25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLEK 23 MAYIS 1990 tleriye Yönelik Stratejîler Belgesinin Işığuıda... Dünyamız, 21. yüzyıla girerken artık insan öğesinin oluşturduğu sağlam bir altyapıya sahip olmak için en önemli anahtarın eğitim olduğunu ve her şeyden önce de kitlesel okuma-yazma bilmezliğin ortadan kalkması gerektiğini bilmektedir. Prof.Dr. NECLA ARAT lst. Üni. Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Kadın ve eğitim söz konusu olduğunda, uluslara- rası sözleşmevebelgelerden ük akla gelen, bu konu- yayoğun bir biçimdeeğilen "Nairobi-tkriyeYonelik StratejDer Belgesi"dir (15-26 Temmuz 1985). 373 paragraftan oluşan tleriye Yönelik Stratejiler Belgesi'ninaşağıyukarıuçtebiri, yani 129paragra- fıegitimle ilgilidır. Çünküdünyamız, 21. yüzyıla gi- rerken artık insan öğesinin oluşturduğu sağlam bir altyapıya sahip olmak için en önemli anahtarın egi- tim olduğunu ve her şeyden önce de kitlesel okuma- yazma bilmezliğin ortadan kalkması gerektiğini bil- mektedir. Okur-yazariık, kalkınmanın önkoşulu ol- duğu için Birleşmiş Milletler 1990 yılıru' 'Uluslararası Okuma-Yazma Y'ıh" ilan etmiştir. Belgenin getirdikleri Eğitimle toplumsal ilerlemearasındaki gıderek bü- yüyen ve önem kazanan ilişki, ayrıca da kadınların ekonomik ve toplumsal kalkınma içindeki rolleri, ar- tık ivedi eğitim gereksinmelerinin tüm düzeylerde ve ayrım yapılmaksızın karşılanmasını gerektirmekte- dir/1 ' Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınların statülerinin tam anlamında gelişebilmesi için eğitim. sağlam bir temel oluşturacaktır. Kadınlar, toplum- daki gerçek yerlerini almak, tam anlamında birey ve vatandaş olmak istiyorlarsa bu sağlam temel araçtan, yani eğitimden yararlanmak zorundadırlar. Iştebu nedenle tleriye Yönelik Stratejiler Belgesi'- ne görehükümetler, kadınlarınher düzeydeki ulusal eğitim politikasına, plan, program ve proje uygula- masına katıhmlarım teşvik edip arttırmalıdır. Kadın- ların eğitimini yeniden ele almak \ e onların değişen dünya gerçekliklerineuyarlanmalannısağlamak için özel önlemler almak gerekmektedir. Var olan ve ye- ni her türlu hizmet, (1960 tarihli Eğitimde Aynmcı- hğaKarşıUNESCOSözleşmesi'neozellikledikkat edilerek) kadınlara yoneltilmeli ve kadınlar, aydın, siyaset yapıcısı, karar-verici, planlayıcı, katkıdabu- lunan ve yararlanan bireyler olarak ele alınmalı.'21 Bu konuda acaba neler yapılabilir? Ozellikle genç kız v e kadınlarınbilimsel, teknik vemeslekiöğrenim gormelerini arttıracak, kentsel ve kırsal bölgelerde- ki en yoksul kesim kadınlannın gelişme gostermele- rini sağlayacak ve değerlendirecek özel yöntemler bu- lunmalı. İleriye Yönelik Stratejiler Belgesi'ne göre hükü- metler ve uluslararası örgütler (ozellikle UNESCO), uluslararası topluluğun desteğı ile yuksek orandaki okuma-yazmabilmezliği ortadan kaldıracak özel ön- lemler almalı, hukumetler bu amaç içm hedefler koy- malı \e uygun olçutler benimsemelidir. Okuma- yazma bilmezliğin ortadan kaldınlması herkes için onem taşımaktadır, ama kadınların erkeklerden daha düşük olan okur-yazarlık oranına yol açan özel en- gelleri yok edecek, kadın öncelikli programlara ive- di olarak gereksinme duyulmaktadır. Demek ki işlev- sei olarak yararı görulecek bir okur-yazarlığa katkıda bulunacakçabalar gerekmektedir. Burada kadınların okur-yazar olmayışlannı koktenci bir biçimde ço- zumlemek \ e buna ek materyal sağlamak için sağlık, beslenme ve pratikekonomik beceri ve fırsatlara ozel ağırlık verilmeli. Duşuk gelir duzeyli kentsel ve kır- sal bölgelerde resmi okuma-yazma programları baş- latılmah ve bunların sayıları arttırılmalı. Çünkü ka- dınlarının eğitim düzeylerinin yukseltilmesi, toplu- mun genel refahı için olduğu kadar, çocuk ölumlerini onlemek, aralıklı doğum uygulamalarını destekle- mek açısından da önem taşımaktadır. Eğitim surecinde kızlann yuksek oranlardaki de- vamsızlıkları \ e okulu bırakma nedenleri araştınlıp dilegetirilmelidir. Kadınların her düzeyde öğrenim görmekveeğitımlerinibirişyadameslekbağlamın- da uygulamaya yansıtmak için fırsat eşitlikleri bulun- duğunu kabul etmeli ve bunu güvence altına alacak önlemler geliştirmelidir. Bu önlemler geliştirilmeli, güçlendirilmeli ve uygulamaya sokulmalıdır. İletişim \e bilgi sistemlerinin güçlendirilmesi, yasaların yaşa- ma geçirilmesi ve eğitici kadroların yeniden yönlen- dirilmeleri bu önlemler içinde yer aimalıdır. Hukumetler aynca eğıtimlerini tamamlayamamış, aile sorumluluğu, parasızlık yada erkenevlilik ve an- nelik yuzunden okulunu yanm bırakmış kadınlar için parasız yetışkineğitim programları hanrlayıp kadın- ları bu programlara katılmaya teşvik etmeli. Hükümetlerin ve gonullu kuruluşlann veözel kay- nakların sağladıkları burs \ e değişik destek biçimle- rinin arttırılmasını, kızlara veerkeklereeşitolarak da- ğıtılmasını.yatılıokulvepansiyonkolaylıklanndan eşit yararlammı güvence altına alacak şekilde çaba gösterilmeli. Dev let okullarmın veözel okullann müfredat prog- ramları incelenmeli, ders kitapları ve oteki eğitim malzemeleri gozden geçirilip eğitimciler, sistemdeki cinsiyetçı-ayrımcı oğeleri ortadan kaldıracak şekil- de yenideneğitilmeli. Eğitim kurumları, programla- nnı kadınların gelişme ve kalkınmanıntüm yönleri- ne katkılarını gerçekçi bir biçimde yansıtacak şekil- de genişletmek üzere teşvik edilmelidir. Kadın on yüı, toplumsal güçlere v e kadın açısından kadın arastırmalarına dayanan yeni bir bilim ve bil- gi anlayışı geliştirme gereksinmesine yanıt olarak, ka- dın araştırmalan program ve merkezlerinin doğuşu- na tanık olmuştur. Kadın araştırmalan, bilginin ya- pısını etkileyen ve eşitsizliği guçlendiren geçerli değer sistemleriniyeniden formüle edecek şekilde geliştiril- melidir<3) . Alışılraışöğretim kurumlarının içinde ve dışındakadın araştırmalarının kurulması ve uygula- maya başlaması, kadın ve erkeklerin içinde her açı- dan eşit olduklan hakça veeşitlikçi bir toplumun ya- ratılmasına katkıda bulunacaktır. Hem kadınlara hem erkeklere Kızların bilimsel, teknik \e yönetsel konularda her duzeyde oğrenım gorebilmeleri için gerekli destek, durtu ve danışma hizmetleri sağlanmah. Bu, kadın- ların bu alanlardaki karar verme, yönetim ve liderlik yeteneklerinı geliştirecektir. ileriye Yönelik Stratejiler Belgesi'ne gore tum öğ- renim v e mesleki eğitim alanlan yeniliklere uygun ve hem kadınlara hem erkeklere açık olmalı. Bu eğitimin amacı, kadınların, hızlagelişenteknolojikalanlarda dahil, tüm alanlardaki iş olanaklarını ve yukselme beklentilerini geliştirmektir. Kooperatifler, sendika- lar v e işçi kuruluşları, kuruluşlan ile ilgili işçilere yö- nelik eğitsel projelerde, iş yaşamının tüm düzeylerin- de ve işle bağlantıh etkinliklerde, kadınlar için fırsat eşitliğininoneminivurgulamalıdırlar. Kadınların ge- leneksel olmayan ya da kadınlar için yeni ve kalkın- ma için önemli olan mesleklerde işe girebilme fırsc t- larını arttırmak üzereı mesleki oğretim veeğitimle- rini çeşitlendirecek önlemler alınmalı, pek çok ülkede cınsiyet açısından kesin olarak aynmlaşmış bulunan ve kızların ev idaresi, erkeklerin de teknik konular- da bilgilendirildikleri şimdiki eğitim sistemi değişti- rilmelidir. Var olan mesleki eğitim merkezleri, cinsi- yete göre ayrılmış eğitim sistemlerine gore sürduru- lecek yerde, kızlara ve kadınlara da açılmalı. Yine belgeye göre istihdam gereksinmeleri ile doğ- rudan bağlantıh, gelecekteki istihdam ve kalkınma eğilimlerine uygun, tam anlamında butunleşmiş bir eğitim sistemi yaratılmalı ve insan kaynağının israfını önlemek için uygulamay a sokulmalı. Ayrıca erkek- lerin çocukların yetiştirilmesinde ve evin maddi ma- nevi yükünü paylaşmakta kadınlar kadar sorumlu- luk ustlenmelerini sağlayacak eğitim programlarına eğitim sisteminm her düzeyinde yer verilmelidir. Görüldüğü gibi tleriye Yönelik Stratejiler Belgesi, kadın eğitiminin onundeki engeller olarak yuksek orandaki okur-yazar olmayışı, eğitimden sınırlı ya- rarlanış ve duşük eğitim düzeyini, kadın haklarına ilişkin bilgi eksikliğini vurgulamaktadır. Buna bir de az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hükümetle- rin dış borçlan yüzünden, kamu harcamalarından kı- sıntı yapmaya zorlanmalan veen biiyük kesintiyi sağ- lık ve eğitim harcamalarından yapmalan eklenince, bu gibi ülkelerde zaten ikincil konumda olan kadın- lann sorunları, dahaiçindençıkılamazhalegelmek- tedir. Yüzde yüze ulaşmalı tleriye Yönelik Stratejiler Belgesi, taraf devletle- re eğitime ilişkin amaçların bir dökümunü ise şoyle vermektedir: Eğitim için oncelikleparasal kaynaklar sağlanmah, kırsal ve kentsel kesimin yoksul kadın- larına eğitim verilmeli, iki bin yılına kadar okur- yazarlık oranı °7o lOOolmahdır. Ders kitapları, kadınlara ilişkin olumlu, dinamik ve katılımcı imgeler yansıtacak, erkeklerin aile so- rumluluğunu etkin biçimde paylastıklarını göstere- cek şekilde çağa uydurulmalı. Çalışan ana babaJann çocuklarınaeğitim olanak- ları sağlanmalıdır. Çocuklar, anlayış, diyaktg ve baş- kalanna saygı atmosferı içinde, barış dolu bir yaşam içineğitilmelidir. Tüm aileyesağlıkeğidmi, toplumun tüm üyelerine banş eğitimi verilmeli. Azınlıklann eği- tim etkinliklerine ilişkin sorunlar dile getirilipçözüm- lenmelidir. Göçmen ve yerlerinden yurtlanndan ol- rnuş kadın veçocuklara eğitim sağlanmalıdır. Kalkın- ma programlan kadınların eğitim ve öğretimini kap- samalı. Eğitim programlannda kadınların tarihi ve sorunları yer almalı. Genç kız ve kadınlar, hakların: bilecek ve savunacak şekilde eğitilmelidir. 1. Bkz. Arat. Tiirki>e'd< Çocugıın Dunrau, s 95 DPT- UNlCEFAnkara, 1989 2. The Nairobi Fontard-Looking Slrategies for the Advuce- raentofWomtn,UniıedNations,s 41 Par 163 3. Türkıye'de ilk Kadın Araşlınulan Merkezi istanbul Unıver• sitesi bunyesınde bu yıl kurulmuştur PENCERE Öz ve Biçim.. EVET/HAYIR OKTAYAKBAL Emek, GücünüGöstermeli... Gülay Beceren 1 Mayıs'ta vuruldu. Yirmi yaşındaki genç kız ölüm kalım savaşı vermektedir. Şu andaki kanıya göre yaşam boyu felçli kalacaktır. Gülay'ın suçu 1 Mayıs'ın emeğin bayramı olduğuna ınanmaktı. Emeğin gücünü savunmak, emeğin bay- ramına katılmaktı. Hedef gözetilerek açılan ateşin kurbanı oldu. Gülay, artık tüm emekçilerin sımgesidir. Onu yaşama döndür- mek için ne yapılması gerekiyorsa yerine getirmek Türkiye ay- dınlarının, emekçilennin borcudur, görevidir. İstanbul Tabipler Odası. Petrol-İş Sendikası, İstanbul Mimar- lar Odası, SHP İl Başkanı, İstanbul Baro Başkanı, insan Hakla- rı Derneği İstanbul Başkanı, TYS Genel Başkanı ve SODER Yö- netim Kurulu üyesi ile sanayici Osman Kavala'nın oluşturduğu bir kurul Gülay Beceren'in sağlığına kavuşturulması yoiunda ça- ba harcamaktadırtar Bu amaçla biryardım karnpanyası açılmış bulunuyor. Tüm halkımızın özle- mi, isteği, Gülay'ı kurtarmaya onu yeniden yaşama kavuştur- maya yöneliktir. Oluşturulan kurul yayımladığı bildiride bu konuda şöyle diyor: "1 Mayıs dünyanın pek çok ül- kesinde 100 yıldır emeğin bay- ramı olarak kutlanıyor. Ulkemiz- de ise 100. yılında da 1 Mayıs'- ın kutlanmasına izin verilmedi. 1 Mayıs günü işine gücüne git- mek için sokağa çıkan binlerce insan keyfi olarak gözaltına alın- dı. Kutlamak isteyenlere yıne ateş açıldı. Vurulantar. yarala- nanlar oldu Açılan ateş sonucu vurulanlardan biri de 20 yaşında- ki üniversite öğrencisi Gülay Be- ceren. O halen hastanede yatı- yor. Belden aşağısı tutmuyor ve şu andaki duruma göre yaşam boyu felç... Gülay, demokrası ile uygarlık ile bağdaşmayan kararların ve uygulamalann sonucunda saKat kaldı. Bizler Gülay'ın eski sağlı- ğına kavuşması için gereken her türiü çabayı gostermeyi bir görev kabul ediyoruz. Toplumumuzun, demokrasi yanlısı herkesin de bu görüşü paylaştığına inanıyoruz. Gülay'ın, bu genç insanın ya- şama kazandırılması için dünya- nın en ileri tıp merkezlerinde mümkün olan her türlü tedaviyi görebilmesi gerekir. Bu nedenle herkesi Gülay Be- ceren adına açılan hesaba para- sal katkıda bulunmaya çağırıyo- ruz." Gülay Beceren adına açılmış banka hesabı No'su şudur "T.C. Ziraat Bankası Taksim Şubesi No: 30003 / 203999-3 Bilgi almak için Tel: 143 59 71 - 143 63 21" Her 1 Mayıs'ta oiülervermek, yaralılar vermek demokrasiyle yönetildiği söylenen ülkemizde gelenekselleşmeye başladı. 1 Mayıs'ın 12 Eytülcüterce bayram olmaktan çıkarılmasıdır bunun sorumlusu. daha doğrusu so rumlulan... Sandılar kı emek guçleri susturulursa; sendikalar, federasyonlar, dernekler, parti- ler susturulursa, kapatılırsa, ya- saklanırsa, emeğin temsilcileri, aydınlığın öncüleri hapislere tıkı- lırsa ülkenin ışlerı daha iyiye, da- ha güzele gider! Grevler yasak, toplu gösteriler yasak, yonetıcıle- re ters düşen görüşter. düşünuş- ler yasak... Yıllar geçti böyle yasaklarla, yasaklamalarla!.. Meydan ser- maye çevrelerine. ışadamlarına, odalara bırakıldı. Emekçiler bir yana itilirse, DISK kapatılırsa, CHP ortadan kaldırılırsa, kurum- lar yozlaştırıltrsa sanıldı ki ülke- nin sanayisi, ticaretı, kültür ışle- ri çok daha iyi olacak!.. Oysa tam tersi ile Karşılaştık. "Ortadirek" diye ortaya çıkanlar ulkeyı eski- sinden beter durumlara surukle- diler Parayı pul ettiler. Enflas- (Arkası 19. Sayfada. BAŞSAĞUĞI GÜ1NFERİ KARAGENÇ'İ 20 Mayıs 1990 tarihinde elim bir trafik kazası sonucu kaybettik. Acımız sonsuz. İ.T.Ü. MİMARLIK FAKÜLTESİ / TAŞKIŞLA ÖĞRETİM GÖREVLİLERİ VE ÖĞRENCİLERİ ADI1NA MURAT TOZ ÜNAL CİMİT Seramik Heykel Sergisi TOPRAĞI SEVGİLEDİM MERS/N METROPOL GALERİSİ Org. MetTopol Kültür Sanat Grubu (İstek uzerine 27 Mayıs 1990 tarihıne kadar uzatılmıştır ) BAŞSAĞUĞI SevgiliarkadaşımızDtLEKÖZTÜRK'un(Küçükaydın)eşi Ö.FARUK ÖZ 1ÜKK ile ağabeyi DEMİR KÜÇÜKAYDIN'ı 20.5.1990 tarihinde bir trafik kazasında yitirdik. Arkadaşımıza ve geride kalanlara sabırlar diliyoruz. GÖZLEM YAYINCILIK VE MATBAACILIK KAPTAN ARANIYOR 20 m. yelkenli Charter teknesi için kaptan aranıyor. Müracaat: 6141-1580'den MURAT SEVİG 14 Mayıs... 27 Mayıs... 12 Mart... 12 Eylül... Son kırk yılın Öu kilometre taşları Türkiye'nin demokrasi tarihinde "ileri geri" sarkacının "ge/-g/f'1eridir. Ancak bu dö- nüm noktalannı değerlendirirken elimizde geçerli ölçütlerin bulunması gerekiyor. 14 Mayıs demokrasi yoiunda bir "be- yazihtilal" midir? Karşı devrim midir? 27 Mayıs askerı darbe boyutlanna sığacak bir eylem midir? Demokratik devrim yo- iunda önemli bir adım mıdır? 12 Mart'ın gerçek niteliği ne- dir? 12 Eytül ülkeyi îç savaştan kurtaran bir müdahale mi- dir? Dış güçlerin tezgâhında devinen faşizmin Türkiye'yi ka- ranlığa sürükleyen siyasal zorbalığı mıdır? Adnan Menderes ve iki arkadaşının asılması yakın tarihimizin ayıbıysa, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamları ne anlam taşıyor? 12 Ey- lül'de güdümlü yargıyla mahkûm edilen binierce insanın ve yargılı yargısız öldürülen yüzlerce yurttaşın hesabını kim tu- tacak, kim verecek? Geçmişe dönük değerlendirmeyi yaparken sığ siyasetin dar kalıplannı kırabilir miyız? Kısır politıka çekışmelerinin ön- yargılarından sıynlabilir miyiz? 1990 yılı 14 Mayıs'ın 40'ıncı, 27 Mayıs'ın 30'uncu, 12 Mart'ın 19'uncu, 12 Eylül'ün 10'uncu yıldönümüdür; ama, olaylara serinkanlılıkla bakmak çok güç... Çünkü olaylar sürüyor... * Fransa 1789'a girerken bütün bir 19'uncu yüzyılda Cum- hunyet - Krallık - Imparatorluk rejimleri arasında gelip gide- ceğini biliyor muydu? Devrimin 200'üncü yılı olan 1989'da bile hesaplaşma bitmemişti; ama, artık demokratik ve uygar bir özgürlük temeline oturmuştu. 1923 Devrimi de etki-tepki zinciri boyunca halkalannı 20'nci yüzyıl surecinde birbirine ekleyecekti. Eğer bu olayları siya- set kavgalarının kin güdülerinde değil, uygarlık tarihinin de- ğer yargılannda tartabilirsek daha serinkanlı bir yaklaşım yön- temini benimseyebiliriz. Siyasetin hırslı çekişmeleri ve kan davalan çoğu zaman uygarlığın terazisinde bir dirhem bile ağırlık oluşturamaz. Uygarlık tarihinin şaşmaz bir puslası var: insanlık "daha çok özgürlük, daha az sömürü" yoiunda zikzaklarla yürüyor. Düz bir çizgi izleyebilmek olanaksızdır. Kimi zaman yaşanan olaya tek bir "tam" koymak kişiyi yanlışlara götürebilir; çoğu tarihsel olgunun yapısı bir bileşkeden oluşuyor. İlk bakışta şaşırtıcı olan da budur. İşçi hakları, sendikal hukuk, grev ve toplu sözleşmeyle birlikte "sosyal devtet" kavramı 27 Mayıs'la gündeme girmedi mi? Laiklik, cumhuriyet, kadın hakları gi- bi "aydınlanma"n\n kaçınılmaz temel ilkeleri ve "demokrasi- nin otmazsa olmaz" kuralları tek parti yönetirr.inde gerçek- leşmedi mi? Karşı devrimin niteliklerini taşısa da 14 Mayıs halk kitlelerinin siyasal katılımında önemli bir aşama değil midir? Her bir olayı değerlendirirken tek yönüyle ve bir yanıyla değil, bütün boyutlarıyla ele almak dogruların girdisini çıktı- sını kavramak ve gerçekliğin özünü algılamak için benimse- necek yöntemdir. * Ancak cumhuriyet tarihinde, neresinden bakarsanız bakın en küçük bir "aydınhk" taşımayan olgu 12 Eylül'dür. Bileşke- sinde bir mum ışığı bile bulunmayan 12 Eylül'ün ne biçimin- de, ne yönteminde, ne de içeriğinde demokrasiye ve uygar- lığa yönelik bir değere rastlayamazsınız. Ve ne yazık ki Türkiye 12 Eylül'ü yaşıyor. iyisi can saglıgı" Işte sağlıklı camda, sağlıklı ayçiçck yağı PAKSOY ÇiçckÇiçek geldi, mutfaklar açıldı. İşte sağhklı camda, sağlıklı ayçiçek yaği: PAKSOY Çiçck. PAKSOY Çiçek, dışı sağlıklı, içi sağlıklı yeni ayçiçek yağınız; kokusuz, berrak, çok hafif, çok rafine, hem vinterize, hem kolesterolsüz. PAKSOY Çiçek çok farkh. Dışı cam, içi çiçek. , . - Plastik fiyatına, 1 ve 1,5 litrelik cam şişelerde alacak, cam kavanoza boşaltma zahmetinden kurtulacaksınız. Bitince, dilerseniz şişesini de kullanacaksınız. PAKSOY Çiçek, Türkiye'nin sağlıklı camda ilk ve tek ayçiçek yağı, özel kapak sistemiyle sessiz akacak, akarken sıçratmayacak. Bekledisiniz çiçek PAKSOY Çiçek, Türkiye'de tüm bakkallarda, marketlerde! PAKSOY Çiçck Sağhkh camda sağlıldı ayçiçck yağı PAKSOY TICARET vc SANAYİ A.Ş. ^ddına (71) 21 07 63 (5 hal)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle