Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLEK 23 MAYIS 1990
tleriye Yönelik Stratejîler
Belgesinin Işığuıda...
Dünyamız, 21. yüzyıla girerken artık insan öğesinin oluşturduğu sağlam
bir altyapıya sahip olmak için en önemli anahtarın eğitim olduğunu ve her
şeyden önce de kitlesel okuma-yazma bilmezliğin ortadan kalkması
gerektiğini bilmektedir.
Prof.Dr. NECLA ARAT lst. Üni. Kadın Sorunları Araştırma
ve Uygulama Merkezi Müdürü
Kadın ve eğitim söz konusu olduğunda, uluslara-
rası sözleşmevebelgelerden ük akla gelen, bu konu-
yayoğun bir biçimdeeğilen "Nairobi-tkriyeYonelik
StratejDer Belgesi"dir (15-26 Temmuz 1985).
373 paragraftan oluşan tleriye Yönelik Stratejiler
Belgesi'ninaşağıyukarıuçtebiri, yani 129paragra-
fıegitimle ilgilidır. Çünküdünyamız, 21. yüzyıla gi-
rerken artık insan öğesinin oluşturduğu sağlam bir
altyapıya sahip olmak için en önemli anahtarın egi-
tim olduğunu ve her şeyden önce de kitlesel okuma-
yazma bilmezliğin ortadan kalkması gerektiğini bil-
mektedir. Okur-yazariık, kalkınmanın önkoşulu ol-
duğu için Birleşmiş Milletler 1990 yılıru' 'Uluslararası
Okuma-Yazma Y'ıh" ilan etmiştir.
Belgenin getirdikleri
Eğitimle toplumsal ilerlemearasındaki gıderek bü-
yüyen ve önem kazanan ilişki, ayrıca da kadınların
ekonomik ve toplumsal kalkınma içindeki rolleri, ar-
tık ivedi eğitim gereksinmelerinin tüm düzeylerde ve
ayrım yapılmaksızın karşılanmasını gerektirmekte-
dir/1
'
Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınların
statülerinin tam anlamında gelişebilmesi için eğitim.
sağlam bir temel oluşturacaktır. Kadınlar, toplum-
daki gerçek yerlerini almak, tam anlamında birey ve
vatandaş olmak istiyorlarsa bu sağlam temel araçtan,
yani eğitimden yararlanmak zorundadırlar.
Iştebu nedenle tleriye Yönelik Stratejiler Belgesi'-
ne görehükümetler, kadınlarınher düzeydeki ulusal
eğitim politikasına, plan, program ve proje uygula-
masına katıhmlarım teşvik edip arttırmalıdır. Kadın-
ların eğitimini yeniden ele almak \ e onların değişen
dünya gerçekliklerineuyarlanmalannısağlamak için
özel önlemler almak gerekmektedir. Var olan ve ye-
ni her türlu hizmet, (1960 tarihli Eğitimde Aynmcı-
hğaKarşıUNESCOSözleşmesi'neozellikledikkat
edilerek) kadınlara yoneltilmeli ve kadınlar, aydın,
siyaset yapıcısı, karar-verici, planlayıcı, katkıdabu-
lunan ve yararlanan bireyler olarak ele alınmalı.'21
Bu konuda acaba neler yapılabilir? Ozellikle genç
kız v e kadınlarınbilimsel, teknik vemeslekiöğrenim
gormelerini arttıracak, kentsel ve kırsal bölgelerde-
ki en yoksul kesim kadınlannın gelişme gostermele-
rini sağlayacak ve değerlendirecek özel yöntemler bu-
lunmalı.
İleriye Yönelik Stratejiler Belgesi'ne göre hükü-
metler ve uluslararası örgütler (ozellikle UNESCO),
uluslararası topluluğun desteğı ile yuksek orandaki
okuma-yazmabilmezliği ortadan kaldıracak özel ön-
lemler almalı, hukumetler bu amaç içm hedefler koy-
malı \e uygun olçutler benimsemelidir. Okuma-
yazma bilmezliğin ortadan kaldınlması herkes için
onem taşımaktadır, ama kadınların erkeklerden daha
düşük olan okur-yazarlık oranına yol açan özel en-
gelleri yok edecek, kadın öncelikli programlara ive-
di olarak gereksinme duyulmaktadır. Demek ki işlev-
sei olarak yararı görulecek bir okur-yazarlığa katkıda
bulunacakçabalar gerekmektedir. Burada kadınların
okur-yazar olmayışlannı koktenci bir biçimde ço-
zumlemek \ e buna ek materyal sağlamak için sağlık,
beslenme ve pratikekonomik beceri ve fırsatlara ozel
ağırlık verilmeli. Duşuk gelir duzeyli kentsel ve kır-
sal bölgelerde resmi okuma-yazma programları baş-
latılmah ve bunların sayıları arttırılmalı. Çünkü ka-
dınlarının eğitim düzeylerinin yukseltilmesi, toplu-
mun genel refahı için olduğu kadar, çocuk ölumlerini
onlemek, aralıklı doğum uygulamalarını destekle-
mek açısından da önem taşımaktadır.
Eğitim surecinde kızlann yuksek oranlardaki de-
vamsızlıkları \ e okulu bırakma nedenleri araştınlıp
dilegetirilmelidir. Kadınların her düzeyde öğrenim
görmekveeğitımlerinibirişyadameslekbağlamın-
da uygulamaya yansıtmak için fırsat eşitlikleri bulun-
duğunu kabul etmeli ve bunu güvence altına alacak
önlemler geliştirmelidir. Bu önlemler geliştirilmeli,
güçlendirilmeli ve uygulamaya sokulmalıdır. İletişim
\e bilgi sistemlerinin güçlendirilmesi, yasaların yaşa-
ma geçirilmesi ve eğitici kadroların yeniden yönlen-
dirilmeleri bu önlemler içinde yer aimalıdır.
Hukumetler aynca eğıtimlerini tamamlayamamış,
aile sorumluluğu, parasızlık yada erkenevlilik ve an-
nelik yuzunden okulunu yanm bırakmış kadınlar için
parasız yetışkineğitim programları hanrlayıp kadın-
ları bu programlara katılmaya teşvik etmeli.
Hükümetlerin ve gonullu kuruluşlann veözel kay-
nakların sağladıkları burs \ e değişik destek biçimle-
rinin arttırılmasını, kızlara veerkeklereeşitolarak da-
ğıtılmasını.yatılıokulvepansiyonkolaylıklanndan
eşit yararlammı güvence altına alacak şekilde çaba
gösterilmeli.
Dev let okullarmın veözel okullann müfredat prog-
ramları incelenmeli, ders kitapları ve oteki eğitim
malzemeleri gozden geçirilip eğitimciler, sistemdeki
cinsiyetçı-ayrımcı oğeleri ortadan kaldıracak şekil-
de yenideneğitilmeli. Eğitim kurumları, programla-
nnı kadınların gelişme ve kalkınmanıntüm yönleri-
ne katkılarını gerçekçi bir biçimde yansıtacak şekil-
de genişletmek üzere teşvik edilmelidir.
Kadın on yüı, toplumsal güçlere v e kadın açısından
kadın arastırmalarına dayanan yeni bir bilim ve bil-
gi anlayışı geliştirme gereksinmesine yanıt olarak, ka-
dın araştırmalan program ve merkezlerinin doğuşu-
na tanık olmuştur. Kadın araştırmalan, bilginin ya-
pısını etkileyen ve eşitsizliği guçlendiren geçerli değer
sistemleriniyeniden formüle edecek şekilde geliştiril-
melidir<3)
. Alışılraışöğretim kurumlarının içinde ve
dışındakadın araştırmalarının kurulması ve uygula-
maya başlaması, kadın ve erkeklerin içinde her açı-
dan eşit olduklan hakça veeşitlikçi bir toplumun ya-
ratılmasına katkıda bulunacaktır.
Hem kadınlara hem erkeklere
Kızların bilimsel, teknik \e yönetsel konularda her
duzeyde oğrenım gorebilmeleri için gerekli destek,
durtu ve danışma hizmetleri sağlanmah. Bu, kadın-
ların bu alanlardaki karar verme, yönetim ve liderlik
yeteneklerinı geliştirecektir.
ileriye Yönelik Stratejiler Belgesi'ne gore tum öğ-
renim v e mesleki eğitim alanlan yeniliklere uygun ve
hem kadınlara hem erkeklere açık olmalı. Bu eğitimin
amacı, kadınların, hızlagelişenteknolojikalanlarda
dahil, tüm alanlardaki iş olanaklarını ve yukselme
beklentilerini geliştirmektir. Kooperatifler, sendika-
lar v e işçi kuruluşları, kuruluşlan ile ilgili işçilere yö-
nelik eğitsel projelerde, iş yaşamının tüm düzeylerin-
de ve işle bağlantıh etkinliklerde, kadınlar için fırsat
eşitliğininoneminivurgulamalıdırlar. Kadınların ge-
leneksel olmayan ya da kadınlar için yeni ve kalkın-
ma için önemli olan mesleklerde işe girebilme fırsc t-
larını arttırmak üzereı mesleki oğretim veeğitimle-
rini çeşitlendirecek önlemler alınmalı, pek çok ülkede
cınsiyet açısından kesin olarak aynmlaşmış bulunan
ve kızların ev idaresi, erkeklerin de teknik konular-
da bilgilendirildikleri şimdiki eğitim sistemi değişti-
rilmelidir. Var olan mesleki eğitim merkezleri, cinsi-
yete göre ayrılmış eğitim sistemlerine gore sürduru-
lecek yerde, kızlara ve kadınlara da açılmalı.
Yine belgeye göre istihdam gereksinmeleri ile doğ-
rudan bağlantıh, gelecekteki istihdam ve kalkınma
eğilimlerine uygun, tam anlamında butunleşmiş bir
eğitim sistemi yaratılmalı ve insan kaynağının israfını
önlemek için uygulamay a sokulmalı. Ayrıca erkek-
lerin çocukların yetiştirilmesinde ve evin maddi ma-
nevi yükünü paylaşmakta kadınlar kadar sorumlu-
luk ustlenmelerini sağlayacak eğitim programlarına
eğitim sisteminm her düzeyinde yer verilmelidir.
Görüldüğü gibi tleriye Yönelik Stratejiler Belgesi,
kadın eğitiminin onundeki engeller olarak yuksek
orandaki okur-yazar olmayışı, eğitimden sınırlı ya-
rarlanış ve duşük eğitim düzeyini, kadın haklarına
ilişkin bilgi eksikliğini vurgulamaktadır. Buna bir de
az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hükümetle-
rin dış borçlan yüzünden, kamu harcamalarından kı-
sıntı yapmaya zorlanmalan veen biiyük kesintiyi sağ-
lık ve eğitim harcamalarından yapmalan eklenince,
bu gibi ülkelerde zaten ikincil konumda olan kadın-
lann sorunları, dahaiçindençıkılamazhalegelmek-
tedir.
Yüzde yüze ulaşmalı
tleriye Yönelik Stratejiler Belgesi, taraf devletle-
re eğitime ilişkin amaçların bir dökümunü ise şoyle
vermektedir: Eğitim için oncelikleparasal kaynaklar
sağlanmah, kırsal ve kentsel kesimin yoksul kadın-
larına eğitim verilmeli, iki bin yılına kadar okur-
yazarlık oranı °7o lOOolmahdır.
Ders kitapları, kadınlara ilişkin olumlu, dinamik
ve katılımcı imgeler yansıtacak, erkeklerin aile so-
rumluluğunu etkin biçimde paylastıklarını göstere-
cek şekilde çağa uydurulmalı.
Çalışan ana babaJann çocuklarınaeğitim olanak-
ları sağlanmalıdır. Çocuklar, anlayış, diyaktg ve baş-
kalanna saygı atmosferı içinde, barış dolu bir yaşam
içineğitilmelidir. Tüm aileyesağlıkeğidmi, toplumun
tüm üyelerine banş eğitimi verilmeli. Azınlıklann eği-
tim etkinliklerine ilişkin sorunlar dile getirilipçözüm-
lenmelidir. Göçmen ve yerlerinden yurtlanndan ol-
rnuş kadın veçocuklara eğitim sağlanmalıdır. Kalkın-
ma programlan kadınların eğitim ve öğretimini kap-
samalı. Eğitim programlannda kadınların tarihi ve
sorunları yer almalı. Genç kız ve kadınlar, hakların:
bilecek ve savunacak şekilde eğitilmelidir.
1. Bkz. Arat. Tiirki>e'd< Çocugıın Dunrau, s 95 DPT-
UNlCEFAnkara, 1989
2. The Nairobi Fontard-Looking Slrategies for the Advuce-
raentofWomtn,UniıedNations,s 41 Par 163
3. Türkıye'de ilk Kadın Araşlınulan Merkezi istanbul Unıver•
sitesi bunyesınde bu yıl kurulmuştur
PENCERE
Öz ve Biçim..
EVET/HAYIR
OKTAYAKBAL
Emek, GücünüGöstermeli...
Gülay Beceren 1 Mayıs'ta vuruldu. Yirmi yaşındaki genç kız
ölüm kalım savaşı vermektedir. Şu andaki kanıya göre yaşam
boyu felçli kalacaktır. Gülay'ın suçu 1 Mayıs'ın emeğin bayramı
olduğuna ınanmaktı. Emeğin gücünü savunmak, emeğin bay-
ramına katılmaktı. Hedef gözetilerek açılan ateşin kurbanı oldu.
Gülay, artık tüm emekçilerin sımgesidir. Onu yaşama döndür-
mek için ne yapılması gerekiyorsa yerine getirmek Türkiye ay-
dınlarının, emekçilennin borcudur, görevidir.
İstanbul Tabipler Odası. Petrol-İş Sendikası, İstanbul Mimar-
lar Odası, SHP İl Başkanı, İstanbul Baro Başkanı, insan Hakla-
rı Derneği İstanbul Başkanı, TYS Genel Başkanı ve SODER Yö-
netim Kurulu üyesi ile sanayici Osman Kavala'nın oluşturduğu
bir kurul Gülay Beceren'in sağlığına kavuşturulması yoiunda ça-
ba harcamaktadırtar Bu amaçla biryardım karnpanyası açılmış
bulunuyor. Tüm halkımızın özle-
mi, isteği, Gülay'ı kurtarmaya
onu yeniden yaşama kavuştur-
maya yöneliktir.
Oluşturulan kurul yayımladığı
bildiride bu konuda şöyle diyor:
"1 Mayıs dünyanın pek çok ül-
kesinde 100 yıldır emeğin bay-
ramı olarak kutlanıyor. Ulkemiz-
de ise 100. yılında da 1 Mayıs'-
ın kutlanmasına izin verilmedi.
1 Mayıs günü işine gücüne git-
mek için sokağa çıkan binlerce
insan keyfi olarak gözaltına alın-
dı. Kutlamak isteyenlere yıne
ateş açıldı. Vurulantar. yarala-
nanlar oldu Açılan ateş sonucu
vurulanlardan biri de 20 yaşında-
ki üniversite öğrencisi Gülay Be-
ceren. O halen hastanede yatı-
yor. Belden aşağısı tutmuyor ve
şu andaki duruma göre yaşam
boyu felç...
Gülay, demokrası ile uygarlık
ile bağdaşmayan kararların ve
uygulamalann sonucunda saKat
kaldı. Bizler Gülay'ın eski sağlı-
ğına kavuşması için gereken her
türiü çabayı gostermeyi bir görev
kabul ediyoruz. Toplumumuzun,
demokrasi yanlısı herkesin de bu
görüşü paylaştığına inanıyoruz.
Gülay'ın, bu genç insanın ya-
şama kazandırılması için dünya-
nın en ileri tıp merkezlerinde
mümkün olan her türlü tedaviyi
görebilmesi gerekir.
Bu nedenle herkesi Gülay Be-
ceren adına açılan hesaba para-
sal katkıda bulunmaya çağırıyo-
ruz."
Gülay Beceren adına açılmış
banka hesabı No'su şudur
"T.C. Ziraat Bankası Taksim
Şubesi
No: 30003 / 203999-3
Bilgi almak için Tel: 143 59 71
- 143 63 21"
Her 1 Mayıs'ta oiülervermek,
yaralılar vermek demokrasiyle
yönetildiği söylenen ülkemizde
gelenekselleşmeye başladı. 1
Mayıs'ın 12 Eytülcüterce bayram
olmaktan çıkarılmasıdır bunun
sorumlusu. daha doğrusu so
rumlulan... Sandılar kı emek
guçleri susturulursa; sendikalar,
federasyonlar, dernekler, parti-
ler susturulursa, kapatılırsa, ya-
saklanırsa, emeğin temsilcileri,
aydınlığın öncüleri hapislere tıkı-
lırsa ülkenin ışlerı daha iyiye, da-
ha güzele gider! Grevler yasak,
toplu gösteriler yasak, yonetıcıle-
re ters düşen görüşter. düşünuş-
ler yasak...
Yıllar geçti böyle yasaklarla,
yasaklamalarla!.. Meydan ser-
maye çevrelerine. ışadamlarına,
odalara bırakıldı. Emekçiler bir
yana itilirse, DISK kapatılırsa,
CHP ortadan kaldırılırsa, kurum-
lar yozlaştırıltrsa sanıldı ki ülke-
nin sanayisi, ticaretı, kültür ışle-
ri çok daha iyi olacak!.. Oysa tam
tersi ile Karşılaştık. "Ortadirek"
diye ortaya çıkanlar ulkeyı eski-
sinden beter durumlara surukle-
diler Parayı pul ettiler. Enflas-
(Arkası 19. Sayfada.
BAŞSAĞUĞI
GÜ1NFERİ KARAGENÇ'İ
20 Mayıs 1990 tarihinde elim bir trafik kazası
sonucu kaybettik. Acımız sonsuz.
İ.T.Ü. MİMARLIK
FAKÜLTESİ / TAŞKIŞLA
ÖĞRETİM GÖREVLİLERİ VE
ÖĞRENCİLERİ ADI1NA MURAT TOZ
ÜNAL CİMİT
Seramik Heykel Sergisi
TOPRAĞI SEVGİLEDİM
MERS/N METROPOL GALERİSİ
Org. MetTopol Kültür Sanat Grubu
(İstek uzerine 27 Mayıs 1990 tarihıne kadar uzatılmıştır )
BAŞSAĞUĞI
SevgiliarkadaşımızDtLEKÖZTÜRK'un(Küçükaydın)eşi
Ö.FARUK ÖZ 1ÜKK
ile ağabeyi
DEMİR KÜÇÜKAYDIN'ı
20.5.1990 tarihinde bir trafik kazasında yitirdik. Arkadaşımıza ve
geride kalanlara sabırlar diliyoruz.
GÖZLEM YAYINCILIK VE MATBAACILIK
KAPTAN ARANIYOR
20 m. yelkenli Charter teknesi için kaptan aranıyor.
Müracaat: 6141-1580'den MURAT SEVİG
14 Mayıs...
27 Mayıs...
12 Mart...
12 Eylül...
Son kırk yılın Öu kilometre taşları Türkiye'nin demokrasi
tarihinde "ileri geri" sarkacının "ge/-g/f'1eridir. Ancak bu dö-
nüm noktalannı değerlendirirken elimizde geçerli ölçütlerin
bulunması gerekiyor. 14 Mayıs demokrasi yoiunda bir "be-
yazihtilal" midir? Karşı devrim midir? 27 Mayıs askerı darbe
boyutlanna sığacak bir eylem midir? Demokratik devrim yo-
iunda önemli bir adım mıdır? 12 Mart'ın gerçek niteliği ne-
dir? 12 Eytül ülkeyi îç savaştan kurtaran bir müdahale mi-
dir? Dış güçlerin tezgâhında devinen faşizmin Türkiye'yi ka-
ranlığa sürükleyen siyasal zorbalığı mıdır? Adnan Menderes
ve iki arkadaşının asılması yakın tarihimizin ayıbıysa, Deniz
Gezmiş ve arkadaşlarının idamları ne anlam taşıyor? 12 Ey-
lül'de güdümlü yargıyla mahkûm edilen binierce insanın ve
yargılı yargısız öldürülen yüzlerce yurttaşın hesabını kim tu-
tacak, kim verecek?
Geçmişe dönük değerlendirmeyi yaparken sığ siyasetin
dar kalıplannı kırabilir miyız? Kısır politıka çekışmelerinin ön-
yargılarından sıynlabilir miyiz? 1990 yılı 14 Mayıs'ın 40'ıncı,
27 Mayıs'ın 30'uncu, 12 Mart'ın 19'uncu, 12 Eylül'ün 10'uncu
yıldönümüdür; ama, olaylara serinkanlılıkla bakmak çok
güç...
Çünkü olaylar sürüyor...
*
Fransa 1789'a girerken bütün bir 19'uncu yüzyılda Cum-
hunyet - Krallık - Imparatorluk rejimleri arasında gelip gide-
ceğini biliyor muydu? Devrimin 200'üncü yılı olan 1989'da
bile hesaplaşma bitmemişti; ama, artık demokratik ve uygar
bir özgürlük temeline oturmuştu.
1923 Devrimi de etki-tepki zinciri boyunca halkalannı 20'nci
yüzyıl surecinde birbirine ekleyecekti. Eğer bu olayları siya-
set kavgalarının kin güdülerinde değil, uygarlık tarihinin de-
ğer yargılannda tartabilirsek daha serinkanlı bir yaklaşım yön-
temini benimseyebiliriz. Siyasetin hırslı çekişmeleri ve kan
davalan çoğu zaman uygarlığın terazisinde bir dirhem bile
ağırlık oluşturamaz.
Uygarlık tarihinin şaşmaz bir puslası var: insanlık "daha
çok özgürlük, daha az sömürü" yoiunda zikzaklarla yürüyor.
Düz bir çizgi izleyebilmek olanaksızdır. Kimi zaman yaşanan
olaya tek bir "tam" koymak kişiyi yanlışlara götürebilir; çoğu
tarihsel olgunun yapısı bir bileşkeden oluşuyor. İlk bakışta
şaşırtıcı olan da budur. İşçi hakları, sendikal hukuk, grev ve
toplu sözleşmeyle birlikte "sosyal devtet" kavramı 27 Mayıs'la
gündeme girmedi mi? Laiklik, cumhuriyet, kadın hakları gi-
bi "aydınlanma"n\n kaçınılmaz temel ilkeleri ve "demokrasi-
nin otmazsa olmaz" kuralları tek parti yönetirr.inde gerçek-
leşmedi mi? Karşı devrimin niteliklerini taşısa da 14 Mayıs
halk kitlelerinin siyasal katılımında önemli bir aşama değil
midir?
Her bir olayı değerlendirirken tek yönüyle ve bir yanıyla
değil, bütün boyutlarıyla ele almak dogruların girdisini çıktı-
sını kavramak ve gerçekliğin özünü algılamak için benimse-
necek yöntemdir.
*
Ancak cumhuriyet tarihinde, neresinden bakarsanız bakın
en küçük bir "aydınhk" taşımayan olgu 12 Eylül'dür. Bileşke-
sinde bir mum ışığı bile bulunmayan 12 Eylül'ün ne biçimin-
de, ne yönteminde, ne de içeriğinde demokrasiye ve uygar-
lığa yönelik bir değere rastlayamazsınız.
Ve ne yazık ki Türkiye 12 Eylül'ü yaşıyor.
iyisi can saglıgı"
Işte sağlıklı camda,
sağlıklı ayçiçck yağı
PAKSOY ÇiçckÇiçek geldi, mutfaklar açıldı.
İşte sağhklı camda, sağlıklı ayçiçek yaği: PAKSOY Çiçck.
PAKSOY Çiçek, dışı sağlıklı, içi sağlıklı yeni ayçiçek yağınız;
kokusuz, berrak, çok hafif, çok rafine, hem vinterize, hem kolesterolsüz.
PAKSOY Çiçek çok farkh. Dışı cam, içi çiçek. , . -
Plastik fiyatına, 1 ve 1,5 litrelik cam şişelerde alacak,
cam kavanoza boşaltma zahmetinden kurtulacaksınız.
Bitince, dilerseniz şişesini de kullanacaksınız.
PAKSOY Çiçek, Türkiye'nin sağlıklı camda ilk ve tek ayçiçek yağı,
özel kapak sistemiyle sessiz akacak, akarken sıçratmayacak.
Bekledisiniz çiçek PAKSOY Çiçek,
Türkiye'de tüm bakkallarda,
marketlerde! PAKSOY Çiçck
Sağhkh camda
sağlıldı ayçiçck yağı
PAKSOY TICARET vc SANAYİ A.Ş. ^ddına (71) 21 07 63 (5 hal)