04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhurtv^ı Matbaacılılc ve GazetecıHV. Turk Anonım Şırken adına Nadır \»dı 0 Genel Yavın Muduru Hasan Ceın&l. Muessese Muduru EiBİne Lşaklıgıl, Ya?ı Işlen Muduru Okat Gonensıo, # Habe' Merkezı Muduru Yalçin Ba\er. Sa\fa Duzenı Voneımcnı \Ii .Actr. 0 Temsılc.'er ANKARA Ahmel fan. İZMİR Hikmrl ÇrtınUyı. ADAVA (,tan Yıgenojilu 1» Polmka OUI Bt^ang*. D15 Habeılef l ı j m Bdcı. Ekonomı Ccngu Turinu. I5 Sendıka S«kiM fcrtrnri Kul'iir- Cdal U«r. Egn.m Onc»> >^ta». Habeı Araştıma Isârl Bıriun. Yurt-Haberien Vecdtt Dogıa. Spor Danısmanı 4bdııJkıdır Y »ctlnıaıı. Dız Vazılar b ı r a Çatçkın. Arajtımıa Şafcin AJpav. DUMIÜIW AMıdah Vu» # koondınator Mnnrl konıban. 0 Malı ls,er Ero4 Mut, # Muhaset*. Bufent Vıxr # Bulçe-Planiama SCTÇ Osmaninşroglu 9 feklam V y Tonın. # Ek Yavınlar Hııhn Mıycg # liarr Husrtin Gurtt. 0 lşKlme Onder Çdik. 0 Bılgı-Işlem Naıl lnai. # Paioncı So«ı BOSUBCIO£IU. iıun f Juron. Cumhunm MaiMaalık w GucKalıt T-A^ Turt O a * Cad. 39/41 t t M'M I* PK Dfrlaınbuı Tel 512 05 05 (20 lull. Tcloc. 22H6 FajL (I) 526 60 72 # Bı&oiır \Mifm. 7jva Oolalp Bh Inkıüp S No 19 '4 Td. 133 II 41-47, TdST 42344 Fmx. (4) 1J3 0? 6' 9 I m r H Zı>a Bh 1352 S2/3. Td 13 12 30, Tdex 52359 Fu. (51) 19 53 60 • Adın* Inomı Cıu) llv i !w 1 K* 1. Tn 19 r 52 (4 hatl, TİIOL 62155. ftx- (71) 19 V 52 TAKVİM: 1 MART 1990 Imsak: 5.08 Güneş: 6.32 Oğle: 12.21 Ikindi: 15.28 Akşam: 18.01 Yatsı: 19.20 \aşı bırak, yaşama bakDış Haberler Servisi — Biyo- kimya ve ilgilı dallardaki yoğun çalışmalar sayesinde bilim adamlan gençlik ve yaşhlığın sır- rıru çözüp insanlığı yaşhlığın sı- kıntılarından kurtarmaya yakla- şıyorlar. Birçok efsaneye konu olan "gençlik çeşmesi" yuzyıllar bo- yunca binlerce maceraperesti yollara düşurmuş olan bir söy- lenti. Bugünün laboratuvar giy- sili kâşıfleri ise gençlik kaynağı- nın insan vücudu içinde yattığı- nı düşünuyor ve araştırmalarını hücreler ve genler Uzerinde yo- ğunlaştırıyorlar. "En büyiık biyolojik sınır" olarak tanımlanan yaşlılık ola- yı ile ilgilenen bilim adamlarına gerontolojist adı veriliyor. Nevvs- week dergisinde yayımlanan ko- nu ile ilgili incelemede geronto- lojistlerin sonsuz yaşaraı arayan kîşiler olmadıkları belirtiliyor. Bu konuyla ilgilenen biliın adamları 120 yaşına kadar uza- ması mumkun olan insan yaşa- mının neden çok daha önce ke- sintiye uğradığı ve neden yaşh- lığın zihinsel ve fıziksel çokuşle eşanlamlı olarak kullanıldığını araştınyorlar. Kısaca "hayala yıllar eklemek yerine vaşanmak- ta olan vıllara hayat katmaya" çalışıyorlar. Bu amaçla yeni ilaç- lar geliştirilmeye çahşılırken per- hizlerin, beslenmenin ve egzer- sizin yaşlanma uzerindeki etki- leri inceleniyor. Gerontoloji bilimi ile uğraşan bilim adamlan, belli bir çaba - ve biraz da şansla- yaşlanmanın getirdiği vücut çokuşünun hızı- nın yavaşlatılabileceğine inanı- yorlar. Yaşlanmanın ana suçluların- dan biri olarak glikoz (kan şe- keri) sayıhyor. Glikoz, hucrele- rin içindeki ve dışındaki prote- inlerin birbirlerine yapışmaları- na yol açıyor. Proteinlerin oluş- turdukları kafes biçimindeki bağlantılar nedeniyle bu olaya çapraz bağlanma deniliyor. Pro- teinler vücut dokusunun temel taşlarını oluşturduklan için bu çapraz bağlanmalar gözde bula- nıklaşmaya, damarlarda tıkan- maya, böbreklerın işlemez hale gelmesine yol açıyorlar. Bu go- riişü kanıtlayacak bir bulgu ola- rak şeker hastalarımn daha hız- lı yaşlanmaları ve çoğunlukla daha az yaşamalan gosteriliyor. Şeker tuketiminin azaltılması gi- bi basit bir onlem bu çapraz bağlar uzerinde çok az etkili ol- duğu için önleyıci ilaçlar geliş- tirilmeye çahşıhyor. Metabolizmanın yavaşlatıl- ması ömru uzatıyor. Örneğin 18 derecede sinekler 30 derecede ya- şatılanlardan iki misli çok yaşı- yor. Hastalıklara göturen yaşlan- ma süreci yağı az, lifı yuksek bir beslenme rejimi, hareket ve ki- lonun kontrol altına alırunası ile yavaşlatılabiliyor. 80 yaşını aş- mış kadınlann ağırlık kaldırıp cimnastik yaparak kemik kaybt- nı önleyebüdikJeri biliniyor. Stre- si azaltmak ve stresten kaçınmak da zihnin genç tutulmasına yar- dımcı oluyor. Balkanlar üzerinden yeşil hava FARUK BtLDİRİCİ ANKARA — Balkan ülkele- rindeki ekolojik ve alternatif ha- reketlere dahil partiler ve grup- lar 5-9 mart tarihlerinde Atina 1 da toplanacaklar. Turkiye'den Yeşüler Partisi'nin çağrıldığı top- lantıda Balkan ulkelerindeki ve dünyadaki son gelişmeler ile çe\'- re ve alternatif hareketlerin du- rumu değerlendiriiecek, Türki- ye, Yugoslavya, Bulgaristan, Macaristan, Kıbns ve Yunanis- tan'daki çevre ve alternatif ha- reketlerin çeşitli konularda rşbir- liğini sağlama yolları aranacak. Yunanistan'daki Ekolojik ve Alternatif Hareketler Federasyo- nu, Yeşiller Partisi'ne bir çağrı gönderdi. Çağnda, Balkan ulke- leri ve Doğu Avrupa'da son gun- lerde önemli gelişmeler olduğu vurgulandı. Bunlarm bir araya gelinerek değerlendirilmesinin onemine değinilen çağnda, komşu ulkelerdeki çevre ve eko- lojik hareketlere dahil parti ve grupların Yunanistan'a davet edildiği, 5-9 mart tarihlerı ara- sında yapılacak toplantının gun- deminde BaJkanlar'daki çevre problemlerinin de bulunduğu kaydedildi. MagicBoxfutbol maçlarınınyayın haklarını satın alarak ilk başarısını elde etti Ozel TV rekabette hızhYöneticiliğini eski TRT genel müdürlerinden Tunca Toskay'ın yaptığı Magic Box TRT ile her alanda rekabete girmeye hazırlanıyor. Futbol maçlarının yayın haklarını satın alan şirket eğlence programlarında da atak yapmaya hazırlanıyor. Haber Araştırma Servisi — Turkiye, özel televizyon yayınlan- nı izlemeye hazırlanıyor. Önümuz- deki aylarda yayın yapmaya baş- layacak olan Magic Box adlı şir- ket, TRT ile rekabetinde ilk başa- rısını Türkiye 1. Ligi futbol maç- larının yayın haklarını alarak el- de etti. Turkıye'de uydu yayınla- rını izleyebilenlerin sayısının ha- len 4 milyon kişi civannda oldu- ğu, Magic Box'un yayına başla- masının ardından bu sayıda artış- lar olacağı ifade ediliyor. Yöneticiliğini eski TRT genel müdürlerinden Tunca Toskay'ın yaptığı Magic Box, TRT ile her alanda rekabete gırmeye hazırla- nıyor. Futbol maçlarının yayın hakkını satın alan şirketin onu- müzdeki gunlerde TRT'den ele- man transferine de başlaması bek- leniyor. Edinilen bilgilere göre Magic Box, eğlence programlann- da da TRT ile sıkı bir rekabete gi- recek. Magic Box, yayınlanm Eutelsat F5 adlı uydudan kiralanan bir ka- naldan yapacak. Turkiye'den bu uydunun yayınlannı izleyebilmek için çapı en az 3 metre olan çanak antenlere sahip olmak gerekiyor. Bu uyduyu Marmara Bölgesi'nde oturanlar 3 metre çaplı antenler- le, Orta Anadolu ve Akdeniz'de oturanlar ise daha buyuk çaplı an- tenlerle seyredebilecekler. Uydu, 10 derece doğuda bir yönıngede bulunuyor. Halen aynı uydudan İtalyan RAl'run iki kanalı ve Ispanyol TVE kanalı seyredilebi- liyor. Söz konusu uydudan yapılacak olan yayını izleyebilmek için ise 5 milyon lirayla 6 milyon lira ara- sında bir harcama yapmak gere- kiyor. Yayının birden fazla alıcı- ya dağıtılması durumunda hane başına harcama miktan düşüyor. Ote yandan aynı anda birden faz- la uydu yayınının izlenmek isten- mesi durumunda ise her kanal için ayrı ayrı "receiver-alıa" gerekece- ği için harcama bir miktar anıyor. Yalnızca bu uyduyu değil, diğer uydulan da aynı antenle izlemek isteyenler ise çoğunlukla hareket- li antenleri tercih ediyorlar. Bu sis- temde çanak antenin altına yerleş- tirilen bir motor, anteni istenen anda istenen konuma getiriyor. Türkiye'de en çok izlenen uydu olan Eutelsat F4 uydusu, 13 dere- ce doğu yörüngesinde bulunuyor. Günün belli saatlerinde Eutelsat F4'teki, belli saatlerinde ise F5'teki kanallan izlemek isteyen- lerin yapması gereken harcama ise 10 milyon lira civannda. Magic Box'un yapacağı yayın- lann iki hedefi olduğu, bunlardan birinin Turkiye'deki çanak anten- ler ve PTT'nin olası kablolu da- ğıtım şebekesi, otekı hedefin ise Almanya'daki Türk ışçileri oldu- ğu belirtiliyor. Halen Almanya'da çok sayıda Türk kanalı Alman PTT'sinden kiralanan kablolu kanallar aracı- lığıyla abonelere dağıtılıyor. An- cak bu kanallardan çoğunun va- yınlannın "son derece kaliiesiz" ve "derme çatma" olduğu iddia ediliyor. Magic Box'un sadece futbol maçlarını anında Almanya'da kabloyla dağıtarak bile ciddi abo- ne sayılarına ulaşabileceği ve Al- manya'da reklam alabileceği belir- tiliyor. Aynı yayınların Türkiye 1 de de çok sayıda kişı tarafından seyredilmesi durumunda Magic Box, TRT'yle yalnız yayın alanın- da değil, reklam geliri pastasında da rekabete girmiş olacak. Genel merkez bünyesinde bir "TRT Yayınlannı İzlerne Komitesi" kuran ana muhalefet partisi SHP, bundan boyle uydu yayınlan da "yakın takibe" ala- cak. SHP genel sekreter yardım- cılanndan fstemihan Talay, Magic Box'un yayınlannın anayasa ve yasalara uygunluk açısından izle- neceğini soyledi. Öte yandan SHP tstanbul Mil- letvekilı Mustafa Sangül de Ma- gic Box'la ilgili olarak Başbakan Yüdınm Akbulut'un yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi. Sangul, önergesinde, Cumhurbaş- kanı Turgul Özal'ın oğlu Ahmet Özal'ın Magic Box'la ilgisinin bu- lunup bulunmadığını da sordu. Dünyadaki teknoloji kazalara karşı çaresiz kleer tehlike devamMUSTAFA BALBAY ANKARA — Turkiye nukleer enerjiyle tanışmaya hazırlanırken dünyadaki en gelişmiş teknoloji- ye sahip ülkelerin bile nükleer ka- zalara karşı "çaresiz" olduğu be- lirtiliyor. Halen kurulu bulunan 417 nukleer santralda son 33 yıl içinde 300'ü aşkın kaza meydana geldi. İngiltere'deki bir nukleer ka- zanın 25 yıl, Sovyetler Birliği'nde- ki kazanın ise 20 yıl sonra kamu- oyuna duyurulması başka gizli kalmış olayların da olabileceği so- rusunu gündeme getiriyor. Turkiye, nükleer enerji için iki ayrı koldan çalışma yapıyor. Turkiye Atom Enerjisi Kurumu bu konuda yılda yaklaşık 7.5 mil- yar lira harcıyor. TAEK'in Arjan- tin'le yaptığı anlaşma sonucu 20 megavat gbcundeki ilk nukleer santral 1995'e kadar tamamlanmış olacak. TEK Genel Muduru Mu- hittin Babaloflu ise bin megavat gucünde bir nükleer santralın ku- rulması konusunda hazırhklı ol- duklannı belirtiyor ve "Zaman ge- çirmedtn çalışraa başlatılmalı. Daha once uç kez başlatılan bu gi- rişim çeşitli nedenlerle sonuçsuz kaldı. Zaten gec kalınmıştır" diyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanı Fahreltin Kart da nukleer enerjinin çevre kirliliği yaratma- dığmı, hatta genel bir değerlendir- me yapıldığında termik ve hidro- elektrik santrallann çevreye daha fazla zarar verdiğini vurguluyor. Ancak nükleer santrallann yay- gınlaşmaya başladığı son 30 yılda yaşananlar Kurt'u doğrulamıyor. Elektrik Yüksek Mühendisi Me- tin Beynam, herhangi bir nükle- er kazada çevreye yayılacak rad- yasyonun etkisini iki kuşak son- ra bile gösterebileceğini belirterek "Bazı kanserler ışımanın etkisin- de kaldıktan 20 yıl sonra ortaya çıkıyor. Nitekim Hiroşima'da alom bombasının etkisi aitında kaian insanJann tonınlanoda hâlâ kan kanseri ve başka kalıtsal bo- zukluklar gorulebiliyor. Nobel odullu biyolog George VVald'a gö- re en düşuk ışıma dozu bile kan- sere neden olabiliyor" diye ko- nuşuyor. Elektrik MHihendisleri Odası yetkilileri de ne kadar onlem ah- nırsa alınsın, nukleer teknolojınin doğasından gelen onemli bir risk taşıdığını belirtiyorlar. EMO yet- kilileri, "Nukleer kazalann önem- li bir bölümu de dogrudan insan hata&ına bağlı olarak meydana ge- liyor. Örnegin 1983 ile 1984 >ılı arasında yapılan bir araştırmada Günümüzde, Soğuk Savaş'ın sona ermiş olması ve nükleer savaş ihtimalinin azalması insanlan rahatlatmıyor. Çünkü halen faaliyette bulunan nükleer santrallarda meydana gelebilecekkazalar,uzun vadede insan hayatını tehdit ediyor. Dünyadaki 417 nükleer santralda, son 33 yıl içinde 300'ü aşkın kaza meydana geldi. Bu kazalarda ölenler fazla değil, ama dolaylı etkilenen ve sonradan ölenlerin sayısı binlerle ifade ediliyor. insan hatası nedeniyle meydana re olduğuna gore en onemli ener- gelen 86 kazadan 16'sının kuman- ji kaynağı nükleer sanlrallar da duğmesine yanhş basılması so- olacak" diyorlar. Çernobil olayıyla birlikte tum dünyanın gündemine giren nukle- er santrallann gerek riski gerekse üretim maliyeti nedeniyle belli öl- çulerde cazibesini kaybettiği ve başta Federal Almanya ve ABD- de olmak üzere birçok projenin ip- tal edildiği belirtiliyor. Dünyada bugüne kadar meyda- na gelen belli başlı nükleer kaza- lardan bazılan şunlar: • 7 Ekim 1957'de Ingiltere'de Liverpool'un kuzeyindeki Wind- scale reaktorundeki yangın çevre- ye radyoaktif maddelerin yayılma- sına neden oldu. 39 kişi öldü. Olay, dünyaya tam 25 yıl sonra 1983'te duyuruldu. • 1958'de Sovyetler Birliği'nin Urallar bölgesinde meydana gelen nükleer kaza da olaydan 20 yıl J İşletmede olan nükleer santrallar: 417 adet Arjantin Belçika Brezilya Bulgaristan Kanada Çekoslovakya Romanya Fransa D. Almanya (2) (7) (D (5) (18) (8) (4) (53) (5) Batı Almanya Macaristan Hindistan Italya Japonva G.Kore Hollanda Pakistan Guney Afrika (21) (4) (6) (2) (36) (7) (2) d) (2) İspanya Isveç tsviçre Tayvan(Çın) İngiltere ABD SSCB Yugoslavya (9) (12) (5) (6) (38) (106) (56) d) Inşaatına başlanmış nükleer santrallar: 120 adet Arjantin Brezilva Bulgaristan Kanada Çin Küba Çekoslovakya Fransa (1) (1) (2) (4) (2) (2) (8) (10) D. \lmanya F. Almanya Hindistan Iran tslam Cıımh ttalya Japonya G.Kore (6) (4) (8) • (2) (3) (12) (2) Meksika Polonya Romanya İspanya ingiltere ABD SSCB (2) (2) (3) (1) (4) (13) (28) nucu ortaya çıktıgı saptandı. 300'u aşkın nukleer kazada doğrudan elkilenip ölenlerin sayısı belki in- sanı iirkütecek derecede degil, ama dolaylı olarak etkilenen ve sonradan ölenlerin sayısı binlerle ifade edilmektedir" diyorlar. Öte yandan TEK ve TAEK'in nukleer santral girişimleri sürer- ken televizyonun ikinci kanalında da nükleer enerjiyle ilgili bir prog- ram yayımlanmaya başlandı. Pa- zar akşamları yayımlanan Kana- da yapımı programda nükleer enerjinin risklen kabul ediliyor, ancak goruşlerı yayınlanan uz- manlar. "Halk nükJeer santral de- yince hemen bomba \e silah anlı- yor. Oysa bu santrallann halkın yaranna olduğunu anlatmak ge- rek. Fosil kavnaklan bitmek üze- sonra Jores Medvedev adlı bir bi- yokimyagerin Batı'ya iltica ettik- ten sonra yaptığı açıklamayla or- taya çıktı. Bölgede yüzlerce insa- nın öldüğü, on binlerce kişinin de yer değiştirmek zorunda kaldığı sonradan açıklandı. • 28 Mart 1979'da Pensilvani- a'nm Harrisburg kenti yakınların- daki Three Mile Island reaktörün- de teknisyen hatası sonucu nük- leer yakıtın önemli bir bölumü eri- di. O tarihten bu yana reaktorün radyoaktivitelerden temizlenmesi- ne çahşıhyor. • 7 Ağustos 1979'da ABD'nin Tenessee eyaleti Erwin kentinde- ki nukleer yakıt santralında zeıı- ginleştirilmış uranyum çevreye sız- dı, bin kişi bir yıl içinde alacağı radyoaktivitenin 5 katını aldı. • 6 Ocak 1986'da Oklahama- daki Kerr-McGee nukleer santra- lındaki silindir patlaması sonucu bir işçi öldü, 100 işçi yaralandı. • Nısan I981'de Japonya'nın Tsuriga Nukleer Santrah'nda bir boşalyna sarnıcı üç saat sureyle taştı. Santral zeminine 40 metre- küp radyoaktif madde yayıldı. Daha önce değişik zamanlarda 21 kez bu tür olayların olduğu ancak gizlendiği ortaya çıktı. Uzmanlar yukandaki örnekle- re benzer yüzlerce kaza olduğunu vurgularken birçok kazanın da sonradan duyarulduğunu beline- rek, "Bu durum daha insanlann bilmediği pek çok kaza meydana gelmiş olabileceği kıışkusunu guç- lendiriyor. Bir de radvoaktif mad- delerin depolanması konusu var. Bu maddeler o kadar kalıcı ki; 20 bin yıl etkisini sıirdurebilenkr bile var. Bunlann ilerde herhangi bir nedenle suya, ha«\-a ulaşması ris- kinin de bulunduğunu unutrna- mak gerek" diyorlar. Bakırcılar Çarşısı'nın sadece adı var Alender arasında kendi âlemîndeERDAL YAZICI KÜTAHYA — Adı Bakırcılar Çarşısı...' Çarşının bir ucundan so- nuna bakıldığında gözler bakırcı yazısını gormek, kulaklar çekiç seslerini duymak istiyor. Saraç, kalaycı, bıçakçı, terzi, tenekeci... Ama bakıra nerede?.. Çarşıda bi- raz ilerleyince sonunda çekiç ses- lerini işitiyoruz. Sesler bizi 'yüz mumluk' ampulu aitında, yanm yanmış sobasının başında bakır ı döven Saffet Usta'nm dukkânına götürüyor. Yanı başında yanm kalmış çay bardağı, 'cigara'sı, çak- mağı duruyor. Dükkân oldukça basık ve havasız; camlaruıdan ne içeriyi ne de dışanyı görmek ola- sı: Belli ki yılların isi dumanı üs- tüne sinmiş. Vitrinde bitmiş çeşit çeşit kaplar (emzikli ibrik, sefer- taslan...) duruyor. Çekicinin aitın- da ise bitmek üzere olan bir mi- nare alem'i var. Saffet Usta, Kü- tahya'nın 'Bakırcılar Çarşısı'nın tek bakırcı ve 'alem'cisi; gelmiş geçmiş bakırcıların son temsilci- si; ustanın çekiç sesleri de olma- sa çarşının ismi de değişecek bel- ki... "Mcmur çocuf u.." Saffet Söy- ler, 7 yaşında babasının isteği ve zoruyla bu işe bulaşmış... "Evet, babam memurdu, 'oğ- lum okuyııp da ne olacak sanki?' deyip beni bir bakıra ustasımn ya- nına verdi. O zamanlar bakınn al- tın çagıydı; çarşı cıvıl cıvıldı. Bir dükkânda 18 kişi çalışıyorduk. Daha çok emzikli ibrik yapıyor- duk. Bilindiği gibi zamanla bakır mutfaktan elini eteğini çekti ve bakırcılık isi de vok olma nokta- sına geldi. Ve bakırcılar birer bi- rer dükkânlannı kaparjp başka iş- ler tulmak zorunda kaldılar. Ben ju an sadece 'alem' yapıyonını. Bir de tamir işleri... Vitrinde du- ran kaplar eski işlerimiz; şimdi onlann yüzune bakmıyorlar ar- bk.. alan, evine dekor için alıyor... Yaptıgım alemler de zor gidiyor; hazır bitmiş diikkâmn önünde 'alem'ler miişteri bekliyor ama alan yok..." Kütahya'nın komşusu Afyon'da da Saffet L'sta'nın bir meslektaşı var: tsmail Yurtvapan... Alemci- lik kendisine babadan kalmış... "Afyon'da eskiden tiim bakır iş- lerini (tabii ki 'alem'i de) Ermeni- ler yaparmış! 'Yunan Harbi'yle birlikte onlar yöreyi terk edince Afyon'da bakır işi durmuş. Son- raki yıllarda Buhara'dan gelen bir usta yoremize yerleşmiş, babam da yanına çırak olarak girmiş. Us- ta ölünce tezgâh babama kalmış. Ve meslek baba mesleği... Geçmiş yıllarda her tur bakır işi yapıyor- duk. Ama son yıllarda alem'cilik tek iş haline geldi; çünkü başka yapılacak bakır işi kalmadı..." Ustanın dükkânırun önünde bitmiş alemler duruyor ve müşte- ri bekliyorlar... "Bitmiş 'alem'leri sattığımız gi- bi sipariş de alıyoruz. İşlerin pek tadı tuzu yok şu sıra. Vaptığımız alemlerin stili bize ozgüdür. Hele babamınkiler bakıldığında hemen anlaşılır. " Daha önceki yıllar 'alem'in ya- nı sıra her turden bakır doven us- talar şimdilerde sadece *alem' için çekiç sallıyorlar. Afyon ve Kutah- ya bakırcı çarşılarmın bu emektar ustalarının şu an yanlannda çırak veya kalfa çalışmıyor. Bu işi öğ- renecek, surdürecek kimseler ol- mayacağına gore bileklerin gucü bitmedıği, gözlerinin 'nunı' tü- kenmedıği surece bu yorelerimiz- de bakır dovulecek yeni yeni "alem'ler yapılacak. Ya sonrası?.. Sonrası meçhul... * • % • . - ; Marmara\la trol yasaklandı • ANKARA (UBA) — Tarım Orman ve Köyişleri Bakanhğı, 1 Nisan 1990 ve 31 Mart 1991 avlanma döneminde geçerli olmak üzere deniz ve tatlı sularda balık avına bazı tahditler getirdi. Marmara Denizi, Boğazlar, Çaltı Burnu- Sovyet sınırı, Saroz Körfezi ve Çanak kale-Karaağaç limanları arasında her türlü trol ile av yasaklanırken Karadenizli balıkçıların talepleri üzerine, hamside boy yasağı 7 santimden 9 santime çıkarıldı. 1 mayıs - 1 temmuz tarihleri arasında kalkan, 1 nisan - 1 eylül arasında palamut ve torik, 1 temmuz - 1 eylül tarihleri arasında da sardalya avcüığı yasaklanırken, sirküler, dalyan ve lagünkrde alınacak önlemlere de açıklık getirildi. Atlantls fırlatıldı • CAPE CANAVERAL (AA) — Amerikan uzay mekiği Atlantis, dün sabah Florida'da Cape Canaveral Uzay Üssü'nden fırlatıldı. Görevi gizli tutulan Atlantis'in uzaya bir casus uydu yerleşüreceği belirtiliyor. Fırlatıhşı 5 kez enelenen Atlantis'in, bu sabah da fırlatma üssü bölgesindeki fırtına nedeniyle bir kez daha geciktiği, ancak daha sonra yagmurun durması üzerine TSİ 09.45'te fırlatma işleminin gerçekleştirildiği belirtildi. 4 günlük bir yolculuğa çıkan Atlantis'te 5 kişilik askeri personei bulunuyor. 'Bırakın flört • ANTALYA (AA) — Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Sunar Birsöz, ailelerin, gençlerin cinsel kimliklerini arayış çabalarını engellememeleri gerektiğini belirterek "Bu tür barajlarla karşılaşan gençler, kimlik krizine düşüyorlar" dedi. Birsöz, gençlerin, gelecekte nasıl bir eş seçeceklerinin, flörtle edinecekleri deneyimlerle ortaya çıkacağını vurguladı. TV5 yayını Daha onceki yıllarda her turden bakır döven ustalar, şimdilerde sadece 'alem' için çekiç sallıyorlar. Bileklerinin gücıi bitmediği, gözlerinin 'nuru' tükenmediği surece bu yorelerimizde bakır dövülecek, yeni yeni 'alem'ler yapılacak. Sonrası ise meçhul. (Fotoğraf: Erdal Yazıcı) • BERLtN (AA) — TRT'nin Eutelsat 1-F4 uydusu aracılığıyla başta F. Almanya olmak üzere Batı Avrupa ülkelerine yönelik 5'inci kanal deneme yaymı dün akşam başladı. Deneme yayınlannın başlaması nedeniyle Wannsee Meslek Eğitim Okulu'nda bir toren düzenlendi. Törene katılan TRT Genel Müdürü Kerim Aydın Erdem, yaptığı konuşmada "Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımıza hizmet getirdik, ileride daha iyi hizmet vermeye çahşacağız" dedi. Törene Berlin'de bulunan Devlet Bakanı Mehmeı Yazar da katıldı. TV5 yayını, İstanbul ve Ankara'dan da kısmen izlenebiliyor. Köy okullanna yardım • Eğitim Servisi — Köy Öğretmenleri ile Haberleşme ve Yardımlaşma Derneği, 1990 yılı ocak ve şubat aylannda 80 köy ilkokuluna yardımda bulundu. 1961'den bu yana 28 köy ilkokulu yaptıran dernek, okullara ders araç ve gereci, kırtasiye malzemesi, ders kitaplan ile yardımcı kitaplar, çocuk hikâye ve romanlan, sözlük, ansiklopedi gibi kaynak kitaplar gönderiyor. Derneğin bu yıl yaptığı yardımların toplamının 30 milyon lira olduğu bildirildi. Stresli yumurtalar • ANKARA (ANKA) — Stresin, tavukların yumurtlama fonksiyonlan uzerinde olumsuz etkiler yarattığı bildirildi. Türkiye Bilimsel Tavukçuluk Derneği'nin yayın organı Çiftlik'te yer alan bir araştırma-inceleme yazısında, tavuklarda stres yaratan faktörlerin başında, kümesten kümese nakil, aşılama, ani hava değişimleri, su ve yem düzenindeki değişiklikler, kümeste aşırı hayvan bulundurulması, ilaçlar, gürültü, aşırı ışık ve sürü içindeki rekabct olgulannın geldiği belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle