19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MART 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 James Baker G. Afrika'da • CAPE TOWN (AA) — Güney Afrika'yı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı James Baker, Güney Afrika Devlet Başkanı F.W. de Klerk ile görüştü. ABD Dışişleri Bakanı Baker de KJerk ile görüştükten sonra yaptığı açıklamada, Güney Afrika hükümetinin ANC Uzerindeki yasağı kaldırması ve siyah lider Nelson Mandela'yı serbest bırakmasından memnuniyet duyduklannı bclirterek bu ülkedeki olağanüstü durumun da kaldınlmasını istedi. KP tekeline son • ULAN BATOR (AA) — Moğolistan Parlamentosu, Komünist Parti'nin iktidar tekeline dün son verdi. Devlet Radyosu'ndan yapılan açıklamada, "Parlamento, anayasanın 83. maddesini kaldırmayı kararlaştırdı" denildi. Anayasanın 82. maddesi, KP'nin Ulkenin "tek yöneticisi" olduğu şeklindeydi. Parlamento, yabancı sermaye yaürımlanna güvence veren, insan haklarını koruyan ve geçmişte baskıya uğramış kişilerin tazmin edilebilmelerinin yolunu açan yasalan da kabul etti. THY bûrosu iggal edildi • LONDRA (AA) — tngiltere'nin başkenti Londra'da, 50 kadar kişiden oluşan bir grup Belgrave Meydanı'ndaki Türkiye Büyukelçiliği karşısında gösteri yaptı. Göstericüer, dün TSI 16.30 ile 18.30 arasında düzenledikleri eylemlerinde, Türkiye aleyhinde sloganlar attılar. Pakistan Ulusal Günü kutlandı • ANKARA (Cumhuriyet . Bttrosa) — Pakistan Ulusal Günü dün Pakistan Büyükelçiliği'nde verilen bü>1lk bir resepsiyonla kutlandı. Resepsiyona Cumhurbaşkanı Turgut özal, eşi Semra özal ile Başbakan Yıldınm Akbuhıt ve eşi Sen ia Akbulut da katıldılar. Resepsiyonda korumalar tarafından çembere alınan bir köşede Cumhurbaşkanı türgut özal, Başbakan Yıldınm Akbulut ile Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay bir süre sohbet etüer. Bu sohbetin bir bölümüne Pakistan Büyükelçisi de katıldı. Çin'in ilk kadın generali öldü • HONG KONG (AA) — Çin'de, generalliğe yükselen ilk kadın olan Li Zhen, 83 yaşında öldü. Yeni Çin Haber Ajansı'nm haberine göre 11 martu ölen Bayan Li'nin cenaze törenine, Devlet Başkanı Yang Shangkun ile yüksek dûzeyli askerler katıldılar. Çin'in güneyindeki Hunan bölgesinde dünyaya gelen Bayan Li, 1927'de köylülerin hükümete karşı giriştikleri ilk ayaklanmaya katılmıştı. Türkiye-ATKarmaParlamento Komisyonu'nda Türkiye'nin üyelik engelleri netleşti Üyelîk içîn Kıbrıs koşııluAT Grubu Başkanı Hollandah sosyalist milletvekili Alman Metten Kıbrıs sorununun çözümünün Türkiye'nin topluluğa tam üyeliği için asgari koşullardan biri olduğunu söyledi. Toplantıda, Avrupa'da yasal olarak yaşayan Türklerin serbest dolaşım hakkı da reddedildi. SEMİH tDİZ ANTAUfA — Türkiye'nin Av- rupa Topluluğu'na tam üyeliği yo- lundaki ciddi engelleri daha net bir biçimde ortaya çıkaran Tür- kiye - AT Karma Parlanıento Ko- misyonu'nun (KPK) 29. toplantı- sı dün sona erdi. Toplantıda, Türkiye ile AT arasındaki ekono- mik ve sosyal farklüıklar ile de- mokrasi ve insan haklan konula- nnın yanı sıra Kıbns sorunu aşıl- ması gereken en ciddi engellerden biri olarak Türk tarafının önüne getirildi. KPK'nın AT grubu baş- kanı Hollandalı Sosyalist Millet- vekili Alman Metten, Kjbns soru- nunun çözümünün Türkiye'nin üyeliği için asgari koşullardan biri olduğunu söyledi. Metten, Türk- iye'nin Kıbns konusunda yapacağı bir "jestin" AT ile ilişkileri uze- rinde "önemii birrtkisiolacaguu" belirtti. Toplantıdan çıkan sonucu de- ğerlendiren Turk grubu Üyelerin- den SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal, "Öyle anlaşılıyor ki Tnrkiye'nin AT Ue üisktteri aruk 19601ı yülarda kararlaşünlmıs olan ortaldık çerçevesinde gelişe- cektir" dedi. AT Komısyonu'nun Türkiye'nin üyelik başvurusuna ilişkin raporunda, bu başvuruyu reddettigini kaydeden Baykal, "Tam nyenfi öngören, tam uyell- gi ilke olarak kabol etmis olan bir ihşki tüni soz konusu degadir" di- ye konuştu. Türk grubunun DYP'li üyele- rinden Tevfik Erttizün ise Doğu Avrupa'daki gelişmeler üe kon- jonktürün Türkiye aleyhine işle- diğini söyledi. Ertüzün, "AT yok- muş gibi dovranmak zonındayız. Ama ATden kopaiım demiyo- rum" dedi. Türk grubunun ANAP'lı üye- lerinin, muhalefet milletvekilleri- nin bu karamsar yaklaşımlannı paylaşmadıkları gözlendi. KPK'nın Eş Başkanı tstanbul Mil- letvekili Bölent Akaraüı, Türki- ye'nin tam üyelik yerine "iiçiincii fonniUlerle" yetinmek zorunda kalacağı düşüncesine kaulmadığı- nı söyledi. Akarcalı AT Komisyonu'nun hazırladığı ve Türkiye ile topluluk arasındaki işbirliğini "dcrinleştirmeyi" amaçlayan programa işaret ederek, bunun ay- nntılı bir sekilde tartışılmasından sonra Türkiye'nin topluluğa üye olup olmayacağı konusunda daha elle tutulur göstergelerin elde edil- miş olacağını belirtti. Antalya'nın turistik yörelenn- den Beldibi'nde iki gün süreyle ya- pılan ve dun sona eren KPK top- İantısının sabahki oturumunda, Avrupa'da yaşayan Türklerin AT sınırlan içinde sefbestçe dolaşma- larını öngören bir tasarı sunuldu. tngiliz Sosyalist Milletvekili Ric- hard Balfe, Federal Alman Sosya- list Milletvekili Leyla Onur ile Fe- deral Alman Yeşüler Milletvekili Claudia Roth tarafından hazırla- nan bu tasan, Avrupa grubu için- de yapılan oylamada 7'ye karşı 6 oyla reddedildi. Tasanyı redde- denler arasında üç Yunanlı millet- vekili de yer aldı. Yunanistan Ko- münist Partisi Milletvekili Vasilis Epremidis'in tasanyı başta destek- lerken oyunu son anda değiştirdıği belirtildi. Bunda toplantıda hazır bulunan Yunanistan'ın Ankara büyükelçisi Dimiüis Makris'in müdahalesiain etkin olduğu Turk grubu üyelerince bildirildi. Büyü- kelçinin toplantı sırasında Yunanlı milletvekilleri ile yakın diyaloğu Türk tarafında hoşnutsuzluk ya- rattı. Daha sonra Yunanlı milletvekü- lerinin inisiyatifiyle sunulan "sulandınlnuş" metin, bu kez Turk tarafmca kabul edilmedi. Bu şekilde sonuçsuz kalan tasanmn KPK'nın haziran ayında yapüacak toplantısında ele ahnacağı belir- tildi. KPK'nın dün sabahki oturu- munda Aynca Türkiye*de insan haklan ve demokrasi konulan canlı tartışmalara neden oldu. AT grubundaki genel görüş, Türkiye1 nin bu alanlarda bazı olumlu adımlar attığı, ancak bunlann Av- rupa standaıtlanrun gerisinde kal- dığı yonündeydi. Öğleden sonraki oturumda ise AT'de insan haklan ve Avrupa1 da yaşayan Türklerin durumu gö- rüşüldü. Türk tarafı burada Batı Trakya sorununu gündeme getir- di. Yunanlı milletvekillerini soru yağmuruna tutan Türk tarafı, bu sorulara, bilenen "Batı Trakya'da Türk yok Muslnman annlık var" turunden yarutlar aldı. Başkan «dayı Bernardo Jaramülo'nnH yakmlan saikast haberini 6grendikten sonra. (Fotograf: Renter) Kolombiya'da siyasal cinayete tepkiBOGOTA (AP) — Kolombiya'da önceki gün solcu başkan adayının öldurülmesi uze- rine halkm başlattığı protesto eylemleri sürü- yor. Vatansever Birlik Partisi merkez bınası önünde toplanan Kolombıyalılann başkan adayı Bernardo Jaramillo'nun öldürüldüğü- nü öğrenince başlattıklan olaylar sırasında halk, otobüsleri ateşe verdi, dükkân camla- nnı aşağı indirdi. Olaylan kontrol altına al- mak amacıyla polis devreye sokuldu. Parti Başkam Diego Montana, Jaramillo'- yu öldüren iki kişiden birinin korumalar ta- rafından öldürüldüğünü, 21 yaşında ve ismi- nin Jairo Restrepo olduğu tespit edilen diğe- rinin ise kaçtığını, ancak ağır yaralı olduğu- nu acıkladı. Vatansever Birlik Partisi başkan adayı, ül- kenin en çok tehdit edilen kişisiydi. Hatta bu nedenle parti başkanlığından çekilmiş, 28 Şu- bat 1989'da da ülkesini terk etmişti. Jaramil- lo, 9 Haziran 1989 tarihinde Kolombiya'ya geri dönrnüştü. Geçen mart ayımn 11 'inde de senatoya seçilmişti. Kolombiya kanunlanna göre senatörler başkanlık için adaylıklarını koyabiliyorlar. Vatansever Birlik, Kolombiya sağ kanat ölüm komandolanmn birinci hedefi. Parti 1984 yılında kunılduğundan beri 1044 üyesi öldürilldü. Jaramillo'nun korumalanndan bi- rinin söylediğine göre saldırganlar başkan adayına taraftan gibi davraaarak yaklaştık- tan sonra silahlanru ateşlediler. Yere düşen aday, eşi ve korumalan tarafından çevrelen- dü. Derhal yakındaki bir kliniğe götürülen Ja- ramillo. doktor Juan Manuel Uribe'nin be- lirttiğine göre boğazına rastlayan kurşun ya- ralarının actığı komplikasyon sonucu kurta- nlamadı. Bogota Uluslararası Havaalanı'na girerken suikasta uğrayan Bernardo Jaramil- lo, üç günlük bir tatil için Kolombiya'nın ku- zeyine gidecekti. INGÎLTERE Demir Leydi'ye seçinı darbesi Bir milletvekilliği için yapılan ara seçimde, Başbakan Margaret Thatcher başkanlığındaki Muhafazakâr Parti, 55 yıldan beri en büyük yenilgisini aldı. Muhafazakârlann kalesi olarak kabul edilen Mid-Staffordshire'de seçimi Işçi Partisi, büyük farkla kazandı. büyük oranda bir kayma gö- rüluyor. tşçi Partısi'nden milletvekili se- çilen Bayan Sylvia Heal, "Bn so- nuç. Tbatcber donemiııiıı karan- lıgının sona ennekte olduğunu göstenniştir. Bundan sonra scçe- nek tşçi Partisi'dir" derken Mu- hafazakâr Parti yetkilileri, tşçi Partisi'nin sadece bir "protesto oyu akhgııu, seçtat kampanyası sı- rasında adayınıa hiçbir siyasi tu- tnm takınmadığını" kaydettiler. Işçi Partisi lideri Neil Kinnock, "Seçmen, Bayan Thatcher'a *artık gil' dedi, bu kadar basit" dedi. Basın-yayındakı gözlemciler, ön- EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA — Bir milletvekilli- ği için yapılan ara seçimde iktidar- daki Muhafazakâr Parti, 55 yıl- dan beri en büyük yenilgisini al- dı. Muhafazakâr Parti'nin kalesi sayılan Mid-Staffordshire seçim bölgesinin muhafazakâr seçmeni, partisini değil ana muhalefeti ter- cih etti. Başbakan Margaret Thatcber için bir referandum ni- teüği taşıyan ara seçimde Muha- fazakâr Parti'nin oy oranı yüzde 19 azalırken tşçi Partisi'ninki yuz- de 22 arttı. 1935'ten bu yana ilk kez bir paniden ötekine bu kadar lenemeyen ve yüzde 10'a kadar çı- kacağı sanılan enflasyon, buna karşı çare olarak kişisel kredilere uygulanan yüksek faiz hakkaniye- ti konusunda sürekli tartışma ya- pı-'an kelle vergisi başta olrnak üzere genel olarak ekonomi hak- kındaki huzursuzluğun oya yansı- dığını belirtiyorlar. Aynca tşçi Partisi'nin yürüttüğü kampanya- mn, Muhafazakâr Parti'ye bakış- la çok daha profesyonel ve ama- ca yönelık olduğuna dikkat çe- kiliyor. Ara seçim öncesinde yapılan kamuoyu yoklamalan, Muhafza- zakâr Parti'nin seçimi büyüL fark- la kaybedeceğini gösteriyordu. Bir yılda seçmen desteğini yüzde 10 yitiren ve yüzde 45'lik bir taban- dan yüzde 35'lere düşen partiye karşın tşçi Partisi'nin yüdızı par- lıyor. THATCHER — Büyük yenOgi. IUGOSLAVYA Kosova kazanı kaynıyor200 Arnavut öğrencinin zehirlenmesi üzerine çıkan çatışmalarda, 15 Sırp ve Karadağh yaralandı. Dıs Haberter Scrvisi — Yu- goslavya'nın Sırbistan Cumhu- riyeti'ne bağlı Kosova özerk böl- gesinde, Arnavut öğrencüerin bi- linmeyen bir nedenle zehirlen- mesinin üzerine Amavutlarla Sırp ve Karadağhlar arasında ça- tışma çıktı. Çatışmalarda 15 ki- şinin yaralandığı bildiriliyor. Kosova'nın başkenti Priştine 1 de ve Podujevo kentinde Arna- vut öğrencüerin devam ettiği ba- zı okullarda önceki gün öğren- cilerde zehirlenme belirtileri gö- rülmesi üzerine okullar tatil edil- di. Belgrad'dan bölgeye gelen doktorlar, zehirlenen 200 Arna- vut öğrenci üzerinde yaptıklan incelemelerde, öğrencilerde gö- rülen nefes alma güçlüğü ve göz- lerin kanlanması gibi belirtüerin, gözyaşı gazının yarattığı etkilerle benzerlik taşıdığını açıkladılar. Ajansların haberlerinde, bölge- de daha önce çıkan çauşmalar- da, Arnavutlara karşı polisin gözyaşı gazı kullandığma dikkat çekiliyor. Zehirlenen Arnavut öğrenciler hastanelere kaldınlarak tedavi altına alınırken olayın duyulma- sının üzerine Podujevo'da Arna- vutlar sokağa dökülerek olayı protesto ettiler. Belgrad Radyo- su'nda yayımlanan habere göre Podujevo'da yaklaşık 4 bin Ar- navut, kentteki resmi binalara saldırarak binalan tahrip ettiler. Arnavut öğrencüerin zehirlen- mesinden, bölgedeki Sırp yöne- timini sorumlu tutan Arnavut- lar, "Çocnklanmızı zcMrtediııiz" diyerek Sırplara ve Karadağlılara da saldırdılar. Sırplar ile Arnavutlar arasında çıkan çatışmalarda, 15 Sırp ya- ralandı. Arnavutlar, Sırp yöne- ticilerin, Arnavut öğrencilerin bulunduğu sınıflan zehirledikle- rini öne sürerken Sırp yönetici- ler, henüz resmi bir açıklama yapmadılar. ı; Yetkililer, bölgedeki pek çok yerlesim merkezinde içme suyu- nun da zehirlendiği yolundaki iddiaları reddediyorlar. Çatış- malann büyümesi olasüığına karşı, bölgedeki tüm polis güç- lerinin alarma gecirüdiği bildi- riliyor. Kosova bölgesi başbakam Yn- suf Zeynulabu, başkent Prişti- ne'de hastane yetkililerinden bil- gi aldıktan sonra yaptığı açıkla- mada, zehirlenen 200 öğrenci- den hiçbirinin durumunun ya- şamsal tehlike taşımadığım bil- dirdi. Zeynulahu, bölgedeki Ar- navutlardan, "söylentilerc inan- mamaiannı ve provokasyona gelmemelerini" istedi. Başba- kan, olay hakkında soruşturma yapılacağını ve yakında olaya resmi bir açıklama getirileceği- ni söyledi. DUN\ADA BUGUN Bir parça kopsa yüreğimden Baksamona Bir baş yapsam, tki el, iki ayak. Sx>nra emzirsem onu, Akşam olsa, Masal anlatsam, Uyusa.. Uyansa, Büyüse, ^lermi "Birvardı, biryoktu" AYHANSEMERd (1934-1990) AYHANSEMERCİ sen hep varsın sevdiceğim, Eşin: AHMET SEMERÖ Çocuklann: TtMUR, AYŞE. TANER, SONGÜL, CENGİZ, \AVUZ, LEVENT SEMERÖ Torunlann: BURÇAK, MERTCAN SEMERCt Fedakâr yiğit anamız AYHAN SEMERCİ'yi kaybettik. Evlatlan adına: MEHMETEREN ALÎStRMEN Her Şey Yenik Düşüyor Zamana BUDAPEŞTE — Orta Avrupa'da yassı ülkenin güzel insanları Macarlann Tuna kryısında gerçek bir ınci olan başkentlerinın Peş- te yakastnda Zrinyi Sokağı'ndaki basın merkezinin toplantı sa- lonunun sahnesinde kendınden emın oturan adam imre Pozs- gay (Poşgay okunuyor) eski hükümetin Devlet Bakanı ve Macar Sosyalist Partisi'nin önde gelen adlarından, aynı zamanda da ülkeyı bugüne eristiren reform hareketinin öncülerinden biri. Pozsgay'ın 1988 20 mayısında Devlet Bakanı olması ve parti- nin kilıt noktalarından birini ele geçirmesıyle reformcu kanadın durumunu güçlendirmesi, son derecede hareketli geçen son iki buçuk yılın en önemlı olaylanndan bırı olarak kabul edilıyor. Eğer bugûn Macaristan büyük, çok büyük çalkantı ve çatışmalardan geçmeden içinde bulunduğumuz duruma gelmişse bunda hiç kuşku yok kı Janos Kadar'ın da rolü var. Ama asıl ivmeyi sağla- yanlar, bugünlerin mımarları Karoly Groz, Rezsö Nyers ve İmre Pozsgay gıbı genç reformcular Bu reformcuiann hepsi de bü- yük ilertemeyı Macar Kbmünıst Partisi'nin içinde sağlamışlar, böy- lelıkle savaş, resmi adı Macar Sosyalist İşçı Partisi olan Macar Komünist Partisi içindeki ortodokslar ile reformcular arasında geçmiş ve sonunda Pozsgay'ın içinde bulunduğu grup, savaşı- mı kazanarak yumuşak ınişi hızlandırmış. Nrtekim Pozsgay, gelişmenın kendı sayelennde olduğunu, kan- sız devrımi gerçekleştirdıklerini belirtiyor ve amaçlannın "demck- ratik sosyalizmı" kurmak olduğunu söylüyor "Demokratik sosyalızmin Stalinizm ile bir ilgisi yoktur, bizler Stalinizmi ortadan kaldırmak için Orta Avrupa'da harekete ge- çen ilk ülke ve ilk parti olduk. Amacımız, demokratik sosyaliz- min gerçek bir seçenek olduğunu göstermektir ve ilk dört parti arasına gırecek olduğumuza göre parlamentoda yasal gorevde bize önemli ışlevier düşecektir" diyor. "Koalisyon ortağı olmayt düşünüyor musunuz?" sorusuna, par- tisınin her türlü görüşmeye açık olduğu, ama önce halkm isten- cinin belirtenmesı gerektiğı yanıtını veren Pozsgay'e yöneltilen can alıcı sorulardan biri de; "yasam düzeyi bunca yüksek olan bu ülkede böylesı bir komünizm düşmanlığının nasıl açıklana- bıleceği?" Pozsgay bu soruyu yalnızca sosyalizm adına bazı yan- lışlar yapıldığını kabul edip ve kendilerinın artık sınıt savaşına değıl, emek ile sermayeyi uzlaştıracak bir sosyalizme yönele- rek çözeceklenni söyleyerek yanıtlamıyor, ama aynı zamanda, son dönemde bu yüksek yasam dûzeyinde gerileme olduğunu, bunu da en çok halkm ve orta sınıfların durumunu etkilediğini söylüyor. Gerçekten de Gulaş sosyalizminin görece özgür ve tüm Do- ğu Avrupa ülkelerinkınden yüksek yaşam düzeyınden yararla- nan, hele hele 1970li yıllann sonlarında ve seksenlerin başla- nnda dış yardımın ülkeye girışı sırasında oldukça, hatta ayak yor- ganın dışına taşmaya başladığına göre fazlaca rahat günler ya- şayan Macaristan'da 1985'ten başlayan ve özellikle 1986'da be- lırginleşen bir ekonomik bunalım dönemine girilmıştir ki bu bu- nalım sonunda şimdi artan işsizlik ve yüzde 30lara dayanan enf- lasyonun bir yandan endüstriyel üretim, bir yandan yatırımlar düserken, halkın alım gücünde de hatırı sayılır kayıplar olmuş- tur. Macar halkı ve özellikle büyük kentlerde yaşayanlar artık bir tek işle yetinmez olmuşlar. Her biri bir ikinci, hatta kimileri bir üçüncü bulmak zorunda kalmıştır. Böylelikle Macaristan'da emek- çınin çalışma saati 7'den 14.5'e fırlamış bulunmaktadır. Tüm bu gelişmelerin faturasının yumuşak geçişi sağlamaya çalışan reformist grubun önderiiğindekı yönetime çıkarılması ka- çınılmazdı. Üstelik de bu yönetim ne denlı reformcu olursa ol- sun ve ne kadar kurulusunun adını değiştirirse değiştirsin, eski Komünist Partisi'nin içinden çıkmış ve onun devamı otarak iş- başında duruyor ise. Pozsgay ülkesinde anti komünist bir havanın varlığını hiç yad- sımıyor, ama kendisi de "Sosyalist İşçi Partisı"nden gelmiş ol- mayı bir sorun, bir kompleks nedeni yapmıyor "Bir zamanlar Macaristan Sosyalist İşçi Partisı'nde iken şim- di başka yere geçenler, "nasıl olur da bize çatabilirler?" dedik- ten sonra Pozsgay, banşçıl yontemlerle devrımi basaranlann ken- dileri olduğunu ima ediyor ve ekliyor: "Ama tıpkı İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra o güne kadar hiç ortalarda gorülmeyen, sesleri çıkmayan birçok kışi nasıl parti- zan makizar (direnişçi) olarak ortaya fırladılarsa, son zamanlar- da da çok fazla partizan türedi ülkemizde" diyor. İmre Pozsgay, altı ay önce Newsweek dergısi tarafından ülke- sinde cumhurbaşkanhğına en güçlü aday olarak göstenlmiştı. Şimdi ise artık o noktadan çok uzakta. Bu gelişmenin nedeni kendisine sorulduğunda; bir yandan ekonomik güçlükleri vur- gularken, bir yandan bu konuda muhalefetin oyununu ve cum- hurbaşkanlığı seçimlerini engelleyerek öngörülen çözüme kar- şı çıkmasını anımsatıyor ve "Yine de bizım için halkın istenci- nin hiçbir engel ile karşılaşmadan beliıienmesi her şeyden önemlidir" diyor. Pozsgay'ın durumu gerçekten çok ama çok çarpıcı bir geliş- menin en güzel örneği. Altı ay önce, ülkede yıldızı parlayan tar- tışmasız, rakipsiz en yüce makamlara aday olarak gösterilen Pozsgay'ı olaylar, bu denli kısa bir süre içinde aşıvermiş. Macarlann çoğu Pozsgay için, "Altı ay önce olsaydı her şeyi kazanırdı... Ama şimdi her şey degişti, burada zaten her şey hızla değışıyor" diyorlar. Evet, Macaristan'da her şey yenik düşüyor zamana ve hem de hızla. Konuşmasında, "Belki de çok daha konforlu, rahat ve avantajlı olan muhalefet görevinı yeğleriz" diyen Pozsgay'ın söz- lerindeki ironik yumuşak tehdidı acaba ıktıdara hazırlanan orta sağın Macar Demokratik Forumu ile orta solun Özgür Demok- ratlar'ı iyice kavrayabildiler mi? Bu kansız, çekişmesiz devrimin mimarlarını altı ayda aşan za- man, acaba 21 milyar dolar dış borçlu bir ülkenin yenı iktidarını ne kadar zamanda yıpratır dersiniz? "Her şey yenik düşüyor zamana" güzel bir türküdür, eğer mu- halefette iseniz. Ama bir kez iktidara geldiniz mi aynı nakarat ufkunuzu karartır, uykularınızı kaçırır. Ne var ki bu süreci kimse sandıklar açılıp iktidar belirlenip koltuklara kurulmadan düşün- mez. AVUKAT SITKI ŞAPLAK (1949-16.3.1990) Kendisıni "'bir devrim neferi" olarak gördüğü yaşamda, kısa, ama onurlu yaşadı. O, yasanu boyunca halkın ve devrimcilerin dağımklık ve örgütsüzlüğünün aşılması için çaba sarf etti. Son soluğuna dek devrimcî mücadelenin içinde oldu. YAŞAMI ONURUMUZ AN1SI MÜCADELEMİZE ÖR>fEK OLACAK! SELAM OLSUN BİZDEN ÖNCE GEÇENE, SELAM OLSUN SAV.\ŞIRKEN DÜŞENE! DEVRtMCl MÜCADELE DERGİSİ Nusaybin Metalurji işçilerinin birtiği güçleniyor PolitikaI5GHMJ.KGAZETC W l 17 IOOO TL (KDV D.hJ) 18 MAHT 1990 'Bahar' geliyor Dr. ZOİ POLMU Klinik Psikolog-Psikoterapist Randçvu: 144 04 47 Taksım, httklâl Cad. Meşehk Sok. Noc 12-44 Kat: 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle