29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibı: Cumhuriyet Maıbaacılık ve Gazetecılık Türk Anonım Şırkcıı adına Nadir Nadi 0 Genel Yayın Mtfdüru Hasın Cemsl, Müessese Mudüru Emine Lşaklifil. Yazı İşlen Mudüru Ok«> GoneosM, 0 Haber Merkczı MUdürfl Ymlçıa Bıycr, Sayfa Duzenı Yönetmenı Ali Aar £ Temsılcüer ANKARA: Akmct lân, İZM1R HiknMt Çrtjnkaj», AOANA ÇMin Yignıo£lu 1; Pohııka («l.l B«;t»t K. Dış Haberlcr Eıjmm Blkı. Ekoaomı Cai|bTırtaa. Is Scndıkı Şâkm IfaMd. Kultto Crtıl l'stt, lsJanbul Habe'krı K«mal kuçulı. Egıtım Gcacay Şvylam. Haber ATCurma \imtt Berfcaa, Yun Habcrien Nerdct Dofu. Spor Damşmanı AMaüudır I n t a n . Dm Yanlar t a n Çahtk». Anışn<ına Ştttü Al»«. Duzdıme t b d ı U Vaacı % Koordınaıör Ahmrt Knnbaa 0 Ma]ı Işlcr Eıol Erkııt % Muhascbc fcıfeu \ra<ı 0 Bulçt Planlama. S«fi OıaıalKfeotlıı 0 Rcklam Ant Tom« 0 Ek taymiar- Haly. Akrol 0 idart Haurla Ginr 0 Isletme Öadtr ÇcSk 0 Bılgı Islcm S«U InJ 0 Persond Sr>fi Bosuanotiiı Sc.m ve Kjran Cumhurıvc! Matbaaolık vt Cazncdlık TA.Ş. TOrk Oca|ı Cad. 39/41 Cafeloih 34334 IM PK 246-lsıanbuI Td 512 05 05 (20 hal). Telo. 22246. Fax (1) 526 60 72 0 Burolcr Ariun: Zıya GOkılp BK lnkılap S. No 19/4, Td 133 II 41-47, Ttta: 42344. Ffcc (4) 131 05 65 0 I m k H Zı>a Blv 1352 S. 2/3, Td 13 12 30. Tefc* 52359, FMC (51) I» 53 60 Inöml Cad- 119 S- No. 1 K«ı I, Td 19 37 52 (4 hM), Telor &2155, F»x (71) 19 37 51 TAKVİM: 16 TEMMUZ 1990 Imsak: 3.44 Guneş: 5.38 ögle: 13.15 Ikindi: 17.13 Aksam: 20.42 Yatsı: 22.26 Tören bandosıı görüşlenıiıze hazırdır Dış Haberier Servisi — trlanda: Ingiltere adasının asırlardır kanayan yarası. Adanm iki ayrı ülkeyi barındıran bu bölümünde yaşayanlar, geçen günlerde ilginç bir çelişkiyi yaşadılar. Birleşik Krallığa bağlı Kuze> trlanda Ue bağımsız Serbest Irlanda Cumhuriyeti'nde, lrlanda'nın tngiltere'ye bağlanması farklı biçimJerde kutlandı. Ingiltere kralı VVilliam III, 1672'de adada egemenliğini sağladıktan sonra lrlanda'nın büyük tepkisiyle karşılaştı. Iskoçya'yı çok kolay bir biçimde krallığııun sınırlanna katan William III, trlanda'daki direnişi, ancak 1690 yılında silah zonıyla kırabildi. Kral, Boyne'de kazandığı bu zaferden sonra Irlanda'yı da egemenlik alanına dahil etti. Yıllardır bir gelenek olarak kutlanan bu zaferin 300. yıldönümü Kuzey lrlanda'nın başkenti Belfast'ta törenlerle kutlandı. Irlandalılar, 'biraz bnruk' da olsa Ingiltere'ye bağlı olraalarının verdiği duyguyla William IH'ün Boyne zaferini kutlamak zorunda kaldılar. Yapılan geçit törenine katılacak bando takımı da tören için son hazırlıklarını vaparken fotoğrafçılara yakalandılar. Fotoğraf, The Idependent gazetesinde Serbest trlanda Cumhuriyeti ile tngiltere arasındaki çekişmeleri içeren bir haber süsledi. Kuzey lrlanda'da tngiltere kralının 300 yıl öncekı zaferi kutlanırken, Serbest trlanda Cumhuriyeti'nde ise Thatcher'in Kuzey trlanda'dan sorumlu bakanı Peter Brooke ile Cumhuriyet'in Dışişleri Bakanı Gerry Collins arasında Londra'da yapılan görüşme gazete manşetlenni süslüyordu. Serbest trlanda'da iktidar ve muhalefet partileri, tngiltere'nin Dublin'e verdiği sözleri tutmadığından, Thatcher hükümetinin, daha önce yapılmasına karar verilen partilerarası görüşraeleri aksatmaya çalıştığından yakınıyorlardı. Oğretîm çıkmazına kişisel önlemler çözüm olamaz GENCAY ŞAYLAN ANKARA — Bu yıl ilköğre- timi tamamlayan ve ortaöğretim için aday konumuna gelen 1.8 milyon öğrenciden 173.346'sı, yani bir başka deyişle onda bi- rinden azı, ülkemızin "seçkin ortaögretim knrnmn" sayılan Anadolu liseleri giriş sınavına katıldı. Bu sınavlar sonunda en şanslı 14 bin 40 öğrenci Anado- lu liselerine kayıt yaptırma hak- kını kazanırken, yedek olarak ilan edilen 15 bin öğrencinin ai- leleri umutlu bir bekleyiş içine girdi. Çocuğuna iyi bir öğretim ola- nağı sağlamak, böylece onu ge- lecekte başanh ve güvenceli bir yaşam için yanşabilir hale getir- mek tüm anne ve babaJarın ve hiç kuşkusuz ortak özJemidir. Bu özlemi, toplumun her kesi- minden, her sımfından gelen bü- tün insanlar paylaşmaktadır. Ortaöğretimde hizmet veren özd okullann fıyatlannın astro- nomik düzeylere yükselmesin- den sonra anne ve babalann umutlarım giderek daha yoğun ölçüde Anadolu liselerine bağ- ladığı gözlemlenmektedir. Buna Çocuğuna iyi bir öğretim olanağı sağlamak, böylece onu gelecekte başarıh ve güvenceli bir yaşam için yarışabilir hale getirmek tüm anne ve babalann ortak özlemi. Bu yıl 173 bin 346 öğrenci Anadolu liseleri giriş sınavına katıldı. Sonuçta en şanslı 14 bin 40 öğrenci kayıt hakkı kazandı. ek olarak genel ortaöğretim ku- rumlanndaki öğretim kaiitesinin ciddi ölçekte gerilemesi Anadolu liseleri uzerindeki talep baskısı- nın giderek yoğunlaşmasına yol açmış bulunmaktadır. Nitekim bu liselerin sayısının mantar gi- bi çoğalarak 146'ya yukselmesi sözü edilen talep baskısının en açık göstergesidir. Aileler, doğal olarak kaliteli bir ortaöğretimi çocuklannın gelecek güvencesi olarak yorum- lamakta, bunun için yoğun öz- verilere katlanmaktadır. Bunun- la beraber, kalite ve kantite yo- nünden yeterli bir öğretim siste- minin ülkenin ve toplumun ge- leceğini belirleyen en temel de- ğişken olduğunu da hıç gözden uzak tutmamak gerekmektedir. Türkiye gibı ekonomik güç açı- sından oldukça gerilerde kalmış bir ulkenin darboğazları ve aç- mazları aşabilmesinin birinci koşulu, insan malzemesinin ye- terliliği ya da bir başka deyişle 'çağdaşlığıdır'. Aslında eğıtım öğretim siste- mi üe ilgili kaygüar sadece Türkı- ye'ye özgü değildir, en gelişmiş ve zengin toplumiarua bıle bu konu duyarhlığını korumakta- dır. Örneğın şu anda dünyanın en zengin ve güçlü ülkesi olan ABD'de ortaöğretimin kalite- si konusunda tüm kamuoyu- nu ilgilendiren kapsamlı bir kampanyanın yurütüldağü göz- lemıenebilmekteaır. oeveıı yıl altı ülkenin ortaöğretim öğren- cileri (ABD, Kanada, tspanya, trlanda, Güney Kore ve Birleşik Krallık) üzerinde yapılan bir araştırma, fen ve matematik alanlannda ABD'li öğrencilerin en geride kaldığını ortaya koy- muş; bunun üzerine geniş bir tartışma açılmış,"lopluman ge- leceğini tebdit edici" olarak ni- teienen bu sonına karşı almacak önlemler gündeme gelmiştir. Türkiye, ulke ve toplum olarak Avnıpalı olmayı, Avrupa Ue bü- tünleşmeyi kendine hedef seçmiş gözükmektedir. Bu hedefın ger- çekleşmesini birinci derecede et- kileyecek faktör insan malzeme- sinin düzeyi ve kalitesi olacak- tır. Örneğin 1986, 1987 ve 1988 yıllannda gayri safi milli hası- lasının yaklaşık yüzde 1.5 kadan- ru eğitim, öğretune ayıran Türki- ye, nihayet bu oranı 1990 yüın da yüzde 3'e yükseltmiştir. Bu oran tsveç, Hollanda gibi en zengin ulkelerde yüzde 7-7.5 dü- zeyini tutmakta, Yugoslavya, Yunanistan gibı Avrupa'nın gö- reli olarak en yoksul ülkelerin- de ise yüzde 3.5-4 duzeyine in- mektedir. Türkiye'nin göreu' yoksulluğu ve buna ek olarak nüfusun yıl- da yüzde 2.5 oranında artması, eğitim-öğretim sistemi üzerine çok ağır bir yük bindirmekte, eğitimin sayısal kapasitesini art- tınna ginşimleri kalite düzeyin- de büyük düşmelere neden ol- maktadır. Anadolu liselerinin sayısındaki hızlı artış yanında bu kurumlanndaki öğretim ka- iitesinin ciddi bir biçimde düş- me eğilimi göstermesi sözü edi- len açmazın ilginç ömeklerinden birini oluşturmakıadır. Örneğin Ankara'daki bir Anadolu lise- sinde okuyan öğrencilerin velı- leri fen ve matematik hocalan- nın çok yetersiz yabancı dil bil- gisi nedeni ile çocukların hiçbir şey öğrenemediklerini, aynca hocaların yetersiz yabana dil bilgilerinin öğrencilerin alayla- nna neden olduğunu toplu ola- rak ifade etmektedirler. Kuşkusuz, 12 Eylul askeri yö- netiminden başlayarak Milli Eğitim Bakanlığı yönetici kad- rolannın sistemli bir biçimde ts- lamcılara bırakılması ve tslam- cı siyasal görüşlerin bu bakan- lık bünyesinde buyuk bir etkin- lik kazanması da öğretimin ka- litesini belirlemekte rol oynamış bulunmaktadır. Başka bir deyiş- le Türkiye'nin çağını yakalama- sında en önemli değişken olan çağdaş insan malzemesi, sadece yetersiz kaynak ayrımından de- ğil, aynı zamanda milli eğitim- deki kadrolaşmaktan da ciddi bir biçimde etkilenmektedir. Türkiye'nin, artık ciddi bir bi- çimde yaşamaya başladığı öğre- tim çıkmazını sadece Milli Eği- tim Bakanlığı'nın içindekı du- zenlemelerle çözemeyeceği açık- tır. Örneğin Milli Eğitim Baka- nı Avni Akyol'un sorunların önemini kavradığı ve bunun için çözüm yoUan uygulamaya çabş- tığı söylenebilir. Milli eğitime ayrılan kaynakların önemli öl- çekte artması, bu uygulamaların başında gelmektedir. Ancak bu tür kişisel beceri ve kararhlığa dayanan önlemlerle sorunun al- tından kalkılamayacaği açıktır. Sorunun çözümu, bütuncu bir yaklaşım içinde Türkiye'nin te- mel kaynak tahsis biçimlerüun yeniden ciddi bir biçimde tartı- şılmaya başlamasından geçmek- tedir. Başta siyasal partiler ol- mak üzere toplumun butün ör- gutlü kesimlerinin bu yaşamsa 1 sorun üzerinde çözüm önerileri geliştirmesi kaçıralmaz hale gel- miş gözükmektedir. AhmetKaya'nın 'GülhaneKonseri'nde olaylarçıktı, 4 kişiyaralandı, sahne şişe doldu Önce müzik, sonra silah sesi vardı Ahmet Kaya'nın konserini bitirmesinden hemen sonra sahneye bir pet su şişesi atıldı. Bunu teneke kutu kola ve cam bira şişeleri izledi. Binlerce kişi sahneye hücum etti. Çevik kuvvet cop kullandı ve havaya uyarı ateşiaçtı. MUHARREM AYPIN Yaptığı müziği " ö ^ ü n " olarak nitelendiren, ancak kimüerine gö- re ise "politik-arabesk" söylediği iddia edilen sanatçı Ahmet Kaya- nın önceki gece Gülhane Şenliği'n- de verdiği konser aşırı taşkınlık- lar yüzunden "«rbede"ye dönüş- tü. Programın uzatümasım isteyen binlerce hayranı Ahmet Kaya'nın sahneye dönmemesi üzerine önce "Ölmeye, ölrae>e, ölmeye getdik, Abmet Kaya'yı görmeye gddik" şeklinde yoğun tezahürat yaptılar. Sonra sahneye "şişe" yağdırdılar. "Fanatik gençler"in çıkardıklan olaylarda 4 kişi şişe darbeleriyle başından yaralandı. Binlerce kişinin aşın tezahüra- tıyla 45 dakika önce başlayan konserde olaylar şöyle gelişti: 3 vokalist ve 5 müzisyenden oluşan orkestrasırun önünde eun- de kırmızı bir gülle sahneye çıkan Ahmet Kaya 2 saat süren kon- serinde ilk kasetine adını verdiği, "Aglama Bebegim"den "Yorgnn Demokrat"a, "Kod adı Bahtiyar"- dan An Gelir'e kadar kasetlerin- de yer verdiği birçok parçasını bu- rada da söyledi. "Seveııleri" onu yanına çağırdı, o sevenlerine şöy- le seslendi: "Şimdi bekleyin, yanımza gele- cegim. aranıza inecegim. ama bir söz vermenizi istiyorum. Bana do- knnmayacaksııuz, tamam mı?.." Binlerce kişiden "Tamam" söz- lerim duyduktan sonra, "Demok- rat sozii, devrimci sözü vermeni- zi istiyorum" dedi ve sahne mer- divenlerinden hayranlannın arası- na girdi. Ancak hayranları ona dokunabilmek, elini tutabilmek ve öpebilmek için birkaç saniye ıçin- de birbirine girdiler ve izdiham ya- şandı. Bunun üzerine hızlı adım- larla tekrar sahneye çıkan Kaya, bu kez aym kitleye şöyle diyordu: "Demokrat sözü venniştiniz. ama sözünüzde durmadınız. Ba- kın bu kez görevli arkadaşlar ya- nınıza inmeme izin vermiyor." "Mustafa", "Geçmiyor gunler geçmiyor", "Odam kireçtir be- nim", "Gençligim nerede?" parça- lannı da seslendiren Kaya, sahneye annesini şu sözlerle çağırdı: "Bana bıiyuk emeği geçen, ca- nımdan çok sevdigim, annem var y& annem. Onun üzerinde bntiın anneleri çok seviyorum, yıllarca hapisbane kapılannda, her yerde bekledi beni. Şerefîm üzerine ye- rnin ediyorum ki ana gibi vâr ol- maz. Gel gozum gel, yanıma gel, gel, gel uzulme gel..." Annesi Zekiye Kaya, yanına geldiğınde Ahmet Kaya ona uzun süre sanlarak ağladı. "Gider olam" adlı parçanın programının son parçası olduğu- nu ve bunu okuduktan sonra ay- rılacağını açıklayan Kaya, par- çanın bitiminde kulise doğru yol abyordu. Binlerce kişide gözle gö- rülür bir "kıpırdanma" başlamış- tı. Yoğun tezahürattan sonra tek- rar sahneye gelen Kaya, "Bahli- yar" adlı parçasını ikinci kez oku- duktan sonra yine kulise döndü. Gülhane EtkinlikJeri Organizas- yon Komitesi Başkanı Oktay Ül- kügüner, mikrofondan binlerce ki- şıye, "Sevgili tstanbullular, sevgi- li Ahmet Kaya dinleyicileri, kon- ser burada bitmiştir, yakın bir ta- rihte >ine Ahmet Ka>n'nın konser taribini açıklayacağız. Şimdi lüt- fen gösteri merkezini bosalün" anonsu karşısında binlerce kişi kı- bnı bile kıpırdatmıyor, "Ölmeye, ölmeye, öimeye geldik, Abmet Ka- ya'yı görmeye geldik", *'En buyuk Ahmet Kaya" türunde tezahürat- larda bulunuyordu. Bu, dakikalar- ca sürdü. Bu arada polisler ve Gülhane görevlileri sahnenin önünde olası taşkınhklan önle- mek için hazır vaziyette beklıyor- lardı. Ne olduysa bu sırada oldu. önce bir pet su şişesi sahneye atıl- dı. Bunu teneke kutu kola şişele- ri ve cam bira şişeleri izledi. Kuli- se açılan iki kapı kilitlenmiş, sah- nede gazeteciler, Gülhane görev- lileri ve polisler "heder* duruma düşmüştü. Şişeler havada uçuşu- yor, bağınnalar, yuh sesleri orta- lığı inletiyordu. Sahnenin her yeri şişelerle dol- muştu. Bu arada sahnedeki 4 kişi başından yaralanmıştı. Butun bunlara polisin ve Gülhane görev- lilermin gücü yeterli gelmiyordu. Gazeteciler kendilerini korumak için "mevzi'' ararken, Çevik Kuv- vet olay yerine geldi. Bu kez orta- lık daha da "alevlendi." Binlerce kişi sahneye şişe atmaya devam ederken Gülhane görevlilerinden bazıları atılan şişeleri tekrar bu gruplann üzerine atmaya başladı- lar. Artık olay çıgırından çıkmış- tı. Bu kez binlerce kişi sahneye doğru hücuma geçtiler. Çevik Kuvvet cop kullanarak bunları önce gösteri merkezinden ağaçla- nn arkasına, daha sonra havaya uyarı ateşi açarak parkın dışına kovalamaya başladı. Bu sırada ya- pılan anonslar, parkı ziyaret eden diğer insanlan yatıştırmayı amaç- lıyordu. EUerindeki kâğıt parçala- nnı ateşe vererek yerlere atan bin- lerce kişi "sevinçle geldikleri yer- den hüzünln aynldılar." Geride hasar gören müzik aletleri, yaralı 4 kişi ve "sişelerie dolo" bir sah- ne kalmıştı. "ÖLMEYE GELDİK" — Ahmet Kaya'nın programını uzatmasını isteyen binlerce kişi, Kaya geri gelme>ince sahne şişe doldu. 4 kişi yaralandı. Müzik aletleri hasar gördü. 'ölmeye ölmeye geldik" diye tezahürat yaptı. Çevreyi korumak için yeni bir öneri: 6 Hurda kâğıt toplansın' Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Kriton Curi, cam kumbaralarının yanında kâğıt kumbaralarınınkonulmasırun çevre için yararlı olacağını anlattı. İZMİR (Cumhuriyet Ege Buro- su) — Çevrecilerin plastiklere kar- şı yeğlediği kâğıdın da "çevre dostu" olmadığı bildirildi. Katı Atık Kirlenmesi Araştırma ve De- netimi Türk Milli Komitesi Baş- kanı Prof. Dr. Kriton Curi, "Kâ- gıdı beyazlatmada kullanılan kloriu bileşikler önemli bir kirli- lik kaynağı. Bu nedenle klor ye- rine oksijen kullanılması doğrnl- tusunda çalışmalar var" dedi. Plastiklere karşı kamuoyunda tepkilerin yaygınlaşması üzerine kâğıt ve cam "çevre dostu" ola- rak çevrecilerin gözdesi oldu. Cam ve cam kırığının üretimde tekrar kullanılması için kampan- yalar başlatıldı. Naylon torbalar yerine kese kâğıtlan, PET, PVC şişeler yerine cam şişelerin kulla- nımı önerildi. Ancak batı ulkele- rinde bu kâğıtların da ne kadar "çevre dostu" olduğu tartışılma- ya başlandı. Katı Atık Kirlenme- si Araştırma ve Denetimi Türk Milli Komitesi Başkanı, Boğaziçi Üniversitesi Çevre Muhendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Kriton Curi kâğıdı be- yazlatmada kullanılan kloriu bi- leşiklerin çevTe sorunlanna yol aç- tığını belirterek şunları söyledi: "Kâgıt meydana geldikten son- ra güzeldir. Imalat sırasında kul- lanılan kloriu bileşikler önemli bir kirlenme nedeni. Bu nedenle klor kullanmadan oksijen ile kâğıt ure- timi başladı. Greenpeace'in bir dergisi var. Bu derginin kapağını tsveç'ten ithal ettikleri klor kula- nılrnadan uretilmiş bir başka kâ- ğıtla basıvorlar. Klor kullanımı- nın engellenmesi için de çalışma- lar yürutuyorlar." Prof. Curi hurda cam gibi, hurda kâğıt toplamak için de kampanyalar açüması gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle sur- dürdü: "Türkiye bugün çöp ithal edi- yor. Tabii çöp adıyla değil, hur- da kâğıt adıyla Yunanistan dan il- halat yapıvoruz. Çunku ulkede kâğıt geri kazanılmı>or. Bizim kâ- ğıtlar diger çoplerle beraber top- lanıyor. Carn kumbaralann ya- nında kâğıt kumbaralan da kon- maiı. Kâğıdın kilosu 240-300 lira dolayında. 1 ton hurda kâğıt 17 büyük agacın kesilmesini önler. 4100 kilovat saatlik bir enerji ta- sarrufu sağlar." Midilli-Dikili Festivali • DİKİLİ (AA) — "Midilli-Dikiü Banş Çevre ve Dayaruşma Şenliği" adı altında dıizenlenecek olan bu yılki Dikili Festivali'nin programı belirlendi. Dikili Belediye Başkanı Osman özgüven'den edinilen bilgiye göre ilk bölümü 22-25 temmuz günleri arasında Yunanistan'ın Midilli Adası'nda yapılacak şenliğin, 25-26 temmuz günleri arasında Dikili'de yapılacak ikinci bölümünde 10 panel, 11 söyleşi, 3 konser düzenlenecek, resim, fotoğraf ve karikatUr sergileri açılacak. Aydın"a 4 havaalanı • DİDİM (Cumhuriyet) — Gülluk'te havaalanı kurulması ile ilgili tartışmalar sürerken, Didün ile Selçuk-Kuşadası arasında da havaalanı kurulacağı bildirildi. Aydın Valisi Recep Yazıaoğlu, "llimiz smırlan içinde 4 havaalanı yapılacak. Bunlar, 30-40 kişiük uçaklann iniş-kalkış yapabilecekleri alanlar olacak dedi. Didim'de uzun süredir, havaalanının nereye kurulacağı konusu netleşmedi. Aydm Valisi Recep Yazıaoğlu, son durum üzerine şu bilgileri verdi: "Daha önce belirlenmiş olan yere yapmayı düşündüğümüz havaalanı uzmanlar gürültf* ve çevre kirliliği nedeniyle karşı çıktı. Biz de bunun üzerine havaalanının yerinin değiştirilmesine karar verdik. Yeni yer de muhtemelen Kınkiçi'ne giden yolun sağ veya sol tarafında uygun bir yer olacakl' Kaş'ta gürültüye izinyok • KAŞ (AA) — Antalya'nın turizm merkezlerinden Kaş ilçesinde, yerli ve yabancı turistleri rahatsız etmemek amacıyla gürültü ve inşaat yasağı başlatıldı. Kaş Belediye Başkanı Musa Bilgiç, turizmin bugünü ve yannı için gerekli tüm önlemleri almaya çalıştıklannı belirterek, '" "Kaş, önümüzdeki birkaç yıl içinde turistlerin ikinci evi olacak" dedi. Bilgiç, şöyle konuştu: "Kaş, dogası ve denizi ile doyumsuz bir tatil beldesi. tlçemize gelen yerli ve yabana turistleri rahatsız etmemek amaayla, gürültü çıkaran motorsiklet ve diğer araçlann kente girişlerini yasakladık. Yapunı devam eden tesislerin turizm sezonu r ~ l sonuna dek çaüşmaları durduruldu. Yani gürültüyü asgariye indirmek için inşaat yasağı başlatıldı." Çukiırova'nın çevre sorunu • ADANA (AA) — Çevre kirliliğ^nin Çukurova bölgesinde de etkisini gösterdiği belirtilerek, Çukurova'da yeşil alanlann yerini betonlaşmaya buakması, sahil bandı boyunca fosepdk kanallann Akdeniz'e akıtılmasının çevre kirliliğini arttırdığı kaydedildi. Bilim adamları ve uzmanlar, hızlı nüfus artışı, çarpık kentleşme ve doğa tahribatının kirliliğe neden olan faktörler arasında bulunduğunu bildirdiler. ODTÜ Erdemli Deniz Bih'mleri EnstitüsD öğretim üyesi Doç. Dr. özden Baştürk, Doğu Akdeniz sahillerinin giderek kirlendiğini belirterek "Güzel koylar âdeta beton yığını haline geldi" dedi. Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Bitki Konıma Bölümü Başkanı Prof. Nedim Uygun da çevTe kirliliğine karşı biyolojik savaşımın şart olduğunu vurgulayarak, gelişmiş Ulkelerin kimyasal savaşın olumsuzluklannı biyolojik yöntemlerle yok etmeye çalıştığını belirtti. Solucan sinegi • ANKARA (ANKA) - Birleşmiş Milletler Gıda ve Tanm Örgütü (FAO) Güney Amerika'da ve Afrika'da sık görülen başta hayyanlar olmak uzere insanlar için de tehlike olarak nitelendirilen "solucan sineği" için uyarıda bulundu. Sineğin hayvan ticareti ile Libya'ya kadar geldiği belirlendi. FAO bilimsel adıyla "Cochliomyia Hominivorax" denilen burgulu solucan sineği için bir an önce tedbir alınmasını istedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle