Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 13 AĞUSTOS 1990
Üniverske Hastaneleri...
Üniversite hastaneleri, belki ozel destekli olanJar dışında, yokluklar,
yoksunluklar içindedir. Kimi zaman yataklanna ortecek çarşafları,
pencerelerine asacak perdeleri, lambalarına takacak ampulleri yoktur
bu ust duzey kurumlarımızın. Laboratuvarların gereksinmelerini,
kitleri, boyalan edinebilmek çok kez t»ir meydan savaşı kazanmak
kadar zordur.
Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR
Son aylarda sağhktan, dolayısıyla hastanelenmız-
den sıkça söz edılıyor Hızrnetlerdekı aksama, uc-
retlerdekı anış, rehın tutulan hastalar sık sık gun-
deme gelıybr Ayncalıklı, hatırlı, arkalı bır hızmet
almak fırsatını bulamayan vatandaş, devlet hasta-
nelerınden öteden ben yakınmıştır Bu vakınma>ı
hakh çıkaracak nedenler saymakla tükenmez Son
yıllarda saglık aiamna kâr ve kazanç Öğesının ege-
rnen oluşu ıle karmaşa butun butün artmıştır
Sağhk eğıtımınde suregelen ve YÖK düzenı ıle do-
rukJara çjkan yetkılılerce asla umursanmayan ve-
tersızlık de butun bunlann cabasıdır Zaman zaman
basına yansıyan, çok kez de su yuzune çıkmayan
aakL sonuçların nedenı olan eksıkler vetersızlık
ler, duzensızhkler hastanelenmızde varhğını surdür-
mektedır Vatandaş çok kez bunun nedenlerını, te-
meidekı bozukluğun ne olduğunu bılemez Hasta-
ne vönetımını, doktoru, hemşıreyı suçlar Bır bo-
zuk duzen ıçınde yer alan ve görev yüklenen ınsan-
lar tumu ıle masumdur demek ıstemıyorum, ama
asıl suçlu elbette sağlık sıstemımızdekı çarpıklık ve
yanlışlıklardır
Üniversite hastaneleri,
eğitimle çelişki
Bu yazıda amacımız sa|ük hızmetlenndekj, sağlık
yöntemındekı temel bozukluklan ele alrnak değıl,
burada, böyle bır ortamda \e YÖK duzenınde üni-
versite hastanelennın durumuna kısaca değınmek
ıstıyoruz. Şu kadarını so>lemekle yeuneüm Tur
kıye"de yıllardır tutarlı, gerçekçı bır saflık pohtıkası
oluşturulamamıştır Hekım ve sağlık personeh eğı
tımmden örgutienmeye, ıstıhdamdan fınansmana
her alanda yanlışlıklar vardır ve bunlar şıddetı ve
boyutları büyüyerek süregelmektedır Az gelışmış-
lığımızın doğal sonucu savılabıleceklerın >anı sıra
sağlık açısından bugünku penşanlığımızın başlıca
nedenlerı bunlardır
Uruversıte hastanelennın tılm dtlnyada olduğu gı-
bı yurdumuzda da ayn bır yen sardır Onlar en ge-
nış kadrolu, en gelışmış, en modern araçlarla do-
natılmış sağhk kurumlandır Türkıye'de de unner-
sıte hastanelennın gen kalanlardan farklı ve üstun
bır düzeyde olması beklentısı vaygındır Sıgorta has-
tanelennın yapamayacagı ıncelemelenn, tedavılenn,
uygulamalann oralarda yapılabılmesı çok doğal
karşılanır En lyı yetışmış, en çağdaş bılgı ve dene-
yımlerı edınmış en ıyı hekımlenn orada görev yap-
tığı da varsayüır Bunun beklenen ve doğal sonucu
ötekı hastanelerden ve Anadolu'nun çeşıtlı yörele-
rınden çok sayıda hastanın gelışmış üniversite klı-
nıklenne göndenlmesıdır Bu durum, uruversıte klı-
nıklennın, eğıtım oğretımie çok kez çebşecek şekılde
oldukça ağır bır sağlık hızmetı vermeve zorlanma-
sı sonucunu getınr Bu zorlama, çeşıtlı başka yan-
lışhklara eklenerek eğıtımın aksarnasmda ve veter-
sızhğınde önemlı rol oynar Üniversite hastanelen
doğaldır kı mezunıyet öncesı ve sonrası eğıtımın ya-
pıldığı, araştırma projelennın hazırlandığı yerler ol-
malıdır Buralarda bılgı üreulır Duvarlanndan, ko-
rıdorlanndan, salonlarından. bıigının, bıumsellığın
taştığı, çevreyı etkıledığı verler olmahdır uruversıte
klınıklen Her departmanın ılan tahtalannda sayı
sız semınenn, konferansın, kursun, araştırma bıl-
dınsının duyurusunu görmelısınız Beyaz gömlek
lerı ıle sabaiun erken saatlennden akşatnın karan-
hkJanna kadar okuyan, araşuran, tartışan, hasta ız
leyen, laboratuvarda denev yapan öğrencıler, asıs
taiılar, her yaşta uzman, doçent, profesör, öğretım
uyelen, laborantlar, hemşıreler, teknısyenlerle cıvıl
cıvıl bır yer Akşam saatlennde bır üniversite has-
tanesının korıdorlannda yururken açık kapüardan
laboratuvarda çalısan uısanlar çarpmalı gözıinüze
ve salonlardan semınerlerın, konferanslann tartış-
malan yansımalı Bılımın ışığı pınldamalı buralarda
buram buram
Gelışmış bır ülkede, çağdaş bır tıp fakültesınde
karşılaşacağımz görunüm budur Ülkemızde ıse
böyle bır tabloyu ancak ruyanızda gorebılırsıniz,
çok özenıyorsamz
Üniversite hastaneleri, belkı özel destekh olan-
lar dışında, yokluklar, yoksunluklar ıçındedır Kı-
mı zaman yataklanna örtecek çarşaflan, pencere-
lenne asacak perdelen, lambalanna takacak ampul-
leri yoktur bu üst dıizey kurumlanmıan Labora-
tuvarlann gereksınmelennı, lcıtlen, boyalan edıne-
bümek çok kez bır meydan savaşı kazanmak ka-
dar zordur Alet, araç alımı son yıllarda ıyıden ıyı
ye zorlaşmıştır Eğıtım aracı edınmek de aynı dere-
cede guçtur önemlı bır ıncelemeyı yapabılmenız
ıçın vazgeçılmez, onsuz olunmaz bır aracı yıllarca
edınemeyebılırsınız Canınızdan beap yorgun dü-
şebılırsımz bunun savaşımıru verırken Olanakları-
nız bıiyılk çapta döner sermaye gehrlenne bağlan-
mıştır Bırım olarak ıstekte bulunduğunuzda gehr
duzeyınıze bakılır lyı kazanmamışsanız ısteğınızı
elde etme şansınız yoktur Döner sermayenın kav
nağı, çok kez ödeme güçluklerı ıçındekı vatandaş-
tır O halde ıyı ödeyen vatandaş seçmehsınıı öde-
yemeyenler uzak durmahdır Sağlık şöyle dursun,
eğıtım araştırma amaçları da gerıde kalabılır ön
ce kazanmayı öğrenmelısınız1
Böyle bır ekonomık
model ıçınde yaşamakta olduğunuzu da asla unut-
marnalısınız1
Zengın bır ışadamını turlu çeşıtlı yol-
lardan ıkna edıp bağış sağlayamazsanız yoksunlu-
ğunuz yıllar surebılır Oysa hastanenızın çevresın-
de yuksek teknoiojının modern cıhazlan ıle dona-
tılmış, bılgısayarh aletlennı hızmetınıze sunmaya ha
zır sayısız özel tıp merkezı açılmaktadır Sızın yap-
madıklarınızı gerçekleştırmek, her düzevdekı çalı
şanlarımızla ışbırlığı yapmak, onları memnun et-
mek, ınceleme endıkasyonlarını arttırmak ıçm ya-
nşma ıçindedırler
Rektor olursanız...
Uruversue klınıklenrun yoksunluklan sadece alet,
araç, malzemeden ıbaret değıldır Hemşıre, teknıs-
yen, sekreter, personel kadroları da aslan ağzında
dır Aynlanlann, emekh olanların yenne venısını
alamazsınız Kadrolar gıder ehmzden Ünıversıte-
nın yönetıcısı, klınığın dırektöru, 30 yülık profesö-
ru hjçbır zaman bır ışadamının, bır ılaç flrmasının,
bır banka mudürünun sahıp olduğu nıtelıktekı bır
sekreterın yardımından yararlanma şansını bula-
maz Buyük bır lukstur bu ünıversıtede. Dunyanın
artık her verınde her turlü hasta kavdı, rapor, ısta-
tıstık ve her turlu çahşma ve elbette eğıtım bılgısa-
>arla yapıhyor Bır Batı Ulkesınde her odada ve her
oğretım üyesının, sekreterın odasında bır bılgısa-
>ara rastlarsıruz Gunumüzun bu terael, vazgeçıl-
mez gerekseraesını edınmek ıçın yıne tek yol, tek
dayanak, fırmalann ya da zengınlenn hayırseverh-
ğıdır Yönetıcılerie, dekanla, daha ıyısı rektorle ıyı
ılışkıler ıçınde ısenız şansınız bıraz daha artabılır,
ama bu, sorunlarınızı çözmeye yetmez Ama rek-
töre yakın olmak yenne bızzat rektör olursanız ba
kın o zaman ışler değışır YÖK duzenınde atanmış
rektörler, büyük yetkılerle donatılmışlardır Dıler-
lerse beğenmedılderı öğretım üyelennı yurdun dört
bır tarafına —hadı sürerler demeyehm— dagıtabı-
hrler Bunun böyle olduğu bittecrabc sahıptır
Parasal kavnaklan dıledıklen gıbı kullanma şans-
ları da oldukça yüksektır Bundan ötüru herhangı
bır yere bılgı va da hesap verme durumunda da de-
ğıllerdır Böyle sorunlann sorulması da esasen YÖK
düzemnde zararlı, duzen bozucu sayılmış ve engel
lenmışur Bu serbestlık ıçınde YÖK Başkanı gıbı
rektörlenn de sız çarşaf sıkmtısı çekerken büyük
eserler yaratma olanaklan vardır Nıtekım YÖK
Başkanı vakıf ünıversıtesı kurmuş, Istanbul Unıver-
sıtesı Rektöru de modern, donatımlı bır vakıf has-
tanesı kuruvermıştır Açıhşta bu çelışkjye ışaret eden
bu satırların yazarırun klınığı de, sözlenne kulak
rnısaflrı olan bır firma sahıbının hayırseverlığı ıle
yoksunluğunu çektığı çarşaflara kavuşmuştur
Tıp fakultesi hastanelenmızin. bu eğıtım kurura-
lanmızın en onde gelen ve en acıidı saj ılabılecek
sonınlanndan bıri de ögretun uyeknnden gerek eğı-
tici, oğretıcı gerekse araşlıncı olarak j'araıianma-
da suregelen cıddı yetersızlıktır Bırçoğu dış ülke-
lerde en ıyı tıp merkezlerınde, belkı de devlet hesa
bına yıllar geçırmış öğretım üyelerını fakültelenne
bağlayacak, onları orada venmlı kılacak koşullar
bır turlu gerçekleştınlememıştır Bu öğretım üye-
lerının önemlı bır kısmı aradıkları çalışma ortamı-
nı fakultelennde bulamadıklan ıçın yasal haklan
nı kullanarak part-tıme (yanm gün) çalışırlar Fa-
kulte klınıklennın koşulları hıçbır açıdan doyuru-
cu değıldır Yabana atılamayacak bır excuse (ozur)
ve gerekçe ıle zamanlarırun çoğunu yazık kı fakül-
te dışında geçınrler 8 yıldan berı egemenlığınj sur-
düren ve öğretım üyesıru yönetımden dışlayarak ona
söz hakkı tanımayan, bır derneğın uyelığını bıle ızne
bağlayan YÖK sıstemı ıle öğretım üyesırun ünıver-
sıteye bağlılığı ve hızmet heyecanı belırgın şekılde
zayıflamış ve kuşkusuz fakulteden uzak durma eğı-
hmlerı ıçın ozürler ve gerekçeler o oranda çoğal-
rruştır Böyle olunca örneğın Yeşılköy'de gösterışlı
törenlerle açılan Hayfavı, ötekı adı ıle Internatıo-
nal Hospıtal'ı haürlamadan duramayız Pırıl pınl
bır jerdır burası ve her depaıtman en modern, en
yenı araçlarla donatılmıştır Kapıdan başlayarak her
yerde gülery'üzlu, sevımlı personel görev yapmak-
tadır Hocalık değılse de hekımlık koşulları orada
çok daha çekıcıdır Üstelık bu hastane, üniversite
hastanelennden küçümsenemeyecek sayıda ve nı-
tebkte hemşu^, teknısyen, sekreten de koparmıştır
Kalıtelı personel buralara yakısır Üniversite ıçın
kımsenın kaygılanması söz konusu değıldır nasıl ol-
sa Evet vetkılı kışılenn asla doğru durust uzerın
de durmadığj, sonuçlannın ülkeye neye mal oldu-
ğunu ırdelemedığı bu sağlık ve eğıtım sıstemı ünı-
versıtenın değerlı hocalarını ünıversıtede, fakülte
hastaneleruıde öğretıa olarak, arastıncı olarak tu-
tamayacaktır
Yine de umutla...
Bu sıstem ıçersınde uruversıtenın çeşıtlı kayıpla
n pahasına da olsa kurulmuş olan ve ancak çok var-
lıklı ınsanl^ra hızmet verebJecek olan bu hastane
ve benzerlen de sağlık alarunda buyük bır adım,
büyuk bır basan olarak sunulur Türkıye'de sağlık
hızmetınden ıhtıyacı olanlar değıl, parası olanlar ya-
rarlansm dı>en bır anlayışın sımgesıdır bu göste-
rışlı kurumlar Bır ülkenın en değerlı varlığı, göz-
bebeğı olmak gereken ünıversıtenın yoksunluklannı,
oradakı eğıtımın, öğretımın kalıtesını hıç umursa-
mayan bır anlayış Ve ümversıtelere böylesıne dar-
be vuran bır duzenın uzantısı olan YÖK'un ulusla-
rarası üne sahıp, ama ınandıncılığını çoktan yıtır-
mış Başkanı Prof Doğramacı, yerını başan ıle ko-
rumakta ve ünıversıtelerımızın bütün dünyada ör-
nek alındığını söyleyerek unıversıte mensupları ve
butun Türk halkı ıle alay etmeye devam etmekte-
dır Ama bız 1402 ayıbının sona erdığı, bu ışleyen
yaranın sanldıfı ve küskünlükle, umutsuzlukla, tep-
kı ıle ümversıteden kopanlann da aramıza dönme-
lennı bekledığımız şu günlerde geleceğe umutla ba-
kabıleceğımıze ınanıyoruz Ümversıte de sılkmecek
ve Türk toplumu ıçındekı onurlu yenne yemden sa-
hıp çıkmasını bılecektır dıyoruz
EVET/HAYIR
OKT4YAKBAL
Bugünü Daha İyi
Anlamak İçin...
"Kuveyt ve Katar gıbı çölden ıbaret ıkı kaza yûzunden Ingılte-
re ıle ıhtılaf çıkaramazdık Bu ehemmıyetsız topraklardan ne gı-
bı bır ıstrfademız olabıhrdı
9
Kuveyt ve Katar ı Ingıltere'ye bıraK-
maya ve zengın Irak vılayetlerımızfe uğraşmaya karar ver3ım "
11 Mart 1913 günü Sadrazam Mahmut Şevket Paşa günluğü-
ne bu sabrları yazmış Ingıltere bır süredır Kuveyt'e gözünu dık-
mış Osmanlı devietı ıse 1913'te Balkan Savaşı nın yenılgısının
sıkıntıları ıçınde Daha önce Lıbya elde gıtmış Bulgar ordusu
Çatalca ya dayanmış Edırne duştu duşecek Bütün Balkan top-
rakları Sırp, Bulgar, Yunan arasında paylaşıtmış Bır de Ingılte-
re nın Kuveyt'e el koymasıyla mı uğraşılacak
1
Ustelık çöl sayılan
bu yerlen savunmak tçın Ingılızlerle mı savaşılacak' Hem de Bal-
kan devietierının aşın ısteklen karşısında yardım göreceğımız baş-
lıca ülkelerden bırı Ingıltere ıken
1
Sadrazam Mahmut Şevket Paşa'nın 1913 yılı anılarını okur-
ken Osmanlı'nın güçlü, saygın bır devlet olmaktan çoktan çık-
mış olduğunu görüyoruz Devlet büyuklen tam bır teslımıyet tçırı-
de Edırne yı verelım bu ış bıtsın
1
Adaları kurtarabılırsek, bıze
Itafya, A/usturya, Almanya yardım ederse bız de onlara başka
çıkarlar sağlarsak' Hesaplar bunlar Bır de devlet büyuklen ara-
sında bırbırını yeme onun bunun yerını kapma hesapları'
Şu günlerde Kuveyt konusu dunyanın gündemınde Kuveyt
1913'te Basra ılının Larısâ sancağına bağlı bır kasabadır Baş-
tan başa ço)' Mahmut Şevket Paşa 31 Mayıs 1913 günu Kuveyt'le
ılgılı olarak şu satırları defterıne yazıyor
'Bu sıradafl-akKiPaşa'nın Ingıltere hukümetı ıle mutabık kal-
dığı muahede suretı geldı Basra Körfezı'ne müteallık olan bu
muahedeye göre Kuveyt Türkıye'nın Basra vılayetının Lahsâ san-
cağına bağlı bır kaza olmakta devaTi edecek, fakat Türkıye bu
kazanın ıç ışlerıne karışmayacaktı Kuveyt şeyhı eskıden oldu-
ğu gıbı veraset usulüyle aynı aıieden olmak üzere Babıâlı tara-
fından kaymakam nasbedılecektı Kuveyt'te Turk askerı bulun-
mayacaktı Katar kazasındakı askerımızı ve jandarmamızı da çe-
kecektık Katar'a da aynı haklar tanınıyordu Türkıye Katar ve Ku-
veyt'e asker sevk etmek ısterse mucıp sebep gösterecek ve Lond-
ra nın muvaffakatını alacaktı Kuveyt, Türk bayrağını kullanmak-
ta devam edecek, fakat ısterse bayrağın bır tarafında Kuveyt ya-
zacaktı Bahreyn adalanna gednce tamamen Osmanlı
Imparatorlugu'ndan ayrılıyordu Bahreyn Ingıltere'ye tabıolacak.
fakat Ingıltere bu ırsı şeyhlığın ıç ışlerıne karışmayacaktı Turkı-
ye'nın Kuveyt ve Katar'a tanıdığı hakların aynını Ingıltere Bah-
reyn'e tanryordu Türkıye, Umman Imamlığı ıle Hadramut'takı şert-
lıkler üzerınde de padışahın halıfelık sıfatı dışında hıç metbuluk
hakkı ıddıa edemeyecekiı"
Yırmıncı yüzyıhn başında Batı'nın gûçlü ülkelerı Irak'la, Ku-
veyt'le, Katar'la yakından ılgılenmeye başlamışlardır Petrolün ko-
kusu alınmıştır' Ne yapıp edıp bu zengın toprakları —kı bızım
devlet adamlarına göre çöl— bu yerlen aralarında paylaşmak
yanşına gırmışlerdır Osmanlı ülkesme demıryollarının yapılma-
sı da Fransız, fngılız, Alman şırketlerı arasında böluşülmûştur
Osmanlı, Balkanlılara karşı savaşı yıtırmenın, genış toprakları
elden çıkarmanın hatta Istanbul'u bıle yrtırme tehlıkesının kor-
kusuyla emperyalıst devletlerın yardımından medet ummakta-
dır Bır yıl sonra bu güçsüz, brtkın devlet Bırıncı Dunya Savaşı
:
na da katılacak, sonunda ış Sevr Antlaşması'na varacaktır Bu-
tün bunlar, Osmanlı devletının ve bu devietı yönetenlenn ne denlı
gucsüz ve bılınçsız Kışıler olması yuzündendır Bırkaç uyanık kışı
devietı kurtarmaya çalışacaktır, ama güçlerı yetmeyecektır Ta kı,
19 Mayıs 1919'da Samsun'da Mustafa Kemal'ın atılımı başlaya-
na kadar
Mahmut Şevket Paşa'nın anılarını okurten Osmanlı'nın neden
'hasta adam'dan 'ölü adam'a gıttığını görmek hıç de zor olmu-
yor Sahıp olduğumuz topraklann zengmlığını bıle bılmıyoruz,
bılmek ıstemıyoruz, her ışı yabancılara btrakmayı en kolay yol
sayıyoruz' Musul, Kuvyet, Katar vb yerler bugün dunyanın pet-
rol kaynakları, bu topraklar ıçın kıyametler kopmakta' Ama bı-
zım gözümüzde 'ehemmıyetsız çöl'1
Yakın tarıhımızı böyie kıtaplar aydınlatıyor Mahmut Şevket Pa-
şa'nın 1913 günlüğu bır ayna gıbı tarıhsel gerçeklerı yansıtmak-
tadır Atatûrk'ün ' Dünu öğren, yarını daha ıyı anlarsm' ılkesının
anlamı da daha ıyı ortaya çıkıyor
Arabesk Metamorffozu
Bizi bir araya getiren faktörler iyi ve sağlam göstergeler
açısından gittikçe gevşiyor ve faİcirleşiyor. Düzen kayboluyor,
eİconomik, sosyal ve butun değerler dengesinde buyuk bir
bozukluk başlıyor.
Prof. Dr. ESAT ERENOĞLU Anadolu Üniversitesı
TUrk toplumu değer yargılarında ve vargı-
lama değerlerınde hızlıca bır yozlaşma süre-
cıne gınnıştır Bu, toplumun bütun katman-
larında gittikçe daha belırgın bır şekılde ge-
hşmektedır Bızı ıdare ıçın seçtığımız mecus-
te, ümversıtelerde, bürokrası mekanızmasın-
da seçımle ışbaşına gelmış beide ıdarecılenne
kadar bır kadercılık, bır nemelazımcılık, vur-
dumduymazlık vardır Ekonomık dununun
göslergesı de ıçaçıcı değıldır Sayıları önem-
senmeyecek ve kendılennde dokunulmazlık
varsayarak yasal boşlukları çok ıyı bılen bır
gnıp, aamasız bır şekılde toplumun sırtından
mılyarlan vururken, toplumun büyük bır ke-
sımı tasarmf etmek bır tarafa, günlük geçım
zorlağu ıçıne gınnıştır Karamsar bır tablo çız-
mek amacında değıhz Cumhunyetın son 30
yüında sanayı, ulaşım, telekomünıkasyon,
teknoiojının dığer dallannda yadsınmayacak
bu gelışme mevcuttur
Ögretim üyeliğinin zevki
Bütün dünyadakı başdöndürücü bır hızla
gelışen uygarlıktan çalışarak pay almak do-
ğal bır seydır Fakat bunun yanjnda toplumun
genehnde moral ve ahlak değerlerınde gözle
görülen bır genleme var örneğın, gerek or-
taöğretım, gerekse yükseköğretımde büyük
erozyon olmuştur Gerek seçunle gelmış sıyası
ıktıdarlar, gerekse demokrasıye sekte veren
ara rejımler ülkemızde eğjtım ve sağlık sorun-
lanna kaiıa çözümler yenne, geçıa ve yllzey-
sel çözümler getırmıştır örneğın 1982'de ge-
tırılen YÖK Kanunu tam tatbık edılebıldı
mı' Bu kanun neler getırdı'' Neler götürdü?
Oturup rahathkla tartışabıhyor muvuz ve or-
tak bır konsensusa varabılıyor muyuz' Ha-
yır Nedenı bıze has olan kutuplaşma, duy-
gusallık, önyargı, art düşünce ve menfaat dü-
şüncesîyle uçlarda toplanma özellığunız olu-
judur YÖK Kanunu'ndakı profesörlük yük-
selmesı kaç sefer degıştırıldı Burada da bır
arabesk, bır hercümerçlık hüküm sünıyor
Ünıversıte dğretım üyelığırun zevkı, onuru ve
artık eskı çekıcıüğı de kalmıyor Işler (Hıt and
Run) kaptıkaçtı ahnıyetıne dönüsüyor Ken-
dıne özgü bır meslek olan, dığer meslek dal-
larından çok farklı olan hekımlık ve tıp eğıtı-
mı de bundan nasıbını en kötü bır şekılde al-
mıştır Fakültelenn bır taraftan gittikçe artan
araç gereç yokluğu, dığer taraftan yeteneksız
kadrolaşma sürecı ve kapasıtesının ötesmde
öğrencı alması, eğıtım dOzeyının düşmesıne
neden oldu AT'ye gırmek ıçın doktor adedı-
nı arttıralım derken, hekım kalıtesındekı düş-
me hızlandı Bır taraftan ünıversıteden aldı-
ğı tıtn menfaat ıçın kullanan öğretım ve eğı-
tımden elım eteğını çekmış pragmatık öğre-
tım uyesı veya burnundan kıl aldırmayan, her
şeyı bıldığını zanneden, öğrencılerle gunde 3-5
dakıka ancak uğraşan, özel ışlennı ön plan-
da tutan öğretım üyelen, dığer taraftan er-
demlı, dınamık ve çalısan kıtlemn çaresızlı-
Bır ülkede ünıversıteler, bılım yuvalan ve
sıyası kadrolarda tutarsızük ve huzursuzluk
başlarsa bu, toplumun bütun kurumlanna ay-
nı oranda yansıyacaktır Bızı bır araya geti-
ren faktörler ıyı ve sağlam göstergeler açısın-
dan gittikçe gevşiyor ve fakırleşıyor Düzen
kayboluyor, ekonomık, sosyal ve bütün de-
ğerler dengesinde büyük bır bozukluk başlı-
yor
Seyenek bulamama korkusu
Bu nereden kaynaklanıyor
?
Sorumlusu
kımdır
1
' Belkı hcpımız Cumhunyetı kurup bı-
ze devredenlerın çektıklennı anımsadıkça,
özelhkle büyük Aururk'ü düşündükçe ken-
dımızın çok suçlu olduğunu kolaylıkla görü-
nlz
Gazete baslıklarına bır göz atalım Toplu-
mun dıkkatı ve merakı nerelere yönlendınh-
yor Her tarafta bn- dedıkodu, karalama kam-
panyas», vur-kaç yöntemı hüküm sürüyor Işm
en kötü ve korkunç tarafı ıse seçenek arama-
dakı umutsuzluk, heyecanını yıtırmış ve se-
çenek bulamama korkusudur
Gittikçe yalnızhğa ıtılıyorum Vıze koyma-
yan ulke kalmayacak bu gıdışle Dışarısı öy-
le, ıçende akıl almaz karmakanşıkhk, vurgun-
culuk, hastanelerde rehın kalan hastalar, mıl-
let kesesınden zengın olanlar, sılah kaçakçı-
Iığından, hayalı ıhracattan zengın olanlar
Toplumun her yerınde sosyolojık depremler
var Konan sosyolojık tanının yanlışlığı, çö-
züm ıçın mutlak ekstrem önerıler, Ya ıfratı
ya ınkân seçmeye egılımırruz var Kokuşma-
lar gittikçe artıyor Yanmndan emın olmayan
bır gençlık ve emeklılığın tadını çıkaramayan
yaşlılar ülkesıne döndük
Evlı ve meşhur bır futbolcunun şarkıcı bır
hanımla artık tefrıka halıne gelen ve toplu-
mu hıçe sayan ıuşkılenne bakış açınuz bile de-
ğışıyor Evet, gittikçe arabesk cumhunyetme
benzıyoruz. Durumumuzu kıme soracağız
Son günlerde TV'dekı reklam programlann-
da sûreklı ızledığımız, kadın dövmesı ıle meş-
hur bır türkücünün deyımıyle "bir erbabına
mı" soralım9
HAREM 89 ile
günlük deniz
gezileri
• Her gün 10'da
Kuruçeşme den hareket-
varış 18'de
• Gruplara ve kombıne
bıletlere ındırım yapılır
• Çarşamba günlerı
hanımlar turu
• Tel 145 77 93-149 93 87
Tatıl ve mesaı saatlerı
dışında telefon 165 54 61
F A K S İ M İ L E
Servis Güvencemizle
Bifar Bilgi Araçlan Ticaret A.Ş.
IMnbul T«l 9 11) 175 3* 00 I* H»l>
AnkaraTtf 9 (4) 117 85 60(4 H«i)
İLAN
KIRŞEHİR SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No E 1989/146
K 1990/295
Kırşehır ıh Merkez Kayabası mahallesı Bozbağ mevknnde bulunan
unar 1854 ada 4 parselde kayıtlı 475 m1
yuzolçumünde m 'sı 15 000
lıradan 7 125 000 TL arsa bedelı uzenndekı mutemmımcuzlerle bır-
lıkte 7 265 000 TL tahmını bedelh taşınmaz,
Aynı mahalle 1854 ada 5 parselde 561 m
a
yuzölçumünde m"sı
15 000 lıradan 8 415 900 TL arsa bedelh uzenndekı rautemmımcuz-
lerle bırlıkte 8 968 750 TL tahmını bedellı taşınmaz,
Aynı mahalle aynı mevkude bulunan unar 1854 ada 6 parselde ka-
yıtlı 563 m;
yuzölçumünde m"sı 15 000 lıradan 8,445 000 TL arsa
bedelh uzenudekı mutemmımcuzlerle bırhkte 8 85Ü 000 TL tahraıru
bedelh taşınmaz
Aynı mahalle aynı mev kude bulunan ımar 1854 ada 7 parselde ka-
yıtlı 496 m
2
yuzölçumünde 7 440 000 lıra ar»a bedellı üzenndekı mu-
temmımcuzlerle bırhkte 7 505 000 lıra tahmını bedellı taşınmazların
nmum arasında açık arttırma suretıyle satılarak ortakhğına karar ve
nldığınden verılen karar davalılardan Ahmet Gevrek e tebhğ edıle
medığınden adı geçenın ılan tanhınden ıtıbaren 15 gün ıçensınde tem
>ız etmesı, aksı taktırdı karann kesınleşeceğı karar venne geçerlı ol-
mak uzere ılanen teblığ olunur
Basın 47361
T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ
REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Unıversıtemıze bağlı yuksekokul ve fakültelenn boş olan kadrola
nna kanunı şartJan tasıvan yardımcı doçentler alınacaktır
Başvuracaklann dılekçelenne 2 fotoğraf, öğrenım belgesı, onavlı
nufus cüzdanı suretı, askerlık durumlannı gösteren belge, özgeçmış,
bıhmsel çahşma ve yayınlarını kapsayan 4 adet dosvayı da ekleye-
rek, üanın yayunlandığı tanhten ıtıbaren 15 gün ıçınde rektörlüğe ver-
melen gerekmektedır
Yardıma doçentlık ıçın başvuracaklar, dılekçelennde sınava gıre-
ceklerı vabana dılı ve anabılım dalım açıkça belırteceklerdır
Yabancı dıl sınavları 14 9 1990 günu saat 14 00 te Merkez Kutup
hane'de (Yunus Emre Kampusu) yapılacaktır
YARDIMCI DOÇENT
EĞlTtM FAKÜLTESJ Yabaocı Düler £|]timı Bölomıi: Alman Dı-
lı Eğıtımı Anabılım Dalı
FEN-EDEBİYAT FAKULTESI Tarih Bolnmu. Eskıçağ Tanhı Ana-
bılım Dalı, Kimya Bolnmu: Bıyokımya Anabılım Dalı
MÜHENDİSLlK-MlMARLIK FAKÜLTESI tnşaat Muhendısligı
Bolumu: Ulaştırma Anabıhın Dalı, Elektrik-Eleklronık Muhendısli-
gı Bolumu: Elektronık Anabılım Dalı
inGULAMALI GÜZEL SANATLAR YUKSEKOKULU
Basın 31352
REKLAM
AJANSrNA
Boan Hantnda deoey»,
çeşltd ilan kujaktanmn
sorumJuluâunu
yüktenecek mOft*rl
iüfkllarirtl dtoeolevöcek
bayan ©temantar
ARANIYOR
maaş+slgorta+prlm
1510044-1514155
TAKSİM
GENC BAYANLAR
Ingihzceyı Dizde ve Ingıltere de
8E0AVA OGRENIN
AU-PAIR lık bızım ışımızdır
zm de tarrs lc er arıyoruz
OKUKLARA.
Ölçüyü Saptamak...
O lay, Çekoslovakya'da gecer Tanh 17 Kasım 1989.
Komunıst yonetıme karşı gösterıler başlamıştır O
gün Prag'da buyuk bır oğrencı gosterısı olur, guvenlık
guçlerı mudahale eder Şu anda Çekoslovakya Devlet
Başkanı Vaclav Havel'ın basın sekreten olan Zantovsky,
Batılı ajansların muhabırlığını yapmaktadır Olaylar
sürerken muhalefet örgutu Sıvıl Forum'un bır yonetıcısi
Zantovsky'yı arar ve bır oğrencımn olduğunu bıldırır
Gazetecı ıkna olur, haberı geçer Ertesı gun Amerıka'nın
Sesı Radyosu, bu haberı buyuterek verır ve ülkede
genış bıçımde ızlenen bu yayın ustune 200 bın kışı
sokağa çıkar, olaylar hızlanır ve re/ım değışır Ama
olayda kuçük bır "sınek" vardır
17 kasımdakı gosterılerde hıç kımse olmemıştır
Ikıncı olay yıne Çekoslovakya'dan Rejımın
değışmesının ardından ulke özgur seçımlere
hazırlanmaktadır Tam o sırada bır soylentı şıddetle
yayılır Yenı yonetımın elınde eskı rejımın gızlı polısıyle
ışbırlığı yapan 140 bın kışının adlarını ıçeren bır lıste
bulunmaktadır Doğal olarak bütün basın bu lıstenın
peşıne duşer Ancak Havel yönetımı anı bır karar alır
Bu lısteyı yayımlayan gazetecı hapse atılacaktır
Gazetecılenn olayın ardından gıtmelerı böylece
engellenır, ama seçım anfesındekı heyecanlı ortamda
bu bulanık hava, çok sayıda ınsanın eskı gızlı polısın
ışbırlıkçısı olmakla suçlanmasına, yerlı-yersız
karalamaların ortalığı doldurmasına yol açar
Her ıkı olayı da aktaran Zantovsk/dır ilk olayda yanlış
haben yayarak olaylann hızlanmasında önemlı rol
oynayan gazetecı Ikıncı olayda ıse Havel'ın basın
sekreten olarak lıstenın yayımının yasaklanmasında
karar verıcılerden bırı olarak Ikı olayı da Zantovsky'nın
ağzından dınleyen VVashıngton Post gazetesının
ybnetmenı Ben Bradlee "Bu yenı demokrasının
geçmışten taşıdığı sorunlar benı endışelendırdı" dıyor.
Çeklerın kafası karışıktır, ama Bradlee'nın kafası çok
nettır Gazetecı, yanlış yaptığını anladığı anda, o
yanlışını duzeltmekle yükumludur, hıçbır yönetım, hangı
nedenle olursa olsun, basına mudahale etme hakkına
sahıp değıldır Bradlee, bu temel ılkelen çarpıcı bıçımde
şoyle yınelıyor 'Basın özgurluğu, yanlış yapma
özgurluğunu, hatta sorumsuzluk ozgurluğunü de
ıçerır Ancak bır yanlışın ya da sorumsuzluğun yol
açtığı zarar dış mudahale ıle değıl, basının oz-
denetımı çerçevesınde gıderılebılır"
•*•
Yanlış ve kasıtlı haber ya da dezenformasyon olayı
yemden Batı basınının vıcdanında Romanya olayının
ağırlığıyla bırlıkte tartışılmaya devam edıyor Aralık 1989
Temeşvar olaylannı aktarırken 60 bın oluden söz
ederek dunyayı yanıltan Batı basını, ozelestırısını aynı
şıddetle yapmaktan çekınmıyor Fransa'nın etkın
gazetesı überatıon'un dış haberler sorumlusu
Domınıçue Pouchın, kendılerının de Romanya olayında
aynı dezenformasyon dalgası ıçınde ust üste yanlış
haberler verdıklerını aktardıktan sonra şöyle dıyor
"Hıç kımsenın reddetmedığı hazır bır senaryo
çerçevesınde, onceden programlanmış gıbıydı
yaşadığımız olaylar '
Körfez knzı, basın açısından yenı oJmasa da daha
duyarlı bır süreç açıyor Her taraftan yetkılıler,
hükümetler, slyasıler genlımlı ortam ıçınde yanlış ve
yanıttıcı haberler yaymaya, butun dezenformasyon
mekanızmalarını çalıştırmaya başlayacaklardır,
başlamışlardır Ikıncı olarak, belkı de en çok bızde
yetkılıler basından memnun olmayacaklar, knzın
gelışmelen ıçınde beğenmedıklen haber ya da
yorumlar yuzünden bol bot "ulusal çıkar" çiğlıkları
atacaklardır Ben Bradlee, Vıetnam savaşmın en gergın
donemınde "Pentagon Belgelerı"m Washıngton Posfta
yayımlarken Amerıkan yonetımının butün baskılanna ve
suclamalarına goğus gerdı Çunkü "ulusal çıkar"
olçulerını saptamak yalmzca sıyasılerın tekelınde
değıldır
CIBA-GEIGYllac ve Kimya Uriınl' "- '_
T
' * "
mulitar 3
7
" Taks m st 155 6139
Reguıres a
GROUP PRODUCT
for ıts
PHARMACEUTICALS
DIVISION
The successful candıdate should have
- Fluency ın both vvrıtten and spoken Englısh
- A proven past track record of mınımum three
years Product Management ın a multınatıonal
envıronment
Competıtıve salary and socıal benefıts pac-
kage wıll be offered
Applıcatıons ıncludıng C V and recent photog-
raph should be sent to
Personel Mudürlüğu
P.K. 245
BesAtas / Istanbul
All applıcatıons wıll be held strıctly confıdentıal
FA TALMED
SUCHT ERFAHRENES
LABORANTENİNNEN UND
BİOLOGENİNNEN
177 77 31 -357 51 34
İMfiİLTEK'M
(İLM'nın ÛCHETSlZ)
Yurt dışı hızmetlen bayanlara
aite yaroncla AU-PAIR
öğrenctlere kamplarda para
kazanma ve Ingılızce öğreoma
ımkânı
ISTANBUL LJSÂN MEAKEZI
C*d. NO- 50 L4M
T« 520 81 H
T.C. ZtRAAT BANKASI'NDAN İLANEN TEBLİGAT
Borçlunun Adı Sovadı - Büınen Adresr
Rızkullah Serkek
Aynur Ersınler
Ahmet Topaloğlu
Zıynet Burçlugıloğlu
Suleyman Süav
Ahrnet Yılmaz
Zelıha Demıralayı
Odeme emriDin
Takip No'su
1990/95
1990/96
1990/97
1990/98
1990/99
1990/100
1990/101
Gür Çarşısı \anı Ilave Kısım Bakırköy/ist
Nışanca Havuzlu Mescıt Sk 9/11 D 4 Kumkapı/lst
Davutpaşa Mah
7
Cadde No 28 Esenler/lst
Nışanca Havuzlu Mescıt Sk No 9/11 D 5 Kumkapı/lst
Hankazadeler Sk No 18 Kat 1 Laleh/tst
Sedât Sımavı Sk No 1 Şen Apt Bakırköy lst
Nışanca Havuzlu Mescıt Sk No 11 D 5 Kumkapı/lst
T C Zıraat Bankası borçlularına aıt olup adlanna 6183 sayılı Amme Alacaklannın Tahsılı
Usulü Hakkındakı Kanun hükümlerıne göre düzenlenen ödeme emırlen, bılınen adreslerinde
bulunauıamaları dolayısıyla tebhğ edilememış olup, 213 sayılı Vergı Usul Kanunu'nun 103-106
maddelenne ıstınaden ılgıhlenn ıkn tanhınden başlayarak 1 ay ıçınde T C Zıraat Bankası
Zıncırlıkuyu Şubesı 4 Levent Istanbul adresıne bızzat veva bılvekâle müracaat etmelen veyahut
taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslennı bıldırmelerı halınde kendılenne süre ıle kayıtlı
teblığ yapılacağı, I ayın hıtamında müracaat^ bulunmayan ve adreslerını bıldırmeyenler
hakkında ış bu ılarun neşrı tanhınden ıtıbaren 1 av «onunda tebhğ vapılmış sayılacağı ılan
olunur Basın 314"8 .