08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 PAZAR YAZILARI 8 TEMMUZ 1990 Jfenedik'ten 'Kuru köfte katı yumurta' NtLGÜN CERRAHOĞLU VENEDİK — Batı, Doğu ile tüm duvarlan yıkarken Venedik, Doğu'dan gelen turistlere yeni du- varlar örüyor. Hafta sonian, gü- nübırliğıne Prag, Budapeşte ve Bratislava'dan gelen Doğulu tu- ristlerin istilastna uğrayan Vene- dik, cebi delik PoionyaJı, Çek ve Macar turistleri ıstemiyor. Geçen haftasonu 60.000 Doğu Avrupa- lırun kentte hücum etmesi üzeri- ne Polonya, Çek ve Macar plaka- Londm'dan Adalı atalıya carşıEDtP EMtL ÖYMEN LONDRA — Her yü bu aralar- da Wimbledon Tenis Ttırnuvası'- nı iple çeken tenissever ya da sev- mez Ingilizlerin en büyük korku- su: Ya yağmur yağarsa? Merkez sahanın üzerine hemen bir bran- da. Tribünlerde hemen kılıflann- dan çıkıveren şemsiyeler. Tevek- külle yağmunın geçmesini bekler- ken birbirine sokulan çiftler. Hep- sinde ortak payda, yağmura hazır- lık. Adada hava değişken. Ustü mor, altı beyaz bulutlardan her an ıslaklık boşanabilir. Şemsiyeler alesta. Kaldınmlara kahvehane oturta- mamak sadece havanın azizligin- den mi? Değil. Ticarcti engelleme- sin diye bilmem ne zamandan kal- ma bir "tşgaliye Yasası" uyann- ca, gecişi engellememek gerek. Ya- ni kaldırımı ışgal etraemek. Bu yüzden de kaldınm kahvelerinde ilk sunulan mönü, bttrokrasi en- geli. Diyelim ki aşıldı engel. Ar- dından hava muhalefeti. Kısaca, kaldırunda oturup Akdeniz usu- lü bir kahve höpurdetmek önce kraliçenin, sonra da göklerin lüt- funa bağlı. Ama sadece bu kadar mı? Yi- ne değil. lngilızler, duygulanm belli etmemek için akla karayı b o şuna mı seçiyor? öyle kaldınm- lara yayılıp boş vakit gecirmek neymiş? Görünurde her şcy sakin olacak. Patlama, çatlama ve kö- pıirme içten dışa yansımayacak. Dünya Kupası'nda sürekli rezalet çıkartan genç tngihzler bu ulusal özelliklerini hiçe saydıklan için hokkarun altındalar. Gerçek lngi- liz, Ost dudağım bîle kıpırdatma- dan konusandır. Onun için de kal- dınm kahvesinde oturmaz. Paris1 te oturur, Viyana'da oturur. Ama Londra'da böyle kahveye izin de vermez, verse bile oturmaz. Kcndi Ulkesinde kahveye pek alışkın Türklerin de Ingiltere'de- ki "kahvesizüge" alışmaiannı gör- mek ilginç. Londra'da kahvesizliğe en daya- namayanlar Fransızlar tabii. Fran- sa'da kahve, dedikodu, nefes alraa, bir içimlik sigara, bir yudumluk içki uğrağı. Gelip geçenin suzüJ- düğü, etek boylarının ölçüldüğü, pazulara bakıldığı, iş kotarıldığı adresler. Ünlüsü var, Onsüzü var. Kahvelerin kaldınmlara çıktığı gün tngiltere Avrupalı olacak. Çünkü 1993 dahi tngiltere'yi Av- rupalı yapmaya vetecek guçte değil. h otobüsleri Mestre civannda, uzak park yerlerine yönlendiren Venedik Belediyesi gibi esnaf da dükkân ve barlarda Batı'yı yeni keşfeden bu turistleri istemiyor. Shakespeare'in bile "Venedik Ta- clri"nde ölümsüzleştirdiği, ticari geleneği ile ünlü şehir, para bırak- mayan turistlerin "kenti kullan- masına" karşı çıkıyor. Yüzyülar- dır turist çeken romantik gondol- lar kenti, ttalya'nın en pahalı mer- kezlerinden biri olarak tanınıyor ve yalaız zengin turistlere ilgi gös- teriyor. Oysa Doğu Avrupalılar hemen belli oluyor. lkind sınıf Avrupalı muamelesi gören Doğulular, Ve- nedik'e muhakkak termoslar ve evden hazırladıklan piknik pake- ti ile geliyoriar. Şimdiye dek yal- tU2 fümlerde gördükleri bu düş dunyasına ula$ır ulaşmaz da bele- diye tuvaletlerine, "Palazzo Ducale" Sarayı ve Rialto Köprü- stt'ne koşuyorlar. Prag'dan, 780 kilometre gidiş ve 780 kilometre geiiş Venedik tam 13 saat sürüyor. Gece otobüsüyle gelen Çekler, sa- bah saat sekizde kendilerine ayn- lan park yerlerine ulaşıyortar. Gözlerini açar açmaz ilk iş bele- diye tuvaletlerine koşmak oluyor. Fakat tüm Venedik'te halka açık tuvalet sayısı 20"yi geçmediğinden tuvaletlerin önünde en az yarıra saat bekienen uzun kuyruklar olu- şuyor. Bir süre sonra tuvalet ba- kıcılan, kapılan kapatıp içeriyi baştan aşağı dezenfekte ediyor. Kent nüfusunu ikiye katlayan 60 bin turistin araanda yol alabil- mek için kanallar arasındaki da- racık sokaklan yayalann tek yol olarak kullanması gerekiyor. Ar- kada bir arkadaşını kaybedenler, bu yollardan geriye dönerniyor. Tasarruf etmek için çoğu kez va- pura da binmiyorlar ve Venedik'i baştan aşağı tek sıra halinde yü- rümeyi yeğliyorlar. Bu arada vakit öğleni bulduğu için sıcaklık yaklaşık 35 dereceye ulaşmış oluyor. Venedik'in yeni misafirleri biraz serinleyebilmek için kanalların kenarına çöküp ayaklannı suya sokuyorlar. Çoğu- nun içinden şöyle soğuk bir bira yudumlamak geçiyor, ama bu da keselerine büytik bir yük olacağı için birayı dönüşte Prag'da icebi- leceklerini düşünüyorlar. Nihayet sıra bir gece öncesinden özenle ha- zırladıklan piknik patesinden aç- maya geliyor. Yanlannda haşlan- mış katı yumurta, dolmalık biber, salam ve domuz patatesinden ya- pılmış sandviçleri getiren Çeklerin bu dısıplinli örgütleniş biçimi, ttalyanlan şaşırtıyor. Çeklerin başdondürücü sayılaruıdan ve me- teliksizliğinden en şikâyetçi olan Venedikliler bile, medeniyetlerin- den etkileniyor. Çekler yere bir tek çöp atmıyor ve sık sık 100 kişiyi bulan tuvalet kuyruklannda kim- senin önüne geçmeye çalışmadan sabırla bekliyorlar. Bu arada bir- birleriyle Venedik izlenimlerini karşılaştınyorlar. Her zamanki Amerikalı ve Ja- pon turistlere ragmen Çeklerin arkasından birdenbire bosalmış iz- lenimi veren Venedik, artık hafta- sonlanna dehsede bakıyor. 30 mil- yon ziyaretçi için hesaplanan "Dünya Sergisi 2000"nin kenti ba- tırmasından korktuğu için bu ser- giden adaylığını geri çeken Vene- dik, ne yaparsa yapsın kendisini kitle turizminden koruyamiyor. Yılda 8 milyon turistin uğrak yeri olan Venedik'in bir gün batık "Atlmtis" gibi bir efsaneye dönüş- mesi olasılığı Venedikseverlerin uykularını kaçırıyor. BtStKLET MUTLULUCU — Amsterdamh, giinlük hayatımn ulaşımla ilgili hemen her alanında pedal çeviriyor. (Fotograf: Arif Kızılyaiın) Amsterdamdan Hollandalı bisikletle uçarHızlı trarnvaylar, otobüsler, taksiler bisiklete olan ilgiyi azaltmamış Amsterdam'da. Kişi başına bir bisiklet düşüyor şehirde. Hemen her adım başı bir bisikletliye rasthyorsunuz. ARİF KIZILYALIN AMSTERDAM — Bisiklet bir tutkudur insan yaşamında. Ço- cukluk yıUannın baharında filiz- lenen bu sevgi, uzun zaman geç- se de çıkmaz zihnimizden. Nere- de bir bisikletli görsek yaşam sü- recimizin "pedalh" dönemlerini anımsarız. Evet yıllar çoğu kişiyi bu "sevda"dan kopanyor kuşku- suz, ama Hollanda'da, ozellikle de Amsterdam'da bisikletin apay- n bir yeri var. Hızü tramvaylar, son derece lüks taksiler, vızır vı- zır işleyen otobüsler bisiklete olan ilgiyi azaltmamış. GUnün hemen her saati adım başında bir bisikletliye rasthyor- sunuz. Kimi 10-11 aylık bebeğini karnına kangru ile asmış, önün- de koca bir sepet bulunan bisik- letiyle alışverişe gidiyor, kimi ise üzerindeki takım elbiseye aldır- madan eve birkaç dakika daha er- ken varabilmek için olanca gücüy- le pedallara yükleniyor. Avrupa'nın en 'özgür' kentle- rinden biri olan Amsterdam'da, kişi başına 1 bisiklet düştüğünü öğreniyoruz. Dar sokaklan ve ka- nalların üzerindeki asma köprü- leri nedeniyle trafik sıkışıkhğına yenik düşmemek için bisiklete ağırlık veren Amsterdamlılar, yal- nızca acil işlerinde ve eğlence dö- nüşü taksilere rağbet ediyoriar. Bu kadar çok bisikletin bulun- duğu Amsterdam'da, en büyük sorunlardan biri de 'bisiklet hırsızlıgı'. Ancak bu tatsız olaya engel olabilmek için hemen her sokak kenarında ya da meydan- lann çevresinde bisikletlerin park edilebilme ve zincirle kilitlenebil- meleri için detnir çubuklar yapıl- mış. Hollandalılar bisikletlilerin "kazaya" kurban gitmemeleri için de önlem almış. Yaya ve araç trafığinin yanı sıra bisikletler için her caddede ayn bir şerit düşünül- müş. Bu şerit tıpkı ana yol gibi iş- liyor, bisikletliler sarı, kırmızı ve yeşil ışıklara "harfi harfine" uyu* yor, yayalar da ne kadar boş olur- sa olsun bisiklet yolunda yeşil yanmadan karşıdan karşıya geç- miyor. Bisikletleriyle 10-15 km.'lik yo- lu göze alıp kentin dışına çıkan- lara rastlarnak da mümkün. On- lar da çevre yolunun yakınlann- daki yan yollardan "rahatça" piknik yapmaya gidiyorlar. Amsterdam'a 2.5 saat uzaklık- taki Assen kenti de tam bisiklet cenneti. Bu kentte bazı sokak- lar trafiğe kapatılmış, yalnızca ya- yalara ve bisikletlilere rastlıyorsu- nuz yol boyu. Amsterdam'da bisikletin gire- mediği yerler de yok değil. örne- ğin kent merkezindeki mağı lann bulunduğu sokağa giren uı- sikletli anında bitiveren polis ta- rafından "nazikçe" uyanlıyor ve bisikletini "Uşıyarmk" sokak dı- şına çıkanyor. Kısacası bisiklet Hollandaula- nn 'berşeyi'. Evin tüm bireyleri- nin kendilerine ait bisikletleri var boy boy. Belki kapıraın önünde bir Mercedes 500 ya da Porche 922 duruyor, ama tercih her za- man için bu sempatik iki tekerlek- li taşıyıcıya... Moskova'dan Moskova'nın ortasmda Gülhane ParkıKim demiş Ruslarla ortak yönûmüz yok diye? Başkentteki Gorki Parkı'na gidin. Yiyecek içecek yerlerinin çevresini pisletmek olsun, çocukları baş üstünde taşıyıp iyice şımarttıktan sonra sert azar, hatta hafif pataklamak olsun, müziğl sonuna kadar açmak, çimene yayılarak yemek olsun, birçok bakımdan Gülhane Parkı'nı aratmayacak bir ortam sarıverir çevrenizi. KEREM ÇALIŞKAN MOSKOVA — Kim size Ruslar açlık ve sefalet içinde, dükkânlar- da yiyecek yok, adamlar sürünü- yor derse sakın inanmayın. Rus- lan yiyip içip eğleniyor, gezıp to- zuyor, yaşamın tadını çıkanyorlar. Nerede mi? Gorki Park'ta... Kremlin yakınındaki Marx Caddesi istasyonundan metroya binip kenti güneydoğusuna doğ- ru (Jç durak gidip Kınm Köprü- sü'nü geçtiniz mi Gorki Parkı'na çıkarsınız. Bir Istanbullu olarak kentin bir ucundan öteki ucuna 5 dakikada gitmenin zevkini çıkara- rak ve acaba Moskovalılann kuy- ruklarda harcadıgı vakit mi yok- sa tstanbullulann trafîkte harca- dıgı vakit mi çok diye düşünerek... Biz 10 kopeklik bileti alıp gire- lim Gorki Park'a. Burası mekân olarak daha çok Ankara Gençlik Parkı'nı, hava olarak tstanbul'un Gülhane Parkı'nı andıran bir yer. Bcrlin Brandenburg kapısını anımsatan 1955 yaptmı devasa sü- tunlan geçince karşıruza Sovyet kent yaşamının aynlmaz parçası olan şipşak fotoğrafçılar çıkar. Çeşitli hayvan, miki, otomobil, motosiklet gibi "dekor'lann üze- rinde 2 rubleye çektikleri fotoğraf- lan adres alıp evinize postalarlar. Bunlar devletten füm alıp götü- rü usulü çalışırlar. Kınm Köprü- sü üzerinde Gorbaçov'un adam boyu karton mankeninin yanında fotoğrafçılık yapan 29 yaşındaki elektrik mühendisi Oleg, devlet kapısında çalışsa ayda alacağı 200 nıbleyi burada iki günde aldığını söyler. Ama işler bu ara kesattır. Geçen yıl Gorbaçov ile fotograf çektirmek için insanlar kuynığa girerken. bu yü herkes kanon Gorbaçov'a soğuk soğuk bakıp geçmektedir. Yakında Gorbi'nin kartonunu kaldınp Yeltsin'i koy- mayı düşünmektedir Oleg... Biz yine Gorki Park'ta yolumu- za devam edelim. Ortadaki koca- man havuzda ve soldaki büyük havuzda pedalh deniz bisikleti ve sandalla 10 dakikası 1 rubleye do- laşan genç âşıklara, çocuklara ve gençliğini yadeden emekli çiftle- re takılmadan parkın içinde iler- leyelim. Sağda solda incik bon- cuk, çeşitli Lenin, perestroyka ve pop rozetleri, içine su konunca öten minik testi düdükler ve larn- bada ya da rock kaset satan, aya- küstü tombala çeken tezgâhlar da bizi alıkoymasın; bunlar Mosko- va'nın her köşesinde var. Biz so- la dönelim... tşte koskoca bir lunapark. Hem yaJnız dönmedolaplar, saJın- caklar, bugibugiler değil, havada 1 rubleye üç tam daire çevüten, üs- tu (insanlar düşmesin diye) ızga- ralı bir muz salıncak bile var... "Hoppala bn kokn ve dumın da ne? Gorki Parkı'nın ortasında köfte mi pişiriyorlar?" derken, "sişlik kebap ve kızannış piliç" satan çevresi Fanta ve Pepsi büfe- leri ile dolu minik meydancığa ge- lir, sonra bu yiyecek büfelerinin parkın hemen her köşesinde bol miktarda bulunduğunu fark eder- siniz. "Yahu, bani bu Ruslar elc hasretti, tavugn doşlerinde görü- yorlardı?" demeye kalkmayın; çünkü Batı'daki imajlanndan faz- la haberli olmayan Gorki Parkı'- nın mutlu, sakin, neşeli Ruslannı incitebilirsinlz. Şişlikler arkadaki ızgarada pı- şer, et parçalan bizün şişlerin or- talama uç katı büyüklükte, biraz da yağlıcadır. Sahi, bu Ruslarla ne çok ortak yönümüz varmış. Yiyecek içecek yerlerinin çevresini pisletmek ol- sun, çocuklan baş üstünde taşıyıp iyice şımarttıktan sonra sert azar, hatta hafif pataklamak olsun, müziği sonuna kadar açmak ve çi- menlere yayüıp keyif çıkararak ye- mek olsun birçok bakımdan Gül- hane Parkı'nı aratmayacak bir or- tam sarıverir çevrenizi. Ama bu Ruslar galiba daha Ba- tüı, çünkü bu koca parkın orta ye- rinde bir de gençlerin 2 rubleye gi- receği kocaman bir'açıkhava dis- koteği var. Akjanılan saat 19.00'da, hafta sonian daha erken faaliyete geçer. Mini etekli ya da basma fistanlı Rus kızlan burayı çok sever; pop, rock ve lambada müziği ile bazen delikanhlarla, ba- zen kız kıza çılgınca dans ederler. lçerideki oturaklann ve dvarda- ki tel örgü önlerinin hafta sonu müşterüeri ise kml kuşaklı, afıli subay şapkası taşıyan genç askeri öğrencilerdir. Kravatlan ceplerine koyup yakalannı açarak kışlalann birikmiş enerjisini piste tasırlar... Velhasü Ruslar için fazla Ozn<- meyin; onlar yaşhsıyla genç yuvarlanıp gidiyor, yiyip içip _ „- şamın tadını çıkarmaya bakıyor- lar. Biz de çılgın gibi geçen patenli, kaykaylı, punk ve pop saçlı genç Ruslara, "Gorbi'nin teenage kusagma" çarpmadan yavaşça parktan çıkıp Marx Caddesi kar- şısındaki Lenin Müzesi'ne yöneti- yoruz... KENTYAŞAM Turistlerin çıkrık merakı • tstanbul Haber Servisi — Geleneksel yöntemlerle "iplik eğirme"de kullanılan çıkrık makineleri Sultanahmet Parkı'nda alıcı bekliyor. Ozellikle turistler tarafından büyük ilgi gören "çıkrık"ı 200 bin lirayı veren alabiliyor. Çıkrıklan Inebolu'dan alıp İstanbul'da satan ve yıllardır bu işle uğraşan Hüseyin Usta, bu makinelerin 50 yıl öncesine kadar kullanıldığım, şimdi evlerde süs eşyası için satın alındığını belirtiyor. İSKFnin su raporu • tSTANBUL (AA) — îstanbul'a su sağlayan 7 barajdaki toplam su rezervi, son ölçümlere göre 113 milyon 690 bin 600 metreküpe düştü. ISKl'den yapılan açıklamada, barajlar arasında en düşük seviyeye, yüzde 3.38 doluluk oranı ile Terkos Gölü'nün sahip bulunduğu belirtildi. Terkos Gölu'nde su seviyesi 75 santimetreye düştü. İSKÎ yetkilileri, onceki gün toplam su rezervinin 115 milyon 132 bin 800 metreküp olarak saptandığını, son 24 saat içinde kente 744 bin 923 metreküp su verildiğini bildirdiler. Yüzyıllık çınar devrildi: 1 ölti ' • İstanbul Haber Servisi — Çengelköy'de yüz yıllık bir çınar ağacımn devrilmesi sonucu 1 kişi öldü, üç kişi yaralandı. Çengelköy sahilindeki tarihi Çınaraltı Kahvehanesi bahçesinde bulunan çınar ağacı dün 14.30 sıralarında rüzgânn etkisiyle devrildi. Olay sırasında ağacın altında oturan Muzaffer Aydın (46), Yaşar Özdemir (30), Sabıt Yıldız (25) ile Osman Çakır yaralandı. Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne kaldırılan yaraiılardan Muzaffer Aydın burada yaşamını yitirdi. aymda kömür telaşı başladı Istanbullular şu sıralar tonu 110 bin lira olan kömürü şimdiden almaya başladı. Fiyatların ağustostan itibaren artacağını belirten kömür satıcılarına karşılık vatandaşlar kömürdeki artışın keyfi > r apıldığı görüşünde. 1986'dan bu yana yüzde 294.94 oranında artan kömür fıyatlarının yanı sıra bitki ortüsü ve sahillerin bozulmasma yol açan kömür üretim sahaları da ayn bir sorun oluşturuyor. herhangi bir enflasyonist baskı ol- madan kömür fıyatlannın artma- dığıru söylerken, vatandaş, fiyat- ların keyfı olarak belirlendiği gö- rüşünde. Kömür üretirileri ise "Havada kara buluüar göranür görnnmez, kömür fiyatlan ile oy- aayanlar var. Bonkr üretid Be ro- ketid arasında yer alan birtalum fırsatçılardır. Kömür fiyatlanmn artmasında en önemli rolii bn ki- şiler oynuyor" diye konuşuyor. Son 5 yıllık kömür satış fıyat- lanna baktığımızda 1986 yılında 1 tonu 13 bin lira olan kömür, 1987'de 30 bin 500 liraya, 1988'de 47 bin liraya, 1989'da 70 bin li- raya ve 1990'da 110 bin liraya yükseldi. 1 yıl öncesine göre 1987'de yüzde 134.61, 1988'de yüzde 54.10,1989'da yüzde 48.93, 1990'da yüzde 57.3 oranında art- tı. Sonuç olarak 1986'da 13 bin 500 liraya satılan kömür, yüzde REMZİ GÖKDAĞ tstanbullular, yaz ortasında, kışlık kömür" depolamaya başla- dı. lstanbul'un kömür rezervleri giderek artan nufusa yetmiyor. Nüfusu 10 milyona yaklaşan İs- tanbul'da yuzbinlerce konut, iş- yeri ve sanayi kuruluşunda ısın- ma ve ısıtma ihtiyaa için yılda yaklaşık 5 milyon ton kömür tü- ketiüyor. Bu da kişi başına yanm ton kömür tüketimine eşit oluyor. Bu kadar büyük oranda tüketilen kömür, her yıl, bir önceki yıla gö- re daha büyük bir kömür tüketi- mini gündeme getiriyor. Gündem- deki bu sonınun vatandaşı ilgilen- diren yönü, zamanında yeterli miktarda ve uygun fiyatla kömür bulabilmek. Bu nedenle tstanbul- lular yaz ortasında, kışlık kömür ihtiyaçlannı karşılıyorlar. Kış ay- lannda artan kömür fıyatlarmdan etkilenmek istemeyen vatandaş- lar, haziran ve temmuz aVından itibaren kışlık kömürlerini alma- ya başhyorlar. Temmuz ayının ilk haftalannda ortalama 110 bin li- ra olan kömürün ton fiyatının ağustos başına kadar artacağını belirten kömür satıcılan, bu artı- şa neden olarak maliyetlerin yük- sek olmasını gösteriyor. Satıcılar, Parçalanan helikopterden 2 kişi yaralı olarak kurtuldu. (Folograf: Vedat Yenerer) 294.94 oranında artarak bu yıl 110 bin liraya satüıyor. İstanbul'da kömür üretiminin 10 yıl kadar daha süreceğı beliı- tiliyor. Üretim faaliyetlerinin so- na ermesinden sonra kömür saha- larının nasıl değerlendirilecegine henüz bir karar verilmiş değil. Kömür üreticileri hafriyat çalış- malannı belli bir plana göre yü- rüterek gelecekte kömür sahala- rının başka bir şekilde değerlen- dirilmesi gerektiğine inanıyorlar. Üreticiler, üretimin durmasından sonra kömür havzalannda tanma müsait alanlar oluşturulabileceği gibi sığ yerlerın su ile doldurulup bahk yetiştirmeye dverisli hak ge- tirilebileceğini söyiüyorlar. Kö- mür üreticileri, bütün bu sorun- lann çözumüne hız getırecek ted- birlerin ve madencüer ile ilgili ba- kanlıklar arasında koordinasyonu sağlayacak bir kurumun oluştu- rulmasını istiyor. Kömür üretimi, bazı sorunlan da beraberinde getiriyor. Bunla- nn başında üretim yapılan yerler- de çevrenin büyük ölçüde tahrip edilmesi geliyor. lstanbul'un kö- mur üretim sahaları, şehrin Av- rupa yakasında, Kilyos - Karabu- run boyunca uzanan Karadeniz sahil şeridinin Bolluca - Boğazköy - Kemerburgaz arasında, Asya ya- kasında da Şile civannda yer alı- yor. Denize yakın olan ve genel olarak bitki örtttsü ile kapü bu alanlarda yapılan kömür üretimi, sahil arazisinin bozulmasına ve bitki örtüsünün yok olmasına ne- den oluyor. Sonuç, çorak tepder, geniş ve derin çukurlar. Kömür üreticileri ise kömür havzalann- daki doğa tahribattnı çevreye kar- şı bir sorumsuzluğun eseri değil, işin zanıri bir sonucu olarak ta- nımhyor ve yapılan tahribatı az da olsa gıdermek amaayla kömür sa- halarmı ağaçlandırma çalışmala- nna başlayacaklannı belirtiyorlar. Helikopter yere çakıldı: 2 yaralı lsUnbul Haber Servisi — Hal- kah'da özel bir şirkete ait helikop- ter, kalktıktan 200 metre sonra yere çakıldı. Kazada iki kişi ya- ralandı. Makine parçalan üreten Ma- Idnsan adlı şirkete ait helikopter dün saat 14.30 sıralannda bir iş için havalandıktan 200 metre son- ra Öntaş menner fabrikasının bahçesine düştü. Kazada Makin- san'ın sahibi Em. Alb. SadaDmh Öztürk'ün oğlu AB tsmet öztttrk ve teknisyen Fevzi SUek fabrika çalışanlan tarafından yaralı ola- rak kurtanldılar. Yaralılardan Si- lek, t.Ü. Tıp Fakültesi Hastane- si'nde yapılan kontrollerden son- ra taburcu edildi. Firmanın sahi- binin oğlu öztürk ise, omurgası 3 yerden kınldıgı için tnternatio- nal Hospital'de tedavi altında. Menner fabrikasında çalışan görgü tanıklanndan Ismal Yrir* kazayı şöyle anlattı: "Helikopter kalkıştan soara büyük bir gnriUtüyie bemen y«kı- nımıza düştü. Koşap Içindeld y«- ralılan çıkardık. Patlama olnr korkusnyla yarahlarla birtilctc fabrika binasıaa girdik. Ba snı- da hettkopter alev aldı ve tama- men yandı." Yetkililer, helikopterin şirketin bir iş yerine çok miktarda para götürmek için havalandığını, ka- zada paralann yandığını bil- dirdiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle