Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/6 DİZt-RÖPORTAJ 8 TEMMUZ 1990
v / /, i, i \ c n R R A H o a L LD E G I Ş E N L A T I N A M E R I K A
Plastikgüzellik,futbol, marjinaller, hiper enflasyon, plaj kültürü, büyü, gecekondu, cinsellik, gençcumhurbaşkanıCollordeMello veBnezilya.-
Collor'un çokrenkli ülkesi
SUNUŞ
Doğu ve Orta Avrupa'da son aitı ayda meydana gelen başdöndürûcü
gelişmeler kamuoyunun Ugisini Latin Amerika'dan başka yönlere kaydırdı.
Oysa Akdeniz'de on yıl önce tspanya, Portekiz ve Yunanistan'da hız alan
demokratiklesme süreci Latin Amerika'ya yeni ulaşıyor. Dominolar gibi
birbiri arkasına düşen diktatörlüklerden sonra 1989-90 arasında on iki
Güney Amerika ülkesi seçimlere gitti. 1 Mayıs I989'da Paraguay, 7 Mayıs
1989'da Panama, 7 Mayıs 1989'da Bolivya, 14 Mayıs 1989'da Arjantın, 15
Kasım 1989'da Brezilya, 26 Kasım 1989'da Uruguay, 14 Aralık 1989'da Şili,
10 Haziran 1990'da Peru hep sandık başına gittiler.
Paraguay, Bavyeralı bir biracınm oğlu olan Alfredo Stroessner'in demir
yumruğu altında 34 yıl boyunca Güney Amerika'nın iki btiyuk devi
arasında büsbütün sıkısıp yalmzlığa itilmiş bir ülke. Bu unutulmuş ülkeye
yaptığımız seyahatte, narkotık trafıği ile yapılmış Dallasvari malikânelenn
yanında, zaman içinde dondurulmuş kentler, gelenekler ve tnsanlar bulduk.
Gezimizin en Onemli duraklarmdan bin ise Arjantin'di. Arjantin'de bir
ülkenin yıkımınm anatomisini inceledik. Bir zamanlar dünyanm en zengin
ülkeleri arasında bulunan bu ülkede şimdi her üç kisiden biri fakir.
Arjantm'le dramatik bir geçmiş, muazzam bir dış borç yükv ve
hıperenflasyon gibi ortak sorunlan olan Brezilya ise her şeye rağmen,
yannlara güvenle bakacak niteliklere sahip görünüyor. 140 milyonluk
nüfusu ve Latin Amerika yüzölçumünün yarısını kaplayan uçsuz bucaksız
topraklarıyla Brezilya; Arjantın ve Uruguay ile bir ortak pazar kurmayı
planladığı 2000 yılına, gelişmiş ülkeler saflarında katûmayı düslüyor.
Cumhuriyet her biri ayn bir Latin Amerika gerçeğini temsil eden üç
ulkeye ışık tutuyor bu yazı dizisiyle Brezilya, Paraguay ve Arjantin.
lı yıilarda Vinicius de Morais ve Tom
Jobim'in "The Girl from Ipanema"
şarkısıyla ünlenen Rio'nun 'entel' semti Ipanema,
artık gökdelenli, lağımlı plajlı bir bir görüntü
sunuyor. Rio'da, özellikle Ipanema'da, güzellik ve
bakım tüm dünyayı etkisi altına alan modamn
ötesinde bir saplantı olarak yaşanıyor. Estetik
cerrahların çok zengin olduğu Rio'da, makbul olan
ve 'carioca' olarak tanımlanan kadın, küçük göğüslü
ve büyük kalçah olarak tanımlanıyor.
Brezilya'da plaj kültürü günlük yaşantının kalbini
oluşturuyor. Işe gitmeden ve iş dönüşü plaja
uğrayan Riolular, burada flört ediyorlar, düş
kuruyorlar, iş konuşuyorlar, koşuyorlar, sörf
yapıyorlar, seyişiyorlar, düşünüyorîar, yemek
yiyorlar, müzik dinliyorlar. Akşam karanhk
bastıktan sonra da güçlü spotların ışığı altında
futbol şöleni başlıyor.
KÎMLİK KARTI BREZİLYA
Başkent: Brasilia
Yüzölçümü: 8.511.965 km
2
Nüfus: 153.992.000 (1989 tahmini)
Yönetim biçimi: İki meclisli federal cumhuriyet
Cumhurbaşkanı: Fernando Collor de Mello
Resmi dil: Portekizce
Din: Katolık «/o 89
Ürünlen Kahve, pamuk, şeker, kakao, taze
meyve, çelik, araba, gemi, tekstil ve kimya
endüstrisi.
İthalat: 16.5 milyar dolar (1987)
thracat: 26.2 milyar dolar (1987)
Kişi başına yılük gelir: 1.523 dolar (1978)
Okuma yazma oranı: % 76 (1987)
Günlük gazete dolaşımı: Her bin kişiden 62'si okuyor.
Madenler Krom, demir, manganez, titanyum, elmas, altın, nikel, kömür, kalay,
boksit.
Televizyoo: 36 milyon (1987), Radyo: 50 milyon (1986), Telefon: 12 milyon (1986)
Turizm gelirieri: 1.5 milyar dolar (1984)
Demiryolu irafiği: 16.3 milyar yolcu/km. 99 milyar ton/km. (1985)
Karayolu (rafîgi: 10 milyon trafiğe kayıtlı araç. (1986)
Havayolu trafigi: 24.4 milyar yolcu/km.
Dogal nüfus artış hızı: Binde 22.2 (1980-85). (Dünya ortalaması binde 18)
Evlenme oranı: Binde 7.1 (1984)
Boşanma oranı: Binde 0.2 (1984)
- 1 —
Rua Vinicius ve Morais Caddesi ile Viscon-
de de Pirajâ Sokağı'nın kesiştiği noktada, Ri-
olu gazetecüerin, Ipanemalı "yuppie"lerin,
aerobik dersinden çıkan albenili ev hanımla-
nnın bira içmeye uğradıklan bir kahve var.
Adı: Garota de Ipanema.
Kahve, adını pop klasikleri arasına giren
ünlü bir şarkı, "Garota de Ipanema"dan (The
Girl from Ipanema) alıyor. Kahvenin bulun-
duğu sokak ise şarkımn ünlü soz yazan Vini-
dos de Morais'in adını taşıyor.
Oxford'dan lngiliz edebiyatı diploması al-
mış bir diplomat olan Vinicius de Morais,
'6O'lı yıllann ortasında yazmış bu şarkıyı. O
zamanlar Ipanema, bizim '60'b yılların Bağ-
dat Caddesi'ni anımsatan deniz kenannda,
bahçeli, küçük evlerin bulunduğu, ferah; ye-
şillik sevimli bir orta-smıf semtiymiş. Mûzi-
ği hobi olarak yapan Morais, besteci arkadaşı
Tom Jobim ile birlikte her akşamüstü kafa
çekmek için o yıilarda "Veloso Bar" olarak
bilinen bu kahvede buluşurmuş. Okuldan dö-
nerken kahvenin önünden geçen 14 yaşında-
ki Heioisa Pinhero'nun güzeüiğı, Riolu bu iki
ünlü bohemi tek kelimeyle büyülemiş. Birkaç
hafta içinde önlcrinden gelip geçen Heioisa'-
dan aldıklan ilhamla "The Giri from Ipane-
ma"yı yapmaya karar vermiş iki müzisyen.
Bir anda en popüler melodiler arasına gıren
şarkı, bestecisi, söz yazan ve ileride ünlü man-
kenler arasına katılmtş olan Uharn kaynağı gü-
zel kıza ömür boyu ün getirmiş.
Olunması gerektigi anda, olunması gereken
yerde olan bu üç kışiyle birlikte Ipanema sem-
tinin de yazgısı değişivermiş. Bir yanda ok-
yanus, öte yanda bir gölle (Lagoon) çevrili
olan ve Rio'nun koni şeklindeki tipik volka-
nik dağlanna bakan yeşillikler içindeki Ipa-
nema'da birdenbire kiralar ve kat karşılığı ar-
sa fiyatlan astronomik rakamlara ulaşmış.
Şarkımn uluslararası ttne kavuşmasıyla bir-
likte kentin en sık adresi haline geliveren Ipa-
nema, tüm masumiyetini yitirivermiş. "Ga-
rota de Ipanema", cuntayülannda liberalle-
rin ve entellerin buluşma yeri olan semtin
renkli yaşamma son vermiş.
Şimdi Ipanema'da, Vinicius de Morais dö-
neminden geriye kalan küçük bahçeli evler,
bir elin on parmağıyla sayılacak kadar az. In-
cecik kumlu plaja bakan binalann hepsi bi-
rer gökdelen olmuş. Lağımlarını denize akı-
tan gökdelenler, plajı da kirletmiş. Ama hep-
sinin de tepesinde çanak antenler bulunan bu
binalann herhangi birinde deniz manzaralı bir
dubleks çatı kafı edinmek gene de erişilebile-
cek en büyük başarı simgelerinden biri sayı-
lıyor. Kentin en moda diskotekleri, restoran-
lan, otelleri, sanat galerileri ve butikleri bu-
rada bulunuyor.
Sağlıklı yaşam merakı
Ipanema'da yaşam, sabahın erken saatle-
rinde siyah dadıların deniz kenannda beyaz
çocuklan gezdirmeye çıkarmasıyla başlıyor.
Daha sonra sağlıklı yaşam meraklısı "cario-
ca"lar (Riolulara carioca deniyor) şort ya da
mayolanyla deniz kenannda koşmaya başlı-
yorlar. Rio ve özellikle Ipanema'da güzellik
ve bakım, tüm dünyayı etkisine alan bir mo-
damn ötesinde gerçek bir saplantı halinde ya-
şanıyor. Bu semtte yaşayan herkes ya koşu-
yor ya tenis ve squash oynuyor ya aerobik ya
da "hang-glidmg" (bir nevi paraşütle uçmak)
yapıyor. Ipanema'da her köşebaşında rastla-
nan jimnastik salonlannın her bin kilo ver-
mek ve vücudun hatlannı korumak için baş-
ka bir metot öneriyor. Makbul olan
"carioca" kadını, küçük göğüslü ve büyük
kalçalı olarak tammlanıyor.
Dünyaca ünlü Doktor Ivo Pitanguy'nin Ri-
o'yu plastik cerrahinin ana-vatanına dönüş-
turmesi bir rastlantı değil. Brezilyalılar için
cinsellik ve fizik güzelliğin değerler sıralama-
sında tartışılmaz önceliğini yansıtıyor bu.
"Dogal zenginlikkrinizi degeriendirin" diyor
televizyondaki bir külot reklamı. Haftalık
dergilerde plastik cerrahi reklamlarından ge-
çilmiyor. 'Kanunızdan cekilen yaglar, kann
altında nfacık bir dikişle maziye kanşabflir'
diyor bir reklam. 'Kol altına aolacak kttçük
bir dikişle yeniden dimdik gögöslere sahip
olabüjrsiniz' diyor bir başkası.
Sennaye: Avrupah sevgili
Güzel bir burun, mükemmel kalçalar, pa-
rafinlenmiş bacaklar, gözlere büyüleyici bir
ifade veren bir iki rötuş ile Rio'nun plaj ha-
rikalan arasına katılıvermek birkaç bin do-
lara bakıyor. Bu o denli önernli ki yalnız zen-
ginler değil, dar gelirliler de tüm tasarrufla-
rınj güzeUik düşüne yatırabiliyorlar. Birlikte
birkaç gun geçirilen bir Avrupalı sevgili ge-
reken sermayeyi sağlayabiliyor.
Şimdi en temiz plajlann daha ileridekı
"Barra de Tijnca" yöresine çekilmesine rağ-
men, "Caesar Park" gibi en gözde otellerin
bulunduğu Ipanema, gene de rağbet gören
plaj piyasasını oluşturuyor. Birbirinden kü-
çük, rengârenk "taagalan" ve plastik güzel-
likleriyle göz kamaştıran plaj harikalan, zen-
gin fakir birbirinden ayırt edilmiyor. Brezil-
ya'nın en demokratik kurumlanndan biri olan
plaj kültürü, Rio'da günlük yaşamın kalbini
Genç Başkan Collor de Mefo, seçim zaferinden soara yine genç kana Rossemaria'yla birlikte BrezSvahlan seUmlıyor.
IPANEMALI KIZ
Yumuşak ve tatlı,
genç ve güzel
Ipanemalı kız yürüyor.
Yürürken bakıyor,
ama hiç kimseyi
görmüyor.
Güvenli ve tatlı
yürürken
sanki samba yapıyor.
Bir kuğu gibi salınıyor.
Adamın ona bakışında
derin bir acı var.
Kızı sevdiği
onun için seve seve
her şeyini vereceği
hemen anlaşılıyor.
Ama kız denize doğru
yürüyor
ve adama bakmıyor.
Sandıklardan 6 ay
önce çıkan, çiçeği
burnunda Brezilya
Cumhurbaşkanı
Collor de Mello,
mükemmel bir başarı
düşünü simgeliyor.
Dünyanm en büyük
televizyon şebekesi
olan ve 80 milyon
Brezilyahnın evine
ulaşan ve Brezilya
dizileriyle ünlü Rede
Globo televizyonunun
desteğiyle mitoslaşan
Mello, genç, sağlıklı,
yakışıklı, başarıh ve
paralı bir başkan. 28
yıl sonra demokratik
yöntemlerle seçilen ilk
başkan olan Mello,
.gerçi enflasyonu yüzde
5'lere indirdi, ama
halk desteğini yarı
yarıya yitirdi.
Vinicius de Ma-
rais'in yazdığı,
Tom Jobim'in
besteledigi 'The
Girl from Ipa-
nema' 6O'lı yıi-
larda en popü-
ler şarkılardan
biri olmuş, şar-
kımn uluslar-
arası une kavuş-
masından son-
ra, Ipanema
semtinin kaderi
detişmişti. De
Marais ve Jo-
bim'e ilham ve-
ren, 14 yaşında-
ki Heloise Pin-
bero'ydu.
oluşturuyor. Işe gitmeden ya da iş dönüşü mu-
hakkak plaja uğrayan Riolular, burada flört
ediyorlar, düş kuruyorlar, iş konuşuyorlar,
koşuyorlar, sörf yapıyorlar, sevişiyorlar, dü-
şünüyorîar, yemek yiyorlar, müzik dinliyor-
lar... Akşam karanlık bastıktan sonra bile plaj
yaşamı sona ermiyor. Guçlü spotlarla aydın-
latılmış kumlar ûzerinde; her gece futbol oy-
nayarak vazgeçemedikleri bir tutkuyu daha
tatmin ediyorlar.
Futbol tutkusu
"Futbol tutkusunu izah etmek, güzellik
saplanbsından daha da güç" diyor "Rede
Globo" televizyonunda spor haberlerini ya-
pan Telmo Zaniai ve ekliyor: "Her şeyden ön-
ce melez ırkımn spora \atkın olduğu aşikâr.
En büyük koşucular siyah büiyorsunuz. Ay-
nca sambada gördüğünüz gibi bu ırkın kıv-
rak bir kalça hareketi var ki, biz buna 'gınga'
dijonız. Neticede Brezilya'nın en büyük fat-
bolcnlannın hep siyahlar ve melezler arasın-
dan çıkügını gonıyonız. Aynca bu ülkeye
akın eden lngiliz, İtalyan ve Alman göçmen-
lerin, futbol tutkusnan basbütün pekişürdi-
ği saaılıyor."
Zanini, Avrupa pazarlarında Güney Ame-
rikalı futbol yıldızlarına odenen astronomik
fiyatlardan şikâyetçi görünüyor ve bunun fut-
bollanna zarar verdiğini söylüyor.
"1980'lerde futbol artık biiyıik para işi oldu.
Aslara odenen astronomik rakamlar yüzun-
den en iyi futbolculanmız Avnıpa'ya, özel-
likle Italya'ya göçüyor. Örnegin Napoli'de oy-
nayan Careca'ya ayda 60.000 dolar veriliyor.
Bu flyata Rio'da 100roetrekarelik orta halli
bir apartman dairesi sada alabilirsiniz. Bizim
ulusal fotboluHuzon ba yttkü kaldınnası
mümkün degil." Belki Brezilya'nın Dünya
Kupası'nda bir çırpıda elenmesinin ardında
bu nedenler yaüyor.
Geceleri plajda güçlü spotların altında bir
gün bir futbol ası olmak duşüyle top koştu-
ran siyahlann ve melezlerin çoğu "favda"lar-
da yaşıyor. Brezilya'da "favela" adını alan
gecekondular, kentin en sık mahalleleriyle içi-
ce girmiş bir görünüm arzediyorlar. Bunla-
rın içinde en ünlüsü "Rocinha". 300.000'lik
nüfusu ile tüm Güney Amerika'nın en büyük
gecekondu kenti olan "Rocinha", Ipanema
ile ayru sahil şeridinin uzantısında Rio yuppi-
elerinin yeğlediği Leblon ve Sao Conrado'ya
bakan bir tepenin uzerine tünemiş bir kaya
parçası. Zaten Portekizcede "Rocinha",
"kayacık" anlamına geliyor. "Jogo do
Bicho" dedikleri bir çeşit yasadışı kumar-
piyangonun patronlan ile uyuştunıcu patron-
İan sayesinde ünlenen Rocinha'ya polis gire-
miyor. Bundan 20 yıl öncesine dek yemyeşil
tropik ormanların kapladıgı tepede, artık bir
kanş yeşil alana rastlanmıyor.
"Balança Mas Nao Cai" -Düşmeyen
Denge- adıyla anılan semtin tek yedi katlı bi-
nası, kullanılan insaat malzemesi hakkında fı-
kir vermeye yetiyor. Birbirine bitişik şekilde
yapılan, çoğu tek ya da ikişer katiı olan bi-
nalann hepsi susuzluk çekiyor ve hiçbirinde
kanalizasyon bulunmuyor. Ama Rio beledi-
yesinin sağladığı tek servis olan elektrik tüm
evlere ulaşıyor. Aşağıdan yukanya doğru ka-
deme kademe gelişen gecekondu mahallesin-
de çöpler, özel olarak yapümış çimento oluk-
lardan gecekondu semtinin vadisine doğru
akıyor. Vadinin dibinde günlerce biriken çöp-
leri, arada bir geçen çöp kamyonlan toplu-
yor. Yağmur yağdığı zaman ise evlerin ara-
sındaki girintfli, çıkıntıh yokuşlardan sel ha-
linde çamurlar ve kanalizasyon pislikleri akı-
yor. Hatta güçlû bir yağmur fırtınası çoğu
kez, evlerle birlikte, içinde yaşayan insanları
sürükleyerek pekçok kişinin yaşamına mal
olan önemli bir trajedi boyutuna erişebüiyor.
45 kilise, 0 hastane
Yukandan aşağıya doğru, kendi içinde de
sosyal farklıhklar gösteren "Rocinha"da en
marjinaller, gecekondulann en görkemli man-
zarasına sahip olan en tepede oturuyorlar.
"Rorinha"nın nüfusu yaklaşık 15.000 olarak
tahmin edilen en zengin kesiminde ise bir sü-
permarket, 100"e yakın dükkân, 30berber, ec-
zane, bar ve restoranlar bulunuyor. Gecekon-
du mahallesinde 45 kilise bulunmasına rağ-
men, tek bir hastaneye rastlanmıyor. Kilise-
lerin yanı sıra aynca kurulan 30 vudu, can-
domble ve spiritizma merkezi, Rocinhalılara
gereksinim duyduklan "nnmt"u sağlıyor.
Rocinha'da oturanlann çoğu bu çileli ge-
cekondu semtini, iki-üç otobüsle gidilen uzak
banliyölerde yapdmış olan sosyal raeskenle-
re tercih ediyorlar. Işe olduğu gibi Maracana
stadyumuna ve plaja gitmek için de tek bir
vasıta bile gerekmiyor. Leblon ve Ipanema'-
daki lüks otellerde çalışan garsonlann çoğu
burada yaşıyor.
Rocinha'da bir odanın kirası bulunduğu ye-
re göre 7 dolarla 40 dolar arasında değişiyor.
Bir evin kirası ise rahathkla en düşük ücret
olan 60 dolara ulaşabiliyor. Yeni zengin Ro-
cinhalılann evinde ise her şeye rağmen mu-
hakkak havalandırma sistemi ile televizyon ve
video bulunuyor. Hatta susuzluğa aldırmadan
yiizme havuzu yaptıranlar bile çıkıyor.
îşsizlik, uyuştnrucu, enflasyon
Nüfusunun yüzde 6O'ı 17 yaşmdan küçük
çocuklar ve gençlerden oluşan Rocinha'da iş-
sizlik en çok gençleri etkiliyor. Bu yüzden
gençlerin çoğu kolaylıkla uyuştunıcu patron-
lannın eline düşüyorlar. Bolivya'dan gelen
kokaine burada bikarbonat, asit borik ve mer-
mer tozu kanştırılıyor. Geceleri silah sesleri
ile Beyrutvari bir atmosfere kavuşan semt-
te, her şeye rağmen yaşam durmuyor. Rocin-
ha'nın 2000'e yakın bar ve biracısı, yılda yüz-
de 1800'e varan enflasyona rağmen, samba
rnüziği eşliğinde buz gibi biralar yuvarlayan
gençlerle dolup taşıyor.
Sandıklardan yeni çıkan çiçeği burnunda-
ki Cumhurbaşkanı "O Fenomeno Collor"un
(Collor olgusunun) Rio'daki en hareketli seç-
menleri Rocinha'da oturuyor. Rocinha gibi
ülkenin en az gelişmiş kuzey, kuzey-doğu,
Amazonya ve Mato Grosso yörelerinin oyu-
nu alan Fenando Collor de MeBo, Brezilya'-
nın tüm marjinallerine daha çok okul, daha
çok ev, sağhk, daha iyi gelir, kısaca "cennet"i
vaat ediyor. Kampanya boyunca "Fernando,
o caminho das Mudanças" (Fernando, degi-
şim yolu) ve "M«thı bir halk" gibi etkin slo-
ganlar kullanan Collor, marjinaller için mü-
kemmel bir başan düşünü simgeliyor.
40 yaşındaki genç, yakışıklı Collor, politi-
kaya meraklı zengin latifondist bir aileden ge-
liyor. Politikacı olan babası gibi ('30'lu yü-
larda senatör olan babasının senatoda hasım-
lanndan birini silah çekerek öldürduğü anla-
tılıyor) Brezilya'nın az gelişmiş Alagoas eya-
letinde valilik yaparak siyaset sahnesine giren
Collor'un tutarh hiçbir sosyal program ve fik-
re sahip olmadığı söyleniyor.
Başkan nasıl pazarlandı?
Geçen yaz kurduğu "Utasal Yeniden
Dognş" partisi ile ülke düzeyinde ilk kez adını
duyuran Colloı de Mello, ashnda tamamen
"Rede Globo" - Globo televizyonunun ürü-
nü. Her gece 18.00,19.00 ve 20.30'da yayma
koyduğu Brezilya dizileriyle ünlü, 15 kanallı
"Rede Globo"nun desteği sayesinde birkaç
ay içinde mitoslaşan Collor'un, cumhurbaş-
kanlığını tele-jenikliği sayesinde elde ettiği an-
laşılıyor. Dünyanın en büyük televizyon şe-
bekesi olan ve 80 milyon Brezilyalımn evine
ulaşan "Rede GIobo"nun dizilerindeki zen-
gin kahramanlar gibi "her şeye sahip olan"
Collor de Mello, sandıklardaki başansını aynı
zamanda iyi bir pazarlamacı olan yakın ar-
kadaşı Marcos Antonio Coimbra'ya borçlu.
Collor'un sınıf arkadaşı olan Coimbra'run
yönlendırdiği secim kampanyası sırasında ya-
pılan bir kamuoyu yoklaması, Brezilyahların
yeni cumhurbaşkanlannda aradıklan özellik-
ler olarak devlet bürokrasisinde deneyimli,
yozluklara karşı çıkan genç bir başkan iste-
diklerini onaya koyuyor.
Rede Globo'dan gazeteci Olga Carado,
"Collor de Mdlo, bu tanıma uyoyordn" di-
yor ve ekliyor: "Aynca kendisi çekici amba-
lajı olan tipik bir tuketim maddesi olarak pa-
zarlaadı. 'Genç', 'sağlıklı', 'zengin',
'yakışıklı' ve 'şanslı' Collor'la özdeşleştirflen
sıfatlardı. Collor siyah kuşak sahibi bir ka-
rateciydi. 26 yaşında, genç, güzel bir kansı
vardı. Büiyorsunuz '85'te askeri diktanın so-
na ennesiyle görevi teslim alması beklenen
Cumhurbaşkanı Tancredo Neves, bnna mu-
vaffak olamadan ölmüştü. Bu bizim için bir
dram oldu. Bu kez BrezUyabJar böyle bir risk
almak istemediler ve fiziki acıdan şanslı'
adayın peşinden koşrular."
Komşu Arjanün'in Cumhurbaşkanı Cartos
Menem gibi aksini söylemesine rağmen bü-
yük bankalarla ve özellikle Latin Amerika'-
nm en büyük çokuluslulanndan Bunge-
Born'un politikasını izleyen Collor, kısaca "H-
beral ekonomi"yi simgeliyor.
28 yıldır seçilen ilk demokratik cumhurbaş-
kanı olan Collor'un iktidarda göstereceği per-
formansa aydın kesimler şimdilik şüpheyle ba-
kıyorlar. Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki
rakibi, sendikacı Luis Inacio Lula da Silva'-
nın sözleriyle Collor'un "iş çevreleri, silahh
kuvvetler ve IMF Okeleri çerçevesinde hükü-
met ediyor." "Vasat, fakat şansb bir adam"
olarak tanımladıklan Collor'un seçiminin Re-
agan'ı anımsatan bir yanı olduğunu vurgula-
yan aydınlar, Brezilya'nın ABD'nın istikra-
nna sahip olmadığına işaret ediyorlar. 140
milyon Brezilyalımn yüzde l'i halen gdirin
yüzde 56'sına sahip çıkıyor.
Kemerler stluldı, ama...
Ama Collor de Mello Brezilya'da "Ar-
jantinizasyon" olarak adlandırılan ve geçen
mart ayında ayda yüzde 90'ı bulan hiperenf-
lasyonu yüzde 5'e dek indirnüş durumda.
Ama ne yazık ki yüzde 5 de ayhk enflasyon
oranını ifade ediyor ve mayıs ayından bu ya-
na yine ytikselme eğilimi göstererek haziran-
da yüzde 10 sınınnı zorluyor. Başkanlığı dev-
raldığı 15 mart günü hemen işe sert anti-
enflasyonist önlemlerle başlayan De MeUo'-
nun ilk aşamada sanayiyi felce uğrattığı gö-
rulüyor. Ülkedeki 150 milyar dolarlık tasar-
nıf hesaplanrun 115 milyannı (ki bu dolaşım-
daki para hacminin yüzde 80'i anlamına ge-
liyor) dondurarak enflasyonla mücadelesi»'^
başlayan De Mello, bu önlemlerin kendi'
desteklemiş olan dar gelirlileri değil, hizm»..-
çiye, aşçıya, bahçıvana, şoföre vazgeçilmez
malları gibi bakan ayrıcalıklı smıflan etkile-
diğini söylüyor. Ne ki bu geniş kapsamlı ke-
mer sıkma politikası sonucu Güney Amerika'-
nın en büyük sanayi merkezi sayılan Sao Pa-
olo'da otomobil sanayiınin ilk aşamada dur-
ması ve 350 bin işçinin işten çıkanlması uze-
rine büyük sermaye sahipleri ve sanayiciler
bloke edilen hesaplan yeniden açmaya baş-
ladüar. Böylece bloke edilen para hacminin
3/4'ü yeniden piyasaya döndü. Bu da yeni-
den enflasyon spiralini başlattı.
\ş bitirici' de Mello
Maaş ve ücretleri karşılayamayan sanayi-
ciler ilk aşamada ülke çapında 350 bin işçiye
yol vermiş bulunuyorlar. Komşu Arjantin'-
de olduğu gibi halk çaresizlikten arada bir Rio
de Janeiro süpermarketlerini yağma ediyor.
tş bitirici ve cesur kararlarm adamı oldu-
ğunu kanıtlamak peşinde olan De Mello'yu
ise bu ekonoraik deprem korkutmuyor. Bre-
zilya'nın yakışıklı genç başkam, devlet har-
camalannı minimuma indirmek için bir dtt-
zine bakanlığı kapatmaktan dışarıdaki
'gereksiz' büyükelçilikleri kaldırmaya dek her
çareye başvuruyor. Bu arada aralarında ül-
kenin en önemli kurumlannın bulunduğu Bre-
zilya Kahve Enstitüsü, demir çelik ve petrol
sanayisinin bazı kuruluşlan, şeker ve alkol
enstitüsüne dek 22 KtT'i de iptal etmekten çe-
kinmiyor. Collor Brezilya'nın korumacı du-
varlar arkasında gelişen sanayisini dışa acmak
için de dev adımlar atıyor. Meclis tarafmdan
onaylanması beklenen bir kararla genç cum-
hurbaşkanı etkin olmayan sanayüere stıbvan-
siyonu kaldınyor ve ithalatı hemen hemen ta-
mamen serbestleştiriyor.
Şimdiye dek görülmemiş bu rota değişikli-
ğini Brezilyalılar umut, kaygı ve depresyon
arasında gidip gden bir şaşkmlıkla karşüıyor-
lar. Likidite yetersizliğı günlük alışverişi ger-
çek anlamda bir işkenceye dönüştürüyor. De
Mello'ya karşı kıyasıya savaş ilan etmesi bek-
lenen sol partiler, ücretlilerin haklan konu-
sunda yükselttikleri bazı itirazlar dışında şim-
dilik yeni hukümetin önlemlerini desteklemek-
ten başka çare görmüyorlar. Sendikalar ise De
Mello ve De Mello'ya karşı olmak üzere iki-
ye bölünmüş bir görünüm arzediyor. Gec
hafta (20 haziranda) cumhurbaşkanlığın
100. gününü dolduran De Mello, Brezilya'-
mn "24 Ocak karariannı", "Başka hiçbir ça-
remiz yok" diyerek savunuyor: "Bu savaşı ya
kazanmamız ya da yine kazanmamız gereki-
yor."
Kamuoyu yoklamalanna bakılacak olursa
Brezilya Cumhurbaşkanı'mn halkı ikna ede-
mediği görülüyor. tşbaşına geldiğinde Brezil-
yalılarm yüzde 68'inin desteklediği "Collor
paketi" şimdi arkasında yalnız yüzde 30'hık
bir kesimi buluyor.
Varın: Bahla ve kölellk