Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhurıw[ Maıbaacılık >c Gazetealik Turk Aoorum Şırketı adına
N»dir N«di # Genel Yayın Mtıduru Hasan Cemal, Muessese Mudurır
EmıiH l'şaklıgıl. \ÎZI Ulcrı Mudurj O k » Concnsın. # Haber Merkezı
Muduıu lalçın Ba>er. Sa\fa Duzenı Vonetmcn Alı \car. 0 Temsıtcıler
ANKARA Mımet T»n, IZMİR Hıkmrl ÇMinkrç. ADANA Çttm Ygtnoglu
Iç PDbuka Cdaj Bnlug*. DıS
HaberlCT Eıflın B«ta, Ekonomı C>«p2 Turtuıl. lS
Sendıka Şllkran kncncı. Kul'ur Cital Latr.
Eğıum Gcacs> ŞajUn, Haber Aıaşlırma tsuet fc*M. Yuıt Haberlen ~S«dM Dogıa, Spor Danı>n]aıu Abdıdkadk \ucrknaa,
Dın Vazılar Kora Çak^un. •\rdjlirma yhın AIp>>. Duzdlmc \bdufimh VSUKÜ 0 kooranalor 4km« konılsMi, 0 Malı l*ler
Erol Ertral, # Muhastbe Menl Vmer # Butçe-Ptaniama S « p OamtKşcoghı 0 Reklam Aj->e Tonın, • Ek YSmnlar Hoh.
\k»ol • Idare Httavm Gonr. • lşletme Oskr Çdk, # Bılgı-Islem Sail lnal. • Persond Sosı Bosunoo0u
«ısan w tiıron Cıunlujnyn Maıbaa-Tİıl. K GazcKalık TAŞ. Türk Ocgı Cad 3941 Clfalo|lu
IV» lsl Pk. 246-lianbul Tei 512 05 05 (20 haıl. Ttfc%. 22246 Fu. (1) 526 60 72 #
Burorfur \>kn. Zıya Gokalp BK Iniıbp S. No 19/4, Td 133 II 41-17. Tda. 42344 fiuc (4) 133
0< 6< • b — : H Zıw> Bh 1352 &2/J, Td 13 12 3ft Tefcx. 523» FIJL (51) 19 53 60
. Inoraı Cad llt* S No 1 Kal I, Td 19 J- 52 (4 hal). TWOL 62155, Fax (71) 19 37 52
5 HAZİRAN
TAKMM: 23 M4YIS 1990 Imsak 3.42 Guneş: 5 33 Oğle: 13.05 Ikindı: 17.03 Akşam: 20.28 Yatsı: 22.11
Çevre
g~** >• •• *)
Lriınune
kiüe
eylemî
Yeşiller, 5 hazirandan
başlayarak 8 günlük
eylem planı
hazırlıyorlar.
İDRİS ADİL
Çevre kırliliğı, 5 Haziran
Diinya Çevre Gunu dolayısıyla
düzenlenecek yığınsal gösteriler-
le bir kez daha protesto edile-
cck. Çevre Musteşarlığı, Yeşil-
ler Partisi ve çevre koruma ama-
ayla oluşan ötekı orgutler, Çev-
re Giinü için kitlelerin katılımı-
nın sağlanacağı toplantı ve gös-
terilere hazırlanıyorlar.
Çevre Müsteşarı Halit Kara,
Comhnriyet'e yaptığı açıklama-
da, Dünya Çevre Günü'nü, he-
rnen her alanda gorulen çevTe
kirliliğinin gundeme getirildiği
gün olarak değerlendirecekleri-
ni belirtti. Halit Kara'nın verdi-
ği bilgiye göre, Musteşarlık,
Çevre Gunü programına 25 ma-
yısta başlıyor. Hava kirliliğinin
Ankara'dan sonra en yoğun
olarak hissedildiği Erzumm'da
25 mayısta düzenlenecek "Ha-
va Kirliliği" konulu toplantıda,
büyük kentlerin bu önemli so-
runu gundeme getirilerek çözüm
yolları üzerinde durulacak.
Musteşarlık Çevre Günü prog-
ramına 2 haziranda Samsun'da
gerçekleştirilecek "Kıyı Kentle-
rinin Çevre Sonınlan" konulu
toplantıyla devam edecek. Son
olarak, S haziranda Ankara'da
yapılacak "Çevre Poliükalan"
konulu toplantıda ise bilim
adamları ve uzmanlar tartışa-
caklar.
Düzenleyecekleri etkinlikleri
"kitlelerin kaülımı" ile gerçek-
leştirmeyi planlayan Yeşiller
Partisi ise, 5 hazirandan başla-
yarak 8 günlük eylem planı ha-
zırladı. Yeşiller'den Cumburi-
yet'e yapılan açıklamada 5 ha-
ziranın aynı zamanda partinin
de kuruluş yıldönümu olduğu-
na işaret edildı. Yeşiller, "Hal-
kımızla butunleserek gercekleş-
tirecegiz" dediklerı eylemlerini
şöyle açıkladılar: 5 haziran "pet
şişdere ve poşetlere hayır gtt-
nö", 6 haziran "zarariı yiyecek
ve içecekleri boykot günü", 7
haziran "kirli havayı tiitsüleme
günü", 8 haziran "balıkçılarla
tekne gösterisi günü", 9 haziran
"saksıcılarla ev ev ziyaret gü-
nü", 10 haziran "tnm hayyan-
laria dostluk günü", 11 haziran
"motoriu taşıtlara boykot gü-
nü", 12 haziran "denize kttsme
Parada
termîk
kirlilik
Yeni 5 bin liralıklara
termik santral resmi
konulması tepkiyle
karşılandı.
H A K A N KARA
tZMİR — AJiağa Gencelli'de
kurulacak termik santral ile il-
gili tartışmalar butün hızıyla sü-
rerken 28 Mayıs 1990'dan itiba-
ren piyasaya sürülecek yeni 5 bin
liralık banknotlann arka yüzün-
de Afşin-Elbistan Termik Sant-
ralı'nın bir görünümune yer ve-
rilmesi tepkiyle karşılandı. Yeşil-
ler Partisi Genel Başkanı Celal
Ertug, termik santrallı parayı
"geri kalmışhğın bir belgesi"
olarak niteledi. Aliağa'da termik
santralın kurulmasına karşı çı-
kılmasına önderlik eden Bakır-
çay Belediyeler Birliği'ne bağlı
SHP'li belediye başkanlan da
"kirlilik paraya kadar ulaşü" v o
rumunu yaptılar.
Izmir Bağımsız Milletvekili
Kemal Anadol. "Aliağa'da ter-
mik santral halka ragmen, hu-
kuka ragmen kurulamaz. Knra-
lamayacak da. Termik santralı
bölgeye kuramayanlar şimdi de
devletin simgesi olan paranın ar-
kasına termik santral resmi bas-
makla halka meydan
okumaktadırlar" dedi.
TBMM Çevre Komisyonu
üyesi SHP Milletvekili Güncş
Gürseler ise termik santrallann
propagandasının paralara kadar
sokulduğunu savunarak şunla-
rı söyledi:
"Bu yöntemle termik santral-
lann çevrede >arattığı tahribatı,
kirliliği vatandaşlara unuttura-
caklannı sanıyorlarsa aldamyor-
lar. Türk halkı, bu konudaki du-
yarlılığını Aliağa'da en etkin se-
kilde göstermişlir. Bunun arta-
rak devam edeceği de gozlen-
mektedir."
Cannes jürisi tüm iticiliğine karşın 'Vahşi Yürek'i seçerek yenilikçi ve cesur sinemayı ödüllendirdi
CannesVla 'Kötülüğün zaferTYönetmen David Lynch, önceki filmlerinde yaptığı gibi Vahşi
Yürek'te de Amerikan taşrasıhın sakin, dingin, tekdüze görünümü
altında ne tür kötülükler, korkunçluklar saklayabildiğini gösteriyor.
Vahşi Yürek, yönetmenin de belirttiği gibi kendi ülkesi ABD'de bile
olasılıkla sansüre takılacak, en azından " x " damgasını yiyerek
seyircisi kısıtlanacak bir film.
ATİLLÂ DORSAY
SAILOR VE LULA — Vahşi Yürek filminde Nicholas Cage'Sailor" ve Laura Dern "Lnla" rolünde.
CANNES — Yıllardır benı bu
denli rahatsız eden bir film izle-
diğimı anımsamıyorum... Hepsi
bırbirinden "kötö", sıradan, aşa-
|ıhk kişilerden oluşan bir dizi
kahraman... Kötulüğun, sağhksız-
lığın egemen olduğu ve her anın-
da kendisini duyurduğu bir ovku
Takma adı "Sailor-denizci" olan
kaba, anında şiddete kayabilen bir
genç adamla (şaşırtıcı bir Nicho-
las Cage); çılgın gibi sevdiği, per
dede az görülmüş yoğunlukta bir
seks ilişkisi içinde bulunduğu bir
genç kadın, Lula (Laura Dern).
Sailor'la Lula'nın iuşkisinin onun-
de başlıca engel, Lula'nın yarı
vamp, yarı fıttınk anası Maretta-
dır (Diane Ladd).
Marietta, fılmin içine inanılmaz
bir ustalıkla yerleştirilmiş 'geriye-
dönıiş' bölumlerinden anlaşıldığı
gibi bir süre önce kocasını, San-
tos adlı sapık bir katilin yardımıy-
la, diri diri yakarak öldürmüştür.
Sailor'ın bu olaya tanık olduğunu
sanmakta, onun için bir an önce
onu ortadan kaldırmak istemek-
tedir. Bunun için Sailor'ın peşine
önce kendisini geç kalmış bir tut-
kuyla seven özel dedektif Farra-
gut'u (Harry Dean Stanton), son-
ra da işi iyice sağlama bağlamak
için gözu dönmuş katil Santos'u
takar.
"Vahşi Yürek" veya diğer adıy-
la "Sailor ve Lula", bir tür yol fil-
midir. Hapisten yeni çıkmış Sai-
lor'la Lula, Lula'nın anasının ki-
ninden kaçmak için New Orle-
ans'dan Texas'a doğru uzanan yol-
lar boyunca arabalarını sürerler.
Karşılaştıkları, hep birbirinden
korkunç, iğrenç görüntülerdir:
Trafık kazası geçirmiş can çekişen
insanlar, izbe ve pis motel odala-
n, fıttınk anarun ve Santos'un her
yerde "hazır ve nâzır" adamları
(bu arada, tanınmaz bir kılıkla
karşımıza çıkan, "fahiçe" rolün-
de bir lsabella Rossellini), "derin
SEVMESİ ZOR — David Lynch'in >önettiği Vahşi Yurek. se>mesi,
benimsemesi çok zor, sanki isteyerek, alabildiğine itici olan bir film.
Amerika"nın tura gizli çılgınlığı-
ru simgeleyen manyak bir katil (yi-
ne şaşırtıcı bir kompozisyonla, dâ-
hi oyuncu VVillem Dafoe).
Bu ürpertici kaçıp-kovalamaca,
şiddet ve cinayet dizisi içine, Da-
vid Lynch, Angelo Badalamenti
adlı (ve kuşkusuz yeni bir Ennio
Morricone olmaya aday) yetenekli
bestecinin muziğinin balyoz gibi
inen desteğiyle, bir dizi g'jrsel şok
yerleştirir Çeneye dayanmış bir si-
lahın ateş almasıyla tavana yapı-
şan beyinler, birkaç dakika önce
kopmuş bir eli surukleyen bir ko-
pek, odanın ortasında, birkaç gün
boyunca kimsenin temizlemeye
yanaşmadığ] kusmuk!» Lynch,
sanki sinirlerle oynamakta, dun-
yanın tum kotulüğünü tek bir fil-
Izıııir Körfezi ölüme terk edîldiBelediyenin parasal sıkıntısı nedeniyle kirliliğin
önlemesi amaçlanan kanal projesi durdu.
Projenin keşif bedeli 591 milyon dolar ciyarında.
İzmir Belediyesi, projenin yürütülebilmesi için
hükümetin desteeini istedi.
HÜSEYİN ERCtYES
İZMİR — Giderek buyuk boyutlara va-
ran ve insan sağlıf ını tehdit eder duruma
gelen kirliliğin önlenmesı amacıyla öngö-
rülen Büyük Kanal Projesi'nin durmasıy-
la Izmir Körfezi olume terk edildi. Bele-
diyenin içinde bulunduğu parasal sıkıntı ve
aksaklıklar nedeniyle planlandığı gibi 1992
yılında tamamlanması olanaksız duruma
gelen projenin yurutulebilmesi için huku-
met desteği ıstendi. Projenin denetıminde
yürütuldüğu Dunya Bankası, bu olumsuz-
luk karşısında yeni finansman planı ve uy-
gulama programı oluşturuluncaya kadar
yeni sözleşmeler imzalanmasına izin ver-
mediğini bildirdi. Anakent Belediye Baş-
kanı Yuksel Çakmur, finansman darboğa-
zının aşılabilmesi için devlet kaynaklarının
aktarılması gerektiğini bildirdi. Çakmur,
Başbakan Akbulut'a bir mektup gondere-
rek hukumet yardımı istedi.
Hızlı kentleşmeyle bırlikte İzmir Korfezı
de giderek artan bir ivmeyle kirlenmeye
başladı. Bu hızlı kırlenmenin önlenmesı,
ınsan sağlığını tehdit eden durumun önu-
ne geçilebiimesi ıçın 1970 yılında birtakım
proje çalışmaları başlatıldı. Körfez kirli-
liğinin önlenmesine yonelik DSİ tarafın-
dan hazırlanan projeyi sonraki revizyon ve
uygulama projeleri izledi. Korfezin "kur-
tuluş umudu" olarak gorulen Büyuk Ka-
nal ve !çme Suyu Projesi, tmar ve İskan
Bakanlığı'nca 1982 yılında onaylanarak tl-
ler Bankası'nca ıhale edildı. Projenin dış
finansmanını karşılayacak 184 milyon do-
larlık kredi ve garanti anlaşmaları 12 Ha-
ziran 1987 yılında hükumetle Dünya Ban-
kası arasında imzalandı. Iç harcamaların
tutarı ise Anakent Belediyesi, tZSO Genel
Müdurlüğu, DSt ve tller Bankası'nca kar-
şılanmak uzere 350 milyon dolar olarak
belirlendı.
521.7 milyon dolar keşif bedelle gerçek-
leştirilmesi planlanan Büyük Kanal Pro-
jesi, kentte oluşan evsel ve endüstriyel tüm
atık suların yaklaşık 1660 kilometre uzun-
luğundaki mevcut sokak kanallarını yan
kolektorlere bağlayan 400 kilometre uzun-
luğundakı ara kolektörler, 61 kilometre
uzunluğundaki ana kolektöre saplanan 95
kilometrelik yan kolektörlerı, 4 büyük ve
2 küçuk pomba istasyonları ile arıtma te-
sislerini içeriyor. Kentte oluşan atık sula-
rın bu tesıslerle antıldıktan sonra dış kör-
feze boşaltılması işlemi öngörülüyor. Proje
değişiklikleri ve gecikmelerden ötürü pro-
jenin keşif bedelinin 581.4 milyon dolara
yükseldiği belirtiliyor.
Proje kapsamında kentin içme suyu ge-
reksinimınin bir bölümünü karşılayacak
olan Sarıkız kaynaklarının devreye girme-
miş olması, yuksek enflasyon, Anakent
Belediyesi tZSO Genel Müdürluğü'nu
önemli parasal sıkıntının içine soktu. Za-
manında ve yeterli ölçüde sağlanmayan
ödenekler nedeniyle projenin tümünu il-
gilendiren Tahtalı Projesi gibi parçaların
gerçekleştirilememiş olması gecikmeye yol
açtı. 1992 yılında tamamlanması planlanan
Büyük Kanal Projesi'nin bu tarihte biti-
rilmesi olanaksız hale geldi.
Tamamı Dunya Bankası'ndan sağlanan
kredilerle karşılanan araç, gereç ve mal-
zeme alımına yonelik ıhaleler yapıldı, alım-
lar gerçekleştırildi. Yuzde 70'i yerlı finans-
manla karşılanacak olan ınşaatlar ise pa-
rasal olanaksızlık nedeniyle gerçekleştiri-
lemiyor. Kimi sözleşmeler Dünya Banka-
sı'nca imzalanmazken bazılan da suresiz
olarak ertelendi. Dünya Bankası görevli-
lerinın raporları doğrultusunda
"tatminkâr" bir yeni finansman planı ve
uygulama programı oluşturuluncaya kadar
iç finansman gerektiren yeni bir sozleşme-
nin imzalanmayacağı bildırildı.
Hayvanlar âleminde eş seçimi 'dişi' tarafından yapılıyor
6
Dişf peşinde, kan ter içinde..,Der Spiegel dergisine gore
'dişi'ler eşlerini seçerken
sağlık ve dayanıklılık
faktörlerine, gösterişli ve
güçlü olmaktan daha çok
önem veriyorlar.
Dış Haberler Servisi — Kurba-
ğa deyip geçmeyin. Hele hele bir
erkek kurbağaysa ve "gonlünu"
bir dişiye kaptırmışsa. Dişinin
gözune girebilmek için saatler,
hatta gunler boyunca, bazen de
düşüp bayılıncaya dek vakvakla-
mak durumunda. Ta ki harekete
geçebilmek için dişinin onayını
alıncaya dek. Geyiklenn durumu
ise daha da içler acısı. "Zamanı
geMiğinde" dişinin dikkatinı çe-
kebilmek, uygun koşulları yara-
tabilmek için bağırıp çağırarak
buyuk bir çaba gostermek zorun-
dalar. Bu çaba öylesine büyük bir
enerji tuketimıne neden oluyor ki
vucut ağırlıklarının beşte birine
kadar kilo kaybına uğrayabıliyor-
lar. Erkek tavsanlar ise dişiyi baş-
tan çıkarma girişimlerinden, ba-
zen hiçbir sonuç alamayıp, elleri
boş dönmek bir yana, bir de ha-
karete uğruyorlar. Kobaylar gibi
birleşme anında dişiyi tatmıne
ulaştıramadıklanndan öturu, goz-
lerine sidik fışkırtılan hayvanlar
da var.
Nature" dergisindeki bir araş-
tırmayı temel alan Alman hafta-
lık "Der Spiegel" Dergisı'ne gö-
re hayvanlar âleminde "işler" hiç
de tahmin edildiği gibi tıkırında
gitmiyor. Erkek hayvanların ken-
dilerine uygun bir " e ş " bulmala-
nnın bu denli heyecanlı, sinir bo-
zucu, yorucu ve de bazen aşağı-
layıa oluşu bugune dek, dişiyi fet-
hetraek zorunda olan erkek ha\-
vanlar arasındaki kıyasıya reka-
KİLO KAYBI — Erkek ge>ik dişinin dikkatini çekebilmek için vu-
cut ağırlığının beşte biri oranında kilo kaybına uğrayabiliyor.
HAKARET — Erkek tavşanlar dişiyi baştan çıkarma girişimlerin-
den bazen sonuç alamı>orlar. hatta hakarete uğruyorlar.
bet ile açıklanıvordu. Erkeklerin
aktif olarak savaşırken dişılenn
de pasıf bir şekılde savaştan ga-
lip geleni "kabullenerek" odul-
lendirdiği sanılıyordu. Ancak son
araştırmalar, "eş seciminin" biz-
zat dişi tarafından yapıldığını or-
taya koydu.
Araştırmacılar çeşitli ha^an
cinsleri ile ılgılı olarak yüruttük-
leri araştırmalarda eş seciminde
dişılerinin hangi kriterleri goz
önunde bulundurduklarını sapta-
dılar. Çoğu durumda sağlık ve da-
yanıklılık, gösterişli ve guçlu ol-
maktan daha önemli bir rol oynu-
yor. Dıkence balıkları dişileri ör-
neğin, karınları koyu kırmızı
renkteri erkeklen tercih ediyor.
Çunku pembemsı bir karın rengı-
ne sahip olan erkek balıkların bir
zamanlar ya da halen parazit sa-
hibı olduklarını biliyorlar. Kırlan-
gıç kuşu dişileri ise tercihlerini
uzun kuyruklu erkek kuşlardan
yana yapıyor. Çunku uzun kuy-
ruklar, bu erkek kuşların, kalıtım
yoluyla gelecek kuşaklara da ge-
çen, parazitlere karşı dirençli ol-
duklarını sembolize ediyor.
Charles Darwin, ta 1872 yılın-
da çeşitli hayvanlar arasında göz-
ledığı bu "dişi secimini", "fernaie
choice" olarak tanımlamıştı.
"Ancak kulturel, dinsel ve başka
keyfi nedenlerden ötürü bu göniş
kabul gormedi" diyor Teksas
Üniversitesi'nden zoolog Mark
Kirkpatrick. tngiliz meslektaşı
Lynda Birke ise bu "kabul
görmemeyi" daha net bir şekilde
formüle ediyor: "Bilim adamlan
arasında erkek şovenizmi."
Oysa Danvin'in dişilerin seksü-
el ustunluğü konusundaki artık
kanıtlanmış olan teorisi pekâlâ
akla yatkındı. Çünkü y-umurtalan
olgunlaştırabilmek için organiz-
manın spermleri uretirken ihtiyaa
olandan daha fazla besin madde-
sıne, yağlara ve proteinlere gerek-
sinimi var. "Sperm ucuz, yumur-
ta pahalı", diyor Cornell Üniver-
sitesi'nden biyolog Thomas Eis-
ner, "tşte kadın ve erkek arasın-
daki temel farklılık burada yatı-
yor. Yine aynı teoriye göre dişi,
üremeve çok daha biiyıik yatınm-
lar vaptığından, potansiyel eşler
arasından en sağlıklı ve en guçlü-
su ile birleşmenin daha yararlı
olacağını düşunuyor."
Şimdi araştırmacılar, eş seçimi-
nin dişiler tarafından gerçekleşti-
rildiği prefısibinin, insanlar için
geçerli olup olmadığını inceliyor-
lar. Bu konuda yapılan ilk deney-
ler, "erkeklerin kadınlan baştan
çıkarma girişimlerinin kesinlikle
kadınlar tarafından denellendiği-
ni" ortaya koydu. Deneye katılan
erkekler ise yakınlaşma girişimle-
rinin seyrini bizzaı kendilerinm
belirledikleri görüşündeydiler. Bu
ise erkekler ile erkek kurbağalar
arasında bir benzerlik olduğu kuş-
kusunu daha da guçlendiriyor:
Kimbılir, belki erkekler de tıpkı
erkek kurbağalar gibi kendılerini
beğenmiş ve her şeyden habersız
me sığdırmaya çalışmakta, seyir-
ciyi sürekli şoke etmeyi amaçla-
maktadır. "Fil Adam" ve "Mavi
Kadife" gibi başyapıtlann ustası,
elbette sıradan bir korku ve deh-
şet fılminin, bir görsel şoklar di-
zisinin peşinde değildir.
Peki, nedir amacı ve böylesine
irkilten, Can»es'da seyircinin bir
bölümünün surekli protestolanna
neden olan bir fılmin, nedir sine-
masal değeri?
"Vahşi Yürek", kuşkusuz ki tüm
iticiliğine karşın, önemli bir sine-
ma yapıtıdır. Lynch, aslında sıra-
dan bir gerilim filminin ana ent-
rikasımn kaba çizgileri içine, çok
ilginç ve özgun kişilikler yerleştir-
meyi, onları usta bir oyuncu kad-
rosunun da yardımıyla, son kerte
yaşar kılmayı başarmıştır.
Dahası, yönetmen, hep yapagel-
diğvgibi Amerikan taşrasının sa-
kin, dingin, tekdüze görunumü al-
t^nda, ne türden kötülükler, kor-
kunçluklar saklayabildiğini gös-
termektedir. Daha da ötesi, yönet-
men (aslında okumayı hiç sevme-
diğini ve yalnızca görsellikle ilgi-
lendiğini söylemesine karşın), san-
ki sinemada örneğin bir Dosto-
yevski umarsızlığuıın karşılığını
aramakta, insanı ve dünyayı ala-
bildiğine karamsar bir açıdan ir-
delemekte, sanki yaşamda iğrenç,
pis, sağlıksız ne varsa, onu fılmi-
ne taşımaktadır.
Lynch'in filmlerı, özellikle
"Mavi Kadife"den başlayarak,
hasta ruhların çarpık oykulerini
anlatan bırer "kötnluk destanı",
birer sağlıksız yaşamlar ve kişilik-
ler geçididir. ^
"Vahşi Yürek", yönetmenin de
belirttiği gibi kendi ülkesi ABD-
de bile olasılıkla sansure takıla-
cak, en azından "X" damgasını
yiyerek seyircisi kısıtlanacak bir
filmdir. Sevmesi, benimsemesi çok
zor olan, sanki isteyerek alabildi-
ğine itıci olan bir film. tçerdiği
şiddet ve cinsellık dozuyla, birçok
ülkede de kolay kolay izlenemeye-
cek bir film.
Ancak Cannes'ın jurisi, bizce
yürekli bir karar almış, tüm itici-
liğine karşın, Cannes'dakı tum
filmler içinde en yenilikçi, en ce-
sur ve en alışılmamış bir sinema
örneğini ödüllendirmiş, böylece
geçmişte değişik tarzlardaki yeni-
likçi sinema örneklerinin (orneğin
Antonioni'nin "Macera"sı) uğra-
dığı haksızlıklan gidermek iste-
miştir. Bizce karar elbette tartış-
malı, ama sonuç olarak olumlu-
dur.
Bezeyiş'ten
yeni
arayışlar
ANK.ARA (AA) — Turkiye tş
Bankası Resım Büyuk Ödülü'nu
kazanan Prof. Şadan Bezeyiş, res-
nıin, plastik sanatlann dığer dal-
larıyla bütünleşmesiyle gerçek iş-
levini kazanacağını söyledi.
Turkiye İş Bankası Sanat Bü-
yük Ödülü'nu •Kırmızılı Portre"
adlı çalışmasıyla kazanan Bezeyiş,
akademinin resim bolümunden
mezun olduktan sonra dığer dal-
lara da ilgi duyduğunu ve sanat
yaşamı boyunca mimari, resim ve
heykel arasında yeni bir bakış açısı
oluşturmaya çalıştığını bildirdi.
Mimari, resım ve heykelde ya-
ratıcılığın önde geldiğini kaydeden
Bezeyiş, şunları söyledi:
"Mimari de resim de heykel de
güncel uğraşı içinde güncel geli-
şimleri, yeniye dönuk yeni araşür-
malan, yeni bulgulan, yeni göriin-
tüleri ortaya koymaya çalışıyor.
E>rensel dunya, yeniyi araştınyor.
Heryeniliktoplumamal ediliyor."
Klasikten soyuta, soyuttan sür-
realiste kadar devamlılık gösteren
çalışmalarını sürdurdüğünü belir-
ten Bezeyiş, "sonunda reanzmi ye-
niden organize etmek diyebilece-
gim bugünku sanat anlayışına
geldim" dıye konuştu
ÖSS sonuçlfirı
bugtin
• Eğitim Servisi —
Öğrenci Seçme Sınavı
r
sonuçları bugün
açıklanıyor. Sonuçlar,
Gazeteciler Cemiyeti
tarafından yarın
yayımlanacak olan "Sonuç
Gazetesi" aracıhğıyla
duyurulacak. "Sonuç
Gazetesi" iki bin liradan
satılacak. Bu yılki ögrenci
Seçme ve Yerleştirme Sınavı
sonucu, üniversiteye girmek
isteyen yaklaşık 773 bin
adaydan 174 bini amacına
ulaşabilecek. ÖSYS'nin
ikinci aşaması olan Öğrenci
Yerleştirme Sınavı da (ÖYS)
24 haziran tarihinde
yapılacak.
Bilgisayar,
hamburgerde
• CHICAGO (AA) —
ABD'de, yemeklerini
ayaküstü bir şeyler
atıştırarak geçiştiren aceleci
kişiler, bundan böyle daha
çabuk kannlannı
doyuracaklar. Bir "fast
food" restoran şirketi,
hamburger siparişlerini
daha çabuk ve eksiksiz
olarak alabilmek için
bilgisayar kullanmaya
başladı. Kannlannı
doyurmak isteyenler, 1BM
tarafından piyasaya sürülen
"8470" bilgisayanna
siparişlerini verecekler ve
bu sipariş bilgisayar
tarafından kaydedilecek.
Bilgisayar, örneğin
hamburger ve salata isteyen
müşteriye, tngilizce ya da
Ispanyolca olarak, "lçecek
bir şey de ister miydiniz?"
diye soracak. "8470"e
verilen sipariş, anında
mutfaklarda bulunan bir
başka ekranda belirecek.
konferansı
• MUĞLA (AA) —
Dünyaca unlu Türk beyin
cerrahı Prof. Dr. Gazi
Yaşargil, Türkiye'deki ilk
bilimsel konferansanı
Muğla'nın Milas ilçesine
bağlı Gullük kasabasında
düzenlenen "Beyin Dokusu
Kanserleri Kongresi"nde
verdi. Yaşargil, Turk
Nöroşirurji Derneği'nce
düzenlenen kongrede,
beyin cerrahisinde
kullanılabilecek yöntemleri
ve mikrocerrahi yöntemini
anlattı. Mikrocerrahi
yöntemle yapılan
ameliyatlarla hastanın
ölüm veya sakat kalma
oranının yuzde l'lere
düştüğünu bildiren
Yaşargil, beyin urlannda
teşhisin çok önemli
olduğunu kaydetti.
Konferanstan sonra Türk
Nöroşirurji Derneği fahri
uyeliğine seçilen Yaşargil'e
Dernek Başkanı Prof. Dr.
Y'ucel Kanpolat tarafından
bir plaket sunuldu.
Yaşargil, uzun yıllardan
sonra bilimsel bir kongreye
katılmak üzere Türkiye'ye
gelmekten çok mutlu
olduğunu söyledi.
Kardiyoloji
Kongresi
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — 7. Ulusal Türk
Kardiyoloji Kongresi 26-30
Mayıs 1990 tarihleri
arasında Izmir'de yapılacak.
Bu yılki kongreye 374
bildiri sunulacağı bildirildi.
Turk Kardiyoloji Derneği
ile Ege ve Dokuz Eylül
üniversitelerinin işbirliğiyle
düzenlenen kongreye 640
araştıncı ile 15 yabancı
profesör katılacak. tlk
Ulusal Kardiyoloji
Kongresi'nin 1978 yılında
yine Izmir'de toplandığını
anlatan düzenleme komitesi
uyesi Prof. Nalbantgil, bu
yıl kongreye 193'ü sözlü,
157'si poster biçiminde
olmak üzere toplam 374
bildiri sunulacağını söyledi.
Barajlarm
çevre etkileri
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Devlet Su
İşleri'nde "çevTe dairesi"
kurularak barajlarm
çevresel etkilerinin
araştınlması sağlanacak.
Çevre dairesi kurulmasına
ilişkin kararname,
Bayındırlık ve Iskân
Bakanlığı'nca hazırlanarak
Başbakanlığa gönderildi.
Bayındırlık ve Iskân Bakaru
Cengiz Altınkaya,
Cumhuriyet muhabirine,
çevre dairesi kurulmasının,
bazı kuruluşların barajlarm
kirlenmesini önlemesinde
etkili olacağını söyledi.
Altınkaya, "DSl'nin etkili
olamadığı yerde, çevre
sorunlarının önlenmesinde
başka kuruluşlarla da
işbırliği halinde gayret
gostermek laam. Çünkü su
artık çok kıymetli" dedi.