Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTV 17 NtSAN 1990
M A H M l I M İ h i L50 YIL SONRA KÖY ENSTITULERI
Enstitülü bürokrasiyekarşıAli Yılmaz, ilk açılan enstitüler-
den Çiftder'in ve Hasanoğlan Yuk-
sek Köy Enstitusu'nun ilk öğren-
cilerinden. Çifteler'in temeline ilk
kazmayı vuranlann arasında, Ha-
sanoğlan'ın temeline ilk kazmayı
vuranların arasında... Anadolu
bozkırlannda yetişen otlarla ilk
konuşan, onların dilinden ilk an-
layan Köy Enstitusu öğrencisi...
Köy Enstittıleri Dergısı'nde bu ot-
larla Ugili ilk yazıyı yazan... Çif-
teler'i 1942'de bitirdi. Hemen Ha-
sanoğlan Yuksek Köy Enstitusu-
ne girdi. Hasanoğlan'ın Tarla,
Bahçe Ziraatı Bölümu'nde okudu.
Yaşamı ekin tarlalarında, başak-
iarla iç içe yaşayan otlan bulup in-
celemekle geçti. Onlan derledi,
kartonlarm arasında eve taşıdı.
Onlarla konuştu, gizlerini çözme-
ye çalıştı. "Bitkilerin dc bir sos-
yolojisi var" diyor Ali Yılmaz.
"Tek başlanna yaşayamazlar. An-
cak komşaluk ilişklleriyle gyakta
dararlar. BirMrierinia koitugıma,
gölgesine stgınmadan, birbirieri-
ni kottayıp gözetmcdcn ayakta du-
nunazlar. Birini yok edencniz,
hepsi çözölür, birer birer kaybo-
lurlar dogadan. Bundan en çok
zaran ise insan gonır. Denge bir
kcz bozuldu mu, biz dc yok olma-
ya başlanz."
Sonra şunlan söylüyor:
"Bugdav, arpa gibi kıiltnr bit-
kilerine zarar vcren arsu otiarla il-
gili ilk caltsmamın ustunden yıl-
lar geçti. Şimdiki gibi kimyasal,
biyolojik mucadele yollan yoktu.
Anülmış tobum calışmalan yok-
tu. Dolayısıyla, bütnn bu geüşroc-
lerin ardıadan bitkilerin tıir yo-
gunlngunun yeniden arasünlma-
a gerekir. Yaşarsam, çaltşmamı 17
Nisan 1990'da, yani Koy Enstitu-
lerünn 50. yıldönününde tamam-
lamak istiyonım. Ama toprağın
asıl sahipleri olan arsız otlann bi-
ziınle mucadeie eımeleri dogaldır,
variıklannı korumalan gerekir.
1945'te saptadığım arsız otlann
sayısı 310"du. Taıia onlann oldu-
ğu için tarialan kuşatma aldna
abrlar, ekinin kendi besinlerine or-
tak olmasını istemezler. Her an
ekinin içine atlamaya hanrdırlar."
Bitkilerle, özellikie de arsız ot-
larla ilgili çalışmalan surdüren ve
en yaşlı Köy Enstitusu ögrencilerin-
den olan Ali Yılmaz, 1990 yılında
65 yaşındadır...
0nun öğrencilik yülanıu dinle-
yelim şimdi:
Biirokrası ve enstitulü
1944 yılı mart ayı. Eğitimbaşı
bana bir görev verdi, okul arazisi
ve ormanlık yapılacak yer için fi-
dana gereksinim vardı. Ağaçlama
planları, fıdan çeşitleri ve sayıla-
rını, Tarla-Bahçe Ziraatı Bölü-
mü'nden arkadaslarıraızla ve bö-
lüm öğretmenlerinin de katkıları
ile saptamıstık. Fidan gereksinimi
hakkındaki resmi yazı Enstitü
U HONDA
Mûdürluğiı'nce vazılmış, bir zar-
fa konmuş.
Yüksek kısım Eğitimbaşı Tah-
sin Türkbay, "Fidan gereksinim
yazısı hazır. Bu isin Ankara'da U-
kibi. temini de sana ait. Yanına
yardıma arkadaş istryorsan al. Ya-
ruı sabah saat Tde Ankara'ya ha-
reket edersiııiz" dedı. Ertesi sabah
Nuri Özyıldız ile Ankara'ya gel-
dik. Saat sabahın 8'i olmasına
karşın doğruca vilayet binasına
gittik. Üst kata çıkıp valinin oda-
sının bölümundeki koridordaki
kanapelere oturup beklemeye baş-
ladık. Ayaklanmızda asker posta-
lı, sırtımızda askerlerin kışlık boz
elbiselerinin tıpkısı elbise vardı...
Şık giyımli, bıyıklı, uzun boy-
lu birisı yammıza geldi. Ne işimiz
olduğunu, kim olduğumuzu sor-
du. Bizi beğenmediğinı belirtmek
istercesine sorguladı. Elimizdeki
resmi yazının zarfını gösterdik...
Bize inanmış olmalı ki:
"Ha! Sizin işinize şu odada otu-
ran, mua\in be> bakar. Orada
beideyin" dedı. Koridorun yansın-
dan valinin makam odası tarafı-
na kimseyi salmıyor. Kendisi de o
arada gezinip durdu.
Saat 9 oldu, 9.5 oJdu, 10 oldu
ortada ne vali muavini ne de vaü
vardı. Sabırsızlanmaya başladık.
Koridorda gezinmek istedik. Baş-
hademe olduğu anlasılan pala bı-
yıklı:
"Ortalıkta gezinmeyin. Dovar
dibinde duran" dedi. Koridor ye-
ni paspaslanmıştı. Bu ihtar beni
daha da tahrik etti. Valinin oda-
cısı olan başhademeye, "Bakar
nusuıız hemşerim, Ankara Viiayet
Konağı'nda mesai kaçta baslar?
Biz erken gelmtş olmayalım sa-
kın?" dedım. Adam kızdı, "Scnia
üstıine lazun mı, ne zaman ister-
se geiir" dedi.
Beklemeye başladık. Tabii du-
var dibinde ve ayakta. Bir ara bas-
hademe koridorda bekleyenleri,
oturanlan ayağa kaldırdı ve duvar
dibinde sıraladı, düzgun durma-
lannı sövledi. "Selam durî" diye-
rek uyardı. Saate baktım lOJCdu.
Savaştepe Koy Enstitusu ogrencileri, 29 Ekim Cumhuriyet ^ " ^ ^ ^ B a y r a m ı kutlamalarından sonra okullanna dönüyoriar.
'Ben devlet dairelerinde mesainin 9'da başladığını zannediyordum. ll'de mesaiye gelen
valinin muavini de 10.30'da gelirse, sonra da masada gazete, sigara, kahve faslı devam
ederse burada hizmeti kim yapar' dedim. Vali muavini kolumdan çekerek bağırdı. Kapı
açılmış, hademe de kapının önünde belirmişti. 'Sana çık dışarı diyorum' diye bağırdı.
'Burası devlet dairesi. Burada vatandaşın işi görülür. Gazete, kahve işini siz gidin Kızılırmak
Kıraathanesi'nde yapın. Siz yapamıyorsanız bu masa boş kalmaz. Devlet buraya layık olanı
bulup getirir, oturtur. Hatta ben oturur yaparım' dedim.
Arkadaşım dış koridora çıkü. Ben
biraz daha bozuldum. Hademeve:
"Saat HUO'da göreve gelen
adatnın ayagına kalkıhnaz. Selam
da durmuyorura." dedim. Gelen
adam bizdm yazı vereceğimiz vali
muavini ımış. Odasına girdikten 5
dakika sonra kapıyı çalıp içeri gir-
dim. Muavin bey, sigarası elinde,
öniinde birçok gazete okuyordu.
Elimdeki yazıyı uzattım.
Hiç >iizume bakmadan,
"Dışanda bekle!" dedi, elimden
aldığı kâğıdı masanın öteki ucu-
na (ers yılz bıraktı. Dışanda 10 da-
kika bekledim. Tekrar kapıyı ça-
lıp girdim. Yine hiç yuzume bak-
madan, 'Dtşanda bekle' dedi. Ga-
zete okuma faslı devam ediyordu.
Ben ise yazıyı oradan alıp Zira-
at Müdurü'ne, oradan Fidanlık
Müdürlüğü'ne, Orman Çiftliği'ne
gideceğim. Saat lTye kadar yetı-
şememe tehlikesini düşünüyor-
dum. Saat 11 olduğunda, Hade-
mebaşı: "Vali bey geliyor, duvara
dognı cekilin, selam dunın. düz-
gün dunın" diyordu.
Gelen, vali Ncvzat Taadogaa
idi. Uzun boylu, çok fazla cıddi ve
resmi görünüşlü idi. Odasıra gir-
di. Ben de vali muavininin odası-
na daldım. Gazete, sigara, kahve
faslı devam edıyurdu.
"Beyefendi, benim yaztmı taava-
le edecektiniz" dememle adam ba-
ğırdı.
"Çık drçan, sana bekle dechm!"
Ben masanın önüne vanp yazı-
mı aldım sertçe.
"Sizin imzamzın olmaa şart de-
gil. Vali Tandogan da imza eder.
Herhalde vali adam yemez" de-
memle adam öfkelendi, ayağa fır-
ladığı gibi sol bileğimden yakala-
dı. Ben biraz öfkeli, biraz da si-
nirh' ve yüksek sesle
"Ben devlel dairelerİBde mesa-
iain 9'da başladığını zannediyor-
dnm. ll'de mesaiye gelen valinin
muavini de 10.30'da gelirse, son-
ra da masada gazete, sigara, kah-
ve faslı devam ederse, bnrada hiz-
meti kim yapar?" dedim. Kolum-
dan çekerek bağırda. Kapı açılmış,
hademe de kapının önunde belir-
mişti.
"Sana çtk dçan dlyornm!" de-
di.
"Burası devlet dairesi. Burada
vatandaşın işi gorulur. Gazete,,
kahve işini siz gidin Kıalırmak Kı-
raatbanesi'nde yapın. Siz yapamı-
yorsanız bu masa boş kalmaz.
Devlet buraya layık olanı bulup
getirir, oturtur! Hatta ben oturur
yapanm!" dedim. Bir yandan da
dışanya çıkıyordum. Muavin bey
sol bileğimi bırakmadı. Yapışık
olarak valinin kapısuıın önüne ka-
dar vardık. Sağ elimde yazı, sol bi-
leğimde vali muavinin eli, içeri gi-
rerken
"Herhalde Vali Tandogaıı beni
yemez?" dedim. Vali ayaktaydı.
Adam hâlâ kolumu bırakma-
mıştı.
"Gunaydın efeadim, duruından
dolayı ozür dlerira. Hasanoğlan
Köy Enstitusu Mudurlugu'nun fı-
dan talebi hakkındaki yazıyı ge-
tirdim. Ben Koy Enstitusu Ziraat
Bdliimu ogrencisiyim" dedim.
Bir bana, bir muavinine baktı,
elini uzattı:
"Ver" dedi. Muavin dışanya
çıktı. Yazımı Ziraat Müdürluğü-
ne havale etti. Teşekkür ettim.
Tekrar özür dileyip çıktım. Arka-
50 YIL ÖNCE BUGÜIN KURULMUŞLARDI
KöyEnstitüleri için 'anmave kutlama9
Haber Merkeâ — Kö>' Enstitulerı. bugun 50 "Fotograflaria Köy Enstitıileri" sergisi açılacak. Gecede, Deniz Tsrkaii, Huseyin Başaran'ın toplanıısma gazeiemiz yazariarından llhan"— Kö>' Enstitulerı. bugun 5
yaşında. 17 Nisan 1940'ta kurulan Koy
Enstitüleri'nin 50. yıidönümu panel!3r, sergıkr
ve eğlence programlanyla kutlanıyor. Mılli
Eğitım Bakanı Avni Akyol, Kö> En&titulerı'nin
doğru, isabetlı ve yerinde kuruluşlar olduğunu
söyledı.
Köy Enstitülerinin kuruiduğu gün olan bugun.
Eğit-Der şubelerinin bulunduğu ii ve ilçelerde
çeşitli kutlama programlan düzenlenecek.
Ankara'da .Anıtkabir'deki saygı duruşundan
sonra, kuruluşun oncüleri Hasan Âli Yıicel,
Saffet Ankan ve Ismail Hakkı Tonguç'un
mezarları ziyaret edilecek. Türk-lş salonunda
"Fotografterla Köy Enstitıileri" sergisi açıiac;
Eğit-Der Genel Başkanı Feyzullah Ertugrurun
açiş konuşmasını yapacağı toplantıda; Hasan
Fehmi Gıiıteş, Prof. Cevat Gera>, Prof. Yakup
Kepenek ve Niyazi Geray Koy Enstitulenni
çeşıtls vönleriyle anlatacakiar.
Kuruluş yjldömimu nedeniyle istanbuJ Dr.
Lütfî Kırdar Spor Salonu'nda "Anma ve
kutlama gecesi" duzenlendi. Saat 18.30'da
başlayıp 23.30'a kadar sürecek etkinlikler
çerçe\esinde du^enîenen panele Aziz \esin,
l'ğur Mumcu, Ali Sinnen.Allan Öymen, Hıfzı
Topuz, Mehmet Başaran, Bahatün Can,
Mehmet Giınay konuşmacı olarak katılataklar.
dinietileri sunulacak Hale Aiancı, Kö>
Enstjtalü ozanların şıirlerinden ornekler
\erecek, Köy Enstitüluler halk oyunlan
sunacak, enstitu iie ılgıh marşlar, türkuler
söyleyecekler. •
Istanbul Anakent Beledıyest, geceyi izleyenler
için Kadtköy, Avcılar ve Beykoz'a otobüs
seferlen duzenleyecek.
Londra'da kutlama
Koy Enstituierinın 50. kuruluş yıldönümu
Lx»ndra Halkevi'nde de kutlandı. Anma
Selçuk. Melih Cevdet Anday, Mustaf
a
Ekmekçi, ayrıca vazar Vedat Türkaüi, Taiip
Apaydın ve Strasbourg Üniversitesi öğretim
uyeierinden Server Tanilli ve Paul Dumont
katıldılar.
Yazarlar toplanttdan sonra dinleyicüerin
sorulannı yanıtlayıp, kitapiarını im2aiadılar.
Konuşmaolar, Ko>- Enstitülerinin Türk kültür
ve sosyal hayatına yaplığı katkılardan söz
ederek enstitulerin kapanimasınm ardtnda
yatan nedenler ve bunun yarattı olumsuzluklar
hakkında ornekler sundular. Anma toplantısına
çok sayıda dinJeyici de katıldı.
daşım özyıldız bina önündeki
parka gitmiş, orada buldum...
Saat 12'den önce Ziraat Müdu-
rii'nün yanına girdim. Yazının ıçe-
riğini sozla olarak açıkladım. Fi-
dan miktarını fazla gördü galiba,
"Babanızın fidaniıgiDdan mı Uti-
yorsunuz?" dedı, yazıyı fırlattı.
Yazı yere düştu. Ben hiç cevap ver-
meden dışarı çıkıp derhal korido-
run dibindeki Milli Eğitim M0-
dürlüğü bölümüne gittim. Ziraat
Fakültesi'nden botanik öğretme-
nim Prof. Dr. Hikmet Btrand'a te-
lefon ettim. Yerindeymış.
"Efendim, ndanian alamayaca-
|ım galiba. lşler bep ters gidiyor.
Ziraat Mıidunı bizim istek yazum-
n neredeyse soraüma çarpacaktı.
Yazunız yerde, odasmda duruyor.
Ben size Milli Egitim Müdir M«-
avini'nin odasından telefon
ediyorum" dedim. "Sen şimdi Zi-
raat Mudunı'nuD yanına git, İm-
za edecektir" dedi. Odasına gir-
diğimde:
"Yahu delikanlı, neden taleU
hocanın yaptıgım soylemedin" di-
ye kibarca durumu düzdtmeye ça-
lıştı. Sonra şöyle dedi:
"Bak, şu fldanlan Orman Çift-
liği'nden alacaksımz, ama sokul-
mnş hazır varsa. Eger sokulmus
fidan yoksa oradan gun alırsınız.
O gün gider akrsuuz. Çam fidan-
lannı barajıa yanındaki fidanük-
tan alacaksıuız."
"Tdefonla oralara emir verme-
niz mümkün mü, rica etsem?" de-
dim.
"Evet" deyip telefon etti; yanıt
aldı ve yazıyı bana verirken:
"Yanndan itibaren bu yazı ile
ne zaman isterseaiz gidip kendi-
niz sökiıp alabilirsiniz" dedi.
Öğleden sonra Eğitım Bakanlı-
ğı'na gittim. Şube Mudılrü Ferit
Oguz, Hamdi Keskin aynı odada
otururlardı.
"Fidan işimiz tamara efendian"
dedim. Hamdi Keskin gülümseye-
rek sordu:
"Nasıl hallettin? Vali Muavini
Ahmet Bey ile ne yapünız?" Mu-
avin bey hemşerisı ve ahbabıymış.
Hem muavin hem de Ziraat
Müdürü ile olan maceramı kısa-
ca anlattım.
Bu maceradan 1 yıl sonra 17 ni-
sanda o Ziraat Müdürü, fire ver-
meden tutmuş, yeşermiş fıdanla-
rımızı görünce bana:
"Bak arkadaş, hiç bu kadar
ummazdım. Çok başanlı olmos-
sunuz. Seneye gel ne kadar fldaa
ibtiyacınız varsa verecegim. Ah 5-
dan alanlann bepsi bn basanyı
gösterebilseler" dedi.
Yarın: Jf«y EnstUülü
oltnantn bedelleri
V AN ERMS KOY ENSTtTÜSt — Di-
zunızın 2. günıl yayımlanan Köy Ensti-
tulerı lıstesınde yer almayan Van Erni»
fCöy Enstitusu dc 1948-1952 yıllan ara-
sında faali>et gösıcrmış ve binkrce me-
zun vermiş Ko> Enstıidlerınden bıridir.
Lıstedekı eksık nedeniyle okuyuculan-
mızdan özur dıler, düzellırız.
Honda Civic Sedan
ve "süper" îmkan
30.832.000.-TL
Honda Civic, teknolojisiyle mükemmel
konforuyla göz dolduran süper otomobil.
KJasmanındaki benzerlerinden üstiin.
Honda Civic Sedan.fiyatıylada çekici.
En yüksek teknoloji, en yüksek fiyat
demek degil ki...
Çelik Motor, şimdi Honda Civic alabilmeniz
için benzersiz bir fiyat öneriyon
30.832.000.-TL + KDV.
Hemen size en yakın Çelik Motor/ Honda
yetkili bayüne uğrayın.
Mayıs ayından başlayan teslim
ve ödeme koşullannı ogrenin;
Hondanızı bir an once alma hakkını kazanın.
Hesabınızı iyi yapın. Honda Civicle
piyasadaki nim otomobilleri karşıîaştınn.
Teknolojısini,fiyatını,salış sonrası
hizmetleri değerlendirin.
Çelik Motorun garantisi, bakım, yetkili servis
ve yedek parça güvencesiyle, tüm zamanlann en
ileri teknolojisini ve konfonınu yıllarca yaşaym.
* I 928JHN) Japon Yenı karşıtıği
İşteHondı Civic Sedan* 16 valf, 1400 cc, 90 HP motor • Havalı direksiyon • Renkli camlar • Dıreksiyonu avarlanabilir • Merkezi kılitleme sistemı • Arka cam rezistansı
• Katlanır arka koltuk • tçerden kumandalı bagaj ve benzın deposu kapagı • Işıklı geniş bagaj
CELIKMOTOR
TICARETANONIMŞW(ETI
ycHK MOlOr
Anadolu Endûstn Hoküng Kuruluşuduf
HONDA Yetkili Bi>ileri
Hooda Sbo» Room: Buvukdere Cad. 112,80290 Esenlepe. isıaabul Tei. 16734 84-173 1244/
Mutluhan konut End. ins. Üd.Şti.: KalaımsFenerCad 85 Fenerbahçe. IstanbulTet 336 70 50• 336 57 44
TeraküOtomotivTic.Ud.Şti.:AtaturkCad 330'AAJsancak.IznnrTei-21 1210-630456
C«şkunkurtKoll.Şn.:Z])apaşaBul .\lışadıbeyApt.21/CAdanaTei 174158-174259
Gensı A4-CumhumeiCad.303 Harbıye, IstânbulTeL 140 1511 -13044 14
KaslaşOu)Su.>eric.^ÜçgenMah.Abdılp«liçıCad 55AjıtaiyaTel. 150405-1504 06
Bora Otomoli* S»n. ve Tic. Ltd. Ştij Cınnah Cad 66 Çankava. Ankara Tei 140 70 40 -140 70 41
EĞİTİM ZİRVESİ BAŞLADI
6
Merkeziyetçi'
sistem asılmalı
9
ANKARA (Cumhuriyet Baro-
su) — Başbakan Yıldınm Akbu-
lut, eğitim sisteminin merkeziyet-
çilikten kurtanlarak, bakanlığın
yetkilerinin taşra örgütüne devre-
dilmesi konusunun tartışılmasını
istedi.
Milli eğitim sisteminin sorunla-
rımn ve alınması gerekli önlemle-
rin göruşulduğü "Milli egitim ny-
gulamalannda koordinasyon ve
işbirligJ" toplantısı dun Ankara'-
da başladı. Toplantının açılışını
yapan Milli Eğitim Bakanı AVBİ
Akyol, toplantının amacını ortak
sorunlann saptanması ve bunla-
nn ışığı altında uygulamaya yeni
yönler verilmesi olarak açıkladı.
Daha iyi insan, daha iyi politika-
cı yetiştirilmesi için, daha fonk-
siyonel, çağdaş bir efitimin gerek-
tiğini belirten Akyol, eğitim sis-
temini "eleyici, ezberei" olarak
niteledi.
öğretmen tayinlerinde valilerin
söz sahibi olmasına ilişkin kanun
hükmünde kararnamenin bir sü-
re önce çıkarıldığına işaret eden
Akyol, "Milli Eğitim Bakanlığı
niye odacı, kapıcı tayiniyle
uğraşsın" diye sordu.
Akyol'dan sonra konuşan Baş-
bakan Yıldınm Akbulut, gerçek
kurtuluşun milli eğitim alanında
alınacak zaferden geçtiğini söyle-
-di. Akbulut, Guneydoğu'da okul
ve öğretmenlere yönelik saldınla-
ra da dola>lı değinerek, "Niifu-
snn dağınık olduğu bölgelerde ya-
ülı bolge okuDannın daha fonk-
si>onel hale getirilmesi ve yenile-
rinin knralması esas
alınmaktadır" dedi.
Toplantının öğleden sonrakı ba-
sına kapalı bölümunde, bazı rek-
törler, universitelerin mali sorun-
la.ını dilegetirerek bütçelerinin kı-
sılmasını eleştirdiler. Ege Üniver-
sitesi Rektoru Prof. Dr. Sermet
Akgiin, polisin girmesi yerine uni-
versitelerin kendi guvenlik birimi-
ni oluşturması gerektiğini söyledi.
Akgun, bunun içın gerekli yasal
değişikiiklenn yapılmasını ve kad-
ro verilmesıni istedi.
İçişleh Bakanı Aksu da üniver-
îitelerdeki clayların belli azınlık
bir grubun girişimlerinden kay-
naklandığını belirtti. Aksu, uni-
versitelerin kendi guvenlik birim-
lerini kendilerinın oluşturması fik-
rini benımsediğinı soyledi.
Milli Güvenhk Kurulu Genel
Sekreteri Orgeneral Sabri Yirmi-
beşoğlu ise "ögrenci tşleri" birimi-
nin daha fonksiyonel hale getiril-
mesi gerektiğine işaret ederek öğ-
renci olaylannın önüne geçilmesi
için hem universite hem de yurt
yöneticilerınin öğrenci aileleriyle
diyalog kurmaları gerektiğini söy-
ledi. Yirmibeşoğlu, universiteler-
de Türkçe ve Inkılap Tarihi ders-
lerinin daha iyi işlenmesini de is-
tedi.
Eğitim zirvesınin bugünkü bö-
lumunde veliler ve mudurler orta
oğrenimdeki sorunları dile getire-
cekler.
F. Oğuz Bayır
ödüOerini
kazananlar
belli oldu
Haber Merkezi — "Kuruluşla-
nrun 50. Yıldönümünde Çeşitli
Yönleriyle Köy Enstitüleri" konu-
lu inceleme-ara$tırma yanşması
da sonuçlandı:
Seçici Kurul, Ali Arayıcı'mn
"Knruluşlannın 50. Yüdönümün-
de Çeşitli Yonieriyle Koy Enstird-
leri", Haşım Kanar'ın "Köy
Enstitüleri-Eğitimde Atılım" ve
Bergüzar Bulut'un "Köy Enstitü-
lerinde Demokratik EgJtim" adlı
yapıtlarırun ödüllendirilmesine
karar verdi. Ayrıca Ahmet Uzun-
un "Köy Enstitüleri", Recep Bu-
lut'un "Nisanda Guneşler-50. Ytf-
da Köy Enstitüleri" adlı yapıtları
da övgüye değer bulundu. Seçici
Kurulu Vedat Günyol, Sami Ka-
raören, Fakir Baykurt, Emin öz-
demir, Mehmet Başaran ve Talip
Apaydın'dan oluşmuştu.
Ödül, ödül koyucu Ferit Oğuz
Bayır'ın oturduğu Foça'da 21 ni-
san cumartesı gunu Foca Beledi-
ye Sineması'nda yapılacak bir tö-
renle sahİDİerine verilecek.