Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 MART 1990 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÛN
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'n-
den alınan bilgiye göre; yurdun ku-
zey kesimleri çok bulutlu
Marmara'nın doğusu ile Karadeniz
yağtştı öteki yerier parçalı ve az bu-
lutlu gececek. Yağışlar genellıkle
yağmur, Bat Karadeniz'm iç kesim-
lennde tarta kanşık yağmur ve kar
şekünde olacak. HA/A StCAKLiĞ
Yurdun kuzeybatı kesimlennde aza-
^ L S e İ i r â
1
-
H
-
5 m
-
d o l a
y"
K İ a
bulunacak. Van Gölü'nde hava: Az bu-
a S ? D r t f t r i r t r t ^ S ?
l u ö u
* • * 0 ° * * * Rû^Sâr kuzey ve bati yönlerden orta
aMdenizlerinrudegûnbatısıveka- —
rayeUen«kuvveündesaatte 16-27 %£** ^**«*> *f-m»ıfo g i , » ^ K * *
Adana
Adapaan
Adıyaman
Afyon
ACrı
Annara
Amakya
Amalya
Artvın
A><jın
Balıtesıı
Bıleak
BıngAI
BiSs
Botu
Bursa
A 17° 6= Diyartıakır A
B
B
B
B
A
A 18° 10° Gresun K
A 17" 4°Gümü5lıaneK
8° 3°Edıme
A 14° 4° Erancan
A 5" rEraırum
B 4° -K
9°
Ç
Conım
DenaJ
K 11° 2°HaWdr
A 15° 6°lspam A
Y 9° 3°lstaı*ul Y
8° 3°tomr A
5°-6° Kare B
6° -5° Kasamonu K
5° fKaysen S
9° 3°Kırklare« B
9° 4°Konya B
8° 0°Kûöhya A
14° 5°Malatya A
12° (PManısa
6° 3°K.Mara$
10» -1° Mersin
3° ••:" MuJB
5° 1°Muş
14° 3°N*)e
11° 4°Ortu
10° 1°«ze
7° -3° Samsun
9° 0°Sırt
7° *>Smop
15° 7°Sıvas
7°-8° TetaröaO
5° (PTralaon
9° 3°Tunce«
7° PVan
5° 1° Yazgaî
12° 0°Zonsuldak
A 15° 8°
A 15° 5°
A 18° 10°
A 14° 5°
A 4°-8°
B 8° 0°
Y 10° 3°
K 11° 4°
Y 10° 3°
A 13° 3°
K 10° 3°
B 7°-3°
B 7° 4°
K 11° 4°
A 10°-1°
A 6° 2°
A 8° -2°
B 8° 0°
K 8° 3°
A-ıpk B-tuluau fraüneşt K-laıtı S-ssk
7 ®\ Helsin
Helsinki O
**93* Lenıngrad *•
Moskova
:'Cf
J
' " »Vıyana
• Zunn -}'>'-i<
Kahırea
DÜNYA'DA BU6ÜN
Amsteröam
Aranun
ASna
BaOdat
Baıcelona
Base
Bdgıat
Berin
BOIHI
Brûksel
Budape$te
Cenevrt
Cezayır
Odde
Dutayi
FranMun
Gime
Ndsınkı
Kahıre
Kopenfng
K6tn
Leftoşa
B 10°
A 21°
A 19°
B 20°
A 14°
A 9°
A 13°
B 8°
B 7°
B 8°
B 11°
A 8°
A 20°
B 23°
B 28°
B 8°
B 20°
K O»
A 25°
K 7°
B 7°
B 20°
Lemngrad
Lnndra
Madrd
Milano
Momreal
Moskova
Mirah
N m Vbrk
Oslo
Pans
Prag
Riyad
Roma
Sofya
Sam
•fel A m
Imus
Vlyana
K 2°
B 11°
A 14°
A 16°
B 3°
K r
B 6°
B 4°
K 2°
B 10°
B 7°
B 26°
A 18°
A 10°
B 19°
Y 8°
B 8°
B 7°
A 17°
Y 7°
kfeshmgtonB 8°
Zûnh A 7°
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Afyondan dde edi-
len bir alkaloit. 2/
Belirteç olarak kulla-
tulan eylem soylu söz-
cük... Antalya'nın bir
plajı. 3/ Ticaret eşya-
sı... Sağlam ve kesin
bilgi. 4/ Bir yüzey öl-
çüsü birimi.. Radyo-
aktif cisimler tarafın-
dan yayılan üç ışın-
dan biri. 5/ Baa has-
talıklara eşlik eden
kas zayıflıîı. 6/ Tü-
tün dizmek, kurut-
mak ve işlemek için
kullanılan üstü kapalı sergi... Viet-
nam'ın plaka işareti. 7/ Arap abecesin-
de geliştirilen, yatık'olarak yazılan yazı
türlerinden biri... lki nesneyi birbirin-
den ayıran uzaklık. 8/ Cennet ile ce-
hennem arasında bulunduğuna inanı-
lân yer... Fiil. 9/ Donma olayına ne-
den olan bileşiklerden anndınlmış yağ-
lara verilen ad.
YUKAREDAN AŞAĞIYA:
1/ Yırtıcı bir memeli hayvan... Argo-
da oyun, hile. 2/ Akdeniz bölgesinde bir akarsu... Hint-tran dil gru-
buna verilen ad. 3/ Renkli televizyon sistemlerinden biri... Bir ya-
pının dış kapısıyla odaları arasındaki geçit. 4/ Gözü doymaz, ha-
ris... Bir çeşit küçük ney. 5/ Yüzün bir bölümü. 6/ Bezginlik ve sız-
lanma anlatan bir sözcük... Rütbesiz asker. 7/ Sayıları göstermek
için kullanılan işaretlerden her biri... Bayağı. 8/ Oylumlu... Yurdu-
muzda kurulmuş yirmi köy enstitüsünden biri. 9/ Ekmek... Mektup.
60 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Fuhuşla mücadele
4 MART 1930
Dahiliye Vekâletince hazırlanmakta olan fuhuşla mücadele
talimatnamesine veni bir tamim ilâve edilmiştir. Bu tamim şudur:
"Talimatnamede işaret olunan bülün noktalar takip ve tatbik
edilirken her şeyden evvel gözetilrnesi, mazbut ve masun
bulundurulması lâzım gelen cihet, vatandaşlann ve Türkiye'de
Türk kanunlannın himayesinde bulunan ecnebilerin hürriyet ve
haysiyetidir.
Binaenaleyh irtik^p edilmiş bir cürüm olmadıkça hiç bir
kimsenin hürriyet ve haysiyetine, haysiyet ve namusuna
meskeninin masuniyetine tecavüz ve iz'aç mana ve mahiyetinde
hiç bir harekette bulunulmaması, ketumiyet ve mahremiyete
azamî dikkat ve itina lâzımdır. Kanunî şerait haricinde her kim
tarafından olursa olsun ev basmak sureti kat'iyede menedilmeli,
mütecasirleri derhal kanunun hükraü yerine getirilmek uzere
mahkemeye teslim edilmelidir.
Fuh^u takip vesilesi nilfuz ve vazifei memuriyetini sui istimal
eden memurun derhal eli işten
çektirilir ve hakkında kanunî
takibatta bulunulur. Vali
Beylerin emir ve mürakabeleri
altında bulunan idare ve inzibat
teşekkül ve kuvvetlerine, kanun
ve nizamlann kendilerine
bahşettiği salâhiyetlere tevfikan
hareket ve faauyete girerek
fuhşun men'ine müteveccih olan
bu direktifler dairesinde icrayi
mesai ve foyurmaları ve icraat ve
neticelerinden Vekâleti haberdar
etmeleriniricaederimr
rs
Demiryolları
Şimendifer mektebinde yeni ıslâhat yapılması ve ders
prograrnlarında tadilât icrası da muhtemel bulunmaktadır.
Devlet demir yolları idaresince bundan bir müddet evvel
Avnıpa'ya sipariş edilmiş olan yeni vagon ve
lokomotiflerden mühim bir kısmı şehrimize gelmiş ve
Anadolu dahilindeki muhtelif hatlann ihtıyacatına tahsis
edilmiştir. Yeni vagon ve lokomotiflerden kısmı âzamı
bilhassa yeni inşa edilen hatlara verilmiştir. Bu vagon ve
lokomotiflerden mütebaki kısmı da peyderpey gelecektir.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
4
Hazır Kuvvet'
4 MART 1960
Avrupadaki Müttefik Kuvvetler
Başkumandaru General Launs
Norstad, bugün yaptığı bir basın
toplantısında, NATO'nun gelecek yıl
içinde çeşitli milletlere mensup
birliklerden meydana gelen bir "hazır|
kuvvet" kurulacağıru ve kuvvetin
hem klâsik, hem de nüklear
silahlarla teçhiz edileceğini
bildirmiştir.
L a y r i s
Norstad
Norstad, bu kuvvetin başlangıçta üç tabur olacağım,
lngiltere, Fransa ve Birleşik Amerikanın birer tabur
vereceğini söylemiştir. Norstad'ın açıkladığına göre, "hazır
kuwet"in kendi taşıt uçakları, taktik uçaklan ve bunları
destekleyici deniz kuvvetleri olacak, tek bir kumanda altına
verilecektir.
Kıral Hüseyin
Ürdün Kıralı Hüseyin salı gecesi yaptığı bir radyo
konuşmasında "Ortadoğu'daki durumun memnuniyet ve
emniyet verici olmadığını" belirtmiştir.
Hüseyin, Amman radyosunun ilk kuruluş yıldönümü ve
ramazan münasebetiyle yaptığı bu konuşmada, "Bir
hükümdar olarak değil, fakat geniş Arap ailesinin bir ferdi
ve basit bir vatandaş olarak konuştuğunu" kaydetmiş ve
devamla: "Beynelmilel komünizm ve dünya siyorüzmi
kendisine karşı birleştikten sonra tehlike Arap dünyasını her
taraftan tehdit etmektedir" demiştir.
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet
Faciaya ruhsat
4 MART 1989
Istanbul'da dün korku ve dehşet dolu bir gün yaşandı. 4.
Levent'teki Santa Boya Sanayii A.Ş!de meydana gelen
patlama ve yangın sonrasında 3 bina tamamen çöktü, çok
sayıda kişi yaşamını yitirdi. 4O'ı aşkm kişi yaralandı. Olay
sonrasında çevreden enkaz arasından 9 ceset toplanırken,
ağır yaralı olarak tstinye Devlet Hastanesi'ne kaldınlan 2
kişi de kurtanlamayarak öldü. Enkaz altında 20 doiayında
cesedin bulunduğu tahmin ediliyor. Yaralanan 44 kişi ise
çevre hastanelerde tedavi altına alındı. Enkaz kaldırma
çahşmaları olanca hızıyla sürdürülürken patlamanın boya
fabrikasında bulunan tiner ve kimyasal madde depolarının
ateş alması sonucu çıktığı bildirildi.
TARTIŞMA
Samih Rıfat
9
a Zorunlu Bir yankılanma
Fotoğraf olayı çok geniş bir alanı kaplar Bay Şamih Rıfat;
ustanızın şipşakçıhğmdan karanlık odaya, teorisyenlikten
stüdyoya, felsefesinden soyut çalışmalara, tarihçilikten
koleksiyonculuğa, arşivciliğe kadar. Ayrıca yân tutmadan
yapılması gereken "fotoğraf eleştirmenliği" de vardır.
20 Şubat 1990 tarihli Cumhuriyet'teki "Ara
Güler'i iyi tanır mısınız?" başlıklı yazınız bu
yankıyı zorunlu kıldı. Konu ettiğiniz o büyük
"ohipohakdji" yi, o büyük "zanaatk&n" yak-
laşık otuz yıldır izliyor ve tamyorum. Otuz yıl-
da çizgisinin nereye varabildiğini ya da nere-
de kaldığını göruyoruz. Düşündüğunüzün ter-
sine kendisine büyük saygırnız var. Bu saygı
50*li, 60*11 yıllarda eline geçen "Tiirki^nin üç-
bcş folografçısımiaıı biri olmak" fırsatını çok
eleştirmenliği" de vardır.
Ülkemizde, fotoğrafın bu dallarında genç
yaşlı değerli insanlar amatörce (anlamı "sev-
digi için"dir) veya profes>t>nelce (anlamı "mes-
lek olarak"tır) uğraş verirler Bay Samih Rı-
fat. Hepsi kendilerine ve başkalarına, en
önemlisi fotoğrafa saygıh kişilerdir. Derli toplu
arşiv düzenlemeye, albüm kitap yayımlama-
ya, bildiklerini ve öğrendiklerini başkaları ile
paylaşmaya çalışırlar. Ne kadar bilgili ve gör-
iyi değerlendirmesindedir. Ayrıca ustanızın u:-
kından gelen "Zanaata" yatkınlığını, dünya-
nın tüm yüzeyine yayılmış ırkdaşlan ile
yardun-destek olanağını, geçen yülarda bütün
bunlann birikimini yabana mı atalım?
Fotoğraf olayı çok geniş bir alanı kaplar Bay
Samih Rıfat, ustanızın şipşakçıhğmdan karan-
lık odaya, teorisyenlikten stüdyoya, felsefesin-
den soyut çalışmalara, tarihçilikten koleksi-
yonculuğa, arşivciliğe kadar. Ayrıca yan tut-
madan yapılması gereken "fotoğraf
müş geçirmiş olurlarsa olsunlar yapıcı eleşti-
riye açıktırlar. Bir tarihte bu satırların yaza-
rının gösterisi, yoğun kar nedeniyle yapılama-
yacaktı. Bir dostum "biz bnradayız,
)-apmalısın" diye yüreklendirmişti. Olay, ya-
pılan işe, fotoğraf saygı idi. Büyük şipşakçı us-
tanız ise dolu salonda "alkışlan" bile bekle-
raeden sırtını dönmüş, yabancı biri ile konu-
şarak çıkıp gitmişti. Söyler misiniz bunun adı
nedir? Yazınızda değindiğiniz "Kültiir Bakan-
lığı 1989 Büyük Ödülü'nü alan kişi, bazı fo-
toğraflarında ufuk yatay olmasa da yüreği
Türkiye için çarpan, alçak gönüllü, bir iste-
yene bin veren sevecen bir insandır. Eleştiriyi
kabullenir ve olgun yaşına karşın daha iyiye
ulaşmaya çalışır. Kısaca onun fotoğrafları sa-
dece Paris Bibliotheque Nationale'de Cante-
ra koleksiyonlarında değil, Türkiye'nin adı
gectiğinde dünyanın her yerindedir. Kültiir Ba-
kanlığı çok doğru bir kararla Büyük Ödülü
ona vermiştir.
Her dalda olduğu gibi fotoğrafta da adım
adım ilerlenir Bay Samih Rıfat. Makineyi eli-
ne alan önce iyi bir sokak fotoğrafçısı (bir an-
lamda şipşakçı) olur. Kimileri burada kalır, ki-
mileri ilerisini amaçlar. îlerlemenin bir yolu
yapıtiannı sırayla yakın çevre, ulusal ve ulus-
lararası düzeyde eleştiriye açmaktır. FIAP
(Uluslararası Sanat Fotografı Federasyonu) bir
ortamda bu düzeni sağlar. FIAP yolu ile fo-
toğraflannız sadece Paris, New York ve EB-
donezj-a'da değil, Kanada'dan Hindistan'a tüm
dünyada değişik kültürlerden kişilerin süzge-
cinden geçer. Sonra yeniden bir sınav şansı ve-
rilir. Geçerseniz düzeyiniz belgelenir. Ülkemiz-
de okuyan, okuduğunu uygulayan, durmadan
araştıran dinamik bir genç fotoğrafçılar nesli
yetişiyor Bay Samih Rıfat. Işte size bir öneri,
ustanızın yığılı duran fotoğraflarından birka-
çını (örneğin yazınızla yayımlanmış olanı) de-
ğişik isimle o beğenmediniz amatör dernek-
lerimizin bir tanesinde "ayın fotografı" yarış-
masına katınız. Bakalım kaçı ön elemeyı ge-
çebilecek.
Sadece fotoğrafta değil, her konuda bilgiç-
lik, tek yönlülük (hadi saygısızlık demeyelim),
hoşgörüsüzlük bir yere götürmez kişiyi. Otur-
duğunuz yerde (yine ustanızın deyimi ile)
"masturbasyon" yapıp dunırsunuz. Kimisi de
sizin için "Sahibinin Sesi"ni çalar arasıra. Bi-
zim bütün şipşakçılara, ustalara, sanat düze-
yine yükselmeye çalışan gençlere, derneklere,
hepsine çok saygımız var Bay Samih Rıfat. Ya
sizin?..
ORAL GÖNENÇ
Bodrum
KURT SORUNUNA ÇOZUM
Oevletin askeri çözüm yöntemi iflas etti. Askerler ne diyor? Doğu'ya gitmemek için torpil. Halk
korku duvarını aştı. "Türkler'in ve Kürtler'in Hükümeti." İslam'ın yapıştırıcılık misyonu. Tersine
dönen asimilasyon. Demokratik çözüm dayatıyor. TC'nin Barzani umudu. "İnsan Hakları Şampiyonu
ABD". Güney'i gösteriyor. Diyarbakır Konferansı. Devlet, bölgesel özerkliği tartışıyor. Ve 2000'e
Doğru'nun çözüm önerileri. Doğu Perinçek'in başyazısı: "Türk meselesi".
• CASUSLARIN TURKIYE MERAKI. KIM, NEYIN PESINDE?
• ANAP SEÇİM YASASI'NI DEĞİŞTİRİYOR.
• POLİS TERFİ YASASI VE İMTİYAZULAR
• 8 MART KADINLAR GÜNÜ VE SOSYALİSTLERE MOR AŞI
• Kuruçeşme umut vermeyince, Sadun Aren'in yasal parti girişimi.
TBKP, "sönümleniyor mu?" Kutlu-Sargın ne diyor? • Arkeolojik kazılarda
Türk-islam sentezi • Nikaragua'da Sandinist demokrasinin acı meyvesi •
Filistin'de ajan pişmanlık merkezleri • YÖK gitti gidecek • Yeniçeltek'te ölen
Dev-Yol davası sanıkları • Cemal Süreya'nın yakaladıklan! • Ankara 3. Film
Şenliği. Yasaklılar da beyazperdede • Turan Dursun'dan "Bir üfürük bir
can oluyor" • Kızılderili mezarlığına gömülmek ister misiniz?
Sevgili eşim, babamız
Gazeteci
ERDOĞAN
ÖZER'İ
kaybettik. Acımız sonsuzdur.
YILDIZ ÖZER
MUSTAFA
OSMAN SELÇUK
VEFAT
Gazetemizin Ankara Bürosu
İdare Müdürü
Cazeteci
ERDOGAN
ÖZER'İ
kaybettik.
Acımız sonsuzdur. Kendisine rahmet,
kederli ailesine başsağlığı dileriz.
CUMHURİYET ÇAUŞANLARI
Not: Cenazesi 4 mart (bugün) Izmir Karşıyaka
Çarşı Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra
Soğukkuyu Mezarhğı'nda defnedilecektir.
Yıllarca (1974-1983) birlikte çalıştığımız
sevgili arkadaşımız, şair, karikatürist,
gazeteci
ERDOĞAN ÖZER'i
yitirdik. Ailesine ve dostlarına başsağlığı
ve sabır diliyoruz.
AHMET TEVFİK KÜFLÜ VE
BİLGİ YAYENEVİ ÇAUŞANLARI
TEŞEKKÜR
Değerli varbğımız, sevgili annemiz
HAVVA NECÎBE ERBİEin
24.1.1990 günü geçirdiği elim trafik kazası sonucu vefatında,
cenaze törenine katılan, çelenk gönderen, telefon, telgraf,
basın yoluyla ve bizzat gelerek acımızı paylaşan değerli dost,
akraba ve arkadaşlarımıza teşekkür ederiz.
IŞEV EVREN, DEVRİM, MEHMET ERBİL
Oğlumuz
BERK'in
25.2.1990 tarihinde dünyaya geldiğini tüm dostlara
duyururuz.
FEVRİN-LEVENT MOLLAMUSTAFAOĞLU
KİRALIK DAİRE veya ODA
ARANIYOR
Genç doktor, uygun koşullarda möbleli ya da boş daire
veya oda anyor.
Tel: 583 91 84
AIVKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Domuzuna Yazılar (1)
Ali Hüsrevoğlu, "Ankara Notları"ndaki takma adıyla "Felâket
AN", işkence yazılarını okuduktan sonra şu dizeleri dökmüş:
"Ulan, yedi aylık yağız velet / Ben değil, asıl sensin felâket
/ Yazdıklarım doğru olsa eğer / Yer yerinden oynar, kopar kıya-
met!
İşkence, yok domuz, yok domuzun eniği / Satır araları sanki
mazgal deliği!"
Dünya tatlısı Ali, yetkililerin, yöneticilerin, sorumluların kılları-
nın kıptrdamadığı yazılardan etkilenmiş de yazmış taşlamasını
besbelli.
Aydın'da, İnsan Hakları Derneği'nin düzenlediği açıkoturum-
dan sonra Torbah'ya geçtim. Prof. Rona Aybay'la, Muzaffer İl-
han Erdost, Torbalı kavşağında bıraktılar beni. Yol üstünde,
Ortaklar'a uğrayıp, eski köy enstitüsünü gördük; arabayla dolaştık
içinde, şöyle bir.
Torbalı'da, Belediye Başkanı Ertan Ünver var; onu, bu çalış-
kan, dürüst Ege çocuğunu görmeden geçemezdim. Küçük il-
çelerde, yerel yönetimlerde görev yapmanın ne denli gûç
olduğunu, onları yakından görünce daha iyi anlarsınız. Küçük
hesaplar, dedikodular, etekten çekmeler, yıpratma çabalan, boyle
yerlerde, daha bir göze çarpar. Olaylara, bir mikroskoptan ba-
kar gibi bakabalirsiniz. Buralarda tam bir kasaba havası eser.
Yakup Kadri'nin "Yaban"ında yasarsınız sanki...
Onca domuz eti üzerine yazı yazdım ya Torbalılı avcılar, ben
geliyorum diye domuz avına çıkmışlar. Otuz kiloluk bir domuz
yavrusu vurmuşlar. Avcılardan biri, mozağın ayaklarını gösteri-
yordu:
— Şuraya bak, buzağı sanki! Aynı buzağı... (Domuz da çift
tırnaklı ya)
Hemen oraakta ateş yaktılar. Yiyen var, yemeyen var, Başkan
Ertan Ünver yemiyor:
— Mustafa Abi, ben politika yapıyorum! Sen buralan bilmez-
sin...
— Mis bu, mis... diyor babacan biri.
Avcılar burada yabandomuzlannı vurup, gemilere götürüp sa-
tıyoriarmış. Yiyenler de yok değil. Bu enflasyon doneminde, ki-
min evine et giriyor ki...
Önce bağnazlığın yıkılması gerekiyor. Şeriat düzeninden ya-
na olanlar koparıyorlar gürültûyü... Domuzla ilgili yeni bilgiler
öğreniyorum avcılardan. Domuz, insana en çok benzeyen yara-
tık. Hem et, hem ot yiyor. Zekâsı da buradan geliyor. Hayvanla-
rın en zekisi. Hasan Pulur, ne der bilmem, tilkinin adı çıkmış.
Tilkiyi avlamak, domuzdan çok çok kolaymış, anlatacağım onu
da...
Domuzun en sevdiği ot salep kökü. Azı dişleriyle toprağı ka-
zıp, onu arayıp buluyor. Salep kökünü çok yedi mi dişlerini çalı-
lara sürtüp, temizliyor Avcılar buna, "kürdanla dişlerini
temizliyor" diyorlar. Mantara, bir de salyangoza bayılıyor. Onları
arayıp buluyor. Bahçelerdeki mısırlar da sevdiği yiyeceklerden.
Bahçelerı bozup dağıtıyormuş. Eee, herkes bahçesine sahip ol-
sun efendim!
Domuzun azı dışleri çok keskin. En sert toprağı onunla kazı-
yor. Küçük bir fildişi denebilir. Domuz, küçük yastan bunları taş-
lara sürterek kama gibi yapıyor. Yurtdışına gönderiliyor, domuz
dışleri, çok para ediyormuş. Kulüplere dağıtılıyormuş dişler. Ki-
mi yerlerde, nazar boncuğuyla birlikte, atlara nazarlık olarak ta-
kılırmış...
Avcı Muharrem, Torbalı'da bir camlı arabada sandviç satıyor.
Arabasının üstünde, "Mis Doyum Sandviçleri" yazar. Çok kişi
Muharrem Yoldaş adım bilmez. Onu "Mİ6" diye çağırırlar. Mo-
zak bir yandan pişerken, avcılar karştya diktikleri rakı şişesine
atış yapıyorlar. Bir de bana artırdılar, tabii karavana! Mis'in attığı
fişeğin arkasından Samsun paketinin kabı çıktı. öyle de yoksul
bir adam! Avcılığı, belki de çoluk çocuklarının nzkını keserek ya-
pıyorlar işte! Torbalı'dan ayrılırken Muharrem Yoldaş'a uğrayıp
Allahaısmarladık" dedim.
Avcılardan trafik polisi İsmail, hayvanlar ûstüne bilgiler veri-
yor: *
— Bak abiciğim, evcil kazlar var ya trafik kazalarına en az uğ-
rayan hayvanlardandır. Ben, yirmi beş yıldır trafik bilirkişisiyim.
Domuz da çok zeki hayvandır. Geçen yıl, biz bir domuz tuttuk.
Tuttuk, aldık geldik, mozaydı boyle (domuz yavrusuna mozak de-
nir, burada 'moza' deniyor), bir şoför arkadaşa verdik. Bir süre
evinde besledi, meraklı. Kahveye geliyoruz, arkadaşa diyoruz ki
"saklan", saklanıyor. domuzu kapıdan salıyoruz, pıt pıt pıt dola-
şıyor, buluyor arkadaşı. Beni niye bulmuyor be namussuz hay-
van! Ne diyorum sana, gotürüyoruz, iki üç yüz metre başka yere
bırakıyoruz, gidip onu buluyor. Beni bulmaz! Bir zaman, şu vu-
rulan domuz kadar bir domuz oldu moza, dağa saldık. Ta o dağ-
dan Tepeköy'e geldi abi! Evi buldu. Kapıya da burnuyla "tak tak"
diye vurmuş.
— Dağda kalsa ya, kalmıyor değil mi?
— Kalmıyor! Bir yerde hayvan, çok hisli bir hayvan! Çok ko-
kusu güçlü bir hayvan.
— Burnu zaten uzun Mustafa Abi! Çok güzel koku alıyor.
— Doğa, buna göz vermemiş. Bak şimdi, tilki çok kurnaz de-
riz değil mi? Çocukluğumuzda hep tilkinin kurnazlığı üstüne öy-
küler okumuşuzdur. Karganın ağzından peyniri almış filan! Tilki
çok aptal abi! Ben Kars'ta avlandım, her gece tilki avı yapıyo-
rum, benim Tuncay diye bir arkadaşım vardı müteahhit; tilkiyi
arabanın yanına getiriyordu o çocuk!
— Nasıl getiriyor?
— Bak, nasıl? Bizim Torbalı gibi açık alan değil, her yan kar.
Hayvan yiyecek bulamıyor. En çok sevdiği yiyecek fare. Fareye
bayılıyor. Ne yapmalı, Arkadaş avucuna öpücük gönderir gibi ses-
ler çıkarttı mı ta uzaktaki tilki, bu sesi duyuyor, sese doğru^el-
meye başlıyor. Tilki neredeyse, arabanın içine girecek. Oyle
yaklaşıyor Kars'a ilk gittiğim yıl 27 tane tilki vurdum. Orduevin-
de yatıp kalkıyorum. Eşim dedi ki: "Herkese tilki vuruyorsun, ba-
na bir kürklük tilki vurmadın!" "Vuralım hanım, dedim be!" üç
gecede 14 tane tilki vurdum!
— Sonra kürk yaptınız mı?
— Yaptı, kendi dikti, kendi yaptı! Bir mavi tilki var, senin şap-
ka nasıl, onun mavisi! Beyaz kekliği orda gördüm. Süt beyaz kek-
lik!
Avcılar arasında Torbalı'nın Çakırbeyli Koyü'nden Ahmet Ûğüt
de vardı. Ahmet Öğüt'e "Deccal Ahmet" diyorlardı. Ahmet, 32
yıllık Cumhuriyet okuru olduğunu söylüyordu. Domuz avına nar-
gilesiyle geliyor, av yerinde nargilesini tüttürüyordu. Kendisi vak-
tiyle din adamıydı. Bir gün köylüler, "Deccal gelecek, Deccal
gelecek!" diye konuşurlarken Ahmet Öğüt dayanamamış:
— Deccal filan yok, Deccal benim! deyince adı "Deccal
Ahmet" kalmıştı. Ahmet Öğüt'ün yanında, o günkü Cumhuriyet
de vardı. Cumhuriyet'te o gün "Ankara Notlan", iyi mi? Orada
saygınlığım bir arttı, bir arttı!
İMZA VE SÖYLEŞİ
G Ö N E N
Ö M E R S E Y F E T T İ N
KÜLTÜR «SANAT HAFTASI
7 mart çarşamba/8 mart perşembe/9 mart cuma
Saaf: 16.00 ASIM BEZİRCİ
OKTAY AKBAL
TAHSİN YÜCEL
ATİLLA ÖZKIRIMLI
MUZAFFER İZGÜ
TAN ORAL
ŞERAFETTİN TURAN
MUZAFFER UYGUNER
CAHİT (CÜLEBİ
TARIK DURSUN K.
C U M H U R İ Y E T K İ T A P K U L Ü B Ü
B A N D I R M A T E M S İ L C İ L İ Ğ İ
O Z A N S A N A T E V İ
DENİZ MANZARALI
SATILIK DAİRE
Taksim'de, Kutlu Sokak'ta Na 11
Pazar günleri görülebilır.