Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 AĞUSTOS 1990 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURÎYET/19
KÖRFEZ KRtZt...KÖRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖI
OLAYLAMN
Incırlık Ussu ne turıstık gezı
(Baftarafı 1. Sayfada)
Türkiye'den Basra Körfezi'ne
yönelik hizmet bekliyor. Saytn
özal, ülkede 'başkan baba'sis-
temini oturtmak için Hbshing-
ton'un desteğini anyorsa, bu
yolda Başkan BusM'a her türlü
ödiinü vermeye razı nudır?
Türkiye'nin uiusal çıkarlan ile
Saytn özal'ın iç politikaya dö-
nük kişisel amaçlan arasındaki
örgünün düğümleştiği alanda
nasd bir hesap yapüacağm Idm-
se bilemez. Ya da Saym Özal, iyi
niyetine karşın yapnğt ve yapa-
cağı hesabın doğruhığunu kim-
teye anlatamaz- Devlet yöneti-
minde kifinin iktidar hesabıyla
dış destekler arasındaki bağın-
tıyı ve bağlantüannı yok etmek
içtn anayasal düzenin güvence-
si kurulmuftur."
Muhalefetin çabasıyla topla-
nan Meclis'te, hükumetin ana-
yasa güvencekrini aşmak yolun-
daki çabası son anda frenlene-
bildi. Cumhurbaşkam Özal'dan
kaynaklandığı bellı. Hükümet
isteği yasalaşsa idi; "Köşk"
Türkiye'ye bir saldırı söz konu-
su olmadan savaşa girmek ve is-
(ediği ülkeye asker yollamak gi-
bi yetkilerle donanmış olacaktı.
Peki, 82 Anayasası'm da aşan
bu yetkileri, Saym özal niçin eli-
ne geçirmek istemişti? Washıng-
ton'a dönerek, "Bakın, elimde
her türlü yetki, sonuna kadar
var, gelin konuşahm" diyebil-
mek için mi? Dışandan bir sal-
dın olmadan da dışarıya asker
yollamak için mi? Yoksa bir
başka konuda kişisel pazarlık
gücünii arttırabilmek için mi?
Biitün bu soruların yanıtlan
henüz verilebilmiş değildir.
Üstelik soru ışaretlerinin ya-
rattığı güvensizlik ve kusku bu-
lutlan, Cumhurbaşkam özal ile
birlikte Başbakan Akbulut'u da
sarmıstır.
"Savaş ha başladı, ha
başlayacak" haberleriyle Orta-
doğu allak bullak olurken, Bü-
yük Millet Meclisi'nın tatilde ol-
masını anlamak olanağı yoktur.
Kendisini fiilen ıktidann başı sa-
yan bir sorumsuz Cumhurbaş-
kam, sorumsuz Cumhurbaşka-
nı'na teslim olmuş bir Başbakan
baştmtzdadır. Bu koşullarda
Meclis tatilın^nasıl içlerine sin-
direbüdiklerini milletvekilleri-
miz kendi kendilerine her gün
sormalıdırlar. * • *•
vurgulamaya çalıştı.
ABD'lilerin, Italya ile Uzakdo-
ğu arasındaki "tek taktik operas-
yon üssü" olarak adlandırdıklan
ve önemini, bir barut fıçısı olarak
nitelenen Ortadoğu'ya en yakın
mesafede olmasından alan Incir-
lik Üssü dün yerli ve yabancı top-
iam 122 gazeteciye gezdirildi. Ba-
sına ilk olarak tesisin Türk Komu-
tanı Albay Karademir tarafından
kısa bir brifing sunuldu. Albay
Karademir, brifingde özellikle üs-
sun konumu üzerinde durdu ve
şöyle konuştu:
"Anlasmalaria müşterek kulla-
nımına müsaade edilen İncirlik
Havaalam'nda komuta ve kontrol
Genelkurmay Baskanlığı'ndan
başlayan hiyerarşi zinciri içerisin-
de Türk komutanın yetki ve so-
nımlnlugundadır. Hiçbir uçak tn-
cirlik meydanına tesis komutanı-
nın bilgisi ve yetkisi dışında iniş
kalkış yapamaz. Keza hiçbir kara
nakil aracı da kontrobüz tesise gi-
rip çıkamaz."
Albay Karademir, üsteki ana fa-
aliyetler konusunda ise şunlan
söyledi:
"Tesiste ana faaliyel ucuş egiii-
midir. Milli filolarımız ile yetkili
makamlanndan musaadesi alınan
müttefik kuvvetlere ait filolar be-
lirtenen zamanlarda ana uslerin-
den tncirlik meydanına intikal
ederek, özellikle havadan havaya
atış egitimleri ile Konya hava yer
atış sahasına, yer hedeflerine atış
eğitim uçuşlan icra ederler. Uçuş
eğitim programlan aylık, haftalık
ve gilnlük olarak hazırianır. Gün-
liik uçuş programı kesinlikle 24
saat önceden belirlenir ve tfim
uçuşlar ilgili Türk hava trafik
kontrol ünitelerine önceden bildi-
rilerek takip ve kontrolü tarafı-
mızdan temin edilir. Tesisin iç ve
çevre emniyeti Türk tesis komuta-
nının sorumlulugundadır. Aynca
meydanın nokta hava savunması
envanterimizde mevcul Rapier fıi-
zeleri ve klasik uçaksavar silahla-
n ile tarafımızdan saglanmakta-
dır."
ABD'li komutan
Tesisin ABD'li Komutan Yar-
dıması Albay Gary Lorenz de, te-
siste olağanüstü bir durum olma-
dığını özellikle vurgulamaya çalış-
tı. Albay Lorenz, üssün "NATO-
nun verecegi her türlü göreve ha-
zır oldugunu" söyledi. Bir gaze-
tecinin üsten Körfez krizine mü-
dahale olasılığına ilişkin sorusu-
na Albay Lorenz, "Körfcz'e mü-
'J*f ~^mZf \ "
tncirlik Üssa'niin Türk ve ABD'li komutanlan bilardo ovnarken tesisi gezen gazetecilere poz verdiler. (Fotograf: Rıza Ezer)
dabaleyi buradan diişünmüyoruz.
Çıinkii problemli bölge buradan
Ç°
k n z a k
- Z*
1
"
1
kuvvel loplanma-
» Suudi ArabisUnda yapılıyor.
Burada bir kuvvet toplaması
yoktur" yanıtını verdı. Albay Lo-
«nz üste radarlara yakalanmayan
y
e "görünmeyen ucak" olarak ad-
landınlan Stealth uçaklannın bu-
l u n u
P bulunmadığına ilişkin bir
^ ^ sonıya ise, "Bakıyorro, biz
* göremiyornz. Buralardaysa bile
baberimiz yok" karşılığını verdi.
Üste nükleer silah olup olmadığı-
n a
'U^"
1
sorulara, "Bu tür silab-
' »
n n
* " < * y«
d
» yokloğu kono-
««««» bilgi veremem" dıyen Albay
Lorenz, kimyasal sılahlar konu-
sunda ise "Biz kimyasal silahlara
karşıyız. Bunlan knllanmak da
istemiyonız" diye konuştu.
Tanıucı brifinglerden sonra In-
cirlik Üssü'ndeki silah donanım-
ları da basına gösterildi. Incirlik
Ussü'nün çevresinin hava yer fü-
zelerinden Rapier füze sistemi ile
korunmaya almdığı belirlendi. Bu
füze sisteminin yaklaşık menzili 6
kilometre dolayında. Herhangi bir
alarm amnda sistemin nasıl çalış-
tığı da basına tanıtılırken, ABD-
nin F-lll uçaklan ile Konya'dan
gelen F-4 uçaklan da "normal eği-
tim programındaymışçasına"
uçuşlarını gerçekleştirdiler.
Edinilen bilgilere göre üssün
çevresi sürekli olarak radarlar ta-
rafından da taranıyor. tncirlik Us-
sü'ndeki radarlar yaklaşık 350 ki-
lometreyi tarayabüiyor. Bu radar-
lardan edinilen bilgiler Türk ve
ABiyiiler tarafından ortaklaşa de-
ğerlendiriliyor.
lncirlik'in Türk Tesis Komuta-
m Albay Karademir, uçak pistinin
yanında basın mensuplarının so-
rulannı yanıtlarken de "Üssün
düoyamn en böyük tesisi oldn-
gunu" söyledi. Ancak Albay Ka-
rademir, "Madem dunyanın en
büyiik tesisi, neden Türk ucakla-
nnın temel degil de yedek hava-
limanı" şeklindeki sorulan ise ya-
nıtsız bıraktı. Albay Karademir,
son dönemde usle ilgili olarak ba-
sında çıkan haberlerin yüzde
90'ımn "asdaz" oldugunu da
bildirdi.
Üssün tanıtımı amacıyla ABD
1
liler tarafından haarlanan bir bro-
şürde ise olası sorular ve yanıtla-
n da hazırdı. Buradaki bazı soru-
lar ve yanıtlan ise şöyle:
"— Birleşmiş MUIetler ile ya da
Sovyetler Biriiği ile ortak operas-
yonlar planlandı tnı?
YANIT - Birleşik Devletler Si-
lahlı Kuvvetleri Suudi Arabistan
ve diğer devletlerin güçleri ile bir-
likte Suudi Arabistan'ı koruyacak
ve Irak'ın daha ileri saldırılarını
durduracaktır.
— Üste B-l Stealth uçaklan ko-
nuşlanacak mı?
YANIT — Biz, spesifik süah
sistemlerinin konuşlandırılmaları
konusunda bilgi vermeyiz. Ancak
Başkanın da söylediği gibi bülün
opsiyonlar açıktır!'
Kimyasal silah
Üste son gunlerde en çok konu-
şulan konulardan birinin "Irak-
ın oiası bir kimyasal silah bom-
bardımam" olduğu dikkati çekti.
Bu konuda Cumhuriyet muhabi-
rin sonısunu yanıtlayan bir Türk
subay, "Kimyasal silah atıl.rsa sen
ne )-aparsan ben de onu yapanm.
Yani kaçanm" yanıtını verdi.
CUNEYTARCAYUREKyaz.yor
Açıktan Kapalıya
VELİEFENDİ'DEN FÎKRET DAĞLIOĞLL
Ke\^ser daha şanslı
1. AYAK: S. Akdı ile itina ile hazır-
lanan ve form durumunu beğendi-
ğimiz Kevser, yarışın en şanslı tayı-
dır. Cuma sabahı 600/38.5,
400/25.7, 200/1 R yapan Sedam
sert rakibidir. Bu iki atın rnücade-
lesinden Buse ve Evha yararlanabi-
Ur.
2. AYAK: Seri temposuyla yarışı
gotUrecek olan Mertergüzeli, buya-
nsa gttzel idmanlarla hazırlanan
Karayunt ve perşembe sabahı 600
metre işini beğendigimiz Onurhan
arasındaki mücadele yanşın birin-
cisini belirleyecektir. Tulnea ve Kır-
derair'i sürprizde öneririm.
3. AYAK: Dereceli galop yaparak
bu yanşa hazırlanan Yemeni ve dün
sabah 600/36.5,400/23.5,200/11.5
R yapan Eastern Boy birincilik mü-
cadelesi verecekler. Tander Line da-
ha sonradüşunulebilır. RisingSun'ı
sürprizde bekliyoruz.
4. AYAK: Perşembe sabahı yapmış
olduğu 1000 metre galobunda çok
iyi görünen Ramız, günun banko
atıdır. Imparator ve Hatip'e daha
»onraşansveriyoruz. Nurşo yarışın
sürpriz atıdır.
5. AYAK: Kadir'leçok iyi bir uyum
sağlayan Apricot ve hafif kilosuy-
la Sen ve Ben yarışın en şanslı isim-
leri. Pamilly'ı daha sonra düşünü-
yoruz. Kahikave Akikaze'yi sürp-
rizde öneririz.
t. AYAK: Hafif kilosu ve iyi dunı-
muyla Kılıçbev yarışın en şanslı atı-
dır. Kuruşbey ve Melike XIII iyi du-
rumlanyla sert rakipleridir. Müca-
hit yarışın sürpriz atıdır.
TAHMİNLER
1. KOŞU: F: Şeyda (3), P: Bili-
yormusunkim (1).
2. KOŞU: F: Dragon 1 (3), PP:
Snovv And S. (6), P. Atik (1), S. Me-
astro (4).
3. KOŞU: F: Kevser (6), PP: Se-
dam (9), P: Buse (2), S: Evita (3).
4. KOŞU: F: Mertergüzeli (11),
PP: Karayunt (8), P: Onurhan (5),
S:Tülnea(4).
5. KOŞU: F: Yemeni (17), PP:
Eastern Boy (2), P: Tender Line
(15),S:RisingSun(3).
6. KOŞU: F: Ramiz (10), PP:
lmparator (3), P: Hatip{2), S: Nur-
şo (I).
7. KOŞU: F: Apricot (9), PP: Sen
ve Ben (17), PP: Pamilly (2), P: Ka-
hika(6),S:Akikaze(7).
8. KOŞU: F: Kıhçbey (13), PP:
Kuruşbey (2), P: Melike (7), S: Mü-
cahit(12).
ANKARA — Resmi açıklama-
ların açık seçik olmayışı kimi ko-
nulardaki tedırginliği arttırdığı gi-
bi, kamuoyunun yanıltıcı yönlere
kaymasına yol açıyor.
CNN'in verdiği her habere ke-
sin gözüyle bakılıyor. Sürekli ha-
ber yayını yapan CNN, örneğin
önceki gün ABD'nin Körtez'e ra-
dara takılmayan F-117A uçaklan
göndereceğini bildirdi. İkinci ha-
berinde, uçaklann Suudi Arabis-
tan ile İncirlik'te konuşlandırıla-
cağını söyledi.
Son on gündeki gelişmeleri,
Türkiye'nin olası askeri bir hare-
kâttaki yerini ya da tutumunu iz-
lemeyen her çevre hemen hare-
kete geçtı. "İncirlik Üssü'ne
F-117A'lar gelecek mi?" somsu-
na yanıt aranmaya başlandı. Yet-
kililer ise dün şöyle konuştu:
Türkiye'nin, İncirlik dahil hiçbir
üssü NATO dışı harekette kulla-
namayacağı bilinırken, radar ka-
çağı uçaklara konuşlandırma
olanağı nasıl sağlanacaktı?
F-111'lerden esirgenen izin,
F-117'lere niçin bağışlansındı?
Körfez savaşında uçaklann bura-
daki üslerden kalkarak saldırıya
kanlmasını onaylamayan Türkiye,
üstelik "lojıstik destek vermeyi"
de düşünmûyordu. Ha lojıstik
destek ya da konuşlandırma...
Sorumuz üzerine iki uygulama-
nın aynı kapıya çıkacağını sivil-
asker yetkili çevreler söylüyorlar-
dı.
Nedense kimi çevrelere Tür-
kiye'yi şöyle ya da böyle neden-
lerle Körfez Savaşı ıçine almayı
öngoren "bir tutku" egemen. Sa-
vaşta üslerin kullanımı, ancak
Meclis kararıyla gerçekleşebilir.
Lojıstik destek vermek bir yerde
savaşta "taraf olmayı" öngöre-
cektir. Her iki durumda Meclis
1
ten karar alma zorunluğu ortada.
Beri yandan ünlü AVVACS er-
İZMİR'den HJKMET ÇETINKAYA
SHP İzliyor.
?&
11fe13
M
»
ie
17
11
KEMER
\~1SULTAN SARAYL.
jOTE
5 yıldızlı yeni açılan res/s/m/zde
Surpnz açılış fiyatıyla
890.000. TL.
Khmalı odalar, açık büfa yemek 2 yüzme havuzu,
7 bar Ça/n ormanları ıçmde
ŞAHANE Tesısimizde
VADE FARKSIZ A
f
TAKSİTLE TATİL
Jolly TiDur
Valıkonagı Cad Basaran Ap! 33/1 Harbıye
131 50 18 19-147 98 11-134 28 88 Fax: 140 60 03
İZMİR — SHP'nin Körfez bu-
nalımını izlemek için kurduğu bir
"kriz masası" var mı? SHP Or-
tadoğu'daki olayları nasıl izliyor,
bu konuda neler yapıyor?
SHP Genel Sekreter Yardımcı-
larından İstemihan Talay'a, dün
sabah telefonla görüşürken şu
soruyu yönelttik:
— Körfez bunaiımını SHP na-
sıl izliyor, bir kriz masası olustu-
ruldu mu?
Biz bu soruyu sorarken, lrak:
ın Kuveyt'i işgalinden sonra ilhak
kararı alıp Ortadoğu'da "sıcak
savaş" rüzgârları estırirken
SHP'nin "kriz masası" oluştur-
madığı düşüncesindeydik.
SHP "babadan kalma" yön-
temlerle olayları geçiştirmeyi ge-
lenek haline getırmiştı. Böyle du-
rumlarda MYK toplanır. daha
sonra da Genel Başkan İnönü ya
da Genel Sekreter Baykal bir
açıklama yapardı.
SHP Genel Sekreter Yardımcı-
sı İstemihan Talay, "Evet bir kriz
masası oluşturuldu" yanıtını ver-
di. Biz de Talay'ın jçtenliği karşı-
sında "hiç sanmryoruz" demeyip
dinlemekle yetindik.
Şöyle dedi SHP Genel Sekre-
ter Yardımcısı Talay.
— Körfez krizinin başladığı iik
günden itibaren MYK'da çok de-
taylı bir biçimde değerlendirdık.
Genel başkan ve genel sekreter
sürekli etkileşım ıçindeoldu. Kriz
masasına gelen bilgiler değer-
lendirildi.
İstemihan Talay'a, "Bu kriz
masasında kirnler var" diye de
sorduk. Talay, "İzin verırseniz ad-
larını açıklamayayım" yanıtını ve-
rip ekledi:
— Belki yanlış yorumlara ne-
den olabilirim...
İstemihan Talay, 'kriz
masası'ndaki kişilerin parti içi ve
parti dışından konuyla ilgili uz-
manlardan oluştuğunu belirtıp
devam ettı.
— Bılgı akışı kriz masasında
toplanıyor. Masada hem kamuda
çalısanlar hem de özelde çalı-
sanlar var Bize kendi değerlen-
dirmelerini aktarıyorlar.
SHP Genel Sekreter Yardımcı-
sı Talay, anladığımız kadarıyla,
"kriz masası"nın iletişiminden
sorumlu. Belki de bize öyle gel-
di. Talay görüşmemiz sırasında
b r örnek de verdi:
— İran-lrak yakınlaşmasını
kriz masası daha önceden de-
ğerlendirmışti. Beklenmeyen ge-
lişmeler arasında İran-lrak yakın-
laşması da vardı bize gelen bil-
giler arasında.
SHP Genel Sekreter Yardımcı-
sı İstemihan Talay, aynca Cum-
hurbaşkanı Özal için de şoyte di-
y°r:
— Saym Özal, Kırıkkale yapı-
sı tabancasıyla yalnız kalmış bir
durumda...
Kanada radyosuna dün sabah
demeç veren Talay'a sorulan so-
ru ise şu:
— Türkiye'nin krizdeki rolü,
SHP'nin tutumu...
Talay, önceki gün Hacıbektas^
tan sonra Konya'nın Güneysınır
kasabasındaki izlenimlerini de
aktarıyor. Yurttaşların savaş de-
ğil banş istediğini soylüyor.
Pazar günü yerel seçim yapı-
lacak olan Güneysınır kasabasın-
da yurrtaşlar, Deniz Baykal'dan
"dış politika konusunda" görüş-
lerini öğrenmek istiyor.
Güneysınır tahıl üretiminin yo-
ğun olduğu kırsal bir yöre. Üretı-
cinin çeşitli sorunları var. Ürün
degerinden, Ziraat Bankası borç-
larına dek uzanan sorunlar zin-
ciri.
Ancak, "SHP'nin Körfez buna-
lımına bakışını" öğrenmek isti-
yorlar. llgısinı çekiyor bu görün-
tü SHP'li yöneticilerin.
İstemihan Talay anlatıyor:
— Türkiye'de tabandaki insan
savaştan hoşlanmıyor, barış isti-
yor.
SHP'nin "kriz masası "nı yö-
nettiğinı sandığımız İstemihan
Talay'la göruştüğümüz saatlerde
Korfez'de diplomatik çözüm şan-
sı azalıyor.
Körfez'de savaş havası
esiyor...
ken uyarı uçaklarına güney sınır-
larımızda yeni görevier verıldiğın-
den söz eden haberler de Dışış-
lerimizce doğrulanmıyordu. ABD
bölgeye yeni AVVACS'lar gönde-
rebilirdi. Türkiye'de bulunanlar
ise görev alanlan 150 kilometre-
lık bir çevreye yaygmken, daha
genişletilmiş uçuşlar yapıyorsa,
bunun gereği "Türkiye'nin sa-
vunma düzeniyle ilgiliydi."
Meclis kararı hemen hiçbir ke-
simde, ne hükümet aracıhğıyla
ne de siyasal partiler sözcülerin-
ce ve yeterınce yorumlanmadı.
Oysa hükümete "sınırlı izinleri"
kapsıyor. Batı basını sanki belırli
bir "merkezden" yönlendiriliyor.
Hâlâ "TBMM'nın hükümete sa-
vaş iznı verdtğıni" yazıyor. Du-
rum kesinkes tersine. "Tecavüz"
dışında, savaşa girmeye karar
verme hakkını saklı tutuyor.
Hükümet savaş hali ilan etme-
ye, ancak ve ancak "bir tecavüz
halinde" görevli bulunuyor. Öte-
si hava crva. Zaten TÖ'yü sinir-
lendiren, son gunlerde çevresi-
ne bozuk attığını ifade eden ha-
berler, yetkınin geri çevrilmesın-
den, savaş halinin ancak TBMM
1
ce kararlaştınlacağının bir kez
daha vurgulanmasından kaynak-
lanıyor
Türkiye polrtikasını ana rotası-
na oturtan son gelişmeler kamu-
oyuna resmen açık seçik duyu-
rulmadığından, ABD'nin bölgeye
yönelik her askeri yaptırımı bı-
zimle bağtantılı duruma getirili-
yor.
Politikamızın anlatımında sa-
dece "Yurtta barış, dünyada
barış" ana ilkeşini söylemek ye-
terli sayılıyor. TÖ'nün telefon dip-
lomasisinin yanı sıra Bakerla
yaptığı "çok gizli görüşmenin"
içenği yeterince bilinmiyor. Türki-
ye'yi bir anda savaşın içine ite-
cek üsler konusuna Çankaya'da
girilmediği "resmen" açıklanryor.
Oysa konulara doğrudan eğilen
kaynaklar daha değişik bilgiler
veriyor. Bu durum ABD'nin böl-
geye yaptığı her yaptırımda Tür-
kiye'nin akla geimesine yol açı-
yor.
Baker'la yapılan görüşmede
üsler konusuna girilmediğini
Türkiye'nin ilan etmesine karşın,
konuya en azından "değinikji-
ğini" sağlam kaynaklar doğrulu-
yor. Gün gelecek, üslere Çanka-
ya'da "değiniidiğini", bugün bilin-
meyen ayrıntılarla öğreneceğiz.
Ne çare ış işten geçmiş, yaian-
lamalarla önemli bir konu günü-
müzde gözlerden kacırılmış ola-
cak.
Kapalı kapılar ardına ya da te-
lefon hatlarına hapsedilmiş gö-
rüşmelerin TÖ'nün gerek gördü-
ğü oranda yansıtılmasından son-
rakı gelişmeler çeşitli sorulan be-
raberinde getıriyor. Örneğin TO,
Rafsancani ile görüşüyor, hemen
Bush'u arıyor. Iran'dan öğrendi-
ğini, ola ki İran'ın ilişkileri kesik
ABD'ye iletmek istediklerinı ak-
tarma görevini üstleniyor. Bir çe-
şit "ara telefon" merkezı görevi
üstlendikten sonra, Dışışleri Ba-
kanı Bozer'in Tahran'a gideceği
duyuruluyor.
Bu gezide Türkiye, ABD'nin
verdiği hangi görevi yapacak?
Yoksa bu gezi, Türk-iran ekono-
mik ilişkilermi geliştirmek için mi
düzenleniyor!
Bir zamanların, hani şu beğe-
nilmeyen 80 öncesinin "açık dış
politikaları" gitmiş, yerine telefon
hatlarında gizli kalan uygulama-
lar gelmiş.
Halimiz bu. "Tek adamlığın"
yazgısı bu.
Bozer'in Irarfa mesaj
(Baftarafı I. Sayfada)
sınır sorununun çözumu önemlı-
dir ve Saddam'ın bu yondeki adı-
mını olumlu karşılamak gerekir.
Ancak Saddam'ın girişımınin esas
amacı, ekonomik ambargo\u
Iran aracıhğıyla delmektir. Tah-
ran bu ödünu hiçbir koşulda ver-
memeli,
• Saddam'ın önerisi, Kuveyt iş-
galinden vazgeçmeyeceğinin gös-
tergesidir. !ran cephesinde rahat-
lamak ve kamuoyundaki 'saldır-
gan' imajım değiştirmek istiyor.
Ancak Kuveyt'in işgali süresince
Saddam'ın üzerindeki siyasi bas-
kı gevşetilmemeli.
• Baas Partisi'nin ve Saddam'-
ın geleceği beürsizdir. Körfez krizi
sürerse, bir iç darbe ya da dışarı-
dan askeri müdahale sonucu
Irak'ta bir rejim değişikliği gün-
deme gelebilir. Dolayısıyla Irak'la
bu aşamada başlanacak müzake-
relerin güvenilir ve uzun dönem-
de geçerli olacağı konusunda ciddi
kuşkular vardır."
Türkiye'ye çifte
aracıhk rolü
Türkiye'nin Tahran ile Was-
hington arasında oynadığı
"aracılık" rolunun diğer yonunu
de, Tahran'ın goruşlerinin ABD'-
ye aktarılması oluşturuyor. Cum-
hurbaşkam Özal'ın tran Cumhur-
başkam Rafsancani ile yaptığı te-
lefon görüşmesinden sonra Tah-
ran'ın bölge dışı ülkelerin bölge-
ye müdahalesini istemediği ve so-
runun bölge ülkelerinin çabasıy-
la çözülebileceği yolundaki görüş-
lerini Başkan Bush'a aktardığı be-
lirtiliyor. Dışişleri Bakanı Ali Bo-
zer'in de, Tahran'da Iran
Cumhurbaşkam Rafsancani'ye
Başkan Bush'un Cumhurbaşkam
Özal'a ilettiği görüşleri dile getir-
mesi bekleniyor.
Öte yandan, Türkiye'nin Iran
ile Irak arasında başlaması olası
bir diyalogda "aracılık" rolu üst-
lenip üstlenmeyeceği henüz kesin-
lik kazanmadı. Ankara'nın iki ül-
kenin karşılıkh diplomatik çıkar-
larım birbirlerinin başkentinde
temsil etme görevinin sürdüğünu
anımsatan yetkililer, Türkiye'ye
"aracılık" önerisinde bulunma
olasılığının Bagdat'ın tutumu ne-
deniyle "diişük" oldugunu belir-
tiyorlar. Yetkililere göre Saddam
Hüseyin'in bu konuda Tahran'a
doğrudan mektup göndermesi,
Irak'ın tran'la "aracısız" göruş-
mekten yana oldugunu gösteri-
yor. Bu arada Turkiye'nin şu an-
da böyle bir istemle karşı karşıya
kalsa bile "olumlu" yanıt verme-
mesı olasılığı daha yüksek gorü-
luyor. Bunun başlıca nedenıni
Saddam Hüseyin yönetiminin gi-
rişimlerini "destekler" konumda
bulunmama isteği oluşturuyor.
G Ö Z L E M UGUR MLfMCU
(Baftarafı 1. Sayfada)
Nedir "stratejik hava savaşı"?
Düşmanın seçilmiş hedeflerine savaş uçaklarıyla saldı-
rıp yaşamsal önemdeki hammadde kaynaklarını, fabrika-
larını, enerji, ulaştırma ve muhabere sistemlerini, yığınak
noktalarını ve tarım alanlarını yok etme amacıyla yapılan
hava saldırısı ve "destek harekâtı" dernektir.
Hava üstünlüğünü kazanmak ve bu üstünlüğü elde tut-
mak; düşman kuvvetlerinin hedef bölgesi ıçindeki hareket-
lerini önlemek, kara ve denız kuvvetlerinin ilk hedeflerine
ulaşmaları için ortak harekâta katılmak da "taktik hava
harekâtı" olarak adlandırılır
"Stratejik hava savaş/" saldırı amacıyla yapılır, "taktik hava
harekâtı" ise daha çok savunma amacıyladır.
29 Mart 1980 tarihli "3 Numaralı Ek İncirlik Tesisi Uygula-
ma Anlaşmasf'na göre ABD uçaklan "rotasyon esasına" gö-
re İncirlik Üssü'ne "eğitim amacıyla" gelebilirler. NATO sa-
vunma planlarını destekleyen Avrupa'daki ABD Hava Kuv-
vetleri'ne bağlı uçaklar da yine belli dönemlerde eğitim
amacıyta İncirlik Üssü'ne gelir ve bu üsteki "faaliyetlere"
katılabilirler.
ABD adına Amerika'nın eski Büyükelçisi James Spain,
Türkiye adına da Genelkurmay Başkanlığı Plan ve Pren-
sipler Daıresı Başkanı Korgeneral Necdet Öztorun (eskı Kara
Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Necdet Öztorun) tarafından
imzalanan anlaşma, Yumurtalık Akaryakıt Tesislerı ve bu
tesisi İncirlik Hava Üssü'ne bağlayan boru hattıyla isken-
derun Limanı'nın ve aynca "Adana su kuyusu ve bu kuyu-
yu incirlik Üssü'ne bağlayan boru hattı"n\ da İncirlik Üssü1
nün savunma alanı ıçine almıştır.
İncirlik Üssü'nde bulunan F-111 uçaklan, "stratejik hava
savaşı" için kullanılacak "stratejik uçaklar" mıdır, yoksa sa-
vunma amacıyla kullanılması beklenen "taktik uçaklar" mt-
dır?
İncirlik Ussü'nün statüsü ve bu üsten yararlanma koşul*
larını belirleyen sözleşmelere göre, bu uçaklann nükleer
başlık taşımaları ve silah yüklü olmamaları da zorunludur.
1980 yıhnda imzalanan uygulama anlaşması ve ekleri İn-
cirlik Ussü'nden yararlanma amacını saptıyor:
Eğitim.
Bu eğitim de Sovyetler'den gelecek bir saldırınm Türki-
ye'de nasıl durdurulacağıdır. Bu üste, ABD Hava Kuvvetle-
ri'ne bağlı iki hava taktik filosu ve Avrupa'daki NATO savun-
ma planlarını destekleyen Amerıkan hava birliklerıne bağlı
uçaktarın NATO ülkelenni savunma amacıyla eğitimlerı ya-
pılabilir.
Bu uçaklann Türkiye'ye silahla donanarak gelmeleri için
NATO'nun "basit alarm" kararj alması gerekir.
Stealth uçaklannın İncirlik Üssü'ne gelmeleri ve bu üs-
ten havalanmaları İncirlik statüsüne ve üssün kullanma ko-
şullarını belirleyen sözleşmelere açıkça aykırıdır.
İncirlik Üssü'nde bulunan F-111 uçaklan, "stratejik bom-
balama uçaklan"d\r. Bu uçaklann menzilleri 4 bin 707 kilo-
metredir Bu uçaklar İncirlik Ussü'nden kalkıp Irak'ı bom-
balayabtlirler. Hele İncirlik Üssü'ne gelecekleri ileri sürü-
len "Stealth" uçaklan bu hareketi hiçbir radara yakalanma-
dan kolayça başarabılirler.
İncirlik Ussü'nden kalkacak F-111 ya da "Stealth" uçak-
ları Türkiye'yi hemen savaşa sokacak gerekçeleri yaratır-
lar.
NATO'nun kendisi bölgede bir savaş olasılığı görmezken,
anlaşmalarla koşulları belirlenen İncirlik Üssü stratejik sa-
vaş uçaklarına açılamaz.
Acan sorumlu olur.
İncirlik Üssü'nü silah ve bombalarla donatılmış "strate-
jik hava savaşı" yapacak Amerikan uçaklarına açmak Tür-
kiye'yi büyük askeri serüvenlerin içine sürükler.
İncirlik'e dikkat!
BAŞKENT^TEN
Bozer'in haftasonu
Saddam'ın dize getirilmesi için îran
Washington'a yardım eder mi? Rafsancani'nin
ısrarlı açıklamaları, İran'ın ABD'ye karşı
tutumu ve Iran'ın iç dengeleri, bu sorunun
yamtının kolay verilemeyeceğini gösteriyor.
AHMET TAN
ANKARA — Dışişleri Bakanı
Ali Bozer'in bugünkü Tahran ge-
zisi, ABD'nin bilgisi ve ilgisi çer-
çevesinde gerçekleşiyor.
Gezinin amacı, yalnızca Özal-
ın mesajını tran Cumhurbaşkam
Rafsancani'ye iletmek değil. Eğer
öyle olsaydı, gezi iki güne ya-
yılmazdı.
Ali Bozer'i Tahran'da zorlana-
bileceği bir görüşme süreci
bekliyor.
Bu süreçte Bozer, Körfez'de her
an değişebilecek yeni durumlar
karşısında Ankara ile sürekli te-
mas halinde olacak.
lranlı yöneticilere, gerekirse
VVashington'un Ankara'ya iletebi-
leceği yeni görüş ve değerlendir-
meleri aktaracak.
Bu gezi ile Türkiye, Körfez kri-
zinde yeni bir etkinlik üstlendi.
Saddam yönetimi, Özal'ın tele-
fon diplomasisinden sonra, Bo-
zer'in Tahran gezisini nasıl karşı-
ladı ?
Irak'ın Ankara Büyükelçisi Ta-
nk Abdülcabbar Cevat'a, dün ak-
şam üzeri telefonla bu soruyu yö-
nelttik.
Irakh Büyükelçi "Yornın yok"
dedi, ama ekledi :
"Bu siziıı ile Iran arasındaki bir
meseie. Bizi ilgOendinnez. tran ile
Türkiye zaten hep iyi ilişki içinde
olmustur. Biz Tahran ile savaşır-
ken de Türkiye'nin iyi münasebet-
leri vardı. O zaman da biz aynı şe-
yi söyledik. Bnniar Türkiye'nin
kendi bUecegi is."
Büyükelçi Cevat, daha sonra
Irak'ın Tahran'a yaptığı banş çağ-
nsırun aynntılanru anlattı. Bu ko-
nuda Rafsancani'nin fikirlerine
aynen katıldığını açıkladı :
-Yani, "Körfez krizi ile Irak'ın
banş çağnsı farklı konulardır."
Irak'ın lran'a yaptığı banş çağ-
nsı ile Körfez krizinin ilintisiz ol-
dugunu, hem tran hem Irak kar-
şıbklı belirtirlerken, üçüncü ülke-
ler, bu arada Türkiye de çağnnın
krizle çok "iUntili" olduğu gö-
rüşunde.
Türkiye, Saddam'ın Tahran'a
yaptığı çağndan 4uyduğu hoşnut-
luğu "resmen" ifade etse bile,
gayri resmi olarak bu konudaki
kaygüan çok açık.
Zaten Bozer'in Tâhran gezisinin
de bu kaygılar sonucu gerçekleş-
tiği "berkesce büinen bir sır."
Bozer'in Tahran'dan sonra "esld
gunlerde olduğu gibi" bir de Bağ-
dat'a gitraesi beklenebilir mi?
Irak Büyükelçisi Abdülcabbar
Cevat, bu sonıya yanıt vermek is-
temedi.
Ali Bozer'in Tahran gezisi,
özal'ın Rafsancani ile yaptığı te-
lefon görüşmesinde kararlaştınl-
dı. Gezi "Dışişleri Bakanı Veiaye-
ti'nin resmi çagnsı üzeriae" diye
formüle edıldi. Bu uygun bir yol-
du. ÇUnkü Bozer'in daha önce ip-
tal ettiği bir Tahran gezisi vardL
Bu geziden, Körfez krizinin çö-
zülmesi yönünde bir sonuç çıkar
mı ?
Diplomatik kaynaklar bu soru-
nun, "yaalış" bir soru oldugunu
belirtiyorlar. Çunkü Bozer'in Tah-
ran'daki muhatapları, belirttiği-
miz gibi, Bagdat'ın banş önerisi
ile kriz arasında bir bağ kurulma-
sına kesinlikle karşı.
Tahran'ın krizin patlak venne-
sinde bir payı olmadığma göre,
doğnı soru şöyle olmalı :
"Saddamın dize getirilmesi için
Tahran, WasbJngtoo'a yardım eder
mi ?"
Rafsancani'nin ısrarlı açıklama-
ları, İran'ın ABD'ye karşı bilinen
tutumu ve İran'ın iç dengeleri, bu
sorunun yanıtının kolay verileme-
yeceğini gösteriyor.
İki nedenle :
Bir, Saddam'ın çökertilmesinin,
Körfez'de Amerikan varhğının ka-
çmılmaz olarak perçinleneceği an-
lamına geldiğini Tahran da biliyor.
İki, Saddam'ın Kuveyt'i yutma-
sı eğer yanına kâr kalırsa, günün
birinde Irak füzelerinin yeniden
Tahran'a yöneleceği de açık.
Ali Bozer, bu hafta sonunu, bi-
rinci neden üzerinde yorum yap-
madan, lranlı yöneticilerin dikka-
tini ikinci olasıhğa çekmeye çalı-
şarak geçirecek.
HAREM 89 ile
günlük deniz
gezileri
• Her gün 10'da
Kuruçeşme'den hareket-
varış 18'de.
• Gruplara ve kombine
bıletlere indirim yapılır.
• Çarşamba günleri
hanımlar turu
• Tel: 145 77 93-149 93 87
Tatıl ve mesai saatlerı
dışında telefon: 165 54 61