22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 TEMMUZ 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Lstifalar ulaştı • YENİ DELHİ (AA) — Hindistan'da Başbakan V.P. Singh'in istifasını geri almasından sonra 3 bakanın daha istifa ettiği bildirildi. Hindistan Haber Ajansının dünkü haberinde, Dışişleri Bakanı tnder Kumar Gujral, Devlet Bakanı Ram Pujan Patel ve icaretten sorumlu Devlet Bakanı Arangil Sreedharan'ın da istifa ettikleri kaydedildi. Haberde aynca Dışişleri Bakan Yardtmcısı Harikishore Singh'in de görevinden aynldığı belirtildi. Parti yetkilileri, hükümetteki krizin henüz çözümlenmedigini ve dünkü istifalarla birlikte hükümetteki görevinden aynlan bakanlann sayısının 13'e ulaştığinı kaydettiler. Küba'da mülteci krizi • HAVANA (AA) — Küba Devlet Başkanı Fidel Castro, başkent Havana'daki diplomatik temsilciliklerin güvenliklerini sağlamak ve garanti altına almak istediğini söyledi. Havana'da halen Çekoslovakya Büyükelçiliği'nde 17, Ispanya Büyükelçiliği'nde de 3 Kübalı mülteci bulunuyor. Küba polisi önceki gece Ispanya Büyükelçiliğı'ne dördüncü bir Kübalının ginnesini engellemişti. lspanyol diplomatik kaynaklarına göre büyükelçiliğin demir pannaklıklarun atlayan bir "übalıyı polis durdurmuş .£ geri çıkarmıştı. Çin'de yeni idamlar • PEKİN (AA) — Çin'in kuzeydoğusundaki Liaoning'in merkezi Şenyang'da bir mahkeme, bu ay başında 25 adi suçluyu idama mahkûm etti. Liaoning basınında yer alan haberlerde, aynı davada 13 kişinin de ömür boyu hapse mahkûm edildiği bildirildi. Idam mahkûmları arasında dört kişi 212 bin dolardan fazla parayı zimmete geçirmek, bir kişi de 36 lcadını bıçakla yaıalamaktan suçlu bulunmuştu. Ingiltere'de tslam Mecliai • LONDRA (AA) — Ingiltere'de yaşayan yaklaşık 2 milyon dolayındaki Müslüman toplumunu temsil edecek S00 sandalyeli tngiltere Islam Parlamentosu'nun kurulması yolunda çalışmalar başladı. tlk kez, 1 indra'daki tslami ştırma kunıluşu 'The Mtfslim Institute' tarafından bir ay önce yayımlanan Islamic Manifesto' adlı bildiride sözü edilen tslam parlamentosu fikri, Londra'da düzenlenen büyük bir konferansta çeşitli tslami örgüt ve kuruluşlann liderleri tarafından tartışılarak kabul edildi. Pakistan'da şiddet: 30 ölti • HAYDARABAD (AA) — Pakistan'm Haydarabad kentinde dün meydana gelen şiddet olaylannda, patlayan bombalar 30 kişinin ölümüne 100'den fazla kişinin de yaralanmasına yol açtı. Bir süredir etnik çatışmalara sahne olan Haydarabad kenti yakınlannda hareket etmekte olan bir trende bomba patladı, 8 kişi öldü 20 kişi de yaralandı. Aynca kentin kalabalık pazar yerlerinde ve pekçok yolcunun beklemekte olduğu bir durakta 4 bomba daha patladı. Görgü tanıkları, patlamalardan sonra muhacir Müslüman gnıplan ile yerii Sindler arasında silahlı çatışmalann çıktığını bildirdiler. Mandela MozambJk'te • MAPUTO (AA) — Güney Afrika'da ırkçüığa karşı mücadele eden Afrika uiusal Kongresi (ANQ .Tİerinden Nelson Mandela, toplam 14 Afrika, Avrupa ve Kuzey Amerika ülkesini kapsayan altı haftalık dünya turunun son durağı olan Mozambik'e gitti. öte yandan Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde önceki gün meydana gelen üç ayrı patlamada iki siyah ölürken şiddet olaylannda toplam yedi kişinin öldüğü, 20 kişinin de yaralandığı bildirildi. Başbakan Helmut Kohl, Moskova'da Başkan Gorbaçov'la görüşüyor Almanya içinpazarhkGorbaçov ve Kohl dün gerçekleştirdikleri ilk görüşmeden sonra yaptıklan açıklamada, Birleşik Almanya'nın NATO'yaüyeliği konusunda önemli gelişme kaydettiklerini ve anlaşacaklarını umut ettiklerini söylediler. MOSKOVA (CMÜınriyet) — Federal Almanya Başbakanı Hel- mnt KoU ile Sovyetler Birliği Baş- kanı Mihail Gorbaçov arasında birleşik Almanya'nın NATO üye- ligi konusunda yoğunlaşan görüş- meler dün Moskova'da başladı. önceki akşam Moskova'ya gelen Kohl ile Sovyet lideri Gorbaçov, dün sabah Sovyet Dışişleri Bakan- hğı misafırhanesinde başbaşa bir görüşme yaptılar. Görüşmderden neşeli biçimde çikan iki lider ko- nuşmalannın olumlu geçtiğini, birleşik Almanya'nın NATO üye- liği ve ordusunün büyüklüğü gibi dikenli konularda önemli gelişme- ler kaydettiklerini söylediler. Gor- baçov gazetecüere yaptığı açıkla- mada, "Kmlacak birkaç ceviz w . A n ı dislerimiz saglam. Onlan kıracagız" dedi. Kohl, Sovyetler Biriiği'ne bu yıl yaptığı ikinci ziyarete "tarihsel önem" atfetmek için daha önce Moskova'dan bir ricada bulun- muştu. Kohl, Gorbaçov'la Mosko- va'da değil, Gorbaçov'un doğup büyüdüğü Stavropol kentirde bu- luşmak istediğini bildirmiş, Mos- kovabunu kabul etmişti. Böylece Kohl, *Gorbaçov'un memleketine davct edilen Uk Batılı lider' unva- nmı kazanmış oldu. Dün öğleden sonra Stavropol'e hareket eden ti- derler, ikili görüşmelere bugün de- vam edip Moskova'ya dönecekler. Helmut KoM'ün önceki akşam başlayan Moskova ziyareti, Alman-Sovyet ilişkileri açısından büyük önem taşıyor. Sovyetler Birliği lideri Mihail Gorbaçov'a yüklü bir ekonomik yardım paketi göturen Kohl, bunun karşdığında Sovyetler'in Alman birliği karşı- smdaki "taüı-sert" tutumunu yu- muşatmayı amaçlıyor. Kohl'ün hedefi, Sovyetler Birliği'ne yaptı- ğı ziyareti Almanya açısından za- ferle sonuçlandırmak ve yıl so- nundaki genel seçimlere "Bis- marck'tan sonra Almanya'yı bir- kştfren ikinci şaasoiye" olarak girmck. *~ ÖNEMLİ ZİVARET — Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl'ün Moskova gezisi tarihi bir dyarel olarak niteleniyor. Kohl, dün sabah Başkan Gorbaçov'la ilk görusmesini yapn. (Fotograf: Reuter) Başkan Gorbaçov, bu hafta so- ligi yollan arayacaklardır. Cevap Kohl, Moskova'ya 5 milyar form karşıtı Ligaçev'in Gorba- bekleyen en önemli soru; Sovyet-nunda iki önemli Alman nüsarır ağırladı. Bunlardan ilki NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner idi. Wörner, Gorbaçov'a NATOi nun Londra zirvesi sonuçlannı şahsen iletti. SSCB'yi resmen n- yaret eden ilk NATO Genel Sek- reteri unvarunı taşıyan Wörner, Gorbaçov'la görttştükten sonra basına bir açıklama yaparak şöy- lededi: "NATO'nun aMıgı askeri ve si- yasal degişiklik kararlannı Başkan Gorbaçov'a üetnm. NATO ve Var- şova Paktı bundan sonra birbiri- ni düşman olarak gönneyip, işbir- kr Birligi'nin Avrnpa'da ve dün- yada her türlü askeri saldırganb- p ortadan kaldıran bir banş or- tanu sağlamak için nereye kadar gitmeye hazır oldugudur." Başbakan Kohl'ün üç günlük Sovyetler Birliği ziyareti ise özel- likle Londra NATO zirvesi ve Ho- uston zenginler zirvesi sonrasına bırakılmıştı. Kohl'e bu kez yalnız Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich Genscher'in değil, Maliye Bakanı Theo VVaigel'in de refaket etmesi, ziyaretin 'ekouomik' yönünü ka- mthyor. marklık nakit yardunın yanı sıra başka önerilerle de gitti. Bunlann en önemlisi; Almanya'nın SSCB'ye döviz akışım artürmak için daha çok doğalgaz ve petrol satın alma teklifı. Almanlar, ay- nca SSCB'de serbest pazar ekono- misine gecişte teknoloji ve know- how (uzmanlık bilgisi) transferin- de bulunacaklar. Ahnanya'da Kohl'ün yakm cev- resinden, 'ekonomik desteğe kar- şılık olarak Sovyetler'in Alman biriigine sorun çıkartmamannın tsteneceği' belırtilıyordu. SBKP'nin 28. Kongresi'nde re- Gorbaçov'un memleketi Stavropol Sovyetler'deki tam adıyla "Stavropol Kray", Kafkasya'nın kuzeyinde yer alıyor. Mihail Ser- geyevic Gorbaçov, 2 Mart I931'de burada dünyaya geldi. Rus bir köylü ailesinin oğlu olan Gorba- çov, 1946'da Genç Komünistler Birliği Komsomol'a girdL 1952'de Moskova'ya giderek Deviet Üni- versitesi'nin Hukuk Fakültesi'nde okuyan ve 1955'te mezun olan Gorbaçov, memleketine duyduğu özel bağlılıktan ötürü Stavropol'e geri döndü ve parti kariyerine başladı. 1970'te Stavropol Yerel Parti Komitesi'nin Genel Sekre- terliği'ne yükseldL Bu arada 1967de Stavropo! Ziraat Enstitü- sü'nden de mezun oldu. 1971'de SBKP Merkez Komitesi Uyeliği- ne aJanan Gorbaçov, 1978'de par- ünin ziraat işleriyk ügüi sekrete- liğini üstlendi. 59 yaşındaki Sovyetler Birliği Deviet Başkanı'nın bütün ailesi, hâlâ Kafkasya'daki StavTopol'de yaşıyor. Goraçov, tatiUerini aile- sinin yanında, Stavropol'de geçir- meyi tercih ediyor. çov'a saldırılanndan biri de 'Al- manya politikasında yaalıj davranmak' olmuştu. Gorbaçov, söylentiler üzerine "Almanya'yı para karsıhgı satmayacagını ve ekonomik yardımın şantaj aracı olmadıgmı" belirtmek zorunda kalch. Kaynaklara göre Helmut Kohl, iki Alman devletinin birleşmesine Uişkin olarak belirlediği ve birleş- menin aralık ayında yapüacak bir genel Alman seçimiyle noktalan- masını öngören siyasi takvim için Gorbaçov'un onayını almaya ça- hşırken Sovyet liderine bazı ödün- ler vermeyi önerdi Bunlann başında, birleşik Al- man devletinin tüm askeri kuvvet- lerine 380 bin kişih'k bir tavan ge- tirilmesi ve Demokratik Alman- ya'daki Sovyet askerlerinin maaş- larının bu yılın sonuna kadar Fe- deral Almanya tarafından öden- mesi yer alıyor. Bu ay içinde Paris'te üçüncüsü yapüacak olan '2 arn 4' toplantı- sı öncesi Kohl'ün SSCB ziyareti, siyasi gözlemcilere göre 'elbette Moskova'nın tntnmunu yumuşa- Kamu kurumları ve siyasi örgütler kendi güçleriyle radyo-TV istasyonu açabilecek Gorbaçov yayın tekelini kaldırdıSSCB lideri yayımladığı kararname ile Komünist Parti'nin yayın tekeline son verdi. Moskova'da dün bir gösteri yapan demokrasi yanlısı muhalif gruplar, SBKP'nin iktidar tekelini kınadılar. MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği Başkanı Mihail Gorbaçov, dün bir kararname yayımlayarak "Kamn knnımlan ve siyasi örgüt- lerin kendi güçleriyle yayın istas- > onlan açabileceklerini" ilan et- ti. Sovyet hderi, SSCB'de radyo ve TV yayınabğının artık tek bir partinin tekelinde olamayacağmı vurguladı. Mihail Gorbaçov'un dün ya- yımladığı kararnameyle, yerel sovyetler, siyasi partiler ve top- lumsal örgütler kendi güçlerine dayanarak yayın istasyonlan aça- bilecekler, ancak bunlann faali- yetleri SSCB'nin birlik ve bütün- İüğüyle anayasasmı ihlal edici ni- telikte olamayacak. Gorbaçov, resmi haber ajansı TASS tarafından yayımlanan ka- rarnamesinde, "Ülkedeki demok- ratüdeşmenin, birlik cumhuriyet- terinin ve sovyeüerin yüriitme yet- kilerinin gıiçlendirilmesinin ve iU- kede siyasi çoğulculuğun kunım- laşmaya başlamasıniD, radyo te- levizyon yayımcılığında köklü bir değişikligi zonınlu küdıgmı" bıl- dirdi. INGİLTERE Halk 'gafçı' bakaııdan yaııao EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl, Fransa Cumhurbaşkam François Mitter- rand ve Avrupa Topluluğu Komis- yonu'nu hedef alarak, hakarete varan ifadeler kullanan lngiltere Ticaret ve Sanayi Bakanı Nicho- las Ridley istifa etti. Başbakan Margaret Thatcber'ın en yakın ve güvendiği kişilerden olan Ridley, az satan, ama etkiü bir okuyucu kitlesi olan "The Speclator" adlı dergiye verdiği demeçte savundu- ğu görüşler yüzünden hükümeü, özellikle Batı Almanya ve Avru- pa önünde çok güç durumda bıraktı. Buna karşm tngiliz gaze- telerinin yaptığı kamuoyu yokla- malanna göre halkın buyük ço- ğunluğu Ridley'i destekliyor. Ridley, gecen hafta dergiye ver- diği demeçte Avnıpa'yı Birleşik Almanya'nın kendi çıkarına kul- lanacağını, bu nedenle tngiltere^ nin egemenliğini Avrupa Komis- yonu'na bırakmanın, Hitler'e tes- Nkholas Ridley — Thatcher'ı güç duruma soktn. Ticaret ve Sanayi Bakanı Nicholas Ridley "The Spectator" dergisine verdiği demeçte, AT yetkililerini Hitler'e, Fransa'yı da Avrupa'yı yutmak isteyen Almanya'nın süs köpeğine benzetti. lim olmakla aynı anlama gelece- ğini söylemisti. Fransa'yı da hedef alan Ridley, onlann da Almanya'nın "süs köpegi" olduklarım söylemişti. Mülakatm yayunlandığı haftada 40 bin tirajı olan "The Spectator" dergisinin kapağında Ridley, Baş- bakan Kohl'ün afışine Hitler'in tarzında saç ve bıyık çizip kaçar- ken görülüyor. Bakanın, hakaret yüklü göruşleri, Başbakan Thatc- her'ın, Avrupa Topluluğu ile iliş- kileri zar zor rayına oturtmaya ça- lıştığı bir sıraya rastladı. Thatcher ile Batı Almanya Başbakam Kohl arasmdaki "kibar fakat buz gibi" ilişki çerçevesinde Ticaret Bakanı Ridley'in sözleri en uygunsuz za- manda edilmiş, en uygunsuz söz- ler olarak tngiltere Ûe Almanya- run gündemine girdi. Konu uluslararası alanda Ingil- tere'yi güç durumda bıraktıysa da iç siyaset yatınmı olarak kullam- labilecek boyutu da var. Ridley'i savunan aşın muhafazakârlar, ba- kanın "lngillere'yi hiçbir zaman Avrnpalı saymayan" sıradan va- tandaşların duygulannı dile getir- diğini söylüyorlar. Avrupa Toplu- luğu'na karşı milliyetçi ve muha- fazakâr yayını ilke haline getiren çok satışlı magazin basını, baka- nın kullandığı ifadenin yersizliği- ne işaret ederek istifasını isterken, öte yandan da halkın, bakanı des- teklediğini vurguladı. Günde yak- laşık 2 milyon satan "Daily Fjipress" gazetesinin 15 bin kişi arasında yaptırdığı kamuoyu yok- lamasına katılanların yüzde 97'si Ridley 'den yana çıktı. Alt tabaka- ya hitap eden ve 1 milyon satan "Daily Star"da kendi anketinde oranı yüzde 94 olarak verdi. An- cak ciddi basın, olayın ciddiyeti- ni bütün boyutlanvla vansıttı. "Goannan", "tngihere ile Alman- ya arasında 40 yıldır dikkatli ve Ö- tiz bir şekilde örülen koza, hoy- rat bir el tarafından yok edildi" derken, 'Independenl" olayın ba- sına yansımasından hemen sonra bakanı istifaya davet etti. Sovyet lideri, ülkenin içinde bu- lunduğu durumda, radyo televiz- yon yayımcılığunn toplumun bir- lik ve beraberliğinin güçlendiril- mesinde, "ilişkUerin insanı temel- lere oturtnlmasında" çok önemli bir işleve sahip olduğunu belirt- ti. Siyasi gözlemciler, Gorbaçov'- un kongrede usta bir manevrayla ülkedeki karar alma mekanizma- sından önemli ölçüde soyutladığı Komünist Parti'nin, şimdi de rad- yo - TV yayımlanndaki etkileyici gücünün ortadan kalkmıs olduğu- nu belirtiyorlar. Muhalefetin gösterisi Sovyetler Birhği Komünist Par- tisi'nin geçen hafta sona eren kongresi sırasında, partiden aynl- ma karannı ilan eden Demokra- tik Platform'un destekçileriyle öteki demokratik grupların yan- daşları dün Moskova'da SBKP'nin iktidar tekelini kma- mak amacıyla bir gösteri düzen- ledüer. Yağmura rağmen binlerce kişiyi bir araya getiren gösteride, Ko- münist Parti'yi 'tarihin çöp kutusu' olarak niteleyenler dahil, çeşitli anti-komünist pankartlar ile çarlık bayrağı ve anarşistlerin kara bayrağı taşındı. POIJTIKADA SORUNLAR ERGUNBALCI Türkiye^nin Çev Istikrarsızlık Kuşağı Batılı liderlerin 40 yıldır en büyük korkuları Sovyetler Birtiği'n- den bir saldın gelmesi idi. Şimdi en büyük korkuları ise Sov- yetler Birligi'nin dağılması ABD ve Batı Avrupa soğuk savaşı kazandı. İdeolojik açıdan kuşkusuz mutludurlar, ama diğer ba- kımlardan huzurlarının iyice kaçtığı açık. Orta Avrupa'da birleş- miş bir süper Almanya, NATO ve AT'de kimlik bunalımı... Avru- pa'da milliyetçi akım ve rekabetlerin yeniden filizlenmeye baş- iaması... Bunlar Batı'nın "zaferinin" ilk sonuçları olarak sahne- de görünüyor. NATO'nun konumu ilginç. ABD, örgütün en ateşlı savunucu- su; çünkü diğer işlevlerinın yanı sıra NATO, ABD'nin Avrupa'da etkinliğını sürdürebilmesı ıçın en güçlü araç. Doğu Avrupa ûl- keleri örgüte katıtmak istıyor. Başkan Mihail Gorbaçov ise orta- dan kalkmasını ve yerini Avrupa Güvenlik Sistemı'ne terk etme- sini öneriyor. Batı Avrupa'ya gelince... Onlar da NATO'nun em- niyet sübabı olarak devamından yanalar. Ancak Sovyetler Birli- gi'ne mi, yoksa Almanya'ya mı karşı? Bu noktada pek açıklık yok. Batı Avrupa'nın NATO'nun şu ya da bu şekilde devamını isteme- sinin başka nedeni de var. İtalya Dışişleri Bakanı Giani de Mic- helis, iki hafta önceki Nevvsvveek dergisine verdiği demeçte açık- ça dile getirmiştı. NATO'nun islam dünyasından gelebılecek teh- likelere karşı Hırıstıyanlığın çıkaharını savunması öngörûlüyor. Bu nitelikteki bir NATO içinde Türkiye için ne rol düşünüldüğü ilginç bir sorudur. Bunlar şimdilik geleceğe yönelik henüz kesinleşmemiş so- runlar. Ancak soğuk savaşın bitiminin, hızla somutlaşan bir sonucu var. Türkiye, en hafif deyışle bir istikrarsızlık ve kaos çemberi ta- rafından kuşatılma tehlıkesı ile karşı karşıya bulunuyor. Çember, kolayca 'ateş çemberine' dönüşebtlecek nıtelikte görünüyor. Güneyde Arap-israıl sürtüşrnesine ek olarak, su sorunu, kriz boyutlarına ulaşma eğilımı göstermektedir. Doğuda, Türkiye'nin iran'la olan sorunlarının yanı sıra Kafkasya kaynıyor. Ermenis- tan, Azerbaycan ve Gürcıstan'da yakın gelecekte neler olabile- ceğını kimse bılemiyor. Balkanlardaki durum ise, uzun vadede belki hepsinden de teh- likeli. Soğuk savaş dönemındekı blok disiplinin ortadan kalktığı günümüzde Balkanlar büyük ıstikrarsızlık ve kaosa gebe görü- nüyor. Romanya'da lon lliescu yönetımi, ülkede denetimi hâlâ saglayamadı. Cuma günü başkent Bükreş'te Çavuşesku'nun devrilmesınden bu yana düzenlenen en büyük gösteride yakla- şık 50 bin kişi yönetımi protesto etti. Bulgarıstan'da huzursuz- luk, Devlet Başkanı Petar Mladenov'un istifası ile apaçık ortaya çıktı. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik bunalımın huzursuz- luğu daha da arttırması beklenebilir. Romanya ile Macaristan arasında Transilvanya gerginliği, her an tehlikeli bir bunalım bo- yutlarına ulaşabılecek nitelıkte. Yugoslavya parcalanma aşama- sına gelmiş durumda Komünist Parti'nin öncü roiünü kaldıran ve piyasa ekonomisine geçmekte olan kuzeydeki Slovenya ve Hırvatistan cumhuriyetleri birlikten ayrılmak için fırsat kolluyor- lar. Sırbistan Cumhuriyeti'ne bağlı Kosova özerk bökjesi ise sa- atti bomba niteliğinde. Bu tabioya son oiarak Arnavutluk eklendi. Ramiz Alia yöneti- minin yurtdışına çıkmak istevenlere pasaport vermesi ile duru- mun yatışmasını beklemek herhalde bıraz fazla iyimserlik olur. Arnavutluk'ta olaylar yeni başlıyor. Nasıl sonuçlanacağını ise kim- se bilmiyor. Ancak kesin olan bir şey varsa, o da Balkanlar'daki genel istikrarsızlıktan sonunda bu ufak ülkenin de nasibini al- mış olmasıdır. Soğuk savaşın bitimı Avrupa'da nükleer savaş kâbusunu or- tadan kaldırdı, iki Almanya'nın birleşmesine yol açtı. Balkanlar'da iee milliyetçilik, parcalanma ve kaosu gündeme getırdi. En bü- yük tehlike ise Sovyetler Birligi'nin parçalanması olasılığı. Batı bu nedenle, ilk zater sarnoşluğundan uyandıktan sonra kazandığı yenginin sonuçlarını giderek artan bir tedirgınlıkle ız- liyor. Geçen hafta "The New York Times" gazetesinde çıkan bfr yorumda, "Batı'nın demokrasi ve özgürtük ilkeleri galip geldi. Ama ilginç bir çelişki olarak, Batı'nın bu ilkeleri Yugoslavya ve Sovyetler Birliği'nde parcalanma ve kaosa yol açabilir" deniyor- du. Sovyet sistemine en sert eleştirileri yöneltenlerden biri olan Amerikalı iktisatçı Prof. Marshall Goldman da 12 temmuz tarihli International Herald Tribune gazetesinde çıkan yazısında, "Sov- yetler Birliği'nde güçlû bir partıye ıhtıyaç olduğu anlaşılıyor. Parti, ülkeyi bir arada tutacak tek yapıştırıcı olabilir" diyordu. Ortadoğu. Kafkasya ve Balkanlar, şimdiye dek kaynamadıkla- rı biçimde kaynıyor. ve Türkiye bu tablonun tam ortasında yer alıyor. Ankara'da ilgilenenlerin bilgisine sunulur. BATI ALMAN GAZETENİN tDDİASI Kara EylüTün Kderi D.Berlin'de yâşıyor BATI BERLİN (AA) — 1972 Münih Olimpiyatları katliamını planlamakla suçlanan Filistinli gerilla lideri Ebu Davnt'un, Do- ğu Berlin'de yaşadığı öne sürüldü. Federal Almanya'da yayımla- nan Berliner Morgenpost gazete- sinin dünkü haberinde, 1972 yı- unda Münih Olimpiyatlan'nda- ki katliamı gerçekleştiren Fdistin- li "Kara Eylül" grubunun lideri olduğu sanılan Davut'un, 1980'li yülarda, Doğu Berlin'deki Palast Oteli'nde, D. Almanya vatandaşı olan sansın bir kadınla birlikte kaldığı yazıldı. Haberde, Ebu Davut'un halen D. Berlin'de giz- lenmekte olduğu kaydedildi. Demokratik Almanya tçişleri Bakanı Peter Michael Diestd, ge- çen hafta yaptığı açıklamada, es- ki komünist yönetimin, Ebu Da- vut'u ve dünyaca ünlü Venezüe- lalı terörist Carlos'u ülkede ba- nndırdığım söylemişti. tçişleri Bakanlığı sözcülüğu de Ebu Da- vut'un halen Demokratik Al- manya'da olup olmadıği konu- sunda araşürma yapıldığnu açık- lamıştı. 1972 Munih Olimpiyatlan'- nda, Filistinli gerillalar, tsrailli sporculan rehin aunışlar ve da- ha sonra 11 tsrailli ile bir de F. Alman polisini öldürmüşlerdi. "Kara Eylül" adlı Filistin geril- la grubu tarafından gerçeklesti- rilen bu eylemin de Ebu Davut tarafından planlandığı sanıhyor. Yunan basınının yeni iddiasv Patriklıane milli bir konuMuhafazakâr "Katimerini" gazetesi Fener Patrikhanesi'nin yeni ve uluslararası bir statüye sahip olması gerektiğini yazdı. ATtNA (AA) — tstanbul Fener Patrigi Dimitrins'un ABD zıyare- tinin, patrikhanenin yeni ve ulus- lararası bir statüye sahip olması gerektiğini kanıtladığı iddia edil- di. Dimitrius'un ABD zıyaretinin ilk günlerinde ilgisiz kalan Yunan gazeteleri, ABD'de Fener Patri- ği'ne gösterilen yakınlıktan son- ra patrikhanenin "Yunanistan'ın mflli konulanndan birisi oldnğn" yolunda yayın yapmaya başladı- lar. Muhafazakâr Katimerini gaze- tesinde yayımlanan "Patrikhane- nin uluslararası alandald önemi artıyor" başlıklı bir yazıda, Yu- nanistan'ın, bu konuda acilen milb çıkarlarına uygun bir politi- ka çizmesi gerektiği ileri sürüldü. Bu politikanın sadece hükümet tarafından belirlenmesinin yetme- yeceği, ülkedeki tüm siyasi part'- Ierinin desteğinin de gerekeceği belirtilen yazıda, patrikhaneye bugüne kadar uluslararası önem verilememesinin "Lozan Antlaş- ması şanssızlıgmdan" kaynaklan- dığı iddia edildi. Yazıda, "Sevr Antlaşması ile Osmanlı tmparatorlugu, Müslü- man olmayan milletler hakkında patrikhaneye dini haklann >anı sı- ra, egitim ve adalet alanlannda da büyük haklar tanımıştı. Sevr Anl- laşması, patrikhanenin bu hakla- nnı kısıtlayan daha önceki tüm karariarı da geçersiz sayıyordu. Ancak Sevr Antlaşması uygulana- madan imzalanan Lozan Antlaş- ması'nda patrikhanenin sadece di- ni haklan yer aldı" denildi. ABD'nin "Ankara'nın boşnat- suzlugnna kulak asmadan Dbnit- rins'a gösterdigi eşi göriiimemis yakınlığın", Washington'un pat- rikhane ile ilişkilerini geliştirmek- te kararlı olmasından kaynaklan- dığmı iddia eden Etnos gazetesi ise ABD'nin, Fener Patrikhanesi aracüığiyla Moskova Patrikhanesi uzerinde etki sahıbi olmayı amaç- ladığım öne sürdü. Telecard'la alışveriş o kadar kolay, o kadar çabuk, o kadar rahat, o kadar pratik ki o kadar olur! M Telecard la TurKiye-nın ner yenn* 2 4 s a a t para çekUir. parayatınır. navale yapıur. alışveri pü^r YAPI^KREDi "hizmette sınır yoktur"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle