Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 TEMMUZ 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3
Cuellar ile
Arafat görügtü
• CENEVRE (AA) —
Filistin Devlet Başkanı
Yaser Arafat, BM Genel
Sekreteri Perez de Cuellar
ile Cenevre'de görüştü.
Arafat, yaklaşık 1.5 saat
süren görüşmeden sonra
yaptığı açıklamada, işgal
topraklarındaki ve
tadoğu'daki durumu ele
ludıklannı söyledi. Mısır
Devlet Başkanı Hüsnü
Mübarek ile görüştükten
sonra Cenevre'ye geldiğini
hatırlatan Arafat, Cuellar
ile görüşmesinde tsrail
güvenlik güçlerinin işlediği
cinayetlere karşı Filistin
halkının korunması
konusunda fikirlerini
açıkladığını belirtti.
Moşkova'dan
FKÖ'ye çafen
• ŞARCA (AA) —
Sovyetler Birliği'nin,
FKÖ'den, Israil'e karsı
gerilla saldınlanna son
vennesini istediği bildirildi.
BAE'de yayımlanan El
Haliç gazetesi, kimliğini
açıklamadığı bir Arap
diplomata dayanarak dün
verdiği haberde, Moskova
tarafından örgüte yollanan
mesajda, "mevcut gerilimi
artüncı gerilla
operasyonlarının
durdurulmasının ve
FKÖ'nfln daha akılcı bir
tavır aimasının" istendiğini
kaydetti.
Baker'dan
Levy'ye davet
• HOUSTON (AA) —
ABD Dışişleri Bakanı
nes Baker, tsrailli
> slektaşı David Levy'ye,
çıkmaza giren Ortadoğu
banş girişimleri konusunda
aralarındaki görüş
ayrılıklarını ele almak
üzere, ay sonunda Paris'te
bir araya gelmeyi önerdiğini
söyledi. Baker, Houston'da
CNN'e verdiği demeçte,
"Israil Dışişleri Bakanı'na
yazarak, barış sürecini
canlandırmaya çalışmamız
gerektiğini beürttim.
Kendisini, 18 ya da 19
temmuzda Paris'te bir araya
gelmeye davet ettiın" dedi.
Cheney yann
Türkiyelde
• ANKARA (ANKA) —
ABD Savunma Bakanı
Richard Cheney, NATO'nun
kanat ülkesine yaptığı
^._ı çerçevesinde yann
Türkiye'ye gelecek. tki
gûnlük âyaretin NATO
zirvesinden hemen sonra
gerçekleşmesi nedeniyle özel
bir önem taşıyacağı
belirtiliyor.
Kosova'da grev
• PRlŞTİNE (AA) —
Yugoslavya'nın Sırbistan
Cumhuriyeti'ne bağlı özerk
bölgesi Kosova'daki gerilim
giderek tırmanıyor.
Kosova'da çoğunluğu
oluşturan Arnavutların
önde gelen muhalif
gruplannın oluşturduğu
Demokratik Forum'un dün
grev çağnsında bulunması,
Sırp yetkililerin sert
tepkilerine yol açtı.
Teröristlerle
igbirligi'
• DOĞU BERLtN (AA)
— Demokratik Almanya
Içişleri Bakanı Peter-
Mechael Diestel, eski
komünist yönetimin Batılı
ülkeleri istikrarsızlığa
itmeye yardımcı olacak
bütün terörist gruplarla
işbirliği yaptığını söyledi.
Diestel, FÂlmanya'da ,
yayımlanan Die Welt
gazetesine verdiği demeçte,
geçen baharda yönetimden
uzaklaştırılana kadar
komünist liderlerin "bilinen
bütün terörist gruplarla"
pazarlık yapmaya istekli
olduklannı belirtti.
IsraiFden hava
saldınsı
SAYDA (AA) —tsraU
uçaklannın dün Güney
Lübnan'daki Sayda kentinin
doğusunda Iran yanlısı
Hizbullah örgütünün
mevzilerini bombalaması
sonucu en az 2 kişinin
öldüğü, 3 kişinin de
yaralandığı bildirildi.
Hizbullah örgütü
tarafından Beyrut'ta yapılan
açıklamada ise iki kişinin
öldüğü ve çok sayıda
kişinin yaralandığı
kaydedildi.
Başkent Nairobi'de binlerce kişi demokrasi için gösteriyaptı
Ozgürlük rüzgârı Kenyada
Tek parti yönetimine
son verilerek çok
partili sisteme
geçilmesi için gösteri
yapan yaklaşık 5 bin
kişiye polis ateş açtı.
Çatışmada yüzlerce
kişinin yaralandığı
bildiriliyor.
Eh$ Habertef ServisT— Doğu
Afrika ülkelerinden Kenya'da,
önceki gün binlerce kişi, tek par-
tili yönetime son verilerek çok
partili düzene geçilmesi için gös-
teri yaptı. Polisin göstericilere ateş
açarak müdahale etmesinin üze-
rine çıkan çatışmada yüzlerce ki-
şinin yaralandığı bildiriliyor.
Afrika kıtasının en istikrarh ül-
kelerinden biri olarak kabul edi-
len Kenya, önceki gün başkent
Nairobi'de yapılan yönetim kar-
şıtı gösteriyle karıştı. Nairobi'de
yaklaşık 5.000 kişi, tek partili yö-
netime son verilerek çok partili
düzene geçilmesi için gösteri dü-
zenledi. Kent merkezinde yapılan
yürüyüş, kısa zamanda büyüyerek
güvenlik güçleriyie çatışmaya do-
nüştü. Ajansların haberlerine gö-
re kent merkezinde toplanan bin-
lercejgösterici, tek partili yönetim
aleyhinde sloganlar atarak yürü-
meye başladılar. AP'nin haberi-
ne göre tek partili yönetim karşı-
tı iki eski bakanın tutuklanması-
nı protesto eden kalabahk, "Çok
partili yÖDetim istiyoruz" ve
"Matiba'yı serbest bırakın" şek-
linde sloganlar attılar.
Tek partili yönetim karşıtı iki
eski bakan, Kennelta Matiba ve
Charies Rubia, geçen hafta Nai-
robi'de düzenlenen mitingde, çok
partili düzenden yana olduklan-
nı açıklayarak hükümeti, halkın
sesine kulak vermeye çağırmışlar-
dı. Hükümet ise bu mitingin ya-
sadışı olduğunu öne sürerek iki
eski bakanın da içinde bulundu-
ğu 11 muhalifı kamu güvenliği ya-
KIMLİK KARTI /
NAİROBİ'DE PANİK — Polisin, yönetim karşıtı göstericilere silah ve gözyaşartıcı bombayla karşüık
vermesinin üzerine, çok sayıda gösterici yaralandı. Çatışrnalann, kent halkında böyük bir panige neden
oldugu bildiriliyor. Çatışmaların büyümesinden endise eden çok sayıda Nairobili, kenti terk etmenin
yollannı anyor. (Fotograf: Reuter)
sası uyarınca tutuklamıştı. Söz
konusu yasa üeiki bakanın tutuk-
luluk hallerinin mahkeme önüne
çıkanlmadan belirsiz bir süre de-
vam edebileceği bildiriliyor. Yö-
netim karşıtı grupların, Matiba ve
Rubia'nın tutuklanmasım protes-
to gösterisi düzenleyeceklerini aç-
kıiamalanna karşılık Devlet Baş-
kanı Daniel Arap Moi, bu göste-
rinin düzenlenmesi durumunda
güvenlik güçlerinin göstericilere
karşı güç kullanacağmı söylemiş-
ti.
Devlet Başkanı Daniel Moi'nin
yasadışı ilan ederek, güvenlik güç-
İerini seferber ettiği önceki gün-
kü protesto gösterisi sırasında,
göstericilerin polise taşlarla saldır-
dığı, polisin ise gözyaşartıcı bom-
ba kullanarak ve havaya ateş aça-
rak gösteriyi dağıtmaya çalıştığı
bildiriliyor. Ancak Reuter ajansı-
nın haberine göre gösteri sırasın-
da polisin pek çok kişiyi dövdü-
ğü de görüldü. Gazeteciler ve gör-
gü tanıklan, olaylar sırasında
yüzlerce kişinin yaralandığını bil-
diriyorlar, ancak yaralı sayısı
hakkmda kesin bir bilgi elde edi-
lemedi. Çatışmalarin, halkta bü-
yük paniğe neden olduğu ve pek-
çok kişinin kenti terk etmeye ça-
lıştığı bildiriliyor.
1963 yüında bağımsızlığına ka-
vuşarak çok partili yönetime ge-
çen Kenya'da, 1969 yılından beri
tek parti yönetimi hüküm sürü-
yor. 1982 yılında yapılan bir ana-
yasa değişikliğiyle tek partili yö-
netim meşrulaşdnlmış, muhalefet
Nüfusn: 23.727.000 (1989)
Yüzölçümü: 582 bin 646 km2
YÖDetim biçimi: Cumhuriyet
Başkenti: Nairobi
Resmi dil: Swahili (Resmi),
Ingilizce
Etnik bileşim: Kikuyu * 2 1 ,
Luo ty>13, Luhya %14,
Kelenjin % 11, Kamba 1* 11,
diğerleri Arap ve Beyaz
Din: Protestan «%38, Katolik
Vo26, Müslüman %6
Ekonomi: Turizm, petrol
ürünleri, tanm '
GSMH: 6.7 milyar dolar (1986)
Kişi başına ulusal geiir: 322
dolar (1986)
partilerinin kurulması resmen ya-
saklanmıştı. Ancak Doğu Avru-
pa'daki değişmelerin de etkisiyle
bu yılın ocak ayında tek partili
yönetime karşı tepkiler gelmeye
başlamış, örgütlenmeye başlayan
yasadışı muhalif gruplar, çok par-
tili rejime geçilmesi için hükümete
baskı yapmaya başlamışlardı.
Moi yönetimi ise, çok partili re-
jimin, ülkede kabile çatışmaları-
na yol açacağı gerekçesiyle bu
Öneriye yanaşmıyor.
ABD-Yunanistansavunma anlaşması imzalandı
Washington'dan Atina'ya güvence
Atina'da dün imzalanan anlaşmada ilk kez
silahlı bir saldırı ya da tehdit karşısında
Yunanistan'ın toprak bütünlüğünün
korunması öngörülüyor. Anlaşmada 7/10
oranı korunuyor.
ATİNA (AA) — Yunanistan ile
ABD arasında mayıs ayı sonunda
parafe edilen sekiz yıllık Savunma
İşbirliği Anlaşması, Atina'da im-
zalandı.
tmza töreninden önce bir basın
toplantısı düzenleyen Yunanistan
Dışişleri Bakanı Andonis Sama-
ras, yeni anlaşmanın Yunanistan'-
ın ulusal çıkarlannı ve egemenlik
haklarını pekiştirdiğini ve savun-
ma gücünü arttırdığını söyledi.
Samaras, anlaşmamn önsözün-
de iki ülke arasında savunma ala-
nında izlenecek politikamn temel
prensiplerine yer verildiğini belir-
terek anlaşmamn ilk defa silahlı
bir saldırı ya da tehdit karşısında
Yunanistan'ın toprak bütünlüğü-
nün korunmasmı öngördüğünü
ifade etti.
Bakan, anlaşma uyarınca
ABD'nin Yunanistan'a yönelik si-
lahlı saldın ya da tehdide aktif bir
şekilde karşı koyacağım ve bu tip
olasüıkların engellenmesi için ge-
rekli çabayı göstereceğini ifade et-
ti. Dışişleri Bakanı, Yunanistan'ın
güvenlik ve egemenlik haklarının
da korunmasmı öngören anlaş-
mamn önemli bir noktasının da
ülkedeki Amerikan üslerindeki
teçhizatın anlaşma uygulanmaya
konmadan önce Yunanlı yetkililer
tarafından saptanmasına irnkân
tanıması ve Yunanistan'ın izninin
öngörülmesi olduğunu kaydetti.
Samaras, 1983 yılında PASOK
iktidan döneminde imzalanan an-
laşmada böyle bir şart olmadığı-
nı belirterek, "Anlaşmamn özii
Yunan egemenlik haklannın U-
nınmasıdır" dedi.
Yunanistan ve ABD arasında
imzalanan yeni Savunma İşbirli-
ği Anlaşması, NVashington'un
Türkiye ve Yunanistan'a yaptığı
askeri yardımlarda 7/10 orammn
korunmasmı öngörüyor.
Anlaşmamn dokuzuncu mad-
desinde, Yunanistan'ın bulunduğu
bölgedeki savunma rolü de göz
önünde tiıtularak ABD'nin Yunan
silahlı kuvvetlerinin modernizas-
yonuna katkıda bulunacağı belir-
tiliyor.
Anlaşma metnine ek olarak ve-
rilen güvenlik yardırnı mektubun-
da ise ABD'nin, Yunanistan'a
ekim 1990'dan başlayıp 12 ayı
kapsayan dönem içinde 345 mil-
yon dolar geri ödenmeyecek askeri
yardım yapması şarta bağlanıyor.
Söz konusu mektup aynca Yu-
nanistan'a 28 adet F4-E, 6 adet
P-3A, 28 adet A-7 tipi uçak ve 4
adet Chaıies Adams sınıfı füze ve-
rilmesini öngörüyor.
Mektupta, Viyana'da sürdürü-
len Avrupa'daki konvansiyonel si-
lahlar ile ilgili müzakerelerin bi->
timinden sonra sağlanacak anlaş-
ma uyarınca, ABD'nin kuilanıin-
dan çekeceği askeri teçhizattan
Yunanistan'ın da yararlanması
şarta bağlanıyor.
İki ülke arasında imzalanan sa-
vunma anlaşmasında, tarafların
anlaşmayı ortak savunma çıkarla-
n, milli çıkarları ve egemenlik
haklan göz önünde bulundurula-
rak hazırladıklan belirtilerek ge-
rek Yunanistan gerekse ABD'nin
hiçbir üçüncü ülke ile ilişkilerinin
zeddenmesinin hedeflenmediği de
kaydedildi.
NATO zirvesinin sonuçları,D.Almanyai
da olumlu karşılanmadı
'Birleşme süreci ?»>ra girdi
9
Liberya
DİLEK ZAPTÇIOĞLU
DOClJ BERLİN — Londra
NATO zirvesinin sonuçlan De-
mokratik Almanya'da olumlu kar-
şılanmadı. D. AÜnanya Başbaka-
nı Lothar de Maiziere'e göre "iki
askeri ittifakın bundan sonra bir-
birine düşman göziiyle
bakmama" karan "önemli" ve
"yeni bir ifade" oluştururken "so-
nuç yine de beklentileri karşılamı-
yor." F. Alman televizyonu ikinci
kanalı ZDF'ye bir demeç veren de
Maiziere, "Efer NATO esnek mu-
kabele ve nükleer sUahJan ilk kul-
lanma bakkındao vazgeçseydi Al-
manya'nın biıieşme süreci daha
rahat ilerle>ecekti" şeklinde ko-
nuştu. Başbakan, "Bundan son-
ra 2 + 4 olarak adlandınlan ulos-
lararası birieşnıe muzakerelerinde
Demokratik Almanya'nın tutumu-
nn yeniden gözden geçireceğini"
söyledi.
NATO zirvesinde alman karar-
lar D. Berlin'de Dışişleri Bakanı
Markns Meckel tarafından çok
daha ağır bir dille deştirildi. Sos-
DE MAİZİERE — Zirve sonuçlan için kötnmser
yal Demokrat Partili Meckel, NA-
TO ve Varşova Paktı'na üye ülke-
ler arasında daha iyi ilişkiler ku-
rulması yolundaki ilke karannı
olumlu karşıhyor. Ancak NATO1
nun "esnek mukabeie" adı verilen
stratejisini tamamen ortadan kal-
dırmayıp sadece değiştirme vaadi-
m "yanlış" buluyor. Dışişleri Ba-
kanı "NATO'nun bâlâ atom silah-
lanndan vazgeçmeyişini ve bunla-
rın modernizasyonu olasılıgını
açık bırakmasını" eleştirdi. Mec-
kel, "Hava üslerine bağb yeni nük-
leer silahlann geliştirilme tehlikcsi
ortadan kalkmadıkça sonuçlan
olumlu değerlendiremeyiz" dedi.
Meckel'e gore "NATO, konvansi-
yonel ve nükleer silahlardan olu-
şan saldın potansiyeliyle hâlâ Av-
rupa ve diinya banşı için bir
tehdit" oluşturuyor.
F. Alman Sosyal Demokrat
Parti silahsızlanma uzmaru Hen-
ning Scheer de partisinin zirvede
"büyük eksiklikler" gördüğunü
açıkladı. önceki gün Bonn'da bir
basın toplantısı düzenleyen Sche-
er, "NATO'nun zaten çoktandır
beklenen dogal yenilikler üzerin-
de durduğuna ve Varşova Paktı-
na yeni bir öneri getirmediğini"
söyledi. "İttifakın eski yapüardan
vazgeçmekte çok zorlandığını" be-
lirten Scheer, "NATO, nükleer
caydıncılık tasansını değişik bi-
çimde sürdünne niyetindedir. Öte
yandan Avrupa'da gerçek bir si-
lahsızlanma girişimi Fransa ve İn-
giltcre'nin tutumundan ötunı sek-
teye uğramaya mahkûmdur*' dedi.
Alman basını ve televizyonu,
Moskova'daki SBKP 28. Kongre-
si'nde reform karşıtı Ligaçev ile
Sovyet Dışişleri Bakanı Şevard-
nadze arasında "Alman birüği"ni
konu alan tartışmaya büyük yer
ayırdı.
MK Sekreteri Ligaçev'in
"Bu, birieşme değil en iyimser de-
yişle ilhaktır ve Federal Almanya
Demokratik Almanya'yı
yutmaktadır" şeklindeki sözleri
büyük ilgi uyandırdı.
Doe, ateşkes
ilan etti
MONROVIA (AA) — Liberya
Devlet Başkanı Samuel Doe, baş-
kent Monrovia'ya kadar giren asi-
lerle çarpışmalarda ateşkes ilan
etti.
Devlet başkanlığından ve rad-
yodan yapılan duyurularda ateş-
kes konusunda anlaşma sağlandı-
ğı belirtilirken Doe*nun eski yar-
dımcılarından Charies Taylor'un
lideri olduğu asilerden henüz ateş-
kes ilanı ile ilgili bir tepki gelmedi.
Liberya'ya komşu Fildişi Sahil-
leri'nin başkenti Abidjan'daki dip-
lomatlar ise Doe'nun devrilmesi-
nin kaçınılmaz olduğunu belirte-
rek büyük bir kaos yaşanan baş-
kent Monrovia'da hükümet birlik-
lerinin hareket eden her şeye
amaçsızca ateş açtıklannı kay-
dettiler.
1980'de askeri bir darbeyle ik-
tidara gelen Doe'nun sahildeki
ikâmetgâhında yüzlerce asker ve
İsrail tarafından eğitilen muhafız-
Iarının koruması altında sıkışıp
kaldığı, asi güçlerin ise Monrovi-
a'nm merkezine doğru yaklaştık-
lan bildirildi.
Nükleer silahlanma durmuyorSon NATO zirvesinde alınan kararlara karşın
İngiltere ve Fransa nükleer caydırıcı
güçlerinden taviz vermeye yanaşmıyor.
ingiltere "Trident" balistik füzelerini
arttırmayı hedefliyor. Fransa nükleer
denizaltıların peşinde.
EPİP EMÎL ÖYMEN
LONDRA — NATO'nun "so-
|ak s*vaş"ı sona erdirmeyi karar-
laştırmasına, Doğu Avrupa ülke-
lerinin "lasnnlık'tan, "işbiriiği
yapılacak iilkcter" düzeyine çıkar-
tılmasına ve nükleer savunma
stratejisinin değiştirilmesine karar
verilmesine rağmen İngiltere ve
Fransa'nın, bağımsız nükleer cay-
dn-ıcı güçlerini arttırmayı sürdü-
recekleri bildiriliyor. Öte yandan
İngiltere Genel kurmay Başkanı
Sir David Craig ve 5 kuvvet ko-
mutanının, gelecek hafta Başba-
kan Margarel Thaicber ile görü-
şerek savunma bütçesinde NATO
bildirgesi doğrultusunda yapılma-
sı öngörülen kesintiye karşı çıka-
cakları bildiriliyor. Hükümetin,
1991'de yapılması beklenen erken
seçim öncesinde bir yanda bütçe-
de kısıntı yaparak tasarrufa yönel-
mesi öte yanda görevden çıkartı-
lacak askeri ve sivil personelin ya-
ratacağı işsizliğe çare bulması ge-
rekmekte.
Konvansiyonel kuvvetlerde in-
dirime gidilmesi tartışmalarına
karşın son NATO bildirgesinin ln-
giltere'nin nükleer silahlanma
programını etkilemeyeceği, birçok
Ingiliz savunma uzmanı tarafın-
dan dile getirildi. Halen tngiliz-
Amerikan ortaklığı ile denizaltı-
larda konuşlandınlacak 'Trident"
balistik fuze sistemi geliştiriliyor.
"Tridenf'lar, tngiliz denizaltıla-
rında konuşlandınlan "Polarisn
le-
rin yerini alacak. "Polaris"ler ha-
len 64 hedefe yonelikken progra-
mın tamamlanması durumunda
vurulacak hedef sayısı 500"e yük-
selecek. "Polaris" füzesi 2 ya da
3 savaş başlığı taşıyor ve bunlar
hedefe bağımsız olarak ayrı ayrı
atılamıyor. "Trident" ise hedefe
birbirinden bağımsız olarak ayar-
lanabilen 8 nükleer başlık taşıya-
cak.
Ingiltere kadar Fransa'nın da
nükleer silah geliştirme progra-
mında duraklama yapmayacağı
anlaşılıyor. 1985 yılına kadar
Fransa'nın stratejik gücü de her
biri tek bir savaş başlığı taşıyan
M-20 tipi füze ile donanmış 5 de-
nizaltıdan ibaretti. Bunlara ek ola-
rak karada konuşlandınlan S-3 ti-
pi 18 füzesi ve stratejik nitelikli 34
adet Mirage uçagı vardı. Şimdi bu
bombardıman uçaklannın za-
manla görevden alınacağı, ancak
S-3 fuzelerinin yenileştirileceği an-
laşılıyor. Bunların yerine S-4 tipi
100 adet seyyar füze konacak. De-
nizaltılarda da yenileşme sürüyor.
Önümuzdeki birkaç yıl içinde fı-
loya, nükleer füze atabilen 6 yeni
denizaltı katılacak.
Denizde konuşlandınlan bu sis-
temlerin yanı sıra iki ülke de uçak-
lardan atılabilecek orta menzilli
iki ayn tür füze üzerinde çalışıyor.
İngiltere ile ABD, TASM üzerin-
de dururken Fransa, Mirage 2000
uçaklarına yerleştirilmek üzere
ASMP füzelerini geliştirdi. Ayrı-
ca "Hades" (Cehennem) adlı bir
başka savaş alanı füzesi üzerinde
de çalışılmakta. Bunun da 1992'ye
kadar göreve sokulması bekleni-
yor. Bu arada ASMP'nin 1.000-
1.500 kilometre menzile sahip
"daha uzun menzilli" tipi üzerin-
de Amerikan teknik desteği ile ça-
IışıldıSı da büiniyor.
START olarak bilinen ve
1985'ten bu yana Cenevre'de ABD
ile Sovyetler Bırliği arasında süren
stratejik silahlann sırurlandınlma-
sı görüşmelerinin, START-2 ola-
rak bilinen ikinci aşamasında tn-
giliz ve Fransız nükleer güçlerinin
de pazarlık konusu yapılıp yapıl-
mayacağı henüz meçhul. Orta
Menzilli Nükleer Füzelerin 'fesak-
lanması Anlaşması'na (INF) ko-
nu edilmeyen tngiliz ve Fransu fü-
zelerinin, başlama tarihi 'henüz
belli olmayan START-2 toplantı-
sında ABD ile Sovyetler arasında
ne tür tartışmalara yol açacağı da
henüz kestirilemiyor. Son gelişme-
leri tieğerlendiren bir savunma uz-
manı, "Savunma biitçeleri kısıl-
dıkca İDgiltere ve Fransa'nın, kon-
vansiyonel kuvvetler yerine daha
ucuza gelecek nükleer gücü tercih
etmesi beklenir. ama bu da nük-
leer silahlann denetimine yelerin-
ce dikkat etmelerini engelleyecek-
tir" dedi.
POUTIKADA
SORUNLAR
ERGUWBALQ
HoustonZirvesi BaşlarkenLondra'da geçen hafta yapılan tarihi NATO zirvesinden sonra
bugün de ABD'de Houston'da çok önemli bir toplantı baslıyor.
Yedi sanayiteşmiş ülkenin Houston zirvesinde temel tartışma ko-
nusunu, Sovyetler Birliği'ne yardım sorunu oluşturacak.
Mihail Gorbaçov'un başarıya ulaşmasını tüm Batılı liderler is-
tryor, ancak Sovyet liderine yardım konusunda aralarında önemli
görüş ayrılıkları var. Federal Almanya, yardım için en hevesli otan
ülke. İki Almanya'nın birleşmesini bir an önce gerçekleştirmek
isteyen ve Mihail Gorbaçov'un devrilmesinin bu süreci aksata-
cağından korkan Başbakan Helmut Kohl, Moskova'ya 5 milyar
mark (yaklaşık 3 milyar dolar) ekonomik yardım yapacağını açık-
ladı. Federal Almanya Şansölyesi ayrıca Batı Avrupa, ABD, Ja-
ponya ve Kanada'nın Sovyetler Birliği'ne toplam 15 milyar dc-
iartık yardım yapmasını önerdi.
Kohl'ün bu önerisi ile Batılılar arasındaki görüş ayrılığı ortaya
çıkt. Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand, Kohl'ün öne-
risini desteklediğini açıkladı. İki Almanya'nın birieşmesi konu-
sunda başlangıçta pek hevesli olmayan Mitterrand'ın,bu tavrı-
nın Bonn'da yarattığı burukluğu gidermek amacıyla Kohl'ü des-
teklediği öne sürülüyor. Ancak ABD, ingiltere, Japonya ve Ka-
nada, Kohl'ün önerisini soğuk karşıladılar. Başkan Bush, Sov-
yetler'de piyasa ekonomisine geçişe yönelik köklü ekonomik de-
ğişiklikter yapılmadan bu ülkeye doğrudan yardım konusunda
isteksiz davranıyor. Bush, aynca Sovyetler'in Küba'ya askeri yar-
dımı da kesmesini istiyor. İngittere de Sovyetler'de yaşanmakta
olan belirsizlik döneminde bu ülkeye büyük çapta ekonomik yar-
dım yapma konusunda Bush yönetiminin tereddütünü paylaşı-
yor. Sovyetler Birliği ile Kuril Adalan konusunda uzun süredir an-
laşmazlık içinde olan Japonya ise bu anlaşmazlık çözülmeden
SovyeUer'e yardım etmeyeceğini açıkladı. Tokyo, Sovyetfer Bir-
liği'nin 2. Dünya Savaşı sonunda aldığı Kuril Adaları'nı kendine
iade etmesini istiyor. Kanada da Sovyetler'e büyük çapta eko-
nomik yardım yapılması konusunda pek hevesli görünmüyor.
Böylece bugün Houston'da başlayacak olan sanayileşmiş ül-
keler zirvesinde Sovyetler Birliği'ne hemen büyük çapta ekono-
mik yardım yapılması gerektiğini savunan Federal Almanya ile
Fransa'nın karşısında bu konuda acele etmek istemeyen ABD,
İngiltere, Japonya ve Kanada yer alryor. Görüş aynlıklannı gider-
mek heıtıalde kolay olmayacak. Federal Almanya'ya göre Mihail
Gorbaçov'un hem pazar ekonomisine geçmesini istemek hem
de ona yardımdan kaçınmak çelişkili bir tutum. Dışişleri Bakanı
Hans Dietrich Genscher, geçen hafta yaptığı bir açıklamada bu
noktaya değinerek şöyle demişti: "Sovyetler Birliği'nin acil eko-
nomik yardım olmadan pazar ekonomisine geçebileceğini san-
mak gerçekçi bir tutum olmaz. Ülkede ekonomik krizin daha da
ağırlaşması, Gorbaçov ekibini tehlikeye sokabilir."
ABD, ingiltere ve Kanada ise hükümetten hükümete yapıla-
cak doğrudan yardımın Sovyet bürokrasisinin elinde rantabl ol-
mayan alanlara akıtılacağından ve anlamını yıtireceğinden kor-
kuyorlar. Belirsizlik ortamında paralarını tehlikeye atmak istemi-
yorlar.
Gorbaçov'un actl yardıma büyük gereksinme duyduğu bir ger-
çek. 5 temmuz tarihli Internattonal Herald Tribune gazetesi, Be-
yaz Saray kaynaklarına dayanarak verdiği haberde Gorbaçov
1
un Amerikalı ve Avrupalı yetkililere gayri resmi konuşmalarda,
acil ekonomik yardıma ihtiyaç duyduklarını söylediğinı bildiriyor-
du. Sovyetler Birliği, Batı'dan doğrudan ekonomik yardım alma
konusunda çok duyarlı olduğundan Gorbaçov bu konuda res-
men bir ıstekte bulunmamıştır. Sovyet liderteri şimdiye kadar Ba-
tı'dan doğrudan ekonomik yardım istemekten özenle kaçınmış-
lardır. Gorbaço"'un özel mesajlarla bile olsa bu tabuyu yıkması
Sovyet liderinin yardıma ne denli gereksinme duyduğunu gos-
termesi bakımından anlamlıdır.
Houston zirvesini büyük bir ilgi ile izleyeceklerin başında her-
halde Mihail Gorbaçov gelecektir.
Italya Dışişleri Bakanı Michelis," • ;;
Türkiye'yi Avrupa'dan
dışlamak istiyorlar
"Türkiye'yi tümüyle Avrupa'nın dışında
bırakmak isteyenler var. Ben bunun büyük bir
hata olacağı görüşündeyim, ama maales
c
bu
tehlikenin mevcut olduğunu kabul etmek geiv
v
"
NİLGÜN CERRAHOĞLÎT
ROMA — Italyan Dışişleri Ba-
kanı Gianni de Michelis'le bir
kokteylde konuşuyoruz. "Tnrlu-
ye'yi hangi Avrupa halkasına yer-
leştiriyomınuz" diye soruyorum
bakana. Temmuz başında AT'nin
dönem başkanlığını devralan ttal-
ya'nın 50 yaşındaki Dışişleri Ba-
kanı De Michelis bir an duruyor
ve "Bu sonıya cevap vermek
istemiyorum" diyor, fakat arka-
dan kendisini alıkoyamayarak ek-
liyor: "Türkiye'yi tamamen Avra-
pa'nın dışında bırakmak isteyen-
ler var. Ben bunun büyük bir ha-
ta olacagı görüşündeyim, ama
maalesef bu tehlikenin raevcut ol-
duğunu kabul etmek gerekiyor."
De Michelis şimdilik daha fazla
aynntıya girmek istemiyor.
Bakanla ayak üstü sohbetimiz
Avrupa'ya dönen Doğu Avrupa
ülkelerindeki durumdan, üzerin-
de çok konuşulan ve içeriği az bi-
linen Avrupa'nın siyasi birliğine
dek uzanıyor. De Michelis Doğu
Avrupa ülkeleri arasında işi en zor
olan ülkenin Polonya olduğunu
söylüyor. Yeni şartlara en kolay
uyum sağlayacak olan ülkeyi de
Macaristan olarak tammlıyor. Av-
rupa'nın siyasi birliği konusunda
ise meselenin çeşitli modeller ara-
sında bir seçim yapmak olduğu-
nu belirtiyor. "Kimi federal bir
Avrupa istiyor" diyor De Miche-
lis, "Kimi konfederasyondan söz
ediyor. Kimi de hükümetler arası
işbirliği diyor. Çeşitli AT ülkele-
rinin bakış açılan arasında fark-
lılıklar olduğunu ve bu nedenle
çetrefil göriişmelerin arifesinde
bulundugumuzu biliyoruz. Her
dunımda şimdiye dek yalnız eko-
nomik konulan düzenleyen toplu-
luk anlaşmasına siyasal konula-
n da resmi biçimde katmak hedefi
ortak eğilimimizi beliriiyor. Bu si-
yasi konular içindeki önceliği de
hiç şüphesiz güvenlik ve uluslara-
rası ilişkiler oluşturuyor. Bütün
bunlara paralel olarak Avrnpa
Parlamentosu'nun gücünün arttı-
nlması da gündeme geliyor."
Dış politika konulanndaki uz-
manlığı denli lüle lüle saçiarı, ge-
ce yaşamına olan merakı ve dis-
kotekler üzerine yazdığı bir kitap-
la kendisini sürekli polemiklerin
ortasında bulan 50 yaşındaki Ve-
nedikli Gianni de Michelis "düş
gücü, fantezisi zengin, hareketli
bir tip olduğum için biraz fazla
dikkat çekiyorum" diyerek savu-
nuyor kendisini. "Ama her
dunımda" diyor, "bulunduğum
konum ve görevde yalnız somut
sonuç almaya bakanm."
Kendisinden önce bu konumu
Gianni de Michelis
işgal eden ve yaşam tarzında bir
rahibin sadeliğini seçen şimdiki
Başbakan Giulio Andreotti'nin
aksine "dolce vita"cıhğıyla dikkati
çekmekten kaçınmavan De Miche-
lis, Avrupa için olduğu denli Ital-
ya için de önemli bir anda düme-
ni teslim alıyor.
önumüzdeki 6 ay boyunca baş-
kanlığını ttalyan Cumhurbaşkanı
Francesco Cossiga'nın yapacağı AT
zirvelermde gündeme gelecek ko-
nulann herbiri gerek Italya, gerek-
se de AT için birer tarihi boy öl-
çüşme fırsatı oluşturuyor. Avru-
pa birliğinin yanı sıra bu konular
arasında Sovyetler Birliği'nin çö-
zülme krizi, Doğu Avrupa'da si-
yasi ve ekonomik sistem devrimi
gibi sorunlar da yer alıyor. Sov-
yet ve Doğu Avrupa sorununun
henüz tarihi belirlenmeyen ve ka-
sım ayında Roma'da yapılması
beklenen AT zirvesinde tartışılma-
sı bekleniyor. Topluluğun temeli-
ni atan "Roma Anlaşması" gibi
gene Roma'da aralık ayında yapı-
lacak olan zirvenin ise para birli-
ği ve Avrupa siyasi birliği konu-
larına ayrılacağı anlaşılıyor. De
Michelis'in söderiyle, "20. yüzyıi-
da hiçbir zaman kendisini şimdi
oldugu denli dünyanın merkezin-
de bulmayan Avrupa" eski kıtada
bir guç boşluğu bırakmamak için
hep üzerinde konuşulan bir birli-
ğin itişini bu kez gerçekten hızlan-
dırmak hazırlığı içinde görülüyor.
Güç, fakat artık gerçekleştiril-
mesi kaçınılmaz görünen Avrupa
birliği mimarisinin ilk temel taş-
larının "Avnıpa para birliği" ta-
sarısı ile 15 aralıkta ttalyan baş-
kentinde yapılacak zirvede atılma-
sı bekleniyor. Bu da kısa dönem-
de Avrupa Merkez Bankası'nın,
uzun dönemde de Avrupa birleşik
devletlerinin ilk adımını oluşturu-
yor. Bu durumda tahmin edilebi-
leceği gibi Türkiye'nin AT üyeliği
sorunu Italya ve diğer ortaklar
için ikinci değil, üçüncü, dördün-
cü sırada bir önem taşıyor.