22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 DIŞ HABERLER 8 TEMMUZ 1990 ARNAVUTLUK îçişleribakanıgörevindenalındıYabancTelçiliklere sığınan Arnavutların sayısı 4 bini aştı. Federal Almanya elçiliğine sığınanların sayısı 25OO'e ulaşırken, Türkiye Büyükelçiliği'nde yaklaşık 56 sığınmacı bulunduğu açıklandı. Dış Haberler Servisi — Arnavutluk'un başkenti Tiran'da yabancı elçiliklere sığı- nanlann sayısı 4 bini aşarken, hükümetin üst düzeyinde önemli değişiklikler yapıldı. Arnavutluk Haber Ajansı ATA, İçişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Siroon Ste- fani'nın görevinden alınarak Devlet Kont- rol Komisyonu Başkanhğı'na getirildiğini bildirdi. Ajans, içişleri Bakanlığı'na KP Merkez Komitesi Genel Sekreteri Hakuran tsai'nin getirildiğini kaydetti. Devlet Kontrol Komisyonu Başkanı Ma- mush Myftin ve diğer iki Komünist Parti yetkilisinin ise Politbüro üyeliğinden emek- İiye ayniacakları bildirildi. ATA, değişiklik- leri hiçbir yorum yapmadan kısa bir liste şeklinde verdi. KP'deki bu değişikliklerin, binlerce kişi ülkeyi terk etmeye çalışırken KP Merkez Komitesi'nin toplantısının ikinci gününde yapıldığma dikkat çekiliyor. Doğu Avmpa'nın en tutucu ülkelerinden olan Arnavutluk komünist yönetimi lider- liğinde yeni isimler göze çarptı, ancak Dev- let Başkanı Ramiz Alia halen yonetimde bu- lunuyor. Diplomatik kaynaklar, Amavutluk'ta yö- netim mücadelesinin 1985 yılında Enver Hoca'nın ölümunden bu yana gizlice sür- duğünü ve son günlerde açıklık kazandığı- nı bildiriyorlar. Alia, Arnavutluk'un dış dünyaya yavaş yavaş açılmasından yana. Tiran'da yabancı elçiliklere sığınanların sayısı 4 bini aştı. Türkiye'nin Arnavutluk Büyükelçisi Teoman Sürenköy, "Büyükel- çiliğimize 50 kişi daha geldi" dedi. Sürenkök, telefonla AA muhabirine yap- tığı açıklamada, önceki geceden beri yak- laşık 50 kişinin Büyukelçilik binasına gir- diğini söyledi. Şu anda Büyukelçilik 'te bulunan mülte- ci sayısı hakkında kesin bilgi veremeyece- ğini belirten Sürenkök. "Ancak daha ön- ce bulunan 6 kişi ile birlikte > aklaşık 56 di- yebiliriz. Zira, miütecilerin Buyiikelçiliğe gi- rişleri sırasında polis kesinlikle müdahale etmiyor. Bu nedenle, bazılan girerken bir- kaç kişi de dışan çıkıyor" diye konuştu. Büyükelçi Sürenkök, dunımun genel ola- rak sakin göriindüğünü ve güvenlik güçle- rinın diğer büyükeiçiliklere giden mülteci- lere müdahale etmediği yolunda bilgiler al- dıklannı söyledi. Sürenkök, AA muhabirinin önceki gece gösteriler olduğu yolunda haberler alındı- ğını hatırlatması uzerine, şöyle konuştu: "Bize ulaşan bilgilere göre sadece 3 tem- muz gecesi, yani sığınma olaylannın baş- ladığı gece olaylar oldu. Dün gece başkent Tiran'da gösteri oldugu yolunda hiçbir bilgi yok. Belki diğer kentlerde olmuştur, ama Tiran'da olduğu yolunda bir açıklama yok." Arnavutluk'ta bulunan tek Batılı muha- bir olan Avusturya Haber Ajansı AFA mu- habiri, önceki gece verdiği haberde, Tiran'- ın kent merkezinde yaklaşık lObin kişinin bir gösteri düzenlediğini bıldirmişti. AFA muhabiri, göstericilerin komünist liderlerin istifasını istediklerini ve polisin cop kulla- narak gösteriye müdahale ettiğini belirtmiş- ti.öte yandan, Büyukelçiliklere sığınmala- nn devam ettiği ve sığınanlann sayısımn 4-5 bin arasında olduğu bildirildi. Tiran'da v görev yapan ve adının açıklan- masını istemeyen Batılı bir diplomat, yap- tığı açıklamada, yoğun biçirade devam eden sığınma olaylan karşısında hiçbir Arnavut yetkilinin ve özellikle siyasi polis SİGURİ- Ml üyelerinin müdahale etmediklerini söyledi. Diplomat, kendilerine ulaşan bilgilere gö- re, Federal Almanya Büyükelçiliği'nde 2500, ttalya Büyükelçiliği'nde 1500, Fran- sa Büyükelçiliği'nde 230, Yunanıstan Bü- yükelçiliği'nde 18, Mısır Büyükelçiliği'nde ise 3 kişinin bulunduğunu beiirtti. Arnavutluk Halk Meclisi Prezidyumu, başkent Tiran'daki yabancı temsilciliklere sığınan yaklaşık 5 bin kişiye, buralan terk etmeleri durumunda cezai yaptırım uygu- lanmayacağı yolunda bir karar aldı. Resmi ATA Ajansı'nın haberine göre, dünkü ka- rarda, "Amavntluk'laki yabancı diploma- tik temsilciliklere giren yurttaşlar için, bu elçiHkierden aynlmalan durumunda, eytem- lerinin karşıhgı olan cezai yapünmlann uy- gulanması yohına gidilmeyecektir" denildi. Komunizmin 45 yılı »925 Arnavutluk'ta cumhuriyet ilan edildi. llk Cumhurbaşkanı Ahmet Zogu. 1928 Zogu, krallığını ilan ederek Kral Zog adını aldı. 1939 Arnavutluk, ltalya tarafından jşgal edildi. 1943 Ülke, Nazi birlikleri tarafmdan işgale uğradı. 1944 Yugoslav komünistlerinin desteğiyle 1941 yılında kurulan komünist Uiu- sal Kunuluş Cephesi iküdara geldi. 1945 Düzenlenen seçimlerde, Enver Hoca- nm liderliğindeki komünistlerin des- teklediği tek tiste kazanarak yönetime geldi. 1946 Kral Zog yonetimden uzaklaştınlarak Arnavutluk Halk Cumhufîyeti üan edildi. 1949 Arnavutluk, Yugoslav emperyalizmin- den korunmak amacıyla COME- CON'a katıklı. 1955 Arnavutluk, Varşova Paktı'na katıldı. 196J Sovyetler Birliği, Çin yönetimiyle ya- kın iîişkiler kurduğu gerekçesiyle Ar- navutluk ile olan ilişkilerını kesti. 1962 Arnavutluk COMECON'dan aynlarak Çin'den destek aramaya başiadı. 1968 Arnavutluk, Varsova Paktı'ndan ay- nldı. 1978 Çin, Arnavutluk'a verdiği askeri ve ekonomik desteğe resmen son verdi. 1985 Enver Hoca'nın ölümünun uzerine ye- rine Ramiz Alia geldi. 16 mayıs BM Genel Sekreteri Perez de Cu- ellar, Arnavut yöneticiieriyle görüş- melerde bulunmak uzere ilk kez Ti- ran'a gitti. 6 haziran Araavutiuk yönetimi, köklü re- formlar yapacağmı vaadetti. 3 temmuz Başkent Tiran'da yabancı elçilik- iere sığınma furyasının başlamasının uzerine polis sıkı önlemler aldı. 4 temmuz Ülkedeki yabana diplomatlar, el- çiliklere sığınan Arnavutların gelecc- ğini görilşmek üzere hükümetten gö- rüşme talep ettiler. 5 temmuz Arnavutluk Dışişleri Bakanlıgı, yabancs elyiliklere sığınan vatandaş- larına pasaport sağlama sözü verdi. STALİNİZMİNSON KALESt ARNAVUTLUK /l Sloganları kanıksamış bir halk BOŞ MEYDANLAR — Arnavutluk'un başkenti Tiran'ın geniş meydanı gündözleri sa- kin bir göniniim veriyordu. Aynı meydan akşam saatlerinde dolup taşıyordu. lş bitimin- de başka bir eğlencesi olmayan Tiranlılar. en (emiz giysileri ile meydanı dolduruyorlar, alışveriş yapıyorlar, sohbet ediyoriardı. Şimdi elçiliklere sıgınm» furyası sonucu meydan- ların bomboş oldugu bildiriliyor. Arkadasımız Canan Gedik, Arnavutluk Başkanı Adil Çarçanı'nin, 25 haziranda baş- layan Türkiye ziyaretınden önce bu ulkeye gitmiştı. Uzun yıllardan sonra Türkiye'ye yapılan ziyaret, bu ülkenın Batı'ya açdma- sının da işareti saydmıştı. Çarçani'nin ge- zisinin üzerinden 10 gün geçmeden Arna- vutluk, Tiran'daki büyukelçiliklere sığınan Arnavutların eylemlen ilesallanmaya baş- ladı. Son üç gün içinde meydana gelen olay- lar, "komunizmin son kalesini" dünya gün- deminde baş sıraya oturttu. CANAN GEPİK tstanbul'un Topkapı garajında, her 15 günde bir aynı hüzünlü manzara yaşanıyor, altı aydan bu yana... özel bir turizm şir- ketinin arkası römorklu otobüsü, birazdan Türkiye'ye gelerek akrabalanm ziyaret ede- bilme mutluluğuna erişmiş Arnavutları yüklenerek yola koyulacak... Otobüsün önünde üç otobüs dolusu eşya... Siyah- beyaz televizyon, motosiklet, buzdolabı, radyo-teypler, halılar, kilimler, iplerle sıkı sıkıya bağlanmış mukavva bavullar, denk- ler, yükler... İnsanlar sarmaş dolaş, yürek- lerini başka bir yerlerde bırakmışcasına gözyaşı seli içinde otobüse doluşuyorlar... Hüzünlü bir sessizlik içinde 18 saat sü- ren yolculuk, Arnavutluk'un 6 ay önce sa- dece Turk otobüsüne açılan sınır kapısı Bi- lisht'te bir başka telaşa dönüşüyor. Tıka basa dolu otobüs yeni yapılan gümrük bı- nasının önüne boşaltılıyor... Televizyon, teypter, radyolar, halılar, bavullar yüklü- ce gümrük ödenerek Arnavutluk sırunnı aş- mayı başarıyorfar, ancak buzdolabı takılı- yor gümrüğe... Sımrdan sonraki ilk kent Korçe'ye kadar bir başka dünyadayız. Adım başı yapımı 10 yıl önce durdurulan koruganlar, Enver Ho- ca ile komünizmi övücü sloganların yer al- dığı panolar, her köyde duvarlar boyunca yaalı plan hedefleri, çatışmalarda ölen kur- tuluş savaşçılan adına dikilmiş anıtlar ve da çalışan bir işçinin ücretinin yaklaşık 10'da biri fıyatma saıılan tükenmez kalem- ler çocuklar için en güzel hediye... Sakız ise "Amerikan özentisi" olduğu gerekçesiyle Arnavutluk yönetimince uzun bir süredir yasak edilmiş. Ancak son zamanlarda sa- kız satışına da yaygın olmamakla beraber izin verilmis... Üretilen yerli sakızlar ise ka- litesiz... Korçe'nin Iliria otelinin odaları sade ve tertemiz görüntüsu ile mütevazi bir köy evi- ni andınyor. Otel yöneticisi Türkiye'den ge- len konuklara kahve ile birlikte konvak ik- Özel olarak hazırlanmış büyük levhalar üzerindeki resimli yazılar sadece yabancıların ilgisini çekiyor. Arnavutlar bu sloganları öyle benimsemişler ki levhalar trafik işaretleri kadar doğal. heykeller... Kadınlı erkekli askerler, bazı- ları silahlı, baalan silahsız tarlalarda veya küçük işletmelerde çalışıyorlar. Komunizmin son kalesindeyiz artık... Otobüsümüzün son durağı sınır kenti Korçe... Korçe'deTürk otobüsü coşkulu bir sevinç gösterisi ile karşılaruyor... Otobüsün her iki tarafını saran çocuklar, parklardan kopardıklan çiçekleri yabancı yolculara ve- rıyorlar, sonra da usulca konuşuyorlar: Slylo, stylo.. Gum.. Tükenmez kalem Arnavutluk'ta yaygın bir biçimde kullanüan bir şey değil. Tarla- ram ediyor. Konyak Arnavutluk'un gele- neksel bir içkisi... Kahve içilen her yerde konyak ikram ediliyor. "Enver Hoca yoldaşın yapıtı şanlı ol- sun." "Yaşasın Marksizm-Leninizm" "Yaşasın Arnavutluk halkı". Özel olarak hazırlanmış büyük levhalar üzerindeki resimli yazılar sadece yabancı- ların ilgisini çekiyor. Arnavutlar bu slogan- ları öylesine kanıksamışfar ki slogan levha- ları trafik işaretleri kadar doğal, sanki... Akşam saatlerinde bütün kent sokakla- ra dökülüyor. Birinci Dünya Savaşı yılla- nndan kaldığı izlenimini veren az sayıdaki araçlar, insan selinin arasında kendilerine yol açmaya çalışıyorlar. Akşam saatlerin- de en temiz giysilerini giyinmiş halkın so- kaklarda yürümesi bütün Arnavutluk kent- lerinde bir gelenek... tnsanlar için en etkili haberleşme yolu da bu yürüyüşler... Dün- yada ne olup bittiği, başkentteki gelişme- ler, yönetimin düşündükleri, halkın istek- leri hep bu yürüyüşlerde değerlendiriliyor, kahveli-konyaklı sohbetlerde konuşuluyoc. Son kalenin başkenti Tiran diğer kent-^ lere oranla çok daha hareketli. özellikle gençler büyük kültür merkezlerinin geniş gölgeler veren duvarlannın altında Doğu Avrupa'yı tartışıyorlar. Yabana turistler- le tngilizce ve halyanca modadan siyasete kadar her şey konuşuluyor. Tiran meyda- nı özellikle akşam saatlerinde her dilin ko- nuşulduğu büyük bir forumu andınyor. Konyağı biraz fazla kaçıran gençler gi- tarlarıyla "rock" muziğin zirvedeki parça- larım seslendiriyorlar. Meydanda turlayan polis ve asker, gitarından ve akordiyonun- dan "lambada"mn hareketli ezgisi dökü- len gençlere hiçbir müdahalede bulunmu- yor... Az ötede sokaklan süpüren çöpçfl ka- dın ise süpürgesini bir kenara bırakmış gi- tardan yükselen "lambada" eşliğinde çok- tan dans etmeye başlamış bile... SCfRECEK SOVYETLER BİRLİĞ1 Komünist Parti Gorbaçov'a direniyorSSCB Başkanı Mihail Sergeyeviç Gorbaçov'un, SBKP 28. Kongresi'nin açıhşmda ortaya koyduğu istekler, delegeler tarafından pek kabul görmüyor. Tutucu kariat eski politbüroyu tek tek oylamaya çalışıyor. Gorbaçov bu girişimi önleme çabasmda. KEREM ÇALIŞKAN MOSKOVA — Gorbaçov, parti içinde- ki tutucu ve reformcu kanatlann kongre sı- rasında, oylama yolu ile kapışmasını önle- meye çalışıyor. Sovyet Devlet Başkanı ve Parti Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov, kongrenin dünkü oturumunda tutucu ka- nadın, Politbüro üyelerini tek tek oylama konusunda sabah aJdırdığı kararı, öğleden sonra başka bir usul oylaması ile geri çe- virdi. Ancak tartışmaların uzaması nede- niyle konu pazartesi oturumuna kaldı. Tu- tucu kanat böyle bir oylama ile Rijkov, Ya- kovlov, Abalkin, Şevardnadze, Medvedev gibi perestroyka ve Gorbaçov'un "beyin takımım" aklamayarak reformcu kanada darbe vurmak istiyor. Gorbaçov ise tavrı- nı oya sunup aklatarak dururnu kurtarma- ya çalışıyor. Dünkü diğer ilginç gefişmeleri şöyle özet- lemek mümkün: Ideoloji sorumlusu Medvedev, partide politik göreve talip olmayacağını açıkladı. Ligacev yeniden sert biçimde "pazar ekonomisine" yeklendi. Parti yenileme ko- misyonu; tartışmalı sorunlarda parti içi re- ferandum yapılmasını ilke olarak be- nimsedi. Kongıenin dünkü oturumunda parti ko- misyonları raporları açıkladılar. Burada dikkat çeken ilke kararlan şunlar: "Ekonomi: Delegelerin büyük çoğunlu- ğu yapılacak ekonomik reformun ne ola- cağının açık seçik anlatüdığı bir raporu, parti yönetimi ve hükümetin acilen hazır- lamasını istediler. Tanm: Tanmda krizin ana nedeninin kollektif ilkelerinin deforme idelmesi oldu- ğu karara bağlandı, Sovyetler: Parti iktidarı ile Sovyet ikti- darının karşı karşıya getirilmeyip, işbirliği yapılması istendi. Insan haklan: Milli haklar korunurken insan haklarının da öncelikle korunması (uzlaşma formülü olarak) benimsendi. Ayrıca dün çeşitli Politbüro üyeleri so- ruları yanıtladılar. Şevardnadze yaptığı duygusal konuşmada, Doğu Avrupa'daki gelişmelerin, Stalinist sistenün sonucu ol- duğunu savundu. Ligacev ise "Özel miil- kiyele geçişin Sovyet toplumunu geri gotureceğini" söyledi. "Demir yumruk" söylentisini milliyetçi bölücü akımlarm yay- dığını öne süren Ligacev, bunların kendi cumhuriyetlerinde burjuva düzeni kurmak istediklerini söyledi. Ligacev, "Ülkeyi pa- zar ekonomisine süriikleyenler ilk önce iş- siz kalacaklar" dedi. Tutucu kanat lideri, ordu KGB ve adaletin depolitizasyonuna da şiddetle karşı çıktı. Sovyetler Birliği Komünist Partisi, Mi- hail S. Gorbaçov'un "yeniknme" çağnsı- na direniyor. SBKP'nin 28. Kongresi çalış- malarının birinci haftasını biürip bugün bir günlük tatil yaparken ortaya çıkan tablo- yu boyle özetlemek mümkün. Gorbaçov ne istiyor? Sovyetler Birliği Devlet Başkanı ve KP Genel Sekreteri Mihail Gorbaçov pazarte- si günü kongreyi açış konuşmasında "top- lumda koklü ekenomik değişimlerin eşigin- de olduklannı" belirterek Komünist Par- ti'nin kendi bünyesinde köklü bir yenilen- me ile buna öncülük etmesini istemişti. Gorbaçov'un sunduğu programın ana hat- Iarı oldukça açık: Pazar ekonomisi meka- •izmalan kademeli olarak uygulanacak, topraklar köyliilerin özel kullanımına ve- rilecek, yabancı sermaye teşvik edilerek or- tak yatınmlaria (Joint Ventures) Sovyet ekonomisinin dünya ekonomisi entegrasyo- nu saglanacak, fiyat reformu ve borsa ku- nılarak rublenin kovertibilitesi saglanacak. Komünist Partisi de tek parti iddiasından vazgeçerek, bakanlık ve tüm kurumlarda "komuta yönetimini" terk ederek, bütün bu gelişmelere "ideolojik oncülük" yapa- cak, komunisüer Lenin'in eski Unımına uy- gun olarak ileri göriiş ve örnek davranış- larla çalışanlann çıkarlannı savunarak Ko- münist Partisi'nin prestijini koruyacak ve parlamenter metotlan da kullanarak mo- dern Sovyet loplumDnun yaratdmasını sa|- layacaklar... lşte özetle Gorbaçov'un Komünist Par- tisi'ne önerdiği yol bu. Ancak Sovyet ba- sımnda kullanüan bir deyimle "partokrasi" böyle bir yenilenmeden yana değil. Daha doğrusu 280 milyonluk dev Asya ülkesinin 18.5 milyonluk "tek ptrti'si, böyle bir dö- nuşüme ideolojik ve örgütsel olarak hazır değil. 28. kongre için seçilip gelen delege- lerin kongredeki tepkileri, bu delegasyonun "tutucu" bir yapıda olduğunu ortaya ko- yuyor. Neyi istemiyor parti? Igor Ligacev, Ivan Polozkov gibi kendi- lerini "realist" olarak adlandıran tutucu kanadın önde gelen isimleri en başta "pa- zar ekonomisi" ve "özel mülkiyetin" her türüne karşı. Bu grup "nomenklatura"nın, yıüarca sürdürdüğü iktidarı, ekonomik ola- rak güçlenecek yeni kesimlere kaptırması- nı istemiyor. Yaşamım parti çalışmasına vermiş olan ve halen partinin her kademe- deki bütün kilit noktalarını ellerinde tutan 40-50 yaş grubu partililer bu güçlü eğilimin taşıyıcılan. Onlan Kremlin'deki büyük kongre salonunda jilet gibi gri takım elbi- seleri, itinalı aklaşmış saçlan, ciddi ve asık 'yüzleri ile yürürken ve aralannda heyecanh konuşmalar yaparken görmek mümkün. Parti ve Ulke için bunca çalıştıktan sonra bütün fiili yetkilerini yitirip bir yana atıl- mak istemiyorlar. özel kooperatifler kurup yeni başlangıç yapmak için çoğu oldukça KONGRE tZLENİMLERİ Azeri delegelerin Ligacev sempatisiMOSKOVA (Cumhuriyet) — Cuma gü- nü öğleden sonra saat 14.30'da basın mer- kezindeki sıkı aramadan sonra 34 gazeteci otobüsle Kremlin'deki kongre salonuna gi- diyoruz. Sabah ve akşamüstü ayn ayrı ekip- ler önceden kayıt yaptırarak kongreyi izle- yebiliyor. Otobüs basm girişinin kapısına kadar da- yanıyor. Kırmızı kartları gösterip içeri gi- riyoruz. Daha öğleden sonraki oturum baş- lamamış. 5 katlı her yanı mermer ve boy- dan boya camlı kongre salonunun alt kat girişinde delegeler grup grup dolaşıyor. Dı- şarıda turist trafiği sürüp gidiyor. Meraklı turistler camlara ellerini dayayıp içeri ba- kıyorlar. Salonun ön çıkışında delegeler, tu- rist gruplarının arasından içeri girmeye ça- lışıyor. Delegelerin büyük çoğunluğu gri ya da açık renk takım elbiseli, kollarının altında deri kongre çantaları. Çok sayıda subay da göze çarpıyor. Ancak bu gri-haki renkteki kalabalığın içinde asıl göze carpan kongreye milli kıyafetleri ile katılan Orta Asya ka- dın delegeleri, çekik gözleri ve rengârenk köy giysileri ile hemen "fark ediliyorlar." Karakaş kara gözlü, ince beyaz ytizlü genç bir bayana "kanun ısınıyor". Yanın- daki bayan delege ile birlikte fotoğrafları- nı çekiyorum. Gülüşüp utangaç hareketler yapıyorlar. Tamam, bunlar "bizden". Yan- lanna gidiyorum "Siz neredensiniz?" Evet Türkmenistan delegeleri. Karagözlüsü Ro- siva Ogulneval (28), diğeri Mnhammedni- yova Maisc. Bir kolhozdan seçilip gelraiş- ler. Biri halıcı, diğeri süt üretim sorumlu- su. Ben politik olarak hangi grubu destek- ledikleri ile uğraşırken onlar çektiğira fo- toğrafı nasıl alacaklannı soruyorlar. "Gor- baçov yahşi, Türkmenistan ayrılık istemi- yor. Sovyetlerin daha çok biıiigini istiyor, kolboziar dagmlmamalı, fotoğraiian adres- lerine postaiayacagım. Zatea 'hamimiz TUrküz, aynı soydamz ve de kardeşiz..." Tam Türkmenistan güzelleri ile "kandaş" muhabbeti koyulturken, üstüm- YOĞL'N tLGt —Ligacev, Kremlin'de parti kongresi süresinceyogun ilgjile karşılaşıyor. den kalabalık bir insan dalgası geçiyor, çan- ta ve ben bir yana "bacT'lar öbür yana sav- ruluyor. Ne oluyoruz derken... Evet Gor- baçov geliyor. Çevresinde çok sıkı bir body- guard çemberi, onun çevresinde TV kame- ra ekipleri ve gazetecilerden oluşan ikinci kuşak, daha dışarıda meraklı delegeier ka- labalığı. Hemen otomatik makine ile bir- kaç poz çekmeye çalışıyorum. Konımalar, kameramanları çok sert itiyor. Biri kame- ra ile birlikte yuvarlanıp düşüyor. Büyük bir itiş kakış. Gorbaçov arada soruları ya- nıtlayıp yürürken, çevresindeki kalabalık- tan salon girişini görmeyip, başka yöne yü- rüyor. Neden sonra salona giriyor ve orta- lık yatışıyor. Delege avına devam... Giysi ve görıinüşlerinden "aşına" oldu- gum başka bir grup kadına yöneliyorum. Evet Azerbaycan delegeleri. Onlarla iyice kardeş, hısım akrabayız. Kadirkızı Ibrahi- mova (33) fabrika delegesi otobüs hostes- leri gibi giyinmiş sevimli Zöhre Tahirova (28) Bakü'nün bir bölgesinde 1. sekreter. Cennet Papayova (35) ise Balokent Sovye- ti Başkanı, Azerbaycan ekibinin ve Başkan Muttalibov'un neden Ligaçev'i destekledi- ğini soruyorum. Meğer Ligacev olaylar sı- rasında Azerbaycan'a gelmiş ve Ermenis- tan'daki silahlanmaya da karşı çıkmışmış. Bir de Azerbaycan Komünist Partisi Mos- kova'da "güçlü ve sert" yönetim istiyor. Ya pazar ekonomisi? Evet, Zöhre yeni dü- zenden yana, hem parti 1. sekreteri hem de 4 kolhozla anlaşma yapmış, kooperatif kur- muş, kolhozlann süt mayalandırma ve hay- van bakımı işini almış, yamnda çahştırdığı insanlarla bu işi yapıyor. Abdullah Altoglu 60 yaşlannda bir Azer- baycan delegesi, inşaat kesıminden. Hemen beni Bakü'ye evine davet ediyor. O hangi gruptan? Yanık köylü yüzünde ve mavi gözlerinde Türk insanımn o bildik tebessü- mü uyanıyor. Kulağıma eğilip yüreğinden geçeni söylüyor: "Hepsi aynı k.... soyu" .... Daha sonra bir Azerbaycan delegesi cev- reye göstermeden Bakü olaylanna ilişkin bir fotoğrafı kitabı çantama sokuşturuyor. Kremlin'de tam bir Türk dayanışması ya- pıyoruz... Kazak delegesi Zeynullah Yalçınbey Mangislak 1. sekreteri. Düzgün gri takım elbiseli. Yavaş ve tek tek konuşunca Türk- çe anlaşıyoruz. Gorbaçov da Ligacev de "dürüst" adam ona göre. Partide birlik ve dayanışma lazım (İki el kenetleniyor). Evet, Bazar ekonomisi de yahşidir. Bu hesapla 4700 deiegenin en az beşte biri ile Türkçe anlaşmak mümkün. Daha sonra Kazakis- tan radyosundan Miryam Baygazi ile çatı katına çıkıyoruz. Çatı katının koskocaman salonunun her yanına masalar konmuş üs- tünde her tür sandviç, kurabiye, pasta ve yiyecek içecek çok ucuz fiyata satılıyor. Çaylar ve neskafeler poşette. Her raasada- ki büyük musluklu termoslardan suyu ken- diniz çekiyorsunuz. Oturum saat 18.30'da bitiyor. Delegeler metro çıkışı hızında kapılara seyirtiyorlar. Subaylar alt kattaki vestiyerde dizi dizi du- ran kırmızı şapkalarını alıp çıkıyorlar. Or- talık çabuk boşalıyor. Gorbaçov etrafında aynı kargaşa ile çıkıp yürüyerek malikane- sine dönüyor. Yalmz kongre >alonu önün- de Leningrad'ın yeni ve yakışıkb Belediye Başkanı Anatoli Socak Sovyet gazetecile- re uzun uzun sakin bir şekilde çeşitli sorun- lar uzerine görüşlerini anlatıyor. Onların te- mel sorunu kent Sovyetlerini etkin kılmak. önce gök gürlüyor. Sonra Kremlin'in kırmızı kuleleri arkasında kara bulutlar be- liriyor. Sonra ilk taneler.. Kremlinden çı- kıp metroya yürüyorum. Gündüz güneşli olmasına rağmen herkes şemsiye açmış. Rus halkı galiba "ber lürlü ihtimale karşı" hazırlıklı... yaşlı ve donanımsız. (Yine de bazıları bu yolu tutup yeni ekonomik düzende parti oianaklanndan yararlanıp yerini sağlama alıyor). tşte değişime dırenen bu kesim, kongrede Gorbaçov'a ve parti yönetimine catan her sözü şiddetle alkışlıyor. "Pazar", "yenilenme", "özel girişim" gibi sözleri duyunca, hele bunlar zaten kızdıklan L«- onid Abalkin, Cengiz Aytmatov gibi radi- kal değişimden yana aydın tiplerden geli- yorsa iyice tepki gösteriyorlar. Ancak bu kesim Gorbaçov'a karşı çıka- cak durumda değil. Çunkıi Gorbaçov 'u de- virmek partinin itibar yitirmesi ve hızla bö- lünmesi demek. Tutucu kesim bunu istemi- yor. Çünkü o zaman kendi "partokrasi" iktidarı da tehlikeye girecek. BULGARÎSTAN Sofya'da 3ayram lavasıDış Haberler Servisi — önceki gün isti- fasını veren Bulgaristan Devlet Başkanı Pe- tar Mladenov'un ikametgâhımn önünde toplanan 5000 kadar gösterici, bir daha asla komünist bir başkan istemediklerini dile ge- tirdiler. Başbakan Andrey Lukanov ise 45 yıl aradan sonra çok partili seçimlerle gö- reve gelen parlamenteıierin salı günü yapa- cakları ilk oturumda sorun çıkmaması için "serinkanlı olnn" cağnsında bulundu. Mladenov'un istifası ile başkent Sofya'- da tam bir bayram havası yaşandığı belir- tiliyor. Yüzlerce kişinin sokaklarda "Zafer" diye bağırdıklan, ancak bütün bunların bir gösteri niteliği taşımadığı kay- dediliyor. Göstericiler, başbakaıun çağnsına, istek- leri yerine getirilmediği sürece eylemlerini sürdürecekleri şeklinde yamt verdiler. Dev- rik lider Todor Jivkov'un davasının kamu- oyuna açık olarak görulmesini ve Sosyalist Parti üyelerinin mal varlıklarının açıklan- masını talep eden göstericiler isteklerinin ye- rine getirileceğine dair bir belgenin salı gü- nüne kadar kendilerine verilmesini de isti- yorlar. AA'nın haberine göre Başbakan Luka- nov, televizyondan yaptığı açıklamada, hal- kın sakin olmasını isterken gösteriler dü- zenlenmemesi ve grevlere gidilmemesi yo- luna çağrıda bulundu. Lukanov, güvenlik güçlerinin ve devlet organlannın, sükûneti . korumak için gerekli önlemleri aldığım bil- dirdi. Ulusal Meclis Başkanı Staako Tood- rov ve İçişleri Bakaru Albay Atanas Senerd- jiev'i de yanına alarak muhalefet liderleri ile göruştüğünü belirten Lukanov, siyasi li- derlerin düzenin korunmasının önemli ol- duğu konusunda kendisi ile aynı görüşü paylaştıklarını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle