Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 AĞUSTOS 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
Soljenitsin'in eşinden açıklama
• BOSTON (AA) —
ABD'de surgünde
yaşayan Nobel ödullü
ünlu Sovyet yazar
Aleksandr Soljenitsin'in
eşi, kocasının henuz
yeniden Sovyet
yurttaşlığına geçmeyi
kabul etmedığini
bildirdi. Natalya
Soljenitsin, Yuksek
Sovyet Sekreteri
Gennady Cheremy'nin,
ünlü yazann, De\'let
Başkaru Mihail
Gorbaçov'un
yurttaşhk teklifini kabul ettiği yolundakı açıklamasının
doğru olmadığını söyledi. Ne kendisinin ne de eşinin
Sovyet yetkililerle temasa geçmeyi düşunmediğini
söyleyen Bayan Soljenitsin, Sovyet yetkililerinin de
kendileriyle doğrudan ya da bir aracı vasıtasıyla bağlantı
kurmadıklannı kaydetti. Ünlü yazann eşi "Bir şey yapma
sırası şimdi onlarda. Ilk hareketin onlardan gelrnesi
gerekiyor" dedi. SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov
çarşamba gıinu, 1966 ile 1988 yılları arasında
vatandaşlıktan çıkarılan 23 kişiye yurttaşhk haklannı
iade etmişti.
Savaşta kaybolan tablolar
• WASHINGTON (AA) — Rembrandt, Monet, Van
Gogh, Durer, Raphael, Goya, Rubens, Delacroix ve
Manet'nin 2. Dunya Savaşı'nda kaybolduğuna inanılan
360 parça eseri, 40 yıl sonra emekli bir Sovyet askeri
tarafından ait olduğu Federal Almanya'daki muzeye iade
ediliyor. 2. Dünya Savaşı'nda, Almanya'run Bremen kenti
'Kunsthalle Muzesi'nde bulunan ve bombardımanlardan
korumak amacıyla Berlin'in kuzeyindeki bir şatoya
nakledilen karakalem, eskiz ve suluboya eserler, Sovyet
ordusundan Viktor Baldin adlı bir subay tarafından hava
akınına hedef olan şatonun yıkıntılan arasında bulundu.
Baldin, resimleri Alman ve Sovyet askerlerinin elinden
kurtarmayı başardı. Bremen Kunsthalle Muzesi Mudüru
Sıegfried Salzmann'ın, Washington Post gazetesine
verdiğı bılgiye göre Moskova'nın 'Mimarlık Müzesi'
mudüru olan 72 yaşındaki emekli subay Viktor Baldin,
40 yıldır muhafaza ettiği resimleri Bremen'e iade ediyor.
Bu koleksiyon, savaş sırasında Almanlarca tuz
madenlerine saklanan ve savaş sonrasında müttefikler
tarafından bulunarak dağıtıldıkları yerlerden Almanya'ya
iade edılen eserler içinde en zengin olanlardan biri.
Şiir ve beste yanşması
• tZMİR (AA) — Bornova Belediyesi, "Bornova Şiiri"
ve "Bornova Şarkısı" yanşmaları düzenledi. Şiir
yarışmasına gonderilecek eserlerin Turk sanat müziği
formunda bestelenmek uzere Bornova'nın tarihi, kültürel,
sosyal ve yaşamsal özelliklerini ıçermesi gerekiyor. Yazar
adı belirtilmeden dört harfli rumuzla gonderilecek
eserlerin, en geç 26 Ekim 1990'a kadar belediyeye
ulaştınlması.gerekiyor. Yarışmada dereceye girecek
eserlere, 250 bin - 2 milyon lira arasında para ödulu
verilecek. Bir kitap halinde basılacak olan "Bornova
Şiirleri"nin tümü uzerinden değerlendirilecek "Bornova ,
Şarkısı" beste yarışması için son başvuru tarihi ise 12
Aralık 1990 olarak belirlendi. Yarışmanın odulleri, bir
milyon - 10 milyon lira arasında değişiyor.
Troya Festivali'nin son günü
• Kiiltür Servisi — 27. Çanakkale Troya Festivali
bugunkü etkinlıklerle sona eriyor. Saat 18.00'de belediye
sosyal tesıslerinde duzenlenecek söyleşı programına Rıfat
Ilgaz ve Halil Nebiler katıhyorlar. Ilgaz ve Nebiler,
kitaplannı ise saat 11.00'de kitap standında
imzalayacaklar. Moorabbın Parkı'ndakı film gösterileri
kapsamında saat 21.00'de Şerif Gören'in yönettiği, Fakir
Baykurt'un aynı adlı romanından uyarlanan 'Yılanlann
Öcü" izlenebilir. Filmde Fatma Gırik, Kadır Inanır, Aliye
Rona rol alıyor. Grup Yorum'un konseri ise 21.30'da
gerçekleşecek.
Hacı Bektaş törenleri
• Kültur Servisi — Bu yıl Kültür Bakanlığı tarafından
duzenlenen 1. Uluslararası Hacı Bektaş Veli'yı anma
törenleri bugun sona eriyor. Nevşehır Hacı Bektaş
üçesinde duzenlenen törenler kapsamında bugun de saat
10.00 ve 14.00'te semah josterileri, 11.00'de
Oedebağı'nda, 15.00'te Bektaşlar'da halk ozanlarından
deyısler izlenebüecek. Hacı Bektaş Veli konulu belgesel
bir film 11.30 ve 13.00'te Sinema Salonu'nda
gösterilecek. Kapalı Spor Salonu'ndaki akşam
programında Ankara Devlet Konservatuvarı Turk Müziği
Korosu, Devlet Turk Halk Müziği Korosu ve halk
ozanlarının deyışleri yer alıyor. Diyarbakır Devlet
Tiyatrosu ise "Yunus Emre"yi 21.00'de Çılehane'de
sergiliyor.
Halk Oyunculan'nın Avignon'da sahnelediği (
Kurban\ Fransa'da övgüyle karşıladı
Çağdaş bir Ortadoğu MedeasıLe Monde: Mesçi bu
modern trajediyi ülkesinin
köklerine bağlamış.
L'Humaaite: Mesçi'nin
olağanüstü bir tutkuyla
oynadığı Kurban, Anadolu
kadınının tragedyası.
tfarseillafee: Ne politik
bir gosteri ne de feminist
bir bildirge.
Provençal: Farklı bir
kültürü keşfetme olanağı.
Kültür Servisi — Halk Oyuncu-
lan'nın bu yıl 44. Avignon Festi-
vali'nde sahnelediği Güngör Dil-
men'in "Kurban" adlı oyunu
Fansız basmında övgüyle karşı-
landı. Geçen yıl Avignon Festivali
tarihinde ilk Türkçe oyunu,
"MnsUfa Sapbi Destam"nı ser-
gileyen topluluk bu yıl da yaban-
cı oyunculann da katılmasıyla
"Kurban"ı Fransızca oynadı.
1982'de yurtdışında kurulan Halk
Oyunculan'nın sergılediğı "Kur-
ban"ı sahneye koyan Ayşe Emel
Mesçi aynı zamanda yapıtın çev-
re düzenini de gerçekleştirdi. Dil-
men'in bir Anadolu tragedyası ni~
teliğindeki yapıtını Fransızcaya
Tnğrnl Artonkal çevirdi.
Ayşe Emel Mesçi, "Kıırban"ın
Avignon içın hazırlanan yenı yo-
rumu için şunlan söyledi: "Çaial-
höyük'an kull saloniannda bas-
layıp şaman ayinleriyle sıiren
'Kurban' bir zamanlar Ana Tan-
nça heykellerinin kapladığı site-
lerin yıkıntılan nzerinde, evine
kuma getirilmesine karşı çıkan bir
Anadolu kadınının direnişine uza-
nıyor. Kendi Altın Çağı'na don-
me özlemi içindeki Zehra, aslın-
da kara ocağın kızıl alevlerinde
bütun bir topluraun AlOn ÇagV-
nın simgelerini yansıtır. Biz bu
oyunda hem kendi tiyatromuzun
kokenlerini sahneye taşımayı hem
de iliskileri giderek kopmus bir
çiftin ve bu sureçte ezilmeye baş-
kaldıran bir kadının oykusu ara-
cıhğıyla genel bir toplumsal akı-
şı, evrensel bir insan ilişkisi boyu-
tunu da yansılmayı denedik."
ZEHRA ROLÜNDE AYŞE EMEL MESÇt — Gungor Dilmen'in "Kurban" adlı oyununu sahneye ko-
yan Ayşe Emel Mesçi, aynı zamanda Zehra rolünü de ustlcndi. Fransız basını, Mesçi'nin Zehra rolunde
altı çizilmesi gereken bir oyun sergilediğini yazdı. (Folograf: Patrice Preau)
"Provençal" gazetesi, "Kur-
ban"ın farklı bir kültürü, yeni bir
zenginlik kaynağını keşfetme ola-
nağı verdığini vurgulayarak şun-
ları yazdı: "Ayşe Emel Mesçi,
Zehra rolunde altı çizilmesi gere-
ken bir oyun sergiliyor. Toplulu-
ğun geri kalanı da hem oyunlan
hem şarkılanyla seyircide tartışıl-
maz bir başdondurucu etki yara-
dyoriar."
"Kurbaıı"ı Avignon OfPun en
iyi oyunlarından biri olarak nite-
Ieyen "MarseiOaise" gazetesinden
Andre Simon, şu değerlendırme-
\i yaptr "Kurban ne politik bir
gösteri, ne de feminist bir bildir-
ge. Şiirsel dil, geleneksel Şaman
müzikleri, muzikte insan sesleri-
nin kullaıtımı ve bedensel anlatım
oyunun temel öğderi..."
"Le Monde" gazetesinin "Bir
Ortadoğu Medeası olabüecek çağ-
daş oyun" dıye değerlendirdıği
yazıdaysa şu göruşlere yer verıl-
di. "Mesçi, bu modern trajediyi
ülkesinin köklerine bağlamış. Ön
oyun bir Şaman ayiniyle açılıyor
ve oyun boyunca rituel danslaria
Baü'nın kultur çorbasıı.dan etki-
lennuş kentülerin rock danslannın
çelişkisi görölüyor."
"L'Humanite" gazetesinin
Avignon Festivali değerlendinne-
sıni yapan Samuel Lachize, " Kur-
ban "la ılgilı olarak şunlan yazdı:
"Dilmen'in Kurban'ı sıradan bir
oyun değil. Yonetmen >e oyuncu-
lar 80'li yıllann başında, darbe-
den sonra Turkiye'yi terk etmek
zonında kalmışlar... Ayşe Emel
Mesçi'nin sahneye koydugu ve
olağanüstü bir tutkuyla oy nadığı
Kurban, Anadolu kadınlannın
tragedyası. lsvandan sonra ölüme
kadar giden bir Kurban... "
Fransa'mn önde gelen radyo
yayınlanndan France-Culture'un
Avignon'la ılgilı olarak duzenle-
diği açıkoturuma katılan yazar,
tarihçi ve tıyatro kuramcısı Phi-
lippe Tancelin, konuşmasuun
önemli bir bölumunü, genelde
şenliğin en iyı oyunu olarak ta-
tumladığı "Kurban"a ayırırken
özellikle Halk Oyunculan'nın
kendi geleneksel tiyatro kökleri-
ni günumüze taşıması ustünde
durdu.
Bu arada, Halk Oyunculan'nın
Sanat Yönetmeni Ayşe Emel Mes-
çi, şenlik komitesince haarlanan
"Tiyatro ve Iktidar" konulu bir
açıkoturuma ve Fransa Tiyatro
Yazarlan ve Bestecileri Derneği'-
. nin bir toplantısına konuşmacı
olarak katıldı.
Ressam Ffliz Başaran'ın yaptı-
ğı afişiyle de Avignon'da büyük
ilgi gören "Kurban"ın ilgi gören
bir yönü muaklen oldu. Gelenek-
sel muzik duzenlemelenm gerçek-
leştiren Tahsin lncirci, ızleyicile-
re kemanıyla da guzel anlar yaşat-
tı. Türk, Fransız, ttalyan ve Tu-
nuslu oyunculann yer aldığı
"Kurban"ın Fransızca ve fonetik
danışmanlığıru ise George Roiron
ustlendı.
Türk tiyatrosunun geleneksel
köklerinden bir Anadolu traged-
yasına yolculuğu çok çeşıtlı gör-
sel öğelerin bir araya getinlmesıy-
le sunan "Kurban" gerek Pans'-
ten gerek Fransa'nın çeşitli kent-
lerinden turne Önerilerı de aldı.
Abdülkadir Bulut'u 1985 yılının ağustos ayında yiürmiştik
i kokuynan çay demleyen şair'
RENKLERl HEP PASTEL — Cırlak renklerle boyamaz çizdiği tab-
loyu. Abdulkadir'in renkleri her zaman pasteldir. Kendi dunyasının
sade gonınüşlu >e sade yaradılışb insanlannın şiirini yazmaya çalış-
mıştır.
NECATİ GÜNGÖR
"Tozlaşan bir sozcük oluyor her
şey / Kalmıyor artık hayatın tadı
/ Üstelik kanlı gömleğıyle girıyor
/ Konuştuğum sözlerin arasına /
Bir arkadaş adı!'
Abdulkadir'i yitireli beş yıl ol-
muş! Sesinı duymayalı, gun vur-
muş yüzünü süsleyen posbıyıkla-
rını görmeyeli... Katlı kâğıtlara
düşürulmüş dizelerini ıç cebinden
çıkarıp taze bir hevesle okuyuşla-
rına son vereli...
1985'in ağustosundaydı, yıllık
iznine çıkmıştı Abdülkadir; baba
yurdu Mersın'e gıtmışti. Mersın-
in Anaraur ilçesıne. Her yıl giderdi
o çocukluğunun geçtiği yöreye.
Akdenız'e karşı bir çadır kurardı
orada, anlatırdı sonra: "Gönu tuz-
layıp geldik!" Dinlence bahaney-
dı aslında; anılar çekiyordu onu
baba ocağındakı; şıırlennın kay-
nağına gidiyordu. Çocukluğunun
ve ılkgençliğinin çağrışımlarıydı
onu çeken. Kırkını geçmışti (1943)
olduğunde. Bellı etmese de geçmiş
zamanın kıvılcımları tutuşturu-
yordu gönül evini.
Şiirin, edebıyatın yoğun hava-
smı yakından solumak için göçup
gelnuştı tstanbul'a. Gelmişti, ama
her şeyiyle o sıcak Akdeniz kasa-
basına aitti Abdülkadir. Kendi in-
sanının, kendi toprağmın kulturu-
ne bilinçle sahip çıkıyordu. Şıır-
lennde, geldiği coğrafyanın akar-
suları gürül gürül, ışü ışıl akıyor-
du.
"Nergis dikilir Anamur'da /
Toprak damlı eski evlerin / Saçak-
lanrun ustu fırdolayı / Ev değil de
sanki her biri / Birer Cemal Su-
reya şıiri"
Şiirle dolu yaşamında en büyük
ödülu Cemal Sureya'nın elinden
almış gibiydi: Bir değerlendirme
yazısında, "Kasabalı bir Lorca"
demiştı de Sureya; bu nitelemeyi
kokulu bir karanfil gibı alıp tak-
mıştı yakasına! Daha sonra, —
ölumü uzerine— yazdığı bir baş-
ka yazıda, "Yedi kokuynan çay
demleyen şair" dıye anlatacaktı
Cemal Sureya onu... Şair Erdal
Alova, "Dagh bir kont" olarak ni-
telendirecekti. Koylu, dağlı, Yo-
rük, kasabalı özelliklerini ucuzlaş-
tırmadan, belli bir soyluluk kay-
Türkiyc'nın en güzel
duğün salonlan
NIŞANTAŞI
I RESTAURANT
Düğün Salonlan
150 Kişı ıçın
Yemekh 1 785 000
YemekH me«b 2 175 000
Rez.147 62 39-147 74 40
• Sahnkmmız khmahdır *
VEFATLAR
İÇİN
Yurtıçı, yurtdısı cenaze nakle-
dilır, cenaze ılaçlama, malze-
me. tabut, butün ışlemler has-
sasiyetle, süratle yapıiır Işlet-
mede ayrıca 18 ambülans
mevcuttur Cenaze ılanlannda
hızmet bedelı alınmaz.
İSLAM CENAZE İŞLERİ
147 20 06 • 140 68 86
Mesul Müdür
Hafız VELİ ERDEMİR
DUŞÜNÜYORUM
ÖYLEYSE
VURUIN
tlhan Selçak
19. bası 5000 Ura (KDV içinde)
Çağdaş Yayınlan Türkocağı
Cad 39-41 Cağaloğlu-lstanbul
Ödemeli gonderilı
Nüfus cüzdanlarımızı
kaybettık. Hükumsuzdür.
CÜNER SUNOURTEKİN,
ORHUN KEMAL
SUNGURTEKtN
Nufus cuzdanımı, sıgorta
kartımı, ışyeri kımlığınıı
kaybettım. Geçersızdır.
ALİ KORKMAZ
SIRA CATIYA GELDİĞİNDE
2 KERE DÜŞÜNÜN!
ONDULINE 101, çatı kaplamada
kullanacağınız alaturka kiremitin
vazgeçilmez desteğidir.
Dekoratif bir malzeme olan
alaturka kiremitin dezavantajlarını
ortadan kaldıran ONDULINE 101
• Hiçbir ek maliyet getirmez.
• 2 aşamalı ekonomi sağlar.
Su yalıtım malzemesinden %100,
ahşaptan ve işçilikten %50
tasarrui ve daha az kiremit ile
HEMEN EKONOMİ...
Düzgün, sağlam ve güzel
görünüm, kırılabilecek kıremite
rağmen kesin sızdırmazlık ile
SÜREKLİ EKONOMİ...
Sıra çatıya geldiğinde 2 kere
düşünün, alaturka kiremiti
ONDULINE 101 in üstüne
döşeyin. 2 kere kazançlı çıkın.
Geniş bılgi içın 159 74 90'da
hizmetinizdeyiz.
OndulıneYAPI MALZEMELERİ A.Ş.
Bir ULKAR HOLDING kuruluşudur
Barbaros Butvarı 76
80690 Beşıktaş/ISTANBUL
Kiriş VVorld Magic Hotel'ın çatısında da
ONDULINE 101 özel profilli kiremit altı levhası kullanılm>ştır.
gısıyla taşırdı üstünde, evet...
Inarıdığı, toz kondurmadığı birta-
kım değerleri vardı kendınce. Söz-
gelknı arkadaşlık vazgeçemedıği
değerlerden bin>dı. Abdulkadir'in
şıirlerinı okurken "arkadaş" kav-
ramını oldukça sık kuUandıgını
göreceksıniz zaten.
Bırlikte aynı yayınevmde çalış-
tığımız gunlerde, —1983'ten ölu-
müne dek— daha sıkça görüşür-
duk Abdülkadir'le. Hıç zamanı
olmadığı anlarda bıle kapıyı ara-
lar, başını uzatır; "Allaha emanet
ol!" sözleriyle gönül alırdı.
Yine birinde, tanık olduğu ya
da birilerinden dınledığı bir olayı
anlatmış, mutlaka öykusunü yaz-
mamı ıstemiştı. Konu, elbette ar-
kadaşlık üstüneydi: Adarmn biri
zor koşullarda ev yaptırırken bir
arkadaşı ona yardım edıyor. Sır-
tında kerpiç taşıyor, taş taşıyor,
harç kanyor, gunlerce toza çamu-
ra bulanıyor. Ev tamamlanıyor.
Adam içine girip yerleşıyor. Bir
zaman sonra, canıyla kanıyla evin
yapımına emek veren kışinın başı
dara düşüyor. Peşınde polıs var.
Bir yerlerde gizJenip kalması ge-
rekli bir süre için. Aklına, yardım
ettiği arkadaşı geliyor. Gecenin bir
vaktinde vanp çalıyor kapısını.
Derdini anlatıyor... Gelgelelim ev
sahibi, eski arkadaşına sırt çevı-
nyor! Başı belada olan arkadaşı-
nı kapının onune koyuyor!
Dostum Abdülkadir bu olayı
içine sindıremiyor, bo>lesıne bır
vefasızlık yazılsın, sergilensın, yar-
gılansın ıstiyordu. Onun duyarlı-
ğına aykınydı iyi gun dostîuğu!
Soyluluğu da buradan geliyordu
ışte.
Şiırlennde, yaşadığı gunlerin
kotuluğunu yargı.amıştır hep. Ba-
bası hapse duşen çocuklann mah-
zunluğunu, arkadaşını hapıste zi-
yaret eden insanın duygulanm,
kanlı bir gomlekle adı anılan bir
yakını anmıştır boyuna. Bunu ya-
parken sakin, ıçli ve alçakgönul-
ludur o. Cırlak renklere boyamaz
çizdiği tabloyu. Abdulkadir'ın
renklen her zaman pasteldir. Ken-
di çevresının, kendi dunyasının sa-
de gorunuşlü ve sade yaradıüşlı in-
sanlannın şıırını yazmaya çahş-
mıştır. Son yapıtlannda hem dil
zenginliği olarak hem de şiirsel
söylem olarak busbutun ustaJaş-
ma, ozgünleşrae surecine girdiği-
ni gozlemhyoruz, Abdulkadir'in.
Gerçek şu ki, vakitsiz olumu (Her
ölum bıraz vakıtsızdır mi diyordu
Cemal Sureya?) en çok da şiiri
adına vurmuştur bızleri Çunkü
gunden gune gelişen, zengınlesen
bir şıirdı onunkı... Yıne de, gen-
de bıraktıklarıyla bile, kuşağımn
en vazgeçilmez, en ön sırada anıl-
mayı hak etmiş şairidir.
Onu yitirişımızin bu beşinci yı-
lında, küçuk bir kız çocuğunun
adından esinlenerek yazdığı (bır
soyleşimızde anlatmıştı)
"Guleddare" şıirinı bir kez daha
okuyalım. "Guladdare" sözcuğu,
ağlayan siyah gul anlamına gelı-
yormuş...
"Ağlayan sıyah bir guldur şım-
dı / Yurdum senin yurdunda gü-
leddare / Kıtlık kıran içinde de ol-
sa / Boynunu eğmeden doker to-
humunu / Dibındekı en kuytu ye-
re"
1985'ın ağustosundaydı, evet,
dınlenceye diye çıkmıştı yola; çok
surmedi, olum haberı geldı ora-
dan' Beş yıl olmuş. Daha dun gı-
bı.
Tevfik Fikret
anıhyor
• Kültür Servisi — Tevfik
Fikret ölumunun 75.
yıldonümu dolayısıyla
bugun saat 17.00'de
Aşiyan'daki mezarı başında
anılacak. Galatasaray Lisesi
eski mezunlan tarafından
duzenlenen anma
toplantısında 19 Ağustos
1915 yılında ölen şairin
yaşamı, eserleri ve göriişleri
dile getirilecek. Tevfik
Fıkret'in yaşamının son
yülannı geçirdiği
Rumelihisarı'ndaki evinin
bahçesinde yapılacak
toplantıdan sonra şairin
müze evi de •ziyaret
edilecek.
Sovyet rock'çı
öldti
• MOSKOVA (AP) —
Sovyetler Birliği'nin en ünlü
rock topluluklarından
Kino'nun solisti Victor Tsoi
bir araba kazasında öldü.
Sovyet Resmi Haber
Ajansı'tun geçen perşembe
bildirdiğine göre, olay
Kino'nun balık avlamak
içın gıttiği Latvia'dan
dönuşünde gerçekleşti. Polis
yetkililerı Kino'nun
direksiyonda uyuyakaldığını
ve bu arada bir otobüse
çarptığını bildiriyorlar. 1987
yılında kurulan Kino gnıbu
(grubun adı 'sinema'
anlamını taşıyor) ilk başta
"yasaklı" olarak çalıştı,
Sovyetler Birliği'nde
görulen yumuşamayla
birlikte grubun üstündeki
baskı da azaldı. Sovyet
gençliğinin "ilahı" haline
gelen Kino, sonbaharda
Guney Kore ve Japonya'da
konserler vermeyi
planhyordu.
'Geleceğe
Dönüş-3
?
• Kültür Servisi — Robert
Zemeckis'in yonettiğı ve
Seteven Spıelberg'in
yapımcılığını ustlendiğı
"Geleceğe Dönuş"ün
uçuncusu, 24 ağustostan
itıbaren sinemalarda
gosterime girıyor. llki
1985'te çekilen "Geleceğe
Dönuş"un ikincisi de geçen
yıl çekilmişti. Filmin
uçuncu bölumu ise geçen
mayıs ayında ABD'de
gosterime girdı ve 200
milyar liranın uzerınde bir
hasılat sağlandı. Vahşi Bau -
fonunda geçen bir bılım-
kurgu guldurüsu olan
"Geleceğe Dönüş-3"te film
kahramanlan, 1885 yılında
henuz bakirliğini yitirmemiş
Vahşi Batı'da kovboy ve
Kızılderililer arasında
buluyorlar kendilerini.
Öykusunü Robert Zemeckis
ve Bob Gale'in birlikte
yazdıkları filmde, Mıchael
J. Fox, Christopher Lloyd,
Mary Steenburgen, Thomas
F. Wilson rol aldılar.
Filmin göruntu
yönetmenliğinı ise Dean
Cundey yaptı.
Özden'in
şiirieri
• ADANA (Cumhuriyet
Guney tlleri Burosu) —
Anayasa Mahkemesı
Başkanvekili Yekta Gungör
Özden'in yeni şiır kitabı
yayımlandı. "Yureğim
Guneş", Özden'in "Dilek",
"Taş Ayna", "Bir Gun
Belki", "Çağrı, Özgurluğe,
Barışa, Mutluluğa" adlı şiir
kitaplanndan sonra 5. şiir
kitabı oluyor. Özden, bu
kitapta yer alan şiirlerinde
de sevi, sevgi, banş,
dostluk, özgurlük, mutluluk
gibi evrensel konuları yalın,
aydınlık bir dille işliyor.
1932'de Niksar'da doğan
Özden, hukuk öğrenimi
gördu. Avukatlık,
öğretmenlik, baro
başkanlığı, Türk
Hukukçular Birliği Genel
Başkanlığı gibi görevlerde
bulunduktan sonra 1988'de
Anayasa Mahkemesi
Başkanvekilliği'ne seçildi.
Turk Dili Derneği uyesi
olan Yekta Güngör
Özden'in hukukla ilgili
kitaplan da bulunuyor.
Kayahanldan
iki konser
• Kültür Servisi — Hedef
Organizasyon'un Akdeniz
konserleri kapsamında
Kayahan bu akşam Antalya
Konyaaltı Açıkhava
Tiyatrosu'nda, 20 ağustos
pazartesi ise Bodrum
Kalesi'nde iki konser
verecek. Besteci, sozyazarı ve
yorumcu Kayahan, 1949
Izmir doğumlu. Bugüne
kadar 70'e yakın besteye
imzasını aUnsanatçı 1986
yılında Uluslararası Akdeniz
Şarkı Yarışması'nda
"Geceler" adlı bestesiyle
birincilik ödulunü
kazanmıştı. Kayahan'ın "Kar
Taneleri", "Mor Menekşe",
"Ve Melankoli", "Seni
Seviyorum" gibi popüler
olmuş parçalanyla aldığı pek
çok ödulu var.