29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 AĞUSTOS 1990 KENTYAŞAM CUMHURİYET/9 Erken saatte başlayan yağmur hayaîıfelç eiti. Meteorolojiye göreyağış bugün de sürecek SusuzIstaııbııTıı su hastıSadabat viyadüğünden aşağı uçan kamyondaki 2 kişi ağır yaralandı. Alibeyköy Deresi yanındaki bir yapıştıncı fabrikasında yangın çıktı. Can kaybı olmadı. Alibeyköy Çırçır ve Üsküdar Beylerbeyi, Koşuyolu, Burhaniye mahallelerinde su baskınları oldu. tstantral Haber Servisi — tstan- bul'da dün sabah erken saatlerde başlayan sağanak yağmur yaşamı olumsuz yönde etkiledi. Yağış yü- zünden bir kamyon Sadabad Vi- yadflfü'nden aşağıya uçtu, 2 kişi ağır yaralandı. Su baskınlan ne- deniyle Alibeyköy Çırçır mahal- lesinde baa aileler uzun süre ev- lerinde mahsur kahrken Üsküdar ve çevresinde çok sayıda binanın bodrum katlannı su bastı. Yıldı- nm düşmesi yüzünden üsküdar Bulgurlu Camii minaresinin bir bölümü yıkıldı. Mcteoroloji yet- kilileri, yağışlann bugün de süre- ceğini belirttiler. Sabaha karşı 05.00 sıralarında başlayan ve yaklaşık 4 saat yoğun olarak etkisini gösteren gök gürill- tülü sağanak yağmur, başta üs- küdar, Bahçeköy ve Alibeyköy ol- SUGÜNLÜĞÜ mak üzere bazı semtlerdeki bina- lann bodrum katlanrun su baskı- nına uğramasma yol açtı. Sağanak yağmunın başlama- sından kısa süre sonra Üsküdar Beylerbeyi, Bağlarbaşı, Koşuyo- lu, Burhaniye mahallesi, Sanyer, Bahçeköy, Mecidiyeköy, Kilyos, Levent, Eyüp, Alibeyköy, Çırçır Mahallesi, Merter ve Yeşüköy'de su baskınlan görülmeye başlandı. özellikle Usküdar'daki su baskın- lannı tahliye amacıyla Kadıköy it- faiyesinden de yardım geldiği be- lirtildi. Eyüp, Çırçır mahallesinde, Ali- beyköy Deresi'nin taşması nede- niyle birçok aile sabah saatlerin- den öğleye kadar evlerinde mah- sur kaldılar. Sağanak yağmur sı- rasında Üsküdar Burhaniye ma- hallesi Bulgurlu Camii minaresi- İSKl'nin dûn yaptığı ölçümlerde, lstanbul'a su sağlayan 7 barajın faaliyet raponı şöyle: Itaam Tertos Alibeytoy ûmerli Elmalı (eski) Elmalı (yeni) B.Çekmece Dartık EndüsifctertTC | (IMre) -150 11.00 46.00 26.00 38.00 1.00 2150 u j w u SBfiyı (Metre) -114 1355 5056 2852 55.61 1.04 27.66 DoMricoram 4.23 6.48 2108 61.70 3151 0.60 632 Aynı gün kente verilen su miktan: 829.795 metreküp. ne yıldınm düştü. Minarenin te- pesinin yıkıldığı gözlendi. öte yandan Alibeyköy Deresi yanında kunılu Kim-Yap-San A.Ş.'ye ait Dunlop yapıştıncı fab- rikasında öğle saatlerinde çıkan yangın maddi hasara yol açtı. Mudahale için gelen itfaiye ekip- leri yağmunın neden olduğu sel sulan yüzünden yangın yerine güçlükle ulaşniar. Fabrikada 5 bin işçinin mesaide olduğu sırada çıkan yangında 3 araç yandı, can kaybı olmadı. Yeşüköy Meteoroloji Müdürlü- ğü'nden alınan bilgiye göre Mar- mara Bölgesi'nde metrekareye 38 kilogramla en fazla yağış Bahçe- köy'e düştü. Kilyos'a 5.8, San- yer'e de 6 kilogram yağış düşer- ken bu miktar Tekirdağ'da 9 ki- logram, Edime'de 1.2 kilogram olarak belirlendi. tstanbul'da Ye- şilköy'e0.2, Göztepe0.5, Florya'- ya ise 0.1 kilogram yağış düştû. Kamyon viyadükten uçtu Sağanak yağış yüzünden kum yüklü bir kamyon, bariyerlere çarpüktan sonra 35 metre yüksek- likteki viyadükten aşağıya uçtu. 2 kişi ağır yaralandı. Ahmet Eren'in kullandığı 34 U 6146 plakah kum kamyonu, yo- lun kaygan olması ve görüş me- safesinin kısalması sonucu Ali- beyköy Güzeltepe mevkii ikinci çevre yolu üzerinde bulunan Sa- dabad Viyadüğü'nden aşağıya yu- varlandı. Şoför Ahmet Eren ile yanında bulunan Hikmet Sönmez ağır ya- ralı olarak SSK Okmeydanı Has- tanesi'ne kaldınldılar. Ahmet Eren yoğun bakıma alınırken Hikmet Sönmez de ameliyat edil- di. SOKAKLAR SEL ALTINDA — Dön sabah erken saatlerde başlayan sağanak yağmur, su baskınla- nna yol açtı. Alibeyköy Çırçır Mahallesi'nde bazı aileler, uzun süre evlerinde mahsur kaldı. İEKVde yolsuzluksuçlaması Dalan, vakfından ihraç ediliyortstanbol Haber Servisi — Kur- lan'ın ANAP'tan avnlışından ise duğu Demokratik Merkez Par- ti'yle iktidar mücadelesine girişen tstanbul Büyükşehir eski Beledi- ye Başkaru Bedrettin Dalan, ken- dı kurduğu ve yönetim kunılu başkanlığıru yaptığı tstanbul Eği- tim ve Kültür Vakfı'ndan ihraç ediliyor. Vakıflar Genel Müdür- lüğü'nce, tstanbul 2. Asliye Hu- kuk Mahkemesi'nde açılan dava- da, Dalan ve vakfm diğer yöne- ticilerinin usulsüzlük yaparak vakfı zarara soktuklan gerekçe- siyle yöneticilikten "azledilmeleri" isteniyor. Dava- ya gerekçe gösterilen vakfın 1985r 1986 ve 1987 yülanna ait teftiş raporunda vakıf adına bir- çok usulsüz harcama yapıldığı ve bu harcamalann gider gibi gös- terildiği, Kültür Bakanhğı ve Be- lediye Bandosu'nda çalışan bazı kişilere yasalara aykın olarak maaş verildiğj ileri sürülüyor. Birçok usulsüzlüğün sıralandığı raporda aralannda Adalar Bele- diye Başkanı Recep Koç'un da bulunduğu vakıf yöneticilerince Büyükada'da kaçak olarak dub- lex ev yaptınldığı da belirtiliyor. Belediye başkanlığı dönemin- de çok ucuza satılan belediye mülklerinin vakıftan geri alınma- sı istemiyle hakkında dava açılan Dalan'm kurduğu tstanbul Eği- tim ve Kültür Vakfı'yla ilgili ola- rak Vakıflar Genel Müdürlüğü de harekete geçti. Vakıflar Genel Müdürlüğü, 3.1.1989'da hazırla- nan İstanbul Eğitim ve Kültür Vakfı'run 1985-1986 ve 1987 yıl- lanna ait teftiş raporunu gerek- çe göstererek Dalan ve diğer va- kıf yöneticilerinin vakıf yöneti- minden azledilmesi istemiyle da- va açtı. Vakıflar Genel Müdür- lüğü adına avukat Ayfer Ongur tarafından teftiş raporunun ha- zırlanmasından 1 yıl 3 ay, Da- yaklaşık 6 ay sonra verilen dava dilekçesinde Bedrettin Dalan ile diğer yöneticiler Husnü özyeğin, Namık Ayara, Recep Koç ve Yekta Okur'un Vakıflar Hakkın- da Tüzüğün tdarecilerin tşten Uzaklaştırüması başhğını taşıyan 23. maddesi ile 23/b, c, d ve e fıkralanna aykın davrandıklan belirtildi. Dava dilekçesine aynca Vakıf- lar Başmüfettişi Mansur öztürk ve Müfettiş Yardımcısı Mustafa Akyıldız tarafından hazırlanan teftiş ve denetim raporu eklendi. Raporda tstanbul Eğitim ve Kül- tür Vakfı'nın 15.2.1985'te, "ya- bancı dil ağırükh öğretim vere- cek okullar açmak; maddi im- kândan yoksun öğrencilere kapa- sitenin en az yüzde lO'unu tah- sis etmek; zengin, eşsiz kültür mirasımn korunması; kültür ha- yatrnın geliştirilmesi" amaçlany- la kurulduğu belirtUdikten son- ra vakfm 1987 yılı itibanyla 40 adet gayri menkulü ile 21 milyo- nu kasada diğer bölümü de ban- kada olmak üzere toplam 859 milyon 263 bin 91 lira parasının olduğu vurgulandı. Raporun "netice ve kanaat" bölümünün ilk maddesinde vakıf adına bas- tınlan makbuzlann bağış topla- mak üzere bazı kişilere rastgele dağıtıldığı, makbuzlann dip ko- çanlannın bulunmadığı ve tek nüsha olduklan, bu durumun da 14.8.1985 tarihine kadar sürdü- ğü belirtildi. Ne kadar makbuzun satılıp bunlardan ne kadar gelir elde edildiğinin tespitinin olanak- sız olduğu kaydedilen raporda, elde edilen paralann kasa defte- rine de işlenmediği, söz konusu makbuzlann dağıtılan kişilerden geri toplanarak, karar alınmak suretiyle imha edildiği ve tutanak tutulduğu anlatıldı. İSKİ GenelMüdürü Ergun Göknel: liağmayan bulutu geçirmeyeceğizKEMAL KÜÇÜK Körfez krizi de patlasa, savaş da çıksa, ls- tanbul'un suyu hele lstanbullular için kolay kolay gündemden düşmeyecek bir konu. Ya- lova'nın suyu yetecek mi, son yağmurlar aca- ba Terkos'u kurtanr mı gibi düşünceler ara- sında su konusunu tstanbul'daki en yetkili kişi olan tSKt Genel Müdürü Ergun Göknel'e sorduk. — Sayın GökneJ, İstanbul'da göç hızlanıp yagmar da azahnca kişi başına döşen su aza- hyor. GrVsmls nlkelerle geri kalmış ölkelerde Ufi basma ortalama gftnttk sa tiketini ne ka- dar? GÖKNEL — Gelişmiş sanayi ülkelerinde su tüketimi günde kişi başına 250 litredir. Temiz insan sayılmak için de herhaldc günde 140 litre civannda su tüketmek gerekiyor. Afrika ülke- lerinin bazüannda 40 litreye kadar düşüyor. Biz hep ileriye doğnı baktığımız için çok faz- la meşgul olmadık o olayla. Türkiye'deki sı- mrla ilgili hesaplanmız günde 175 litredir. 9 milyon nüfuslu tstanbul'a verdiğimiz su, gün- de 800 bin metreküptür bugün. Bunun yak- laşık yüzde 25'i topraku kayboluyor, borula- nn anzalan nedeniyle 600 bin metreküp su ve- riyoruz. Ama tstanbul'u 9 milyon olarak he- saplamayın. 3 milyon kişiyi hiç ortalamaya koymamamz lazım. Çünkü onlann şebekesi yok. Yeni dösenen borularla günde ancak ora- lar 30 bin metreküp su alabiliyorlar. Yani Af- rika ya da Bangladeş ortalamalannda. Şebekesi olan 6 milyon kişi ise günde kişi başına 100-120 litre su alabiliyor. Ama bunun da hakkaniyetle dağıtılmadıgını söylemek la- zım açık açık. Gaziosmanpaşa ilçemiz hafta- da iki kere 12 saat su alryor. Buna karşılık Ba- kırköy'ün deniz tarafında hiç sular kesilmiyor. Bunun iki sebebi var. Aslında bir su dafıtım sistemi yok tstanbul'da. Avrupa yakasında üzerinde çok tartışümış bir proje var. Asya yakasında hiçbir proje yok. Barajdan şehir şebekesine kadar olan sistem- de şehir içinde yeterli depolar yok. Dagıtım için yeterli isale hatlan yok. Motorla direkt şehre su veriliyor. Barajda ya da ana isale hat- tında bir anza olsa, elektrik kesilse, şehir içi depodan suyu regüle edebilirsiniz, ama bun- lar yok denecek kadar az tstanbul'da. Bununla ilgili projeye baslandı ve ilk kez yaptınyoruz. — Istanbnl'un su şebekesİBİn eskilik ve ak- saklıklan, özeOikle merkezdelü ynrttaşlan II- gilendiriyor, ama tSKt'nin ve Belediye Sara- yı'nın kapınnda her gun protesto gösterisi ya- panlar, *çevrede oturanlar.' En çok niifusu ar- tan yerler de oralar. Sizin görev alamnız için- deki bu bölgelerde son 10 yıldır giderek ar- tan su sıkıntısı şimdi dornkta. Bunda etken patiama derecesindeki nufus artışı mı? GÖKNEL — Once demin söylediğim hak- kaniyetsizliğin iki nedeni var. Ve bu sonınun yanıtı da burada. tSKt'nin dinde iki tane su dağıtım sistemi var aslmda. tSKl kurulunca- ya kadarki Sular Idaresi'nin su dağıtım siste- mi ve 1982'den sonra tSKt'nin kurulmasıyla -birleştirilen su dağıtım sistemi. İstanbul'da yok denecek kadar az dediğım şehir içi depolan da hep eski Sular Idaresi- nin yaptığı depolar ve eski Sular Idaresi'nin sisteminde bir aksaklık yok. önemli olan şu: 1980 öncesinde tstanbul'un çevresinde küçük küçük 30 civannda belediye vardı. Bunlar çev- rede oturan yurttaşlara hizraet ediyordu. Ve bunlann arasında da su birlikleri vardı. Mah- mutbey ve Kartal su birlikleri gibi. Çoğalan çevre nüfusa, bu küçük belediyeler kendi ola- naklanyla su veriyordu. Mesela Esenler bu- gün çok su sıkıntısı çekiyor. O tarihte Esen- ler Belediyesi ya da Avcılar Belediyesi de ku- yular açtırdı ve o kuyulardan Tuna suyu diye su getirildi, dağıtıldı. Kotil zamanında da di- rekt bir hat çekildi ve 1978-79'da su sorunu bir ölçüde çözümlenmişti, ama 1982'den sonra tüm bu belediyelerin su işi tSKt bünyesine alındı. O birlikler ve sıstemler bugüne kadar tSKt bunyesi içinde iyi entegre edilememiş. Biz 6 ay evvel Büyükçekmece Barajı'dan Avcılar'a direkt hat çektik, su sorunu orada bitti. Ama şimdi kısıntı var. — Kısaca 1980 öncesi kendi başlannın ça- resfaıe bakan cevredeki yerieşim birimleri, şim- di tSKİ'nin eline bakıyor. Pelu siz kısa süre- de bu entegrasyonu sağlayabilecek misiniz? GÖKNEL — Avrupa pompa istasyonlan projesi, demin söylediğim su dağıtım sistemi çalışmalannın özü gibi. O projeyi kasımda uy- gulamaya başhyoruz. 3 yıl sürer. Sistem ku- rulunca nüfusa yetmeye başlanz. Yani mevcut yerleşim sistemi içindeki nüfusa yetişiriz, ama şuna yetişmemiz zor, açıkça söyleyeyim: Me- sela yapılaşmanın hızla surdüğü Samandıra ve Sangazi'nin belediye olma ihtimali var. 40 bin kişilik Sangazi, 350 bin kişi olursa, kimse )-e- tişemez. Çünkü belediye olunca yapılaşma katlı olarak hızlanacak. Buralann belediye ol- maması için girişimlerde bulunduk. Maalesef tl Genel Meclisi'nde belediye olrnası için onay çıktı. Çıkmaması lazımdı. Meclise raporlar verdik. Vaüye, tcişleri Bakanı'na raporlar ver- dik, Çevre Koruma Müsteşarlığı'na verdik, ama belediye olacaklar. — Belediye olnnca 'imaıiı olarak' yüksek irtifalarla >-apılaşma patlayacak diye korku- hıyor. Şu anda da kaçak olarak aynı şey ol- mnyor mu? GÖKNEL — Hayır, Sultanbeyli bunun en güzel örneği. Sultanbeyli'de şu anda 150 bin nüfus var. Ama belki 400 bin kişınin yaşaya- bileceği boş yapı stoku var. Çoğu yeni yapıl- muhalefette var. Ne bir partide ne de herhan- gi bir kuruluşta var. Hatta kâğıt üzerinde ol- duğundan da şüpheliyim. tstanbul nüfus ola- rak Türkiye'nin 6'da biri. Bizim görev saha- mız Belçika'nın yarısı kadar, ama içinde Bel- çika'mn tüm nüfusu kadar insan yaşıyor. Özel yerleşim politikası gerekiyor. tstanbul'da ge- cekondu yok, kacak yapılaşma var. Bunun ya- sal çarelerini ne ISKI ne de anakent belediye- si bulabilir. tlçe belediyeleri göreve başlayın- ca gecekondulan yıkmaya başladılar, bir sü- ru gecekondu yıkıldı ama ardı arkası kesilmi- yor. — Sayın Göknel. iktidann ve muhalefetin şehirieşme politikası yok diyorsunuz. Kaçak yapıyı önleme politikası yok diyorsunuz. Bu- na karşın şimdiki belediye yönctimi seçim ön- cesi kendiliginden bir tarih beliriedi ve "26 Mart seçim günunden once yapılmış kondu- lan yıkmayacağıın, sonrakileri yıkacagım" de- di. 26 Mart bir af yasası raıdır? GÖKNEL — O söz söylenirken düşunülen şuydu: 26 Mart'tan sonra yerel yönetimlerde iktidara gelindikten sonra imar hareketine ve demin söylediğim eksikliklere çare bulunaca- ğı belirtiliyordu. Zaten ne yasal olarak ne de uygulamada olabilir. Başka bir anlamı yok. — Sizin su yukünüzu hafifletecek bu poli- tikalar ve projeler şu ana kadar uretilebildi diğiniz Aşağı Dudullu, Küçükbakkalköy, Çek- meköy, tkitelli'nin bir bölümü, Pendik-Şifa mahallesi, Alibeyköy arkası, Atışalanı, Sultan- çiftliği, Esenler gibi yerlere toplam 150 kilo- metre boru götürdük. Şu anda oralann biz- den aldığı günlük su miktan 40 bin metreküp civarındadır. Bunlar kaçak olabilir, ama ka- pı numarası, mahallesi ve sokağı var. Buralar- da oturanlara kişi başına günde 80 litre falan su düşer. — Anadolu yakasındaki kaçak yapılaşma- nın buyuk bölumu barajlann su havzası için- de bulunuyor. Barajlardaki koli basili oranı önemli olçude yukseliyor. Klorlama bir nok- taya kadar geçerii. Siz bu bolgedeki kaçak ya- pılaşmaya su verip dışkısım bu yoreden, ba- rajdan uzaklaşhrmak için bir kolektör ve ye- ni bir anlma tesisi kurma projelerini yapıyor- sunuz. Maliyeti l.S trilyon liraya yakın sanı- nm. tstanbul'un tıim raerkezdeki patlak şebe- ke borulannın turau 600 milyar liraya degise- biliyor ve yüzde 30 su kaybı onleniyor. Sizin 1990 yılı bütçeniz de 1 trilyon lira. Bu durum- da otobusten indigi günün ertesinde su hav- zasını kirieten ve sizden su isteyen bu bölgeye kaçak yvrle^en kişinin dışkısını, 6 milyon kişinin içmemesi için 1.5 trilyon harcamanız, vergisi- ni ve su parasını veren, ancak şebekesi patlak olduğu için su alamayan merkezdeki kentlile- re bir haksızlık değil mi sizce? Bu para altya- yer alacak? Ama ben aynı gün bir asparagas su haberi çıkarsam bak nasıl manşetlerde yer alıyor. Baan suçlu değil. Biz vaktimızin önemli kısmını su için ütopik çözümlerin niye olama- yacağını ispatlamakla geçiriyoruz. Feci bir du- rum. Partilerin bu konuj-a eğilmesi lazım. Bun- dan 3 ay önce biz dahil hiçbir devlet kurulu- şunun elinde tstanbul'a nasıl yeni su temin edi- leceğine dair proje yoktu. Düşünce kınntılan vardı. Damoc projesi deniyor. Bir proje 20 yıl uy- gulanmamışsa o projeyi unutmak lazım. Biz gelir gelmez tstanbul'dan eski yönetimce adeta sürgün edilen DSİ ile temas kurduk ve çok olumlu bir çalışma yürüttük. DSt'nin elinde uzman, mühendis birikirai var. Tecrübesi var. Birlikte tstanbul'un 50 yıl- lık master plarunı geliştirdik. Bugün acil ve kı- sa vadeli önlemler, o master planın içinden alınmıştır. DSt'nin bugün ciddiyetle ele aldı- ğı Büyükmelen çayından su getirme projesi, ancak 5 yıl sonra tstanbul'a yarar. Ama ben 6 ay sonra tstanbul'a su getirmek zorundayım. Bunu düşünüvorum. Çalışıyoruz. — Bu konuda çok degisik yorumlar getiril- di. Eski belediye yönetimi hızlı iş yapmak için DSt'yi devreden çıkardıgını belirtiyordu. Siz 6 ay sonra su getirmeliyim diyorsunuz. DSt, Devlet thale Yasası'na baglı ve yıihk ödenek- tSKİ Genel Müdürii Ergun Göknel — Suyu arayan adam. Aldığımız önlemler ile İstanbuFun suyu ekim sonuna kadar idare eder. Eylül 15'ten itibaren İstanbul yağmur mevsimine giriyor. 1.5 milyar liraya 7 ay boyunca bulutlara gümüş iyodür tohumlamasıyla yağmayan bulutlan yüzde 15-20 oranında daha fazla yağdıracağız. Bulutları yağdırmadan geçirmeyeceğiz. ö i r i kalkıyor, ben ilçeme günde 150 ton su buldum diyor, manşete çıkıyor. 2 milyonluk ilçenin su sorunu halledildi* sanılıyor. Asıl sorunlar öne çıkamıyor. Tuzla'da Türkiye'nin ilk biyolojik arıtma tesisini kuruyoruz. En erken 3 senede biter. Bu gazete ve TV'de ne kadar yer alacak? Ama ben aynı gün bir asparagas su haberi çıkarsam, bak nasıl manşetlerde yer alıyor. Basın suçlu değil. X ürkiye'de bir şehirieşme politikası yok. Ne hükümette var ne de muhalefette var. Ne bir partide ne de herhangi bir kuruluşta var. Hatta kâğıt üzerinde olduğundan da şüpheliyim., mış durumda. Yerleşim potansiyeli doğuyor. Aynı bolgedeki Samandıra ve Sangazi'yi de belediye yaparsanız yeni bir çevre yolu yapıp E-5 ile yeni E-6'nın arasına sıkıştınrsanız bu bölge tamamen dolar. E-6 yapılıyor ve bu oto- yol da kaçak yapılar gibi Elmalı Barajı'nın üzerinden geçiyor, yeni yapılaşma getiriyor. Sultanbeyli belediye olduktan sonra 300 bin nüfusuyla su istiyor, ama kirletiyordu. Şu anda orada 40-50 litre günde kişi başına su tüketi- mi varken biz suyu verince iki katına çıkacak. — Sayın Göknel, tstanbul için en önemli noktaya geldik. tstanbul'un su havzalannda inanılmaz boyutta kaçak yapılaşma süriıyor. Belediye olsa da olmasa da süruyor. Bu tarz bir kaçak yapı yayılmasına karşı anakentûı ko- ordinatoHügünde ilçelerle bir politika belir- leniyor mu? GÖKNEL — Bu tarz sonılar öyle kapsam- lı hale geldi ki tSKl sanki Türkiye'nin imar politikasını, Istanbul'un sağlık polıtikasını, ulaştırma politikasını tayin eden bir kuruluş gibi düşünülüyor. Ben yakınmıyorum. Ama bir çarpıkhk var. Hepsıne cevap verebilecek fikrün var. Tabii ki politikalar lazım. Şu an- da şehirieşme değil İstanbullulaşma var. Tek şehre hücum! Buna karşın bir şehirieşme po- litikası şu anda yok. Ne hükümette var ne de GÖKNEL — Burada size hak veriyorum. Üretilemedi. Göçün duzenlenmesi yanında şe- hirde arsa üretilmesi gerekiyor ki planlı geliş- sin. Bugün nüfus yılda 500 bin kişi artıyorsa ve bu durdurulamıyorsa, bir yılda 100 bin ko- nut Üretilmesi lazım. — Sayın Göknel, sizin başınızı en çok ağ- nlan bir bolge hera temiz hem de kirli su açı- sından çok önemli. Sultanbeyli olayı bir ör- nek. Neredeyse tamamı kaçak, su havzasında 8 katlı binalan olan, fakat doğru dıirüst so- kağı yokken 65 metre genişliğinde bulvan olan bir kaçak kent. tstanbul Belediyesi'nin sınır- lan dışında, ama bu sınırın içinde olup aynı gelişim çizgisini izleyen Sangazi, Dudullu, Sa- mandıra, Buyukbakkalkö). Altındağ, Paşakoy. Çekmekoy gibi yerler var. Bunlar hem su hav- zasında hen'ı de orraan sınırlannı yok eden bir yapılaşma içinde. Bedrettin Dalan, 'Temiz su vermezsem kirli su da çıkmaz' deyip buralara su vermedi. Siz 'lşkence yapamam' deyip ver- meye başladınız. Kaçak yapılanmış bu yerle- re şu ana kadar ne kadar boru döşey'P günde ne kadar su veriyorsunuz? GÖKNEL — Biz 1989 nisan ayından beri- tum istanbul'da bin kilometre boru döşedik. Bunun 630 kilometresi son 6 ayda döşendi. Umranıye, Kuçükçekmece ve Pendik hudut- ları içindeki yeni ve kaçak yapıldığını söyle- pısı hazır arsa üretmeye harcanamaz mı? GÖKNEL — Şimdi bakın, bizim iki göre- vimız var. Biri atık, biri temiz su. Bir de do- laylı olarak çevre koruma. Tabii bu uç konu- da bazı oncelikler var. Şu anda tstanbul'a su getirmeyi düşunüyorum diye Boğaz çevresin- deki biyolojik antmayı, yahut boruları yeni- leyeceğim diye Elmalı-Ömerli baraj havzası- nın atık su sorununu çözmeyi geri bırakamam. Kaça mal olursa olsun görevim o parayı bul- mak. — Siz bugün tstanbul'a su temini için mü- cadele veriyorsunuz. Saynn Sozen, Cumhurbaş- kanı ile yaptığı gorüşmede su gelirilmesi ko- nusunda ısrarlı isteklerde bulunurken, her gün su havzasına yerleşen yeni insanlan buradan uzaklaştıracak imar tedbirieri almanın çok da- ha ucuza mal olacagı mesajım veriyor musu- nuz? Bunun mucadelesinin yeterli derecede yn- pıldıgına inanıyor musumız? GÖKNEL — Haklısınız. Ama şu anda maalesef spot altında tstanbul'un su sorunu var. Yani birısi kalkıyor, "Ben ilçeme gunde 150 ton su buldum" diyor. Bu basında man- şet oluyor. 2 milyonluk ilçenin su sorunu hal- loldu sanılıyor. Asıl sorunlar öne çıkamıyor. Biz Türkiye'nin ilk biyolojik arıtma tesisi- ne Tuzla'da başhyoruz. Çok önemli; 3 yılda biter en erken. Bu, gazete ve TV'de ne kadar le çalışan bir kurum. Ancak deneyim ve bilgi ve yöreyi tanıma açısından kuvyetti. tSKt böy- le de|il. bu açıdan kısa sıireli hızlı ihaJeter için DSİ Istanbul'un sorununu çözmekte mali yön- den hızlı çalışabilecek mi? GÖKNEL — tşte biz bunu yaptık. tkisinin güçlü yanlannı birleştirdik. Şu anda bir pro- tokol imzaladık. tSKt, Büyükşehir Belediye- si ve DSİ Genel Müdürü tarafından imzalan- dı. Bayındırlık ve tskân Bakanı tarafından irn- zalandı. Bayındırlık Bakanı bir beyanat ver- di. Bundan sonra DSİ bakacak diye. Durum değişik. imzaJanan protokol şu anda tcişleri Bakanlığı'ndan bize doğru yolda geliyor. tstanbul'un su kaynaklan için, barajlar için projeleri DSt yapacak. Değerlendırmeyi on- İar yapacak. Arıtma tesisi, barajlar, isale hat- lan, depo ve şehir şebekesınin yapımı İSKİ- ye aittir. Birbırlerınin görüşlerini de alacak- lar. Her ay bir araya gelıyoruz. Para olayını fevkalade basıiçe çözdük. DSt'nin odeneği ol- madığı zaman İSKİ ödeyecek. Şu anda Büyükçekmece gölünün 5 metre- lik baraj yuksekliğini 6.5 metreye çıkarma işini DSİ yapıyor. 2.5 milyarhk kamulaştırma be- delini biz ödeyeceğız. Parayı yatırdığımız an- da kamulaştırmayı yapacaklar. Baraj genişle- yecek, su artacak. Kurbağalıdere'yi DSt yapı- yor. Bu yılkı odeneği 880 milyon lira. Oysa II milyar lazım. Bu parayı biz ustlenelim dedik. Protokolü şu anda yürüyor. Ben yönetim ku- rulu kararı alacağım, iş bitecek. Kemerburgaz'da yılda 4 milyon metreküp su sağlayacağımız bir gölet yapıyor tSKt. Son- baharda bitecek, proje DSl'nin, ama bizim za- manımızda başladık yapmaya. tş makinderi- nin mazotunu bile biz veriyoruz, pompalan- nı biz alıyoruz. DSt'yi devre dışı bırakmala- rının amacı ıhaleleri ellerınde tutmaktı ve ts- tanbul'daki gayri menkullerine el koymalâı. Tuzla'daki DSt'nin boru fabrikasına da el kOy- maktı. Mühim olan bunlan kullanmaktır. Biz DSt ile oturduk bunları kullanmak için aylar- dır surüncemede bıraktıklan işi 15 dakikada anlaşmaya vararak bitirdik. — Sayın Göknel, 6 ay sonra su lazım dedi- niz. Çok acil iedbirleri anlatır mısınız? GÖKNEL — Bizim şu anda tüm barajlan- mızda 110 milyon metreküp su var. Biz buna kimsenin haberi olmadan bayramda yapüğı- mız bir çalışmayla 10 milyon metreküp daha ekledik. Terkos gölünün su alma davlumbaa eksi 1 metreye kadar su çekjyordu. Onu 50 san- tirn uzattık. Bu bize Terkos'tan 70 gün daha fazla su alma imkânı sağladı. Ama Terkos^ tan günde 600 bin metreküp su çekilirken bu- gun bunu 10 bin metreküpe kadar düşürdük. Alibeyköy'de biraz suyumuz var. Büyükçekmece'de operasyon yapıp 25 san- tim daha aşağıdan su çekeceğiz. Bizi ekim so- nuna kadar idare eder. Tabii bugünkü sıkıntı içinde. Eylül 15'ten sonra tstanbul yağmur mevsimine giriyor. Bunu biraz da biûme bı- rakrnak istiyoruz. 1.5 milyar liraya 7 ay bo- yunca bulutlara gümüş iyodür tohumlamasıy- la yağmayan bulutlan yüzde 15-20 oranında daha fazla yağdıracağız. Bulutlan yağmadan geçirmeyeceğiz. Istranca dereleri ihale edildi Dere suyunu regülatörle direkt vereceğiz. 15 ağustosa kadar imzalanacak. Buradan da üç safhada su gelecek. 1991 sonbabannda 30 mil- yon metreküp gelecek. 1991 yazıru da biraz sı- kıntıh geçireceğiz. 1992 sonbahannda Istran- ca dereleriyle 110 bin metreküp ek su almış olacağız. Bir de Sazlıdere Barajı var. O baraj da 1992 sonbahannda 50 milyon metreküp su toplayacak. Yani 1992 yılı sonunda tstanbul'a 170 milyon metreküp fazla su sağlayacağız. Bu, günde 500 metreküp fazla su demektir ve önemli rakamdır. — 1985te tstanbnl nüfusu 5 milyon fken ts- tanbul'a 1 milyon metreküp su veriliyorda. 1990'da nüfus 9 milyon oldu. Su miktan da 500 bin metreküp arto. Verilen su barajlar do- lu olsa günde 1J5 milyon metreküp olacakü. Yağış olmadıgı için bn verilemiyor. Sonuçta 500 bin metreküp artarken nüfus 4 miryoıı art- mış. Siz 2 yıl sonra bir 500 bin metrekttp ek su getireceğiz diyorsunuz, nüfus katlı artüğı- na gore kişi başına düşen su bugüne göre ar- tabüecekmi? GÖKNEL — Bana göre nüfus o tarihe ka- dar 1 milyon artar. Bu da günde 100 bin met- reküp fazla su tüketilecek demektir. Yağış dü- zelirse 2 yıl sonra nüfusun önünde gidebiliriz. — Sayın Göknel, genellikle tepki gösterilen bir kampanyadan söz edeceğim. Bugün Ati- na'da 'kasımda susuz kalacağız' feryatlan yuk- seliyor. ABD'nin birçok kentinde susuzluk do- rukta, onlem aranıyor. tngiltere. Fransa'da da suyu idareli kullanmak için uyanlar yapılıyor, afişler basılıyor. Ancak bir fark var Oralar- da kentin ttimünde su akarken çeşitli afışler- le, "Arabanızı yıkamayın, silin" "Musluğunuz akıtıyorsa babanıza bir tngiliz anahtarı hedı- ye edin" gibi ya da buna benzer uyancı afiş- ler basılıp asılmıyor. Ancak bugun tstanbul'un tamamen susuz bölgeleri yanında, su akan bölgeleri de var. Şişli'de susuzluk hâkimken Fenerbahçe'de horrumlarla araba yıkanabili- yor. Bu durumda siz bu ilanlan tum şehre as- tıgınız zaman, snsuz bölgelerdeki insanlann bunlan parçalamak istediğine de tanık oldum. Bu kampanya gerçekçi mi sizce? GÖKNEL — Bızım bunu ayırmaya zama- nımız yok. Bu kampanya gerekliydi, ama za- ten ilk sloganlan değiştirdik dikkat-ederseniz. Tasarruf olayı bitti. Yapan yaptı, yapmayan da yapmayacak. Stratejimiz değişti. Anık îs- tanbullulan yapılan çalışmalar hakkında ay- dınlatmak için afişler asıyovuz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle