01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 TEMMUZ 1990 HABERLER CUMHURİYET/9 Igparta'nın kanalizasyonu • ISPARTA (Cumhuriyet) — Isparta kanalizasyon ve kolektör şebekesi içinde yer alan arıtma tesisleri, lller Bankası'nın 1988 yılında verdiği 152 milyon lira başka amaçlarla kullanüınca yanm kaldı. DYP'li Belediye Başkanı Altan Raşit Civan, yeniden para verilmesi halinde 6 yıldır bitirilemeyen tesislerin yapımına devam edileceğini bıldirdi. lller Bankası yetkilileri ise ikinci kez ödenek verilemeyeceğini belirtiyorlar. Belediye Başkanı AJtan Raşit Civan, proje tutarınını enflasyon nedeniyle bugiln en az 20 milyara çıktığını, istimlak bedelinin de 1 milyan bulacağını kaydederek, "Isparta Belediyesi'ni 7.5 milyar borçla devraldık. tstimlak para» amacı dışında kullarulmış. Benim kaynak bulmam imkânsız, parayı versinler, antma tesislerine başlayalım. Bir suçlu aranıyorsa bu ben de|ilim" dedi. (Fotoğraf: Ali thsan Çaltı) TRTVie seçim sorunu • ANKARA (Cumhuriyet Bıirosu) — Batman ve Şırnak'ta 22 ternmuzda yapılacak il geneJ meclisi flyelik seçimleri TRT'de sorun yarattı. TRT'nin Batman Hasankeyf ve Şırnak Güçlükonak'taki il genel meclisi seçimleri nedeniyle ekran ve mikrofonlannı 12 temmuz perşembe gününden itibaren siyasi partilere kapatma olasılığı ortaya çıktı. Hasankeyf ve Güçlükonak ilçelerindeki seçimler nedeniyle TRT'nin siyasi yasaklan hangi ölçüde uygulayacağı konusundaki kesin karar bugün ya da yarın verilecek. Hodri Meydan krizinden sonra ortaya çıkan siyasi duyarlılık nedeniyle seçim yasaklanrun uygulanması konusunda tereddüt içinde bulunan TRT yönetimi, 22 temmuz seçimlerinde uygulayacağı yöntemi henüz kesinleştiremedi. TRT Haber Dairesi yetkilileri, hukuk müşavirliğinin görüşü ıdıktan sonra, Hasankeyf ve Güçlükonak il genel ...Jclisi seçimleri öncesinde ekran ve mikrofonları siyasi partilere kapatıp kapatmama konusunda kesin kararı verecekler. Karabulut, İtalya'ya gitti • İSTANBUL (AA) — Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Orhan Karabulut, dün uçakla ttalya'ya gitti. NATO Güney Avrupa Müttefik Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Antonino Geraci'nin konuğu olarak Italya'ya giden Oramiral Karabulut, ziyareti sırasında .NATO Güney Avrupa bölge komutanlannın 10-11 temmuz tarihlerinde Napoli'de yapacakları Marcomet'90 toplantısına katılacak. Karabulut, 14 temmuzda Türkiye'ye dönecek. 'Hodri Meydaria HEP de çıksırf • ANKARA (AA) — Halkın Emek Partisi (HEP) Genel Başkanı Fehmi Işıklar, TRT' Yönetim Kurulu'na gönderdiği telgrafta Hodri Meydan programında kendikrine de yer verilmesini istedi. Işıklar, TRT Yönetim Kurulu'na gönderdiği telgrafta, Cumhurbaşkam Turgut özal'ın Hodri Meydan programında savunduğu görüşlerin en çok kendi partilerinin programına aykın olduğunu iddia etti. Işıklar, anayasanın eşitlik ilkesine aykın olarak Hodri Meydan programında yalnızca SHP ve DYP'ye yanıt hakkı doğmuş gibi bir yargıya varılmasını ve bu iki partiye göruş açıklama hakkı tanınmasını eleştirdi. Türlriyefyi öven yazı ___ • NEW YORK (AA) — New York Times gazetesi, bir ay içinde üçüncü kez, turizm açısından Türkiye'yi öven bir yaa yayımladı. "Osmanhların ilk başkenti Bursa; Sultanların imparatorluğu yönettiği Kaplıca" başuklı lyı kaleme alan, gelecek yıl Ingilizce olarak "Türk ^sıması! Bir Yer Arayışı" adlı bir kitabı yayımlanacak olan Mary Lee Settle... Settle, daha önce de New York Times okurlarına "Karadeniz'in Amazon Kızları"nı tanıtan bir yazı yazmış, geçen hafta bir başka yazar yine aynı gazetenin haftalık turizm ekinde Türk hamamlanna övgü yağdırmıştı. Son yazısında, Bursa'yı. biri vadide saklı bir "Otokent", diğeri de "Yeşilkent" olmak üzere iki kent olarak tanımlayan-Settle, 17. yüzyılm ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi'nin ise burayı "Sukent" olarak nitelediğini anımsattı. Kentin ünlü camilerini anlattıktan sonra minareler ile selviler arasmdaki paralelliğe dikkati çeken yazar, Bursa'nın "Kutsal Sular ve Kapbcalar Kenti" olduğunu aynntıları ile anlattı. Nükleer santralda yangın • İSTANBUL — Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Atilla özmen, Yunanistan'ın başkenti Atina yakınlanndaki Dimokritos Nükleer AraştırmaJar Merkezi'nde dün çıkan yangın sonucu, radyasyon sızdığı yolunda bir bilginin kendilerine ulaşmadığnıı söyledi. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Atilla özmen, yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Yunanistan'ın güç reaktörü yok. Araştırma reaktörü var. Burada çıkan yangın sonucu radyasyon sızdığı yolunda bir bilgi bize ulaşmadı. Bizim K.Çekmece'de uyarı sistemimiz bulunuyor. Eğer Türkiye'ye doğru böyle bir sızma olsaydı saptardık." Çaldıran'da kaçakçı avı; 1 ölti • ÇAJLDIRAN (AA) — Van'ın Çaldıran Uçesinde güvenlik güçleri ile kaçakcılar arasında çıkan çatışmada bir kaçakçı ölü olarak ele geçirildi. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre önceki gece saat 21.00 sıralarında Çaldıran'ın Direkli köyünde askerler ile kaçakcılar arasında çatışma çıktı. Çatışmada, Ali Şahin adlı kaçakçı ölü olarak ele geçirildi. Bir grup kaçakçı da gece karanlığından yararlanarak kaçtı. Yetkililer, çatışmadan sonra bölgede yapılan arama ve taramalar sırasında yurda kaçak olarak getirildiği tespit edilen 300 koyun bulunduğunu, olayla ilgili soruşturmanın devam ettiğini bildirdiler. Okullarda tekli ögretim • ANKARA (AA) — Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okulların yaklaşık beşte birinde ikili, diğer okullarda tekli öğretim yapıldığı belirlendi. Milli Eğitim Bakanlığı ı^yıtlarına göre ilköğretimde tekli öğretime geçiş için 40 ., genJ lise bunyesindeki ortaokulların ayrılması için 16 bin dersliğe ihtiyaç bulunuyor. Okullarda tekli öğretime geçişin maüyeti ise ocak fiyatlanyla toplam 3 trilyon 360 milyar lira olarak belirlendi. Milli PJyangocuyu soydular • tstanbul Haber Servisi — Şehremini'nde bir Milli Piyango saucısının evine giren silahlı iki kişi, 33 milyon lira tutarındaki bilet ve parayı alarak kaçtılar. Şehremini Dutlu Bakkal Sokak, 17 numarada dün saat 20.30 sıralarında meydana gelen olayda, silahlı soyguncular evine girdikleri Vakkas Akgül'ün (52) başına tabanca ile vurarak etkisiz hale getirdiler. Soyguncular daha sonra 33 milyon tutarındaki bilet ve parayı alarak kaçtılar. DSP lideri, ÖTjaVın 'Hodri Meydan* konnşmasını eleştirdi Ecevit: Para pul edîldîT R A B Z O N (UBA) — De- mokratik Sol Parti (DSP) Ge- nel Başkanı Bn- lent Ecevit, Cumhurbaşkam Turgot Özal'ın "Töıidye'de kişi başına düşen miiK geiir 7 bin dolardır" şeklındeki sö- zünü eleştirerek "Sayin Özal, ali- cenglz besabı yapıyor" dedi. Ece- vit, Cumhurbaşkanı özal'ın hesa- bına göre Türkiye'de bir kişinin ayhk gelirinin bir buçuk milyon li- raya geldiğini belirterek "Türkiyti de bn gelire kaç kişi sahip" diye sordu. BUlent Ecevit, Trabzon'un Maç- ka Uçesi ve ban köyleriyle Gttmüş- hane'nin Kurtün Uçesinde incele- melerde buJundu. Büient Ecevit, gittiği yerlerde düzenlediği kahve toplantılannda yaptığı konuşma- larda da Cumhurbaşkam Turgut Özal'ın "Hodri Meydan" progra- mında yaptığı konuşmayı eleştir- di. Ecevit, hükümetin sık sık övündüğü ihracattaki artışuı al- datmacadan ibaret olduğunu öne surerek ihracattaki asıl artışın ECEVİT — Sayın Özal alkeagiz hesabı yapıyor. CHP'nin iktidar olduğu 1978 yı- hnda kaydedildiğini söyledi. 1978 döneminde CHP iktidarını öven Ecevit, o dönemde 1 dolann 38-39 lira olduğunu hatırlatarak bugün bu oranın 2 bin 600 liraya yüksel- diğini belirtti.1980 sonrası ekono- minin çok büyük yaralar aldığmı anlatan DSP Gend Başkanı Ece- vit, bu dönemde paranın da pul edildiğini ifade etti. Tuıgut özal'ın milli gelir hesaplamalannı yanlış yaptığını öne süren Ecevit, Türk- iyede kişi başına düşen milli ge- lirin de 7 bin dolar olmadığını be- Urtti. özal'ın "Hodri Meydan"da- ki konuşmasına değinen Ecevit şunları söyledi: "Yani Sayın özal bir ah'ceagiz hesabı yapıyor, bizler de bir besap yapük. 7 bin dolar, 18 milyon 200 bin lira tutuyor. Özal'ın hesabına göre ayda bir kişiye 1.5 milyon li- ra düşüyor. Bir ailenin ortalama 5 kişi okJugunu varsayar&ak, bu- na göre ayda bir aileye 7.5 milyon lira düşüyor. Kac kişinin eline 7.5 milyon geciyor ayda. Bu aldatma ve kandınnalaria bir yere vanla- nuu." Ecevit, SHP, ANAP ve DYP'nin "Hep bana bana" de- diğini ifade ederek "Sadece ken- di baklannı koruyanlar demokrat degfldir. Gerçek demokrat, dıis- nunının da bakkını korur. Bu partiler sımıta kalmıştır" dedi. Öğretim elemanlarının ortak görüşü: YOK Ifasası değişmeliODTÜ'de mevcut üniversite sistemini yeterli bulanlann oranı binde 8'i geçmiyor. Ankara Üniversitesi'ne bağlı fakülteler, YÖK Yasası'nın değişmesi yönünde görüş bildirdiler. Ankara Üniversitesi Rektörlüğü'nce oluşturulan komisyon, alternatif Yükseköğretim Yasası hazırladı. ANKARA (Cunknriyet Büro- n) — ODTU ve Ankara Üniver- sitesi'nde yapılan anket sonuçla- nna göre öğretim elemanlarının büyük çoğunluğu 2547 sayılı YÖK Yasası'nın değiştirümesini istiyor. ODTÜ'de mevcut üniversite siste- mini "uygaa ve yeterU" bulanla- nn oranı binde 8'i geçmezken, An- kara Üniversitesi Rektörlüğü'nün anket sonrası oluşturduğu komis- yon, 8 maddelik "alternatif bir ya- sa önerisi" hazırladı. Milli Eğitim Bakanlığı'mn tûm üniversitelere uyguladığı ve "YÖK Yasası'nda degişiklik istenip islenmedigi" yolundaki anket so- nuçlannın objektif olarak değer- lendirilmediği öne sürüldü. Anka- ra Üniversitesi'ne bağlı faküitele- rin çoğu 2547 sayüı YÖK Yasası- nın yerine daha önceki 1750 sayı- lı Üniversite Yasası'nın temd alın- masını önerdiler. AÜ Rektörlüğü- nce anket sonrası oluşturulan ko- misyonun hanrladığı öneri "b«- ğımsu özerk bir üniversite statii- sünun oluşmasını" esas alıyor. Yasa önerisinde yöneticilerin ve yönetim kurullannın seçimle öğ- retim üyeleri arasından oluşturul- ması, fakültelere tüzel kişilik ta- nınması, fakülte yönetim kurulla- rında asistan yer alması hüküm- leri bulunuyor. Aynca üniversite- lere TÜBİTAK modeU bir mali özerklik tanınması için anayasa- nın 130. maddesinin 8. fıkrasının değiştiriimesi isteniyor. Üniversi- te ve fakültelerde "özdeneüm" il- kesinin esas alınması istenilen öneride, devlet üniver&itelerinde "miitevelli" heyeti sisteminin özerklikle bagdaşmayacağı belir- tiliyor. "Akadenik ftmmtT başbğı al- tında sunulan bölümde, yardımcı doçentlik aşamasının kaldırılma- sı, doktora ve tıpta uzmanlık yap- mış asistanlara her yıl fakülte ku- rul karanyla ders verme olanağı- nın tanınması isteniyor. Doktora- sını yapmış asistanlara sürekli gö- rev statüsü verilmesi de öneriliyor. Yükseköğretimde planlama koor- dinasyon ve işbirliği sağlamak ve yeni üniversiteler açümasını öner- raek için bir yükseköğretim kuru- lu oluşturulması gereğine değini- len öneride, bu kurulda şimdiki- nin aksine, her universitenin öğ- retim üyesi oranına göre temsıl edilmesi, ancak her universitenin rektör ve en az bir temsilcisi ile ku- rula girmesi öngörülüyor. ODTÜ anketi Ortadoğu Teknik Üniversitesi- nde (ODTÜ) gerçekleştirilen 129*u profesör, 145'i doçent olmak üzere çeşitli kademelerden 797 öğretim elemanının katıldığı bir başka an- ket sonuclanna göre ise öğretim elemanlannın sadece binde 8'i ytl- rurlükteki üniversite düzenlemesi- ni "şartlara uygua ve yeterli" bu- lurken yuzde 34'ü sistemin büyük ölçüde, yüzde 37'si de tümuyle de- ğişmesi gerektiği görüşünü taşıyor. Ankete katılanlann yüzde 68'i bMİR'den HIKMET (ETINKAYA Uçlü Fotoğraf... İZMİR — Eski Dışişleri Baka- nı Mesut Yılmaz, sıcak Çeşme gecelerinde genel başkan aday- lığı için çalışma olanağı buldu. Bayramdan bir gün önce Ekrem Pakdemirli'yle birlikte ANAP ör- gütünde govde gösterisi yapan Yılmaz, beklenenin tam tersi bü- yük ilgi gördü. Şimdi ANAP kulislerinde Me- sut Yılmaz adından sıkça söz ediliyor. Karaya vuran ANAP tek- nesinin dümenine Yılmaz'ın geç- mesini isteyenlerin sayısı bir hayli artıyor. Özellikle genç işadamlan, "Yılmaz Genel Başkan olsun" havasını Çeşme'nin müzikle do- lu akşamlarında, buzlu vıskileri- ni yudumlarken tartışıyorlar. iyi rtoş da şu karaya vuran ANAP teknesi Mesut Yılma/'ın dümene geçmesiyle yüzer mi dersiniz? Genç işadamlan sıcak Çeşme gecelerinde ikiûç bin kişinin tıka basa doldurduğu diskoda "çağ aüayan Türkiye" çığlıklanyia buz- lu bademle viskiyi yudumlariar- ken 25 kilometre ötede tütün tar- lalarında yorgun düşmüş yaşıtia- rından acaba haberdarlar mı? O yaşıtlan, daha düne dek bel- ki ANAP teknesinin tayfalarıydı; Petek seçim otobüsünün alkışçı- larıydı; köylerde, kasabalarda "anm balım çiçeğim" diyerek harman dögen, tütün kıran yan- daşlanydı. Ya şimdi? Gün gün eriyen ANAP'ın köy- lerde, kasabalarda ve kentteroeki yandaşları küskünler ordusunu oluşturuyor Hızla artan pahalılık karşısında ürün değerinin karşı- lığını alamayan üreticiler ANAP teknesini terk ediyor. Diyeceksiniz ki köylerde, kasa- balarda mini seçim kazanan ANAP değil mi? Evet öyle... Ancak kırsal kesim insanı da günübirlik çıkar ilişiklerinden yo- la çıkarak "ne kaparsak kar" dü- şüncesiyle hareket ediyor... Hani ne derler: — Batan geminin malları bun- lar... Eski Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz ile TBMM Başkanı Kaya Erdem, Çeşme Turban'da kaıı- yorlar. Kimi ANAP milletvekilleri kendi yazlık evlerinde. Bol kulis- li Çeşme akşamlannda genç işa- damlan Yılmaz'a büyük yakınlık gösteriyor. Birlikte yedikleri ye- mekte Yılmaz rkji odağını oluştu- ruyor. Kaya Erdem ile Mesut Yılmaz aynı otelde kaiıyorlar, ama birlikte olmaktan kaçınıyorlar. Yılmaz "gözden ırak" yerlerde ANAP'ın önde gelen adlarıyla birlikte "du- rum değerlendirmesi" yapıyor. Mesut Yılmaz-Ekrem Pakde- mirli birfikteliği tartışılıyor bu ara- da. ANAP il örgütüne yapılan ikili ziyaret, özellikle Hasan Celal Gü- zel'i destekleyen muhafazakâr kanadın tepkisine neden oluyor. O yüzden bir ANAP milletve- kili gelişmelerden başı dönmüş olacak ki soruyor: — Neler oluyor Allahaşkına, bir bilen varsa şunu bana anlat- sın. Partide liberal-muhafazakâr işbirtiği mi var? İşbirliği olup olmadığı bir kena- ra, ama bir yakınlaşma var. Bu yakınlaşma genç işadamlarının yemeginde objektiflere yansıyor. Erdem, Pakdemirii ve Yılmaz gü- leç görüntüler çiziyor. Gazeteler- de çıkan fotoğraflar belli ki kimi- lerini bir hayli rahatsız ediyor. Marmaris'e Yunan adalarının çevresinden kestirme bir yol ol- duğu için inen Güneş Taner, her- halde durduk yere konuşmuyor. Kimin ANAP Genel Başkanı ola- cağına partili delegeler karar ve- receğini unutuyor. 10 temmuz salı günü ANAP MKYK toplantısı var. Toplantıda büyük kongre takvimi belirlene- cek. Yılmaz, temmuz ya da ağus- tos ayı sonunda genel başkanlı- ğa aday oludğunu büyük olası- lıkla açıklayacak. Karaya oturan ANAP teknesi- ne aranan kaptan Yılmaz mı yok- sa Pakdemirii mi şimdiden kes- tirmek zor. Hasan Celal Güzel'e "devreden çıktı" diye bakanlar ise yarın aldanabilir. Elbet Mehmet Keçeciler'i de unutmamak gerek... BUTUNLEME KURSLARI 12 Temmuz - 14 Ağustos arası 25 Temmuz -10 Ağustos arası Tüm derslcr verilmektedir ÖSS YAZ KURSU 16 Temmuz-9 Ağustos arası BÜYÜK %° DERSANE 90-91 ders yılı kayıtlan devam etmektedir Sıslı Osmanbey (Sıte Sıneması cıkısı) Tel 133 03 33 133 03 34 133 05 05 Bakırkoy Bahçelievler (Pereja yanı) Tel: 575 17 68 575 71 22 575 78 96 Üniversite Yasası'nın tilm üniver- sitelerı kapsamasına karşı çıkar- ken alternatif bir çözüm getirmi- yorlar. Üniversitelerüstü bir organın "YÖK gibi olınasuıı" düşünen öğ- retim elemanı oranı yüzde 6'da ka- lırken ankete katılanlann yüzde 77'si organın yürütmeden rümüyle bağımsız olmasından yana görüş belirtiyorlar. Üst organın denetim vetkilerinin koordinasyonla sırurü olması görüşü ise yüzde 85'lik bir çoğunluğu kapsıyor Ankete katı- lanlann yüzde 9'u üniversite yö- neticilerinin bir üst organ tarafın- dan atanraası gerektiğini belirtir- ken yüzde 69"u yöneticilerin se- çimle gelmesini istiyor. Yüzde 62'lik bir çoğunluk da yönetimde araştırma görevlileri ile öğrencile- rin temsil edilmesi gerektiğine inanıyor. Anket sonuçlarına göre eğiti- min parasız olması gerektiği gö- rüşü yüzde 26'da kalırken, yarısı- nın öğrenciden alınması ya da mevcut harç sisteminin devamını savunanlar yüzde 50'ye ulaşıyor. Ankete katılanlann yüzde 36'sı müteveUi heyet sistemine olumsuz, yüzde 8'i de olumlu bakarken yüz- de 34'ü koşullu evet yanıtını veriyor. Özal tatiliuzatıyor c Insanın dinlendikçe dinlenesi geliyor 9 TUNCAY ÖZKAN OKLUK KOYU / MARMA- RİS — Bayram tatilini Okluk Ko- yu'nda eeçiren Cumhurbaşkam rurgat Özal, kaldığı villayı dün ilk kez gazetecilere açarak sohbet etti. Eski Cumhurbaşkam Kenan Evren de özal'a dün "iade-i ziya- rel"te bulundu. 1 temmuzdan beri tatil yaptığı Okluk Koyu ve çevresinde gaze- tecilerle görüşmeyen Cumhurbaş- kam Turgut özal, dün basın men- suplannı kabul etti. Minibüslerle iki yaka kartı ve bir kolluk veri- lerek üç nizamiye geçtikten son- ra özal'ın villasına ulaşan gaze- teciler, bahçedeki kamelyada cumhurbaşkam ile sohbet ettiler. Özal, salı günü (yarın) An- kara'ya gidecegini, bir gün Anka- ra'da kaldıktan sonra yeniden Marmaris'e dönerek hafta sonu- na kadar tatilini sürdüreceğini an- lattı. özal'ın Ankara'da ABD Sa- vunrna Bakanı "yia görüşeceği be- lirtildi. Cumhurbaşkam özal, Atatürk zamamndan kalma bir gelenek olarak curahurbaşkanlarımn yaz çalışmalarını IstanbuPda yaptık- lannı anımsatarak şunlan söyledi: "Benim tstanbul'a gitmeye faz- la niyetim yok. tstanbul yerine Ankara'da kalmayı ve yurdu gez- meyi daba çok tercih ediyonım. Bayramda boraya geldik. Arada bir hafta sonlan da gelirim. En giizel dinknme yeri burası. tusan dinlendikçe daha çok dinlenmek istiyor." Evren'den ziyaret Bu arada eski Cumhurbaşkam Kenan Evren, Cumhurbaşkam î>zal'ı Okluk Koyu'ndaki villasın- da ziyaret etti. Evren, özal'ın cu- ma günü kendisini Armutalan'da- ki evinde ziyaret ettiğini anımsa- tarak kendisinin de "iade-i ziya- ref'te bulunduğunu bildirdi. Cumhurbaşkam özal, bayram tatili sırasında yatlanyla bölgeye gelen işadamlarıyla da görüştü. Özal'ın HEMA Şirketi'nin sahip- lerinden Ahmet ve Mehmet Hat- tat ile yaptığı görüşme, HEMA'- nın radar sistemi projesinden "pay alma girişimi" olarak yo- rumlandı. Ajdın Corperation Şir- keti'nin aldığı ihaleye HEMA'run Türk ortak olarak katılma isteği- nin, görüsmeler sırasında Özal'a iletildiği öne sürüldü. GUNLERİN KOPUĞU AH3VIET TAN İşareti Kurban... ANKARA— Hem hacılartmız hem de trafikte can ve- renlerimiz bakımından gerçek bir kurban bayramı yaşa- dık. Hacılarımızı korumak bizim elimizde değildi. Peki ya trafik kurbanlarımızı? 500'ün üzerindeki hacı ailesinin yine de tesellisi var. "Kutsal topraklarda, Tann yolunda şehit oldular." Ama 150'nin üzerindeki trafik kurbanı için gözyaşı dö- ken aiielerin acılannı hiçbir şey hafifletemeyecek. Cum- hurbaşkam Özal'ın "karayxDİu kapitalizmin, demiryolu komünizmin eseridir" vecizesi bile. Masa başında trafik yazısı yazılmaz yolunda bir karar alarak yola çıkmadık. Otomobil ile Ankara'dan İstanbul'a gitme karan bayramda trafik araştırması yapmak için de değildi. Gazeteci de herkes gibi otomobili ile seyahat et- me kararı verebilir ve bu karan uygulardı. Ankara'dan çıkarken büroda arkadaşlara küçük bir ve- sikalık resım ve kısa yaşam oyküsü yazıp bırakmaktan, stepne, çekme halatı, acil yardım çantası almaya dek her türlü öniemi yerine getirip E-5'e revan olduk. Önümüzdeki yol uzayıp giderken kafanızda üç düşün- ce birbirini sollayıp duruyor. Birinci düşünce Özal'ın "demiryolu komünizmin, ka- rayolu kapitalizmin işidir" sözleri idi. Ikincisi, üç hafta kadar önce Amerika'da güneyde Ro- rida yanmadasından kuzeyde Kanada sınırına kadar 3000 küsur kilometrelik yollarda direksiyon kullanırken- ki gözlemlerdi. Uçüncüsü ise "acaba bizde niye bu kadar çok ölûnv le sonuçlanan trafik kazası oluyordu?" Bu üç düşünce dört yüz küsur kilometre boyunca ar- kadaşlık etti bize. Metro denen şey Düşüncenin ya da düşüncesizliğin birincisi, "demir- yolunun komünizmin işi" olduğu idi. Dünyanın katıksız üç kapitalist ülkesi varsa en birincisi ABD, ikincisi İngil- tere, uçüncüsü ise Kanada'dır. ABD'de demiryolu bütün kıtayı sarmıyor. Ama, halk öy- lesine yoğun kullanabiliyor ki komünistlere bile parmak ısırtıyor. Aynca metro denen şey demiryolunun kendisi. Nevv York-Philadelphia arasında üç saatlik karayolu ye- rine treni seçenlerin sayısı milyonları aşıyor. İngiltere'de demiryolu ağı öylesine yaygın ve güçlü ki, en süratli ve en etkin olduğu için günlük gazeteler ülke içindeki dağıtımlarını gece trenleri ile yaptırıyor. Kana- da'da Pasifik'ten Atlantiğe uzanan binlerce kilometre- lik uzaklığı ise yine demir- yolu ağı kaplıyor. Fransızlann jet hızına ulaşan trenleri ile Japonla- rın tek raylı sistemleri nere- deyse uzay yanşı içindeler. Bir kamyonun kornası kulaklarınızı uğuldatırken Gerede yakınlarında 6 yıl önce resimlerini çekip işaretsiz yol ölüme yol açıyor diye yazdtğtnız yerden geçerken irkiliyorsunuz. Çevreye kalabalık toplanmış şarampola uçan lüks bir otomobile yardım ediyorlar. Altı yıl önceki söz konusu yazıda ve fotoğrafta, işaret yerine kullanılan ters çevrilmiş bir masa vardı. Aradan geçen 6 yıtda devlet ancak masayı kaldırabilmiş, yerine avuç içi kadar bir tabela koyabilmiş. akljnıza takılıyor: Ülkenin en tepesindeki insanın böylesine "gayri sıhhi" laflar üretmesi ülke- deki genel laubaliliğe hor- mon etkisi yapıyor mu? Cumhuriyet gazetesi, 1984 yılında bir Trafik eki . vermişti. Bu ek için yine otomobil ile Ankara'dan yola çıkmış, karayolunda karsılaştığımız bozukluklan, düzensizlikJe- ri yazmıştık. Aradan 6 yıl geçmiş, değişen hiç bir şey yok. Pardon iki şey var. Birincisi otoyol ücreti olarak alınan para yûz katına çıkmış. İkincisi, yol kenarında otlayan danalarla, oynayan ço- cukların sayıları ters orantılı olmuş. Sürücüler dikkatsiz, cüretkâr, fazla hız yapıyoriar tü- ründen yüz tane kabahat sıralamak mümkün. Ama, bu kabahatlan sıralayacak devletin alnını kanş- lamak gerek. Devlet de kendi kabahatlerini düzeltmek durumunda. Gerede yakınlarında 6 yıl önce resimlerini çekip "işa- retsiz yol ölüme yol açıyor" diye yazdığınız yerden ge- çerken irkiliyorsunuz. Çevreye kalabalık toplanmış şarampole uçan lüks bir otomobile yardım ediyorlar. 6 yıl önceki söz konusu yazıda ve fotoğrafta, işaret ye- rine kullanılan ters çevrilmiş bir masa vardı. Aradan ge- çen sürede devlet ancak masayı kaldırabilmiş, yerine avuç içi kadar bir tabela koyabilmiş. Söz konusu tabela, üzerinde gittiginiz yofun iptal edi- lip karşıdan gelenlerin şeridine girdiğinizi söylemeye ça- lışıyor. Altı yılhk yol Anladınız anladınız, anlamadınız karşınızda aniden beliren ve üç koldan yaklaşan otobüslere kamyonlara toslamamak için haydi şarampola. Üzerinde gittiginiz yolun iptal edildiği avuç içi kadar bir tabela ile mi söylenir? Bunu kapitalistler Amerika'da 100-200 metre önce de- ğil, 20-30 km. önceden ışıklı yazılarla, yanıp sönen lam- balar sarkan fosforlu tabelalarla ilan ediyorlar. Karşınızdan gelenlerin yoluna giriyorsanız muhakkak, şeridiniz renkli bidonlarla, iplerle asfalta çakılmış kedi- gözleri ile ayrılıyor. Aynı ip üzerinde birbirine doğru koşan ip cambazları durumuna sokulmuyorsunuz. İzmit'ten sonrası paralı otoyol. Milyarlar harcanmış. Ama dikilen lambalar kör karanlık içinde. Kenar parmak- lıklarına yansıtıcılar konulmamış. Son on yılda, trafiğe çıkan otomobil sayısındaki artış kadar, lüks otolardaki patlama da trafik kazalarında rol sahibi. öyle ki gaz pedalına dokununca jetleşen BMVV'ler, Mercedesler gençlerin ve gösteriş delilerinin elinde ölüm makinesine dönüşüyor. "Karayolu kapitalizmin işaretidir" diyen Özal herhal- de bizim işaretsiz karayollarını kastedmiyor. Karayollan yeterince işaretli olsa karayolarında yete- rince düzen olsa ne kendisi BMVV'si ile 160 km. yapabi- lir, ne de bir bayramda 150'nin üzerinde kurban verilir. Sevgili •• •• ÖMÜR MENGİOĞLU 'Yaşamak bîr ağaç gibi tek ve hür Ve bir orman gibî kardeşçesine Bu hasret bizim" Yol arkadaşları ve Eşi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle