01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 TEMMUZ 1990** NATO Soğuk Savaşı Noktalarken... tBaştarafı 1. Sayfada) Bu konuda, Türkiye dahıl 16 NATO üyesi ülkenin devlet ya da hükümet başkanlarmın altına imza koydukları Londra Deklarasyo- nu'na bakılarak şu noktaların altı çiziiebilir: 1- Her şeyden önce NATO, artık Varşova Paktı'nı düşman olarak görmediğini ilan et- miştir. Sovyet Başkanı Gorbaçov'la öteki Varşova Pakthüyesı ülkelerin liderlerini Ku- zey Atlantik Konseyi toplantılarına konuşma- olarak davet eden NATO, daha da ilginç oir öneriyle ortaya çıkarak, Varşova Pakti ül- kelerinin kendi nezdinde irtibat buroları aç- maları ve buralarda büyükelçi düzeyınde temsil edilmeleri için çağrıda bulunmuştur. 2- NATO askeri stratejisinin temel daya- nağını oluşturan ileri savunma ve esnek mu- kabele kavramları büyük bir değişimin eşi- ğindedirler. İleri savunma, Türkiye ve Nor- veç gibi kanat ülkeleri açısından geçerliğini koruyabilecek, buna karşılık Orta Avrupa'- da bu kavramdan uzaklaşılacaktır. ' Daha az nükleer silaha dayanacağı var- sayımına göre de esnek mukabele yeni bir içerik kazanacaktır. Londra Deklarasyonu'ndaki deyişle "NA- TO, Avrupa 'daki devrim niteliğındeki değişik- liklerle uyumlu yeni güç planları hazırlayacak- tır." Buna göre, yeni NATO stratejisinde nük- leer güce başvurulması "en son çare" ola- rak öngörülecek. Bu arada Avrupa'daki NA- TO askeri nükleer gücü de azaltılacaktır. 3- Sovyet askerinin Doğu Avrupa'dan çe- kilmesı ve konvansiyonel güçleri azaltan an- laşmanın imzalanmasıyla, NATO da konvan- siyonel güç yapısında değişiklığe yönelecek- tır. Moskova, bırleşik Almanya'nın NATO üyeliğine ılişkin ıtirazından vazgeçerse, Al- man askeri gücünün sımrianması da günde- me gelebilecektir. 4- Kısa menzilli nükleer sılahların sayısı- nın azaltılmasıyla ılgili görüşmeler başladı- ğında, eğer Sovyetler de aynı yola giderse, ABD de, bazılan Türkiye'de konuşlandınlmış olan 1400 adet nükleer başlıklı topçu batar- yalarını Avrupa'dan çekecektir. 5- NATO, Arnavutluk dışındaki tüm Avru- pa ülkeleriyle ABD ve Kanada'nın da yer al- dığı Avrupa Güvenlik ve İşbirliğı Konferan- sı'nın (AGİK) daha da kurumlaşarak rolunü arttırmasından yana olduğunu da açıklamtş bulunuyor. NATO'nun tarihsel Londra Doruğu'yla ıl- giii olarak dikkat çekilmesi gereken başka noktalar da var. Bir kere, kimı gözlemcilere göre bir 'Amerikan-Alman yapımı" olan Londra Do- ruğu, son derece krrtik bir dönemıni yaşayan Mihail Gorbaçov'a büyük destek çızgileri ta- şıyor. NATO'nun benimsediğı tutumun, Ko- münist Partisi içindeki muhafazakâr muha- liflenne karşı Sovyet liderinin elini güçlendir- diğı söylenebılir. Ayrıca Moskova'nın, birle- şik Almanya'nın NATO uyeliğıne ilışkın itira- zından vazgeçmesı durumunda doğabılecek olumlu gelişmelerin ışaretleri de Londra'dan Gorbaçov'a verilmiştir denılebilır. NATO'nun Avrupa içın Moskova'ya öner- diği yeni güvenlik düzeni konusunda kendi içinde ılke olarak görüş ayrılığı bulunduğu söylenemez. Ancak Sovyetler'dekı gelişme- lerin belirsizliği ve Mihail Gorbaçov'un ge- leceğine dönük kaygılar, NATO içinde kaba- ca ikili kümeleşmeyı belirgınleştirmıştir. Bir tarafta Ingiltere Başbakanı Bayan Thatcher'ın başını çektiği temkınlı kanat, öte tarafta Almanya'nın başını çektığı daha ace- lecı ve radikal kanat vardır. Her ikı kanat da NATO'nun siyasal boyutunun onplana çıka- rak değışmesı gerektigıni savunmakla biıiik- te, örneğin Bayan Thatcher, ıttifakın güven- lik ayağının bugün içın öyle pek fazla boş- lanmamasını istiyor. Bu konuda Türkiye de aynı görüştedir. ABD, Norveç, Hollanda da genel çizgileriyle bu kanatta yer alıyorlar. Ötekı kanatta ise Almanya ıle bırlıkte İtalya ve Belçıka bulunuyor. Bu ikı farklı kumede- ki ülkelerin kendi aralarında da farklı bakış açıları, nüanslar yok değildir. Genel olarak bakıldığında. Avrupa'da ye- ni bir düzen kuruluyor, tarih yeniden yazılı- yor. Daha bir yıl öncesıne dek, NATO'nun Varşova Paktı ile "banş" ilan edeceğinı id- dia eden çıksaydı, ona herhalde zırdeli gö- züyle bakılırdı Ama bugun artık gerçek oldu bu. Avrupa'da banş açısından güzel bir dö- nemi yaşıyoruz. EVET/HAYIR OKTAY AKBAL (Baştarafı 2. Safyada) nunda istediği oldu, kurumlar bağımsızlıklannı yitirdi, bir çeşit aevlet daıresi ya da akademi haline sokukdu.' Üyeler yukarıdan atandı. Bu üyeler neredeyse 'temellı' bir nitelik kazandı. Ama sonuç ne? Hıç! Boşluk! . Devlet dairesi TDK, yedi yıldır elindekı geniş olanaklara, bol paraya karşın ışe yarar hıçbir yapıt ortaya çıkaramadı. Prof. Dr. Talât Tekin devlet dairesi TDK'dan ayrılma mektubun- da diyor kı: "1989'dan ıtıbaren de bu kadro kurumun bütün ıdari ve bilim- sel organlarını ele geçirmiş bulunmaktadır. Kırk kişılık Bilim Ku- rulu'nun çoğunluğunu oluşturan bu kadro işten çok laf üretmekte, bilimden çok siyaset ve seyahatle 'ıştigal' etmektedir." 1983'ten öncekı TDK'yı anımsıyorum. Atatürk'ün parasının gözümüz gibı korunduğu o güzel günleri TDK genel yazman- ları, saymanları en gerekli giderleri bite elden geldiğince kısar- lardı. TDK Yönetım Kurulu üyelerıne veriten yolluklar bu kişile- rin Ankara'dakı otei parasını bile güç karşılardı Üyeler heie uçağa binmişlerse bunu ceplerinden öderlerdı. Aman Atatürk'ün pa- rasını bol keseden harcıyorlar demesinler' diye düşünürdü eskı TDK yöneticıleri... Bu kurumda görev yapmak, yönetıminde bu- lunmak bir özveri işiydi, bir seyahatlere çıkma, siyaset yapma. çıkar sağlama yolu değildi! Yedı yıldan bu yana tepeden atanan üyeler koltuklarından ayrılmadılar. Kurumun ünlü dergisi Türk Dili' ıse niteliksız, kışıliksiz, düzeysiz bir duruma düştü. Ne oku- yan var ne de yazan 1 Bakıyoruz, ne kadar yeteneksiz kişi varsa bu dergi sayfalarında onları buluvoruz. Üstelik dergıyi düzenli bkpimde bıle yayımlayamıyorlar. Üç beş sayı birden piyasaya sü- rülüyor. Kitap yayınlan, bilimsel çalışmalar ıse hiç mi hiç yok! 12 Eylülcülerin Atatürk diye diye başardıkları bir durum! Prof. Dr. Talât Tekin yedi yıl bu yozlaşmış kurumda nasıl dura- niş, şaşmak gerek! Gerçek bir dil bilginı ıçin katlanılmaz bir jm! Talât Tekin'le anlaştığımız, anlaşmadığımız noktalar ola- bilir, ama böyle bır dıl bılgininın Türk-İslam sentezctlerı, daha doğ- rusu hiçbır yararlı iş yapmadan gerıcilık politikası yapanlar ve yolculuklara çıkmakla 'iştıgal' edenlerle tam yedi yıl bırlıkte ol- masını anlamak güç!.. "Yeni Dil Kurumu'nca altı yılı aşkın süre içinde ağır eleştirile- re neden olan imla kılavuzları ile Türkçe Sözlük ve birkaç birey- sel çalışma ürünü kitap dışında cıddi herhangi bir eser ortaya konulmamıştır. Atatürk'ün kurduğu parti CHP, Dil ve Tarih kurumları kapatıl- mış, 82 Anayasası ile demokratik hak ve özgürlükler ortadan kal- dırılmış, grev yapmak, dernek kurmak, sendikalarda özgürlük içinde çalışmak olanakları yok edilmiş bir toplumda yaşadığı- mızı biliyoruz. Ama parlamentodaki muhalefet partilerı işin özü- ne, sorunlann temeline inmekten nedense kaçınıyorlar. 82 Ana- yasası varken, bu anayasaya bağlı 12 Eylül yasaları yürürlüktey- ken demokrasiden söz etmek epeyce gülünç olmuyor mu? Prof. Dr. Talât Tekin yedi yıl sonra gerçekleri görmüştür. Te- kin'in örneğinı başkalarının görüp izlemesini bekleyelim. ,Değirmenin Şakşakısı • (Baştarafı 2. Sayfada) tan özenle, onemle kaçınmaya ça- lışıyorlar: Taşıtlarda yasak, kamu- sal yerlerde yasak, büyük işyerle- rinde yasak. Söz gelimi ABD'de, devletten devlete farklı ölçüde ce- zalar veriliyor. Özetle sigara dış- lanan, kötü bir şey. Bilim adamı apaçık "Biz gelişraemiş ülkelere sigara değil, gerçekte ölüm satıyoruz" diyebiliyor... Sokağa atılan ızmariti içmek gibi bir şey. Birinden birinin kendisine yapa- madığı, kötü-zararlı diye dışladı- ğı işi başkalanna uygulamaya kal- kışması bir sağtöre sorunudur. Bunun aracılığını yapmak, bunu savunmak da bir sağtore sorunu- dur. Sigara, salt içene zarar vermekle kalmıyor. öyle olsa tartışma bir insanın kendi kendini zehirleme hakkı ile sırurlı kalırdı. Ama şu da kanıtlandı: Edilgin sigara içme di- ye bir şey var, yani başkasının ıç- tiği sigaradan dumanaltı olmak. Gebelerle çocuklann bundan çok --*ar gördükleri de soyleniyor. Bir ye, istemi dışında zarar ver- mek, onu zehirlemek de bir sağ- töre işidir. Araştırmalar yapılmış, bugün sigara reklamları özellikle on iki- on sekiz yaş bölüğunü hedef alı- yormuş. Amaç, onları sigaraya aüştırmak, bağımlı yapmakmış. Bunu anlamak, en azından sezin- lemek için uzun boylu reklam uz- manı olmak da gerekmez... Kov- boyluk, delikanlıhk, serüven yük- lü dış geziler, yanı başında fıstık, kafayı çekıp çalım satmalar... İş- te o yaşlarda bunlara can mı da- yanır? Ureticisi, aracısı, bunların borazanı ile on iki yaşında genç- leri sigaraya ahştırmaya kalkışmak da bir sağtöre işidir. Kuyruklu yalan! Yabancı sigarayı alıyor bundan sağlanan para ile halka yuva ya- pıyormuşuz... Kaçakçılık da ön- lenmiş, devletin kesesine bu yol- dan bilmem kaç milyon dolar gi- riyormuş. Yalruz yanlış değil, hem de kuyruklu kulaklı yalan!.. Sağ- lık satılıp ev mi yapılır? On iki ya- şında çocuğun eline şunun bunun sokağa attığı izmarit tutuşturula- rak gelir mi sağlanır? Bu yâlanlara bile bile katılmak da bir sağtöre işidir. Çevremizde arkadaşlanmız, ço- cuklanmız, komşulanmız, en ya- kınlanmız, yani yurttaşlanmız fo- sur fosur yabancı sigara tüttürü- yorlar... Obür gelişmekte olan ul- keler gibi üzerlerine binbir yaldız çekilerek onlara para ıle zehır sa- tılıyor. Bunu böylece görup sus- mak da bır sağtöre işi mi, değil mi? Kolalı gazoz boykotu da paha- lı et boykotu da ıska geçti. Yaban- cı sigara boykotu peki? Bunu gö- ğüsleyecek güç, dayanıklılık, anlama-kavrama yeteneği, orgut- lenme alışkanlığı var mı bizde? lyice bilemiyorum, kökten "umut- suz kalmak" da hiç içimden gel- miyor. (*) Degirmen sek gıtmiş, cakcakısını (şakşakısını) arıyor. - tş temelinden bo- zuk, o avrınıılardan bır şeyın peşınde GAZİANTEP AĞZI - Cılt II Sayfa 76 1945 ÖMER ASIM AKSOY Bayramm (Baftarajı 1. Sayfada) 161 kişi öldu, 223 kişi de yaralan- dı. Dün Uşak - Banaz karayolunun 26. kilometresinde Taylan Olgun yönetimındeki taksi ile tatilden dönen Adnan Çalışır yönetımin- dekı ozel otomobıl çarpıştı. Kaza- da ağır yaralanan Taylan Olgun kaldırıldıgı Uşak SSK Hastanesi^ nde öldu. Takside bulunan yolcu- lardan 7 kişi yaralandı. Muğla - Marmaris karayolun- da, Marmaris'e akaryakıt göturen Mehrajft Ali Karadag yönetimin- deki tanker, Gokova Körfezi Gök- çe Köyu girişınde anıden yola çı- kan yayaya çarptı. Kimliğı henüz belirlenemeyen 40 yaşlarındaki er- kek, olay yerinde öldu. Tanket sfl- rücüsu gözaltına alındı. Sarıgöl-Buldan karayolunun Dadağlı köyu yol kavşağında pla- kasız motorsikletın aşın hız yü- zunden takla atması sonucu, sü- rucü Ragıp Bayar (40) olay yerin- de öldu. Havza'da meydana gelen trafik kazasında ise 2 kişi öldü, 3 kişi ağır yaralandı. Muammer Yurttaş (42) yönetimindeki özel otomobil ile yolcu otobüsu Havza- Yeniçeltek kavşağında çarpıştı. Kazada, otomobil sürucusu Mu- ammer Yurttaş (42) ile Ayşe Yuri- taş (17) olay yerinde öldu. Kayseri'de, dun akşam meyda- na gelen trafik kazasında ise bir kişi öldü. Mustafa Ateş yöneti- mindeki otomobil, Gültepe Par- kı önunde Osraan Alpaslan isim- li bisikletlı gence çarptı. Osman Alpaslan, kaldınldığı Tıp Fakül- tesı Hastanesı'nde öldu. Kayseri'de dün meydana gelen iki ayn trafik kazasında da 5'i ağır 15 kişi yaralandı. Alınan bilgilere gore, Kayseri'den Ankara istika- metine gelen Ali Özge yönetimin- deki otomobil, önünde seyreden yolcu otobusüne çarptıktan son- ra şarampole yuvarlandı. Sivas'tan Ankara'ya gelen Salib Nalcakan yönetimindeki otomo- bil ile karşı yönden gelen Musta- fa Koçak'ın kullandığı otomobil, Kayseri Sarımsaklı Barajı yakın- lannda çarpıştılar. Kazada 7 kişi yaralandı. Boğaziçi Koprusü'nün Uzunça- yır mevkiinde bir yolcu otobusü- nün devrilmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında ise 7 kişi yaralandı. Ziya Halis yönetimin- de Istanbul'dan Bursa'ya giden otobüs, çevreyolunun Altunızade ile Goztepe arasındaki Kısıklı Uzunçayır mevkiinde, yağış nede- niyle otoyolun korkuluklarına çarparak devrildi. Ote yandan Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) Milletvekilı tl- hami Binıcı trafik kazası geçirdi. Binici'nin ayakta tedavı edıldiği bıldirıldi. Ilhamı Binıcı ve arka- daşlarının bulunduğu ozel otomo- bil Antalya'ya giımekte iken Tü- neltepe yakınlannda karşı yönden gelen kamyonla çarpıştı. Kaza can kaybı olmadan atlatılırken yara- lanan Milletvekili Binıcı ve arka- daşları Antalya Devlet Hastanesi1 nde ayakta tedavi oldular. tlhami Binici'nin durumunun ıyi olduğu bildirıldi. Dun akşam saatlerinde meyda- na gelen trafik kazalarında da 5 kişi yaşamını yitirdi Karamanya- kınlarmdaki kazada Yavuz Bcrber ve Ramazan Algun, Urfa- Gazıantep karayolundakı kazada da Osman Turcanlıoğlu öldu. Sinop-Gerze karayolunda da dün- ku kazada Bahüyar Gıilyuz yaşa- mını yitirdi. Aliağa-lzmır karayo- lunda ise trafik kazası Recep Gü- miiş'un olümune neden oldu. Dun ayrıca ikisı sulama kana- lında, biri denizde, bıri gölette ol- mak uzere dört kişi de boğularak öldu. • I TATIL KREDSlAL Tatil sizin de hakkınız. Ister ailenizle, ister dostlannızla, ister yalnız... Nereye gitmek istiyorsanız seçin, özlediğiniz tatili yapın. Emlak Bankası'ndan 15 milyona kadar Tatil Kredisi alın, toplu paranın avantajıyla, bütçenizi sarsmadan, en iyi tatili yapın. Aylık % 5.25 faizle, 12 ayda ödeyin. Emlak Bankası Tatil Kredisi ile " H a y d i t a t i l e ! " EMLAK BANKAS
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle