Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 MAYIS 1990 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN
Meteorolojı Genel Müdûrlûğü'n-
den alınan bîlgrye göre yurtta yağış
beklenmiyor. Yurtun kuzey kesım-
teri parçalı buluflu, ötekı kesımlerı
az bulutlu geçecek HWA SICAKLI-
6l artacak. RÛZGÂR: Yurthın ku-
zey kesımlerinde kuzey ve doğu.
öteki yerlerde gûney ve batı yörıler-
den hafif, ara sıra orta kuvvette ese-
cek. Denlzlerimizıte: Karadenız ve
Marmara'da yıldız ve poyrazdan.
Ege'de yıldız ve karayel, Akdeniz'de
günbatısı ve lodostan 3 ıla 5 kuv-
vetınde saatte 10 ila 21 dentz milı
hızta esecek. Oenız mutedil dalgalı
olacak. Dalga yûkseklığı 0.5 ıla 1.5.
yer yer 2 m dolayında btılunacak.
«dana
Adapazan
d
Van Gölû : Parçalı butotlu geçecek. Rüzgârkuzeyvedo-
ğu yönlerden hafrf, ara sıra orta kuvvette esecek. Göl kûçük
dalgalı olacak. Görüş uzaklığı 10 km dolayında bulunacak.
! _ Afyon
0
Ankaıa
Antakya
Antalya
Artvın
tyiın
B*kesr
Bfeok
Bmgöl
Bife
Boto
Bursa
Çanakttfe
Çonjm
Oenizfc
A 31° 17° DıyaroakK
A 24° 10° Edırne
A 31° 12° Eroncan
A 23° 9°EmjTim
B 21° 4°Eskısehiî
A 24° ^Gazıantep
A 27° 19" Gıresun
A 30° 17° Gümûşhane B
B 20° 6°HaMdn
A 31° 16° Bparta
A 24° 11° btmDul
A 23° 11° İzmir
A 26° 10° KansA 26 10 Kans B
A 21° 6° Kastamonu A
A 24° 8°Kaysen
A 25° 12° Kıcklarelı
A 24° 12° Konya
B 19° 5°Kutahya
A 28° M» Malatya
30° 11° Manısa
26° 8°KMaraş
22° 9°Mersm
21° *=Mu4la
25° 10° Mus
31° 15° Nıjde
18° 10° OrOu
19° 6°Rra
24° 10° Samsun
25° 9°S«1
20»12°S<nop
29° 15° Sıvas
18° 5°1<*nlaG
20° 5°TratEon
20° 8°Tunce)ı
25° 8°Uşak
24° 8°van
23°10°YiB||al
22° 9°ZonguMak
A 30° 14°
A 30° 15°
A 27° M°
A 27° 14°
A 24° 8°
A 20° 8°
B 19° 8°
B 19° 10»
B 19° 8°
A 28° 16*
A 19° 10°
A 21° 5°
A 22° 11°
8 18° 10°
B 21° 8°
A 26° 11°
A 22° 8°
A 22° 5°
A 18° 10°
' yajnurII A-açık B-DuiuOu G-gtineşıı K-karlı 5-s<siı Y-yağmurlu
Lenıngrau ^
• J
Moskova
" (
Ankara #
Tebrız
• Sam
Kahıre •
BULMACA
6 7 8 9SOLDAN SAĞA:
1/ Osmanlı sarayında
sünnet ve sarık odala-
nndan sorumlu hade-
me sınıfına verilen ad.
2/ Ekvator kuşağın-
daki geniş çayırlara
verilen ad... Saka
Türklerinin ünlü des-
taru. 3/ Bir nota...
Zengin. 4/ Varı geçir-
gen bir çeperin iki ya-
nına yerleştirilmiş, de-
rişıklığı farklı iki sıvı-
dan oluşan yer değiş-
tirme olayı... İskam-
bilde koz. 5/ Atlas
Okyanusu'nda Portekiz'e ait takıma-
da... Sahip. 6/ tspanya'da Bask bölge-
sinin bağımsızlığı için savaşım veren
gizü örgüt... Havadan elde edilerek ışık
araçlarında kullaıulan gaz. 7/ Sarhoş
yâ da külhanbeyi bağırması... Kromun
simgesi. 8/ Çoğunlukla mor kadife
üzerıne sırma ile kabartma dal, yaprak
ve çiçek işlenmiş giysi ya da örtü. 9/
Bir tür sert, ipekli kumaş... Uçurum.
VUKARIDAN AŞAClYA
1/ Yapılarda dolgu gereci olarak kullanılan delikli tuğla. 2/ Cami,
mescit gibi yerlerde dinsel öğüt veren kimse... Bir renk. 3/ Tuzağa
düşürülen şey... öğretim ve eğitim sıstemi. 4/ İsviçre'de bir kent...
Yemin. 5/ Kokulu tohumu hamur işlerinde ve rakıcılıkta kullanı-
lan bitki... Rusçada "evet". 6/ Bir meyve... öldükten sonra yeniden
dünyaya geliş anlammda eski sözcük. 7/ Nazi partisinin hücum kı-
tasmı simgeleyen harfler..Paris'in havaalanı. 8/ Lamba... Bir nota
9/ Ankara'nın bir semti... Uluslararası alanda yapılan mal taşıma-
cıhğı.
60 YBL ÖNCE Cumhuriyet
Yemek listesi
23 MAYIS 1930
Dr. Mazhar Osman B. mevsim yemek listesini tertip etmiştir.
Mazhar osman B. yaz sebzeleri için şu mütaleada
bulunmaktadır:
'— Gıda kuvveti en ziyade kuvvetli olanlaı: Taze yaprak,
bakla, taze fasulye, bezelye, pancar, semizotudur.
Diğerlerinin taamı hoş ve hazmı kolaydır, az çok vitamini
ile faydalı sayıhr, lâkin evvelkilerle kıyas kabul etmez
derecede az mugaddidirler.
Yaz raeyvaları da mükemmel
gıdadırlar. Meselâ sıcak gunlerde
ekmek, peynirle kiraz, çilek, kaysı,
elma, armut, incir pek âlâ yenir ve
insanı adamakıllı besler. Hele üzüm
başiı başına mükkemmel bir gjdadır.
Mevsiminde bol üzum yemekle hem
vücut beslenir hem de zayıf ve sinirli
bir hususi tedavi görmüşçesine
istifade eder.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyel
Yeni yasaklar
23 MAYIS 1960
Ankara Örfı tdare Kumandanlığının 25 numaralı tebliği
şudur:
"21 mayıs 1960 tarihinde Kızılay semtinde vukua gelen
hâdiseler sebebiyle 22 mayıs 1960 gününden itibaren Ankara
şehri belediye hudutları dahilinde aşağıdaki tedbirlerin
alınmasına lüzum görülmüştür.
1 — Hakiki ve hükmi şahısların bundan önce konulan
kayıtlar dairesinde siyasi maksada matuf yapacaklan
toplantılar men edılmiş olduktan başkaca, bundan böyle bu
şahısların siyasi sebep ve maksatlar dışında yapacaklan her
çeşit toplantılar ile gösteri yürüyüşleri yasak edilmiştir.
2 — Hükmi şahısların kendi mensupları arasında hususi
kanun ve nizamnamelerindeki esaslara uygun olarak kapalı
ve açık yerlerde yapacaklan toplantılarla, hakiki şahısların
kendi aralarında yapacaklan bilûmum toplantılar da örfi
Idare Kumandanljğırun yazılı izin ve müsaadesine tabi
kılınmıştır.
3 — Hakiki şahısların hariçte ve şehir içindeki durum ve
faaliyetlerı aşağıdaki kayıt ve şartlara bağlanmıştır.
a) Şehir içinde ve alelûmum ana caddeler ve meydanlar
üzerinde beş kişiden fazla gruplaşmalar ve gezinti
maksadiyle dahi olsa dolaşmalar memnudur.
b) Otobüs ve dclmuş durakları ile sinema, tiyatro gibi
umuma açık mahallere giriş, gişeler önünde bekle>işler
birer kişilik diziler halinde yapılacaktır.
c) Her Jahıs gündüz ve gece vazifelilerin kontrol ve
taleplerine cevap verecek şekilde üzerlerinde hüviyetlerini
tevsik eden vesikalarını bulunduracaklardır.
ç) Her türlü lokanta, gazino, pavyon, bar ve emsali umuma
açık içkili yerlerde saat 17 den itibaren halka içki verilmesi
ve gündüz veya gece dışarıda asarı gizlemiyecek derecede
sarhoş olarak dolaşılması ve halkın emniyet ve huzurunu
bozacak şekilde fıil ve hareketlerde bulunulması yasak
edilmiştir.
4 — Gece sokağa çıkma yasağı 20 den 05.00 e kadar
uzatılmıştır.
5 — Posta idaresi kanaliyle yapılacak yıkıcı ve bozguncu
faaliyetlerı tertip, tanzim ve teşvik edenlerin zamanında
tesbit ve haklarında gerekli kanuni takibata girişilmek
maksadiyle 3832 sayılı Örfi İdare Kanununun 3 üncü
maddesinin 4 üncü fıkrası hükmü gereğince, Ankara şehri
sakinleri adına dahil ve hariç merkezlerden gönderilen ve
keşide edilen bilumum telgraf, mektup vesair mürselât
üzerinde sansür konulmuştur.
6 — Radyo, telefon ve telsiz gibi bilcümle muhabere
vasıtalan da kontrol altına alınfnıştır.
7 — Yukarıda konulan yasaklar ve tedbir hilâfına hareket
edenler salâhiyetli askeri ve mülki zabıta memurları
tarafından derhal yakalanarak evrakları ile birlikte vakit
geçirilmeden Örfi tdare Kumandanhğına teslim olunacak,
haklarında gerekli takıbat yapılacaktır.
Muhterem Ankaralılara ve vazifelilere ehemmiyetle tebliğ
olunur.
Namık Argüç
Ankara Örfi İdare Kumandanı Korgeneral
ĞEÇENYIL BUGÜN CumhuriY
el
DÜNYADA BUGÜN
Amsterdam A 22°
Amfnan A 33°
Atifla
Bajdal
Barcelona
Basd
Belgrad
Bertm
Bonn
Bruksel
Budapestc
Cenevre
Cezayir
Cıdde
Dutıaı
franklun
Girne
HeisMa
Kahm
Kopenhag
Köln
Lefloşa
Y 26°
A 37°
Y 27°
Y 23°
Y 22°
B 22°
B 21*
Y 23°
Y 22°
Y 22°
A 28°
A 39°
A 41°
A 23°
A 30°
Y 15°
A 30°
B 18°
B 21°
A 29°
Lenmgfad
Londra
Madnd
Milano
Montrea
Moskova
Mûnh
Oskı
Paris
Prag
Ryad
Roma
Soiya
Şam
Tel A.™
Tunus
Varsova
V«nedık
Vıyana
Y 14°
B 21°
Y 25°
Y 22°
A 26°
Y 11°
Y 22°
A 19°
Y 15°
Y 18°
Y 20°
A 39°
Y 24°
Y 18°
A 32°
A 28°
A 22°
B 21°
Y 23°
A 21°
Washıngion A 26°
Zürih Y 23°
Birliğe dönüş
23 MAYIS 1989
Arap Birliği Zirvesi, bugün Fas'm Kazablanka kentinde
toplamyor. Zirvenin gündeminde üç önemli konu var.
Bunlar, Mısır'ın 10 yıllık bir aradan sonra yeniden Arap
Birliği'ne dönüşü, Lübnan krizi ve 17 aydır süren Filistin
ayaklanması. Libya lideri .Muammer Kaddafi, son anda ikna
edilerek bugün yapılacak doruğa katılacağını açıkladı.
Arap Birliği Zirvesi'ne katılan dışişleri bakanlan, önceki
gün zirvenin gündemini oluşturan konularda hazırlık
toplantılan yaptılar.
TARTISMA
Ahnted Arif İçin ]\otlar
Ankara... Hep gidip geldiğimiz şehirdi. Ahmed Arif de
orada yaşıyordu, biliyordum. Ona öylesine suçlu ve
borçluydum ki... Gitmeye, telefonla aramaya korkuyor,
çekiniyor, utanıyordum.
Sa\ın Mehmel A)dın°ın Cumhurijei gaze-
lesinin 6 Mayıs 1990 gunlu sa\ısında,
"Tartışma" bölumunde, "Ahmed Arif'in
Anılarına Ek" başlıklı şazısını okudum.
Şair yazar Refik Durbas'ın 8-14 nisan gün-
lerinde Cumhuriyet'te yayımlanan Ahmed
Arif'le ilgili yazı serisini de okumuştum.
TV'deki ve Cumhuriyet'teki çarpıcı ilanlar-
dan duyduğum yayım olayının sevinç \e he-
yecanı 7 gün sonra, erken bitiveren güzel bir
yolculuğun hüznu gibi içimeçökmüştu...
Ahmed Arif'in Af>on Lisesl'nden sınıf ar-
kadaşı olan Sayın Mehmet Aydın, o yılları
(1943) anlatırken, "Ahmed Arif'in bir ara
L'şak iline gittiğini. sonra Afyon'un Dinar il-
cesinde oturan şair Nedret Gürcan'ın Ahmed
Arif'i Dinar'a 'çağırdığım", bir siire >anında
•alıkoyduğunu!", Ahmed Arif'in Uşak ve Di-
nar'daki yaşantılannın araştınlmaya ve ince-
lenme>e değer olduğunu" yazılarına ekliyor.
Beni biraz olsun tanıdığını sandığım dostu-
muz Mehmet Aydın, bir büyüğümu, Ahmed
Arif gibi bir şairi yanıma "çağırma>acağımı,
çağıramayacagımı.." ancak "da*et" edebi-
leceğimi bilir. Mehmet Aydın bu sözcükleri,
yorumun böyle olacağını duşünmeden "içten-
İikle" kullanmış olabilir. Ayrıca kendisini ya-
nıltan nedir, bilemiyorum. Afyon ilinden se-
natör adayı olduğu sıralarda, Dinar'da, po-
liıikanın yanı sıra sanat \e edebiyat sohbet-
lerımiz de olmuş. Ahmed Ariften de söz et-
misizdir. Ama Ahmed Arif'in Dinar'a gelip
konugum olduğunu söylediğimi hatıriamıyo-
rum. Çünku Ahmed Arif, Dinar'a hiç gelme-
di. Ve zaten o yıllarda (1943) ben 12 yaşla-
rında biriydim.
Ahmed Arifi Şairler Yaprağı dergisini Di-
nar'da yayımlamaya başladığım 1954'te, dos-
tum Tank Dur»un K.'nın da yardımlarıyla
**Şu şairler ve >azarlar nasıl insanlardır, Bir
gorup tanıya>ım, tanışa>ım.." diye gittiğim
Istanbul'da şiirlerinden tanıdım. Bir efsaneydi
sanki! Tıpkı bir vakitler Nâzım Hikmel'te ol-
duğu gibi... Kimse şiirlerinin tamamını doğ-
ru dürust bilmiyor, mısra mısra ve dilden di-
le geziyordu... Mısraların söylendikçe keyif
veren "loz"lar gibi insanı mest ettiğine ora-
da tanık olmuştum. Nerede yaşadığını bile bil-
miyordum. Bir gün Divarbakır'dan mektubu
geldi: 21 Mart 1955 günlu. "Aziz kardeşim"
diye başlıyor, 8 satır sonra "Selam eder ba-
şanlar dilerim" diye bitiyordu. Bu kadarı bile
beni sevinçten deli etmeye vetmişti. Şiir tut-
kunlarının (ki şimdi çoğu ünlüdur) Ahmed
Arif'in şiirlerini sayıkladığı gunlerde, Ahmed
Arif'ten bana el yazısıyla mektup geliyordu.
Bunun ne demek olduğunu edebiyat hevesli-
leri, yazı hayatına yeni girenler i>i bilirler.
Ahmed Arif, Diyarbakır'dan Şairler Yap-
rağı dergisi ile ilgilenmeye, aksayan yönleri-
ni duzeltmem için yardımlarda bulunmaya
başladı. Tanıdığı sanat ve edebiyat dünyasın-
dan, sanat ve edebiyatçılardan mektuplany-
la bilgiler, düşünceler aktardı. Şiirlerini gön-
derdi. Kitabı yayımlanmadan on yıl önce he-
men hemen bütün şiirlerini okumuştum.
Ahmed Arif'i 1957 yılında ilk kez Anka-
ra'da gördüm. Ziyaretimi sevgiyle sevinçle
karşıladı. Birlikte bulunduğumuz her yerde
korkunç bir ilgi ve sevgi gördüğüne tanık ol-
dum. Nasıl bir yurek erbabı olduğunu, bir va-
kitler bana da yazdığı gibi: "Mert >a$amak,
şair kalmak gibi, milvarda üç be$ yiğide kıs-
met olan bir Tanrı baeışına ermenin yiıceli-
ğini unutmadan..." yaşadığını anladım!
Bana ve ailemin tüm kişilerine büyük ya-
kınlık gösterdi. İyi ve kötu gunlerimizi bildi.
Kitaplannın yeni baskılarını, kasetini imza-
layıp hak etmediğim övgü ve sevgi dolu söz-
lerle yolladı durdu. "Ahmed Arif" başlıklı
şiirimi kitabına alarak, beni yedi cihana ta-
nıttı.. Ama ben gidip oğlu Filinta'nın yanak-
larından hâlâ öpemedim. 1980yıhndan son-
ra Dinar'a bir taahhüt işi için gelip ailecek bir
yıldan fazla kalan değerli kardeşi Tuncer Önal
ile de komşu ve dost olduk. Her Ankara do-
nüşu agabeyinden selam ve sağlık haberleri
getirirdi. Mektuplanmdan sonra, kardeşi
Tbncer ÖnaHa da davet ettim Ahmed Arifi
ilçeme. Hep erteledi. Gelnıed:! Çunku bana
gösterilen bunca ilgive gerekli yanıtı vereme-
dim. Ne olduysa oidu; yıllar birden geçip gi-
diverdi. Araya kahrolası iş guç girdi. Şiirsiz,
sohbetsiz, sanat ve edebiyat kokusundan uzak
bir kötü Robenson gibi yaşadım. Gücumüzun
üstünde kuşandığımız büyük sorumluluk ve
yorgunluklar, streslerle her şeyi dostlukları,
görevleri ihmal ederek sonraya bırakarak bu-
güne geldik. Hem çok ayıp ettik! Hem de 59
yıldır tıkır tıkır işleyen yüreği sonunda (en-
farktus!) patlattık!
Ankara... Hep gidip geldiğimiz şehirdi. Ah-
med Arif de orada yaşıyordu, biliyordum.
Ona öylesine suçlu ve borçluydum ki... Git-
meye, telefonla aramaya korkuyor, çekiniyor,
utanıyordum. İşte şimdi sevgili dostumuz
Mehmet Aydın'ın yazısı yetişti.
Bağışlanmamı isteyeceğim.
Bir mektubunda şunları yazmıştı bana:
"Dosta, giivenilir dosla, yüregini alabildi-
ğine veren kimse, insanı, can sırçasını, her şev-
lerden aziz ve saygılı tutan kimsedir!.."
Onun gibi olmak ısterdim. Tıpkı yızdığı gi-
bi.
NEDRET GÜRCAN
Dinar
POUTİKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Bir Anma Gününde...
Yaş Hertiyor, görülenler, duyulanlar, konuşulanlar çoğalıyor. Her
gün yeni yeni izlenimler ediniyoruz. Acılarımız, kederterimiz hüzün-
lerimiz artıyor. Sevınçlerimiz, neşelerimiz azalıyor. Ya ölümler. dost
ölümleri gün geçtikçe çoğalıyor. Hete genç ölüler yok mu, onlar daha
çok belimızı büküyor.
Geçende Bostancıda Hatay Lokantası'nda Şair Cemal Süreya
için bir anma toplantısı yapıldı. Konuşrnacılar.Tevfik Akdağ. Hulki
Aktunç, Ferruh Doğan.Necatı Güngör, Mehmed Kemal, Ismet Ke-
mal Karadayı, Nejdet Ökmen, Tuğrul Tanyol'du. Toplantıyı Faruk
Şüyün yönetti.
Nice Şair ölümlerine tanık oldum. Bunların içinde Cemal Sûreya
gibi çok sevilenini gormedim Ne de çok sevilir. sayılırmış!... Bu sevgi
nereden geliyordu, şairliğinden mi, dostluğundan mı? Sanırım da-
ha çok dostluktan kaynaklanıyordu. Cenazesinde, cami avlusunda
yeterince kişi bulunmayabilir. ama ölüsünün ardından bunca top-
lantı, yayın yapılanı çok az görülür. Sokaklara adı veriliyor, adına
ödûl konuyor, resmi, heykeli yapılıyordu. Belki daha yaygın anma-
iar da olacaktır.
Cemal Süreya neydi? Her şeyden önce bir şairdi. Kendisine şair
denmesini isterdi. Mülkiyeli, maliye mutettişı olması. darphane mü-
dürlüğü etmesi (Nefi gibi) nam degiidi. Varsa da, yoksa da adırt-
dan bir (r) yi atmış şairdi.
Tanıdığım günden beri üstünden yalnız, kimsesiz. durağân, çe-
kingen kimliğinı atamadı Hep öyle göründü ve öyle oldu. Ankara'-
da Ataç Sokak'takı Mülkiyeliler lokalinde tanımıştım. Yanında ikiz
kardeş gibi hiç eksilmeyen Enver vardı. Sonra yolları ayrıldı.
Orhan Veli gibi bir şair öncüsü olarak mı ortaya çıkmıştı? Sanmı-
yorum. Ama bilgisi, kültürü, yeteneğinden ötürü onu öne itmışler-
di. Dergi çıkarıyor, kitaplar çevırıyor, gizli makaleler yazıyor, önde
İkincı Yeni, Fecr-i Ati gibi bir topluluk muydu? Belkı öyle, belki de-
ğil. Uzun bir tasarlamanın ürünü de değildı. ikincı Yeni Muzaffer
Erdost'un dergiye girecek gecikmış bir makalesıne acele konan bir
başlıktan doğmuştu. Sonra bu lakap dalgalanmış. dolaşmış, yer et-
mişti. ikincı Yeni neydi? Biraz da yererek İkince Yeni'yi Üvercinka
şaıri şöyle anlatır:
"... Soldan faşist diyenler (Bezirci), sağdan ahlaksız dıyenler, ko-
münist dıyenler, ortadan yeteneksiz diyenler (ömer Faruk Toprak)
lanetlenip durduk."
Birbirleriyle Dağdaşmasalar bile o dönemin genç şairlerine (llhan
Berk hariç) İkinci Yeni denildi. Birbirteri ile uzun yıllar ilişkileri oJ-
mamıştı. Şair bunu da şöyle anlatır:
"... Biz aynı semtte oturuyor ve bırbırımızı kişisel olarak tanımı-
yorduk. Ece ile bir buçuk yıl öncesine kadar bir masada otutup ye-
mek yediğimizi anımsamıyorum. Turgut'la 1955-1965 araSmda ya
bir, ya iki kez karşılaşabildik. Sezai ile Edip birbirierinı, bugün de
görseler tanımazlar. Bunun için İkinci Yeni'ye bir akım demek yan-
lış. Hiçbir zaman bir programı olmamış."
Şairlerinin birbirini tanımadığı bir şiirin böyle bir potada öbeklen-
mesı nereden geliyordu? Kökenıne bakarsak geldigi yer biraz siya-
saldı. 195O'de iktidara gelenler, 1952'de özgürlükleri kısmaya, ce-
za ve basın yasalannda ağırlaştırmalar yapmaya başladıklarında bu
şiir de ortaya çıkmıştı. Bu bir davranış da otabılırdı, bir başkaldırı
da... Ama kendini kabul ettırmeye yönelik bir tür şiir ortaya çıkmış-
tı.
Hatay Lokantası'nda yapılan anma toplantısında gençler Cemal'e
yakınlıklarını kanıtladılar. Cemal'i anlatan yazı ve eleştinler neden
böyle azdı? Yanıtını da kendileri verdiler: Cemal şiiri iyi bilen, sağ-
lam kültürlü, ayağını yere basmış bir ustaydı da ondan Ama ölü-
münden sonra çok şeyler yazılacağı şimdiden belliydı. Ölümü ta-
ze, acısı sıcaktı. Üzerinden yıllar geçmeliydi. Anmadaki kalabalık
da Cemal
1
ın ne denli sevildiğinin bir kanıtı değnl miydi? Bir Arap şairi
der ki, kamtlar acılar üstünde taht kurar.' Öyle mi acaba?
Bodrum Turgutreis'ten sonra:
ODAK İKİNCİ DEVRE-MÜLK TATİL KÖYÜ
ANTALYA BELEK'TE KURULUYOR!..
Belek, Antalya-Side kıyı şeridinde, çam ormanlarıyla kaplı bir yöre...
Tarihi zenginlikle doğal güzellik, içiçe! Belek'te devreler 30'ar gün
(2x15 gün) olacak.
Mimari tasarımda Antalya yöresinin eski Türk evlerini örnek aldık.
Belek Tatil Köyümüz, çatılı, kiremitli, serin, sevimli evlerden oluşacak.
Odak Belek, yüzme havuzu, spor alanı, çocuk parkı, barı, marketiyle,
Odak standartlarında bir tatil beldesi oluşturacak.
Arazimiz kendi mülkümüz. Hedefımiz 1991 yazından itibaren
evlerini devre sahiplerine teslim etmek...
Vakit geçirmeden gelin... Evinizi, devrenizi
öncelikle seçin... Bir devre-mülk satın almak,
bir yazlık eve, her yıl, tatil süresince
sahip olmaktır.
tNŞAAT VE TURİZM YATIRIMLARI TtCARET A§.
SAKİR KESEBJR CAÜ No 32 B.MJHUMCU PIAZA2 KAT:
4
80700 RALMim7İSTA.NBULTEL 1722860 (6 HAT) FXKS,1748634
NALI