Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 AĞUSTOS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Gorbaçov
srureyi uzattı
• MOSKOVA (AP) — •
Sovyetler Birliği Başkanı
Mihail S. Gorbaçov,
Ermenistan
Cumhuriyeti'ndeki Ermeni
milislere, sılahlarau
bırakarak dağümalan için
verdiği süreyi uzattı.
Sovyetler Birligi Içişleri
Bakanı Vadim Bakatin
tarafından Sovyet resmi
haber ajansı TASS'a önceki
gün yapılan açıklamada,
stlrenin ne kadar uzatıldtığı
bildirilmedi. Bakatin,
ajansa yaptığı açıklamada,
Ermenistan
Cumhuriyeti'nde yönetimin
değişmesi nedeniyle,
Moskova'nın şimdilik
beklemeyi uygun
gördüğünü söyledi.
Sovyetler Birliği Başkanı
Gorbaçov, 26 temmuz
tarihinde bir bildiri
yayımlayarak ülkedeki
bütün silahlı milis
gruplannın 15 gün içinde
silahlannı bırakarak,
örgütlerini dağıtmamalan
halinde, duruma müdahale
edileceğini söylemişti.
Serbest §eçim
24 ekiınde
• tSLAMABAD (AA) —
Pakistan'ın yeni kunılan
geçiş dönemi hükümetinin
Başkanı Gulam Mustafa
Jatoi, serbest ve adil
seçimlerin Devlet Başkanı
Gulam tshak Han'ın
belirttiği gibi 24 ekimde
yapılacağı konusunda
güvence verdi. Görevinden
alınan Benazir Butto ise
"Pakistan, demokrasi ile
diktatörlük arasında" dedi
Başbakan Jatoi, göreve
başladıktan sonra
gazetecilere yaptığı ilk
açıklamada, en öncelikli
işlerinin seçim olduğunu v<
"Bu sözü kesinlikle yerine
getircceğini" söyledi. Jatoi
bir seçim komisyonu
oluşturulduğunu ve bu
komisyonun seçim için
program hazırlamaya
başladığını kaydetti.
Monroviada
elçilik haskını
• Dış Haberier Servisi —
Liberyalı muhalif lider
Charles Taylor'a bağlı
askerlerin başkent
Monrovia'daki Nijerya
Büyükelçiliği'ni yağmaladığı
bildirildi. Medecins Sans
Frontieres (MSF) isimli
Belçikalı bir tıbbi kuruluşa
bağlı görevlilerin radyo
aracılığı ile Briiksel'deki
müdürlerine elçilikte iç
savaştan kaçan yüzlerce
insanın bulunduğunu
söylediği belirtildi.
Kıbrıs
sorunu
• LEFKOŞA (AA) —
Kıbrıs Rum yönetimi,
Birleşmiş Milletler'den
"Türkiye'ye de Irak gibi
yaptırım uygulanmasını"
istedi. Rum yönetimi,
Irak'la ilgili Güvenlik
Konseyi kararına uyacağını,
bir yazıyla BM Genel
Sekreteri Perez de Cuellar'a
büdirdi. Rum yönetiminin
yazısında Kıbns'la
Körfez'deki durum arasında
paralellik kurularak şu
iddia savunuldu: "Kuveyt'i
istila ettiği için Irak'a karşı
yaptırımlar uygulandığı gibi
Kıbns'ı istila ettiği için
Türkiye'ye karşı da
yaptırımlar uygulanmalıdır.
Irak'ın Kuveyt'i istilasıyla
Türkiye'nin Kıbrıs'ı istilası
• arasında hiçbir fark
yokturî' Kıbns Rum
yönetiminin bu yaklaşımı,
Lefkoşa'daki diploraatik
çevrelerde şaşkınlıkla
karşılandı.
Darbeciler
yargılanacak
• PORT OF SPAIN (AA)
— Karayip ülkelerinden
Trinidad ve Tobagrfda 27
temmuzda darbe
girişiminde bulunan
yaklaşık 114 gerülanın
vatana ihanet ile cinayete
kadar giden çeşitli suçlarla
mahkeme önüne çıkacaklan
bildirildi. Adli makamlara
yakın kaynaklar, Trinidad
ve Tobago'da vatana ihanet
ve cinayet suçlanmn ölüm
cezası kapsamına girdiğini
belirttiler. Kaynaklar, darbe
girişiminin sorumlusu
Müslümanlar Camiası adh
siyah grubun lideri Imam
Yasin Ebu Bekir ve
taraftarlan için yapılan
suçlamalar arasında silah ve
cephane taşıma da
bulunduğunu kaydettiler.
6 ay sonra
dtinyaya döntiş
• MOSKOVA (AA) —
Sovyet Radyosu, altı aydır
Mir Uzay Istasyonu'nda
bulunan ve teknik sorunlar
nedeniyle, birkaç kez ölüm
tehlikesi atlatan iki
kozmonot Anatoly
Solovyov ve Alexander
Balandin'in dünyaya
döndüğünü haber verdi.
KÖRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KKİ/İ... KÖRFEZ KÖRFEZ KÖRFEZ KRİZİ... I
Mısır dış mtidahaleye karşı
Mısır Devlet Başkanı Mübarek, ABD'nin uluslararası
ordu oluşturulması çağrısına, ortak Arap Barış Gücü
önerisi ile karşıhk verdi. Kahire'de dün toplanması
öngörülen Arap zirvesi bugüne ertelendi.
Dış Haberier Servisi — Arap ülkeleri-
nin liderlerinin Batüı ülkelerin Irak'a kar-
şı bir askeri harekata girişmesini önlemek
amacı ile dün Mısır'ın başkenti Kahire'de
yapmalan öngörülen zirve toplantısı bugü-
ne ertelendi.
Mısır Devlet Başkanı Hösntt Mübarek
önceki gün yaptığı açıklamada Körfez'de-
ki son durumun görüşülmesi için Olağa-
nustü Arap Zirvesi yapılması çağnsında
bulunmuştu. Mübarek önceki gün yaptığı
açıklamada, ABD öncülüğündeki ulusla-
rarası ordunun Irak'a müdahale çağrısına
karşılık Arap Barış Gücü oluşturulmasıru
"istemişti. Devrik Kuveyt yönetiminin Ka-
hire'deki zirveye katıldığı açıklandı. Irak-
ın Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in Baş-
bakan Birinci Yardımcısı Taha Yasin Ra-
mazan tarafından temsil edildiği haber ve-
rildi.
ABD öncülüğünde oluşturulacak ulus-
lararası bir orduya katılmayacaklarını açık-
layan Mısır Devlet Başkanı, Irak'ın Batılı
askeri güçlerin hedefi olabileceğine dikkat
çekmişti. "Irak'a dışandan saldınlacagın-
dan korkuyonım. Batılı filolann bölgeye
nyumak üzere geldiklerini zannetmeyin"
şeklinde konuşan Mübarek, Irak'ın derhal
Kuveyt'ten geri çekilmesi, Kuveyt'teki meş-
nı yönetimin işbaşına dönmesine izin ver-
mesi çağrısında bulunmuştu.
Mısır Savunma Bakanlığı'ndan Reuter'e
yapılan açıklamada, Amerikan birlikleri-
nin hareketi hakkında Mısır'ın bir yonım
yapmadığı bildirildi. Mısır birliklerinin bu
güce katılmayacağı tekrar dile getirildi.
• Diploraatik kaynaklar Kahire'de üç öne-
rinin gündeme geleceğini belirtiyorlar. ll-
ki, Mısır Devlet Başkanı Mübarek'e ait.
Mübarek, Arap ulkelerinin ortak barış gü-
cü oluşturmasını istiyor. Bu gücün, Irak-
ın Kuveyt'ten başka bir Arap ülkesini iş-
gal etmesine engel olması öngörülüyor. Or-
tak Arap askeri gücünün Irak'ın Kuveyt-
ten çekilmesini sağlayacağına ise kimse ke-
sin gözüyle bakmıyor.
Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesi amacıyla
başlatılan yaptırımların benimsenmesi
ikinci öneri olarak sıralanıyor. Irak'ın tek-
rar kınanması ve Batılı ulkelere Körfez'deki
krize kanşmamalan çağrısı yapılması,
Arap Zirvesi'nden çıkacak minimum sonuç
olarak belirtüiyor.
Kahire'ye ilk olarak Libya lideri Albay
Muammer Kaddafi'nin geldiği bildirildi.
Mübarek'in, Kahire Uluslararası Havaala-
nı!nda önce Kaddafı'yi, daha sonra Lüb-
nan Devlet Başkanı Elias Hrawi'yi karşı-
ladığı haber verildi. Fas Kralı Hasan'ı tem-
sil edecek olan Başbakan lzzettin Laraki-
nin, Katar lideri Şeyh Halife Bin Hamid
El Tani ile Birleşik Arap Emirlikleri Dev-
iet Başkanı Şeyh Sait Bin Sultan El Nah-
yan'ın Kahire'ye ilk gelen liderler arasında
bulundukları bildirildi.
Irak'ın Kuveyt'i işgalinden sonra Suudi
Arabistan'a sığınan Kuve>! yönetiminin
Arap Zirvesi'ne katılacağı bildirildi. AA1
nın, Kuveyt haber ajansı KUNA tarafın-
dan Londra'da yapılan açıklamaya dayan-
dırdığı haberinde, Başbakan Yardımcısı ve
Dışişleri Bakanı Şeyh Şaban EI Ahmel El
CabirMn, Kahire'deki zirvede yer aldığı be-
lirtildi. KUNA, Kuveyt heyetine Veliaht
Prens ve Başbakan Şeyh Saad H Abdul-
lah'ın başkanlık edeceğini de kaydetti.
Ürdün Kralı Hüseyin de önceki gün dü-
zenlediği basın toplantısında, Körfez kri-
zini barış içerisinde sona erdirmek için
"son şans" diye nitelediği zirveye katılaca-
ğını açıkladı. Suudi Arabistan Kralı Fahd,
Mübarek'in Olağanüstü Arap Zirvesi çağ-
rısına ilk olumlu yanıt veren kişi olmuştu.
FKÖ lideri Yaser Arafat'ın Bağdat'a uğra-
dıktan sonra Kahire'ye geldiği bildirildi.
BRÜKSEL
ABD, NAID'danyardun îstedi
A
NATO Dışişleri Bakanlan bugün toplanıyor.
Türkiye'nin topraklanndaki ABD üslerini
kullandırmak için NATO kararını beklediği öne
sürüldü.
Dış Haberier Servisi — Ingiliz
Reuter Ajansı, ABD'nin NATO
ülkelerinden Körfez'de girişilebi-
lecek askeri bir operasyona des-
tek vermelerini istediğini büdirdi.
AA'nın Brüksel kaynaklı haberi-
ne göre ise Türkiye'nin sıcak sa-
vaş halinde Irak'a karşı Amerikan
F-lll uçaklanna tndrlik Üssü'-
nü kullandırmak için NATO'dan
alan dışı müdahale konusunda bir
karar çıkmasıru beklediği öne sü-
rüldü. Brüksel'de bugün yapıla-
toplantısında ittifakın 'alan dışı'
bir askeri müdahale karan alın-
ması durumunda hangi ülkelerin
karara katılacağı henüz kesinlik
kazanmadı. Bölgeye şimdiye dek
askeri birlik gönderen tek NATO
uyesi ülke tngiltere. Hollanda ve
Belçika ABD'den bu yönde bir is-
tekle karşılaştıklannı, ancak ke-
sin kararlanm bugünkü toplantı-
dan sonra vereceklerini açıkladı-
lar.
Türkiye'nin sıcak savaş halin-
cak olan NATO dışişleri bakan- de Irak'a karşı Amenkan "F-lll"
ları toplantısında, NATO'nun uçaklarının İncırlik Üssü'nü kul-
alan dışı müdahale konusunu gö- landırmak için NATO'rfan alan
rüşmesi bekleniyor. dışı müdahale konusunda bir ka-
rar çıkmasıru beklediği öne sürül-
NATO'nun kuruluş büdirgesin- dü. NATO'ya yakın kaynaklar
de ittifakın coğrafi sınırlan dışın- Ankara'nın böyle bir kullanıma
da askeri bir müdahaleye girişme- ikili çerçevede.izin vermiş duru-
sini yasaklayan bir rnadde bulu-
nuyor. Bu nedenle VVashington
yönetiminin konuyu bugün yapı-
lacak olan NATO dışişleri bakan-
ları toplantısında gündeme getir-
TEDİRGtN BEKLEYtŞ — Dünyada onbinlerce genç asker tedirgin bir bekleyiş içinde. Bu ABD'li as-
ker de ülkesindeki tatbikattan hemen sonra Suudi Arabistan'a gitti. (Fotoğraf: Reuter)
mek yerine müttefik ülkelerin hü-
kümetleriyle tek tek bağlantı ku-
rarak görüştüğü bildiriliyor.
Bugün yapılacak olan NATO
ma düşmek istemediğini kaydedi-
yorlar. NATO çevreleri Türkiye'-
nin de lncirlik Üssü'nün kullanıl-
masına izin vermesinin kaçınılmaz
olacağım savunuyorlar.
öte yandan Ingiltere, F-lll
uçaklarının Kıbns'm güneyinde-
ki Agratur lngiliz Ussü'nü kulla-
nabileceğini büdirdi.
LONDRA
Ltıgiltere tam destek verîyor
EDtP EMtL ÖYMEN
LONDRA — Kısa sürede sayılarının
40-50 bine'yükselebileceği ve "nzun sire"
Suudi Arabistan'da kalabileceği söylenen
Amerikan'ın öncülük ettiği Çokuluslu Gü-
ce tngiltere de tam bir hava ve deniz des-
teği veriyor. lngiliz savaş gemileri son 5 yıl-
dır Basra Körfezi'nden zaten eksik olma-
mıştı. tngiltere, îran-lrak Savaşı'mn orta-
larından itibaren Körfez'de sayıları azalıp
çoğalan 3-5 savaş gemisinden oluşan bir
devriye faaliyeti içindeydi. 1987'de Kör-
fez'deki mayınların temizlenmesi amacıyla
Batı Avrupa Birliği, çokuluslu bir deniz
gücü oluşturduğunda da "Armilla Dev-
riyesi" adıyla bilinen tngiliz savaş gemi-
leri dolaşmayı ve tankerlere eşlik etmeyi
sürdürdüler. Başkan Bosh'un Çokuluslu
Güç önerisıne Ingiltere, Körfez'deki savaş
gemilerinin sayısını şimdilik 3'e çıkartarak
yanıt veriyor.
Bundan daha önemli olarak tngiltere,
asker yerine, hava ddsteği sağlayacak. Kıb-
ns'taki "Agratur" ve "Dikelya" üsleri,
lngiliz hava kuvvetlerinin Fantom ve Tor-
nado uçaklan için eğitim üssü olarak kul-
lanılıyor. Son gelişmeler nedeniyle üslere
toplam 24 Tornado F-3 tipi uçak gittiği
açıklandı. Basra Körfezi'nde tngiltere'nin
eski etki bölgesi sayılan Bahreyn, Umman
ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne de bu uçak-
ların kolaylıkla aktarılabileceği kaydedil-
di. Savunma Bakanlığı, tngiliz askeri gü-
cünün "nasıl konuşlandınlacağı" hakkın-
da hiçbir açıklama yapmadı.
Hükümetin aldığı bu kararlan muhale-
fet de destekliyor. Halen Yunanistan'da
tatilde olan ana muhalefet lideri Neil Kin-
nock, tatilini kesip dönmediği gibi tatilde
olan parlamentonun da toplantıya çağrıl-
ması şimdilik söz konusu değil.
C^hr Dailti
Soğuk Savaş'ın bitişinden sonraki ilk
büyük bunalım, uluslararası denge, serkeş
bir ulke tarafından tehdit edildiğinde,
Amerika'nın liderliğinden başka bir seçe-
nek olmadığını gösterdi. Sovy«tler Birliği,
iç sorunlar ve ekonomik çöküşüyle meş-
gul. Avrupa Topluluğu her ne kadar bir-
lik içindeyse de askeri bakımdan kendini
koruyacak durumu yok. Japonya, sınai
bakımdan eriştiği güce karşılık aynı ölçü-
de bir siyasal guç kazanmak niyetinde de-
ğil. Kuveyt'ten sonra hele Suudi petrol böl-
gesinin Irak'ın eline geçmesi durumunda,
tüketici ülkeler için çok açık bir tehdit söz
konusu.
THEiâS^TIMES
Hiçbir savaşı sonunu görmeden başlat-
.namak gerek. Bu tarihi özdeyişi, silaha sa-
nlan herkesin tekrar etmesi şart. Ameri-
ka bugün, Vietnam'da yenilgisinden bu ya-
na en gözükara harekâta girişiyor. Haklı
bir nedeni var ve dünya destekliyor. Bush,
Kuveyt'i yeni bir Pearl Harbour olarak gö-
rüyor. Saddam'ın her halde fazla ömrii de
kalmadı. Eğer petrolünü satamazsa, ordu-
suna bakamazsa, onu öldüreceklerdir. Bu-
nalım en tehlikeli aşamasına giriyor.
THE INDEPENDENT
Saddam Hüseyin'in yenilgi utancını
uzun süre taşıması beklenemez. Saddam'ın
gitmesi Ortadoğu'daki siyasal havayı te-
mizlemekle kalmayacak, başka çatışma
olasılıklarını da giderecektir. Eğer bütün
dünya ülkeleri gerçek bir işbirliği içinde ça-
lışabilirse, bundan böyle çözülmeyecek
hiçbir bölgesel sorun kalmayacaktır. Sad-
dam sonunda yenilecek.
BERLIN
F.Almanya aktif katdunistemiyor
DtLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLtN — Federal Almanya, Körfez
bunalımında ABD'nin çağrısına uyarak
Kuveyt'in işgalini mahkûm eden ve Irak'a
karşı ekonomik yaptınmlara başlayan ilk
ülkelerden biri oldu. Kuveyt'in mal ve na-
kit varlığı donduruldu. Karşılıklı ticaret
durdu. Bonn hükümeti, krizde kimi Ba-
tılı ülkelerden daha "tant" olmak zorun-
daydı aslında. Çünkü Kuveyt'te yaşayan
500, Irak'ta bulunan 600 dolayındaki Al-
manın akıbeti bugüne kadar belirsizliği-
ni hâlâ koruyor. Irak ve Kuveyt'teki Al-
manlar, dışişleri tarafından özenle
"rehine^ olarak tarif edihniyor; her iki ül-
kedeki F.Alman elçiUklerinin bu vatandaş-
larıyla "yakinen Ûgilendiği" belirtiliyor;
eve dönmelerine izin verilmese de durum-
larının "iyi" olduğuna dikkat çekiliyor.
Kısacası Bonn, Körfez krizinin "sıcak
savaşa" dönüşmeye meylettiği son iki gün-
dür ekonomik yaptırımlar ötesinde mü-
dahaleye karışmama taraftarı bir tutum
içinde.
Fakat Almanya'nın birleşmesine, izle-
diği olumlu tavırla zemin hazırlayan ABD
şimdi Bonn'un daha aktif yardımmı isti-
yor. Bunlann başında, F.Almanya'daki
Amerikan üslerinin ABD Hava Kuvvet-
leri'ne ara iniş yeri olarak kullandınlma-
sı geliyor. VVashington önceki gün Başba-
kan Kohl'e bu dileğini iletti ve hemen
"evet" cevabı aldı. Oysa Amerikalılar,
I97(y\enn başmdan beri Bonn'dan "askeri
üslerini üçüncü ulkelere karşı kullanmak"
konusunda hep ret cevabı almışlardı. Oe-
rek Vietnam savaşında gerekse Libya sal-
dırısında Amerika Bonn'dan "evet" sözü-
nü işitmemişti.
ABD, NATO kuvvetlerinin aktif katı-
lımını talep etti. Fakat Bonn'un, kendi va-
tandaşlanrun can euvenliği söz konusu ol-
sa bile Körfez'e takviye yollaması güç. Fe-
deral Alman Anayasası, ordunun, NATO
dışındaki çatışmalara direkt katıhnasım
yasakhyor. Üçüncü ulkelere karşı "NATO
dayanışması"nın söz konusu olduğu hal-
lerde ise yardım, uslerin kullandırtılması
gibi lojistik düze>le sınırlandırılıyor. ör-
neğin ABD donanmasının Kuveyt gemi-
lerini korumaya aldığı ya da Lib>'a önle-
rine çekildiği sırada Washington Bonn'-
dan, "Akdeniz'de ABD gemılerinden bo-
şalan bölgeyi NATO bağlamında
korumaya" çagırmış: Bonn bunu kabul et-
memişti. Aynı şekilde BM Barış Gucü'ne
de Alman askerleri katılmıyor.
"Dünya kırk yıllık Soğuk Savaş'ı rafa
kaldırırken Ortadoğu'da savaş rüzgârları
esiyor. Ama yapacak başka bir şey yok-
tur. Saddam Hüseyin'in kabaran iştahı
geçmemiştir. Ne Araplann geçmişte öde-
dikleri haraç ne de Batı'nın bırakmız yap-
sınlar politikası bu iştahı doyurmadı. Bu
yüzden artık askeri guçle sırur çekilmesi
gerekiyor. Saddam Hüseyin'in aslında en
geç bugünlerde, yanlış bir kâr-zarar hesa-
bına takıldığım fark etmesi gerek.
PARİS
Fransa, geri planda durmaktanyana
SABETAY VAROL
PARİS — Fransa'nın uluslararası güce
asker verme olasıhğı zayıf gözüküyor. Pa-
ris, Irak'a karşı girişilecek harekâtın, Hı-
ristiyan âleminin Müslümanlara karşı dü-
zenlediği bir "haçlı" seferi şekline bürün-
memesi gereği ustünde duruyor. Gözlem-
ciler, Fransız hükümetinin izlediği çekim-
ser politikanın, bu ülkenin geleneksel "NA-
TO içinde özerklik" çizgisinin devamı ol-
duğunu ifade ediyorlar. Geçmişte Saddam
Hüseyin rejimi ile Fransa'daki tüm siyasal
çevrelerin iyi ilişkilerinin de "geri planda
durma" şeklinde özetleyebileceğimiz Fran-
sız polıtikasının oluşmasını belli oranda et-
kilediği sanıiıyor.
Buna rağmen Fransa, krizin başlangıcın-
da ekonomik ambargoyu ilk destekleyen
ülkelerden biri oldu. Ancak Paris'in, eko-
nomik yaptırımlan, NATO içerikli bir as-
keri yaptınma dönüştürme heveslisi olma-
dığı kısmen de olsa ortaya çıktı. Fransa Dı-
şişleri Bakanı Roland Dumas, bugünkü
NATO Dışişleri Bakanlan toplantısına ka-
tılarak Fransa'nın görüşünü dile getirecek.
Fransız Dışişleri'nin, ABD'yi destekleme
çizgisini izlemekle beraber şimdiden "kendi
karar ve hareket serbeslliğini" korumaya
çalıştığı belli oluyor.
Günlük Liberation gazetesi, Fransa'da-
ki bazı resmi çevrelerin, ABD'nin izlediği
politikanın Saddam Huseyin'e karşı bir
haçlı seferi görünümüne bürünmesinden
endişe ettiklerini haber veriyor.
LE FIGARO
"Vietnam Savaşı döneminde olduğu gi-
bi adalet adına, kendi ve Batı dünyasının
(yani bizlerin) çıkarlan adına Amerika, Be-
yaz Saray Sözcüsü'nün deyişiyle tehdit al-
tında olan Suudi Arabistan gibi bir müt-
tefikin imdadına koştu. Ancak bu mütte-
fik daha açık biçimde 'imdat' çağrısında
bulunmaya zorlanmalıydı. Ne var ki kut-
sal topraklann bekçisi olan bir Müslüman
ülkeyi, Arap dayanışmasının anlamsız bir
kavram olduğuna ikna etmek mümkün de-
ğil. tşte, George Bush'un başlıca problemi
de bu. Bush, bütün hesabını Mısır üzerine
kurmuştu. Kahire, bir Arap zirvesi topla-
ma yolunu seçti. Hüsnü Mübarek'in bu gi-
rişimde başanb olması, Washington'un Su-
udi Arabistan'a yolladığı gücü geri çekme-
sine bağlı. Bu olasılık göz önüne getirile-
bilir mi?
"Kuveyt'in varhğını ihya etmek için am-
bargo ve abluka yeterli olacağa benzemi-
yor. Ama Amerika'nın kredibilitesini ye-
niden kazanması Kuveyt'in ihyasına bağ-
lı. Kuveyt devleti, diplomasinin 'hokus po-
kus'ları arasında kuma gömülürse, Ame-
rika'nın siyasi müşterileri olan Ortadoğu
devletleri ve emirlikleri güçlü karşısında
boyun eğecekler demektir. Domino teori-
si yeniden gündeme gelebiiir. Birleşik Dev-
letler, Körfez'de süper güç statüsünü teh-
like>e atıyor. Irak'a boyun eğdirmeyi ba-
şaramazsa Amerika siyasi ve askeri bakım-
dan gerileme devrine girdiğini bütun dün-
yaya kanıtlamış olacak.
DIJNYADABUGIJN
ALİSİRMEN
Türkiye'nin İşlevi
Her savaş, her işgal, her askeri müdahale üzücü, yürek pa-
ralayıcıdır. Ne var ki Ortadoğu'da patlak veren son olaylarda, bun-
lann yanı sıra mide bulandırıcı öğeleri de görüyoruz.
Gerçekten, Saddam Hüseyin'in, Kuveyt'in Irak'a ait olduğu-
nu söylemesi iç bulandırıcı değil midir?
Birinci Dünya Savaşı'mn ardından 1922'de imzalanan Ukayr
Antlaşması'yla, o zamanki adı Necd olan Suudi Arabistan ile bir
yıl sonra da Irak ile sınırı çizilen Kuveyt'in 1961 yılında bağım-
sızlığı İngihtere tarafından tanındıktan altı gün sonra, ülkenin ken-
dilerinın bir parçası olduğunu ilerı süren Iraklılar daha sonra 1963
yılında bu ülkeyi resmen tanımamış mıydılar?
Saddam Hüseyin, hangi ülkenin geçmişte hangi başka ülke-
lerin parçaiarı olduğu konusuna girerse işin taa neretere kadar
varacağını acaba hiç düşünmedi mi?
Tiksindirici olaylar, doğallıkla yalnızca Irak cephesi ile sınırlı
kalmıyor. Irak'ın Kuveyt'i işgali üzerine ingiltere'de gösteri yapan
bir bölüm Kuveytlinin, kurdurulan kukla hükümeti protesto eder-
ken iteri sürdükleri gerekçeye ne demeli? "Kuveyt El Sabah
ailesinindir" gibi bir sJoganın, içinde yaşadığımız çağda ne denli
tiksindirici olduğunu bir kez daha vurgulamaya gerek var mı?
Son olaylarda insanı tiksindiren, başkaldırmaya iten, tedirgin
eden birçok yan olduğu doğrudur. Bugün Saddam'ın çılgınlığı-
na karşı, aklın yoluna çağrı yapıyor görünenlerin de dünyanın
başka bölgelerınde hangi silahlı girişimlerin kahramanları olduk-
lannı hep biliyoruz.
Ama yine bilmemiz ve rriç akıldan çıkarmamız gereken bir nok-
ta da Cumhuriyet Türkiyesi'nin dış politikasını oluşturan ana et-
kenın kendi güvenliği ve onun güvencesini oluşturan, istikrar ve
bölge ile dünya barışı öğeleri olduğudur.
Başka bir deyişle, Türkiye Cumhuriyeti'nin işlevi yeryüzünde-
ki haksızlıkları düzeltmek, dünyaya düzen vermek, dolayısıyla
jandarmalık etmek değildir.
Ne jandarmalık etmeliyiz ne de jandarma yamaklığı. Çünkü
konumumuz, gücümüz böyle bir işleve el vermez Kendi çıkar-
larımız, güvenliğimiz ile sınırlı kalmalıdır tepkilerimiz.
Olaya bu açıdan bakınca, ciddi biçimde kaygılanmamak elde
deöıl.
Orneğin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu'nun ilan ettiği am-
bargo karan karşısındaki tutumun özünde haklı bile olsa uygu-
lamaya konuluşundaki acelecilik düşündürücüdür.
Hiç kuşku yok, Türkiye böyle bir ambargo kararına karşı çıka-
rak saldırganla bütünleşen bir görüntüyü üstlenemezdi. Ama uy-
gulama için bütün ülkelerin katılımını bekleyecek bir zaman ka-
zanma taktiği güdülerek bazı açıklamalar 24 saat olsun gecikti-
rılemez ve Güvenlik Konseyi kararının kapsamı dışındaki girişim-
lerden kaçınılamaz mıydı?
Geçmişteki ambargo denemeleri, böylesi bir davranışın da-
ha akılcı olacağım ortaya koymuştur.
Çok yönlü. sağduyulu bir dış politika tüm olasılıklan göz önün-
de bulundurmalıdır.
Bugün, ABD'nin bölgemizde Saddam'ın varhğına katlanama-
yacağı varsayımı güçlenmekte ve buna bağlı olarak da bir si-
lahlı müdahale sonunda Saddam'ın devrilmesi, tarih sahnesin-
den silınmesi olasıhğı öne çıkmaktadır.
Ancak, başta ABD olmak üzere, Batı'nın çeşitli hesaplarla bir
askeri müdahaleyı, şu aşamada gereksiz görmeler^ya da Bağ-
dat'ın egemenini devırmeye yetmeyeceki;apterBîroperasyonla
yetinmek zorunda kalmalan sonucunda, Saddam hiç değilse kü-
çümsenmeyecek bir süre daha yerinde kalırsa acaba ne oiacak,
gerek Bağdat-Ankara ilişkilerı, gerek bölgedeki gelişmeler han-
gi doğrultuya yönelecektir?
Olaya bu açıdan da bakıp bu olasılıklan da hesaplamadan,
bölge ve dünya jandarmalarının gonüllü yardımcılığına, hatta al-
Ktşçtlığına soyunma gayretkeşliği ve hele hele, böyle bir olanak-
tan yararlanarak iyi hesaplanmamış Kerkük-Musul maceraları-
na atılma tutkuları yarın öbür gün çok kritik bir bölgede yer alan
ve biri chşında (Sovyetler Birliği) hemen tüm komşularıyla hâlâ
çözemediği derin görüş ayrılıkları içinde olan Türkiye'nin başı-
na büyuk dertler açabilir.
Türkiye'nin işlevi silah ya da laf ile âleme nizamat vermek de-
ğildir.
Sağlıklı bir dış politikanın önkoşulu da bu yalın gerçeği akıl-
dan çıkarmamaktır.
REUTER UZMANLARIKONUŞTURDU:
Saddam uzım süre
direnebilir
Bazı Amerikah uzmanlar dünyanın uyguladığı
ekonomik ytıptınmlar karşısında Saddam Hüseyin'in
kolay kolay boyun eymeyebileceği görüşündeler.
Dış Haberier Servisi — Irak li-
deri Saddam Hüseyin'in tüm
uluslararası başkılara ve uygula-
nan gertiş kapsamlı ekonomik
ambargoya karşın çok kısa vade-
de, "pes etmeye zorlanamayaca-
gı" savunuldu. Reuter Ajansı '-
nın bazı Amerikah uzmanlann
değerlendirmelerine dayanarak
dün geçtiği haber analizi şöyle:
Washington Strateji Semine-
ri'nden Jed Snyder. "Saddam
ekonomik ambargo çatla.tana ya
d* dramatik sonuçlar vermekte
başansız kalana kadar kendini
sağlam zeminde tutabilir. Bun-
dan çok kötü şekilde elkilendiği-
ni sanmıyorum" dedi.
Temsilciler Medisi Silahlı Hiz-
metler Komitesi Başkanı Les
Aspen şunlan söylüyor.
"Ambargoyu yerine koyduk,
birlikleri yerine koyduk ve şim-
di bekliyonız. Şimdi iki ekstrem-
den biri gerçekleşirse bir çözüme
doğnı gidilir. Eğer Saddam top-
lanıp Kuveyt'ten çekiürse birlik-
lerimiz geri gelir. Saldınrsa sa-
vaşmak zorunda kalınz."
Peki, ekonomik ambargo
Bush yönetiminin umduğu kadar
çabuk etki göstermezse ne olur?
Philadelphia'daki Dış Politika
Araştırma Enstitüsü'nden Pat-
rick Clawson şunlan söyledi:
"Ben, yaptınmlann öniimüz-
deki üç ay içinde herhangi bir
önemli etkisi olacagından koşkn-
luyum.
Saddam Hüseyin pasif kalma-
yarak şu taktiklere başvurabüir:
— Batılı rehineleri bir pazar-
lık unsuru olarak kullanabilir.
Özellikle ABD'de kamuoyunda
'rehine' kelimesinin u>andırdığı
psikolojik etkiden \ararianmaya
çauşabilir. Ancak bu iki ucu kes-
kin bir kılıç olup askeri müdaha-
leyi getirebilir.
— Arap dünyasını hareketc
geçirerek ABD'nin Suudi Arabis-
tan daki askeri tariıgına karşı ta-
vır aldırtabilir. Hüseyin'in Arap
dünyasında köklii bağlan ve ha-
tın s&yilır bir gücü vardır.
— ÇaOşmamn boyutuno, Isra-
il'i kapsa.vacak şeklinde genişle-
terek Arap düntasını birieşürme
yoluna gidebilir. Bu darisklibir
laktik olsa bfle Arap destegini
alarak ABD'nin pozisyonunn
tehlikeye sokar.
— Bazı geriDa gnıplan vasıta-
sıyla aluslararası planda Batılı
hedeflere saldınlara girişebilir.
l'nlü terörist Abu Nidal'ın tek-
rar Bağdat'a döndügü ve Sad-
dam'ın ABD çıkarlannı iehdit
eden terörist Abu Abbss'a da
yardım ettiği bUiniyor.
— Yukandakilerin hiçbiri ol-
mayıp, Saddam her zaman yap-
tığı gibi herkesi şaşırtan bir ka-
rar alabilir.
TEŞEKKÜR
Eşim ZERRİN ALAÇALI'nın rahatsızhğı ve ameliyatı
bize, dirayetli ve dinamik bir yönetici sayesinde SSK
hastanelerinin de özel tedavi merkezlerini aratmayacak
seviyeye getirilebileceğini öğrenme ve görme fırsatı
verdi. Bizi bu güven ortarruyla taruştıran ve başanlı
ameliyatıyla eşimi sağlığına kavuşturan
SSK OKMEYDANI HASTANESİ
BAŞHEKİMİ
Sayın Prof. Op. Dr.
ERGUNGÖNEye
3. Hariciye'nin değerli ve sabırlı elemanları, Dr. ACAR
AREN, Dr. HÜŞEYİN ZİYADANOĞLU, Asistanlar:
NECDET KÖK, HAKAN EVRÜKE, SERDAR
KAMAN'a, servisin güleryüzlü ve fedakâr hemşireleri
SELMA ALAS, ALtYE SAYGIN ile tüm personel^ne
teşekkürü bir borç biliriz. Sağ olsunlar.
MÜFİT ALAÇAU