Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DtZİ-RÖPORTAJ 4 NİSAN 1990
E T E \ ( IU N I V E R S I T E L I L E R
Gençlerin canı fena sıkılıyorPİAR'ın öğrenci hareketleri ardından
yaptığı bir araştırmaya göre gençlik
"kendini boşlukta hisseden bir kuşak."
Bir kimlik boşluğu ve boş zamanlannı
diledikleri gibi değerlendirememek
gençlerin en büyük sorunları arasında.
Gençliğin içinde bulunduğu durum şu
sözlerle tanımlanıyor: "Gencin canı
sıkılıyor, ne yapacağmı bilmiyor,
alternatif bulunmamış. Boşlukta, nereye
çekerseniz gitmeye hazır.''
Öğrencilerin yüzde 79'u YÖK'ü olumsuz
değerlendiriyor. Yüzde 72'si ise
olaylarda polisin güç kullanmasmı haksız
buluyor.
— 4 —
Gençlik üzerinde araştırmalar
yapmış PİAR'ın başında olan Bü-
İent Tanla, günümüz gençliği için
en genel tanımlamayi "kendilerini
boşlukta hisseden kuşak" olarak
yapıyor. Bir kimlik boşluğundan,
boş zamanlarını değerlendireme-
diklerinden söz ediyor.
"Neyim? Ne olacağım? Ne ya-
pacağım? Ne yapmak istiyo-
rum?" somlanna üniversite öğ-
rencisi, hatta mezunların net ya-
nıtlan bulunmadığını vurguluyor.
Pczitif bilimlerde öğrenim gören-
ler dışında çok daha yaygın ola-
rak gelecek kaygısı içinde olduk-
larını belirtiyor. özet olarak ağır
bir kimlik sorunu ile karşı karşı-
ya bulunduklannı, eğitim dışında,
aile ilişkilerinde, toplumsal ilişki-
lerinde, ülke kimliğinde, yaşamın
her alanında, kimlik sorunu, bu-
nalırnı içinde olduklannı açıklı-
yor. "Gencin canı sıkılıyor. Ne
yapacağını bilmiyor. Alternatif
bunulmamış. Nasıl yapacağını
bilmiyor. Boşlukta, nereye çeker-
seniz gitmeye hazır. Ne yapacağı-
nı bilememek, can sıkjntısı, aile ve
toplumsal inşküerini etkiliyor. So-
yut bir kaçma eğilimi, güvensiz-
lik gelişiyor" diyor.
PIAR 1987 öğrenci hareketle-
rinin ardından öğrenci kitlesinin
tepkilerini ölçmeye yönelik bir
araştırma yapmış. "Sancılı
üniversiteler" sonucuna ulaşan
araştırma öğrencilerin, *!t
83'ünün olaylardan haberdar ol-
dukları, ft 80'inin de eğitim so-
runları, YÖK'ü protesto ağırlıklı
o tarihlerdeki eylemleri haklı bul-
duklannı ortaya çıkarmış. Kamu-
oyunun da Vt 59'u öğrçncilere
hak verirken, *h 2S'i haksız bul-
muş.
öğrencinin % 72'si, kamuoyu-
nun 1» 44'ü polisin güç kullanma-
sını haksız bulmuş. Öğrencinin %
79'u, kamuoyunun % 32'si ise
YÖK'ü olumsuz değerlendirmiş.
öğrencilerin lo 74'ü olayların
üniversitelerdeki rahatsızhklan su
yüzüne çıkardığı görüşünde bir-
leşmişler. Kamuoyunun <7o 51'i de
öğrencilerin terörist olmadıkları-
nı savunmuşlar. Olaylann arka-
sından 1980 öncesine dönüleceği
kaygısı % 12 öğrencide, *h 30 ka-
muoyunda saptanmış.
PİAR'ın bir de ülke çapında,
15-26 yaş geııçliğini tümü ile ele
alan, 1988 yılında yapılmış bir
araştırması var. Genç nttfusumu-
zun hâlâ yüzde 35'inin annesinin,
yüzde 12'sinin babasının okur ya-
zar dahı olamadığını ortaya çıka-
nyor. Annesi ilkoîcul üstünde eği-
tim görmüş genç sayısı sadece
yüzde 8. Babası ilkokul üstü eği-
tim görmüş olan ise yüzde 19.
Son bir yıl içinde anne-baba ile
ciddi kavga yapmış genç oranı
yüzde 15. Gençler sırlannı yüzde
39 anneleri ile, yüzde 26 babala-
rı, yüzde 24 arkadaşlan, yüzde 18
kardeşleri ile paylaşıyorlar, yüz-
de 10'u hiç kimse ile paylaşmryor.
Ancak yüzde 64'ü evdeki yaşa-
mından memnun. Olmayanlar
yüzde 58 gelir yetersizliğinden,
yüzde 26 aile onamından, yüzde
12 evin küçüklüğünden yakıruyor-
lar. Gençler yüzde 63 gibi yüksek
bir oranda evde yapacak bir şey
bulamıyorlar. Okula devam ede-
meyenlerin yüzde 74'ü fırsat ol-
saydı devam etmek istediğini soy-
lüyor. Okula gidenlerin ise sade-
ce yüzde 38'i hallerinden mem-
nun. Olmayanlar yüzde 65'i ile
eğitim sisteminden, yüzde 44'ü ile
olumsuz öğretmen - öğrenci iliş-
kisinden, yüzde 38'i sosyal etkin-
liklerin yetersizliğinden şikâyetçi-
ler. Anket kapsamındaki 15-26
yaş gençlerin yüzde 46'sı tam gün
çalışıyor.
Yüzde 70'i sokakta oynayarak
büyümüş. Yüzde 62'sinin yakın
arkadaşlan sadece kendi cinsin-
den, ancak yüzde 31'inin iki cins-
ten arkadaşı var. Yüzde 50'si ev-
liliği yaradılış gereği bir kumm,
yüzde 27'si bekâruktan iyi ve yüz-
de 23'ü zorunlu değil olarak gö-
rüyorlar. Yüzde 50'si düzenli ya-
şam için, yüzde 43'ü can yoldaşı,
yüzde 41'i sevdiği ile birlikte ol-
mak için, yüzde 29'u çocuk sahi-
bi olmak ve yüzde 1 l'i de statü sa-
hibi olmak Uzere evlenebileceğini
söylüyor.
Yüzde 44'ü ancak kız çocuklar
için duygusal ilişkiye hoşgörü ile
bakıyor. Yüzde 24'ü tam tersi ka-
nıda. Erkekler için hoşgörü yüz-
de 60'a çıkıyor.
Yüzde 8 hâlâ kadının hiç çalış-
maması görüşünde, yüzde 19 ar-
zu eden kadının cabşroasını öngö-
rüyor. Yüzde 63 ise para sorunu
da olmasa çalışmasını savunuyor.
Ancak 'cici çocuklar' panel yaparGazetelerde zaman zaman siya-
si parti liderleri, ünlü yazar, işa-
damlannın üniversitelerde yapüan
toplantılarda konuştuklanna, öğ-
renci kitlesinden büyük ilgi gör-
düklerine ilişkin haberler yayım-
lanıyor. Bu türden etkinlikler ya
çok çeşitli adlar altında oluştunı-
lan kültür etkinliği yapan kulüp-
ler ya da doğrudan bir grup öğ-
rencinin girişimi, yönetimden izin
alraası ile gerçekleştiriyor.
öğrenciler bu türden çalışma-
lar için çök az üniversite ve bö-
lümlerde izin alabiliyorlar. İzin is-
teyenlerin kimlikleri, amaçlarının
didik didik edilmesi ile yetinilmi-
yor. öğrenciler, "Başvuran bizle-
rin uslu, cici çocuklar olmamız
yetmiyor. Bolümümüzden toplan-
tıya gelebilecek öğrencilerin tümü
için aynı güvenceyi vermemiz ge-
rekiyor. Örneğin aym üniversite
içinde, yabancı dille eğitim yapan
işletme ve benzeri bolümler. Biz
cici çocuklar sayılıyoruz. Çoğu-
muz kolej kökenliyiz. Zengin aile
çocuklarıyız. Bize kulüp kurma,
toplantı düzenleme izni var. Yan-
daki eğitim fakültesinde okuyan
arkadaslarımız daha yoksul ve
| Anadolu kökenli, onlara bu tür-
den haklann hiçbirinin verilmesi
r
söz konusu değil" diye açıklama-
da bulunuyorlar.
Istanbul, Yıldız, Marrnara, Mi-
mar Sinan, Boğaziçi üniversitele-
ri arasında değil sadece, aym üni-
versitenin bölümleri arasında da
öğrenci dağılım kökeni ile doğru-
dan ilişkili, öğrenim koşullan ve
sosyal ilişkiler var.
Örneğin Teknik Üniversite'nin
Maçka binasında okuyan öğren-
cilerin yetersiz de olsa bir takım
kültürel etkinlikler düzenleme ola-
naklan var. Kültür odalannda sat-
ranç, müzikle uğraşabiliyor, kül-
türel, siyasal, ekonomik içerikli
toplantılar düzenleyip ünlüleri
konferansa çağırabiliyorlar. Taş-
kışla öğrencileri yıkım noktasın-
da kurtarılan binalanru temizle-
meyi ilk amaç edinmişler.
Çöp ve tuvalet temizliği ile işe
koyulmuşlar. Şimdi gundemlerin-
deki sorun boş ve harap olarak
kendilerine verilen bir odayı, kül-
türel çakşmalarda kullanılabilecek
hale getirmek uzere düşebilmek.
Bunun için para bulabilmek. Son-
rasında kültürel etkinliklere öze-
niyorlar.
tTÜ'nün Ayazağa Kampusu ise
sanki ayrı bir dünya. Orada hiç-
bir etkinlik söz konusu değil. Sa-
dece polisiye önlemler geçerli.
Oranın öğrencisi daha fazla Ana-
dolu ve yoksul kökenli, daha ka-
labalık. Orada yönetim-polis ve
öğrenciler aralannda banşık de-
ğil. Orada olaylar oluyor. Dekan
rehin alımyor. Binalann içine po-
lis çağınlıyor.
EN CİCt ÇOCUKLAR - Bilkent Üniversitesi Türkiye'de ayncalıkh öftrendlcri bir araya getiren bir kumm. Burada hem modern kantin var hem de her türlü sosyal faalı ıltiirel çalışma serbest.
ÇATTŞMALAR, BÜYÜK lüTLETARAFlNDANONAyLANMIYOR, PROVOKASYON OLARAK DEĞERLENDÎRİIİYOR
Öğrenci kitlesi 'olay'ın dışındaGeçen haftalarda, birdenbire siyasal görünümü ağır basan
olaylar değişik üniversitelerde yaşandı. Universiteliye yönelik
kuşku ve baskıyı da beraberinde tazeledi.
öğrenciye kimlik, birtakım haklar kazandınlmasını savunan
çok az sayıda öğretim üyesine göre "tam da öğrenciler biraz
nefes alacak, birkaç sınırlı demokratik kazanımı kullanacak
noktaya gelmişken"
Şu günlerde üniversite öğrencileri birkaçı bir araya geldiklerinde
en çok bu durumu tartışıyorlar. Olanlan yorumlamaya
çalışıyorlar.
Elbette çok farklı, çok değişik değerlendirmeler var. Ancak
bizim ulaşabildiklerimizden gozlemımiz, kamuoyuna "öğrenci
olaylan" olarak sunulan polisin içinde olduğu çatışmalann,
öğrenci kitlesi ile hemen hemen hiçbir ilişkisi bulunmadığı. Her
şeyin öğrenci kitlesinin dışında gelişıiği.
Bir öğretim üyesi üniversitelerindeki çatışmalı bir olayın ertesi
günü derste, öğrencilere, provokasyona gelmemeleri,
kaybedecekleri üzerinde konuşma yapmaya kalkıştığını
anlatıyor. "Önce büyük bir sessizlik ve öfkeli bakışlar sezdim.
Galiba başımı belaya soktum anlamında ürkmuştüm ki,
çocuklar tepki göstermeye baladılar. 'Hocam hangi hakla bizi
hiç onaylamadığımız, karışmadığımız, içinde olmadığımız
olaylardan sorumlu tutmaya kalkıyor, azarhyorsunuz' dediler.
Çocuklar gördüklerini ayrıntılı anlatarak olaylann kendilerinin
dışladığı on binler arasında birkaç yüzü geçmeyen bir grup ile
her tür provokasyon giren polis arasında geliştiğini söylediler.
Buna dayarularak her tür haklarının ellerinden alınmasından,
bizim üniversite yönetimlerinin kendilerine sahip
çıkmamamızdan yakındılar. Utandım ve sustum" diyor.
Bir başka üniversitede bir başka öğretim üyesi dersini kesip bir
siyasi toplantı için çağn yapmak isteyen gence söz vermeyince,
öğrenci kitlesinin nasıl kendisinden yana çıkıp zorla konuşmak
isteyen genci alkışlı protesto ile sınıftan kovduklarıru anlatıyor.
Öğrenciler, öğrenci sorunlarına yönelik örgütlü çakışlardan
yana. Bu anlamda ve de her tür sosyal, kültürel bazda
örgütlenme hakkı istiyorlar.
Son zamanlardaki gelişen olaylann provokasyonla da olsa
derneklerin üstüne kalması, öğrenci kitleyi adeta derneklerden
kaçırmış. Hem derneklerin korunması, yaşamasım istiyorlar
hem de kendileri için dernekler dışında, kültür kulübü, fikir
kulübü, satranç kulübü, folklor kulübü türünden, siyasal
kimlikten kaçışı sergileyen, yeni yeni örgütlenmeleri seçiyorlar.
Bu anlamda üniversitelerde yönetimlere de yumusak gelen
öylesine çok yeni yeni örgütlenme çabaları var ki. Tabii
yönetimler çok az üniversite ve bölümlerde bu türden masum
çalışmalara izin veriyor, çoğunda bunlan da sakıncalı buluyor,
yasaklıyorlar.
Marmara Üniversitesi'nde de
bolümler arasında bu tipik ayrı-
mı çarpıcı biçimde gözleyebiliyor-
sunuz. Nerede yüksek puanla gir-
miş kolej kökenli ağırlıklı, zengin
çocuğu varsa, orada birazcık da
olsa üniversel özerklikler, kültü-
rel etkinlikler var. Yasaklı, polisli
dünyada, diğer bölümlerde ise
olaylar, cezalandırmalar, aiılma-
lar.
tstanbul'un en eski en büyük
üniversitesi tstanbul Universitesi'n
de ise üniversel etkinlikler henüz
çok uzak bir ruya. Gerçekleştiri-
lebilmiş kültürel etkinlik yok gi-
bi. Ders dışı saatlerde öğrencinin
kullanabileceği doğru dürüst bir
kantinleri bile yok. Tabii tstanbul
Üniversitesi'nde öğrenci, ancak
yasa dışı sayılacak bir toplantı,
protesto yapmak üzere toplanıruş
olabiliyor. Birçok üniversitede bir-
den en son Nevruzla Ugili düzen-
lenen ve olaylı sonuçlanan toplan-
tılann ardından, üniversitelere ye-
niden alınan polis ekipleri, şimdi-
lerde birkaç kişi bir araya geldi mi,
hemen dağıtıyor.
Yıldız Üniversitesi'nin camlı se-
ra alanına yaptırdığı cayhane da-
hi öğrencilerin bir arada oturma
gereksinmelerine çok önemli bir
yanıt veriyor. Gürültülü müziğin-
de çok fazla konuşup anlaşabil-
•dikleri söylenemez belki. Ancak
önemli bir grup öğrenci, sabahtan
akşama nerede ise bütün gününü,
cay-meşrubat, tost, sandviçle bu-
rada geçiriyor.
Irkımızın kahve kültürünün bir
uzantısı sayılabilecek, tek farkı
kızlı erkekli bir arada oturulan bu
türden mekânlar, üniversitelilerin
yaşamlarının vazgeçilmez çok
önemli bir parçası. "Olay
çıkmasın" diye üniversitelerin
kantin açtırmamış olmalan, bu
alışkanlığı ortadan kaldırmıyor.
Öğrenci kitlesi, örneğin tstanbul
Üniversitesi'nde Yenikapı'ya kadar
uzanan hatta, mekân edindiği pek
çok kahvede birden sabahı akşam
ediyor. Burâlarda hemen hemen
hiç çatışma çıkmadığına göre bi-
ze göre demek ki sorun bir yerler-
de bir arada oturabilmekten çık-
mıyor. Öğrenci üniversite dışına
gönderilmekle, aralıklı derslere
girme sansını yitiriyor, daha çok
okuldan kopup daha fazla tem-
belleşmek gibi çok önemli bir za-
rar görmüş oluyor.
öykülere konu olmuş, üniver-
siteliiiğin sembolü Çır.zraltı kah-
vesi de yok artık. Cami yönetimi
üniversitelilerle iç içe olmaktan ra-
hatsızlık duymuş ve kaldırtmış.
Kalabalığı, kargaşası, gürültüsü,
pisliği ile işportacılar yeğlenmiş,
üniversitelinin güzelim bir özlenıi
daha yok edilmiş.
Öğrencilerin yaşamında,
(kantin-kafeterya ya da) kahvele-
rin bilebildiğimizden çok daha
fazla önemi ve yeri var. Sosyal et-
kinlikler, kültürel çalışmalar için
hiçbir olanak, yer olmayınca, ders
dışı zamanlann çok büyük bölü-
mü kaçımlmaz bu türden alanlar-
da geçiriliyor. Burâlarda vakit öl-
dürüyor, sohbet ediyor, iletişim
kurmaya çabalıyor, bazen de oku-
yor, ya da müzik dinliyorlar. Do-
ğal olarak da yaşamlanndaki ay-
rışma gruplaşmalar oturulan, bir-
likte olunan mekânlara olduğu gi-
bi yansıyor. Herkesin kahvesi,
kantini, kafeteryası, hatta masa-
sı ayrı gibi bir şey.
Yüzde 48'i ancak üniversite bitir-
meyi uzmanlaşrruş meslek sahibi
olmak olarak görüyor. Yüzde
14'ü okulun hayata hazırladığı,
yüzde 64'ü ban eksikliklerle ha-
zırladığı görüşünde, yüzde 14 ise
bu konuda umutsuz. Yüksek öğ-
renim görenlerin ise yüzde 17'si
eğitimin hayata hazırladığı düşün-
cesınde. Yine yüksek öğrenim öğ-
rencilerinin yüzde 61'i mesleklerı
hakkında bilgi sahibi, yüzde 51*i
eğitimlerini meslekleri ile uyum-
lu buluyorlar. Yüzde 42'si ise tam
tersi kanıda.
Gençlerin yüzde 59'u boş za-
manlannda tele\izyon seyrediyor-
lar. Yüzde 3l'i arkadaşlanyla, sa-
dece yüzde 25'i kitap okuyarak ve
yüzde 17'si de kahvede geçiriyor.
24-26 yaşlannda erkeklerde kah-
veye gidenlerin oraru yüzde 30'a
yükselirken, ^adınlann evde di-
kişle geçirenleri yüzde 64'e çıkı-
yor. Arada bir de olsa kitap oku-
ma yüksek öğrenimde yüzde 60
oranına, sinema - tiyatroya gitme
yüzde 35 oranına yükseliyor.
Spor yapan yüzde 32
Gençlerin yüzde 69'u son bir ay
içinde Spor-Toto oynamış. Son 15
günde spor ile ilgilenen yüzde 27,
spor yapan yüzde 32. Yüzde 79'u
her gün televizyon seyrediyor.
Yüzde 58'i günlük gazete okuyor.
Dergi okuyanlar yüzde 17. Yüz-
de 69'u adını hatırlayamayacağı
kadar uzun bir zamandır kitap
okumamış.
Gençlerin yüzde 62'si cinsel bil-
giye ihtiyaç duyuyor. Yüzde 56'sı
bildiklerini arkadaşlarından, yüz-
de 30'u gazete ve dergilerden, yüz-
de 24'ü kitaplardan öğrenmiş.
Yüzde 14'ü hiçbir yardım
almamış.
Yüzde 69 AT'den yana
Gençlerin yüzde 69'u AT üye-
liğini istiyor. Ancak yüzde 35'i
amaç ve faaliyeti hakkında bir ön
bilgiye sahip. Yüzde 74'ü Türki-
ye'nin genel durumundan mem-
nun değil. Yüzde 89'u hayat pa-
halılığından, yüzde 64'ü sosyal
adaletsizlikten, yüzde 45'i çaüşan-
lann haklannı alamamalanndan,
yüzde 44'ü sosyal hizmetlerin ye-
tersizliğinden, yüzde 38'i gençle-
rin düşuncelerinin dikkate alın-
mamasından yakınıyorlar.
Gençlerin yüzde 70'i TV'deki
dini yayınlan izliyor, yüzde 23'ü
sürekli olarak, yüzde 47"si arada
bir. Yuzde 88'i dini insan yaşa-
mında önemli olarak görüyor.
En öndeki amaçlannı sayarlar-
ken yüzde 38'i belli bir mevki sa-
hibi olmak, yüzde 22 zengin ol-
ma, yüzde 20 toplum için çalışma
diyor. Yüzde 56'sı geleneklerden
kopuk, yüzde 3l'i geleneklere
bağlı yetiştiği kanısında. Çoğun-
luk geleneklere uyuyor. Yttzde
98'i büyük eli öpüyor. Yüzde 71*i
koşullar ne olursa olsun anne -
babaya yardıma hazır olduğunu
söylüyor.
Ne umutlu, ne umutsuz
Geleceğe umutla bakanlar sade-
ce yüzde 31. Yüzde 14 umutsuz,
yüzde 52 ne umutlu ne umutsuz.
Yüzde 82'si fırsat bulsa bir yaban-
cı ülkeye gitmek istiyor.
Gençlerin yüzde 59'u siyaseüe
ilgilendiğini söylüyor. Yüzde 68'i
seçimlerin kaç yılda bir olduğunu
biliyor. Yüzde 52'si genellikle il-
gili bakan adı bilmiyor. Yüksek
öğrenimde kendi bakanlarının
admı bilen yüzde 80'e çıkarken,
başka bakan adı bilmeyen yüzde
50'yi buluyor. Yüzde 35'inin si-
yasi akımlar üzerinde fıkri yok.
Yüzde 19 sosyal devletten yana.
Yüzde 12'si tslama, yüzde ll'i
milliyetçi, muhafazakâr olduğu-
nu söylüyor. Yükseköğrenimde
sosyal demokrat görüşü savunan-
lar ağırlıkta çıkıyor.
SVRECEK
Geliyorlar..
FordSierra'larl5Nisan'danitibarenFordbayilerinde.
AJANS ' DAN
"çokaz
kullanümış"
Apple Macintosh
Lazer Writer II
ve
Hard Disk 20 SC
SATILIKTIR
tel: 152 61 48
You will fînd the tru life,
freedom and peace within
yourself. Your fate lies in
your hands. free information:
Universelles Leben, Abt.
9/12, P.O.Box 56 43, D-8700
Wuerzburg, VVest-Germany
Ehliyetimi kaybettim.
Hükümsüzdür.
ASKER AKBULUT
T&fTSİtfl SUNAR
Hekimoğlu İsmail'ln satış
rekorlan kıran romanı
MİNYELİ ABDULLAH
S I N E M A L A R D A
YÖNETMEN: YÜCEL ÇAKMAKLI
OYNAYANLAR: PERİHAN SAVAŞ, BERHAN ŞİMŞEK
* ANKARA MALTEPE GÖLBAŞI
* GAZİANTEP BÜYÜK
* ADANA LÂLE
* 1SPARTA BELEDtYE HALK
* KONYA KENT
* SİVAS OMAY
* ADAPAZAKI YILDIZ
• KtiJS BELEDİYE
• İSTANBUL PENDlK ARK
* AKHİSAR KULÜP
* AYDDJ YENİ SİNEMA
* KAYSERİ BÜYUK (30 Marttan itibaren)
* ANTALYA KÜLTÜR (2 Nisan dan itibaren)
* ANTAKYA SİTE (2 Nisan'dan itibaren)
* MALATYA RENK (5 Nisan'dan itibaren)
* MERStN . KEMER (9 Nisan'dan itibaren)
* ERZURUM DADAŞ (13 Nisan'dan itibaren)
* BALIKEStR ÖMUR (2 Nisan'dan ttibaren)
* İSKENDERUN KANATU (2 Nisandan ttibaren)
* ZONCULDAK KONAK (1 Nisan'dan ttibaren)
FORKLİFT OPERATÖRÜ
ARANIYOR
2.5 tonluk otomatik forklift kullanacak lise mezunu
eleman.
Tel: 512 05 05 120 Hat 492 ve 487
S.S. İLKO KONUT YAPI KOOPERATİFİ
BAŞKANLIĞI'NDAN
Kooperatifimizin Ankara ili, Yenımahalle itçesi, Çayyolu mevkiinde-
kı 4. grup ile izmır ılı, Çeşme ilçesi, Gerence Körfezi mevkiindekı 6.
grup arsa ortaklarımızdan olup, 18. Olağan Genel Kurul toplantısında
alınan karariara göre, ımar tşlemlennı yaptırmak ıçın istenılen para ile
yıllık aidat ödentılerını bugune kadar adres degışiklıği gibi nedenlerle
ödemeven ortaklarımıza Yönetim Kurulu'nun 17.2.1990 tarih ve 18/147
sayılı kararı ile borçlarını 1 ay ıçensinöe ANKARA-T.C. Zıraat Bankası
Kızılay Şubesı 304/566 ile 304/911 No'lu banka hesap numaralarına
yatırmalannı, 20 Şubat 1990 tarih ve 23528 sayılı Türkiye baskısı Cum-
huriyet gazetesinde ilanen tebliğ etmiştik.
Buna rağmen bugûne kadar borçlarını odemeyen ortaklanrnız için
Yönetim Kurulu'nun 30.3 1990 tarih, 18/154 sayı ve 31.3.1990 tarih,
18/155 sayılı kararları gereğınce aşağıda adı, soyadı, ortak sıra numa-
rası bulunan ortaklanmızın, 1163 sayılı Kooperatıfler Yasası'nın 27. mad-
desı ve anasözleşmemızin 14 maddesi gereğince ortaklıklannın
kendiliğinden düştCığu ilanen. tebliğ olunur
4. Grup Ortaklar:
679 Halis AKMAN, 693 Fevzi BARIŞ, 824 NaimeöZKAN, 1058 Or-
han YILMAZ, 1090 Nebahat USLU, 1246 A. Sacit SULUBULUT, 1280
M. Atakpn KAYALAR, 603 izzet ORUÇ.
6. Grup Ortaklar:
2061 Merımet YOLDEŞEN, 2082 İsmaıl ARSLAN, 2103 Ünsal KA-
RADENIZ, 2115 Naro EKINCI, 2124 İlkay ARKAÇ, 2153 Fevzi KÖSE,
2234 Mustafa YILMAZ, 2259 Mehmet AVCI, 2290 Hasan ŞAHINYIL-
MAZ, 2463 ibrahım ARIKAN, 2487 Rabia ÛZT1RYAKI, 2509 Bülent BE-
YAZ, 2533 Gaye ÖZELÇİ, 2687 Makbule TAN, 2713 Ayşe AYDIN, 2718
Hülya HURASLAN, 2769 Hüseyın KASAPOĞLU, 2838 Zekaı-Nezahat
MEMİŞ, 2894 Tahir KARASU, 2972 Sabn DINÇ, 3014 Münüre ÖZKAY-
NAK, 3021 Hidayet CENGİZ, 3063 Hasan SATILMIŞ 3088 Hüseyin
BIYIK, 3192 Hasibe YAŞIN, 3193 Veli Sami ÇAPITOGLU, 3327 Üm-
mûgülsüm GÖDELEK 3370 Eyüp KIRTAN, 3410 Naıme ALBAYRAK,
3438 Atilla DOÛAN, 346Ö Samı SÜMEN, 3468 Yusuf BÜLBÜL, 2456
Nursel USTAOĞLU, 3330 Gülay SÖZER, 3608 Cafer ÇELIK.
YÖNETİM KURULU
ADRES:
Strazburg Cad. No: 5/8
Tel: 231 38 27 Smhıye/ANKARA