25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 8 TEMMUZ 1990 Omnanlaranız ve Politfkacılaraııız HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU Trabzon'da oturan öğrencılenmden yakın dostum Avukat Orhan Çobanoğlu ıle ıkı hafta önce tele- fonda konuşuyoruz Sel felaketını sordura "Ho- cam, gazete, radyo, TV haberlennde büdırılenden çok daha kötü" dıyor ve eklıyor "Trabzon'u ıyı bı krsmız; TVabzon ıle Akçaabat ılçesı arası çamur der yası ıcınde Kara trafığı felce uğramış dunımda Bu- lancak'a kadar yedı köpru yıkılmış Trabzon'da şe- hır ıçı trafığı de aksıyor, yalnız hava seferlen yapı- labüıyor" Bu tamamlayıcı haberlen aJınca 43 yü önce ku- zeydoğu ıllenmızde yapmış olduğum bır gezıyı anımsadım Daha o tanhte bıle o yörenın orman- lan çok buyuk yıkıma ve kıyıma uğramıştı Artvın, Ardanuç, Ardahan ormanlan ıle Kağızman, Gü- muşhane ve ünlü Zıgana ormanlan, kımısı, tumuy- le, kımısı yan yanya harap olmuş durumdaydı Doğ- ru dürüst orman olarak Rıze ve Artvın sırtlannda- kı yamaçlan görmüştüm Trabzon kentının yaslan- dığı Hamsıköy yamaçlarında orman olarak pek az şey kalmıştı Üç yü önce, 1987 baharında gıtmış ol duğum Maçka ılçesının Çatak yöresındekı sarp ya maçlarda büe orman, büyük bır kınma uğramış gö- runumdeydı Bıhndığı gıbı o tanhten kısa bır süre sonra Çatak'ta meydana gelen heyelan sonucunda 65 vatandaşımız yaşamım yıtırdı Başta sözünu et- tığım yağmurlardan sonrakı heyelanlar sonucunda da Trabzon yöresınde pek çok yurttaşımızı yıtırdık 1942 yılından berı bu sutunlarda, ormanlarımız dakı kıyım konusunda altmışa >akın yazı yazdım Yararı olmadı En son yayımladığım yazının başlı ğı "Orman Deyince Oknmazlar ki!" ıdı (6 Nısan 1986) Artık bu konuya hıç değınmerneve karar ver- mıştım, çunkü gerçekten okumuyorlar Çok ıdea lıst orman mühendıslerımız, orman fakultesı oğre- tım uyelenmız var Sözunü ettığım son yazım uze- rıne lstanbul Orman Fakultesı profesörlennden - şımdı emeklı- Sayın Tahsin Tokmanoflu'ndan bır mektup almıştım Aydınlanmızın ılgısızlığınden, ül- kenın çölleşmeye doğru gıttığmden, pohtıkacıların kayıtsızlığından, yurtsever bır bılım adamı olarak, acı acı yakınıyordu Prof Tokmanoğlu Cumhun- yet okurlanna yabancı değıldır, seyrek de olsa, bu sutunlarda çıkan bılımsel yazılarıyla orman konu- sundakı sataşımını sürdürur Bılısız halk kıtlelen ıçm herhangı bır eleştınde bulunmuyorum, ama aydın geçınenlenmızın pek ço- ğu hele hele polıtıkacılanmız, yun dedığımız bu top- raklann ve dolayısıyle gelecek kuşaklann korkunç geleceğını görmuyorlar Ne söylense, ne yazılsa, han- gı uyarı yapılsa boşa gıdıyor Sonra felaketler gelı yor, şöyle yapanz, böyle onarınz denıjor, bırkaç gun an vah ıle vakıt gecırıyoruz, derken radyo TV ve gazetelerde haberler, eleştınler gevşıyor, yenı bır fe lakete kadar orman sorunu unutulup gıdıyor * • * Cumhunyet kurulduktan bu yana ormanlanmızla çok yakından ılgılenen bır tek polıtıkacı tanıdım Prof Şevket Raşıt Hatipoflu Almanya'da oğrenım görmuş, orada ormanlara buyuk önem verıldığını yakından ızleme fırsatıru bulmuş olan bu bılım ada mı, 1944'lerde, tek partı zamanında Tarım ve Or man BakanlığYna getınlınce, orman varhğımızın ko- runması ıçın bır program hazırlayıp uygulamaya geçmıştı Dunımu 1945 yılında Bolu, Mengen, Ayancık ormanlarında yapmış olduğum uzun bır gezıde yennde görmuş, bu sutunlarda yayımladığım yan dmsınde ızlenımlenmı anlatmıştım Şe% ket Ra^ şıt Hatıpoğlu'nun başansı CHP'ye bağlı polıtıka* cılar arasında çekememezlık uyandırmış, Trabzon Lısesı'nden ve Berlın Hukuk Fakultesı'nden yakın arkadaşım olan, Rıze Mılletvekılı rahmetlı Tahsin Bekır Balta bıle bır gün Ankara'da bana "Hayro la Hıfzı Veldet, Şevket Raşıt'm propagandasını mı yapıyorsun" demıştı Oysa Hatıpoğhı ıle başka ko- nularda göruş bırlığı ıçınde değıldım Ben Ataturk Devrımı'nı butün ılkelerıyle yurekten benımsemış bır kışıydım, Hatıpoğhı ıse o sırada Remzı Oğuz Ank, Reşat Şemsettın Sırer, Prof Hüseyın A\TII Gökturk ve daha başkalarıvla bırlıkte "Anadolucnluk" denen bır akımın ıçındeydı ve CHP'hydı, ben ıse o zamanın tek partısı olan bu sıyasal kuruluşa bağlı değıldım Ulkenın yaranna olan her uygulamayı ıçtenlıkle desteklemeyı görev sayardım Sözunu ettığım yazı dızısıru bu nedenle yayımlamıştım * • • 1945'te kurulmuş olan Demokrat Partı, 1946 se- çımlerınde 60 kadar mılletvekılı ıle Mechs'e gınn- ce, Şevket Raşıt Hatıpoğlu'nun ormanlan koruma yolunda uyguladığı sıkı önlemlerı eleştırmeye baş ladı Amaç, orman köylüsunun gönlunu hoş ede rek gelecek seçunler ıçm yatınm yapmaktı Sonunda Şevket Raşıt Hatıpoğlu, Tarım ve Orman Bakanlı ğı'ndan çekılmek zorunda kafdı Çunkü CHP yö- netıcılen de orman köylusunün oylarını kaçırma- mak ıçm bu ulusal varlığımız uzerınde ödun ver meye başladılar Başlayış o başlayış' Demokrat Partı ıktıdara ge- lınce bunlan daha da geruşlettı ve boylece ödunler gunumuze dek süregeldı Konuyu yakından bılen yurtseverlenn butun uyanlanna karşın, Orman Ya- sası'na bır turlü şöyle bır madde eklenemedı "Ormandan açılan yerier ozel mulkıyet konusu olamaz, gerek bunlann, gerek yangınlaria zarar go- ren ormanlann \ennde yenıden orman yetıştınhr." Hıçbır ıktıdar yasaya böyle bır madde koymayı göze alamıyordu Işte sonuç ortada Çölleşmeye doğru gıdıyoruz • * • Daha öncekı hafta Sayın Uğur Dundar'ın Hod n Meydan programında konuk olan Sayın Cumhur- başkam özal (Eğer Sayın Halıt Kıvanç'ın progra- mında da yer alırsa TV daha da renklenır) orman sorunu konusunda uzmanlardan oluşan bır panel duzenlenmesım emır buyursalar ve o panelde ko- nuşraacı olarak yer alsalar, herhalde herhangı bır özel fabnkanın, bır tunstık otelın açıhşım yapmak- tan daha yararlı ıcraat yapmış orurlardı Ondan son ra belkı Sayın Bayan Özal ve ardından ANAP mü- letvekıllen de orman sorunu ıle ılgılenmeye başlar, bu ılgı ötekı partılenn polıtıkacriarına da sıçrar ve böylece fikır çorakhğına ıtılen Türkıye hıç değılse toprak çölleşmesınden kurtulurdu1 Mu dersmız1 ' EVET/HAYIR OKT-a'AKBAL 1930'ların Yazın Dünyasından..."Etendım anlamıyorum, Amıpa'da sanatkârlar bırbırlerıne hü- cum ederler, ama bunun bır sebebı vardır Çünkü orada methe- dılen sanatkârlar büyük para kazanır, hücum edılen rağbet gö- remez Burda böyle değıl Vaktıyle Parıs'te 'Büyük Dahıye' dıye bır mektup gelmış Bu mektubu Vıctor Hugo'ya göturmüşler Vıc- tor Hugo zarfın üstünü okumuş, Lamartıne'e göndermış Lamar- tıne 'Büyük Dahıye' cûmlesını okuyunca tekrar Vıctor Hugo'ya göndermış Ve bu mektup ıkı büyük adam arasında mekık do- kumuş Yanı Avrupa'da da büyük adamlar kendılennden başka edebı bır kutup olmadığına kaıl değıller' Bu sözler Abdülhak Hamıt Tarhan'ın • 1930 yılında ılgınç bır kıtapçıkar "Bugün de Dıyorlar kı "Ru- şen Eşref de yıllar önce 'Bugün Dıyorlar kı" adlı bır konuşma- lar seçkısı yayımlamıştı Hıkmet Ferıdun da o kıtabın bır ıkıncı cıldı sayılabılecek bır yenı seçkı hazırlamıştır Bu seçkı de 1930'ların ünlu şaır ve yazarlarını kapsıyor Hıkmet Ferıdun hep- sıyle tek tek görüşmüş, düşüncelerını sormuş, kışılıklerını yan- sıtır bır ayrıntıyla yazmış görüşlerını Böyle kıtaplar belgesel değer taşırlar Şımdı Ruşen Eşref- ın ve Hıkmet Fendun'un bu krtaplannı bulmanız güçtür Oysa yenı baskılannın yapılması gerekırdı böyle yapıttann Nleyse kı Argos dergtsı bu tonuşmalardan bırkaçtnı sayialarına aJmış Yenı ku- şaklar böylece 1930'ların edebıyat dunyasını az çok öğrenmış olacaklar Abdülhak Hamıd'e soruyorlar, 'Bugünün şaırlerınden kımlerı beğenıyorsunuz'" Yanıtı "Ben hak tanıyan adamım Nazım Hık- met'ı janrında beğenırım Istıdadı var Lakın pek mahdut, bıraz tenevvu lazım değıl mı'' Mesela ben her tarzda yazdım Hatta zembereksız nazım bıle" O sırada şaırın eşt Lüsyen Hanım zem- bereksız şiırlerden' birkaç dıze okuyarak örnek vertr "Üsküdar - Iskele - Herkeste tahaccüm - Acele" • Hüseyın Rahmı dıl' konusunda şunları soyler "Azızım lısan durmayıp akan bır nehır gıbı Bız de bu nehrın önünde bır çöp Nehnn cereyanına kendını kaptırıp da mansa- ba kadar gıdenlere ne mutlu Fakat gıdemeyıp de köşede bu- cakta kalanların vay halıne' Lısan müthış bır süratle koşan bır ekspres gıbı" Hüseyın Rahmı'nın dıl konusunu çağdaşı pek çok ünlü ya- zar ve şaırden daha ıyı anladığı, dıldekı değışme ve gelışmenın kaçınılmazlığını gördügü bellı olmuyor mu? • Hıkmet Ferıdun, Nazım Hıkmet'ı Resımlıay Basımevı'nde bu- lur Şaır daktılo başındadır, ıstıda değıl şıır yazmaktadır ' Eee ne yaparsınız, 'makıneleşmek ıstıyorum' şaırı başka türlü y w * maz ya" Röportajcı sorar, "Bugünün Şıın?" Nazım Hıkmet şu yanıtı verır 'Şıınn başladığı yerde şuur susar, halbukı ben şu- ursuz şıır olacağına kanı değılım Onun ıçın bugünkü edebıyatı- mızı anlamıyorum Anlamadığım şey hakkında da hıçbır şey söy- leyemem " Genç şaır günün ünlu bırkaç ısmını andıktan sonra "Bunlar olsa olsa edebıyatın amatörlendır Halbukı ben, profes- yonel kunduracı, şoför, marangoz gıbı profesyonel bır yazıcıyım " Röportajcı o gunlerde alay konusu halıne sokulan bır konuya değınır "Kuyruğuma pervane takacağım dıyorsun Bunutasnh (Arkaa 13. Sayfada) Düşündürdükleri NATO tarafından savunmamız bir yana, kendi savunmamız için de gereksinim duyduğumuz silahı alamadığımıza, verseler de kuUanmamıza miısaade etmediklerine göre NATO uyeliği, bize, bazı kimselere parasız Amerika seyahati olanağı sağlamaktan başka ne kazandırmaktadır. Şayet dunyadaki yumuşama, Amerika'nın Sovyetler'e karşı güvenini arttırmakta ise bu Turkiye için de geçerli değil midir? SACİT SOMEL Emeklı Elçi Amenka Cumhurbaşkanı Bush'un sözde "Ermenı soykınmı" konusunda verdığı son demeç, genelde Amenkan sıyasetıne, özel ola- rak da Amerika'nın ulkemızle ılışkılenne kı saca bakmamızı gerektırmektedır Müttefıkımız ABD, empervalıst bır Ulkedır New Meks-ıko ve Texas 1848 yılında Meksıka- lılardan gasp suretıyle alınmıştır Panamaböl gesı, bu vüzyıhn başında, tahnk suretıyle Ko- lombıya'dan kopmaya sevk edılmış ve Pana ma Kanah, bu suretle ınşa edılmıştır Bugün de bu emperyalızm, ülkesıne göre dostluk, ış bırlığı, yardım perdelen altında, bazen de Amenkan kumpanyalan aracüığıyla sürdurül- mektedır (Karaıbler'dekı Unıted Fnııt Com pany gıbı) Belkı de sömürusünde yumuşak bır yöntem uygulayıp şıddet uygulamalarını yerel makamlara yaptırdığı ıçın Amenka, ın- san özgttrlüğünün ve demokratık haklann sembolü ımajını her yerdekı eğıtılmemış halk kıtlelen arasında bugüne kadar koruyabümış- ür Oysa geçmışı (Kızılderüı kathamlan, Zencı lınçlen, Fılıpınler'dekı katlıamlar ve Japonya üzenne atılan atoro bombalan) bunu yalan- lamaktadrr Yakın tanhımızde de seçımle ık- tıdara gelen ve Amenka'nın boyundunığu al- tına gırmek ıstemeyen demokratık rejımlenn CIA tarafından devnldığını ve yerıne kukla- lann yerleştınldığını görüyonız (Şılı'de Allen- de rejımınm devnlmesı gıbı) Amenka'nm, da- ha sonra, Güneydoğu Asya'da Amenkan nü- fuzunu kurabdmek ıçm büerek, ısteyerek Vı- etnam Savaşını çıkardığını gönlyoruz Yüz bınlerce masum ınsanın ölümune neden olan bu savaşın nasıl çıkanldığını merak edenlerın Rutgers Ünıversıtesı öğretım üyelerınden Ted George Goertzerın "Polıtıcal Soaety" adlı kı- tabını okumalanm tavsıye edenz (1) Bılındı- ğı üzere Amenka, Kampucya'yı da bu savaşa sunikleyebılmek ıçm Prens Sıhanuk huküme- üm devırerek, Lon Nol kukla hükümetım kur- durmuş, bu suretle de kukla rejımı tepkı ola- rak Kmer Ruj'un doğuşuna neden olmuştur ABD bizi hiç sevmemiştir Amenkaular sonradan o bölgeden çekılmış, fakat doğuşuna neden olduklan Kmer Ruj, Kamboçyalüann başında bır bela olarak kal- mıştır Amenka'nın dttnya sıyasetı budur Fanatık Hırıstryan olan Amerıkalılar, bızı hıçbır zaman sevmemışlerdır llk kez 19 ytlz yılda Anadolu'ya gelen Amerıkalı mısyoner- lenn amacı da Osmanlı devletı ıçınde eğıtıl mış bır Hmstıyan orta sınıfı (bu elıt) yarat- maktı. Bu nedenle de başlangıcta ılışkılen Er- menı okullarıyla olmuştur (2) Bıze karşı du- yulan bu düşmanlık, Başkan Vv'ılson'u da Bı- nncı Dunya Savaşı sonunda, Osmanlı Impa- ratorluğu'nu parçalayıp, Doğu Anadoru'da bır Ermenı devletı kurma ısteğıne sevk etmış, fa- kat Sevr projesınde de yer alan bu ıstek tara- fırmzdan önlenmıştır Amenkan Kongresı'nm bazı uyelennın bugün de hâlâ Sevr'den özlemle söz ettıklennı görüyoruz Bu, Amerıkalıların bıze karşı eskı önyargılannın devam ettığım göstermektedır Esasen 1952 yıhnda NATO- ya alınmamızın nedenı de Türkıye'nın korun- ması değıl, askerlenmızın ışe yarar oldukla- nnı Korc'de kanıtlamalan olmuştur O zaman- kı Amenkan gazetelenmn vazdıklan gıbı "Bır Amenkan askerının gündelık gıderı ıle 20 sa- vaşkan Türk askenmn bakımımn sağlanabı leceğı" düşünülmüştür İkili anlaşmaların ~ ~ ~ Turkçeye çevirileri " " <> NATO'ya gırmemız, bılındığı gıbı bırtakım ışbırlığı anlaşmalannın ve uygulama anlaşma- lannın ımzalanmasına yol açmış, bu da bır- çok alanlarda Amenkahlara kapıtüleı hak ve ayncahklar venlmesı sonucumı doğurmuştur Bu anlaşmalar Ulkemızı bu- sömürge halıne ge- tırmıştır Amerıkalılar, ulkemıze yardım yap- tıklannı ılerı sürerek, fahış kredılerle demo- de olmuş sılahlannı bıze satrruş, ılk bakışta asıl amacı kavranamayan kanşık ıfadelı anlaşma- larla ulkemızı altından kalküamayacak borç ve yükümlülüklere sokmuştur 1979 yılında Amenka'ya bır seyahat yapan Evren, bıze yar- dım dıye venlen M-48 tanklanrun orada R>rt- Knox asken müzesıne konmuş olduğunu gör- muştür (3) Amenkan hükümetı, ıkıü anlaş- maların ban maddeleruun Türkçe çevınlen- nın yanlış olduğunu ılen sürerek, bızden öyle ayncalıklar koparmıştır kı basıt bır erden mü- teahhıtlere kadar her Amenkalı Türkıye'de ıs- tedığı gıbı vatandaşlanmıza hakaret eder, bay- rağımızı yırtar, etrafa saldınr, yıne de ceza gör- mez hale gelmıştır Bır yü kadar önce, Amı- ral Vedıı Bılget'ın asteğmen oğlunun Amen- kan askerlen tarafından dövüldüğünü oku- muştuk Daha yakın tarıhlerde de bır Amen- kalı onbaşı, bır astsubayımızın oğlunun ko- lunu kınnıştır Ne bunlara, ne de çok daha ön- ce, çıfte ıle 10-12 yaşlarındakı bır Türk çocu- ğunu ölduren Amenkan subayına ceza ven- lebılmıştır Şımdı, ılk kez bu- Amenkan Cumhurbaş"- kanının sözde "Ermenı soykınmı" nedenıyle bızı kınadığını, buna ek olarak, Türkıye'yı Kıbns'ta uzlaşmaz taraf olarak ılan etmek ru- yetınde olduğunu haber alıyoruz Amenka1 run bu tutumu, daha şımdıden tazmınat ve arazı ısteklenne kadar varan ıddıalannda Er memlere cesaret ve umut verecektır Bu haber- ler, aym zamanda, Kıbrıs konusunda yemden ağır baskılara maruz kalacagımızı da bıze du- yurmaktadır Nıtekım, bu haberlen aldığımız gün ıkı Kongre üyesı de Türkıye'ye satılması öngörülen beş asken helıkoptere, Kıbns'takı tutumumuz nedenıyle, ambargo konulmasını önermıştır Bu haberler çok düşundurücüdür Demek ambargo üerde de pohtıkamızın be- ğerulmedığı zamanlarda, gündeme gelebılecek ve dış pohtıkamız bıze dışardan dıkte edılmek ıstenecektır Sonuç Bır saldırı halınde, Türkıye'nın kendını sa- vunup savunmaması da Amenka'nın ıhtıya- nna bağlı kalacaktır Şımdı merak edıyoruz NATO üyebgmın ve Amenka dostluğunun ge- tırdığı ve götürdüğü şeylerm muhasebesını yapma zamanı acaba gelmemış mıdır'' Küba bunalımı sırasında Amerika yönetıcılerı ara- sındakı yüksek düzey görüşmelerden Amen kalıların Türkıye'yı gözden çıkardıklan zaten anlaşılmıştır (4) Bu husus, daha sonrakı yıl- larda, bazı Amenkalı askerlenn ve slvü yöne- tıcüerm ıfadelenyle doğnüanmıştır da NA- TO tarafından savunmamız bır yana, kendı sa- vunmamız ıçın de gereksinim duyduğumuz sı- lahı alamadığımıza, verseler de kullanmamı- za müsaade etmedıklenne göre NATO üyeh- ğı, bıze, bazı kimselere parasız Amenka seya- hati olanağı sağlamaktan başka ne kazandır- maktadır Şayet dunyadaki yumuşama Ame- nka'nın Sovyetler'e karşı güvenını arttırmak- ta ıse bu Türkıye ıçın de geçerlı değü mıdır'' Bugün Fransa'dan Israü'e ve Çın'e kadar bü- tun dünya devletlen, para karşıhğında herke- se sılah satmaktadırlar Bızden daha uzak gö rüşlü olan Yunanlıların, butün sakıncalanna karşın, uçaklarını çeşıtlı ülkelerden almakla ne kadar ısabetlı hareket ettıklen bugün da ha ıyı anlaşümaktadır Amenkahlann ambar- go İcoymaları dert değıldır (1) Ted George Goenzel, Pobtıcal Socıety, Rand McNalJy Coilege Pubhshıng Company, 1976 (2) Dr Uygar Kocabafoğlu, Kendı Belgelenyle Anado- lu'dakı Amenka, Arba Araştırma Basım Yayın Tı caret, 1989 sahıfe 24 25 (3) Ufuk Güldemır, Çevık Kuvvetın Gölgesınde TOrkı yr, Tekın Yayınevı 1986, sahıfe 152 (4) Cumhunyet 2610 1987 PENCERE Sıcak• •• Kaç kışı öldu' Bellı değıl 1426 mı' Yoksa 5 bın mı' Kaç Türk canını yıtırdı' Bılınmıyor 226 mı' 434 mu' Daha mı çok' Acı huzun gozyaşı kargaşa dram, hayır daha otesı yanlışlıklar tra- gedyası1 Olenlerın ustunde kımlık yok Çunku herkes ıhramlı Ceset totoğrafı çekıldıkten sonra hemen gomutuyor Neden' Arabıstan sıcaktır Gazetelerde televızyon programlarında radyoda kaç gunden ben 'hac facıası nın ayrıntılarını ızlıyoruz Farıza' bırdenbıre facıa "ya donuştu Nıçın' Çünku Mma'a^ şeytanı taşlamaya gıdenlerle şeytanı taşlamaktan dönenler bır tunelde karşılaşmışlar Pekı bu tunel neyın nesı' Çapı 20, uzun- luğu 600 metre olan ' El Muaysem" tünelı Suudı Arabıstan Kralı Fahd ın emrıyle yaptırılmış Kral hazretlerı demış kı —Mına'ya şeytan taşlamaya gıdenler golgede yurusunler, gu- neş çarpmasından korunsunlar Tunel Allah yapısı değıl Kul yapısı Ancak bır tunelın ıkı kapısından gıren bınlerce ınsan karşı kar- şıya gelırlerse ne olur' Panık çıkar Ne demek panık' Urkü' ^ Her ınsan urkuye kapılabılır Depremde su taşkınında, yangında fırtınada ve benzerlerın- de korkup kendı kendısını yıtıren ınsana hoşgoruyle bakmalı Pa- nıklemek de ınsana özgudur korku gıbı Ne yapar panıkleyen ınsan' Canını kurtarmak ıçın çırpınır Artık ne aklı kalmıştır ne mantığı, ne sağduyusu Tek duşuncesı kur- tulmaktır Nasıl' Her yontemle onune kım geçerse çığneyerek, yıkarak ezerek El Muaysem tunelındekı hacı adayları da bırbırlennı çığneyıp geçmek ıstedıler Ve olume çağrı çıkardılar Içlerınde bılıncını yıtırmemış, serınkanlılığını koruyanlar dael- bet vardı, ama anaforun sarmalına kapılıp gıttıler Insanın ınsanlığı gezegenımtzın her yennde bırdır, Mekke'de, Hac'da Mına'da en kutsal mekânda bıle ınsan ınsandır * Deprem değıl su taşkını değıl, okyanus fırtınası değıl, yanar- dağ patlaması değıl ama kul yapısı tunelın ıçındekı ölumü açık- larken Suudı Arabıstan Kralı ne dıyor —Takdır-ı ılahı1 ' Oysa Hazretı Omer ne demıştı —Eşeğını önce bır ağaca bagla, sonra Allah'a emanet eü ' Şeytanı taşlamaya gıdenlerle şeytanı taşlamaktan donenlenn trafığı aklı başında ınsanların elıyle duzenlenseydı hac facıası" yaşanır mıydı' Tek hatlı demıryolunda tunelın ıkı yanından ge- len trenlere yol verdıkten sonra çıkan 'teza"ya "takdır-ı ılahı" de- nebılır mı' Bu soru ırade-ı cuzıye ve ırade-ı küllıye tartışma- larına bıle sığmaz Suudı Kralı Fahd'ın konuşması ılgı çekıcı çızgıler taşıyor —Su olay bıze ders otmalı Takdır-ı ılahı Iran'da meydana ^ len deprem gıbı bıze de ders verdı " Yok canım 'Takdır ı ılahı' olsa olsa hac facıası ıle Türkıyelye ders ver- mıştır Ama bız de kaç yıldan berı ders almaktan bıkmıyoruz, usan- mıyoruz Islamı Arabıstan da aramaktan vazgeçemıyoruz Vak- tıyle eyaletımız olan topraklann hukmu altına gırdık emrımızle oturup kalkan şeyhlerın neredeyse eteklerını öpeceğız Iş o nok- taya geldı kı Suudı Arabıstan ın Rabıta orgutunun Türkıye Cum- hurıyetı valılennı toptan hacca göturdüğu soylenıyor Ne dıyelım 1 Ya deve ya devecı ya da devenın ustunde otu ran hacı T.MELİH İNAL SENİ ÇOK c. t , ÖZLÜYORUZ. Kanadalı, Riolu, İspanyol, Anıttepeli ve Yenimahalleli dostların adına UĞUR TUNÇAY HASAN TÜRKMEN " Başıru omzuma yasla Gövdemde taşıyayım senı Govdem gövdene can olsun " UNUTMAYACAGIZ KARDEŞİN: PEKNUR (1959-23.6.1990) Demirbank borsadada iyi günler diler Demirbank hisse senelleri borsaya arzediliyor, bilgi için yarını bekleyin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle