sizın ışiniz değil dedim. — Sizce ABD'nin Kürt soru- nuyla ilgilenmesinin sonuçlan ne- ler olabilir? CEVAT — Amerikaülar ellenn- deki butun kartları oynuyorlar. Son olarak da Kürt kartını oyna- mak istıyor. Irak'ta bir sorun yok. Kurtler rahat yaşıyorlar ve Arap- larla omuz omuza savaşmaya gö- nulluler. Ama durum Türkiye için elbette zarariı olabilir. Sorun çok karmaşıktır. Kurt sorunu Ameri- kalılar tarafından kışkırtılabilir. Bu durumda Turkiye*de ne olaca- ğını tahmin etmek ya da yorum- lamak benim işim değil. Ama Irak'ta bu kışkırfmaların sonuç vermeyeceğıni biliyorum. — Türkiye için zarariı olabile- cegini söyluyorsunuz... CEVAT — Elbette olabilir. ABD çok riskli bir ulke. Dar gö- ruşlü, uzağa bakmıyor. Ellerinde- ki kartlan oynuyorlar. Türkiye"ye ya da Irak'a zarar verip vermeye- cekleri umurlarında değil. Kürt konusundaki Amerikan planları- nın zaran olabilir, ama Türkiye de buna karşı önlem almıştır. Bence bu önlemler yeterlidir. Türkiye Kürt konusunda ne olup bittiğınin farkındadır. — Kürt unsurunun ABD'nin hükümetlere baskı yapması için araç olduğu göruşunde misiniz? Resmi açaUamalannızda Türkiye^ nin ABD baskısı altında oldugu dile getiriliyordu... CEVAT — Türkiye bağımsız bir ulkedir. Dışişleri Bakanhğımz ile temaslar yapıyorum. Türkiye'nin bağımsız davranabileceğine inanı- yorum. Ama ABD Kurt işim ge- rek duymadığı zamanlarda rafa kaldırıyor. Sonra isteyınce raftan ındiriyor. Halkı değil, liderleri raf- tan indiriyor. Çunku Kürt halkı Irak'ta mutludur. Liderlerle ilgı- leniyorlar. örneğin Talabani. Es- kıden Londra barlannda bir bar- dak viski içerdi. Şimdi Washing- ton barlarında viski ıçıyor. Çağı- nyorlar. Onunla goruşuyorlar. Bir şeyler hazırlanıyor. ABD büyük bir guçtür. O zaman öyle davran- ması gerekir. Büyük bir guç ola- rak saygı görmek istıyorsa, kuçük işlerle uğraşmaması gerekir. Ku- çuk işler, kuçuk akıllüar içindir di- ye bir soz var. — Cumhurbaşkanı Özal'ın dün size ilettiği mesaja Bağdat yanıt verdi mi? Bu mesajı nasıl karşıla- dınız? CEVAT — Bağdat'ın yanıtı he- nüz gelmedi. Özal'ın mesajında bizdeki yabancılardan ve ikili iliş- kilerden söz ediyor. Bu konudakı duşuncemiz beÜidir. Bir kere ül- kemizdeki yabanalar rehine değıl- dir, konuğumuzdur. Onlara kar- şılık hiçbir şey istemıyoruz. Batı- lıları kendi halkımızla yan yana tutuyoruz. tşkence yok, kötu mu- amele yok. Bizim halkımız zorluk çekerse, onlar da çekecek. Tek is- tedığimız 'saldın' olmasın. SaJdır- masınlar yeter. Batılılarla halkı- mız iç içe Halkımıza saldırmasın- lar, tesislerımize saldırmasınlar. — Özal'ın mesajında bir sert- lik sezdiniz mi? Yanıtı ne zaman bekliyorsunuz ? CEVAT — Hayır, tehdit edici bır yon yoktu. Sayın özal çok na- zikti. Beni nazikçe kabul etti. Gö- ruş alışvenşinde bulunduk. Ülke- mizdeki Batılıları pazarlık konu- su yapmayız. Bağdat'ın görüşü bi- linıyor. Bizim halkımızı ABD teh- dit ediyor. Biz de Batılıları kendi halkımızla yan yana tutuyoruz. özal'ın mesajında ikili ilişkilere de değiniliyordu. Biz de, T arkiye de ıkilı ilişkilerin gelecekte daha iyı olmasını istiyoruz. Irak, ozellikle de Saddam Huseyin Türk halkı- na ve Sayın özal'a büyük saygı duyuyor. Türkiye ile ilişkilere on- celikli önem atfedıyoruz. İZMİR'den HİKMET ÇETİNKAYA Tutumun Pekişmesi IZMIR — Sovyetler Bırliğı Büyükelçisi Albert Çer- nışev Körfez bunalımının kan dökülerek çözulmesın- den yana olmadıklarını soylüyordu dun düzenledığı basın toplantısında. Pynı saatlerde Rlistın Türkiye Temsılcısı Büyükel- çı Fuat Yasin de, hem Irak'ın Kuveyt'ı ışgalıne hem de Amerika Bırleşık Devletlerı'nın Körfez'e sılah ve asker göndermesıne karşı olduklarını açıklıyordu. Uluslararası Izmır Fuarı ekonomik hareketlılıkle bır- likte Körfez bunalımıyla ılgılı son gelışmelerı de bır- likte yaşıyordu. Aralannda ABDj SSCB Federal Al- manya, Demokratık Almanya, İngiltere, Fransa ve Iran'ın da bulunduğu 28 ülkenın bakan ve müsteşar duzeyınde temsılcılerıyle bırlikte Türkıye'dekı buyü- kelçıleri de tuarın konuğu oluyor Sovyetler Bırliğı Büyükelçisi Çernişev, basın top- lantısında sık sık, "Kan dokülmesınden yana değılız" diyordu Askeri bir gırişımden once tüm yaptırımla- rın uygulanmasının gerektiğini vurguluyordj Buna- lımın çözumlenmesı ıcın bellı bır süreye gereksınım olduğu duşuncesındeydı Buyukelcı Çernısev, bunalımın polıtık yollardan, ya- nı masaya oturularak çözumlenmesı ıçin Irak'ın öne- rısını desteklediklenni de belırtıyordu Sovyet Buyukelçısı, Irak'ın önerılerinin tümunun gerçekçı olmadığını da sozlerıne eklerken şöyle diyordu: — Irak'ın tutumunun daha da pekişmesi ıçin bas- kı yapılması yararlıdır Buyükelçı, BM'nın ambargo kararının belırlı bır sü- re içınde sonuca ulaşacağını. Irak'ın bu nedenle ödün verebıleceğıne değınıyordu. Çernişev. tum bunlar olurken açıkça savaşa "Hayır" diyordu Kısaca ülkesınin savaştan yana ol- madığını anlatmak ıstıyordu Basın toplantısında Çernışev'in son sözu şu oldu. — Ancak ve ancak şartlar kacınılmaz kılarsa, mu- dahale edılebılıneceğını düşünüyoruz . Yanı askeri gırışım en son çare Körfez bunalımı ıçin Sovyetler Bırlığı'nin goruşü Buyûkelçrnın ağzın- dan böyle aktarılıyor Sovyetler Bırlığı Buyukelçısı Çernişev, BM karar- larının Irak'ı zamanla etkıleyecegıne ınanıyordu. Ya- nı ambargo Irak'ı gerıye çekecek bır masa çevresın- de sorun çozümlenecekti Körfez bunalımında ızle- necek yol Panama, Granada ve Afganıstan'dakı gıbı olmamalıdır. Çernişev, basın toplantısını brtırdıkten sonra ajans- lar SSCB Başbakanı Nıkolay Rıjkov'un demecinı ge- çıyordu Ajans haberine göre Rıjkov, BM kararlarına bağlı kalınarak Irak ve Kuveyt ile tıcari, ekonomik ılış- kılerı bulunan bakanlık ve şırketlerın BM Güvenlik Konseyi'nın 661 sayılı karanna kesın olarak uymala- rını ıstemıştı. Ankara'nın Körfez'e asker gonderme eğilimini bır ANAP milletvekılıyle tartışıyoruz Sorumuz şu- — Türkiye'nin Körfez'e asker ve sılah gönderme- sıne ANAP grubu karşı çıkar mı? Aldığımız yanıt şöyle oluyor' — Hıç sanmıyorum Grupta kımse buna karsı çı- kamaz. çıkmaya cesaret gösteremez Partı ıçı muha- lefet de böyle bır davranışa gırmez Çünku ılerıde bu- nu tabanda anlatmamız çok zor olur Körfez'e asker gonderme konusunda muhalefetın tutumu ıse baştan ben bellı Gerek lnönü gerekse Demırel, çözumün barıscı yollardan geçmesınden yana ANAP milletvekili yanımızdan ayrılırken duşünce- sını de açıklıyor — Körfeze asker göndermekte aslında biraz geç kaldık Soruyoruz — neden' Yanıt. — Eğer bunalım masa basında çözülürse, o ma- sada bıze de yer olur. Geç kalsak bile belkı o masa- ya asker gondermekle oturabılırız.. DANIŞTAY KARARI Turizm merkezlerine durdurmaİstanbul Haber Servisi — Da- nıştay, Şehır Plancıları Odası'nın başvurusu uzerıne, İstanbul Be- şiktaş, Antalya, Kaş ve Kalkan'- daki turizm merkezleri hakkında yurutmeyı durdurma kararı verdı. 5 Mart 1990 tarihli Resmi Ga- zete'de yayımlanan Bakanlar Ku- rulu karanyla 18 ayn yerde turizm merkezi ılan edilmiştı. Bu ılania söz konusu verlerdeki her turlu yapı tasarrufu, yerel yonetimler- den Turizm \e Bayındırlık bakan- lıklarına geçmiştı. istanbul Buyukşehir Beledıye- si ve Ankara Çankaya Belediye- sı'nin açtığı davalar sonunda Is- tanbul'daki bazı merkezlerle An- kara Kızılay'dakı turizm merke- zi ıçin de Danıştay, yurutme). durdurma kararı almıştı. Şehır Plancılan Odası da turizm mer- kezlerinin çarpık bir kentleşmenin hüküm surdüğu bu yerleşim yer- lerinde daha fazla olumsuzlukla- ra neden olacağı gerekçesi ile da- va açmıştı. Da\a sonucunda Da- nıştay 6. Dairesi istanbul - Beşik- taş - Levent turizm merkezi, An- talya 1 No'lu tunzm merkezi, Kaş turizm merkezi ve Kalkan turizm merkezi içın 90 gün sureyle yurut- meyi durdurma kararı verdı. BURSA HİPODROMU^NDAN BÜLENTDVZYATAR Hanımkız ve Leyla 456 şanslı 1. AVAK: Bu yanşı içın iyı bir lazırlık donemı geçiren Eray. arubun musaıt olmasından ya- arlanarak başarılı olacaktır 2. AYAK: Son idman ve form Jurumuna gore Hanımkız'ı baş- ta tutuyoruz. Kayıtlı dığer atla- rın mucadelesi ikıncilık için ola- caktır. 3. AYAK: Ustün formunu muhafaza eden Acaba bu yarı- şında da başarılı olacaktır. Han- dan ağır kilosuna rafemen rakibı olabilir. İyi bir start alması ha- linde Katrin surprız yapabilir. 4. AYAK: Kayıtlı bulunan ra- kiplerinden kalite ve klas olarak ustun olan Gunselı, mesafenin de lehine olmasından yararlanarak netice alacaktır Bu yarışı için gu- zel bir galop >apan Reha ile ha- fıf kılosu ile O.Şah sen rakiple- rıdır 5. AYAK: Idmanlannda cok formda gorunmesine rağmen ya- rışlarda bir turlu netice alamayan Turhan 2'yı başta tutuyoruz. Yi- ne son çıkardığı olumlu yanşı ile Hakbatur daha sonra duşunule- bılır. Bahis ıçın Toptepe, Fatıh ve Tehlike'yı önerinm. 6. AYAK: Bu yarışı ıçın iyı ha- zırlanan Leyla 456 en şanslı at- tır. Kazanacağını tahmin ediyo- ruz. Guley, Balkız ve Tuğhan 1, ıkıncilik mucadelesi verecekler- dir TAHMİNLER 1. KOŞL': F. Mılyoner Burhan Hakbatur (11). P. Toptepe (2), (1), P: Azrek (3) P Fatıh (1), S TehlikeO). 2. KOŞU: F Eray (2). PP: Pınar 7. KOŞU: F Leyla 456 (1), PP: (7), P: Barış (4), S Ben (3) Gulay (4), P: Balkız (5), S; Tuğ- 3. KOŞU: F: Hanımkız (7), PP: han (8) Dılay (3), P: Adanaguzelı (1), S: Yıldıray (4) 4. KOŞU: F: Acaba (4), PP Handan (3), P: Achtung (1), S. Katrin (6) 5. KOŞU: F Gunselı (2), PP. Reha (3). P O.Şah (8), S- Yıldı- rım (1) 6. KOŞU: F. Turhan (8), PP GÖZLEM UĞUR MUMC1L (Baştarafı 1. Sayfada) Savaşın acımasızlığı işte burada. Savaşan devletler sa- vaşırken hiçbir kural tanımıyorlar. Bu insanlık dışı yöntemi 2. Dünya Savaşı yıllarında Al- manlar, 1939 yılında da İngilizler Filistinlilere karşı kullan- mış. Vietkong da Vıetnam'da Amerikan askerlerıne karşı ay- nı yöntemlere başvurmuş. İnsanları canlı kalkan gibı kullanmak bir terör yöntemi- dir. Saddam, Almanlardan ve İngilizlerden aldığı örnekleri şımdı Batılı yabancılara karşı kullanıyor. Kimyasal sılahlar gibi bu terör yonteminin kaynağı da gö- rüyprsunuz Batı! Öyle bır dünyada yaşıyoruz ki hiçbir ülke uluslararası söz- leşmelere uymuyor. Kimyevi silah üretim ve kullanımını ya- saklayan sözleşmelere karşın hemen hemen bütün ülke- ler kimyevi silah üretip kullanmıyor mu? Bu işin tıcaretin- den para kazanılmıyor mu? Savaş başgosterınce Cenevre anlaşmalan vız geliyor. ABD, herhalde bır kısım Arap ülkesi, NATO birlikleri ve Sovyetler'le birlikte Irak üzerine ambargo koyup Saddam rejiminin bu ambargonun baskısına dayanamayarak yıkı- lacağını planladı. Ambargo, nasıl olsa "abluka"ya dönüşür ve bu abluka sı- rasında ClA'nın da yardımıyla Saddam düzenlenecek bir askeri darbeyle düşürülebilırdı. Plan bu varsayım uzerıne kurulmuştur. Şımdilik evdekı hesap çarşıya pek uymadı, ambargo baş- langıçta tam anlamıyla işlemedi. abluka ıçin de Avrupa ül- kelerınde ve Bırleşmış Mılletler'de homurtular yükselmeye başladı Ambargo ve abluka sonuç vermeyince savaş kendiliğin- den gündeme gelır. Şimdilık bu aşamadayız. Buraya kadar görünen gerçek şu ABD, "fırsat bu fırsattır" dıye Ortadoğu'ya iyice yerleşti. Savaş çıksa da çıkmasa da Amerika artık Ortadoğu'da es- kısınden çok daha güçlü bır askeri varlıktır. Turkıye de "Ortadoğu artık eski Ortadoğu olmayacağına göre oluşacak yenı dengelerde benım de etkinliğim ve söz hakkım olsun" düşüncesıyle ABD'nin yanında yer alıyor. Saddam, bu ambargo, abluka ya da savaş sonunda yıkı- lırsa Irak'ta BAAS rejimi yerine Kürtlerın desteğıyle ABD yan- lısı bir hükümet mı kurulur, yoksa Irak ikiye bolunür de Ku- zey Irak'ta yıne ABD yanlısı bır Kürt devletı mi? Türkiye izlediğı bu "dumensuyu siyaseti" yüzünden bir de bakacak ki sınıriarında bır Kurt devleti kuruluvermişl Deniyor kı: —Amerika bu konuda güvence verdı. Kürt devleti kurul- mayacak Anlaşmaların, sözleşmelerın hiçe sayıldıkları, Cenevre anlaşmalarının karşılıksız çekler gibi kullanıldıkları bir do- nem yaşıyoruz. Bu koşullarda ABD'nin telefonla verdiği güvencelerin hiç- bir geçerlılıği olmaz. Yine bu koşullarda ABD çıkacak bır savaşta ne kural ta- nır ne sözleşme. Ortam da ABD'nin böyle kuraldışı kararlar almasına ve uygulamasına elverişlidir NATO'nun "aut of area" teorısı gereği NATO'nun kendi so- rumluluk alanı dışındakı bolgelere askeri müdahalelerde bu- lunmasının düşünülmesı bile bu konuların hiçbir güvence- sınin olmadığını anıatmaya yetıyor. ABD, kural ve sözleşme tanımayan böyle bir ortamda an- laşmalara kulak asmadan Incırlik Üssü'nden F-111 strate- jtk uçaklarını Irak'ın bombalanması için kullanmayı düşün- mez mi? "Düşünmez" diyenler ne gibı güvencelere dayanıyorlar? "Tüfek icat olmuş, mertlik bozulmuş..." Böyle bır ortamda, böyle bır dünyada Türkiye kime, nasıl güvensın? Kıbrıs konusunda ve Ermeni sorununda takındığı tavır or- tadayken ABD ile "kader birliği" yapmak başlıbaşına birse- rüven değil midir? DİYARBAKIR DGM Perînçek için bugün görüş belirtiliyor DİYARBAKIR (Cumhuriyet) — 'Manevi duyguları zayıflatıcı yönde propaganda yaptığı' iddi- asıyla bir süre önce Diyarbakır DGM tarafından tutuklanan 2000'e Doğru Dergısi Genel Ya- yın Yonetmeni Doğu Perinçek ile ilgili bilirkişı heyeti bugun topla- narak göruş belırtecek. Çeşitli tarıh ve yerlerde işledi- ği suçların katlanarak 25 yıla ka- dar hapis cezası istemıyle yargıla- nan Perinçek, kendi ısteği üzeri- ne konuşma bantlarının bilirkişi tarafından çözumu sırasında he- yetin toplantısına katılabilecek. Diyarbakır 2 No'lu DGM Sav- cısı tarafından Diyarbakır, Van, Siverek ve Nusaybın'de çeşitli ta- rihlerde düzenlenen "Sosyalist Solda Birleşme", "Dünyada Irk- çılıkla Mücadele Günü" ve "2000'e Doğnı Dergisi Şöleni" gi- bi toplantı ya da gösterilerde yap- tığı konuşmalarda millı duygula- rı zayıflatıcı yönde propaganda yaptığı gerekçesiyle hakkında da- va açılan Doğu Pennçek, ilk du- ruşmasında tutuklanmıştı. Doğu Perınçek'in yargılanma- sına 29 ağustosta Diyarbakır 2 No'lu DGM'de devam edilecek öte yandan Doğu Perinçek ile derginin Sorumlu Mudürü H. Tunca Arslan'ın "böliicnlük ve komünizm propagandası" yap- tıkları savıyla yargılanmalanna 2 No'lu DGM'de devam edildi. Bir sure önce yayımına süresiz son verilen 2000'e Doğru Dergi- si'nın 25 Kasım 1989 tarihli 48. sayısında yer alan "Cehennemde tek Kurt kalsa" başlıkü, Doğu Pe- rinçek imzalı yazıda mılli duygu- ları zayıflatmak amacıyla bölücü propaganda yapıldığı iddia edil- di. Derginin 27 Ağustos 1989 ta- rihli 35. sayısında da "Sokakta- ki adam Kürt deyince ne anlı- >or?" başhkh, Nadiye Yeşiltepe imzah ve "solda hareketii yaz, konferanslar birlik çağnlan, ye- ni orgutler" başhkL Huseyin Ştan- şek imzalı yazılarda bölücülük ve komünizm propagandası yapıldı- ğı ileri surüldu. Sanıklann TCK'nın 142/3-6 ve 142/1-6 maddelerı gereğince 10 ile 15 yd arasında değişen hapis cezasına çarptınlmalan istendi. Sanık avu- katlan ise savunma için süre iste- minde bulundular. Avukatların bu istemini kabul eden mahkeme heyeti duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. HA.\DE DAVASI Kriptolar bilirkişide ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Cumhurbaşkanı Ttırgut Özal ile ABD Başkanı Bush ara- sındaki göruşmeye ılışkin tutanak- ların kamuoyuna açıklanması ne- deniyle Guneş Gazetesi Ankara Temsilcisi Uluç Gurkan ile Dışiş- leri Bakanhğı eski memurlanndan Hande Şe>kat Mumcu hakkında açılan davanın dordüncu duruş- ması dun yapıldı. Ankara DGM'de duruşmaya, vareste tutulan Hande Mumcu ka- tılmadı. Gürkan ile savunma avu- katları Prof. Dr. Çetin Özek, Doç. Dr. Hasan Bıyıklı ile Mumcu'nun avukatı Prof. Dr. Uğur Alacakap- tan'ın katıldıkları duruşmayı, Mumcu'nun amcası Mehmet Mumcu ile krıptolan Gurkan'a vermekle suçlanan Hasan Ce- lal Guzel'in avukatlanndan Faruk Keskinkılıç da ızledıler. Duruşmada once İstanbul 2 No'lu DGM'de Guneş Gazetesi es- ki Yazıişlerı Muduru Alev Er hak- kında açılan dava, Ankara DGM'de gorulen dava ile bırleş- tırildı. Mahkeme heyeti, daha son- ıa Oışışlerı BdkdiUıgı Müiieşarı Tuga> Ozçeri'run, evınin posta ku- tusunda bulduğunu belırttiği ve dava dosyasına konulan kripto metnı ile Dışişleri Bakanlığı'ndan gelen bu metnin aslının, Emniyet Genel Müdurlüğu Polis Krimino- loji Laboratuvarı Daire Başkanb- ğı'nda karşılaştırılmasına karar verdi. Mahkeme heyeti, metnin gızliliğını goz önunde tutarak bu karşılaştırma için bizzat Daire Başkanı Muhittin Kaya'yı bilirki- şı, mahkeme uyesi Muhittin Mıh- çak'ı da bu iş ıçın naip hâkim ilan etti. Bilirkişı ıncelemesınin, kamu- oyuna açıklanan göruşmeye ilişkin tutanağın, Dışişleri Bakanlığı'n- dan sızıp sızmadığını açıklığa ka- vuşturacağı oğrenildi. Mahkeme heyeti ayrıca dosyanın, soruştur- manın genişletilmesi isteminde bulunmayan DGM Savcılığı'na esas hakkındakı gorüşunu hazır- laması için bilirkişı incelemesin- den hemen sonra verilmesini de ongordu. Sanık avukatları, Tugay Ozçen'run anlatıınlannı, davanın savunma aşamasında değerlendi- receklerirıı belirtınce, duruşma bir başka gune bırakıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle