Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/12 DIŞ HABERLER 9 TEMMUZ 1990
ARNAVUTLUK
Tiran'dabinlerce kişiyürüdüArnavutların protesto gösterileri tüm hızıyla yayıhyor.
Başkent Tiran'da önceki gece büyük bir gösteri yapüarak
yönetim ve polis protesto edildi. Göstericilere hükümet
güçlerinin hiçbir müdahalede bulunmadığı bildirildi.
Dış Haberier Servisi — Amavutluk'ta ya-
bancı büyükelçiliklere sığınanlann sayısı
hızia artarken, başkent Tiran'da önceki ge-
ce büyük bir protesto yürüyüşü duzenlen-
di. Reuter ajansının Avusturya Televizyo-
nu'na dayanarak bildirdiğine göre cumar-
tesi gecesi Tiran'da binlerce kişi sessiz yü-
rüyüş düzenleyerek "yönetimin politikası-
nı ve polisi" protesto etti. Polisin gösteri-
cilere müdahale etmediğj ve yürüyüşün
olaysız sona erdiği bildirildi.
Tiran'da cuma günü de 10 bin kişi bir
protesto yürüyüşü düzenlemişti.
Arnavutluk hükümetinin önceki gece ya-
bancı elçiliklere sığınanlara yurtdışına çı-
kış izni verileceğini açıklamasına rağmen sı-
ğınmalann devam ettiği bildirüiyor. AP, Ti-
ran'da yabancı elçiliklere sığınanlann sa-
yısının 5 bini aştığım haber verdi.
BBC, son olayların Arnavutluk yöneti-
mi içinde ıhmlılarla sertlik yanlılan arasın-
daki iktidar mücadelesini açığa çıkardığı-
nı bildirdi. Yönetimin yabancı elçiliklere sı-
ğınanlara ülkeden çıkış izni verrnesi, bu aşa-
mada ılımlılann daha ağır bastığının gös-
tergesi olarak yonımlanıyor. Sertlik yanlı-
lanmn başmda ise Arnavutluk'un eski li-
deri Enver Hoca'nın eşinin bulunduğu bil-
diriliyor.
Ilımlılann daha ağır bastığının diğer bir
göstergesi de önceki gece yapılan hükümet
değişikliği. Arnavutluk Haber Ajansı ATA,
tçişleri Bakanı Simon Stefani'nin bu görev-
den alınarak Devlet Kontrol Komisyonu
Başkanhğı'na getirildiğini bildirdi. Simon
Stefani, sertlik yanhsı olarak tarunıyor. Ay-
nca Devlet Kontrol Komisyonu Başkanı
Mamush Myftiu ıle diğer iki Komünist Par-
tisi yetkilisinin de Politbüro üyeliğinden
emekliye aynlacakian bildirildi.
D. Almanya'yı andmyor
Reuter ajansı, Tiran'daki durumun ge-
çen yıl Demokratik Almanya'nın durumu-
nu andırdığını bildirdi. Anımsanacağı gibi
geçen yü onbinlerce Demokratik Alman
Prag ve Budapeşte'deki Federal Ahnanya
temsilciliklerine sığınmıştı.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan
Türkiye'nin Arnavutluk BUyükelçisi Teo-
man Sürcnkök, pasaport vermek için Ar-
navutluk yetkililerinin sığınmacılann büyü-
kelçilik binalarından çıkmalan yolundaki
şartından vazgeçtiklerini bildirdi.
Büyükelçi Sürenkök, sığınmacılann ül-
keyi terk edebilecekleri yolundaki karann
bütün büyükelçiliklere bildirildiğini kaydet-
ti.
Sürenkök, Türk büyükelçiliğine sığınan
SS mükecinin bazı formlar doldurduklan-
nı ve bir fotoğrafçırun gelerek resimlerini
çektiğini söyledi.
Büyükelçi Sürenkök, "Bize verilen bilgi
pasaport verme işlemleriııin başlaükfağı yo-
lunda. Ancak sayı yüksek oldugu için ne-
men venmezkr sanıyorum. En azından bir-
kaç gün siirer" dedi.
Sürenkök AA muhabirinin büyükelçilik-
ler çevresine güvenlik güçlerinin yerleştiri-
lip yerleştirilmediği yolundaki sorusunu ise,
"Federal Almanya ve Fransa oüyükelçilik-
lerinin bulunduğu bölgeler asker kontrolü
altında. ancak bizim buyukelçiliğimiz çev-
resinde böyle bir şey yok. Zira, o buyükel-
çiliklere sığınanlann sayısı oldukça fazla"
diye yanıtladı.
Büyükelçi Sürenkök, büyükelçilikler çev-
resindeki askerlerin mültecilerin girişini en-
gelleyip engellemedikleri yolundaki bir so-
ru üzerine, "Henüz bir müdahale olduğa-
nu gözlemedik" dedi.
Bu arada Fransa Dışişleri Bakanhğı'ndan
yapılan açıklamada, Fransa Büyükelçiliği'-
nin de bulunduğu bölgeye en az 600 asker
ve polisin yerieştirildiği ve askerlerin büyü-
kelçiliklere girişleri engelleyecekleri bildiril-
di.
BM Genel Sekreteri Perez de Caellar'ın
özel temsilcisi tsveçli diploraat Slefan Di
Mfetura'nın da sorunun çözümüne yardıma/
olmak için Amavutluk'a gitmek üzere yo-
la çıktığı belirtildi.
ATA'dan suçlama
Arnavutluk haber ajansı ATA, yabancı
elçilikleri Arnavut sığınmacılan tutmakla
suçladı. ATA'da yer alan yorumda şöyle
dendi: "Tiran hükflmeti, tttm sığınmacıla-
ra yurtdışına çıkış izni verileceğini açıkla-
dı. Ama yabancı elçilikler buna ragmen sı-
ğmmacıian tutmakta devam ediyorlar.
Çiinkıi ölkede gerginliğin artmasını istiyor-
lar. Arnavut vataodaşlannın yurtdışına cık-
masını engelleyen, hükümet değil, yabana
elçiliklerdir. '
BULGARtSTAN
Üniversite
işgaline sonDış Haberier Servisi — Bulgaristan'da
Devlet Başkanı Petar Mladenov'un istifa-
sıyla başlayan belirsizlik sürüyor. Muhale-
fete bağlı güçler, Mladenov'un istifasıru se-
vinç gösterileriyle kutlarken Bulgaristan'-
ın komünist yönetimi, halka sürekli olarak
"sakin olun" çağnsı yapıyor. Mladenov'-
un yerine kimin seçileceği ise henüz belir-
siz?
AA'nın haberine göre Mladenov'un is-
tifa etmesini kutlamak için önceki gün yak-
laşık 15 bin kişinin başkent Sofya'da bir
gösteri düzenkdiği bildirildi. Göstericüerin
'zafer' sloganı attıklan gösterinin olaysız
sona erdiği haber verildi.
öte yandan Mladenov'un istifa etmesin-
de etken olan üniversite öğrencileri, grev-
lerini ve üniversite işgallerini sona erdirme
kararı aldılar.
. Bulgaristan haber ajansı BTA, öğrenci
Grev Komitesi tarafından dün gece radyo-
dan yapılan açıklamada, Mladenov'un is-
tifası ile zafere ulaşıldığının belirtildiğini
duyurdu.
SSCB
Komünist Partfnin
kâbusu: SovyetlerSBKP 28. Kongresi'nde, partinin en büyük korkusunun,
iktidarı yeni yeni güçlenen "sovyetler"e kaptırmak
olduğu iyice ortaya çıktı. Belediye ile yerel hükümet
arasında bir konumda olan sovyet meclisleri, partiye karşı
muhalefetin odak noktaları haline geliyor.
KEREM ÇALIŞKAN
Sovyetler Birligl Başkanı Gorbaçov, Komünist Partisi'nin 28. Kongresi'nde tatucnlara karşı çetin bir ssvmş veriyor. (Fotoğraf: Reuter)
STALtNtZMÎN SON KALESİ ARNAVUTLUK/2
Sığınarak 'gerilimden' kurtulmakC A N A N GEDİK
Arnavutluk Emek Partisi'nin her kade-
mesindeki yöneticisinin konuştuklan her ya-
bancıya önemle vurguladıklan bir cümle
var:
"Bizi başka ülkelerle değil, sadece ken-
dimizle kıyasiayın."
Bir parça dünyadaki ve özellikle de Do-
ğu Avrupa'daki gelişmelere ayak uydurama-
manın ezikliğini taşıyan bu sözlerde aslın-
da, dışa açılma ve daha fazla demokrasi öz-
lemi de gizli... Son yüiarda yurtdışında öğ-
renim gördükten sonra ülkelerine dönen Ar-
navut gençleri şimdilik kendi içlerinde sis-
temi sorguluyorlar. Kahve sohbetlerinde giz-
liden gizliye başgösteren bu sorgulama, "fı-
sıltı gazeteleri" aracılığıyla yönetime ulaşı-
yor, yönetim de şimdilik sistemin özünü faz-
la sarsmayacak bazı reformlarla komüniz-
min son kalesini ayakta tutmaya çalışıyor.
Arnavutlar artık daha iyi yaşamak isti-
yorlar. Her evde buzdolabı, siyahbeyaz da
olsa bir TV, hatta çamaşır raakinesi... Ya-
şamı kolaylaştıracak ve renklendirecek ola-
naklar anyor kadınlar, daha iyi giyinmek
ve süslenmek istiyor. Hele o ayakkabılar...
Tabanlan 5 santimi aşkın, yüksek ökçeli, su-
ni deriden yapdmış çirkin ayakkabılar... ln-
san ister istemez, "Bu kadar çirkinini yap-
mayı nasıl beceriyorlar" diye düşünüyor.
1990 yılı başlannda başlayan "dışa
açılma" politikasına paralel olarak basta
başkent Tiran olmak üzeTe bütün kentler-
de küçük çaplı "karaborsa" pazan da oluş-
muş. Turistlerin konakladığı büyük otelle-
rin lobüeri, ithal mallar satan mağazalara
açılan sokak aralan, döviz alım satımı ya-
pan gizli bir el tarafından âdeta tutulmuş...
Dolar, Arnavutluk parası Lek'e ufak çaplı
kafa tutmaya başlamış.
Bir dolar, Merkez Bankası tarafından 7
Lek'e bozulurken Tiran'da karaborsanın giz-
li elleri tarafından 30 Lek'e kadar satılabi-
liyor. 30 Arnavutluk Leki ise en yüksek üc-
ret düzeyindeki bir liman işçisinin günlük
yevmiyesi.
Yeni oluşmaya başlayan bu karaborsa,
Arnavutluk yöneticilerini kaygılandınyor.
Yönetim, karaborsaya karşı halkı bilinçlen-
dirmek için belli belirsiz bir kampanya baş-
latmış. Karaborsadan dolar veya mark boz-
dumlduğu, üst düzey yetkililere aktanldı-
ğında şiddetle karşı çıkıyorlar:
— "Bu olay bizim kendi yağımızla kav-
rulan ekonomimiz için büyük bir darbedir.
Arnavutluk'a yapılacak en biiyuk kötülük-
rür. Yurdunu ve halkını seven hiçbir Ama-
vut. böyle bir yolm girmez."
Oysa ithal mallann satışına izin verilme-
sinin yanı sıra yurtdışına çıkma özlemi ka-
raborsayı körüklüyor. Devlet, yıl başında
yurtdışına çıkışlan daha serbest hale getir-
miş. Her isteyen Arnavut vatandaşına pa-
saport veriliyor, ama döviz yok... Eğitim
amacıyla yurtdışına çıkışlar dışmda kimseye
döviz verilemeyince başka ülkelere gitmek,
özellikle de ltalya ve Türkiye, Arnavut va-
tandaşlan için hiçbir zaman gerçekleşme-
yecek bir düş gibi görünüyor.
!şte bu nedenle umutlar, yabana ülkeler-
den kurulacak dostluklara kalıyor. Türki-
ye"de bulunan bir arkadaş veya uzak akra-
ba davet edecek, yurtdışında yapılacak zo-
runlu harcamaları karşılayacağını taahhüt
edecek, o zaman bir ya da iki aylığına duş-
ler gerçeğe dönüşecek.
Böylesine gerilimli bir bekleyiş sürecini
yaşama sabn tükenenler ise daha pratik bir
başka yolu seçiyorlar: Tiran'daki yabancı
büyukelçilik binalarına sığınarak "iJtica" is-
teminde bulunmak.
Tiran meydanına açılan bir ana caddenin
hemen başmdaki Türk BüyukelçUiği'nin de-
mir kapısı önündeyiz. Kapının hemen önun-
deki kulübede nöbet bekleyen Arnavutluk
koruma görevlisı, ancak TUrk olduğumu-
zu anladığında rahat bir nefes alıyor. De-
mir kapının zilini uzun uzun çalıyoruz. Ön-
ce kapının üzerindeki sürgü aralanıyor, en-
dişeli iki göz karşımızda. Türk gazeteci ol-
duğumuzdan emin olduktan sonra kapı hız-
la aralanıyor ve aynı hızla kapatılıp sürgü-
leniyor arkamızdan...
öğreniyoruz ki Arnavutlar, Türk olduk-
larını söyleyip elçiliğin bahçesine giriyoriar,
sonra da iltica talebinde bulunuyorlarmış.
Ara sıra bahçe duvarlanndan atlayan da
oluyormuş.
SCRECEK
MOSKOVA — Sovyetler Birliği Komü-
nist Partisi 28. Kongresi, çalışmalanmn
ikinci haftasına bugün başlıyor. Pazar gü-
nünü dinlenerek ve Moskova'yı gezerek ge-
çiren 4600 delege, bu hafta parti koalisyon
çalışmalannda oluşan çeşitli ilke kararlannı
onaylayacak ve yeni yönetici organlan, ge-
nel sekreter ve merkez komiteyi seçecekler.
Eski Politbüro üyelerinin tek tek oylanarak
aklanması da bu haftaya kaldığı için parti-
deki çeşitli eğilimler tam bir güç denemesi
yapacaklar.
Genel sekreterliğe yeniden Mihail Gorba-
çov'un getirilmesine kesin gözüyle bakılıyor,
ancak y-ni merkez komitede hangi eğilimin
ağır basacağı ve politbüronun nasıl oluşa-
cağı henüz bilinmiyor. Ancak 2. adam ro-
lü için şimdiki tçişleri Bakanı Vadim Baka-
ün ismi üzerinde duranların sayısı oldukça
fazla. Bakatin, Gorbaçov ekibinden olarak
tanımyor. Partide merkezci (Gorbaçov yan-
lısı) güçlerle çeşitli tutucu platformlann li-
gacev • Polozkov ekibinin yeni bir ittifak
oluşturması da mümkün.
Çalışma komisyonlarında oluşturulan
formüller bu konuda ılk işaretleri veriyor.
örneğin en tartışmau konulann başında ge-
len "pazar ekonomisi" konusunda, komis-
yon ekonomik reform olarak ne yapılaca-
ğına ilişkin "açık seçik" bir rapor hazırlan-
ması kararı aldı. Yani pazar ekonomhine
karşı herhangi bir karar alınmayacak, yal-
nızca çalışan kesimin sosyal haklarının ko-
runması vurgulanacak.
Partinin yenilenmesi konusunda, "parti
içi referandum" yapıünası kararı KP için il-
ginç bir demokratikleşme deneyi yarata-
büecek.
Partinin asıl korkulu konusu, ülkede ik-
tidarı yeni yeni güçlenen "sovyetler"e kap-
tırması. Belediye ile yerel hükümet arasın-
da bir konumda olan sovyet meclisleri her
düzeyde partiye karşı muhalefetin odak
noktaları haline geliyor. Komünist Parti
bundan sonra sovyetler bünyesinde grup ve
fraksiyonlar kurarak "parlamenler" çalış-
ma yöntemlerini deneyecek ve Moskova -
Leningrad gibi önemli merkezlerde Sovyet-
lerde kaybettiği çoğunluğu ele gecirmeye ça-
hşacak. Ancak muhalefet gruplan 28. kong-
reden sonra Komünist Parti'den kopuşun
hızlanacağmı ve sovyet iktidannın partinin
boşaltmak zorunda kalacağı alanlan dol-
duracağını öne sürüyorlar. Yani sovyetler-
de gelecek: Sovyetler partiye karşı...
Kongrenin önceki günkü oturumunda,
gerçekten ilginç anlar yaşandı. 28. SBKP
Kongresi'ne ağırlığını koyan muhafazakâr' •
grup, bir taktik uygulayarak Politbüro üye- I
lerinin tek tek hesap vermelerini istedi. Po-
litbüro Uyesi tgor Ligaçev önderliğindeki
muhafazakârlar, bu yolla Gorbaçov'un çev-
resinde "kilit mevkilerde" bulunanlan yıp-
ratma düşüncesindeydiler. Ancak SSCB
Başkanı Gorbaçov, uyguladığı usta bir ma-
nevrayla bu taktiğin sonuç vermesini önle-
di. Ancak bu engellemeye karşın muhafa-
zakârlann, Politbüro üyelerinin tek tek he-
sap vermeleri konusundaki isteklerini bu-
gün yeniden gündeme getirmeleri bek-
leniyor.
SBKP Kongresi'nde iki Ahnanya'nın bir-
leşmesi konusunda da sert tartışmalar çık-
tı. Ligaçev, önceki gün yaptığı konuşmada,
"Bu birleşme değil, Federal Almanya'nın
Demokratik Almanya'yı yutmasıdır" deyin-
ce, SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Şevard-
nadze, uzun uzun Almanya'nın birleşmesi
sürecini anlatmaya koyuldu. Şevardnadze, •
kongrenin başından beri yönetimi eleştîrî '
bombardımanına tutan Ligaçev'e, "Demok-
ratik Aimanya, hiçbir zaman pazaruk mal-
zemesi yapılmamıştır. Her halk, kendi ka-
deri hakkında kendisi karar verir" yanıtını
verdi. Kongre salonunda delegelerin Liga-
çev'e sözlerinden ötüriı alkışlarla destek ver-
meleri ve havanın bir anda gerginleşmesi so-
nucu oturum başkanı Gorbaçov, müdaha-
le ederek tartışmalann büyümesini en-
gelledi.
Evet, SBKP 28. Kongresi'nin bir hafta-
lık ilk turu, parti içindeki kanatlann birbir-
lerinin güçlerini denemeleri ile geçti. Şim-
di muhafazakârlar, reforrncular ve Gorba-
çovcular, dünkü aradan sonra tam bir sa-
1
vaşa hanrlamyorlar.
HABERLERİN DEVAMI
Suudilere 9 soru
Hac faciası
(Baştarafı 1. Sayfada)
Hac ve Evkaf, tçişleri Bakanları
ve Mekke Emiri ile ayn ayn gö-
rüştü. Çiçek, Mekke Emiri Prens
Madt Bin Abdülaziz ile görüşme-
sinden sonra bir açıklama yapa-
rak, kayıplann pasaport ve diğer
belgelerinin Türkiye Büyükdcili-
ği yetkililerine verilmesini ve bun-
ların hazırlayacaklan belgelerin
sınırdan çıkışta yeterli sayılması-
nı istediğini bildirdi. Prens Abdü-
laziz de göruşmeden sonra, Türk
hacılara gerekli kolaylığın göste-
rileceğini, her türlü bilgi ve belge-
lerin de Türk tarafına verileceği-
ni söyledi.
Cemil Çiçek, AA'ya yaptığı
açıklamada Mekke Emiri'ne olay-
da kaç Türk'ün öldüğünü sordu-
ğunu belirterek şöyle dedi:
"114 ölii, 8 de yaralı bulunda-
ğunu, bu 8 kişiden 5'inin taburcu
olacağını ve 3 yaralının kalacagı-
nı beürtti. Ancak bu rakamlar ek-
sik. Bizim dün (önceki gün) gec-
tigimiz 309 rakamı muhtelif kay-
naklardan. ŞirkeÜerle, Diyanet
yetküBeriyle, onlann getirdigi haa
listeleri karşılaştınlarak, muhtelif
bilgiler bir araya getirilerek çıka-
nlmış olan rakamdır."
Çiçek, tazminat talebi konu-
sunda da "Bu siyasi bir karar de-
ğil ki, vardır ya da yoktur diye>im.
Bu, bir uzmanlık konusudur. Be-
nim bu noktada bir şey soylemem
mümkün değildir" dedi.
"Tünelde ateş açıldı"
Bu arada İran Islam Cumhuri-
yeti'nin Sesi Radyosu, Lübnan
Yurdun Sesi Radyosu'nu kaynak
göstererek dün sabah Türkçe ya-
yımladığı haberde, Suudi Arabis-
tan'da hac faciasınm meydana gel-
diği El Mueysem Tüneli'nde ha-
cılann üzerine ateş açıldığını ileri
sürdü. Lübnan Radyosu'nun,
Mekke*den dönen hacılarla yaptığı
röportajda, hacılann; tüneldeki
kalabalığın "Allahuekber" sesle-
riyle ilerledikleri sırada, Suudi yet-
kililerin bunun büyük bir göste-
riye dönüşeceği korkusuyla ateş
açtıklannı anlattıkları bildirildi.
Devlet Bakanı Cemil Çiçek,
Uibnanlı nacıların ıddıalannm
kendisine hatırlatılması üzerine,
"Ben bizim hacılanmızdan böyle
bir iddia duymadım" diye konuş-
tır
Sonılar-istekler
Devlet Bakanı Cemil Çiçek, Su-
udi bakanlarla yaptığı görüşme-
lerde ayrıca bazı sorunlara açık-
lık getirilmesini, bazı sorulara da
kesin cevaplar verilmesini istedi.
Çiçek'in Suudi yetkililere ilettiği
soru ve sorunlar şöyle:
— Olayda ölen Türk hacılan-
nın sayısı nedir?
— ölen Türk hacılanrun müm-
kün olan en doğru kimliklerinin
bildirilmesi.
— Kimliği belirtenememiş ha-
cılar arasında Türk olduklan be-
lirlenenlerin sayısı kaçbr?
— Kimliği belirlenememiş ha-
cılann Türk olduklarım tespit et-
mek için kullanılan ölçüler ne-
lerdir?
— Kimliği belirlenememiş ha-
cılar gömnlmöş miidür?
— ölen Türk hacüarı nerede
defnedümiştir?
— Ölen Türk bacılannın üze-
rinden çıkan para ve kıymeüi eş-
ya ne yapılmıştır?
— Ölen Turk hacılarının üze-
rinden çıkan veya olay yerinde
toplanmış olup kimlik tesbitine
kullamlabilecek her türlü ipucu-
nun Türk makamlanna iletilmesi
büyük önem arzetmektedir.
— Ölen Türk hacılannın adla-
noın yazılması sırasında yararla-
nılan Latin harfleri ile yazılmıs
kimlik belgelerinin büyükelçiliğe
verilmesi.
— ölen Türk hacılannın kim-
liklerinin belirlenmesinde yetkili
Türk görevlilere mümkün olan
bütün kolaylıklann sağlanması.
— Türk hacılar arasında can
kaybı yüksek olduğu için kimliği
beürtenmiş ölulerin listesinden bir
Büshanın TC Büyükelçüiği'nce
yetkili kılınacak görevlilere ve-
rilmesi.
— Olayda kaç Türk yaralan-
mıştır?
— Yaralılar hangi hastanede te-
davi edilmektedir?
— Hayati tehlike içinde bulu-
nan Türk yaralılann sayısı kaçtır?
— Kafilelerde ölii, hasta veya
kayıp bulunması halinde geri ka-
lan hacılann çıkış kapılannda
bekletilmelerine meydan verilme-
roesi için. çıkış formalileJerinin as-
gariye indirilmesi, volcusu eksik
araçların çıkışına müsa^de
edilmesi.
— ölen ve kayıp hacılann tam
kimliklerinin tesbitinde yararlan-
mak uzere ölen ve kayıp hacılann
pasaportlanrun müessese tarafın-
dan Beytül Mal'e değil, Türk Bü-
ytlkelçiliği tarafından yetkili kılı-
nacak görevlilere verilmesi.
— Suudi Arabistan'da mukim
olup hacca gelen TC vatandaşla-
nnın pasaportlan olay sırasında
kaybolanlann, Terhil'e alınmaksı-
zın TC konsolosluklannca verile-
cek seyahat belgeleriyle çıkış için
izin verilmesi ve bu konuda gerek
havaalanlan gerek karayolu budut
kapdanndaki görevlilere gereken
talimatlann verilmesi.
— Çeşitli hastanelerde tedavi
altında bulunan Türk hacılannın
yakınlanmn, hastalannı ziyaret et-
mek istemeleri halinde, kendileri-
ne Suudi Arabistan'a gelebilmeleri
için vize kolayhğı tanınması.
Özal: "Yüz bin kişi
gitseydi?"
Cumhurbaşkanı lurgut Özal,
tatilini geçirdiği Marmaris Okluk
Koyu'ndaki villasında dün gaze-
tecilerle sohbet ederken, hac faci-
asına değindi. Değerlendirme yap-
mak için Suudi Arabistan'daki
Devlet Bakanı Cemil Çiçek'in dö-
nüşünü beklediğini söyleyen özal,
şöyle konuştu:
"Cemil Bey'i yoDadık. Dönsün
bakalım. lnsan dua ediyor. Bir ara
yüz bin kişi filan gidecekti. O za-
man çok daha feci olabilirdi. Al-
dıgımız bilgi 200-250 civarındaki
kişinin kimliği belli. Kunyeleri de
yırtılıp kaybolmuş. Bana soylenen
resimlerini çekmişler, kimlik tespi-
ti için göndermişler.
Geçenlerde Suudi Prensi geldi-
gi zaman, 'Sayı bakımından iki se-
ne müsaade edin° demişti. Birta-
kım tadilat filan vapıyorlarmıs.
Bu yıl gidenlerin sayısının 49-50
bin civannda olması lazım en faz-
la. Ama kacak giden oluyor. Ora-
da iştirak eden, başka ülkelerden
giden oluyor. Tabii bir de eırsıcak
zamanlara rastladı şimdi. Çok
zor. Oranın en sıcak zamanı. Bil-
gilerin gelmesi lazım. Şu anda
başka bir şey söyleyemem."
Hükümet geniş
açıklama vapacak ,
Devlet Bakanı Mehmet Keced-
ler, Cumhuriyet'in sorulannı ya-
nıtlarken Mekke'de incelemelerde
bulunan ve Suudi makamlanyla
görüşmeler yapan Devlet Bakanı
Cemil Çiçek'ten gerekli bilgiyi al-
dıktan sonra buradaki yaşlı yara-
lılan Türkiye"ye getirmek üzere
Mekke*ye bir ambüJans uçak gön-
derilebileceğini söyledi. Olaylarda
meydana gelen maddi kayıplann
hepsinin karşılanabileceğini, can
kayıplarının büyük üzüntü yarat-
tığını belirten Keçeciler, Cidde ve
Mekke"den gelecek yeni bilgiler-
den sonra geniş bir açıklama ya-
pılacağmı bildirdi.
Keçeciler, olaydan sonra hükü-
met üyelerinin tatillerine devam
ettikleri yolundaki eleştirileri ya-
nıtlarken, "Resmi taül. Arkadaş-
lanmız tatilde. Ancak onlaria de-
vamlı temas halindeyiz. Ihtiyaa-
mız olanlan çağırdık" dedi. Dev-
let Bakanı Çiçek'i de tatildeyden
çağırdığını ve Suudi Arabistan'a
gittiğini belirten Keçeciler, "Hü-
küraetin boş dunnadığını, gereke-
nin yapıldıgını, olayda hükümet
boşlugunun söz konusu
olmadığını" söyledi.
Keçeciler, DYP Genel Başkanı
Süleyman Demirel'in, olayla ilgi-
li araştırma önergesi verecekleri
açıklarnası konusunda da "Biz ge-
rekeni yapanz. Mubalefet besabını
sorar, hesabını veririz" diye
konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanı İmren Aykut, Bakanlar Ku-
rulu'nun bu hafta toplanıp top-
lanmayacağı konusunda herhan-
gi bir bilgisınin bulunmadığını be-
lirterek "Toplanmaması için değil,
toplanması için çok önemli ne-
denler var" dedi.
Hacdan dönen amcası ile yen-
gesini karşılamak üzere Esenbo-
ğa'da bulunan ANAP Erzincan
Milletvekili Metin Yaman ise ga-
zetecilerle söyleşirken yaşanan
"hac krizi" nedeniyle Diyanet Iş-
leri Başkanlığı'mn suçlanmadığı-
nı anımsatarak "Ama bakın her
işte bir keramet var. Daha çok ha-
cı gitseydi, daha çok izdiham çı-
kabilirdi, bunun sonucunda da
daha çok ölen olabilirdi" dedi.
'Hükümet olayın
peşini bırakmasın'
SHP Genel Başkanı Erdal Inö-
nü, Mina yakınlarında El Muey-
sem Tüneli'nde meydana gelen fa-
ciayla ilgili olarak "Bu felaketin
nedenlerini meydana çıkarmak,
Suudi Arabistan hukumetinin bü-
tün tstam âlemine karşı görevidir"
dedi.
Facianın Suudi Arabistan top-
raklannda meydana geldiğini ve
bu ülke yetkililerinin buradaki ha-
reketleri yürütmek ve düzenle-
mekle sorumlu olduğunu anlatan
lnönü, konuşmasını şöyle sürdür-
dü:
"Şüpnesiz Suudi Arabistan yet-
IdlUeri olayın nasıl meydana gel-
digini açıklamak dunımunda. Bir
tahrik mi oldu? Bunlar hakkında
ciddi bir açıklama yapılmış değil.
Snudi Arabistan hükümetinden
ciddi bir açıklama bekliyoruz.
Böyle bir olay Türkiye'de meyda-
na gelse buyük bir lepki ve sorum-
luluk araytşı uyandınrdı. Yaban-
a bir ülkede olması sonımluluk-
lan ortadan kaldırmıyor. Bu yüz-
den olayların nasıl meydana gel-
diğini Suodi Arabistan yetkilileri,
vatandaşlanmıza açıklamalıdır-
lar."
Demirel ve Baykal
öte yandan DYP Genel Başka-
nı Süleyman Demirel, Zongul-
dak'ta gazetecilerin hac faciasm-
da kusur bulunup bulunmadığını
^ormaları üzerine, "Burada kusur
da vardır. ihmal de vardır. Biz bu
ihmalin sahibinde kusur aramaya
devam edeceğiz. Konuyu iyice
araştınyonız. Değil 500 kişi, bir
kişi de ölse çoklur bizim için. Bu
gibi durumlarda birlikte olmaya-
cağız da ne zaman olacağız?"
dedi.
SHP Genel Sekreteri Deniz
Baykal da dün düzenlediği basın
toplantısında hac faciasıyla ilgili
bir soruyu yanıtlarken "Bu yıl
hacda kimsenin görmezlikten ge-
leme>eceği büyük bir trajedi ya-
şannuşür. tktidar en yukandan
başlayarak bu trajik olayı bir se-
yirci gibi izlemiştir. tktidar büyük
bir duyarsızlık içindedir, bayram
tatilindedir. Olaya sahip çıkama-
mış, albnda kaybolmuştur" dedi.
Hükümetin olaylar karşısında
ilkel sempati gösterileriyle yetin-
diğini, ciddi bir açıklama yapama-
dığını, gelişmeler ve alman önlem-
ler hakkında kamuoyuna yeterli
bilgi verihnediğini öne süren Bay-
kal, bu yıl hacca Kızılay sağlık
ekibinin neden gönderilmediğinm
açıklanmasını da istedi. Baykal,
devamla şöyle dedi:
"Tüm bu konular soğukkanlı
olarak ele ahnraalı ve tartışılma-
lıdır. Çünku iktidann dağınıklığı
ve çözülmüşlüğü bu olayda da
kendini göstermişür."
"Facia takdir-i Uahi"
TÜRSAB 2. Başkanı Nüktedir
BaDj. "Hac faciasınm takdir-i Ua-
hi olduğunu" ifade ederek, "Hac
organizasyonumuz fevkalade mü-
kemmel ve şahaneydi. Bizi, bu
muessif kazayı kullanarak Diya-
net'in düşen itibannı ayağa kal-
dırmak isteyenler suçluyor. Bunu
vicdansızlık ve sorumsuzluk ola-
rak kabul ediyoruz" dedi.
Ballı, 27 seyahat şirketinin yak-
laşık 30 bin kişiyi hacca götürdü-
ğünü, bunlardan 202'sinin ölü ve
kayıplar arasında yer aldıgım kay-
detti.
Bu arada Suudi Arabistan'a
hacı adayı götüren Ulusoy Tu-
rizm'in 1.200 yolcusundan 2'sinin
öldüğü açıklandı. Diğer turizm
şirketleri ise götürdükleri hacı
adaylarından ölen olmadığını sa-
vundular.
35 hacının daha
kimliği belirlendi
Haber Merkezi — Suudi Ara-
bistan'daki faciada yaşamını yiti-
ren Türk hacılanndan kimliği be-
lirlenenlerin sayısı 332'ye ulaştı.
Hacılann havayolu ile Türkiye^ye
dönüşleri sürerken ilk karayolu
kafileleri de dün Habur sınır ka-
pısından giriş yaptı.
Dışişleri Bakanhğı kaynaklann-
dan edinilen bilgilere göre hac fa-
ciasında ölenlerden 35 Türk hacı-
sının kimlikleri daha belirlendi.
Bu hacılann adlan ve memleket-
leri şöyle:
Kaya Meomet Gül- Sıvas, El-
mas Çebi- Araklı / Trabzon, Ha-
san Aygün- Araklı/Trabzon, Ka-
dir Köse- Araklı/Trabzon, Ismail
Hakla Köseoğhı- Araklı/Trabzon,
Mahir Maral - Bursa, Hasene
Maral- Bursa, Vedia Özer- Sıvas,
tzzet Turgut- Sıvas, Saliha Kop-
maz - Sıvas, Şnkriye Mısırlıoglu-
Sıvas, Vasün YaJcın. Fikri Kar, Şa-
diye Yılmaz, Mehmet Erciş, Nev-
ber Yoldu, tlyas Davud Bükündü,
Fatma Kozan- Sıvas, Mehmet Ali
Alyüz, Esma Metin- Sıvas, Şük-
riye Tatay- Sıvas, Mevlüde Vesile-
Sıvas, Ahmet Yılmaz- Amasya,
Hasan Güngör-Amasya, Ahmet
Yddız- Adapazarı, Muzaffer Be-
kir, Şerife Demir-Ankara/Polatlı,
tlyas Deniz, Saadet Bıçakçıgil- Sı-
vas, Fatma Coşkun-Sıvas, Dondü
Eldemir- Sıvas, Cafer Altun- Sı-
vas, Esma Sançiçek- Sıvas, Fevzi
Kılıç-Adana / Dörtyol.
Türk hacılannın dönüşleri de
sürüyor. Dün havayolu ile Istan-
bul'a 652, Ankara'ya da 357 hacı
geldi. Karayolu ile Türkiye'ye dö-
nen ilk kafileler de Habur sınır
kapısından giriş yaptılar. 60 oto-
büs ile yaklaşık 2500 hacının Ha-
bur'dan Türkiye'ye girdiklen bil-
dirildi.
Istanbul Atatürk ve Ankara
Esenboğa havalimanlarında dün
büyuk izdiham yaşandı. Yakınla-
rını karşılamak üzere yüzlerce ki-
şinin toplandığı iki havalimanın-
da, sevinç ve gözyaşı vardı. Cum-
huriyet muhabirlerine hacdaki
olayla ilgili gözlernlerini anlatan
hacılar, Suudi Arabistan hüküme-
tinin yeterli önlem almamasının
faciaya yol açtığmı anlattılar. Fa-
ciada eşi Hatice Ayla Tatari'yi
kaybeden Necip Tauri, olaylan
anlatırken, "Hammın boyu ben-
den biraz kısa olunca, uzun boy-
lulann arasında kaldı ve bayıldı.
Yanm dakika içinde morardı. Bu
sırada hiç kimse bakmıyordu. Çok
başıboştuk. Bizim dısanda beş ku-
ruş degerirniz yok. Ama bakanı-
mızı 3 polis arabasıyla karşüıyor-
lar. Bu olayda kabahat, kasıt di-
ye bir şey yok, ama tedbirsizlik
var" dedi.
Suudi Arabistan'dan dönenler
arasında bulunan ANAP Genel
Başkan Yardımcısı Orhan Demir-
taş, AA'nın sorularım yanıtlarken
olaydan sonra büyük kanşıkhk
yaşandığmı ve haa adayı götüren
seyahat acenteleri ile ilgili geniş
araştırma yapılması gerektiğini
savundu.
Ardalı döndü
tstanbul Emniyet Müdürü
Hamdi Ardalı, hac farizasını ta-
mamlayarak dün uçakla yurda
döndü.
Suudi Arabistan Havayollan'-
na ait tarifeli bir uçakla Istanbul'a
dönen Hamdi Ardalı, Atatü
Havalimanı'nda gazetecilerin Çı
şitli sorulannı cevaplandırdı.
"Bazı bürokratlann RabıU ör-
eütünün davetlisi olarak Suudi
Arabistan'a gittikleri" yolunda
başında yer alan iddialar bulun-
duğu hatırlatılarak yöneltilen bir
soru üzerine Hamdi Ardalı, "Ha-
yır, ben doğrudan doğraya Suu-
di Arabistan İçişleri Bakam'nın
üst makamlara leklifiyle davet al-
dım. Esimle beraber davetli ola-
rak gittim. Diğerlerini bilmem"
dedi.