29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 4 NÎSAN 1990 İşte Gerçekler: Y üzleree Yanlış - 1 Bileşik sozcukleri ayırma tutkusu Turkçe Sozluk'u hazırlayanlara oyle egemen olmuş kı, yabancı tek sozcuğu bile ıkiye ayırmışlar. Şu gulunç orneğe bakın: Meksika'nın "Acala" koyunde yetiştiği için "akala" dıye anılan pamuk adırn "ak ala" biçiminde (iki sozcuk olarak) gosteriyorlar. OMER ASIM AKSOY Once konuyu özetleyeyım Son aylarda basınımız, sık sık yazım (ımlâ) kargaşasından söz etmekte, ıl- gılılere basvurarak duşuncelennı sorup yayımiamak- tadır Kargaşa dıye anılan durum, eskı Dıl Kuru mu ıle \enı Dıl Kurumu arasındakı göruş ve tutum aynlığından kaynaklanmaktadır Bılındığı gıbı Ataturk'un dernek olarak kurdu- ğu Dıl Kurumu, 1983'te çıkarılan yasa ıle ortadan kaldırılmış, yerıne devlet daıresı olarak venı bır Dıl Kurumu getırılmış, Ataturk'un eskı Dıl Kurumu- na vasıyet ettığı gelır de yenı Dıl Kurumu'na venl- meye başlanmıştır Eskı Dıl Kurumu'nun 51 yıl suren onculuğu ıle dılımızın bağımsızlığına kavuştuğu, gelışıp zengın- leştığı, ozleştırme akımına karşı olanlann bıle bu gun bol bol kullandıkları yenı turetılen sözcukler- le genış bır anlatım gücu kazanmış olduğu bılın mektedır Kurulalı yedı yıl olan resmı Dıl Kurumu ıse bu doğrultuda en küçuk bır çaba göstermemış- tır Ancak 1985'te bır "Imlâ Kılavuzu", 1988'de de bır "Türkçe Sozluk" yayımlamış, kargaşa da bu ıkı yapıtla ortaya çıkmıştır Çunkü Imlâ Kılavuzu, es- kı Dıl Kurumu'nun uzun yıllar uygulama ve dene- me ıle saptadığı gelenekleşmış yazımlardan bırço ğunu değıştırmış, Türkçe Sözluk ıse eskı Dıl Kuru mu'nun "Türkçe Sözluk"unu olduğu gıbı aktarır ken kımı Turkçe sozcukleri vabancı sözcuklere çe- vırmış ve ekledığı çevnyazıda sayısız yanılgılara düş muştur • Ben imlâ Kılavuzu'nda ve Turkçe Sözlük'te gör- duğum aykırı tutum ve yazımları bır düzıne yazı ıle eleştırdım Imlâ Kılavuzu'nu hazırlayan ve "Yenı baskı Turkçe Sözluk"u duzenleyenlerın de başka- nı olan resmı Dıl Kurumu'nun başkanı eskı dostum Prof Hasan Eren, eleştırılerımı yanıtlama adı al tında, kımı yapıtlarımda yanlışlar aramaya yönel dı, bunlara verdığım yanıt, Çağdas TUrk Dılı der gısının Nısan 1990 sayısında çıkacaktır • Resmı Dıl Kurumu, şubat 1990'da "Dıl Tartış malarında Gerçekler 1" adını taşıyan 85 sayfa bır kıtap yayımladı (Demek kı ıkıncısı de gelecek) Bu kıtapta Sayın Prof Mertol Tulum'un uç, eskı dos- tum Eren'ın yedı, ıkı yazann da tartışma ıle ılgısı olmayan uç yazısı var Savın Eren'ın yazılan eskı yazdıklarırun bır araya getırılmesınden oluşuyor kı yanıtları başka yazılarımda verılmıştır Sayın Tu lum'un (adı Imlâ Kılavuzu'nda ve Turkçe Sözluf u hazırlayanlar arasında yoksa da resmı Dıl Kurumu' nun bılım kurulu ü>esı olduğundan) bu ıkı yapıtı savunmavı ustlendığı anlaşılıyor Bu gırışten sonra tartışma sorunlarına bakalım Kargaşa yaratma sorunu • Ben ılerıden berı "vazım"ın çevrıyazı olmadığı, bundan dolayı ımlerle yuklu, guç uygulanır bır hü ner olmaktan kurtarılması, genış halk yığınlarınca da kolay öfrenılır olması gerektığı düsuncestnı sa- vunmuş, tmlâ Kılavuzu ılegetırılen kımı kurallara karşı çıkmışımdır • Yenı baskı Turkçe Sozluk'te de ya bılgı eksıklı ğı ya da dıkkatsızhk vuzunden pek çok (yuzlerı bu lan) yanlış bulunduğunu ılerı surmuş, sözluklerde basım yanlışlarırun, bılgı yanlışları denü önemlı ol- duğunu söylemıştım • Bu yanlışların ve yenı önerılerın yazım karga- şasına yol açtığını ve resmı bır kuruluştan kaynak lanması dolayısıyla ulusal bır suç mtelıgı taşıdığını bıldırmış, durumun hemen duzeltılmesı gerektığı m yazmıştun • Bunlara karşı sayın Tulum "bugune kadar su rup gelen kargaşanın bırıcık sorumlusu eskı Ttırk Dıl Kurumu'nu yönetenlerdır" dıyor Gerekçe ola rak da eskı Dıl Kurumu'nun kırk vıl boyunca yap- tığı değışıklıklen gösterıyor Bu savı yanıtlamaya başlarken sayın Tulum'a teşekkur etmem gerekmek- tedır Çunku eskı Dıl Kurumu'nca zaman zaman yapılan yazım duzeltmelen ıçın yazdığım gerekçe lerı eleştırısı ıçıne alarak benı burada onlan yıne lemekten kurtarmıştır Bu gerekçelen okuyanlar, zo runlu duzeltmelen kargaşa yaratma dıve nıteleme- nın buyük haksızlık olduğunu söyleyeceklerdır Eskısıne hıç benzemeyen yenı bır yazının yazım kurallan, ılk günden en yetkın bıçımını alabılır mı9 Kullanımın ve kamu eğılımının gosterdıgj vol elbette zamania bırtakım duzeltmeler yapılmasını gerek tırecektı Şurası yadsınamaz kı, eskı Dıl Kurumu bır yandan bılımsel verılen goz onunde bulundu rarak, bır yandan da toplurnun nabzını elınde tu tarak bırçok >azım kuralı gelıştırmıştır Şımdı bu kurallar, karşımızdakılerce bıle uygulanmaktadır Gerçek anlamıvla kargaşa, >enı Dıl Kurumu'nun, verleşmış kımı kuralları bozma vabalarıyla ortaya çıkmıştır Daha öncekı yazılarımda da kanıtladığım bu sorunun uzerıne, anlaşılıyor kı, yenı örneklerle bır daha eğılmem gerekıyor İşte bırkaç ornek • "carı, fanı, hamı" sozcukleri 1988'de yayımla nan Imlâ Kılavuzu'nda uzatmasız "ı" ıle, vıne bu yıl ıçınde yavımlanan Turkçe Sozluk'te ıse uzatmalı "f" ıle gosterılıyor Ikısı de resmı Dıl Kurumu'nun urunu olan bu yazımlardan hangısı uygulanacak7 Bu bır kargaşa nedenı değıl mı9 • Turkçe Sözluk "ıçışlen" adını ıkıye ayırarak 'ıç ışlerı' dıye yazıyor, ama bakanlık bunu uygulamı yor Bu bır kargaşa değıl mı7 • Turkçe Sozluk'un "demır yolu" yazımını dev let demırvolları uygulamıyor Sozluk kargaşa varat mış olmuyor rau1 • Turkçe Sozluk "havagazı" sözcuğunu ıkıye ayırarak" hava gazı" bıçımınde vazıyor, ama EGO1 nun faturalannda hep bıtışık vazım kullanılıyor • Imlâ Kılavuzu bır yandan "batı kokenlı kelı- melerde '1' tlnsüzunun ınce okunduğunu göstermek ıçın ınceltme ışaretı konur" dıyor ve "lâstık, lâha na, lâtın, plâk, plâj, plân" sözcuklerını örnek gos tenyor, bır yandan da Batı dıllennde buna benzer bır ışaretm bulunmadığını belırterek "yenı sözcük lerde bu ışaretın kaldınlması"na ızın venyor öz deş nıtelıktekı yabancı sozcuklenn kımısınde ım kul- lanılacagım, kımısınde kuilarulmayabıleceğmı ka- bul etmek kargaşava yol açmak değıl mıdır9 • Sayın Mertol Tulum'un da adını taşıyan ve 1989'da yavımlanan tmlâ Kılavuzu'nun 'l'yı ıncelt- me konusunda bızım göruşümüzu benımsemış ol- ması, kargaşayı sayın Eren'ın yaratuğını göstermı- yor mu7 Bakınız Tülum ne dıyor "Inceltme ımı Batı dıllerınden aiınmış kelımelerde kalın unlüden ön- ce gelen "l"yı ınce olarak okutmak ıçın de kulla- nılmakta ıse de (lâhana, lâmba, klâsık, plân gıbı) en ıyısı "loca, lokal, klor, alkol, kalsıyum" kelıme- lerındekı ıncelıkler gıbı bunları da sdylevışe bırak- mak, dolayısıyla hıçbırınde kullanmamaktır" • Tartışma yazılannı topladıkları kıtaba Burhan Felek'ın ıkı yazısını da almışJar Geleneklen ıyı bı- len Felek, Turkçe Sozluk'un ayırarak yazdığı şu söz- cuklerı bıtışık olarak vazmış "ayakterı, camgöbe- ğı, gozdağı, karafatma, kavunıçı, kayabaşı, kayna- nadılı, kazandıbı, keçıboynuzu, kuşbaşı, külhanbe- yı, tahtakurusu, vezırparmağı ' Kendılerının seç- tığa ornek yazıda bıle bıtışık yazılan sozcukJenn ay- nlması kargaşanın resmı Dıl Kurumu'ndan geldı- ğını gostermıyor mu7 Yukarıdakı örnekler ve aşağıda gelecek olan ben- zerlen göstenyor kı kargaşa, gelenekleşmış, kesın bıçım almış vazımları yenı Dıl Kurumu'nun değış- tırme çabasından doğuyor Eskı Dıl Kurumu'nun "dını"vı "dınî ", "reklam"ı "reklâm", "babasıy- le"yı "babasıyla", "turkçe"yı "Turkçe", "anbar"ı "ambar", olarak duzeltmelennden değıl Yanlış değerlendirmeler Sayın Tulum dıyor kı "Yayımladığınız kılavuz, butun ımkân ve tesırlerınıze rağmen yıllar yılı bır- lık sağlayamıyor, yazımda gelenekleşmeye yol aça- mıyor, okur yazar çoğunluğunu bır genel anlaşma zemınınde buluşturamıyorsa yenı bır zamanda o za- manın yazımını saptamak ve doğru yazıma bu şe- kılde yenıden onculuk etmek gerekecektır" Bu sözler bırkaç turlu vanlış değerlendırme ıçe- rıyor a) Eskı Dıl Kurumu bır dernektı, yaptırım yetkı- sı yoktu Başanlan bılınçlendırme ve ınandırma ıle gerçekleşıyordu Yenı Dıl Kurumu, bır resmı daıre- dır Arkasında devletın yaptırım gücu vardır De- mek kı "butun ımkân ve tesırler" eskı Dıl Kuru- mu'nda değıl yenı Dıl Kurumu'ndadır b) Eskı Dıl Kurumu nun yazımda gelenekleşme- ye yol açamamış ve çoğunluğu bır genel anlaşma zemınınde buluşturamarmş olduğu da bıraz önce açıkladığımız gıbı- yanlış bır değerlendırmedır Pek çok konuda yazım bırlıgı sağlanmıştır Bırkaç ko- nuda kesınlık sağlanamamış olması, çoğunluk eğı- lımının belırmesı ıçın bır süre daha gözlemın ge- rekmesındendır c) Resmı Dıl Kurumu'nun doğru yazıma öncü- luk edemeyeceğı şu yedı vıl ıçınde hıçbır varbk gös- terememış olmasıyla anlaşılmadı mı9 EVET/HAYIR OKT4YAKBAL Karartma Gecelerinde.. '1944 yılının 7 hazıranı Bugun 6 Hazıran 1944 de olabılırdı Tepesındekı lamba gunun kesınlığı ustunde açıKça bır şey be- lırtmıyordu Acaba 8 hazıran da oiabılır mıydı'? Hayır, bu pıs odada gunler o kadar çabuk geçemezdı Verdıklerı ekmek sayısından çıkartmak da kolay değıl gunün tarıhmı Ilk gun hıçbır şey verıl- memıştı su bıle Helaya uzun ışlemlerden sonra çıkarıldığı ıçın ertesı gun helanın musluğundan ıçebılmıştı suyunu Daha erte- sı gun ekmek yerıne kılıfsız bır matra uzatılmıştı kapıdan Ek- meğın kaçıncı gün verılmeye başlandığını kesın olarak hatırla- mıyordu' Rıfat llgaz'ın 'Karartma Gecelerı" adlı anı romanından bır bö- lüm Bır ogretmen, romandakı adıyla Mustafa Ural bır şıır kıtabı çı- karmıştır Kıtap toplatılmış, yazannın tutuklanması kararı alınmıştır Şaır ızını kaybettırmek ıçın evınden dışarda bır yaşam sürmeye başlar Oradan oraya gıder Tanıdıkların evınde saklanır Uzunca bif sure ozgurluğunu korur Ama sıkıntılı bır yaşanttdır bu Hep ardında polısler var duşüncesıyle Eşı, küçuk oğlu onu kaça- mak bıçımde gorurler ancak Sonunda yakalanır, ıçerı al/lır, da- vası başlar Şaır, hastadır, veremdır uzun sure sanatoryumda yat- mıştır Bütün bu acılar, hapıslıkler hastalığını daha da arttırır Tipkı kıtabın yazarı Rıfat llgaz'ın başından geçenler gıbı Gerçekte Rıfat llgaz'ın ta kendısıdır Karartma Gecelerı ndekı Mustafa Ural Rıfat llgaz bu olayı bakın nasıl anlatıyor ' 1944 yılının başlannda yayımlanan 'Sınıf' ancak 25 gun sa- tışta kaldı Şubat ayında sıkıyönetımce toplatıldı 9 martta benı emnıyet mudurlüğune götürmek ıçın gelen polıslerı eve döner- ken kapı onunde görerek uzaklaştım Ikı buçuk ay kaçak yaşa- dım 10 ağustos 1944 te llgaz altı ay hapse mahkûm olur Oysa bıhrkışı raporunda kıtapta suç olmadığı belırtılmıştır Altı ay ha- pıste kalır Ozgurluğe kavuşunca ne oğretmenlığı kalır ne de sağlığı Rıfat llgaz ı geçen haftalarda TYS Ustalara Saygı' gecesın- de gundeme getırmıştı Tiklım tıklım bır salonda yuzlerce kışı 80 yaşındakı şaırı sevgıyle alkışladı Şımdı llgaz bır kez daha gun- demdedır' Karartma Gecelerı' romanının fılmı yasaklandı 1 Sı- nema Gunlerı Ulusal Fılmler Yarışması'na katılan bu fılmı üç kı- şıden oluşan sansur kurulu göstenmden kaldırtmış 1 Yasaklan- ma haberının duyulduğu sırada sınemadaydım Ulusal Fılmler Yarışması Seçıcı Kurul üyesı olarak 'Karartma Gecelerı'nı ızle- meye hazırlanıyorken bu yasaklama olayını öğrendım Hanı Ulus- lararası Sınema Günlerı nde gosterılen fılmlere sansur uygulan- mayacaktı1 Meğer bu karar yalnız yabancı fılmler ıçınmış1 Yan- lış çırkın, ayıp bır karar Yonetmen Kurçenh'nın şu sozlerıne sanınm herkes katılacaktır 'Bu yaptırım bır skandaldır Boyle bır durum uygar ulkelerde daha buyuk yankı uyandırırdı Orneğın kultur bakanı ıstıfa eder- dı Bağımsız yargının fılmı aklayacağına ınanıyorum ' Rıfat llgaz'ın 80 yaşında başına gelenlere bakın' 1944'ten bu yana tam 46 yıl geçmış ama sansurcu, yasaklayıcı suçlayıcı sanat duşmanı anlayışlar hıç mı hıç değışmemıs 1 Rıfat llgaz'ı turlü yönlerı ve yaşamının ayrıntılı öykusuyle tanı- mak anlamak ısteyenler ıçın bır guzel, yarariı başvuru kıtabı var Asım Bezırcı'nın Rıfat llgaz' (Çınar Yayınları) adlı yapıtı Bun- da şaırın yazarlığı yaşamı, şıırlerınden öykulennden örnekler yer almaktadır 1989 Ferıt Oğuz Bayır Odulu nu kazanan bu ya- rarlı kıtap şu yasaklama günlerınde ılgıyle okunmaya değer Karartma Gecelerı' ne gelınce 1 Kurçenlı nın yonettığı Tarık Akan'ın başrolunu oynadığı bu güzel fılmın yargı onunde aklan- masını bekleyelım Türk-Lslanı Sentezi ve Tarîkatçılık Tutsaklıklar, yuzyılımızda daha başka biçim ve boyutlarda surdurulmüş ve petro-dolar yonunden zengin olan tslam ulkeleri, ileri Batı ülkelerinin birer "verimli pazarı" olmuş, petrol vb. doğal kaynağı bulunmayan öbur Islam ulkelerindeki toplumlar ise çevrelerıne avuç açarak yaşayan, siyasal ya da ekonomik yonden tutsak edilmiş toplumlar ya da devletler arasında yer almıştır. ARİF ÇAVDAR Ankara Barosu avukatlarından tslam dınının ıkıncı ve uçuncü yuzyılından başlayarak dınsel kurallar, bılımsel ve akılcı yöntemlerle yorumlanacağı yerde, bıçımsel yaklaşım ve safsatalarla açıklanmaya çalışıl- mış ve sonuçta, bu dıne ınananların, en gerı uluslar duzeyınde kalmasının bellı başlı etkenı olduğu söylenebılmıştır Hırıstıyanlıkla ve özellıkle, Katolık ve Or- todoks mezheplerının özunde var olan fakat, tslam dınınde bulunmadığı halde, sonradan tarıkat şeyhlen ve mollalar bıçımınde oluşan, ınanç tacırlen, ınanan toplumları, bılımse) mantık düzenınden saptırmış, bıçımsel ve katı bır bagnazlık ıçınde uyuşturup, tum özgür du- şünme yeteneklennı yok etmış, Müsluman uluslan yalnız mollaların ve şeyhlerın değıl, Hınstıyan toplumlannın da tutsağı etmıştır Tanrıyla kul arasına gıren bu cahıl ınanç ta cırlerı, tüm bılımlenn ve bılımsel buluşların Kuran'da ver aldığı varsayımından hareket- le, yenı keşıflerde bulunulamayacağı saplan- tısı ıçınde, yaptıkları beyın yıkama eylemle nyle, Islam uluslannın, özgürce düşunebılme ve davranabılme yeteneklennı yok etmışler- dır Ortaçağda, bılım ve teknolojının asken alanda henuz uygulanmadığı ve sadece kılıç, mızrak ve bılek gucunden yararlanıldığı dö- nemde, Turk boyları, atalanndan gelen yığıt- lıklenyle, buyük ordular ve ımparatorluklar kurarak Islamın yayılması savaşımım vermış lerdır Bu sıralarda Avrupa uluslan, Ortaça ğın Hınstıyan yobazlığının ve bağnazlığının zınarlennı kırmış, Reform ve Rönesans'ın et- kısıyle, bırbırı ardına gerçekleştırdıkJen bı- lımsel buluşlarla teknolojı devnmımn altya- pısını oluşturmuşlardır Osmanlı tmparator- luğu ıse Avnıpa'da gelışen bu bılımsel ortam- dakı teknolojık buluşları ve ılerlemelerı "kâ- fir ıcadıdır" dıye ızleyemedığı gıbı, bunlar- dan yararlanabılraek ıçın yuzyıllarca bekle- mıştır Şeriat diızeninde... Şenat duzenının egemen olduğu ulkelerde, ınanç sömurüsu, siyasal ve ekonomik sömu- ru ıle bırlıkte yurutulmüş ve böylece "sömür- genler", tarıkat şeyh ve mollalann ılkel, bağ- naz ve tutsaklığa yönelücı telkınlen ıle uyut- tukları ınsancıklan kolaylıkla sömurebılmış- lerdır Bu tutsaklıklar, yuzyılımızda daha başka bıçım ve boyutlarda surdurulmüş ve petro dolar yonunden zengin olan Islam ulkelen, üen Batı ulkelenrun bırer "venmlı pazan" ol muş, petrol vb doğal kaynağı bulunmayan öbur Islam ulkelerindeki toplumlar ıse çev- reknne avoç açarak yaşayan, siyasal ya da ekonomik yönden tutsak edılmış toplumlar ya da devletler arasında yer almıştır TutsakliĞın kanıtlan Ataturk, Bınncı Dünya Savaşı sonrasında, ulkesının karşı karşıya bırakıldığı tuzaklar kar- şısında, Llusal Kurtuluş Savaşı'nı başlatma- va karar verdığı zaman, neden dıinyada tut sak olmayan bır tek Islam ulusu yoktu 9 Yuz altmış mılyonluk kabarık bif Muslu •man nufus oluşturan ve her turlu sılahı satm alabılecek ölçude, sınırsız parasal olanakla ra ve petro dolar zengınhklenne sahıp olan Araplar, uç mılyon nufuslu, bütçesı ve öde- meler dengesı süreklı acık veren Israıl devle kı karşısında neden hep yenılmektedırler'' Komunıst dunyanın dağılması aşamasında, ozgürluk ıçın ılk ayaklanan Sovyet, Turk so- yundan bır Hınstıyan Baltık ulusu olan ve nu- fusu da sadece 1 2 mılyona varan, kuçük Es tonya toplumu olmuştur Sovyet ımparator- luğu ıçınde bulunan öbur Hınstıyan uluslar, kendı ıstençlerıyle teker teker^özgurluk hare- ketlerıne gırıştıklerı halde Azerbaycan dışın- dakı obur tutsak Orta Asya Müsluman Turk toplumları, özgurlük ve bağımsızlık duşünce sını neden bır yana bırakarak, takke gıyme- yen kadınlara va da kendı soydaşları olan Mısket Turklerıne saldırmaktadırlar'' Azerbaycan'dakı özgurlük hareketının guç aldığı ışık ıse bızzat halk lıderlerının belırttı- ğı gıbı Ataturk fikırlerı ve Turkıyesı'nın ya- kınında, fakat dınsel bağnazlıkların uzağın- da bulunması ve son yuzyıl boyunca, Anadolu Türklüğü ıle bırlıkte Ermenılerden gördüğü kötulilk ve saldırılar karşısında, edınrnış ol duğu ders ve deneyımlerdır Kıbns'ta Müsluman Türkler, Hınstıyan Rumlar tarafından acımasızca öldürüldüğü halde, son otuz yılda, özgurlük ve huzurlu ya- şam ıçın çırpınan Kıbns Türklen ıçın kıhnı bıle kıpırdatmayan Müsluman dünyasının ıl- gısızlığı nedendır 9 Pakıstan'da bağnaz ve ılkel bır Islamı re- jım kuran ve on bınlerce masum ınsanı, gö- zunü kırpmadan öldüren Zıya Ül-Hak, acaba hangı Islamı kural >a da vıcdan ıle bu vahşı ve ınsanlık dışı curumlen ışleyebılmıştır 7 Humeym'nın İran'da gerçekleştırdığı yobaz ve ılkel bağnaz Islam devletının, bır başka ts- lam devletı olan, Irak'takı Saddam Hüseyın'- ın bağnaz ve yaban rejımını ve gereksız sa- vaşlarını duşünun Sonuç Yukarıda özet olarak belırttığımız, Islam'ın Turklukle bağdaştınlması ve yenı adı ıle "Turk Islam Sentezı"nln kültüf duzeyınde ol- ması durumunda, ulusal kültürümüzün ve benlığımızın ve sonunda ulusal bağımsızlığı- mızın tamamen yıtırılebıleceğı gerçeğını çok ıyı gören yuce Ataturk, bu bağdaşmanın an cak, ınanç duzeyınde olması ve tanrı ıle kul- lan arasında kalması durumunda mumkün olabıleceğı kesın tarusı ve kanısı ıçınde, "laıklık" temel ılkesını koymuş ve böylece ül- ke genelınde, uzun sürelı bır banş dönemını başlatmışken, 1950yılından başlayarak ülke yönetımıne egemen olanlar, ucuz ve kolay po- İiüka yolunu seçmışler, ınanç sömurüsünü, gı- derek artan bır dozda sürdürmüşlerdır Ülkemızın sosyal ve ekonomik kaynakları- nı, ulusal gücumüzun arttınlması, hızlı ve dengelı bır kalkınma ıçın en ıyı ve en venmlı bıçımde değerlendırılebılmesı amacıyla kuru- lan Devlet Planlama Teşkılatı'run kılıt nok- talanna, 1967 yılında, Suleyman Demırel'ın başbakanlığı dönemınde getınlen ve "takun- >alı kardeşler" dıye anılan, Nakşıbendı Ta- rıkatı mensubu ekıp, Sosyal Planlama Daı- resı aracılığıyla, şenat eğıtımı veren okulla- nn sayısını hızla arttırmış, Ekonomik Plan- lama Daıresı aracılığıyla da ılerıde kendılen- ne destek vermesı olası Istanbul ve Izmır ış çevrelennın buradakı ışlennı bıtırerek ve bu- nun yanında kendı aıle ve tarıkat çevreleny- le, vandaşlarımn geleceğını göz onunde bu- lundurarak 'bol teşvıklı ve ruşvetlı tarıkat ve arabesk lıberal ekonomik polıtıka'mn tetne- lını atmış, dış ve ıç çevrelenn desteğıyle, bu polıtıkalannı, daha ust boyutlarda sürdurmüş ve gelıştırmışlerdır PENCERE CEYHAN 2. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1988/706 Davaa Fadıme Kaltakçı vekılı ıle davalı Erturan Kaltakcı arasın- dakı boşanma davasında venlen ara kararı gereğınce Yukanda numaıası yazıiı mahkememız dosvasmda davalı Erturan Kaltakçı göstenlen adresınde bulunamadığından adına dava dılek- çesı ve duruşma gününün ılanen teblıSıne karar venldığınden, Adı geçen davalı Erturan Kaltakçı'mn Ceyhan 2 Aslıye Hukuk Mahkemesı'nde 15 5 1990 gunu saat 9 00'da yapılacak olan duruş mada bızzat hazır bulunması veya bır vekılle temsıl olunması, gel- medığı takdırde yokluğunda karar venleceğı 7201 sayılı Tebügat Kanunu'nun ılgılı maddelen gereğınce ılanen teblığ olunur Basın 45943 ^ ^ •• •• •• •• T0000. Kurukuyu'da Pıntılış'ın kahvesınde Enık Huseyın le Yırık Alı ge- çen pazar ıkındı vaktı bahse tutuştular Polıtıkaya çok meraklı ve de kalbı temız yurttaslardan Enık Hü- seyın pışpırık oynarken konuyu açtı — Bakalım, dedı yarın ne olacak? Yırık Alı boş bulundu — Yarın ne var' Enık — Zırve' Yırık bozuldu — Lan ben senı akıllı bır adam bellemıştım, yanılmışım Ya- rın ne oiabılır kı7 Senınkıler Çankayaya tıpış tıpış nasıl çıkıyor- larsa oyte ınecekler, 70 muhalefetın mostrasını bozmak ıçın oyun oynuyor Enık Huseyın — O kadar da değıl dıye karşı koymaya yeltendı koskoca Cumhurbaşkanı "memleket parçalanıyof1 gerekcesıyle muhalefet lıderlerını mılletın huzurunda zırve toplantısına çağırmış elbet bunun bır önemlı ve cıddı nedenı, vardır Yırık Alı gulmekten öldü ocağa "Huseyın Bey"e bır demlı çety'" dıye seslendıkten sonra masaya elıyle şappadak vurdu — Sut kuzusu dedı, sen oyle zannet Enık Huseytn — Görmüyor musun be ülke parçalanıyor ınsanlarolüyor ka- sabalarda esnaf kepenk mdırıyor devletın başında bulunanlar "Mıllı Mısak tehlıkede' dıye konusuyorlar, TO bu durumda kü- çük polıtıka oyununa gırebılır mO Yırık — Gırer, gıror — Nasıl gırer7 Yirık yıne gulmekten yerlere yattı öfkelenen Hüseyın'ı yatış- tırdı — Enık, dedı senınkı sıvıl — Ne demek ıstıyorsun? — Yanı ozledığımız Cumhurbaşkanı ama neye kızıyorsun"' Ya- rın akşama görursün Sen sen ol Ozal'a guvenme* Bu zırve bır oyundur — Var mısın bahse' — Varım — Nesıne' — Kaptanın meyhanesınde dort başı mamur bır rakı sofrası- na — Tamam * Pazartesı akşamına kadar bütün Turkıye Cumhurbaşkanı ûzal'ın zırvesını konuşuyordu Huyu kurusun aslan TO yıne gün- cel polıtıkanın gundemını saptamıştı vatan elden gıdıyordu Tur- kıye alevler ıçındeydı el bırlığıyle bu ışm ustesınden gelınecek- tı Hem Cumhurıyet devletı ağır bır tehlıke altındayken muhale- fet lıderlerı Cumhurbaşkanı'nın çağrısına hayır" dıyebıhrler mıy- dı' Dıyemezlerdı, ama, ya TÖ bütun bunları muhalefetın Çanka- ya'yı protesto eylemını kırmak ıçın kullanıyorsa? Ozal a guven olmazdı "vatan mıllet, Sakarya" derken ıç polıtıkada kendı çıka- rına dönuk kuçuk bır oyun oynamasındı' 7 Daha once TÖ'nün kı- şılığı çeşıtlı deneyımlerle belırlenmemış mıydı' TO 'Turkıye uçu- rumun eşığınde' dıye Inönü ıle Demırel'ı KöşK'e çıkaracak, elle- rını sıktıktan sonra nanık yapacaktı Dört gün boyunca sığ sıyaset havuzunun yosunlu sularında anlamsız kuşkuların derınlığıne ıskandıl sallandırmaya çalışan- lar, pazartesı akşamı saat 2000'de televızyon ekranlarının başı- na toplandılar Sonuç neydı' Kurukuyu dakı Pıntılış ın kahve- sınde tutuşulan bahsı Yırık Alı kazanmıştı Enık Huseyın, Alı'yı kaptanın meyhanesıne götürdü — Pes bırader, dedı ben bu kadarını ummamıştım Turkıye Cumhunyetı tarıhınde boylesı yok Yirık — Cumhurbaşkanımız sıvıl, dedı, kıymetını bılelım, Allah so- nunu Celal Bey'e benzetmesm A1İYE AKGÖKÇE (1952-4 "VtSAN 1980) Sevgı ve ozlemle anıyoruz. ANNESt-KIZI-KARDEŞLERÎ T.C. ANKARA 7. SULH CEZA MAHKEMESİ HÜKÜM OZETİ Esas 1989/537 Karar 1989/708 HAKİM Cemıl Ünsal KÂTİP Mehmet Ankaralı Samk Alı Yakan Rauf oğlu 1935 doğumluKaman nüfusuna ka yıtlı Içcebecı Doruk Sk No 36'da mukım Suç Gıda maddelen nızamnamesıne muhalefet etmek Suç tarıhı 11 5 89 Sanığın Gıda Maddelen Nızamnamesıne muhalefet etmek suçun dan TCY'nm 402 398, uç ay cürme vasıta kıldığı meslek ve sanatı nın tadılıne ve takdıren YEDI GÜN ışyennın kapatılmasına. hukum özetının kapatma suresı kadar göze çarpan bır yerıne asılmasına, ka rann kesınlesmesını müteakıp, hukum özetının Ankara'da tırajı yuz bınm uzerınde bulunan bır gazetede derhal ılan olunmasına, 400 lıra yargılama gıderımn aJmmasına, sanığın yokluğunda Yargıtay yolu açık olmak uzere karar verıldı 21 9 89 Basın 20444 10 30 16 30arası çalışacak bayan eleman aranıyor Başvuru: Beyoğlu Sıneması Nufus cuzdanımı, sıgorta kartımı kaybettım Geçersızdır ÜNAL ÇALIŞ 1.RISK KONTROLTJ FUARISİGORTACILIK, TİCARİ VE ÖZEL EMNİYET VE GÜVENLİK, İŞ GÜVENLİĞİ, ENDÜSTRİYEL GÜVENLİK, MESLEKİ SAĞLIK, YOL GÜVENLİĞİ VE ÇEVRE KORUMA FUARI Insan kaynağına sabit kıymetlerin önünde değer veren ve giderek artan sorumJuluk bilinciyle hareket eden çağdaş yöneticüer, gûvenlik ve risk kontrolu konulannda en son yenüiklerin ve gelişmelerin tanıtüdığı bu fuara muûaka zaman ayınn. Ş) • AUBMMDU-Y EUflOPA S V | W U u • AflKX»HE» ENIHPfBES «C (USA) • AUOO ElBTTflONK ITD ST1 . BEK UIUSLARAMS TUMZM SAUV1 VE VUPET A Ş • BHTAItH FWE LTD • »)OHSWEBK-fle*C BV (Hotooı) • K R E INOUSTnB INC (USA; • CEW£itUS AG (bıçe) • C0NTHBITA1. N-coflPc^xN|USA)»ca)ıwrt)S!usA)»ca)eTAşascTBOMaw«SA* VÎTCA.5 «otsıaflmo* *asawc»«zijwıw«Ti«ETicAflETA.ş •SCYMBMVE GUVEHJKSJSia«iRISUUY1VETİai.T0ŞTl • ELBMK aflOT« « UMNA TtOWET ,."0 $T1 • a « W fbtyıl • EWB an*2LA« • UOrDS^ntoD • UJt CUSERS (USA) • HAK SNMYİUHUNUSİSAMAYI Vî TfcMET LTD ŞTt • WU«USr *Hfl • MAS SMMYI YATNM VE MZAHMIA ILS • IMYOR TUPMSTUS LTD in^H» • MES « . 00 LTD ( T ^ w ) • MEÜ$ ŞBKETLB ORUBU • «MT« CHOM3SCHU fB« Hmtft) • HTTESU JTSUGYO C0 LTO Uvony» • NOTBEP ENTBVRSES LTO Dr^tn) • FKATB4 SVSTBMS UHTB) trfK* ' FLASH OHBUtttStOH TIHZM VE TICAflET 1.Ş • GCS GIMRD C0NTWC SWTa GıWH (AuMjı) • GE-CA GAS OrrECTOB (Hyı| • 3EKT LJM1H) (Ingkn) • GEZE GntH U C0 (Bffl Knam) . GWI T1GKCT Ş SUVEMJĞI MAl2aia£rt • GMCŞ SBORT» *Ş • GlY»* JOHNSON fUSA) V *P iismımf MUHOOSLK SAM rt TC LID sn • NGERSOL MND DOOR nntmtK (USA) • 15 SANAYlıTD ŞTI •PAnWEE(MH)*n : «SlQ0RTAA.S •HmmStttnılltnf PM0TAINC0Mn«XSLTD(Mw) •PMirOHASTPUSTtdMIMiBl/Uİ «HKlOUCnKlBAfciBirt'P^SAfEltSajSLMTllsııO^PO^Efi SOMC EUKK LTD M M * W U « A I B I t t HC (U8A). PVMFOMIKTEB AG | M MW|M • MCA1SAFETY LTO (lrç*«) • WG noeoBfisı AG t**\ • RoeBnso* QHOW PIC M W • mr CM EXTWBUBHWG pw»ı • R STAHL |M »mtn • sw ı n aş TIOWET UOM jti • SONIHMCLTO M M • s o u a aomoNicsasAi'SotAa LOCK COHMNir ( I W • SCUflrTAG MTEnNATIOHL LTD |tn)hn) • SEKTBa HC (USA) • SOUDMEST UKfCtliVt !HC PPOOUCTS LTD ItVhnl • JAIES NCFTE I SONS LTO (bgtor* • JUCS STUART t 00 LTD jkglMt • JHCO SUfflt C0(USA|>WL-SlWUETAt.lŞLEniS>IMniWSWMY1VETIC LTD STI • KAS PAZAflLA» *.Ş • C l I BBmfY PM1BG LTD {tq*trt| • KNSli DHILJMG A/S 0«»ıwB) • K 0 BEKTIF' PAffTNERS LTD jlnftm) • KUflTAHR Y»HG« SÛW(»WE SUt VETİC A^ IMre»WTIONAt LMTED ^ M • TFOU. SAfETV EOUFieiT LTD M * * 1 • * TOflET ANOâl ŞtKFI • TUBOYEÇEVK KOfiUMA VE YEŞİLLEMBME KUBUMU • TUHOBI «Ş TfcAflT • VKOTOMC Gl*H | M A*»)«) * VBOMC LTD (1<r»| l l • YALE SSCURTrY NC |U SA| • VON DUWM |USA) Etkinlikler P r o g r a m ı — _ _ 4 N san 1090 »aat 16TK) 17 00 Konferans ' Risk Yönetimi — Mehmet SEVEN (Emek Sıgorta Genel Mûdurû) 5 Nısan 1990 saat 15 00-17 00 Panel ' Türkty« de Alarm Slstemlerlnln Problemlari — Mustafa Nun YAZAR (Panel Başkanı) (Segem Genel Md Yrd TSE Yangın özel Daımı Komısyonu Başkanı) — Erda/ ANGIU (Makıne Muhendısı) — Haçık COPIKOĞLU (Emek Sıgorta Genel Md Yrd) — Demır KÖPRULU (Erde Elekîrik Proje ve Mûşavırlık A Ş Yönetım Kurulu Başkanı) — Mehmet SOYER (Novak Koruma Hızmetlen A Ş Genel Md) 6 Nısan 1990 saat 15 00-17 00 Panel — TOrklyfd* Yangın Oüvenllk Önlemleri" — Prof Dr Ataç SOYSAL (Panel Başkanı) (I T U Işletme Fak Dekanı) — Prof Dr Eşref ADALI (I T Ü Bılgısayar Muh Bol Öğretım Uyesı) — Yard Doç Dr Abdurrahman KIUÇ (I T U Makıne Fak Öğretım Üyesı Irfaıye Genel MûdOrû) — Kemal OLGAÇ (Şark Sıgorta Genel MüdOr Muavinı) — Prof Dr Oguz RECEPOĞLU (IT U Kimya Metaluoı Fak Ögretım Üyesı) 7 N san 1990 saal 11 00-13 00 Panel 'Slgorta nsktarl v« Azaftıcı TetMrler" — Hasan YURDAKUL (Panel Başkanı) (Sıgona Damşmanı) — Alaattın BUYUKKAYA (Merkez Sıgorta Genel Mûdurü) — Alper PEHLIVAN2ADE (ŞarV Sıgorta Taknlk Itter Muduru) — Hasan SERDAR (Anadolu Stgorta Maklne- Monta] Mödurû) YIL Seçkın fuarlar Seçkın zıyaretçıler 4-8 Nisan 1990 Zıyaret saatlerı: Hergun 11.00-20.00 TÜYM> İSTANBUL SERGİ SARAYI TE PE BA İ S T A N B U L
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle