Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 NtSAN 1990 HABERLERtN DEVAMI CUMHURİYET/19
OLÂYLARIN
ARDENDAKI
GERCEK
(Baştarafi 1. Sayfada)
rer ikişer ortaya çıkmaktadır.
Uzmanlar bu işlemlere "yaban-
cılaştırma" adını takıılar. Ana
muhalefet partisi, iktidara geç-
tiğınde bugün "yabancılaştırı-
lanların" millileştirileceğini ilan
etti; ama iktidar yine de inadını
sürdürüyor; mahkeme kararla-
rıyla satışı durdurulan ya da ip-
tal edilen KlT'lerin satış işlem-
lerini meşrulaştırmak için "istim
arkadan gelsin " zihniyetiyle yen i
yasalar çıkaracağım söylüyor.
Neden?
Bu sorular, çevresinde binbir
söylenti dolaşan satış işlemleh-
nin altında yatan çıkarlar yuma-
ğına yönelik kuşkulan büyütü-
yor: Acaba ülkenin mal varlığı-
nı alelacele satmaya girişenier
kesiminde çıkarcılann baskıları
mı ağır basıyor?
özelleştirmeyi bir ekonomik
göruş olarak benimseyen siyasal
partiler de ANAP'ın "yaban-
cılaştırma" yöntemlerine karşı
çıkıyorlar. Bütün bunlara ek
olarak bir başka önemli soru
işaretinin çengeli gün geçtikçe
büyüyor Stratejik açıdan çok
önemli temel kurumlan da ya-
bancılaştırmak isteyen ANAP
iktidanndaki bu giderayak telaş
neden? llk yapılacak seçimde ik-
tidarı yittreceklerini anlayan kı-
mi çevreler son fırsatı kendile-
rince değerlendirmek mi isti-
yorlar?..
Hayır... Turkiye'de özelleştir-
me adı altında yürutulen yaban-
cılaşürma furyasını Batı'daki
özelleştirme modelleriyle kıyas-
lamaya olanak yoktur. Halkın
güvenini çoktan yitirmiş bir ik-
tidarm ülkenin malvarlığmı bu
kadar kapkaç bir anlayışla elden
çtkarmaya çabalaması açıkgoz
bir fırsatçımn telaşını anımsat-
maktadır.
• • *
Parlamento dışı partiler:
Çözüm getirmekten ıızak
ANKARA (Cumhuriyet Buro-
su) — Parlamento dışı partiler
"Çankaya zirvesi"nin Guneydo-
ğu sorununa çözum getirmekten
uzak olduğu konusunda birleşti-
ler. Sosyalist Parti Genel Sekre-
teri Yalçın Büyükdaglı zirveyi
"muhalefet partilerini, halkı ez-
rae planına suç ortağı yapmak
amaçlı bir senaryo" olarak nite-
lendirdi. MÇP Genel Başkan Yar-
dımcısı Şevket Yahnici, parlamen-
to dışındaki partilerin çağnlma-
masım eleştirerek, "Bu partilerin
oylan Sayın Özal'ı cumhurbaşka-
nı yapan oylardan daha fazla. Bn
ortamda bu tür toplantılann çö-
züm getirmesi mumkün degil" de
di.SP Genel Sekreteri Büyükdağ-
lı, "Zirve senaryosunun Meclis
Başkanı Kaya Erdem çagnsıyla
başlayan bir senaryonnn parçası
olduğunu" belirterek şöyle ko-
nuştu:
"Özal'ın asıl amacı Güneydo-
gu'daki halkı ezme planına SHP
ve DYP'yi de dahil etmek, bu par-
tileri suç ortağı yapmaktı. lleride
halktan gelecek tepkiler karşısın-
da 'Bakın uç parti de askeri bir çö-
zümde birleşti' demek için çağır-
dı. Özal'ın ikinci araacı da Cum-
hurbaşkanlıgı'nı muhalefet parti-
lerine tescil eltirmekti. Özal bu iki
amacına da ulaşmıştır."
MÇP Genel Başkan Yardımcı-
sı Şevket Yahnici, "Zirvede lider-
lerin sozlerine bakılırsa bir muta-
bakat saglandbgı soylenemez. Bu
tür toplantılar yarariıdır ama bir
sonuç elde edilmesi ve bu sonucun
yapünm gücü iyice imkânsız gö-
niniıyor. Çünkü bugünku iktidar
bu yapünm gücunu gerçekleştire-
cek güçten yoksundur" dedi.-
Yahnici zirveye çağrümayan par-
tilerinin oyunun yüzde 25 olduğu-
nu kaydederek, "Sayın Özal'ın
cumhurbaşkanlıgına destek olan
oyu ise yüzde 21. Turkiye'de bu
tür çelişkilerin yaşandıgı bir or-
tamda demokratik çözümlerin
bulunması bize mümkun görün-
müyor" diye konuştu.
DYP eski Genel Başkanı Hüsa-
Stiperler için 8 formül
(Baştarafi 1. Sayfada)
200 bin liranın faiziyle birlikte
yaklaşık 7 milyon 190 bin lira tut-
tuğunu ifade ediyorlar.)
3- Üst gösterge tablosundan
prim ödeyenlerin gostergelerinin
emsal alınmasıyla 1988 yılından
itibaren her yıl intibak (fazla öde-
nen aylıklar mahsup edilerek) ya-
pdması, bu seçenek, borçlanarak
süper emekli olanlar ile temmuz
1987'den bu yana siıper emeklilik
primi odedikten sonra emeklilige
hak kazananların bir ölçüde eşit-
lenmesini içeriyor.
Örnegin, temmuz 1987'den bu
yana tavandan prim ödeyen ve
bugün emekli olmak isteyen bir iş-
çiye, 4050 gösterge uzerinden
emekli aylıgı bağlanıyor. Ancak
bu durumdakiler, geçen yıl 3100
göstergeden emekli olabiliyorlar-
dı. Seçenege göre borçlanarak su-
per emekli olanlar, bu yıl 4050
göstergeye intibak ettirilecekler.
Ancak geçen yıllarda, prim öde-
yerek emekli olınlann maaşları-
nın özerinde aldıklan paralar.
borçlanarak süper emekli oianlar-
dan kesilecek. Bu seçenege göre
bu biçimde intibaklan yapılacak
borçlanarak süper emeklilerin,
göstergeleri, prim ödeyenlerin
göstergeleri yükseldikçe, doğnı-
dan dogruya artmaya devam ede-
cek. Örnegin, gelecek yıl prim
ödeyerek emekli olanlann göster-
geleri 5000 e çıkarsa, borçlanarak
süper emekli olanlann gösterge-
leri de 5000e yukselecek.
4- Borçlanma bedelinin 9 tem-
muz 1987 ile 31 Aralık 1989 sü-
resinin primine sayılarak intibak
yapıiması: Bu seçenek, süper
emeklilerin borçlandıklan para-
nın, emekli olmayıp prim ödeme-
ye devam etmeleri halinde. hangi
göstergeye geiebilecekierinin beür-
lenmesine dayanıyor. Bu seçene-
ge göre, ödenen 4 milyon 200 bin
liralarla borçlanarak söper emek-
lilerin gostergelerinin 2650 olma-
sı gerekiyor.
5- Geçici gösterge aylığımn
dondundarak ödenmesi: Bu seçe-
nek, şu anda uygulanmakta olan
sistemi, yani, borçlanarak super
emekli olmuşlann. normal eraek-
liler ile maaşlan eşilleninceye dek
maaşlannın dondurnlmastnı içe-
riyor.
6- Borçlanma bedelinin aynen
iadesryte, gecici gösterge ayhgının
dondurulması modellerinden bi-
rine imkân verilmesi: Bu seçenek
de isteyen emeklinin dondurulmuş
süper emekli aylıgını almaya de-
vam etmesini, isteyenin de ödedigi
parayı (buyük bir olasılıkla faiziy-
le birlikte 7 milyon 190 bin lira)
geri alarak daha sonra 1400 nor-
mal gösterge tavanından maaş al-
mayı sürdürmesini öngönıyor.
7- 1400 gösterge aylığımn ba|-
lama onuumn yüzde 60'dan geçki
gösterge ayhgının da yüzde 50'den
başlaolması: Yöntem, normal
emeklilerin yine taban aylık bag-
lama oranının yüzde 60'dan baş-
lamasını, ancak borçlanarak sü-
per emekli olmuşlann taban bag-
lama oranının yüzde 50'ye dnşn-
rülmesini içeriyor. Bilindigi gibi
borçlanarak süper emekli ouuüa-
nn büyuk bir bölümünün taban
baglama oranı yuzde 60'dan bas-
hyordu.
8- Üst gösterge tablosundan
prim ödeyenlerin geJebileceMeri
gostergeler ve aylık baglama
oranlan emsal alınarak, 1990 yı-
lından itibaren her yıl intibak ya-
püması: Seçenek, borçlanarak sü-
per emekli olmuşlann, şu anda
süper emeklilik primi ödemekte
olan işçilerin eşitlenmesini. ancak
Doğru filtre seçilirse
tüm sular içilebilir.
• Giimüş emdırilmiş seramik filtre.
hıç bir kimyasal kullanılmaksızın
dezenfeksiyon özelhğıne sahiptır
• Özel vanası ile kolaylıkla monte edılir
• Temızlenerek kullantlan kartuş. 2 yıl
garantılidır
• Mıkrofıl. sağlık Bakanlığı. İTÜ ve
Hıfzıssıhha raporlarına sahiptır
mihroFilİ Ç M E S U Y U F İ L T R E S İ
Mikroplar dahil sudaki tüm bakîerileri antır.
Adrtte teslim sıparışıniz için
ISTMBUL T4 02K
MKMA 1273961 I M « 22S694
sismals
ARITMADA
11 YILUK
DENEYİMLE
âisfeü
G R U BU
GUVENCESI
• İSTAMBUL: Lüks Uektronik 147 56 92 Pangaltı • Güttophr 555 09 98
Bahçelıevler • CematKUapçt 334 52 01 Selımiye • ANKARA: Evaç A.Ş.
117 02 26 K Esat • Ermet Ltd. Şti. 230 63 36 Anıttepe • Bemtaş AJ.
229 60 06 Maltepe • Dtka 139 72 13 Y Ayrancı • İZMİR: Akhm ud. şıi
2118 87 Alsancak • ADANA: Saytiteks 13 28 22 B Angın Bul • SAMSUN:
Alıim \tüh. 13 81 23»TRAKYA:s<«fıw>ı.$. 13402 Keşan • 13924 Edırne
• 16640 Çorlu • ŞANLIURFA: Okuyantar TK. 31082 • SİMOP: 2882
• BOORUM: Altut Muh 1292 • NA2İLLİ: M. Yaşatûrk 19585
mettin Cindoruk da zirvenin, "İk-
tidar partisinin moralini arttırdı-
ğını. ne enflasyonu düşüreceğini
ne kalkınmayı sağlayacagım ne de
Güneydogu'daki sonınlara çö-
züm bulacagını" söyledi. Babası-
nın cenazesi nedeniyle îzmir'de
bulunan Cindoruk DYP il merke-
zini ziyaretinde zirveyle ilgili ola-
rak özetle şunları söyledi:
"Güneydogu olaylan konusun-
da 1987de Mecliste bir gizli otu-
nım yapıldı. O oturumun zabıt-
lan açıklansın. O zaman niye bu
zirveye karşı olduğum ortaya çı-
kar. Bugün Turgut Özal'ın bu
toplantıyı yapmaya hakkı var mı
göriilür. O toplantıda tedbirieri
gösterdik. O tedbirler alınsaydı,
bugün hadise yoluna girmiş olur-
du. Bu konuda Meclis devreye so-
kulmalı. Özal ve iktidar partisi bu
zirveyi kullanacak."
Cindoruk, İnönü'nün zirve
çağrısı olur olmaz hemen
"gideceğim" demesini de eleştire-
rek, "Demirel'in manevra alanı-
nı da daraltbğım" sozlerine ekle-
di.
Eski CHP genel sekreterlerin-
den Şeref Bakışık, "Zirveden
iyimser bir beUeyişi olmadığı için
umduğu ölçüde bittiği"ni söyler-
ken TBMM eski başkanlanndan
Sabit Osman Avcı, "Zirveden
fazla bir şey beklemiyordnm"
dedi.
Demokratik Yeni Oluşumcu-
lardan Kars bağımsız Milletveki-
li Mahnrot Abnak zirvede demok-
ratik hıçbir adımın atılmadığını
belirterek, "Zirve arvaya dönus-
rii, askeri çözümsüzlüge devam
karan alındı. Demek ki daha çok
• kan akacak" diyerek şu değerlen-
dirmeyi yaptı:
"Zirve fryaskoyla sonuclanmış-
tir, halka değil Özal'a yaramıştır.
Özal'ı indirecegiz diye mangalda
kül bırakmayan muhalefet parti-
leri teslim oldu. Halkın reddetti-
ği Özal bu yalancı pehlivanlar yü-
zünden meşruiyet kazandı. tkti-
dar ve muhalefet aynı tezgâhın
çocuklan oldu."
borçlanarak süper emekli olmuş-
lann taban baglama oranının yüz-
de 50'ye düsüriilmesini öngörii-
yor. Bu seçenek kabul edildiği
takdirde, 1990 yılbaşından itiba-
ren borçlanarak süper emekli
olanlar, 1987 yılbaşından itibaren
borcfauıarak super emekli olanlar,
1987 temmuzundan bu yana sö-
per prim ödeyenlerin gelmiş ol-
doklan 4050 göstergeye intibak
ettirilecekler.
Türk-tş yetkilileri ile süper
emekliler konusunda çalışma ya-
pan bakanlık komisyonu üyeleri
dün bir araya geldiler. Türk-lş
Genel Mali Sekreteri Enver To-
çoflıı, Türk-lş'ingönişünü şöyle
açıkladı:
" Borçlanarak süper emekli ol-
ranş olanlar Ue şu anda halen yük-
sek prim ödeyerek süper emekli-
lik göstergelerinden (üst gösterge
tablosu) yararianmakta olanlar
arasında eşitlik saflanmahdır.
Aynca, 700-1400 gostergeler
arasındaki normal gösterge tablo-
su degişmeli ve normal emekliler
de 6400-1700 arasındaki üsl gös-
terge Ublosuna intibak ettirilme-
lidiner. Böyldikle, normal emek-
lilerin de dnruma düzeltilmiş ola-
cakür."
YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı, 75. yaşgünü-
nü kutiadı. Yaşgunü nedeniyle Hacettepe Üniversitesi M
Salonu'nda HÜ Rektorü Prof. Dr. Yuksel Bozer ile Bilkent Universitesi Rektoru Prof. Dr. Mithat Ço-
ruh ve eşleri, Doğramacı ve eşi onuruna bir resepsiyon verdiler. Kutlama toreni sırasında Dogramacı'-
nın yaşam öyküsunden kesitlerden oluşan bir tiyatro gosterisi ögrenciler tarafından canlandırıldı.
Ardından Hacettepe >e Bilkent üniversitelerinin kuruluş öykuleri aktanldı. Adnan Saygun'un İhsan
Dogramacı'ya ithaf ettiği "Orkestra tçin Çeşitlemeler", Cumhurbaşkanlıgı Senfoni Orkestrası uyele-
rince desteklenen Bilkent Üniversitesi Orkestrası'nca seslendirildi. Ayla Erduren'ın resitalinin ardın-
dan Vakıf Kerimov'dan aryalar diniendi.
'Helikopter vakfa verildi'
(Baştarafi 1. Sayfada)
tanbul'a hizmet edemeyecegini an-
ladığından kamuoyunun dikkatini
başka yöne çekmek istiyor" dedi.
Suçlamalara karşı hazırlanan
açıklamayı dun gazetelere faks
mesajıyla ileten Vakıf Genel Mü-
duru Ethem Eren, açıklamasında
şöyle dedi:
• Istanbul 12. Noterliği'nce dü-
zenlenen belge iddia edildiği gibi
bir hibe belgesi olmayıp Isveç'te
düzenlenip Turkiye*nin Stock-
holm Konsolosluğu'nca onayla-
nan hibe senedinin Türkçeye çev-
rilmesidir. Bu tercüme 16.4.1987
tarih ve 16437 numaralıdır. Soıı-
radan ilave yapıldığı iddia edilen
aym noterliğin 22.6.1987 gün ve
25470 sayılı belgesi ise, ilk belge-
nin suretini almak uzere yaptığı-
mız başvuru karşılığı suret vermek
üzere yapılan işlemin tarih ve nu-
marasıdır.
• Vakfa hibe edilen helikopte-
rin acele hizmete sokulabilmesi
için gümrükten çekiliş işleminde
belediyenin yeddi eminliğinden
faydalananılmıştır. Yeddi eminlik
müessesesi malın sahibi olmayı
doğurmaz. Mülk sahibi ASEA'dır.
Vakfa hibe etmiştir. Işlemlerin te-
kemmülünden sonra mülkiyet
vakfa geçecektir.
• Bu arada belediye ile vakıf
arasında, biri belediyenin satın al-
dığı ve diğeri de söz konusu heli-
kopterin işletilmesi ile ilgili bele-
diye encümenince bir anlaşma ya-
pılmıştır. Bu anlaşmada vakıf; pi-
lotlar, bakımcılar, mühendisler ve
idarecilerin ucretleri ile yakıt ve
bakım masraflannı ustlenmiş, be-
lediye ise bu anlaşma ile sigorta
primlerini ödeme yükümlülügünü
almıştır. Sigorta primi belediye ta-
rafından, helikopterin sahibi ol-
duğu için değil, bu karşıhklı işlet-
me anlaşması uyannca ödenmiş-
tir. Bu da hiçbir zaman belediye-
ye mülkiyet iddiasında bulunma
hakkını bahşetmez.
• fşletme esnasında muessif bir
kaza olmuş ve vakfa hibe edilen
helikopter düşmüştur. Bu dunım-
da sigonalı olduğu için helikop-
terin bedel veya tamiri sigorta şir-
ketlerinden istenmiştir. Sigorta şir-
keti Londra'daki Loyd Şirketi'nin
talimatı geregi gumrukten yasal iş-
lemleri yapılarak tamiri için ts-
veç'e, masrafı sigorta şirketi tara-
fından ödenmek suretiyle yollan-
mıştır.
• Tamir edildikten sonra heli-
koptere bakanlıktan o tarihe ka-
dar gumrük muafıyeti ahnmadı-
ğından ve helikopterin Türkiye'ye
girişi için verilen gecici sürc dol-
duğundan öturii, halen helikopter
maliki olan ASEA'ya, helikopter
yerine bedelinin hibe olarak vak-
fa verilmesi talebi yapılmış ve
ASEA helikopteri satarak bedelini
nakten vakfa hibe olarak gönder-
miştir. Helikopterin maliki ohna-
dığından belediyenin bir para kay-
bı da söz konusu değildir Ve iş-
lemler yasaldır.
Bu arada Ankara'da DMP'nin
kuruluş çalışmalanm yüruten es-
ki tstanbul Anakent Belediye Baş-
kanı Bedrettin Dalan, helikopter
suçlaması için, "Tek kelimeyle zır-
va, vakfa hibe edilmiş helikopter-
lerdir. Belediye o gunki koşullar-
da pilot maaşını veremediği için,
helikopteri vakfa kiraladık. Hadi-
se bu" dedi. Dalan, "Zaten Gü-
zel tstanbul Hizmet Vakfı dagıl-
dığı zaman tüm variığı belediye-
ye geçecek" diye konuştu.
GOZLEM
UĞUR MUMCU
(Baştarafi I. Sayfada)
mu ldaresı*Ortaklığı mı?.." Bu konuyu tartışıp duruyorduk.
Bazıları da modaya uyarak çok değişik görüşler ileri sü-
rüp terörün "yap-işlet-devret" formülü ile yabancılara ihale
edilmesini savunuyorlardı.
Başbakan'ın öncekı günkü basm toplantısında yaptığı bir
saptama da tarihsel niteliktedir.
Sayın Akbulut'un "Sayın genel başkanların devlete des-
tek olacaklannı açıklamaları sevindirici olmuştur" tümcesi
gerçi gizli kalması gereken bilgiteri içeriyor, ama hiç olmazsa
bugüne kadar bilinmeyen bir gerçeği de açıklamış oluyor.
Şaka bir yana; önceki günkü konuşmalar ve kararların
incir çekirdeğini doldurmayacak türden olduklan bu tür açık-
lamalardan açıkça anlaşılıyor.
Terörün hükümetler tarafından önleneceği bilinen bir ger-
çektir. Önemli olan terörün hükümetçe nasıl önleneceğidir.
Muhalefet partilerinin liderleri de daha önce terör konu-
sunda hükümete destek olacaklannı açıklamış değiller miy-
di?
Hükümet bölgede sıkıyönetim ilan edebilir. Bu bir yoldur.
Hükümet bölgede "kısmi seferberiik" de ilan edebilir. Bu da
bir başka yoldur.
Bugün bölgede Olağanüstü Hal Yasası uygulanıyor. Hü-
kümet bu yasayı uygularken muhalefet partilerinden görüş
istemek zorunda da değildir.
Öyleyse niçin toplandı bu Çankaya doruğu?
Denebilir ki:
— Birtakım gizli bilgiler vardı; bu bilgiler liderlere anlatıl-
dı...
Bilebıldiğimız kadarı ile TBMM'de Güneydogu olaylan ile
ilgili ıki gizli toplantı yapıldı. Bu toplantılarda yapılan açık-
lamalar dışında liderlere Çankaya'da başka başka olaylar
mı anlatıldı?
Onu da sanmıyoruz.
Hem öyle olsa "Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur" sö-
zünün ne anlamı kalır?
Bütün bu konuların konuşulacağı yer ne Çankaya doru-
ğudur ne Kaya Erdem'in vereceği çaylı toplantılardır, doğ-
rudan doğruya TBMM'dir.
Sızan haberlere göre hükümet, bölücülük eylemleri ne-
deniyle ölüm cezalarına çarptırılanların bu cezalarının he-
men infazlannı istiyormuş.
Sonra?
Sonra "bölücülük" yaptıkları savlarıyla dokunulmazlıkları
kaldırılmaları istenen milletvekılleri ile ilgili işlemlerin hız-
landınlmaları da isteniyormuş.
Ölümcezası çözüm yolu değildir.
Dokunulmazlık dosyalan ile uğraşmak, olaylan saptırma-
ya yarar. Bu yolla sonuç da alınamaz.
Çankaya toplantısında açıkça "havanda su dcvülmüş"\ür.
Bu söz terör önlemleri bakımından geçerlidir.
İç siyaset bakımından havanda dövülen su değii, muha-
lefet partileridir!
Peki bu toplantı hiç mi yarariı olmadı?
Olmaz olur mu; oldu elbet:
Çankaya toplantısının iç siyaset alanında başvurulan bir
"manevra" olduğu anlaşıldı.
Bu da az kazanç sayılmaz.
Işadamları: Ümit verici
Şeriatçı Kürt örgütüne
(Baştarafi 1. Sayfada)
mak uzere dün DGM'ye getirilen
24 kişiden S'i daha tutuklandı.
Yeni bir eylem haarlığındayken
siyasi polis ve MİT işbirliğiyle Is-
tanbul, Ankara ve Malatya'da ya-
pılan operasyonlar sonucu ele ge-
çirilen "şeriatçı" Kürt örgütü üyesi
olduklan ileri sürülen sanıklardan
24'ü de dün DGM'ye getirildi.
Savcılık sorgularından sonra Yu-
suf Kibar, Izzeltin Gültekin, Nec-
det Kökten, M. Akif Durmaz,
Battal Korkmaz, Bayram Ayaz,
M. Nuri Emel, Nujdat Yurdagül,
Mehmet Demirhan, Abdullah YU-
maz ve Burhanettin Turan serbest
bırakıhrken diğer 12 kişi tutuklau-
ma istemiyle mahkemeye sevk
edildi. Sorgu hâkimi karşısına çı-
karılan sanıklardan tlhami Era-
kınlı. Erdogan Kılıç, Ugur Süley-
man Söylemez, Kenan Toy, Hacı
Aytekin, Sıikuti Evcil ile Mehmet
Caner serbest bırakıldı. Mustafa
Erbay, Hacı Bayram Akyüz, Fev-
zi Çakmak, Ali Karabulut ve İran
uyruklu Hasan Dekhani ise tutuk-
lanarak cezaevine gönderildi.
(Baştarafi 1. Sayfada)
m'nın başkanlığında siyasi parti
başkanlarının bir araya gelmeleri
demokratik rejimin doğal sonucu-
dur. Ancak son zamanlarda siya-
si ilişkilerin üst düzeyde gerginleş-
miş olduğu bir ortamda bunun
yapıiması istikrara ihtiyacımız ol-
duğu bu dönem için ayn bir önem
taşunaktadır. Bu bakımdan olum-
lu bir yaklaşım olarak değerlen-
diriyoruz. Açıklamalardan edindi-
ğim kanaate göre, umut ediyorum
ki olaylan gerçek boyutlanyla
görmüşlerdir. Terör konusunda
iktidann ve siyasi partilerin aynı
doğrultuda birleşmeleri görev ya-
panlara güç katacaktır. Ülkemiz-
de siyasi istikrar, bölgeler ve ke-
simler arasındaki sosyal barış sağ-
lanmadıkça ekonomik ve sosyal
meselelerin de sağhklı bir yapıya
kavuşturulması güçtür. Atılmış
olan bu adımın yeni girişimlerle
desteklenmesini diliyorum.
Refik Baydur (TİSK Başkanı):
Zirveden, her şeyin bir anda bite-
ceğini zaten beklemiyorduk. Bir
araya gelmeleri zaten bir adımdır.
llk karar da olumludur. Terörün
ortadan kaldınlması ve vatanda-
şa sefkat elinin uzatılması gcreği-
ne ben de inanıyorum. Erken se-
çim konusunda herhangi bir ge-
lişme zaten beklenmiyordu. Ben
erken seçimin Türkiye'ye bir sela-
met getireceğine de inanmıyonım.
Secime kadar bu diyalog devam
edebilir. Hükümet önerileri özve-
riyle ele alabilirse bir anlaşma ze-
mini olabilir. Bu da Türkiye'ye ne-
fes aldırır.
Siyasetteki bu olumlu gelişme-
nin sosyal olaylara ve işçı-işveren
ilişkilerıne yansımasını umut edi-
yorum. Bu zirveden daha fazlası-
nı da beklemiyorduk. Gelinen du-
zey umit vericidir. Terörün bastı-
nimasından ve siyasi ortamın hu-
zura kavuşmasından sonra da otu-
rup Doğu'yu ekonomik yönden
ele aJmak durumundayız. Konu-
şa konuşa bir yere cıkabileceğimizi
zannediyorum.
Güngör Yener (ATO Meclis
Başkanı): Bu zirve her şeye rağ-
men geçmişten ders akndığını gös-
teriyor. Zıtlaşma vardı. Hiç değüse
asgari müştereklerde diyaloğun
gerekli olduğu anlaşıldı. Bu ümit
verici bir gelişmedir. Bu toplantı-
dan sonuç alınması veya alınma-
masından çok bir araya gelinme-
si önemliydi. Bu toplantıda mu-
halefetin gündeme getinüğı erken
seçim revaçtaydı, ama sonuç çık-
madı. Bu da ANAP içinde çok
daha dinamik bir hükümetin or-
taya çıkanlması gereğini belirgin-
leştirdi. Karşıhklı göruşme en iyi
ilaçtır. Bu toplantılann devam et-
mesi erken seçimin görüşülUp bir
karara bağlanmasını sağlayabilir.
Yavuz Zeytinogln (Eskışehir Sa-
nayi Odası Başkanı): Bir vatandaş
olarak yurt bütünlüğünu ilgilen-
diren bir konuda politikacılann
bir araya gelmesinı umit verici bu-
luyorum. Bu toplantıdan somut
bir sonuç çıkıp çıkmadığını, bu
toplantılann devamının Ulkeyi
esenliğe götürup götürmeyecegini
yaşayarak göreceğiz.
Hokus Pokus!Dünya mutfaklarının "mucize" fırını Mikrodalga Fırın ile
her şey işte bu kadar çabuk olur!
Mikrodalga Fırın'la hiçbir fırın yarışamaz. Ne süratte,
ne lezzette! Mikrodalga Fırın'da yiyeceklerin içi, dışı eşit pişer.
vitaminleri asla yok olmaz. Mikrodalga Fırın her şeyi inanılmaz
bir süratle pişirir, ısıtır, çözer!
Mikrodalga Fırın'da etler, tavuklar. balıklar, sebzeler,
börekler. kekler hem çabuk olur, hem leziz olur.
' Mikrodalga Fırın sağhktır.
Haydi. artık siz de Mikrodalga Fınn alın.
Yıl 1990. Siz dehızlanın!
f,A
, Mikrodalga Fınn'ı alırken, _
! Veslel Yetkili Satıalannda sızi bir de £•"
I surpriz bekhyor! Tam 100.000 lıralık! \'
VESTB. Mr â Cody Peck IntamMioiMl PtC
• VESTEL
'
ss
*$zâ&