22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 AĞUSTOS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Sri Lanka'da yine kattiam • COLOMBO (AA) — Sri Lanka'da, Tamil gerillalan 100'den fazla Müslûmanı öldürdüler. Ordu sozcûsû, Eravur bölgesine gerillalar tarafmdan düzenlenen üç saldında öldürülen Müslüman köylülerin sayısımn 100'ü geçtiğini bildiıdi. Tamiller, geçen hafta da aynı yörede 100 kadar Müslûmanı öldürmüşlerdi. Mandela'ya bakanlık • JOHANNESBOURG (AA) — Irkçı Güncy Afrika rejimine karşı savaşan Afrika Ulusal Kongresi'nin başkan yardımcısı Neison Mandela'nın "önümüzdeki aylarda" bakan olabüecegi ileri sürüldü. Johannesbourg'da yayımlanan Sunday Star Gazetesi, Güney Afrika hükümetine yakın kaynaklara dayanarak verdiği haberde, Mandela'nın bakanlığı konusunun, hafta içinde hükümet ve Afrika Ulusal Kongresi yetkilileri tarafmdan ele aundığını yazdı. Ekonomik egemeniik • MOSKOVA (AA) — SSCB'nin en büyük cumhuriyeti olan Rusya Cumhuriyeti, federasyon sınırları içindeki doğal ve madeni kaynaklann denetimini ele aldığını bildirdi. TASS'ın haberine göre Rusya Cumhuriyeti'nin Yüksek Sovyet Prezidyum'u tarafmdan alınan kararda, Rusya Cumhuriyeti topraklarından çıkan doğal ve madeni kaynaklann satışına ilişkin yabana ülke ve firmalarla merkezi yönetimin yaptığı anlaşmalar geçersiz sayıldı. TASŞ, karann nasıl hayata geçirilebileceği konusunda ayrıntılı bilgi vermedi. Habere göre kararda, "Rusya Cumhuriyeti, Ugili organlannın onayı alınmaksızın imzalanmış, bu federasyonun doğal kaynaklan ve ürettiği mallar ile federasyona yönelik kredi anlaşmalanyla bağh değildir. Bu tür anlaşmalarda öngörülen yükümlülükleri yerine ge- tiremez." denildi. Peru'da yagma • LİMA (AA) — Peru'da yeni hükümetin aldığı sert istikrar önlemlerinin ardından, gecekondu bölgelerinde yağmalama olaylarınm artması üzerine güvenlik güçlerinin yaklaşık 7 bin kişiyi tutukladıklan bildirildi. La Republica gazetesinin haberine göre marketlere giren yağmacılara müdahaJe eden güvenlik güçlerinin açtıklan ateş sonucunda da en az 12 kişi yaralandı. Peru'da 28 temmuzda görevine • başlayan yeni Devlet Başkanı Alberto Fujimori'nin atadığı hükümet, yüzde 3000'e ulaşan enflasyon oranını düşürmek amaayla işbaşına gelir gelmez gıda malları dahil, temel ihtiyaç maddeleri ile petrol ürünlerine yüksek oranlarda zam yapmıştL Peru'da sabit bir işi bulunmayanlann oranı yüzde 80 dolayında bulunuyor. Bulgaristan'da hükümete tepki • SOFYA (AA) — Bulgaristan Başbakam Andrey Lukanov'un ülke ekonomisinin son altı aylık durumu ile ilgiü olarak parlamentoya sunduğu rapor, muhalefet tarafmdan sert biçimde eleştirildi. Demokratik Güçler Birliği'nin ekonomi uzmanlanndan tvan Kostov, raporun gerçekleri yansıtmadığını belirterek Başbakan Lukanov'u, başansızlığını kabul etmemekle suçladı. Bürokrasüıin hâlâ sürdüğünü, hayat standardının düştüğünû ifade eden Kostov, "Ülkede ne güvence var ne de reform yapılıyor" diye konuştu. Kostov, özelleşmenin son derece yavaş yürüdüğünü, dış borçlann sürekli arttığını sözlerine ekledi. Demokrasi gazetesinde yayımlanan bir yorumda da söz konusu raporun ocak ayından haziran ayı sonuna kadarki süreyi kapsaması eleştirildi. Yorumda, ekonomik cöküntünün 30 haziran tarihinden sonra hızlandığı bildirilirken Lukanov da hayat standardının süratle düşmesi karşısmda sessiz kalmakla suçlandı. KÖRFEZ KRIZİ...KÖRFEZ KKİZt... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KR Washington, Körfez'e250 bin askergönderiyor. 4. uçak gemisi deyola çıkıyor ABD'nin büyük yığınağı Birleşik Devletler, Körfez'de Vietnam Savaşı'ndan bu yana en büyük yığınağı yapıyor. Pentagon'un (Savunma Bakanlıgı) topyekün bir savaş olasılığına karşı hazırlandığı bildiriliyor. Dış Haberier Servisi — ABD, Körfez'de Vietnam savaşından bu yana en büyük yığınağı yapıyor. ABD'nin, önümüzdeki bir ay için- de bölgeye 250.000 asker gönder- meyi planladığı bildiriliyor. ABD Savunma Bakanlıgı Pentagon yet- kililerinden alınan bilgiye göre, ABD, Irak'a karşı bölgeye dördün- cü bir uçak gemisi John F. Ken- nedy'yi göndermeye hazırlanıyor. CNN ve BBC'nin bildirdiğine göre ABD, Ortadoğu'ya yaz sonu- na kadar 250.000 asker gönderme- ye hazırlanıyor. Londra muhabi- rimiz Edip Emil Öymen'in habe- rine göre tngiliz gazeteleri de ABD'nin, Suudi Arabistan'a 250.000 asker ile yeni nrhlı araç ve tanklar yollamayı planladığmı yazıyorlar. Sanday Times gazete- si, şu an Suudi Arabistan'a 200.000 asker gönderebilecek güç- te olan ABD'nin, bu sayıyı 25O.OOO*e çıkarmayı ve bir ay için- de bu biriikleri bölgeye yerleştir- meyi pianladığını haber verdi. Gazetede, Pentagon'a yakın kaynaklann, ABD'nin Ortadoğu- da yapmakta olduğu bu askeri yı- ğınaktan beklentisinin, Saddam'ın devrilmesini sağlamak olduğu yo- rumunu yaptıklan bildirildi. Pen- tagon çevrelerine göre bu çabala- nn asıl hedefi, Saddam'ın nükle- er silah Uretme çabalannı engel- lemek. Pentagon, Irak'ın yaklaşık 3 yıl içinde nukleer silah üıetebi- lecek duruma gelebileceğini he- saphyor. Nukleer silahlarla güç- lenmiş bir Saddam'ın, Ortadoğu için çok büyük bir tehlike oluştu- racağı görüşu, Pentagon'da ağır basıyor. ABD'nin Saddam'ı de- virmek için Irak'taki Şii ve Kürt- leri ayaklandırma yolunu da de- neyebileceği belirtiliyor. Reuter Ajansı'mn, The New York Times' gazetesine dayanarak verdiği habere göre ABD, Ortado- ğu'ya dörduncü bir uçak gemisi gönderiyor. Gazetenin, adı açık- lanmayan Pentagon yetkililerine GtTME BABA! — tngiüz Kraliyel Ordugn'nuo Hrvm Knvvetleri'ne mensup pilot baba birazdan uçuşa dayanarak verdiği habere göre, geçecek. Ya köçük luz!.. (Fotoğraf: Renter) Jobn F. Kennedy adlı uçak gemi- KUDÜS si ve destek gemilerinin, hafta içinde yola çıkmaları için gerekli haztruklar yapılıyor. Haberde, John F. Kennedy uçak gemisinin, Kızıldeniz'de veya Körfez'de mev- züenmesinin dusünüidüğü beürtil- di. ABD'nin bölgeye daha önce gönderdiği uçak gemilerinden Ei- senbtmer şu anda Kızıldeniz'de ve Indepeııdent Basra Körfezi'nde bulunuyor. Üçüncü uçak gemisi Saratoga ıse bölgeye doğru yol alı- yor. öte yandan ABD Dışişleri Ba- kanı James Baker, Kuveyt'in, BM'den. Irak'a karşı aldığı eko- nomik ambargo kararını uygula- masını resmen istediğini söyledi. ABC televizyonunun hazırladı- ğı bir programda konuşan Baker, "Boylece, ABD ve diğer ülkdere ait gemilerin, Irak'ın petrol ihra- caünı engellemesi aşamasınıa yolu açıldı" dedi. 'Yabancılar aynlabilir' Irak, Kuveyt'te bulunan Arap ve yabancılann istedikleri takdir- de gjdebüeceklerini açıkladı. Res- mi Ajans ÎNA'nın bildirdiğine göre, Devlet Bakaru Saddam Hü- seyin'in bir sözcüsü, yetkililere, El Cahra, En Nida ve Irak'ın güne- yindeki (Kuveyt) diğer kentlerde bulunan Araplar ve yabancılan ayrıhnak istemeleri durumunda yardımcı olmaları talimatının ye- rildiğini söyiedi. Sozcünun, "Ül- keyi terk edenlerin çıkarlannın korunacagını" belirttiğı de bildi- rildi. Binlerce yabana, Kuveyt'in 2 ağustostaki işgalinden bu yana bu ülkeden ayrılamıyor. AA'ya göre ABD Başkanı Ge- orge Bush'un Körfez krizi karşı- smda aldığı tavır, kamuoyundaki prestijini arttırdı. Newsweek der- gisınyı Gallup firmasına yapürdığı son kamuoyu yoklamasında, Bush'u destekleyen Amerikahlann oranının yüzde 75 olduğu görulü- yor. îsrairde kimyasalsilah telaşıYüzlerce İsrailli dün Kudüs'te gaz maskesi alabilmek için dükkânlara koştu. İsrailliler, Irak'ın ülkelerine karşı kimyasal silah kullanma olasığını ciddiye alıyorlar. SEMİH tDtZ KUDÜS — "Irak'ın bize karşı gaz kul- lanraa lehdidinin niçin endişe yarattıgını söylememe gerek bile yok. Bu bizim ya- kın tarihimizden gelen ve yenilmesi güç olan bilinçaltı bir korkudan kaynaklam- yor." Saddam Hüseyin ile Hitler arasında, Us- telik en y«kili ağızlardan, son günlerde sü- rekli olarak yapılan benzetmeler göz önun- de tutulduğunda, Kudüs'ün Ben Yehuda sokağı üzerinde tanıştığımız orta yaşlı ls- raillinin bu sözleriyle neyi kastettiğini an- lamak için fazla hayal gücü gerekmiyor. Irak'ın ülkelerine karşı kimyasal silah kullanması olasılığı Israil'de ciddiye alını- yor. O kadar ki, dün yüzlerce Israili gaz maskeleri almak için dükkânlara koşuştu. Bir İsrailli avukat da hükümetin halkı bir kimyasal saidınya karşı yeterince hazırla- madığı gerekçesiyle Yüksek Mahkeme'de hükümet aleyhinde dava açtı. Bu ilginç gi- rişimde bulunan avukat Nani Ernst "Haik bir kimyasal saldın karşısında kendisini sa- vunabilmek için gaz maskesi islijor. O>sa maskeler kolay bulunamıyor" şeklinde konuştu. Bizi otelimize göturen taksi şo- förüne konuyu açıyoruz. 20 yaşında 1973 Îsrail-Arap savaşına katıldığını söylüyor. Hatta bu yüzden eğitimini yarıda bıraktı- ğını anlatıyor. "Her birimiz Israil için ca- nımızı veririz. Ama savaş trajik bir olay. Buodan geçtikten sonra kafamı topariayıp hukuk fakültesine dönemedim" diyor. Resmi kaynaklara sorduğunuzda, hükü- metin duruma hâkim olduğunu bildiriyor- lar. Saddam'a karşı "uyumadıklannı" söyleyen bir yetkili, "Elimizdeki tiinı ola- naklarla gelişmeleri çok yakından izledi- gımize inanabüirsiniz" diyor. Amaçlannın halk arasında bir panik havası yaratma- mak olduğunu söyleyerek "Şimdi gaz mas- kesi dağıtmaya başlarsak bem panik ya- ratmış oluruz hem de kr>rşı tarafa belki bekledigi ve kolladığı bir kozu venniş oluruz" diye konuşuyor. "Maskeleri ne zaman dağıtmamız gerektiğini çok iyi biliyoruz" diye ekliyor. öte yandan bir taraftan Saddam Hüse- yin'in "cihad" çağnsı, diğer taraftan Doğu Kudüs ve işgal altındaki Batı Şeria ve Gaz- ze'deki Filistinlılerin Saddam'a kol açma- larını dikkatle not eden yetkililer, sığmak- ların "sesizce ve düzenli bir şekilde" ha- zırlanmasının zamanı geldiğine de inanı- yorlar. Hükümetin, sivil savunma tedbir- lerinin alınmaya başlandığma yönelik açık- lamasımn da bunun sonucu olduğunu bil- diriyorlar. teri göz öniinde bulundurması gerekiyor. Yetenek ve çıkar. Israil'e karşı bir saldın Irak açısından güç. Birinci nedeni iki ul- ke arasında yüzlerce kilometrelik bir me- safe bulunması. tkiwki ise lsrail'in ne tran ne de Kuveyt olması ve bunun Bagdat'ta bUinmesi." lsrail'in askeri üstünlüklerini sıralayan Levran, ülkenin yine de kimyasal silahlar dahil her türlü "en kötiı hal" senaryola- rına kendisini hazırlaması gerektiğini be- Mrtiyor. "lsrail'in uzaklıgı Irak'ta düzen- lenecek bir saldınya gelecek yanıta karşı bagışıklılık sagladıgı düşuncesioe yol açabüir" diyor. Ancak her açıdan "ihtiyaO" yeğleyen yetkililer, en aandan önümuzdeki günlerde Irak'tan herhangi bir saldın beklemiyor- lar. Bu olasılığjn gerçekleşeceği yönünde- t s r a Ü ' e r o l dÜŞmÜVOr kı ıstıhbaratın alındığı andan ıtıbaren ge- ' J rekli diğer tedbirler ile seferberliğin kısa zamanda gerçekleştirilebileceğini söylüyor- lar. "tsrailliler bu konularda deneyimli" diyorlar. Irak'ın Israil'e saldırması olasılığı ko- nusuna değinen Jerusalem Post Gazetesi'- nin yazarlanndan Aharon Levran da bu konuda şurüarı söylüyor: "Irak'm Israil'e saldırması için iki kri- Ote yandan İsrailli savunma araştırma- cılan, ABD şemsiyesi altında olsa bile îs- rail'e Körfez'de şu anda bir rol düşmedi- ğini bildiriyorlar. Bu arada Arap dünya- sının da Suudi Arabistan'a çok uluslu güç gönderme karanyla ABD-Arap stratejik iş- birliğınin, lsrail-ABD stratejik işbirliğinin önemini göreceli de olsa azaltacağmdan kaygı duyanlara bile rastlanıyor. WASHINGTON ABD'de yenitâr Türkiye iıııajı Körfez bunalımmın patlamasından sonra Amerikalüar Türkiye'ye değişik bir gözle, daha sıcak bakmaya başladılar. ABD Dışişleri Bakanı James Baker, Başkan Bush'a Ankara gezisinin izlenimlerini aktardı. UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON — Körfez bu- nalımının ABD'de gözle görülen bir etkisi, Türkiye'ye karşı bir "sempati" havasırun esraesi. Bunun dışmda Türkiye üslerin olası bir Körfez harekâtında kul- lamlmasına izin verecek mi? Her ne kadar Ankara, son ziyareti sı- rasında ABD Dışişleri Bakanı Ja- mes Baker'a bu yönde bir güven- ce, "«çık çek" vermemiş olsa da- hi VVashington'un izlenimi o ki Türkiye, "koşullara göre, yeri ve zamanı geldiğinde kendi ulusal çı- kaıian ile kesişirse" bu yönde bir kullanıma "hayır" demeyecektir. ABD Dışişleri Bakanı James Baker, örıcekı gece yazlık evinde ziyaret ederek Ankara ve Brüksel izlenimlerini aktardiğı ABD Baş- kanı George Bush'a bu doğrultu- da konuştu. ABD Dışişleri çevre- lerinden ve Amerikan basımna yansıdığı kadanyla Baker, Anka- ra'nın üsler konusunda "rnakul ve •nlaşılır" bir politika izlediği ka- rusında. Aynca ne kendisinin An- TATtLDE BASIN TOPLANTISI — Tatil evinde bir basın toplantısı düzenleyen ABD Devlet Başkanı Dışişleri Bakanı James Baker da Türkiye gezisi hakkında açıklamalarda buluodu. (Fotograf: AP) 'an yanı sıra kara'dan "«çık çek" beklentisi içinde olduğunu ne de Türkiye 1 nin konuyu "kesip atan bir tavır içine girdigiai" Bush'a aktardı. Baker aynca NATO Bakanlar Konseyi'nin önceki gün aldığı "Ankara'ya destek" karannın Türkiye'ye "dojru sinyaller verecefini" de düşünüyor. Baker'ın ekonomik açıdan ABD Başkanı'na ilettiği bir baş- ka Ankara izlenimi, Cumhurbaş- kanı Özal'ın Türkiye'nin son ge- lişmeler nedeniyle uğrayacağı eko- nomik zarara çok duyarlı olduğu yönünde. özal'ın Kuveyt'in bu yöndeki yaklaşımını memnuniyet- le karşıladığım vurguluyor. Bun- dan da Baker'ın son ziyaretinde Ankara'ya "meşru Kuveyt hükümetinin" Türkiye'nin bu iş- ten uğrayacağı zararın asgari ol- masım sağlayacağı yönünde bir önerinin göturülmesine araalık ettiği anlaşılıyor. Bunlar dışında, Anadolu'da, Körfez krizine dönük nispi bir gevşeme havası hissediliyor. ABD bir yandan Körfez'e askerlerini yı- ğıyor, ama diğer yandan bu aske- ri varlığını çok kısa süre içinde de- ğil, daha uzun vadede gerçeklese- cek bir senaryo için uyarhyor. ABD Başkanı Bush'un kriz surer- ken tatile çıkması, eğer "Ayşe'nin tatile çıkması'' türünden bir ma- nevra değilse, kısa vadede Körfez- deki Amerikan askerinin Irak "davetkâr" bir davranışa girmez- se, acilen kullamlmayabileceği an- laşılıyor. Türkiye bakımından VVashıng- ton'da dikkat çeken bir başka ol- gu, bundan bir ay önceki Türki- ye ile bugünkü Türkiye'nin ner- deyse iki farklı ülke haline gelmiş olması. Dün Türkiye'den Was- hington'a gelen bir Türke gümrük kontrol memurundan havaalamn- dan kente göturen taksi şoförüne kadar herkes "sempaü" gösteri- yor. Türk pasaportu taşıyanlar Batı gümrük kapılarında böyle muamele görmeye uzun sürediı alışık değil. POUTIKADA ERGUNBALQ Askeri Açıdan... Körfez'de, İran-lrak savaşı sırasında bile görtılmeyen boyut- ta bir askeri yığınak oluşuyor. ABD ve İngittere yöreye sürekli uçak ve gemi yolluyorlar. Onları Fransa izliyor. Kanada ve Avust- ralya da daha mütevazı ölçülerde savaş gemisi ve birlik yollu- yorlar. ABD'nin yöreye 250 bin asker yollamayı düşündüğüne ilişkin habeıier geliyor. Böylesine muazzam bir yığınağın yapıl- dığı ortamda, Saddam Hüseyin ya da Başkan Bush, "Arkadaş ben bu işten vazgeciyorum" demediği takdirde, er geç bir ça- tışmanın çıkma olasılığı güçlü görülüyor. Bu noktadan sonra geri çekilmek ise iki lider için de siyasal yaşamlarının son bulması anlamına gelecek. İki liderin de kendine göre hesapları var. Baş- kan Bush, ekonomik yaptırımların, Irak'ta büyük sıkıntı yarata- cağını ve Saddam'ın bir ayaklanma ya da darbe ile devrileceği- ni umuyor. Saddam ise, sürekli yükselen petrol fiyatlarının Batı ekonomılerine çok ağır yük bindireceğini ve Batılıtarın sonun- da Kuveyt'i kurtarma sevdasından vazgeçeceğini hesaplıyor. ABD'nin, bu nedenle yığınağını tamamladıktan sonra fazla bek- lemeyeceği düşünülebilir. Müthiş bir sinir savaşı. Ancak sinirlerin böylesine gergin ol- duğu ortamda savaş çok uzun sürmeyebilir ve her an bir çatış- ma çıkabilir. Nitekım, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ön- ceki gece yaptığı açıklamada, "Bunalıma barışçı çözüm bulma umudu kalmadı" demiştir. Peki bir çatışma çıkarsa, ne türde olacaktır?. Dış basında bu konuda ilginç yorumlar yer alıyor. Hemen tüm Batılı askeri uzmanların görüş birliğinde oldukları nokta, kara- dan saldırmanın iki taraf için de çok tehlikeli olduğu. Amerikan birliklerinin Suudi Arabistan'a gelmesinden sonra Irak'ın bu ül- keye saldırması zaten beklenmiyor. Ama ola ki, Irak "ABD da- ha fazla yığınak yapmadan, Suudi Arabistan'ın önemli petrol bötgelerini ele geçirip. bir koz olarak kullanayım" hesabıyia sal- dırdı. Uzmanlara göre, o zaman askeri bakımdan intihar etmiş olur. Çünkü açık arazide ilerleyen zırhlı birlikler ABD uçakları tarafmdan kolayca imha edilebilecek. Irak Hava Kuvvetleri'nin, Amerikan uçaklarını engelleyebılecek güçte olduğuna kimse inanmıyor. Aynca Irak ordusu saldırıdan çok savunmaya ağır- lık veren ve ona göre eğitilmiş bir ordu. Peki ABD, karadan bir harekâta girişebilir mi? Batılı askeri uzmanlar çöl savaşınin ABD için son derece zor olacağını be- lirtiyorlar. En tehlikeli düşmanlar ise kum ve sıcaklık, kum rüz- gârları zırhlı araçları, motorları ve silahları etkısiz hale getirebi- liyor; tanklar kuma saplanıp hareketsiz kalabiliyor. Çöl sıcağı ordunun diğer korkulu düşmanı. 50 dereceye ka- dar yükselen ısıda, her askerin günde 15-20 litre suya gereksi- nimi var. Böylece muazzam bir iaşe sorunu ortaya çıkıyor. Ay- nca çöl savaşına alışık olmayan Amerikalı askerlerin güneş carp- ması ve aşırı su kaybından kaynaklanan bir dizı hastalıklarla kar- ştlasmalan kacınılmaz olarak görülüyor. Bu arada motorların çok fazla ısınmasından ötürü zırhlı araçların harekâtının sık sık ak- sayabileceğini de hesaba katmak gerekiyor. En ciddi sorun ise Irak'ın kimyasal silah kullanması olasılığı. Yöreye gönderilen Amerikalı askerlerin gerçi kimyasal silahla- ra karşı koruyucu giysileri var. Ama bunlar ağır ve hantal olduk- larından askerlerin hareket yeteneğini büyük ölçüde kısıtlıyor. International Herald Tribune gazetesine görüşünü anlatan bir Amerikalı askeri uzman şöyle diyor: "Kimyasal silahlara karşı özel giysilerini giyen bir asker, astronota benzer. Giysinin amacı, vücudu dışarıdaki zehirli havanın etkisinden korumaktır. Çöl sı- cağında bu giysi, bir süre sonra saunaya dönüşür. Ter içinde kaHırsınız, ama teriniz dışarı çıkamaz. Bu askerin bir de silah, cephane, su matarası ve ilk yardım çantası taşıdığını düşünün." Sonuç olarak Amerikalılar çöl savaşına alışık değiller. Iraklı- lar belki alışıklar ama hava korunmalan yok, ya da yetersiz: Bu bakımdan karadan saldınya geçmek iki taraf için de çekici de- ğil. Irakltlar Körfez savaşında İran'a karşı yaptıklan gibi, siper- lere yerieşmiş, Amerikalıların gelmesini beklıyorlar. Amerikalı- lar ise, karadan gelmeye en azından şimdilik pek niyetli görün- müyorlar. Amerikalılar gelmeye karar verirlerse herhalde havadan ve denizden gelecekler. Eğer Irak birkaç ABD gemisini vurursa, Amerikalılar da korkunç füzelerinı Irak'ın üzerine yağdıracak- lar. Çatışma, özellikle Amerikalıların en gelişmiş silahlarını kul- landıkları bir savaş olacak. Çünkü, Amerikalılar doğa koşullan ve asker sayısı bakımından kendi aleyhlerine olan durumu an- cak bu şekilde telafi edebilirler. Saddam iyi hesaplayamadığı çok tehlikeli bir kumar oynamış- tır. Bu kumar bir felaketle sonuçlanırse, baş sorumlu kendisi olacaktır. Not: Bu yazı Saddam Hüseyin'in dün akşam yaptığı konuş- madan önce yazılmıştır. TüRKlYE-NATO Dişkilerde yeni dönenı UFUK GÜLDEMİR WASHINGTON — NATO Bakanlar Konseyi'nin son kara- n, NATO-Türkiye-Körfez iUşkile- ri üçgeninde esaslı bir dönüşü- mün eşiğinde bulunulduğunun ilk işareti olarak algılamyor. NATO, son on yılda, Körfezi deki büyük çıkarlannın çok is- tekli bir takipçisi olmadı; NA- TO'nun "sonımlnhık bölgesi" dı- şında rol ustlenmekten kaçındı. Bu isteksizlik, bir bakıma, üye- lerinden birisinin Sovyeüer dışm- da bir ülkeden, örneğin bir Kör- fez ülkesinden gelebilecek bir teh- ditle karşı karşıya kalması halin- de, "NATO garantisinin" işleme- yebileceği anlamına da geliyordu. Bir başka deyişle, NATO, Türki- ye'ye "Bir Körfez ülkesiyle başın belaya girerse bu, senin sonınun olur" anlamına gelen bir mesaj veriyordu. Hatta iki yü önce ün- lü ABD'li stratejistlerin kaleme aldığı "aynmcı caydıncılık" rapo runda da Türkiye'nin bir Körfez ülkesinden gelen bir tehditle kar- şılaşması halinde NATO'nun Türkiye'nin yardımma koşmakta fazla aceleci davranmayabileceği vurgulanmıştı. NATO'nun bu is- teksizliğinin farkında olan Türk- iye'de gayet haklı olarak, toprak- lanndaki üslerin bir Körfez kon- tenjanı çerçevesinde kuUanılabil- mesine kapıyı tam olarak açmı- yor, bu üslerin kullanım amacı- nı NATO ülkeleri çerçevesinde kı- sıtlıyordu. Ancak son Körfez kri- zi ile yeni bir dönemece girdi. Ge- çen pazartesi hem ABD Başkanı George Bush, hem de Ingiltere Başbakam Margaret Thatcher, Türkiye'ye yapılmış bir saldınnın tüm NATO'ya yapılmış sayılaca- ğını vurguladı. Bu çıkış halen F-lll ucaklan- nın "gözdağı" eğitimi yaptıklan lncirlik Üssü'nü, Irak'ı Suudi Arabistan'a saldırmaktan caydır- mak yönünde kullanmaya dönük yaşamsal bir adım oldu. Geçen hafta toplanan NATO Bakanlar Konseyi de Thatcher ve Bush'un daha önce yaptığı çıkışı resmi NATO politikası haüne ge- tirdi. NATO, böylece ilk kez, Türkiye'ye NATO "sorumluluk aianı" dışmda bulunan bir ülke- den gelebüecek tehdidin tüm NATO'ya yapılmış sayılacağım karara bağlamış oldu. ATÎNA îstenîrse Körfez'e birlikATİNA (AA) — Yunanistan hükümetinin Körfez'e sembolik bir askeri birlik gönderme hazır- hklan yaptığı, ancak şimdiye ka- dar bu yönde bir talep almadığı bildirildi. Dışişleri Bakanı Andonis Sa- maras, bu konuda "ABD Kör- fez'deki çokuluslu gücün artnnl- masını istedi. Ancak bu, kuvvet istenen her ülkeden teker teker talepte bulunulmasına baghdır. Yunanistan'dan henüz böyle bir katkıda bulunması istenmedi" dedi. Hükümete yakın kaynaklar, Yunanistan 'm Körfez'e bir savaş gemisi gönderebilmesi için ya Birleşmiş Milletler'in ya da Av- rupa Topluluğu'nun bu yönde bir kararı bulunması gerektiğini ifade ettiler. Aynı kaynaklar, AT'nin bu konuda resmi bir ka- rar almak niyetinde olmadığını, ancak başbakanlar arasında ya- pılacak gayri resmi temaslarla bir sonuca varılabileceğini ifade ettiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle