Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibı: Cumhuriyet Maıbaacılık ve Gazetecılık Türk Anonım Şırkcıı adına
Nadir Nadi 0 Genel Yayın Mtfdüru Hasın Cemsl, Müessese Mudüru
Emine Lşaklifil. Yazı İşlen Mudüru Ok«> GoneosM, 0 Haber Merkczı
MUdürfl Ymlçıa Bıycr, Sayfa Duzenı Yönetmenı Ali Aar £ Temsılcüer
ANKARA: Akmct lân, İZM1R HiknMt Çrtjnkaj», AOANA ÇMin Yignıo£lu
1; Pohııka («l.l B«;t»t
K. Dış Haberlcr Eıjmm Blkı. Ekoaomı Cai|bTırtaa. Is Scndıkı Şâkm IfaMd. Kultto Crtıl l'stt, lsJanbul
Habe'krı K«mal kuçulı. Egıtım Gcacay Şvylam. Haber ATCurma \imtt Berfcaa, Yun Habcrien Nerdct Dofu. Spor Damşmanı
AMaüudır I n t a n . Dm Yanlar t a n Çahtk». Anışn<ına Ştttü Al»«. Duzdıme t b d ı U Vaacı % Koordınaıör Ahmrt Knnbaa
0 Ma]ı Işlcr Eıol Erkııt % Muhascbc fcıfeu \ra<ı 0 Bulçt Planlama. S«fi OıaıalKfeotlıı 0 Rcklam Ant Tom« 0 Ek
taymiar- Haly. Akrol 0 idart Haurla Ginr 0 Isletme Öadtr ÇcSk 0 Bılgı Islcm S«U InJ 0 Persond Sr>fi Bosuanotiiı
Sc.m ve Kjran Cumhurıvc! Matbaaolık vt Cazncdlık TA.Ş. TOrk Oca|ı Cad. 39/41 Cafeloih
34334 IM PK 246-lsıanbuI Td 512 05 05 (20 hal). Telo. 22246. Fax (1) 526 60 72 0
Burolcr Ariun: Zıya GOkılp BK lnkılap S. No 19/4, Td 133 II 41-47, Ttta: 42344. Ffcc (4) 131
05 65 0 I m k H Zı>a Blv 1352 S. 2/3, Td 13 12 30. Tefc* 52359, FMC (51) I» 53 60
Inöml Cad- 119 S- No. 1 K«ı I, Td 19 37 52 (4 hM), Telor &2155, F»x (71) 19 37 51
TAKVİM: 16 TEMMUZ 1990 Imsak: 3.44 Guneş: 5.38 ögle: 13.15 Ikindi: 17.13 Aksam: 20.42 Yatsı: 22.26
Tören bandosıı görüşlenıiıze hazırdır
Dış Haberier Servisi — trlanda: Ingiltere adasının asırlardır kanayan yarası.
Adanm iki ayrı ülkeyi barındıran bu bölümünde yaşayanlar, geçen günlerde
ilginç bir çelişkiyi yaşadılar. Birleşik Krallığa bağlı Kuze> trlanda Ue
bağımsız Serbest Irlanda Cumhuriyeti'nde, lrlanda'nın tngiltere'ye
bağlanması farklı biçimJerde kutlandı.
Ingiltere kralı VVilliam III, 1672'de adada egemenliğini sağladıktan sonra
lrlanda'nın büyük tepkisiyle karşılaştı. Iskoçya'yı çok kolay bir biçimde
krallığııun sınırlanna katan William III, trlanda'daki direnişi, ancak 1690
yılında silah zonıyla kırabildi. Kral, Boyne'de kazandığı bu zaferden sonra
Irlanda'yı da egemenlik alanına dahil etti.
Yıllardır bir gelenek olarak kutlanan bu zaferin 300. yıldönümü Kuzey
lrlanda'nın başkenti Belfast'ta törenlerle kutlandı. Irlandalılar, 'biraz bnruk' da
olsa Ingiltere'ye bağlı olraalarının verdiği duyguyla William IH'ün Boyne
zaferini kutlamak zorunda kaldılar. Yapılan geçit törenine katılacak bando
takımı da tören için son hazırlıklarını vaparken fotoğrafçılara yakalandılar.
Fotoğraf, The Idependent gazetesinde Serbest trlanda Cumhuriyeti ile tngiltere
arasındaki çekişmeleri içeren bir haber süsledi.
Kuzey lrlanda'da tngiltere kralının 300 yıl öncekı zaferi kutlanırken, Serbest
trlanda Cumhuriyeti'nde ise Thatcher'in Kuzey trlanda'dan sorumlu bakanı
Peter Brooke ile Cumhuriyet'in Dışişleri Bakanı Gerry Collins arasında
Londra'da yapılan görüşme gazete manşetlenni süslüyordu.
Serbest trlanda'da iktidar ve muhalefet partileri, tngiltere'nin Dublin'e verdiği
sözleri tutmadığından, Thatcher hükümetinin, daha önce yapılmasına karar
verilen partilerarası görüşraeleri aksatmaya çalıştığından yakınıyorlardı.
Oğretîm çıkmazına
kişisel önlemler
çözüm olamaz
GENCAY ŞAYLAN
ANKARA — Bu yıl ilköğre-
timi tamamlayan ve ortaöğretim
için aday konumuna gelen 1.8
milyon öğrenciden 173.346'sı,
yani bir başka deyişle onda bi-
rinden azı, ülkemızin "seçkin
ortaögretim knrnmn" sayılan
Anadolu liseleri giriş sınavına
katıldı. Bu sınavlar sonunda en
şanslı 14 bin 40 öğrenci Anado-
lu liselerine kayıt yaptırma hak-
kını kazanırken, yedek olarak
ilan edilen 15 bin öğrencinin ai-
leleri umutlu bir bekleyiş içine
girdi.
Çocuğuna iyi bir öğretim ola-
nağı sağlamak, böylece onu ge-
lecekte başanh ve güvenceli bir
yaşam için yanşabilir hale getir-
mek tüm anne ve babaJarın ve
hiç kuşkusuz ortak özJemidir.
Bu özlemi, toplumun her kesi-
minden, her sımfından gelen bü-
tün insanlar paylaşmaktadır.
Ortaöğretimde hizmet veren
özd okullann fıyatlannın astro-
nomik düzeylere yükselmesin-
den sonra anne ve babalann
umutlarım giderek daha yoğun
ölçüde Anadolu liselerine bağ-
ladığı gözlemlenmektedir. Buna
Çocuğuna iyi bir
öğretim olanağı
sağlamak, böylece onu
gelecekte başarıh ve
güvenceli bir yaşam için
yarışabilir hale
getirmek tüm anne ve
babalann ortak özlemi.
Bu yıl 173 bin 346
öğrenci Anadolu
liseleri giriş sınavına
katıldı. Sonuçta en
şanslı 14 bin 40 öğrenci
kayıt hakkı kazandı.
ek olarak genel ortaöğretim ku-
rumlanndaki öğretim kaiitesinin
ciddi ölçekte gerilemesi Anadolu
liseleri uzerindeki talep baskısı-
nın giderek yoğunlaşmasına yol
açmış bulunmaktadır. Nitekim
bu liselerin sayısının mantar gi-
bi çoğalarak 146'ya yukselmesi
sözü edilen talep baskısının en
açık göstergesidir.
Aileler, doğal olarak kaliteli
bir ortaöğretimi çocuklannın
gelecek güvencesi olarak yorum-
lamakta, bunun için yoğun öz-
verilere katlanmaktadır. Bunun-
la beraber, kalite ve kantite yo-
nünden yeterli bir öğretim siste-
minin ülkenin ve toplumun ge-
leceğini belirleyen en temel de-
ğişken olduğunu da hıç gözden
uzak tutmamak gerekmektedir.
Türkiye gibı ekonomik güç açı-
sından oldukça gerilerde kalmış
bir ulkenin darboğazları ve aç-
mazları aşabilmesinin birinci
koşulu, insan malzemesinin ye-
terliliği ya da bir başka deyişle
'çağdaşlığıdır'.
Aslında eğıtım öğretim siste-
mi üe ilgili kaygüar sadece Türkı-
ye'ye özgü değildir, en gelişmiş
ve zengin toplumiarua bıle bu
konu duyarhlığını korumakta-
dır. Örneğın şu anda dünyanın
en zengin ve güçlü ülkesi olan
ABD'de ortaöğretimin kalite-
si konusunda tüm kamuoyu-
nu ilgilendiren kapsamlı bir
kampanyanın yurütüldağü göz-
lemıenebilmekteaır. oeveıı yıl
altı ülkenin ortaöğretim öğren-
cileri (ABD, Kanada, tspanya,
trlanda, Güney Kore ve Birleşik
Krallık) üzerinde yapılan bir
araştırma, fen ve matematik
alanlannda ABD'li öğrencilerin
en geride kaldığını ortaya koy-
muş; bunun üzerine geniş bir
tartışma açılmış,"lopluman ge-
leceğini tebdit edici" olarak ni-
teienen bu sonına karşı almacak
önlemler gündeme gelmiştir.
Türkiye, ulke ve toplum olarak
Avnıpalı olmayı, Avrupa Ue bü-
tünleşmeyi kendine hedef seçmiş
gözükmektedir. Bu hedefın ger-
çekleşmesini birinci derecede et-
kileyecek faktör insan malzeme-
sinin düzeyi ve kalitesi olacak-
tır. Örneğin 1986, 1987 ve 1988
yıllannda gayri safi milli hası-
lasının yaklaşık yüzde 1.5 kadan-
ru eğitim, öğretune ayıran Türki-
ye, nihayet bu oranı 1990 yüın
da yüzde 3'e yükseltmiştir. Bu
oran tsveç, Hollanda gibi en
zengin ulkelerde yüzde 7-7.5 dü-
zeyini tutmakta, Yugoslavya,
Yunanistan gibı Avrupa'nın gö-
reli olarak en yoksul ülkelerin-
de ise yüzde 3.5-4 duzeyine in-
mektedir.
Türkiye'nin göreu' yoksulluğu
ve buna ek olarak nüfusun yıl-
da yüzde 2.5 oranında artması,
eğitim-öğretim sistemi üzerine
çok ağır bir yük bindirmekte,
eğitimin sayısal kapasitesini art-
tınna ginşimleri kalite düzeyin-
de büyük düşmelere neden ol-
maktadır. Anadolu liselerinin
sayısındaki hızlı artış yanında
bu kurumlanndaki öğretim ka-
iitesinin ciddi bir biçimde düş-
me eğilimi göstermesi sözü edi-
len açmazın ilginç ömeklerinden
birini oluşturmakıadır. Örneğin
Ankara'daki bir Anadolu lise-
sinde okuyan öğrencilerin velı-
leri fen ve matematik hocalan-
nın çok yetersiz yabancı dil bil-
gisi nedeni ile çocukların hiçbir
şey öğrenemediklerini, aynca
hocaların yetersiz yabana dil
bilgilerinin öğrencilerin alayla-
nna neden olduğunu toplu ola-
rak ifade etmektedirler.
Kuşkusuz, 12 Eylul askeri yö-
netiminden başlayarak Milli
Eğitim Bakanlığı yönetici kad-
rolannın sistemli bir biçimde ts-
lamcılara bırakılması ve tslam-
cı siyasal görüşlerin bu bakan-
lık bünyesinde buyuk bir etkin-
lik kazanması da öğretimin ka-
litesini belirlemekte rol oynamış
bulunmaktadır. Başka bir deyiş-
le Türkiye'nin çağını yakalama-
sında en önemli değişken olan
çağdaş insan malzemesi, sadece
yetersiz kaynak ayrımından de-
ğil, aynı zamanda milli eğitim-
deki kadrolaşmaktan da ciddi
bir biçimde etkilenmektedir.
Türkiye'nin, artık ciddi bir bi-
çimde yaşamaya başladığı öğre-
tim çıkmazını sadece Milli Eği-
tim Bakanlığı'nın içindekı du-
zenlemelerle çözemeyeceği açık-
tır. Örneğin Milli Eğitim Baka-
nı Avni Akyol'un sorunların
önemini kavradığı ve bunun için
çözüm yoUan uygulamaya çabş-
tığı söylenebilir. Milli eğitime
ayrılan kaynakların önemli öl-
çekte artması, bu uygulamaların
başında gelmektedir. Ancak bu
tür kişisel beceri ve kararhlığa
dayanan önlemlerle sorunun al-
tından kalkılamayacaği açıktır.
Sorunun çözümu, bütuncu bir
yaklaşım içinde Türkiye'nin te-
mel kaynak tahsis biçimlerüun
yeniden ciddi bir biçimde tartı-
şılmaya başlamasından geçmek-
tedir. Başta siyasal partiler ol-
mak üzere toplumun butün ör-
gutlü kesimlerinin bu yaşamsa
1
sorun üzerinde çözüm önerileri
geliştirmesi kaçıralmaz hale gel-
miş gözükmektedir.
AhmetKaya'nın 'GülhaneKonseri'nde olaylarçıktı, 4 kişiyaralandı, sahne şişe doldu
Önce müzik, sonra silah sesi vardı
Ahmet Kaya'nın konserini bitirmesinden
hemen sonra sahneye bir pet su şişesi atıldı.
Bunu teneke kutu kola ve cam bira şişeleri
izledi. Binlerce kişi sahneye hücum etti. Çevik
kuvvet cop kullandı ve havaya uyarı ateşiaçtı.
MUHARREM AYPIN
Yaptığı müziği " ö ^ ü n " olarak
nitelendiren, ancak kimüerine gö-
re ise "politik-arabesk" söylediği
iddia edilen sanatçı Ahmet Kaya-
nın önceki gece Gülhane Şenliği'n-
de verdiği konser aşırı taşkınlık-
lar yüzunden "«rbede"ye dönüş-
tü. Programın uzatümasım isteyen
binlerce hayranı Ahmet Kaya'nın
sahneye dönmemesi üzerine önce
"Ölmeye, ölrae>e, ölmeye getdik,
Abmet Kaya'yı görmeye gddik"
şeklinde yoğun tezahürat yaptılar.
Sonra sahneye "şişe" yağdırdılar.
"Fanatik gençler"in çıkardıklan
olaylarda 4 kişi şişe darbeleriyle
başından yaralandı.
Binlerce kişinin aşın tezahüra-
tıyla 45 dakika önce başlayan
konserde olaylar şöyle gelişti:
3 vokalist ve 5 müzisyenden
oluşan orkestrasırun önünde eun-
de kırmızı bir gülle sahneye çıkan
Ahmet Kaya 2 saat süren kon-
serinde ilk kasetine adını verdiği,
"Aglama Bebegim"den "Yorgnn
Demokrat"a, "Kod adı Bahtiyar"-
dan An Gelir'e kadar kasetlerin-
de yer verdiği birçok parçasını bu-
rada da söyledi. "Seveııleri" onu
yanına çağırdı, o sevenlerine şöy-
le seslendi:
"Şimdi bekleyin, yanımza gele-
cegim. aranıza inecegim. ama bir
söz vermenizi istiyorum. Bana do-
knnmayacaksııuz, tamam mı?.."
Binlerce kişiden "Tamam" söz-
lerim duyduktan sonra, "Demok-
rat sozii, devrimci sözü vermeni-
zi istiyorum" dedi ve sahne mer-
divenlerinden hayranlannın arası-
na girdi. Ancak hayranları ona
dokunabilmek, elini tutabilmek ve
öpebilmek için birkaç saniye ıçin-
de birbirine girdiler ve izdiham ya-
şandı. Bunun üzerine hızlı adım-
larla tekrar sahneye çıkan Kaya,
bu kez aym kitleye şöyle diyordu:
"Demokrat sözü venniştiniz.
ama sözünüzde durmadınız. Ba-
kın bu kez görevli arkadaşlar ya-
nınıza inmeme izin vermiyor."
"Mustafa", "Geçmiyor gunler
geçmiyor", "Odam kireçtir be-
nim", "Gençligim nerede?" parça-
lannı da seslendiren Kaya, sahneye
annesini şu sözlerle çağırdı:
"Bana bıiyuk emeği geçen, ca-
nımdan çok sevdigim, annem var
y& annem. Onun üzerinde bntiın
anneleri çok seviyorum, yıllarca
hapisbane kapılannda, her yerde
bekledi beni. Şerefîm üzerine ye-
rnin ediyorum ki ana gibi vâr ol-
maz. Gel gozum gel, yanıma gel,
gel, gel uzulme gel..."
Annesi Zekiye Kaya, yanına
geldiğınde Ahmet Kaya ona uzun
süre sanlarak ağladı.
"Gider olam" adlı parçanın
programının son parçası olduğu-
nu ve bunu okuduktan sonra ay-
rılacağını açıklayan Kaya, par-
çanın bitiminde kulise doğru yol
abyordu. Binlerce kişide gözle gö-
rülür bir "kıpırdanma" başlamış-
tı.
Yoğun tezahürattan sonra tek-
rar sahneye gelen Kaya, "Bahli-
yar" adlı parçasını ikinci kez oku-
duktan sonra yine kulise döndü.
Gülhane EtkinlikJeri Organizas-
yon Komitesi Başkanı Oktay Ül-
kügüner, mikrofondan binlerce ki-
şıye, "Sevgili tstanbullular, sevgi-
li Ahmet Kaya dinleyicileri, kon-
ser burada bitmiştir, yakın bir ta-
rihte >ine Ahmet Ka>n'nın konser
taribini açıklayacağız. Şimdi lüt-
fen gösteri merkezini bosalün"
anonsu karşısında binlerce kişi kı-
bnı bile kıpırdatmıyor, "Ölmeye,
ölmeye, öimeye geldik, Abmet Ka-
ya'yı görmeye geldik", *'En buyuk
Ahmet Kaya" türunde tezahürat-
larda bulunuyordu. Bu, dakikalar-
ca sürdü. Bu arada polisler ve
Gülhane görevlileri sahnenin
önünde olası taşkınhklan önle-
mek için hazır vaziyette beklıyor-
lardı. Ne olduysa bu sırada oldu.
önce bir pet su şişesi sahneye atıl-
dı. Bunu teneke kutu kola şişele-
ri ve cam bira şişeleri izledi. Kuli-
se açılan iki kapı kilitlenmiş, sah-
nede gazeteciler, Gülhane görev-
lileri ve polisler "heder* duruma
düşmüştü. Şişeler havada uçuşu-
yor, bağınnalar, yuh sesleri orta-
lığı inletiyordu.
Sahnenin her yeri şişelerle dol-
muştu. Bu arada sahnedeki 4 kişi
başından yaralanmıştı. Butun
bunlara polisin ve Gülhane görev-
lilermin gücü yeterli gelmiyordu.
Gazeteciler kendilerini korumak
için "mevzi'' ararken, Çevik Kuv-
vet olay yerine geldi. Bu kez orta-
lık daha da "alevlendi." Binlerce
kişi sahneye şişe atmaya devam
ederken Gülhane görevlilerinden
bazıları atılan şişeleri tekrar bu
gruplann üzerine atmaya başladı-
lar. Artık olay çıgırından çıkmış-
tı. Bu kez binlerce kişi sahneye
doğru hücuma geçtiler. Çevik
Kuvvet cop kullanarak bunları
önce gösteri merkezinden ağaçla-
nn arkasına, daha sonra havaya
uyarı ateşi açarak parkın dışına
kovalamaya başladı. Bu sırada ya-
pılan anonslar, parkı ziyaret eden
diğer insanlan yatıştırmayı amaç-
lıyordu. EUerindeki kâğıt parçala-
nnı ateşe vererek yerlere atan bin-
lerce kişi "sevinçle geldikleri yer-
den hüzünln aynldılar." Geride
hasar gören müzik aletleri, yaralı
4 kişi ve "sişelerie dolo" bir sah-
ne kalmıştı.
"ÖLMEYE GELDİK" — Ahmet Kaya'nın programını uzatmasını isteyen binlerce kişi,
Kaya geri gelme>ince sahne şişe doldu. 4 kişi yaralandı. Müzik aletleri hasar gördü.
'ölmeye ölmeye geldik" diye tezahürat yaptı.
Çevreyi korumak için yeni bir öneri:
6
Hurda kâğıt toplansın'
Boğaziçi Üniversitesi'nden Prof. Kriton Curi,
cam kumbaralarının yanında kâğıt
kumbaralarınınkonulmasırun çevre için yararlı
olacağını anlattı.
İZMİR (Cumhuriyet Ege Buro-
su) — Çevrecilerin plastiklere kar-
şı yeğlediği kâğıdın da "çevre
dostu" olmadığı bildirildi. Katı
Atık Kirlenmesi Araştırma ve De-
netimi Türk Milli Komitesi Baş-
kanı Prof. Dr. Kriton Curi, "Kâ-
gıdı beyazlatmada kullanılan
kloriu bileşikler önemli bir kirli-
lik kaynağı. Bu nedenle klor ye-
rine oksijen kullanılması doğrnl-
tusunda çalışmalar var" dedi.
Plastiklere karşı kamuoyunda
tepkilerin yaygınlaşması üzerine
kâğıt ve cam "çevre dostu" ola-
rak çevrecilerin gözdesi oldu.
Cam ve cam kırığının üretimde
tekrar kullanılması için kampan-
yalar başlatıldı. Naylon torbalar
yerine kese kâğıtlan, PET, PVC
şişeler yerine cam şişelerin kulla-
nımı önerildi. Ancak batı ulkele-
rinde bu kâğıtların da ne kadar
"çevre dostu" olduğu tartışılma-
ya başlandı. Katı Atık Kirlenme-
si Araştırma ve Denetimi Türk
Milli Komitesi Başkanı, Boğaziçi
Üniversitesi Çevre Muhendisliği
Bölümü öğretim üyelerinden
Prof. Dr. Kriton Curi kâğıdı be-
yazlatmada kullanılan kloriu bi-
leşiklerin çevTe sorunlanna yol aç-
tığını belirterek şunları söyledi:
"Kâgıt meydana geldikten son-
ra güzeldir. Imalat sırasında kul-
lanılan kloriu bileşikler önemli bir
kirlenme nedeni. Bu nedenle klor
kullanmadan oksijen ile kâğıt ure-
timi başladı. Greenpeace'in bir
dergisi var. Bu derginin kapağını
tsveç'ten ithal ettikleri klor kula-
nılrnadan uretilmiş bir başka kâ-
ğıtla basıvorlar. Klor kullanımı-
nın engellenmesi için de çalışma-
lar yürutuyorlar."
Prof. Curi hurda cam gibi,
hurda kâğıt toplamak için de
kampanyalar açüması gerektiğini
vurgulayarak sözlerini şöyle sur-
dürdü:
"Türkiye bugün çöp ithal edi-
yor. Tabii çöp adıyla değil, hur-
da kâğıt adıyla Yunanistan dan il-
halat yapıvoruz. Çunku ulkede
kâğıt geri kazanılmı>or. Bizim kâ-
ğıtlar diger çoplerle beraber top-
lanıyor. Carn kumbaralann ya-
nında kâğıt kumbaralan da kon-
maiı. Kâğıdın kilosu 240-300 lira
dolayında. 1 ton hurda kâğıt 17
büyük agacın kesilmesini önler.
4100 kilovat saatlik bir enerji ta-
sarrufu sağlar."
Midilli-Dikili
Festivali
• DİKİLİ (AA) —
"Midilli-Dikiü Banş Çevre
ve Dayaruşma Şenliği" adı
altında dıizenlenecek olan
bu yılki Dikili Festivali'nin
programı belirlendi. Dikili
Belediye Başkanı Osman
özgüven'den edinilen
bilgiye göre ilk bölümü
22-25 temmuz günleri
arasında Yunanistan'ın
Midilli Adası'nda yapılacak
şenliğin, 25-26 temmuz
günleri arasında Dikili'de
yapılacak ikinci bölümünde
10 panel, 11 söyleşi, 3
konser düzenlenecek, resim,
fotoğraf ve karikatUr
sergileri açılacak.
Aydın"a
4 havaalanı
• DİDİM (Cumhuriyet) —
Gülluk'te havaalanı
kurulması ile ilgili
tartışmalar sürerken, Didün
ile Selçuk-Kuşadası
arasında da havaalanı
kurulacağı bildirildi. Aydın
Valisi Recep Yazıaoğlu,
"llimiz smırlan içinde 4
havaalanı yapılacak.
Bunlar, 30-40 kişiük
uçaklann iniş-kalkış
yapabilecekleri alanlar
olacak dedi. Didim'de uzun
süredir, havaalanının nereye
kurulacağı konusu
netleşmedi. Aydm Valisi
Recep Yazıaoğlu, son
durum üzerine şu bilgileri
verdi: "Daha önce
belirlenmiş olan yere
yapmayı düşündüğümüz
havaalanı uzmanlar gürültf*
ve çevre kirliliği nedeniyle
karşı çıktı. Biz de bunun
üzerine havaalanının yerinin
değiştirilmesine karar
verdik. Yeni yer de
muhtemelen Kınkiçi'ne
giden yolun sağ veya sol
tarafında uygun bir yer
olacakl'
Kaş'ta gürültüye
izinyok
• KAŞ (AA) —
Antalya'nın turizm
merkezlerinden Kaş
ilçesinde, yerli ve yabancı
turistleri rahatsız etmemek
amacıyla gürültü ve inşaat
yasağı başlatıldı. Kaş
Belediye Başkanı Musa
Bilgiç, turizmin bugünü ve
yannı için gerekli tüm
önlemleri almaya
çalıştıklannı belirterek, '"
"Kaş, önümüzdeki birkaç
yıl içinde turistlerin ikinci
evi olacak" dedi. Bilgiç,
şöyle konuştu: "Kaş, dogası
ve denizi ile doyumsuz bir
tatil beldesi. tlçemize gelen
yerli ve yabana turistleri
rahatsız etmemek amaayla,
gürültü çıkaran motorsiklet
ve diğer araçlann kente
girişlerini yasakladık.
Yapunı devam eden
tesislerin turizm sezonu
r
~
l
sonuna dek çaüşmaları
durduruldu. Yani gürültüyü
asgariye indirmek için
inşaat yasağı başlatıldı."
Çukiırova'nın
çevre sorunu
• ADANA (AA) — Çevre
kirliliğ^nin Çukurova
bölgesinde de etkisini
gösterdiği belirtilerek,
Çukurova'da yeşil alanlann
yerini betonlaşmaya
buakması, sahil bandı
boyunca fosepdk kanallann
Akdeniz'e akıtılmasının
çevre kirliliğini arttırdığı
kaydedildi. Bilim adamları
ve uzmanlar, hızlı nüfus
artışı, çarpık kentleşme ve
doğa tahribatının kirliliğe
neden olan faktörler
arasında bulunduğunu
bildirdiler. ODTÜ Erdemli
Deniz Bih'mleri EnstitüsD
öğretim üyesi Doç. Dr.
özden Baştürk, Doğu
Akdeniz sahillerinin giderek
kirlendiğini belirterek
"Güzel koylar âdeta beton
yığını haline geldi" dedi.
Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Bitki
Konıma Bölümü Başkanı
Prof. Nedim Uygun da
çevTe kirliliğine karşı
biyolojik savaşımın şart
olduğunu vurgulayarak,
gelişmiş Ulkelerin kimyasal
savaşın olumsuzluklannı
biyolojik yöntemlerle yok
etmeye çalıştığını belirtti.
Solucan sinegi
• ANKARA (ANKA) -
Birleşmiş Milletler Gıda ve
Tanm Örgütü (FAO) Güney
Amerika'da ve Afrika'da
sık görülen başta hayyanlar
olmak uzere insanlar için
de tehlike olarak
nitelendirilen "solucan
sineği" için uyarıda
bulundu. Sineğin hayvan
ticareti ile Libya'ya kadar
geldiği belirlendi. FAO
bilimsel adıyla
"Cochliomyia
Hominivorax" denilen
burgulu solucan sineği için
bir an önce tedbir
alınmasını istedi.