29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/10 KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRIZİ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖR1 TBMM'nin olağanüstü toplantısında muhalefet, Cumhurbaşkant'nı ağır bir dille eleştirdi Ozal anayasayıilılal ettiANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Dış politika konusunda ge- nel görüşme açılması istemiyle SHP ve DYP'li mületvekillerince verilen önerge TBMM Genel Ku- rulu'nda ANAP'h milletvekilleri- nin oylanyla reddedildi. Genel gö- rüşme önergesi üzerinde konuşan SHP Genel Başkanı Erdal Inönii ve DYP Genel Başkanı SiUeyman Demirci, Cumhurbaşkanı Turgut özaTın Körfez bunahmı sırasında- ki tutumunun anayasaya aykm ol- duğunu savundular. Inönü, ANAP'h milletvekiuerine, "Ana- yasa dısı bu davranışlara nercyc kadar evet diyeceksiniz? Halkınuz sizi bir kişinin diktatörlük heves- lcrinj destekleyesiniz diye mi sec- Ü?" sorulannı yöneltti. Demirel de Türk dış poliükasını idare etme- nin özal'ın görevi ve yetkisi olma- dığını belirterek "Eğer Sayın Özal yetkiliysc sorumlu da olrnası la- zım. Türkiye'de direkl demokrasi yoktur. Sizler milletin mümessil- lerisiııiz. Mület eger dogrudan be- saplaşma yoiunn bulsa kökiinü kazıyacak" diye konuştu. Demi- rel, hükumete "Ne hakia bu yet- kiyi Sayın Özal'a btrakabiliyorsu- •uz?" sorusunu yöneltti. Başba- kan Yıldınm Akbulut ise Özal'ın anayasa hükümleri çerçevesi için- de hareket ettiğini savundu. Dün saat lS.OO'te toplanan TBMM Genel Kurulu'nda ilk sö- zü hükümet adına Dışişleri Baka- nı Ali Bozer aldı. Konuşmasında muhalefetin devredışı oldugu id- dialannı reddeden Bozer, "Hökii- metiınizin halihazır bunalım kar- şısında etkisiz kaldıgı yolunda or- laya çıkan iddialar mesnetsizdir. Tura gclişmeleri başından in'baren dikkatle izledik" dedi. Irak'ın 2 ağustosta Kuveyt'i iş- galinden sonra uluslararası kamu- oyunda yaşanan tartışmalar ve atılan adımları anlatan Dışişleri Bakanı Bozer BM'nin kararlannı desteklerini zaman geirmeksizin açıkladıklannı söyledi. Bozer, ABD Dışişleri Bakanı James Ba- ker'ın ziyareti sırasında Türk Si- lahlı Kuvvetleri tesislerinin kulla- nımı konusunun açılmadığını, böyle bir talebin de olmadığını bildirdi. Konuşmasında ayrıca Enneni sorunu, Türk-Yunan iliş- kileri, Türkiye'nin AT'ye başvuru- su.çerçevesinde Kıbns'ın oynadı- ğı rol ve Fener Rurn Patrikhane- si'nin statüsü gibi son dönemde dış polidkada tartışmalara neden olan çeşitli konulara da değinen Bozer, Türkiye'nin "kimsenin bir kanş topragında gözü olmadığı- nı" vurguladı. TBMM Genel Kurulu, Dışişle- ri Bakanhğı'nın üst düzey yetkili- leri tarafından da izlendi. Miiste- şar Tugay Özçeri'nin Ali Bozer- in konuşmasının başında, Başba- kan Yıldınm Akbulut'un yanına giderek uzun süre sohbet ettiği gözlendi. İnönü'nün konuşması Bozer'den sonra SHP Genel Başkanı Erdal Inönü kürsüye gel- di. Konuşmasına, muhalefetin is- teği ve çabası sonucu TBMM'nin toplanabildiğini anlatarak başla- yan Inönü, dünyadaki son durum ve Türkiye aleyhine gelişmelere dikkat çekerek, "Cumfauriyet dıs politikasının temel ilkelerinden" sapmamak, yetkili organlarda tar- bşılmamış kararlan olup bittiler şeklinde ortaya koymamak, ulu- sal çıkariar üzerinde kumar oyna- mamak şarttır" görüşünü ortaya koydu. Dış politikanın fıilen özal tara- fından yürütülmesine "tckrar tekrar" karşı çıktıklannı belirten SHP lideri, Cumhurbaşkanı'nın anayasa konusunda da doğru söy- lemediğini vurgulayarak, "Anaya- sa 'Cnmhurbaşkau Oe deviet or- ganlannın düzcnli ve nyumlu çalışmasını' gözetir, diyor. Ama rvedi haDerde bu organlann yer- lerine kendisi geçerek onların işi- Bİ yapar diye bir şey söylemiyor" dedi. Kararlann çabuk ahnmasın- da anayasada bulunmayan yetki- lerin sorumsuz bir makam tara- fından kullanılmasına gerekçe olamayacağını söyleyen Inönü, Cumhurbaşkanı'nın bu acele ka- rarlan ile Bulgaristan'dan 330 bin soydaşımmn tdaş içinde Türkiye 1 ye geh'p, üzüntü ve perişanhk için- de geri döndüklerini anımsatarak, "Bu büyük göç olayı, Jivkov'un uzun boylu düşünülmüş bir tuzak demecine Sayın Özal'ın acele bir cevap vermesi ile başlamamış nuydı" diye sordu. Yunanistan ile Davos sürecinin de böyle baslayıp bittiğine değinen SHP lideri, "Bir acele karann üriinü de Sayın Ak- bulut hükümeti" dedi ve "Eger gecmişten ders almak miimkün olsa bence Sayın Özal'ın en acele alması gereken başka bir karar var derdim. Bir daha acele karar al- mamaya karar vermek" diye ko- nuştu. tnönü, bu davranışlara başba- kan ve bakanlann ses çıkarmadı- ğıru ve asıl sorumluluğu yüklen- diklerini belirterek, "Anayasa dı- şı bu davranışlara nereye kadar evet diyeceksiniz? Halkımız sizi bir kişinin diktatörlük hevesleri- ni deslekleyesiniz diye mi seçti" di- ye sorunca, ANAP'h Taial Zen- gin ve BüJent Çaparoglu yerlerin- den kalkarak itiraz ettiler. Bu ara- da diğer ANAP'lı milletvekilleri de sıra kapaklarına vurmaya baş- ladılar. Genel kuruldaki hava ger- ginleşirken, Inonü, "anlaşdmadıy- sa bir kez daha söyleyeyim" diye devam etti. Inönü şöyle dedi: "Sayın Başbakan'ın niçin tele- fon görüsmelerinin dışında lutul- duğu, söz konusu deviet adamla- nru Sayın Özal'ın önceden tanıdı- gı gerekçesiyle açıklanıyor. Peki Sayın Özal onlan ne zaman tanı- mıs? Herbalde bıiyiik çoğuulugu Ue daha önce başbakan olarak gö- ruştüğunde. Ve şimdi niçin aynı fırsatı Sayın Akbulut'tan esirgi- yor? Bu akJatmacalan bırakalım." Inönü'nün bu sözleri, ANAP sıralannda sesstzlik, muhalefet sı- ralannda ise alkışlarla karşılarur- ken, SHP lideri şdyle devam etti: "Her pariamenter demokratik sistemde oldugu gibi bizde de bu yetki ve sonımluluk hukümette- dir. Vetkinin knllanıiış şeklini de en üst düzeyde pariamento denet- leyecektir. Anayasa geregi sonım- suz olan cumhurbaşkanı dış po- litikayı fiilen yüriitüyorsa, bu po- litikayı Meclis nasıl denetleyecek- tir? Tek kişiye dayalı bir dış poli- tika maceraya açık bir dış politi- kadır. Anayasaya aykın, Türkiye 1 yi maceraya götürecek bu politi- ka ve uygulamalara pariamento el koymalı ve Sayın Özal'ı anayasal çizgrye cekmenin yoUannı bulma- hdır." tnönü, Yunan SLA'sı konusun- da, özal'ın, Başkan Bush'un ken- disine kişisel güvence verdiğini söylediğini, bunun açıklanması gerektiğini, aksi takdirde geçmiş- te General Rogers - Kenan Evren arasındaki kişisel sözleşmeye ben- ze>'ebileceğini ifade ederken bu kez ANAP'h MusUfa Dinek'in itirazlan ile karşılaştı. Son on gün içinde alınan karar- larda, Meclisin, iktidarın, muha- lefetin, parti gruplannm, hükü- metin devre dışı bırakıldıgını söy- leyen Inönü, muhalefet liderleri- "nin de anlamsız bir görüşme için Köşk'e çağnldıklanm ve bunun propaganda amaa taşıdığıru be- lirtti. Türkiye'nin diğer uluslardan farklı ve daha önde bir çaba içe- risine girerek, sanki Irak'la özel bir anlaşmazlığı varmış izlenimi- ne yol açmaması gerektiğini anla- tan tnönü, Ortadoğu'nun her za- man sıcak çatışmalar bölgesi ol- duğunu da belirtti. Bu anlaşmaz- lıklardan Türkiye'nin uzak ve dı- şında kalmasuu istedi. tnönü şöyle devam etti: "Cutnnuriyetten beri başan ile uygnlanan bu ilke ve politikalara 'eskidi' diyenler var. Özal gibi, 'Bonlar çekingen politikalardır' diyenler var. Unutulmasın ki dış politika ve savunma aJanlan kişi- sel beveslere, yeni icatUn elveriş- li alanlar defildir. Bu alanlann hataya tahammülü yoktur. Tarita bu konudaki yanılgılann örnekleri Ue dolodur." Boru hattımn kapatılmasında acele edildiğim, bunu Dışişleri Ba- kanının v ; '» "azetecilerden öğren- diğini anldian tnönü, "Hde bu fe- dakârhğı yaparken bir de Arap dttnyasının bir bölümünde Batı- nın istenmeyen bir temsilcisi diye göruneceksek hareketimiz daha da anlamsız olur" dedi. İnönü, "Büyük fedakâriık pahasına Ba- tı basınında politikamıza ve Sayın özal'a büyük övgüler kazandık. Çok iyi, ama acaba bu yeter mi, defer mi" diye sordu. Inönü, Ba- tı'nın tavnnın değisebileceğine dikkat çekerken de Kuveyt buna- lımında lngiltere ve ABD'nin pet- rol konusundaki özel çıkarlanrun acele etrnelerine yol açtığını, an- cak bu aceleden Türkiye'nin kay- bı olduğunu anlattı. Hükümeti, AT ya da başka bir konuda buna karşılık güvence alımp alınmadı- ğını açıklamaya çağırdı. SHP grubu İnöaii, TBMM toplantısından önce gerçekleştirilen partisinin tediğini belirten Demirel, şöyle konuştu: "Hükümet b« yetkiye göre is- terse savaş hali ilan edecek, ister- se asker gönderecek. Boyle bir önemli durum varsa hükümet bu- güne kadar ne yapmışor? Uyuyup uyuyup bir yerden talimat alıp böyle Meclis'in yetkisini almak için önergeyle geliyor. Düşman mechul, tehlike meçhul, yer mec- hul. Böyle bir durumda boyle bir vetkinin ne geregi vardır? Bir ye- re verilmis söz mü var?" Bu sırada bazı ANAP'hların "Önergeyle ilgili konuş" itirazla- rına sinirlenen Demirel, Körfez sorunu üzerinde konuştuğunu, önergenin ve hükümetin yetki is- teminin de bununla ilgili olduğu- nu belirterek "TBMM kürsüsün- den benim ne konuşacagıını siz mi belirieyeceksiniz?" dedi. Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu önerge vataadaşı daha çok ilgilendiriyor. Bu yetki hangi za- manda, nerede, kime karşı kulla- nılacaktır, meçhuldur. Bugün si- zin bildiğinizi Türkiye biliyor. Si- zin bilip de halkın bilmedigi bir şey yok. Türkiye şimdi niye teh- dit altında? VerUmiş birtakım söz- ler olabilir. Hükümet bundan ha- berdar olmayabilir. Çankaya ver- gırdığı dikkati çekti. Demirel, Türk dış poliükasını idare etmenin özal'ın görevi ve yetkisi olmadıgını belirterek "Eger Sayın Özal yetkiliyse sorumlu da olması lazım. Turkiye'de direkt demokrasi yoktur. Sizler milletin mümessillerisiniz. Mfllet eger doğ- nıdan besaplaşma yolunu bulsa kökünü kaziyacak" diye konuştu. Hükumete "Ne hakla bu yetkiyi Sayın Özal'a birakabUiyorsıunz?" diye soran Demirel, özal'ın zirve çağnsına katılmamalannı vatan- daşın olumlu karşıladığını ve "İyi ki o hileli davete gümediniz" de- diğini söyledi. Ülkenin birlik ve beraberliğini anayasaya aykın tu- tumuyla Özal'ın bozduğunu anla- tan Demirel, "Eger Sayın Özal deviet adına, millet adına birta- kım vaatler verdiyse bunlar keel- lem yekündür" dedi. Kimsenin, "bana cesnr desinler" diye kahramanlığa ve kurtancılığa soyunmamasını iste- yen Demirel, şöyle konuştu: "Türkiye'nin ne kahramanlıga ne kurtancılığa ihtiyacı vardır. Ki- mio boşuna gitmeye çalışıyonu? Onunla konuştunuz, bununla ko- nuştunuz da ne oldu, neyi çözdü- nüz? Ama Tnrkiye'yi reklanunı yapıyoruz diye ateşc attımz. Ateş INONUHer pariamenter demokratik sistemde oldugu gibi bizde de bu yetki ve sorumluluk hükümettedir. Yetkinin kullanış şeklini pariamento denetleyecektir. Anayasa geregi sorumsuz cumhurbaşkanı, dış polirikayı fîüen yürütüyorsa, bu politikayı Meclis nasıl denetleyecektir? Tek kişiye dayalı bir politika, maceraya açık bir dış politikadır. DEMIREL Özal, Körfez krizi konusunda anayasada bulunmayan yetkileri kullanarak, anayasayı tağyir ve ihlal etti. Türkiye'de bu idare oldugu sürece, her türlü hilekârlığa ihtimal veririz. Açık rejimi one man show haline getirip onun dışmdakileri figüran yapabilirsiniz, ama biz bu fıgüranlara dahil değiliz. AKBULUT Cumhurbaşkanı, devletin başıdır. Ama diyorsun ki, cumhurbaşkanı neden telefon konuşması yaptı? Ey millet, ey Türkiye, cumhurbaşkanı devletin başı olacak, telefon konuşması yapmayacak. Hangi hukuk anlayışı sizi bu noktaya getirir? Ben sizi milletimle başbaşa bırakıyorum. " • grup toplantısında da "diktatör heveslisi" diye nitelediği Cumhur- başkanı Turgut Özal'ın durdurul- ması için hükümeti, ANAP mil- letvekillerini ve TBMM'yi göreve çağırdı. Konuşmasında TBMM Başkanı ve hükümetin, dış politi- kadaki krize duyarsız kaldığını anlatan Inönü, "Üç hafta sonra nihayet toplanabUiyoruz! Irak Ku- veyt'i işgal ettikten 10 gün sonra muhalefetin gayreti ile tek tek im- za toplayarak. Iktidar milletvekil- leri Meclis'i ne zannediyorlar? Bu kadar önemli olaylarda TBMM toplanmayacak da ne zaman toplanacak" diye sordu. Özal'ın her şeyi tek başına yapmakla "if- tibar ettigini" anlatan İnönü, Türkiye'nin özel bir gayret göster- mekten bir çıkan olmadıgını be- lirtti ve "Hele bu kargaşada Ba- O'nın bir aracı gibi gözakürsek bu daha da fena olur" görüşünü di- le getirdi. Demirerin konuşması inönü'nün konuşmasından sonra DYP'lilerin ayakta alkışla- rı arasında kürsüye gelen Süley- man Demirel, özellikle hüküme- tin savaş hali ilanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yabancı ülkelere gönderme istemi üzerinde durdu. Bu isteğe karşı çıkan Demirel, Or- tadoğu'da ciddi gelişmeler olma- sma karşın Meclis'in muhalefetin zorlamasıyla toplanabildiğini be- lirterek hükümetin Meclis'i top- lantıya çağırmamasını eleştirdi. Demirel, "Hükümet banu getir- memişse anlamamışür, yahut hü- kümetin ipleri eunde degUdir. An- ladıysa bu Meclis'i toplantıya ça- gırmaması gaflettir" dedi. Hükümetin şimdi anayasanın 92. maddesine göre bir önerge ve- rerek TSK'yı yabana ülkelere gön- derme ve savaş hali ilanı yetkisi is- mtştir. Yann uluslararası güce as- böcekleri vardır, ateşin etrafında ker vermek zorunda kaiınz. Biz o döner ve sonra o ateşte yanarlar. çöllerde 400 yıl şehit verdik. Dik- tşte bu önerge budur. Ateşin et- kat edin, Türkiye'yi yanlış bir şe- rafında dönmek raarifet değildir, yin içine sokmayın. Yazıkttr, gü- nahbr." Birleşmiş Milletler'in Irak'a karşı uluslararası askeri güç kul- lanma kararı alması durumunda Türkiye'nin buna katılmamasını isteyen Demirel, Irak'ın bölgede zaptedilmez bir güç haline geldi- ğine dikkat çekti. Demirel, ANAP'hların bazı protestoları üzerine de "İyi, ama bu önerge) i niye getiriyorsunuz? Irak'tan baş- ka güç mü var Türkiye'yi tehdit eden? NATO kime karşı güvence verdi size?" dedi. Demirel, Irak'ın elindeki aske- ri güçle bölgedeki zengin petrol yataklarına sahip küçuk Arap Ul- kelerine "besili bıldırcınlar" göz- üyle baktığını bildirerek Humey- ni rejiminden korkan Batı tarafın- dan silah satılan Saddam'ın son gelişmelerde Batılı ülkeleri bir öl- çüde atlattığıru vurguladı. Sad- dam'ın Arap dünyasının tabamn- da bir zamanlar Nasır'ın sahip ol- duğu itibara doğru gittiğine dik- kati çeken Demirel, bunun gözden kaçınlmamasını istedi, ancak Sad- dam'ı onaylamanın mümkün ol- madıgını söyledi. "Bir sıcak savaşa do4.n gidisi ve Irak'ı ortadan kaldıracağız diye bir tutumu çok ihtiyatla karşıla- mak gerektiğini" anlatan Demirel, Kennedy'nin "Bir kediyi bile kö- şeye sıkıştınrsanız saldınr. Ona kaçabiieceği bir delik bırakmak gerekir" sözünü anımsattı. Demirel, bölgedeki yoğun geliş- melere karşın Türkiye'nin haber susuzluğu içinde bir o yana bir bu yana çırpımp durduğunu belirtin- ce de bazı ANAP'hların, "Özal'a gitseydin söylerdi sana" diye ba- maceradır. Bir aferin ugruna kea- dirüz kırk tas su içebilirsiniz. Ama millete kırk tas su içiremezsiniz." Demirel, daha sonra sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye Cumhuriyeti adına hiç kimse Türkiye C umhuriyeti'ni bir badireye sokacak vaatlerde bulu- naraaz. Gelin, bu memJeketin ha- ricivesini bir kenara itmeyin. Mü- esseseleri çalıştınn. Bu yetkiyi al- mak yanlışür. Bu yetki üstümüze düşman çeker. Kraldan zivKde kralcı davranjşlarla Türkiye'nin pazarlık gücünü yitirdiniz. Acele ederek boru hattını kapatarak pa- zarlık gücünü düşürdünüz. Bu yetki sizi angajmanlara kolayhk- la sokar. Bu yetki pazaıiık gücü- nüzü daha da yitirmenize neden olacaknr. Irak'ı düşman olarak al- mak yanlıştır. Bu tur gidişatla ve bugunkü idareyle Turkiye'nin mil- li menfaatleri kornnamaz." Demirel, dün TBMM'nin ola- ğanüstü toplantısından önce yapı- lan DYP grup toplantısında, Cumhurbaşkanı Özal'ın Körfez krizi ile ilgili olarak anayasada bu- lunmayan yetkileri kullanıp, ana- yasayı tağyir ve ihlal ettigini dile getirdi. Türkiye'nin bir kısmının bu duruma alkış tutmasını da eleştiren Demirel, şöyle dedi: "Niye aitasiıyorsomız? Açık se- çik anayasa ibJalidir bu. Açık re- jim one man show haline getirip, onun dışındaldleri figüran yapa- bilirsiıüz. Ama biz fıgüranlara da- hil değiliz." Körfez olaylaraun Türkiye için akademik bir konu olmadıgını be- lirten Demirel, özal'ın yaptığı anayasa ihlallerinin faturasmı mu- halefete de çıkarmak için Çanka- ya davetini yaptıgını anlatarak, "Bu davet istiskaldi, hafîfe, alaya almaktı, bizi degil rejimi istiskaJ ediyordu. Böylece kendilerini is- tiskal ediyordu" diye konuştu. Akbulut'un konuşması Başbakan Yıldırun Akbulut ko- nuşmasında, muhalefetin, hükü- metin izlediği başanlı politikayı "gölgelenıeye calısttgını" savundu. Genel görüşme önergesinin veril- diği sırada. "bir muhalefet lideri- nin sosyalist bir başkanın cenaze törenine gittigi, bir sayın liderin de partisinin kongrderini doiaştıgı sı- rada verildigini" söyleyen Başba- kan Akbulut, sözlerini, "Hükü- met bu politikayla yanlış yaptı denilmedi" biçiminde sürdürünce muhalefet milletvekülerinin gulüs- melerine yol açtı. Türkiye'nin BM karanna uyma- yı benimsediğini, ekonomik am- bargo karannı uyguladığını vur- gulayan Akbulut, "Ben isterdim ki 'Siz bu ambargoya uymakla doğru yapmadıruz' desinler. Ama söylemediler. Söyleyin şu kürsüden, millet duysun. 'Irak, Kuveyt'ten çekilsin' diyoruz. Siz 'Irak'ı bırakın ne ya- parsa yapsın' deyin. Sadece zihin- leri bulandıracak sözler söyleme- nin Türk milletine yvran yoktur. Siz kafanm takmışsınız Özal'a. Sayın Cumhurbaşkaru'na. Her türlü derdiniz Özal, Özal. Ama memleketin ali menfaatleri mev- zubahistir." "Başbakanlık yap, soytan" Bu sırada SHP tzmir Milletve- kili Ahmet Ersin, "Sen başkatip- sin, birez da Başbakanlık yap, soytan" diye bağırdı. Bu sözlere sinirlenen AkbulutfBiz bu salon- larda kabadayılık yapanlan çok gördük" dedi. Akbulut'a yanıt vermek üzere ayağa fırlayan Er- sin'i SHP'li Hikmet ÇcTJn yauştır- dı. Akbulut, gözlüğünü çıkarıp ileri doğru hışımla sallayarak, "Sen bir yere varamazsın. Boşu- na ugraşma bir yeriere iyi gonine- cegim diye. Sakın ha, aksi tesir yapar" diye sinirle konuştu. ANAP'h milletvekilleri Başba- kan'ı alkışladılar. Tartışmanın yatıştınlmasından sonra Akbulut, "Cumhjırbaşkanı devletin başıdır" diyerek anayasa- nın 104, 98 ve 92. maddelerinin bazı bölümlerini okudu. Bu sıra- da muhalefet sıralanndan madde- lerin tamammın okunmamasına itiraz sesleri yukselince Akbulut, TKTnin naklen yayın kamerasına dönerek, "Ben buradan millete sesleniyorum. 'Konuşacağız konu- şacağız' derler, ama meşnı zemin- lerde konusturmazlar. Bu iki grup da böyle. Alısacaklar" dedi. Anayasaya göre Cumhurbaşka- nı'nın "devletin başı" olduğunu kaydeden Akbulut, "Ama diyor- sun ki 'CuiBhurbaşkanı neden te- lefon konuşması yaptı?' Ey mil- lel, ey Türkiye, Cumhurbaşkanı devletin başı olacak, telefon ko- nuşması yapmayacak. Hangi bu- kuk anlayışı sizi bu noktaya geti- rir? Ben sizi milletimle başbaşa bırakıyorum" diye konuştu. Ana- yasanın 92. maddesinde Cumhur- başkanı'na savaş halinde TSK'nın kullanılması yetkisi verildigini anımsatan Akbulut, "Şimdi sayın muhalefet liderleri, 'Sayın Cum- hurbaşkanı sen telefon konuşması yapamazsın' diyorlar" dedi. ANAP'h milletvekillerinin alkış- ları arasında Akbulut sözlerini, "Bunun ne hukuken, ne manükes izahı yoktur. Türk milletinin men- faati oldugunda korkmayın, bizi alkışlayın demiyonun ama, mille- lin menfaatine davranalım" şek- linde sürdürdü. Meclis'in devre dı- şı bırakıldıgı eleştirilerinin yanlış olduğunu savunan Akbulut, mu- halefetin "Türk milleti nezdinde mahkâm olduğunu" savundu. Özal'ın meşnıiyeti Akbulut, konuşmasında daha sonra özetle şunları söyledi: "Biriniz cenazede, biriniz kong- reierde gezerken Cumburbaşkanı sizi çagınyoı, siz 'Meşruiyet ka- zandırmaya çaüşıyor' diyorsunuz. Siz nasıl olur da 'Meclis'in seçti- ği Cumhurbaşkanı meşru değiP dersiniz? Bu nasıl anlayışbr? Cumhur- başkanı katına çıktığınız zaman meşruiyet kazanıyor. Ama siz çık- tınız. Çıktınız. İstediğiniz zaman Cumhurbaşkanı meşruiyet kaza- nıyor, çıkmadıgınu zaman meşnı olmuyor." Akbulut'un bu sözlerini ÜtiP ve DYP milletvekilleri sessizce din- lerken, HEP milletvekilleri alkış- ladılar. Muhalefetin hükümetin başarı- sını hazmedemediğini savunan Akbulut, "Bizim niyetimiz katiy- yen savas yapraak, öoe cıkmak. kahramanlık yapmak defildir" dedi. Başbakanın konuşmasından sonra genel görüşme açılması önergesi ANAP'hların oylanyla reddedildi Akbulut daha önce toplanan ANAP grubunda yaptığı konuş- mada da, "Cumhurbaşkanı Özal- ın anayasaya aykın yetkiler kullandıgı" iddialannı yaaıtladı. Başbakan Akbulut bu konuda, "Şimdi böyle olduğunu da kabul etsek zatn muhteremler Cumhur- başkanına çıktılar. O anda meşra- iyet kazandı Cumhurbaşkanı. Şimdi çıkmıyorlar, meşnıiyetten yoksun. Bakın şimdi deraokrasi- ye ve demokrasinin işleyiş tarzma. Bunlar demokratik düşünceler degildir" diye konuştu. MECLİSTE KAVGA — ANAP Ma ması sırasında laf atması ve kürsüye COHEYTABCAYOREKVM Ucuz Atlattık ANKARA — Barış havarisi, dûny rinden TÖ, önceki gün Kamuoyı ediyor: (a) Irak'a saldırmaya niyetimiz y/ol kuluslu askeri güce katılmayacağız ta İnciriik, bize saldın olmadıkça üsk karşı kullanılmasına izin vermeyec Türkiye'ye olası bir saldınya karsı sa> TO güvencesi aldık. Körfez gelişmelerinde Türkiyeînir lıtikası dört madde içinde özetleniyı nün arada bir işine geldiğinde an "yurrta banş, dûnyada banş" ana ilk gun duyurumlar. Fakat TÖ, önceki günkü basın to| da önce açıkça söylemiyor, yanınd. den dolaşıyordu. Meclis'in mutlak elinde olan bir yetkiyi hükumete de zorunluğundan söz ediyordu. Her ne olursa olsun, "saldırgan' iziemeyeceğimizi, tersine ancak ' uğrarsak" savunu dürtüsüyle, hatt yerek savaşa gireceğimizi içeren bı litikayı kuşkuya düşûren gırişim dü tan akşama kadarki zaman sürecinı ha girdi. Akbulut imzalı önergeyle anaya: maddesi gereğince TBMM'ye ait ote hali ilan ile asker göndermek" yetki kanlar Kurulu'na devredilmesi ıstem lis'e geliyordu. Bir gece ansıan Türkiye'nin sak raması olasıltğına karşı TBMM'ythe layıp savaş kararı almanın zorluğun sanın 92. maddesi zaten düşünmüş nin ikinci fıkrasında "TBMM tatilde vermede iken ülkenin ani bir silahlı uğraması ve bu sebeple silahlı kuvv masına derhal Karar venlmesinin ki olması halinde" Cumhurbaşkan TSK'nın kullanmasına karar veret acık seçik yazmış. Türkiye'nin dört 19AGUSTOSA DOGRUSEÇIM GUNLUGU Umut yazlıkçı oyunda KARTAL ŞUBEMİZİN TELEFONLARIDEĞİŞİYOR Bugünden itibaren Kartal Şubemizin yeni santral numarası 389 37 14 (6 Hat) ESBANK Yazın patlayan nüfusu 3 binlerden 100 binlere ulaşan Küçükkumla, olan kadrosuyla artan nüfusa hizmet yetiştiremeyen belediyesi, gürültüsü ve deniz kirliliği ile tam bir sorunlar yumağı. Küçükkumlahların favorisi ANAP. ADNAN BAŞTOPÇU KÜÇÜKKUMLA/BURSA — Gemhk'e bağlı Küçükkumla tipik bir yazlıkçı beldesi. Kış aylarında sessiz, sakin bir balıkçı köyü gö- rünümünde olan belde, yaz ayla- rında sahil bandı boyunca dizili, adına "site" denilen beton blok- larda oturan nüfusu ile çok sonın- lu bir il havasına bürünüyor. Ya- zın patlayan nüfusu 3 binlerden 100 binlere ulaşan Küçükkumla, dar kadrosuyla artan nüfusa hiz- met yetiştiremeyen belediyesi, su kanalizasyon sorunlan, gürültü- sü ve deniz kirliliği ile tam bir so- runlar yumağı. Kayıtlı seçmeni 3 bin 29 olan Küçükkumla'da oy kullanacak yazhkçılann oylarımn rengi KİMLİK KARTI / KÜÇÜKKUMLA tlû Bursa. tlçesi: Gemük. Belde: Küçükkumla. Nüfusa: Kış: 3500, yaz: 75 bin (yaklaşık). Sorunlan: Su ve kanalizasyon, iskele meydanı düzenleraesi, deniz kirliliği. 1987 seçim sonuçlan: ANAP 1047 (•% 51), SHP 553 (% 27), DYP 313 (Vt 15). DSP 91 (rç> 4), 1DP 13 (»?« 1), MÇP 5 <<Fo 0), RP 34 (% 2), Bağ.: 3 (% 0). 26 Mart soflBçlan: ANAP: 876 (.% 53.1), DYP 218 («5» 13.2), RP: 28 (<ft 1.7), SHP: 489 (% 29.6) Bağ.: 39 («5% 2.4). DSP, MÇP ve 1DP katılmadı. Seçmen sayısı: 3023 Partikrin adaylan: ANAP: Eşref Güre, SHP: Mustafa Yılmaz. RP: Altan Karapaşaoğlu, MÇP: Ali Yavuzel, DSP: Mehmet Ütnran Detnirci. partilerin ortak merak konusu. SHP'liler Küçükkumla'da ika- met ettigini kanıtlamış ve seçmen olmayı başarmış yazlıkçılardan umutlu. SHP Bursa tl Başkanı Şemsettin Şen, "Ankaralı, tstan- lara 200 bin lira gibi küçük bir üc- retle telefon vaat ederek oy top- luyor. Mutman, bunun 300 kadar yazlıkçıyı kapsadığını söylüyor. SHP Küçükkumla adayı Mus- tafa Yılmaz ise ANAP'ın "başka- sı seçilirse hizmetkr biter" şeklin- deki propagandasını "tehdit" olarak yorumluyor. SHP adayı Yılmaz her fırsatta "seçimi ANAP yitirse bile hizmetler dnr- maz. Çünkü belediyenin hem bnt- çesi, hem gelirleri hizmetler için yetertidir" goruşünü savunuyor. Eski Belediye Başkanı Abdul- lah Aslan'ın cüümü üzerine Bele- de diye Başkanlığına vekalet eden Eşref Güre, ANAP'ın 19 ağusıos- taki adayı. tlkokul mezunu olan Güre, sık sık "iktidar, yerel yö- netim farklılıgı hizmeli aksatır" biçimindeki görüşü ileri sürerek "Küçükkumla'nın ödenek sorunu bullu, Eskişehirli yazlıkçüar oy4 yok. Üst düzey yöneticilerimizden lannı bize verecekler. Küçükkum- destek alıyoruz. 10 kilometrelik la'da gizli favori biziz " diye ko- nuşuyor. ANAP ise yazhkçılarla artan seçmen sayısı konusunda daha •saglama". SHP Gemlik llçe Başkanı Erkan Mutman'ın iddiasma göre ANAP, beldede ikamet ettigini gösteren yazlıkçı- asfalt yola 1 milyar 120 milyon li- ra harcadık. Beldemizin su soru- nunu da seçilirsek l.S ayda çözecegiz" diyor. ANAP adayı Güre, "Kazanırsam Küçükkura- la'ya 5 milyarlık yatırım yapaca- gım" sözünü de veriyor. Bu arada ölen eski Belediye Başkanı Abdulah Aslan'ın meza- rı ANAP'hlar tarafından sık sık ziyaret ediliyor. Şimdilik Tarım Orman ve Köyişleri Bakanı Lut- fullah Kayalar, Deviet Bakanı Hüsamettin Öriiç ve Maliye Ba- kanı Adnan Kahveci'nin dua et- mek için uğradığı Aslan'ın meza- nna Başbakan Yıldınm Akbalut ile beldeyi 17 agustosta ziyaret edeceği acıklanan Mesut Yılmaz'- ın da uğrayacağı söyleniyor. Küçükkumlahların 19ağustos- taki favorisi ANAP gözüküyor. Bunu, 1987 miîletvekili seçimle- rinde oyların >üzde 5l'ini, 26 Mart 1989 yerel seçimlerinde ise oyların yüzde 53'ünü ANAP'a vererek kanıtlamışlar. Ancak ge- çen seçimlerde yaklaşık 2 bin ci- varında seçmen oy kullanmıştı. Bu kez ise "yazlıkçı seçmenlerin de katılımı ile 3029 seçmen" oy kullanacak. Belediye başkanlığı- nın çok küçük farklarla kazanıl- ması durumunda seçime girmeyen DYP' liler ve ilk kez oy kullana- cak yazhkçılann ibreyi SHP lehi- ne çevirmesinin olası oldugu gö- rüşü de ilçede yaygın olarak sa- vunuluyor. Seçim heyecanıı son hafta Partilerin daha çok Bayrjr Etimesgut'a önem verdiği yaklaşık 150 bin seçmen, 4 sandıkta oy kullanacak. O kullanmayan seçmen 30 bi ceza ödeyecek. İç Politika Servisi — önümüzdeJ nu 13 ilçe bir beldede yapılacak seçj lik siyasi partiler tarafından sürdür ganda çalışmalan hız kazandı. Partilı pılacak yerlerclen Bayrampaşa ve Bl ki programlannı yoğunlaştırdı. Bu i çarsamba gününden itibaren liderleı zenleyecek. 19 ağustostaki seçimlerde oy kullı laşık 150 bin seçmen, ilçe ve bir beJ başkanının yanı sıra, belediye meclis belirleyecek. 443 sandıkta oy kullana lerden "mazeretsiz" sandık başına re 30 bin lira para cezası uygulana Seçimler için son haftaya girildii lerin 13 yeni ilçe arasında daha çok şa ve Etimesgut'a ağırlık verdikleri Liderler, çarsamba gününden itibare gününe kadar bu iki ilçede mitinglet halka hitap edecekler. Başbakan Y bulut'un ANAP adına önce Etimes sonra da Bayrampaşa'da halka hitap renıldı. SHP Genel Başkanı Erdal lı nel Sekreter Deniz Baykal, 14 ağus ba günü Bayrampaşa'da düzenlem konuşacaklar. DYP Genel Başkan DemireTin de 16-17 ağustos tarilık rampaşa'da olacağı bildirildi. DSP G nı Bülent Ecevit de 16 agustosta par hava toplantısında konuşacak. RP, liderlerinin de son hafta da, diğer Bayrampaşa ve Etimesgut'ta olacal liyor. Seçim yapılacak diğer yerleşim r de de partilerin üst düzey yöneticiler da çalışmalarına katılıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle