Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 NİSAN 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
6. Çocuk Şenliği
• Kültür Servisi — Şehir Tiyatroları'nın düzenlediği 6.
Çocuk Şenliği başladı. 23 nisana dek sürecek şenlik
boyunca Harbiye Muhsin Ertuğrul, Fatih Reşat Nuri,
Üsküdar Musahipzade Celal ve Kadıköy Haldun Taner
sahnelerinde ucretsiz çocuk oyunları sahnelenecek.
Şenliğe İdil Abla Çocuk Tiyatrosu, Atelier Türk
Tiyatrosu Oyuncuları, Yapı ve Kredi Bankası Çocuk
Tiyatrosu, Avusturya Çocuk Korosu, İlko Çocuk
Tiyatrosu, Ziraat Bankası Çocuk Tiyatrosu, Milli
Piyango Çocuk Tiyatrosu, Vakıfbank Çocuk Tiyatrosu,
AÇOK ve Şehir Tiyatroları katılıyor. Saat 11.00-15.00
arasında yer alan oyunların ardından kimi sahnelerle
çocuklara ve anne babalara yönelik konferanslar,
söyleşiler de verilecek.
Dergâh'ın nisan sayısı
• Kültür Servisi — Dergâh Edebiyat Sanat Kültur
Dergisi'nin nisan sayısında bu kez orta sayfa, yönetmen
Metin Erksan'a ayrılmış. Erksan'Ia yapılan söyleşi "Turk
Sineması Yerli, Milli \e Çağdaş Olabilir mi?" başlığıyla
sunuluyor. Dergide bu ay Tanpınar'ın ders notlarından
Yakup Kadri bolumu, Mustafa Özel'in kaleminden
"Buddenbrook ailesi ve Cevdet Bey ailelerinde te^ebbus
ruhu", Tunca Kortantamer'in "Gül Kasidesi" başlıklı
yazısı, Umberto Eco ile yapılmış bir söyleşinfn çevirisi,
Mustafa Armağan'ın "Gelenek ve Gelecek", Muhsin
Mete'nin "Yeni Bir Dünya ve Iletişim", Halit Refiğ'in
"Doksanlı Yıllann Eşiğinde Türk Sinemasının Yeni
Ufukları", Husrev Hatemi'nin "Bilim Dilı ve Türkçe"
başlıklı yazıları da yer alıyor. Kapağında Ismet Ozel'in
şiir konulu bir yazısının bulunduğu Dergâh'ın sayfaları
arasında Husrev Hatemi, Ihsan Deniz, Hasan Akay,
Hüseyin Atlanso>, İrfan Çiftçi ve Rainer Maria Rilke'nin
şiirleri, Nazan Bekiroğlu'nun bir öyküsu de sunuluyor.
Türk sineması Almanya'da
• Kültür Servisi— Federal Almanya'daki 'Yeni Turk
Sineması' adlı proje grubu, 24-29 nisan gunleri arasında
Essen'de bir film şenliği duzenlevecek. Şenliğin ağırlığını
son 10 yılın ilgi goren filmleri oîuşturuyor. Türkiye'den
uzun metrajlı, kısa metrajlı ve belgesel filmlerin yanı sıra
Alman ve Türk yonetmenlerin Almanya'daki Turk
insanının yaşamı üstüne yapıtlan da şenlikte yer alacak.
Turk filmlerinin Almanya'da ilk kez çok geniş çaplı
gösterime gireceği şenliğe, Şerif Gören, Zülfü Livaneli,
Barış Pirhasan, Atıf Yılmaz, Tarık Akan, Müjde Ar,
Fatma Girik, Yaman Okay, Hale Soygazi, Şerif Gür,
Memduh Ün, Orhan Oğuz, Feride Çiçekoğlu, lşıl
Özgenturk ve Mahmut T. Öngören gibi sinema adamlan
katılacak. Essen'deki şenlik 24 nisanda Zulfü Livaneli ve
Helmut Imig yönetimindeki Essen Filarmoni
Orkestrası'nın konseriyle açılacak. Açılışta Kuzey Ren
Westfalya Kültür Bakanı Bayan Jager ve Şişli Belediye
Başkanı ve sinema oyuncusu Fatma Girik birer konuşma
yapacaklar. Daha sonra Livaneli'nin "Sis" filminin
Almanya'daki ilk gösterimi yapılacak. Şenlik boyunca
Turk Sinemasının Gelişimi, Sinema Ülkesi Türkiye, Türk
Sinemasında Kadın, filme de konu olan Turk goçmenleri
gibi konularda paneller duzenlenecek.
Belling anısına heykel
• Kültür Servisi — Destek Reasurans Sanat Galerisi'nde
bugun olumunün 18. yılında Prof. Belling
anısına uç oğrencisinin; Zerrin Bölükbaşı, Hüseyin Gezer
ve Yavuz Görey'in bir heykel sergisi açıhyor. Berlin
doğumlu olan ve 1937 yılında Turkiye'ye gelen Prof.
Rudolf Belling, Devlet Guzel Sanatlar Akademisi Heykel
Bölümü'nu düzenlemek, eğitim sistemini yenilemekle
görevlendirildi. 1954'te akademiden ayrılarak Teknik
Universite'de dersler vermeye başlayan Belling'in
Türkiye'de bıraktığı eserler arasında heykeller, bustler,
özellikle de İnönü anıtı da önemli bir yer tutuyor. Prof.
Belling doğal nesneleri düz, yuvarlak ve spıralli, keskin
hacimler içine alarak doğanın plastik yorumunu yaptı.
Özgünbaskı sergisi
• Kültür Servisi — Basın Muzesi Gravür Atölyesi
öğrencilerinin Mine Arasan beraberliğinde
gerçekleştirdikleri "Özgunbaskı Sergisi" 3 Mayıs
tarihine kadar Gazeteciler Cemiyeti Basııı
Müzesi'nde (Divanyolu Cad. 84 Çemberlıtaş) açık
kalacak. Sergide Tülin Aktar, Fatma Batukan, Semiha
Binzet, Betül Celepoğlu, Ayşen Erte, Berran Kançal, Lale
Naim ve Inci Temel'in yapıtlan yer alıyor.
Hürrem Arman
İDİPİRAMİDİNTABANI
Köy Enstitüleri
i-^ ile başlatılan
Arkın Kitabevi. İstanbul
B Ü
V
Ü k
'
m e C e
Bertrand Tavernier ile tahh-sinema ilişkisi veAmerikan sineması üzerine
Dönemîn ruhııııu yakalamak
ATİLLÂ DORSAY
9. istanbul Film Festîvali dola-
yısıyla ülkemizi ziyaret eden ün-
İü Fransız yönetmenı Bertraod
Tavernier, konuşması her zaman
ilginç ve zevkli olan, her konuda
söyleyecekleri bulunan bir yönet-
men, tam bir "Batılı aydın" tipi.
Yönetmenle yaptığımız uzun ko-
nuşmarun, özellikle taıih/sinema
ilişkileri ve uzmanı olduğu Ame-
rikan sineması üzerine olan bo-
lümlerini veriyoruz.
—Bertrand Tavernier, bir ko-
nuşmanızda, 'Ben. yeni dajga yö-
netmenlerinin lersine, tarihle ya-
kından Ugiliyim' demiştiniz. Ger-
çekten de Fransız Urihinin farldı
dönemlerine egilen 3 film yapb-
nız: 'Baynun Başlasın', 'Yargıc ve
Katil" ve 'Beatrice Tutkusu'. Ta-
rihe nasıl yaklaşıyorsunuz, tarih
sian için bir yönetmen olarak na-
sıl bir malzeme?
—Tarihe yaklasırken, olayları
değil, onların neden ve sonuçla-
nnı saptamak bana daha ilginç
geliyor. önemli olan, seyirciyi
perdede izlemekte olduğu duygu-
larla, heyecanlarla çağdaş kılmak.
Bu da öyküyti yorumlayış biçimi-
nizi etkiliyor. Yalnız dekor, kos-
tüm aksesuar seçimi olarak değil.
Oyuncuların seçimi ve oyun tar-
zına kadar... Önemli olan bir dö-
nemin "rahnnu" yakalamak. ör-
neğin, "Beatrice Tutkusn"nda
gerçek bir şatoda çekım yapıyor-
duk. Çok soğuktu, herkes donu-
yordu. Oyunculara soğuktan tit-
rememelerini söyledim. Çünkü
ortaçağda yaşayanların soğuk
karşısındaki tavrı, bugünün in-
sanlarınınkinden temelli farklıy-
dı. Soğuğu bizim kadar hissetmi-
yordu onlar.
Bir tarihçi bana şu örneği ver-
di: Günümüzde ısıtılmamış bir ki-
lise, o çağan insanlan için sıcak bir
mekândır. Yine Beatrice'de, bir
kadının bir çocuğu karda öldür-
düğü sahnede, insanların yüzün-
de korkuya, dehşete benzer bir-
tepki yok. Çünkü o çağın insan-
lan, bu tür şiddet gösterilerine alı-
şıktı, bunu biliyoruz. Tarihe ba-
karken, onu bugünün yargılanna,
değer ölçülerine göre değistiriyo-
SABINE AZEMA'YLA Bİ RLİKTE GELDİ — Sinema sanatıy la ilgili düşüncelerini yazanmız Atilla Dor-
say "a (ortada) anlatan Fransız yönetmen Bertrand Tavernier (solda), "Aslolan Hayattır"ın oyuncusu Sabi-
ne Azema (sağda) ile birlikte9. L'luslararası İstanbul Film Festivali'nin konuğu oldu. Tavernier'nin degişik
donemlerinin ürunu olan yapıtlan da festivalin Ustalara Saygı bölümünde gösterildi. (Fotoğraf: Yıldız Üçok)
ruz. Tıpkı Çin mutfağını alıp Av-
rupalı zevkine göre adapte ettiği-
miz gibi... Bense Çin mutfağını
olduğu gibi uygulama yanlısıyun.
Bunu yapmak, bir minyatürdeki
bir kostümü alıp kopya etmekten
çok daha önemli geliyor bana...
—Yani bir tarihsel dönemin,
özellikle uzak bir dönemin kolek-
tif veya bireysel psikolojisini bir
film boyunca yakalamak sizce
mümkün mü?
lojiyi unutmak gerekir. Ortaçağ
uzmanı Jacques Le Goff, modern
psikolojisinin tarihi anlamaya
başlıca engel olduğunu yazdı.
—ÖzeDikle Amerikalüann Uri-
he yaklaşımı biraz böyle galiba?
—Amerikalılar, genelde Batılı,
giderek tipik Amerikalı bir sema-
yı, diğer ulusların tarihine uygu-
lamakta duraksamamışlardır.
Her zaman değil: Örneğin John
Huston gibi yönetmenler, diğer
sı, Dickens romanlannın şeması-
dır. Amerikan sinemalarının bü-
yük çoğunluğunda, kültürsüzlük
ve bilgisizlik egemen olmuştur.
Graham Greene, Cecil B. de Mil-
le'in "Haclı Seferleri" filmi ko-
nusunda çok ilginç bir gözlemde
bulunmuştu: Bu filmin jeneriğin-
de yer alan 7 tarih danışmamna
karşın, fılmde Aslan Yürekli Ric-
hard'ın evlenme töreninin, nasıl
olup da 3 yuzyıl sonra gelecek
"Tarihe bakarken, onu, bugünün yargılanna, değer ölçülerine göre
değiştiriyoruz. Tıpkı Çin mutfağını alıp Avrupalı zevkine göre adapte
ettiğimiz gibi. Bense Çin mutfağını olduğu gibi uygulama yanlısıyım. Ben,
dönemin gerçek duygularım, yüreğini vermeyi deniyorum..!'
—Psikoloji demiyelim buna...
Ben dönemin gerçek duygularım,
yüreğini vermeyi deniyorum. Psi-
koloji, arkadan gelecektir. Yine
"Beatrice TutkusiT'ndan bir ör-
nek... Filmde Beatrice, babası ta-
rafından tecavüze uğradığında,
odada başka kadınlar da vardır.
Çünkü birçok kadın, birlikte yat-
maktadırlar. Bu da bir tecavüz
sahnesinin tüm içeriğini, anlamı-
nı etkiler, değiştirir. Dönemin uy-
gulamaları, birçok olayın bugüne
kıyasla farklı yorumlanmastnı ge-
tirebilir. Bunu vermek esastır. Ta-
rihe yaklasırken, modern psiko-
uluslann tarihini ve külturünü an-
lamakta, onu görsel ve anlatısal
bir güçle ve saygıyla perdede can-
landırmakta basarılı olmuşlardır.
Ama genelde, westernin şeması-
nı alıp Fransa'nın, Ingiltere'nin,
diğer ulusların tarihine uygula-
mışlardır. Diğer bir deyimle, dün-
ya tarihini bireyci bir semaya gö-
re yorumlamışlardır hep... Ama
örneğin bir John Ford buna istis-
na oluşturur: O, bireyci tavra kar-
şı kolektif bir tavrı yeğlemiştiı.
Ford, unutmamalı, trlanda kö-
kenliydi ve Charles Dickens'a
hayrandı. Ford filmlerinin şema-
olan Anglikan Kilisesi'ne göre ya-
pıldığını sormuştu.
Ama öte yandan çok başanlı
Amerikan tarihsel filinleri de ol-
musuır: Michael Curtiz'in "Or-
manlar Kralı-Robin Hood" veya
Rkhard Fleiscber'in 'Vikingler"i
gibi. Ama Amerika'da öyle bir
sansür vardı ki. örneğin, Emile
Zola'run hayatını anlatan bir film
yaptıklarında, "Yahudi" sözcü-
ğünün kullanılması yasaktı. Dü-
şününün, Dreyfuss olayını anla-
tıyorsunuz ve "Yahudi" di;"emi-
yorsunuz. llginçtir, büyük şirket-
lerin başında Yahudüer vardı. Lo-
uis B. Mayer gibi. Ama Yahudi
sözcüğü yasaktı. Yine Mayer yö-
netimindeki MGM şirketi, Nazi-
lerle son dakikaya dek işbirliğini
surdürüyor ve 1941'e dek Alman-
ya'ya film satıyordu.
—Amerikan sineması üzerine
ünlü bir kitabınız var. Bu kitap-
ta ünlü yönetmenlerden çok, o la-
mana dek pek onemsenmemiş
Wakh, Limer, Boetticber gibi yö-
netmenleri ön plana çıkardınız.
Bu sizin de icinde bulunduğunuz
Yeni-Dalgacı eleştirmenlerin
"auteur-yaraücı yönetmen" kav-
ramı ve bu kavrama verdiginiz
önemle celişkili degil mi?"
—Bir kez, bu yonetmenlerin
bazılan, bana göre bir "aateur'-
dü. örneğin Raoul Walsb. Yani,
bir anlatma biçimi, bir ahlak an-
layışı olan bir sanatçı. Mutlaka
kendine özgü temalan olması ko-
şul değil. Aynca "autear" kavra-
mı, mutlaka kaliteyi getirmez.
ABD sinemasında her filmleri de-
ğilse de iki fılmden biri veya ki-
mi fümleri basarılı olan sanatçı-
lar vardır. Tıpkı, çok kötü 30 ka-
dar roman da yazmış olan Balzac
gibi, tıpkı Georges Simenon gibi.
Robert Parrish'in de ilk film-
leri çok kişilikliydi. Bir sanatçı,
hele stüdyo sıstemi içinde çalısan
bir yönetmen, hep esin buİamaz.
John Ford'un da birçok basarısız
filmi var. Bence "auteur" kavra-
mı, filmlerini diğerlerininkinden
daha çok görmek istediğimiz kı-
şilerle ilgilidir. Bu filmler
"başanlı" olmasa bile...
—Örnegin, Hitchcock?
—Evet, kuşkusuz. John Ford'-
un basarısız bir filmini görmek,
George Lucas'ın başanlı bir filmi-
ni görmekten çok daha zevklidir,
bana göre... Başanlı bir filmin ar-
dında, yalnız başına yönetmen ol-
mayabilir. Senaryo, yapımcı vs.
de önemlidir. "Rüzgflr Gibi Gec-
ti"yi alın. Bu, tek başına Victor
Fleming'in filmi değil. Ama Da-
vid O'Setznkk'in de değil. Bu
film, birçok "autenr"ün filmi.
Amerikan sineması, bu açıdan
çok ılginçtir: Kimi zaman, birçok
yaratıcı bir araya gelir ve ortaya
ilginç şeyler çıkar.
Vecdi Sayar
Altın
Kamera
jürisinde
Kültiir Ser-
visi — 10-21
mayıs tarihleri
arasında 43.
kez duzenlene-
cek olan Ulus-
lararası Can-
nes Film Şen- sa>ar
liği'nde yanşacak olan filmlerin
listesi acıklanmadan önce, jüri
başkanlığını Jtalyan yönetmen
Bernardo Bertoiucci'nin
ğı kesinleşti.
Ayrıca şenli-
ğin, ana ve
yan bölümle-
rinde sunulan
bir ilk filme
verilecek olan
' ' A l t ı n Berlolueci- Başkan
Kamera" ödülünün yedi kişilik
jürisinde Uluslararası İstanbul
Film Festivali program sorumlu-
su Vecdi Sayar'ın da görev ala-
cağı öğrenildi.
1978 yılından bu yana, ilk fil-
mini gerçekleştirmiş bir yönet-
meni ödüllendiren "Attıa Kame-
ra", 1983'e dek şenliği izleyen
tüm gazetecilerin oylanyla belir-
leniyordu. 1983'ten bu yana iki
yabancı eleştirmen, bir Fransız
eleştirmen, bir Fransız yönet-
men, bir yabancı sinemaseverin
de aralannda bulunduğu yedi ki-
şilik bir seçici kurul tarafından
verilen "Altın Kamera", giderek
önem kazanan bir ödiıl.
Bu yıl Fransız kadın oyuncu
Christine Boisson'un başkanlık
edeceği "Aldn Kamera" jürisine
Vecdi Sayar da yabancı sinema-
sever sıfatıyla katılıyor. Daha
önce de Locarno ve Manheun
gibi şenliklerin yöneticileri bu
görevde bulunmuştu.
"Altın Kamera" jürisinde ilk
kez görev alan Türk, gazetemiz
sinema yazarlanndan Mehmet
Basntçu olmuşıu.
Anındaçeviri, İstanbul Film Festivali'nin en çok tartışılan konularından biri
Her izleyîciye bir kıüaklıkAnında çeviri yapan
uzmanlar da artık "her
izleyiciye bir kulaklık"
yönteminin zamanının
geldiği kanibindalar. Yurt
dışında uygulanan,
perdenin altına ışıklı
altyazı bandı yerleştirme
yöntemi de bir seçenek.
ANNA TURAY
Her film festivalinde olduğu gi-
bi İstanbul Film Festivali'nde pek
çok sürpriz yasandı. Ve her yü ol-
duğu gibi, bu yıl da İstanbul Film
Festivali'nin en çok tartışılan ko-
nularından biri "anında çeviri"
sorunuydu.
Festival programını ABD'den
Burkino Faso'ya, Çin'den Kana-
da'ya, çeşitli ülkelerden, değişik
dünya dillerinden filmler oluştu-
ruyor. Ancak gelen bu filmlerin
Üzerine alt yazı konulması ya da
dublaj yapılması yasak. Özgün
dilleriyle anlaşılması olanaksız
fılmler için İngilizce, Fransızca,
Almanca gibi "ana" dillerden alt
yazıları da olsa, herkesin yaban-
cı dil bilmediği göz önüne alına-
rak, bazı seanslarda amnda çevi-
ri yapılıyor. Çeviri, festivali da-
ha geniş kitlelere ulaştırabilmek
için şimdin'k olanaklı tek yöntem.
Aicak perdede akıp giden görün-
tülere genellikle tekdüze, bıkkın
ve sık sık tekleyen bir sesin eşlik
etmeye çalışması, çoğu zaman da
yetisememesi, bu yöntemi her yıl
biraz daha "tahammül edilmez"
kılıyor. Boyutları giderek gelişen
festivalin bu konuda, izleyiciyi ra-
hatsız etmeyecek, daha çağdaş ve
pratik bir çözüm arayışı içine gir-
mesi gerekiyor artık. Yurtdışında
uygulanan "ber izleyiciye bir
kıüaklık" ya da perdenin altına
yerleştirilen ışıklı alt yazı bandı
sistemleri başvurulabilecek yön-
temler arasında görülüyor.
Çevirmenler de "arbk Türki-
GÜNDE 15 FİLMDE AMNDA ÇEVİRİ — BelginDolay (solda» festivalde 8 yıldır anında çeviri yapıyor.
TurkiyeKonferansTercumanlarıDerneğiBaşkan\ardımcısıZeynepBekdikde (sağda) herşeyden önce da-
ha "programlı" bir sislemistediklerinisoylüyor. 15gunlükşenlik boyunca 20çevirmenhergünortalama 15
filmde çeviri yapıyor. (Fotoğraf: Yıldız L'çok)
ye'de bunu yapmaoın zamanı gel-
digi" kanısındalar. Çünkü onlar
da gelenekselleşen yöntemde en az
izleyiciler kadar rahatsız. Bdgin
Dölay bunlardan biri. Tam 8 yıl-
dır festivalde çeviri yapıyor Dö-
lay. Aynı zamanda Türkiye Kon-
ferans Tercümanları Derneği'nin
genel sekreteri ve Boğaziçi Üni-
versitesi Mütercim Tercüraanlık
bölümü öğretim üyesi. 18 yıllık
çevirmenlik tecrübesi olan Belgin
Dölay, konferans ve seminerler-
den sonra film çevüilerinin olduk-
ça zevkli, ancak bir o kadar da so-
vunlu olduğunu düşünüyor.
Türkiye Konferans Tercüman-
ları Derneği festivalin 2. yılından
bu yana, her yü yinelenen bir an-
laşmayla İstanbul Kültür ve Sanat
Vakfı'na hizmet veriyor. Derne-
ğin kurucu üyesi ve başkan yar-
dımcısı Zeynep Bakdik ciddi an-
lamda yakınmaları olduğunu ve
önümüzdeki yıllardan itibaren
mutlaka daha farklı, her şeyden
önce daha "programlı" bir sistem
istediklerini soylüyor.
Zeynep Bekdik ve Belgin Dölay
15 günlük festival suresince her
gün ortalama 15 filmde çeviri ya-
pan yaklasık 20 çevirmen adına
yakınmalarını sıralıyorlar.
En büyük sorun, filmin önce-
den çevirmene izlettirilmesi konu-
sunda. "Bir insan ne kadar iyi dil
bilirse, bilsin ilk duyduğn anda
tam anlamıyla sağlıklı bir çeviri
yapamaz" diyor Belgin Dölay. Bu
yüzden her çevirmenin gösterim-
den önce mutlaka bir ya da iki
kez, filmi ızlemesi. gerekirse ko-
nuşmalan banda kaydedip üzerin-
de çalışması, izlerken notlar alma-
sı, djyalog listesi gönderilmişse,
okuması gerekiyor. Dolayısıyla
bu yıl olduğu gibi 180 filme ula-
şan ve bu nedenle de sık sık prog-
ram değişiklikleri yaşanan bir fes-
tivalde basm ve izleyiciler kadar
çevirmenler de rahatsızlık duyu-
yorlar. Tıpkı merakla beklediği
filmin yerine bir başkasıyla kar-
şılanan ya da alt yazısız çıkuğı için
filmden hiçbir şey anlamayan iz-
leyici gibi nazırlandığı filmin son
anda gelmeyeceğini öğrenen ya da
çevirisini yapacağı filmi yalnızca
iki saat önce izleyebilen çevirmen
de düşkınklığma uğruyor.
Üstelik çevirmenler cephesinde
yapılan herhangi bir yanhşlık ya
da eksiklik sonucunda salondaki
izleyicinin anında gösterdiği
olumsuz tepki de var. Her iki çe-
virmen de"Meslefimiz insanlara
mesajlan iletmek" diyorlar:
"Eğer o mesajı siz de güzel bulu-
yor, insanların anlayacagı şekilde
ilelebiliyorsanız, bu baslıbaşına
bir keyif. Ancak bn keyfı alabil-
meniz için sürprizleri, felaketleri
önceden gönnuş, gardınızı alarak
sahneye çıkmış olmaruz gereki-
yor."
Bayram günlerinde, bütün Türkiye'nin
gazetesi Gazeteciler Cemiyetı'nin
yâymladığı İstanbul Bayram'dır.
Nerede olursamz olun, bu güzel tatil
günlerini gazetenizle renklendirebilirsiniz.
BAYRAM'DA
OKUNUR! Rdıes:
Gazeteciler Cemiyeti
Cağaloğlu-istanbul
Tel: 513 83 00 (3)
Teleks: 23508 yetı tr
Fax: 526 80 46
AnkaraTemsüciliği:
Tel- 230 70 64 - 230 79 51
TJC
İSTANBUL BÜYÜK ŞEHİR BELEDİYESİ
İSKİ
İSTANBUL SU VE KANALİZAŞYON İDARESİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
İHALE ERTELEME DLYURLSU
Aşağıda ozellikleri belirıilen kapalı zarf ile leklıf alma yonıemindekı ıhale ile ilgilenenler. ıhale dosyasım
Mudurlugu Ticareı Işlerı Daıre Başkanlığı'nda görebılir ve dosya bedelinı İSKİ Genel Mudurlugu merkez ve;
rarak alabilırler.
İSKİ Genel
zne\ine >atı-
19 04 1990
nı<.peııriılc
1 adeıl 200 \e 1 adeı DM.115.000— 19 04 1990 Teklit'in 50.000.TL —
1600 mm kelebek vananın
(demonıaj parçaları ile bırlikle)
lemını
Noı. 19.04.1990 larıhınde yapılacak olan ıhale 18 06 1990 larihine ertelenmıjtır llgilılere duyurulur
Noı I- Yundışından ^arıname almak ısıeven ılgilıter ISkl'nin Garaniı Bankası Odokule şubesındeki 4000041-6 nolu
hesabına S olarak (veya eşdeğerı) yanrmalıdırlar.
2- Avrıca. DHL Servıiı ile gonderılmesmi ısıeyenfcr 30$ (veya eşdegerı), pos(a ile gonderılmesını isteyenler 10$ (veya
eşdeğen) >arıname ucretıne eklemelıdırler.
3- Fo^udakı gecıkmeler dıkkaıe alınma/.
4 İSKİ 2886 savılı Devleı Ihale Kanıınu'na labı olnıavıp ıhalevı vapıp vapmamakla. diledığıne kısmen veva lamaınen
vapmakta. uvgun bedelin lespiı ve takdınnde ^erbesılır
ADRESİ- İSKİ Genel Mudurluğu Aksaray Meydanı Aksarav-ISTANBUL
TEL. 588 38 00 (35 haıı
TELEX 32 293 ISU TR - 23 923 ISL TR
FAX. 588 38 83
Sıtkı Dost
öduiu
• Kültür Servisi — Her yıl
verilmekte olan Sıtkı Dost
Çocuk Edebiyatı Ödülü'ne
bu yıl Sennur Sezer
"Sürnüklü Böcek" adlı
kitabıyla değer bulundu. Bu
yıl çocuk öyküleri dalında
verilen ödülün Seçici
Kurulu Oktay Akbal,
Fahamettin Akıngüç,
Hayati Asılyazıcı, Necati
Cumalı, Çağla özaslan,
Ilhan Selçuk ve Cahit
Tanyol'dan oluşuyordu.
Yarışmada Mehmet Güler
"Uçurtmam Bulutlardan
Yüce" ile ikincilik, Abbas
Cılga "Sonsuz Üçgen" ile
uçüncüluk ödülu alırken
Gülsüm Akyuz, Türan
Yüksel, Sara Aksoylu da
mansiyona değer
bulundular. ÖÖül töreni 20
nisan cuma günü 11.00'de
Basın Müzesi'nde
yapılacak.
Italyatlaıı
klasik gitar
• Kültür Servisi —
Alessandro de Pau'nun
klasik gitar konseri yarın
saat 18.00'de İstanbul
İtalyan Kültür Merkezi
Tiyatro Salonu'nda
izlenebilir. İtalyan Kültür
Merkezi tarafından
duzenlenen konserde
sanatçı f. Sor, F. M.
Torroba, Albeniz,
Castelnuovo - Tedesco, H.
Villa Lobos'un yanı sıra
kendi bestelerinden birini
de seslendirecek.
Kopuz'un
konseri
• Kültür Servisi — Keman
sanatçısı Fethi Kopuz'un
75. yaşgünü konseri yann
saat 15.30'da Marmara
Üniversitesi İbrahim
Üzümcü Konser Salonu'nda
gerçekleşecek.
BüGÜN
• Yekta Kara resitali istanbul
Devlet Operası sanatçısı Yekta
Kara'nın şan resitali saat
18.30'da Atatürk Kültür
Merkezi'nde yer alıyor.
• Flüt Oda Müziği konseri
Marie Celine Labbe, Erkan
Alpay, Aydın Büke ve Nurser
Ugan'ın sunacakları Flüt Oda
Müziği konseri saat 16.00'da
Vezneciler Kuyucu Murat Paşa
Medresesi'nde yer alıyor.
• Konferans ve video film
goşterisi Marmara
Üniversitesi Guzel Sanatlar
Fakültesi Resim Bölümü
kültürel etkinhkler
programında, saat 16.30'da
Acıbadem Resim Bölümü
katında Tayfun Erdoğmuş'un
"Alman Savaş Sonrası
Kuşağı" konulu konferansı
ve "Markus Lüpertz" konulu
video film gösterisi
izlenebilecek.
MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ
İSTANBUL ŞUBESİ
YAŞAMA HAKKI İÇİN
SANATÇILAR
BİR ŞİİR OKU. BİR
TÜRKÜ. BİR SÖZ
SÖYLE, YAŞASINLAR!
18 NİSAN ÇARŞAMBA
SAAT: 18.30
ŞİİR
Ataol Behramoğlu
Cevat Çapan
Enver Ercan
Gülsüm Akyüz
Müştak Erenus
Nevzat Çelik
Özdemir ince
Refik Durbaş
Sennur Sezer
Zihni Anadol
MÜZIK
Arif Kemal
Bilgesu Erenus
Cem (Grup Merhaba
elemanı)
Deniz Türkali
Goksun (Grup Merhaba
elemanı)
Hüseyin Başaran
Tuncer Duman
SÖZ
Adnan Özyalçıner
Asım Bezirci
Bekir Yıldız
Erdal Öz
lşıl Özgenturk
Latife Tekin
Osman Şahin
VE
İsa Çelik
MÜLKİYEÜLER LOKALİ
Muallım Nacı Cd 153/A
KURUÇEŞME-IST
Tel- (1) 1574634-35
BILSAK'TA
BUGÜN
17 Nisan Sah:
19.00 SEMİNER: YENt BİR
SİNEMAYA DOĞRU. Reha
ERDEM.
Ta'i Chi Chu'an
Hareketli Meditasyon
18.30
10.00-01.00 arası
CAFE-FOYER-BAR
B1LSAK nerkese açıktır.
BILSAK Sıraselviler, Sogana
Sok. No: 7 CtHANGlR
143 28 79-143 28 99