25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 AĞUSTOS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Gorbaçov srureyi uzattı • MOSKOVA (AP) — • Sovyetler Birliği Başkanı Mihail S. Gorbaçov, Ermenistan Cumhuriyeti'ndeki Ermeni milislere, sılahlarau bırakarak dağümalan için verdiği süreyi uzattı. Sovyetler Birligi Içişleri Bakanı Vadim Bakatin tarafından Sovyet resmi haber ajansı TASS'a önceki gün yapılan açıklamada, stlrenin ne kadar uzatıldtığı bildirilmedi. Bakatin, ajansa yaptığı açıklamada, Ermenistan Cumhuriyeti'nde yönetimin değişmesi nedeniyle, Moskova'nın şimdilik beklemeyi uygun gördüğünü söyledi. Sovyetler Birliği Başkanı Gorbaçov, 26 temmuz tarihinde bir bildiri yayımlayarak ülkedeki bütün silahlı milis gruplannın 15 gün içinde silahlannı bırakarak, örgütlerini dağıtmamalan halinde, duruma müdahale edileceğini söylemişti. Serbest §eçim 24 ekiınde • tSLAMABAD (AA) — Pakistan'ın yeni kunılan geçiş dönemi hükümetinin Başkanı Gulam Mustafa Jatoi, serbest ve adil seçimlerin Devlet Başkanı Gulam tshak Han'ın belirttiği gibi 24 ekimde yapılacağı konusunda güvence verdi. Görevinden alınan Benazir Butto ise "Pakistan, demokrasi ile diktatörlük arasında" dedi Başbakan Jatoi, göreve başladıktan sonra gazetecilere yaptığı ilk açıklamada, en öncelikli işlerinin seçim olduğunu v< "Bu sözü kesinlikle yerine getircceğini" söyledi. Jatoi bir seçim komisyonu oluşturulduğunu ve bu komisyonun seçim için program hazırlamaya başladığını kaydetti. Monroviada elçilik haskını • Dış Haberier Servisi — Liberyalı muhalif lider Charles Taylor'a bağlı askerlerin başkent Monrovia'daki Nijerya Büyükelçiliği'ni yağmaladığı bildirildi. Medecins Sans Frontieres (MSF) isimli Belçikalı bir tıbbi kuruluşa bağlı görevlilerin radyo aracılığı ile Briiksel'deki müdürlerine elçilikte iç savaştan kaçan yüzlerce insanın bulunduğunu söylediği belirtildi. Kıbrıs sorunu • LEFKOŞA (AA) — Kıbrıs Rum yönetimi, Birleşmiş Milletler'den "Türkiye'ye de Irak gibi yaptırım uygulanmasını" istedi. Rum yönetimi, Irak'la ilgili Güvenlik Konseyi kararına uyacağını, bir yazıyla BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar'a büdirdi. Rum yönetiminin yazısında Kıbns'la Körfez'deki durum arasında paralellik kurularak şu iddia savunuldu: "Kuveyt'i istila ettiği için Irak'a karşı yaptırımlar uygulandığı gibi Kıbns'ı istila ettiği için Türkiye'ye karşı da yaptırımlar uygulanmalıdır. Irak'ın Kuveyt'i istilasıyla Türkiye'nin Kıbrıs'ı istilası • arasında hiçbir fark yokturî' Kıbns Rum yönetiminin bu yaklaşımı, Lefkoşa'daki diploraatik çevrelerde şaşkınlıkla karşılandı. Darbeciler yargılanacak • PORT OF SPAIN (AA) — Karayip ülkelerinden Trinidad ve Tobagrfda 27 temmuzda darbe girişiminde bulunan yaklaşık 114 gerülanın vatana ihanet ile cinayete kadar giden çeşitli suçlarla mahkeme önüne çıkacaklan bildirildi. Adli makamlara yakın kaynaklar, Trinidad ve Tobago'da vatana ihanet ve cinayet suçlanmn ölüm cezası kapsamına girdiğini belirttiler. Kaynaklar, darbe girişiminin sorumlusu Müslümanlar Camiası adh siyah grubun lideri Imam Yasin Ebu Bekir ve taraftarlan için yapılan suçlamalar arasında silah ve cephane taşıma da bulunduğunu kaydettiler. 6 ay sonra dtinyaya döntiş • MOSKOVA (AA) — Sovyet Radyosu, altı aydır Mir Uzay Istasyonu'nda bulunan ve teknik sorunlar nedeniyle, birkaç kez ölüm tehlikesi atlatan iki kozmonot Anatoly Solovyov ve Alexander Balandin'in dünyaya döndüğünü haber verdi. KÖRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KKİ/İ... KÖRFEZ KÖRFEZ KÖRFEZ KRİZİ... I Mısır dış mtidahaleye karşı Mısır Devlet Başkanı Mübarek, ABD'nin uluslararası ordu oluşturulması çağrısına, ortak Arap Barış Gücü önerisi ile karşıhk verdi. Kahire'de dün toplanması öngörülen Arap zirvesi bugüne ertelendi. Dış Haberier Servisi — Arap ülkeleri- nin liderlerinin Batüı ülkelerin Irak'a kar- şı bir askeri harekata girişmesini önlemek amacı ile dün Mısır'ın başkenti Kahire'de yapmalan öngörülen zirve toplantısı bugü- ne ertelendi. Mısır Devlet Başkanı Hösntt Mübarek önceki gün yaptığı açıklamada Körfez'de- ki son durumun görüşülmesi için Olağa- nustü Arap Zirvesi yapılması çağnsında bulunmuştu. Mübarek önceki gün yaptığı açıklamada, ABD öncülüğündeki ulusla- rarası ordunun Irak'a müdahale çağrısına karşılık Arap Barış Gücü oluşturulmasıru "istemişti. Devrik Kuveyt yönetiminin Ka- hire'deki zirveye katıldığı açıklandı. Irak- ın Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in Baş- bakan Birinci Yardımcısı Taha Yasin Ra- mazan tarafından temsil edildiği haber ve- rildi. ABD öncülüğünde oluşturulacak ulus- lararası bir orduya katılmayacaklarını açık- layan Mısır Devlet Başkanı, Irak'ın Batılı askeri güçlerin hedefi olabileceğine dikkat çekmişti. "Irak'a dışandan saldınlacagın- dan korkuyonım. Batılı filolann bölgeye nyumak üzere geldiklerini zannetmeyin" şeklinde konuşan Mübarek, Irak'ın derhal Kuveyt'ten geri çekilmesi, Kuveyt'teki meş- nı yönetimin işbaşına dönmesine izin ver- mesi çağrısında bulunmuştu. Mısır Savunma Bakanlığı'ndan Reuter'e yapılan açıklamada, Amerikan birlikleri- nin hareketi hakkında Mısır'ın bir yonım yapmadığı bildirildi. Mısır birliklerinin bu güce katılmayacağı tekrar dile getirildi. • Diploraatik kaynaklar Kahire'de üç öne- rinin gündeme geleceğini belirtiyorlar. ll- ki, Mısır Devlet Başkanı Mübarek'e ait. Mübarek, Arap ulkelerinin ortak barış gü- cü oluşturmasını istiyor. Bu gücün, Irak- ın Kuveyt'ten başka bir Arap ülkesini iş- gal etmesine engel olması öngörülüyor. Or- tak Arap askeri gücünün Irak'ın Kuveyt- ten çekilmesini sağlayacağına ise kimse ke- sin gözüyle bakmıyor. Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesi amacıyla başlatılan yaptırımların benimsenmesi ikinci öneri olarak sıralanıyor. Irak'ın tek- rar kınanması ve Batılı ulkelere Körfez'deki krize kanşmamalan çağrısı yapılması, Arap Zirvesi'nden çıkacak minimum sonuç olarak belirtüiyor. Kahire'ye ilk olarak Libya lideri Albay Muammer Kaddafi'nin geldiği bildirildi. Mübarek'in, Kahire Uluslararası Havaala- nı!nda önce Kaddafı'yi, daha sonra Lüb- nan Devlet Başkanı Elias Hrawi'yi karşı- ladığı haber verildi. Fas Kralı Hasan'ı tem- sil edecek olan Başbakan lzzettin Laraki- nin, Katar lideri Şeyh Halife Bin Hamid El Tani ile Birleşik Arap Emirlikleri Dev- iet Başkanı Şeyh Sait Bin Sultan El Nah- yan'ın Kahire'ye ilk gelen liderler arasında bulundukları bildirildi. Irak'ın Kuveyt'i işgalinden sonra Suudi Arabistan'a sığınan Kuve>! yönetiminin Arap Zirvesi'ne katılacağı bildirildi. AA1 nın, Kuveyt haber ajansı KUNA tarafın- dan Londra'da yapılan açıklamaya dayan- dırdığı haberinde, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Şaban EI Ahmel El CabirMn, Kahire'deki zirvede yer aldığı be- lirtildi. KUNA, Kuveyt heyetine Veliaht Prens ve Başbakan Şeyh Saad H Abdul- lah'ın başkanlık edeceğini de kaydetti. Ürdün Kralı Hüseyin de önceki gün dü- zenlediği basın toplantısında, Körfez kri- zini barış içerisinde sona erdirmek için "son şans" diye nitelediği zirveye katılaca- ğını açıkladı. Suudi Arabistan Kralı Fahd, Mübarek'in Olağanüstü Arap Zirvesi çağ- rısına ilk olumlu yanıt veren kişi olmuştu. FKÖ lideri Yaser Arafat'ın Bağdat'a uğra- dıktan sonra Kahire'ye geldiği bildirildi. BRÜKSEL ABD, NAID'danyardun îstedi A NATO Dışişleri Bakanlan bugün toplanıyor. Türkiye'nin topraklanndaki ABD üslerini kullandırmak için NATO kararını beklediği öne sürüldü. Dış Haberier Servisi — Ingiliz Reuter Ajansı, ABD'nin NATO ülkelerinden Körfez'de girişilebi- lecek askeri bir operasyona des- tek vermelerini istediğini büdirdi. AA'nın Brüksel kaynaklı haberi- ne göre ise Türkiye'nin sıcak sa- vaş halinde Irak'a karşı Amerikan F-lll uçaklanna tndrlik Üssü'- nü kullandırmak için NATO'dan alan dışı müdahale konusunda bir karar çıkmasıru beklediği öne sü- rüldü. Brüksel'de bugün yapıla- toplantısında ittifakın 'alan dışı' bir askeri müdahale karan alın- ması durumunda hangi ülkelerin karara katılacağı henüz kesinlik kazanmadı. Bölgeye şimdiye dek askeri birlik gönderen tek NATO uyesi ülke tngiltere. Hollanda ve Belçika ABD'den bu yönde bir is- tekle karşılaştıklannı, ancak ke- sin kararlanm bugünkü toplantı- dan sonra vereceklerini açıkladı- lar. Türkiye'nin sıcak savaş halin- cak olan NATO dışişleri bakan- de Irak'a karşı Amenkan "F-lll" ları toplantısında, NATO'nun uçaklarının İncırlik Üssü'nü kul- alan dışı müdahale konusunu gö- landırmak için NATO'rfan alan rüşmesi bekleniyor. dışı müdahale konusunda bir ka- rar çıkmasıru beklediği öne sürül- NATO'nun kuruluş büdirgesin- dü. NATO'ya yakın kaynaklar de ittifakın coğrafi sınırlan dışın- Ankara'nın böyle bir kullanıma da askeri bir müdahaleye girişme- ikili çerçevede.izin vermiş duru- sini yasaklayan bir rnadde bulu- nuyor. Bu nedenle VVashington yönetiminin konuyu bugün yapı- lacak olan NATO dışişleri bakan- ları toplantısında gündeme getir- TEDİRGtN BEKLEYtŞ — Dünyada onbinlerce genç asker tedirgin bir bekleyiş içinde. Bu ABD'li as- ker de ülkesindeki tatbikattan hemen sonra Suudi Arabistan'a gitti. (Fotoğraf: Reuter) mek yerine müttefik ülkelerin hü- kümetleriyle tek tek bağlantı ku- rarak görüştüğü bildiriliyor. Bugün yapılacak olan NATO ma düşmek istemediğini kaydedi- yorlar. NATO çevreleri Türkiye'- nin de lncirlik Üssü'nün kullanıl- masına izin vermesinin kaçınılmaz olacağım savunuyorlar. öte yandan Ingiltere, F-lll uçaklarının Kıbns'm güneyinde- ki Agratur lngiliz Ussü'nü kulla- nabileceğini büdirdi. LONDRA Ltıgiltere tam destek verîyor EDtP EMtL ÖYMEN LONDRA — Kısa sürede sayılarının 40-50 bine'yükselebileceği ve "nzun sire" Suudi Arabistan'da kalabileceği söylenen Amerikan'ın öncülük ettiği Çokuluslu Gü- ce tngiltere de tam bir hava ve deniz des- teği veriyor. lngiliz savaş gemileri son 5 yıl- dır Basra Körfezi'nden zaten eksik olma- mıştı. tngiltere, îran-lrak Savaşı'mn orta- larından itibaren Körfez'de sayıları azalıp çoğalan 3-5 savaş gemisinden oluşan bir devriye faaliyeti içindeydi. 1987'de Kör- fez'deki mayınların temizlenmesi amacıyla Batı Avrupa Birliği, çokuluslu bir deniz gücü oluşturduğunda da "Armilla Dev- riyesi" adıyla bilinen tngiliz savaş gemi- leri dolaşmayı ve tankerlere eşlik etmeyi sürdürdüler. Başkan Bosh'un Çokuluslu Güç önerisıne Ingiltere, Körfez'deki savaş gemilerinin sayısını şimdilik 3'e çıkartarak yanıt veriyor. Bundan daha önemli olarak tngiltere, asker yerine, hava ddsteği sağlayacak. Kıb- ns'taki "Agratur" ve "Dikelya" üsleri, lngiliz hava kuvvetlerinin Fantom ve Tor- nado uçaklan için eğitim üssü olarak kul- lanılıyor. Son gelişmeler nedeniyle üslere toplam 24 Tornado F-3 tipi uçak gittiği açıklandı. Basra Körfezi'nde tngiltere'nin eski etki bölgesi sayılan Bahreyn, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne de bu uçak- ların kolaylıkla aktarılabileceği kaydedil- di. Savunma Bakanlığı, tngiliz askeri gü- cünün "nasıl konuşlandınlacağı" hakkın- da hiçbir açıklama yapmadı. Hükümetin aldığı bu kararlan muhale- fet de destekliyor. Halen Yunanistan'da tatilde olan ana muhalefet lideri Neil Kin- nock, tatilini kesip dönmediği gibi tatilde olan parlamentonun da toplantıya çağrıl- ması şimdilik söz konusu değil. C^hr Dailti Soğuk Savaş'ın bitişinden sonraki ilk büyük bunalım, uluslararası denge, serkeş bir ulke tarafından tehdit edildiğinde, Amerika'nın liderliğinden başka bir seçe- nek olmadığını gösterdi. Sovy«tler Birliği, iç sorunlar ve ekonomik çöküşüyle meş- gul. Avrupa Topluluğu her ne kadar bir- lik içindeyse de askeri bakımdan kendini koruyacak durumu yok. Japonya, sınai bakımdan eriştiği güce karşılık aynı ölçü- de bir siyasal guç kazanmak niyetinde de- ğil. Kuveyt'ten sonra hele Suudi petrol böl- gesinin Irak'ın eline geçmesi durumunda, tüketici ülkeler için çok açık bir tehdit söz konusu. THEiâS^TIMES Hiçbir savaşı sonunu görmeden başlat- .namak gerek. Bu tarihi özdeyişi, silaha sa- nlan herkesin tekrar etmesi şart. Ameri- ka bugün, Vietnam'da yenilgisinden bu ya- na en gözükara harekâta girişiyor. Haklı bir nedeni var ve dünya destekliyor. Bush, Kuveyt'i yeni bir Pearl Harbour olarak gö- rüyor. Saddam'ın her halde fazla ömrii de kalmadı. Eğer petrolünü satamazsa, ordu- suna bakamazsa, onu öldüreceklerdir. Bu- nalım en tehlikeli aşamasına giriyor. THE INDEPENDENT Saddam Hüseyin'in yenilgi utancını uzun süre taşıması beklenemez. Saddam'ın gitmesi Ortadoğu'daki siyasal havayı te- mizlemekle kalmayacak, başka çatışma olasılıklarını da giderecektir. Eğer bütün dünya ülkeleri gerçek bir işbirliği içinde ça- lışabilirse, bundan böyle çözülmeyecek hiçbir bölgesel sorun kalmayacaktır. Sad- dam sonunda yenilecek. BERLIN F.Almanya aktif katdunistemiyor DtLEK ZAPTÇIOĞLU BERLtN — Federal Almanya, Körfez bunalımında ABD'nin çağrısına uyarak Kuveyt'in işgalini mahkûm eden ve Irak'a karşı ekonomik yaptınmlara başlayan ilk ülkelerden biri oldu. Kuveyt'in mal ve na- kit varlığı donduruldu. Karşılıklı ticaret durdu. Bonn hükümeti, krizde kimi Ba- tılı ülkelerden daha "tant" olmak zorun- daydı aslında. Çünkü Kuveyt'te yaşayan 500, Irak'ta bulunan 600 dolayındaki Al- manın akıbeti bugüne kadar belirsizliği- ni hâlâ koruyor. Irak ve Kuveyt'teki Al- manlar, dışişleri tarafından özenle "rehine^ olarak tarif edihniyor; her iki ül- kedeki F.Alman elçiUklerinin bu vatandaş- larıyla "yakinen Ûgilendiği" belirtiliyor; eve dönmelerine izin verilmese de durum- larının "iyi" olduğuna dikkat çekiliyor. Kısacası Bonn, Körfez krizinin "sıcak savaşa" dönüşmeye meylettiği son iki gün- dür ekonomik yaptırımlar ötesinde mü- dahaleye karışmama taraftarı bir tutum içinde. Fakat Almanya'nın birleşmesine, izle- diği olumlu tavırla zemin hazırlayan ABD şimdi Bonn'un daha aktif yardımmı isti- yor. Bunlann başında, F.Almanya'daki Amerikan üslerinin ABD Hava Kuvvet- leri'ne ara iniş yeri olarak kullandınlma- sı geliyor. VVashington önceki gün Başba- kan Kohl'e bu dileğini iletti ve hemen "evet" cevabı aldı. Oysa Amerikalılar, I97(y\enn başmdan beri Bonn'dan "askeri üslerini üçüncü ulkelere karşı kullanmak" konusunda hep ret cevabı almışlardı. Oe- rek Vietnam savaşında gerekse Libya sal- dırısında Amerika Bonn'dan "evet" sözü- nü işitmemişti. ABD, NATO kuvvetlerinin aktif katı- lımını talep etti. Fakat Bonn'un, kendi va- tandaşlanrun can euvenliği söz konusu ol- sa bile Körfez'e takviye yollaması güç. Fe- deral Alman Anayasası, ordunun, NATO dışındaki çatışmalara direkt katıhnasım yasakhyor. Üçüncü ulkelere karşı "NATO dayanışması"nın söz konusu olduğu hal- lerde ise yardım, uslerin kullandırtılması gibi lojistik düze>le sınırlandırılıyor. ör- neğin ABD donanmasının Kuveyt gemi- lerini korumaya aldığı ya da Lib>'a önle- rine çekildiği sırada Washington Bonn'- dan, "Akdeniz'de ABD gemılerinden bo- şalan bölgeyi NATO bağlamında korumaya" çagırmış: Bonn bunu kabul et- memişti. Aynı şekilde BM Barış Gucü'ne de Alman askerleri katılmıyor. "Dünya kırk yıllık Soğuk Savaş'ı rafa kaldırırken Ortadoğu'da savaş rüzgârları esiyor. Ama yapacak başka bir şey yok- tur. Saddam Hüseyin'in kabaran iştahı geçmemiştir. Ne Araplann geçmişte öde- dikleri haraç ne de Batı'nın bırakmız yap- sınlar politikası bu iştahı doyurmadı. Bu yüzden artık askeri guçle sırur çekilmesi gerekiyor. Saddam Hüseyin'in aslında en geç bugünlerde, yanlış bir kâr-zarar hesa- bına takıldığım fark etmesi gerek. PARİS Fransa, geri planda durmaktanyana SABETAY VAROL PARİS — Fransa'nın uluslararası güce asker verme olasıhğı zayıf gözüküyor. Pa- ris, Irak'a karşı girişilecek harekâtın, Hı- ristiyan âleminin Müslümanlara karşı dü- zenlediği bir "haçlı" seferi şekline bürün- memesi gereği ustünde duruyor. Gözlem- ciler, Fransız hükümetinin izlediği çekim- ser politikanın, bu ülkenin geleneksel "NA- TO içinde özerklik" çizgisinin devamı ol- duğunu ifade ediyorlar. Geçmişte Saddam Hüseyin rejimi ile Fransa'daki tüm siyasal çevrelerin iyi ilişkilerinin de "geri planda durma" şeklinde özetleyebileceğimiz Fran- sız polıtikasının oluşmasını belli oranda et- kilediği sanıiıyor. Buna rağmen Fransa, krizin başlangıcın- da ekonomik ambargoyu ilk destekleyen ülkelerden biri oldu. Ancak Paris'in, eko- nomik yaptırımlan, NATO içerikli bir as- keri yaptınma dönüştürme heveslisi olma- dığı kısmen de olsa ortaya çıktı. Fransa Dı- şişleri Bakanı Roland Dumas, bugünkü NATO Dışişleri Bakanlan toplantısına ka- tılarak Fransa'nın görüşünü dile getirecek. Fransız Dışişleri'nin, ABD'yi destekleme çizgisini izlemekle beraber şimdiden "kendi karar ve hareket serbeslliğini" korumaya çalıştığı belli oluyor. Günlük Liberation gazetesi, Fransa'da- ki bazı resmi çevrelerin, ABD'nin izlediği politikanın Saddam Huseyin'e karşı bir haçlı seferi görünümüne bürünmesinden endişe ettiklerini haber veriyor. LE FIGARO "Vietnam Savaşı döneminde olduğu gi- bi adalet adına, kendi ve Batı dünyasının (yani bizlerin) çıkarlan adına Amerika, Be- yaz Saray Sözcüsü'nün deyişiyle tehdit al- tında olan Suudi Arabistan gibi bir müt- tefikin imdadına koştu. Ancak bu mütte- fik daha açık biçimde 'imdat' çağrısında bulunmaya zorlanmalıydı. Ne var ki kut- sal topraklann bekçisi olan bir Müslüman ülkeyi, Arap dayanışmasının anlamsız bir kavram olduğuna ikna etmek mümkün de- ğil. tşte, George Bush'un başlıca problemi de bu. Bush, bütün hesabını Mısır üzerine kurmuştu. Kahire, bir Arap zirvesi topla- ma yolunu seçti. Hüsnü Mübarek'in bu gi- rişimde başanb olması, Washington'un Su- udi Arabistan'a yolladığı gücü geri çekme- sine bağlı. Bu olasılık göz önüne getirile- bilir mi? "Kuveyt'in varhğını ihya etmek için am- bargo ve abluka yeterli olacağa benzemi- yor. Ama Amerika'nın kredibilitesini ye- niden kazanması Kuveyt'in ihyasına bağ- lı. Kuveyt devleti, diplomasinin 'hokus po- kus'ları arasında kuma gömülürse, Ame- rika'nın siyasi müşterileri olan Ortadoğu devletleri ve emirlikleri güçlü karşısında boyun eğecekler demektir. Domino teori- si yeniden gündeme gelebiiir. Birleşik Dev- letler, Körfez'de süper güç statüsünü teh- like>e atıyor. Irak'a boyun eğdirmeyi ba- şaramazsa Amerika siyasi ve askeri bakım- dan gerileme devrine girdiğini bütun dün- yaya kanıtlamış olacak. DIJNYADABUGIJN ALİSİRMEN Türkiye'nin İşlevi Her savaş, her işgal, her askeri müdahale üzücü, yürek pa- ralayıcıdır. Ne var ki Ortadoğu'da patlak veren son olaylarda, bun- lann yanı sıra mide bulandırıcı öğeleri de görüyoruz. Gerçekten, Saddam Hüseyin'in, Kuveyt'in Irak'a ait olduğu- nu söylemesi iç bulandırıcı değil midir? Birinci Dünya Savaşı'mn ardından 1922'de imzalanan Ukayr Antlaşması'yla, o zamanki adı Necd olan Suudi Arabistan ile bir yıl sonra da Irak ile sınırı çizilen Kuveyt'in 1961 yılında bağım- sızlığı İngihtere tarafından tanındıktan altı gün sonra, ülkenin ken- dilerinın bir parçası olduğunu ilerı süren Iraklılar daha sonra 1963 yılında bu ülkeyi resmen tanımamış mıydılar? Saddam Hüseyin, hangi ülkenin geçmişte hangi başka ülke- lerin parçaiarı olduğu konusuna girerse işin taa neretere kadar varacağını acaba hiç düşünmedi mi? Tiksindirici olaylar, doğallıkla yalnızca Irak cephesi ile sınırlı kalmıyor. Irak'ın Kuveyt'i işgali üzerine ingiltere'de gösteri yapan bir bölüm Kuveytlinin, kurdurulan kukla hükümeti protesto eder- ken iteri sürdükleri gerekçeye ne demeli? "Kuveyt El Sabah ailesinindir" gibi bir sJoganın, içinde yaşadığımız çağda ne denli tiksindirici olduğunu bir kez daha vurgulamaya gerek var mı? Son olaylarda insanı tiksindiren, başkaldırmaya iten, tedirgin eden birçok yan olduğu doğrudur. Bugün Saddam'ın çılgınlığı- na karşı, aklın yoluna çağrı yapıyor görünenlerin de dünyanın başka bölgelerınde hangi silahlı girişimlerin kahramanları olduk- lannı hep biliyoruz. Ama yine bilmemiz ve rriç akıldan çıkarmamız gereken bir nok- ta da Cumhuriyet Türkiyesi'nin dış politikasını oluşturan ana et- kenın kendi güvenliği ve onun güvencesini oluşturan, istikrar ve bölge ile dünya barışı öğeleri olduğudur. Başka bir deyişle, Türkiye Cumhuriyeti'nin işlevi yeryüzünde- ki haksızlıkları düzeltmek, dünyaya düzen vermek, dolayısıyla jandarmalık etmek değildir. Ne jandarmalık etmeliyiz ne de jandarma yamaklığı. Çünkü konumumuz, gücümüz böyle bir işleve el vermez Kendi çıkar- larımız, güvenliğimiz ile sınırlı kalmalıdır tepkilerimiz. Olaya bu açıdan bakınca, ciddi biçimde kaygılanmamak elde deöıl. Orneğin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu'nun ilan ettiği am- bargo karan karşısındaki tutumun özünde haklı bile olsa uygu- lamaya konuluşundaki acelecilik düşündürücüdür. Hiç kuşku yok, Türkiye böyle bir ambargo kararına karşı çıka- rak saldırganla bütünleşen bir görüntüyü üstlenemezdi. Ama uy- gulama için bütün ülkelerin katılımını bekleyecek bir zaman ka- zanma taktiği güdülerek bazı açıklamalar 24 saat olsun gecikti- rılemez ve Güvenlik Konseyi kararının kapsamı dışındaki girişim- lerden kaçınılamaz mıydı? Geçmişteki ambargo denemeleri, böylesi bir davranışın da- ha akılcı olacağım ortaya koymuştur. Çok yönlü. sağduyulu bir dış politika tüm olasılıklan göz önün- de bulundurmalıdır. Bugün, ABD'nin bölgemizde Saddam'ın varhğına katlanama- yacağı varsayımı güçlenmekte ve buna bağlı olarak da bir si- lahlı müdahale sonunda Saddam'ın devrilmesi, tarih sahnesin- den silınmesi olasıhğı öne çıkmaktadır. Ancak, başta ABD olmak üzere, Batı'nın çeşitli hesaplarla bir askeri müdahaleyı, şu aşamada gereksiz görmeler^ya da Bağ- dat'ın egemenini devırmeye yetmeyeceki;apterBîroperasyonla yetinmek zorunda kalmalan sonucunda, Saddam hiç değilse kü- çümsenmeyecek bir süre daha yerinde kalırsa acaba ne oiacak, gerek Bağdat-Ankara ilişkilerı, gerek bölgedeki gelişmeler han- gi doğrultuya yönelecektir? Olaya bu açıdan da bakıp bu olasılıklan da hesaplamadan, bölge ve dünya jandarmalarının gonüllü yardımcılığına, hatta al- Ktşçtlığına soyunma gayretkeşliği ve hele hele, böyle bir olanak- tan yararlanarak iyi hesaplanmamış Kerkük-Musul maceraları- na atılma tutkuları yarın öbür gün çok kritik bir bölgede yer alan ve biri chşında (Sovyetler Birliği) hemen tüm komşularıyla hâlâ çözemediği derin görüş ayrılıkları içinde olan Türkiye'nin başı- na büyuk dertler açabilir. Türkiye'nin işlevi silah ya da laf ile âleme nizamat vermek de- ğildir. Sağlıklı bir dış politikanın önkoşulu da bu yalın gerçeği akıl- dan çıkarmamaktır. REUTER UZMANLARIKONUŞTURDU: Saddam uzım süre direnebilir Bazı Amerikah uzmanlar dünyanın uyguladığı ekonomik ytıptınmlar karşısında Saddam Hüseyin'in kolay kolay boyun eymeyebileceği görüşündeler. Dış Haberier Servisi — Irak li- deri Saddam Hüseyin'in tüm uluslararası başkılara ve uygula- nan gertiş kapsamlı ekonomik ambargoya karşın çok kısa vade- de, "pes etmeye zorlanamayaca- gı" savunuldu. Reuter Ajansı '- nın bazı Amerikah uzmanlann değerlendirmelerine dayanarak dün geçtiği haber analizi şöyle: Washington Strateji Semine- ri'nden Jed Snyder. "Saddam ekonomik ambargo çatla.tana ya d* dramatik sonuçlar vermekte başansız kalana kadar kendini sağlam zeminde tutabilir. Bun- dan çok kötü şekilde elkilendiği- ni sanmıyorum" dedi. Temsilciler Medisi Silahlı Hiz- metler Komitesi Başkanı Les Aspen şunlan söylüyor. "Ambargoyu yerine koyduk, birlikleri yerine koyduk ve şim- di bekliyonız. Şimdi iki ekstrem- den biri gerçekleşirse bir çözüme doğnı gidilir. Eğer Saddam top- lanıp Kuveyt'ten çekiürse birlik- lerimiz geri gelir. Saldınrsa sa- vaşmak zorunda kalınz." Peki, ekonomik ambargo Bush yönetiminin umduğu kadar çabuk etki göstermezse ne olur? Philadelphia'daki Dış Politika Araştırma Enstitüsü'nden Pat- rick Clawson şunlan söyledi: "Ben, yaptınmlann öniimüz- deki üç ay içinde herhangi bir önemli etkisi olacagından koşkn- luyum. Saddam Hüseyin pasif kalma- yarak şu taktiklere başvurabüir: — Batılı rehineleri bir pazar- lık unsuru olarak kullanabilir. Özellikle ABD'de kamuoyunda 'rehine' kelimesinin u>andırdığı psikolojik etkiden \ararianmaya çauşabilir. Ancak bu iki ucu kes- kin bir kılıç olup askeri müdaha- leyi getirebilir. — Arap dünyasını hareketc geçirerek ABD'nin Suudi Arabis- tan daki askeri tariıgına karşı ta- vır aldırtabilir. Hüseyin'in Arap dünyasında köklii bağlan ve ha- tın s&yilır bir gücü vardır. — ÇaOşmamn boyutuno, Isra- il'i kapsa.vacak şeklinde genişle- terek Arap düntasını birieşürme yoluna gidebilir. Bu darisklibir laktik olsa bfle Arap destegini alarak ABD'nin pozisyonunn tehlikeye sokar. — Bazı geriDa gnıplan vasıta- sıyla aluslararası planda Batılı hedeflere saldınlara girişebilir. l'nlü terörist Abu Nidal'ın tek- rar Bağdat'a döndügü ve Sad- dam'ın ABD çıkarlannı iehdit eden terörist Abu Abbss'a da yardım ettiği bUiniyor. — Yukandakilerin hiçbiri ol- mayıp, Saddam her zaman yap- tığı gibi herkesi şaşırtan bir ka- rar alabilir. TEŞEKKÜR Eşim ZERRİN ALAÇALI'nın rahatsızhğı ve ameliyatı bize, dirayetli ve dinamik bir yönetici sayesinde SSK hastanelerinin de özel tedavi merkezlerini aratmayacak seviyeye getirilebileceğini öğrenme ve görme fırsatı verdi. Bizi bu güven ortarruyla taruştıran ve başanlı ameliyatıyla eşimi sağlığına kavuşturan SSK OKMEYDANI HASTANESİ BAŞHEKİMİ Sayın Prof. Op. Dr. ERGUNGÖNEye 3. Hariciye'nin değerli ve sabırlı elemanları, Dr. ACAR AREN, Dr. HÜŞEYİN ZİYADANOĞLU, Asistanlar: NECDET KÖK, HAKAN EVRÜKE, SERDAR KAMAN'a, servisin güleryüzlü ve fedakâr hemşireleri SELMA ALAS, ALtYE SAYGIN ile tüm personel^ne teşekkürü bir borç biliriz. Sağ olsunlar. MÜFİT ALAÇAU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle